10.sınıf felsefe ders notu-özet



Felsefeyi Tanıma

Felsefe kelimesi “philosophia” bilgeliği sevme anlamına gelir.

         Philo—sevmek           sophia—bilgelik/hikmet

Bu sevgi maratonun ortaya çıkışı, insanların her şeyi önceleri doğaüstü nedenlere bağlı yorumlamalarıyla başlar. Yağmur yağdığında, tanrı ağlıyor ya da gök gürüldediğinde tanrı bize kızdı gibi mitsel açıklamalar yapılıyordu evrende olup bitenlerle ilgili. Ama artık bu açıklamalar insan beynini tatmin etmemeye başlıyor ve böylelikle felsefi yolculuk ortaya çıkıyor. Olup bitenlere  artık akılcı bir yaklaşımla açıklamalar getirilmeye çalışılıyor.

İlk filozof Thales “Her şeyin ondan olduğu şey nedir?” diye sorarak başlar felsefe yapmaya. İlk neden diye adlandırdığımız “arkhe” ye yanıt arar. Evrenin ilk ana maddesinin ‘su’ olduğu fikrini ortaya atar ve böylelikle ilk olarak felsefeye Thales ile başlarız.

Bilgi Nedir?

Bilen özne(insanla) ve bilinen nesne arasında kurulan ilişkiden ortaya çıkan ürüne bilgi denir.

Bilgi edinen varlık olan insanın kendisi de bilme eylemine konu olabilir.

Bilgi çeşitleri:

1-Gündelik bilgi: Gündelik bilgi gözlem ve deneylerimizle, çoğu kez farkında olmaksızın kurduğumuz bağlarla oluşur. Örneğin “yeşil elmalar ekşidir” gibi.

2-Bilimsel bilgi : Gerçeğin bir parçasıyla, kanıtlamaya dayalı bağ kurma ile oluşur. Bu tür bir bağ özel bir yolla, neden-sonuç bağı kurarak ve bilimsel yöntemle kurulur.

Kendi içinde 3’e ayrılır.

 -Formel Bilimler ( matematik, mantık ve geometri gibi duyularla kavranamayan ancak zihinsel olarak varlığını kabul ettiğimiz alanı konu edinen bilimlerdir)

-Doğa Bilimleri ( Fizik, kimya, biyoloji, jeoloji, astronomi gibi doğanın değişen yapısı içerisindeki değişmeyen yasaları ortaya koymaya çalışan bilimlerdir)

-İnsan Bilimleri ( Psikoloji, sosyoloji, tarih, antropoloji gibi insan ve toplumu konu edinen bilimlerdir. Bu alandaki konular insan kaynaklı eylemlerdir)

3- Teknik Bilgi: Teknik, doğal olanı insanın becerisi  ve sanatı ile yararlı kullanışlı hale dönüştürmesidir. Alet ve araç yapma bilgisi olarak da tanımlanabilir. Amaç insan yaşamını kolaylaştırması, fayda sağlamasıdır.

4- Felsefi Bilgi: İnsanın bilme ve anlama çabasının sonucu olarak ortaya çıkan, evren, insan ve değerleri anlamaya yönelik geniş kapsamlı bir bilgi türüdür. Örnek: “Asıl varlık düşüncedir” “İnsan çağından sorumludur” “Varlık maddeden ibarettir” gibi ifadeler felsefi bilgiye örnektir.

5- Dinsen Bilgi: Gerçekle kutsal varlığa göre bağ kurma ile oluşur.Olgulara( doğrudan ya da dolaylı gözlenenlere) değil, vahiy, kutsal kitap, gelenek ve sezgiye dayanır. İleri sürülenler için kanıtlama, temellendirme gerekmez. İnanıldığında kesin doğru, inanılmadığında kesin yanlış olarak kabul edilir.

Örnek: “Hz. Muhammed son peygamberdir.”  Dinsel bilgiye örnektir.

6- Sanatsal Bilgi: Gerçekle çoğu kez estetik bağ kurma ile oluşur. Sanatçı nesneleri yorumlarken duyularına, duygularına ve yaratıcı hayal gücüne dayanır. Sanatsal bilgide doğruluk, yanlışlık, olasılık, saçmalık, belirsizlik gibi ölçütler aranmaz.

 

FELSEFE TANIMLARI

Felsefenin tanımının ne olduğu konusunda, tarih boyunca fikir birliğine ulaşılamamıştır. Her ne kadar felsefenin tanımı konusunda bir fikir birliğine ulaşılamamış olsa da filozoflar felsefenin tanımını yapmaya çalışmaktan kendilerini alabilmiş değillerdir.

Ayrıntıları bir yana bırakarak, felsefe için şöyle bir söz söylenebilir: Felsefe, hiç olmazsa düşünce yoluyla varlığın derinliklerine inmeye çalışan, bilinçli, bilgili ve uyanık bir hayata erişmek isteyen herkesi ilgilendiren zihinsel uğraşı alanıdır.

Filozofların felsefeye ilişkin tanımlarının bir kısmı:

SOKRATES: Felsefe neleri bilmediğini bilmektir.

DAVID HUME: İnsan zihninin mahiyetini incelemektir.

PLATON: Doğruyu bulma yolunda, düşünsel( idealistik) bir çalışmadır.

ARİSTOTELES: İlkeler ya da ilk nedenler bilimidir felsefe.

TOMMASO CAMPANELLA: Eleştiridir.

HOBBES: Felsefe yapmak doğru düşünmektir.

EPIKUROS: Mutlu bir yaşam sağlamak için tutarlı eylemsel bir sistemdir.

ABELARD: İnanılanın inanılmaya değer olup olmadığını araştırmaktır.

 

FELSEFİ DÜŞÜNCE

Felsefe, neredeyse “düşünce” sözcüğüyle özdeş hale gelmiş bir kavram. Düşünce denildiğinde felsefi olanın dışında, başka alanlarda da bu sözcüğü görmek mümkün; edebi düşünce, sanatsal düşünce, siyası düşünce gi bi.  Ancak bizim vurgulamak istediğimiz bu iki sözcüğün ard arda geliş sıklığı: Düşünce denilince akla ilk gelenlerden biri felsefe olurken, felsefe denildiğinde de akla gelen sözcüklerden biri düşünce oluyor.

Bu iki sözcüğün yani felsefe ve düşüncenin birlikte kullanımı ise başka söz grubunu aklımıza getiriyor: SORGULAMA,MERAK ETME, ŞÜPHE DUYMA, ELEŞTİREL OLMA… bunlar felsefi düşüncenin olmazsa olmazları.

Felsefi düşünce doğayla, insan yaşamıyla ilgili soru sormakla başlar. Ki bu sorular kolay cevaplanabilen sorular değildir.

Kimi insanlar her gün yapıp ettiklerini, oldukları gibi kabul etmezler, araştırmaya girişirler.

Felsefi düşünce; şeylerin, niçin oldukları gibi olduklarını merak eden, yaşamı bütün boyutlarıyla görmeyi arzulayan, yaşamın bütün boyutlarını göz önünde bulundurmayı bilen, açık ve sorgulayan zihnin ürünüdür.

 

 FELSEFİ DÜŞÜNCENİN ÖZELLİKLERİ

-Felsefi düşünce ÖZNELDİR: İnsanın merakını içinde yaşadığı doğaya ve insan yaşamıyla ilgili problemlere çevirmesiyle başlayan düşünce türü olan felsefe öncelikle öznel bir bilgi türüdür. Nesnenin karşısında yer alan özneye ait bir bakış açısıdır. Değerlendirilen konu ya da nesne öznenin bakış açıyla anlamlandırılır.

Örneğin; Thales’in felsefesi, Platon’un felsefesi deriz. Oysa fizik ya da kimyadan bahsederken- her ne kadar söz konusu bilime katkıları büyük çapta olsa da- Faraday’ın kimyası vs demeyiz. Örneğin karbon atomunun periyodik cetveldeki yeri iki bilim insanına göre farklı farklı değildir.

-Felsefi düşünce SİSTEMLİ ,DÜZENLİ ve TUTARLI olmalıdır: Ortaya konulan düşünceler aklın ve mantığın temel kurallarına uygun olmalıdır. Felsefi bilgi sistemli ve düzenlidir. Sözü edilen düzenlilik mantık ilkelerinin temel alınmasından ve felsefi akıl yürütmelerin çelişki içermemesinden(tutatlı olması gereğinde) kaynaklanır.

-Felsefin düşünce RASYONELDİR: Felsefe akla (usa) dayanan, ölçülü bir etkinliktir. Akla uygundur. Akıl yoluyla elde edilmektedir yani akıl ürüdür. Akla ve akıl ilkelerine aykırı bir düşünce felsefe sayılamaz.

-Felsefi düşünce ELEŞTİRELDİR: Felsefe şüpheyle, merakla, soru sormakla başlar demiştik derslerimizde. Gerçekten de felsefede eleştiri olmazsa olmaz bir süreçtir. Her filozofun kendini ispat etmek için, kendi varlığını ortaya koymak için kendinden önceki düşüncelere karşı çıkıp, karşı çıktıklarının yerine yeni bir düşünce koyması gerekir. Platon ok sevdiği hocası Sokrates’i eleştirerek işe başlar. Aynı sona kendisi de uğramaktan kaçınamaz. Aristoteles de hocası platonu eleştirerek kendi felsefesini oluşturur. Tersi olursa bir filozof kendisinden önceki felsefecinin düşüncelerinin aynısını tekrarlarsa, yeni bir tez ileri sürmüş olamaz.

-Felsefi düşünce REFLEKSİFTİR: Felsefe, düşünme üzerine düşünmedir. Yani felsefe yalnızca evrenle ya da insanla ilgili olarak ortaya konulan bilgi değildir. Evreni insanı, insanın yapıp etmelerini kavramaya yönelik olarak ortaya konulan düşünceler üzerine de bir düşünmedir.

-Felsefi düşünce KÜMÜLATİFTİR(KÜMELENMİŞ,YIĞILAN): Felsefede, flozoflar çeşitli görüşler öne sürerken, bu görüşlerin biri diğerini ortadan kaldırmaz. Bu yüzden yaklaşık 2500 yıl önce yaşamış Thales’le başlarız felsefeye. Ondan sonra gelen filozoflar onu hükümsüz kılmamıştır.

Örneğin: “insan ne ile yaşamalı” sorusuna yanıt olarak bir filozof haz alacağı şeylerin peşine gitmesini savunurken; bir diğerin hazzın insanı köleleştiren bir unsur olduğunu ileri sürebilir. Bir diğeri ise bambaşka yol önerebilir. Söz gelimi bence ilki doğruyken bir başkasına farklı bir düşünce doğru gelebilir.

-Felsefi düşünce varlığı BÜTÜNCÜL olarak ele alır: Bilim gerçeğin bir parçası ile ilgilidir. Biyoloji gerçeğin bir parçasını, fizik başka bir yanını vs. inceler. Oysa felsefe, gerçeğin parçalarını bir araya getirmek, birleştirmek ister.  Bu yapılabildiği sürece resmin tamamını görebiliriz.

Örneğin: “varlık nedir” diye sorduğumda bu sorunun kapsamına canlı cansız tüm varlıklar girer.

-Felsefi düşünce EVRENSELDİR: İnsanın yaşam alanında bulunan ve insanı ilgilendiren her bir konu felsefenin alanına girer. Felsefenin evrenselliğini sağlayan bir diğer durum ise insanlığın ortak sorunlarına çözüm aramasıdır. Felsefede cevaplardan çok, soruların evrenselliğinden bahsedilir.

 

FELSEFENİN İŞLEVLERİ

Öncelikle yaşam karşısında herkesin kendine göre bir yaklaşımı, bir anlayışı bir fikri vardır. Bireyde bu fikir belirsiz olabilir, ya da birey bunun farkında olmayabilir; ama istisnasız her kişinin bir hayat anlayışı, hayata bakıp açısı vardır. Felsefede buna dünya görüşü denir.

-Felsefe insanların kendi dünya görüşünün farkına varmalarını sağlar. Felsefe insanların dünya görüşlerini aydınlatır.

-Felsefe bireylere kendi dünya görüşleri yanında farklı dünya görüşleri olduğunu gösterir. Böylece bireye seçme ya da elindekini geliştirme olanağı sunar.

-Felsefe sayesinde, düşünen insanlar olarak yaşamımıza ve davranışlarımıza yön vermekte daha iradeli olabiliriz. Bunu yalnızca filozof yapmaz. Her birey hayatını sorgulayarak, felsefi birimini geliştirerek bu adımları atabilir. Filozoflar “bilgi, bilgisizlikten iyidir” prensibini savunurlar.

-Felsefe varlığın sistematik olarak araştırılmasına öncülük etmiş, bilimlerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bu yüzden felsefeye bilimlerin anası denir. İnsanın iç dünyasıyla ilgili ilk araştırmalar psikologlar tarafından değil filozoflar tarafından yapılmıştır.

-Felsefe yalnızca insana var olanı anlamasında yardımcı olmaz, bunun yanında nasıl olması gerektiği hakkında da fikir verir. Filozoflar yalnızca olanı değerlendirmezler. Olması gerekeni, ideal olanı da bulmaya çalışırlar. İdeal devlet, ideal eğitim, ideal bir toplum, ideal bir birey, ideal bir ahlak anlayışı… Tüm bunlar felsefe alanında birçok farklı cevap bulmuştur.

-Felsefenin belki de en önemli yararı, insanın bilinçli bir varlık olarak yaşamını kendi ellerinde tutabilmesinin bazı olanaklarını veriyor olmasıdır. Felsefe aracılığıyla düşünen birey çok yönlü ve ayrıntılı düşünebilen, anlama ve açıklama becerileri yüksek ve tahmin yeteneği gelişmiş bireydir. Böylesi bireylerin çoğaldığı toplumların huzuru, refahı, mutluluğu artar ve ufku daha da genişler.

-Felsefe, insanın bilinçli bir varlık olarak yaşamını kendi ellerinde tutabilmesinin bazı olanaklarını verir. Felsefe aracılığıyla düşünen birey çok yönlü ve ayrıntılı düşünebilen, anlama ve açıklama becerileri yüksek ve tahmin yeteneği gelişmiş bireydir. Böylesi bireylerin çoğaldığı toplumların huzuru, refahı, mutluluğu artar ve ufku daha da genişler.

 

KAVRAMLAR

BİLİNÇ: İnsanın kendisini, çevresini ve olup biteni tanıma, algılama, kavrama, fark etme yetisi

ÖZBİLİNÇ: Nesnenin farkına varan bilinçten farklı olarak nesnenin farkına varmanın farkına varan bilinçtir.

HAKİKAT(DOĞRULUK): Verilen önermenin gerçeğe uygun olmasıdır. Nesnel gerçeğin düşüncedeki yansımasına hakikat denir. 

GERÇEK: İnsan zihninden bağımsız olarak var olan her şey, var olan.

-Gerçek ile hakikat aynı şeyler değildir. Gerçek nesnel gerçekliği, hakikat ise bu nesnel gerçekliğin zihnimizdeki öznel yansımasını dile getirir.

 Örneğin elimizde tuttuğumuz bir kalem gerçek, onun zihnimizdeki yansıması hakikattir. Hakikat, gerçeğin kendisi değil, yansımasıdır ve düşünce ile nesnesi arasındaki uygunluğu dile getirir. Hakikat ile doğruluk ise birbirine bağımlı fakat aynı şeyler değildir. Doğruluk mantık kurallarına hakikat ise nesnel gerçekliği dile getirir. Hakikat, nesnel gerçekliğe uygunluğu gerektirdiği gibi nesnel gerçekliğin belli ilişkilerine de uygunluğu, eş değişle mantıksal uygunluğu dile getirir.

BİLGELİK: Eski Yunanda akla uygun davranmaktı. Sokrates bu terimi kendini tanımak anlamında kullanıldı. Stoalılara göre bilgelik doğruya uygun davranmaktı.  Filozoftan filozofa değişebilen bu terimin içeriği en geniş anlamıyla insanın içinde yaşadığı dünya ve toplumla uyumlu, kendi kendine yeten ve bilinçli bir varlık olmasını; dünyaya,  kendisine ve yaşamın nihai ve en yüksek amaçlarına ilişkin olarak sağlam bir kavrayışa sahip  bulunmasını  ;  eylemlerinde bilginin belirleyici rol oynamasını;  düşünüp taşınıp eylemesini öngören ideal bir durumdur.

HİKMET ya da BİLGELİK SEVGİSİ: İslam felsefesinde felsefe kavramının eş anlamlısı olarak hikmet kavramı kullanılır.

Hikmet, bütün olan bitenlerin esasını bilmektir. Hikmet tümel bir bilgidir, yani her şeyi kuşatan bilgidir. Felsefe ise böyle bir iddiada değildir. Felsefede sorgulama esastır, felsefe hikmete ulaşma amacında değildir. Felsefe, hikmeti sevme ve ona yönelme anlamında bir bilgidir.

 

Loader Yükleniyor...
EAD Logo Yükleme uzun mu sürdü?

Reload Yenile
| Open Yeni pencerede aç!

DOSYAYI İNDİR

İlgili Kategoriler

10.Sınıf Ders Notları 10.Sınıf Felsefe Ders Notları



Yorumlar 1

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir