KPSS Türkçe Testi Çöz
Soru 1 |
“Dil” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde “bir sözü söylemeye gönlü razı olmamak” anlamında bir deyim içinde kullanılmıştır?
A | Ona, yaptığının yanlış olduğunu anlatmaktan dilimde tüy bitti.
|
B | Dün akşam olanları sana dilim döndüğünce anlatmaya çalışayım. |
C | Anneannemin son zamanlarda dili ağırlaştı. |
D | Kral Midas'ın kulakları ne biçimdir biliriz de söylemeye dilimiz varmaz. |
E | Yaşlı adamı karşısında gören çocuğun dili dolaştı. |
Soru 2 |
I. Her yerde sözü edilmek
II. Konuşmaya başlamak
III. Yanlışsız söyleyememek
IV. Sürekli aynı kişinin ve şeyin sözünü etmek
Yukarıda, aşağıdaki deyimlerden hangisinin açıklaması yoktur?
A | Dili açılmak
|
B | Dillerde dolaşmak |
C | Dilinden düşürmemek |
D | Dili dönmemek |
E | Dili tutulmak |
Soru 3 |
A | O, her alanda doyurucu bilgiye sahipti.
|
B | Yayla insanı uzun ömürlü, dayanıklı, sağlam ve serttir. |
C | O, insanlarla konuşmayı ve onlara nasihat etmeyi çok severdi. |
D | Bilgi ve tecrübelerini herkesle paylaşmak isterdi. |
E | Ağır başlı ve sakin kişiliğiyle bize örnek oldu. |
Soru 4 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “kapanmak” sözcüğü “dışarıyla ilişiğini kesmek, kimseyle ilişki kurmamak” anlamında bir deyim içinde kullanılmıştır?
A | Kendi içine kapanmış, büzülmüş bir insan değildir o.
|
B | Harçla iyice sıvayınca duvardaki delik kapandı; artık yan dairede konuşulanlar duyulmuyordu. |
C | “Benim için o defter bir daha açılmamak üzere kapandı.” demişti. |
D | Dizindeki yara kapanmadan top oynayamazsın. |
E | Birden masanın üzerine kapanarak bir çocuk gibi ağlamaya başladı. |
Soru 5 |
A | İlk aşkının gözlerine bakarken bir anda her şey değişti.
|
B | İçimiz büyük bir yudumla susturulurken dışımız gülümsüyordu bize. |
C | Herkes yanındakine: “Neydi o, neydi?” dedi. |
D | Bir çömlek kırıldı, bir tırtıl gülümsedi. |
E | Kahveler soğudu, yorgun bir kış bitti. |
Soru 6 |
A | Bu yönetici, eskisinin eline su dökemez, ondan çok geride. |
B | Küçük olayları büyütmek, bir bardak suda fırtına koparmak istiyorsun. |
C | Bugünlerde çok çalışıyor, başını işten kaldıramıyordu. |
D | Sinemaya gitmek için iki gündür başımın etini yiyor. |
E | Her sorunu, işbirliği yaparak, el ele vererek aşabiliriz. |
Soru 7 |
I. O, şeytana pabucunu ters giydirir.
II. Onun ipiyle kuyuya inilmez.
III. O, seni suya götürür, susuz getirir.
IV. O, kaşıkla verir, kepçeyle alır.
V. O, kaş yapayım derken göz çıkarır.
Bu cümlelerin hangilerinde deyimler “kurnaz” insanlardan söz etmektedir?
A | I. ve III. |
B | III. ve V. |
C | II. ve III. |
D | I. ve II. |
E | II. ve IV. |
Soru 8 |
A | Durum çok karışıktı, her şey arap saçına dönmüştü. |
B | Deneyimli satranç oyuncusu rakibini küçümsüyor, hafife alıyordu. |
C | Arkadaşlarıyla buluşmaya gitti, canı sıkkındı. |
D | Olayı duyunca çok telaşlanmış, etekleri tutuşmuştu. |
E | Çocukların ufak tefek hatalarına aldırmıyor, bu hataları görmezlikten geliyordu. |
Soru 9 |
A | İçine oturmak |
B | İçini dökmek |
C | İçi parçalanmak |
D | İçi acımak |
E | İçine kurt düşmek |
Soru 10 |
Besin değeri büyük olan besleyici, beyaz sıvı, süt, dilimizde deyimlere de girmiştir. (I) Süt çekmek; bir özelliği akrabalarına çekmek; (II) süt çalmak; komşunun kapısından sütü götürmek; (III) süt dökmüş kedi gibi olmak; suçunu bilerek bundan utanmak; (IV) süt gibi; çok beyaz, çok temiz (V) sütten ağzı yanmak; bir olaydan gerekli dersi alarak uyanık davranmak demektir.
Yukarıdaki “süt”le ilgili hangi deyim yanlış açıklanmıştır?
A | II. |
B | V. |
C | I. |
D | IV. |
E | III. |
Soru 11 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde “değiştirilemez, kesin” anlamında bir deyim kullanılmıştır?
A | Çantamdaki yemeklere göz dikmişti. |
B | Kardeşini çok özlemişti, burnunda tütüyordu. |
C | O kadar dil döktüm yine de razı edemedim. |
D | Söylediklerine bakılırsa atı alan Üsküdar’ı geçmişti. |
E | Bisikletten düşen çocuğunu görünce yüreği ağzına geldi. |
Soru 12 |
............... deyimi bir insanın ister güzelliğiyle ister bilgisiyle ya da herhangi bir niteliğiyle başkalarını kendine hayran bırakması anlamında kullanılır.
Bu cümlede boş bırakılan yere aşağıdaki deyimlerden hangisi gelmelidir?
A | Göz kamaştırmak |
B | Göz atmak |
C | Göz kırpmak |
D | Göz boyamak |
E | Göz kaş süzme |
Soru 13 |
A | Gece, siren seslerinden gözüme uyku girmedi. |
B | Muhtarla şehre indiğimizde, muhtarın eli bir türlü cebine gitmiyordu. |
C | Biz ne dersek diyelim karşı duruyor; bildiğinden şaşmıyordu. |
D | Yine bu kızın etekleri zil çalıyor, neden acaba? |
E | O dürüst bir adamdır, ekmek kapısına saygı duyar. |
Soru 14 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, “duyarlık gösterdiği konuda bir kimseyi çok kızdıracak söz söylemek ya da iş yapmak” anlamına gelen bir deyim kullanılmıştır?
A | Desene baltayı taşa vurdum. |
B | Dün onun bam teline basmışsın. |
C | Her zamanki gibi, toplantıda gaf yapmış. |
D | Yine mi çam devirdin, dikkatli konuş! |
E | Lütfen pot kırmamaya çalış. |
Soru 15 |
A | Kedi her zaman ciğer yemez. |
B | Kedinin kanadı olsaydı, serçenin adı kalmazdı. |
C | Kedi köpek gibi didişiyorlar. |
D | Kedinin boynuna ciğer asılmaz. |
E | Kedi ulaşamadığı ciğere, mındar der. |
Soru 16 |
A | Yollarına gül döktüm, gelir de geçer diye. |
B | Yol çalışmaları daha bitmedi mi? |
C | Hayatım yollarda geçti benim. |
D | Çıktı bir yol ağzımdan, bari bitireyim sözümü. |
E | Bu yolları bilen bir rehbere ihtiyacımız var. |
Soru 17 |
A | Ak akçe kara gün içindir. |
B | Yararlı yararsız ne bulduysa çantasına doldurdu. |
C | Körler memleketinde şaşılar padişah olur. |
D | Ahmet, olayı duyar duymaz gelmişti. |
E | Odası dar ve uzun bir koridora açılıyor. |
Soru 18 |
A | Yolun ortasında düğmem kopunca ne yapacağımı bilemedim. |
B | Dün poşet taşımaktan kollarım koptu. |
C | Öğretmenin derse gelmeyeceğini duyunca sınıfta bir gürültü koptu. |
D | Kardeşinin ölüm haberi gelince evde bir feryat koptu. |
E | Biz eskiden kopmak; değişmek, yenileşmek isteyen bir milletiz. |
Soru 19 |
A | Karnı doyduktan sonra minik gözlerini yummuş, mışıl mışıl uyuyordu. |
B | Bir göz ev tutup, tek başıma yaşamayı düşünüyorum. |
C | Masanın gözüne koyduğum kitabı bulamadım. |
D | Gideceğimi duyunca ağlamaklı gözlerle bana baktı. |
E | Yaptıklarına göz yumacağımı sanıyor; ama aldanıyordu. |
Soru 20 |
A | En çok o istedi senin gelmeni. |
B | Bari son sınavlara girseydin. |
C | Keşke ona bu denli güvenmeseydin. |
D | Bugün bizde kalsan iyi olur. |
E | Dağ gibi sorunlarla uğraşmak zorundasın. |
Soru 21 |
A | Hemen belli etmişler beğenmediklerini; “Dokunulacak, dokunulmayacak yerler var.” diyerek. |
B | Önce överler bir kitabı, sonra karşılığını alamadıkları zaman da yere yere, yerin dibine batırırlar. |
C | İyilik ve güzellik ikiz kardeştir. |
D | Örneğin kötüsü, kötü olmayanı olmaz, örnek örnektir. |
E | Öğretmen, kalemsiz ve kitapsız olan öğrencileri not ediyordu. |
Soru 22 |
“Sanatçılar insan elleri üzerinde çok durmuşlardır.” cümlesindeki “durmak” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde bu cümledeki anlamıyla kullanılmıştır?
A | Ankara’dan bize geldiğinde bir hafta bizde durmuş. |
B | Bugün akşam olmuyor, sanki zaman durmuş. |
C | Yazar yıllarca toplumsal konular üzerinde durmuş. |
D | Otobüs Şair Nedim Durağı’nda durmamış. |
E | Pantolonu siyah kazağıyla güzel durmamış. |
Soru 23 |
A | Bu sınavı kazanmak için canla başla çalışıyor. |
B | Canlarından başka feda edecek bir şeyleri kalmamıştı. |
C | Okulun düzenlediği Pamukkale gezisine gitmek için can atıyordu. |
D | Cana yakın davranışlarıyla herkesin ilgisini çekmişti. |
E | Poşetlerini pazardan eve taşıyana kadar canı çıkmıştı. |
Soru 24 |
A | Bu sınavdan da geçtik. |
B | Son pişmanlık fayda vermez, geçmiş ola .. |
C | O anda geçmişi, gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçiyordu. |
D | Şair, bir daha kavuşamayacağı geçmiş günlerini anlatıyor. |
E | Annemle birlikte Fahri Amca’nın anlattığı geçmiş günlerin güzelliğinde huzur bulduk. |
Soru 25 |
A | Alna yazılan başa gelir. |
B | Atılan ok geri dönmez. |
C | Zaman her yarayı tedavi eder. |
D | Kime niyet kime kısmet. |
E | Kimsenin ahı kimsede kalmaz. |
Soru 26 |
A | Ne hâlde olduğunu nerden bileyim; çoktandır gördüğüm yok. |
B | Kolunu kımıldatacak hâli kalmamıştı. |
C | Bir görevli onların garip hâline acıdı. |
D | Zavallı babasının başına ne hâller geldi. |
E | Şaşkın bir hâlde çevresine bakındı. |
Soru 27 |
A | Bir parça elbiseye üç metre kumaş kestirmişler. |
B | Ben en azında kendi eserimin değerini kestirebiliyorum. |
C | Sen gelene kadar şuracıkta kestireyim. |
D | Söze nereden başlayacağımı kestiremiyorum. |
E | Ablasının düğününde saçını kestirecekmiş. |
Soru 28 |
A | Gözünden yanağına doğru yaşlar akıyordu. |
B | En az iki noktadan bir doğru geçer. |
C | Doğruyu söylersek, bize inanmazlar. |
D | Buradan doğru git, ikinci aradan sağa dön. |
E | Dünya’nın ortasından geçen doğruya ekvator denir. |
Soru 29 |
A | Kırmızı elbisesinin içinde yanakları al al olmuştu. |
B | Tek başıma oturduğum kompartımanın penceresinden o manzaraya görüntüye bakıyordum. |
C | Yeni gözlüklerimi takarak resmin koyu yeşil fonuna dikkatle baktım. |
D | Mühendisler kentin yapı özelliklerini ve geleneksel mimarisini iyi tanımak zorundadırlar. |
E | Çimenlerin üstünde iki genç oturmuş, satranç oynuyorlardı. |
Soru 30 |
A | Yolun kenarında, yırtık pırtık ve soluk tentesiyle küçük bir kır kahvesi vardı. |
B | Boylu boyunca uzanan dut ağaçları, yolu sihirli bir tünel yapıvermişti. |
C | Köyün etrafını göz alabildiğince uzanan pamuk tarlaları çevrelemişti. |
D | Bu şehrin geniş caddelerini artık sadece çeşit çeşit arabalar süsler olmuştu. |
E | Gün batımında altın boynuz’a karşı oturmuş, çayımızı yudumluyorduk. |
Soru 31 |
A | Rüzgârın uğultusuyla birlikte kar, geceye ince ince yağıyordu. |
B | Bu konuyu da ince eleyip sık dokumasa canı rahat etmeyecekti. |
C | O, hiçbir randevusuna geç kalmayacak kadar ince bir insandır. |
D | Ormanı geçtikten sonra yol, bayıra karşı daha bir inceliyordu. |
E | Bu havalarda ince giyinmek pek akıl karı olmazdı. |
Soru 32 |
“Kalkmak” sözcüğü, aşağıdakilerin hangisinde, “Bizim oralarda başlık parası kalktı.” cümlesindeki anlamıyla kullanılmıştır?
A | Tek aşamalı sınav kalktı, şimdi YGS ve LYS var. |
B | Birden ayağa kalktı ve salonu terk etti. |
C | Annesini görünce yalan söylemeye kalktı. |
D | Ağacın dallarından iki kuş birlikte kalktı. |
E | Otobüs tam iki saat sonra kalkacak. |
Soru 33 |
Rüzgârda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil “Ağır” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisinde, bu dizelerdeki “hafif” sözcüğünün anlamca karşıtı olarak kullanılmıştır?
A | O, ağır adamdır; öyle basit davranışlar göstermez. |
B | Sırtındaki ağır çanta onu bir hayli yormuş. |
C | O yıl ağır bir hastalık geçirmiştim. |
D | Ağır bir koku yayılmıştı dört bir yana. |
E | Bu ağır sorumluluğu taşıması çok zor görünüyor. |
Soru 34 |
“Aman” sözcüğü, aşağıdaki cümlelerin hangisine, “rica etmek” anlamı katmıştır?
A | Aman, sözlerimi yanlış anlamayın! |
B | Aman efendim, bu ne güzel bir sürpriz! |
C | Aman, bu laflardan bıktık artık! |
D | Aman, bir daha böyle yapmam! |
E | Aman ne güzel oyuncakmış bu! |
Soru 35 |
A | Yeterince |
B | Doğrusu |
C | Gereği gibi |
D | Tam |
E | İyi |
Soru 36 |
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde somut bir ad, anlam kaymasına uğrayarak soyut bir kavramı karşılamıştır?
A | Bu başarıyı aslında rüyasında bile göremezdi. |
B | Kamçıyı birden hayvanın sırtına indirdi. |
C | Onu inancından döndürmeniz mümkün değil. |
D | Dershanemiz, sınav kaygısını azaltıcı çalışmalar yapıyor. |
E | Sende biraz kafa olsaydı böyle yapmazdın. |
Soru 37 |
“Şiiri öyle güzel okudu ki, bütün sınıf onu ayakta alkışladı.” cümlesindeki “sınıf” sözcüğünün kullanımına uygun bir kullanım aşağıdakilerin hangisinde vardır?
A | Hiçbir ilaç onun içindeki yarayı iyileştiremez. |
B | Önüne geçilmezse artan hırsızlık olayları yüzünden güven kalmayacak. |
C | Delikanlının kullandığı büyüleyici sözler genç kızı etkilemişti. |
D | Adam cüzdanının çalındığını anlayınca hemen karakola şikayete gitti. |
E | Vapur martılarla birlikte iskeleden ağır ağır ayrıldı. |
Soru 38 |
“Kentin geveze berberleri, bir nisan günü akşamı müşterilerden birine haber verdi.” cümlesindeki “geveze” sözcüğünün anlamı aşağıdakilerden hangisinde yoktur?
A | O, çenesi düşüğün biridir. |
B | Çene yarıştıracağınıza işinize bakın. |
C | Annemin yine çenesi açılmış, kolay kolay susmaz. |
D | Onlar her akşam işten sonra toplanıp çene çalarlar. |
E | Bunu ona anlatacağım diye çok çene yordum. |
Soru 39 |
“Anne, tencere kaynıyor, ocağı kapatayım mı?” cümlesindeki “tencere” sözcüğünün kullanımına uygun bir kullanım aşağıdakilerden hangisinde vardır?
A | Heykeltıraş sert taşı yontarken zorlandı. |
B | Çay hala sıcak, bir bardak daha iç. |
C | Annem pazardan elma almış. |
D | Bahar gelince bahçedeki ağaçlar yeşerdi. |
E | Atinalılar özel çıkar peşinde koşan kimseleri hor görmüşlerdir. |
Soru 40 |
“Eve girip çıkmak için, yiyeceğini bulmak ve istemek için, hâsılı yaşaması için ne lâzımsa onu öğrenir.” cümlesindeki “hâsılı” sözcüğünün yerine aşağıdakilerden hangisi kullanılamaz?
A | nihayetinde |
B | sonuç olarak |
C | çünkü |
D | kısacası |
E | sözün kısası |
İlgili Kategoriler
Benzer Yazılar
- KPSS Türkçe Cümlede Anlam Testi Çöz
- Kpss Anayasa Hukuku Yeni Sistem Testi Çöz
- KPSS Ticaret Hukuku Testi Çöz 2
- KPSS Vergi Hukuku Testi Çöz
- KPSS Ceza Muhakemesi Hukuku Testi Çöz
- KPSS Ceza Hukuku Genel Tarama Testi Çöz
- KPSS Anayasa Hukuku Testi Çöz 2
- KPSS Anayasa Hukuku Testi Çöz
- KPSS Coğrafya Testi Çöz
- KPSS Tarih Testi Çöz
LŞADKNDWLKMWD