Psikolog Seanslarında Neler Yaşanır?
1.OTURUM
Danışana öncelikle terapi süreci ile ilgili kurallara dair bilgiler verilir, görüşüne sunulur ve ilk oturum başlatılır.
İlk oturumu başlatırken genellikle yapılandırılmış sorularla oturum başlatılır.
- Benden ne istiyorsunuz?, Size nasıl yardımcı olabilirim?, Ne bekliyorsunuz?, Ne istiyorsunuz?
- “Buraya geliş nedeninizi bir kelimeye indirgeyecek olursanız hangi kelimeyi seçersiniz? Bir kelime söyleyin ondan sonra dilediğiniz kadar konuşun, sizi dinlemek için bekliyor olacağım.”
- Neden bu hafta gelme kararı verdiniz bana, ne oldu da bu karar bu hafta çıktı?
- Ne istediğini bilmeyen danışana söylenebilecek bir örnek: Karşıda bizim bir marketimiz var, markete girip marketçinin yüzüne baktığınızda ‘ben ne istediğimi bilmiyorum bana yardımcı olabilir misiniz?’ diyebilir misiniz? Bende buranın marketçisiyim, benden ne istersin. Danışan gerçekten ne istediğini bilmez kaotiktir, kafası karma karışıktır.
Bu oturumda yaşanabilecek sıkıntılardan birisi danışanın kendini açmaya isteksiz olması ve neden danışmaya geldiği hakkında somut bir amaç belirleyememesidir. Bu durumda aşağıdaki sorular sorularak hem danışanla ilgili bilgiler edinilir hem de danışanın terapi sürecine uyumu gerçekleştirilir:
- Bana biraz kendinden bahsedebilir misin?
- Aileni anlatır mısın, kimler sana daha yakın ve kimlerle daha sık görüşüyorsun bunları gerçekten merak ediyorum.
Bu oturumda danışanın verdiği bilgilere içerik ve duygu yansıtılması danışanın kendini açmaya istekli hale gelmesi ve farkındalığının artması açısından önemlidir. (Dipnot: Günümüzde artık düşünce ve davranış merkezli terapiler yerine duygu odaklı terapiler gelişim göstermektedir. Bu yüzden özellikle duygu yansıtması danışma esnasında içgörü sağlamada oldukça etkili bir tekniktir.
Son olarak görüşme sonucunda edinilen izlenimler üzerine konuşularak görüşme sonlandırılır, bunun için tercihe göre aşağıdaki sorulardan herhangi biri kullanılabilir:
- “Sizce ben, bu görüşmenin sonunda, sizin hakkınızda nasıl bir fikir edinmiş olabilirim?”
- “Sizce bu görüşme nasıl bir görüşme oldu? Siz bu görüşmeyi nasıl deneyimlediniz? Bu görüşme ile ilgili neler söylersiniz? Bu görüşmenin sonunda kafanıza takılan bir durum oldu mu?”
2. OTURUM
oturuma başlamadan dikkat edilmesi gereken önemli bir nokta bulunmaktadır. Danışanla bu ön görüşme ile birlikte 3. oturum olacaktır ve artık biz danışanın bir saat önce mi geliyor, danışman boştur erken görüşelim mi diyor ya da görüşmelere geç mi kalıyor buna dikkat etmeliyiz. Giriş ve çıkış saatleri bellidir. Buna riayet edilmelidir. Danışanın işi görülsün diye erken görüşmeye alınırsa bu işgaldir, danışanın erken gelmesi geç gelmesi vs bunlar hep işgaldir. Bu yüzden danışanla kuralları, sınırları net koymamız gerekmektedir.
oturuma bir önceki oturumun özeti ile başlanır ve geçen oturumdan bu ana danışanın yaşamış olduğu ve bahsetmek istediği bir durum olup olmadığı sorulur.
Bu oturumda henüz hedef belirleyememiş danışan için aşağıdaki sorunun sorulması oldukça verimli olacaktır:
Seni daha yakından tanımak istiyorum. Sıradan bir 24 saati nasıl geçirdiğini detaylı olarak anlatman bize yardımcı olabilir. Mesela bu hafta içindeki günlerden birini seç ve sabah uyanmandan başlayarak anlat.
İçinde olan bitenleri dinlemek istiyorum.
Danışana bu oturumda ya da gelecek oturumlarda şu önemli sorular yöneltilebilir:
Hayatınızda şu ana kadar uzun süreli sürdürdüğünüz, dost olarak gördüğünüz ve ilişkinizin bozulmadığı herhangi biri var mı? ve Buraya gelirken kiminle geldiniz, neden yalnız geldiniz veya neden birileriyle beraber geldiniz?
Nasıl ki ağacın köklerini anlamadan ağacın dallarını, yapraklarını ve meyvelerini anlamamız mümkün değilse bireyin bugünkü verdiği tepkileri bugünkü mantıkla açıklamak zor olur. Bu yüzden danışanın yavaş yavaş ilk hatırladığı anılara yönelik erken hatırlamaları sorulur.
Son olarak görüşme sonucunda edinilen izlenimler üzerine konuşularak görüşme sonlandırılır, bunun için tercihe göre aşağıdaki sorulardan herhangi biri kullanılabilir:
“Sizce ben, bu görüşmenin sonunda, sizin hakkınızda nasıl bir fikir edinmiş olabilirim?”
- “Sizce bu görüşme nasıl bir görüşme oldu?
- Siz bu görüşmeyi nasıl deneyimlediniz?
- Bu görüşme ile ilgili neler söylersiniz?
- Bu görüşmenin sonunda kafanıza takılan bir durum oldu mu?”
3-4. OTURUM
Bu oturumlara başlarken danışana paylaşmak istediği herhangi bir konu olup olmadığı belirtilir ve geçen oturumun özeti danışana yaptırılarak görüşme başlar.
Dipnot: Bu oturumdan itibaren danışanın problemine göre ev ödevleri verilmeye başlanabilir.
Amaçlar konusunda yavaş yavaş ortaya çeşitli başlıklar çıkabilir, bunlar üzerine konuşulmalıdır. Danışan mümkün olduğunca açılmaya çalışılır, sorunu tanınmaya çalışılır, çerçeve çizilmeye çalışılır.
Sürekli bilmiyorum, yapamıyorum, olmuyor diyen danışanı açmak amacıyla aşağıdaki teknik kullanılabilir:
Eğer Bilseydin: T: Amacın nedir? – D: Bilmiyorum. – T: Eğer bilseydin ne derdin? – Bunun eğer yapsaydın nasıl yapardın ya da farklı soru kalıplarına uyarlayabiliriz.
Semptom yerine sebebe odaklanmak gerekmektedir. Çünkü ana kaynağa inilmezse ortadan kaldırılan semptomlar yer değiştirerek farklı şekilde tekrar ortaya çıkar.
Terapi sırasında imalı söylenmiş sorulara karşı ” Burada benim için bir soru mu var?” diyerek danışanın açılması sağlanır.
Sorumluluk almaya önem vermeliyiz. Bu bakımdan danışana şöyle bir açıklama yapılabilir:
- Başına gelen sorunların %99 unun sorumlusu karşı taraf olsa da ben %1 lik kısımla ilgili konuşmak istiyorum, yani senin sorumluluğun olan kısma.Çok sınırlı da olsa senin rolüne bakmalıyız, çünkü sana en çok orada yardımcı olabilirim.
İlerlemekte sıkıntı yaşanılan danışanlarla ilgili rüyalar hakkında konuşulabilir.
Fritz Perls rüyadaki her şeyin rüya görenin bazı yönlerini temsil ettiğini düşünmüş ve rüyayı görenden rüyadaki her nesnenin yerine konuşmasını istemiştir.
Son olarak görüşme sonucunda edinilen izlenimler üzerine konuşularak görüşme sonlandırılır, bunun için tercihe göre aşağıdaki sorulardan herhangi biri kullanılabilir:
- “Sizce ben, bu görüşmenin sonunda, sizin hakkınızda nasıl bir fikir edinmiş olabilirim?”
- “Sizce bu görüşme nasıl bir görüşme oldu?
- Siz bu görüşmeyi nasıl deneyimlediniz?
- Bu görüşme ile ilgili neler söylersiniz?
- Bu görüşmenin sonunda kafanıza takılan bir durum oldu mu?”
4-6. OTURUM
Bu oturumlara başlarken danışana paylaşmak istediği herhangi bir konu olup olmadığı belirtilir ve geçen oturumun özeti danışana yaptırılarak görüşme başlar.(Verilmişse ev ödevi üzerine de konuşulur.)
Bu oturumlarda eğer danışan ciddi bir travma yaşamamışsa problem tanılanmış ve bunun üzerine konuşulmaya başlanılmıştır.
Psikososyal ve Psikoseksüel evrelerden herhangi birine takılı kalmış bireyin geliştirdiği savunma mekanizması birbirinden farklıdır. Örneğin oral döneme takılı kalmış bireyin geliştirdiği düzenek ile anal döneme takılı bireyin geliştirmiş olduğu düzenek birbirinden farklıdır. Bu yüzden tanımaya başladığımız danışanın kullandığı savunma mekanizmalarını takip ederek bu konuda fiksasyon geliştirdiği evre üzerine eğilebiliriz.( Not: Üç tane temel savunma mekanizması bulunmaktadır: İnkar, bastırma ve disosiyasyon. )
Direnç gösteren danışana bu oturumlarda çeşitli metaforlarla kendisini açması teşvik edilir. Kullanılabilecek metafor örneklerinden bazıları:
- Vücudunun neresinde ne hissediyorsun, tanımlar mısın?
- Bir Obje Seç: Özellikle kendini açmakta isteksiz olan danışanları danışma sürecine dahil edebilmek için oldukça verimli bir tekniktir. Danışana odada kendine en yakın hissettiğin obje, Hangi objeyle kendini özdeşleştiriyorsun, Bir seçim yapsan hangi hayvan olmak isterdin? vb sorular sorularak danışanın kendini açmaya başlaması beklenir.
- Kendini Roman ya da Dizi kahramanı ile eşleştirme
- Hayatın bir film karesi gibi gözünün önünden geçse hangi karede bu filmi dondurmak isterdin?
- Bezelye tohumu; Sence bu tohum nasıl gelişir? ya da Bir Narsın ve içini açtığımızda nasıl taneler çıkacaktır?
Bu oturumlarda da rüyalara devam edilebilir:
- Gördüğünüz rüyalar var mı?, Çok gördüğünüz rüyalar var mı? Son zamanlarda rüya görüyor musun? Hatırladığın bir rüya var mı, paylaşmak ister misin?
- Rüyalar değerlendirilirken kendi içerisinde ayrı bir gestaltı olup olmadığını değerlendirmemiz lazım. Yani “do-re-mi” notalarını verir fakat üç notayı bir araya getirip, üç rüyaya tepeden kuşbakışı baktığınızda, doremi diye ayrı bir beste ve ayrı bir anlamı görebilirsiniz.
Son olarak görüşme sonucunda edinilen izlenimler üzerine konuşularak görüşme sonlandırılır, bunun için tercihe göre aşağıdaki sorulardan herhangi biri kullanılabilir:
- “Sizce ben, bu görüşmenin sonunda, sizin hakkınızda nasıl bir fikir edinmiş olabilirim?”
- “Sizce bu görüşme nasıl bir görüşme oldu?
- Siz bu görüşmeyi nasıl deneyimlediniz?
- Bu görüşme ile ilgili neler söylersiniz?
- Bu görüşmenin sonunda kafanıza takılan bir durum oldu mu?”
6-8. OTURUM
Bu oturumlar danışanın belirlenmiş problemleri üzerine derinlemesine çalışılarak geçirilir. Bu oturumlarda özellikle danışana sorumluluk aldırma çok önemlidir. Bununla ilgili şöyle bir açıklama danışana yapılabilir:
- Başına gelen sorunların %99 unun sorumlusu karşı taraf olsa da ben %1 lik kısımla ilgili konuşmak istiyorum, yani senin sorumluluğun olan kısma.Çok sınırlı da olsa senin rolüne bakmalıyız, çünkü sana en çok orada yardımcı olabilirim.
“Parçalar” kullanmak, terapinin pek çok aşamasında ortaya çıkan inkar ve direnci yok etmek için işe yarar bir kavramdır. Ör: Şu anda bana kızgınsın ve ben bu parçanla konuşmak istiyorum.
- Ağlayan bir danışana; gözyaşlarının dili olsa şu an bize ne söylerdi? denilerek katarsis sağlanabilir.
Aşağıdaki teknikler kullanılarak var olan probleme göre uyarlanarak uygulanabilir:
- Neyi yapmak istemediği değil neleri yapmak istediği sorulur.
- Mucize Soru: Soruya verilen yanıt problemin temel alanıdır der Adlerciler.
- Çelişik Niyet: Viktor Frankl – Varoluşçu teknik – Sorun yaşadığı davranışı daha sık yapması söylenir. Dünya titreme şampiyonu gibi titremeyi dene.
- Problemin yaşanmadığı anları hatırlaması ve zihninde o anları canlandırması söylenir.
Son olarak görüşme sonucunda edinilen izlenimler üzerine konuşularak görüşme sonlandırılır, bunun için tercihe göre aşağıdaki sorulardan herhangi biri kullanılabilir:
- “Sizce ben, bu görüşmenin sonunda, sizin hakkınızda nasıl bir fikir edinmiş olabilirim?”
- “Sizce bu görüşme nasıl bir görüşme oldu?
- Siz bu görüşmeyi nasıl deneyimlediniz?
- Bu görüşme ile ilgili neler söylersiniz?
- Bu görüşmenin sonunda kafanıza takılan bir durum oldu mu?”
8-10. OTURUM
Son oturumlara doğru yaklaşırken danışan bilgilendirilir. Kohut ve Jung’a göre danışan oturumların sonlanması üzerine önceden bilgilendirilirse danışmanın verdiği verim ve fayda artmaktadır.
Bu oturumlarda genel olarak geçmiş sürecin değerlendirilmesi yapılarak danışanın neleri alıp hayatına taşıyabileceği üzerine konuşulur.
Yas reaksiyonlarında yası kapatırken mutlaka bir merasimle kapatılmasının uygun olduğuna dair öneriler vardır. Ör: Elveda zamanı geldi, içinde tuttuğun babayı artık bırakabilirsin.
Danışan son oturumda cesaretlendirilir ve danışma ortamının gerçek hayatın bir mikrokosmozu olduğu, öğrendikleri günlük hayata uyarlayabileceği belirtilir. İlave edilmek istenen ekstra bilgilerden sonra görüşme süreci sonlandırılır.