Kurum etiği (kamu yönetimi etiği) en genel ifadeyle, kamu hizmetlerinin sunulmasında, kamu kaynaklarının yönetiminde ve kamusal kararların alımında karşılaşılan etik ilişkileri ifade etmektedir. Özellikle, kamusal hizmetlerin sunumunda ve kamusal kaynakların kullanımında eşit ve adil bir uygulamanın gerçekleşmesi açısından kamu yönetimi etiği ayrı bir önem arz etmektedir.
Bunun yanında etiğin önem kazanmasının temelinde, yönetimin daha etkili işleyebilmesi için gerekli olan standartların belirlenmesinin yanında kamu hizmetleriyle ilgili görülen etik dışı davranışlar ve yolsuzlukların da büyük etkisi olmuştur.
Ayrıca Bakınız: Etik nedir? Kamu etik kurulunun yapısı?
Kamu görevlilerinin davranışlarında etkili olan temel unsurlardan birinin yasalar, diğerinin ise etik değerler olduğu söylenebilir. Yasalar, kamu görevlilerinin davranışlarını dışsal olarak belirlemekte ve denetlemekte iken, etik değerler, davranışı içsel olarak yönetmekte ve denetlemektedir.
Davranışların dıştan belirlenmesinde rol oynayan yasalar ve kurallar, kamu görevlilerini kamu yararı doğrultusunda eylemde bulunmaya zorlamaktadır. Bu bakış açısına göre kamu yönetimi etiğini, kamu çalışanının her türlü davranışını yasalara, etik kodlara ve çeşitli kurallara göre yapması olarak tanımlamak mümkündür.
Kamu görevlilerinin davranışlarının içsel belirleyicisi olarak ele alındığında ise kurum etiği, kamu görevlilerinin eylemlerini, bireysel ahlaki değerleri referans alarak yapması anlamına gelmektedir.
Etik Hiyerarşisi
Tüm bu tanımlamaların yanında kamu yönetiminde bir etik hiyerarşisinden de bahsetmek mümkündür. Söz konusu hiyerarşinin ilk basamağında kamu görevlilerinin kendi öznel geçmişleri tarafından biçimlendirilen “bireysel ahlak” yapıları yer almaktadır.
Hiyerarşinin ikinci basamağında “mesleki etik” bulunmaktadır. Mesleki etik, kamu görevlisinin görevini yaparken, mesleğin gerektirdiği normlar çerçevesinde davranmasıdır.
Üçüncü basamakta ise, kamu görevlilerinin eylemlerini örgütsel amacın gerçekleşmesi doğrultusunda belirlenmiş bulunan kurallara göre yapması olarak ifade edebileceğimiz “örgütsel etik” yer alırken, son basamakta ise “toplumsal etik” bulunmaktadır. Toplumsal etiğin merkezinde ise kamu görevlilerinin bir taraftan bireyi koruyan tutum ve davranışlar sergilemesi diğer yandan ise toplumun bir bütün olarak gelişmesine katkı sağlayacak biçimde davranmaları yer almaktadır.
Son dönemde dünya genelinde yaşanan küreselleşme süreci etik dışı faaliyetlerin yalnızca az gelişmiş ülkelerde değil pek çok ülkede yaygınlık kazanmasında önemli rol oynamıştır. Söz konusu bu faaliyetler ve buna bağlı olarak gelişen yolsuzluk, rüşvet gibi olguların hem vatandaşların devlete olan güvenini azaltmakta olduğu, hem de devletin kaliteli ve verimli hizmet sunmasını zorlaştırdığı savunulmaktadır. Bu nedenle de, kamu yönetiminde etik, devlete ve kamu kurumlarına güven oluşturmanın ve bunu korumanın en önemli unsurlarından birisi olarak görülmektedir.