DUYGUSUZ NESİL TEHLİKESİ
- Hayatın gerçekliklerinden habersiz, duygusuz ve bencil bir nesil geliyor.
- Şehitler için gözyaşı döken kendi ana babalarını anlamıyorlar.
- Başkalarının çocukları için ağlamaya anlam veremiyorlar.
- Yanıbaşımızdaki savaşlar, acı çeken çocuklar, ölen onbinlerce insan onları hiç ilgilendirmiyor.
- Tüm acı gerçekleri çizgi film tadında izliyorlar ve yürekleri hiç acımıyor.
- Hayatlarının odağındaki tek şey eğlenmek.
- Eğlenemedikleri tüm zamanları kendilerine bir işkence olarak görüyorlar.
- Kendileri için yapılan fedakarlıkların hiç farkında değiller.
- Kıymet bilmiyorlar ve vefasızlar.
- Herkesi kendine hizmet etmek için yaratılmış görüyorlar.
- İnsanlara verdikleri değer, onların isteklerini yerine getirebildikleri ve ne kadar eğlendirdikleriyle orantılı.
- Hayatlarında eğlenmeden başka bir amaç olmadığı için artık tek eğlence kaynağına dönmüş telefon ve tabletlerini ellerinden aldığınızda dünyanın sonunun geldiğini zannediyorlar.
- Geçmiş onları pek ilgilendirmiyor, atalarımıza karşı vefasızlar.
- Dedelerinin canları, kanları pahasına vermediği vatan toprağını en iyi fiyatı verene satacak kadar maneviyattan yoksunlar.
- Vatan, onlar için son model bir cep telefonundan daha değersiz.
- Milletimizin geleceği açısından endişeleniyorum.
- 20 yıl sonra bu nesil, nasıl ana-baba olacak?
- Kendine hayrı olmayan bu nesil nasıl çocuk yetiştirecek?
- Evlerini nasıl idare edebilecek?
- Ülkeyi nasıl yönetecek?
- Vatanı nasıl savunup can verecek?
- Bütün bunlar neden oluyor izah edeyim.
- Altın kafeslerde çocuklar yetiştiriyoruz artık.
- Uçmayı bilmeyen kuşlar gibi.
- Çocuklar hayattan bihaber.
- Açlık nedir bilmiyorlar, yedikleri önlerinde yemedikleri arkalarında, acıkmalarına fırsat bile vermiyoruz.
- Öyle ki yemek yemeyi bile işkence görür hale geliyorlar.
- Susuzluk nedir hiç bilmiyorlar.
- Hiç susuz kalmamışlar.
- Üç adımlık yolda bile susarlar diye yanımızda içecek taşıyoruz.
- Çocuk daha “susadım” demeden ağzına suyu dayıyoruz.
- Çocuklar hiç üşümüyorlar.
- Soğuk havalarda evden çıkarmıyoruz.
- Okula giderken kırk kat sarmalayıp çıkarıyoruz dışarı, hiç titremiyorlar.
- Çocuklar hiç ıslanmıyorlar, evden arabaya kadar bile üç metrelik mesafede şemsiyesini başına tutuyoruz.
- Saçına bir tek yağmur damlası düşürmüyoruz.
- Bu yüzden çocuklar ıslanmak nedir bilmiyorlar.
- Yorgunluk nedir bilmiyor çocuklar.
- İki adımlık mesafelere bile arabayla götürüyoruz onları yorulmasınlar diye.
- Birazcık parkta koşsalar, hasta olacak diye engel oluyoruz.
- Onlar takatleri tükenecek kadar hiç yorulmuyorlar.
- Yokluk nedir bilmiyorlar, daha istemeden her şeyi önlerine sunuyoruz.
- Bu yüzden varlığın kıymetini bilmiyorlar.
- Onlar bir yanığın veya bıçak kesiğinin acısını bilmiyorlar.
- Elleri yanmasın, kesilmesin sakın diye onlara ne bıçak tutturuyor ne ocak yaktırıyoruz.
- Çocuklar hissetmiyor yaşamı, açlığı bilmediği için açlara acımıyor, üşümek nedir bilmedikleri için sokaktaki evsizleri umursamıyor.
- Yokluk nedir bilmedikleri için ekmeğe gelen zam onların dikkatini bile çekmiyor, haber kalabalığı olarak görüyor, gülüp geçiyorlar.
- Sıcak odalarında yaşadıkları için evsizlik nedir, sürgün nedir anlamıyor, savaşları, kurşunlanan ölen insanları umursamıyorlar.
- Acımıyorlar……
- Kıymetini bilmiyorlar ekmeğin, elbisenin, barışın ve huzurun, ana babanın….
- Müdahale edilmezse gelecek iyi şeyler getirmeyecek güzel ülkemize.
- Bu sorunu Devlet derinden hissetmeli.
- Bu sorunun çözümü için ciddi çalıştaylar düzenlenmeli.
- Öğretim programları ve ders materyalleri revize edilmeli.
- Okulların duygu eğitimi konusunda rolleri artırılmalı.
- Geç kalınmadan bu sorun mutlaka çözülmeli.
- Bu sorun çözülmezse ülke çözülecek…
…………..
Maarif Müfettişi