Türk vergi sistemi ders notu



TÜRK VERGİ SİSTEMİ

Türkiye’de gelirlerin vergilendirilmesine 1926 yılında 755 sayılı KAZANÇ VERGİSİ KANUNU ile başlamış ve değişikliklere uğrayarak 1961 yılında 193 sayılı GELİR VERGİSİ KANUNU uygulamaya konulmuştur.

GELİR VERGİSİ TÜRLERİ

1-) Üniter Gelir Vergisi : sübjektif karakterli bir vergidir. Elde edilen gelirlerin tümü toplanır ve bu toplamdan; en az geçim indirimi, özel indirim, bağış ve yardımlar, yapılan giderler Düşülür. Bulunan toplam tutara Artan oranlı vergi tarifesi uygulanır. Üniter vergilendirmede, mükelleflerin ödeme gücüne göre vergilendirme ve vergi adaletinin gerçekleştirilmesi amaçlanmaktadır. Türkiye’de 1950 yılından beri Üniter G.V uygulanmaktadır.

2-) Sedüler Gelir Vergisi : Gelirler çeşitli kategorilere ayrılmış olup her kategoriyi ayrı ayrı vergilendirilir. bu tür vergilerde  Düz oranlı tarife uygulanır.

3-) Birleşik Gelir Vergisi : Çeşitli kaynaklardan elde edilen gelirlere Sabit oranlı tarife uygulanır ve daha sonra yeniden artan oranlı tarifeye tabi tutularak vergilendirilir.

GELİR TEORİLERİ

a-) Kaynak Teorisi: Üretim kaynaklarının (emek, sermaye, doğal kaynaklar), teşebbüs sürekli olarak üretim sürecine sokulması sonucu elde edilen gelirlerdir.(ticari, zirai, serbest meslek kazancı, menkul sermaye iradı, gayrimenkul sermaye iradı, ücret gelirleri ve öz tüketim Kaynak teorisine göre gelir sayılmıştır.)

b-) Net Artış Teorisi:  Miras, bağış, yardım, piyango ikramiyesi, kumar kazançları, öztüketim ile diğer kazanç ve iratlar Net Artış teorisine göre gelir sayılmıştır.

Gelir: Gerçek kişilerin bir takvim yılında elde ettikleri kazanç ve iratların safi tutarıdır.

GELİRİN ÖZELLİKLERİ

a-) Gelir Kişiseldir.

b-) Gelir Yıllıktır: GVK geliri yıllık olarak kabul etmiş olup genelde vergilendirme dönemi 1 Ocak 31 Aralık tarihleri arasındaki 12 aylık dönemi kapsar. Bazı durumlarda takvim yılından sapılmıştır. Bunlar; ölüm, memleketi terk, özel hesap dönemleri ve birden fazla yıl süren inşaat onarım işleridir.

c-) Gelir Gerçektir : Genel olarak gelirler gerçek usulde tespit edilir. Mükelleflerin Gerçek gelirleri muhasebe düzenine göre tutulan defterlerden tespit edilir.

d-) Gelir Safidir : Elde edilen gelirden kanunun kabul ettiği giderler düşüldükten sonra safi kazanç vergilendirilir.

GELİR VERGİSİNDE MÜKELLEFİYET

Gelir elde eden gerçek kişiler gelir vergisinin mükellefidir. Gerçek kişilerde vergi mükellefiyeti doğumla başlayıp ölümle sona erir. Küçükler, kısıtlılar hatta sağ doğmak şartıyla ana rahmine düşen çocuk dahi vergi mükellefidir. Kişilerin vergi mükellefi olabilmesi için medeni haklarını kullanma şartı aranmaz.

Not : yasal olmayan işlerden elde edilen gelirler ( kumarhane işletilmesi, tefecilik yapılması) vergi adaleti bakımından vergi mükellefiyetini doğurur.

1-) Tam Mükellef: Şahsilik ilkesine göre vergilendirilir. Tam mükellefiyette ön şart TC vatandaşı olmaktır.

2-) Dar Mükellef: Mülkilik ilkesine göre sadece Türkiye’deki gelirleri üzerinden vergilendirilirler. Görevli gelenler, ilim ve fen adamları, seyahat, tahsil, tedavi, tutukluluk, hastalık gibi nedenlerle zorunlu olarak 6 aydan fazla kalanlar tam mükellef sayılmazlar. (6  aydan fazla kalan yabancılar

TAM MÜKELLEF DAR MÜKELLEF
İhracat istisnasından yararlanamaz Yararlanır
Sergi, Fuar, Panayır satışları vergiye tabidir. Vergiye tabi değildir.
Diplomat ve Ücret istisnasından yararlanamaz Yararlanır
Sakatlık İndiriminden yararlanır. Yararlanamaz.
Matrahtan Sigorta Primi indiriminden yararlanır Yararlanamaz.

Mükellef için vergi borcunun, Vergi dairesi (Devlet) için vergi alacağının doğması için vergiyi doğuran olayın meydana gelmesi yeterlidir.

TİCARİ, ZİRAİ, MENKUL SERMAYE İRATLARINDA TAHAKKUK esası geçerlidir.

SERBEST MESLEK KAZANCI, ÜCRET, GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI ile DİĞER KAZANÇ VE İRATLARDA TAHSİL esası geçerlidir.

Tahakkuk : gelirin kesinleşmesidir. Tarh : vergi alacağın hesaplanmasıdır. Gelirin Tasarrufu : Gelirin nakden veya hesaben gelir sahibinin banka hesaplarına geçmesidir.

TİCARİ KAZANÇ

Gelir Vergisi  Kanunumuz ticari kazancı; Her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançtır. Şeklinde tanımlamıştır. Genelde emeğin getirisi Ücret, Sermayeye bağlı olarak elde edilen gelirler İrat, Teşebbüs ve Sermayenin getirisi ise Kazanç’tır.

ŞİRKET ORTAKLARININ KAZANCI

Kollektif şirketin, ortaklarından ayrı tüzel bir kişiliği vardır. Ancak tüzel kişilik olarak hiçbir vergiye tabi olmayıp ortakların elde ettiği kazançlar ticari kazanç sayılarak vergilendirilir.

Kollektif şirketler zirai faaliyetle uğraşsalar dahi ortakların kazancı ticari kazanç sayılır.

Komantide ortaklar: Sınırsız sorumlu olup gerçek kişilerdir. Bunların kazançları ticari kazanç olarak vergilendirilir.

Komanditer ortaklar:  Sınırlı sorumlu olup, Bunların kazancı Menkul Sermaye İradı sayılır.

Adi şirketlerin tüzel kişilikleri yoktur. Hangi işle uğraşırsalar ortakların kazançları o kazanç türüne girer.

Sermaye şirketleri Anonim şirketler, Limited şirketler, Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketlerdir. Sermaye şirketleri kurumlar vergisi mükellefidirler. Ortakların kazancı ise Gelir Vergisi Kanuna göre Menkul Sermaye İradı sayılır.

Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketlerde komandite ortağın kazancı Ticari kazanç, Komanditer ortağın kazancı ise Menkul Sermaye İradı sayılır.

TİCARİ KAZANCIN VERGİLENDİRİLMESİ

A-) GERÇEK USULDE VERGİLENDİRME

        1-) Bilanço Esası

Bilanço esasına göre defter tutanlar şöyle sıralayabiliriz;

Yıllık alım ve satımı kanunda belirtilen miktarı aşanlar.

 Tüm ticaret şirketleri

Kurumlar vergisi mükellefleri

Kendi isteği ile bilânço esasını seçenler.

Birinci sınıf tacir sayılırlar ve Bilânço esasına göre defter tutarlar.  Bu defterler;

Yevmiye defteri (Günlük Defter)

Defter-i Kebir (Büyük Defter)

Envanter ve Bilânço Defteridir.

Donem sonunda vergi karını hesaplayabilmek için dönem sonu öz sermaye ile dönem başı öz sermaye karşılaştırılır.

Dönem sonu öz sermaye (+)

Dönem başı öz sermaye  (- )

Çekilenler                       (+)

İlaveler                                           (-)

FORMÜL : Öz sermaye = Gerçek Aktif – Borçlar

NOT: Birden fazla yıl süren inşaat ve onarım işlerinde kesin kar ve zarar işin bittiği yılda belli olur. Beyanname geçici kabulün yapıldığı yılı izleyen mart ayında verilir. Geçici kabul tarihi kabul tutanağının düzenlendiği tarihtir.

2-) İşletme Esası : Yıllık alım ve satımları kanunda belirtilen limitlerin altında kalan tüccarlar ikinci sınıf tüccar sayılırlar ve işletme defteri tutarlar.

Gider İŞLETME DEFTERİ Gelir (hâsılat)
Dönem başı mal mevcudu Dönem sonu mal mevcudu
Alışlar

( Peşin, Kredili, vadeli alışlar)

Satışlar (Hâsılat)

Giderler –  Borçlar

B-) BASİT USULDE VERGİLENDİRME

FORMÜL : Basit usulde Ticari Kazanç = Hâsılat – (Giderler + Satın Alınan Malların Maliyeti)

Basit usule tabi olanlar defter tutmazlar. Bunlara ikinci sınıf tacirlere uygulanan hükümler uygulanır.

Dönem içinde basit usulün şartlarını kaybedenler izleyen yılın başından itibaren Gerçek usule geçerler. Aynı işi yaptıkları sürece bir daha basit usule dönemezler.

TİCARI KAZANCIN YARI GÖTÜRÜ USULDE TESPİTİ

Gelir vergisine tabi dar mükelleflerin ulaştırma işlerinden elde ettikleri hasılatlarına Maliye Bakanlığı’nca tespit edilen ortalama emsal oranlar uygulanarak safi kazançları tespit edilir. Hava Ulaştırmalarında = %5 Kara Ulaştırmalarında = %12 Deniz Ulaştırmalarında = %15

İhracat istisnası : ihracat istisnasının amacı Türkiye’ye döviz girdisi elde etmek ve ihracatı teşvik etmektir.

 

ZİRAİ KAZANÇ VE SERBEST MESLEK KAZANCI

Zirai kazanç: GVK’da her türlü zirai faaliyetlerden doğan kazançtır. Şeklinde tanımlamıştır.

Zirai kazanç sayılan gelirler;

Arazi, deniz, nehir ve göllerde ekim, dikim, bakım, üretme, ıslah yoluyla veya tabiattan doğrudan doğruya ürün elde etmek(mantar toplanması) ormancılık, hayvancılık, balıkçılık, avcılık, saksı ve seralarda çiçek yetiştirilmesi.

Aşım yaptırmak amacıyla erkek damızlık beslenmesi

Zirai faaliyette kullanılan her türlü makine ve aletlerin başka çiftçilerin zirai işlerinde çalıştırılması (Ancak bu işlerin zirai faaliyet sayılabilmesi için sürekli yapılması gerekir.)

Çiftlik, mandıra, hara ve dalyanların işletilmesinden elde edilen kazançlar.

NOT : Zirai faaliyetlerle uğraşan Kollektif şirket ortaklarının, adi komandit şirketlerde komandite ortakların kazancı zirai kazanç sayılmaz Ticari kazançtır. Adi şirketler zirai faaliyetlerle uğraşır ise ortakların kazancı Zirai Kazanç’tır.

Üründen pay alma (yarıcılık) zirai kazanç sayılmaz. Gayrimenkul sermaye iradı’dır. Ürünlerin mağaza açılarak satılması zirai kazanç sayılmaz Ticari Kazançtır. Zirai faaliyetle ilgili alım satım amacıyla açılan yazıhaneler, mağaza sayılmaz buralardan elde edilen kazançlar zirai kazançtır

ZİRAİ KAZANCIN VERGİLENDİRİLMESİ

A-) GERÇEK USULDE VERGİLENDİRME : Bir biçerdöver veya benzeri araca, 10 yaşına kadar ikiden fazla traktöre sahip olanlar, ayrıca işletme büyüklüğünü aşan çiftçiler Gerçek usulde vergilendirilir. Gerçek usule tabi çiftçiler kazançlarını ya bilânço esasına göre, ya da işletme esasına göre tespit ederler. Bilânço esasını seçenler iki yıl geçmedikçe bu usulden dönemezler.

FORMÜL : Zirai kazancın bilânço esasına göre tespiti = DSÖS – DBÖS + ÇEKİLENLER – İLAVELER 

1-) Zirai Kazancın Bilanço Esasına Göre Tespiti : Bilânço esasına göre çiftçiler Yevmiye defteri, Defter-i Kebir, Envanter ve Bilânço Defterlerini tutmak zorundadır. Ayrıca toptan satışlar için fatura, perakende satışlar için de kasa veya satış fişi kesmek zorundadırlar.

Dönem sonu öz sermaye (+)

Dönem başı öz sermaye  (- )

Çekilenler                       (+)

İlaveler                             (-)

2-) Zirai Kazancın İşletme Hesabına Göre Tespiti :  Bu usulde çiftçiler işletme defteri tutarlar.

Gider İŞLETME DEFTERİ Gelir (hâsılat)
Dönem başı mal mev. Dönem sonu mal mev.
Alışlar Satışlar (Hâsılat)
Giderler  

İşletmenin büyüklüğü, zirai faaliyetin türü, arazinin büyüklüğü, ağaç ve hayvan sayısı tekne boyu göz önünde bulundurularak tespit edilir.

Kanunda işletme büyüklüğü belirtilmeyen zirai faaliyetlerde işletme büyüklüğünü Tarım, Orman ve Maliye Bakanlığı müşterek belirler.

Bakanlar kurulu Zirai kazançlar merkez komisyonlarının önerileri üzerine işletme büyüklüğünü 5 katına arttırmaya veya yeniden belirlemeye yetkilidir. Bu ölçüler Resmi Gazetede yayımlandığı tarihi izleyen yılın başından itibaren yürürlüğe girer.

B-) ZİRAİ KAZANCIN STOPAJ YOLUYLA VERGİLENDİRİLMESİ : Gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler kaynakta kesinti (stopaj) yolu ile vergilendirilir. Gerçek usulde vergilendirilmeyen çiftçiler beyanname verme, defter tutma zorunlulukları yoktur. Hayvansal Ürünlerde : %2     Zirai Ürünlerde %4 kaynağında vergi stopajı yapılır. Çiftçi borsaya kayıtlı ise hayvansal ürünlerde %1 , zirai ürünlerde %2 oranında vergi stopajı yapılır. Orman idaresine karşı taahhütte bulunan kurumlar da ormanların ağaçlandırılması, kesimi, taşınmasında %2 diğer hizmetlerde %4 kaynağında vergi stopajı yapılır.

SERBEST MESLEK KAZANCI

Sermaye ve emeğin çalışmasından doğan gelir Kazanç’tır. Serbest meslek kazancından da bu iki üretim faktörünün (Emek + Sermaye ) etkisi görülmektedir. Sermaye ve emeğin çalışmasından ve sürekli yapılmasından elde edilen kazançtır. Diğer Bir deyişle; Sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi ve mesleki bilgiye dayanan ticari mahiyette olmayan şahsi sorumluluk altında Kendi Nam ve Hesabında yapılan faaliyetlerdir.

SERBEST MESLEK KAZANCININ ÖZELLİKLERİ

a-) Serbest meslek faaliyeti bağımsızdır. Bir işverene tabi olmaksızın kendi nam ve hesabına yapılması gerekir.

b-) Süreklidir. (sürekli yapılmayan serbest meslek faaliyeti, arızi serbest meslek kazancı sayılır.)

c-) Serbest meslek faaliyeti uzmanlığa dayanır.

d-) Serbest meslek faaliyetinde sermaye ikinci plandadır. Sermaye birinci planda olursa ticari kazanç sayılır.

e-) Serbest meslek faaliyeti ticari nitelikte olmamalıdır.

f-) Muayenehane yazıhane gibi özel iş yerleri açılmalıdır.

g-) Mesleki kuruluşlara (baro, tabipler odası gibi) kayıt olunmalıdır.

Serbest Meslek Faaliyetine Başlamanın Belirtileri : İş yeri açmak – Çalışılan yere tabela asmak – mesleki faaliyette bulunduğunu belirten ilanlar yapmak – Mesleki kuruluşlara kayıt olmak.

TELİF HAKLARI

Telif haklarının sahipleri veya mirasçıları tarafından ister satılsın ister kiraya verilsin elde edilen kazanç Serbest Meslek Kazancıdır. (kitap, resim, heykel, nota, şiir, roman, röportaj, senaryo gibi) telif haklarının sahipleri veya kanuni mirasçıları dışında kalan 3. kişiler tarafından satılması Sair Kazanç ve İrat. Telif haklarının sahipleri veya kanuni mirasçıları dışında kalan 3. kişiler tarafından kiraya verilmesi Gayrimenkul Sermaye İradı’dır.

Kazancın elde edilmesi için yapılan giderler İndirilebilecek giderlerdir. Bunlar; ısıtma, aydınlatma, kırtasiye, telefon gibi giderler.

Kiraladıkları ikametgâhlarının bir kısmını işyeri olarak kullananlar ikametgâh olarak ödedikleri kiranın tamamını, ısıtma, aydınlatma vb. gibi giderlerin yarısını, iş yeri kendi mülkü ise kira yerine amortismanlarının yarısını gider olarak yazabilirler.

Telif Kazançları İstisnası : İstisna kapsamına giren eserler; kitap, resim, şiir, nota, roman, makale, karikatür, heykel, radyo, televizyon senaryosu vb. eserlerdir. Telif Kaynağında %17 stopaj yoluyla vergilendirilir.

NOT : Tercüme, telif kazancı istisnasından yararlanamaz. Mansup mirasçılar (kan bağı olmayan mirasçı) da yararlanamaz.

GAYRİMENKUL SERMAYE İRADI

Medeni kanuna göre: Tapu siciline kayıt olunan, arazi, bina, haklar ile kat mülkiyeti kütüğüne kayıtlı, bağımsız bölümler GAYRİMENKUL olarak sayılmıştır. Gayrimenkul Sermaye İradı kira getirisini ifade eder.

Gelir Vergisi Kanunu ise Gayrimenkul kavramını, yerinde sabit olan taşınmaz iktisadi kıymetleri, demirbaşları, her türlü motoru araçları, makine, tesisat, telif ve işletme haklarını, gemi ve gemi paylarını gayrimenkul olarak kabul etmiş ve bunların kira getirisi de Gayrimenkul Sermaye İradı sayılır.

Sahip(Malik) : Mülkiyet hakkına sahip olan kimsedir.

Zilyet: Bir şey üzerinde fiili hâkimiyeti bulunan kimsedir.

Mutasarrıf: Gayrimenkullere sahibi dışında tasarruf eden kişilerdir.

İrtifak Hakkı: Sadece sahibine kullanma ve yararlanma hakkı veren haktır.

İntifa Hakkı: Gayrimenkul ve menkul kıymetler üzerine kurulabilen sadece o şeyin kullanma ve yararlanma hakkı veren haktır.

İhtira Beratı: Keşif ve icatlardan yararlanmak için tanınmış bir haktır.

Sükna Hakkı: Sahibine bir binada veya binanın bir kısmında oturma hakkıdır.

Alameti Farika: Üretilen ürünlerin üzerine koyulan marka, damga, işaret

Yarıcılık : üründen pay alma Gayrimenkul Sermaye iradıdır.

Telif haklarını sahiplerinin ve kanuni mirasçılarının dışında 3. kişiler tarafından kiraya verilmesi Serbest meslek kazancı sayılır.

Bina ve arazilerde emsal kira; yetkili özel mercilerce veya mahkemelerce takdir olunur. Böyle bir merci yok ise Vergi değerinin %5’i dir.

Bina ve araziler dışında kalan mal ve haklarda emsal kira bedeli Maliyet Bedelinin, maliyet bedeli bilinmiyorsa VUK’na göre, servet değerinin %10’ udur.

Konut olarak kiraya verilen gayrimenkulün %5’i 5 yıl süre ile gider olarak indirilir.

Gayrimenkul sermaye iradının gerçek usulde vergilendirilmesi formül è safi kazanç = GSH-Giderler

Gayrimenkul Sermaye iradında Götürü usulde elde edilen hâsılatın %25’i gider, %75’i ise gelir olarak kabul edilmiştir.

Götürü gider indirimini seçen mükellefler 2 yıl geçmediği sürece bu usulden dönemezler

Binaların mesken olarak kiraya verilmesinde bir takvim yılı içinde elde edilen hâsılatın 2009 yılı için 2.600 TL’si vergiden istisnadır

Menkul sermaye iradı: Sahibinin ticari, zirai, serbest meslek faaliyetleri dışında sermaye veya para ile temsil edilen değerlerden oluşan her türlü kar payı, faiz, kira vb. gelirlerdir.

Menkul kıymetlerin kuponlu veya kuponsuz satılması Menkul sermaye iradı sayılmaz.

Herhangi bir unsurda gelir yabancı para ile tahsil edilirse o günkü borsa rayici üzerinden, borsa rayici yoksa Maliye Bakanlığının belirlediği kur üzerinden değerlendirilir.

ÜCRET

Ücret: Bir işverene tabi ve belirli bir iş yerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı olarak verilen para ve ayınlar ile para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.

Ücretin 3 ana unsuru vardır. — İşverene bağlı olma  – İşyerine hukuken bağlı olma(Yasal bağlılık) – hizmet karşılığı ödeme yapılması.

Ücret Sayılan Gelirler

  1. İşçi ve memurlara yapılan maaş ödemeleri. (ödenek, tazminat, kasa tazminatı, mali sorumluluk tazminatı, tahsisat, zam, prim, avans, gider karşılığı, huzur hakkı )
  2. İstisna dışında kalan emeklilik, dul ve yetim aylıkları
  3. Evvelce yapılmış veya gelecekte yapılacak işler için yapılan ödemeler.
  4. Bazı meclis üyeleri ile komisyon üyelerine yapılan ödemeler. (Örneğin; TBMM üyelerine, il genel meclisi üyelerine, belediye meclis üye ve başkanlarına yapılan ödemeler.)
  5. Yönetim kurulu üyelerine, denetim kurulu üye ve başkanlarına, tasfiye memurlarına yapılan ödemeler.
  6. Bilirkişilere, resmi arabulucular, eksperlere, jüri üyelerine, sporculara, spor hakemlerine yapılan ödemeler. (Spor hakemlerine ödenen ücretler vergiden muaftır.)
  7. Yemek ve yatma giderleri karşılığı yapılan ödemelerde istisna hadlerini aşan ödemeler.
  8. İşten çıkartma karşılığı yapılan ödemelerde istisna hadlerini aşan ödemeler.
  9. Emekli, dul ve yetim aylıklarının istisna hadlerini aşan kısmı

Sakatlık indirimi oranları:

İş gücünü %80 kaybetmiş ise 1. derece 670 TL.

İş gücünü % 60 kaybetmiş ise 2. derece 330 TL

İş gücünü % 40 kaybetmişse 3. dereceden 160 TL sakatlık indiriminden yararlanır.

Elde edilen ücret gelirlerinden yukarıda belirtilen indirimler düşüldükten sonra kalan kısım kaynağında stopaj (tevkifat yoluyla) vergilendirilir.

Ücret yabancı para ile ödenmişse o günkü borsa rayici üzerinden, ayın olarak ödenmiş ise ortalama perakende satış fiyatı üzerinden, Menfaat sağlanması halinde(konut sağlanması) emsal kira bedeli üzerinden, diğer menfaatler sağlanması halinde emsal bedel üzerinden değerlendirilir. Emsal bedel bilinmiyorsa işveren tarafından değerlendirilir.

DİĞER KAZANÇ VE İRATLAR: G.V. K da sayılan 7 gelir türünden ilk altı gelir unsuruna girmeyen ve sürekli olarak yapılmayan faaliyetlerden elde edilen kazanç ve iratlardır.

Değer Artış Kazancı: Bazı mal ve hakların elden çıkartılmasından elde edilen kazançlardır.

1-) Menkul kıymetlerin elden çıkartılması : Tam mükellef kurumlara ait olan ve iki yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetleri hariç, menkul kıymetlerin 2 yıl içinde elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar vergiye tabi tutulacaktır. Bu menkul kıymetler 2 yıl geçtikten sonra elden çıkarılırsa vergiden muaftır. Burada önemli olan faaliyetin sürekli olmamasıdır. Sürekli olursa ticari kazanç sayılır. 7.600  TL kısmı vergiden istisnadır

2-) Hakların elden çıkarılması :  Elde edilen kazanç Değer Artış Kazancıdır. 7.600 TL kısmı vergiden istisnadır.

3-) Telif haklarının elden çıkarılması :  sahipleri ve kanuni mirasçıları dışında kalan 3. kişiler tarafından elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar Değer Artış Kazancıdır. 7.600 TL kısmı vergiden istisnadır

 4-) Ortaklık haklarının ve elden çıkarılması Elde etme maliyeti ile satış fiyatı arasındaki fark Değer Artış Kazancı olarak vergilendirilir. 7.600 TL kısmı vergiden istisnadır.

5-) Faaliyeti durdurulan bir işletmenin tamamen veya kısmen elden çıkarılması : değer artış kazancı olarak vergilendirilir. 7.600 TL kısmı vergiden istisnadır

6-) Mal ve hakların elden çıkarılması : Arazi, bina, voli ve dalyanlar, demi ve gemi payları iktisap( elde etme) tarihinden itibaren 4 yıl içerisinde elden çıkartılmasından doğan kazançlar Değer Artış Kazancı olarak vergilendirilir. 7.600 TL kısmı vergiden istisnadır.

Vergilendirilmeyecek değer artış kazançları

Ferdi bir işletmenin sahibinin ölümü halinde mirasçılar işletmeyi devralıp faaliyeti sürdürürseler meydana gelen değer artış kazancı vergiye tabi tutulmaz.

Bilânço esasına göre defter tutan işletmelerin sermaye şirketine devri durumunda yeni ortaklara payları karşılığında nama yazılı hisse senedi verilmesi halinde değer artış kazancı vergiye tabi tutulmaz.

Kollektif ve adi komandit şirketlerin sermaye şirketine dönüştürülmesi durumunda yeni ortaklara nama yazılı hisse senedi verilmek şartıyla oluşan değer artış kazancı vergiye tabi tutulmaz.

ARIZİ KAZANÇ; Sürekli olarak yapılmayan ticari veya serbest meslek faaliyetinden doğan kazanlardır. Bunlar;

Arızi ticari faaliyetlerden ve bu faaliyetlere aracılık etmekten elde edilen kazançlardır. Elde edilen kazancın 17.900 TL kısmı istisnadır.

Mesleki faaliyetin durdurulması veya terk edilmesi halinde elde edilen kazançlardır. Elde edilen kazancın 17.900 TL kısmı istisnadır.

Gayrimenkullerin tahliyesi, kiracılık haklarının devri karşılığında alınan paralar ve peştamallıklar. Elde edilen kazancın 17.900 TL kısmı istisnadır.

Gerçek usulde vergilendirilen mükelleflerin terk ettikleri işlerden, sonradan elde ettikleri kazançlar. Bu kazançlara istisna uygulanmaz.

Dar mükelleflerin arızi ulaştırma işlerinden elde ettiği kazançlar. Bu kazançlara istisna uygulanmaz.

ELDEN ÇIKARMA; Mal ve hakların satışı, devri ve temliki – Trampa, takası – Devletleştirilmesi – İktisadi kıymetleri ticaret şirketlerine sermaye olarak koyma elden çıkartma sayılır.

Mükellef kendisine vergi borcu terettüp eden(düşen) gerçek ve tüzel kişilerdir.

Mükellefler bir takvim yılı içinde elde ettikleri gelirlerini kendi beyannameleri ile vergi dairesine beyan ederler. GVK’da aksine (hilafına) hüküm bulunmadığı taktirde BEYAN ESASINI kabul etmiştir.

Yıllık Beyanname: Bir takvim yılı içinde elde edilen kazanç ve iratların toplandığı, bu suretle hesaplanan gelirin vergi dairesine bildirildiği beyannamedir. Yıllık beyanname mükellefin ikametgâhındaki vergi dairesine, izleyen yılın Mart ayının birinci gününden 25. günü akşamına kadar verilir. Vergiler MART ve TEMMUZ aylarında iki eşit taksitle ödenir.(Maliye bakanlığından izin alındığı taktirde iş yerinin bulunduğu vergi dairesine de verilebilir.) Gerçek usulde ticari, zirai, serbest meslek kazancı olanlar gelir elde etseler de etmeseler de yıllık beyanname vermek zorundadırlar.

Muhtasar Beyanname: İşverenler veya vergi kesintisi yapmak zorunda olanlar tarafından kesilen vergilerin, matrahları ile birlikte toplu olarak bildirildiği beyannamedir. İş yerinin bulunduğu vergi dairesine ertesi ayın 23. günü akşamına kadar beyanname verilir. Vergiler 26. günü akşamına kadar da ödenir. Genel bütçeye ait idareler muhtasar beyanname vermezler. 10 işçiden az personel çalıştırılıyor ise 3’er aylık dönemler halinde Ocak, Nisan, Temmuz, Ekim aylarının 23. günü akşamına kadar verilebilir.

Münferit Beyanname: Dar mükelleflerin yıllık beyanname ile bildirmek zorunda olmadıkları kazanç ve iratlardan vergi kesintisi yoluyla alınmamış kazançların (genelde diğer kazanç ve iratlar) bildirilmesine mahsus beyannamedir. Münferit beyanname gelirin iktisap tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ilgili vergi dairesine verilir. Ve bu süre içerisinde ödenir.

Ölüm halinde: 4 ay içerisinde – Memleketi terk halinde: Terk etmeden önce 15 gün içerisinde beyanname verilir.

Gelir sadece basit usulde ticari kazanç ise izleyen yılın şubat ayının birinci gününden 25. günü akşamına kadar beyanname verilir. Şubat ve Haziran aylarında iki taksitte ödenir.

Gelirden yapılacak indirimler:

Zararların mahsubu; Aynı yıl meydana gelen zararların karla mahsubu ve geçmiş yıl zararlarının dönem içinde mahsubu yapıldıktan sonra arta kalan zararlar izleyen yılın başından itibaren 5 yıl içerisinde kardan mahsup edilir.

Sigorta primi; Mükellefin kendisi, eşi ve çocukları için ödedikleri hayat, hastalık, analık, doğum vb. şahıs sigorta primleri kazançtan indirilir. Sigorta şirketinin merkezinin Türkiye de olması ve primlerin elde edildiği yılda ödenmiş olması şartı aranır.

Bağış ve Yardımlar; Yapılan bağış ve yardımların indirilebilmesi için beyan edilen kazancın %5’ini, kalkınmada öncelikli bölgelerde ise %10’u geçmemesi gerekir. İlköğretim kanununa göre; kamu okullarına, doğal afetlerden zarar görmüş bölgelere, üniversitelere, 100 yataktan az olmayan öğrenci yurtlarına, kamu idarelerine bağış yapılması halinde bağışın tamamı kazançtan indirilir.

Asgari Geçim İndirimi; Ücret gelirinin beyan edilmesi durumunda asgari geçim indirimini gelirden düşebileceklerdir.

Sakatlık İndirimi; Sakatlık indiriminden ücretli, serbest meslek erbabı, basit usule tabi ticari kazancı olanlar yararlanır. %80 1. dereceden sakat: 670 TL – %60 2.dereceden sakat: 330 TL – %40 3. dereceden sakat: 160 TL.

Kaynakta Kesinti STOPAJ Faydaları;

Mükellef vergi yükünü daha az hisseder.- İdare ile karşı karşıya gelen mükellef sayısı azalır. – İdare zamandan tasarruf eder ve daha az harcama yapar. – Vergilerin ödeme süresi kısalır.- Vergi güvenliği sağlanmış olur.

Kaynakta kesinti yapmak zorunda olanlar; kamu idareleri – iktisadi kamu müesseseleri – kollektif ve adi komandit şirketler(ticaret şirketleri) – dernek ve vakıflar ve bunların iktisadi işletmeleri – yatırım fonu yönetenler – iş ortaklıkları.

Tarh; Vergi alacağının matrah ve oranlar üzerinden hesaplanarak vergi dairesi tarafından tespit edildiği idari bir muameledir. Vergilerin tarh edilebilmesi için matrahların bilinmesi gerekir.

Vergi Matrahı; Elde edilen gayrisafi kazançtan indirim ve istisnalar düşüldükten sonra kalan kısımdır.

TARH ÇEŞİTLERİ;

1-) Beyan esasına göre tarhiyat; Vergilerin mükellef veya vergi sorumlusunun beyanı üzerine hesaplanmasıdır.

2-) Basit usulde tarhiyat; Basit usule tabi olanlar bir dönem içinde elde ettikleri hasılattan giderleri ve satılan malların alış bedeli düştükten sonra kalan kısım üzerinden vergilerin hesaplanmasıdır. Basit usule tabi olanlar defter tutmazlar. Aldıkları ve verdikleri belgeleri saklamak zorundadırlar. Sahte ve yanıltıcı belge kullananlar bu hususun kendilerine tebliğ tarihini izleyen ayın başından itibaren gerçek usulde vergilendirilirler.

3-) İkmalen tarhiyat; Tamamlayıcı veya önceden hesaplanmış bir vergiye ek olarak alınan bir vergidir.

4-) Re’sen tarhiyat; Vergi matrahının tespitine imkan olmayan hallerde taktir komisyonlarınca, vergi incelemesine yetkili olanlarca, düzenlenen raporlara göre vergilerin hesaplanmasıdır.

Re’sen tarh nedenleri:

a-) Kanuni süre içerisinde beyanname verilmemiş ise

b-) Beyanname verilmiş ancak vergi matrahı belirtilmemişse

c-) Tutulması zorunlu defterlerin tutulmaması, ibraz edilmemesi, onaylattırılmaması

d-) Defter ve belgelerin usulsüz, karışık ve noksan tutulması

e-) Tutulması zorunlu defter ve beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığına dair delil bulunmuşsa

f-) Y.M.Müşavir raporunun zamanında ibraz edilmemesi halinde vergiler re’sen tarh edilir.

Verginin İdarece Tarhı; mükelleflerin belirli zamanlarda vergi dairelerine müracaat etmemeleri veya kanunda kendine yüklenen ödevleri yerine getirmemeleri halinde tarh edilmeyen vergiler idarece tarh olunur.

Tarh Yeri; Gelir vergisi mükellefin ikametgahının bulunduğu yerdeki vergi dairesine tarh edilir. Ancak maliye bakanlığının uygun görmesi halinde iş yerinin bulunduğu vergi dairesince tarh olunur.

Sabit olmayan gezici olarak faaliyet gösteren ticaret ve serbest meslek kazançlarında ikametgahındaki V.D tarh edilememişse faaliyetin icra edildiği vergi dairesince tarh olunur.

Gelir vergisinin muhatabı: Gerçek kişilerdir.

Küçüklerin, kısıtlıların vergi muhatabı;  Kanuni temsilcileri

Kaynakta kesinti yapılan vergilerde muhatabı; Vergi sorumluları

Dar mükelleflerin vergi muhatabı ise; Daimi temsilcileridir.

Beyanname posta ile gönderilmiş ise, alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde vergiler tarh edilmiş sayılır.

Gelir vergisi tarifesi artan oranlı bir tarifeye sahip olup, gelir arttıkça vergi oranı da artar. Gelir vergisi tarifesi her yıl Bakanlar Kurulu tarafından değiştirilir. G.V tarifesinde İlk dilim %15, Son dilim % 35 oranı uygulanarak ödenecek vergi hesaplanır. Ödenecek gelir vergisinden aşağıdaki mahsuplar yapılır.

Kaynakta kesilen vergiler (stopaj yoluyla ) ödenecek vergiden fazla ise 1 yıl içerisinde iade edilir.

Diğer ücretlerin vergisinin mahsubu

Yabancı ülkelerde ödenen vergiler Türk elçilik ve konsolosluklarına bildirilerek ödenecek vergiden indirilir.

Ödenen geçici vergilerin mahsubu; Ticari ve serbest meslek kazancı elde edenlerin üçer aylık kazançları üzeriden hesaplanır. Hesaplanan bu vergileri ödenecek gelir vergisinden mahsup edilir.2008 yılı için geçici vergi oranı %15’tir. Geçici vergi dönemi izleyen ikinci ayın 14. akşamına kadar beyan edilir ve o ayın 17. gününe kadar ödenir.

Verginin tahakkuku; Verginin ödenmesi gereken safhaya gelmesidir.

Vadesinde ödenmeyen vergiler için her ay % 2,5 gecikme zammı alınır.

Gelir vergisi beyan esasına dayanır. Vergi kaçakçılığını önlemek ve vergileri güven altına alabilmek için bazı önlemler getirilmiştir. Bunlar;

a-) Vergilerin İncelenmesi; Vergi alacağının güven altına alınabilmesi için en etkin önlem denetim elemanlarınca yapılan vergi incelemeleridir.

b-) Vergilerin Oto Kontrolü; Bir mükellefin geliri bir diğerinin gideri olması nedeni ile karşılıklı çıkar söz konusu olduğundan oto kontrol sağlanmaktadır. Ücretlilerde vergi iadesi ve KDV vergi oto kontrol mekanizmasıdır.

c-) Vergilerin Açıklanması ve İlanı; Vergi güvenliğini sağlamak amacıyla kurumlar vergisi ve gelir vergisi mükellefleri beyannamelerinde gösterdikleri matrahları vergi dairelerinin münasip yerlerine cetvel şeklinde asılır. G.V mükellefleri basit usul de dahil olmak üzere her yıl Mayıs ayı sonuna kadar vergi tarhına esas olan kazançlarını ve bu kazançlara isabet eden vergilerini gösteren Vergi Levhalarını görülecek yere asmak zorundadırlar.

Talih Oyunları Salonlarından Elde Edilen Kazançlarda Asgari Vergi; Turizmi teşvik kanununa göre talih oyunları salonları işletenler masa ve makine başına aylık asgari vergi alınır. Aylık dönemler itibariyle hesaplanan asgari vergi, ertesi ayın 20’si akşamına kadar beyan edilir ve bu süre içerisinde ödenir

 KURUMLAR VERGİSİ

Kurumlar vergisi gelir vergisini oluşturan 7 kazanç ve irat türünden oluşur fakat elde edilen gelir nerden olduğuna bakılmaksızın kurum kazancı olarak kabul edilir ve ticari kazancın vergilendirilmesine ilişkin hükümlere göre vergilendirilir.

Kurumlar vergisine tabi olan kurumlar 5 başlık altında toplanmıştır. Bunlar; Sermaye Şirketleri, Kooperatifler, İktisadi Kamu Müesseseleri, Dernek ve Vakıflara ait İktisadi İşletmeler ve İş Ortaklıklarıdır.

Dikkat edilirse tüm kurumlar veya tüzel kişiliğe haiz tüm kurumlar, kurumlar vergisi mükellefi değildir. Örneğin Kollektif şirketler ve Adi Komandit şirketler tüzel kişiliğe sahip olmalarına rağmen kurumlar vergisi mükellefi değildirler.

SERMAYE ŞİRKETLERİ

Anonim Şirketler; Bir unvana sahip, esas sermayesi belli paylara bölünmüş olan ve ortakların borçlardan dolayı yanlız mevcut mal varlıkları ile sorumlu olduğu şirketlerdir. Ortak sayısı en az 5 sermayesi en az 50.000 TL. Olmalıdır. Anonim şirket ortakları hazırladıkları esas sözleşmeyi notere tasdik ettirdikten sonra esas sözleşme Ticaret Siciline kaydolunur ve TİCARET SİCİL GAZETESİNDE İLAN EDİLDİĞİ TARİHTEN İTİBAREN ŞİRKET TÜZEL KİŞİLİK KAZANMIŞ OLUR.

Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirketler(Eshamlı Komandit Şirketler); Sermayesi paylara bölünen ve ortaklardan bir veya bir kaçının şirket alacaklarına karşı komandite geri kalanının da komanditer ortak sorumluluğunda olduğu şirketlerdir. Komandite ortaklar alacaklılarına karşı bütün mal varlığı ile sorumlu olurken, Komanditer ortaklar yalnızca koymuş oldukları sermaye nispetinde sorumludurlar.

Ortak sayısı en az 5 ve bu ortaklardan da en az 1 kişinin KOMANDİTE ortak olmaları zorunludur. En az sermayesi de 50.000 TL. dir.

Hisse Senedi çıkarabilirler..

Önce komanditer ortaklara düşen kar payı hesaplanır. Bu pay kurumlar vergisine tabidir.

Komandite ortaklara düşen pay TİCARİ KAZANÇ olarak gelir vergisine tabidir.

Limited Şirketler;  İki veya daha fazla gerçek veya tüzel kişi tarafından bir ticaret unvanı altında kurulan, ortakların sorumlulukları koydukları sermaye ile sınırlı olan ve esas sermayesi belli olan şirketlerdir. Bankacılık ve sigortacılık yapamazlar, Hisse senedi çıkartamazlar. En az 2 en fazla 50 ortakla kurulur ve en az sermaye 5.000 TL’dir.

Menkul Kıymet Yatırım Fonları; Bu fonlar Bankalar tarafından kurulurlar ve ayrı bir tüzel kişiliğe sahip değildirler. Ancak bankaların mal varlığı ile fonun mal varlığı birbirinden ayrıdır. Portföyün en az %25’i Türkiye de kurulmuş ortakların hisse senetlerinden oluşan ve bu oranı %25’in altına düşmeyen fonlara        A Tipi Yatırım Fonu, bu fonların özelliklerini taşımayan fonlara da B Tipi Yatırım Fonu denilmektedir.

KOOPERATİFLER; Ortakların belirli ekonomik menfaatlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma suretiyle sağlanıp korumak amacıyla gerçek ve kamı tüzel kişilikleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan değişir ortaklı ve değişir sermayeli kurulan kuruluşlardır. Kar amacıyla kurulamazlar. Bu nedenle ticaret şirketleri kooperatiflere üye olamazlar. Okul kooperatifleri kurumlar vergisine tabi değildir.

İKTİSADİ KAMU MÜESSESELERİ; Devlete, İl Özel İdarelere, Belediyelere, Kamu İdarelerine ait ve devamlı faaliyette bulunan sermaye şirketleri ve kooperatiflerin dışında sınaî ve zirai işletmeler kamu müessesesi olarak tanımlanmış olup Kurumlar Vergisi mükellefidirler.

DERNEK ve VAKIFLARA AİT İKTİSADİ İŞLETMELER; Dernek ve Vakıflar kurumlar vergisinden muaf olup bunların iktisadi işletmeleri (lokal, lokanta okul vb.) Kurumlar Vergisine tabidir

İŞ ORTAKLIKLARI; Sermaye şirketleri, kooperatifler, iktisadi kamu müesseseleri, dernek ve vakıflara ait işletmeler kendi aralarında veya şahıs ortakları gerçek kişilerle, belli bir işin birlikte yapılmasını müştereken taahhüt etmek ve kazancı paylaşmak amacıyla kurulan ortaklıklardır. Genellikle büyük bayındırlık işleri ve birden fazla yıl süren inşaat ve onarım işleri yapmak için kurulurlar. İş ortaklığının kurulabilmesi için muhakkak taraflardan birinin Kurumlar Vergisi mükellefi olması şarttır.

YABANCI KURUM ve KURULUŞLAR; Kurumlar Vergisinde yerli ve yabancı kurumlar arasında eşitlik sağlanması bakımından Türkiye de gelir elde ettiklerinde vergi kapsamına alınmışlardır.

Kooperatiflere uygulanan Risturn: geri verme istisnası bu formülle istisna edilecek tutar bulunur safi kazançtan düşülür.

Risturn=           Ortaklara yapılan gıda, yiyecek alımları * KAR
Kooperatifin Toplam İşlem Hacmi

İlgili Kategoriler

Maliye Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir