AÖF Uluslararası ilişkiler kuramları 2 ders notu



AÖF DERS NOTLARI

ULUSLAR ARASI İLİŞKİLER KURAMLARI II

ÜNİTE -1 ENTEGRASYON TEORİLERİ
· Entegrasyon àUluslar arası ilişkilerde birimlerin birbiriyle uyumlu, bütünleşmesi, ortak siyasi otorite ve idare altında ortak politikaların geliştirilerek uygulanmasıdır.

· Entegrasyon kavramı ele alındığında üzerinde en fazla durulan uluslar arası örgüt à Avrupa Birliği.

· Avrupa Birliğinin kurucuları àMonnet ve Schuman.

· Monnet Yönetimi àEkonomi alanında başlayan fonksiyonel işbirliklerinin ortak çıkarların oluşturduğu birlik inancıyla fiziksel ve zihinsel sınırları ortadan kaldıracağını savunana stratejidir.

· Uluslar arası ilişkilerde devletlerarası işbirliği ve entegrasyon özellikle àİkinci Dünya Savaşından sonra teoriler geliştirilen bir konu haline gelmiştir.

· David Mitrany àUlus devletler yerine belli fonksiyonları olan uluslar arası kurumları ele alarak, barışın bu kurumlarda görevli teknokratlar aracılığıyla sağlanabileceği düşüncesini savunan kuramcı.

· Avrupa Topluluklarının örgütlenmesine özellikle 1950 ve 1960’lı en iyi açıklamaları getiren düşünce akımı àNeo-fonksiyonalizm.

· Neo-fonksiyonalizm àTemel konusu ulus devletlerin neden ve nasıl tamamen egemen olmaktan vazgeçerek; kendi iradeleriyle komşularıyla bütünleşme tercihinde bulundukları akım.

· Neofonksiyonalizmin temeli olarak kabul edilen kavram àSpill-over.

· Spill-over àBir alanda başlayan entegrasyonun ilgili diğer alanlarda da yayılması anlamına gelir.

· Neofonksiyonalizmin genişlemesini sağlayan süreçler àFonksiyonel (teknik) Spill over, siyasi Spill over ve işlenmiş Spill over dir.

· Fonksiyonel (teknik) Spill over àModern endüstriyel ekonominin değişik sektörleri karşılıklı birbirine bağımlı olduğundan bu alanlardan birindeki entegrasyona yönelik aktivitelerin başarılı olabilmesi için diğer alanlarda da benzer ortaklıkların gerektiğini ifade eden kavramdır.

· Siyasi Spill over àBütünleşmenin siyasi ve ideolojik nedenlerle politikaların ilişkilendirilmesiyle oluşturulmasını ifade eden kavramdır.

· İşlenmiş Spill over àDevletlerin ortak politikalara ulaşmada zorluk çektiklerinde karşılıklı imtiyazlarla ortak değer ve çıkarlara buluşmaya çalışmalarıdır.

· Neofonksiyonalizmin temek kavramları àSpill over, elit sosyalizasyonu ve supranasyonel çıkar grupları.

· Özellikle Avrupa Birliği çalışmalarına temel olan yaklaşım à Neofonksiyonalizm.

· Neofonksiyonalizmin öncüleri àErnest Haas ve Leon Lindberg.

· Spill over kavramının isim babası à Ernest Haas.

· Birleşme Antlaşması àAKÇT, AET VE AAET birleştirilmesi ve toplulukların tek bir komisyon ve konsey ile yönetilmesi fikrinin hayata geçirilmesi.

· Entegrasyon sürecinin aktörlerin davranışlarına bağlı olmasını açıklayan kavram àPlüralist.

· Haas’a göre ideolojilerin kendilerini daha fazla hissettirdikleri alanlar àSosyokültürel, dini, eğitim veya eğitim gibi alanlar.

· 1970’lerde neofonksiyonalist teorinin varsayımlarının eleştirilmesiyle entegrasyon teorilerinin odaklandığı kavramlar àKarşılıklı bağımlılık, kurumsalcılık ve çok düzlemli yönetişim.

· Karşılıklı Bağımlılık àÖrgütsel yapılarda artan ilişkiler, koalisyonlar, elit sosyalizasyonu ve etkileşimi sonunda bölgesel grupların oluştuğunu ve bunların uluslar arası sistemde tanınarak etkilerini yaydığını açıklayan kavramdır.

· Liberal kurumsalcı teorilerin entegrasyon konusundaki çalışmalara kazandırdığı kavramlaràÖğrenme, kurumlar, kimlik ve normlar.

· Neorealizm àUlus devletleri ve uluslar arası sistemdeki anarşiyi temel alan ve uluslar arası kurumların işbirliği
sağlayarak istikrar yarattığını savunan kuramdır.

· Derinleşme Yaklaşımı àAvrupa Topluluklarında üye devletlerarasındaki uyumu arttırmaya yönelik politika ve çalışmaların arttırılması gereği üzerinde duran yaklaşımdır.

· Genişleme Yaklaşımı àAvrupa Topluluklarına yeni üyelerin katılması anlamına gelen yaklaşımdır.

· Yönetim Modeli àAvrupa Birliğin de siyaseti, hükümetler arası ve ulusüstü olmak üzere ikiye ayıran yaklaşımdır.

· Yönetim Modeli àSandholt-Sweet.

· Çok Düzemli Yönetişim àUlusal, uluslar arası, ulusaşırı, ulusüstü yapı ve konuların iç içe geçtiğini savunan liberal çoğulcu yönetim yaklaşımıdır.

· Liberal Kurumsalcı Teori àYapısında hem devlet merkezli hem de ulusaşırı – ulusüstü yaklaşım ve öğeleri barındırır.

ÜNİTE -2 ULUSLAR ARASI REJİM KURAMLARI
· Rejim Teorileri àUluslar arası ilişkilerin temel sorunu olan güvenliğin sağlanması ve barışın korunmasında çok önemli bir işlevi olan işbirliğinin anarşik bir ortamda da mümkün olduğunu göstermeye odaklanan teoridir.

· Kural koyucu ve uygulayıcı bir merkezi otoritenin bulunmadığı uluslar arası sistemde devletlerarası işbirliğinin mümkün olup olmadığı sorusu àİşbirliği Sorunsalı.

· Realizm àUluslar arası ilişkiler disiplininde uzun süre baskın statüsünü koruyan ve işbirliği sorunsalına olumsuz yaklaşarak devletlerarası işbirliğinden çok çatışmayı öngören yaklaşımdır.

· Rejim àUluslar arası ilişkilerin belli bir alanına yönelik olarak aktörlerin beklentilerinin örtüştüğü bir dizi açık veya ima edilen ilke, norm, kural ve karar alma prosedürleridir.

· Young’un kendilerine rol atfedilen birimlerin (devletlerin) belli bir alanda eylemlerini düzenleyen kurallar ve anlaşmalar bütünü olarak tanımladığı kavram àRejim.

· Rejimi oluşturan öğeler àPrensipler, normlar, kurallar ve karar alma prosedürleri.

· İlkeler àGerçeklik, nedensellik ve doğruluğa dair inançları kapsar.

· Normlar àRejim üyelerinden beklenen davranışı tanımlayıp bu üyelerin hak ve sorumluluklarını ortaya koyar.

· Kurallar àRejimi oluşturan diğer öğelere göre daha az spesifik olup bunların hayata geçirilmesini sağlar.

· Karar Alma Prosedürleri àBir rejimin ilerleyişiyle ilgili olarak, kararların nasıl alınacağını ve uygulanacağını belirler.

· Kognitif Yaklaşım àİhlal durumlarında rejimin varlığını sürdürüp sürdürmediğini anlamak için, tarafların kullandığı dili incelemek gerektiğini rejim normlarına gönderme yapılarak yapılan özür ve açıklamaların, ihlal süreklilik arz etmedikçe rejimin varlığını tehlikeye atmayacağını savunan görüştür.

· Uluslar arası Rejim à Uluslar arası ilişkilerin herhangi bir alanına yönelik olarak roller, haklar, sorumluluklar ve bunları düzenleyen ilke, kural ve normlardan oluşan bütündür.

· Örgüt àKendilerine ait yeri, ofisi, personeli, bütçesi olan maddi varlıklardır.

· Neoliberal Yaklaşım àRealist kuramın uluslar arası sistemin anarşik yapıya sahip olması ve ana aktörlerin devletler olması gibi temel varsayımlarını paylaşmasına rağmen realist kuramdan rejimlerin uluslar arası politikada oynadığı rol ve öneme dair görüşleriyle ayrılan yaklaşımdır.

· Neoliberal Yaklaşıma göre devletlerin işbirliği yapmalarını engelleyen temel faktör àAldatılma Korkusu.

· Pareto Verimliliği Noktası àOyun teorilerine göre, bir oyuncunun kazancını arttırması, diğer oyuncunun kazancında eksilmeye neden olmadan mümkün olmadığı noktaya denir.

· Neoliberallere göre mahkumun ikilemi gibi durumlarda kolektif olarak optimum olmayan sonuçların ortaya çıkma nedeni àAktörlerin tercih veya sadakatleri hakkında duyulan güvensizlik.

· Sözleşme Maliyetleri àTaraflar arasında yapılan anlaşmaların, müzakere edilmesi, izlenmesi ve uygulanmasından doğan maliyetlerdir.

· Hegemonik İstikrar Kuramı àUluslar arası düzenin sağlanmasında ve bu düzenin hangi ilkeler üzerine oturacağının belirlenmesinde hegemonik güçler kilit rol oynarlar.

· Hegemonik İstikrar Kuramı àRealizm tarafından ortaya konmuştur.

· Göreceli Kazanç àBir aktörün kazancını diğerinin kazancıyla karşılaştırmasıyla hesapladığı kazançtır.

· Mutlak Kazanç àBir aktörün, diğerinin ne kazandığından bağımsız olarak kazancını hesaplamasıdır.

· Realistlere göre devletlerin işbirliği yapmakta zorlanmasına neden olan faktör àİşbirliğinin gelecekte göreceli kabiliyetlerini nasıl etkileyeceği endişesi.

· Kongtivizm àEsas olarak neoliberal ve realist kuramların, genelde uluslar arası politikayı, özelde ise uluslar arası kurumları açıklarken özellikle devletlerin kimlik ve çıkarlarına ilişkin öne sürdükleri temel varsayımların eleştirisi üzerine kurulu yaklaşımdır.

· Kongtivist Kuramlar àZayıf ve Kuvvetli Kongtivistlerdir.

· Nedensellik ilişkisi içeren fikir ve inançlar àYeni çıkar tanımlamalarını gerektirmeden sadece strateji ve amaçlarda değişikliğe yol açar.

· Normatif fikir ve inançlar àÇıkarların yeniden tanımlanmasına varabilecek kadar köklü bir değişim sürecini tetikleyen bilgi türüdür.

· Geleneksel Güvenlik àUluslar arası sistemin anarşik yapısından hareketle bir devletin güvenliğini sağlamak için kendisinden başka kimseye güvenemeyeceği ve bu sebeple askeri açıdan sürekli diğer devlere karşı güçlü olması fikri üzerine kurulu güvenlik kavramı.

· Ortak Güvenlik àDevletlerin birbirlerine karşı değil birlikte hareket ettikleri zaman gerçek anlamda güvenli olacağını ve bunu gerçekleştirmenin yolunun da gerçek ve potansiyel anlamda tehdit oluşturan devletlerle işbirliği yapmaktan geçtiği fikrini savunan güvenlik anlayışıdır.

· Sosyal bilimlerde neyin doğru bilgi olarak kabul edilmesi gerektiğine dair rekabet paradigmaları àPozitif ve Yorumsamacı paradigma.

· Pozitif paradigma àSosyal düzenin doğal alemden farksız olarak sadece gözlemlenebilene odaklanarak sosyal olgunun sebep-sonuç ilişkilerini keşfetmeye yönelik olarak kontrol, standartlaştırma ve objektiflik içeren bilimsel yöntem ve metotlarla araştırılması gereğini savunan yaklaşımdır.

· Yorumsamacı paradigma àSosyal ve doğa bilimleri arasında ayrım yaparak ikisinin benzer yöntemlerle incelenemeyeceğini öne süren yaklaşımdır.

· Öznelerin/aktörlerin karşılıklı anlaşarak üstünde uzlaştıkları bilgi àİntersubjektif Bilgi.

ÜNİTE -3 SAVUNMACI VE SALDIRGAN REALİZM
· Uluslar arası politika alanında özellikle 1940’lardan 1970’lere kadar çalışmaların ağırlık noktası olmuş kuram àRealizm.

· Uluslar arası Politika Kuramı başlıklı çalışmasıyla neorealist düşüncenin öncüsü àWaltz.

· Savunmacı Realizm àDevletlerin güç güdüsünden ziyade güvenlik güdüsüyle hareket etmelerine önem veren teoridir.

· Savunmacı Realizmin diğer realist yaklaşımlardan en önemli farkı àUluslar arası sistemin devletlerin genişlemesine sadece belli koşullarda izin vermesi.

· Güç Dengesi Teorisi àKenneth Waltz.

· Tehdit Dengesi Teorisi àStephen Walt.

· Güç Dengesi Teorisi àDevletlerin diğer devletlerin gücünden algıladığı tehditler nedeniyle ittifaklara giriştiğini ve dolayısıyla güç dengesinin oluştuğunu ileri süren teoridir.

· Tehdit Dengesi Teorisi àDevletlerin ittifaklara girişmelerinde güç yerine tehdit olgusunun temel etken olduğunu ve gücün ittifaklara girişmede tek başına açıklayıcı olmadığını savunan teoridir.

· Tehdit Dengesi Teorisine göre bütünleştirilmiş güç kapsamında değerlendirmeye alınan kriterler àAskeri güç, nüfus, endüstriyel kapasite ve teknolojik düzey.

· Tehdit Dengesi Teorisi göre bir devletin algıladığı tehdidin temelini oluşturan kaynaklaràBütünleştirilmiş güç, coğrafi yakınlık, agresif niyetler ve saldırı niyetli güç.

· Agresif niyetler àTehdit kaynaklarından diğerlerine göre daha az ölçülebilir.

· Boyun Eğme Politikası àGenellikle büyük bir devletten tehdit algılayan küçük devletlerin gösterdiği davranış biçimi.

· Savunma-saldırı dengesi yaklaşımı àCharles Glaser.

· Koşullu Realizm Yaklaşımı àBirbirine rakip devletlerin yapısal nedenlerle sürekli rekabet halinde olduğu tezine karşı çıkan ve anarşi ortamında da devletlerin güvenliklerini çatışmaya girmeden sağlayabileceğini ileri süren yaklaşımdır.

· Glaser’e göre bir devletin askeri kapasitesini oluştururken birimlerine yüklediği görevle ilişkili olan perspektif àSavunma saldırı dengesi.

· Saldırgan Realizm àDiğer uluslar arası ilişkiler kuramlarından farkı, güce yüklediği anlam, güç arayışı ve yayılmacılığa yönelik bakışıyla ilgili olan yaklaşımdır.

· Büyük Güç Politikalarının Trajedisi àMearsheimer.

· Mearsheimer’a göre gücün unsurları àGerçek (aktüel) güç ve Gizli (üstü örtülü) güç.

· Mearsheimer’a göre Gerçek (aktüel) güç àAskeri Güç.

· Mearsheimer’a göre Gizli (üstü örtülü) güç àAskeri gücü besleyen ve geliştiren bir yapıya sahip olan güçtür.

· Mearsheimer’a göre Gizli (üstü örtülü) gücün unsurları àEkonomi, nüfus, doğal kaynaklar ve stratejik yollardır.

· Realizmde rakiplerin güçlenmesini önleme (rakipleri kontrol altına alma) stratejileriàDengeleme ve Sorunu başkasına havale etme.

· Önleyici Savaş àBir devlet için tehdit ve güvensizlik durumu ortaya çıktığında tehlikenin büyüyerek daha fazla sorunlara yol açmaması için önceden müdahale edilerek tehdidin savaş yoluyla bertaraf edilmesidir.

· Rakibi Yıpratma àDevletin rakip devletlerle doğrudan karşı karşıya gelmeden sürece dolaylı müdahalelerde bulunarak rakiplerini yıpratmasını sağlar.

· Saldırgan realistlere göre eğer bir devlet rakibinden doğrudan tehdit alıyorsa àDengelem stratejisi kullanılmalıdır.

· İçsel Dengeleme àRakip bir gücün oluşturduğu tehdidin silahlanma ya da askeri gücün artırılması yoluyla önlenmesidir.

· Dışsal Dengeleme àRakip gücün oluşturduğu tehdidin ittifaklara gidilerek dengelenmesidir.


ÜNİTE -4 SOSYAL İNŞACILIK (KONSTRÜKTİVİZM)

· Konstrüktivizm àPozitivist ve post pozitivist kuramlar arasında yer alan ve üçüncü veya orta yol olarak tanımlanan teoridir.

· Sosyal Konstrüktivist düşünceye göre karşılıklı etkileşim sürecinde insanları ve toplumu birbirine bağlayan şey àKurallar.

· Kurallara uymak ya da onları ihlal etmek, kural koymak ya da onları kaldırmak gibi kurallara ilişkin her türden davranış àFaaliyet.

· Kural sınıflandırması àEğitici, yönlendirici ve vaat edici kurallar.

· Formel kurallar àAmiller açısından kendi yaşamlarının sabit ve kaçınılmaz özellikleri olarak görülen kurallardır.

· Legal kurallar àBaşka kurallarca etkin biçimde desteklenen kurallardır.

· Oluşturucu kurallar àTüm sosyal yaşamın kurumsal temelini oluşturan kurallardır.

· Düzenleyici kurallar àNedensel etkilere sahip olan kurallardır.

· Amil àFaaliyetleri ile maddi anlamda dünyayı etkileyen birey ya da bireylerdir.

· Yapıyı sadece akılda var olan bir şey olarak gören kuramcı àGould.

· Sosyal yapıları bireylerin dışsal sosyal gerçekler olarak karşıladıkları sosyal olgular olarak nitelendirilen kuramcı àWendt.

· Yapı àKurumların ve amillerin içinde faaliyet gösterdiği şey olarak tanımlanan kavramdır.

· Amil-yapı ilişkisinin çözümlenmesinde Konstrüktivist kurama göre temel noktayı àFaaliyet oluşturur.

· Konstrüktivistler yapı kavramını sözlüklerinden tamamen çıkarmalıdırlar diyen kuramcı àOnuf.

· Onuf yapı kavramı yerine àSosyal düzenlemeler kavramını önermektedir.

· Yapılanma kuramı àAracı ve yapıları karşılıklı olarak oluşturulan ya da belirlenen varlıklar olarak ele alan ilişkisel bir çözüme sahiptir.

· Konstrüktivizmin yaygınlık kazandığı yıllar à1990’lar.

· Konstrüktivistlere göre bir sistemi oluşturan unsurlar àMaddi koşullar, çıkarlar ve fikirleridir.

· Anarşi àAslında hiç kimseye özgü olmayan ve bu nedenle herkesin içinde birlikte yer aldığı koordine edilemeyen çok sayıdaki faaliyetin istenmeyen bir sonucu olarak ortaya çıkan durumdur.

· Kimlik àUluslar arası ilişkilerin dünyayı anlamaya yönelik kullandığı yöntemin ve açıklama tarzının kültürel temelini oluşturan merkezi bir olgudur.

· Kimlik-çıkar ilişkisinde temel varsayımı kimliklerin çıkarların temelini oluşturması olan kuramàKonstrüktivizm.

· Egemenlik kavramının geleneksel sınıflandırması àİç ve dış egemenliktir.

· İç egemenlik àBir toplum içerisinde ki en üst siyasi otoritenin devlet olduğu anlamına gelir.

· Dış egemenlik àDevletten daha yüksek herhangi bir otoritenin bulunmadığı anlamına gelir.

· Ruggie’ye göre konstrüktivizm sınıflaması àNeoklasik, postmodernist ve ana akım görüşlerine yakın konstrüktivizmdir.

· Ruggie’ye göre konstrüktivizmin alt grupları àSosyalik türler, feminist türler, hukuksal görüşler, jeneolojik görüşler, özgürleştirici konstrüktivizm ve sıkı yorumsamacı konstrüktivizmdir.

· Neoklasik konstrüktivizm àKonuşma faaliyetlerine yaptığı vurgu ile konuşma faaliyeti kuramı olarak da adlandırılır.

· Postmodernist konstrüktivizm àToplumdaki hegemonik söylemin disiplinen güçler aracılığıyla bir doğrular rejimi dayattığı kavramdır.

· Checkel’e göre konstrüktivizm türleri àGeleneksel, yorumsamacı ve eleştirel/radikal konstrüktivizmdir.

· Geleneksel konstrüktivizm àUluslar arası politikada cereyan eden olayların şekillenmesinde ağırlıklı olarak normların rolü üzerinde duran ve kimlik meselesini ikinci planda tutan kavramdır.

· Yorumsamacı konstrüktivizm àDevlet amil kimliğinin yeniden inşasını amaçlayan ve söylem analizi gibi araştırma teknikleri kullanan ve daha çok kıta Avrupasında yaygın olan kavramdır.

· Eleştirel/radikal konstrüktivizm àSöylem analizi türünden bir yöntem benimsemekle birlikte dil içindeki güç ve hâkimiyet gibi öze ilişkin konulara daha fazla vurgu yapan kavramdır.

İlgili Kategoriler

Anadolu AÖF AÖF Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir