AB Türkiye İlişkileri Ders Notu



1-) Türkiye 31 Temmuz 1959’da Avrupa Ekonomik Topluluğuna başvuru yapmıştır.

2-) Ankara Anlaşması 12 Eylül 1963’te Ankara’da imzalanmış ve 1 Aralık 1964’te yürürlüğe girmiştir.

3-) Anlaşmanın temelini Gümrük Birliği oluşturmaktadır.

4-) Türkiye Yunanistan’ın ardından topluluk ile ortaklık kuran ikinci ülke olmuştur.

5-) Ankara Anlaşması içerik olarak AET-Yunanistan Ortaklık Anlaşması örnek alınarak hazırlanmıştır.

6-) Ankara Anlaşması’nın ana metninde öngören hükümler; Gümrük Birliği, tarım, serbest dolaşım, ulaştırma, rekabet, mevzuat ile ekonomik ve ticaret politikalarının uyumlaştırılmasıdır.

7-) Ankara Anlaşma’nın 28. Maddesi Türkiye’nin üyeliğini düzenlemektedir.

😎 Anlaşması’nın temel ve nihai amacı Türkiye’nin Topluluğa entegrasyonunu sağlamak ve Türkiye’nin topluluğa tam üyeliğidir. Anlaşma üç dönemden oluşmaktadır. Bunlar;

ORTAKLIK REJİMİNİN UYGULANMASI

  1. Hazırlık Dönemi: Türk ekonomisinin GB’ne hazırlanacağı dönemdir. Ankara Anlaşmasının yürürlüğe girdiği 1 Aralık 1964 tarihiyle başlamıştır. Türk ekonomisinin topluluk ekonomisine yaklaştırılması amacıyla, Türkiye’den yapılacak tütün, üzüm, kuru incir, fındık, turunçgiller, şarap, dokuma ve su ürünleri ithalatı için belli kotalarda gümrük indirimi uygulamıştır.
  2. Katma Protokol ve Geçiş Dönemi: Ekonomi politikalarının yakınlaştırılması ve ortak eylemlerin geliştirilmesi dönemidir. Katma Protokol 23 Kasım 1970’de Brüksel’de imzalanmış ve 1 Ocak 1973’te yürürlüğe girmiştir. Katma protokol, Ankara Anlaşması’nda yer alan hükümlerin Türkiye’nin ekonomik durumuna uygun bir biçimde yürürlüğe konulmasını sağlayan ve 64 maddeden oluşan bir uygulama anlaşmasıdır. Katma Protokolün Temel İlkeleri;
  3. Taraflar arasındaki ilişkilerin karşılıklı ve dengeli olma esasına dayanması.
  4. Taraflar arasındaki gümrük birliğinin aşamalı olarak gerçekleştirilmesi.
  5. Tarafların ekonomi politikalarının yakınlaştırılması ve ortaklık faaliyetlerinin geliştirilmesi.

MALİ PROTOKELLER

  1. Mali Protokol: Geçiş döneminde Türkiye’ye mali yardımlar yapılmasını öngörür. 1 Ocak 1973’te yürürlüğe girmiştir. Söz konusu Protokol 1971-1977 dönemini kapsamaktadır.
  2. Mali Protokol: Mali yardıma katılmasını sağlamak amacıyla ortaklığın yeni üyelerede (İngiltere, Danimarka, İrlanda) genişletilmesini sağlayan bir hükümle, Türkiye’ye 47 Milyon ECU tutarında bir ek kredinin verilmesi kabul edilmiştir.

III. Mali Protokol: 12 Mayıs 1977’de imzalanmış 1 Mayıs 1979’da yürürlüğe girmiştir.

IV Mali Protokol: Türkiye-AB Ortaklığında mali iş birliği çercevesinde kabul edilen protokolün uygulanması mümkün olmamıştır

  1. Son Dönem: 6 Mart 1995’te Brüksel’de gerçekleştirilen 36. Dönem Ortaklık Konseyi Toplantısında Gümrük Birliğinin son döneminin 1 Ocak 1996 tarihinden geçerli olmak üzere uygulamaya konulması kararlaştırılmış ve ‘’GB’nin Son Döneminin Uygulamaya Konmasına’’ ilişkin 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı alınmıştır. OKK GB’nin tamamlanması ve işleyişine ilişkin şu hükümleri içermektedir.
  2. Malların serbet dolaşımı.
  3. Topluluğun teknik mevzuatına ve ortaklık ticaret politikasına uyum
  4. Topluluğun tercihli gümrük rejimlerinin üstlenmesi
  5. Topluluğun ortak tarım politikasına uyum ve tarım ürünleri ticaretinde uygulanacak tercihli rejim.
  6. Topluluğun gümrük koduna uyum ve karşılıklı iş birliği
  7. Mevzuat yakınlaştırılması ve kurumsal hükümler

TÜRKİYENİN AVRUPA BİRLİĞİNE TAM ÜYELİK SÜRECİ

  1. Türkiye, ortaklık sürecisinin tamamlanmasını beklemeden 14 Nisan 1987’de tam üyelik başvurusu yapmıştır.
  2. Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği 1 Ocak 1996 tarihten itibaren işlemeye başlamıştır.
  3. 16 Temmuz 1997 tarihli 2000 Günden Raporu Türkiye’nin, gümrük birliğinin kurulma sürecinin 1996 yılında tamamlayarak AB’ye tam üyelik sürecinin hızlanacağı yönündeki beklentilerin çok doğru olmadığını ilk defa gündeme gelmiştir
  4. 11 Aralık 1999’da Helsinki’de yapılan AB Zirvesinde aday ülke olarak kabul edilmiştir.
  5. 8 Marta 2001’de Katlım Ortaklığı Belgesi kabul edilmiştir.
  6. 19 Mart 2001’de Türkiye tarafından Ulusal Program açıklanmıştır.
  7. 17 Aralık 2004’te Brüksel’de gerçekleştirilen AB Zirvesinde Türkiye 3 Ekim 2005 tam üyelik müzakerelerine başlanması kararı alınmıştır.

EKONOMİK BÜTÜNLEŞME

Bela Balassa’nın 1961 yılında yapmış olduğu tanımlamaya göre uluslararası ekonomik bütünleşme, bir süreç olarak farklı ulusal devletlere ait ekonomik birimler arasındaki ayrımcılığı kaldırmaya yönelik önlemler alınması; bir durum olarak ise ulusal ekonomiler arasındaki çeşitli ayrımcılık türlerinin mevcut olamamasıdır. Bela Bassa’ya göre ekonomik bütünleşme sürecinin Aşamaları; ticaret bütünleşmesi, faktör bütünleşmesi, politika bütünleşmesi ve tam bütünleşmedir. Amaçları ise üye ülkeler arasında ticaretin geliştirilmesi ve ayrımcılığın ortadan kaldırılmasıdır.

ENTEGRASYON TÜRLERİ

  1. Tercihli Ticaret Anlaşmaları: Ülkelerin tek taraflı ya da karşılıklı olarak belirli mallar üzerinde gümrük tarifelerini indirmesidir
  2. Serbest Ticaret Bölgesi: Gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve her türlü kısıtlamaların kaldırıldığı bütünleşme türüdür.
  3. Gümrük Birliği: Ticaretin serbestleştirildiği ve üçüncü ülkelere karşı ortak bir gümrük tarifesinin uygulandığı bütünleşmedir.
  4. Ortak Pazar: GB ek olarak üretim faktörlerinin mal, hizmet, emek, sermaye serbest dolaşımının sağlandığı bütünleşme türüdür.
  5. Ekonomik ve Parasal Birlik: Ortak pazara ek olarak ekonomik ve sosyal politikaların uyumlaştırıldığı bütünleşme türüdür.

GÜMRÜK BİRLİĞİNİN EKONOMİK ETKİLERİ

  1. Statik Etkiler: Bir defalık etkilerdir. Teknolojik ve ekonomik yapının sabit kaldığı varsayımı altında üretim faktörlerinin yeniden dağıtımı sonucu ortaya çıkacak etkileri ifade eder.

1/1) Ticaret Yaratıcı Etki: Gümrük Birliği öncesi gümrük vergilerinin yüksekliği nedeniyle ülkenin kendi ürettiği bir malı, Gümrük Birliği’nin kurulması sonrasında kendisinden daha düşük üreten Gümrük Birliği üyesi ülkeden ithal etmesidir.

1/2) Ticaret Saptırıcı Etki: GB’nin kurulmasıyla verimli üreticinin Birlik dışında kalması ve Birlik ülkelerinin bu ülkeden yapmakta oldukları ithalatın sona ermesiyle ortaya çıkar. Böylece ithalat en verimli ülkeden Birliğe üye daha az verimli ülkelere kayar.

1/3) Tüketim Etkisi: Ortak Gümrük Tarifesi sonucu ürünleri pahalı hale gelen Birlik dışı ülkelerden yapılan ithalat ve buna bağlı olarak üretim ve tüketim azalması, Birlik içinde ise ucuza üreten ülkelerin ve dolayısıyla Birlik içi üretim ve ithalatın artmasıdır. 1/4) Ticaret Hadleri Etkisi: İhracat fiyatları ile ithalat fiyatlarının bir birine oranlarıdır. Gümrük Birliği sonucu Birlik içinde ucuza üretim yapan üye ülkenin üretim ve geliri artarken pahalıya üreten ülkenin üretim ve geliri de azalmaktadır.

1/5) Kamu Gelirleri Etkisi: Birliğe üye ülkeler arasında tarifelerin sıfırlanması üye ülkelerin gümrük vergisi kaybını doğurur.

1/6) İşlem Maliyetleri Etkisi: Gümrüklerin birleşmesinden sonra tarife ve kotaların uygulanmaması nedeniyle bürokratik engeller gümrüklerde çalışan personel sayısı gümrükleme giderleri azalıcaktır. Bu gelişmeye bağlı olarak dış ticaret işlemleri daha kısa sürede gerçekleşecek ve dış ticaretle uğraşmanında zaman maliyetide düşecektir.

  1. 2. Dinamik Etkiler: Sürekli ekonomik yapıyı değiştirici niteliktedir. Üretim kapasitesi ve kaynak verimliliğinde köklü değişiklikler yapar. Bu etkiler zaman içinde milli geliri kalkınma hızını ve ekonomik refağı etkiler.

2/1) Teknolojik İlerleme Etkisi: Tarifelerin kaldırılması üye ülkeler için geniş bir pazar yaratır. Yerli üreticileri birlik içi rekabete açmış olur. Bu ise ileri teknolojilerin arttırılmasına ve işletmenin büyümesine olanak vererek teknolojik ilerleme  etkisi yaratır.

2/2) Ölçek Ekonomileri Etkisi: Firmaların Gümrük Birliği sonrası daha büyük pazara yönelmesi sonucu büyümeleri, faktör maliyetlerinin düşmesi, verimlilik ve üretimin artması sonucu ortaya çıkar.

2/3) Dışsal Ekonomiler Etkisi: Bir üreticinin kendi faaliyetlerinin dışında herhangi bir maliyete katlanmadan başka ekonomik faaliyetler sonucu bir takım yararlar sağlamasına dışsal ekonomiler adı verilmektedir. Gümrük Birliği sonrası piyasanın büyümesi, faktör arzının geliştirilmesi, nitelikli iş gücünün sağlanması, teknolojinin gelişimi ve yaygınlaşması sonucu ortaya çıkan dışsal ekonomiler etkisi tüm firma ve sanayilerin yararlanabileceği olumlu bir ortam sağlayabilecektir.

2/4) Yatırımları Özendirici Etki: Ölçek ekonomilerinden yararlanılması, belirsizliklerin azalması ve yoğunlaşan rekabet verimliliği artıracak ve yatırımları özendirici etki yaratıcaktır. Birlik içi pazarın büyümesi sermayenin daha verimli üye ülkelere yönelmesine neden olurken, Birlik dışı sermayeyide Birlik içine yönlendirir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AVRUPA BÜTÜNLEŞMESİ VE GÜMRÜK BİRLİĞİ

  1. 1951 Paris Sözleşmesiyle Fransa, Almanya, Belçika, Hollanda, İtalya ve Lügsemburg AKÇT kurulmuştur.
  2. 25 Mart 1957 yılında imzalanan Roma Anlaşması ile EURATOM kurulmuştur.
  3. 1 Ocak 1958 tarihinde yürürlüğe giren Roma Anlaşması üye ülkeler arasında tek pazarı hedeflemiş ve bunu gerçekleştirmek 4. içinde ilk adım olarak GB öngörmüştür. 1 Temmuz 1968’de GB yürürlüğe girmiştir.
  4. Dünyadaki Gümrük Birliği Toplulukları; Andean Topluluğu, Doğu Afrika Topluluğu, Beyaz Rusya, Rusya ve Kazakistan Gümrük Birliği, AB – Andora, AB – San Marino, AB – Türkiye, Güney Afrika Gümrük Birliği, İsviçre – Lihtenştayn

TÜRKİYE AB İLİŞKİLERİ ÇERÇEVESİNDE GÜMRÜK BİRLİĞİ

Gümrük Birliği Ankara Anlaşması’nın 10 maddenin ikinci kısmında tanımlanmıştır. Topluluk üyesi devletlerle Türkiye arasında, ithalatta olduğu gibi ihracatta da gümrük vergilerini koruma sağlamayı gözeten başka her türlü tedbirin yasaklanmasını; Türkiye’nin üçüncü ülkelerle ilişkilerinde Topluluğun Ortak Gümrük Tarifesi’nin kabulünü ve toplulukca dış ticaret konusunda uygulanan mevzuata yaklaşmayı kapsar. Miktar kısıtlamalarının kaldırılması; Türkiye, Katma Protokolün 1 Ocak 1973’te yürürlüğe girmesiyle gümrük vergilerini indirmeye başlamıştır. İkinci indirim 1 Ocak 1976’da gerçekleşmiştir.

GÜMRÜK BİRLİĞİ: 6 MART 1995 KARARI

6 Mart 1995’te Brüksel’de gerçekleştirilen 36. Dönem Ortaklık Konseyi Toplantısında Gümrük Birliğinin son döneminin 1 Ocak 1996 tarihinden geçerli olmak üzere uygulamaya konulması kararlaştırılmış ve ‘’GB’nin Son Döneminin Uygulamaya Konmasına’’ ilişkin 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararı alınmıştır.

GÜMRÜK BİRLİĞİNİN KAPSAMI

Türkiye – Avrupa Birliği Gümrük Birliği, sanayi ürünlerini ve işlenmiş tarım ürünlerini kapsamaktadır.

TİCARET POLİTİKASI VE ORTAK GÜMRÜK TARİFESİ

Gümrük Birliği ile Türkiye ve Avrupa Birliği arasında sanayi ürünleri ticaretinde gümrük vergileri, miktar kısıtlamaları ve eş etkili tedbirler kaldırılmış, Türkiye üçüncü ülkelere karşı ortak gümrük tarifesi uygulamaya başlamıştır. 2001 yılından itibaren tüm sanayi ürünlerinde ortak gümrük tarifesine uyum sağlanmıştır.

GÜMRÜK BİRLİĞİ ORGANLARI

  1. Ortaklık Konseyi: Türkiye Avrupa Birliği ortaklığının en yetkili organıdır. Temel görevi Ankara Anlaşmasının uygulanmasını sağlamaktır. Gümrük Birliği kapsamında karar alma, tasviye ve inceleme yetkileriyle donatılmıştır.
  2. Gümrük İş Birliği Komitesi: GB’nin tamamlanması sürecinde gümrüklerle alakalı teknik hususları ele alarak Ortaklık Konseyine yardım sağlayan organdır.
  3. Gümrük Birliği Ortaklık Komitesi: Bilgi ve görüş alış verişi yönlendirilen Ortaklık Konseyine tavsiyelerde bulunan ve GB’nin doğru işleyişini sağlamak için görüş bildirilen organdır.
  4. Karma Parlamento Komisyonu: Ortaklığın demokratik denetim organıdır. Ortaklık Konseyince hazırlanan yıllık faaliyet raporunu inceler.

> Türkiye gerekli fonları almadan ve Birlik üyesi ülke olmadan Gümrük Birliğine girebilen tek ülke olma özelliğini taşır.

– ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN ASİL VE YARDIMCI ORGANLARI –

  1. Ortaklık Konseyi: Türkiye ile AET arasında ortaklık yaratan anlaşma 12 Eylül 1963 yılında Ankara’da imzalanmıştır. 1 Aralık 1964 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Asil organ ortaklık konseyidir. Ankara Anlaşmasının 24. Maddesi Ortaklık Konseyine faaliyetlerinde yardımcı olması amacıyla yardımcı organlar kurma yetkisi tanımıştır. Ortaklık Konseyinin Görevleri;

Türkiye ile AT arasındaki ortaklık rejiminin uygulanması ve gelişmesini sağlamaktadır.

Karar alma yetkisine yetkisine sahiptir. Kararlarını oy birliğiyle alır. İç tüzüğünü yapar.

Ortaklık Konseyi başkanlığı, altışar aylık süreler için Türkiye ile Topluluk temsilcilerinden biri tarafından, sırayla yapılır.

Kendisine yardımcı olması amacıyla komite kurmaya karar verebilir. Bu komitelerin görev ve yetkilerini belirler.

 

  1. Ortaklık Komitesi: Karar alma yetkisi yoktur. Kuruluş amacı Ortaklık Konseyinin görevlerini düzenli ve sürekli şekilde yerine getirmesinde yardımcı olmak, Ortaklık Konseyi toplantılarının gündemini hazırlamak ve Ortaklık Konseyinin vereceği talimatlara uygun olarak ortaklık ilişkisiyle ilgili teknik sorunlar üzerinde incelemeler yapmaktır. Ortaklık Komitesi toplantılarında Türkiye tarafını Türkiye’nin AB Daimi Temsilciliği temsil eder. Komitenin hazırladığı raporlar oylama yapılmaksızın doğrudan Ortaklık Konseyi’ne sunulur.

 

  1. Karma Parlemonto Komisyonu: Türkiye AB’nin demokratik denetim organıdır. 3 Ekim 2005 yılında başlayan katılım müzakerelerini analiz etmek ve değerlendirmek üzere görevlendirilmiştir.

 

  1. Ortak Danışma Komitesi: Türkiye ile AB arasındaki iş birliğinin güçlendirilmesi, sosyal ve ekonomik diyaloğun kurumsallaştırılması amacını taşımaktadır. Komite’nin Türkiye kanadı sekreteryası TOBB tarafından yürütülmektedir.

 

  1. Gümrük İşbirliği Komitesi: Görev alanı Ankara Anlaşması’nın gümrüklerle sınırlandırılmış olan, ‘’teknik’’ bir komitedir.

 

  1. Gümrük Birliği Ortak Komitesi: Anlaşma taraflarının temsicilerinden meydana gelir bürokratik düzeyde toplanır. Türkiye AB’nin Ortak Ticaret Politikalarına uyum sağlamanın yanında; Fikrı, Sınai Ve Ticari Mülkiyetin Korunması, Rekabet, Devlet Yardımları ve Kamu Tekelleri Ticari Korunma Amaçları, Kamu İhaleleri gibi alanlarda da AB mevzuatına uyum yükümlülüğü altına girmiştir.

 

  1. Avrupa Birliği Genel Sekreterliği: Başbakanlığa bağlıdır. İç kordinasyon ve uyum komitesi ile genel sekreterliğe bağlı 7 daire başkanlığından oluşur. AB Genel Sekreteri büyükelçi düzeyindeki dışişleri bakanlığı memurları arasından atanmaktadır.

 

  1. Avrupa Birliği Bakanlığı: 3 Haziran 2011 tarihli kararla ABGS’nin görevleri AB Bakanlığına devredilmiştir. Türkye Cumhuriyeti AB Bakanı 2012 yılından itibaren Başmüzakerecilik görevini yürütmektedir.

 

AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE DELEGASYONU

1 Aralık 2009 tarihinde yürürlüğe giren Lizbon Antlaşması çerçevesinde Avrupa Dış İlişkiler Servisi kurulmuştur. Kasım 2009 tarihinde alınan bir kararla da Avrsupa Komisyonu Türkiye Delegasyonu’nun adı “Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu” olarak değiştirilmiştir. Avrupa Birliği Delegasyonu’nun dört temel görevi vardır:

  • ş ilişkiler alanında Türkiye’nin dış politikasına ilişkin rapor hazırlamak ve AB’yi diplomatik düzeyde temsil etmek.
  • Türkiye’deki ekonomik, mali ve ticari gelişmelerin yanı sıra Gümrük Birliği hükümlerinin uygulanmasını izlemek.
  • Siyasi kriterler, müktesebata uyum konusunda Türkiye’nin kaydettiği ilerlemeyi izlemek ve müzakerelerin açılmasına yardımcı olmak. Komisyonun her yıl yayınladığı İlerleme Raporunun hazırlanmasında gerekli bilgileri günlük Merkeze rapor eder
  • Merkezî olmayan işbirliği prosedürlerinin uygulanmasından sorumlu Türk kurumlarına destek verir ve projelerin etkin şekilde uygulanmasını takip eder.

– 2004 BRÜKSEL ZİRVESİ

1975 yılından itibaren düzenli olarak toplanan Avrupa Birliği Konseyi (AB Zirvesi) Birliğin en yüksek siyasi kurumudur. Zirve yılda dört kez toplanır. Zirveler 2003 yılından itibaren ağırlıklı olarak Brüksel kentinde toplanmaktadır. Türkiye’nin adaylığı 1999 Helsinki Zirvesi’nde ilan edilmiş, 2004 Brüksel Zirvesi’nde ise Türkiye’nin 3 Ekim 2005 tarihinde müzakerelere başlayacağı ilan edilmiştir. Bu bildirgede aynı zamanda Hırvatistan’ın da katılım müzakerelerine başlayacağı belirtilmiştir. Müzakereleri tamamladığı hâlde üye olmayan tek ülke Norveç’tir.

MÜZAKERELERDE ÖNEMLİ BELGELER

Müzakere Çerçeve Belgesi: Katılım müzakerelerinin temel belgelerinden biridir. Aday ülkenin içinde bulunduğu durum göz önüne alınarak hazırlanan ve işleyiş, şekil, ve kurumlarının tüm ayrıntılarıyla ele alındığı belgedir.

İlerleme Raporları: AB’nin aday ülkenin genel olarak siyasi ve ekonomik kriterlerde müktesebat faslında bir yıl içinde kat ettiği yolu değerlendirdiği belgedir. Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve her yılın sonbaharında ilan edilen İlerleme Raporu Türkiye için ilk olarak 1998 yılından yayınlanmıştır. O tarihden itibaren her yıl düzenli olarak yayınlanmaktadır.

Katılım Ortaklığı: Avrupa Komisyonu tarafından hazırlanan ve Konsey tarafından onaylandıktan sonra AB Resmî Gazetesi’nde yayımlanan ve müzakerelerin yol haritasıdır. Aday ülkeyle müzakere fasıllarındaki kısa ve orta vadeli hedefler belirtilir.

Ulusal Program: AB muktesebatına uyumun sağlanması için hazırladıkları detaylı programramdır. Her aday ülkenin, Katılım Ortaklığı Belgesi’nde yer alan önceliklerin yerine getirilmesi ve önerilen takvime uyması esastır.

MÜZAKERELERİ YÜRÜTEN KURUMLAR

Avrupa Birliği Genel Sekreterliği: Türkiye’nin adaylığının ilan edilmesinin ardından üyelik müzakerelerinin eşgüdümü amacı ile 2000 yılında ABGS kurularak Türkiye’nin müzakereleri yürütürken ihtiyacı olan kurumsal kapasite güçlendirilmiştir.

Baş Müzakerecilik: Türkiye’nin 2004 yılı Aralık ayında müzakerelere başlayacağı ilan edildikten sonra 2005 yılının Haziran ayında devlet bakanı seviyesinde bir  baş müzakereci atanmıştır. Daha sonra bir süreliğine baş müzakerecilik görevi Dışişleri Bakanı tarafından sürdürülmüştür. 2009 yılının Ocak ayında baş müzakerecilik görevinin de ayrı bir bakan tarafından yürütüldüğü yeni bir devlet bakanlığı oluşturulmuştur. Son olarak Temmuz 2011 genel seçimlerinden sonra kurulan 61. Hükûmette devlet bakanlığı AB Bakanlığına yükseltilmiş, Bakan baş müzakerecilik görevini üstlenmiştir.

İzleme ve Yönlendirme Komitesi: Müzakere sisteminin ana yapısını oluşturur. Komite başmüzakerecinin başkanlığında müzakereleri yönetmektedir. Komite, AB Bakanlığı’na ilaveten Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Devlet Planlama Teşkilatı ve
AB nezdindeki Daimi Temsilciliğimizden oluşmaktadır.

Reform İzleme Grubu: RİG’in sekretaryası ABGS tarafından yerine getirilmektedir. RİG bünyesinde ilgili kurum ve kuruluşların üst düzey temsilcilerinin AB Bakanlığı eş güdümünde toplanan bir “Siyasi İşler Alt Komitesi” vardır. Ayrıca Aralık 2009’dan bu yana 81 vilayette AB Daimi Temas Noktası görevini yürüten bir Vali Yardımcısı mevcuttur.

AB’DE KURUMSAL YAPI KOMİSYON VE GENİŞLEME GENEL MÜDÜRLÜĞÜ

Komisyon ve Genişleme Genel Müdürlüğü: Komisyonda bakanlık düzeyinde birimler bulunur. Ancak bu birimlere bakanlık değil Genel Müdürlük denir. Ülkelerin adaylığı konusunda en önemli rolü oynayan kurumdur. Her yıl aday ülkeler için ilerleme yazısını yazan kurumdur. Türkiye’nin ve diğer aday ülkelerin üyelikleriyle ilgili yaptıkları çalışmaların eş güdümünü sağlar.

Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu: Türkiye’nin müzakerelerde kaydettiği ilerlemeyi yerinde takip etmek üzere Komisyon’un Türkiye’de bulunan temsilciliğidir. Bu kurumun başında büyükelçi statüsünde bir diplomat bulunur.

Avrupa Parlamentosu özellikle Dış İlişkiler Komisyonu vasıtasıyla müzakere sürecini denetler. Her aday ülke için tayin edilen Avrupa vekili raportör ülkenin performansıyla ilgili yıllık rapor yazar.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

MÜZAKERE DÖNEMİNİN ÖNEMLİ AŞAMALARI

Müzakere Çerçeve Belgesi’nin Yayınlanması: Müzakere Çerçeve Belgesi müzakerelerin nasıl yürütüleceğine ışık tutar. Türkiye’nin Müzakere Çerçeve Belgesi 29 Haziran 2005’te yayımlanmıştır.

Katılım Konferansı: Müzakerelerin başlamasıyla ilgili kararın alınmasını takiben her aday ülke için bir Hükümetler arası Konferans düzenlenir. Türkiye için yapılan Konferans 3 Ekim 2005’te İngiltere dönem başkanlığında Lüksemburg’da yapılmıştır. Tarama Süreci: Müzakerelerin ilk ayağını tarama süreci oluşturur. Tarama süreci aday ülkenin müzakereler başlamadan önce ulusal mevzuatının bulunduğu durumun tespitidir.

Tarama Sonu Raporları: Komisyon her fasıl için ayrı bir rapor hazırladıktan sonra bu raporu üye ülkelerin onayına sunmaktadır. Her tarama raporunda o müzakere faslı ile ilgili Genel Düşünceler, Müktesebatın Üstlenilmesi, Uygulama Kapasitesi, Yorumlar ve Öneriler olmak üzere dört ana başlık vardır.

Karşılıklı Müzakere Pozisyonlarının Hazırlanması: Tarama sonu raporlarının hazırlanması sonrasında, açılış kriteri belirlenen fasıllarda aday ülkenin müzakereye başlayabilmesi için öncelikle açılış kriterlerini yerine getirmesi gerekmektedir. Açılış kriteri olan veya olmayan tüm fasıllar için aday ülkenin koordinatör kurumu aracılığı ile ilgili fasılda müzakere pozisyonunu hazırlaması gerekmektedir.

Fiili Müzakerelerin Başlaması ve Gidişatı: 3 Ekim 2005’te müzakerelerin başlamasını takiben Avusturya dönem başkanlığında 12 Haziran 2006’da açılış kriteri olmaksızın müzakereye açılan ilk fasıl Bilim ve Araştırma olmuş ve Türkiye’nin gerekli kriterleri yerine getirdiği belirtilerek fasıl geçici olarak kapatılmıştır.

Müzakere Sürecinde Duraklama: Türkiye müzakerelere fiilen başlayabilmek için Brüksel Zirvesi’nde AB tarafına iki taahhütte bulunmuştu. İlki yeni ceza yasasının yürürlüğe girmesi, ikincisi gümrük birliğini AB’nin 10 yeni üye ülkesine de uygulanacağını belirten bir ek protokolün imzalanması ve daha ileri bir tarihte onaylanmasıydı. 2005 yılı içinde bu iki taahhüt yerine getirilmiş ve müzakereler bu sayede başlamıştı. Ancak müzakerelerin fiilen başlamasının ardından Türkiye, ek protokolün TBMM’de onay sürecini Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetini tanımıyor olmasını ve KKTC üzerindeki izolasyonların sürmesini öne sürerek gerçekleştirmedi. Bunun üzerine 11 Aralık 2006’da AB Dışişleri Bakanlarından oluşan Genel İşler Konseyi toplantısında Türkiye ek protokole ilişkin taahhütlerini yerine getirene kadar gümrük birliğini ilgilendiren 8 müzakere faslının açılmayacağı ve hiçbir faslın geçici olarak dahi kapatılmayacağı kararlaştırıldı.

Bu 8 fasıl şunlardır: Malların Serbest Dolaşımı, İş Kurma Hakkı ve Hizmet Sunma Serbestîsi, Mali Hizmetler, Tarım ve Kırsal Kalkınma, Balıkçılık Politikası, Taşımacılık Politikası, Gümrük Birliği ve Dış İlişkiler.

Kıbrıs bağlantılı olarak açılması bloke edilen 8 fasla ilaveten Fransa’da 2007 yılı ilkbaharında yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanan Nicolas Sarkozy Türkiye’nin AB üyeliğine karşı olan politikasını uygulamaya koyarak 5 müzakere faslının kendisi yönetimde olduğu sürece açılmayacağını Türkiye’ye resmen bildirmiştir.

İçerikleri tam üyelikle ilgili olan bu fasıllar şunlardır: Tarım ve Kırsal Kalkınma, Ekonomik ve Parasal Politika, Bölgesel Politika ve Yapısal Araçların Koordinasyonu, Mali ve Bütçesel Hükümler ile Kurumlar.

Müzakereye Açılan Fasıllar 18 müzakere faslının açılmasının bloke edilmesi esnasında ve ardından, müzakereler tamamen durmamış ve 2010 yılı Haziran ayı sonuna kadar 13 fasılda müzakere başlamıştır.

Açılış sırasıyla bu fasıllar şunlardır: Bilim ve Araştırma, İşletme ve Sanayi Politikaları, İstatistikler, Mali Kontrol, Tüketicinin ve Sağlığın Korunması, Trans Avrupa Ağları; Şiirketler Hukuku, Fikri Mülkiyet Hukuku, Sermayenin Serbest Dolaşımı, Bilgi Toplumu ve Medya, Vergilendirme, Çevre, Gıda Güvenliği Veterinerlik ve Bitki Sağlığı.

İlgili Kategoriler

Tarih Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir