AÖF Ders notları-Sosyal güvenlik ve sosyal sigortalar



SOSYAL POLİTİKA SOSYAL GÜVENLİK VE SOSYAL SİGORTALAR

  • SOSYAL GÜVENLİK KAVRAMI

TERİM OLARAK SOSYAL GÜVENLİK

İlk olarak 1935 tarihinde Amerikan sosyal güvenlik kanununda kullanılmıştır. Sosyal kelimesi bir topluluğa ait toplumsal, toplum düzenine ilişkin gibi anlamı yanında birlik, eşitlik, dayanışma esasına dayanan bir zihniyeti ve iktisaden zayıf durumda olan ve korunması gereken grupları ifade etmek içinde kullanılır. Kelime anlamlarından hareket ederek bir tarif yapmak gerekirse sosyal güvenlik; toplumu oluşturan bütün fertlerin uğrayacakları tehlikelerin zararlarından kurtarılma garantisi demektir.

DAR VE GENİŞ ANLAMDA SOSYAL GÜVENLİK

Sosyal güvenlik garantisinin sağlanmasının temelinde gelir transferi yatar. İnsanlar, genç, sağlıklı ve çalışabildikleri dönemlerde elde ettikleri gelirin bir kısmını tüketmeyip yaşlı, hasta ve çalışamadıkları dönemlerde kullanmak üzere tasarruf ederler. Bu açıdan sosyal güvenlik, gençlik döneminden yaşlılık dönemine, sağlıklı dönemden hastalıkla karşılanan dönemlere yapılan gelir transferidir.

Geniş anlamda sosyal güvenlik;

–          Fertlere ve ailelerine ekonomik güvence sağlamak

–          Önlemek ödemekten ucuzdur anlayışına uygun olarak sosyal güvenliğin önleyici fonksiyonunu güçlendirmek

–          Kişiliğin serbestçe geliştirilmesi ve insan mutluluğunun artması amaçlarını da kapsamına almış tedbirler bütünüdür.

Tehlikelerle mücadele ve sosyal güvenlik

Tehlike, kaçınılması ve uzak durulması gereken, eğer mümkünse  hiç karşılaşılmak istenmeyen bir durum olmakla birlik de bazı tehlikeler insanlar için kaçınılmaz olarak hayatın bir parçasıdır. kaynağı bakımından tehlike dört ana gruba ayrılır. bunlar;

Fizyolojik tehlikeler: insan fizyolojisinin doğasında kaynaklanan ve insanların bede ve ruh bütünlüğüne yönelik zararlar veren hastalık, yaşlılık, analık ve ölüm gibi tehlikelerdir.

Tabii afetlerden kaynaklanan tehlikeler:deprem, fırtına, su baskını, toprak kayması ve iklim değişiklikleri gibi insanların kontrol edemediği can ve mal kaybına yol açan tehlikelerdir.

Sosyo ekonomik tehlikeler: iktisadi ve sosyal hayatın işleyişinde meydana gelen dalgalanmalara bağlı olarak çıkan krizlerin yarattığı işsizlik, işyerini kaybetme ve sosyal hayatın devamlılığına yönelik uyumsuz gelişmelerin boşanma veya aile reisinin ölümüne bağlı olarak dul ve yetim kalma gibi sonuçları olan tehlikelerdir.

İnsanların sebep olduğu tehlikeler: insan bizzat kendisi en büyük tehlikedir. Bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeden gasp, hırsızlık, öldürme, yaralama, sakat bırakma gibi sonuçlar yaratan her türlü fiziki şiddet bu gruba girer. Yukarıda sayılan bireysel zararların yanında savaşlar, insanoğlunun toplu olarak kendi cinsine yönelik en büyük tehlikeyi oluşturur.

Tehlikeler sosyal güvenlik ihtiyacı doğuran zararları bakımından da sınıflandırılablinir. Buna göre tehlike meydana geldiği zaman:

–          Çalışma gücünün kaybedilmesi

–          Gelir kesilmesine veya azalmasına

–          Gider artışına

–          Mal varlığının kaybedilmesine yönelik zararlar verebilir.

Sosyal güvenlik teknikleri ve yöntemleri (kurumsal yapı)

İnsanlar sosyal güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için zaman içinde teknikler ve yöntemler geliştirmişlerdir. Bugün gelinen nokta itibarıyla sosyal güvenlik için geliştirilen teknikleri ve kullanılan yöntemleri sınıflandırmak gerekirse;

–          Geleneksel sosyal güvenlik yöntemleri (sosyal yardımlar)

–          Modern (günümüz) sosyal güvenlik yöntemleri

Geleneksel sosyal güvenlik yöntemleri

Geleneksel yöntemler, esas olarak bireysel tasarruflar ve her türlü sosyal yardımlardan oluşan yöntemlerdir. Bireysel tasarruflar aile içi yardımlaşma, tanıma bilme faktörüne bağlı sosyal yardımlar, dini sosyal yardımlar  ve kurumsallaşma (teşkilatlı) sosyal yardımlar geleneksel yöntemleri oluşturur.

 Bireysel tasarruflar: ilk ve temel geleneksel sosyal güvenlik yöntemini oluşturur. Fertler, gönüllü veya zorunlu olarak tasarruf yapabilecekleri gibi tasarruflarını ayni veya nakdi olarakda yapabilirler. Fertlerin gelir seviyesi, tasarruf bilinci, tehlikesiz geçen süre ve tehlikenin zararları gibi faktörler bireysel tasarrufları sosyal güvenlik garantisi sağlamak fonksiyonunu belirler.

Aile içi yardımlaşma: en temel geleneksel sosyal güvenlik yöntemidir. Birden fazla kuşağın bir arada yaşamasından oluşan geniş aile daha etkin bir sosyal güvenlik garantisi sağlarken, şehirleşme ile küçülen ve çekirdek aileye dönüşen yapının sosyal güvenlik fonksiyonu zayıflamıştır.

Tanıma bilme faktörüne bağlı yardımlaşma: bir arada yaşama kültürünün bir ürünü aidiyet duygusu ile gelişmiştir. Komşuluk ve akrabalığa bağlı yardımlaşma bu yöntemin en yaygın olanıdır. Kırsal kesimde ve kentlerin gecekondu bölgelerinde daha etkindir. Türk toplumuna has olmak üzere hemşerilik duygusu ile geliştirilen yardımlaşma yöntemleridir.

Dini sosyal yardımlar: her toplumda ve her dönemde diğer yardımlaşma şekillerini de etkileyen ene kapsamlı geleneksel yöntemleri oluştururlar. Bütün dinlerin özünde zayıf ve güçsüzleri korumaya yönelik yardımlaşma esasları vardır. İslam dini birçok ibadeti sosyal güvenlik fonksiyonu görecek hale gelmiştir. Kurban, fitre ve zekatın yanı sıra oruç ve hac da uygulama da birey sosyal güvenlik sağlayan dini ibadet haline gelebilmektedir.

Kurumsallaşmış sosyal yardımlar: sanayi devrimi öncesinde esnaf ve sanatkarların hastalanan, sakatlanan, işi bozulan vb. durumlarda ihtiyaçlarının karşılanması için loncalar oluşturulmuştur. Osmanlı zamanında bu yardıma vakıflar örnek verile bilir.

Modern sosyal güvenlik yöntemleri

*Sosyal sigorta yöntemi: sigortacılık tekniği esas alınarak geliştirilen bir yöntemdir ve esas olarak aynı nitelikteki tehlikelerin tehdit ettiği insanların, karşılaşacakları zararları eşitlemek amacıyla bir araya gelmeleri esasına dayanmaktadır.

*Devletçe korunma yöntemi: devlet çeşitli sebeplerle muhtaç duruma düşen vatandaşlarının sosyal güvenlik garantisini bir kamu görevi olarak, karşılıksız ve vergi gelirlerinden ayrılan paylarla karşılamasıdır.

Tamamlayıcı sosyal güvenlik yöntemleri: başta sosyal sigortalar olmak üzere kamu sosyal güvenlik programlarınca sağlanan sosyal güvenlik garantisinin seviyesini yetersiz bulun, daha yüksek bir korunma garantisi talep edenler tamamlayıcı nitelikte olmak üzere ilave yöntemlere başvurabilir. Örnek verilecek olursa; yaşlılık, malullük, hastalık ve işsizlik gibi…

Günümüzde sosyal güvenlik

İkinci dünya savaşından sonra şekillenen siyasi, sosyal ve iktisadi gelişmelerin belirleyici şartlerı altında şekillenmiştir. Bm insan hakları evrensel bildirgesinde 22. Ve 25. Maddelerinde ve ILO 1952 tarih ve 102 sosyal güvenliğin asgari normları sözleşmesi ile somut norm ve standartları belirlenmiştir

Sosyal sigortaların özellikleri ve özel sigortalar:

Zorunluluk, sigortacılık, finansmana katılım, gelirin yeniden dağılımını sağlama ve özerk yönetim ilkeleri ile tarif edilen özellikler ana başlıkları ile şunlardır;

  • sosyal sigortalar devlet tarafından kurulan kamu sigorta programlarıdır. Taraflar arasındaki ilişkiler kamu hukuku çerçevesinde düzenlenir.
  • devlet sosyal sigortaların garantörüdür. Sistem performans problemi ile karşılaştığı zaman açıklar devlet tarafından kapatılır.
  • sosyal sigortaların kapsamına girmek zorunludur.
  • sosyal sigortalar ilgili tarafların ödediği primlerle finanse edilir.
  • sosyal sigortalar devlet tarafından kurulmasına rağmen diğer kamu kurumlarından farklı olarak yönetimine sosyal taraflar da katıla bilir.
  • sosyal sigortalarda ödenen primlerle sağlanan haklar arasında bir bağlantı vardır.
  • Sosyal sigortalarla özel sigortalar arasındaki farklar şunlardır;
  • Sosyal sigortalarda devlet kurucu ve garantördür, özel sigortada devlet düzenleyici ve denetleyicidir.
  • Sosyal sigortalara katılmak zorunlu, fakat özel sigortalarda isteğe bağlıdır.
  • Sosyal sigortalarla kapsama alınanlar arasındaki ilişkiler kanunla belirlenir. Özel sigortalarda ise serbestisi (özgürlüğü) ilkesine göre çalışır.
  • Sosyal sigortalar çalışma gücü kaybı, gelir kesilmesi ve hastalık dolasıyla gider artışlarını karşılarken özel sigortalar genelde mal varlığı kaybını karşılar.
  • Sosyal sigortalının yanı sıra işveren ve bazı durumlarda devlet bile prim öderken özel sigortada sadece sigortalı prim öder.
  • Sosyal sigortalarda koruma birimi olarak aile alınır. Özel sigortalar da ise fertler birim alınır.
  • Sosyal sigortalarda kişinin risk ve gelir durumuna bakılmazken özel sigortalarda risk fazla ise (yaşı, cinsiyeti vb..) sigorta kapsamına almaz.
  • Sosyal sigortalarda meslek hastalıkları, iş kazaları ve sağlık sigortalarında sigorta kolları için ödenen primlerle sağlanan haklar arasındaki ilişki son derce zayıfken özel sigortalarda ödenen primlerle sağlanan haklar arasında birebir ilişki vardır.
  • Kişiler bakımından sosyal sigortaların kapsamı: sosyal sigortalar, çalışan ve prim ödeyenleri aktif sigortalı olarak sigortalıların bakma yükümlü olduğu eş, çocuk ve ana, babalarını bağımlı nüfuz olarak kapsamına alır. Sosyal sigorta sigorta kurumlarından gelir ve aylık alanlarda pasif sigortalı olarak koruma kapsamına alınır. Pasif sigortalılarla birlik de onların geçindirmekle yükümlü olduğu eş, çocuk ve ana, babaları da pasif sigortalı bağımlıları olarak koruma kapsamına alır.
  • sosyal sigortaların hangi nüfus kesimi ve çalışan grubundan başlayarak kimleri öncelikle kapsama altına alacaklarını ihtiyaç, mali imkanlar, idari imkanlar ve baskı grubu faktörleri beliler.
  • İhtiyaç faktörleri: kendini tehlikelerin zararlarından koruma da en zayıf ve güçsüz durum da olan grubun öncelikle kapsama altına alınmasını gerektirir.
  • Mali imkanlar (ödeme gücü) faktörü: sosyal sigortalar kendi gelirini kendilerini sağlayan kurumlar olduğu için sistemin gelir ayağını güçlendirmek için ödeme gücü yüksek olanlar öncelikle kapsama alınır.
  • İdari imkanlar faktörü: sosyal sigortaların sağlıklı işlemesi için özellikle uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalıların çalışma gün sayıları ve ödedikleri primlerle ilgili olarak uzun dönemli düzenli ve güvenilir kayıtlar tutulması gerektiğinde şehirlerde büyük iş yerlerinde  ve sürekli statüde çalışanlar özellikle kapsama alınır.

Baskı grubu (politik) faktör: yukarıda sayılan objektif faktörlere karşı, siyasi iktidarın şekillenmesine göre bazı çalışan grupları örgütleri vasıtasıyla sosyal talepleri siyasi karar mekanizmalarına daha etkin şekilde iletebildikleri için öncelikle sosyal sigorta kapsamına alır.

Sigorta kolları (tehlikeler) itibariyle kapsam

Genel olarak

Sosyal sigorta sistemleri bütün sosyal risklere karşı kotuma garantisi sağlamalıdır. Sigorta kolları itibarıyla kapsam bakımından gözlenen gelişmeler;

–Gelişme seviyesi ne olursa olsun hemen hemen her ülkede uzun vadeli sigorta kolları olrak bilinen malullük, yaşlılık ve ölüm sigortalarının kurulduğu görülmektedir.

–İş kazaları ve meslek hastalıkları sigortasıda hemen hemen her ülkede sigorta kolu olarak dikkat çekmektedir.

–Hastalık sigortası bütün toplum kesimlerinin ihtiyaç duyduğu ancak kurulması ve hayat geçirilmesi organizasyon ve mali bakımdan ciddi kaynaklar gerektiren bir sigorta koludur.

–İşsizlik sigortasının kurulması ile iktisadi gelişme seviyesi ve sanayileşme arasında doğrudan bir bağlantı vardır. 2009 itibariyle oluşturulan 85 ülke tek tek incelenirse  tamamına yakınının gelişmiş ülke olduğu görülür.

–Aile ödenekleri sigortası iktisadi gelişme seviyesi yanında ülkelerin izlediği sosyal politika ile de yakından ilgilidir.

Sosyal sigorta kolları ve sosyal güvenlik garantisi

Sosyal güvenlik sistemlerinin sosyal risk tanımı ve sağlanan sosyal güvenlik garantisi kolları itibariyle ana hatları ile aşağıda özetlenmiştir.

*hastalık: herkes için bi evrensel risktir. İnsanların beden ve ruh bütünlüğüne yönelik vücut uyumunu bozar. İyilik halinden uzaklaşma hali olarak tarif edilebilir.

İş kazaları ve meslek hastalıkları: çalışan kişinin iş yerinde işini yaparken ve iş verenin otoritesi altında iken meydana gelen bir olay dolasıyla kazaya uğraması veya iş yerindeki çalışma şartlarından dolayı ortaya çıkan hastalık sebebi ile beden ve ruh bütünlüğünün zarar görmesi halidir.

Analık: bir çok ülkede ayrı bir sigorta kolu oluşturmaksızın hastalık sağlık sigortası içinde kapsama alınan analık hali çalışan kadın sigortalı için doğumdan önce ve sonra belirli bir süre çalışma gücü kaybı ve gelir kesilmesi yaratan bir sosyal risk olarak kabul edilmektedir. Ayrıca gebelik döneminde doğum sırasında ve doğum sonrası dönemde anne ve çocuk sağlığı ile ilgili koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetlerinin temin edilmesi de analık sigortası kapsamındadır.

Malullük: sigortalının çalışma gücü, bedenen ve ruhen bir daha iyileşemeyecek şekilde sürekli olarak ve belirli oranın üzerinde kaybetmesi bir daha çalışamaması hali olarak tarif edilir.

Yaşlılık: bir çok kişi için sosyal güvenlik iki sosyal riski çağrıştırır. Hastalık ve yaşlılık. Hastalık, herkesin mutlaka karşılaşacağı kaçınılmaz bir sosyal risk, yaşlılık ise o yaşa kadar hayatta kalma ve ertelenmiş taleplerin gerçekleştirilme dönemini ifade ettiği için bir sosyal riskden öte pozitif bir anlamı  da vardır.

Ölüm: diğer sosyal risklerden farklı olarak ölüm, insan hayatının sona ermesidir. Sosyal güvenlik de temel koruma birimi aile olduğu için bu sigorta kolu kişinin kendisine değil ölmeden önce geçimini sağlamakla yükümlü olduğu sosyal güvenlik garantisi sağlar.

İşsizlik: en geç kurulan ve diğer sigorta kollarına göre daha az sayıda ülkede oluşturulan sosyal sigorta koludur. Bir sosyal risk olarak işsizlik çalışma arzu ve iradesine sahip olup, ücret seviyesi, çalışma süresi ve diğer çalışma şartları bakımından yaşadığı ülkede geçerli şartlarla iş bulamama hali olarak tarif edilir.

Kişiye verilecek olan işsizlik ödeneği işsiz kalmadan önceki geliri esas alınarak belirlenir. İşsizlik ödeneğinden faydalanmak içi aranan şartlar genel olarak şunlardır:

–İşsizlik sigortaları fon esasına göre kuruldukları için işsiz kalmadan önce belirli bir süre prim ödemiş olması şartı aranır.(bu süre asgari 1 yılla 3 yıl arasında değişir)

–İşsizlik ödeneğinden faydalana bilmek için kendi istek ve iradesi dışında işden çıkmış olması gerekir. İş veren tarafından işden çıkarılma sağlık sebepleri veya işden ayrılmak için haklı ve geçerli bir sebebi olmak genellikle aranan şartlardır.

–İşsizlik ödeneği sigortalının prim ödediği süre dikkate alınarak 6 ay ile 2 yıl arasında değişebilir. Bu süreye rağmen iş bulamayanlar genellikle sosyal sigorta sistemi dışında sağlanan işsizlik yardımlarından faydalanırlar.

–İşsizlik sigortasının insanları tembelliğe sevk etmemesi için ödenek oranları düşük tutulur. Çok zaman işsizlik ödeneği alma süresi uzadıkça ödeneğin miktarı da azalır.

Aile ödenekleri: diğer sosyal risklerden farklı olarak aile ödenekleri (aile yardımları, çocuk parasıdır), çocuk sahibi olanların çocukların bakım ve eğitim giderlerinin dolayısıyla aile gelirinin yetersiz kalması ve yoksulluk riskini ortaya çıkışı ile ilgilidir.

Bakım sigortası: bakım ihtiyacı aile fertlerinden biri veya bir kaçının bedeni ve akli sağlık durumundaki yetersizlik dolayısıyla temel insani ihtiyaçlarını ve toplumsal hayata katılımı kendi yetenekleri ile karşılayamaması durumu olarak tarif edilmektedir ve bu durumda ortaya çıkan bakıma ihtiyaç duyma durumuda bir sosyal risk olarak tarif edilmiştir. Bu sigorta kolundan sağlanan haklar,

–bakıma muhtaç kişilerin ihtiyaç duyduğu periyodik bakım hizmetlerinin uzman kişilerce sağlanması

–bakım ihtiyacının satın alınarak temin için bakım ihtiyacının derecesine göre bakım parası altında ödeme yapılması

–bakım ihtiyacının diğer aile fertlerince sağlanması halinde gerçekleştirenlere bakım parası ödenmesi

–bakıma muhtaç kişinin sürekli bakımını gerçekleştiren kişinin geçici sürelerle ayrılması halinde geçici süre ile bakım hizmeti sunması

–bakım ihtiyacının evde gerçekleştirilememesi halinde sağlık kurumlarında gerekirse yatılı olarak gündüz gece bakım hizmetlerinin sunulması

–bakım ihtiyacı duyan kişinin bakımını kolaylaştıracak araç ve gereç yardımı yapılması olarak sıralana bilir. Nüfusun yaşlanması ve yaşlı nüfusun artan bakım ihtiyacı çekirdek aileye geçiş ve aile içi bakımın güçleşmesi tek ebeveynli ailelerin artışı çoğunlukla kadınlar tarafından yerine getirilen il içi bakım hizmetlerinin kadın çalışma hayatına katılımının artması ile zayıflaması günümüz toplumlarında bakım sigortasına olan ihtiyacı artırmıştır.

İlgili Kategoriler

Anadolu AÖF AÖF Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir