8th Grades – UNIT 1 – FRIENDSHIP
Henry is a relaxed boy. : Henry rahat bir çocuktur.
We trust him. : Biz ona güveniriz.
My friends support me : Arkadaşlarım beni destekler.
Jack is my best friend. : Jack benim en iyi arkadaşımdır.
Jack is my close friend. : Jack benim yakın arkadaşımdır.
A true friend is supportive. : Gerçek bir arkadaş destekleyicidir.
What are you doing tomorrow? : Yarın ne yapıyorsun?
Invite your friend for an activity. : Arkadaşını etkinliğe davet et.
Accept the invitation. J : Daveti kabul et.
Refuse the invitation. L : Daveti reddet.
We get on well each other. : Biz birbirimizle iyi geçiniriz.
Emel has four buddies in her life. : Emel’in hayatında dört arkadaşı vardır.
I often meet with my friends. : Sık sık arkadaşlarımla buluşurum.
Zeynep always backs me up. : Zeynep her zaman beni destekler.
Furkan is an honest boy. : Furkan dürüst bir çocuktur.
He never tells lies. : O asla yalan söylemez.
He keeps our secrets. : O sırlarımızı saklar.
We always count on him. : Biz daima ona güveniriz.
Stella is a laid back girl. : Stella rahat bir kızdır.
He is a really cool boy. : O gerçekten harika bir çocuktur.
We share the same interests : Biz aynı ilgileri paylaşıyoruz.
She never minds others. : Başkalarını asla umursamaz.
We like spending time together. : Birlikte zaman geçirmeyi seviyoruz.
He always tells the truth. : O daima gerçeği söyler.
Friends sometimes argue. : Arkadaşlar bazen tartışırlar.
Stella is a calm girl. : Stella sakin bir kızdır.
Stella is a shy girl. : Stella çekingen bir kızdır.
Help me get to know you! : Seni tanımama yardım et.
When is your birthday? : Doğumgünün ne zaman?
What is your hometown? : Doğum yerin neresidir?
Do you have any sisters / brothers? : Hiç kız/erkek kardeşin var mı?
What types of movies do you watch? : Ne tür filmler izlersin?
What’s your favorite colour? : En sevdiğin renk nedir?
What type of music do you listen? : Ne tür müzik dinlersin?
Who is your favorite singer? : Favori şarkıcın kimdir?
What’s your favorite book? : Favori kitabın hangisidir?
What is your favorite sport? : En sevdiğin spor nedir?
Which team do you support? : Hangi takımı tutuyorsun?
What are your hobbies? : Hobilerin nelerdir?
Which subjects do you like at school? : Okulda hangi dersleri seviyorsun?
How do you refuse your friends’ request? : Arkadaşlarının davetlerini nasıl reddedersin?
Where do you generally invite your friends? : Arkadaşlarını genellikle nereye davet edersin?
The sport club is organizing a bowling tournament: Spor kulübü bir bowling turnuvası organize ediyor.
We will have lots of fun. : Çok eğleneceğiz.
I’m interested in art. : Sanata meraklıyım.
Hope you can come. : Umarım gelebilirsin.
I’m interested in football. : Futbolla ilgileniyorum / meraklıyım.
I want to come to the match with you. : Seninle maça gelmek istiyorum.
There is a great science fiction film : Harika bir bilim kurgu filmi var.
I will enjoy being with you. : Seninle olmak hoşuma gider.
Bob has an excuse. : Bob’un bir mazereti var.
Andy invites her friends to a thriller film. : Andy arkadaşlarını gerilim filmine davet eder.
He always gives encouragements me. : O daima bana cesaret verir.
He loves painting and drawing. : O boyama yapmayı ve resim çizmeyi sever.
He is not hungry. He is full / stuffed. : O aç değildir. O toktur.
She will be there if I call on her? : Çağırdığımda orada olur.
What’s the deadline to inform the organizers? : Organizatörlerin bilgilendirilmesi için son başvuru tarihi nedir?
Comedy : Komedi filmi
Invitee : Davet edilen
A play : Oyun
Animation : Animasyon
Skating :Paten kayma
Date : Tarih
Romance : Aşk filmi
Cycling : Bisiklet sürme
Receiver: Alıcı
Thriller : Gerilim filmi
Chit chat : Sobet etmek
Cheers: Hoşçakal.
Science fiction : Bilim kurgu (Sci-fi)
Laid back : Rahat
Sneaky : Sinsi
Western : Kovboy filmi
Event : Olay, etkinlik
Reunion: Toplanma
Action : Aksiyon
A book fair : Kitap fuarı
Argue : Tartışmak
Drama : Acıklı film
Place : Yer, konum
Sender : Gönderen
Make an excuse : Mazeret bildirmek
Fashionable : Modaya uygun
Secret : Sır, gizem
Inviter : Davet eden
Understanding : Anlayışlı
Attractive: Çekici
An exhibition : Sergi
Main course : Ana yemek
Inviting : Davet etme cümleleri
Would you like to come over tomorrow? : Yarın uğramak ister misiniz?
Are you busy Saturday evening? : Cumartesi akşamı mesgul müsün?
Would you like some fruit juice? : Biraz meyve suyu ister misin?
How about going to the cinema this weekend? : Bu haftasonu sinemaya gitmeye ne dersin?
Would you like to go to Othello play? : Othello oyununa gitmek ister misin?
Would you like to come with me? : Benimle gelmek ister misin?
Would you like to drink something and chit chat at a café?: Kafede bir şeyler yeyip sohbet etmek ister misin?
Are you doing anything on Friday? : Cuma günü bir şey yapıyor musun?
What are you doing tonight? : Bu akşam ne yapıyorsun?
Would you like to eat out? : Dışarda yemek ister misin?
Shall we drink something at a café? : Kafede bir şey içelim mi?
I have two tickets for the Jazz concert. : Caz konseri için iki biletim var.
Do you have any plans on Sunday? : Pazar günü için bir planın var mı?
Shall we have a picnic together? : Birlikte piknik yapalım mı?
Why don’t we join it? : Neden katılmıyoruz?
Let’s go to the art exhibition. : Haydi sanat sergisine gidelim.
I’ll text our friends to come over at 7, then. : O halde arkadaşlarıma saat 7’de uğramaları için mesaj yazacağım.
Accepting: Kabul etme cümleleri
Yes, I would love some. : Evet, biraz isterim.
Sure, that sounds fun! : Tabii ki, kulağa eğlenceli geliyor!
Yeah, that would be great. : Tabi, harika olur.
Yeah, why not? : Evet neden olmasın?
No, not at all. Why? : Hayır, hiçbir şey yok. Neden?
Sure, it sounds good /great / awesome. : Tabii ki, kulağa hoş / harika / mükemmel geliyor.
I will text our friends to come over at 7.00. : Arkadaşlarıma saat 7’de uğramaları için mesaj yazacağım.
I’m so busy but I can’t refuse it. : Çok meşgulüm ama reddedemem.
This idea sounds fun. : Bu fikir kulağa eğlenceli geliyor.
Ok, can you pick me up at 4 p.m.? : Tamam, beni saat 4’te alabilir misin?
Yeah, can we meet at 8 p.m. in front of the concert hall?:Evet,saat 8de konser salonunun önünde buluşabilir miyiz?
What about you Maria? : Peki ya sen, Maria?
I would like to but I don’t know where the concert hall is.: Gelmek istiyorum ama konser salonunun nerede
olduğunu bilmiyorum.
Refusing (Reddetme) – Apologizing (Özür dileme) – Giving explanations and Reason (Sebep bildirmek)
I’m sorry but I can’t. : Üzgünüm ama gelemem.
I have to finish my project. : Projemi bitirmem gerek.
I’d love to but I’m busy : İsterdim ama meşgulüm.
No, thanks. I’m full / stuffed. : Hayır, teşekkürler. Ben tokum.
I’d love to but I feel ill. : İsterdim ama hastayım.
I’m sorry, I’m going to visit my grandfather on Tuesday. : Üzgünüm, Salı günü dedemi ziyaret edeceğim.
I’d love to but I’m going to picnic with my family. : İsterdim ama ailemle pikniğe gideceğim.
I would love to, but I am going to study for the Science exam.: İsterdim, ama Fen sınavına çalışacağım.
That would be great but my aunt is going to come for the weekend.: Harika olurdu, ama haftasonu halam gelecek.
I can’t attend the party. : Partiye katılamam.
I’m afraid, I can’t. I must help my dad. : Korkarım ki yapamam. Babama yardım etmeliyim.