Bilgi Felsefesi Ders Notu



Bilgi Felsefesi

Bu ünitede bilgi türleri, bilgiye felsefi açıdan bakış, doğruluk-gerçeklik arasındaki fark, doğruluk-yanlışlık arasındaki fark, tutarlılık-tutarsızlık, doğru bilginin mümkün olup olmadığı, bilginin doğruluk ölçütleri, bilginin insan yaşamındaki önemi değerlendirilmiştir.

Bilgi, suje ile obje arasındaki ilişkiden doğan ürüne denir. Burada suje= özne, bilen yani insandır. Obje= nesne ise bilinen yani varlıktır. Buna göre insanın, varlığı tanıma, anlama ve bilme çabası sonucu ortaya çıkan ürüne bilgi denir.
Bilgi elde etme insana özgüdür. İnsan dış varlığa yönelir, onlardan gelen algıyı düşünme yoluyla bilgiye dönüştürür. Düşünme insanın zihin analında, objelerin bırakmış olduğu izler üzerinde sürdürdüğü bir etkinliktir.
İnsan zihninde bilginin oluşmasını sağlayan obje ile suje arasındaki ilişkiyi kuran bağlara “bilgi akt”ları denir. Başlıca bilgi aktlerı: Algılama aktı, düşünme aktı, anlama aktı ve açıklama aktı.

       Bilgi Türleri:
Bilgi, araştıranın tutumuna, kullandığı yönteme, konunun niteliğine göre değişik adlar alır. Bunlar: “Gündelik bilgi, dini bilgi, teknik bilgi, Sanat bilgisi, bilimsel bilgi ve felsefi bilgi.

a) Gündelik Bilgi (Empirik bilgi)

İnsanın, günlük yaşamında karşılaştığı problemin çözümüne ilişkin denemelerden, problemin çözümüne ilişkin birkaç denemeden genellemelere ulaşması şeklinde ortaya çıkan bilgidir.

Örneğin, kekik suyunun mide ağrısına iyi geldiği, papatya suyunun öksürüğe iyi geldiği şeklindeki bilgiler.

­Özellikleri:

-Özeldir. Kişinin kendi deneyimleri olduğu için, diğer insanlar için geçerli olmayabilir.
– Genel geçerliği yoktur. Bir durum için geçerli olan, benzer durumlar için geçerli olmayabilir.
– Düzensizdir. Belli bir yöntem izlenmeden ulaşılan bilgilerdir.

b) Dini Bilgi:
Tanrının, insanlara peygamberler aracılığıyla ve vahiy yoluyla bazı emir ve yasaklar bildirmesi sonucu ortaya çıkan bilgidir. Dini bilgi, kutsal olanla bunun karşısındaki insanın ve evrenin konumunu, durumunu ve görevini belirleyen bir bilgidir.

Dini bilgide Tanrının bildirdiklerine kesin bir iman ile inanılır. Dini bilgi kaynağı bakımından İlahidir. Dini bilgi eleştirilemez ve değiştirilemezdir.

c) Teknik Bilgi:
İnsanın günlük yaşamı kolaylaştırmak için bazı araç, gereçler yapması ile ilgili bilgidir. Teknik bilgide temel amaç yarar sağlamaktır. İki türlü teknik bilgiden söz edilebilir.

1) Gündelik bilgiye dayalı teknik bilgi: İnsanın, pratik olarak işleri kolaylaştırmak amacıyla gündelik deneyimlerine dayalı olarak ortaya konan teknik bilgidir. Örneğin, tulumba yapılması, el arabası yapımı gibi.

2) Bilimsel bilgiye dayalı teknik bilgi: Bilimsel buluşlar, yasalar ya da ilkelerden yararlanılarak araç gereç yapılmasıdır. Örneğin, uçak yapımı, otomobil yapımı, röntgen cihazı yapımı vb.

d) Sanat Bilgisi:
Sanatçının çevresindeki olaylar ya da varlık karşısındaki heyecanlarını, duygulanımlarını sanat alanlarından birinde ifade etmesi sonucu ortaya çıkan bilgidir.
Sanat bilgisi, özne nesne ilişkisinde, özneye sıkı sıkıya bağlıdır. Sanatçı, bilgiyi sadece “kendine özgü” olarak ortaya koyar. Örneğin, yeşil buğday tarlaları içindeki kırmızı lalelerin resmini yapan iki ressamın yorumlamaları, algıları birbirinden farklı olacaktır.

e) Bilimsel Bilgi:
Bilimsel yöntem ve akıl yürütme yoluyla varlıklar hakkında edinilen bilgidir. Belli bir alanda yoğunlaşan düzenli ve sistemli hale getirilmiş bu bilgiler, çeşitli bilim dallarını oluştururlar.
Bilimsel bilgiler, ele aldıkları konularına, kullandıkları yöntemlerine ve amaçlarına göre üç gruba ayrılır: Formel bilimler, doğa bilimleri, insan bilimleri.

1) Formel Bilimler
Konusu duyularla kavranamayan, ancak zihinsel olarak varolduğu kabul edilen ilke ve sembollerin oluşturduğu bilimlerdir. Bunlar mantık ve matematiktir.
Formel bilimler, genel olarak tümdengelim (dedüksiyon) yöntemini kullanır.

2) Doğa Bilimleri
Doğayı ve doğada yer alan varlıkları, doğada gerçekleşen olayları inceleyen bilimlerdir. Örneğin, fizik, kimya, astronomi ve biyoloji gibi bilimlerdir.
Doğa bilimleri de genel olarak tümevarım yöntemini kullanırlar.

3) İnsan Bilimleri

İnsanla ilgili olayları, insanın değişik yönlerinin ve insanların bir arada yaşamalarından meydana gelen olayları inceleyen bilimlerdir. Örneğin, psikoloji, sosyoloji, antropoloji, tarih, hukuk vb.

Bilimsel Bilginin Özellikleri:

a) Nesnellik: Bilimsel bilgi bireyden bireye değişmeyip herkes için aynı olan bilgidir.
b) Evrensellik: Bilim, herhangi bir milletin, ırkın, dinin malı değildir. Her milletten insanlar bilimsel çalışma yapabilir. Örneğin, Amerikalı bir bilim adamının fizik alanındaki bir çalışmasını Japon bir bilim adamı devam ettirebilir.
c) Akla dayalı olması: Bilimsel bilgi insan aklının bir ürünüdür. Akıl ve mantık ilkelerine uygundur.
d) Merak ve hayret: Bilim, insanın çevresindeki olayları veya varlıkları merak etmesi ve bunlar karşısında duyduğu hayret sonucu ortaya çıkmıştır.
e) Birikimli olarak ilerleme: İlk bilimsel çalışmalardan günümüze kadar bilimsel bilgiler birikerek gelmiştir. Ancak her defasında biraz daha ileriye götürülerek ilerlemiştir.
Örneğin, ilk astronomi gök sistemi olan Batlamyus sisteminde yer merkezde, güneş, ay ve diğer gezegenler onun etrafında dairesel olarak hareket ederler. Daha sonra Kopernik yerin merkezde olamayacağını, ancak güneşin merkezde olabileceğini, yaptığı çalışmalarla ortaya koymuştur. Kepler de yörüngenin dairesel olamayacağını; gezeğenlerin, odaklarından birinde güneş bulunan elips yörünge çizdiklerini ortaya koymuştur. Bu şekilde astronomi sistemleri ile ilgili bilgilerde ilerleme olmuştur.
Burada ilerleme, olaylar hakkında elde edilen bilginin nesnel gerçekliğine en uygun hale gelmesidir.
f) Olgusallık: Bilimsel bilgi, yargıları doğrudan veya dolaylı olarak gözlenebilir olayları dile getirir.
Ayrıca bilim olaylar arasındaki neden-sonuç ilişkilerini inceleyerek yasalara ulaşmaya çalışır.

f- Felsefe Bilgisi:

Felsefi düşünce yoluyla gelen geçer ve kesinlikten uzak, ama önyargısız, iyi temellendirilmiş güvenli ve tutarlı bilgilerden oluşan bilgiye felsefe bilgisi denir.

Felsefe Bilgisinin Özellikleri

Felsefenin ve dolayısıyla felsefe bilgisinin ne olduğunu daha iyi anlamak için şu özelliklerin bilinmesi uygun olacaktır.

a) Felsefe sürekli soru sorma faaliyetidir. Felsefe ele aldığı konular üzerine sorular sorar. Sürekli araştırmaya dayanan eleştirili bir tutumun sonucu olarak ortaya çıkar. Felsefe problemleri bir defa çözüldüler mi felsefe olmaktan çıkar. Bunlar bilimin konusu haline gelir. bir filozofun dediği gibi: “Felsefe çözülmemiş problemlerin disiplinidir.”

b) Felsefe bilgi üstüne bilgi faaliyetidir. Buna göre felsefe, kendi dışındaki bilgi dallarının ortaya koyduğu verileri de sorgular, eleştirir, yorumlar. Örneğin bilime dayanarak yapılan bilim felsefesi ya da sanat verilerine dayanarak yapılan sanat felsefesi gibi.

c) Felsefi bir sistemin doğruluğu ya da yanlışlığı araştırma konusu yapılamaz. Ancak kendi içinde tutarlı olup olmadığına, çelişkili yargılarda bulunup bulunmadığına bakılır.

d) Felsefe bilgisi insan, varlık, bilgi ve değer hakkında oluşturulan sistemli ve düzenli bir bilgidir. Filozof, ele aldığı konuları mantık ilkelerine son derece uygun, düzenli olarak inceler.

e) Felsefe bilgisi yığılan, birikimsel bir bilgidir. Buna göre filozofların akıl yürütme ile ulaştığı sonuçlar üst üste birikerek bir bütün oluşturur.

f) Felsefe bilgisi aklı temel alan bir soruşturma ve genel araştırmanın sonucu olan bir bilgidir.

g) Felsefe bilgisi birleştirici ve bütünleştiricidir. O varlığı ve yaşamı bir bütün olarak ele alır.

h) Felsefe diğer bilimlerde olduğu gibi ilerleme özelliğine sahip değildir. Felsefe tarihinde, sonra gelen filozof, önce gelen düşünürleri aşmış, onların çözemediği problemleri çözüme kavuşturmuş değildir.

ı) Felsefe bilgisi, doğruluğu açıkça saptanabilen bir bilgi değildir. Felsefe, bir konu hakkında filozofun düşüncelerini içeren bilgiler şeklindedir. Dolayısıyla doğruluğunu ispatlamak gibi bir durum söz konusu değildir.

i) Felsefe bilgisi, filozofun kişiliğini yansıtan bilgiler ortaya koyar. Felsefede bilimlerde olduğu gibi objeye bağlı kalan bir objektiflik yoktur.

j) Filozofun içinde yaşadığı toplumsal koşullar onun felsefesini etkiler. Filozof da sosyalleşmiş bir varlık olarak toplumun özelliklerinden etkilenir.

k) Ayrıca filozof içinde yaşadığı toplumu da etkiler. Filozoflar düşünceleriyle toplumsal koşulların değişmesinde de önemli rol oynayabilir.

l) Felsefe bilgisi evrenseldir, çünkü insan yaşantısına giren her şey felsefe konusu olabilir.

Etkinlikler için buraya tıklayınız.

Bilgi felsefesi (Epistemoloji)

Bilgi felsefesi bilgiyi genel olarak ele alan bilgi ile ilgili problemleri araştıran felsefe disiplinidir. Konusu bilginin ne olduğu, kaynağı, değeri, olanakları ve sınırlarıdır. Kısacası bilgiyi analiz eden ve eleştiren felsefe dalıdır. İlkçağda bilgi problemini ele alan Parmenides’tir. Bilgi kuramı Ortaçağda da değişik biçimlerde tartışılmıştır.Ancak Bilgi kuramı ilk kez Yeniçağda ayrı bir disiplin haline gelmiştir.

Bilgi Kuramının Temel Kavramları:
Gerçeklik: İnsanın zihninden (bilincinden) bağımsız olarak belirli bir zaman ve mekânda var olan her şeydir. En genel anlamı içinde dış dünyada nesnel bir var oluşa sahip olan varlıklardır. Var olanların tümüdür.

 

Doğruluk(hakikat):bilgisi edinilen objeyle tam çakışmasıdır. Doğruluk bir önermenin (yargının) gerçeklikteki nesne ve duruma tam uygunluğudur. Gerçeği yansıtan önerme doğru, yansıtmayan ise yanlıştır.

Temellendirme: Sorulan bir soru ya da öne sürülen bir sav için dayanak, gerekçe, temel bulma işidir.

Bilgi Kuramının Temel Soruları
Bilgi kuramının temel soruları aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
(1) Doğru bilginin imkanı ile ilgili sorular : Doğru bilgi elde edilebilir mi? İnsan doğru bilgiye ulaşabilir mi? şeklinde ifade edilen sorulardır. Buna göre iki tür tavırdan söz edilebilir. Birincisi, doğru bilginin insan için olanaklı olmadığını ifade eder. İkincisi, doğru bilginin insan için kesinlikle olanaklı olduğunu savunur.

(2) Bilginin değeriyle ya da doğruluğuyla ilgili sorular: Ne tür bir bilgi doğru kabul edilebilir? Hangi bilgi doğru bilgidir.şeklinde ifade edilen sorulardır. Bu sorular karşısında da farklı tavırlar söz konusudur. Bununda ilgili bir görüş, bir bilginin, bir düşüncenin doğruluğunun onun betimlediği gerçeklikle uyuşmasından meydana geldiğini savunan tutumdur. İkinci görüş ise, doğruluğun, düşüncelerin ve bilginin kendi aralarında uyuşmasından başka bir şey olmadığını ifade eden tutumdur. Diğer bir görüş ise, doğruluğun ölçütünü temel uyuşma olarak kabul eden tutumdur. Örneğin, benim aldığım bir duyumu başkaları da almışsa, benim aldığım duyum doğrudur. Başka bir görüş de, Doğru bilginin ölçütünü apaçıklıkta bulan tutumdur. Descartes’a göre apaçıklık, kendini bize zorla kabul ettirendir. Yani doğruluğu ispatlamaya gerek duyulmayan, zorunlu olarak doğru olandır. Ve son olarak, doğru bilginin ölçütünün yarar olduğunu kabul eden tutum söz konusudur. Buna göre, bir bilgi yarar sağlıyorsa, işe yarıyorsa doğrudur.

(3) Bilginin sınırları ile ilgili sorular: Bilginin olanak ve sınırları var mıdır? İnsan her şeyi bilebilir mi? türünden sorulardır.Bu sorulara verilen cevaplara göre farklı yaklaşımlar söz konusudur. Bunlardan biri, bilen öznenin bilme faaliyetinde kendi zihninin dışına çıkamayacağını, insanın yalnızca kendi zihninin içindekileri bilebileceğini savunan görüştür. Diğeri ise, insan zihninin kendisinden bağımsız gerçekliği bilebileceğini savunur.

(4) Bilginin kaynağı ile ilgili sorular: Bilginin kaynağı nedir? Bilgi hangi yolla elde edilebilir? türünden sorulardır. Bu sorulara verilen cevaplara göre farklı yaklaşımlar söz konusudur.
Bilginin akılla elde edildiğini savunanü Rasyonalist yaklaşım.
Bilginin deney yoluyla elde edildiğini savunanü Empirist yaklaşım.
Sezgi yoluyla bilgi elde edildiğini savunan Entüisyonistü yaklaşım.
Doğru bilginin olgulara dayalı olduğunu savunan Pozitivistü yaklaşım
Fenomeni dile getiren bilginin doğru bilgi olduğunu iddia edenü Fenomenolojik yaklaşım.

Mantık: doğru düşünme kurallarını ele alan bir bilim dalıdır. Mantık, doğru düşünme biçimleri ( tümden gelim, tüme varım ve analoji), mantığın ilkelerini (özdeşlik, çelişmezlik, üçüncü halin imkansızlığı), kavramları, önermeleri ve çıkarımları konu alır. Mantık genel olarak klasik ve modern mantık olmak üzere ikiye ayrılır. Ayrıca iki değerli mantık, çok değerli mantık, niceleme mantığı gibi alanlara ayrılmaktadır.

BİLGİ KURAMININ TEMEL PROBLEMİ (DOĞRU BİLGİNİN İMKÂNI PROBLEMİ):
Bilginin imkanı ve kaynağı sorusuna verilen cevapları iki ana başlıkta toplamak mümkündür. “bilebilir miyiz?” “doğru bilgi olanaklı mı? Sorularına düşünce tarihi boyunca bazı filozoflara göre doğru bilgi vardır. Bazılarına göre ise doğru bilgi olanaksızdır. Buna göre iki önemli yaklaşım ön plana çıkmıştır:

Septisizm(Şüphecilik): Doğru bilgi olanaksızdır. Doğru bilginin mümkün olmadığını ya da elde edilen bilginin doğru olup olmadığından kuşku duyulması gerektiğini savunan yaklaşımlara verilen genel addır. Doğru bilginin imkânsızlığını savunan ve benimseyen filozoflara septik(şüpheci); bu düşünce akımına ise septisizm(şüphecilik) denir.

Doğru Bilginin İmkansızlığını Savunanlar:
Sofistler: Sofistler her kesin üzerinde birleşebileceği bir bilginin olmayacağını savunurlar. Sofistler bilgi konusunda görelik kuşkucu ve yararcıdırlar. Sofistler şüpheci filozoflardır. Başlıca temsilcileri şunlardır:
Protogoras: Protogoras’a göre insan her şeyin ölçüsüdür. Bu her şey insana göre değişir demektir.
Not: Böyle kişiden kişiye değişen bilgilere göreli bilgi, bilginin kişiden kişiye değiştiğini savunan düşüncelere de görecelik denir (Rölativizm).
Gorgias: Gorgias’a göre hiçbir şey yoktur, olsaydı da bilemezdik, bilseydik de başkalarına iletemezdik. Sözleriyle aşrı bir kuşkucu olduğunu göstermektedir.

Şüpheciliği daha sonra sistematikleştiren ilk çağ filozoflarından Pyrrhon ve Timon’dur. Onlara göre bilgi bize doğruyu ve gerçeği bildiremez. Çünkü bilginin hem doğruluğu hem de yanlışlığı aynı sağlam kanıtlarla ortaya konulabilir.
Pyrrhon ve Timon’un öğretisi üç noktada toplanır.
1. Nesnelerin gerçek yapısı kavranamaz.
2. Nesnelere karşı tutumumuz yargıdan kaçınmak (epokhe) olmalıdır.
3. Ancak bu tutumla ruhsal dinginliğe (huzura) ulaşılır.

Şüphecilik Türleri
a- Tavır olarak şüphecilik: Felsefenin önemli niteliklerinden biri eleştirici olmasıdır. Felsefe tarihi içerisinde hemen hemen bütün filozoflar birbirlerinin görüşlerine eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşmışlardır. Bu anlamda felsefi bakımdan sağlıklı bir tavır olarak şüphecilik felsefede vardır.
b- Bir yöntem olarak şüphecilik: Şüpheciliğin bir yöntem, belli bir doğrulara ulaşmak üzere bir araç olarak kullanılmasıdır. Yöntemsel kuşkuculuğun bilinen en iyi örneği Descartes’tir. Çünkü Descartes apaçık doğru ve kesin bilgiye varmak için bir yöntem olarak şüpheyi kullanmıştır.
c- Aşırı şüphecilik: Sofistlerde ve bunlara benzer filozoflarda görülen hiçbir doğruluğun olmadığını savunan görüşlerin ifadesi olan şüpheciliktir.

Dogmatizm: Doğru bilgi vardır.Doğru bilginin elde edilmesini mümkün gören bütün yaklaşımların genel adıdır. Bu görüşü benimseyen düşünürlere ise dogmatik denir. Bilebilir miyiz? Sorusuna dogmatizm kesinlikle bilebiliriz yanıtını verir.

Şüpheciliği reddeden dogmatizm nesnel gerçeklerin varlığını kabul eder. Düşünce tarihi boyunca rasyonalizm, empirizm, kritisizm, entüisyonizm, pozitivizm, analitik felsefe, pragmatizm, fenomenoloji gibi düşünce akımları doğru bilginin imkanını dogmatik bir yaklaşımla açıklamışlardır.

 

İlgili Kategoriler

10.Sınıf Ders Notları 10.Sınıf Felsefe Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir