Çocuklarda Hırsızlık ve Tedavisi?



Hırsızlık

Hırsızlık, doğuştan gelen bir eğilim değildir. 0-5 yaş grubundaki çocuklar, paylaşma kavramını pek bilmezler. Herşey onlarındır. “Benim annem, benim babam, benim oyuncağım, benim yemeğim” gibi sözleri onun ağzından sık sık duymak mümkündür. Başkalarına ait şeyleri aldığı, onlara sahip çıktığı görülür. Kendisinin olmayan eşyalara, oyuncaklara sahip olma eğilimi anne-babayı endişelendirmemelidir. Bu yaş çocuklarına, mülkiyet kavramını eğiterek kazandırmak gerekir. Anne-baba çocuklarına paylaşma duygusunu, öncelikle iyi örnek olma yoluyla öğretebilir.

Bu doğal buhran dönemi geçtikten ve çocuk başkalarının mülkiyetine saygılı olmayı öğrendikten sonra görülen olayların sebepleri daha farklıdır. Eğer çocukta sekiz yaşından sonra bu gibi davranışların devam ettiği görülürse, ortada ciddi bir problem var demektir.

Hırsızlık eğilimi daha çok “ilgisiz aile modelinde görülür. Özellikle babanın eksikliği veya ilgisizliği bu tür davranışlara yol açabilir. Sevilmeyen ve bunun doğal sonucu olarak insanları sevmeyen çocukların daha çok hırsızlık yaptığı görülmektedir. Baskı gören, sevilmeyen çocukların “intikam” amacı ile hırsızlığa yöneldiği sıkça görülen olaylardandır.

Bir kısım çocukların arkadaşlarına yaranmak, bir akran grubuna kendisini kabul ettirmek için böyle bir yola saptığı da görülmektedir. Bilhassa zayıf kişilikli, kendisini aciz ve değersiz gören çocukların hırsızlığa eğilimli olduğu bilinmektedir. Kıskançlık da insanları hırsızlık yapmaya teşvik edebilir. Birey, kıskandığı kimseyi, sevdiği bir şeyden mahrum bırakmak ve onu zayıf düşürmek maksadıyla hırsızlığa yönelebilir.

Günümüzde orijinal heyecanlar tatmak isteyen, bu suretle üstünlük sağlamak amacı güden çocuklar, gençler de böyle bir yola sapmaktadır. Gruplar halinde veya bizzat hırsızlığa çıkan bu kesim, tecrübe edinme ihtiyacını bu şekilde tatmin etmektedir. Bu gruba girebilmenin tek yolu böyle bir “iş” yaparak rüştünü ispat etmektir.

Çocuğu hırsızlıktan vazgeçirmek için baskı, dayak, korkutma gibi şiddete dayalı yaptırımların olumlu etkisi görülmemiştir. Aile ilk olarak kendisindeki eksikliği arayıp bulmalıdır. Sebep ilgi, sevgi eksikliğiyse ki genelde öyledir aile önce bunu gidermeye, hatayı tamir etmeye çalışmalıdır.

Çocuğun arkadaş çevresini değiştirmek, ona dengeli, seviyeli yeni arkadaşlar kazandırmak da bir çözüm yolu olabilir.

Ahlak kurallarını algılayacak olgunluğa gelemeyen çocuklara aile bireylerinin bilhassa eğilmesi şarttır. Akranlarıyla arasındaki seviye farkının kapanabilmesi için onun eğitimiyle özellikle ilgilenilmelidir.

Hırsızlık yapmak suretiyle “doyum” arayan bireylere (bu hastalığa kleptomani denir) mutlaka bir psikolo ğun rehberliği gerekir. Ailenin bu konuda yapabileceği bir şey yoktur.

Yukarıda sayılan tedbirler etkisiz kalırsa yine bir uzman hekime başvurulmalıdır. Çünkü alınan tedbirlere rağmen hırsızlık eğilimi giderilmediyse ortada ciddi bir problem var demektir.

 

 

İlgili Kategoriler

Editörün Seçimi



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir