YKS-TYT Türkçe Paragraf Bilgisi Testi Çöz
Soru 1 |
Bacon 1624’te yazmış “Yeni Atlantis”ini. O da yurttaş Thomas More’un “Ütopya”sı gibi bir düşünsel dünyayı anlatmış. Masallar kadar uzak çağların Atlantis kıtasından kalan bir adadır Yeni Atlantis. Bacon ve arkadaşlarının gemisini kötü bir rüzgâr bu adaya atar. Bambaşka bir uygarlık, bir anlayış, bir insanlık karşılarına çıkar burada. Bacon düşlerindeki ülkeyi anlatır bize. Daha sonraki yüzyıllarda gerçekleştirilecek şeylerden bahseder.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A | Karşılaştırma |
B | Açıklama |
C | Betimleme |
D | Öyküleme |
E | Tartışma |
Soru 2 |
Evrende sayısız gök cisminin oluşturduğu kümelere galaksi; çevresine ısı ve ışık yayan gök cisimlerine ise yıldız denir. Güneş bir yıldızdır. Bir galakside yer alan yıldızlardan bazılarının bir araya gelerek oluşturduğu gruplara ise sistem denir: Dünya Samanyolu Galaksisi’nde bulunan Güneş Sistemi’nde yer alır...
Bu parçada yazar aşağıda verilen düşünceyi geliştirme yollarından hangisini kullanmıştır?
A | Karşılaştırma |
B | Tanımlama |
C | Tartışma |
D | Betimleme |
E | Öyküleme |
Soru 3 |
A | Örnekleme |
B | Tanık gösterme |
C | Tartışma |
D | Açıklama |
E | Öyküleme |
Soru 4 |
Türkçenin kurallarına uygun olarak dikkatle türetilen güzel, yeni terimlere Türkçe yerine Öztürkçe diyerek bir ayrım yapmak, hele hele bu terimlere uydurmaca demek büyük bir hatadır. Kaldı ki diğer Türk halkları ile dil birliğimizi bozuyor diye, Türkçe terimlere karşı çıkanlar herhâlde çoğu kez yanılmışlardır. Çünkü o ‘yeni’ terimlerin bir çoğuna ya da benzerine Kazak, Özbek gibi Türk lehçelerinde rastladım.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A | Benzetme |
B | Betimleme |
C | Tartışma |
D | Karşılaştırma |
E | Öyküleme |
Soru 5 |
Kasım sabahının bu kapanık ve serin gününde bahçenin bütün ağaçları durgun ve karanlık... Havuzların suları, bulutlu gökyüzünün yansımalarıyla kirli bir katran renginde...Neşesiz fıskiyeler havada tutunamıyor. Derinden derine, perişan kuş feryatları, bin tempoda hayvan bağırmaları duyuluyor. İnsan daha kapıdan girerken bir gurbet ve ıstırap bahçesinin eşiğine ayak bastığını anlıyor.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisindenden yararlanılmıştır?
A | Açıklama |
B | Betimleme |
C | Karşılaştırma |
D | Tartışma |
E | Öyküleme |
Soru 6 |
Muhtar, geldi ırgatların karşısına dikildi. Bacaklarını gerip sağ elini beline verdi. Böyle bir süre durumunu hiç bozmadan ırgatların önünde durdu. Uzaktan bir heykeli andınyordu. Bir..süre sonra ağır adımlarını geniş geniş açarak ağaçlara doğru yürüdü.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A | Örneklendirme - Öyküleme |
B | Betimleme - Öyküleme |
C | Karşılaştırma - Benzetme |
D | Tanımlama - Betimleme |
E | Tanık gösterme - Örneklendirme |
Soru 7 |
A | Sanatta güzellik; sanatçının, gerçeğin örtüsünü kaldırarak yeni bir dünyayı görünür hâle getirmesinden doğar (düşsellik). |
B | Sanat eserinde değişik bir sesin, taze bir havanın bulunması beklenir, işitilmemiş duygular aranır (özgünlük). |
C | Bir sanat eseri ekleye ekleye değil, bazı şeyleri çıkara çıkara oluşturulur (duruluk). |
D | Sanatın amacı, insanın düşünce ve duyarlığını geliştirmek, ona dünyaya ve insanlara insanca bakma gücü kazandırmaktır (yaratıcılık). |
E | Sanat hiçbir memleketin malı değildir, sanatın vatanı göklerdir (evrensellik). |
Soru 8 |
Modası geçmiş sandalyeler, La Fontaine’in masallarından sahnelerle süslü şekillerle kaplıydı ama bunu bilmeyen biri konuların ne olduğunu anlamakta güçlük çekerdi. Çünkü renkler çok soluktu ve şekiller o kadar çok yamanıp onarılmışlardı ki, hemen hemen zeminden ayırdedilmez durumdaydı.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A | Açıklama |
B | Örneklendirme |
C | Tartışma |
D | Betimleme |
E | Öyküleme |
Soru 9 |
Kestane rengi, güzel saçlarını yeniden kıvırtmak için bir berber çağrılmıştı. Solgun, alaycı yüzünü pek hoş bir görünümle çerçeveleyen yuvarlak bir yaka ve siyah saten bir kravat takmıştı. Üstüne sımsıkı oturan uzun bir pardesü, yuvarlak yakalı kaşmir ceketi göstermek için yarıya kadar düğmelenmişti. Kaşmir ceketinin altında beyaz bir ikinci ceket daha vardı. Saati, bir cebe dikkatsizce sıkıştırılmış, kısa, altın bir zincirle iliklerinden birine bağlanmıştı. Gri pantolonu; yandan düğmeli ve yan dikişleri siyah, ipek kordonla süslüydü. Gri eldivenlerinin yeniliğinin, elinde kolayca çevirip durduğu altın başlı bastona değmekten bir korkuları yoktu. Yolculuk şapkası bu yetkin, zevkli tabloyu tamamlıyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A | Öyküleme |
B | Tanık gösterme |
C | Açıklama |
D | Betimleme |
E | Tartışma |
Soru 10 |
Kolay değildir İstanbul’da yaşamak. Ne istediğiniz yere istediğiniz sürede gidebilirsiniz ne de çok istediğiniz bir yerde şöyle rahatça durabilirsiniz. Bir kere İstanbul’un yolları aceleye hiç gelmez. Birine, “Bekleyin hemen geliyorum.” ya da “On beş dakika sonra yanınızdayım.” dediğinizde gideceğiniz yer üç beş kilometrelik bir yer olsa bile mutlaka yalancı çıkarsınız. Neden mi? Vaktinde gidemezsiniz de ondan. Sokaklar, caddeler günün her saatinde kalabalıktır. Öyle sakin sakin; vitrin, mağaza seyrederek yürümeye gelmez. Ya biri bir omuz atar ya da kaşla göz arasında elinizdeki çantanın uçup gittiğini fark edersiniz.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisine başvurulmuştur?
A | Açıklama |
B | Betimleme |
C | Örnekleme |
D | Tanımlama |
E | Öyküleme |
Soru 11 |
Odada gidip geliyor, hedefsiz dolaşıyor, tırnağımla duvarları kazıyor, alnımı yavaşça kapıya dayıyor, işaret parmağımı döşemeye vuruyor, dikkatle etrafa kulak kabartıyordum. Hepsi de manasız hareketlerdi bunlar. Önemli bir şey tasarlıyor gibi sessiz ve düşünceliydim. Bu arada birkaç kere yüksek sesle “Aman Allah’ım, bu delirmenin ta kendisi!” dediğimi duydum. Duydum, yine de durmadan bu hareketleri tekrarlıyordum. Uzun zaman sonra, belki de birkaç saat sonra, kendimi topladım, dudaklarımı ısırdım, elimden geldiği kadar tutmak istedim kendimi. Ağzımda çiğnemek için bir yonga arandım, tekrar azimle yazmaya oturdum. Güç bela birkaç kısa cümle yazabildim, sırf ilerleyebilmek için zorla ele geçirebildiğim bir düzine biçare kelime... Sonra durdum, beynim bomboştu, gerisi gelmiyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A | Örneklendirme |
B | Betimleme |
C | Tartışma |
D | Açıklama |
E | Öyküleme |
Soru 12 |
Bir temmuz sabahı Türkiye’den Taşkent’e uçtuk. Taşkent’ten Urgenç’e uçakla yaptığımız yolculuk boyunca uçsuz bucaksız bir çöl görüntüsünü havadan izledik. Ancak Urgenç’ten Hîva’ya otomobille 20 dakika süren yol yeşillikler arasındaydı. Yol boyunca üzüm bağları, meyve, sebze bahçelerinin çokluğu dikkat çekiciydi. Sonra, çölün tozu üzerine yağmış gibi bir kente, Hîva’ya, ulaştık. Ayaklarımızın altındaki toprakta tarihin izlerini hissediyorduk.
Bu parçanın anlatımında aşağıda verilenlerin hangisinden yararlanılmıştır?
A | Öyküleme - tanımlama |
B | Açıklama - karşılaştırma |
C | Tartışma - öyküleme |
D | Betimleme - açıklama |
E | Öyküleme - betimleme |
Soru 13 |
Kurumuş tarlaların üzerinde yürüdükten, hafif bir sırtı tırmandıktan sonra, yarısına kadar açık duran paslı bir demir kapıyı geçtim, aralarından otlar fışkıran çakıl döşeli bir yoldan yürümeye başladım. İki tarafımda vahşileşmiş ağaçlar ve artık tümsek halini almış eski çiçek tarhları vardı. Kuru bir havuzun kenarında devrilmiş mermer saksılar duruyordu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır kasmaktadır?
A | Tartışma |
B | Örneklendirme |
C | Betimleme |
D | Öyküleme |
E | Açıklama |
Soru 14 |
Toprak rengi kanatları olan bir çekirgeyi yakalamaya çabalarken birden karşımda onu gördüm. Küçük bir tümseğin üstünde elindeki sopaya dayanmış bana bakıyordu. Bir tavşan, bir yaban hayvanı gibi dümdüz ve merakla... On, on iki yaşlarındaydı. Saçları güneşten sararmıştı. Ayaklarında büyük postallar vardı. Küçük bir çobandı. Yanında bir eşeğinden başka bir şey yoktu.
Bu parçanın anlatımında aşağıdakilerden hangisi ağır basmaktadır?
A | Öyküleme |
B | Açıklama |
C | Betimleme |
D | Örneklendirme |
E | Tartışma |
Soru 15 |
Bizim oralarda güneş bir başka doğar, kuşlar bir başka öter, rüzgârlar bir başka eser. Dağlar daha haşmetli, kayalıklar daha yalçındır. Irmaklar tertemiz, denizler masmavi, kumsallar pırıl pırıidır. İnsanlar da öyle... Serttirler ama bu sertlikleri özlerindeki yumuşak huyluluğu örtmek içindir. Çalışkandırlar; yaz kış demez, alın teri dökerler. Onlar iyiyi severler, kötülere ve kötülüklere geçit vermezler.
Bu parçanın anlatımı ile ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenemez?
A | Karşılaştırma yapılmıştır. |
B | Tanık göstermeden yararlanılmıştır. |
C | Değişik cümle türlerine yer verilmiştir. |
D | Öznel yargılar ağır basmaktadır. |
E | Bir düşünce karşıtlıklardan yararlanılarak anlatılmıştır. |
TYT-AYT Deneme Sınavları-Konu Testleri (PDF) İndir 2020
İlgili Kategoriler
Benzer Yazılar
- Ösym Türkçe Paragraf Test Soruları Ve Cevapları
- 8.Sınıf Türkçe Paragraf Taktikleri ve Çıkmış Paragraf Test Soruları Ve Cevapları
- YKS-TYT Türkçe Deyim ve Atasözleri Testi Çöz
- YKS-TYT Türkçe Noktalama İşaretleri Testi Çöz
- YKS-TYT Türkçe Yazım Kuralları Testi Çöz
- YKS-TYT Türkçe Ses Bilgisi Testi Çöz
- YKS-TYT Türkçe Anlatım Bozuklukları Testi Çöz
- YKS-TYT Türkçe Dil Bilgisi Testi Çöz
- YKS-TYT Türkçe Cümlede Anlam Testi Çöz
- YKS-TYT Türkçe Sözcükte Anlam Testi Çöz
test çözmek istioyrum