Hak ehliyeti, “kişi olma” niteliğinin karşılığı olduğundan, doğumla birlikte kazanılan ehliyettir. Bu itibarla, kişilikten ayrılması mümkün olmayan bir ehliyet, bir iktidar mahiyetindedir. Hak ehliyeti, hak sahibi olabilme ve borç altına girebilme ehliyetidir. Dolayısıyla, her insan buna sahiptir.
Fiil ehliyeti ise, kişinin kendi fiilleriyle, kendi isteği ile ve kendisi için hak ve borç edinmesidir. Bu ehliyete kişi, doğuştan sahip olmadığı gibi, herkes de sahip değildir. Ancak kanunda belirtilen şartları taşıyan kişiler fiil ehliyetine sahiptir. Fiil ehliyeti, fiillerinin sonuçlarını anlayabilecek ve serbestçe hareket edebilecek düşünce ve irade sahibi olan kişilerde bulunabilir.