Coğrafya biliminde alman ekolü



5.1. Alman Ekolü

    18. yüzyılda Alman bilim adamlarının şahsında Almanya’da bilimsel faaliyetler oldukça ilerlemiş ve diğer Avrupa devletlerine göre bir adım önde yer almıştır. Yüzyılın sonlarına doğru Fransız İhtilali (1789) ile birlikte Fransa’nın bilim öncülüğünde Almanya’ya yaklaşmaya başladığı yeni bir çağa geçilmiştir. Ancak Avrupadaki Alman hegamonyası yüzyıla damga vurmuştur. Özellikle Berlin Bilimler Akademisi çatısı altındaki çok önemli bilim adamlarının çalışmaları bu dönemde bilime büyük katkılar sağlamıştır.

     Coğrafyanın yanı sıra Felsefe, Matematik, Astronomi ve yer bilimleri alanlarında çalışmalar yapan Alman bilim adamlarının arasında özellikle Humboldt ve Ritter ağırlıklı olarak Coğrafyanın alanı içerisinde eserlere imza atmış ve birer coğrafyacı olarak değerlendirilmişlerdir. Bugünkü manada Fiziki ve Beşeri Coğrafyanın temelleri bu bilim adamlarının yaptıkları çalışmalara ve ortaya koydukları fikirlere dayanmaktadır.

5.1.1. Immanuel Kant

1724-1804 yılları arasında Almanya da yaşamıştır.siyasi coğrafya kavramını ilk ortaya atan kişidir. Güneş sisteminin oluşumuna dair günümüzde de faydalanılan Kant-Laplace (Nebula) teorisini Laplace’den habersiz olarak ortaya atmıştır. Pierre-Simon Laplace (1749-1827) de Kant’tan habersiz olarak bu teoriyi savunduğu için ekseni etrefında dönen kızgın gaz kütlesinin soğuyup küçülmesi sonucu merkeze yerleşen Güneşin hafif olan gazları çekim alanında tutup, ağır olan maddelerin savrulup uzaklaşarak gezegenleri oluşturduğu düşünülen teori bu iki bilim adamının ismiyle anılmıştır.

5.1.2. Alexander von Humboldt ve Kozmozu

1769 da Berlin de doğmuştur.1789 da Ren Nehri’ndeki bazı Bazalt kayalar üzerine mineralojik gözlemler) adlı eseri kaleme almıştır.güney Amerika kıtasını bilimsel açıklayan ilk kişidir.güney Amerika ve afrikanın bir zamanlar birleşik olduğu fikrini ortaya atmıştır.coğrafya ve klimatolojinin temelerrini atmıştır. Tortul sanılan bazı kayaçların aslında volkanik olduklarını, volkanların bir hat boyunca yer kabuğundaki büyük çatlakları izleyecek şekilde sıralandıklarını ve kutuplara doğru gidildikçe Dünyanın manyetik etkisinin arttığını keşfetmiştir. Ayrıca yükselen havanın soğuma prensiplerini ve atmosferdeki hava sirkülasyonuna ait çıkarımlarda bulunmuş, izoterm haritaları oluşturarak ülkelerin sıcaklık değerlerinin bir bütün hâlinde değerlendirilmesini önermiştir. Hayatının son döneminde yazdığı Kosmos adlı eserinde Dünya ile ilgili bilgi toplaya bazı bilimleri birleştirmeye çalışmıştır. Humboldt’un başyapıtı sayılan Kosmos, onun ömrünün son on yılında kaleme aldığı bir eserdir. İlk cildi 1847’de basılan eserin ilk dört cildini yayımlamış, beşinci cilt ise ölümünden sonra yayımlanmıştır. Tümdengelim ve tümevarım yöntemlerine, iklim, topografya ve bitki örtüsü arasındaki ilişkilere çok yönlü bir bakışla yaklaşmış ve önemli ilişiklendirmeler yapmıştır. Doğal olay ve olguları bağımsız değil birbiriyle bağlantılı olarak incelemenin önemine vurgu yapan Humboldt, sebep-sonuç analizi, gezi-gözlem metodolojisi, izohips, izobat, izoterm, grafik, profil ve kesit gibi anlatımı güçlendiren teknikler gibi birçok prensip ve tekniğin altına imzasını atmıştır. Hayattayden de büyük itibar gören bilim adamı, öldükten sonra da adına heykeller dikilen, üniversiteler kurulan, isimlendirmeler yapılan biri olmaya devam etmiştir.

5.1.3. Carl Ritter

1779’da Edinburg’da doğup 1859’da Berlin’de ölen Alman tarihçi, filozof ve coğrafyacıdır . Berlin Coğrafya Kurumu’nun kurucuları arasına olan Ritter, Humboldt ile birlikte bilimsel Coğrafyanın temellerini atmıştır. Ritter’in insan ile çevre arasında ilişki kurmak suretiyle gezi ve gözlemlere dayanan metodolojik yaklaşımı günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Coğrafya İlminde Tarihi Esaslar başlıklı çalışmasında Beşeri Coğrafyanın insan ile çevre arasındaki ilişkileri inceler tezini ortaya atmış, böylelikle de Beşeri Coğrafyanın konusal çerçevesini ana hatlarının belirlemiştir. Osmanlı ülkeleri coğrafyasına da bin sayfa gibi geniş bir yer ayırdığı ve tamamlayamadan öldüğü Mukayeseli Genel Coğrafya adlı eseri bittiğinde 20 cilt olacak şekilde planlamıştır. Erdkunde isimli bu eser 23.000 sayfa ve 18 cilt olarak kalmıştır. Tarihi olayların coğrafi ve jeopolitik özelliklere değinilmeden anlaşılamayacağını savunmuştur.

İlgili Kategoriler

Coğrafya Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir