Sosyoloji ders notu



*Bir konunun sosyolojinin konusuna girebilmesi için;

-Toplumu etkilemesi gerekir.

-Konun engellenebilir ve çözümlenebilir olması gerekir.

*Sosyolojik olaylar doğrudan gözlemlenemez.Dolaylı yoldan belirlenir.

*Sosyolojik olaylar yorumlanarak,hayal edilerek(tahayyül) netlik kazanaır.

*’’Sosyoloji tahayyül etmek demektir’’ sözü Wright Mills’e aittir.

*Tahayyül olguları kafada kurmaktır.Tahayyül uydurma değildir.

*Sosyolojik tahayyülün üç temel adımı vardır;

1.Özelin içinden geneli çıkartmaktır.Örneğin;bir insanın intihar etmesi.Ama neden intihar etti?İşsizlik yüzünden burada bireysel görünen bir olayın içinden genel bir olgu çıkartılıyor.

2.Sosyologlar özelin içinden çekip çıkarttıkları genel olayı toplumsal yapıyla ilişkilendirirler.

3.Son olarak da toplumsal olgu tarihselleştirilir.

*Toplumsal Yapı:Toplumda zaman içinde oluşan normlar,davranışlar ve ilişkilerdir.

*Sosyolojik tahayyül yapılırken ne zaman,nerde,nasıl oluştuğu göz önünde bulundurulmalıdır.

*Marx,Weber,Durkheim bu sosyologlar sosyolojik tahayyülün en önemli temsilcileridir.

*Ortak Özellikleri;modern olarak nitelendirdiğimiz olgu ve durumu incelemişlerdir.

Modernlik:18. Yüzyıldan itibaren Avrupa’da başlayan çok hızlı bir değişim sürecidir.

*Modernitenin birinci ayağı;18. yüzyılda Avrupa’da dinsel,dogmatik olgulardan kopuşla başlamıştır.Aydınlanma süreci başlamış,düşünceler değişmiştir.

*İkinci Ayaği;İmparatorluktan kopuş  ulus devlet olma yönünde ilerlelere başlamıştır.(siyasal süreç)

*Üçüncü Ayağı;Feodalizmden kapitalizme doğru sıçramayla başlamıştır.Kapitalizmin temel amacı kardır.Kar için hayatı şekillerndirmektir kapitalizm.(ekonomik değişim.)

NOT:18. Yüzyıldan itibaren bütün dünya bu üç etkinin altına girdi.Türkiye’de ise bu süreç  20. yüzyılda başlamıştır.

*Modernite;aydınlanma,ulus devlet ve kapitalizmden oluşur.

*Marx moderniteye sermaye çağı,

Weber modernizme akıl çağı,

Durkheim ise moderniteye uzmanlık çağı demişlerdir.

*Aydınlanma Düşüncesi(çağı)         Bilimdir.

*Aydınlanma çağı insanların düşünüş biçiminde bir devrimdir.Bu değişimle bilimsel açıklamalar artık materyalist olmalı,neden-sonuç şeklinde olmalı,somut verilere dayanmalı ve akılcı olmalıdır.

*İmparatorluk sınırları belli bir sürekliliğe sahip değilken,ulus devletleri bu sürekliliğe sahiptir.

*Meşrutiyet;bir otoritenin varlığının tanınmasıdır.

*Aydınlanma çağından sonra meşrutiyet ulusun temsilcisi olma üzerinden kuruldu.Din veya hükümdarın egemenliği ezerinden değildir.

*Fransız ihtilaliyle birlikte ulus devlet anlayışı daha da güçlendi.

*Ulus devletlerinin imparatorluklardan farkı devletlerin ve iktidarların kendi meşrutiyetlerini gerçekleştirmesidir.

*Belli bir toprak parçasında bir ulus devlet başka bir yönetimi kabul etmez.

*Ulus devletleri merkeziyetçidir.Ulus devletlerle birlikte feodalizm ortadan kalkmıştır.

*Ekonomik olanla siyasi olanın ayrışması;’’Biz sizin için varız.’’Bunu bu şekilde yaptığı için bütün ekonomik gücü elinde tutarsa ulus devlet olamaz.

*Ekonomik ve siyasi gücün tek elde toplandığı bir yerde ulus devletten söz edilemez.

*Ulus devletlerde sınırlar bellidir,meşrudur ve merkeziyetçidir.Ulus çıkarları ön plandadır.Siyasi ve ekonomik güç ayrıdır.Ulus devletlerinde eşitlik söz konusudur.

Temel Özellikleri:

*Ulus devletlerle birlikte milliyetçilikle ortaya çıkmıştır.Bu yüzden milliyetçilik modern bir olgudur.

İnsanlar ulus devletlerine neden ihtiyaç duymuştur?

*Ulus devletlerine ilk ihtiyaç duyanlar burjuvalar olmuştur.Sebebi ise güvenli ticaret yapabilmektir.Ayrıca karı daha öngörülebilir şartlarda yapabilmek için istemişlerdir.Bir diğer sebep ise arkalarında bir güç bulundurabilmektir.

*Kapitalizm yapılan karın nasıl elde edildiği konusunda farklıdır.Başkasının emek gücünden faydalanıp,kar etmek kapitalist düşünce ticaretidir.Emek gücü,üretim araçlarına sahip kişiler tarafından satın alınarak kar elde edilmesidir,kapitalizm.Kapitalizm ticaretle tanımlanabilecek bir şey değildir .Bir yerde sırf fabrika sahibi olanların bunlara sahip olmayanlara para ödeyerek kar elde etmesi ve bu karla yeni şeyler yapmasıdır.Bu durumun sonucu olarak burjuva ve işçi sınıfı ön plana çıkmıştır.Feodalitenin çökmesiyle kapitalizm güç kazanmıştır.İkisinin de bir arada olması düşünülemez.

*Kapitalizm ile birlikte yoksulluk,işsizlik,çocuk işçilik,cinsiyet ayrımı gibi sorunlar ortaya çıkmıştır.İşçi az iş çok para isterken,patron az para çok iç ister.

*Kapitalizm sadece coğrafi değil toplumda da çok derine iner.Günümüzde kapitalizm en üst noktadadır.Kapitalizm  kendini genişletmek ister.

Özet olarak;

-Kapitalizm kendine has bir üretim çeşididir.(emek gücü).Kapitalizm ne kadar çok kar o kadar çok mutluluk mantığına dayanır.Tarihteki hiçbir üretim sisteminde olmadığı kadar teknolojiyi devrimleştirmiştir.Teknolojik atılım arayışındadır kaitalizm,böylece karını arttırır.

!!!Durkheim,Marx ve Weber modernite hakkında bazı sorulara cevap aramışlardır.

1.Moderniteden önce nasıl bir dayanışma vardı.?

2.Modernitenin özünü teşkil eden şey nedir?

3.Modernitenin sorunları nelerdir?

4.Bunların çözümü var mı?Neler.?

-DURKHEİM:

*Kendisinden önceki sosyologların inemedeği konulara inmiştir.Bu nedenle Durkheim’e sosyolojinin babası denmiştir.Farkı ise toplum dediğimiz bağımsız bir yapının tespitinde bulunmuştur.İnsanların sorunlarının temeli  toplumdan kaynaklanıyor demiştir.Durkheim’e göre toplum bireylerin hayatını etkileyen temel unsurdur.’’Bütün(toplum),parçaların toplamından daha fazla bir şeydir.’’demiştir Durkheim.Durkheim’e göre toplum bireylerin toplamı değildir,ilişkileri,kültürleri de içerir toplum.Böylece toplum bireyi aşan bir kuvvet haline gelmiştir.Durkheim sosyolojiyi psikolojiden ayırmış,sosyolojiyi bilimsel bir dal olarak ortaya koymuştur.

Durkheim’in Moderniteye Bakışı:

-Durkheim o dönemde ortaya çıkmamış dayanışma türüne bakmıştır.’’Organik dayanışma’’nın ortaya çıkması son derece gelişkin ve kopleks bir iş bölümü demektir.

1.Peki o zaman bugünkü organik dayanışmadan önce nasıl bir dayanışma vardı?

-Daha öncesinde mekanik dayanışma vardı.Bu dayanışmaya göre,toplumun devamı herkesin aynı işi yapmasına bağlıydı.Farklılık toplumun varlığını tehlikeye atmaktaydı.Bu mekanizmaya Durkheim ‘’kollektif bilinç’’ demiştir.Baskın olan hukuk kuralları değil,informal bir dışlama sistemidir.

-Organik dayanışmacı toplumlar Durkheim için daha ileri düzey bir toplumu ifade eder.Herkes kolektif bir şekilde çalışır ama farklı işler yapar.Farklı insanlar farklı işlerle bir birini tamamlar.İş bölümü gelişkindir.Durkheim’e göre modernitenin özünde yatan bu iş bölümüdür.

2.Toplumlar nasıl organik dayanışmaya ilerliyor?

-Nüfus artışı ile kaynak artışı aynı doğrultuda ilerlememektedir.İnsan sayısı daha fazla arttığı için sorunlar oluşmaktadır.Durkheim’e göre mekanik toplum organik dayanışmaya bu şekilde yönelmiştir.İş birliği iş bölümüne dönüşmüştür.Toplumlar ne kadar modernleşirse kolektif bilinç o kadar azalır.

3.Sorunlar neler?

-Özellikle hızlı geçiş yapan toplumlarda sorunlar sıklıkla görülür.Mekanik dayanışmacı toplumlar rahat toplumlardır.Belli pozisyonlar ve belli kurallar vardır.Bir anda bu değerlerin yıkılması kaosa yol açar ve insanlar eski değerlerin yerine ne koyacaklarını bilelmezler.Durkheim bu kuralsızlık durumuna ANOMİ demiştir.

4.Çözüle bilir mi?Nasıl?

Durkheim’e göre bu sorulara çözüm geriye dönülerek değil reformlar yapılarak getirilebilir.Öncelikle bu koşulların kabullenilmesi gerekir.Her meslek grubu için belli organlar ve sendikalar kurulur.İkinci olarak somut hukuki ve herkesi bağlayıcı kurallar koyulur.Anayasa gibi.

*’’İnsanlar birbirine duygusal değil işlevsel olarak bağlanır’’.Durkheim moderniteyi bu şekilde tanımlamıştır.

MARX:

Her üç düşünürde moderniteyi farklı algılamalarına rağmen hepsi 4 temel soruya cevap aramıştır.

1.Modernitenin çekirdeğinde ne vardır?

-Marx19. yüzyıl ortalarında moderniteyi anlamaya başlar.Marx modernlik olgusunu en somut şekilde ortaya koymuştur.Kendi yaşadığı çağdaki en siyasi,en geniş cevapları vermiştir.Marx’ın modarnite anlayışı bir praksis felsefedir.(Praksis:Düşünme etkinliğinin eylemden bağımsız olmaması,dünya değiştikçe düşüncelerinde değşmesidir.)Marx,sadece akademik faaliyet olarak görmemiş,pratiği de etkilemeye çalışmıştır.Marx bir eylem adamıdır.Bütün dünyaya yönelik çalışır.İktisat,sanat,siyaset gibi her alanda Marksizim vardır.Weber ve Durkeime göre daha günceldir.

1.Cevap:

-Marx’a göre modernitenin çekirdeği kapitalizmin ortaya çıkışıdır.Marx dünyaya materyalizmle bakmıştır.Kapitalizm kavramı da tarihsel materyalizm ile orataya çıkmıştır.(Tarihsel Materyalizm:Bügünkü toplumun nasıl yapılandığını anlamak istiyorsanız bakmaya başlayacağınız yer,üretim biçiminin nasıl yürütüldüğüdür.)

*Üretim=Ekonomik faaliyet(1.Önermesidir)

Üretimin çok önemli olmasının nedenleri:

*Dünyadaki her topluluk yaşamlarını sürdürebilmek için üretim yapar.

*İnsanların üretiminin diğer canlıların üretiminden farkı;bi arının bir peteği yaparkenki özeni,bir mühendisin yaptığı işten daha iyi iş yapabilir arı,fakat mühendis ve işçi üreteceği işi önceden tasarlar ama diğer canlılar bunu yapmazlar.Marx’a göre insanı en özgün kılan şey yaratıcı faaliyetlerini pratiğe geçirebilmesidir.Üretim,insanın insani faaliyetlerini göstermesidir.

*İnsan ihtiyacından fazla ürün ortaya koyma kapasitesine sahiptir.Gereğinden fazla üretebilir.Fazla ürünün nerde ve nasıl kullanacağının cevabı tarihte farklı şekillerde verilmiştir.Fazla ürün sayesinde insanlar kendi çevre ve hayatlarını yaratırlar.

*Marx’a göre;tarih boyunca insanlar farklı üretim tarzları içinde yer almışlardır.Kapitalizm ise bunlardan bir tanesi ve sonuncusudur..Kapitalizme geçiş denilen şey fiziksel üretim tarzında gerçekleşen değişimdir.

*Üretim,toplumun genel yapısını anlamakta başlangıç noktasıdır.Hangi üretim tarzında yaşıyorsanız,nasıl bir devlet,kültür ve düşünce yapısına sahip olduğunuzu gösterir.Üretim tarzı ilebunların hepsi belirlenir.

*Ekonomi;kültür,sanat ve siyaset gibi  alanlar karşısın daha güçlü bir sistemdir.Ekonomi bir toplumun alt yapısıdır;sanat,kültür ve siyaset ise üst yapısını oluşturur.(Marx’a göre.)Alt yapı nasılsa üst yapıda ona göre şekil alır.

*Kapitalist üretim tarzının olduğu yerlerde birkaç devlet yapısı olabilir.(Fakat bu,kapitalist devlet yapısı varsa liberalizim vardır yargısı gibi kesin ve tek değildir.)

*Üretim tarzı;üst yapıda olanın sınırlarını çizer.Örneğin kapitalizm üretim tarzında.?Üst yapıda alt yapıyı sürekli besler.Üretim tarzı değiştiği anda diğer bütün kurumlar,üst yapı değişime girer.Ama üst yapıda salt bir değişiklik olduğunda diğer yapılar değişime girmek zorunda değildir.Üst yapı ne kadar değişsede alt yapı değişmeden toplumsal değişim olmaz.Esas olan üretim tarzıdır.

*Üretim tarzı;

1.Üretme İlişkileri:

*Tüm üretim faaliyetleri insanlar arası ilişkileri içerir.Üretici işçilerle,patron arasında,işçi ile diğer işçiler arasında olduğu gibi.Bu değişince üretim tarzıda değişir.Örneğin;bir köylüyseniz,küçük bir toprağa sahip ve burada üretim yapıyorsanız,buradaki üretimin bir kısmı sizden ağa tarafında alınıyorsa farklı bir üretme tarzı oluşur.

2.Üretici Güçler:

*Üretim faaliyetlerinin sürdürülebilmesi için gerekli olan alet v.b. ve ayrıca insan gücü demektir.Üretici güçlerinfarklı olması farklı bir üretim tarzına neden olur.

*Marx:’’Kapitalizmde üretme ilişkileri ve üretici güçler,nicelik olarak farklıdır’’demiştir.

-Bu farklar nelerdir?

*Kapitalizmi faklı kılan şey;Marx ,insanların üretici faaliyet içindeki konumlarını belirlerken sınıf kavramını kullanmıştır.(Sınıf:İnsanların üretim ilişkilerinde paylaştıkları konumdur.)

*Şimdiye kadar hiçbir dönemde kapitalist ve işçi sınıfı arasındaki bağ görülememiştir.

*Kapitalist Sınıf:Üretim araçlarının özel mülk sahibi.

*İşçi Sınıfı:Emek gücüne sahip olanlar.

*Kapitalizmi farklı kılan bu iki sınıfın ilişkisidir.Tarihte hiçbir ekonomik üretim tarzında bu iki sınıfın ilişkisi yoktur.

*Modernite;Marx için bu sistemin ortaya çıkmasıdır.Katı olan her şeyi buharlaştıran şey bu dönüşümdür.

*İşçi sınıfı ili kapitalist sınıf arasında diyalektik bir ilişki vardır.

*Diyalektik İlişki:Var olmaları birbirine bağlıysa ve birbirinde zıt ise ilişki diyalektiktir.Kapitalist sınıf için işçi sınıfına ihtiyaç vardır,işçi sınıfı için de kapitalist sınıfa gereksinim vardır.Zıtlık içindedirler birisi emek gücünü ücret karşılığında satın alır.Kapitalist sınıfın amacı kar elde etmektir.Tamamen zıtlık içindedirler uzlaşma söz konusu değildir.

*Gönüllülük Esası:Sözleşmeye dayanır.İşçiler gönüllü çalışmak zorundadırlar,başka çareleri yoktur.Gönüllü gibi görünse de aslında zorunluluğa dayanır.

*Sömürü İlişkisi:Ücretlerin,toplam ücretten daha az olması gerekir bu ilişkide.Fazla değere el koyma=sömürüdür.Kar elde etme amacı güder.

*Tarihte hiçbir üretim tarzı teknolojiyi geliştirme amacında olmamıştır,kapitalizm dışında.Yani kapitalizm teknolojiyi devrimleştirmiştir.Bu kapitalizme ait bit özelliktir.Aydınlanma ile kapitalizm ilişkisidir.(sınav sorusu.)

*Kapitalizm ulusal sınırlar içinde kısıtlı kalamaz.Kapitalizm küreseldir.Mekansal olarak sürekli genişleyen bir üretim tarzıdır kapitalizm.Kar;üretim nerde fazlaysa oraya yönelmekte geçer.

*Marx’a göre modernitenin temelimde kendine özgü üretim tarzının yükselişi vardır.

Marx’ın 2. Sorusu:

Modernitenin İtici Gücü Nedir?

*Modernite=Kapitalizm.

*Feodaliteden kapitalizme geçilmesi üretici ilişkilerini ve üretim tarzını da değiştirir.

*Buharlı makinelerle birlikte feodaliteden kapitalizme geçiş gerçekleşmeye başlamıştır.

*Teknolojik Determinizm:Toplumsal hayattaki gelişmeleri teknolojik gelişmeleri açıklamak.

*Marx’ın yaptığı açıklamalarda determinizm görülmez

*Teknolojik ve ticari gelişmelerle burjuvazi aristokrasiye kafa tutmaya başlamıştır.

*Burjuvaziler sayesinde üretim teknolojisi gelişmiştir.

*Yel değirmeni=Feodalite   *Buharlı Makineler=Kapitalizm       Marx

*Bu zamana kadarki toplum tarihi = Sınıf mücadelesinin tarihi.

Marx’ın 3. Sorusu:

Modernitenin Sorunları?

*Marx,teknoloji ve toplumları yüceltmesi yönünden kapitalizmi över.

*Marx’a göre kapitalizme en büyük sorunu yabancılamadır.Kapitalizme insanların düşünme ve düşündüğünü uygulama özelliği kaybolmaya başlamıştır.

Marx’a göre yabancılaşma;

-İnsanın ürettiği ürüne yabancılaşması.Ürettiği ürünün ne olduğunu bilmemesi.

*Metafetişizm:Toplumsal hayattaki ürünlerin bizden bağımsız bir gücü sahip olması.

-İnsanın üretim sürecine yabancılaşmaması:Üretimde sadece belli bir bölümde bulunması.

-İnsanın diğer üreticilere yabancılaşması:İşçiler arası rekabetler.

-İnsanın insan olmaya yabancılaşması.

*Kapitalizmin çevreye verdiği zarar!!

Marx’ın 4. Sorusu:

Sorunların çözümü mümkün müdür?Nasıl?

*Marx’a göre sorunların çözümleri mümkün değildir.

*Emek ve sermaye arasındaki çelişki daimdir.

*Eğer sistemin kendisi kendi içerisinde çelişki yaşarsa bu çelişki sorunu giderilemez.

*Tek çözüm kapitalizmin ortadan kaldırılmasıdır.Buda ancak işçi sınıfı sayesinde gerçekleşebilir.

*Kapitalizm güçlendikçe işçi sınıfıda güçlenmektedir..

WEBER(BURJUVA SOSYOLOĞU):

1.Modernliğin Temelinde Yatan Şey Nedir?

*Weber modernliğin özünü insanın düşünce dünyasında arar.

*Modernlik,akılcılık(araçsalcı akılcılık) doğrultusunda ilerlenmesidir.

*Araçsal Akılcılık:En az zararla en çok faydayı sağlama düşüncesidir.

*Weber’in çalışmaları 1920’lerde daha da yoğunlaşmıştır.

*Weber’e göre kapitalizm ve aşırı bürokratikleşme araçsalcılığı doğurmuştur.

2.Sürecin Dinamikleri Nelerdir?

*Bu süreçlerin arkasında yeni bir dinin yükselişi vardır.Bu din Protestenlıktır.

*Protestanlık 16. Yüzyılda ortaya çıkmıştır.

*Weber’e göre akılcılık bu döneme kadar hep bazı unsurlar tarafından bastırılmıştır.

Protestanlıktaki;

-Luter’in en temel ilkesi olan,Tanrı ile insan arasına hiç kimse giremez.

-Protestanlığa göre Allah’ın  sevgili kulu olmak için bu dünya işlerinide yapman gereklidir(Çilecilik)

-Kaderinbelli olması gibi düşüncelerden dolayı kapitalizm gelişme imkanı bulmuştur.

3.Modernlikle İlgili Sorunlar Nelerdir?

*Dünyanın büyüsünün bozulması söz konusudur.

*İnsan belli bir düzenin bir parçası olmaya başlaması.

*Standartlaşmış şeylerin ortaya çıkması.(Tek düzeliğin oluşması.)

*İnsanların yaratıcılığının körelmesi.

4.Çözüm Nedir?

*’’Sosyalizm bir alternatif olabilir mi?’’ Weber’e göre sosyalizm bir çözüm değildir.

*Sorunlara kökten çözüm bulunamaz.

*Kısa süreli çözümler sorunların etkisini azalta bilir ancak sorunları tamamen ortadan kaldıramaz.

MODERN TOPLUMDA DİN:

*Din neden sosyolojinin konusudur?

-Din konusu,toplumu,belli bir kitleyi etkilediği için.

-Din toplumun içinden,toplumsal hayatın içinden geldiği için.

-Dinin bireysel görünmesine rağmen,toplumsal yönünün ağır basması.

MODERNİTE / DİN:

Durkheim:

*Durkheim’e göre din yalnızca bir inançtan ibaret değildir.Eğer sadece inançsa varlığını devam ettiremez.Din kendini somut bir şekilde ritüeller sayesinde gerçek hayatta gösterir.Bu ritüeller;tespih,kilise,haç,kipa gibi şeylerdir.Durkheim dinin doğru olup olmadığını araştırmaz.Dinin insanlar tarafından üretildiğini savunur.’’Tanrı insanı değil,insan tanrıyı yaratmıştır’’der.Din Durkheim’e göre insanlara kolektif bilinç verir.Bu da insanı topluma bağlar.Millet bilincinin dini bilincin yerini alabileceğini düşünür.Organik dayanışmacı toplumda dinin azaldığını söyler.Fakat bu teori kısmi olarak gerçekleşmiştir.

Marx:

*Marx:’’Din baskı altındaki insanın iç geçirmesidir.’’,’’Din,kalpsiz dünyanın kalbi,ruhsuz dünyanın ruhudur.’’der.Marx’a göre insanlar dini gerçeklikten kopuş,uzaklaşmasa olarak kullanırlar.Din kapitalist sistemde işçi sınıfının maddi dünyanın gerçekliğinden kopuşunu sağladı için önemlidir.Sorunların ve sıkıntıların çözümünde dinden başka kaçış yolu gösterilebildiğinde dinin etkisinin azalacağını savunur.Marx işçi sınıfının sistemi değiştirebileceiğini düşünür!

Weber:

*Weber’e göre uyumsuzluk geleneksel dinlerle(Katolik (-) Protestanlık(+)) kapitalizm arasındadır.Genel anlamıyla dinle kapitalizm arasında bir uyumsuzluk yoktur.Kapitalizmdeki gelişmelerle birlikte diğer dinlerde Protestanlaşmaya başlamıştır.Zamanla dininde rasyonelleşebileceğini savunur.

SOSYOLOJİ: Kelime anlamı toplumbilimidir. Latince toplum anlamına gelen Socius ile Yunanca bilgi demek olan Logos sözcüklerinin birleşmesinden oluşmuştur. Sosyoloji sözcüğünü ilk kullanan Fransız sosyoloğu Auguste Comte (1798 – 1857)’dur. Bilim olarak Sosyoloji: Toplumların meydana gelişini, gelişmesini, toplum içinde farklı kesimlerde görülen sosyal olayları, sosyal kurumları, sosyal ilişkileri, sosyal yapı özelliklerini ve bu yapıda ortaya çıkabilecek değişme eğilimlerini ele alarak inceleyen bir bilim dalıdır.

SOSYOLOJİDE TEMEL KAVRAMLAR

TOPLUM: Belli bir coğrafya parçası üzerinde yer alan,üyeleri arasında sıkı bir etkileşim ve işbölümü olan bir insan topluluğudur.

SOSYAL OLAY: Toplum içinde meydana gelen, başlama ve bitiş noktaları belirli olan birden fazla kişiyi ilgilendiren bir oluşumu ve değişimi ifade eder. . Ör:Ali İle Ayşe’nin evlenmesi bir sosyal olaydır.

SOSYAL OLGU: Genellikle başlangıç ve bitiş zamanı bilinmeyen, nerede başlayıp nerede bitebileceği kesin olarak tesbit edilemeyen bir sosyal oluşum ve değişimi ifade eder. Tek tek meydana gelen sosyal olayların genel bir ifade tarzıdır Tüm evlilik olaylarının hepsine birden evlenme denir. Bu ise sosyal olgudur.

SOSYAL KURUM: Birbirleriyle sosyal ilişki ve etkileşim halinde bir arada bulunan insanların, toplum içinde nasıl davranmaları gerektiğini ve bu davranışların kurallarını belirleyen, kişilere belli şekillerde davranışlarda bulunması için zorlayıcı etkide bulunan, aralarında birlik ve bütünlük olan, uyumlu ve örgütlü bütünlerdir. Ör: Aile, eğitim, din, hukuk,ekonomi, yönetim, devlet kurumları.

SOSYAL İLİŞKİ: Birbirinden haberdar olan en az iki insan arasında belirli bir süre devam eden, anlamlı ve belirli amaçlar etrafında kurulan sosyal bir bağdır.

SOSYAL YAPI: İçinde sosyal ilişkilerin sosyal olayların meydana geldiği, sosyal grupların ve kurumların yer aldığı, nüfus ve yerleşim tarzının şekillendirdiği, toplumun şekil ve çevresi ile ilgili dış görünüşe sahip olan bir sosyal varlıktır.

SOSYAL GRUP: Belli ortak özelliklere sahip, etkileşim ve ilişki içinde bulunan iki veya daha fazla kişinin meydana getirdiği göreli bir sürekliliği olan bireyler topluluğudur.

SOSYAL DÜZEN: Bir toplumdaki üretim güçleri ve üretim ilişkileriyle din, hukuk, eğitim gibi kurumların karşılıklı bağımlılık içinde oluşturdukları uyumlu bir bütündür.

KÜLTÜR: Tarihsel ve sosyal değişme süreci içinde oluşturulan, bütün maddi ve manevi değerleri ile bunları yaratmada ve gelecek kuşaklara iletmede kullanılan araçların tümüdür.

CEMAAT: Kan bağlılığının, benzerliğin, geleneklerin bulunduğu, iş bölümünün görülmediği insan topluluğudur.

CEMİYET: İş bölümünün geliştiği, akılcılığın egemen olduğu, daha çok organik dayanışmanın görüldüğü toplumdur.

MİLLET: Siyasi bir birlik şeklinde yaşayan, ortak, mazi ve kültüre sahip, devlet şeklinde teşkit-lanmış fert ve zümrelerin toplamıdır.

KALABALIK: Ortak fikirlerle hareket eden ve aynı heyecanı taşıyan, teşkilatsız ve sürekli olmayan, kendiliğinden oluşan insan yığınıdır.

HALK: Üyeleri yoğun bir şekilde bir araya toplanmış olmayan, bir arada bulunmaları tesadüfi olmaktan uzak,sürekli, ortak bir kültürle birbirlerine bağlı, teşkilatsız yaygın,insan topluluğudur.

SOSYAL DEĞİŞME: Bir toplumda ekonomik büyüme ile birlikte sosyal, siyasi ve kültürel alanlarda bir ilerlemenin olması demektir.

SOSYAL BÜTÜNLEŞME: Bir toplumu oluşturan, topluluk,grup ve kurumları gibi, sosyal yapının çeşitli öğeleri arasındaki birbirini tamamlayabilme durumuna denir.

SOSYAL ÇÖZÜLME: Bir toplumda maddi ve manevi kültür öğelerinin bir araya gelerek bir anlam ifade edecek ve işleyen bir bütün oluşturacak çok biçimde birbirlerini tamamlayamamalarıdır.

İŞBÖLÜMÜ: Bir toplumsal üretim düzeni içindeki değişik görev ve hizmetlerin, toplumun üyeleri, grupları arasında karşılıklı bağımlılık ilişkileri içinde bölünmesi sürecidir.

SOSYAL TABAKALAŞMA: Toplumu meydana getiren üyelerin ya da öğelerin bir ya da daha fazla ölçüte göre hiyerarşik sırılanmalarıdır

SOSYAL SINIF: Toplumun düzeyi, yaşam biçimi, eğitim,saygınlık gibi özellikler bakımından birbirine benzeyen ve bunun bilincinde olan insanlar tarafından oluşturulan bir bütündür.

SOSYAL HAREKETLİLİK: Kişilerin, ailelerin ve sosyal grupların toplum içinde sahip oldukları bir stüdüden diğer bir statüye veya bir tabakadan diğer tabakaya geçmeleridir

İlgili Kategoriler

Sosyoloji Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir