Medyanın demokratik rolü



Medyanın Demokratik Rolü (Geleneksel-Liberal Kuram), Kuramın Ayrıntıları, 3 yönü

Medyanın modern demokrasilerdeki rolüne eleştiri

Deregülasyon

-Geleneksel görüşler(Liberal Kuram) bütün çerçeveyi tanımlarken geldiği nokta “En iyisi medyanın her türlü kuraldan arındırılmasıdır”. Bu alana herkes girebilecek, düşündüğü şeyi yazıp, ifade edebilecek, medya sesi olacak. Toplumsal gerçeklikle uyuşmaz.

-Geleneksel kuramın en çok istediği şey her türlü kuraldan arındırma (Deregülasyon bu demek)

-1980’ler kurallardan arınma fikri Mördak isimli bir milyoner, her yerde medya sahibi bir iş adamı. Sınırlar özgür olsun ama esas sermaye ülkeler arası dolansın diyor. Medya alım satımına yol açar.

-Habermas 1970 sonundan itibaren çevrilen eserleri modern demokratik ülkelerde medyayı yeniden düşünmemiz gerektiğini ilk söyleyen kişidir.“ Erken modern kapitalizmin gelişiminin özerk bir kamusal alanını yarattığını” söyler. Kapitalizm 17 yy.’ dan itibaren modern kamusal alanlar yaratmış, akıl sahibi her bir ferdin özgürce kanaatini ifade etmesini sağlar.

1) Bireyin yurttaş olma bilincine varmasını sağlar.

2) Herkesin rahat ve özgür tartışmasını sağlar.(Matbaanın varlığı yazılı eserlerin yayılmasını sağlar. Önemli metinlerin ulusal dillere çevrilmesini sağlar. Kamusal tartışma mekanlarının öncülüğünü mektuplar yapar. (Napolyon’un, Nazım’ın, Antonio Gramsci’nin, Machiavelli’ nin eserleri) Mektuplar dışında romanlar (Sthendal- Parma Manastırı), belli mekanlarda tartışılmaya başlanmıştır. Okuma odaları kurulmuş, eserler hakkında tartışılmaya başlanmıştır. Kahvehaneler kurulmuştur.( Osmanlıdakinden temel farkı bu kahvehanelerin; gazeteler ve ikinci el kitapların da olduğu yerler olması) Salonlar, Parklar( ilk defa 17 yy. soyluların uğrak yeri olan parklar halka açılıyor. İnsanlar konuşmaya, gezmeye, tartışmaya başlıyorlar.

-19 yy’ a kadar ilerler bu durum. Bu arada en temel öncü kavram “Basın”. Kamusal alanların oluşmasını sağlayan mekanları yaratıyor. Burjuva kamusal alanı olarak da telaffuz edilen bu yerler batılı düşünce alanını genişletiyor. Bu tarihten itibaren ulusal dergiler kurulup, etki alanları genişletiliyor. 1825’ten itibaren devlet yetki alanını genişletiyor. Artık savaş, barış, yasa, gümrük, hazine, ordu işleri vb işlere de karışıyor.

-Devlet birdenbire her alana el atmaya başlıyor NEDEN?

1) Devletin genişlemesi ve örgütlenmesi

2) Örgütlenmiş örgütsel çıkarlar.

-Giderek kamusal alandaki tartışma temaları parçalanır. Özel meseleler gündeme getiriliyor. Basın da giderek bu alanlara yönelmeye başlıyor. Kamusal alan giderek akılcılığını yitiriyor, onun yerine kamuoyunun güdülenmesi (Yönlendirilmesi) bir alan haline gelmeye başlıyor.  Dışarıdan etkilenmeye çalışılan bir alan. Siyaset gösteriye dönüşüyor. Bu durumda ortadan iki şey kayboluyor;

1) Rasyonalite(Akılcılık)

2) Ortak çıkar ya da genel yarara uygun şeyler kayboluyor. ( Özel bir birliğin çıkarlarını önem verir hale geliyor)

 -Medya bu süreci tartışma arenası kurarak geçireceği yerde sürece ayak uydurmayı seçiyor.

GELENEKSEL AÇIKLAMANIN MEDYA’NIN ROLÜNE DEĞİNİMİ

-Geleneksel kuramın ilk temel özelliği;

1) MEDYAYI KAMU GÖZCÜSÜ OLARAK NİTELENDİRMESİDİR. Gelenekçi(Liberal) düşünce medyanın demokratik rolünü böyle görüyorlar. Devletin kararlarını denetleme. Bu rol bazen hükümetlerin işleyişi hakkındaki genel tartışmaları açacak şekilde işler, bazense devlet işlerindeki kötü durumları ortaya çıkartır.

-Medya hükümetten bağımsızdır. Serbest piyasa ekonomisi. Devlet medyaya müdahale ederse “Devletin hizmetinde hırlayıp duyan bir köpeğe dönüşür medya” deniyor.

-Kamu gözetimindeki medya düşüncesi bazı eleştirilere maruz kalmıştır.

**Yaşadığımız modern toplumlardaki medyanın en önemli rolünü kamu gözetimi olarak tanımlamak gerçekçi olamaz. Modern medya günümüzde eğlence amacına yönelmiştir diyorlar. Çok seslilikten, çok aykırı ses olduğu için, tek sese giderler bu da gerçekçi olmaz diyorlar. En temel belirleyici unsur haber değil eğlence unsurudur.

**Medyanın gözcüsü olma tanımı sanki medyanın yolunun yegane görüşünün devleti denetlemek olduğunu söylüyor. Başka yerler de var. Örneğin STK’lar. Çürüme sadece devletten kaynaklanmaz diyorlar.

**1970’lerin sonundan itibaren medya bazı tekellerin eline geçmiş.(Çoğunlukla işadamları) Bu insanlar sahip oldukları gazetelerin devleti ya da STK’ları eleştirmeye çalışır.

-Kastedilen medya kartellerinin oluşumu, komşulardan çok özel çıkara hizmet ettiğini görürüz.

 2)TEMSİL VURGUSU

– Daha anlamlı geliyor insanlara. O medya kuruluşunun okuyucu kitlesini, temsil ettiği kişileri, temsil eder.

– En önemli husus temsil ettikleri çıkarların üzerinde duruyor. Toplumun farklı parçalardan oluştuğundan hareket ediyor, buna destek veriyor. Kim kendisini okursa, izlerse onun temsilcisi. Özel grupların çıkarının temsili var.

3)BİLGİLENDİRME ROLÜ

-Bu sav medyanın bilgilendirici işlevine vurgu yapar.

-Medya genellikle kendisini ifade ettiği kol Toplumda var olan olaylar hakkında bilgi veren toplumun gidişatının denetleyen araçlardan biri, medya kısaca bilgi verir. Bilgi vererek serbest Pazar, özgür düşünce ortamının oluşmasına katkıda bulunsun. Herkes düşüncesini özgürce belli etsin Bireylerin serbest pazarda örgütlenmesi.(örnek)

-İsteyen istediği gazeteyi okur, istediği kanalı izler kimse buna karışamaz diyor.(Nitelik olarak haber ve bakış açısı değişmiyor, birbirine yakın kalıyor.)

-Denilen şu “ Her koşulda serbest piyasa işlesin.” Yurttaşların farklı beklentilere yanıt veren yegane sistem. Bu farklı beklentiler farklı gazeteciler tarafından öğrenilir ve aktarılır. Bu sisteme yapılan övgü liberal kuramın en temel dayanağı.

-Pazar sistemine yapılan bu övgüler gerçek sistemi yansıtmıyor. Her 10 yılda bir pazarın krizinden bahsediyoruz. Kapitalizm çare arayan ve çaresinin sonuna gelmiş bir sistem olarak görülüyor.

2)Kamunun özgürce tartışmasına yol açan bir Pazar değil. paran, gücün, çevren konusunda şekilleniyor. Hangisi daha medyaya yakın güçlüyse kamuoyu odur deniliyor. Pazarın doğasından kaynaklanan sebepler. Herkesin bütçesi aynı değil, adil bir mücadele alanı yok. Bu sistemin içine basını yerleştiriyoruz. Bilgi vermek için özerk olmak gerekir.

4)PROFESYONEL SORUMLULUK MODELİ

-Gözcülük, temsilcilik. Bilgilendirme de işlemiyor. Sorumluluğu gazeteciye yükler.

– Gazeteciler en iyi ahlak, sorumluluk vb konularda ne yazacaklarını bilirler. Mesleğe yönelik her şeyi bilirler diyor. Bize gazetecilerin “tarafsızlık, bağlantısızlık, doğruya bağlılık” gibi yüksek amaçlara hizmet eder. Elde edilen bilgileri yayınlamada, farklı inançları yansıtırlarmış. İlk görevi kamuoyuna hizmet etmekmiş.

-Gazeteciliğin ilk yükümlülüğü kamuya karşıdır. Özellikle gazeteciler herkesin yararına haber yaparlar. Doğruluk peşindedirler. Gerçeğe bağlılıkları şüphe götürmez. Her şeyi haber yapabilirler. Etik kurallara uymak, doğru haber peşinde koşmak gerekir. Yüceltilen bir meslek var ortada. Ve böyle işlemiyor.

 -Halkla ilişkiler denildiği zaman bir gruba hizmet etmekle yükümlüsünüz. Halkla İlişkiler işi Türkiye’de özel sektör merkezli bir iş.

-Kamu, işleyişi, ve beklentisi  yerini özel şirketlere bırakıyor. Kamuda müşteri oluşuyor.

GELENEKSEL BAKIŞ AÇISININ ELEŞTİRİSİ ,KUSURLARI 4 Temel kusur;

1) Siyasi partiler, baskı grubu demek ve devletlerin sürekli olumlu yönlerini dile getiren bir bakış açısı STK’lar, çıkar grupları, Devlet farklı beklentileri olan toplumsal örgütler kendi gruplarının oluşmasına izin verirler. Özel çıkarlar iktidar karşıtı bir  durumda yer alırlar. **Her çıkar tehdittir. Ancak iktidarın yanında olan çıkarlar güçlenebilir.** Her çıkar eşit değildir.

-Medyanın bil. Rolü çok abartılıyor. Abartırken iki varsayım;

  1. a) Medya söylemi zengin bil rolü artıyor.
  2. b) Medya sayısında artış varsa bil. rolü yine artıyor.

-Bir ülkede medyada söylemlerin varlığı, zenginliği neye bağlıdır?

1)Yasal olarak anayasada yer etmesi lazım.

2)Duyarlı bir kamuoyunun olması lazım.**Toplumsal duyarlılık lazım.

3)Tekelleşmeyi engellemek lazım.

4) Ahlak lazım.

2) Medya sayısı

-Bizim 61 tane büyük kanalımız var. Medya sayısı kamuoyunun farklı fikirlerini yansıtıyor mu? Bakılması gereken bir şeydir. Okuduğunuz, dinlediğiniz, izlediğiniz medyayı takip etmeniz gerekir.

   3) Liberal kuramda akılcı kamuoyunun önemi abartılır. Modern kamuoyu duygularla hareket eder. Bu tez gerçeği yansıtmaz. Akıldan çok duyguları kullanırsınız.

    4) Yasal yayın yapma hakkı ile bu hakkın kullanımını sınırlayan ekonomik gerçeklikle arasında bir ayrım yapmamıştır.

DEREGÜLASYON ( Kurallardan Arındırma)

Amaç; Her alanın Pazar mantığı içinde ilerlemesini sağlamaktır. Devletin ya da kamunun elinin değdiği her noktada geri çekmesini, pazarda her şeyin devam etmesini istiyor.

-Biriken sermaye sınırları aşsın demeye getiriyor.

– Mördak diyor ki; Pazar rekabeti basın ve yayın özgürlüğünün kilit noktasıdır. Devlet müdahalesinden bağımsız oluşu, rekabet, neyi satın alabileceğimizi devamlı kılar. Fiyat düşer, kalite yükselir diyor. Medyalar devlet kontrolündeyse reklamların olduğu gibi paylaşımını engeller. Kamunun ortak çıkarı olmadığı için kamu çıkarı yoktur. Kamu hizmeti tükenmiştir. Devlet bir tek askerlikle ilgilenmelidir diyor.

-1980 Modern demokrasilerde uygulanmaya başlandı bu politikalar. Yaşadığımız çağın temel düşüncesi deregülasyon. 1980’lerden sonra gelişen politikalar , özelleşme, yetkilerin sınırlanması, uluslararası sermayenin ulusal sermayeye girişi . Yerel sermayenin de zayıflamasına yol açar bu durum. Reklamcılık sektöründe  ABD’ leşmeyi  getirmiştir.

-Küreselleşme, yerel kimliklerin öne çıkması toplumsal bağların zayıflamasına yol açtı. Her alanda parası olan  daha önde izlenimi yerleşti.

– Deregülasyon, taksitle araba alma, rolex saat alma vs bir markalaşma yaratmıştır. Ülke içi adalet, eşitlik kavramları yolsuzlaşmaya başladı. Geleneksel özellikleri yıprattı. Basın giderek tekelleşir. Sermaye yapısı uluslararasılaşır, öncekilerle aynılaşma.

İlgili Kategoriler

İletişim Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir