Çocuğun Boşanma Oranlarına Etkisi
Ailede çocuğun varlığı, boşanma oranlarının düşmesini sağlar. Çocuk aile bağlarını kuvvetlendirir. Fakat sadece çocuğun istikbali için sürdürülen bir evliliğin, ne derece sağlıklı olduğu ayrı bir problemdir. Boşanmanın esas nedeni eşlerin şahsi psikososyal uyumsuzluklarıdır. Çocuğun varlığı, bu uyumsuzlukların askıya alınmasını sağlar.
Çocuk yokken had safhada uyumsuzlukların yaşandığı bir ailede, çocuk doğduktan sonra, hele çocuk sayısı daha da artarsa problemler ortadan kalkabilir. Çünkü çocukların verdiği meşguliyet bireylerin kendilerine ayırdıkları zamanı azaltır. Eşler kendilerini tahlil edecek zamanı pek bulamayabilirler. Çocukların bakımı, eğitimi, terbiyesi eşlerin tüm zamanını alabilir. Artık tartışma konusu çocuklar olabilir. Elimizdeki istatistikler, aile sorunlarının yüzde 90’ının çocuklardan kaynaklandığını göstermektedir.
Bunun aksi durumlar da söz konusudur. Üç çocuğa rağmen gerçekleşmiş boşanmalar vardır. Boşanmalar neticesi psikososyal problemler gösteren çocuk sayısı hiç de az değildir.
Çocuğa rağmen yapılan boşanmalar incelendiği zaman ortaya şu çıkmaktadır ki, boşanmalar çocuğun buhran dönemlerinde olmaktadır. Çocukların üç buhran dönemi olduğunu, bunların normal olduğunu, daha önce söylemiştik. İşte boşanmalar genellikle çocuğun bu buhran dönemlerinde gerçekleşmektedir. Annebaba, buhran dönemini bilmediğinden olsa gerek, çocuğun taşkınlıklarının faturasını birbirlerine çıkarmakta, bu münakaşalar boşanmaya kadar gitmektedir. Buhran dönemlerinde gerçekleşen bu boşanmalar çocuğu fazlasıyla etkiler.
Ne var ki sadece çocuğun ruh sağlığı için zoraki sürdürülen evlilikler, son derece sağlıksız bir ortam hazırlar. Bu gergin ortamın çocuğu tesir altında bıraktığı açıktır. Öyle ki eşlerin ayrılmaları çocuk için daha hayırlı olabilir.