AVRUPA KONSEYİ ve TARİHİ
5 Mayıs 1949’da kurulan Avrupa Konseyi 47 üye ülkesiyle Avrupa’nın en geniş katılımlı örgütlerinden biridir. Merkezi Strazburg’da olan örgütün temel amacı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ni ve bireylerin korunmasına dair benzer belgeleri temel alarak Avrupa çapında ortak demokratik ilkelerin gelişmesini sağlamaktır.
Avrupa Konseyi’nin Tarihçesi
Bu koşullarda 5 Mayıs 1949’da Belçika, Danimarka, Fransa, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, İsveç ve Britanya Londra Antlaşması’na imza atarak Avrupa Konseyini kurdular. Bu ülkeler, Avrupa Konseyi Statüsü olarak da geçen Londra Antlaşması’nın ön sözünde halklarının ortak mirasını oluşturan manevi değerlere ve gerçek bir demokrasinin temelini oluşturan bireyin özgürlüğüne, siyasi özgürlüğe ve hukukun üstünlüğüne bağlılıklarını belirttiler ve örgütün amacını da ortak mirasları olan bu idealleri ve ilkeleri hayata geçirmek olarak belirlediler. Bu amaçla Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 1950’de imzalandı ve 1953’te yürürlüğe girdi. 1959’da da AİHS’ye istinaden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kuruldu Kuruluşunun hemen ardından aynı yıl Türkiye, Yunanistan ve İzlanda Avrupa Konseyi’ne üye olmuşlardır. Batı Almanya 1951’de, Avusturya 1956’da, Kıbrıs 1961’de, İsviçre 1963’te ve Malta da 1965’te örgüte katılmıştır. Soğuk Savaş sona erdiğinde eski Sovyet coğrafyasında ortaya çıkan yeni devletlere ve Doğu Avrupa devletlerine kapısını açan Avrupa çapındaki ilk örgüt de Avrupa Konseyi olacaktır. Avrupa Konseyi üyeliği hem yeni devletlerin yeni rejimlerinin meşru kabul edildiğinin bir nevi göstergesi hem de AB
ve/veya NATO’ya üyeliğin temelini hazırlayan bir başlangıç noktası olarak kabul edilmektedir AB’nin 1993 Kopenhag Kriterleri’ne göre AB’ye aday bir ülkenin AİHS’yi tüm maddeleri ile çekincesiz kabul etmiş olması gerekir. Aday ülkenin Avrupa Konseyi’nin çocuk haklarına, ayrımcılığın önlenmesine ve ulusal azınlıkların korunmasına yönelik antlaşmalarına imza atıp atmadığı da önemli bir adaylık kriteridir çünkü Kopenhag kriterleri aday ülkelerde azınlıklara ilişkin herhangi bir ayrımcılığın bulunmamasını, ırk ayrımcılığının olmamasını, kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın yasaklanmış olmasını aramaktadır ve bu antlaşmalar bu bağlamda önemli bir referans noktası oluşturmaktadır. Avrupa Konseyi ve AB arasındaki bu işbirliği 2005’te resmî bir nitelik de kazanmış ve iki örgüt arasında bir Mutabakat Belgesi imzalanmıştır.
Avrupa Konseyi Kurumları
Bakanlar Komitesi
Avrupa Konseyi’nin karar verme organıdır ve üye ülkelerin Dışişleri Bakanlarından veya onların Strazburg’daki temsilcilerinden oluşur. AİHM kararlarının icrasını takipten de sorumludur. Ayrıca örgüte yeni üyelerin kabulüne karar veren organdır. Avrupa Konseyi bünyesinde imzaya açılan antlaşmaların nihai hâlini veren de Bakanlar Komitesidir. Bir antlaşmanın kabul edilmesi için temsilcilerin üçte ikisinin oyu gereklidir. Antlaşmanın imzaya açılma tarihini de Bakanlar Konseyi belirler. Antlaşmalar sadece onları onaylayan devletleri bağlar. Üye ülkelere yönelik tavsiye kararları alma yetkisi de Bakanlar Komitesine aittir.
Parlamenter Asamble
Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi üye ülkelerin parlamentolarından seçilen temsilcilerden oluşur. Yılda dört kez toplanan Parlamenter Asamble her sene kendi içinden bir Başkan seçer. Seçilen Başkan en fazla üç dönem başkanlık yapabilir. Parlamenter Asamble’de ülkeler nüfuslarına oranla temsil edilir. Tam ve yedek
olmak üzere 636 üyeye sahip Parlamenter Asamble’de ayrıca 18 de gözlemci bulunur. Gözlemciler Avrupa Konseyi üyesi olmayan ülkelerin temsilcileridir; oy hakları yoktur fakat Parlamenter Asamble Başkanı’nın onayıyla söz hakkına sahiplerdir. Avrupa Konseyi Parlamenterler Asamblesi’ni oluşturan parlamenterler, ülkelerinin ulusal meclislerinden atanır. Kendilerini seçen 800 milyon Avrupalıyı burada temsil ederler. Parlamenter Asamble içinde de günümüzde beş siyasi grup bulunmaktadır. Bunlar, Sosyalist Grup, Avrupa Halklarının Partisi, Avrupa İçin Liberallerin ve Demokratların İttifakı, Avrupalı Demokrat Grubu ve Birleşik Avrupa Soludur. Bütün siyasi gruplar Avrupa Konseyi’nin temel ilkeleri olan siyasi çoğulculuğa, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne bağlı olmalıdır. Asamble üyeleri hangi gruba bağlı olacaklarını seçmekte özgürdür. Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi’nin yasama yetkisi yoktur. Bir danışma meclisi niteliği gösterir. AİHM yargıçlarını ve İnsan Hakları Komiseri’ni seçme yetkisi Asamble’dedir. Eğer bir üye devlet sürekli olarak yükümlülüklerini aksatıyorsa o üye devletin ulusal delegasyonunu onaylamama ve geri çevirme yetkisine sahiptir. Ayrıca bu devletin üyeliğinin askıya alınmasını da talep edebilir.
Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi
Avrupa Konseyinin demokrasinin yerel ve bölgesel yönetimlerdeki önemine istinaden kurduğu, Avrupa Konseyi içinde yerel ve bölgesel yönetimleri temsil eden danışman organdır. Kongre yılda bir kez Strazburg’da toplanır. Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi temsilci heyetlerinde ülke coğrafyalarının, politik yapılarının, yerel ve bölgesel yönetim modelinin ve kadın-erkek oranının dengeli bir biçimde temsil edilmesi koşulu aranır.
AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) 1950’de imzaya açılmış, 1953’te yürürlüğe girmiştir. Bu gelişmeyi takiben 1959’da Strazburg’da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kurulmuştur. AİHM, AİHS ile güvence altına alınmış olan medeni ve siyasi hakların çiğnenmesinden şikâyetçi olan bireylerin veya devletlerin başvurularını değerlendiren bir uluslararası mahkemedir. 1998’den beri tam zamanlı bir mahkeme olarak işlemektedir ve bireyler doğrudan AİHM’ye başvurabilmektedir. AİHS ve AİHM Avrupa’da demokrasiyi ve hukukun üstünlüğünü koruyan ve destekleyen en etkili araçlardan biridir. AİHS’nin imzacı devletleri, bu uluslararası antlaşmayla birlikte sadece kendi vatandaşlarının değil, kendi yargı alanı içindeki herkesin siyasi ve medeni haklarını korumakla yükümlüdür. Bu haklar yaşama hakkı, özgürlük ve güvenlik hakkı, adil yargılanma hakkı, cezaların yasallığı, özel hayatın ve aile hayatının korunması, düşünce, vicdan ve din özgürlüğü, ifade özgürlüğü, dernek kurma ve toplanma özgürlüğü, evlenme hakkı olarak kısaca sayılabilir. Yine Sözleşme’ye göre işkence, kölelik ve zorla çalıştırma yasaktır. Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanmanın cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayırımcılık yapılmadan sağlanması gerekir; yani ayrımcılık yasaktır. Sözleşme’de tanınmış olan hak ve özgürlükleri ihlal edilen herkes, ulusal bir makama etkili bir başvuru yapma hakkına sahiptir. protokoller sadece kendilerini imzalayan ve onaylayan devletleri bağlamaktadır. AİHS ile kurulan insan hakları denetim mekanizmasına yönelik en önemli değişikliklerden biri 11. Protokol’le gerçekleşir. 1998’de yürürlüğe girdi. 11. Protokol izlenen usulü umulduğu gibi hızlandırmıştır fakat AİHM’nin iş yükünün yapılan değişikliklere rağmen aşılamayacağı da kısa sürede ortaya çıkmıştır. Bu sorun üzerine 2000’de AİHM’nin etkinliğini sürekli kılmak yönünde bir tartışma süreci başlatılacaktır. Bu sürecin sonunda 14. Protokol Bakanlar Komitesi tarafından 2004’te kabul edilir ve 2010 itibarıyla da yürürlüğe girer. Aşağıda AİHM hakkında verilen bilgilerin hepsi 14. Protokol’le yapılan değişiklikleri kapsamaktadır. AİHM, AİHS’ye taraf devlet sayısına eşit yargıçtan oluşur. Tüm Avrupa Konseyi üyeleri AİHS’yi onayladıkları için bu sayı 47’dir. Yargıçlar Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi tarafından her üye ülkenin sunduğu üç aday arasından oy çokluğuyla seçilir. Yargıçların atandıkları ülkenin vatandaşı olma şartı yoktur. Yargıçların görev süresi
9 yıldır ve tekrar seçilmeleri mümkün değildir. Yargıçlar üye ülkeler bazında seçilseler de ülkelerini temsil etmezler; tamamen bağımsızdırlar ve bağımsızlıkları ile tarafsızlıklarını zedeleyecek herhangi bir görev üstlenemezler. Ayrıca hiçbir yargıç, diğer yargıçlar tarafından gerekli koşulları yerine getirmediğine üçte iki çoğunluk ile karar verilmedikçe görevden alınamaz. AİHM’ye bireyler ve devletler dava başvurusunda bulunabilir. Bu başvuru Avrupa Konseyi üyesi ve AİHS’yi onaylamış devlet veya devletlere karşı yapılabilir. Bireysel başvuru her gerçek kişi, hükûmet dışı kuruluş veya kişi gruplarını kapsamaktadır. AİHM’ye ancak, uluslararası hukukun genel olarak kabul edilen ilkeleri uyarınca iç hukuk yollarının tüketilmesinden sonra ve iç hukuktaki kesin karar tarihinden itibaren altı aylık bir süre içinde başvurulabilir. Başvurunun konu bakımından Sözleşme veya Protokollerinin hükümleriyle bağdaşmaması, dayanaktan açıkça yoksun veya bireysel başvuru hakkının kötüye kullanılması niteliğinde olması hâlinde başvuru kabul edilmeyecektir. 14. Protokol’le yapılan önemli değişikliklerden biri de başvurunun kabul edilebilirlik koşullarına başvuran kişinin önemli bir zarar görmüş olmasının eklenmesidir. Ancak AİHS ve Protokollerde belirtilen insan hakları na saygı ilkesi gereğince başvurunun esası hakkında incelemeye gerek bulunması ve başvuru konusu olayın ulusal mahkemelerce yeterince incelenememiş olması durumlarında “önemli bir zarar görme” şartı aranmayacaktır. Başvuru kabul edildikten sonra Mahkeme, başvuruyu taraşarın temsilcileriyle birlikte inceler. Dostane çözüm durumunda Mahkeme, olayların ve kabul edilen çözümün kısa bir özeti ile sınırlı bir kararla başvuruyu kayıttan düşürür. Mahkeme aksine karar vermediği sürece duruşmalar kamuoyuna açıktır. Eğer Mahkeme AİHS ve Protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili tarafın iç hukuku bu ihlalin sonuçlarını ancak kısmen ortadan kaldırabiliyorsa Mahkeme, gerektiği takdirde, zarar gören taraf lehine adil bir tazmin verilmesine hükmeder. AİHM kararının infazını Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi denetleyecektir.
Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri
İnsan Hakları Komiseri 1999’da Avrupa Konseyi’ne bağlı bağımsız bir kurum olarak kurulmuştur. Temel amacı Avrupa Konseyi üyesi devletlerin insan haklarına saygısını ve insan haklarına ilişkin farkındalığını geliştirmektir.
Avrupa Konseyi Uluslararası Sivil Toplum Örgütleri Konferansı
Sivil toplum, Avrupa Konseyi’nin insan haklarının ve demokrasinin korunması ve geliştirilmesi misyonunun en önemli bileşenlerinden biri kabul edilmektedir. Bu nedenle sivil toplumun temsilcisi kabul edilen uluslararası sivil toplum örgütleri 1952’den beri Avrupa Konseyi için bir nevi danışma kurumu statüsündedir.
Avrupa Konseyi’nin Faaliyetleri
Avrupa Konseyi’nin en temel faaliyet alanlarını insan haklarının korunması ve geliştirilmesi, demokrasi ve hukukun üstünlüğü misyonları çerçevesinde gerçekleştirdiği planlar, projeler ve eylemler oluşturmaktadır. Terörle mücadele, sosyal uyum, eğitim, kültür gibi konular da faaliyet alanlarını biçimlendirir.
Venedik Komisyonu
Venedik Komisyonu Avrupa Konseyi’nin anayasal konularla ilgili danışma organıdır. Uzun adı Hukuk Yoluyla Demokrasi Avrupa Komisyonu olan Venedik Komisyonu 1990’da, bir başka ifadeyle Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinin anayasa hazırlama sürecinde acil yardıma ihtiyaç duydukları bir dönemde kurulmuştur. Üyelerini anayasa hukuku ya da uluslararası hukuk alanlarında uzman akademisyenler, anayasa mahkemesi yargıçları ya da çeşitli ülkelerden parlamenterler oluşturur.
Avrupa Komisyonu İzleme Mekanizması
Avrupa Konseyi izleme mekanizmasının birimlerini her biri bir Avrupa Konseyi antlaşmasına dayanan şu komiteler oluşturur: İşkencenin Önlenmesi Komitesi, Sosyal Haklar Komitesi, Avrupa Konseyi Yolsuzluğa Karşı Devletler Grubu, Ulusal Azınlıkların Korunması, Irkçılığa ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu (ECRI), İnsan Ticaretine Karşı Uzmanlar Grubu, Terörizmin Şnansması ve Kara Para Aklanmasıyla Mücadele Tedbirlerinin Değerlendirilmesi Komitesi (MONEYVAL). Ulusal Azınlıkların Korunmasına İlişkin Çerçeve Sözleşme 1992’de imzaya açılmış, 1995’te de yürürlüğe girmiştir.
Avrupa konseyi
-
- Bilgi
-
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 4 misafir