YKS-TYT Felsefe-Bilgi Felsefesi Testi Çöz
Soru 1 |
Bence metafizikçiler ve skolastik dönem düşünürleri, masa başında oturup kendi zihinlerinde oluşan materyallerden mükemmel teoriler üreten örümceklere benzer. Onların gerçeklere büyük bir dikkatle yaklaşmalarını bekleyemem. Bu arada mistikleri hiç hesaba katmıyorum bile. Ben aynı zamanda, karıncalar gibi hiçbir şeye aldırış etmeden bilgi toplayan ancak bunları hipotez geliştirmekte kullanmayı düşünemeyen, sözde “deneyciler” in yaklaşımını da benimsemiyorum. Bana göre bilim insanları arılar gibi olmalıdır: Deney ve gözlemlerden veri toplamalı, sonra da doğa kanunlarıyla ilintili hipotezleri bir çerçeveye oturtmak için olgularla da uygunluklarını araştırmalıdır.
Bu parçadaki kişinin görüşleri aşağıdakilerden hangisine yakındır?
A | J. P. Sartre’ın egzistansiyalizmine |
B | H. Bergson’un entüisyonizmine |
C | Descartes’ın rasyonalizmine |
D | A. Comte’un pozitivizmine |
E | J. Dewey’nin pragmatizmine |
Soru 2 |
Nesnenin bilgisinin söz konusu olabilmesi için önce nesnenin var olması gerekir. Örneğin ağacın ne olduğundan, türlerinden, yararlarından söz edebilmek için öncelikle “ağaç” denilen bir şey var olmalıdır.
Bu parça aşağıdaki yargılardan hangisini destekler?
A | Varlığın varlığı, onun bilgisine bağlıdır.
|
B | Bilgi kuramı ontolojiye dayanır. |
C | Kesin bilgi, deney verilerine dayanan bilgidir. |
D | Bilgi, bilinçteki bir şeyin bilgisidir. |
E | Bilgi, varlığın bilgisiyse nesneldir. |
Soru 3 |
Hakikat dışarıda olamaz, insan zihninden de bağımsız var olamaz. Dünya dışarıdadır ama dünyaya dair betimlemeler dışarıda değildir. Yalnızca dünyanın betimlemeleri doğru ya da yanlış olabilir. Dünya, insanın betimleme faaliyetleri olmaksızın kendi başına doğru veya yanlış olamaz.
Bu parçada dile getirilen düşünce, aşağıdaki kavram çiftlerinden hangisiyle ilgilidir?
A | Gerçeklik-varlık |
B | Doğruluk-gerçeklik |
C | Varlık-var olan |
D | Dil-düşünce |
E | Gerçek-gerçek dışı |
Soru 4 |
Benden bir karpuz betimlemem istense bunun için yapabileceğim tek şey onun duyusal özelliklerini yani büyüklüğü, biçimi, ağırlığı, şekli, rengi, kokusu, tadı gibi özelliklerini bir liste halinde sunmak olacaktır. O halde bir karpuz duyusal özellikler topluluğu dışında hiçbir şey değildir.
Bu parçada karpuz bilgisine ulaşmada, aşağıdaki kuramlardan hangisi kullanılmaktadır?
A | Akılcılık |
B | Sezgicilik |
C | Deneycilik |
D | Eleştiricilik |
E | Kuşkuculuk |
Soru 5 |
Theodor Adorno, "Entelektüel dürüstlüğü talep etmenin kendisi, bizzat sahtekarlıktır. Çünkü bilgi bize ön yargılar, kanaatler, cesaretler, kendini doğrulamalar, varsayımlar ve mübalağalardan oluşan bir iletişim ağıyla ulaşır." der.
Adorno'ya göre, bilginin elde ediliş süreci aşağıdakilerden hangisini engeller?
A | Tutarlı olmayı |
B | Özgün ve öznel olmayı |
C | Kuşkucu tavır takınmayı |
D | Nesnelliğe ulaşmayı |
E | Değişmez bilgiye ulaşmayı |
Soru 6 |
Kant'la birlikte felsefede devrim sayılabilecek bir görüş değişikliği gerçekleşti. Kant bu alanda kendinden önceki filozoflara ait rotayı tersine çevirdi. Zihin bilinebilen şeyle uyumlu olmak durumunda değildi; bilinebilen şeyin, zihinle uyumlu olması gerekirdi.
Kant'ın bu parçadaki görüşü, aşağıdaki yargılardan hangisiyle ifade edilebilir?
A | Ben yoksam bütün dünya yoktur. |
B | Anlama yetisi kendi yasalarını doğaya dikte eder. |
C | Bizler bilinçli seçimlerimizle eylemde bulunuruz. |
D | İnsan zihni boş bir şekilde dünyaya gelir. |
E | Dünyada her zaman metafizik var olacaktır. |
Soru 7 |
Bir masal kahramanı olan "deniz kızı"nın var olduğu ya da olmadığı bilgisini doğru kabul etmem için bu bilgiye yalnız başıma benim sahip olmam pek de önemli değildir. Fakat "deniz kızı"nın denizde var olan bir varlık olduğu bilgisini benim dışımdaki kişiler de doğru kabul ediyorsa ancak o zaman bu bilginin doğruluğundan söz edebilirim.
Bu parçada görüşlerini dile getiren kişi aşağıdakilerden hangisini bilginin doğruluk ölçütü olarak kabul etmektedir?
A | Uygunluk |
B | Tutarlılık |
C | Tümel uzlaşım |
D | Yarar |
E | Apaçıklık |
Soru 8 |
Berkeley, maddenin varlığını niçin yadsımıştır? Berkeley’nin gerçek bir dil araştırmasına tabi tutarak sıkı bir yoklamadan geçirdiği şey, "maddenin kendisi" değil de "madde" sözcüğü, bunun kullanılışı ve anlamıdır. Bu tavrıyla o, düşünmeye bir yöntem değişikliği getirir. Çünkü bir anlam taşıyormuş gibi görünen, anlamdan yoksun ifadeler olabileceğini görmüştür.
Bu parçada sözü edilen yaklaşım, aşağıdakilerden hangisiyle ilişkilendirilebilir?
A | Tümevarımcı yaklaşım |
B | Metodik şüphe |
C | Pragmatik yaklaşım |
D | Fenomenolojik yöntem |
E | Analitik felsefe |
Soru 9 |
Çoğu zaman günlük deneyimlerimiz, başlıca bilgi kaynağımız olan duyuların bizi yanılttığını göstermiştir. Ancak insanlık tarihine baktığımızda da bizim bugün apaçık yanlış olduğunu kabul ettiğimiz birçok şeyin geçmişte yanılmaz doğrular olarak benimsendiğini görürüz. Bu durum felsefe tarihinde, doğru bilginin imkânından şüphe eden filozofların ortaya çıkmasına yol açmıştır.
Bu parçada sözü edilen filozoflar aşağıdakilerden hangisiyle nitelendirilir?
A | Pozitivistler |
B | Septikler |
C | Rasyonalistler |
D | Entüisyonistler |
E | Empiristler |
Soru 10 |
Locke, nesnelerin kendilerini izlenimler olarak duyularımıza duyurduğunu, nesneler konusundaki fikirlerimizin temelinde bu izlenimlerin bulunduğunu söylüyordu. Ama Berkeley’in işaret ettiği gibi bu tür bir argüman, evrende zihnimizden bağımsız birtakım nesnelerin varlığına değil yalnızca bir fikirler evreninin varlığına işaret eder.
Bu parçada Locke ve Berkeley’in ele aldığı bilgi görüşü aşağıdakilerden hangisidir?
A | Şüphecilik |
B | Sezgicilik |
C | Eleştiricilik |
D | Deneycilik |
E | Akılcılık |
Soru 11 |
Yanından ayrılırken kendi kendime dedim ki: “Doğrusu belki de ikimizin de iyi, güzel bir şey bildiğimiz yok. Ama gene ben ondan daha bilgeyim; çünkü o hiçbir şey bilmediği halde bildiğini sanıyor. Ben ise bilmiyorum ama bildiğimi de sanmıyorum.”
Sokrates’in meşhur savunmasından alınan bu parçadan aşağıdaki yargıların hangisine ulaşılabilir?
A | Cehalet neyi bilmediğini bilmemektir. |
B | Bilge olmak için güzel ve iyi şeyler bilmek gerektir. |
C | Ahlaklı olmak bilge olmanın ilk şartıdır. |
D | Bilmemek değil öğrenmemek ayıptır. |
E | Hiçbir şey bilmemek bilge olmanın ön koşuludur. |
Soru 12 |
Platon’dan beri doğruluk hakkında genel olarak kabul gören bazı ilkeler vardır. Bunlardan biri olgulara dair bütün soruların tek bir doğru yanıtı olduğu, bir diğeri de bu doğru yanıtların birbirleriyle çelişmemesi ve hepsinin bir arada uyumlu bir bütün oluşturması gerektiğidir.
Bu parçada dile getirilen ilkelerin belirttiği doğruluk ölçütü aşağıdakilerden hangisidir?
A | Tümel uzlaşım |
B | Tutarlılık |
C | Uygunluk |
D | Apaçıklık |
E | Yarar |
Soru 13 |
A | İnsanın genel geçerliliği olan bilgilere ulaşması olanaklıdır. |
B | Dış dünya hakkındaki kesin bilgiler, tek tek gözlemlerden akıl yürütülerek çıkarılır. |
C | Bilgi hatırlamak suretiyle bilinç düzeyine çıkarılır. |
D | Kesin ve evrensel bilgilere ancak tümdengelimli akıl yürütme ile ulaşılabilir. |
E | Bilgi doğuştandır, insan aklı doğuştan mutlak bilgilere sahiptir. |
Soru 14 |
Kant’a göre, biz ancak nesnelerin görünüşlerini bilebiliriz. Bu görünüşün ardındaki “numen”in ne olduğunu tasarlayabiliriz, fakat kesin olarak bilemeyiz. Çünkü anlama gücünün apriori kategorileri yalnızca fenomenler dünyasına uygulanabilir.
Bu parçaya dayanarak, Kant’ın bilgi görüşüne ilişkin aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A | Tüm bilgilerin doğruluğundan kuşku duymaktadır. |
B | Akıl bilgisini deneyden üstün görmektedir. |
C | Varlığın var oluşunu, düşünülebilir olmasına bağlamaktadır. |
D | Bilgi edinmede deneyi yeterli kabul etmektedir. |
E | İnsanın bilme gücünü görünüşle sınırlamaktadır. |
Soru 15 |
Platon, anımsama öğretisinin değerini kanıtlamak için, Menon adlı eserinde, Sokrates’in hiçbir şey bilmeyen bir köleye soru sorarak, güç bir geometri problemi çözdürmesini anlatır. Böylelikle bir kişinin bilmediğini sandığı bir şeyi bildiğini, onun bir şeyin bilgisine daha önceden sahip olduğunu, kendisinin sadece soru sorarak hatırlamasını sağladığını gösterir.
Platon’un parçada sözü edilen anımsama öğretisinin ortaya koyduğu düşünce aşağıdakilerden hangisidir?
A | Akıl tüm insanlarda eşit olarak dağıtılmış bir yetidir. |
B | Duyular yanıltıcıdır, onlara dayanarak mutlak gerçeğe
ulaşmak olanaksızdır. |
C | İnsanın yaşantı sonucu olmayan hiçbir bilgisi yoktur. |
D | Tüm insanlar duyu bakımından aynı yetilerle donatılmıştır. |
E | İnsan zihninde deneye bağlı olmayan apriori bilgiler vardır. |
İlgili Kategoriler
Benzer Yazılar
- YKS-TYT Felsefe-Felsefenin Alanı Testi Çöz
- YKS-TYT Felsefe-Sanat Felsefesi Testi Çöz
- YKS-TYT Felsefe-Din Felsefesi Testi Çöz
- YKS-TYT Felsefe-Siyaset Felsefesi Testi Çöz
- YKS-TYT Felsefe-Ahlak Felsefesi Testi Çöz
- YKS-TYT Felsefe-Varlık Felsefesi Testi Çöz
- YKS-TYT Felsefe-Bilim Felsefesi Testi Çöz
- YKS-TYT-AYT Felsefe (B) Kazanım Testleri-Siyaset Felsefesi
- YKS-TYT-AYT Felsefe (B) Kazanım Testleri-Bilgi Felsefesi – 2
- YKS-TYT-AYT Felsefe (B) Kazanım Testleri-Bilgi Felsefesi – 1