Türkiye’de 1960-1980 arası planlı kalkınma dönemi



Planlı Kalkınma Dönemi (1960-1980)

27 mayıs darbesiyle istikrarın bozulduğu devlet yenir bir döneme girmiştir  (ithal ikameci politika dönemi)

Bu dönemde kalkınma planı hazırlanır

  • Kalkınma Planının Hazırlanmasına Neden Olan Unsurlar
  • Sürekli artan enflasyon
  • Dış ticaretin açık vermesi
  • Sermayenin etkin kullanılmaması
  • Dış çevre baskıları
  • Şu anda 9. Su uygulanan (2007-2013) planların özellikle ilk 20 yıl için çıkan ortak özellikleri
  • Kalkınma planları ekonominin yarihsel gelişme göz önünde tutarak hazırlanmıştır
  • Toplumun yapısına en uygun çözümler bulunmalı
  • Kalkınma plan ana hedefi ekonomik büyüme oranındaki değişimdir
  • Kalkınma planlarında sanayiye öncelik verilmiştir.

Bugüne Kadar Hazırlanan Kalkınma Planları

  1. Beş yıllık Kalkınma Planı (1963-1967)
  2. Beş yıllık Kalkınma Planı (1968-1972)
  3. Beş yıllık Kalkınma Planı (1973-1977)
  4. Beş yıllık Kalkınma Planı (1979-1983)
  5. Beş yıllık Kalkınma Planı (1985-1989)
  6. Beş yıllık Kalkınma Planı (1990-1994)
  7. Beş yıllık Kalkınma Planı (1996-2000)
  8. Beş yıllık Kalkınma Planı (2001-2005)
  9. Beş yıllık Kalkınma Planı (2007-2013)
  10. Beş yıllık Kalkınma Planı (2014-2018)

BEŞ YILLIK KALKINMA PLANLARI

Devlet Planlama Teşkilatının kurulduğu tarihten bugüne kadar 9 adet Beş Yıllık Kalkınma Planı uygu­lamaya konulmuştur. Planların iktisadi felsefeleri ve yaklaşımları kapsamında; 1960 öncesi planları: devletçi, kısmi, 1960-1980 planları: karma ekono­mi, bütüncül, 1980-2000 planları: liberal, stratejik olarak nitelendirilebilir. 1980 öncesinde sanayileş­mede “ithalat ikamesi politikaları”, 1980 sonrası ise “açık ekonomiye geçiş” yönlendirici olmuştur.

Türkiye, 1963 yılında planlı döneme girerken, ülkenin sosyoekonomik potansiyelini değerlen­dirmek ve bu potansiyeli orta dönemde planlarla en iyi şekilde yönlendirebilmek için, amaç ve hedef­lerin önceliklerini tespit eden 15 yıllık perspektif plan hazırlama gereğini duymuştur.

I. ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planları, 1963-1977 perspektif plana göre hazırlanmış olup; I. Beş Yıllık Kalkınma Planı temel altyapı yatırımlarına, istihdam sorununa ve yeniden düzenleme konularına ağırlık verirken, II. Beş Yıllık Kalkınma Planı özellikle sanayi sektörünün ekonomide sürükleyici sektör niteliği kazanması ilkesini benimsemiştir.Türkiye’de ilk deveüasyon 7 eylül 1946 da ikincisi 4 ağustos 1958 de üçüncüsü ise 10 ağustos 1970 de yapılmıştır.1970 li yıllarda yaşanan ekonomik bunalımın bir diğer nedeni ise 1971 de uluslar arası para sisteminde yaşanan değişmelerdir.

Değişen dünya şartları ve Türkiye’nin Avrupa Ekonomik Topluluğu ile ilişkileri dikkate alınarak 1973-1995 dönemini kapsayan yeni bir perspektif plan hazırlanmıştır. Yeni perspektif plan I995’te ulaşılmak istenen gelir seviyesi ve üretim yapısını belirlemiş, mevcut potansiyelin en yüksek seviyede değerlendirilmesini amaçlamıştır.

Yeni perspektife göre hazırlanan III. Beş Yıllık Kalkınma Planı, gelir seviyesinin arttırılmasını, sanayileşmenin özellikle ara ve yatırım malı üreten sektörlerde hızlandırılmasını ve dış kaynaklara bağımlılığın azaltılmasını amaçlamıştır.

IV. Beş Yıllık Kalkınma Planı, kamu kesimi ağırlıklı sanayileşme stratejisini benimsemiş ödemeler dengesini iyileştirmeyi ve ekonominin kendine yeterli hale getirilmesini hedef almıştır.Türkiye ,Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)ile olan ilişkilerine 12 Eylül 1963 te imzalanan Ankara Anlaşması ile resmi olarak başlamıştır.anlaşma 1964 yılında yürürlüğe girmiştir.İlk dört plan içinde vergi yükünü azaltmayı hedef olarak görmeyen plan üçüncü beş yıllık Kalkınma Planıdır.

V. Beş Yıllık Kalkınma Planı, Türk ekonomisinin dışa açılmasına ve ihracata öncelik veren kalkınma politikalarının uygulanmasına ağırlık vermiştir. Ekonomiye kamu müdahalesinin asgari seviyeye indirilmesini, liberal bir dış ticaret ve yabancı ser­maye politikasının uygulanmasını, altyapı ve konut yatırımlarının arttırılmasını ve bölgeler arası geliş­mişlik farklarının azaltılmasını öngörmüştür.

  1. Beş Yıllık Kalkınma Planının temel önce­liklerini ise birbirleriyle ilişkili üç ana noktada topla­mak mümkündür. Bunlar, enflasyonu tedricen düşürmek, kaynakları artan oranda imalat sanayine yönlendirmek ve sosyal politikalara daha fazla ağırlık vermektir.

    Türkiye’yi 2000’li yıllara hazırlamanın gerekli alt yapısını oluşturmak amacıyla hazırlanan ve 1996 yılında uygulamaya, giren VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı yaklaşımının ortaya koyduğu perspektif ise öncelikleri ve politikaları itibarıyla çağın değişen ekonomik ve sosyal gelişmelerini dikkate almaktadır.

    1970’lerin ortasından itibaren gelişmiş ülkelerin önemli bir bölümünde, özellikle teknolojik gelişimi yavaşlayan ülkelerde bazı tıkanmalar yaşandığı ve bu somut durumun izlenmekte olan müdaheleci devlet ve refah devleti politikalarının sorgulanma­sına yol açtığı görülmektedir. Artık, bu politikaların küreselleşmenin hızlandırdığı rekabetçi bir dünyada sürdürülmesinin mümkün olmadığı, bunun bölge­sel entegrasyonlara katılmanın temel gereği olduğu ve bu gelişime ayak uyduramayan ülke ekonomi­lerinin marjinalleşerek küçüleceği ortaya çıkmıştır.

    Bu çerçevede, ortaya çıkabilecek dar boğazları öngörüp gidermek ve dünyanın değişen koşul­larının gereği olarak, Avrupa Birliği ile ya da genel olarak dünya ile bütünleşmek sürecine uyumda yaşanabilecek sıkıntıları aşmak için yapısal ve kurumsal nitelikte önlemler almak büyük önem kazanmış, VII. Beş Yıllık Kalkınma Planı bu temel anlayışla hazırlanmıştır.

    VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001-2005) ekonomik istikrarın sağlanması yanında, yapısal ve kurumsal düzenlemeler, rekabet gücünün artırıl­ması, AB’ye- uyum, bilgi çağına geçişin altyapısının oluşturulmasına başlanması, teknoloji üretimi ve gelir dağılımındaki farklılıkların azaltılmasında etkileşimli yaklaşımla bölge ve il planlamalarına öncelik verilmesine göre hazırlanmış ve TBMM onayı ile yürürlüğe girmiştir. VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı küresel ve ülke düzeyinde orta ve uzun dönem stratejileri kapsayan dinamik ve sürekli yenilenen bir yapıya sahiptir.

    VIII. Beş Yıllık Kalkınma Planı dönemi, toplumun yaşam kalitesinin yükseldiği, kesintisiz ve istikrarlı büyüme sürecine girildiği, Avrupa Birliği üyeliği sürecindeki temel dönüşümlerin gerçekleştirildiği, dünya ile bütünleşmenin sağlandığı ve ülkemizin dünyada ve bölgesinde daha güçlü, etkili ve saygın yer edindiği bir dönem olmuştur.

    IX. Kalkınma Planı (2007-2013), değişimin çok boyutlu ve hızlı bir şekilde yaşandığı, rekabetin yoğunlaştığı ve belirsizliklerin arttığı bir döneme rastlamaktadır. Küreselleşmenin her alanda etkili olduğu, bireyler, kurumlar ve uluslar için fırsatların ve risklerin arttığı bu dönemde, Plan Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel alanlarda bütüncül bir yaklaşımla gerçekleştireceği dönüşümleri ortaya koyan temel politika dokümanıdır. Bu kapsamda Dokuzuncu Kalkınma Planı, “İstikrar içinde büyü­ yen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye” vizyonu ve Uzun Vadeli Strateji (2001- 2023) çerçevesinde hazırlanmıştır.

    Türkiye’yi 21. yüzyıla hazırlamanın gerekli alt yapısını oluşturmak amacıyla hazırlanan 2001-2023 yıllarını kapsayan Uzun Vadeli Gelişme Stratejisinin ortaya koyduğu perspektif, öncelikleri ve politikaları itibarıyla çağın değişen ekonomik ve sosyal geliş­melerini dikkate almaktadır.

GSYH: 1,3 trilyon dolar

Kişi başına gelir: 16 bin dolar

İhracat: 277 milyar dolar

İşsizlik: %7,2

İlgili Kategoriler

İktisat Ders Notları Maliye Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir