Devlet Memurları Kanunu’na göre liyakat uygulanıyormu?
Liyakat, işe en uygun kişinin seçilmesidir. İkinci anlamı ise, belli özellikleri olan bir personel sistemidir. Kariyer ve liyakat ilkeleri 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun temel ilkeleri olarak benimsenmiştir. Liyakat Esaslı Yönetmelik Hukukun Gereğidir. Madde 3) Liyakat: Devlet kamu hizmetleri görevine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini liyakat sistemine dayandırmak ve bu sistemin eşit imkânlarla uygulanmasında devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmaktır. (YENİ KAMU PERSONELİ YASASINDA PERFORMANS ESASLI MAAŞ VE YÜKSELMEYE YER VERİLMEKTE LİYAKAT ÖN PLANA ÇIKARILMAKTADIR.)
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda ve 399 sayılı KHK’da gerekse 1982 Anayasa’sında liyakat sistemine ilişkin çok sayıda düzenlemenin olduğuna şüphe yoktur. Ancak, anayasa ve yasalarda yer alan bu düzenlemelerin uygulamada gerçekleşip gerçekleşmediği tartışmalıdır.
Ülkemizde gerçekten de personelin işe alınmasında yıllardan beri süregelen yoğun bir kayırmacılık vardır. Bunu önlemenin tek yolu ise herkesin eşit, tarafsız ve bilginin ölçüldüğü sınavlardan belli bir puanı almasını sağlamaktan geçer. Bir sınava girenler ve belli bir puan seviyesini tutturanlar, kurumlarınca başka sınavlara da tabi tutulabilmelidirler…
Memur alımlarında uygulanan yazılı ve sözlü sınavlar, adayın liyakat ve yeteneğini ölçmekten çok, onun genel kültürünü değerlendirmeye yöneliktir. Bu sınavlar uzman personelin işe alınmasını öngörmediği için, her zaman siyasî kayırmacılık, hemşerilik, dost, akraba ve bölgecilik gibi yozlaşma ve bozulma unsurlarından etkilenmektedir….
Merkezi yapılan sınavlarda sadece genel kültürün yanında gireceği meslek ile ilgili değerlendirmenin yapılması liyakat ölçülerine daha uygun olacaktır. Meselâ bir resim öğretmeni atamasında sadece KPSS sınav notunun geçerli olması resim yeteneğinin ölçülmemesi bir liyakat açısından bir eksikliktir.
Personelin olağanüstü gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre başarılı görev yaptıkları tesbit edilenlerin ödüllendirilmelerinde belli kriterlerin sadece kâğıt üzerinde kalması bunu da liyakatsiz kişilere verilmesinin sonucunu doğurmaktadır.
Kamu yönetiminde bir etik hiyerarşisinden söz etmemiz gerekir. Liyakat ilkelerinin en başında etik kurallar gelir. Etik kurallarının olmadığı bir kamu personel rejiminde liyakat ilkesinin uygulanması çok gerçekçi olmayacaktır.
Kamu personel rejiminde liyakat ilkesinin uygulanması için kamu yönetimi siyaset baskısından kurtarılmalı ve özerkleştirilmelidir; kamu personel istihdam ve ücret politikası, kamu görevlilerinin etik dışı tutum ve davranışa girmelerini gerekli kılmayacak bir yapıya kavuşturulmalıdır; kamu yönetiminde şeffaflık ve hesap verebilirlik mekanizmaları işler hale getirilmelidir.
Sonuçta liyakat ilkesinin dünya standartlarına gelmesi ülke ve çalışanlar içinde çok önemli bir reformdur. Meslekî dürüstlük ilkesi liyakat sisteminin lâyıkıyla kamu yönetiminde uygulanmasına bağlıdır.