İletişim sosyolojisi final soruları



İLETİŞİM SOSYOLOJİSİ – FİNAL
Batı Avrupada XVII yüzyılda güçlenen Liberalizm  akımın basın özgürlüğü alanındaki ilk önemli temsilcisi / Areopatica ingiltere parlemontosuna sansürsüz yayın hakkında söylev başlıklı yazıyı yazan JOHN MILTON
XVII yüzyılda basın özgürlüğüne yönelik düşünceleriyle öne cıkan düşünür / 1632/1704 yılları arasında yaşamış liberalizmin öncü isimlerinden / basın özgürlüğünü  bireylerin doğal hakları ile temellendirmiş olan sosyolog / devlet, temel amaçları mülkiyetlerini korumak olan insanların, bir anlaşma yaparak kendilerini hükümetin yönetimi toplamaları ile oluştur görüşünü savunan JOHN LOCKE
İletişim özürgürlüğünde, basın özgürlüğünün aksine, vurgunun sadece çalışma özgürlüğünde değil, yaşamın tüm alanlarında yurttaşların görüş ve kanaatlerini iletebilmelerine ve iletişim süreçlerini düzenleyebilme yeteneklerinin geliştirilmesine yapıldığını belirten HOFFMAN-REIM
Modern devletin başlangıcından bu yana süren, günümüzde artarak devam eden birbirleriyle bağlantılı beş siyasal sansür türünün özel ilgiye değer olduğunu belirtmektedir. Bunlar: Olağanüstü hal ekleri, Silahlı gizlilik, yalan söylemek, devlet reklamcılığı ve korparatizm’dir diyen JOHN KEANE
Teknokratik çağ ZBIGNIEW BRZEZINSKI
Sanayi Sonrası Toplum DANIEL BELL
Bilgi Toplumu PETER DRUKER
Enformasyon Toplumu  / enformasyon toplumlarının demokrasinin farklı bir nitelik alacağı ve “enformasyon demokrasisi” nin ortaya cıkacağını söyleyen YONEJI MASUDA
Network Toplumu / Dünya lideri iletişim teknolojileri sayesinde ağ toplumuna doğru küresel bir dönüşüme tanıklık ederken, söz konusu teknolojilere uzak kalan ve küresel toplumdan dışlanan toplulukların teknolojik bir dördüncü dünyanın olmasına neden olduğunu ileri süren kuramcı MANUEL CASTELL
Küresel Köy / “araç iletidir” sözünü tanımlayan / “sıcak ve soğuk iletişim araçları” şeklinde kategorik ayrımı, mekanik ve elektronik çağların niteliklerini belirleyen teknolojik farklılaşmalara referansta bulunur  / iletişimi kültürel olmaktan ziyade teknolojik bağlam içinde ele alan kuramcı / bütün iletişim teknolojileri, duyularımızın çeşitli şekillerde dışlaştırılmasıdır / bütün elektronik medya teknolojisinin, dünyayı görsel bir yönelimden işitsel bir yönelime doğru kaydırdığını öne sürmektedir. / ortaya çıkan her yeni iletişim biçiminin insanın  duyu organlarının teknolojik genişlemesinin bir sonucu olduğunu söyleyen ünlü iletişimci MARSHALL MCLUHAN
Yeni medyayı ekonomi-politik açısından ele alan kuramcılar GARNHAM – GOLDING – MURDOCK
Dönüşüm, piyasaya yeni ürünleri sürmeyi hedefleyen ekonomik ve teknolojik koşulların ötesinde, aslında yeniden şekillenen toplumsal, kültürel ve siyasal gerçekliğe işaret etmektedir diyen sosyologlar ROBIN – WEBSTER
Yeni dönemin emelinde bilişim teknolojilerinde yaşanan ve bazen söz konusu gelişmelere neden olan bazen de bunları kolaylaştıran hızlı teknolojik dönüşümler yer almaktadır görüşünü savunan SOETE
Bilişim teknolojilerinin yaygınlaşmasının bilgi ve enformasyonun elektronik olarak dolayımlanmasına neden olduğunu ve bununda toplumsal ilişkilerin dolaşım ağını etkilediğini belirten sosyolog / uygarlığı üç aşamada ele alan, Yüz yüze ve sözlü genelek dönemi, matbaa aracılığı ile yazının dolayıma girdiği dönem, elektronik değişim dönemi diye dönemlendiren sosyolog MARK POSTER
İletişim araçlarınca taşınan mesaj kadar, bunların taşınma biçimi de önemli bir faktör olarak toplumsal yaşamda etkilidir. HAROLD INNIS
Hem işlevsel ve ekonomik üstünlükleri hemde Batı’daki egemen değerlere yatkınlığı nedeniyle sıra dışı bir başarıya ulaşmıştır MICHEL GENSOLLEN
e-posta facebook, tiwetter gibi olanaklar sayesinde kızgınlık veya mutluluk gibi duyguların yansıtılabileceği bir kişilerarası medya olarak kendini sunmaktadır / ağlaşmış bireyselcilik tanımını doğrular biçimde bireysel tercihlerin şekillendirdiği, mobil bir iletişim medelini benimsiyor BARRY WELLMAN
Yeni medya düzeninin alt yapısı içinde ışık dalgalarını aktarmak suretiyle can alıcı bir rol oynayan cam elyafının kapasitesi neredeyse sınırsızdır görüşünü savunan NICHOLAS NEGROPONTE
“Öteki” ne karşı tahammülsüzlük üzerine temellenen her üyesinin “aynı payda içinde” buluştuğu sanal cemaatler aralarındaki ortak noktalar yoluyla sadece simetriyi öne çıkararak “farklılıkları” ısrarla reddederlerken “küçülme ve içe dönme” tehlikesiyle de karşı karşıya kalmaktadır. M.YOUNG
Katılımcı demokrasi siyasal sistemin kurumlarının tüm düzeylerinde, özellikle de sivil toplumun uzantısı ve ürünü olan siyasal partiler, dernekler, taban insiyatiflerinin bulunduğu ara düzeydeki aktif vatandaşların karar alma sürecine sürekli ve anlamlı katılımına önem veren kurumsallaşmış bir demokrasi modelidir görüşünü savunanlar BACHRACH – BOTWINIEK
İnternetin yeni kamusal alanı oluşturduğunu öne süren / her isteyene açık erişim, gönüllü katılım ve kamoyunun rasyonel tartışmalara katılan vatandaşlar birliği tarafından oluşturulması, devletin ve örgütlü iktidarların özgürce eleştirisi gibi unsurlara vurguda bulunur diyen RHEINGOLD
Siyasal kamusal alanın dört boyut sergilediğini belirtir, medya kurumları, medya temsili, sosyal yapı ve sosyo-kültürel etkileşim DALHGREN
Hiper-gerçeklik (üst gerçeklik) kavramını sosyolojiye kazandıran / Bilişim teknolojilerinin, doğal dünyayı teknolojik olarak dolayımlanan bir üst gerçekliğe dönüştürdüğü görüşünü savunan JEAN BAUDRILLARD
“Kol değirmeni size derebeyi toplumu betimleyecektir. Buhar değirmeniyse endüstri kapitalisti ile kapitalist toplumu” sözünün sahibi KARL MARX
Yurttaşlığı, sivil öğe, siyasi öğe ve sosyal öğe olarak üçlü sınıf içinde tanımlayan kuramcı T.H.MARSHALL
18.yüzyılda modern ve seküler toplumlardaki iktidar ilişkilerinin sosyo-ekonomik ve politik analizini “panoptikon” metaforuyla yapan düşünür JEMERY BENTHAM
Okuma yazma bilmeyen ilk topluluklarda insanın düşünce ve davranışları, sözcüklerin büyülü tınlamısyla biçimlenmekteydi görüşünü savunan BARRY SANDERS
Romanlar okurların anında sürekli ve herkese dair yargıda bulunma gibi kötü insani alışkanlığa karşı okuru donatır KUNDERA
Bedenli insanların eve bağlı bir varlık olarak toplumsal yaşamlarını çevirimiçi ve medya boyunca yönelimlerinin, bir dolu toplumsal soruna yol açtığını söyler PAUL VIRILIO
İletişim teknolojileri alanında yaşanan gelişmeleri toplumsal örgütlenmenin ve dönüşümün başat değişkeni olarak tanımlayan kuramcılar HAROLD INNIS – MARSHALL MACLUHAN – WATER ONG – JOSHUA MEYROWITZ – NEIL POSTMAN – MANUEL CASTELL
Televizyon kültürünün yetişkinlerin dünyası ile çocukların dünyası arasındaki ayrımı ortadan kaldırdığını ve bu durumun çocukluğun yok olmasına neden olduğunu ileri süren kuramcı JOSHUA MEYROWITZ
İletişim teknolojilerinin yoğun biçimde kullanıldığı ABD’de 2000’li  yıllara gelindiğinde sosyal ağların /ilişkilerin ciddi bir biçimde gerilediğini sosyal sermayede önemli bir düşüş yaşandığını iler sürer sosyologlar MCPHERSON – PUTNAM
Mobil telefonlar ve sosyal pratikler arasındaki ilişkiye odaklanırken yeni iletişim teknolojilerinin  yarattığı kargılara ve önerdiği tekno-sosyal pratiklere dikkat çekiyorlar ITO ve OKABE
Teknolojinin toplumsal olarak inşaa edildiği görüşüne karşı çıkarak mobil telefonların bu tekonolojiyi kullanan farklı bireyleri ve toplumlar arasında, uzamdan bağımsız ortak bir zaman algısına dayalı, yeni ve evrensel bir ruhun bir tür Apparatgeist’in gelişmesine yol açtığını ileri sürüyorlar KATZ ve AaKHUS
Hindistanda balıklçılık piyasasında ki asimetrik bilgi akışı sorununun GSM teknolojisi sayesinde büyük ölçüde çözülebildiğine işaret ediyor. JENSEN

 

Tarzanyada balıkcılıkla uğraşanların mobil telefon sayesinde  anında bilgi akışı sağlayabildiklerini böylece pazarlık olanaklarının arttığını gösteriyor MYHR
UNESCO aracılığıyla, yoksulluğun en yakıcı düzeyde deneyimlendiği dokuz bölgede (hindistan, sri lanka, bangladeş) çocuklar ve kadınların iletişim teknolojileriyle ilişkilerine odaklanan etnografik bir çalışma gerçekleştirmiştir TACCI
Ticari etkinliklerin genelinde olduğu üzere, daha geniş ekonomik kaynaklara sahip olanlar mobil teknolojileri de daha etkili biçimde kullanma potansiyeline sahip olacaklardır görüşünü savunan DONNER
20.yüzyılın en etkili iletişim aracı olan televizyon yıkıcı niteliklere sahip olduğunu, kültürel açıdan sığ bir içerik sunduğunu ve demokratikleşme süreçleri bozulmaya urattığını ileri süren kuramcı  /  Televizyonun gerek bir iletişim ortamı, gerekse işleyiş mekanizması açısından yıkıcı bir öze sahip olduğunu iler süren kuramcı NEIL POSTMAN
Teknolojinin, içinde üretildiği, kullandığı ve tüketildiği toplumsal, kültürel ve politik bağlam içerisinde irdelemesi gerektiğini vurgulayan ve televizyona dair kültürel çözümlemeleriyle tanınan kuramcı / teknolojik belirlenimci yaklaşıma karşı çıkan kuramcı RAYMOND WILLIAMS
Yeni medyayı, toplumsal-kültürel pratikler bağlamında ele alan ve “kültürel çalışmalar” ekolü ile “post yapısalcı” perspektiften ele alan düşünür FRANK WEBSTER
Geleneksel medya, bireyin kitle toplumunun bir üyesi olduğuna vurgu yaparken, yeni medya düzeni, sanat toplumun bir üyesi olması bağlamında “birey üzerine” odaklanmaktadır görüşünü savunan PARK
Teknolojinin toplumsal olarak inşa edildiği görüşüne karşı çıkarak ortak bir zaman algısına dayalı, yeni ve evrensel bir ruhun geliştiğini savunan kuramcılardan KATZ
Kartezyen özne kavramını orataya koyan DESCARTES
Toplumsal diyaloğu devreden çıkaran gösteri dünyası, böylelikle çağdaş toplumların düşünce araçlarını da çöketmektedir diyen GUY DEBORD
Yaşam bilgisinin ve kültürel geleneğin yazıya dökülmesi, toplumsal bilinçte iki önemli biçimde karşılığını buldu: insanlar şu andan farklı olarak geçmişin ayrımına varabilir hale geldiler ve insanlar, kültürel gelenekten devraldıkları tutarsızlıkların ayrımına varabildiler görüşünü savunan WALTER ONG

 

ESER KÖKER

Politikanın iletişimi iletişimin politikası

JÜRGEN HABERMAS

Kamusallığın yapısal dönüşümü

MERAL ÖZBEK

Kamusal alan

JOHN STUART MILL

Özgürlük Üzerine

D.BEYGIN KELAJLIOĞLU

Türkiyede medyanın dönüşümü

NURSAN TÖRENLİ

Enformasyon toplumu ve küreselleşme döneminde Türkiye

ORWELL

1984

NİLÜFER TİMİSİ

Yeni iletişim teknolojileri ve demokrasi

T..H.MARSHALL ve T.BOTTOMORE

Yurttaşlık ve Toplumsal Sınıflar

MARSHALL MCLUHAN

Araç Mesajdır

Medyayı anlamak

BARRY SANDERS

Öküzün A’sı elektronik çağda yazılı kültürün çöküşü ve şiddetin yükselişi

MANUEL CASTELL

Ağ toplumunun yükselişi

 NEIL POSTMAN

Televizyon: Öldüren Eğlence

VINCENT MILLER

Dijital kültürü anlamak

 

EVGENY MOROZOV

Net yanılsaması: İnternet bizi nasıl özgürleştirmez

SEVDA ALANKUŞ

Yeni iletişim teknolojileri ve Medya

TERY FLEW

Yeni Medya

UGUR DOLGUN

Şeffaf Hapishane veya Gözetim Toplumu

M. FOUCAULT

Hapishanenin doğuşu

   

 

  • Bugünkü anlamda ilk gazete 1609 da strasbug’da haftalık olarak Almanca yayınlanan Avısa Relation oder Zeitung.’dur
  • İnsan hakları evrensel bildirgesi 10 aralık 1948 de kabul edilmiştir.
  • UNESCO’nun McBride Raporu 1979 da tamamlanmıştır.
  • Matbuat Nizamnamesi 1864 tarihinde uygulanmıştır. Hükümetin iznine tabi tutan 1864 tarihli Matbuat Nizamnamesini, 1867 yılında Matbuat Nizamnamesinin hükümlerini yok sayan ve hükümete basınla ilgili idari tedbirler alabilme yetkisi tanıyan Ali Karanamesi’nin yanınlanması izlemiştir.
  • 1867 ‘de yayınlanan Ali Kararnamesinin ilk uygulaması olarak Muhbir ve Vatan kapatılmıştır.
  • Meşruiyetin ilanından sonra 24 Temmuz günü Gazeteciler/Basın Bayramı olarak kabul edilmiştir.
  • 1931 tarihli matbuat kanunun gazetelerin kapatılması sonucunda hükümete sınırsız yetki veren 50.maddesi, 1946 yılında değiştirilmiş ve kapatma yetkisi mahkemelere bırakılmıştır.
  • 21 Temmuz 1950 ‘de yürürlüğe giren 5680 sayılı basın kanunu hazırlanmıştır.
  • Basın ve hükümet arasındaki ilişkilerin bozulduğunun göstergesi 1954 tarihli Neşir Yoluyla veya Radyo ile işlenecek bazı Cürümler hakkındaki kanundur.
  • 27 mayıs 1960 ta gerçekleşen darbe sonucunda DP iktidarı son bulmuş ve 1961 tarihinde yapılan yeni anayasa ile de, basın özgürlüğü demokratik esaslara uygun şekilde tanımlanmıştır.
  • Yazı M.Ö. 3000 dolaylarında sümerler ve mısırlılar tarafından bulunur
  • 1876 yılında telefon icat edilmiştir.
  • Apparatgeist: mobil  telefonların, bu teknolojiyi kullanan farklı bireyler ve toplumlar arasında uzamdan bağımsız ortak bir zaman algısına dayalı, yeni ve evrensel bir anlayışın gelişmesine öncülük ettiğini ileri süren araç temelli yaklaşım   
  • Radyo ve televizyon üst kurulu 1994 yılında çıkartılan yasa ile faaliyetleri teminat altına alınmıştır.

 

 

İlgili Kategoriler

İletişim Ders Notları



Yorumlar 1

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir