Bütçenin temel ilkeleri



BÜTÇENİN TEMEL İLKELERİ

Söz konusu ilkeler 19. yüzyıldan itibaren geliştirilmiş ve özellikle parlamenter demokratik rejimle yönetilen ülkelerde yasama organının kamu harcamalarının tümünü kendi izin ve denetimi altında tutma arzusundan kaynaklanmıştır. Başlıca bütçe ilkeleri genellik, yıllık olma, teklik, açıklık, doğruluk, samimiyet, denklik, önceden izin alma, giderlerin öncelikle, bölümler itibariyle oylanması, mali saydamlık ve hesap verilebilirlik ilkeleri olarak belirtilebilir.

Genellik İlkesi

Genellik ilkesinin üç farklı boyutu vardır. Bir başka deyişle genellik ilkesinin uygulaması üç yöntemle gerçekleşir:

•   Bütün gelirlerin ve giderlerin bütçede gösterilmesi yöntemi,

•   Gayri safi hâsılat yöntemi

•   Ademi tahsis yöntemidir.

Bütün gelirlerin ve giderlerin bütçede gösterilmesi yöntemi, devlet maliyesinin tek bir varlık olarak ele alınmasını gerektirir. Buna göre, tüm gelirler bir ortak havuzda toplanıp tüm harcamalar yine bu havuzdan yapılır. Bu ilke ile bütçede, tüm kamu gelir (kaynak) ve harcamalarının bütün ayrıntıları ile yer almasına genellik ilkesi adı verilir. Bu ilkeye göre hem gelirler hem de giderler gayri safidir. Buna gayri safi yöntem de denilir.

Gayri safi hasılat yöntemi; bütçede gelirlerin brüt tutarlarına göre yer almasıdır. Gelirler, gelirin elde edilmesi için gerekli masraşar düşülmeksizin bütçeye yazılır. Böylece bütçede bir tarafa gayri safi olarak gelir, diğer tarafta ise tüm giderler açık bir şekilde görülebilir. Gelirleri toplayan kamu kuruluşları bundan giderlerini düşüp kalanı bütçeye net gelir yazamaz. Kuruluşlar bütçe ile aldıkları ödeneklere, kendi faaliyetlerinden elde ettikleri gelirleri ekleyerek harcamalarını çoğaltamazlar.

Ademi tahsis yöntemimde; belirli kaynaklardan elde edilen gelirler, belirli hizmetlere tahsis edilmeyip bütün hizmetlerin karşılığı olarak kabul edilir.

Bütçenin Birlik İlkesi

Bütçenin tekliği ilkesi, (bütçenin birliği ilkesi) devletin bütün gelir ve giderlerinin tek bir bütçe içinde toplanmasıdır. birlik kuralının gerekçesi genellik kuralı gerekçesine dayanır. Bir ülkedeki tüm kamu kesimi için tek bir bütçe düzenlenebilmesi için kamusal hizmetlerin toplumun tümünü ilgilendiren ve ülke çapında bölünmez nitelikte olması gerekir. Kamu tüzel kişiliğinin bütçe yaparken tüm gelir ve giderlerini tek bir bütçe içinde toplamasına birlik ilkesi veya teklik ilkesi denir. 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na göre genel yönetim bütçesi kavramı ile birlik ilkesi tesis edilmeye çalışılmıştır. Çünkü bu kavram genel bütçe, özel bütçe, düzenleyici ve denetleyici kurumlann bütçesi, sosyal güvenlik kurumlannın bütçesi ve mahallî idarelerin bütçelerini kapsamaktadır.

Bütçenin Yıllık Olması İlkesi

Bütçenin yıllık olması ilkesi; gelir ve gider tahminlerinde doğruluk derecesini artırmak, bütçe denetimini daha doğru ve verimli yapmak amacına dayanmaktadır. Bu ilke, bütçe gelir ve giderlerine ilişkin izin ve yetkilerin bir yıl için verilmesini öngörmektedir. Buna göre, gerek gelir tahminleri gerekse ödenekler ancak bir yıl için geçerli olabilecektir. Bir yıllık dönemin genel olarak kabul edilmesinin nedeni, hasat zamanı, iklimler gibi doğal olayların akışı ile ekonomik faaliyetlerin planlanmasında ve hesaplanmasında yaygın bir zaman ölçüsü olmasından ileri gelmektedir. Yasama organı, yürütme organına gelir toplama ve gider yapma izin ve yetkisinin bir yıl için verilmektedir. Bir yıllık süre yalnız bütçe gelir ve giderlerine ilişkin yetki ve izinlerin süre ile sınırlanmış olması demektir. Ama harcama ve vergiye ilişkin kanunlar diğer kanunlar gibi süresiz uygulanabilir. Bu ilke 1982 Anayasası madde 161’de belirtilmiştir.

Önceden İzin Alma İlkesi

Kısaca önceden izin alma ilkesi, belli bir döneme (mali yıla) ait harcama yapma ve gelir toplama yetkisinin, yasama organınca o mali yıl başlamadan önce bir bütçe yasası ile yürütme organına verilmesi, önceden izin alma ilkesi olarak adlandırılır.

Alenilik İlkesi

Bütçenin tasarı aşamasından başlayarak kesin hesap kanununa kadar geçen sürede ortaya çıkan bütün belgelerin gerçek durumu yansıtmasını, bütçe ile ilgili bilgi ve belgelerin kamuoyunun dikkatine, incelemesine ve bilgisine sunulmasıdır. Askerî istihbarat ve MİT bütçeleri bu istisnaya örnektir.

Anlaşılır Olma İlkesi

Bütçe tahminlerinin ve bütçe uygulama sonuçlarının incelemek isteyen herkes tarafından kolaylıkla anlaşılacağı şekilde düzenlenmesini gerektirir. Bu ilkenin amacı, bütçenin herkes tarafından kolayca anlaşılır bir belge olarak düzenlenmesidir.

Samimiyet İlkesi

Bütçe gelir ve giderlerinin gerçeğe en yakın şekilde tahmin edilmesidir.

Doğruluk İlkesi

Bütçede yer alan gelir ve gider tahminlerinin ülkenin içinde bulunduğu ekonomik koşullara uygun olması gerekir.

Bütçedeki Giderlerin Bölümler İtibariyle Onaylanması İlkesi

Bu ilkeye göre bir kuruluşun bütçe yasa tasarısı, yasama organında görüşülüp onaylanırken bölümler (programlar) itibariyle görüşülerek onaylanması ve yasalaşmasıdır.

Sınırlı Yetki İlkesi

Bütçe kanununa bütçe ile ilgili hükümler dışında hiçbir hüküm konulamaz.

Tasarruf İlkesi

Harcamalar yapılırken ödeneklerle kamu hizmeti arasında bağlantı kuran bir ilkedir.

Denklik İlkesi

Bütçede yer alan giderlerle gelirlerin denk olması amaçlanır. Bu denklik aynı zamanda, bütçede samimiyet, doğruluk ilkelerine de uyulduğunu gösterir. Bütçe denkliği konusunda üç farklı bütçe yaklaşımı vardır.

Klasik Bütçe Kuramı: Devletin normal gelirleri olan vergi, harç, resim, mülk ve teşebbüs gelirleri temel kaynaktır. Kamu harcamalarını finanse etmek için borçlanmaya başvurulması kabul edilmemektedir. Bu yaklaşım da bütçe denkliğini asıl amaçtır.

Devri Bütçe Kuramı: Alvin Harvey Hansen tarafından geliştirilmiştir. Devri bütçe teorisinde temel yaklaşım, ekonominin refah dönemlerinde sağlanacak bütçe fazlalarının, ekonomik duraklama dönemlerinde ortaya çıkan bütçe açıklarını finanse etmede kullanılmasıdır. Devri bütçe teorisi, bütçenin denkliğini yıllık değil, belli dönemlere göre ayarlamaktadır.

Telafi Edici Bütçe Kuramı:  William Henry Beveridge tarafından geliştirilmiştir. Telafi edici bütçe teorisi, devletin belirli sınırlar çerçevesinde, genel ekonomiyi durgunluktan kurtarmak için bütçe açıklarını mali bir araç olarak görmektedir. Telafi edici bütçe devletin ekonomiye müdahalesini gerekli görmektedir.

Mali Saydamlık İlkesi

Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında denetimin sağlanması amacıyla kamuoyu zamanında bilgilendirmesini ifade eder.

IMF, “İyi Uygulamalar Tüzüğü” Mali saydamlıkla ilgili desteklenmesini istediği dört temel ilke bulunmaktadır. Bunlar:

1. Rollerin ve Sorumlulukların Açık Olması

2. Bilginin Kamuya Açık Olması

3. Bütçe  Hazırlama, Uygulama ve Raporlama Süreçlerinin Açık Olması

4. Denetim   ve İstatistiki Veri Yayınlanmasının Bağımsız Olması

Hesap Verme Sorumluluğu İlkesi

Her türlü kamu kaynağının elde edilmesi ve kullanılmasında görevli ve yetkili olanlar; kaynakların etkili, ekonomik, verimli ve hukuka uygun olarak elde edilmesinden, kullanılmasından, muhasebeleştirilmesinden, raporlanmasından ve kötüye kullanılmaması için gerekli önlemlerin alınmasından sorumludur ve yetkili kılınmış mercilere hesap vermek zorundadır.

İlgili Kategoriler

Kamu Yönetimi Ders Notları Maliye Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir