Anayasa hukuku ders notu

Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

15 Eki 2016 23:13

ANAYASA HUKUKU

I.Anayasa ve Anayasallık Kavramı

Maddi Anlamda Anayasa: Devletin siyasi yapısı, iktidarın kullanılışı, yetkileriyle ilgili kuralların bütünüdür. Anayasa biçimiyle değil içeriğiyle değerlendirilmiştir.

Şekli Anlamda ( Organik Açıdan ) Anayasa: Kanunlardan daha farklı usullere uyularak yapılan, normlar hiyerarşisinde en üst sırada bulunan hukuk kurallarıdır. Anayasa içeriği ile değil biçimi ile değerlendirilmektedir.

İlk Yazılı Anayasalar

Amerikan Devrimi: 1776 Bağımsızlık ve Haklar Bildirisi --- 1787ABD Anayasası

Fransız Devrimi: 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi --- 1791 Fransız Anayasası

Dünya Anayasal Tarihinin Başlangıcı

İngiltere 1215 Magna Carta Libertatum ( Özgürlük Şartı ): Soylu toprak beyleri kendi aralarında örgütlenerek kralın kendilerine danışmadan vergi koyamayacağına dair bir bildirge yayınlardılar ve krala kabul ettirdiler. İlk kez kralın sınırlandırılabildiği bir dönem başlamış oldu.

ANAYASA
Yazısız Anayasa: Zaman içinde belirli bir toplumda sürekli tekrarlanan davranışlar sonucu, bu davranışlara uyulmasının zorunlu olduğu inancının oluşması ile bağlayıcı olduğu düşünülen uygulamalardan ortaya çıkan anayasalardır. Yazılı Anayasa: Türkiye gibi ülkelerde şekli anayasa ölçütü mevcuttur. Yani maddi anlamda anayasal sayılmayan bir hüküm bile anayasada yer almışsa üstün bir anayasa normu niteliği taşır.
Anayasa Teamülü

Yazılı anayasası olan devletlerde dahi olabilir. Anayasada yazmasa da bazı uygulamalar, o kadar yerleşik hale gelmiştir ki neredeyse yazılı anayasa hükmü kadar kesinlik taşır.

Türk Anayasal Tarihine Kısa Bir Bakış
Türkiye Cumhuriyetinin ilk anayasası 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu’dur. 23 Nisan 1920 de kurulmuş olan ve bu anayasayı yapıp sonrasında cumhuriyeti ilan eden TBMM 1924 Anayasası’na gelene dek 1 Kasım 1922 de Saltanatı kaldırmasına rağmen 1876 Kanun-u Esasi’yi yürürlükten kaldırmadığı için ilk Türk anayasası olan 1876 Anayasası aynı zamanda TC’nin ilk anayasası olma özelliğini 1921 Anayasası ile paylaşmıştır.

İlk 3 Anayasal Belge

Senedi İttifak( 1808 ): Padişahın yetkilerini sınırlandıran ilk belge olması sebebiyle ilk anayasacılık hareketi olarak kabul edilir. Ayanlarla padişah arasında karşılıklı bir anlaşmayı ifade eder. Fakat halka doğrudan bir güvence vermediği için bir insan hakları ya da hukuk devleti belgesi sayılmaz.

Tanzimat Fermanı( 1839 ): İlk insan hakları ve hukuk devleti belgesi olarak kabul edilir. Hukuki olarak fermandır. Vergilerin, suç ve cezaların kanun ile düzenleneceği yargısız infaz yapılmayacağı ilan edilmiş ve genel müsadere cezası kaldırılmıştır.

Islahat Fermanı( 1856 ): Gayrimüslimlerle Müslimler arasındaki hukuki eşitliğin sağlanması amacıyla çıkarılmış bir fermandır. Gayrimüslimlere de asker ve memur olma hakkı tanınmıştır.

NOT: Tanzimat fermanı ve Islahat fermanı hukuk devletinin ilk iki adımı olarak tarihe geçmiştir.

1876 Birinci Meşrutiyet Dönemi
Monarşi, ‘ kral, padişah, imparator ‘ gibi adlar alan tek bir kişinin babadan oğla geçecek bir şekilde devlet egemenliğine sahip olması anlamına gelir.

1876 öncesinde de monarşi vardı ama mutlak monarşi idi yani egemenlik sadece kayıtsız şartsız padişaha aitti.

Padişah egemenliği, artık halkın seçtiği bir parlamentonun çıkardığı kanunları uygulamak şeklinde gerçekleşecektir.

Meclis-i Umumi; padişahın seçtiği Meclis-i Ayan ile halkın seçtiği Meclis-i Mebusan’dan oluşan iki yapılı asimetrik bir parlamentodur.

Sert, yazılı ve kanuistik bir anayasadır.

Padişahın meclisi feshetme yetkisi vardı.

Padişahın sansür ve sürgün yetkisi vardı.

Padişahın hükümeti azletme yetkisi vardı.

Örgütlenme özgürlüğü tanınmamıştır.

Kanun yapma padişah iznine, Ayan meclisi onayına ve en sonunda yine padişah onayına tabi kılınmıştır.

93 Harbini bahane eden II. Abdülhamit meclisi feshetti. 30 yıl boyunca İstibdat Dönemi yaşandır. Bu dönemde ‘ Jön Türkler ‘ adıyla anılan topluluk İttihat ve Terakki Cemiyetini kurdular. İyice güçlenen bu örgüt başarılı oldu ve II. Abdülhamit yeniden meşrutiyeti ilan etmek zorunda kaldı.

1908 İkinci Meşrutiyet Dönemi ve 1909 Anayasa Değişiklikleri
31 Mart 1909 da bir ayaklanma patlak verdi ve II. Abdülhamit tahttan indirilip V. Mehmet Reşat tahta çıkarıldı.

Padişahın meclisi feshetme yetkisi kaldırılmadı ama 3 aylık süre şartına bağlandı.

Padişahın sansür ve sürgün yetkisi kaldırıldı.

Hükümet artık Meclisi Mebusan’a karşı sorumlu tutuldu. ( İlk parlamenter sistem )

Kanunlaşma aşamasında padişah izni kaldırıldı, engelleyici veto ise güçleştirici vetoya dönüştürüldü. Veto edilen kanunlar 2/3 ile tekrar gönderilirse kabul edilmek zorundadır.

Örgütlenme özgürlüğü getirildi. ( ilk çok partili dönem )

1921 Anayasasının Özellikler ve 1923 Değişiklikleri ile Cumhuriyetin İlanı
En önemli özelliği MİLLET EGEMENLİĞİNE DAYALI ilk Türk Anayasası olmasıdır.

Yargı ve insan haklarını içermez.

23 maddeden oluşan çerçeve bir anayasadır.

İlk ve tek yumuşak anayasadır.

Kuvvetler Birliği’ne dayanan MECLİS HÜKÜMETİ sistemini öngörmüştür.

Merkezden yönetim ilkesi bırakılıp YERİNDEN YÖNETİM İLKESİ getirilmiştir.

Devlet Başkanlığı müessesesi yoktur.

Seçimler 2 yılda bir yapılır.

Bakanlar BİREYSEL olarak sorumludur.

Tek meclis vardır ve halk tarafından seçilir.

Temel hak ve hürriyetlere ilişkin bir hüküm yer alamamaktadır.

1923 Değişiklikleri İle;

Devletin ‘ hükümet şekli ‘ cumhuriyet olarak belirtilmiştir. ( Sonraki anayasalarda devlet şekli olarak belirtilmiştir )

Cumhurbaşkanlığı makamı oluşturulmuş, cumhurbaşkanının TBMM tarafından kendi üyeleri içinden seçileceği belirtilmiştir.

Devlet dininin İslam, resmi dilin Türkçe olduğu belirtilmiştir.

Başbakanı Cumhurbaşkanı meclis üyeleri içinden seçecek bakanlarda başbakan tarafından meclis üyeleri içinden seçilecek ve hepsi Cumhurbaşkanı tarafından TBMM’nin onayına sunulacaktır.

Parlamentonun üstünlüğü vardır.

1924 Anayasası
Anayasanın üstünlüğü vurgulansa da bugünkü anlamda bir anayasa yargısı yoktur.

En uzun süre yürürlükte kalan anayasadır.

Devletin dini İslam’dır ibaresi 1928 de anayasadan çıkarılmıştır. Milletvekillerinin ‘ vallahi ‘ diye yemin etmesi kaldırılmıştır. Laiklik ilkesi 1937 de anayasaya girmiştir.

Egemenliği sahibi millet olsa da kullanma hakkı TBMM’nindir.

KARMA hükümet sistemi uygulanmıştır.

Kanunların yorumlanması yetkisi mahkemelerde değil TBMM’dedir.

Çoğunlukçu demokrasi anlayışını benimsemiştir.

Katı ve kazuistiktir.

1934 de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildi.

1946 seçimleri usulsüz seçimler olarak tarihe geçti.

1946 da tek dereceli seçim sistemine geçildi.

1950 de ilk defa gizli oy açık sayım yapıldı

1961 Anayasası
Millet egemenliği anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organlar eliyle kullanılır.

Tümüyle anayasanın üstünlüğü prensibi esastır.

Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.

TRT ve üniversiteler aşırı özerk bir hal almıştır.

İki meclisli bir sistem vardır. Cumhuriyet Senatosu ve Millet Meclisi ( Her iki meclisli yapı federal devlet değildir fakat federal devletler mutlak çift meclisli bir yapıya sahiptir).

Milletvekilliği seçimleri 4 yılda bir senato seçimleri ise 2 yılda bir yapılıyordu.

Kuvvetlerin yumuşak ayrılığı prensibi esastır.

Mahalli idarelerin yöneticilerini seçimlerle serbeste belirleyebilmesi getirildi.

Seçimlerin yargı organlarının yönetiminde yapılması İLK KEZ kabul edilmiştir.

İlk Kez Anayasa başlangıç metni konuldu.

İnsan haklarına dayanan devlet modeli benimsendi hürriyetçi, modern ve özgürlükçü

1961 de temel hak ve özgürlükler Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak kanunla sınırlanabilmekteydi.

1961 Anayasasında hak ve özgürlüklere geniş yer verilmesi yürütmenin zamanla görevini yerine getirememesine yol açtı tüm siyasi sorumluluğa sahip olan ve bunu yüklenen hükümetin yetki yönünden eli kolu bağlı hale geldi ve muhalefetin iktidar tarafından etkisiz hale getirilmesi meclisi de işlemez hale getirdi. Bütün bu sıkıntılardan sonra ordu Demirel hükümetini devirdi ve Demirel i siyasi yasaklı hale getirip Zincirbozan’a sürdü.

1971 - 1973 ARA REJİM DÖNEMİ

Yürütme güçlendirildi,

Bakanlar Kurulu na KHK çıkarma yetkisi verilmiştir,

Vergi, resim ve harç almada Bakanlar Kurulu yetkili kılındı,

Üniversitelerin özerkliği zayıflatıldı,

TRT nin özerkliği kaldırıldı,

DGM ler kuruldu, ( Devlet Güvenlik Mahkemeleri 2004 Yılı Anayasa Değişikliği ile kaldırıldı )

Temel Hak ve Hürriyetleri sınırlama sebepleri artırıldı,

Anayasal denetimin ancak şekli denetimle sınırlı olacağı getirildi,

İptal davası açma yolu küçük partilere kapatıldı ancak mecliste grubu bulunan ( en aza on milletvekili) partilere tanındı.

Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Danıştay ın görev alanından çıkarıldı,

1982 ANAYASASI VE MGK REJİMİ

MGK kurucu iktidara tanınan yetkileri kendisine tanımıştır.

MGK ya ait bildiri ve kanunlara karşı Anayasal Denetim yolu kapatılmıştır.

MGK ya ait KHK ve kararnamelerin yürürlüğünün durdurulması ve iptali istenemez.

Kurucu Meclisi;

Anayasayı hazırlamak, siyasi partiler kanununu yapmak, seçim kanununu yapmak gibi yasama görevleri vardı.

Danışma Meclisi;

Üyelerini siyasi parti üyesi olmayan kişilerden MGK tarafından seçilmiş bir meclisti. Asıl yetki bu meclisindi. Danışma meclisince kabul edilmeyen bir tasarının kanunlaşması oldukça zordu.

61 ve 82 ANAYASALARININ BENZERLİKLERİ

İki anayasa da askeri müdahale ile yapılmıştır,

İkisinde de ikili bir kurul vardır,

İkisinde de sivil kanat seçimle oluşturulmamıştır,

İkisi de halkoyu ile kesinleşmiştir,

Sivil kanadın Bakanlar Kurulu nu kurma ve düşürme yetkisi yoktur.

61 ve 82 ANAYASALARININ FARKLILIKLARI

61 deki Temsilciler Meclisinde meslek mensupları vs olmasına karşın 82 de Danışma Meclisi nin tümü MGK tarafından seçildiğinden 61 daha toplumsal ve daha fazla milli iradeye yakındır.

61 Anayasası hazırlanırken Temsilciler Meclisinde siyasi partiler etkili olmuştur fakat 82 Anayasası hazırlanırken Danışma Meclisine Siyasi Parti üyesi olanlar alınmadılar,

61 Anayasasında Temsilciler Meclisi sayıca üstündü ve yetkileri fazla olduğundan MBK bir noter gibiydi. Oysa 82 de nihai söz MGK ya aitti,

61 de referandumda hayır çıkması halinde ne yapılacağı belirtilmiş iken( yeni meclis kurulacağı öngörülmüştü) 82 de böyle bir düzenleme bulunmamaktadır.

61 referandum ve cumhurbaşkanı seçimi ayrılmışken 82 de referandum ve cumhurbaşkanı seçimi aynı anda yapılmıştır.

1961 Anayasası hiçbir kısıtlamaya tabi olmadan tartışılabilmiş ve siyasi partiler seçmenin oyunu etkileyebilmiştir.82 Anayasası hazırlanmasında ise tartışma eleştirme ve oyu etkileyecek her türlü hareket yasaklanmıştır.

III. Temel Anayasa Hukuku Kavramları ve Ayrımları

Katı Anayasa: Değiştirilmesi kanunlardan zor olan anayasaya denir. ( 1982 )

Yumuşak Anayasa: Değiştirilmesi kolay bir şekle bağlı olan anayasalara denir ( 1921 )

Mutlak ( Salt ) Çoğunluk Basit ( Adi ) Çoğunluk Nitelikli Çoğunluk
TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu 550/2+1=276 dır. Toplanan üyelerin salt çoğunluğudur. Örneğin 300/2+1=151 TBMM üye tamsayısının belli bir oranı ( 3/5, 2/3, 3/4 )
NOT: Toplantı yeter sayısı üye tamsayısının en az 1/3 ü ( 184 ) iken karar yeter sayısı üye tam sayısının 1/4 ( 139 ) dur.

Kurucu İktidar: Anayasayı değiştirme yahut yeniden yapma gücüne sahip olan iktidardır.

Asli Kurucu İktidar: Darbe, savaş ve ihtilallerden sonra anayasayı değiştiren iktidardır

Tali Kurucu İktidar: Anayasa kurallarına göre anayasayı değiştiren iktidardır.

Kurulmuş İktidar: Anayasayı değiştirme gücü olmayan ve anayasaya göre devleti yöneten iktidardır.

Çerçeve Anayasa: Ayrıntısız ve madde sayısının az olduğu anayasalara denir ( 1921 )

Kazuistik Anayasa: Ayrıntılı ve madde sayısı çok olan anayasalardır: ( 1982 )

Devlet Kavramı ve Devletle İlgili Tasnifler

Devletin tanımlanabilmesi için 3 temel unsura ihtiyaç duyulur. İlk iki unsur maddidir (Toprak parçası ve İnsan topluluğu ) üçüncü unsur ise manevidir ( Egemenlik )

Egemenliğin Örgütlenme Biçimine Göre Devletler ( Devlet Yapıları )
Üniter Devlet: Devletin birliğini ve bütünlüğünü savunan devlet şeklidir. Ülkenin tümünde tek bir devlet ve dolayısıyla tek bir hukuki rejim egemendir. ( Tr,Fra,Yun )

Konfederal Devlet: İkiden fazla devletin bağımsızlıklarını muhafaza ederek ortak ve sınırlı menfaatlerini sağlamak amacıyla bir uluslar arası antlaşma ile kurdukları devletlerdir. İstedikleri zaman ayrılabilirler. Tüzel kişiliği yoktur. Tek vatandaşlık söz konusudur.

Federal Devlet: Ortak bir anayasa altında birleşen devletlerin oluşturduğu devlet biçimidir. Federe devletlerin ayrılma hakkı yoktur. Yasana, yürütme ve yargı organlarında birlik yoktur. Çift meclisli yapı zorunlu unsurdur. İkili vatandaşlık vardı. ( Almanya, ABD, İsviçre )

Bölgeli Devlet: Devlet farklı siyasi alanlara ayrılmıştır. Bu bölgelerde ayrı yasama ve yürütme bulunur. Yargıda teklik vardır. ( İspanya )

Egemenliğin Aidiyetine Göre Devletler ( Devlet Biçimleri )
Mutlak Monarşi: Yasama ve yürütme, otoritesi tartışılmaz olan tek bir kişide toplanır.

Oligarşi: Egemenliğin bir zümreye ait olduğu devlet biçimidir.

Cumhuriyet: Egemenliğin ulusa ait olduğu devlet biçimidir.

Egemenliğin Kuvvetlerinin Kullanılma Biçimine Göre Devletler ( Hükümet Sistemleri )
Yasama, yürütme ve yargı fonksiyonları tek bir kişi veya organın tekelindeyse kuvvetler birliği, ayrı ve bağımsız ise kuvvetler ayrılığına dayanan hükümet sistemlerinden söz edilmiş olur.

Meclis Hükümeti

Yasama ve yürütme yasama organında toplanmıştır. Meclis ise halk tarafından seçilir.

Meclisin üstünlüğü ilkesi hâkimdir. Yürütme ayrı bir kuvvet sayılmaz

Yürütme görevini yerine getirenler meclis tarafından seçilir ve görevden alınabilirler.

Yürütmeyi meclis tek tek seçer. Ayrıca bir başbakan yoktur. Her bakan bireysel olarak meclise karşı sorumludur.

Devlet başkanını meclis seçer ve yetkileri semboliktir.

Yürütmenin yasama üzerinde etkisi yoktur ancak meclis yürütme üzerinde geniş yetkilere sahiptir.

Parlamenter Hükümet Sistemi

Yasama ile yürütme birbirinden yumuşak olarak ayrılmıştır.

Yürütme yasamaya karşı sorumludur.

Güvenoyu Bakanlar Kurulunun kurulmasını değil göreve devam edebilme şartıdır.

Yürütme iki başlıdır.

Devlet başkanı siyasal açıdan sorumsuzdur. Sorumlu kanat Bakanlar Kuruludur. ( Kolektif )

Yürütme yasamayı belli durumlarda erken seçime götürebilir.

Devlet başkanının ülkeyi yönetmesi söz konusu değildir

Başkanlık Sistemi

Katı bir güçler ayrılığı vardır.

Yasama parlamentoda, yürütme başkanda toplanır.

Başkan hem devlet başkanı hem de hükümet başkanıdır.

Birbirlerini feshedemezler.

Yasamada bulunan bir kişi yürütmede yer alamaz.

Yarı Başkanlık Sistemi

Yürütme iki başlıdır.

Devlet başkanını halk seçer.

Başbakan ve Bakanlar Kurulu yasama erkine karşı sorumludur.

Fransa tipik örneğidir.

NOT: 1961 ve 1982 Anayasalarında ‘ Yasama Yorumu ‘ kuvvetler ayrılığına aykırı olduğu için yasaktır.

En yüksek devlet memuru/kamu görevlisi müsteşardır.

1982 ANAYASASI

Başlangıç hükümleri anayasaya dahildir fakat kenar başlıkları anayasa metnine dahil değildir. Başlangıç kısmı değiştirilemeyen üç madde içinde değildir.

1982 Anayasası başlangıç kısmında yer verilen hususlar;

12 Eylülün meşruluğu
Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılık
Atatürk milliyetçiliği
Atatürk medeniyetçiliği
Çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi
Milli Egemenlik
Anayasanın ve hukukun üstünlüğü
Kuvvetler ayrılığı
Laiklik
‘’ Yurtta sulh, Cihanda sulh ‘’ ilkesi.
Kuvvetlerin işbirliği
1982 Anayasasının 2.Maddesinde Sayılan Devlet Nitelikleri ve Bu Nitelikleri Pekiştiren Anayasa Hükümleri

Demokratik Devlet
İlk kez 1961 Anayasası ile anayasal ilke olmuştur. Halkın yönetime katılmasını sağlayan araçlar demokrasiyi oluşturur. Diktatörlük yasaktır. Bu amaçlar şöyle sıralanır;

Serbest/Periyodik Seçimler
Bu ilke seçimlerin hiçbir baskı, tehdit, zorlama olmadan özgürce bir ortamda yapılabilmesini ifade eder. Ancak oy verme anayasal zorunluluktur.

Genel Oy İlkesi
Vatandaşların seçmen olma hakkını servet, cinsiyet, eğitim, vergi durumu bakımlarından bir şarta bağlı tutmayan seçim ilkesidir.

Eşit Oy İlkesi
Bir kişi, bir oy demektir. Vekâleten oy verilemez.

Laik Devlet
Devletin dini olmaz.

Din politikaya hukuka alet edilemez, kaynak olamaz. Toplumsal hayat din kurallarına göre belirlenemez.

Din, vicdan, düşünce özgürlüğüne asla dokunulamaz. Mutlaktır. Ama ibadet ve ifade özgürlüğü mutlak değildir, sınırlanabilir.

Bu ilke teokratik devleti ve şeriatı yasaklar.

Din derslerinin ilk ve orta öğretimde zorunlu sayılması anayasaldır. Laikliğe aykırı sayılmaz.

Din bayramlarının resmi tatil olması laikliğe aykırı olmaz.

Diyanet İşleri Başkanlığı;

Din hizmeti, kamu hizmetidir. 1961 ve 1982 de anayasal organ oldu. Kamu tüzel kişiliği yoktur ve özerk olamaz. GENEL İDARE İÇİNDE yer alır. Bağımsız idari otorite haline getirilemez.

Milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinmiş ve bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalmıştır.

Başbakanlığa bağlıdır.

Sosyal Devlet
1961 Anayasası ile ilk olarak anayasamıza girmiştir.

Devletçilik ve halkçılık ilkeleriyle yakından ilgilidir.

Vatandaşlar arasında fırsat eşitliği sağlamaya çalışan devlettir. Ekonomik yönden güçsüz vatandaşı korumakla görevlidir. Bunun için planlama yapar. 1961 de Devlet Planlama Teşkilatı ( DPT )

Anayasal organ olmuştur.

Sosyal ve ekonomik hakları güvenceye alır.

Milli gelirin adaletli şekilde dağıtılmasını amaçlar

Çalışanların insanca yaşam sürmesini

İşsizliğin önlenmesi

Bu amaçlara ulaşmak içinde Sosyal Haklar, Vergi Adaleti, Kamulaştırma ve Devletleştirme ve Planlama gibi hukuki yöntemler kullanılır.

Hukuk Devleti
Yasamanın ve yürütmenin yargısal denetime tabi olması

Yargının bağımsız olması

Kanuni hâkim güvencesi

Ceza sorumluluğu ilkelerinin kabul edilmiş olması

Hukukun genel ilklerine bağlı olunması

Temel hakların güvence altına alınmış olması

Yasaların genel olması ve anayasaya aykırı olmaması

İdare faaliyetlerinin belirliliği

İdarenin mali sorumluluğu

Milletlerarası Antlaşmalar

Milletlerarası antlaşmalar TBMM tarafından uygun bulunur ve Cumhurbaşkanınca onaylanır. Usulüne göre yürürlüğe girmiş milletlerarası antlaşmalar kanun hükmündedir.

Kural olarak milletlerarası antlaşmalar uygun bulma kanununa dayanması gerekmektedir. Ancak anayasanın 90. maddesinin II. Ve III. Fıkralarında bu kurala istisnalar getirilmiştir.

Ekonomik, ticari ve teknik ilişkileri düzenleyen milletlerarası antlaşmalar
Süresi 1 yılı aşmamak
Devlet maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek
Kişi hallerine dokunmamak
Türklerin yabancı memleketlerdeki mülkiyet hakkına dokunmamak
Şartıyla yayınlanma ile yürürlüğe girebilir. Ancak 2 ay içinde TBMM bilgisine sunulur.

Daha önceden yapılmış bir milletlerarası antlaşmaya dayanan uygulama antlaşmaları
Kanunların önceden verdiği yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari antlaşmalar için uygun bulma kanununa gerek yoktur
TEMEL HAKLAR

Temel Hakların Sınırlandırılması
Anayasanın sözüne ve özüne aykırı olamaz.

Demokratik toplum düzenine laik cumhuriyetin gereklerine aykırı olamaz. ( 2001 )

Sınırlamanın yalnız kanunla yapılabilmesi (1961, 2001 )

Hakkın özüne dokunulmaması (1961, 2001)

Sınırlama ölçülülük ilkesine uygun olmalıdır. ( 2001 ) Ancak 2001den öncede Anayasa Mahkemesi kullanıyordu.

Sınırlama özel sebeplere dayanılarak yapılır. ( 1971 de gelen genel sınırlama sebepleri 2001 de kaldırılmıştır )

Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması
Olağan üstü dönemlerde kısmen veya tamamen durdurulabilir, kanun şartı aranmaz.

Hatta anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler dahi alınabilir.

Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemelidir.

Ölçülülük ilkesine uyulmalıdır.

Çekirdek alana dokunulmamalıdır.

Ancak savaş, sıkıyönetim, seferberlik veya herhangi bir olağanüstü halde dahi;

Yaşama hakkına dokunulamaz

Kişinin maddi manevi bütünlüğüne dokunulamaz.

Suç ve cezalar geriye yürümez

Kimse din, vicdan, düşüncelerini açıklamaya zorlanamaz

Masumiyet karinesi geçerlidir.

TEMEL HAKLAR VE ÖDEVLER

NEGATİF STATÜ HAKLARI

KİŞİ HAK VE ÖDEVLERİ

POZİTİF STATÜ HAKLARI

SOSYAL VE EKO. HAKLAR

AKTİF STATÜ HAKLAR

SİYASİ HAKLAR VE ÖDEVLER

· Zorla çalıştırma yasağı

· Kişi hürriyeti

· Özel hayatın gizliliği

· Konut dokunulmazlığı

· Haberleşme hürriyeti

· Yerleşme ve seyahat hürriyeti

· Din ve vicdan hürriyeti

· Düşünce ve kanaat hürriyeti

· Bilim ve sanat hürriyeti

· Basın hürriyeti

· Süreli ve süresiz yayın hakkı

· Düzeltme ve cevap hakkı

· Dernek kurma faaliyeti

· Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı

· Mülkiyet hakkı

· Miras hakkı

· Hak arama hürriyeti

· İspat hakkı

· Kanuni hakim güvencesi

· Suç ve cezalar ilişkin esaslar





· Ailenin korunması ve çocuk hakları

· Dinlenme hakkı

· Sosyal güvenlik hakkı

· Çalışma, sözleşme hakkı

· Sendika kurma hakkı

· Toplu iş sözleşmesi hakkı

· Konut hakkı

· Saplık hakkı

· Çevre hakkı

· Kıyılardan yararlanma

· Toprak mülkiyeti

· Kamulaştırma

· Devletleştirme

· Özelleştirme

· Sporun geliştirilmesi

· Gençliğin korunması

· Sanatın ve sanatçının korunması

· Ücrette adaletin sağlanması

· Yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşı hakları



· Seçme ve seçilme hakkı

· Parti kurma, partilere girme ve ayrılma hakkı

· Kamu hizmetlerine girme hakkı

· Mal bildirimi

· Vatan hizmeti

· Vergi ödevi

· Dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı

· Türk vatandaşlığı



YASAMA

Yasama Yetkisi Süreklidir: Asla kesintiye uğramaz. Bu yüzden yeni TBMM seçilene dek eskisi görevine devam eder. Yasama yılı 1 Ekimde başlar 30 Eylülde sona erer.

Yasama Yetkisinin Genelliği: TBMM istediği konuda dilediği kadar ayrıntılı biçimde kanun düzenleyebilir. Tek şart anayasaya uygunluktur.

Yasama Yetkisinin Asliliği(İlk elliliği): TBMM nin başka bir organa ihtiyaç duymadan, başkaca bir organdan izin almadan, herkesten önce kendiliğinden düzenleme yapabilmesi anlamına gelir. Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri ve Olağanüstü dönem KHK’ları istisnadır.

Yasama Yetkisinin Devredilemezliği: Kanun koyma ve kaldırma sadece TBMM nin yetkisindedir. Olağanüstü dönem KHK hariç.

Yasama İşlemleri

KANUN

· TBMM çıkarır.

· RG de yayımlanır

· Cb geri gönderemez

· Cb imzalar

· Anayasa mahkemesi denetimine tabidir.

PARLAMENTO KARARI

· TBMM çıkarır.

· RG de yayımlanır

· Cb geri gönderemez

· CB imzasına gerek yoktur.

· Üç istisna ( Yasama dokunulmazlığının kaldırılması, TBMM içtüzüğü, Milletvekilliği düşme kararı ) dışımda denetime tabi değildir.

· İl ve ilçe kurulması

· Genel af ve özel af

· Para basılması

· Vergi konulması

· Milletlerarası antlaşmanın onaylanmasını uygun bulma

· KHK ların onaylanması

· Bütçe ve kesin hesap

· Seçim sisteminin düzenlenmesi

· Anayasanın değiştirilmesi

· Temel hakların sınırlandırılması

· Seçim sisteminin değiştirilmesi

· TBMM içtüzüğü

· Yasama dokunulmazlığının kaldırılması

· Milletvekili düşürülmesi

· TBMM seçimlerinin yenilenmesi

· Meclisin tatile girmesi kararı

· BK’na güvenoyu verilmesi

· Yüce divana sevk kararı

· Savaş ilanı

· TSK’nin yurt dışına gönderilmesi kararı

· Cumhurbaşkanı’nın vatana ihanetle suçlanılması

· Sıkıyönetim ve OHAL ilanının kabulü/reddi

· TBMM Başkanlık seçimi

· Seçimlerin yenilenmesi

NOT: Kanunların ivedilikle görüşülmesi kuraldır. Anayasa değişikliği teklifleri ivedilikle görüşülmez.

Kabul edilen görevleri yayımlama görevi cumhurbaşkanındır.

Ayrı bir yürürlük tarihi yoksa kanunlar RG’ de yayımlandıktan 45 GÜN sonra yürürlüğe girer.

Cumhurbaşkanı kendisine gönderilen kanunları 15 GÜNLÜK inceleme süresi içinde kısmen veya tamamen uygun bulmazsa meclise geri gönderir. Kısmen geri gönderme yetkisi yoktur tamamını geri gönderir fakat meclis sadece uygun bulunmayan maddeleri görüşebileceği gibi tamamını da görüşebilir.

Yeni seçim kanunu yürürlüğe girdikten sonra 1 YIL içindeki seçimlerde uygulanmaz.

Milletvekili Seçilme Yeterliliği;

TC vatandaşı olmak
25 yaşını doldurmuş olmak
En az ilkokul mezunu olmak
Askerlik hizmetini yapmış olmak
Kısıtlı olmamak
Kamu hizmetlerinden yasaklı olmamak
Taksirli suçlar hariç 1 yıldan fazla hapis cezası olmamak
AFFA UĞRAMIŞ OLSA BİLE; zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla, kaçakçılık, resmî ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarını açığa vurma, terör eylemlerine katılma ve bu gibi eylemleri tahrik ve teşvik suçlarından biriyle hüküm giymiş olanlar milletvekili olamazlar.
Milletvekili adayı olabilmeleri için görevinden çekilmek zorunda olanlar;

Hâkim ve savcılar ile diğer yüksek yargı mensupları
TSK mensupları
YÖK üyeleri ve yüksek öğretim görevlileri
Kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri
İşçi niteliği taşımayan kamu görevlileri
GENEL ve ARA SEÇİMLER

TBMM seçimlerinde d’hont usulü, ayrıca %10 genel baraj vardır.
Oyların % 3 ünün geçemeyen partiler devletten mali yardım alamazlar.
TBMM seçimleri 4 yılda bir yapılır
Oy verme gününden geriye doğru hesaplanacak 90 günlük sürenin ilk günü seçimin başlangıç tarihidir.
TBMM SEÇİMLERİ

Meclisin Seçim Döneminin Sona Ermesi Meclisin Erken Seçim Kararı Alması Seçimlerin Cumhrbaşkanınca Yenilenmesi
· 4 yılda bir yapılır

· 4 yılın dolmasından önceki son Pazar oy kullanılır.

NOT: Savaş sebebiyle seçimlerin 1 yıl ertelenmesine TBMM karar verir.

· Basit çoğunlukla seçimler yenilenebilir

· Parlamento kararı olarak verilir.

· Tarihi TBMM belirler.





· Yeni kurulan hükümetin güvenoyu alamaması halinde 45 gün içinde yeni hükümetin kurulamaması veya kurulduğu halde güven oyu alamaması

· Hükümetin gensoru sonucu düşmesiyle 45 gün içinde BKnun kurulamaması

· Başbakanın istifası üzerine 45 gün içinde yeni hük. kurulamaması.

· Yeni seçilen mecliste Başkanlık Divanı seçimlerinden 45 gün içinde hükümetin kurulamaması

· Seçimleri yenilerken meclis başkanına danışır.

NOT: 90.günü takip eden Pazar günü seçimler yapılır.

ARA SEÇİMLER

Boşalan üyelikleri doldurmak için yapılan seçimlerdir.
1 seçim döneminde bir kez yapılır.
Genel seçimden 30 ay geçmedikçe yapılmaz
Genel seçimlere 12 ay kala yapılmaz
Milletvekilliği genelinde % 5 boşalma olması durumunda 30 ay kuralı geçerli değildir.
Bir ilin TBMM de üyesinin kalmaması durumunda 30 ay ve 12 ay kurallar geçerli değildir.
Seçimlerin Yönetimi ve Denetimi

Seçimler yargı organlarının genel yönetim ve denetimi altında yapılır.
Seçimlerin genel yönetimini ve denetimini YSK yerine getirir. 1950 de kurulmuştur.
7 asıl 4 yedek üyeden oluşur.
Üyelerin 6 sı Yargıtay 5 i Danıştay dan gelir.
YSK’nın Görevleri

Seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma
Seçim süresince ve sonunda seçimle ilgili yolsuzlukları ve şikayetleri inceleme ve kesin karara bağlama
TBMM üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme
Cumhurbaşkanı seçim tutanaklarını kabul etme ( 2007 )
NOT: YSK kararlarına karşı yargı yolu kapalıdır. Kararları kesindir.

Genel seçimler ile yerel seçimler arasında1 yıldan daha az bir süre varsa beraber yapılırlar.

PARLAMENTER MUAFİYETLER

Yasama Sorumsuzluğu Yasama Dokunulmazlığı
· Meclis tarafından hiçbir zaman kaldırılmaz, mutlaktır.

· Süreklidir her zaman devam eder. Milletvekilli sona erse dahi devam eder.

· Hukuki ve cezai bakımdan koruma sağlar

· Yasama görevi ile ilgili fiillerden dolayı koruma sağlar

· Milletvekili olmayan bakanlarda yararlanır.

· Meclis tarafından kaldırılabilir, nispi ve geçicidir. İstisnaları; ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanmış olmak şartıyla Anayasanın 14.maddesindeki hallerde kendiliğinden ortadan kalkar.

· Yalnızca cezai bakımdan koruma sağlar.

· Yasama görevi ile ilgili olmayan fiillerden dolayı da koruma sağlar

· Milletvekili olmayan bakanlarda yararlanır.

NOT: Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili 7 gün içinde Anayasa Mahkemesine başvurur. Mahkeme 15 gün içinde karar verir.

MİLLETVEKİLLİĞİNİN DÜŞÜRÜLMESİ

KENDİLİĞİNDEN OYLAMA İLE
· Cumhurbaşkanı seçilme durumunda kendiliğinden sona erer.



· İstifa nedeniyle TBMM de yapılan oylamada adi çoğunluk aranır.



· Kesin hüküm giyme ve kısıtlanmada mahkeme kararının genel kurula bildirilmesiyle düşer.



· Devamsızlık nedeniyle TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verilir.




· Milletvekilliği ile bağdaşmayan işlerle uğraşmada gizli oy ve adi çoğunlukla karar verilir.



TBMM’NİN GÖREV ve YETKİLERİ

Bakanlar kurulu ve bakanları denetlemek
Para basılmasına karar vermek
Savaş ilanına karar vermek
Sayıştay ve RTÜK üyelerini seçmek
Genel ve özel af çıkarmak
Anayasa Mahkemesine üye seçmek
Kamu baş denetçisini seçme
Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak
Olağanüstü hal ilan kararını onaylamak ve her defasında 4 ayı geçmemek üzere uzatmak
Kalkınma planlarını onaylamak
Kamu iktisadi teşebbüslerini onaylamak
BAZI ÖNEMLİ KARAR YETER SAYILARI

Cumhurbaşkanını yüce divana gönderme ( 3/4 )
TBMM Başkanı ilk üç tur ( 2/3, 2/3, 276 )
Kamu baş denetçisi ilk üç turu ( 2/3, 2/3. 276 )
Anayasa Değişikliği ( 3/5 )
Genel af ve özel af (3/5 )
Anayasa Mahkemesine üye seçmek ( 2/3 )
Yüce divana sevk kararı ( 276 )
Devamsızlık nedeni ile milletvekilliğinin düşürülmesi ( 276 )
Görev sırasında güvenoyu ( 276 )
TBMM NİN GİZLİ OY İLE YAPILMASI ZORUNLU OLAN YASAMA İŞLEMLERİ

Anayasa Değişikliklerinde maddelerin ve tümünün kabul edilmesi
Meclis Başkanını seçmek
Meclis soruşturması açılıp açılmayacağına karar vermek ( 2001 Yılı Anayasa değişikliği)
Yüce Divan a sevk için yapılan oylama ( 2001 yılı Anayasa Değişikliği )
Üyelikle bağdaşmayan görevde ısrar nedeniyle milletvekilliğinin düşürülmesi
Anayasa Mahkemesine üye seçme (3 üye seçimi)
Kamu Baş denetçisinin (Ombudsman) seçimi.
TBMM’NİN BİLGİ EDİNME ve DENETİM YOLLARI

SORU
Kısa gerekçesiz kişisel olmayan, özel hayatı ilgilendirmeyen başka kaynaktan kolayca öğrenilemeyen bir konuya ilişkin 100 kelimeyi geçmemek kaydıyla ilgili milletvekili veya bakan tarafından cevaplandırılması isteğiyle meclise verilen sorulardır.

Üç birleşimde cevaplandırılmayan sorular yazılı soruya çevrilir.

Sözlü 1 ayda Yazılı 15 günde cevaplandırılmalıdır.

TBMM Başkanı başlatır.

Tek gücü cevaplandırılma zorunluluğudur.

GENEL GÖRÜŞME
Toplum ve devlet faaliyetleriyle ilgili bir konunun genel kurulda görüşülmesidir. Siyasi Parti grupları veya en az 20 milletvekilinin istemiyle olur.( ilk imza sahibi veya onun gösterdiği vekil istemi yapar)

48 saatten önce 7 günden sonra yapılmaz.

MECLİS ARAŞTIRMASI
Belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemedir. Hükümet, siyasi parti grupları veya en az 20 milletvekili isteyebilir.

Görev özel komisyona verilir. 3 ay normal 1 ay ek süre olmak üzere en geç 4 ay içinde raporları TBMM’ye sunar.

Devlet sırları ve ticari sırlar araştırma dışındadır

GENSORU
Siyasi hedeflidir.

En az 20 milletvekili ya da siyasi parti gruplarınca verilen önerge 3 gün içinde milletvekillerine dağıtılır. 10 gün içinde kabul edilirse 2 günden az 7 günden geç olmamak üzere görüşmeler yapılır.

276 olumsuz oy aranır. Gizli oylama yapılmaz.

MECLİS SORUŞTURMASI
Cezai hedeflidir.

En az 55 milletvekili önergesi GİZLİ OY ve BASİT ÇOĞUNLUK ile kabul edilirse 15 kişilik bir komisyon kurulur. Komisyon raporunu 2 ay normal 2 ay ek süre toplam en fazla 4 ay içinde raporunu TBMM’ye sunar.

Yüce divana sevk için 276 oy aranır.

BÜTÇE ve KESİN HESAP KANUNU

Bütçe komisyonu 40 üyeden oluşur. ( 25 iktidar, 15 muhalefet )
Genel kurulda gider artırıcı gelir azaltıcı teklif verilemez.
Cumhurbaşkanı bütçe kanununu geri gönderemez fakat Anayasa Mahkemesine iptal davası açabilir.
Bütçenin uygulanmasını Sayıştay
TBMM NİN İÇYAPISI ve ÇALIŞMA DÜZENİ

Her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır.
1 yasama yılında 3 ay tatil yapabilirler.
Meclis tatil dışında çalışmalarına 15 günden fazla ara veremez.
TBMM başkanı ve Cumhurbaşkanı TBMM yi doğrudan toplantıya çağırabilir.
Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanı aracılığıyla, 110 milletvekili ise meclis başkanı aracılığıyla meclisi olağanüstü toplantıya çağırabilir.
BAŞKANLIK DİVANI

Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Katip üyeler ve idari amirlerden oluşur.
Siyasi parti grupları başkanlık için aday gösteremezler.
Bir yasama döneminde iki kez başkanlık seçimi yapılır. ( ilk 2 yıl ) Seçim aday gösterme süresinin bitiminden itibaren 5 gün içinde yapılır.
Meclis Başkanının Görev ve Yetkileri;

Cumhurbaşkanına vekâlet etmek
Toplantılara başkanlık etmek
Meclisin idari ve kolluk hizmetlerini yürütmek
Cumhurbaşkanının seçimleri yenilemesi kararında görüş bildirmek
TBMM yi meclis dışında temsil etmek
UYARI: Başkan ve oturumu yöneten başkan vekili oy kullanamaz. Başkan 20 milletvekilinin yazılı istemiyle kapalı oturum yapabilir.

SİYASİ PARTİ GRUPLARI

20 kişiden oluşur.
Genel görüşme, meclis araştırması ve gensoru önergesi verebilirler.
Siyasi parti kapatılması için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısına başvurabilirler.
Kapalı oturum isteyebilirler.
Yapamayacağı İşlemler;

Yasama dokunulmazlığının kaldırılması ile ilgili görüşme yapamazlar ve karar alamazlar.
Meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapamaz ve karar alamazlar.
Meclis başkanlığına aday gösteremezler.
SİYASİ PARTİLER

Parti kurabilmek için 30 kişi olmalıdır.
Üye olabilmek için 18 yaşını doldurmuş olmak ve medeni hakları kullanma engelinin olmaması gerekir. Ancak;
Hâkimler ve savcılar
Memur statüsündeki görevliler
İşçi niteliği taşımayan kamu görevlileri
Silahlı kuvvetler mensupları
Yüksek öğretim öncesi öğrenciler
Terör eylemlerine katılanlar
Taksirli suçlar hariç 5 yıl ağır hapis veya 5 yıl veya daha fazla hapis cezasına mahkûm olanlar
Zimmet, rüşvet gibi yüz kızartıcı suçlardan mahkûm olanlar
Üye olamazlar.

UYARI: Siyasi partilerin kapatılması ve devlet yardımından yoksun bırakılmasında 2/3 çoğunluk aranır.

Amaçlarına İlişkin Yasaklar;

Milletin bölünmez bütünlüğüne karşı eylem yapmak
İnsan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine aykırı davranmak
Teokrasi veya monarşi istemek
Sınıf veya zümre diktatörlüğü yapmak
Suç işlemeye teşvik etmek
Faaliyetlerine İlişkin Yasaklar;

Yabancı uyruklu kuruluş, kişi ve tüzel kişilerden yardım alamazlar.
Ticari faaliyette bulunamazlar.
Siyasi Partilerin Kapatılması;

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi kesin olarak karara bağlar.

Re’sen
Adalet Bakanının istemiyle
Bir siyasi parti grubunun istemi üzerine
Temelli kapatılan bir parti başka bir ad altında kurulmaz.
Temelli kapatılmaya neden olmuş başkan veya üyeler 5 yıl boyunca bir başka partiyle ilişki kuramazlar.
Kapatılan partinin malları hazineye geçer.
Belgelerini İçişlerine vermek şartıyla tüzel bir kişilik kazanırlar.
Kendi kendini kapatmaya büyük kongrede karar verilir.
NOT: Milletvekili sayısı 1982 anayasasının ilk düzenlemesinde 400 olarak belirlenmiş 1987 anayasa değişikliği ile 450 ye çıkarılmış ve en son 1995 değişikliği ile 550 milletvekili olarak belirlenmiştir.

TBMM’nin seçim dönemi 5 yıl iken 2007 de yapılan değişiklik ile seçim dönemi 4 yıla indirilmiştir.

Seçmen Olamayacak Kimseler

18 yaşını tamamlamış olan her Türk seçimde ve halkoylamasında Seçmen olma hakkına sahiptir ancak;

Kısıtlı olanlar ve kamu hizmetinden yasaklı olanlar seçmen olamazlar
Oy Kullanamayacak Kimseler

Silâhaltında bulunan erler ve erbaşlar
Askeri öğrenciler
Ceza infaz kurumlarında hükümlü olarak bulunanlar. ( Tutuklular ve Taksirli suçtan hüküm giyenler hariç )
Yukarıda sayılan seçmen olamayacak kimseler
Oy kullanamazlar.

YÜRÜTME

Yürütmenin asli bir düzenleme yetkisi yoktur. Bu noktada tamamen yasamaya bağlıdır.

Yetki kanununa dayanmadan asli düzenleme yetkisi yapamaz.

Şu üç halde yürütmenin Anayasa’dan doğan asli düzenleme yetkisi vardır:

Sıkıyönetim KHK sı
Olağanüstü hal KSK sı
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
CUMHURBAŞKANI

Seçilme yeterliliğine sahip olma şartları;

TC vatandaşı olmak
40 yaşını doldurmuş olmak
Yükseköğrenim görmüş olmak
Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak
Daha önceden 1 defadan fazla cumhurbaşkanlığı yapmamış olmak
Cumhurbaşkanını halk seçer
Cumhurbaşkanlığına meclisin içinden veya dışından aday gösterebilmesi için 20 milletvekilinin yazılı teklifi veya aldıkları oyların toplamı %10 u geçenler birleşerek ortak aday gösterebilirler.
Cumhurbaşkanı seçilenin varsa partisiyle ilişiği kesilir, TBMM üyesi ise üyeliği sona erer.
Cumhurbaşkanlığı seçimi, görev süresinin dolmasından önceki 60 gün içinde makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde boşalmayı takip eden 60 gün içinde tamamlanır.
İlk turda oyların salt çoğunluğunu alan aday cumhurbaşkanı olur. Bu çoğunluk sağlanamazsa ilk turda en fazla oyu alan 2 aday yarışır ve en yüksek oyu alan aday cumhurbaşkanı seçilmiş olur. Son tura tek aday kalmışsa seçim referandum şeklinde yapılır.
Seçimde yetkili organ YSK’dır ( 2007 )
Cumhurbaşkanlığı Şu Hallerde Sona Erer;

5 yıllık görev süresinin dolması
Cumhurbaşkanının istifası
Cumhurbaşkanının ölümü
Görevini yerine getiremeyecek duruma düşmesi
Vatana ihanet suçuyla suçlandırılması
Cumhurbaşkanı Sorumsuzluğu

Cumhurbaşkanlığından düşürme diye bir durum söz konusu olamaz ( siyasi sorumsuzluk )

Vatan hainliği dışında göreviyle ilgili işlediği suçlarda dahi hiçbir cezai takibe uğramaz. (cezai sorumsuzluk ) Ağır cezayı gerektiren suçüstü halinde cezai sorumsuzluğunun işlememesi anayasada yazmasa da gerekir.

Tek başına yaptığı işlemler mahkemece iptal edilemez ( hukuki sorumsuzluk )

KARŞI İMZA KURALI: Cumhurbaşkanının imzasının yanında Başbakan ve bakanların attığı imzayı ifade eder. Bu kural başbakan ya da bakanların yargıdan muaf tutulamayacağını içerir.

Cumhurbaşkanın hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar, ölüm, çekilme veya başka bir sebeple makamın boşalması halinde de yenisi seçilene kadar TBMM Başkanı vekâlet eder.

CUMHURBAŞKANININ GÖREVLERİ

Yasama İle İlgili Görevleri

TBMM de açılış konuşması yapmak
Kanunların, KHKların, İçtüzüklerin anayasaya şekil ve esas bakımdan aykırı oldukları gerekçesiyle Anayasa Mahkemesine iptal davası açmak
TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek
Anayasa değişikliklerini halkoyuna sunmak
Anayasa değişikliklerine şekil bakımdan iptal davası açmak
Yürütme İle İlgili Görevleri;

Bakanları atayıp istifasını kabul etmek
Bakanlar kuruluna başkanlık etmek
Uluslar arası temsilci göndermek ve kabul etmek
Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak
Genelkurmay başkanını atamak
Sıkıyönetim ve OHAL kararı vermek
Yargı İle İlgili Görevleri;

Anayasa Mahkemesi 14 üyesini seçmek
Danıştay üyelerinin 1/4 ünü seçmek
AYİM üyelerini seçmek
Askeri Yargıtay üyelerini seçmek
HSYK nın 4 üyesini seçmek
Yargıtay cumhuriyet başsavcısını ve başsavcı vekilini seçmek
Cumhurbaşkanının Tek Başına Yaptığı İşlemler Cumhurbaşkanının Karşı İmza Kuralı İle Yaptığı İşlemler
· Kanunları meclise geri göndermek

· Anayasa Mahkemesine iptal davası açmak

· Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek

· Bakanlar Kurulunu toplantıya çağırmak

· MGK’yı toplantıya çağırmak

· DDK üyelerini seçmek

· TSK Başkanını Temsil etmek

·

· TBMM’yi toplantıya çağırmak

· Genelkurmay Başkanını atamak

· Yabancı devletlere temsilci göndermek

· Milletlerarası anlaşmaları onaylamak

· TSK’nın kullanılmasına karar vermek

· Üniversite rektörlerini seçmek

· YÖK üyelerini seçmek

· Başbakan atamak

· Af çıkarmak

· OHAL ve Sıkıyönetim KHKları çıkarmak



DEVLET DENETLEME KURULU ( DDK )

Başkan ve üyelerini Cumhurbaşkanı seçer.

Kendiliğinden değil cumhurbaşkanının emriyle demetim yapar.

Raporları bağlayıcı değildir. Cumhurbaşkanının raporları ciddiye alıp Başbakanlığa yollaması ve yargı organlarını harekete geçirmesi takdir yetkisindedir.

Şu Kurumları Denetleyebilir;

Tüm kamu kurum ve kuruluşları
Sermayesi yarısından fazlası kamu kurumlarına ait olan kuruluşları
Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarını
İşçi ve işveren kuruluşlarını
Kamuya yararlı dernek ve vakıfları
Kamu yardımı alan vakıfları
NOT: DDK, TSK ve yargı organlarını denetleyemez.

BAKANLAR KURULU

Başbakan + Bakanlardan oluşur.
Yürütmenin siyasal sorumluluğu olan, dolayısıyla yürütme yetkisini fiilen kullanan organdır.
Başbakan cumhurbaşkanı tarafından, bakanlar ise başbakan tarafından seçilir.
Başbakan milletvekili olmak zorundadır.
Bakanlar meclis dışından da atanabilirler.
Bakanların, Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilebilir.
Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanının atama işlemiyle birlikte kurulmuş olur ve göreve başlar.
Kurulduktan sonra TBMM’den güvenoyu isterler.
Başbakan, bakanların hiyerarşik amiri değildir. Ancak bakanlar hükümetin genel politikasının eşgüdümlü yürütülmesi açısından Başbakana karşı sorumludurlar.
Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatı kanunla düzenlenir.
Açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü olan bir bakana, diğer bir bakan geçici olarak vekillik eder. Ancak, bir bakan birden fazlasına vekillik edemez. Herhangi bir sebepten boşalan bakanlığa en geç 15 gün içinde atama yapılır.
GÜVENOYLAMASI TÜRLERİ

Bakanlar Kurulu Göreve Başlarken Bakanlar Kurulu Görev Sırasındayken
· Bakanlar Kurulunun görevde kalabilmesi için yapılır.

· Basit çoğunluk aranır.

· Güvenoyları sayılır.

· Gensoru: Üye tamsayısının salt çoğunlu ile karar verilir. Güvensizlik oyları sayılır.

· Güven İstemi: Üye tam sayısının salt çoğunluğu ile güven istemi reddedilir. Güvensizlik oyları sayılır.

Bakanlar Kurulunun Görevleri;

Ülkenin genel siyasetini yürütmek
KHK çıkarmak
Tüzük çıkarmak
Kanun tasarısı hazırlamak
Milli güvenliği sağlamak
YÖK e üye seçmek
Genelkurmay Başkanını seçmek
Silahlı kuvvetleri yurt savunmasına hazırlamak
Bakanlar Kurulunun Görevinin Sona Ermesi

Başbakan veya Bakanlar Kurulu hakkında güvensizlik oyu
Başbakanın veya Bakanlar Kurulunun istifası
Başbakanın ölümü
Başbakanın Yüce Divana sevki
BAŞBAKAN

Görev ve Yetkileri;

Bakanları seçmek ve görevden alınmasını önermek
Bakanlar kuruluna başkanlık etmek
Bakanlar arasında koordinasyonu sağlamak
Bakanların görevlerini yerine getirmesini gözetmek
MGK ya katılmak
Yönetmelik çıkarmak
Görevi Şu Hallerde Sona Erer;

Ölüm
İstifa
Milletvekili seçilme yeterliliğini yitirmek
TBMM seçimlerinin yenilenmesi
Yüce Divana sevk
Güvensizlik oyu
Cumhurbaşkanı seçilme
GEÇİCİ BAKANLAR KURULU

Seçim döneminin sona ermesi veya erken seçim kararını alınması halinde adalet, içişleri ve ulaştırma bakanları istifa eder.
Seçimin başlangıç tarihinden üç gün önce, seçim dönemi bitmeden seçimin yenilenmesine karar verilmesi halinde ise, bu karardan başlayarak 5 gün içinde bu bakanlıklara TBMM içinden veya dışından bağımsızlar Başbakanca atanır.
Cumhurbaşkanının seçimleri yenilemesi halinde ise tüm Bakanlar Kurulu istifa eder.
Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak için bir Başbakan atar. Başbakan adalet, içişleri ve ulaştırma bakanlarını bağımsızlardan, diğerlerini partilerinin güçleri oranında atama yapar.
Geçici Bakanlar Kurulu, yenileme tarihinden itibaren 5 gün içinde kurulur.
Geçici Bakanlar Kurulunda güven oylamasına gidilmez.
Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni meclis toplanıncaya kadar görevde kalır.
Milli Güvenlik Kurulu ( MGK )

Başkent teşkilatına yardımcı bir kuruluştur.
Bir yere bağlı değildir ve BAĞLAYICI DEĞİL TAVSİYE KARARLARI alır.
2 ayda bir toplanır ( 2003 )
MGK Genel Sekreterliği üye değildir ve Başbakanlığa bağlıdır.
Cumhurbaşkanı doğal başkanıdır.
Cumhurbaşkanı, Başbakan, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Adalet Bakanı, Başbakan Yardımcıları, Genel Kurmay Başkanı, KKK, DKK, HKK ve Jandarma Genel Komutanı üyeleridir.
İDARENİN DÜZENLEYİCİ İŞLEMLERİ

Kanun Hükmünde Kararname ( KHK )

1961 anayasasına 71 değişikliği ile girmiştir.
Bakanlar kurulu tarafından çıkarılır.
Meclisin ‘’ yetki kanunu ‘’ ile Bakanlar Kuruluna izin vermesi gerekir.
Yetki kanununda çıkarılacak KHK nın; amacı, kapsamı, ilkeleri, kullanma süresi gösterilmek zorundadır.
Anayasa Mahkemesinin yargı denetimine tabidir.
Bakanlar kurulunun düşürülmesi veya yasama döneminin bitmesi yetki kanununu sona erdirmez.
KHK’lar resmi gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer ve TBMM ye sunulur.
Meclise sunulmayan KHK’lar bu tarihte, reddedilen KHK’lar ise bu kararın resmi gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar.
Yurt çapındadır.
OHAL ve Sıkıyönetim KHK’ sı

Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılır.
Yetki kanununa ihtiyaç yoktur.
Anayasada görülen bir sınırlama yoktur.
Resmi gazetede yayımlanır ve aynı gün TBMM ye sunulur. TBMM reddedebilir, aynen veya değiştirerek kabul edebilir.
Anayasa Mahkemesinin denetimine tabi değildir.
Hiçbir kanunu değiştiremez yürürlükten kaldıramaz.
Bölgeseldir.
Tüzük

Bakanlar Kurulu tarafından kanunun uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere Danıştayın incelemesinden geçirilmek şartıyla tüzükleri çıkarabilir.
Cumhurbaşkanı tarafından yayımlanır ve imzalanır.
Yargısal denetimlerini Danıştay yapar.
Yönetmelik

Başbakan, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri tarafından çıkarılır.
Hepsi resmi gazetede yayımlanmaz. Hangilerinin yayımlanacağı kanunla gösterilmiştir.
Kanuna dayanmak zorundadır.
Yargısal Denetiminin Danıştay
Olağanüstü Yönetim Usulleri

OHAL
Tabi afet ağır ekonomik bunalım ve salgın hastalıklarda MGK’nın görüşü alınmaksızın cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu tarafından ilan edilir.
Şiddet olaylarının yaygınlaşması, kamu düzenin ciddi şekilde bozulması durumlarında MGK’nın görüşü alınır.
Yurdun tamamında veya bazı bölgelerinde 6 ayı geçmemek üzere ilan edilir.
Resmi gazetede yayımlanır ve aynı gün TBMM onayına sunulur.
Meclis süreyi kısaltabilir, kaldırabilir veya 4 er aylık süreyle uzatabilir.
Vatandaşlar için para, mal ve çalışma yükümlülükleri getirilebilir.
Temel hak ve hürriyetler sınırlanabileceği gibi durdurulabilir.
Kolluk yetkileri sivil makamlardadır.
OHAL ili kapsıyorsa yönetim il valisine geçer.
OHAL birkaç ili kapsıyorsa yönetim bölge valisine geçer.
Sıkıyönetim, Seferberlik ve Savaş Hali
Savaş hali, ayaklanma olması, ülkenin ve milletin bölünmeliğini tehlikeye düşüren durumlarda MGK’nın görüşü alınarak Cumhurbaşkanlı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu tarafından ilan edilir.
Yurdun bir veya birkaç bölgesinde 6 ayı geçmeme üzere ilan edilir.
Resmi gazetede yayımlanır ve aynı gün TBMM’nin onayına sunulur.
Bazı suçlara askeri mahkemelerde bakılır.
Bu dönemde çıkan KHK’ları Anayasa Mahkemesi denetleyemez.
Kolluk kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığına bağlı sıkıyönetim komutanlıklarındadır.
Temel hak ve hürriyetler kısıtlanabilir, durdurulabilir.
YARGI

1982 Anayasasının 9. maddesine göre ‘ yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır ‘

Mahkemelerin Bağımsızlığı

Mahkemelerin bağımsızlı, genel olarak yargı bağımsızlığı önemli anayasal ilkelerden biridir ve devletin temel nitelikleri içinde sayılan hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz bir parçası yargı bağımsızlığıdır. Mahkemelerin bağımsızlığı anayasada ayrı bir madde olarak düzenlenmiştir.

Hâkimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz.
Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir surette değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez.
Hakimlik Teminatı

Anayasada yer alan bu düzenlemeler ile birlikte önemli noktalardan biri de yargı bağımsızlığının gerçekleşmesi için önemli bir unsur olan yargı kişilerinin bağımsız kılınmasıdır. 1982 Anayasası bu konuyu da ayrıca düzenlemiş ve yargı organlarında görevli hâkim ve savcılarla ilgili özel düzenlemeler getirmiştir. Hâkim ve savcılar için görevlerinin yürütülmesi ve özlük işleri için ayrıca kanun çıkarılacağı belirtilmiş, ayrıca anayasal bir teminat getirilmiştir. Hâkimlik ve savcılık teminatı adı altın düzenlenen madde şu hükümleri içerir.

Hâkimler ve savcılar azlolunamaz
Kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz.
Bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.

Hâkimler Savcılar Yüksek Kurulu ( HSYK )

22 asıl 12 yedek üyeden oluşur
Kurul üç daire halinde çalışır.
Kuruluş başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet bakanlığı müsteşarı kurulun tabii üyesidir.
Üyeler 4 yıl için seçilirler, görev süresi biten tekrar seçilebilir.
4 asıl üyesini cumhurbaşkanı, öğretim üyeleri ve avukatlar arasından
3 asıl 3 yedek üye Yargıtay’dan
2 asıl 2 yedek üye Danıştay’dan
1 asıl 1 yedek üye Türkiye Adalet Akademisinden
7 asıl 4 yedek üye adli yargı hâkim ve savcılarından
3 asıl 2 yedek üye İdari yargı hâkim ve savcıları
Arasından seçilir.

Kurulun meslekten çıkarma cezasına ilişkin alanlar dışındaki kararlarına karşı yargı yolu kapalıdır. Meslekten çıkarmaya Danıştay’da dava açılır.
Anayasa Mahkemesi

17 asıl üyeden oluşur yedek üyelik yoktur.
45 yaşını doldurmuş olmak gerekir.
Başkanın görev süresi 4 yıldır ve tekrar seçilebilir.
Üyelerin görev süresi 12 yıldır ve tekrar seçilemez.
65 yaşında emekliye ayrılırlar.
Yüce divan sıfatıyla yargılama yapar.
Cumhurbaşkanı 14 üye seçer TBMM 3 üye seçer
· 3 üye Yargıtay’dan

· 2 üye Danıştay’dan

· 1 üye Askeri Yargıtay’dan

· 1 üye AYİM den

· 3 üye Öğretim üyelerinden

· 4 üye ise üst kademe yönetici, serbest avukat, 1.sınıf hâkim ve savcılardan, en az 5 yıl röportörlük yapmış Anayasa mahkemesi röportörlerinden seçer

· 2 üye Sayıştay’dan

· 1 üye Avukatlardan

Siyasi partilerin kapatılması davasına bakar.
Uyuşmazlık mahkemesinin başkanını seçer.
Bireysel başvuruları karara bağlar ( 2/3 )
Siyasi partilerin mali denetimini yapar.
Anayasa Mahkemesi iki bölüm ve Genel Kurul halinde çalışır. Bölümler, başkanvekili başkanlığında dört üyenin katılımıyla toplanır. Genel Kurul, mahkeme başkanının veya başkanın belirleyeceği başkanvekilinin başkanlığında en az 12 üye ile toplanır. Bölümler ve Genel Kurul kararlarını salt çoğunlukla alır ( 2010 değişikliği )
Anayasa Mahkemesi Yüce Divan sıfatıyla yargıladıkları;

Cumhurbaşkanını
Bakanlar Kurulu üyelerini
Cumhuriyet Başsavcı vekilini
Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Askeri Yargıtay ve AYİM başkan ve üyelerini
HSYK ve Sayıştay başkan ve üyelerini
TBMM Başkanını
Genel Kurmay Başkanını, Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri Komutanları ile Jandarma Genel Komutanını
Yargıtay

Adliye mahkemelerine verilen ve kanunun başka bir adli yargı mercisine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme mercisidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Üyeleri HSYK tarafından gizli oyla seçilir.
Başkanı kendi genel kurul üyeleri arasından salt çoğunlukla 4 yıllığına seçerler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Cumhuriyet Başsavcıvekili Yargıtay genel kurulunun kendi üyeleri arasından gizli oyla belirleyeceği beşer aday içinden cumhurbaşkanınca 4 yıl için seçilirler.
Danıştay

1868 yılında kurulmuştur. İdari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakılmadı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Belli davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Görevleri;

Davaları görmek
Tüzük tasarılarını incelemek
İdari uyuşmazlıkları çözmek
Bakanlar Kurulu tarafından gönderilen kanun tasarıları hakkında görüş bildirmek
İmtiyaz sözleşmeleri hakkında görüş bildirmek ( 2 ay içinde )
NOT: Üyelerinin 3/4 ünü HSYK, 1/4 ünü Cumhurbaşkanı seçer.

Danıştay Başkanı, Başsavcı, başkanvekilleri ve daire başkanları, kendi üyeleri arasından Danıştay Genel Kurulunca üye tamsayısının salt çoğunlu ve gizli oyla 4 yıl için seçilirler. Süresi biten tekrar seçilebilir.

Askeri Yargıtay

Askeri mahkemelerden verilen bakar ve hükümlerin son inceleme mercisidir.
Üyelerini Cumhurbaşkanı seçer.
Kuruluşu işleyişi kanunla olur.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ( AYİM )

Askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk de son derece mahkemesidir.
Üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından seçilir.
Bütün davalara ilk ve son derece olarak bakar.
Uyuşmazlık Mahkemesi

1 başkan 12 asıl 12 yedek üyeden oluşur.
Adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki hüküm ve görev uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkilidir.
Başkanını Anayasa Mahkemesi seçer.
Üyeleri; Yargıtay, Danıştay, askeri Yargıtay ve AYİM üyeleri arasından seçilir.
SOYUT NORM DENETİMİ( İPTAL DAVASI )

Şekil Bakımdan Esas Bakımdan
Anayasa Değişiklikleri
-Cumhurbaşkanı

-110 milletvekili

-10 GÜN

-Hiç kimse AÇAMAZ!!!
Kanunlar
-Cumhurbaşkanı

-110 milletvekili

-10 GÜN

-Cumhurbaşkanı

-110 milletvekili

-İktidar ve Ana muhalefet partisi meclis grupları

-60 GÜN

Kanun Hükümde Kararname
-Cumhurbaşkanı

-110 milletvekili

-İktidar ve Ana muhalefet partisi meclis grupları

-60 GÜN

-Cumhurbaşkanı

-110 milletvekili

-İktidar ve Ana muhalefet partisi meclis grupları

-60 GÜN

İçtüzük
-Cumhurbaşkanı

-110 milletvekili

-İktidar ve Ana muhalefet partisi meclis grupları

-60 GÜN



-Cumhurbaşkanı

-110 milletvekili

-İktidar ve Ana muhalefet partisi meclis grupları

-60 GÜN





SOMUT NORM DENETİMİ ( İTİRAZ – DEFİ YOLU )

Görülmekte olan bir davanın çözümünde kullanılacak kanun hükmünün anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle ya da davanın taraflarının başvurusunu ciddiye alması ile davaya bakan mahkeme tarafından ya da hiçbir başvuru olmaksızın davaya bakan mahkeme resen başvurması söz konusudur.
Davaya bakan mahkeme Anayasa mahkemesi kararına kadar davayı ertelemek zorundadır.
Anayasa mahkemesi işin kendisine gelişinden başlamak üzere kararı 5 ay içinde açıklar.
Reddedilirse dava eski kanunlara göre çözülür.
Anayasa Mahkemesinin işin esasına girerek verdiği ret kararının Resmi Gazetede yayımlanmasından sonra 10 YIL geçmedikçe aynı kanun hükmünün Anayasaya aykırılığı iddiasıyla tekrar başvuruda bulunulamaz.
NOT: Sayıştay üyelerini TBMM seçer. Başkanını ise Sayıştay üyelerinin göstereceği adaylar arasından yine TBMM seçer. Sayıştay 2010 değişikli ile KİT’leride denetler.
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 15:43

ANAYASA HUKUKU
Sayfa 1 / 12
Ünite 1 (Anayasa Kavramı, Anayasalcılık Akımı Ve Anayasa Çeşitleri)
1_ Anayasa Nedir? Bir devletin organlarının kuruluş, işleyiş ve aralarındaki ilişkileri ve devletle birey arasındaki ilişkilerin
temel kurallarını belirleyen üstün bir kanundur.
2_ Anayasa Hukukçusunun İlgi Alanı Nedir? Sadece anayasa metnini değil, ülkenin anayasal ve siyasal hayatıyla çok
yakından ilgili olan, seçim kanunları, siyasi partiler kanunları, yasama meclisleri içtüzükleri ve temel hakları düzenleyen
kanunlar gibi diğer kanunları da içine alır. Bunların dışında, diğer hukuk dallarında olduğu üzere, yargı kararları (içtihatlar) ve
bilimsel eserler (doktrin) anayasa hukukunun da önemli kaynaklarındandır
3_ Dünyada İlk Yazılı Anayasa Metni Ne Zaman Yazılmış? İngiliz İhtilali sırasında kabul edilmiş ve ömrü pek kısa sürmüş olan
“Instrument of Government” (Hükümet Aracı) adlı bir belgedir.
4_ Bugünkü Anlamında İlk Anayasalar Hangileridir? 1787 ABD ve 1791 Fransa anayasalarıdır. 19. ve 20. yüzyıllarda
anayasacılık akımı hız kazanmış ve pek çok devlet birer anayasa kabul etmiştir. Bilindiği gibi, ilk
5_ Osmanlı-Türk Anayasası Ne Zaman İlan Edildi? 1876 yılında kabul edilmiş olan “Kânûn-i Esâsî”
6_ Toplum Sözleşmesi Nedir? İnsanların hayatlarını ve haklarını güvenceye kavuşturmak amacıyla, bir kısım haklarını üstün
bir otoriteye (devlete) devretmeleridir
7_ Anayasacılık Nedir? Devlet iktidarının yazılı bir anayasa ile sınırlandırılması amacını güden siyasal bir akımdır.
8_ Sınırlı Devlet Nedir? Devlet iktidarının kişisel özgürlükler lehine etkin bir şekilde sınırlandırıldığı devletlere denir.
9_ Anayasacılık Akımının Temel Amacı Nedir? Devlet iktidarını sınırlandırmak, başka bir deyişle “sınırlı devlet”i yaratmaksa,
dikey bölüşümün de yatay bölüşüm kadar etkili bir yöntem olduğunda kuşku yoktur
10_ Federal Devlet, Üniter (Tekçi) Devletin Karşıtı Olarak Kullanılmaktadır. Gerçekten, İki Yönetim Siste- Mi Arasında
Önemli Farklar Vardır:
 Üniter devlette tek bir anayasa, tek birer yasama, yürütme ve yargı organı ve ülkenin tümünde birörnek şekilde
uygulanan tek bir hukuk sistemi mevcuttur. Federal devlette ise birliği oluşturan ünitelerden her birinin (ABD’de
bunlara “states” yani devlet denilmektedir) kendisine özgü anayasası, yasama, yürütme ve yargı organları ve kendi
hukuku vardır. Elbette bu ünitelerin kanunları, federal anayasaya ve federal kanunlara aykırı olamaz. Ancak bunlara
aykırı olmamak şartıyla, her ünite, kendi iç işleyişini düzenlemekte serbesttir.
 Üniter devlette merkezî yasama organı, kural olarak, yerel yönetim birimlerinin yetki ve görev alanlarını serbestçe
belirleyebildiği hâlde, federal devlette merkezî devletle federe devletler arasındaki yetki bölüşümü, federal anayasa
ile düzenlenmiş, dolayısıyla federe devletlerin görev ve yetki alanları anayasal güvence altına alınmıştır. Bu yetki
bölüşümü, ya federal anayasada merkezî devlete ait yetkilerin sayılarak geri kalanların tümünün federe devletlere
bırakılması ya da federe devletlerin yetkilerinin sayılarak geri kalanlarının merkezî devlete bırakılması şeklinde
gerçekleştirilebilir. ABD bunlardan birincisine, Kanada ise ikincisine örnektir. Ancak her iki hâlde de yetki
uyuşmazlıklarını çözmek, gerek federal devletin, gerek federe devletlerin anayasadaki yetki bölüşümünü ihlal
etmelerini önlemek üzere,
 Federal ve federe devlet kanunlarının federal anayasaya uygunluğunu denetleyecek bir anayasa yargısının mevcut
olması zorunludur. Federal devlette federe devletler, federal devlet iradesinin oluşumuna devlet olarak katılırlar.
Bunun yolu, federal devletlerde yasama organının mut- laka iki meclisli olması, nüfus esasına göre halkı temsil eden
birinci meclislerin yanında federe devletleri, çoğu zaman eşit şekilde devletler olarak temsil eden bir ikinci meclisin
bulunmasıdır. Mesela ABD’de yasama organı (Kongre), nüfus esasına göre halkı temsil eden Temsilciler Meclisi ve
federe devletleri temsil eden Senato olmak üzere, iki meclisten kuruludur. Senato’da bütün federe devletler,
nüfusları ne olursa olsun, ikişer senatörle tem- sil edilirler. Kısacası, federal devletlerde iki meclis sistemi,
federalizmin doğal sonucudur. Üniter devletlerde ise böyle bir zorunluluk yoktur. Üniter devletler tek meclisli veya iki
meclisli olabilirler.
11_ Çağdaş Demokrasiler Arasında Federal Sistemin Örnekleri Olarak Hangileridir? ABD, Kanada, Brezilya, Meksika,
Almanya, Avusturya, Hindistan, Rusya sayılabilir.
12_ Yerinden Yönetim Sisteminin Deki Devletlere Örnek Verin? Daha ileri bir şekli de bölgelere, federe devletler düzeyinde
olmasa da oldukça geniş yetkiler ve özerklik tanıyan bölgesel yönetim sistemidir. Bunun çağdaş örnekleri arasında ispanya,
İtalya ve Birleşik Krallık’a değinilebilir.
13_ Yazılı Bir Anayaysa Sahip Olmayan Ülke Hangisidir? İngiltere, yazılı bir anayasaya sahip olmamakla birlikte, çok güçlü
anayasal gelenekleri, yaygın ve güçlü demokrasi kültürü ve etkin sivil toplum kuruluşları sayesinde bir anayasal devlettir
14_ Katı Anayasa Nedir? Değiştirilmesi normal kanunlardan farklı ve daha güçleştirici şartlara bağlanmış olan anayasadır.
15_ Bir Anayasayı Tümden Yeniden Yapma İktidarına “asli kurucu iktidar” o anayasayı kendi koyduğu değiştirilme kurallarına
uygun olarak değiştirme iktidarına da “tali (türevsel) kurucu iktidar” adı verilir
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 2 / 12
Ünite 2 (Türkiye’de Anayasa Gelişmelerine Genel Bakış)
16_ Ferman nedir? Padişah buyruğudur.
17_ Mutlakiyet nedir? Bir hükümdarın kayıtsız şartsız idaresi altında bulunan hükümet şeklidir
18_ Meclis Hükümeti nedir? Yasama ve yürütme kuvvetlerinin, yasama organında birleşmesi ile oluşan hükümet biçimidir.
19_ Kuvvetler Ayrılığı nedir? Devletin yasama, yürütme ve yargı iktidarlarının farklı devlet organlarına verilmiş olmasını ifade
eder
20_ Başkanlık Hükümeti nedir? Yasama ve yürütme kuvvetlerinin, birbirinden kesin olarak ayrıldığı hükümet biçimidir.
21_ Parlamenter Rejim nedir? Yasama ve yürütme kuvvetlerinin, yumuşak ve dengeli biçimde ayrıldığı rejim modelidir
22_ Yasama ve yürütme kuvvetlerinin yürütme organında birleşmesi, mutlak monarşilerde ve diktatörlüklerde söz konusu
olur
23_ Kuvvetler ayrılığı rejimleri de ikiye ayrılır.
 Yasama ve yürütme kuvvetlerinin birbirinden kesin olarak ayrıldığı sistemlere başkanlık hükümeti,
 bu kuvvetlerin yumuşak ve dengeli biçimde ayrıldığı sistemlere de parlamenter rejim adı verilmektedir
24_ Görülüyor ki Millî Mücadele döneminin hükümet sistemi, yasama ve yürütme güçlerinin TBMM’de toplanmış olması,
bakanların teker teker Meclis tarafından seçilmeleri, meclisin bakanları her zaman değiştirebilmesi ve onlara yön verebilmesi,
buna karşılık Bakanlar Kurulu’nun meclise karşı kullanabileceği hiçbir hukuki silahın (örneğin, fesih yetkisinin) mevcut
olmaması ve bir devlet başkanlığı müessesesinin yaratılmamış bulunması bakımlarından, tam bir meclis hükümeti örneğidir.
25_ I.TBMM Dönemi hangi tarihler arasında (19201923)
26_ Padişahlık resmen ne zaman bitti? Nitekim TBMM, 30 Ekim ve 12 Kasım 1922 tarihli, 307 ve 308 sayılı iki tarihî kararıyla,
Osmanlı İmparatorluğu’nun sona erdiğini ve padişahlığın 16 Mart 1920 tarihinden geçerli olmak üzere tarihe karışmış
olduğunu ilan etmiştir.
27_ Cumhuriyeti ilan eden ve 1924 Anayasası’nı hazırlayan hangi meclistir? II. TBMM olmuştur
28_ Yeni Anayasa ne zaman kabul edildi? 20 Nisan 1924’te TBMM tarafından kabul edilerek, 23 Nisan 1924’te yayınlandı.
29_1924 Anayasası’nın bazı temel ilkeleri aşağıdaki şekilde özetlenebilir:
Hükümet Sistemi, Anayasanın Sertliği, Laiklik, Kamu Hürriyetleri, 1924 Anayasası’nın Uygulanması
30_ 1924 Anayasası’nın meclis hükümetini andıran yönleri şunlardır:
 Anayasaya göre, “Türk Milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve Millet adına egemenlik hakkını
yalnız o kullanır” (m.4). “Yasama yetkisi ve yürütme erki Büyük Millet Meclisi’nde belirir ve onda toplanır” (m.5).
 Meclis, hükümeti her zaman denetleyebileceği ve düşürebileceği (m.7) hâlde, hükümetin meclisi feshetme yetkisi
yoktur. Öte yandan,
31_ 1924 Anayasası, bazı yönleriyle de parlamenter sistemi andırmaktadır:
 Meclis, yasama yetkisini kendi kullandığı (m.6) hâlde, yürütme yetkisini ancak Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu
eliyle kullanabilir (m.7). Öyleyse, yürütme yetkisi teorik olarak mecliste bulunmakla beraber, meclisin yürütme
işlemlerini bizzat yapması söz konusu değildir. Bu sistemi, anayasacılarımız, kuvvetler birliği ve görevler ayrılığı
sistemi olarak adlandırmıştır.
 Hükümetin kurulması konusunda parlamenter sisteme uygun bir model kabul edilmiştir. Anayasanın 44. maddesine
göre “Başbakan, Cumhurbaşkanınca Meclis üyeleri arasından tayin olunur. Öteki bakanlar, Başbakanca seçilip tamamı
Cumhurbaşkanı tarafından onandıktan sonra meclise sunulur. Meclis toplanık değilse sunma işi meclisin
toplanmasına bırakılır. Hükümet, tutacağı yolu ve siyasi görüşünü en geç bir hafta içinde meclise bildirir ve ondan
güven ister”.
 1924 Anayasası, parlamenter sistemin temel ilkelerinden biri olan hükümetin kollektif sorumluluğu ilkesini açıkça
kabul etmiştir. Anayasanın 46. maddesine göre “Bakanlar Kurulu, hükümetin genel politikasından birlikte
sorumludur”
32_ Laiklik hangi tarihte kabul edildi? 1937 değişikliği ile de laiklik ilkesi resmen kabul olunmuştur.
33_ 1924 Anayasası kaç partilidir? İki kısa çok partili hayat denemesi (1925’te Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ve 1930’da
Serbest Fırka) bir yana bırakılırsa, 1946 yılına kadar tek partili;
34_ Çoğulcu Demokrasi nedir? Siyasal çoğunluğun etkin şekilde sınırlandığı ve çeşitli siyasal ve sosyal güçlerce paylaşıldığı
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 3 / 12
demokrasi anlayışı.
35_ Çoğunlukçu Demokrasi Anlayışı nedir? Çoğunluk iradesinin daima kamu iyiliğine yöneldiği ve hiçbir zaman yanılmadığı
varsayımına dayanır
36_ 27 Mayıs 1960 müdahalesi ile iktidara geçen Millî Birlik Komitesi (MBK) neler yapmıştır? Kabul ettiği 1 Sayılı Kanunla,
1924 Anayasası’nın birçok hükmünü değiştiren geçici bir anayasa düzeni kurmuştur. Bu Anayasaya göre, MBK, TBMM’nin
yetkilerine sahiptir. Komite, yasama yetkisini bizzat, yürütme yetkisini de kendi seçtiği bakanlar eliyle kullanacaktır. Bakanları,
Devlet Başkanı tayin etmektedir. MBK, bakanları denetleme ve istediği takdirde azletme yetkisine sahiptir. Geçici anayasanın
meydana getirdiği Devlet Başkanlığı makamı; Cumhurbaşkanı, Başbakan, Baş komutan ve MBK Başkanlığı yetkilerini
kendisinde birleştirmiştir.
37_ 1924 Anayasası nasıl bir sistem kurmuştur? Meclis hükümeti ile parlamenter rejim arasında karma bir sistem kurmuştur.
_ Hak ve hürriyetin özü nedir? Anayasa Mahkemesi’nin çeşitli kararlarına göre, eğer bir sınırlama, bir hak ve hürriyetin
kullanılmasını imkânsız kılıyor veya aşırı derecede güçleştiriyorsa, o hak veya hürriyetin özüne dokunmuş olacaktır.
Hürriyetlerin özünün ne olduğunu, bütün hürriyetler için genel olarak tanımlamaya çalışmaktansa, bunu her hürriyetin kendi
özelliklerine göre saptamak daha doğru olur. Gene de bu konuda bazı genel ölçüler koymak mümkündür. Mesela bir
hürriyetin kullanılmasının idari makamların iznine bağlanması, o hürriyetin özünü zedeleyici bir sınırlama olarak kabul
edilebilir.
38_ Sosyal Devlet nedir? Devletin sosyal barışı ve adaleti sağlamak amacıyla toplumsal ve ekonomik yaşama müdahalesini
gerekli kılan devlet anlayışıdır.
39_ 1961 Anayasası’nda vesayetçi anlayışın izleri birkaç noktada kendini göstermektedir:
 Cumhuriyet Senatosu, tümüyle seçilmiş üyelerden oluşmamıştır. Askeri müdahaleyi gerçekleştiren MBK’nin 13 Aralık
1960 tarihindeki başkan ve üyeleri (23 kişi) “yaş kaydı gözetilmeksizin” (yani ömür boyu) Cumhuriyet Senatosu’nun
tabii üyesidir. Ayrıca, Cumhurbaşkanı’na on beş üye seçme hakkı tanınmıştır (m.70). Anayasanın Cumhurbaşkanlığı’nı
da esas itibarıyla bir vesayet makamı olarak tasarladığı düşünülürse, Senato’nun bu karma yapısı, anayasanın
vesayetçi karakterini güçlendirmektedir. Gerçekten, 38 seçimsiz üye, 150 seçimli üye karşısında ciddi bir karşı ağırlık
oluşturmaktadır.
 1961 Anayasası’nın Cumhurbaşkanlığı’na ilişkin hükümlerinde doğrudan doğruya vesayetçi anlayışı çağrıştıran bir
nitelik olmamakla beraber, anayasanın Cumhurbaşkanlığı’nı mümkün olduğunca siyaset üstü, tarafsız bir denge
makamı olarak düşündüğü, çeşitli hükümlerinden anlaşılmaktadır. 1961 Anayasası dönemindeki üç
cumhurbaşkanının (Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk) siyaset dışı ve asker kökenli oluşu, tamamen bir
tesadüf eseri sayılamaz.
 Gene muhtemelen anayasanın bir askeri müdahale ürünü oluşu nedeniyle 1961 Anayasası, askeri otoritenin sivil
otorite karşısındaki konumunu güçlendirecek hükümler kabul etmiştir. Bunların en önemlisi, 1924 Anayasası
döneminde olmayan Millî Güvenlik Kurulu’nun (MGK) bir anayasal organ olarak kurulmasıdır. “Kanunun gösterdiği
Bakanlar ile Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet temsilcilerinden” kurulan bu Kurul, “millî güvenlik ile ilgili kararların
alınmasında ve koordinasyonun sağlanmasında yardımcılık etmek üzere, gerekli temel görüşleri Bakanlar Kurulu’na
bildirmekle” görevlidir (m. 111). Kurul, görünüşte istişari nitelik taşımakla birlikte, gerek dönemin siyasi Konjonktürü,
gerek uygulamada millî güvenlik kavramının çok geniş yorumlanması, gerçekte Kurul’a anayasa metninin
çağrıştırdığından çok daha büyük güç kazandırmıştır. 1961 Anayasası’nın askeri otoritelerin sivil otoriteler karşısındaki
konumunu güçlendiren başka bir yeniliği de 1924 Anayasası döneminde Millî Savunma Bakanı’na karşı sorumlu olan
Genelkurmay Başkanı’nın, Başbakan’a karşı sorumlu kılınmış olmasıdır (m.110)
40_ 1961 anayasasındaki Bu olumsuz oyların şu sebeplerden kaynaklandığı düşünülebilir:
 DP taraftarları, partilerinin iktidarına karşı haksız bir müdahale olarak gördükleri 27 Mayıs Hareketi’ni ve dolayısıyla o
hareketin ürünü olan 1961 Anayasası’nı benimsememişlerdir
 Anayasa yapımı sürecinde diğer iki partinin Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi (CKMP)
rol almış ve Temsilciler Meclisi’nin büyük ölçüde CHP ağırlığı taşımış olmasına karşılık, geniş DP kitlesinin anayasa
yapımından dışlanmış olması, bu kitlenin 1961 Anayasası’nı benimsemesini, kendisini onunla özdeşleştirmesini
psikolojik açıdan güçleştirmiştir.
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 4 / 12
 DP, 1950’lerin hâkim partisidir; 1950, 1954 ve 1957 milletvekili seçimlerinin ilk ikisini bu parti çok açık farkla olmak
üzere kazanmıştır. 1960’lı yıllar da DP’nin siyasal mirasçısı olan Adalet Partisi’nin (AP) üstün gücünü devam ettirdiği
yıllardır. Parlamentoda normal olarak çoğunluk sağlayabilecek güçte olan bir siyasal eğilimin, 1961 Anayasası ile
parlamentonun üstünlüğüne getirilen sınırlamalardan ve siyasal iktidarın, genel oydan kaynaklanmayan organlarla
paylaşılmasından rahatsızlık duyması, başka bir deyişle 1960 öncesinin sınırsız çoğunluk hâkimiyetinin özlemini
çekmesi, bir ölçüde doğal karşılanabilir.
41_ 1488 Sayılı Kanun’la yapılan 22 Eylül 1971 tarihli değişiklik (bununla 1961 Anayasası’nın 35 maddesi değiştirilmiş ve
dokuz geçici hüküm eklenmiştir), ikincisi de 1699 Sayılı Kanun’la yapılan 20 Mart 1973 tarihli değişikliktir. Bu değişikliklerin
ana yönleri şöyle özetlenebilir:
 Yürütmenin güçlendirilmesi: Bu özellik, Bakanlar Kurulu’na kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisinin
tanınmasında (m.64); vergi, resim ve harçların muafiyet ve istisnaları ile nisbet ve hadlerine ilişkin hükümlerde
değişiklik yapmaya Bakanlar Kurulu’nun yetkili kılınmasında (m.61); üniversite özerkliğinin zayıflatılmasında (m.120)
ve Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’nun (TRT) özerkliğinin kaldırılmasında (m.121) kendisini göstermektedir.
 b. Temel haklarda meydana getirilen sınırlamalar: Bu alanda, özellikle 11. maddede yapılan değişiklikle, bütün temel
haklar için geçerli genel bir sınırlama hükmü getirilmesi; çeşitli hak ve hürriyetlerle ilgili anayasal sınırların ve yasal
sınırlama sebeplerinin arttırılması; devlet memurlarının sendika kurma hakkının ortadan kaldırılması (m.119); “tabii
yargı yolu” yerine “kanuni yargı yolu” ilkesinin getirilmesi (m.32) sayılabilir.
 Yargı denetimine getirilen sınırlamalar: Bu konuda da özellikle, Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açabilecekler
arasında “Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde temsilcisi bulunan siyasi partiler” deyiminin “Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partiler” olarak değiştirilerek küçük partilerin iptal davası açma hakkından yoksun
bırakılması (m.149); Anayasa Mahkemesi’nin anayasa değişikliklerini ancak şekil yönünden denetleyebileceğinin
belirtilmesi (m.147); Askeri Yüksek idare Mahkemesi’nin (AYiM) kurulması suretiyle, asker kişilerle ilgili idari eylem ve
işlemlerin denetiminin Danıştay’ın görev alanından çıkarılması (m.140); üyelerinin atanmasında Bakanlar Kurulu’nun
aday göstermesi gibi, hâkimlerin atanmalarındaki genel yöntemden sapan Devlet Güvenlik Mahkemeleri’nin (DGM)
kurulması (m.136) sayılabilir. 1971 ve 1973 Anayasa değişiklikleri, bir bakıma 1982 Anayasası’nın habercisidir. Çünkü
1982 Anayasası, 1961 Anayasası’ndan gene aynı yönlerde, fakat bu sefer daha da radikal biçimde ayrılmıştır.
42_ 1961 Anayasası’nın temel niteliklerini ve uygulanmasını açıklayabilmek. Çoğunlukçu demokrasi anlayışından çoğulcu
demokrasi anlayışına geçilen 1961 Anayasası’nda bu yönde bazı ilkeler saptanmıştır;
 Anayasanın üstünlüğü ilkesi,
 Kuvvetler ayrılığı ilkesi ve devlet iktidarının paylaşılması,
 Çoğulcu toplum yapısının geliştirilmesi,
 Temel hakların genişletilmesi ve güçlendirilmesi,
 1961 Anayasası ile devletin toplumsal barışı ve adaleti sağlamak amacıyla ekonomik ve toplumsal yaşama
müdahalesini ifade eden sosyal devlet ilkesi getirilmiştir.
43_ Osmanlı İmparatorluğu döneminde gerçekleşen Anayasacılık hareketlerini özetleyebilmek. İmparatorluk dönemindeki
anayasal gelişmeler merkezi hükümetle âyan temsilcileri arasında 1808 yılında imzalanan Senedi ittifak belgesi ile başlamıştır.
Bu gelişmeyi 1839 yılında ilan olunan Tanzimat Fermanı, 1856 yılında Islahat Fermanı ve 1876 yılında yürürlüğe giren ve ilk
anayasamız olan Kânüni Esâsi izlemiştir
44_ 1921 Anayasası en önemli ve devrimci ilkesi nedir? “Meclis Hükümeti” sistemini öngörmüştür. Anayasanın en önemli ve
devrimci ilkesi, millî egemenlik ilkesidir.
3 Ünite ( Milli Güvenlik Konseyi Rejimi, 1982 Anayasası’nın Yapılışı Ve Başlıca Özellikleri)
45_ Anayasa Düzeni Hakkında Kanun’un benimsenen ilkeler nedir?
 “Anayasa’da Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne, Millet Meclisi’ne ve Cumhuriyet Senatosu’na ait olduğu
belirtilmiş bulunan görev ve yetkiler 12 Eylül 1980 tarihinden itibaren geçici olarak Millî Güvenlik
Konseyi’nce ve Cumhurbaşkanı’na ait olduğu belirtilmiş bulunan görev ve yetkiler de Millî Güvenlik
Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı’nca yerine getirilir ve kullanılır”.
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 5 / 12
 “Millî Güvenlik Konseyi’nin bildiri ve kararlarında yer alan ve alacak olan hükümlerle Konsey’ce kabul
edilerek yayımlanan ve yayımlanacak olan kanunların 9 Temmuz 1961 tarihli Anayasa hükümlerine
uymayanları anayasa değişikliği olarak ve yürürlükteki kanunlara uymayanları da kanun değişikliği olarak
yayımlandıkları tarihte veya metinlerinde gösterilen tarihlerde yürürlüğe girer”
 “Millî Güvenlik Konseyi’nce kabul edilerek yayımlanan bildiri ve karar hükümleri ile yayımlanan ve
yayımlanacak olan kanunların anayasaya aykırılığı iddiası ileri sürülemez”.
 “Millî Güvenlik Konseyi’nin bildiri ve kararlarında yer alan ve alacak olan hükümlerle 12 Eylül 1980
tarihinden sonra çıkarılan ve çıkarılacak olan Bakanlar Kurulu kararnamelerinin ve üçlü kararnamelerin
yürütülmesinin durdurulması ve iptali istemi ileri sürülemez”.
 “12 Eylül 1980 tarihinden sonra, bakanlar ile bakanların yet ki verdiği görevlilerce kamu personeli hakkında
uygulanan ve uygulanacak olan işlemlerin ve alınan kararların yürütülmesinin durdurulması istemi ileri
sürülemez”
46_ Kanunun 2. maddesine göre Kurucu Meclis’in görevleri:
 “Yeni Anayasa’yı ve Anayasa’nın Halkoyuna Sunuluş Kanunu’nu hazırlamak;
 Halkoyuna sunulan ve milletçe kabul edilince kesinleşerek, geçici hükümlerine göre yürürlüğe girecek olan
Anayasa’nın ilkelerine uygun Siyasi Partiler Kanunu’nu hazırlamak;
 Yeni Anayasa’nın ve Siyasi Partiler Kanunu’nun hükümlerini göz önünde tutarak Seçim Kanunu’nu hazırlamak;
 Millî Güvenlik Konseyi’nce kararlaştırılacak tarihte yapılacak genel seçimlerle Türkiye Büyük Millet Meclisi kurulup
fiilen göreve başlayıncaya kadar, kanun koyma, değiştirme ve kaldırma suretiyle yasama görevlerini yerine
getirmektir”.
47_ 1982 Anayasası’nın başlıca özelliklerini tespit edebilmek.
 1982 Anayasası, bir tepki anayasası olması ne- deniyle aşırı düzenleyici bir yöntemle hazırlanmıştır;
 1961 Anayasası’ndan daha katı niteliktedir;
 Otorite - hürriyet dengesinde, otoritenin ağırlığını arttırmıştır;
 Siyasal sistemde görülen tıkanmaları giderici ve bunalım olasılıklarını azaltıcı hükümler ön- görmüştür;
 1961 Anayasası’na oranla daha az katılmacı bir demokrasi modeli benimsemiştir.
48_ 1961 ve 1982 Anayasası’nın yapım süreçlerinin farklarını açıklayabilmek. Konsey’ce çıkarılan Kurucu
Meclis Hakkında Kanun’a göre, yeni anayasanın yapılması için bir kanadı Millî Güvenlik Konseyi’nden, diğer
kanadı da onun atadığı Danışma Meclisi’nden oluşan bir Kurucu Meclis kurulmuştur. 1982 Anayasası’nın
yapım süreci, 1961 Anayasası’na oranla daha az temsilî ve demokratik bir süreç olmuş, Millî Güvenlik Konseyi
bu konuda son sözü söylemiştir.
49_ 1982 Anayasası’nın hazırlanma süreci 1961 Anayasası’nınki ile karşılaştırıldığında, aralarında başlıca şu benzerlikler ve
farklar göze çarpmaktadır.
Benzerlikler
 Her iki Anayasa, askeri müdahaleler sonucu oluşmuştur.
 Her iki Anayasa, bir kanadı askeri harekatın liderliğini yapan kuruldan (MBK ve Millî Güvenlik Konseyi) diğer kanadı ise
sivillerden (Temsilciler Meclisi ve Danışma Meclisi) oluşan Kurucu Meclis’ler tarafından hazırlanmıştır.
 Her iki durumda da Kurucu Meclis, daha doğrusu bu Meclis’in sivil kanadı seçimle oluşmamıştır.
 Her iki durumda da Kurucu Meclisçe hazırlanan Anayasa, halkoyuna sunulmak suretiyle kesinleşmiştir.
 Her iki durumda da sivil kanadın, Bakanlar Kurulu’nun kurulması ve düşürülmesine ilişkin yetkileri yoktur.
Farklar
 Gerek Temsilciler Meclisi gerek Danışma Meclisi, genel seçim sonucunda oluşmamakla beraber, 1961 Temsilciler
Meclisi’nin daha temsilî nitelik taşıdığı görülmektedir. Bu meclisin üyelerinin aşağı yukarı üçte biri dolaylı bir seçimle
üyelik sıfatını kazanmış, önemli bir bölümü de kooptasyon, yani çeşitli meslek kuruluşlarının kendi temsilcilerini
belirlemesi yoluyla oluşmuştur. Buna karşılık Danışma Meclisi üyelerinin tümü Millî Güvenlik Konseyi tarafından
atanmıştır.
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 6 / 12
 Temsilciler Meclisi’nde, kapatılan DP dışında, günün diğer iki partisi olan CHP ve CKMP gerek doğrudan doğruya
kendilerine ayrılan kontenjanlar, gerek iller ve meslek kuruluşları temsilcileri arasındaki parti üyeleri kanalıyla,
Anayasa’nın hazırlanmasında büyük ölçüde etkili oldukları hâlde, Danışma Meclisi tümüyle partisiz bir meclistir.
 Bu iki fark, Danışma Meclisi’nin Temsilciler Meclisi’ne oranla, sosyal kompozisyon bakımından çok daha fazla
bürokrasi ağırlıklı bir kuruluş olması sonucunu doğurmuştur.
 Temsilciler Meclisi MBK karşısında, Danışma Meclisi’nin Millî Güvenlik Konseyi karşısındaki durumuna oranla daha
geniş yetkili bir kuruluştur. 1961 sisteminde Temsilciler Meclisi tarafından kabul edilen metin MBK tarafından aynen
kabul edilmediği, Temsilciler Meclisi de MBK tarafından yapılan değişiklikleri benimsemediği takdirde, iki meclisin
üyelerinden oluşan bir Karma Komisyon kurulması ve Karma Komisyon metninin Kurucu Meclis birleşik toplantısında
oylanması öngörülmüştü. Bu durum, sayıca daha kalabalık olan Temsilciler Meclisi’ne bir üstünlük sağlıyordu. 198183
sisteminde ise Millî Güvenlik Konseyi, Danışma Meclisi’nce kabul edilen metinde dilediği değişikliği yapma veya bunu
tümüyle reddetme yetkisini kendisinde saklı tutmuştur. Millî Güvenlik Konseyi’nce değiştirilerek kabul edilen metnin
tekrar Danışma Meclisi’ne gönderilmesi gibi bir yöntem öngörülmemiştir. Bu anlamda Anayasa’nın yapımında nihai
söz, Millî Güvenlik Konseyi’ndedir. Danışma Meclisi, nihayet bir danışma veya ön çalışma organıdır.
 1961 sisteminde, halkoyuna sunulan anayasa tasarısının kabul edilmemesi hâlinde ne yapılacağı açıkça belirtilmiştir.
Bu durumda, yeni Seçim Kanunu’na göre yapılacak genel seçimle yeni bir Temsilciler Meclisi kurulacak ve bu meclis,
anayasa çalışmalarına yeniden başlayacaktır. 198183 sisteminde ise, Anayasa tasarısının halkoylamasında reddi
durumunda ne yapılacağı konusunda bir açıklık yoktur. Bu durum, tasarı reddedildiği takdirde askerî idarenin belirsiz
bir süre daha devam edebileceği düşüncesini akla getirebilecek niteliktedir.
 1961 Halkoylaması’nda siyasal partiler kamuoyu oluşturmakta aktif bir roloynadıkları, hatta Anayasa’nın kabulüne
karşı olan görüşler nisbî bir rahatlık içinde ifade edilebildiği hâlde, 1982 Halkoylaması’na ilişkin 70 sayılı Millî Güvenlik
Konseyi kararında, Anayasa üzerindeki görüş ve önerilerin açıklanmasında “münhasıran Anayasa taslağının
geliştirilmesi maksadı içinde” kalınacağı, “Anayasanın halkoylamasında, halkın vereceği reyin nasıl olması gerekeceği
hususunda etki yapacak herhangi bir telkinde” bulunulamayacağı belirtilmiştir. Benzer şekilde, 71 sayılı Millî Güvenlik
Konseyi kararında da “Anayasanın geçici maddeleri ile Devlet Başkanı’nın radyo televizyonda ve yurt gezilerinde
yapacakları anayasayı tanıtma konuşmaları hiç bir suretle eleştirilemez ve bunlara karşı yazılı veya sözlü herhangi bir
beyanda bulunulamaz” denilmek suretiyle, halkoylaması öncesinde anayasa üzerindeki tartışmalar sınırlandırılmıştır.
 1961 Halkoylaması’nın aksine, 1982 Halkoylaması’nda Anayasanın kabulü, Cumhurbaşkanı’nın seçimiyle
birleştirilmiştir. Anayasanın geçici birinci maddesine göre, “Anayasanın, halkoylaması sonucu, Türkiye Cumhuriyeti
Anayasası olarak kabul edildiğinin usulünce ilanı ile birlikte halkoylaması tarihindeki Milli Güvenlik Konseyi Başkanı ve
Devlet Başkanı, Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak, yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile Cumhurbaşkanı’na tanınan
görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. 18 Eylül 1980 tarihinde Devlet Başkanı olarak içtiği and yürürlükte kalır”.
50_ Kooptasyon nedir? Kuruluşların kendi temsilcilerini kendilerinin belirlemesi yoludur
51_ Çerçeve Anayasa nedir? Genel ilkeleri düzenleyen ve bunların uygulanma biçimlerini kanunlara bırakan anayasa tipidir.
52_ Unutmamak gerekir ki tarihte en uzun ömürlü olmuş anayasalar, ABD Anayasası gibi kısa, çerçeve anayasalardır.
53_ Katı Anayasa nedir? Değiştirilmesi olağan kanunlardan daha güç koşullara bağlanan anayasa tipidir.
54_ Bu geçiş dönemi, anayasanın aşağıdaki hükümlerinde gözlemlenmektedir:
 Anayasanın geçici 1/1. maddesine göre “Anayasanın, halkoylaması sonucu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası olarak
kabul edildiğinin usulünce ilanı ile birlikte, halkoylaması tarihindeki Millî Güvenlik Konseyi Başkanı ve Devlet Başkanı,
Cumhurbaşkanı sıfatını kazanarak, yedi yıllık bir dönem için, Anayasa ile Cumhurbaşkanı’na tanınan görevleri yerine
getirir ve yetkileri kullanır. 18 Eylül 1980 tarihinde Devlet Başkanı olarak içtiği and yürürlükte kalır. Yedi yıllık sürenin
sonunda Cumhurbaşkanlığı seçimi Anayasada öngörülen hükümlere göre yapılır”. Bu hükümle, Cumhurbaşkanı’nın
seçiminde Anayasa’nın belirlemiş olduğu yöntemden bir kere için ayrılınmış ve Anayasa hakkındaki halkoylaması ile
birlikte Cumhurbaşkanı’nın doğrudan doğruya halk tarafından seçilmesi öngörülmüştür. Böylece, General Kenan
Evren’e, yedi yıllık bir süre için, yeni anayasanın Cumhurbaşkanı’na tanıdığı geniş yetkilerden yararlanarak, oluşan
sivil iktidarı bir ölçüde yönlendirmek ve denetlemek imkânı verilmiştir.
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 7 / 12
 Anayasa’nın geçici 2/3. maddesine göre “Türkiye Büyük Millet Meclisi toplanıp göreve başladıktan sonra, Millî
Güvenlik Konseyi, altı yıllık bir süre için Cumhurbaşkanlığı Konseyi haline dönüşür ve Millî Güvenlik Konseyi üyeleri,
Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyesi sıfatını alırlar. Millî Güvenlik Konseyi Üyesi olarak 18 Eylül 1980 tarihinde içtikleri
and yürürlükte kalır. Cumhurbaşkanlığı Konseyi Üyeleri, Anayasa’da Türkiye Büyük Millet Meclisi üyelerinin haiz
bulundukları özlük hakları ile dokunulmazlığına sahip olurlar. Altı yıllık süre sonunda Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin
hukuki varlığı sona erer.” maddenin son fıkrası da Cumhurbaşkanlığı Konseyi’nin görevlerini düzenlemiştir.
 Geçici 9. madde, gene altı yıllık bir süre için, Cumhurbaşkanı’nın Anayasa değişiklikleri üzerindeki denetim yetkisini
daha geniş tutmuştur. Bu maddeye göre, “ilk genel seçimler sonucu toplanacak Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin
Başkanlık Divanı kurulduktan sonra altı yıllık süre içinde yapılacak Anayasa değişikliklerini Cumhurbaşkanı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi’ne geri gönderebilir. Bu takdirde Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin geri gönderilen Anayasa
değişikliği hakkındaki kanunu, aynen kabul edip tekrar Cumhurbaşkanı’na gönderebilmesi, üye tamsayısının dörtte üç
çoğunluğunun oyu ile mümkün olabilir”.
 Anayasa’nın geçici 4. maddesi, 12 Eylül öncesi siyasal partilerin bazı yöneticileri ve parlamenterleri hakkında beş ve
on yıllık olmak üzere iki çeşit siyasal faaliyet yasağı getirmiştir. Bu yasaklar, 6 Eylül 1987 tarihli halkoylamasıyla
kaldırılmıştır.
55_ Rasyonelleştirilmiş Parlamentarizm nedir? Parlamenter sisteme daha işlerlik kazandırmak, gereksiz tıkanma ve
bunalımları aşmak amacıyla bazı kurum ve kuralların öngörüldüğü bir modeldir
56_ Dolayısıyla anayasa, sivil siyasetin alanını, mümkün olduğunca daraltan, seçilmiş iktidarların hareket serbestliğini
bürokratik denetim mekanizmaları ile alabildiğine kısıtlayan bir anlayışı temsil etmektedir. Bu mekanizmalar şöyle
özetlenebilir:
 Cumhurbaşkanlığı makamı, 1961 Anayasası’ndaki ile kıyaslanamayacak derecede güçlendirilmiş ve gerçek bir vesayet
makamı hâline getirilmiştir. 1982 Anayasası’na ilişkin halkoylamasının, Millî Güvenlik Konseyi başkanı General
Evren’in tek aday olarak katıldığı Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle birleştirilmesi sonucu, General Evren, sivil yönetime
geçilmesinden sonra da hayli uzun bir süre bu vesayet yetkilerini kullanma imkânına kavuşmuştur. Nitekim kendisi,
1982 Anayasası’nın “kefili” olduğunu defalarca ifade etmiştir. Muhtemelen, Evren’in döneminin bitiminden sonra da
bu makama ancak devlet elitlerinin onayını sağlamış kişilerin seçilebileceği varsayılmıştır.
 Anayasa Mahkemesi üyelerinin ve diğer bazı yüksek yargı mensuplarının (Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyeleri,
Danıştay üyelerinin dörtte biri, Askerî Yargıtay ve Askerî Yüksek idare Mahkemesi üyeleri, Yargıtay Cumhuriyet
Başsavcısı ve Başsavcı vekili) seçiminde Cumhurbaşkanı’na belirleyici bir rol tanınmak suretiyle, bu organların,
özellikle Anayasa Mahkemesi’nin, Cumhurbaşkanı’nın görüşleri paralelinde ek vesayet organları olarak çalışmaları
sağlanmak istenmiştir.
 Benzer şekilde, Yükseköğretim Kurulu’nun başkan ve üyeleri ile üniversite rektörlerinin seçiminde Cumhurbaşkanı’na
belirleyici bir rol tanınması (m130,131) suretiyle, Konsey rejiminin hassas telakki ettiği bu alanın Cumhurbaşkanı’nın
vesayeti altında olmasına çalışılmıştır.
 MGK’nin konumu, 1961 Anayasası’ndaki ile kıyaslanamayacak derecede güçlendirilmiş, Kurul kararlarının Bakanlar
Kurulu’nca “öncelikle dikkate alınacağı” hükme bağlanmıştır. Kurulda sivil ve asker üyelerin sayıca eşitliği (eğer
Cumhurbaşkanı asker kökenli ise, asker üyelerin çoğunluğu) öngörülmüştür (m. 118). Bu hükümlerde nisbî bir
iyileştirme, 2001 Anayasa değişikliği ile sağlanmıştır.
 Siyasi partilerin faaliyet alanı sınırlandırılmış, parti yasakları şiddetlendirilmiş, partilerin kapatılmaları kolaylaştırılmış,
kapatma halinde ilgili parti üyelerine siyasi faaliyet yasağı ve milletvekilliğinin düşmesi gibi ek müeyyideler
getirilmiştir. Bu konuda da nisbî iyileştirmeler, 1995 ve 2001 Anayasa değişiklikleri ile sağlanmıştır.
Ünite 4 ( Devletin Temel Nitelikleri)
57_ Çağımızın en istikrarlı ve gelişmiş demokrasilerinden bazılarının meşruti monarşiler hangileridir? (İngiltere, İsveç,
Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, ispanya) anayasal ya da meşruti monarşiler olduğu unutulmamalıdır
58_ Cumhuriyetin niteliklerini sıralayabilmek ve anlatabilmek hangileridir? Cumhuriyetin niteliklerini, Atatürk
milliyetçiliğine bağlılık, laiklik, demokratik ve insan haklarına saygılı devlet anlayışı ile sosyal hukuk devleti olarak belli
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 8 / 12
başlıklar altında toplamak mümkündür. Buna göre; Atatürk milliyetçiliği, ırkçılığa, şovenizme ve saldırganlığa karşıdır
59_ Laiklik ilkesinin temel unsurlarını ise beş ana başlıkta toplayabiliriz:
 Herkes için, ayrım gözetmeksizin, din ve vicdan hürriyeti,
 Resmî bir devlet dininin olmaması,
 Devletin, bütün dinlerin mensuplarına eşit davranması,
 Din kurumlarıyla devlet kurumlarının ayrılmış olması,
 Devlet yönetiminin din kurallarından etkilenmemesi.
60_ Cumhuriyetin niteliklerinden bir diğerini ifade eden ve yurttaşların, hukuki güvenlik içinde bulundukları, devletin
eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı oldukları bir sistemi anlatan hukuk devletinin temel nitelikleri şunlardır;
 Yürütme işlemlerinin yargısal denetim altında olması
 Yasama işlemlerinin yargısal denetim altında olması
 Yargı bağımsızlığı
 Kanuni hâkim güvencesi
 Ceza sorumluluğu ilkeleri
 Hukukun genel ilkelerine bağlılık
61_ Atatürk’e göre Türk milliyetçiliği nedir? “ilerleme ve gelişme yolunda ve milletlerarası temas ve ilişkilerde, bütün çağdaş
milletlere paralel ve onlarla uyum içinde yürümekle beraber, Türk toplumunun özel karakterlerini ve başlı başına bağımsız
kimliğini korumaktır
62_ (A) Din Hürriyeti, (B) Din Ve Devlet İşlerinin Ayrılığı Olarak, İki Cephesi Vardır Nelerdir?
Din hürriyeti, vicdan ve ibadet hürriyetlerini kapsar. Bunlardan ilki, anayasanın 24/1. maddesinde, “Herkes, vicdan, dini inanç
ve kanaat hürriyetine sahiptir.” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hürriyet, herkesin dilediği dini inanç ve kanaate sahip
olabileceğini ifade ettiği gibi, dilerse hiçbir dini inanca sahip olmama hürriyetini de içerir. Anayasa’nın 24/3. maddesi de,
inanç hürriyetinin doğal bir uzantısıdır. Buna göre, “kimse, ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya, dini inanç ve kanaatlerini
açıklamaya zorlanamaz; dini inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz”
63_ Laik Devlet nedir? Gerek dine bağlı devlet, gerekse devlete bağlı din sistemlerini reddeden, din ve devlet işlerini
bütünüyle birbirinden ayıran yönetim sistemidir.
64_ Laiklik ne zaman kabul edildi? 1937 değişikliği ile de laiklik ilkesi açıkça kabul edilmiştir.
65_ Hürriyetçi demokratik rejimin özellikleri nelerdir? Ülkeden ülkeye bazı değişiklikler göstermekle beraber, bu rejimin
vazgeçilmez, asgari şartı olarak kabul edilmesi gereken bazı unsurlar da vardır. Bunların en önemlileri, siyasal sistemdeki
temel siyasal karar organlarının genel oya dayanan serbest seçimlerle oluşması, serbestçe örgütlenen siyasal partiler arasında
eşit şartlarla yürütülen iktidar yarışması ve tüm vatandaşların temel hak ve hürriyetlerinin tanınmış ve hukuki güvence altına
alınmış olmasıdır.
66_ Demokrasi nedir? Yöneticilerin bütün yönetilenler tarafından serbest ve dürüst seçimler yoluyla seçildiği rejimdir
67_ Genel Oy nedir? Servet, vergi, öğrenim durumu ve cinsiyet gibi nitelik sınırlandırmaları olmaksızın bütün yurttaşların oy
kullanma hakkına sahip olmasıdır.
68_ Seçimler ve halkoylaması, serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim
ve denetimi altında yapılır”
69_ Türkiye’de servete bağlı oy ne zaman kullanıldı? I. ve II. Meşrutiyet dönemlerinde, servete bağlı oy ilkesi uygulanmıştır.
70_ Erkeklere genel oy hakkı ne zaman verildi? 1924 yılında seçim kanununda yapılan değişiklikle, erkekler için genel oy
hakkı kabul edilmiş;
71_ Kadınlara genel oy hakkı ne zaman kabul edildi? 1934’te ise bu hak, kadınlara da tanınmıştır. Böylece, 1934’ten bu yana
Türkiye’de genel oy sistemi mevcut olmuştur.
72_ seçme halkoylamasına katılma yaşı kaçtır? 23.7.1995 tarihinde yapılan değişiklikle daha da düşürülmüştür. Buna göre
“on sekiz yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halkoylamasına katılma haklarına sahiptir”
73_ Eşit Oy nedir? Bu ilke, her seçmenin bir tek oya sahip olması anlamına gelir
74_ Türkiye’de 1946 yılına kadar iki dereceli seçim uygulanmıştır. 1946 seçimleri, tek dereceli sisteme göre yapılan ilk
seçimler olmuştur.
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 9 / 12
75_ Oy’un Gizliliği nedir? Oy’un gizliliği, seçmenin, seçmenin iradesini serbestçe ve her türlü baskıdan uzak biçimde
kullanabilmesini sağlayan en önemli unsurlardan biridir. Türkiye’de gizli oy ilkesi, 1950 yılında kabul edilmiştir.
76_ Açık Sayım ve Döküm nedir? Oyların sayımının ve dökümünün kamuya açık olarak yapılması da seçmenin belirttiği
iradenin sonradan değiştirilmesini önleyen önemli bir ilkedir. Bu ilke de gizli oy ilkesi gibi, ülkemizde 1950 yılında kabul
edilmiştir
77_ Yüksek Seçim Kurulu üye sayıları nedir? Yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay
Genel Kurulu’nca kendi üyeleri arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir.
78_ 1961 ve 1982 Anayasa’ları, seçimlerin yönetim ve denetimini tarafsız yargı organına vermekle, seçimlerin dürüstlüğünü
güvence altına alacak çok önemli bir ilke getirmişlerdir.
79_ Partisiz rejimlere nerelerde görülür. ancak bazı geleneksel ve az gelişmiş toplumlarda rastlanmaktadır
80_ Siyasi partilerin amaçlarına ilişkin yasaklar “Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devlet’in bağımsızlığına,
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine,
demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü
savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez”
81_ 1982 Anayasası’nın 68/4. maddesindeki yasaklar, siyasal parti faaliyetleri bakımından şu sınırlamaları getirmektedir:
 Devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğü: Devletin ülkesiyle bölünmezliği, devletin dış bağımsızlığının ve ülke
bütünlüğünün korunması unsurlarını içerir. Mesela Türkiye Cumhuriyeti’nin dışa karşı bağımsızlığının ortadan
kaldırılmasını veya ülkemizin bir bölümünün Türkiye Cumhuriyeti’nden ayrılmasını savunan bir parti, temelli kapatılır.
Devletin ülkesiyle bölünmezliği ilkesinin, devletin tekliğinin korunmasını da içine alıp almadığı tartışmalıdır. 2820
sayılı Siyasi Partiler Kanunu’na (SPK) (m. 80) göre “Siyasi partiler, Türkiye Cumhuriyeti’nin dayandığı Devlet’in tekliği
ilkesini değiştirmek amacını güdemezler ve bu amaca yönelik faaliyette bulunamazlar”. Devletin milletiyle
bölünmezliği ilkesi de azınlık yaratılmasının önlenmesi, bölgecilik ve ırkçılık yasağı ve eşitlik ilkesinin korunması
hususlarını kapsamaktadır. Buna göre siyasi partiler, “Türkiye Cumhuriyeti ülkesi üzerinde millî veya dini kültür veya
mezhep veya ırk veya dil farklılığına dayanan azınlıklar bulunduğunu ileri süremezler. Türk dilinden veya kültüründen
başka dil ve kültürleri korumak, geliştirmek veya yaymak yoluyla Türkiye Cumhuriyeti üzerinde azınlıklar yaratarak
millet bütünlüğünün bozulması amacını güdemezler ve bu yolda faaliyette bulunamazlar.” Tüzük, program ve
faaliyetlerinde Türkçe’den başka dil kullanamazlar. Bölgecilik veya ırkçılık amacını güdemezler ve Anayasa’da yer alan
eşitlik ilkesine aykırı faaliyette bulunamazlar (SPK, m.8183). SPK’deki bu yasaklar, Anayasa’da yer alan “devletin ülkesi
ve milletiyle bölünmez bütünlüğü ”ne aykırı hareket etme yasağını aşmakta ve ne türlü olursa olsun etnik temele
dayanan siyasal partileri yasaklamaktadır. Bizce anayasada yer almayan bir yasağın SPK’yle konulması anayasaya
aykırıdır. SPK, anayasadaki yasakları genişletici değil, ancak somutlaştırıcı hükümler içerebilir. SPK’nin sözü geçen
hükümlerinin, yakın zamana kadar Anayasa’nın geçici 15/3. maddesinin koruması altında olması, bu konuda bir
anayasaya uygunluk denetiminin gerçekleştirilmesine imkân vermemiştir. 2001 Anayasa değişikliğiyle bu hükmün
kaldırılmış olması, Anayasa Mahkemesi’ne bu konuda daha etkin bir denetimde bulunma imkânını açabilir.
 Cumhuriyet ilkesi: Bu ilke, monarşik partileri yasaklamaktadır.
 Demokratik devlet düzeni: Anayasa’nın 68. maddesinde yer alan insan hakları, millet egemenliği ve demokratik
devlet ilkeleri, insan haklarına dayanan hürriyetçi çok partili demokrasiyi reddeden her türlü totaliter ve diktacı
partileri yasaklamaktadır (SPK, m. 78).
 Laiklik: Siyasal partiler, “Devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına
dayandırma” amacını güdemezler. Siyasal çıkar veya nüfuz sağlamak amacıyla “her ne suretle olursa olsun, dini veya
din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamazlar” (m. 24/son). SPK, bunlara
ek olarak, siyasal partilerin inkılap kanunlarının hükümlerine aykırı amaç güdemeyeceklerini; Atatürk’ün kişiliğini,
faaliyetlerini ve hatırasını kötüleyemeyeceklerini; Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik niteliğinin değiştirilmesi ve
halifeliğin yeniden kurulması amacını güdemeyeceklerini; dini tören ve ayin tertipleyemeyeceklerini ve DiB’in genel
idare içinde yer almasına ilişkin Anayasa hükmüne aykırı amaç güdemeyeceklerini hükme bağlamıştır (m.8489).
 Sınıf veya zümre diktatörlüğünün yasaklanması: Anayasa’nın 68/4. maddesine göre siyasi partiler “sınıf veya zümre
diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz”. Ancak bu hüküm, ne
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 10 / 12
sosyolojik bir gerçeklik olarak sosyal sınıfların inkâr edildiği, ne de belli sınıfların menfaatlerini temsil eden siyasal
partilerin yasaklandığı anlamına gelir. Egemenlik ve siyasal iktidar, farklı kavramlardır. Sınıf egemenliği, ülke içindeki
tek üstün gücün tek bir sınıfın elinde toplanması ve bütün diğer sınıfların egemenliğin kullanılmasından dışlanması
demektir.
82_ Sınıf Egemenliği: Ülke içindeki üstün gücün bir sınıfın elinde toplanması ve bütün diğer sınıfların egemenliğin
kullanılmasından dışlanmasıdır
83_ Siyasal Partilerin Örgütlenme ve Çalışmalarına ilişkin Yasaklar
 “Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dahil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur
statüsündeki görevlileri ile yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler
mensupları ile yükseköğretim öncesi öğrencileri siyasi partilere üye olamazlar” (m. 68/5).
 “Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin
uygulanması kanunla düzenlenir” (m.69/1).
 “Siyasi partiler, ticari faaliyetlere girişemezler” (m. 69/2).
 Siyasi partilerin Anayasa Mahkemesi’nin malî denetimine tabi oldukları 1982 Anayasası’nın ilk şeklinde de belirtilmiş
olmakla beraber, 23.7.1995 tarihli Anayasa değişikliğiyle bu konu daha ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Buna göre
“siyasi partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gereklidir. Bu kuralın uygulanması kanunla düzenlenir.
Anayasa Mahkemesi’nce siyasi partilerin mal edinimleri ile gelir ve giderlerinin kanuna uygunluğunun tespiti, bu
hususun denetim yöntemleri ve aykırılık hâlinde uygulanacak yaptırımlar kanunda gösterilir. Anayasa Mahkemesi bu
denetim görevini yerine getirirken Sayıştay’dan yardım sağlar. Anayasa Mahkemesi’nin bu denetim sonunda vereceği
kararlar kesindir” (m. 69/3).
 “Temelli kapatılan bir parti bir başka ad altında kurulamaz” (m. 69/8).
 “Bir siyasi partinin temelli kapatılmasına beyan veya faaliyetleriyle sebep olan kurucuları dahil üyeleri, Anayasa
Mahkemesi’nin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının Resmî Gazete’de gerekçeli olarak yayımlanmasından
başlayarak beş yıl süreyle bir başka partinin kurucusu, üyesi, yöneticisi ve deneticisi olamazlar” (m. 69/9).
 “Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi
yardım alan siyasi partiler temelli olarak kapatılır” (m. 69/10).
 Kapatılmış siyasi partilerin isimleri, amblemleri, rumuzları, rozetleri ve benzeri işaretleri ile daha önce kurulmuş Türk
Devletlerine ait topluma mal olmuş bayrak, amblem ve şamalar siyasi partilerce kullanılamaz. Kurulacak siyasi
partiler, kapatılan siyasi partilerin devamı olduklarını beyan edemez ve böyle bir iddiada bulunamazlar. Komünist,
anarşist, faşist, teokratik, nasyonal sosyalist, din, dil, ırk, mezhep ve bölge adlarıyla veya aynı anlama gelen adlarla da
siyasi partiler kurulamaz veya parti adında bu kelimeler kullanılamaz (SPK, m. 96).
84_ Siyasal Partilerin Kapatılması için kim dava açar? Anayasa’ya göre “siyasi partilerin kapatılması, Cumhuriyet
Başsavcısı’nın açacağı dava üzerine, Anayasa Mahkemesi’nce kesin olarak karara bağlanır
85_ Türkiye, Avrupa Konseyi’nin neyidir? Kurucu üyeleri arasındadır.
86_ Avrupa insan Hakları Sözleşmesi’ni (AiHS) ne zaman onayladı? 1954 yılında onaylamıştır.
87_ Türkiye, Avrupa insan Hakları Komisyonu’na bireysel müracaat hakkını ne zaman imzaladı? 1987, Avrupa insan Hakları
88_Mahkemesi’nin (AiHM) bağlayıcı yargı yetkisini ne zaman kabul etti? 1989 yılında kabul etmiştir. Nihayet, 2004 Anayasa
değişikliği, milletlerarası insan hakları andlaşmalarına millî kanunlar karşısında öncelik tanımıştır.
89_ Venedik Komisyonu raporuna göre siyasi partilerin yasaklanması nedir? “ancak demokratik düzeni devirecek, böylece
anayasanın güvence altına aldığı hakları ve hürriyetleri tahrip edecek bir siyasal araç olarak şiddet kullanımını savunan veya
şiddet kullanan partiler bakımından haklı görülebilir. Bir partinin, anayasanın barışçı yöntemlerle değiştirilmesini savunması,
tek başına, onun yasaklanması veya feshedilmesi için yeterli değildir.”
90_ AiHM’e göre, “bir siyasi parti, kanunlarda veya devletin hukuki ve anayasal yapılarında bir değişiklik için, iki şartla bir
kampanya yürütebilir:
 Birincisi, bu amaç için kullanılacak araçlar her bakımdan hukuki ve demokratik olmalıdır;
 İkincisi, önerilen değişikliğin kendisi de temel demokratik ilkelerle bağdaşabilir olmalıdır. Bunun zorunlu sonucu
olarak, liderleri şiddete teşvik eden veya demokrasinin bir veya birden çok kuralına uymayan veya demokrasinin
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 11 / 12
tahribi ya da bir demokraside tanınan hak ve hürriyetlerin çiğnenmesini amaçlayan bir politikayı öneren bir siyasi
parti, bu gerekçelerle kendisine verilen cezalara karşı Sözleşme’nin korumasını talep edemez”
91_ Sınırlama sebepleri bakımından ise iki anayasa arasında önemli bir fark göze çarpmaktadır.
1961 Anayasası, genel olarak, her temel hak ve hürriyetin hangi sebeplerle sınırlanabileceğini, o hürriyetle ilgili maddede
belirtmiş, fakat bunun yanında 11/2. maddede “Kanun, kamu yararı, genel ahlak, kamu düzeni, sosyal adalet ve millî güvenlik
gibi sebeplerle de olsa, bir hakkın ve hürriyetin özüne dokunamaz.” hükmüne yer vermiştir. 1982 Anayasası’nın 13.
maddesindeki düzenlemeye göre “Temel hak ve hürriyetler, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, millî
egemenliğin, Cumhuriyetin, millî güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın ve genel sağlığın
korunması amacı ile ve ayrıca anayasanın ilgili maddelerinde öngörülen özel sebeplerle, Anayasanın sözüne ve ruhuna uygun
olarak kanunla sınırlanabilir. Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özel sınırlamalar demokratik toplum düzeninin
gereklerine aykırı olamaz ve öngörüldükleri amaç dışında kullanılamaz. Bu maddede yer alan genel sınırlama sebepleri temel
hak ve hürriyetlerin tümü için geçerlidir”
92_ Sınırlamanın Sınırları nedir? Anayasa, temel hak ve hürriyetlerin ancak anayasada belirtilen şartlarla
sınırlanabileceğini öngörmüş, böylece sınırlamanın da bazı sınırlarını kabul etmiştir.
 Sınırlama, ancak kanunla yapılabilir. Bunun, idarenin düzenleyici işlemleri ile hürriyetlerin hiçbir şekilde
sınırlandırılamayacağı anlamına gelmediğini de daha sonra inceleyeceğiz.
 Sınırlama, anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olmak zorundadır. Bu şart, özellikle, anayasanın temel hak ve
hürriyetler için ek güvenceler belirtmiş olması durumunda önem kazanmaktadır. Gerçekten anayasa, birçok hâllerde,
sadece bir hak veya hürriyeti tanımakla yetinmemiş; aynı zamanda kanun koyucunun, o hak veya hürriyeti
düzenlerken yapamayacağı hususları da belirtmiştir. Bunlar, kanun koyucuya yönelik yasaklama hükümleridir. Mesela
toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenlemenin (m. 34/1) önceden izin alma şartına bağlanamaması; tutuklamanın (m. 19)
ancak hâkim kararı ile yapılabilmesi; özel hayatın (m. 20) ve haberleşmelerin (m. 22) gizliliğine ve konuta (m. 21)
anayasada belirtilen istisnalar dışında hâkim kararı olmadıkça dokunulamaması gibi. Dolayısıyla, anayasadaki ek
güvencelere aykırı bir kanuni düzenleme, elbette mümkün değildir. Ayrıca sınırlamanın, anayasanın sadece sözüne
değil, ruhuna yani anayasanın bütününe ve ondan çıkan temel anlama da aykırı olmaması gerekir.
 Kanuni sınırlama, ancak anayasanın ilgili maddesinde o hürriyet için öngörülmüş sınırlama sebeplerine dayanabilir.
 Ölçülülük ilkesi: Bu ilke, sınırlamada başvurulan aracın sınırlama amacını gerçekleştirmeye elverişli olmasını; bu
aracın, sınırlama amacı açısından gerekli olmasını ve araçla amacın ölçüsüz bir oran içinde bulunmamasını ifade eder.
Ölçülülük ilkesi, 2001 anayasa değişiklikleriyle 13. maddede açıkça ifade edilmiştir.
 Hakkın özü ve demokratik toplum düzeninin gerekleri: 1961 Anayasası, Federal Alman Cumhuriyeti Anayasası’ndan
esinlenilerek, kanunun temel hak ve hürriyetlerinin özüne dokunamayacağı ilkesini kabul etmiştir (m. 11/2).
Doktrinde de kabul edildiği gibi, temel hak ve hürriyetlerin özünün ne olduğunu, diğer bir deyişle onun içeriğini,
bütün hürriyetler için genel olarak tanımlamak mümkün değildir. Bunu her hak ve hürriyet için onun kendisine özgü
niteliklerine uygun olarak, ayrı ayrı tanımlamak gerekir. Bir hak veya hürriyetin özü, onun vazgeçilmez unsuru,
dokunulduğu takdirde söz konusu hürriyeti anlamsız kılacak olan aslî çekirdeğidir.
93_ Ölçülülük ilkesi nedir? Temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasında sınırlama aracının amacı gerçekleştirmeye elverişli
olması ve araç ile amaç arasında ölçülü bir oranın olmasıdır
94_ 1982 Anayasası, temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması konusunu Temel Haklar ve Ödevler başlıklı
ikinci Kısım’da düzenlenmiştir. Anayasa’nın 15/1. maddesine göre, “Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hâllerde,
milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve
hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı
tedbirler alınabilir”.
95_ İdari yargı adı verilen bu sistem nerede doğmuş? Fransa’da doğmuş ve oradan diğer Kara Avrupa’sı ülkelerine
yayılmıştır. Türkiye’de de yüzyılı aşkın bir süredir uygulanmakta olan sistem budur.
96_ Türkiye’de Danıştay nedir? İdari yargı sisteminin en üst merciidir. Danıştay, idari davaların bir kısmında ilk ve son
inceleme mercii, bir kısmında ise son inceleme (temyiz) merciidir.
97_ kimler yargı denetimi dışındadır? Buna göre, “Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile Yüksek Askeri şuranın
ANAYASA HUKUKU
Sayfa 12 / 12
kararları yargı denetimi dışındadır”.
98_ Kamu denetçileri neyle ilgilenir? “Herkes, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkına sahiptir. Türkiye Büyük
Millet Meclisi Başkanlığına bağlı olarak kurulan Kamu Denetçiliği Kurumu idarenin işleyişiyle ilgili şikâyetleri inceler. Kamu Baş
denetçisi Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından gizli oyla dört yıl için seçilir.
99_ kanuni hakim güvencisi nedir? “Hiç kimse, tabii hâkiminden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi tabii
hâkiminden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz
100_ Ölüm cezası ne zaman kaldırıldı? Ancak 22.05.2004 tarihinde 5170 sayılı Kanun’la Anayasa’da yapılan değişiklikle ölüm
cezası kaldırılmış, 38/10. ve 38/son hükümleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir: “Ölüm cezası ve genel müsadere cezası
verilemez. Uluslararası Ceza Divanına taraf olmanın gerektirdiği yükümlülükler hariç olmak üzere vatandaş, suç sebebiyle
yabancı ülkeye geri verilemez.
101_ Hâkimler neye göre karar verirler? Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm
verirler
102_ Anayasa Mahkemesi, kazanılmış bir haktan söz edilebilmesi için, iki şartın varlığını aramaktadır:
 Hakkın, edinildiği anda yürürlükte olan kurallara uygun şekilde ve
 “bütün sonuçlarıyla fiilen” elde edilmiş olması gerekir.
103_ Sosyal Devlet nedir? Devletin toplumsal barışı ve adaleti sağlamak üzere sosyal ekonomik yaşama etkin müdahalesini
gerekli gören devlet anlayışıdır
104_ Jandarma Devlet nedir? Devletin görevlerini iç ve dış güvenliği sağlamakla sınırlayan ve sosyo ekonomik yaşama
müdahalesini zararlı sayan devlet anlayışında
105_ Devletin olumsuz edimini gerektiren nelerdir? (sendika, grev ve toplu sözleşme, ücretli tatil hakları gibi),
106_ Devletin olumlu bir edime ihtiyaç gösteren nelerdir? (eğitim, sağlık, konut ve sosyal güvenlik hakları gibi) haklardır.
107_ şekli Hukuki Eşitlik nedir? Kanunların genel ve soyut nitelik taşıması, yani kapsadığı herkese eşit olarak uygulanmasıdır.
108_ Maddi Hukuki Eşitlik nedir? Aynı durumda bulunanlara haklarda ve ödevlerde, yararlarda ve yükümlülüklerde,
yetkilerde ve sorumluluklar ile fırsatlarda ve hizmetlerde eşit davranılmasıdır.
109_ Pozitif Ayrımcılık: Toplumda sosyal, ekonomik ve fiziksel nedenlerle dezavantajlı durumda olan birey ve gruplar lehine
ayrımcılık yapılmasıdır
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 15:46

T.C
ANADOLU ÜNİVERSİTESİ
İKTİSAT FAKÜLTESİ
KAMU YÖNETİMİ

ANAYASA HUKUKU
ÜNİTE-1 ANAYASA KAVRAMI, ANASAYACILIK AKIMI VE ANAYASA ÇEŞİTLERİ
1-ANAYASA KAVRAMI:
Anayasa: Anayasa, en basit tanımıyla, bir devletin temel örgütleniş tarzını, organlarını, bu organlar arasındaki ilişkileri ve devletle birey arasındaki ilişkilerin temel kurallarını belirleyen üstün bir kanundur. Bu tanımdaki “üstün” kelimesinin ifade ettiği anlam, anayasayı yapma ve değiştirme yöntemlerinin, olağan kanunlardakinden farklı oluşudur.
“Anayasa hukuku” da anayasa ve onunla yakından ilgili diğer hukuki mevzuatı açıklayan, yorumlayan ve sistemleştiren bir hukuk bilimi dalıdır.
Bu tanımın da ifade ettiği gibi, anayasa hukukçusunun ilgi alanı sadece anayasa metnini değil, ülkenin anayasal ve siyasal hayatıyla çok yakından ilgili olan, seçim kanunları, siyasi partiler kanunları, yasama meclisleri içtüzükleri ve temel hakları düzenleyen kanunlar gibi diğer kanunları da içine alır.
Bunların dışında diğer hukuk dallarlında olduğu üzere yargı kararları (içtihatlar) ve bilimsel eserler(doktrin) anayasa hukukunun da önemli kaynaklarıdır.
2- ANAYASACILIK AKIMININ DOĞUŞU
Dünyada ilk yazılı anayasa metni, İngiliz ihtilalı sırasında kabul edilmiş ve ömrü pek kısa sürmüş olan “Instrument of Government” (Hükümet Aracı) adlı bir belgedir.
Bugünkü anlamında ilk anayasalar ise, 1787 ABD ve 1791 Fransa anayasalarıdır. 19. ve 20. yüzyıllarda anayasacılık akımı Hız kazanmış ve pek çok devlet birer anayasa kabul etmiştir. Bilindiği gibi, ilk Osmanlı-Türk Anayasası da 1876 yılında kabul edilmiş olan “Kânûn-i Esâsî” dir.
Anayasa kavramının ve anayasacılık akımının niçin daha önceki çağlarda değil, 18. yüzyılın sonlarında ortaya çıktığı haklı olarak sorulabilir. Bu akımı doğuran etkenlerden biri, siyasal düşüncenin laikleşmesi, diğeri de burjuva sınıfının yükselişidir.
İlk ve orta çağlarda hâkim olan düşünce, devlet düzeninin ilahi kökenli olduğudur.
Bu düşünce, Orta Çağ Hıristiyan siyasal düşüncesinde “omnis potestas a Dio” (bütün iktidarlar Tanrı’dan gelir) ve İslam siyasal düşüncesinde ALLAH’IN mülkü dilediğine verir ve dilediğinden çeker alır formülüyle ifade edilmiştir.
Avrupa’da Rönesans, Reform ve Aydınlanma hareketlerinin etkisiyle bu görüş, devletin kökeninin insan ya da toplum iradesine dayandığı yönünde de¤işmiş, diğer bir deyimle siyasal düşünce laikleşmiştir. 17. ve 18. yüzyıllarda devletin kökenini açıklamak üzere ‘’Hobbes, Locke ve Rousseau’’ gibi önemli düşünürler tarafından “toplum sözleşmesi” teorileri ortaya atılmıştır.
*Toplum sözleşmesi: İnsanların hayatlarını ve haklarını güvenceye kavuşturmak amacıyla, bir kısım haklarını üstün bir otoriteye(devlete) devretmeleridir.
Bu düşünürlerin teorileri arasında önemli farklar olmakla birlikte, hepsinin ortak noktası, devletin ortaya çıkmasından önce insanların bir tabiat hâlinde yaşadıkları ve bu döneme zorunlu olarak fiziksel gücün hâkim olduğudur. Bir noktada insanlar, bu güvensiz ve anarşik durumdan kurtulmak, hayatlarını ve haklarını güvenceye kavuşturmak amacıyla, üstün bir otorite kurmaya, diğer bir deyimle devleti yaratmaya karar vermişlerdir ki buna, toplum sözleşmesi adı verilmektedir. Toplum sözleşmesi varsayımsal bir kavramdır.
Anayasacılık akımının kökeninde yatan ikinci temel olgu, kıtalararası deniz ticaretinin gelişmesiyle birlikte ekonomik gücü büyük ölçüde artan bir ticari (daha sonra da endüstriyel) burjuva sınıfının ortaya çıkmasıdır. Orta Çağın, aristokrasi(soylular) sınıfının, daha sonraları da mutlak hükümdarların hâkimiyetine dayanan devlet ve hukuk düzeninde, bu yeni burjuva sınıfının iktidardaki payı çok önemsizdi. Ayrıca başta mülkiyet hakkı olmak üzere temel hakları da hukuki güvenceden yoksundu. Bu anlamda 18. yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl “demokratik devrimleri” özü bakımından burjuva devrimleridir. Bu devrimlerle kendi hak ve özgürlüklerini güvence altına almaya çalışmışlardır. Bu dönemde ortaya çıkan yazılı anayasalar, bu büyük sosyal dönüşümü hukuken tescil eden belgelerdir.
Amerikalı siyasal bilimci Barrington Moore, bunu “Burjuvazi yoksa demokrasi de olmaz. “ cümlesiyle veciz şekilde ifade etmiştir.

*Anayasacılık: devlet iktidarının yazılı bir anayasa ile sınırlandırılması amacını güden siyasi bir akımdır.
*Anayasacılık akımını doğuran olgular: (Burjuvazinin yükselişi, Toplum sözleşmesi teorilerinin ortaya çıkışı, Siyasal düşüncenin laikleşmesi, Birey hürriyetlerini koruma düşüncesi)

3- ANAYASAL DEVLET VE KUVVETLER AYRILIĞI
İngiliz düşünürü Locke ve Fransız düşünürü Montesquieu tarafından savunulmuş olan, fakat literatürde daha çok bu ikincisinin adıyla özdeşleştirilen teoriye göre, devletin yasama, yürütme ve yargı olmak üzere üç iktidarı vardır. Yasama iktidarı, genel ve objektif hukuk kuralları koyma iktidarı, yürütme iktidarı, bu kuralları somut ve bireysel durumlara uygulama iktidarı, yargı iktidarı da bu kuralların uygulanmasından doğan hukuki ihtilafları çözme iktidarıdır.
Montesquieu ve onu izleyenlere göre, birey hak ve hürriyetlerinin korunabilmesi ve güvence altına alınabilmesi için, bu üç kuvvetin ayrı devlet organlarına verilmesi gereklidir.
İlk yazılı anayasalar olan 1787 ABD ve 1791 Fransız anayasaları, çok büyük ölçüde bu teoriden esinlenmiştir. Montesquieu, ilhamını o dönemdeki İngiliz hükümet sisteminden aldığını ifade etmektedir. Buna göre, yürütme yetkisi kralda, yasama yetkisi oy hakkına sahip olan halk sınıflarınca (esas itibarıyla burjuvazi) seçilen parlamentoda, yargı yetkisi ise bağımsız mahkemelerdedir.
Demokratik bir evrim süreci ile oy verme hakkı tedricen genişletilmiş ve sonunda, her vatandaşın oy kullanma hakkına sahip olduğu “genel oy” ilkesine ulaşılmıştır.

* parlamenter rejimler, genellikle, “yumuşak kuvvetler ayrılılığı rejimleri’’ olarak nitelendirilmektedir.
*Başkanlık sistemlerine ‘’Sert Kuvvetler Ayrılığı Rejimleri’’ olarak adlandırılır.

Başkanlık Sistemi: Başkanlık rejimlerinde ise, yasama-yürütme ayrılığı, daha gerçek bir anlam taşır. Bu sistemde yürütme yetkisinin sahibi olan Başkan ile yasama yetkisinin sahibi olan meclis (ABD’de Kongre) halk tarafından ayrı ayrı seçilmektedir. Ayrıca ne Başkanın Kongre’yi feshetme, ne de Kongre’nin Başkanı düşürme yetkisi vardır. Dolayısıyla, yasama ve yürütme kuvvetleri, parlamenter rejimdekine oranla, daha sert ve keskin şekilde ayrılmışlardır.

*Anayasacılık akımının ortaya çıkmasındaki temel amaç, devletin mutlak iktidarını birey hürriyetleri lehine sınırlandırmak oldu¤una göre, ancak bunu etkin şekilde gerçekleştirebilen devletler, “anayasal devlet” sayılabilirler. Anayasası olan her devlet anayasal devlet değildir. Bugün, otoriter veya totaliter devletlerin hemen hepsinin anayasası vardır. Ancak bu anayasalar, fonksiyonel anlamda değil, sadece biçimsel anlamda anayasalardır. Anayasal devlet, devlet iktidarının etkin şekilde sınırlandırılmış olduğu devlettir.

Not: Anayasacılık akımının temelinde kuvvetler ayrılılığı ilkesi yer almaktadır.

4- FEDARALİZİM VE YERİNDEN YÖNETİM
Anayasacılık akımının temel amacı, devlet iktidarını sınırlandırmak, başka bir deyişle “sınırlı devlet”i yaratmaksa, dikey bölüşümün de yatay bölüşüm kadar etkili bir yöntem olduğunda kuşku yoktur. Dikey bölüşümün iki şekli, federalizm ve yerinden yönetimdir.
Bu ikisi arasında bir orta yol olarak, bölgesel (regional) yönetimden de söz edilebilir.
Dikey iktidar bölüşümünün en gelişmiş şekli, federalizmdir. Federal devlet, üniter (tekçi) devletin karşıtı olarak kullanılmaktadır. Gerçekten iki yönetim sistemi arasında önemli farklar vardır. Arasındaki farklar:

a- Üniter devlette tek bir anayasa, tek birer yasama, yürütme ve yargı organı,
Ve ülkenin tümünde birörnek şekilde uygulanan tek bir hukuk sistemi mevcuttur.
Federal devlette ise birliği oluşturan ünitelerden her birinin (ABD’de bunlara “states” yani devlet denilmektedir) kendisine özgü anayasası, yasama, yürütme ve yargı organları ve kendi hukuku vardır. Elbette bu ünitelerin kanunları, federal anayasaya ve federal kanunlara aykırı olamaz. Ancak bunlara aykırı olmamak şartıyla, her ünite, kendi iç işleyişini düzenlemekte serbesttir.

b- Federal devletlerde iki meclis sistemi, federalizmin doğal sonucudur.
Üniter devletlerde ise böyle bir zorunluluk yoktur. Üniter devletler tek meclisli veya iki meclisli olabilirler.

Şüphesiz, bütün demokrasiler federal yapıda değillerdir. Federalizm, daha çok, tarihsel ve sosyolojik şartların bir ürünüdür. Çağdaş demokrasiler arasında federal sistemin örnekleri olarak,( ABD, Kanada, Brezilya, Meksika, Almanya, Avusturya, Hindistan, Rusya) sayılabilir.
Bölgesel Yönetim sisteminin çağdaş örnekleri: İspanya, İtalya ve Birleşik Krallık’ a değinilebilir.
5- YAZILI-YAZISIZ VE SERT-YUMUŞAK ANAYASA AYRIMI
Demokratik devrimlerin amacı, devlet iktidarını bölerek sınırlandırmak olduğuna göre, bunun yazılı bir belgeyle tescil edilmesi ve kurumsallaştırılması tabiidir. Diğer bir deyişle, yazılı anayasa, anayasacılık akımının doğal sonucudur. Bugün yazılı bir anayasaya sahip olmayan devletler çok istisnaidir ve bu istisnalar, çok özel şartlarla açıklanabilir. İngiltere, yazılı bir anayasaya sahip olmamakla birlikte, çok güçlü anayasal gelenekleri, yaygın ve güçlü demokrasi kültürü ve etkin sivil toplum kuruluşları sayesinde bir anayasal devlettir.
İsrail, Yahudi Devleti’nin niteliği üzerinde laik ve Ortodoks Yahudiler arasındaki derin görüş farkı nedeniyle bir anayasa yapamamış, ancak çeşitli devlet kurumlarını olağan kanunlarla düzenlemiştir. Suudi Arabistan da tek meşru anayasanın şeriat olduğu ve beşerî irade ürünü bir anayasanın yapılamayacağı inancıyla, yazılı bir anayasa yapmamıştır.

*Yazılı anayasası olmayan devletler: (İngiltere, İsrail, Suudi Arabistan)
Daha önemli bir ayrım, yumuşak / esnek anayasalarla, sert / katı anayasalar Arasındaki ayrımdır.
Yumuşak anayasa, yapılması ve değiştirilmesi, tamamen olağan (adi) kanunlarla aynı yöntemlere tabi olan anayasadır. Günümüzde, bu tür anayasaların hemen hiçbir örneği yoktur. Bir çeşit toplum sözleşmesi mahiyeti taş›yan bir kanunun, olağan kanunlar gibi kolayca değiştirilebilmesi anayasacılık düşüncesinin amacıyla çelişkilidir.

Çağdaş devletlerin hemen hepsinin benimsediği katı anayasa ise yapılması ve değiştirilmesi, olağan kanunlardan farklı ve daha güçleştirici yöntemlere tabi kılınan anayasa demektir.


Asli kurucu iktidar: Bir anayasayı tümden yeniden yapma iktidarına “asli kurucu iktidar” denir. Asli kurucu iktidar, ya bu amaçla özel olarak kurulmuş bir kurucu meclis” veya olağan yöntemlerle seçilmiş bir yasama meclisi tarafından kullanılabilir ve çoğu zaman buna bir halk oylaması (referandum) aşaması da eklenir.

Tali (türevsel) kurucu iktidar: Bir anayasayı kendi koyduğu değiştirilme kurallarına uygun olarak değiştirme iktidarına da ‘’tali(türevsel)kurucu iktidar adı verilir. Tali kurucu iktidarın anayasayı değiştirmesi konusunda ise ülkeler, katılığın derecesi yönünden farklı yöntemler kabul etmişlerdir. Bunlar arasında, yasama meclisinde (veya meclislerinde), 3/5, 2/3, 3/4 gibi
Nitelikli çoğunluklar aranması; bir kereden fazla görüşme şartı; zorunlu veya ihtiyarî (seçimlik) halk oylaması; birbirini izleyen iki yasama meclisi tarafından kabul şartı; anayasanın bazı bölümlerinin değiştirilmesinin daha da güçleştirici şartlara bağlanması; nihayet anayasanın bazı hükümlerinin değiştirilemez kılınması gibi, çeşitli yöntemler sayılabilir.

Çağımızda hemen bütün devletlerin sert/katı anayasa sistemini benimsemiş olmalarının iki temel nedeni vardır.
*Birincisi, siyasal ve hukuki istikrar düşüncesidir. Daha açıklayıcı olarak Gelip geçici ve dar çoğunluklarla anayasanın değiştirilmesini önlemek
*İkincisi, Anayasa değişikliklerinde belli bir sayısal güce sahip azınlıklara veto hakkı vermek, siyasal azınlıkları korumak

Normal olarak, anayasa değişikliklerinde uygulanan nitelikli çoğunluk ve zorunlu halk oylaması gibi şartların, bir anayasa değişikliği için arzu edilen geniş çaplı bir oydaşmayı (consensus) sağlamaya yeterli olduğu düşünülmektedir.

Not: Sert anayasa Yöntemleri:
A. Zorunlu halk oylaması
B. Yasama meclislerinde nitelikli çoğunluk
C. Kurucu meclis
D. iki kere görüşme








ÜNİTE-2 TÜRKİYEDE ANAYASA GELİŞMELERİNE GENEL BAKIŞ
1-OSMANLI İMPARATORLUĞU
Osmanlı imparatorluğu, devlet yönetim sistemi bakımından, mutlak bir monarşiydi. Padişahın yetkilerini sınırlandıracak hukuk kuralları ve bu kuralları etkili kılacak hukuki mekanizmalar yoktu. Bütün devlet yetkileri padişahta toplanmıştı.
Osmanlı imparatorluğun da, padişahın yanında devlet yetkilerinin kullanılmasına katılan görevliler ve organlar (örneğin Divan) bulunmakla birlikte, gerçek bir yetki paylaşımı söz konusu değildi. Çünkü başta sadrazam olduğu hâlde, bütün bu görevliler yetkilerini sadece padişahtan alıyorlardı. Divan, bir karar organı olmaktan çok, bir danışma organı niteliğini taşıyordu.
Osmanlı İmparatorluğu’nda anayasal gelişmenin ilk adımı olarak, 1808 yılında merkezî hükümetin temsilcileri ile âyan temsilcileri arasında kabul edilip imzalanan Sened-i ittifak gösterilir. Bu senette, devlet işlerine resmî sıfatı haiz memurlardan başkasının karışamayacağı, iktidarın kullanılmasına sadrazamın katılacağı ve bundan dolayı kendisinin sorumlu olacağı gibi hükümler yer almış, buna karşılık âyan temsilcileri, içlerinden birinin devlete karşı ayaklanması hâlinde bunun bastırılmasına yardımcı olmayı taahhüt etmişlerdir.
Sened-i ittifak, bu niteliğiyle ilginç bir anayasal belge olmakla birlikte, hükümlerinin uygulanmasını sağlayacak bir mekanizma getirmemiştir. Gerçekte bu belge, merkezî hükümetin ne kadar zayıflamış olduğunun bir kanıtıdır. Nitekim birkaç yıl içinde II. Mahmut merkezî otoriteyi güçlendirince, Sened-i ittifak hükümlerini tanımamıştır.

Osmanlı anayasal gelişmesinin ikinci aşaması, 1839 tarihli Tanzimat Fermanı’dır.
Bu fermanda, devletin bütün uyrukları için can, mal ve ırz güvenliği vaad edilmiş, vergi ve askerlik işlerinin de bir düzene bağlanacağı söylenmiştir.
Bu vaadler, 1856 Islahat Fermanı ile de doğrulanmış; ayrıca bu ferman, din farkı gözetilmeksizin bütün devlet uyruklarının eşit işlem görmesi ilkesini de getirmiştir.
Tanzimat ve Islahat fermanlarında yer alan ilkeler, hukuk devletinin gelişimi bakımından önemli olmakla beraber, hâlâ bu ilkelerin etkinliğini sağlayacak ve padişahın yetkilerini sınırlandıracak mekanizmalar kurulmuş değildir. Ferman hükümlerine uyup uymamak, padişahın takdirine bağlıdır.
Bu fermanlar ve Tanzimat adı verilen yenilik hareketleri, Batı’nın anayasal gelişmelerini izleyebilen küçük bir aydınlar zümresi içinde bir anayasacılık akımının doğmasını hazırlamıştır. Genç Osmanlılar adı verilen bu grup, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküntüden kurtulabilmesi için, meşruti (anayasalı) bir monarşiye geçilmesini, yani padişahın yetkilerinin kurulacak bir meclisle sınırlandırılmasını gerekli görüyordu. Bu akımın etkisiyle, 1876 yılında ilk Osmanlı Anayasası(Kânûn-i Esâ-si) ilan edilmiştir.

1876 Anayasası, Meclis-i Umumî adını alan bir parlamento kurmuştur. Bu parlamento iki meclisten meydana gelmektedir. Heyet-i Âyan adını taşıyan meclisin bütün üyeleri, padişah tarafından atanmaktadır.
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 15:46

ANAYASA KAVRAMI
*Bir devletin temel örgütleniş tarzını, organlarını, bu organlar arasındaki ilişkileri ve devletle birey arasındaki ilişkilerin temel kurallarını belirleyen üstün bir kanundur.
***Anayasa, bir devletin organlarının kuruluş, işleyiş ve aralarındaki ilşlkileri ve devletle birey arasındaki ilişkilerin temel kurallarını belirleyen üstün bir kanundur.
*Anayasa hukukçusunun ilgi alanı ülkenin anayasal ve siyasalhayatıyla çok yakından ilgili olan, seçim kanunları, siyasi partiler kanunları,yasama meclisleri içtüzükleri ve temel hakları düzenle-yen kanunlar gibi di¤er kanunları da içine alır.
*Yargı kararları (içtihatlar) ve bilimsel eserler (doktrin) anayasa hukukunun da önemli kaynaklarındandır.
ANAYASACILIK AKIMININ DOĞUŞU
*Anayasa ve anayasacılık kavramları, Yakın Çağ'ın ürünleridir.
*Dünyada ilk yazılı anayasa metni, İngiliz ihtilali sırasında kabul edilmiş “Instrument of Government” (Hükûmet Aracı) adlı bir belgedir.İlk anayasalar ise, 1787 ABD ve 1791 Fransa anayasalarıdır.
***İlk Osmanlı Türk Anayasas› da 1876 yılında kabul edilmiş olan “Kânûn-i Esâsî” dir.
*18. yüzyılın sonlarında anayasacılık akımını do¤uran etkenlerden biri, siyasal düşüncenin laikleşmesi, diğeri de burjuva sınıfının yükselişidir.
*Avrupa’da Rönesans, Reform ve Ayd›nlanma hareketlerinin etkisiyle siyasal düşünce laikleşmiştir. 17. ve 18. yüzy›llarda devletin kökenini açıklamak üzere Hobbes, Locke ve Rousseau gibi önemli düşünürler tarafından “toplum sözleşmesi” teorileri ortaya atılmıştır.
***Toplum sözleşmesi, insanların hayatlarını ve haklarını güvenceye kavuşturmak amacıyla, bir kısım haklarını üstün bir otoriteye (devlete) devretmeleridir.
***Anayasacılık, devlet iktidarının yazılı bir anayasa ile sınırlandırılması amacını güden siyasal bir akımdır.
*18. yy sonu ve 19. yy “demokratik devrimleri” özü bakımından burjuva devrimleridir. Bu devrimlerle burjuvazi, aristokrasiyi tasfiye etmek, hükümdarlığı da ya ortadan kaldırmak veya onun yetkilerini sınırlandırmak suretiyle, kendi hak ve hürriyetlerini güvence altına almaya çalışılmıştır.
*Amerikalı siyasal bilimci Barrington Moore, bunu “Burjuvazi yoksa demokraside olmaz. “diyerek açıklamıştır.
***Toplum sözleflmesi varsayımsal bir kavramdır.
ANAYASAL DEVLET VE KUVVETLER AYRILIĞI
* “Kuvvetler ayrılığı” ilkesi İngiliz düşünürü Locke ve Fransız düşünürü Montesquieu tarafından savunulmuştur.
*Yasama iktidarı, genel ve objektif hukuk kuralları koyma iktidarı; yürütme iktidarı, bu kuralları somut ve bireysel durumlara uygulama iktidarı; yargı iktidarı da bu kuralların uygulanmasından doğan hukuki ihtilafları çözme iktidarıdır.
*Bu kuvvetlerden ikisi,hele üçünün aynı elde toplanması hâlinde,bundan istibdat yönetimi doğar.*Montesquieu, ilhamını o dönemdeki İngiliz hükûmet sisteminden aldığını ifade etmektedir.
*Her vatandaşın oy kullanma hakkına sahip olduğu “genel oy” ilkesine ulaşılmıştır.
*Çağdaş parlamenter rejimler açısından, bir yasama yürütme ayrılığından değil, bu iki organ arasında sıkı bir işbirliğinin varlığından söz etmek daha doğru olur.Parlamenter rejimler, genellikle, “yumuşak kuvvetler ayrılığı rejimleri” olarak nitelendirilmektedir.
*Başkanlık rejimlerinde, yasama-yürütme ayrılığı, daha gerçek bir anlam taşır. Bu sistemde yürütme yetkisinin sahibi olan Başkan ile yasama yetkisinin sahibi olan meclis (ABD’de Kongre) halk tarafından ayrı ayrı seçilmektedir. Ayrıca ne Başkanın Kongre’yi feshetme, ne de Kongre’nin Başkanı düşürme yetkisi vardır.Dolayısıyla, yasama ve yürütme kuvvetleri, parlamenter rejimdekine oranla, daha sert ve keskin şekilde ayrılmışlardır.
* Bu nedenle başkanlık sistemlerine “sert kuvvetler ayrılığı rejimleri” adı verilmektedir.
**Anayasacılık akımının ortaya çıkmasındaki temel amaç, devletin mutlak iktidarını birey hürriyetleri lehine sınırlandırmak olduğuna göre, ancak bunu etkin şekilde gerçekleştirebilen devletler, “anayasal devlet” sayılabilirler.
*Anayasal devlet, devlet iktidarının etkin şekilde sınırlandırılmış olduğu devlettir.“Sınırlı devlet” deyimi, literatürde “anayasal devlet”in anlamdaşı olarak kullanılmaktadır.
***Sınırlı devlet, devlet iktidarının kişisel özgürlükler lehine etkin bir şekilde sınırlandırıldığı dev-letlere denir.
FEDERALİZM VE YERİNDEN YÖNETİM
***Devleti sınırlandırmada kullanılan yöntemler ;
Yatay düzeyde bölüşüm
Dikey düzeyde bölüşüm
**Kuvvetler ayrılığı, yatay düzeyde aynı merkezî devlet yapısının üç unsuru arasında bölüşülmesidir.Devlet iktidarının dikey düzeyde,merkezî bir devletle onu oluşturan çeşitli üniteler arasında paylaşılmasıdır.
***Dikey bölüşümün iki şekli, federalizm ve yerinden yönetimdir.
*Bu ikisi arasında bir orta yol olarak, bölgesel (regional) yönetimden de söz edilebilir.Dikey iktidar bölüşümünün en gelişmiş şekli, federalizmdir. Federal devlet,üniter (tekçi) devletin karşıtı olarak kullanılmaktadır.
*Bu iki yönetim sistemi(federalizm ve yerinden yönetim) arasında önemli farklar vardır:
***1)Üniter devlette tek yasama, yürütme,yargık hukuk sistemi vardır.Federal devlette ise her bir federe devletin kendi anayasası, yasama,yürütme, yargı organları ve kendi hukuku vardır. Ancak federal anayasa ve kanunlara aykırı kanunları olamaz.
***2)Üniter devlette yerel yönetimlerin görev ve yetkilerini merkez belirler.Federal devletlerde ise federe devletlerin arasındaki yetki bölüşümü federal anayasada güvence altına alınmıştır.
***3)Federal devlet yasama organının iki meclisli olması federalizmden kaynaklanır. Üniterdevletler tek meclisli veya iki meclisli olabilirler.
***Merkezi devlete ait yetkilerin belirtilerek geri kalanların tümünün federe devletlere bırakıldığı federe devlete örnek ABDdir. Federe devletin yetkilerinin sayılıp diğer yetkilerin merkeze ait olduğunun belirtildiğ anayasa KANADA.
*Federal sistemin örnekleri olarak, ABD, Kanada, Brezilya,Meksika,Almanya,Avusturya, Hindistan, Rusya sayılabilir.Bir de bölgesel yönetim sistemi vardir.Çağdaş örnekleri İspanya, İtalya ve Birleşik Krallık sayılabilir.
YAZILI-YAZISIZ VE SERT-YUMUŞAK ANAYASA AYRIMI
*Yazılı anayasa,anayasacılık akımının doğal sonucudur.Yazılı bir anayasaya sahip olmayan devletler;İngiltere, İsrail, Suudi Arabistan.
*Yumuşak anayasa, yapılması ve değiştirilmesi, tamamen olağan (adi) kanunlarla aynı yöntemlere tabi olan anayasadır. Günümüzde, bu tür anayasaların hemen hiçbir örneği yoktur.
***Katı anayasa,değiştirilmesi normal kanunlardan farklı ve daha güçleştirici şartlara bağlanmış o-lan anayasadır.
* Bir anayasayı tümden yeniden yapma iktidarına “asli kurucu iktidar” o anayasayı kendi koyduğu değiştirilme kurallarına uygun olarak değiştirme iktidarına da “tali (türevsel) kurucu iktidar” adı verilir.
*Tali kurucu iktidarın anayasayı değiştirmesi farklı yöntemlerle olur.Bunlar;nitelikli ço¤unluklar aranması; bir kereden fazla görüşme şartı; zorunlu veya ihtiyarî (seçimlik) halk oylaması; birbirini izleyen iki yasama meclisi tarafından kabul şartı; anayasanın bazı bölümlerinin değiştirilmesinin daha da güçleştirici şartlara bağlanması; nihayet anayasanın baz› hükümlerinin değiştirilemez kılınmasıdır.
*Çağımızda hemen bütün devletlerin sert/katı anayasa sistemini benimsemiş olmalarının iki temel nedeni vardır. Birincisi, siyasal ve hukuki istikrar düşüncesidir.İkincisi,anayasa değişikliklerinde yasama meclislerinin nitelikli çoğunluklarına ve diğer güçleştirici şartlara yer verilmesidir.
*Anayasa değişikliklerinde aranan nitelikli çoğunluk şartı, bir azınlık vetosu olarak kabuledilebilir.
*Çağdaş çoğulcu (plüralist) demokrasi anlayışı, elbette çoğunluğun ülkeyi yönetme hakkını kabul etmekle birlikte, bunun azınlıkların temel haklarının korunmasıyla sınırlı olmasını şart koşmaktadır.
*Çağdaş demokrasilerde “değiştirilemez” hükümlere yer veren anayasalar,istisnaidir.Fransa ve İtalya gibi) değiştirilemezlik,sadece devlet şeklinin cumhuriyet olması ilkesi ile sınırlıdır.
***Çağımızda, devletlerin büyük bir çoğunluğu sert / katı anayasa sistemini benimsemiştir.
KİTABIN ARKASINDAKİ ÖZET
1)Anayasa kavram›n› tan›mlayabilmek.
Anayasa, bir devletin temel örgütleniş tarzını, organlarını, bu organlar arasındaki ilişkileri ve devletle birey arasındaki ilişkilerin temel kurallarını belirleyen üstün bir kanundur. Anayasa hukukuda hukuk biliminin, bu üstün kanunu ve devletin temel örgütlenmesine ilişkin seçim kanunu,siyasal partiler kanunu ve yasama meclisleri içtüzükleri gibi diğer mevzuatını inceleyen, açıklayan,yorumlayan ve sistemleştiren bir alt dalıdır.
2)Anayasacılık akımının ortaya çıkış nedenlerini açıklayabilmek.
Dünyada yazılı anayasalar dönemi, 18.yy sonlarında, 1787 ABD ve 1791 Fransa anayasaları ile başlamıştır. Anayasacılık akımı adı verilen bu akımın doğuşunda, bir yandan siyasal düşüncenin ilahi temellerden koparak laikleşmesi, öte yandan burjuvazinin yükselişi rol oynamıştır.Ekonomik gücü giderek artan, fakat mutlak monarşiler döneminde hakları çok sınırlı olan burjuva sınıfı, bu hak ve hürriyetlerini güvence altına almak için, devlet iktidarını bir anayasa ile sınırlandırma ihtiyacı duymuştur. Bir anlamda, demokratik ve anayasal devrimler, burjuva devrimleridir.
3)Anayasacılık akımının temelinde yer alan kuvvetler ayrılığı ilkesini anlatabilmek.
Anayasacılık akımının temel amacı,devlet iktidarını sınırlandırmaktır.Bunu gerçekleştirmekte başvurulan yöntem de kuvvetler ayrılığı, yani devletin yasama, yürütme ve yargı iktidarlarının ayrılarak farklı organlara verilmesi ve böylece, bu organların birbirlerini frenlemesinin ve dengelemesinin sağlanmasıdır.Yazılı anayasalar yapma akımı, 19. yyda Batı ülkelerinde yaygınlaşmıştır. Bugün, çok az sayıda istisna (İngiltere, İsrail, Suudi Arabistan) dışında,yazılı anayasası olmayan ülke yoktur. Ancak, yazılı bir anayasanın varlığı, o ülkenin, anayasacılık akımının amacına uygun demokratik bir ülke olduğu anlamına gelmez. Otoriter veya totaliter ülkelerde anayasalar, fonksiyonel anlamda değil,sadece biçimsel anlamda anayasalardır.
4)Devlet iktidarının dikey bölüşüm şekilleri olan federalizm ve yerinden yönetim kavramlarını a- çıklayabilmek.
Kuvvetler ayrılığı, devletin üç temel hukuki iktidarının, merkezî devlet bünyesi içindeki yasama,yürütme ve yargı organları arasında bölüşülmesidir.Devlet iktidarının dikey düzeyde bölüşümü ise bu iktidarın merkezî bir devletle, onu meydana getiren çeşitli yerel birimler arasında bölüşülmesini ifade eder. Çağdaş demokrasilerde bunu en ileri derecede gerçekleştiren yöntem, federalizmdir.Federal devletle üniter devlet arasında önemli yapısal farklar vardır. Ancak üniter devletlerde de git gide güç kazanan bir eğilim,yerinden yönetim,yani yerel yönetim birimlerinin yetkilerinin genişletilmesidir.
5)Anayasa çeşitlerini gözden geçirerek, anayasanın üstünlüğünün güvencesi olan sert anayasa ilkesini açıklayabilmek.
Anayasalar, değiştirilme yöntemlerine göre, yumuşak ve sert anayasalar olmak üzere ikiye ayrılır. Yumuşak anayasalar, aynen diğer kanunlar gibi kolaylıkla değiştirilebilen anayasalardır.Sert anayasalar ise değiştirilmeleri, yasama meclislerinde nitelikli çoğunluk, kurucu meclis,halk oylaması zorunluluğu gibi, güçleştirici şartlara bağlanmış olan anayasalardır. Günümüzde, hemen bütün anayasalar, sert anayasa niteliğindedir. Sert anayasa sistemi, iki ihtiyacı karşılamaktadır. Biri, dev-let yönetiminde istikrar düşüncesidir.Diğer bir deyişle, devletin temel yapısının, dar ve gelip geçici çoğunluklarla sık sık değiştirilmesinin sakıncalı olduğu düşüncesidir. Diğeri de çoğunluğun keyfi iktidarına karşı siyasal azınlıkları koruma ihtiyacıdır.
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 15:50

Anayasa Nedir, Ne Değildir?


Anayasa nedir, Anayasanın üstünlüğü ne anlama gelir?
Anayasa bireyler için neden önemlidir?
Anayasa devlet için neden önemlidir?
Bugün dünyada uygulanan belli başlı anayasal modeller hangileridir?
Anayasal demokrasi ne demektir? Bu kavram neden önemlidir?
Anayasaların içinde neler yer alır?
Anayasalar nasıl yapılır?
Anayasalar neden “sosyal sözleşme” olarak nitelendirilir?
Osmanlı-Türk anayasa tarihinde bugüne kadar kaç anayasa yapılmıştır?
1982 Anayasası hangi şartlarda, nasıl bir ortamda yapılmıştır?
1982 Anayasası’nın temel özellikleri nelerdir?
1982 Anayasası bugüne kadar kaç kez değiştirilmiştir?
Türkiye’nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var mıdır?
Bu sivil toplum platformunun temel anayasa yaklaşımı nedir?


Anayasa nedir, Anayasanın üstünlüğü ne anlama gelir?
Anayasa bir hukuk sistemi içindeki en “üstün” yasadır.
1982 Anayasası’nın 11. maddesine göre: “Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır. / Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.” Buna göre, “anayasanın üstünlüğü”, en başta yasaların Anayasa’ya aykırı olmaması gerektiğini ifade eder. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Anayasa’ya uygun yasalar yapmak zorundadır. Dünyada bir çok anayasal sistemde, yasaların Anayasa’ya uygun olup olmadığı yargı organı tarafından denetlenir. Bizim anayasal sistemimizde bu görev Anayasa Mahkemesi’ne verilmiştir. Anayasa Mahkemesi Anayasa’ya aykırı yasaları iptal ederek “anayasanın üstünlüğü” ilkesinin hayata geçirir.
Yasama organı gibi, yürütme organı da Anayasa ile bağlıdır. İdari yargı, idarenin eylem ve işlemlerinin hukuka uygunluğunu denetlerken aynı zamanda idarenin Anayasa’ya uygun hareket etmesini sağlar.
Yargı organı açısından da hukuk sistemindeki en üstün yasa Anayasa’dır. Yargıçlar, önlerine gelen davalarda yasaları uygularken, uyuşmazlıkları çözerken veya “Türk Milleti” adına cezalandırma yetkisini kullanırken hep Anayasa’nın çizdiği çerçeve içinde hareket eder.
Devlet organları dışında tün özel ve tüzel kişiler de “anayasanın üstünlüğü” ilkesine saygı göstermek zorundadır.
Bütün bunların ötesinde Anayasa’nın üstünlüğü, Anayasa’nın yasalardan daha zor değiştirileceği anlamına da gelir. Örneğin, anayasaların bazı maddelerinin değiştirilmesi yasaklanabilir, Anayasa’da değişiklik yapılması için yasama organında yasaları değiştirmek için aranan çoğunluktan daha fazla bir çoğunluk aranabilir veya anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girmesi için halkoylamasına sunulması şartı konabilir. Bütün bu yöntemler değiştirilme açısından da anayasaların hukuk sistemindeki diğer kurallardan üstün olmasını sağlar.
Anayasa bireyler için neden önemlidir?
Hukuk kuralları toplumsal ilişkileri düzenler; bireyler hukuk kurallarının sağladığı kesinlik sayesinde, toplumsal ilişkilere rahatça girer, plan yapar ve belli sonuçları öngörebilir. Hukuk kuralları toplumsal yaşamı düzenlemekle kalmaz bireyler için bir takım güvenceler de getirir. Bu bağlamda, temel hak ve özgürlükleri güvence altına alan Anayasa; bireyleri diğer bireylere ve bireyleri devlete karşı koruyan hukuki bir kalkan işlevi görür. Yaşama hakkından, düşünce özgürlüğüne; mülkiyet hakkından, çalışma özgürlüğüne insan onuruna yaraşır bir yaşamın teminatı Anayasa’dır.
Anayasa devlet için neden önemlidir?
Anayasa sadece bireyler için değil devlet için de önemlidir. Devletin temel yapısını kuran belge Anayasa’dır. Devletin üç temel organının, yani yasama, yürütme ve yargının kuruluş ve işleyişine ilişkin esaslar Anayasa’da yer alır. Bu organların birbirleriyle olan ilişkileri de Anayasa’ya göre düzenlenir. Bütün bunların ötesinde, devletin kendisine yüklenen görevleri yerine getirmesi için kullanması gereken yetkilerin kaynağı da Anayasa’dır. 1982 Anayasası’nın 6. maddesinde yer alan şu düzenleme Anayasa’nın bu niteliğini açıkça ifade eder: “Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”
Bugün dünyada uygulanan belli başlı anayasal modeller hangileridir?
Günümüzde kural olarak yazılı anayasalar geçerlidir; yani her devlet adı “anayasa” olan, hukuk sistemindeki en üstün kuralları içeren, yasalara göre daha zor değiştirilebilen bir hukuki belgeye sahiptir. İstisnai olarak birkaç ülkede, örneğin İngiltere’de halen yazılı bir anayasa kabul edilmemiştir. Bu ülkede devlet hayatını düzenleyen, devlet ile vatandaşlar arasındaki ilişkilerin çerçevesini çizen bir takım tarihi bildirgeler, yasalar ve gelenekler anayasa işlevini yerine getirmektedir. Yazısız anayasa modeli İngiltere dışında pek kabul görmediği halde, İngiliz anayasal sisteminde ortaya çıkan birçok kurum dünya anayasalarını etkilemiştir. 19. yüzyıl sonlarında bugünkü biçimine kavuşan İngiliz anayasal sisteminin en büyük etkisi hükümet sistemi açısından hissedilmiş, “parlamenter sistem” birçok Avrupa anayasasının hükümet sistemi tercihinde esin kaynağı olmuştur. İngiltere’de uygulandığı biçimiyle parlamenter hükümet sisteminde, yasama yetkisi “Avam Kamarası” ve “Lordlar Kamarası”ndan oluşan iki meclisli bir parlamento tarafından kullanılır. Yürütme organı ise iki unsurdan oluşur: “Devlet başkanı” sıfatını taşıyan bir monark (kral veya kraliçe) ve bakanlar kurulu. Bakanlar kurulunun başında “hükümet başkanı” sıfatını taşıyan bir başbakan bulunur. İngiliz parlamenter sisteminde kral veya kraliçenin yetkileri semboliktir. Asıl icrai yetkileri kullanan, yani gerçek yürütme yetkisinin sahibi, parlamentonun içinden çıkan ve parlamentoya karşı sorumlu bir başbakan ve bakanlar kuruludur.
1789 Fransız Devrimi sonrasında yapılan ve bir başka anayasal modele vücut veren 1791 Fransız Anayasası, İngiliz anayasal modeliyle benzerlikler taşır. Fransız anayasal sisteminde de yürütme erki monarkın yani kralın elindedir ve onun otoritesi altında bakanlar tarafından kullanılır. Yasama erki ise tek meclisli bir parlamentoda, yani “Milli Meclis”te toplanmıştır. İngiliz sistemiyle karşılaştırıldığında, Fransız sisteminde monarkın biraz daha güçlü olduğu söylenebilir. Bakanlar siyaseten Milli Meclis’e karşı sorumlu olmalarına rağmen monark tarafından atanır ve görevden alınırlar. İngiliz sistemiyle Fransız sistemi arasındaki en önemli fark ise, İngiltere’de yazılı bir anayasa olmamasına karşılık, Fransa’da yazılı bir anayasanın bulunmasıdır. Dolayısıyla, bu fark göz önüne alınarak İngiliz modeline “parlamenter monarşi”, Fransız modeline ise “anayasal monarşi” ismi verilebilir. 1791 Anayasası, çok uzun yaşamasa da, özellikle 19. yüzyılda yapılan birçok anayasayı etkilemiştir. Bu anayasadan etkilenen anayasalara örnek olarak; 1809 İsveç Anayasası, 1812 İspanyol Anayasası, 1814 Norveç Anayasası ve 1831 Belçika Anayasası verilebilir.
18. yüzyıl sonunda yaşanan liberal devrimler sonrasında yapılan bir diğer anayasa, 1787 tarihli Amerikan Anayasası ise, anayasa tarihindeki bir başka modelin kaynağı olmuştur. “Anayasal cumhuriyet” ismini verebileceğimiz bu model, İngiliz ve Fransız anayasal modellerinden iki noktada ayrılır: Birincisi, Amerikan Anayasası ile benimsenen devlet tipi cumhuriyettir. İkincisi, Amerikan Anayasası ile kurulan hükümet sistemi “başkanlık sistemi”dir. Bu sistemde; halk tarafından seçilen, hem “devlet başkanı” hem “hükümet başkanı” sıfatını taşıyan ve yasama organına karşı siyasi olarak sorumlu olmayan bir başkan bulunur; yürütme yetkisi esas olarak başkan tarafından tek başına kullanılır. Amerikan anayasal modelinin bir diğer boyutu ise “federalizm”dir. Birden fazla “federe” devletin bir anayasa temelinde bir araya gelerek oluşturdukları “federal devlet” modeli günümüzde pek çok dünya anayasasında benimsenmiş bir kurumdur.
19. yüzyıl yazılı anayasaların yayıldığı yüzyıldır. Bu yayılma, anayasaların anavatanı Avrupa ile sınırlı kalmaz; Latin Amerika'da önemli anayasa hareketleri görülür. İspanya’dan bağımsızlıklarını kazanan Latin Amerika ülkeleri, örneğin; Kolombiya (1811), Venezüella (1811), Şili (1818), Peru (1823), Meksika (1824) ve Arjantin (1853) birbiri ardına yeni anayasalarını yapar. Bu anayasaları etkileyen modellerin başında, kendisi de 1791 Fransız Anayasası’ndan etkilenen 1812 İspanyol Anayasası gelir. Ancak Avrupa anayasalarının devlet tipi açısından Latin Amerika anayasaları üzerindeki etkisi sınırlıdır; Latin Amerika’da devlet tipi olarak monarşi değil cumhuriyet tercih edilir. Hükümet sistemi açısından ise Amerikan anayasal modeli etkili olur ve birçok Latin Amerika ülkesinde Amerikan tipi başkanlık sistemi kabul edilir. Amerikan modelinin bir diğer unsuru olan federalizm Latin Amerika’da başkanlık sistemi gibi etkili olmaz ve Arjantin, Venezüella ve Meksika dışında bu sistem tercih edilmez.
1917 yılında Rusya’da gerçekleşen “Ekim Devrimi” ile yeni bir anayasal model ortaya çıkar: “Sosyalist anayasal model”. 1918 yılında Sovyetler Birliği’nde ilan edilen anayasa, bu modelin temel esaslarını ortaya koyar. Soğuk Savaş yıllarında Sovyetler Birliği'nin hegemonyası altındaki Doğu Avrupa ülkelerinde yapılan anayasalar da büyük ölçüde Sovyetler Birliği tarafından geliştirilen “Sosyalist anayasal model”den esinlenir. Arnavutluk 1946, Bulgaristan 1947, Romanya ve Çekoslovakya 1948, Macaristan 1949 ve Polonya 1952 yıllarında ard arda anayasalarını ilan eder. Çekoslovakya 1960, Romanya 1952 ve 1965, Bulgaristan 1971 ve Arnavutluk 1976 yıllarında yeni sosyalist anayasalarını yapar. Bu anayasalar özellikle “merkezi planlama” ve “kamu mülkiyeti”ne dayanan ekonomik sistem tercihleriyle liberal anayasalardan ayrılır. Bunun dışında, kağıt üzerinde zengin bir temel hak ve özgürlükler listesi içeren bu anayasalar, uygulamada son sözü söyleyen Komünist Parti ve yöneticilerinin neredeyse sınırsız ve keyfi iktidarını dizginlemek için yetersiz kalır.
II. Dünya Savaşı sonrasında milletlerarası alanda insan hakları konusunda önemli ilerlemeler görülür. Milletlerarası hukuki belgelerle garanti altına alınan ve milletlerarası koruma mekanizmalarıyla desteklenen evrensel insan hakları standartları, savaş sonrası yapılan anayasaların da özgürlük anlayışını şekillendirir. Milli anayasal sistemlerde, milletlerarası insan hakları hukukuna paralel olarak, bireyin hukuk alanı evrensel özgürlük anlayışına göre inşa edilir. Böylece Aydınlanma Çağı’ndan 18. yüzyıldaki liberal devrimlere uzanan çizgide, “liberal anayasal model”, özellikle II. Dünya Savaşı sonrasında, Avrupa’da nihai olarak kabul edilen anayasal model olur.
Son olarak 20. yüzyılın son çeyreğinde Güney Avrupa'da ortaya çıkan, oradan önce Latin Amerika’ya, sonra Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa'ya ulaşan “3. demokratikleşme dalgası” yeni bir anayasacılık hareketini de beraberinde getirir. Demokrasiye geçen ülkelerde bir biri ardına anayasalar yapılırken tercih edilen model “liberal anayasal model”dir.
Anayasal demokrasi ne demektir? Bu kavram neden önemlidir?
Anayasal demokrasi çok kısa bir biçimde “Anayasal devlet + Demokratik devlet” şeklinde formüle edilebilir. Bu tanım çerçevesinde “anayasal demokrasi” kavramını açıklayabilmek için öncelikle “anayasal devlet” ve “demokratik devlet” kavramları üzerinde durmak gerekir.
Anayasal devlet: Kural olarak günümüzde her devletin, yazılı veya yazısız bir anayasası vardır. Ancak “anayasalı devlet” “anayasal devlet” demek değildir. Siyasi iktidar büyük bir güç potansiyelini ifade eder. Dolayısıyla, siyasi iktidara sahip olanların her zaman siyasi iktidarı bu iktidara sahip olmayanlar aleyhine kullanma ihtimali vardır. İşte anayasal bir devlette anayasa, bireyleri siyasi iktidara karşı koruyan kurumsal bir kalkan işlevi görür. Bu tespitten yola çıkarak anayasal devlet; siyasi iktidarın, bireyi korumak amacıyla, “anayasacılık” prensiplerine uygun olarak kullanılması esasına dayanan devlet olarak tanımlanabilir.
Anayasacılık esas olarak iki prensip içerir; “Hukuk Devleti” ve “Kuvvetler Ayrılığı”. Hukuk devleti, siyasi iktidarın hukuk kurallarıyla sınırlı olmasını ifade eder. Bir başka deyişle, yönetenler siyasi iktidarı, yönetilenler için ve yönetilenler adına kullanırken, aynı yönetilenler gibi hukuk kurallarıyla, en başta da anayasa ile bağlı olmalıdır. Kuvvetler ayrılığı ise siyasi iktidarın üç devlet organı, yani yasama, yürütme ve yargı arasında bölüştürülmesini anlatır. Eğer siyasi iktidar tek elde toplanacak olursa, iktidarın kötüye kullanılması ihtimali artacak, iktidarı denetlemek güçleşecektir. Bir gücü frenlemenin ya da durdurmanın en etkin yollarından biri karşısına eşit, hatta daha büyük bir güç çıkarmaktır. İşte kuvvetler ayrılığı siyasi iktidarı; yasama, yürütme ve yargı organları arasında bölüştürüp, bunları birbirine karşı dengeleyerek bu gücü kendi iç dinamikleriyle kontrol altına alınmasını mümkün kılmaktadır. Kuvvetler ayrılığı iki şekilde uygulanabilir: sert ve yumuşak. Başkanlık sisteminde sert kuvvetler ayrılığı geçerlidir, yani yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrım mevcuttur. Bu tür sistemlerde devlet organları birbirlerinden kesin olarak ayrıldıkları için her bir organ kendi görev ve yetkilerine adeta kıskançlıkla sahip çıkar ve diğerlerinin bu alanlara müdahale etmesini engeller. Dahası, bu organlar, “fren ve denge” adı verilen bir yöntemle birbirlerini daha etkin biçimde denetleme imkanına sahip olur. Parlamenter sistemde ise kuvvetler ayrılığı “yumuşak” biçimde uygulanır. Yürütme organı yasama organının içinden çıktığı ve onun güvenine tabi olduğu için, genellikle yasama ve yürütme organı aynı siyasi partinin elinde toplanır ve organlar arasındaki ayrım önemini yitirir.
Bu bağlamda, kuvvetler ayrılığı ve hukuk devleti arasındaki ilişkiye de değinmemiz gerekir. Hukuk devletinden söz edebilmek için yargının, yasama ve yürütmeden bağımsız olması şarttır. Çünkü ancak bağımsız bir yargı, diğer organların yasalara ve anayasaya uygun hareket edip etmediğini araştırabilir ve eğer bir aykırılık varsa bunun müeyyidesini tespit edebilir. Buna göre, kuvvetler ayrılığı prensibi iktidarın tek elde toplanmasını önleyerek hukuk devleti prensibinin uygulanmasını da mümkün kılacaktır.
Demokratik devlet: Anayasal devlet, siyasi iktidarın nasıl kullanılacağı sorusuna cevap arar. Bir anayasal devlette siyasi iktidar anayasacılık prensiplerine (yani “Hukuk Devleti” ve “Kuvvetler Ayrılığı” prensiplerine) uygun olarak kullanılır. Demokratik devlet ise, daha çok; “Siyasi iktidar kimin tarafından kullanılır?” “Siyasi iktidar hangi kurallara göre el değiştirir?” sorularıyla ilgilidir. Tarih boyunca bu sorulara farklı cevaplar verilmiş ve bu cevaplar çerçevesinde farklı rejim biçimleri ortaya çıkmıştır. Demokrasi adını verdiğimiz rejimlerde siyasi iktidar halk adına, halk tarafından seçilen ve halka hesap veren yöneticiler tarafından kullanılır. Bir başka ifadeyle, demokratik bir devlette, siyasi iktidarı kullanacak olanlar seçimler yoluyla belirlenir ve siyasi iktidar gerektiğinde yine seçimler yoluyla barışçı bir biçimde el değiştirir. Bu tespitten de anlaşılacağı gibi, demokratik devlet açısından seçim ve ona bağlı kavramlar, örneğin siyasi partiler önem kazanır. Rejimin bu boyutuna ilişkin düzenlemeler kısmen anayasada (örneğin, 1982 Anayasası, m. 67-69, 76-79, 127), büyük ölçüde de seçim mevzuatında (298 sayılı “Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun”, 2839 sayılı “Milletvekili Seçim Kanunu”, 2829 sayılı “Siyasi Partiler Kanunu”) yer alır.
Anayasal demokrasi = Anayasal devlet + Demokratik devlet: Her ne kadar ”Anayasal devlet” ve “Demokratik devlet” iki ayrı kavramı ifade etse de, günümüzde bu iki ilkenin bir arada uygulanması gerektiği kabul edilmektedir. Buna göre, “Anayasal demokrasi” olarak nitelendirilen rejimlerde; “Anayasal devlet” düşüncesinden gelen “Hukuk Devleti” (yani siyasi iktidarın hukukla sınırlanması) ve “Kuvvetler Ayrılığı” (yani siyasi iktidarın devlet organları arasında bölünmesi) unsurları “Demokratik devlet” düşüncesinden gelen “serbest ve adil seçimler” (yani siyasi iktidarı kullanacak yöneticilerin yönetilenlerin oylarıyla belirlenmesi) ile birleşmektedir. Öyleyse, bugün ideal bir yönetim biçimi olarak ”Anayasal demokrasi” deyince aklımıza, çok kısa bir biçimde, seçimle devredilebilen sınırlı ve bölünmüş siyasi iktidar gelmelidir. Bu tanım çerçevesinde “Anayasal demokrasi”; hem çoğunluğun iradesine uygun bir yönetimi esas almakta, hem de azınlıkta kalanların temel hak ve özgürlüklerinin korunmasına imkan vermektedir.
Anayasaların içinde neler yer alır?
Anayasaların çoğunda bir başlangıç bölümü bulunur. Başlangıç, anayasanın felsefesini, yapıldığı dönemin siyasal ve toplumsal koşullarını, yapılış nedenlerini, dayandığı temel ilke ve değerleri ortaya koyan metindir. Başlangıç bölümü edebi bir dille kaleme alınır. Bu nedenle de genellikle hukuki açıdan kendi başına bir değer taşımaz. Başlangıç bölümüne yer veren yaşayan en eski anayasa 1787 tarihli ABD Anayasasıdır. Çağdaş anayasalarda başlangıç bölümünün ardından genel esaslar bölümü gelir. Genel esaslar bölümünde devletin temel nitelikleri açıklanır. Devlet modeli (üniter, federal ya da bölgeli), din-devlet ilişkileri ve bireylerin devlet karşısındaki konumuna ilişkin ilkeler bu bölümde yer verilir.
İnsan hakları da anayasaların bir parçasıdır. Çağdaş anayasaların bir çoğunda temel hak ve özgürlükler listesi geniş bir yer tutmaktadır. Anayasalarda yer alan özgürlüklerin bir kısmı, konut dokunulmazlığı, ifade özgürlüğü, din özgürlüğü, kişi güvenliği gibi devletin karışamayacağı, dokunamayacağı, kişiyi devlete ve topluma karşı koruyan haklardır. Seçme, seçilme, siyasi parti kurma, siyasi partiye üye olma gibi kişinin devlet yönetimine katılmasını sağlayan siyasi nitelikli “katılma hakları” da anayasalarda düzenlenir. Kişi hakları ve siyasi haklar tarihsel olarak ilk ortaya çıkan haklar oldukları için “Birinci kuşak haklar” olarak da bilinir. Çalışma, sağlık, sosyal güvenlik hakkı gibi ekonomik nitelikli haklar da bireye devletten bir hizmet ya da edim isteme olanağı tanır. Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra ortaya çıkan ve İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yapılan anayasaların çoğunda yer alan bu haklar “İkinci kuşak haklar” olarak da tanımlanır. Bütün bunlara ek olarak bazı anayasalarda çevre, barış, gelişme hakkı gibi son yıllarda güncel hale gelen “Üçüncü kuşak haklar”a da rastlanmaktadır. Günümüz anayasaları, yukarıda belirtilen hak ve özgürlükleri sıralamanın ötesinde, bu hakların bireyler tarafından kullanımını sağlayacak güvenceleri de içinde barındırır.
Anayasa, devlet organlarının yapısı, işleyişi ve birbirleriyle olan ilişkileri de düzenler. Yasama, yürütme ve yargı organının kuruluşu, işleyişi, yetki ve görevleri ve bunların birbirleriyle olan ilişkileri anayasalarda yer alır. Yasama ve yürütme organlarının yapısı, yetkileri ve bu iki organ arasındaki ilişkinin anayasada düzenleniş biçimi aynı zamanda devletin hükümet sistemini (başkanlık, yarı başkanlık ya da parlamenter) de ortaya koyar. Devlet yetkilerinin merkezle yerel yönetimler, bölgeler ya da eyaletler arasında paylaşımı da anayasalarda yer alan konular arasındadır. Söz konusu yetki paylaşımı devletin üniter mi, federal mi, yoksa bölgeli bir yapıya mı sahip olduğunu göstermesi açısından önem taşır.
Son olarak anayasa metninde Anayasa’nın değiştirilme yöntemi bulunur. Günümüzde yazılı anayasaların büyük bölümünde, “anayasanın üstünlüğü” ilkesini gerçekleştirmek amacıyla, Anayasa’nın değiştirilmesi için yasalardan daha zor bir yöntem öngörülmüştür.
Anayasalar nasıl yapılır?
Anayasa yapımı en kısa biçimiyle bir toplumda temel siyasi-hukuki tercihlerin yapılması olarak tanımlanabilir. Bu tanım akla bir soru getirmektedir: Bu temel tercihleri kim yapacaktır? Anayasa bir toplumda yaşayan tüm bireyleri ilgilendirdiğine göre, bu sorunun yanıtı “herkes”, yani “halk” olmalıdır. Teorik olarak kabul edilebilir olan bu yanıt uygulamada her anayasa yapım sürecini açıklamaktan uzaktır. Burada demokratik anayasa yapımı ve demokratik olmayan anayasa yapımı arasında bir ayrım yapmak gerekir. Demokratik olmayan anayasa yapımı çeşitli biçimlerde karşımıza çıkar. Anayasalar pek çok örnekte dış veya iç güçler tarafından empoze edilebilir; yani halk iradesi göz önüne alınmaksızın kabul edilip yürürlüğe sokulabilir. Örneğin, 1814 Fransız Anayasası Kralın tebaasına bir ihsanı, bir lütfudur. 1947 Japon Anayasası ise, II. Dünya Savaşı sonrasında yenik düşen bu ülkeye büyük ölçüde ABD tarafından dikte ettirilmiştir.
Bir anayasanın demokratik yöntemlerle yapılmış sayılması için halkın iradesi doğrultusunda ortaya çıkması ve yürürlüğe girmesi gerekir. Anayasanın—sembolik de olsa—bir “sosyal sözleşme” olarak görüldüğü bu tür anayasa yapım süreçlerinde amaç; halkın katılımı ve temsilini esas alarak, mümkün olan en geniş uzlaşmayla bir anayasa ortaya çıkarmaktır. Demokratik anayasa yapım yönteminde “halk” her aşamada karşımıza çıkar. Birincisi, anayasayı yapacak olanlar mutlaka halk tarafından serbest ve adil seçimler yoluyla seçiler. İster kurucu meclis olsun, ister normal meclis olsun anayasayı yapacak olan organ halkın iradesiyle belirlenmeli ve mümkün olan en geniş biçimde toplumsal dengeleri yansıtmalıdır. İkincisi, anayasanın kaleme alınması aşamasında mutlaka sivil toplum örgütlerinin fikri alınmalıdır. Anayasayı kaleme alacak olan meclis de olsa, anayasa sivil toplumdan gelen talep, öneri ve eleştiriler doğrultusunda şekillendirilmelidir. Üçüncüsü, anayasa yapım sürecinde son sözü halk söylemeli, yani anayasanın yürürlüğe girme aşamasında “halkoylaması” yöntemine başvurulmalıdır.
Anayasalar neden “sosyal sözleşme” olarak nitelendirilir?
Anayasa toplumun üzerinde anlaşmaya vardığı, tabi olmayı kabul ettiği temel ilkeleri ifade eden bir hukuki metindir. Bu yüzden anayasalar—sembolik anlamda da olsa— “sosyal sözleşme”ler olarak kabul edilir.
Osmanlı-Türk anayasa tarihinde bugüne kadar kaç anayasa yapılmıştır?
Bugüne kadar Osmanlı-Türk anayasa tarihinde beş anayasa yapılmıştır. Bunlar sırasıyla, 1876; 1921; 1924; 1961; ve 1982 Anayasalarıdır.
1876 Kanun-i Esasisi: Osmanlı İmparatorluğu’nda ilan edilen ilk anayasa 1876 Kanun-i Esasidir. Bu anayasa, padişahın tek taraflı iradesiyle yapılmış bir ferman anayasadır. Anayasa, devletin monarşik ve teokratik yapısını korumaktadır. Söz konusu Anayasayla iki kanatlı bir yasama organı oluşturulmuş (Meclis-i Umumi); bunlardan Heyet-i Ayan üyelerinin Padişah tarafından seçilip atanması, Heyet-i Mebusan üyelerinin halk tarafından seçilmesi yöntemi benimsenmiştir. Böylece bu Anayasa ile ilk kez—kısmen de olsa—halkı temsil eden bir parlamento kurulmuştur. Ancak Heyet-i Mebusan’a ne yasama süreci ne hükümeti denetleme açısından önemli bir yetki tanınmıştır. Padişah’ın sorumsuzluğu ve kutsallığı anlayışı ile yasama-yürütme ilişkilerindeki üstünlüğü bu Anayasa’da sürdürülmüştür. Padişahın Heyet-i Ayan üyelerini ve Meclis başkanlarını seçmesi; Meclis-i Umumi’nin ancak Padişah’ın izniyle yasa önerebilmesi; iki Meclis tarafından kabul edilen bir yasayı Padişah’ın mutlak olarak veto edebilmesi; Meclis’i toplantıya çağırma ve feshetme yetkisinin padişaha ait olması; Hükümet (Heyet-i Vükela) üyelerinin Padişah tarafından seçilmesi ve bunların yalnızca Padişah’a karşı sorumlu olması; Parlamento’nun Hükümeti denetleme yetkisinin olmaması Padişah’ın sistem içindeki ağırlığını gösteren düzenlemelerdir. Bu hükümlere bakıldığında, 1876 Anayasası’nın anayasal monarşiyi benimsediğini söylemek güçtür. Bunun dışında, 1876 Anayasası yasa önünde eşitlik; kişi özgürlüğü ve dokunulmazlığı; basın özgürlüğü; eziyet, işkence; müsadere ve angarya yasağı gibi çok sayıda hak ve özgürlükle önemli yargısal güvenceleri tanımıştır. Ne var ki, tanınan bu hak ve güvenceler anayasada padişaha tanınan sürgün yetkisiyle etkisiz kılınmıştır.
II. Meşrutiyet’in ilanının ardından toplanan Meclis-i Umumi 8 Ağustos 1909 tarihli yasayla Kanun-i Esasi’de çok önemli değişiklikler yapmıştır. Bu nedenle Kanun-i Esasi’nin yeni biçimi bazı yazarlarca “1909 Anayasası” olarak da adlandırılmaktadır. 1909 değişiklikleri, 1876 Anayasası’nın ilk biçiminden farklı olarak, padişahın tek taraflı iradesiyle değil, parlamentonun girişimi ve katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Artık Bu düzenlemelerle Osmanlı İmparatorluğu’nda gerçek anlamda anayasal monarşinin benimsendiği söylenebilir. Söz konusu değişikliklerle padişahın yetkileri önemli ölçüde sınırlanmıştır. Sadrazamı ve onun seçtiği Heyet-i Vükela üyelerinin Padişah tarafından atanmasına rağmen, Heyet-i Vükela bireysel ve toplu olarak Meclis-i Mebusan’a karşı sorumlu tutulmuş; bir konuyu görüşmek için Padişah’tan izin alma zorunluluğu kaldırılmıştır. Parlamento’nun Padişah’ın daveti olmaksızın kendiliğinden toplanması ve Padişah’ın iznine gerek olmadan yasa önerebilmesi mümkün hale getirilmiştir. Padişah’ın “mutlak veto” yetkisi “geciktirici veto”ya dönüştürülmüştür. 1909 değişiklikleri, Parlamento’nun siyasal sistemde ağırlık kazanmasını sağlamanın yanı sıra, toplantı ve dernek haklarının tanınması, basına sansür yasağının konması gibi hak ve özgürlükler alanını genişletici düzenlemelere de yer vermiştir. Padişah’a sürgün yetkisi veren hükmün metinden çıkarılması da, hak ve özgürlüklerin serbestçe kullanılmasını sağlamak açısından önemli bir adım olmuştur.
1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu: Bu Anayasa 24 maddeden oluşan çerçeve bir anayasadır. “Egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu” ilkesi ilk kez bu anayasada ifade edilmiştir. Bu hüküm, iktidarın kaynağında köklü bir dönüşümü göstermesi açısından önemlidir. Anayasa, millete ait olan bu egemenliğin tek ve gerçek temsilcisi olarak Büyük Millet Meclisini göstermektedir. Meclis seçimlerinin iki yılda bir yapılması ve meclisin kendiliğinden her yıl Kasım başında toplanması öngörülmüştür. Bu Anayasa, yasama ve yürütme yetkilerinin Parlamento’da toplanmasını öngören “meclis hükümeti” sistemini benimsemiştir. Buna göre, Meclis kendi içinden bir başkan seçecektir. Yürütme görevi de, Meclis’in kendi üyeleri arasından seçtiği İcra Vekilleri Heyeti tarafından yerine getirilecektir. İcra vekilleri kendi aralarından bir başkan seçmekle birlikte, Meclis başkanı İcra Vekilleri Heyeti’nin de doğal başkanı olarak tanımlanmıştır. 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, meclis hükümeti sistemine uygun olarak, ayrı bir devlet başkanlığı makamı öngörmemiştir. Bu Anayasada nahiye şuraları ve idare heyetlerinin yargısal yetkilerinden söz eden düzenleme dışında yargı yetkisine de değinilmemiştir. Buna karşılık, yerinden yönetime yönelik düzenlemeler bu Anayasa’da geniş yer tutmuştur. Anayasa ülkeyi vilayetlere, kazalara ve nahiyelere ayırmış; bunlardan vilayet ve nahiyelere tüzel kişilik ve idari özerklik tanımıştır. 1921 Teşkilat-ı Esasiye Kanunu’nda yapılan en önemli değişiklik cumhuriyetin ilanıdır.
1924 Anayasası: Ulus-Devlet anlayışının ürünü olan 20 Nisan 1924 tarihli Anayasa, Esas Hükümler, Yasama Görevi, Yürütme Görevi, Yargı Erki, Kamu Hakları ve Çeşitli Hükümler olmak üzere altı bölümden oluşmaktadır. Genel Esaslar bölümünde Türkiye Devletinin Cumhuriyet olduğu; egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu; TBMM’nin ulusun tek ve gerçek temsilcisi olduğu ve egemenliğini TBMM eliyle kullanacağı belirtilmiştir. Yasama ve yürütme erkleri TBMM’de toplanmıştır. TBMM yasama yetkisini bizzat kendisi; yürütme görevini ise cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu aracılığıyla yerine getirmektedir. Yargı erki ise, millet adına bağımsız mahkemeler tarafından kullanılır. Tek meclisten oluşan TBMM dört yılda bir yapılan genel seçimlerle oluşmaktadır. Milletvekillerine serbestçe çalışmalarını sağlamak için yasama sorumsuzluğu ve dokunulmazlığı sağlanmıştır. Anayasa TBMM’ye, yasa yapmak, yorumlamak, para basmak, genel ve özel af ilan etmek gibi yasamaya ilişkin yetkiler yanında, soru, gensoru, soruşturma gibi hükümeti denetlemesini sağlayacak araçlar da vermiştir.
Yürütme organının unsurlarından biri olan cumhurbaşkanı hem devletin hem de yürütmenin başıdır. TBMM tarafından, kendi üyeleri arasından bir dönem için seçilir. Anayasa, cumhurbaşkanına başbakanı seçme ve atama; başbakanın seçtiği bakanları atama; gerekli gördüğünde bakanlar kuruluna başkanlık etme; başkomutanlığı temsil etme; yasaları yayımlama; yasaları bir kez daha görüşülmek üzere Meclis’e geri gönderme gibi yetkileri tanımıştır. Cumhurbaşkanı sorumsuzdur; yürütme ile ilgili işlemleri karşı imza kuralına tabidir, yani başbakan ya da ilgili bakan tarafından imzalanması zorunludur. Yürütme görevini yerine getiren organ bakanlar kuruludur. Cumhurbaşkanı tarafından atanan bakanlar kurulu meclisten güvenoyu almak zorundadır. Başbakan ve bakanların meclise karşı kolektif ve bireysel sorumlulukları vardır. Yargı erki bağımsız mahkemeler tarafından millet adına kullanılır. Mahkemelerin yasayla kurulması; bağımsızlığı; yargı kararlarının bağlayıcılığı; savunma hakkı; yargılamanın herkese açık olması gibi yargı alanına ilişkin belli başlı ilkeler bu anayasada tanınmıştır. Sonuçta, meclis hükümeti sisteminin bazı etkileri devam ediyor olsa da, yasama-yürütme ilişkisi açısından bu anayasanın parlamenter sisteme yakın bir düzenleme getirdiği söylenebilir.
1924 Anayasası genel ve soyut bir özgürlük ve eşitlik anlayışı öngörmüştür. İşkence, eziyet ve zoralım yasağı; düşünce; din; vicdan; sözleşme; dilekçe; yayın; mülkiyet; dernek; toplantı; seçme, seçilme; devlet memuriyetine girebilme gibi klasik ve siyasi hak ve özgürlükler genel olarak tanımıştır. Buna karşılık, ilköğretimin devlet okullarında parasız olması dışında, sosyal ve ekonomik haklara hiç değinilmemiştir. Anayasa, düzenlediği hak ve özgürlükler için güvenceler öngörmemiş; milletin tek ve gerçek temsilcisi olan TBMM tarafından yasa yoluyla söz konusu hak ve özgürlüklerin düzenlenip korunacağını varsaymıştır. 1921 Anayasasının benimsediği yerinden yönetim ilkesi bu Anayasada öngörülmemiştir.
1924 Anayasası önemli değişikliklere uğramıştır. 1928’de devleti laikleştirme yönünde adımlar atılmıştır. Bu doğrultuda devletin dininin İslam olduğu hükmü ile cumhurbaşkanıyla milletvekillerinin yeminlerinde yer alan “vallahi” sözcüğü metinden çıkarılmış; Meclisin şeriat hükümlerini uygulama görevi kaldırılmıştır. 1934’te yapılan değişiklikle kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmış; seçme yaşı 18’den 21’e çıkarılmıştır. 1937 değişikliği ile de Cumhuriyet Halk Partisinin altı okunu simgeleyen ilkeler anayasaya eklenmiştir. 1945’te Anayasa’nın dili sadeleştirilmiş, 1952’deki değişiklikle ise eski haline getirilmiştir.
1961 Anayasası: Önceki anayasalarımıza göre daha ayrıntılı ve uzundur. 1961 Anayasası pek çok açıdan anayasa hukukumuza yenilikler getirmiştir. Bu anayasa, 1921 ve 1924 Anayasalarından farklı olarak bir Başlangıç bölümüne yer vermiş ve bunu esas metinden saymıştır. 2. maddesi cumhuriyetin niteliklerini sıralamıştır. Bunlar içinde devletin insan haklarına dayanması, aynı zamanda sosyal bir hukuk devleti olması önceki anayasalarımızda yer almayan özelliklerdir. 1961 Anayasası, 1924 Anayasasına göre çok daha geniş ve ayrıntılı bir hak ve özgürlükler listesi sunmaktadır. Önceki Anayasadan farklı olarak sağlık, sosyal güvenlik, sendikal haklar gibi sosyal ve ekonomik haklar ilk kez bu anayasada yer bulmuştur. Siyasal partiler de, bu anayasada “demokratik yaşamın vazgeçilmez unsuru” olarak düzenlenmiş; siyasal partilerin mali denetimleri ile gerektiğinde kapatılmaları görevinin Anayasa Mahkemesi’ne verilmesi gibi bazı özel güvenceler öngörülmüştür. Bu anayasa, hak ve özgürlükleri saymakla yetinmemiş; hak ve özgürlüklerin kullanımının güçleştirilmesi ya da engellenmesini önleyici güvenceler de getirmiştir. Bu güvencelerin en önemlerinden biri, hak ve özgürlüğün özüne dokunulamayacağına ilişkin hükümdür.
1961 Anayasası’nın getirdiği bir başka yenilik egemenliğin kullanılışına ilişkindir. TBMM artık egemenliğin tek ve yegane temsilcisi değildir. Bundan böyle egemenlik, anayasanın koyduğu esaslara göre “yetkili organlar” eliyle kullanılacaktır. TBMM, bu yetkili organlardan yalnızca biridir. Yasama organının kuruluşu açısından bu anayasanın getirdiği yenilik çift meclis sistemidir. TBMM’nin bir kanadı genel oyla seçilen üyelerden oluşan Millet Meclisi; diğer kanadı ise, genel oyla işbaşına gelenlerin yanında, tabii senatörlük, atama gibi halk tarafından seçilmemiş üyelerin de yer aldığı Cumhuriyet Senatosudur.
Anayasa’nın yasama-yürütme ilişkileri açısından getirdiği yenilik, cumhurbaşkanı seçimi ile meclisin seçim döneminin birbirinden ayrılmasıdır. Bir kişi TBMM tarafından ve kendi içinden yedi yıl için en çok arka arkaya iki kez cumhurbaşkanı olarak seçilebilir. Ayrıca, cumhurbaşkanının tarafsızlığını sağlamak amacıyla seçilen kişinin varsa partisiyle ilişiğinin kesileceği ve TBMM üyeliğinin son bulacağı belirtilmiştir. Meclis üyesi olmayanların da bakan olarak atanması bu anayasayla olanaklı hale gelmiştir. Ayrıca gensoru yoluyla hükümetin düşürülmesi zorlaştırılmıştır. Milli Güvenlik Kurulu anayasal bir kurum haline gelmiştir. Anayasanın getirdiği bir başka yenilik de TRT ve üniversitelere özerklik tanınmasıdır.
Yukarıda da belirtildiği gibi, hukuk devleti ilkesi ilk kez bu Anayasa’da ifade edilmiştir. Devletin eylem ve işlemlerinin yargı denetimine tabi tutulmasını gerektiren bu ilke, “idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu” biçimindeki hükümle Anayasada açıkça düzenlenmiştir. Yargı alanındaki en önemli yeniliklerden biri olan Anayasa Mahkemesi’nin kuruluşu ve yasaların anayasaya uygunluğunu denetleme yetkisinin bu mahkemeye verilmesi de hukuk devleti ilkesinin yaşama geçirilmesi açısından önemlidir. Böylece yalnızca idarenin işlemleri değil, yasalar da yargı denetimi içine sokulmuştur. Seçim yargısının da anayasal güvenceye kavuşturulması hukuk devleti ilkesiyle ilgili bu Anayasada yer alan bir diğer önemli yeniliktir. Bundan başka yargıçların altmış beş yaşından önce kendi istekleri dışında emekliye ayrılamaması; yargıçların özlük işlerine bakmak üzere Yüksek Hakimler Kurulu’nun kurulması gibi mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıç güvencesine ilişkin düzenlemeler de hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesini sağlayan hükümler arasındadır.
1961 Anayasası 1971 ve 1973 yıllarında önemli değişikliklere uğramıştır. Bakanlar kuruluna kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi verilmesi; üniversite özerkliğinin zayıflatılması; TRT’nin özerkliğinin kaldırılması; Devlet Güvenlik Mahkemelerinin oluşturulması; Askeri Yüksek İdare Mahkemesinin kurulması ve asker kişilerle ilgili eylem ve işlemlerin yargısal denetiminin Danıştay’dan alınıp bu mahkemeye verilmesi; sivillerin askeri nitelikte olmayan suçlardan dolayı yargılanmasının olanaklı hale getirilmesi; bütün temel hak ve özgürlükler için geçerli olan genel bir sınırlama maddesi konması; sınırlama nedenlerinin artırılması söz konusu değişikliklere örnek olarak verilebilir.
1982 Anayasası hangi şartlarda, nasıl bir ortamda yapılmıştır?
12 Eylül 1980’de yönetime el koyan Milli Güvenlik Konseyi (MGK), yeni anayasanın bir kurucu meclis tarafından yapılması ve halkoylamasına sunularak yürürlüğe girmesine karar vermişti. 1982 Anayasasının yapımına ilişkin ilk somut adım, bu anayasayı yapacak Kurucu Meclis’e ilişkin yasanın 29 Haziran 1981’de çıkarılması ile atıldı.
Söz konusu Kurucu Meclis Ekim 1981’de çalışmaya başladı. Kurucu Meclis, MGK ve Danışma Meclisi olmak üzere iki kanatlıydı. MGK, Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren başkanlığında kara, hava, deniz kuvvetleri komutanları ile jandarma genel komutanından oluşuyordu. Sivillerden oluşan Danışma Meclisinin tamamı ise, esas olarak MGK tarafından atanmıştır. Danışma Meclisine aday olmak için, 12 Eylül 1980’den önce herhangi bir siyasal partinin üyesi olmamak şartı getirildi.
Danışma Meclisinde, Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı başkanlığında on beş kişilik bir Anayasa Komisyonu kuruldu. Anayasa maddelerinin, önce Danışma Meclisinde sonra MGK’de görüşülmesi esası benimsendi. MGK, Danışma Meclisinden gelen metni aynen ya da değiştirerek kabul edecek veya reddedecekti. MGK’nın değiştirdiği metin üzerinde Danışma Meclisi, bu tür bir yetkisi yoktu. Dolayısıyla, Kurucu Meclisin anayasa yapım sürecinde son sözü söyleyen kanadı MGK idi. Meclisin seçimle oluşturulmamış bu sivil kanadı, anayasa yapım sürecinde MGK için bir ön çalışma yapmanın ötesinde bir etkiye sahip değildi.
Danışma Meclisi 23 Eylül 1982’de Anayasa taslağını tamamladı. MGK, kamuoyuna duyurulan bu taslak üzerindeki çalışmalarına devam etti. Ne var ki, kamuoyu, taslağa son biçimini verecek olan MGK’nin taslak hakkındaki görüşlerini öğrenme olanağı bulamadı. MGK, anayasa taslağını 18 Ekim 1982’de kabul etti. Kabul edilen metin iki gün sonra Resmi Gazete’de yayımlandı. Anayasanın yürürlüğe girmesi için atılacak son adım halkoylamasıydı. Anayasanın yapım sürecine toplumun çeşitli kesimlerinin yeterince katılımı söz konusu olmadı. MGK, halkoylamasından önce hangi yönde oy verileceği konusunda telkinde bulunmayı ve metnin eleştirilmesini de yasakladı. Anayasanın devlet adına resmen tanıtılması görevini de, devlet başkanı ve MGK başkanı Orgeneral Kenan Evren üstlendi. Basının sıkı denetim altında tutulduğu anayasa yapım sürecinde, toplumun başlıca katılım aracı olan siyasal partilerin, dernek ve sendikaların kapatılmış veya faaliyetlerinin askıya alınmış olması, anayasa konusunda kamuoyu oluşturma bakımından örgütlü bir etkinlik gösterilmesi olanağını ortadan kaldırdı. Dolayısıyla, anayasa konusunda farklı görüşlerin kamuoyuyla paylaşılması mümkün olmadı. Anayasanın halkoylamasında reddedilmesi durumunda ne olacağına ilişkin bir düzenleme 1981 tarihli Kurucu Meclis Yasasında yer almamıştı. Bu da, söz konusu olasılığın gerçekleşmesi durumunda askeri rejimin sürüp gideceği düşüncesini akla getiriyordu.
Sonuçta, halk, 1982 Anayasasına ilişkin ciddi bir tartışma ortamı olmadan, Anayasayı yapanların tek taraflı propagandasıyla 7 Kasım 1982’de sandık başına gitti. Oylama, seçmenlerin %91,3’ü gibi büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Anayasa vatandaşların %91,4 evet oyuyla kabul edilerek yürürlüğe girdi.
1982 Anayasası’nın temel özellikleri nelerdir?
Cumhuriyetin temel nitelikleri Anayasanın 2. maddesinde sayılmıştır. Buna göre, “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk Milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”
Başlangıç ilkeleri, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı: 1982 Anayasası Başlangıç bölümünü anayasa metnine dahil saymakta; 2. madde de başlangıçta belirtilen temel ilkelere atıfta bulunmaktadır. Edebi bir dille yazılmış ve anayasa koyucunun dünya görüşünü yansıtan Başlangıç bölümünden çıkarılabilecek ulusal egemenlik, güçler ayrılığı, Atatürk milliyetçiliği anlayışı gibi ilkeler Cumhuriyetin nitelikleri arasında kabul edilmektedir. “Toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde” ifadesi ise somut bir içeriğe sahip olmadığından ancak Anayasanın diğer maddelerini yorumlamada göz önünde bulundurulabilir.
Atatürk milliyetçiliğine bağlı devlet: “Atatürk milliyetçiliğine bağlılık“ devletin hangi milliyetçilik anlayışına sahip olduğunu göstermektedir. Bu milliyetçilik, ırk, din, mezhep esasına değil, kültür birliğine ve birlikte yaşama istek ve iradesine dayanır. Dolayısıyla Atatürk milliyetçiliği ırkçı ve şovenist bir nitelik taşımaz. Anayasanın 66. Maddesi de bunu desteklemektedir. Bu madde uyarınca, “Türk devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür“. Bunun anlamı, ulusun parçası olmanın tek ölçütünün hukuki bir bağ olmasıdır. “Atatürk milliyetçiliğine bağlılık“ aynı zamanda devletin ulusal (Ulus-Devlet) niteliğine de işaret etmektedir. Bunun Anayasadaki yansımalarından biri, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütün olduğuna yönelik düzenlemedir. Bu hüküm, devletin tek bir ulusa, Türk Ulusuna dayanmasını ifade eder. Türk Ulusu, yukarıda da belirtildiği gibi, sübjektif millet anlayışına göre tanımlanmıştır. Söz konusu düzenleme uyarınca, Ülkenin ve ulusun birliği anayasa ile güvence altına alınmıştır. Resmi dilin Türkçe olduğuna ilişkin düzenleme de, Atatürk milliyetçiliğine bağlı devlet ilkesinin bir başka hukuki sonucudur. Bu düzenleme, resmi yazışma ve işlemlerin Türkçe yapılmasını zorunlu kılmakla beraber, vatandaşların özel yaşamlarında başka dilleri kullanmalarını yasaklamaz.
İnsan haklarına saygılı devlet: Anayasanın 2. maddesinde yer alan “insan haklarına saygılı devlet"in ne anlama geldiği, ancak Anayasanın diğer maddelerinde insan hakları konusunda yapılan düzenlemelere bakılarak anlaşılabilir . Bu hükümler, Anayasanın en uzun bölümü olan ikinci kısmını oluşturmaktadır. Anayasamızda temel hak ve özgürlükler üçlü ayrıma uygun olarak düzenlenmişlerdir: Kişinin hakları ve ödevleri, sosyal ve ekonomik haklar ve ödevler, siyasal haklar ve ödevler. Bir temel hak ve özgürlük, ancak yasa ile ve Anayasada kendi maddesinde sayılan nedenlerle sınırlanabilir. Bu sınırlamalar temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunamaz; aynı zamanda demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine uygun olmak zorundadır.
Laik Devlet: Laiklik ilkesi, yalnızca Anayasanın 2. maddesinde devletin nitelikleri arasında yer almamakta, aynı zamanda başka Anayasa hükümlerinin de konusunu oluşturmaktadır. Laik devlet, vatandaşlarının dinsel inançları ve tercihlerine saygılı olan, bütün dinlere ve inançlara eşit mesafede duran ve aynı zamanda kutsal din duygularının kötüye kullanılmasını önleyen devlettir. Laikliğin unsurlarından biri olan ve 1982 Anayasasında güvence altına alınan din özgürlüğü, herhangi bir dini inancı benimseme ve ibadet etme özgürlüğünü de içerir. Resmi bir devlet dininin olmaması, devlet kuruluşları ile din kurumlarının birbirinden ayrılması, devletin işleyişini ve toplumsal ilişkileri düzenleyen kuralların dini kurallarına dayanmaması laiklikten anlaşılması gereken diğer unsurlar olarak sıralanabilir. Devletin resmi bir dininin olmamasının bir başka önemli sonucu da, belli bir dinin ya da mezhebin öğretilmesinin zorunlu kılınamamasıdır. Anayasanın, din özgürlüğünün kötüye kullanılmasını engellemeye ve devrim yasalarının korunmasına ilişkin olarak koyduğu düzenlemeler de laik devlet ilkesini gerçekleştirmeye yöneliktir.
Demokratik Devlet: Farklı ve tarihsel demokrasi anlayışları içinden 1982 Anayasasının kastettiği demokrasi türü, Batıda biçimlenmiş olan liberal demokrasi anlayışıdır. Anayasanın 6. maddesine göre, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Ulusal egemenlik ülkedeki yönetim biçiminin halkın kendi kendisini yönetmesi esasına dayanan demokratik sistem olmasını gerektirir. Egemenliğin ulusa ait olduğunu söylemek, en üstün iktidarın bir tek kişi ya da gruba değil, bütün ulusa ait olduğu anlamına gelir. Anayasa, egemenliğin kullanılmasının hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamayacağını belirterek de bu noktanın altını çizmektedir. Millet egemenliğinin anayasanın koyduğu esaslara göre kullanılacağının Anayasada düzenlenmiş olması, egemenliğin sınırsız kullanımına izin vermez. Seçimlerin halk egemeliğini hayata geçirebilmesi için genel, eşit, serbest, gizli oy, açık sayım ve döküm gibi ilkeler esas alınarak yapılması gerekir. Anayasa, seçimlerin dürüstlüğünün sağlanması görevini Yüksek Seçim Kuruluna vermiştir. Çağdaş demokrasinin vazgeçilmez öğelerinden biri de Siyasal partilerdir.. Bu nedenle, Anayasa siyasal partilerin kuruluş ve çalışmalarını garanti altına alan düzenlemelere yer vermiştir. Anayasa’da 1995 ve 2001 yıllarında yapılan değişikliklerle siyasal faaliyet ve siyasal partiler alanındaki yasaklar büyük ölçüde kaldırılmış ve özgürlükler genişletilmiştir. Serbest seçimlerle siyasal partilerin anayasada güvence altına alınması, demokrasinin en önemli unsurlarından biri olan siyasal çoğulculuğun gerçekleştirilmesi açısından da önemlidir.
Sosyal Devlet: Bu ilke, sosyal adalet içinde refahı yaygınlaştırmayı amaçlamak olarak tanımlanabilir. 1982 Anayasası, sosyal devletin gerçekleştirilmesi amacıyla bireylere tek başlarına veya toplu olarak kullanabilecekleri çeşitli haklar tanımıştır. Bunların bir bölümü çalışma ve emeğin korunmasına ilişkin düzenlemelerden (çalışma hakkı ve ödevi; zorla çalıştırma ve angarya yasağı; ücrette adaletin sağlanması vb.); bir bölümü gelir ve servet farklılıklarının azaltılmasına yönelik hükümlerden (vergi adaleti; özel mülkiyetin kamu yararı amacıyla sınırlanması; sosyal güvenlik; eğitim ve öğretim; sağlık; çevre ve konut hakkı vb) oluşmaktadır. Ayrıca sendika, toplu sözleşme ve grev gibi toplu olarak kullanılabilen haklar da Anayasamızda düzenlenmiştir. Anayasa, değişik 65. maddesinde, "Devlet, sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikler gözeterek mali kaynakların yeterliliği ölçüsünde yerine getirir." diyerek, devletin bu alandaki sorumluluğunun sınırını çizmektedir.
Hukuk Devleti: Anayasanın 2. maddesinde cumhuriyetin nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, bireylere hukuk güvenliği sağlayan, yöneticilerin de hukuka bağlı olduğu devlet olarak tanımlanabilir. 1982 Anayasasına göre, yürütme yetkisi ve görevi anayasa ve yasalara uygun olarak yerine getirilir. Anayasa, ayrıca, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğunu belirterek devlet organlarının hukuka bağlılığını güvence altına almaktadır. İdarenin işlemlerinin yanı sıra, yasaların anayasaya uygunluğunun da yargı organı denetimine tabi tutulmasının hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesi açısından büyük önemi vardır. 1961 yılında hukuk sistemimize giren Anayasa Mahkemesi, 1982 Anayasasında da aynen korunmuştur. Anayasa Mahkemesi, Anayasada belirtilen diğer yetki ve görevlerinin yanı sıra yasaların, kanun hükmünde kararnamelerin ve meclis içtüzüğünün anayasaya uygunluğunun denetimini yapma yetkisiyle donatılmıştır. Anayasanın 10. maddesinde yer alan kanun önünde eşitlik; 38. maddesinde sayılan suç ve cezalara ilişkin evrensel ilkeler; yargı organının bağımsızlığını ve tarafsızlığını sağlamaya yönelik düzenlemeler hukuk devleti ilkesinin gerçekleştirilmesini sağlayan güvencelerdir.
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 15:59

TÜRK ANAYASA HUKUKU-1.8 ÜNİTE DERS ÖZETLERİ
---OSMANLI – TÜRK ANAYASAL GELİŞMELERİ ÜNİTE ( 1)-•Anayasacılık: Anayasacılık, devlet iktidarını hukukla ve yazılı bir anayasayla sınırlamak yoluyla birey özgürlüklerini güvence altına-alma amacI güden modern bir düşüncedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda iktidarın sınırlanması düşüncesi, halktan gelen bir talep olmaktan-çok, üst düzey devlet memurlarının çökmekte olan devleti kurtarmak için Batı’dan ithal ettiği çarelerden ibarettir.-•Osmanlı İmparatorluğu’nun padişahın iktidarını sınırlama anlamında ilk anayasal belgeleri, 1808 Senedi-ittifak, Tanzimat ve-Islahat Fermanları 1876 Kanun-u Esasi’dir. Ardından Kurtuluş Savaşı’nın yaşandığı olağanüstü koşullar altında Büyük Millet Meclisi-tarafından kabul edilen 1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu) gelir. Cumhuriyet döneminde ise 1924, 1961 ve 1982 Anayasaları-yapılmıştır.-OSMANLI DÖNEMİ ANAYASAL GELİŞMELERİ-1808 Sened-i ittifak-Sened-i ittifak, 1808 yılında Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa’nın girişimiyle Padişah II. Mahmut ile âyanlar arasında imzalanmış, yedi-madde ve bir ekten oluşan bir belgedir. Dolayısıyla bu belge, âyanların dayatması sonucu değil, merkez adına hareket eden üst düzey-görevlilerin girişimiyle kaleme alınmıştır. Sened-i ittifak ile âyan; padişaha sadakat, padişaha karşı ayaklananları cezalandırma, padişahın-vergi toplama emirlerinin yerine getirilmesi, İstanbul’da asker ocaklarının ayaklanması durumunda bunu bastırma, kendi yönetimindeki-yerlerin asayişine ve vergilerin ezici olmamasına dikkat etme sözü vermiştir. Buna karşılık, padişah da bu sözleşmeyle âyanların varlığını-tanımış ve onlara güvence vermiştir. Ayrıca bu belge, halkın korunmasına ilişkin düzenlemeler de içermiş ve halka zulmedilmesini-yasaklamıştır. Sened-i ittifak hem padişaha, hem âyanlara hem de halka yönelik olumlu düzenlemeler içermektedir. Ancak, özellikle-padişahla âyanlar arasındaki kazanımlar açısından padişahın daha kârlı olduğu söylenebilir.-1839 hane Hatt-ı Hümayunu-•Mustafa Reşit Paşa tarafından kaleme alınan Gülhane Hatt-ı Hümayunu, 3 Kasım 1839’da, sarayın bahçesinde, yabancı devlet-temsilcileriyle halkın önünde okunarak ilan olunmuştur. Gülhane Hatt-ı Hümayunu aynı zamanda Tanzimat Fermanı olarak da bilinir. Bu-ferman, padişahın tek taraflı iradesiyle yapılmış ve onun ağzından kaleme alınmıştır.-•Tanzimat Fermanı’nın getirdiği en önemli yeniliklerden birisi, Ferman’da yer alan haklardan bütün Osmanlı uyruklarının din-ayrımı-Olmaksızın yararlanmasıdır. Böylece eşitlik ilkesi ilk kez bu Ferman’da benimsenmiştir. Gülhane Hatt-ı Hümayunu’nun açıklanması için-çıkarılan ek fermanda da “vezirden çobana kadar herkesin eşit olduğu” belirtilerek bu ilkeye bir kez daha açıklık getirilmiştir. Bu-başlangıç, teokratik devletten uzaklaşma ve laikleşme yolundaki evrimin habercisidir.-•Ferman, tanıdığı hak ve özgürlüklerin gerçekleştirilmesi için Meclis-i Ahkâmı Adliye ile askerî konuların düzenlenmesi amacıyla da-Babı Seraskeri Darı şûra adlı kurulların kurulmasını ve yasaların hazırlanmasında bu kurullara danışmasını-da öngörmüştür.-•1839 Tanzimat Fermanı, padişahın da yeni çıkarılacak yasalara uyacağını belirtmiştir. Böylece artık yasalar yalnızca yönetilenleri-değil, onu yapanları ve uygulayanları da bağlayacaktır. Tanzimat Fermanı’yla padişah, ilk kez kendi iradesiyle kendi iktidarını sınırlamıştır-•Ferman’ın getirdiği bir başka yenilik de eksik olmakla birlikte çok sayıda hak ve özgürlüğü güvence altına alan ilk Osmanlı belgesi-olmasıdır. Padişah, Ferman’a ve yeni yapılacak yasalara uyacağına dair yemin etmiştir.-•Osmanlı Devleti’nin gerçek anlamda ilk anayasal nitelikte belgesi olarak nitelendirilir.-1856 Islahat Fermanı-•Islahat Fermanı’nın esasları Hariciye Nazırı Ali Paşa ile İngiltere, Fransa ve Avusturya elçileri arasında kararlaştırılmış; Ferman,-Sultan Abdülmecid tarafından ilan edilmiştir. Başka deyişle, Ferman dış baskı ürünüdür. Osmanlı Devleti ile Rusya-Arasındaki Kırım Savaşı’nda İngiltere, Fransa ve Avusturya, Osmanlı Devleti’nin tarafında yer almıştır. Bunun karşılığında da Sultan-Abdülmecid, Paris’te yapılacak-•Barış görüşmelerinden önce Islahat Fermanı’nı yayımlamıştır. Islahat Fermanı, Tanzimat Fermanı’nda tanınan her din ve-mezhepten herkese can, mal, ırz dokunulmazlıkları ile Müslüman olmayan cemaatlerin öteden beri sahip olduğu ruhani ayrıcalıkları ve-bağışıklıkları güvenceye almıştır. İşkence ve eziyet yasaklanmış; vergilendirmede düzeltime gidilmesi öngörülmüştür. Bütün-•Din ve mezheplerin eşit olduğu bu Ferman’da da vurgulanmıştır. İbadet, din ve vicdan özgürlüğü kesin olarak korunmuştur.-Müslüman olmayan toplulukların kendilerini yönetmek için cemaat meclisleri oluşturabilmesi, ibadet yeri, hastane ve okul açabilmesi-öngörülmektedir. Müslüman olmayanların da eyalet meclislerine, memuriyete, askerî ve mülki bütün okullara girebileceği belirtilmiştir.-•Müslüman olmayanların mahkemelerdeki tanıklıklarının Müslümanlarla eş değerde sayılması bu Ferman’da yer alan diğer-Düzenlemelerdir-1876 Kanun-u Esasi-Meşrutiyetçi akım, Tanzimat’ın ekonomik ve sosyal başarısızlıklarına, sonu alınamayan iç karışıklık ve dış müdahalelere ve 1871’den sonra-iyice koyulaşan baskıcı rejime karşı yeni bir arayışın ifadesidir.-•Mithat Paşa, Serasker Avni Paşa ve Süleyman Paşa’nın başını çektiği bir grup 1876’da hükümet darbesi yaparak Abdülaziz’i-tahttan indirmiştir. Yerine tahta çıkarılan V. Murat ancak birkaç ay padişah kalabilmiş ve kardeşi Abdülhamit, Kanun-u Esasi’yi ilan etme-sözü vererek tahta çıkmıştır. II. Abdülhamit tahta çıktıktan sonra anayasayı hazırlaması için Cemiyeti Mahsusa-
TÜRK ANAYASA HUKUKU-1.8 ÜNİTE DERS ÖZETLERİ--İsimli bir komisyon kurmuştur. Bu Komisyonun üyelerinin tümü Padişahça atanmış, Komisyon’un hazırladığı metin 23 Aralık 1876’da II.-Abdülhamit tarafından kabul ve ilan edilmiştir-•Meşrutiyet dönemi başlamıştır. Osmanlı Devleti’nin ilk anayasası olan Kanun-u Esasi, hukuki açıdan padişahın tek yanlı-işleminden doğmuş, kendi isteğiyle kendi iktidarını sınırladığı bir ferman anayasa örneğidir. Kanun-u Esasi 119 maddeden oluşmaktadır.-Bu anayasanın getirdiği en önemli yenilik, temsili nitelik taşıyan bir yasama organı, yani parlamento kurmuş olmasıdır. Yasama organının-adı Meclis-i umumî’dir. Meclis-i Umumî, Heyet-i Âyan ve Heyet-i Mebusun olmak üzere iki kanattan oluşmaktadır. Heyet-i Âyan üyelerinin-tümü padişah tarafından ömür boyu seçilmekte ve atanmaktadır. Heyet-i Mebusun üyeleri ise her 50 bin erkek nüfusa 1 temsilci olmak-üzere 4 yıl için halk tarafından seçilmektedir. Heyet-i Mebusun, seçimle işbaşına gelmiş ilk Osmanlı Meclisi’dir. Padişah, yürütme organının-başı, hatta kendisidir. Bugünkü Bakanlar Kurulunun karşılığı olarak kullanılabilecek Meclis-i Vükelayı oluşturan sadrazam, şeyhülislam ve-vekiller (bakanlar) padişah tarafından atanır ve görevden alınır.-•Kanun-u Esasi, hukuki açıdan padişahın tek yanlı işleminden doğmuş, kendi isteğiyle kendi iktidarını sınırladığı bir ferman anayasa-örneğidir-1909 Kanun-u Esasi Değişiklikleri-•1908’de Rumeli’de çıkan meşrutiyet yanlısı ayaklanmanın padişah güçleri tarafından Bastırılamaması sonucunda, II.-Abdülhamit’in 23 Temmuz 1908’de Meclis-i Mebusan’ı toplantıya çağırmasıyla II. Meşrutiyet Dönemi başlamıştır.-•Bu arada, Meşrutiyet rejimine karşı olan II. Abdülhamit yandaşlarının ayaklanması, Mahmut şevket Paşa komutasındaki Hareket-Ordusu’nun Rumeli’den İstanbul’a gelmesiyle bastırılmıştır. Tarihe “31 Mart Olayı” olarak geçen bu Ayaklanmanın bastırılmasının-ardından Meclis, bu ayaklanmaya hoşgörülü yaklaşan II. Abdülhamit’i tahttan indirerek yerine Mehmet Reşat’ı getirmiştir-•17 Aralık 1908’de açılan yeni meclisin yaptığı en önemli işlerden biri, 8 Ağustos 1909 tarihli yasayla Kanun-u Esasi’de köklü-değişikliklere gitmek olmuştur. O Nedenle bu Anayasa’dan bugün “1909 Anayasası” olarak da söz edenler vardır. 1909 değişikliği, oluş-biçimi açısından “iki yalnızlığın bütün özelliklerini taşır. Yani Padişahın iradesinin yanında ona kendisini kabul ettirebilmiş, temsili bir meclis-Vardır. Bu dönüşüm misak Anayasa’ya geçişi vurgular-•1909 Anayasa değişikliklerinde göze çarpan en önemli yönlerden biri, bu değişikliklerin Padişahın yetkilerini klasik parlamenter-sistemde devlet başkanlarına tanınan simgesel yetkiler düzeyine indirmesi ve Meclis-i Mebusan’ın yetkilerini artırmasıdır. Klasik-parlamenter sistemde yürütme organı devlet başkanı ve bakanlar Kurulundan oluşur.-•1909 değişiklikleri ile padişah hâlâ devletin başı olmakla birlikte, artık yetkilerini Tek başına kullanamamaktadır. Padişah, Meclis-i-Umumî’de Anayasa’ya bağlılık andı içmektedir. Padişahın yürütme organı içindeki konumu klasik parlamenter Sisteme uygun biçimde-değiştirilmiştir. Padişah, yalnızca şeyhülislam ile sadrazamı Atamakta; sadrazamın seçtiği vekilleri de usulen atamaktadır.-•Değişiklikler Padişahın Mebusan’ı fesih hakkını da kısıtlamıştır.-•3 ay içinde seçimlerin yapılması şartıyla Meclis-i Mebusan’ın feshine karar verebilir. Bütün bu değişlikler çerçevesinde, 1909-değişikliklerinin Osmanlı Devleti’ni gerçek anlamda sınırlı anayasal bir monarşi hâline getirdiği söylenebilir-•Özetle, 1876 Anayasası’nın 1909 değişikliklerinden sonra temel hak ve özgürlükler açısından doyurucu bir liste ve içerik sunduğu-söylenebilir.-1921 Anayasası (Teşkilat-ı Esasiye Kanunu)-•1921 Anayasası, adi (alelade) kanunlar için öngörülen normal usullerle görüşülmüş ve kabul edilmiş olduğundan, Osmanlı ve-Cumhuriyet dönemi içindeki tek yumuşak (esnek) anayasadır ve kendi de değiştirilişine ilişkin bir düzenleme getirmemiştir.-•1921 Anayasası, Mustafa Kemal’in yönlendirmesiyle icra vekilleri heyeti tarafından hazırlanmış ve Büyük Millet Meclisi’nin (BMM)-özel bir komisyonu tarafından incelenerek Meclis’e sunulmuştur..-•1921 Anayasası’nın görüşülmesinde ve kabulünde özel yöntemler ve özel kabul yeter sayısı aranmamıştır. Bu Anayasa, adi (alelade)-kanunlar için öngörülen normal usullerle görüşülmüş ve kabul edilmiş olduğundan, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi içindeki tek yumuşak-(esnek) anayasadır ve kendi değiştirilişine ilişkin bir düzenleme de getirmemiştir. BMM’nin kuruluşundan dokuz ay sonra, 20 Ocak-1921’de kabul ettiği Teşkilat-ı Esasiye Kanunu, 23 madde ve bir de ayrı maddeden oluşan ve Kurtuluş Savaşı döneminin-Temel gereksinimlerini karşılamayı amaçlayan kısa ve çerçeve bir anayasadır.-•Konvansiyonel sistem adı da verilen meclis hükümeti sisteminde, yasama ve yürütme, hatta bazen yargı yetkileri parlamentoda-toplanır.-•Meclisin 29 Ekim 1923’te kabul ettiği bir yasayla 1921 Anayasası’nın bazı maddeleri değiştirilmiştir. Bu değişikliklerin en önemlisi,-Anayasa’nın 1. maddesine eklenen devletin hükümet biçiminin “cumhuriyet” olduğuna ilişkin cümledir.-•1923 değişiklikleri, hükümet biçiminin yanı sıra devletin dininin İslam ve resmî dilinin Türkçe olduğuna ilişkin düzenlemeyi de-Anayasa’yı eklemiştir.-CUMHURİYET DÖNEMİ ANAYASAL GELİŞMELERİ-1924 Anayasası-•3 Mart 1924’te halifelik kaldırılmıştır. 1924 Anayasası II. TBMM tarafından yapılmıştır. Bu Meclis, yeni bir anayasa yapmak-amacıyla seçilmiş ve toplanmış bir kurucu meclis değildir. Anayasa TBMM Anayasa Komisyonu (Kanun-u Esasi Encümeni) tarafından-hazırlanmış, 20 Nisan 1924’te kabul edilmiş, 23 Nisan 1924’te yürürlüğe girmiştir.-
TÜRK ANAYASA HUKUKU-1.8 ÜNİTE DERS ÖZETLERİ-•1924 Anayasası 105 maddeden oluşmaktadır. Önceki Anayasa’da yer alan ulusal egemenlik, cumhuriyet ve devletin dininin İslam-olduğuna ilişkin düzenlemeler aynen korunmuştur. Yine, 1921 Anayasası’nın benimsediği sistemin devamı olarak yasama yetkisi ve-yürütme erki TBMM’de toplanmıştır. Ancak Meclis yasama yetkisini bizzat, yürütme yetkisini ise kendi seçtiği Cumhurbaşkanı ve onun-atayacağı Bakanlar Kurulu aracılığıyla kullanacaktır.-•1924 Anayasası’na göre Cumhurbaşkanı, Meclis tarafından ve kendi üyeleri arasından bir yasama dönemi için seçilir.-Cumhurbaşkanı vatana ihanet dışında siyaseten sorumsuzdur. Cumhurbaşkanının bütün işlemleri başbakan ve ilgili bakanın imzasına-bağlıdır. Dolayısıyla bu işlemlerden TBMM’ye karşı Cumhurbaşkanı değil, hükümet sorumludur.-•1924 Anayasası, hükümetin bireysel ve toplu sorumluluğunu kabul etmiştir. Meclis, hükümeti her an denetleyebilir ve-düşürebilir. Buna karşılık Anayasa, hükümete Meclisi feshetme yetkisi tanımamıştır.-•1924 Anayasası’nın getirdiği hükümet sistemi, “güçler birliği ve görevler ayrılığı ”olarak da adlandırılan karma bir sistem olarak-tanımlanır.-•1924 Anayasası’nın 1789 Fransız Devrimi dönemindeki klasik özgürlük anlayışından etkilendiği görülmektedir. Anayasa’nın 68.-maddesine göre, özgürlük başkasına zarar vermeyecek her şeyi yapabilme hakkıdır. Özgürlüğün herkes için sınırı, başkalarının-özgürlüğüdür-•1924 Anayasası’nda sağlık, sosyal güvenlik, asgari ücret, dinlenme, sendika, grev ve toplu sözleşme gibi sosyal ve ekonomik-haklara ise hiç değinilmemiştir. Sosyal haklara ilişkin tek ayrıksı düzenleme, zorunlu ilköğretimin devlet okullarında parasız olduğunu-düzenleyen 87. maddedir.-•1924 Anayasası toplam beş kez değiştirilmiştir. 1928’de İslam’ın resmî din olduğuna ilişkin düzenleme kaldırılmıştır. 1934’te-kadınlara milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmış; seçmen yaşı on sekizden yirmi ikiye çıkarılmıştır.-•1937’deki anayasa değişikliklerinden en önemlisi, Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) altı okunun (cumhuriyetçilik, halkçılık,-milliyetçilik, devletçilik, inkılâpçılık, laiklik) devletin temel nitelikleri olarak Anayasa’ya eklenmesidir. 1945’teki ve 1952’deki Anayasa-değişiklikleri ise biçimseldir. 1945’te Anayasa’nın içeriğine dokunulmadan dili Türkçeleştirilmiştir. 1952’de yapılan değişiklikle eski metne-geri dönülmüştür.-1961 Anayasası-•1961 Anayasası’na göre“Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına ve başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan millî, demokratik,-laik ve sosyal bir hukuk devletidir.”-•157’si sürekli 22’si geçici toplam 179 maddeden oluşan 1961 Anayasası kendisinden önceki anayasalardan daha ayrıntılı ve-uzundur. Zira 1961 Anayasası, bir yandan yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesine ilişkin ayrıntılı düzenlemelere yer vermekte,-Anayasa Mahkemesi ve çift meclis sistemi gibi yeni kurumlar getirmektedir-•1961 Anayasası 1924 Anayasası’nın benimsediği bütün gücü yasama organında toplayan mutlak egemenlik anlayışını terk etmiş;-yasama, yürütme ve yargı organlarının birbirini denetlemesini, dolayısıyla da dengelemesini sağlayacak düzenlemeler-getirilmiştir.-•1961 Anayasası, devlet biçiminin cumhuriyet olduğuna ilişkin 1923’ten beri var olan düzenlemeyi 1. maddesinde aynen-korumuştur. 2. madde ise cumhuriyetin niteliklerini saymıştır. Buna göre, “Türkiye Cumhuriyeti insan haklarına ve başlangıçta-belirtilen temel ilkelere dayanan millî, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir.” Devletin insan haklarına dayanması,-demokratik ve sosyal bir devlet olması, önceki anayasalarda bulunmayan bir yeniliktir.-•1961 Anayasası, egemenliğin kullanılışına ilişkin anlayışı değiştirmiştir. Anayasa’nın 4/1. maddesine göre, egemenlik anayasanın-koyduğu kurallara göre yetkili organlar eliyle kullanılacaktır. Artık egemenliğin kullanılması yalnızca TBMM’ye ait olan bir yetki-değildir.-•Örneğin, yerel yönetimlere daha geniş anayasal güvenceler tanınmıştır. Üniversitelere ve TRT’ye özerklik tanınmış, Millî Güvenlik-Kurulu (MGK) anayasal bir kurum hâline getirilmiştir. Yargı organı güçlendirilerek yasama ve yürütme organlarının mahkemeler-tarafından denetlenmesi sağlanmıştır.-•1961 Anayasası ile idarenin bütün eylem ve işlemleri de yargı denetimine tabi tutulmuştur. Yargı organının yasama ve yürütme-organlarını hakkıyla denetleyebilmesi amacıyla onun bağımsızlığını güvence altına alacak önemli düzenlemeler de getirilmiştir.-Bunlar içinde en önemlilerinden birisi, yargıçların atanma, terfi ve disiplin işlerine bakmak üzere Yüksek Hâkimler Kurulu (YHK)-oluşturulmasıdır. Bu düzenlemeyle yargıçların, yürütme organının baskısına maruz kalmadan bağımsız ve tarafsız biçimde-görevlerini yerine getirmesi amaçlanmıştır.-•Anayasa, yasama organını frenleyici araçlardan biri olarak çift meclis sistemini getirmiştir. Bu değişikliğin amacı, tek meclisli-parlamentonun yetkilerini sınırsız ve denetimsiz biçimde kullanmasını engellemektir. Buna göre Anayasa, TBMM’nin Millet-Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu’ndan oluşmasını öngörmüştür.-•Anayasa, hükümet sistemi olarak klasik parlamenter sistemi benimsemiştir. Buna göre yürütme organı Cumhurbaşkanı ve-Bakanlar Kurulundan oluşur. Cumhurbaşkanı,1924 Anayasası’nda olduğu gibi TBMM tarafından ve kendi üyeleri arasından seçilir.-Ancak bu makamı tarafsız hâle getirmek amacıyla Anayasa, cumhurbaşkanı-
TÜRK ANAYASA HUKUKU-1.8 ÜNİTE DERS ÖZETLERİ--Seçilen kişinin parti ve TBMM üyeliğinin son bulacağı esasını getirmiştir. Bir başka yenilik de cumhurbaşkanının görev süresini yedi yıla-çıkararak TBMM ile cumhurbaşkanı arasındaki bağı zayıflatmak olmuştur. Yeniden seçilme hevesiyle cumhurbaşkanının tarafsızlığını-yitirmesini önlemek amacıyla bir kişinin arka arkaya iki defa seçilmesi yasaklanmıştır.-•Anayasa, temel hak ve özgürlükler konusunda yeni bir anlayış getirmiştir. 1961 Anayasası’nda 1924 Anayasası’ndan çok daha-geniş hak ve özgürlükler listesi yer almaktadır. Klasik hakların yanı sıra dinlenme hakkı, adil ücret, sendika kurma, toplu sözleşme-ve grev, sosyal güvenlik, sağlık gibi sosyal haklar da ilk kez düzenlenmiştir.-•Anayasa, “Siyasal partiler ister iktidarda, ister muhalefette olsunlar, demokratik hayatın vazgeçilmez unsurudurlar” demekte ve-bunların kapatılmasını ve mali denetimini Anayasa Mahkemesi’ne vermektedir. Böylece siyasal partiler anayasal güvenceye-kavuşturulmuştur.-•1961 Anayasası 1971 ve 1973’te köklü değişiklikler geçirmiştir. Bu değişikliklerin genel olarak devlet otoritesini güçlendirmeye-yönelik olduğu görülmektedir. Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname (KHK) çıkarma yetkisi verilmesi, üniversite-özerkliğinin zayıflatılması, TRT’nin özerkliğinin kaldırılması, Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM) ile Askerî Yüksek idare-Mahkemesi’nin (AYİM) kurulması, temel hak ve özgürlükler alanının daraltılması, yapılan çok sayıda değişiklik arasında ilk akla-gelenlerdir.-ASLİ KURUCU İKTİDARIN BİÇİMLERİ: ANAYASA YAPIM YÖNTEMLERİ ÜNİTE ( 2)-Anayasaların yapılması, kurma ya da kuruculuk işlevi olarak ifade edilmekte; devleti hukuki ve siyasi bir kurum olarak kuran iktidara da-kurucu iktidar denmektedir.-Asli Kurucu İktidar-•Asli kurucu iktidar, devleti kurarak ona hukuki ve siyasi statüsünü veren ve anayasayı ilk kez ya da yeniden yapan iktidar olarak-tanımlanabilir.-•Asli kurucu iktidar mutlaka anayasal düzende savaş, devrim ya da darbe gibi olağanüstü bir durumdan kaynaklanan bir kesinti-sonucunda ortaya çıkmaktadır. Karşı görüşte olanlar ise bir ülkede gereksinimler doğrultusunda olağan dönemde de yeni bir-anayasa yapılabileceğini savunmaktadır-•Asli kurucu iktidarın yetkisi görünüşte sınırsızdır zira demokratik olmayan yöntemlerle anayasa yapanlar dahi toplumsal-dinamiklerden ve uluslararası ortamdan az çok etkilenirler.-Monokratik Asli Kurucu iktidar-•Ferman anayasalar hükümdarın tek yanlış iradesinin ürünüdür. Misak anayasa ise hükümdarın iradesinin yanına ona-Kendini kabul ettirebilen, monarkla birlikte onun iradesine eklemlenmiş temsili bir organ ya da meclisin yaptığı anayasadır-•Kaynağını tek kişinin iradesinden alan iktidara monokratik asli kurucu iktidar denir. Bu iktidar, anayasayı ya ferman ya da misak-(pakt) biçiminde yapar. Ferman anayasalar hükümdarın tek yanlı iradesinin ürünüdür. Misak anayasa ise hükümdarın iradesinin-yanına ona kendini kabul ettirebilen, monarkla birlikte onun iradesine eklemlenmiş temsili bir organ ya da meclisin yaptığı-anayasadır. Misak anayasa iki taraflı bir sözleşmedir. Sözleşmede tarafların güçleri hemen hemen eşittir. Ancak bazı üstünlükler-hâlâ hükümdara aittir. Misak anayasalar, tarihsel olarak monarşilerin zayıfladığı, millî egemenlik ya da halk egemenliği yolundaki-görüşlerin gücünü artırdığı dönemlerde görülmüştür.-Plebisit Kurucu iktidar-Plebisit kurucu iktidar, iktidarı belli bir dönemde elinde bulunduranların, hazırladıkları anayasa taslağını özgür bir tartışma-Ortamı yaratmadan halkoylamasına sunmalarını ifade eder.-Demokratik Asli Kurucu iktidar-Demokratik asli kurucu iktidar kaynağını bir kişinin iradesinden değil, ulusun ya da halkın iradesinden alan kurucu iktidardır. Bu nedenle-demokratik asli kurucu iktidar, halkın iradesini yansıtan bir yöntemle anayasa yapar. Demokratik asli kuruculukta-Halkın anayasa yapımına katılımı farklı biçimlerde olabilir.-Birinci yol, halkın anayasayı yapması amacıyla seçtiği özel bir meclisin anayasayı hazırlayıp kabul etmesidir. Yalnızca anayasayı hazırlamak-ve kabul etmek amacıyla oluşturulan meclislere “kurucu meclis” ya da “konvansiyon” denir.-İkinci yol, seçimle oluşturulan kurucu meclisin hazırladığı anayasanın halkoyuna sunulmasıdır. 1793 ve 1946 Fransız Anayasaları örnek-olarak verilebilir.-Üçüncü yol, olağan parlamentonun anayasayı yapmasıdır. 2011 Macaristan Anayasası bu yönteme dayanmaktadır.-Dördüncü yol, olağan parlamentonun anayasayı yapması ve ardından anayasanın halkoylamasına sunulmasıdır. 1978 İspanyol, 1944-İzlanda, 1997 Polonya Anayasaları örnek olarak verilebilir. Bu dört yöntem içinde anayasanın bir kurucu meclis tarafından yapılması ve-ardından halkoyuna sunulması en demokratik yoldur. Günümüzde kabul gören demokratik-Anayasa anlayış, yalnızca metnin içeriğinin değil, aynı zamanda yapım yönteminin de demokratik ve katılımcı biçimde yapılmasını-gerektirir.-
TÜRK ANAYASA HUKUKU-1.8 ÜNİTE DERS ÖZETLERİ--1982 ANAYASASI’NIN YAPILIŞI-•12 Eylül 1980 günü, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin komuta heyeti, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren’in önderliğinde-yönetime el koymuştur. Kendisine “Millî Güvenlik Konseyi” adını veren bu heyet, aynı gün yayınladığı 1 sayılı bildiri ile bütün-yurtta sıkıyönetim ilan etmiş; TBMM’yi ve hükümeti dağıtarak TBMM-Üyelerinin dokunulmazlığını kaldırmıştır. Genelkurmay başkanı Orgeneral Kenan Evren, aynı gün yaptığı radyo-televizyon konuşmasında-yeni hükümet ve yasama organı kuruluncaya kadar, geçici olarak yasama ve yürütme yetkilerinin Millî Güvenlik Konseyi tarafından-kullanılacağını duyurmuştur-•Millî Güvenlik Konseyi; Genelkurmay başkanı, kara, hava ve deniz kuvvetleri komutanları ile jandarma genel komutanı olmak-üzere toplam beş kişiden oluşmaktadır. 12 Eylül günü yayınlanan 7 sayılı bildiriyle bütün siyasal partilerin, işçi sendikalarının, Türk-Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu ile Kızılay dışındaki bütün derneklerin çalışmaları durdurulmuş; bu karardan yaklaşık on-üç ay sonra,16 Ekim 1981’de ise bütün siyasal partiler kapatılmıştır.-•Millî Güvenlik Konseyi, yeni bir anayasanın hazırlanmasına ilişkin girişimlere hemen başlamamıştır. Yeni anayasayı hazırlayacak-Kurucu Meclis’e ilişkin yasa 29 Haziran 1981’de kabul edilmiş; Meclis, 23 Ekim’de çalışmaya başlamıştır. Kurucu Meclis, Millî-Güvenlik Konseyi ve Danışma Meclisi olmak üzere iki kanattan oluşmaktaydı.-Yukarıda da belirtildiği gibi, Millî Güvenlik Konseyi beş üyeden oluşuyordu. Danışma Meclisi ise tümü Millî Güvenlik Konseyi tarafından-seçilen 160 üyeden kuruluydu. Millî Güvenlik Konseyi’nin, üyelerin 120’sini valilerin belirleyip gönderecekleri üç kat aday arasından; 40’ını-ise doğrudan kendisinin seçmesi öngörülmüştür.-23 Ekim 1981’de, Danışma Meclisi, ilk toplantısını yaparak kendi üyeleri arasından 15 kişilik bir Anayasa Komisyonu seçmiştir. Prof.-Dr. Orhan Aldı kaçtı başkanlığında çalışan Anayasa Komisyonu’nun hazırladığı anayasa tasarısı Danışma Meclisi Genel Kurulu’nda-görüşülerek 23 Eylül 1982’de kabul edilmiştir. Anayasa tasarısının Genel Kurul’da görüşülmeye başlanmasından bir gün sonra Konsey,-kabul ettiği bir kararla eski siyasal partilerin yöneticileri dışında kalan üyelerinin, basın, yargı organı ve üniversiteler gibi kurum ve-kuruluşların anayasa üzerinde görüş bildirmesine izin vererek sınırlı da olsa bir tartışma ortamı yaratmıştır. Ancak bu karar,-halkoylamasında halkın vereceği oyun nasıl olması gerektiği konusunda etki yapacak herhangi bir telkinde bulunulmasını yasaklıyordu-•2709 sayılı yasa olarak 20 Ekim 1982’de Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.-•7 Kasım 1982’de yapılan halkoylamasına katılım zorunlu tutulmuş ve seçmenlerin %91’i oylamaya katılmıştır. Geçerli oyların-%91,37’sinin olumlu oyuyla da 1982 Anayasası kabul edilmiştir.-•1982 Anayasası’nın halk tarafından oylanması aşamasında özgür bir tartışma ortamı olmadığı gibi seçmen anayasa metnine ilişkin-tek taraflı olarak bilgilendirilmiştir.-1982 ANAYASASI’NIN DEMOKRATİK ANAYASA YAPIMI İLKELERİ AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ-•1982 Anayasası, halkın katılımı ile yapılmamıştır. Adı Kurucu Meclis olmakla birlikte, anayasayı yapan organ ne serbest seçimler-sonucunda oluşmuş ne de farklı toplumsal kesimleri temsil etmiştir-•1982 Anayasası’nı hazırlayan Kurucu Meclis’in sivil kanadı olan Danışma Meclisi’nin anayasanın kaleme alınmasındaki etkisi de-çok sınırlı tutulmuştur. Metne son biçimini Millî Güvenlik Konseyi vermiştir.-•Halkın 1982 Anayasası’nın yapım sürecine, Kurucu Meclis dışında başka yollardan katılması da söz konusu olmamıştır.-Demokratik toplumun en önemli katılım araçlarından olan siyasal partiler, anayasa yapım sürecinin bütünüyle dışında-tutulmuştur.-•**** 1982 ana yasası demokratik değildir..-•1982 Anayasası demokratik olmayan bir yöntemle hazırlanmıştır ve bu yönüyle plebisitçi kurucu iktidarın bütün özelliklerini-göstermektedir-1982 ANAYASASI’NIN TEMEL ÖZELLİKLERİ-•1982 Anayasası’nın en önemli özelliklerinden birisi, parlamentoya karşı yürütme organını güçlendirmesidir. Anayasa’da-yürütmenin yalnızca “görev” olarak değil, aynı zamanda bir “yetki” olarak da düzenlenmesi bunun göstergelerinden biri olarak-değerlendirilebilir-•1982 Anayasası, genel olarak yürütme organıyla birlikte özel olarak yürütme organı içinde cumhurbaşkanının konumunu da-güçlendirmiştir. Cumhurbaşkanının konumu, ona, seçme ve atama, bazı kurullara başkanlık etme gibi yeni yetkiler verme yoluyla-güçlendirilmiştir. Cumhurbaşkanı üniversite rektörleri ile YÖK, Devlet Denetleme Kurulu, Anayasa Mahkemesi, Askerî Yargıtay,-Askerî Yüksek idare Mahkemesi, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Danıştay gibi çok sayıda kurum ve kuruluşa üye-seçmektedir. Cumhurbaşkanı ayrıca, Millî Güvenlik Kuruluna başkanlık etmektedir.-•Cumhurbaşkanı ayıca, sıkıyönetim ve olağanüstü hâl ilanı ile bunların kararnamelerinin kabul edilmesinde bakanlar kuruluyla-birlikte asli bileşen hâline getirilmiştir.-•Yürütme organının güçlendirilmesi, bu organ üzerindeki yargı denetiminin anayasa eliyle zayıflatılması biçiminde de kendini-göstermiştir. Geniş yetkilerle donatılmış olan cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemlerin, Yüksek Askerî şura kararlarının,-sıkıyönetim ve olağanüstü hâl kanun hükmünde kararnameleri ile-Millî Güvenlik Konseyi döneminde çıkarılan yasa ve kanun hükmünde kararnamelerin yargı denetimi dışında tutulması bunun en tipik-göstergesidir.-
TÜRK ANAYASA HUKUKU-1.8 ÜNİTE DERS ÖZETLERİ--•1982 Anayasası’nda göze çarpan bir başka özellik, 1961 Anayasası ile başlayan askerî iktidarın güçlendirilmesi yönündeki eğilimin-artarak devam ettirilmesidir.-•Sıkıyönetime geçiş kolaylaştırılarak sıkıyönetim komutanlarının başbakan yerine Genel Kurmay Başkanı’na bağlı olması esası-benimsenmiştir. Ayrıca, sıkıyönetim ve olağanüstü hâl dönemlerinde çıkarılacak kanun hükmünde kararnameler yargı denetimi-dışında tutulmuştur.-•1982 Anayasası’nda göze çarpan başka bir özellik de, temel hak ve özgürlüklerin aşırı biçimde sınırlandırılması ve devlet otoritesi-ile birey özgürlükleri arasında devlet otoritesini yeğleyen bir anlayışın benimsenmesidir. Bu doğrultuda, temel hak ve-özgürlüklerin sınırlanması rejimi tümüyle değiştirmiştir. Böylece hem hak ve özgürlüklerin tümü için geçerli olan genel sınırlama-nedenleri öngörülmüş (devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, millî egemenlik, millî güvenlik, cumhuriyet vb.);-•1982 Anayasası’nın dikkati çeken bir diğer özelliği de siyasete ve siyasal faaliyete duyduğu güvensizliktir-ANAYASALARIN DEĞİŞTİRİLMESİ VE 1982 ANAYASASI ÜNİTE ( 3 )-TÜREV KURUCU İKTİDAR-•Türev kurucu iktidara yönelik sınırlamalar; içeriğe ilişkin yani maddi, süreye ilişkin ya da yönteme ilişkin yani biçimsel nitelikte-olabilir.-•Bir anayasayı, o anayasada öngörülen yöntemlere bağlı kalarak değiştiren iktidara tali kurucu iktidar denmektedir-Türev kurucu iktidar anayasayı değiştirirken anayasanın öngördüğü bu sınırlamalara uymak zorundadır.-•Türev kurucu iktidar hukuki ve sınırlı bir iktidardır.-TÜREV KURUCU İKTİDARA YÖNELİK SINIRLAMALAR-Maddi Sınır-•Değiştirilmesi anayasa tarafından yasaklanan anayasa hükümleri, türev kurucu iktidarın maddi sınırını oluşturmaktadır. Buna-anayasanın maddi katılığı da denmektedir. Anayasaya maddi sınır koymanın amacı, anayasa koyucunun önem verdiği ve-değişmesini istemediği bazı ilkelerin devamlılığını güvence altına almak, anayasaya özel bir koruma sağlamaktır.-•Çağdaş anayasalarda görülen en yaygın değiştirme yasakları devlet biçimine ilişkin olan hükümlerdir.-•Türev kurucu iktidarın anayasanın koyduğu maddi sınırlara uyması gerekmektedir.-Süre Sınırı-Anayasada anayasanın tümünün ya da bazı maddelerinin belli süreliğine ya da bazı ortam ve koşulların oluşması durumunda-değiştirilmesinin yasaklanması, türev kurucu iktidarın süreye ilişkin sınırlarını oluşturmaktadır. Anayasanın öngördüğü süre sınırları geçici-niteliktedir. Burada amaç, yeni anayasal düzenin yerleşmesine zaman tanımak ya da anayasa değişikliğinden kaynaklanabilecek siyasal-istikrarsızlıkları önlemektir.-Biçimsel Sınır-Anayasanın hangi yöntemlere bağlı olarak değiştirileceğinin bizzat anayasada belirtilmesi, türev kurucu iktidara yönelik biçimsel sınırları-ya da anayasanın biçimsel katılığını oluşturmaktadır. Türev kurucu iktidar, anayasayı değiştirirken bu kurallara uymak zorundadır. Biçimsel-sınırlar, değiştirilmesi olağan yasalardan genellikle daha zor ve farklı yöntemlere bağlanan katı (sert) anayasalarda görülür.-1982 ANAYASASI’NA GÖRE ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLMESİ-•1982 Anayasası, türev kurucu iktidara yönelik olarak hem maddi hem de biçimsel sınırlar getirmiştir-•Anayasanın nasıl değiştirileceği, 1982 Anayasası’nın 175. maddesinde düzenlenmiştir. Aşağıda 1982 Anayasası’nın 175. maddesi-çerçevesinde anayasa değişikliğine ilişkin teklif, görüşme, kabul ve onay aşamaları ele alınacaktır.-Teklif-Anayasa değişikliği, TBMM üye tamsayısının en az 1/3’ü tarafından önerilebilir. Söz konusu teklif yeter sayısı 1924 ve 1961 Anayasalarında-da 1/3 olarak öngörülmüştü. Değişiklik önerileri yazılı ve gerekçeli olmalıdır. Teklifte imzaları bulunan-Bütün milletvekillerinin gerekçede uzlaşması gerekli değildir. Milletvekilleri aynı teklif metnini farklı gerekçelerle imzalayabilir. Tekliflin-konusu Anayasa’nın ilk üç maddesinde bir değişiklik içeremez (md.4). 1924 ve 1961 Anayasaları ise “Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğuna-ilişkin madde”nin değiştirilmesini yasaklamıştır. Dolayısıyla 1982 Anayasası, değiştirilmesi yasaklanan maddelerin sayısını artırmış ve-kapsamını genişletmiştir. Buna göre Devletin Cumhuriyet olması (md. 1); insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta-belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti nitelikleri (md.2); devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez-bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, ulusal marşı ve başkenti (md. 3) değiştirilemez ve bu yönde değişiklik teklifleri verilemez. 2. maddede,-“başlangıçta belirtilen temel ilkelerden söz ettiğinden, güçler ayrılığı, ulusal egemenlik gibi Anayasa’nın Başlangıç Kısmı’ndan-çıkarılabilecek ilkeleri değiştirecek anayasa değişikliği tekliflerinin de verilememesi gerekmektedir. Anayasa’nın 4. maddesinde yer alan, ilk-üç maddenin “değiştirilemeyeceği ve değiştirilmesinin teklif Edilemeyeceği”ne ilişkin ifadeden dolayı,-Görüşme-
TÜRK ANAYASA HUKUKU-1.8 ÜNİTE DERS ÖZETLERİ-Anayasa değişiklik teklifleri, Anayasa’nın 175. maddesinde öngörülen sınırlamalar dışında, yasaların görüşülmesi ve kabulüne ilişkin-hükümlere bağlıdır. 175. Maddenin öngördüğü teklif çoğunluğu, iki kez görüşülme koşulu ve kabul çoğunluğu Anayasa değişikliklerini-diğer kanunlardan ayıran biçimsel unsurlar arasında yer almaktadır.-TBMM Başkanlığı, en az 184 milletvekilinin imzaladığı anayasa değişiklik tekliflini Anayasa Komisyonu’na havale eder. Anayasa Komisyonu-teklifli görüşür. Teklifle ilişkin kararını bir rapora bağlar ve kabul ettiği metinle birlikte TBMM Başkanlığı’na gönderir. Raporda,-Komisyonun konu hakkındaki görüşleri ve yaptığı değişikliklerin gerekçeleri yer alır. TBMM iç Tüzüğü’nün 52. maddesine göre, tekliflin-TBMM Genel Kurulunun gündemine girebilmesi için Komisyon raporunun-Dağıtımından itibaren 48 saat geçmesi gerekmektedir. Ancak Anayasa değişiklik tekliflerinin Genel Kurul’da, bu süre dolmadan gündeme-alınması ve diğer işlerden önce görüşülmesi mümkündür. Anayasa değişiklikleri için öngörülen “iki kere-Görüşme” koşulunun amacı, anayasa değişikliklerini aceleye getirmemek, hem milletvekillerine hem de kamuoyuna konu hakkındaki-görüşlerini olgunlaştırma olanağı tanımaktır.-Kabul-Değişiklik tekliflerine ilişkin oylama gizli yapılır. Gizli oylamanın amacı, milletvekillerinin Her türlü baskıdan arınmış olarak vicdani-kanaatleri doğrultusunda oy Vermelerini sağlamaktır. Anayasa’nın 175. maddesine göre, “değiştirme tekliflinin Kabulü Meclisin üye tam-sayısının 3/5 çoğunluğunun gizli oyuyla” mümkündür. 1924 ve 1961 Anayasaları ile 1982 Anayasası’nın ilk biçiminde bu oran, üye tam sayı-Sının 2/3’ü idi.-Onay-Anayasa, onay yetkisini halkla cumhurbaşkanı arasında paylaştırmıştır. Anayasa değişikliğinin bazı durumlarda halkoyuna sunulabilmesi-1924 ve 1961 Anayasaları’nda öngörülmeyen bir olanaktır. Yasanın kabul edildiği oy oranı (3/5 ya da 2/3) halkoylamasının zorunlu mu,-yoksa cumhurbaşkanının takdirine mi bağlı olduğunu belirler. Yasa 3/5 ile 2/3 arasında bir çoğunlukla kabul edilişse cumhurbaşkanının-önünde iki seçenek vardır: Yasayı TBMM’ye geri göndermek ya da halkoylamasına sunmak. Yasa 2/3 ya da daha büyük bir çoğunlukla-kabul edilmişse cumhurbaşkanının önünde üç seçenek bulunur: Yasayı TBMM’ye geri göndermek, Resmi Gazete’de yayımlayarak-yürürlüğe sokmak ya da halkoylamasına sunmaktır. Cumhurbaşkanı, Anayasa değişikliği yasasının bazı maddelerini onaylayıp bazı-maddelerini halkoyuna sunabilir-•Uygulamada, TBMM’nin, halkoylamasına sunulan anayasa değişikliği yasasının tümüyle oylanmasını yeğlediği görülmektedir-Halkoylaması-Cumhurbaşkanı, TBMM’de en az üçte iki çoğunlukla kabul edilmiş bir anayasa değişikliği yasasının uygun bulduğu maddelerini onaylayıp-uygun bulmadıklarını halkoyuna sunabilir. 3/5 ile 2/3 arasında bir çoğunlukla kabul edilmiş anayasa değişikliğini ise halkoylamasına-sunmak zorundadır. Cumhurbaşkanının yasayı halkoylamasına sunma yetkisi, tıpkı geri gönderme yetkisi gibi yürütme organının başı-olarak değil, devlet başkanı sıfatıyla başbakan ve ilgili bakanların imzasına gerek olmadan tek başına kullandığı bir yetkidir. Anayasa’nın-175/4. maddesine göre, halkoylamasına sunulacak yasa ya da yasa maddeleri cumhurbaşkanınca Resmî Gazete’de yayımlanır.-Cumhurbaşkanının yasayı halkoylamasına sunma Yetkisi, tıpkı geri gönderme yetkisi gibi yürütme organının başı olarak değil, devlet-başkanı sıfatıyla başbakan ve ilgili Bakanların imzasına gerek olmadan tek başına kullandığı bir yetkidir.-•Anayasa değişikliğinin halkoylamasına sunulması, yasanın yürürlüğe girip girmeyeceğine ilişkin bir oylamadır.-ANAYASA DEĞİŞİKLİKLERİNİN DENETİMİ-Anayasa Mahkemesi, yasaların anayasaya uygunluğu denetimini biçim ve esas açısından yapabilir. Biçim açısından denetim, yasaların-anayasada gösterilen yönteme ve biçim kurallarına uygun olarak yapılıp yapılmadığını; esas açısından denetim-İse yasaların anayasanın içeriğine uygun olup olmadığının denetlenmesidir.-1982 ANAYASASINA GÖRE DEVLETİN TEMEL NİTELİKLERİ ÜNİTE ( 4 )-BAŞLANGIÇ İLKELERİ İLE TOPLUMUN HUZURU, MİLLÎ DAYANIŞMA VE ADALET ANLAYIŞI-Başlangıçtan “kuvvetler ayrılığının kuvvetler hiyerarşisi anlamına gelmediği”, “ulusal egemenlik”, “anayasanın üstünlüğü ve bağlayıcılığı”,-“devletin ve ülkenin bölünmez bütünlüğü”, “laikliğin dini duyguların devlet işlerine ve siyasete karıştırılamayacağı anlamına geldiği” gibi-ilkeler çıkarmak mümkündür. Cumhuriyetin “toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde” bir devlet olduğunu-belirtmektedir. Bu ilkelerin bir bölümü Anayasa’nın çeşitli maddelerinde somutlaştırılmıştır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi, Başlangıç’ta-yer alan ilkeleri anayasanın yorumlanmasında göz önünde bulundurmalıdır.-•Anayasa Mahkemesi, Başlangıç’ta yer alan ilkeleri anayasanın yorumlanmasında göz önünde bulundururken, bu ilkelerden-destek ölçü norm olarak yararlanmalıdır.-ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİNE BAĞLILIK-•Objektif millet anlayışı, ulusu oluşturan insanlar arasındaki bağların ırk, din, dil gibi nesnel olarak görülebilen nitelikte olmasına-dayanır. Sübjektif millet anlayışı ise ulusu oluşturan insanların arasındaki bağın ortak geçmiş, amaç ve ülkü birliği, bir arada-yaşama isteği gibi manevi nitelik taşımasıdır. Millet, birbirlerine bazı unsurlarla bağlı insanlardan oluşmuş topluluğa verilen addır.-Bu bağların niteliğine göre, objektif (nesnel) ve sübjektif (öznel) olmak üzere iki farklı millet anlayışı vardır. Objektif millet anlayışı, ulusu oluşturan insanlar arasındaki bağların ırk, din, dil gibi nesnel olarak görülebilen nitelikte olmasına dayanır.-Sübjektif millet anlayışı ise ulusu oluşturan insanların arasındaki bağın ortak geçmiş, amaç ve ülkü birliği, bir arada yaşama isteği-gibi manevi nitelik taşımasıdır-•Atatürk, ulusun tanımını “Bir harstan (kültürden) olan insanlardan mürekkep cemiyet” biçiminde yaparak sübjektif millet-anlayışını benimsemiştir. Atatürk milliyetçiliği, milliyetçiliği reddeden akımlara, ırkçılığa, şovenizme ve saldırganlığa karşıdır-İNSAN HAKLARINA SAYGILI DEVLET-•insan hakları, insanın sadece insan olmasından dolayı sahip olduğu hak ve özgürlüklere; temel hak ve özgürlükler ise anayasa-tarafından tanınan ve güvenceye alınan haklara verilen addır.-•1982 Anayasası’nın 12/1. maddesine göre; “Herkes kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez hak ve hürriyetlere-sahiptir.” Söz konusu düzenleme, anayasa koyucunun doğal hukuk anlayışından etkilendiğini göstermektedir-•insan hakları, insanın sadece insan olduğu için sahip olduğu hak ve özgürlüklerdir.-Temel Hakların Sınırlanması-Hiçbir hak ve özgürlük sınırsız değildir ve her hak ve özgürlük belli sınırlar içinde kullanılabilir. Her hak ve özgürlüğün, kendi niteliğinden-kaynaklanan doğal sınırı vardır. Örneğin, düşünceyi ifade özgürlüğü şiddet içeremez ya da şiddeti teşvik-edemez. Aynı biçimde, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı silahsız ve saldırısız kullanılmalıdır. Bu doğal sınırların anayasada ve yasada-düzenlenmemiş olsa bile var olduğunu kabul etmek gerekir Bu sınırlamalar, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin-ve laik Cumhuriyet’in gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”-Yasayla Sınırlama: Temel hak ve özgürlüklere ilişkin sınırlamalar, yasama organı tarafından yasa yoluyla yapılmalıdır. Tüzük, yönetmelik-gibi düzenleyici işlemlerle temel hak ve özgürlüklere sınırlama getirilemez.-Nedene Bağlı Sınırlama: Temel hak ve özgürlükler, her hak ve özgürlük için ancak Anayasa’nın ilgili maddesinde sayılan nedenlerden-birine dayanılarak sınırlanabilir. Örneğin, dernek kurma özgürlüğü ancak, millî güvenlik, kamu düzeni,-suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle (md.33/3); mülkiyet ve-miras hakkı kamu yararı amacıyla (md. 35/2) sınırlanabilir-Anayasanın Sözüne ve Ruhuna Uygun Sınırlama: Sınırlamanın anayasanın sözüne uygun olması, Anayasa’da öngörülmüş emir ve-yasaklara uygun sınırlama yapılması anlamına gelir.-Sınırlamanın Sınırı-Anayasanın 13. maddesi, temel hak ve özgürlükleri sınırlanırken yasama organına uyması gereken ve aşağıda sıralanan bazı ölçütler de-getirmiştir.-Demokratik Toplum Düzeninin ve Laik Cumhuriyetin Gerekleri: Yasa koyucunun temel hak ve özgürlüklere ilişkin yapacağı sınırlama-demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmalıdır. Bu ilke, 1982 Anayasası’na Avrupa insan Hakları Sözleşmesi’nden (AİHS)-aktarılmıştır. Dünyadaki farklı demokrasi anlayışları içinde yasa koyucunun göz önünde bulundurması gereken, batılı ülkelerdeki çağdaş-demokrasi; ülkemizin de taraf olduğu AİHS ve bu Sözleşme’yi somutlaştıran Avrupa insan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının ortaya-koyduğu demokratik toplum düzenidir.-Öze Dokunma Yasağı: Temel hak ve özgürlüklerin özüne dokunulamayacağına ilişkin bu yasak, 1961 Anayasası’nda da yer almaktadır.-Ancak 1982 Anayasası, ilk biçiminde bu ölçüte yer vermemiş; öze dokunma yasağı, 2001’de yapılan anayasa değişikliğiyle 13. maddeye-eklenmiştir. Anayasa Mahkemesi hem 1961 Anayasası hem de 1982 Anayasası dönemlerinde öze dokunma yasağını kararlarında-kullanmıştır. Mahkeme’nin kararlarında yaptığı tanıma göre bir temel hak ve özgürlüğü büyük ölçüde kısıtlayan veya özgürlüğün-kullanılmasını ortadan kaldıran ya da onu kullanılamaz duruma getiren sınırlamalar-Ölçülülük ilkesi: Bir temel hakkı sınırlama amacına hiçbir katkısı olmadığı hâlde temel hak ve özgürlüğü sınırlayan, daha yumuşak-yöntemlerle sınırlama amacına ulaşmak mümkün olduğu hâlde hak ve özgürlüğü daha çok sınırlayan düzenlemelerin önlenmesini-amaçlayan ilkeye ölçülülük ilkesi denir-Temel Hakların Kullanımının Durdurulması-Bir temel hak ya da özgürlüğün durdurulması, onun kullanımının geçici bir süre için askıya alınmasıdır. Anayasa’nın 15. maddesi, hangi-durumlarda temel hak ve özgürlüklerin durdurulabileceğini düzenlemiştir. Buna göre, usulüne göre ilan-edilmiş savaş, seferberlik, sıkıyönetim ya da olağanüstü hâlin bulunması durumunda temel hak ve özgürlüklerin kullanımı kısmen ya da-tamamen durdurulabilir ya da bunlar için Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı önlemler alınabilir-Temel Hakların Kötüye Kullanılması-Hiçbir demokratik rejim hak ve özgürlüklerin kötüye kullanılmasına olanak tanımaz. 1982 Anayasası da 14. maddesinde bunu-yasaklamaktadır.-Temel Haklara Yönelik Güvenceler-Hem ulusal, hem de uluslararası düzeyde temel hak ve özgürlüklerin özellikle devlet organları tarafından ihlal edilmesini önlemeye yönelik-güvenceler bulunmaktadır.-
Ulusal Düzey-Temel hak ve özgürlüklere yönelik, özellikle devletten kaynaklanan ihlallerin önlenebilmesinin en önemli aracı hukuk devleti ilkesidir.-Hukuk devletinde, yasama ve yürütme organlarının işlemlerini bağımsız yargı denetimine bağlı tutmak ve vatandaşlara hak arama-özgürlüğünü sağlanmak yoluyla temel hak ve özgürlükler güvence altına alınır. 1982 Anayasası hak arama özgürlüğünü tanımıştır.-Uluslararası Düzey-AİHM ’ye başvurabilmek için kural olarak iç hukuk yollarının tüketilmesi ve bu yolların tüketilmesinden itibaren altı aylık sürenin-geçmemiş olması gerekir-HUKUK DEVLETİ-Hukuk devleti, vatandaşların hukuki güvenliğe sahip olduğu ve devlet organlarının eylem ve işlemlerinin anayasa ve hukuka uygunluğunun-yargı denetimine bağlandığı devlet anlamına gelir. Hukuk devleti kanun devleti demek değildir.-Temel Hak ve Özgürlüklerin Korunması-Temel hak ve özgürlüklerin tanınması ve bunların özellikle devlet organlarına karşı güvenceye alınması hukuk devletinde bulunması-gereken özelliklerden biridir.Hak ve özgürlüklerin güvenceye alınmasında kullanılan en önemli araçlardan biri,-iktidarın tek bir kişinin ya da organın elinde birleşmesini önleyecek önlemlerdir.Güçler ayrılığı ilkesi bu amaca hizmet eder. 1982-Anayasası’nın Başlangıç Kısmı,güçler ayrılığının devlet organları arasında üstünlük sıralaması anlamına gelmediğini, belli devlet yetkilerinin-kullanılmasına ilişkin medeni bir iş bölümü ve iş birliği olduğunu ifade eder.-Devlet Organlarının işlemlerine Karşı Yargı Denetimi-Hukuk devletinde, yürütme ve yasama organlarının işlemlerinin yargı organının denetiminde olması gerekir. Yürütme organının işlemleri-iki farklı yolla yargı denetimine sokulabilir. Bunlardan birincisi, bu nitelikteki davalara genel mahkemelerin baktığı sistemdir. Anglo- Sakson-modeli de denen bu yöntemi Birleşik Krallık ABD, Arjantin gibi ülkeler benimsemiştir. ikincisi, idari davaların yalnızca bu işe özgülenmiş-mahkemelerde görülmesidir. Kıta Avrupası modeli olarak adlandırılan bu sistem, Türkiye’nin yanı sıra Fransa, italya, ispanya gibi çok-sayıda ülkede uygulanmaktadır. Türkiye’de idarenin işlemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıklara idare mahkemeleri bakar. idari yargının en-üstünde Danıştay yer alır. 1982 Anayasası, idarenin hukuka bağlılığını sağlamak için çeşitli düzenlemeler-Yargı Kuruluşlarının Güvenilirliğinin Sağlanması-Hukuk devleti ilkesinin yaşama geçirilmesi, aynı zamanda yargı organının bağımsızlığının ve tarafsızlığının sağlanmasına bağlıdır. Liberal-demokratik rejimlerde bağımsız ve tarafsız mahkemeler temel hak ve özgürlüklerin en önemli güvencesidir.-Doğal Yargıç ilkesi-Doğal yargıç ilkesi, bir davaya bakacak olan mahkemenin uyuşmazlığın doğmasından önce yasayla belirlenmiş olmasıdır.-Buna göre, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu-mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz.”-Mahkemelerin Bağımsızlığı-Mahkemelerin bağımsızlığı, yargıcın çevresel etkilere karşı korunması anlamına gelir. Yargıcın hukuka ve vicdanına uygun karar-verebilmesi için bütün dış etkilerden soyutlanması gerekir. Mahkemelerin tarafsızlığı ise yargıcın her türlü önyargıdan-kurtulup kararını yasalara, anayasaya ve hukuka dayanarak oluşturmasıdır. 1982 Anayasası, mahkemelerin bağımsızlığı ilkesini-benimsemiştir. Anayasa’nın 9.-maddesine göre; “Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır”. Anayasa’nın 138. maddesi de yargıcın görevinde-bağımsız olduğunu belirttikten sonra yargıcın kararını verirken dış etkilere maruz kalmamasını sağlayacak düzenlemeler getirmiştir.-Yargıçlık ve Savcılık Güvencesi-Yargıç bağımsızlığını, yani yargıcın her türlü etki ve baskıdan arınarak Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanî kanaatine göre-hüküm vermesini sağlamak için ona birtakım bireysel güvenceler de vermek gerekir. 1982 Anayasası buna ilişkin bazı düzenlemeler-getirmiştir. Buna göre, hâkimler ve savcılar azlolunamaz. Kendileri istemedikçe 65 yaşından önce emekliye ayrılamaz. Bir mahkemenin-veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa aylık, ödenek ve diğer özlük-haklarından yoksun kılınamaz 1982 Anayasası’na göre yargıç ve savcıların göreve atanma, ilerleme, görev yerlerinin değiştirilmesi, disiplin-cezası verilmesi gibi tüm özlük işlerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) bakar. HSYK ’nın kuruluşu, işleyişi, görev ve yetkileri-ayrıntılı biçimde Yargı bölümünde ele alınacaktır.-Yasa Önünde Eşitlik-1982 Anayasası’nın “Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin-kanun önünde eşittir.” diyen 10/1. maddesi bunu ifade etmektedir. Anayasa,“ve benzeri sebeplerle” diyerek ayrımcılık yasağını tüketici-biçimde saymamıştır.-Farklı konumda bulunan kişilere farklılıkları ölçüsünde farklı kuralların uygulanması, bu uygulamanın haklı bir-nedene dayanması ve ayrıcalık oluşturmaması koşuluyla eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz.-Ceza Hukuku Güvenceleri-Suç ve cezalara ilişkin esaslar Anayasanın 38. maddesinde düzenlenmiştir. Söz konusu maddenin tanıdığı güvenceler aşağıda sıralanmıştır:-• Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz ve kimseye suçu işlediği zaman-kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.-Suç ve ceza zamanaşımı ile ceza mahkûmiyetinin sonuçları konusunda da yukarıdaki fıkra uygulanır.-• Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur.-• Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz.-• Hiç kimse kendisini ve kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.-• Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.-• Ceza sorumluluğu şahsidir.-• Hiç kimse, yalnızca sözleşmeden doğan bir yükümlülüğü yerine getirememesinden dolayı özgürlüğünden alıkonulamaz.-• Ölüm cezası ve genel müsadere cezası verilemez.-DEMOKRATİK DEVLET-Demokrasi, ABD devlet başkanı Abraham Lincoln’ün 1863’te yaptığı tanımla “Halkın halk için halk tarafından yönetimi ”dir.-Cumhuriyet ilkesi-Cumhuriyet ilkesi, dar anlamıyla devlet başkanının ve devletin diğer organlarının doğrudan ya da dolaylı olarak halk tarafından seçildiği-yönetim biçimine verilen addır. Bu anlamıyla cumhuriyet monarşinin karşıtı olarak kullanılır.-Cumhuriyet kavramı, egemenliğin tüm topluma ait olması açısından demokrasiyle ve ulusal egemenlik ilkesiyle de ilişkilidir. Bir devlette en-üstün buyurma gücü olarak tanımlanabilecek egemenlik, demokratik bir devlette belli bir kişiye ya da zümreye değil ulusa aittir. Türk-anayasa hukuku, cumhuriyetin hem dar hem de geniş anlamını benimsemiştir. 1982 Anayasası’nın 1. maddesindeki “Türkiye Devleti bir-Cumhuriyettir.” hükmü 1923 yılından beri bütün anayasalarımızda yer-almaktadır.-1924, 1961 ve 1982 Anayasaları bu maddenin değiştirilmesini yasaklamıştır. 1982 Anayasası’nın 6. maddesine göre “egemenlik kayıtsız-şartsız milletindir.” Hükmü de 1921 Anayasası’ndan beri bütün anayasalarımızda bulunmaktadır.-Temsil ilkesi-•Halkın ülkeyi ilgilendiren kararları doğrudan aldığı ve uyguladığı demokrasiye doğrudan demokrasi denir Halk girişimi,-yürürlükteki bir yasayı değiştiren ya da tümüyle yeni bir düzenleme getiren yasa metninin yurttaşlar tarafından hazırlanarak-halkoyuna sunulmasıdır.-•Halk vetosu, parlamentoda kabul edilmiş ancak henüz yürürlüğe girmemiş bir yasayı yurttaşların belirli bir süre içinde halkın-onayına sunmasıdır.-•Geri çağırma, seçimle iş başına gelmiş bir kamu görevlisinin görev süresi dolmadan belli sayıda yurttaşın talebi üzerine yapılacak-halkoylamasıyla görevden alınmasıdır.-•Halkoylamasını plebisitle karıştırmamak gerekir. Plebisit, gerçek bir tartışma ortamı yaratmadan yapılan otoriter yönetimlere-özgü güdümlü oylamalara verilen addır.-Serbest Seçimler-Seçimlerin serbest olarak nitelenebilmesi için seçme hakkının çağdaş demokratik ölçütler içinde tanınmış olması seçimle işbaşına-gelinecek makamlara herkesin aday olabilmesi, seçmenin birden fazla tercih arasından seçim yapabilmesi, seçmene sunulan tercihlerin-farklı siyasal görüş ve düşünceleri savunan adaylar arasından olabilmesi ve adayların hukuken eşit koşullarda yarışabilmesi gerekir. 1982-Anayasası’nın 67. maddesine göre vatandaşlar, kanunda gösterilen şartlara uygun olarak seçme, seçilme ve bağımsız olarak veya bir siyasi-parti içinde siyasi faaliyette bulunma ve halkoylamasına katılma hakkına sahiptir. Seçimler ve halkoylaması serbest, eşit, gizli, tek dereceli,-genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır.-Serbest Oy-Seçmenin sandık başında oyunu herhangi bir baskı ya da etki altında kalmadan tamamen özgür iradesine göre verebilmesidir. 1982-Anayasası’nın 114. Maddesine göre genel seçimlerden önce adalet, iç işleri ve ulaştırma bakanları çekilir. Bunların yerine parlamento-içinden ve dışından bağımsızların atanmasıyla geçici bakanlar kurulu oluşturulur. 1961 Anayasası’nda da yer alan bu düzenleme, iktidarın-seçmenlere baskı yapmasını önlemeyi amaçlamaktadır.-Tek Dereceli Seçim-•Tek dereceli seçim, seçmenlerin temsilcilerini doğrudan seçmesidir. iki dereceli seçim ise seçmenlerin temsilcileri-seçecek olan ve “ikinci seçmen” adı verilen delege grubunu; ikinci seçmenlerin de temsilcileri seçmesi yöntemine verilen addır.-•iki dereceli seçim yönteminin uygulandığı en bilinen örneklerden biri ABD’de başkanlık seçimleridir.-Genel Oy-Servet, cinsiyet, eğitim, vergi, ırk gibi farklar göz önünde bulundurulmadan bütün vatandaşların oy hakkına sahip olmasıdır. Ancak çağdaş-demokrasilerde seçme hakkına vatandaşlık, yaş, seçmen kütüğüne kayıtlı olma, kısıtlı olmama gibi bazı makul sınırlamalar getirilmektedir.-Seçmen olabilmek için öngörülen bu gibi yeterlik koşulları toplum yararına olduğundan demokratik devlet ilkesine aykırılık oluşturmaz-Dolayısıyla seçme hakkı, herkese değil, anayasa ve yasalarda öngörülen niteliklere sahip olanlara verilir. 1982 Anayasasının 67.-maddesi,pek çok demokratik ülkede olduğu gibi seçme hakkını herkese değil, yalnızca Türk vatandaşlarına tanımıştır. Anayasanın 67/3.-maddesinde 1995’te yapılan değişiklikten-bu yana seçme yaşı ülkemizde on sekizdir.-Eşit Oy-Servet, cinsiyet, eğitim gibi unsurlara bakılmaksızın herkesin tek bir oy hakkına sahip olmasıdır.--Gizli Oy-Seçmenin oyunu kimsenin görmeyeceği biçimde kullanmasıdır. 298 Sayılı Yasa, Anayasa’nın bu emrine uygun bir düzenleme getirmiştir.-Buna göre oy verme yeri oy serbestliğini ve gizliliğini sağlayacak, içerisi dışarıdan gözetlenemeyecek ve oy-pusulasını seçmenin inceleyip zarflayabileceği şekil ve nitelikte kapalı olmalıdır.-Oyların Açık Sayımı ve Dökümü-Oy verme işlemi tamamlandıktan sonra oyların sayımı ve dökümünün kamuya açık olarak yapılması gerekir. Bu ilkenin amacı, seçimlerin-dürüstlüğünü sağlamak, seçim sonuçlarının seçmen iradesini tam olarak yansıtmasını güvenceye almaktır.-Seçimlerin Yargı Organının Yönetim ve Denetiminde Yapılması-Seçim sürecine ve seçim sonuçlarına ilişkin bütün itirazların bağımsız ve tarafsız yargı mercileri tarafından çözülmesi seçimlerin-dürüstlüğünün en önemli gereklerinden biridir. Ülkemizde bu görev Yüksek Seçim Kuruluna verilmiştir. Anayasa’nın 79. maddesine göre-Yüksek Seçim Kurulu yedi asıl ve dört yedek üyeden oluşur. Üyelerin altısı Yargıtay, beşi Danıştay Genel Kurullarınca kendi üyeleri-arasından üye tamsayılarının salt çoğunluğunun gizli oyu ile seçilir.-Çoğunluğun Yönetim ve Azınlığın Var olma Hakkı-Demokratik devlet ilkesi, serbest ve dürüst seçimler sonucunda seçmenlerin çoğunluğunun onayını almış siyasal parti ya da partilerin belli-bir süre için ülkeyi yönetme hakkına dayanır. Ancak bu, muhalefetin yaşama ve kendini serbestçe seçmenlere ifade etme hakkını ortadan-kaldıramaz. Demokratik devlet ilkesi, azınlıkta kalan siyasal parti ya da düşüncelerin seçmenin çoğunluğunu ikna etmek yoluyla bir gün-iktidara gelme olanağını sağlayacak araç ve mekanizmaları sağlamalıdır.-•Siyasal iktidarın el değiştirmesi, hükümeti eleştirebilme özgürlüğü ile muhalefet etme hakkına saygı ölçüsünde gerçekleşebilir.-Siyasal Faaliyet ve Siyasal Partiler-Çağdaş demokrasi, farklı siyasal görüş ve programlar çerçevesinde kurulmuş siyasal partilere dayanır. Siyasal parti, halkın desteğini-sağlamak yoluyla devlet mekanizmasının denetimini ele geçirmeye ya da sürdürmeye çalışan, sürekli ve istikrarlı-bir örgüte sahip siyasal topluluk olarak tanımlanabilir-Siyasal Partilere Devlet Yardımı ve Mali Denetim-•Siyasal partilerin, demokratik yaşamın vazgeçilmez unsuru olarak üstlendikleri işlevleri yerine getirebilmesi, aynı zamanda da-seçmene kendi programlarını tanıtabilmesi için belirli bir mali kaynağa gereksinimi vardır. Siyasal partilerin mali kaynağa sahip-olması, onların başka toplumsal ve ekonomik güçlerin etkisi altına girmesini önlemek açısından da önem taşır.-Siyasal partilere devlet yardımı ilk kez 1982 Anayasası’nın 68. maddesine yapılan ekle anayasal güvenceye kavuşturulmuştur. Buna göre-siyasal partilere devlet “yeterli düzeyde ve hakça” mali yardım yapar. 2820 sayılı Siyasi Partiler Kanununa göre milletvekili genel-seçimlerinde yüzde on barajını aşmış siyasal partilerle genel seçimlerde yüzde yediden fazla oy alan, ancak TBMM’de temsil edilmeyen-partilere devlet her yıl mali yardım yapar. Seçim harcamalarını karşılamak amacıyla bu yardımlar, yerel seçimlerin olduğu yıl iki katına,-genel seçimlerin olduğu yıl ise üç katına çıkarılır.-•Siyasal partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gerekir (md. 69/3). Bunun denetimini ise Sayıştay’dan yardım-alarak Anayasa Mahkemesi yapar. Bir siyasal partinin, Anayasa Mahkemesi’nin yasaya uygun olmadığını saptadığı gelir ve-giderleri hazineye gelir kaydedilir-•Genel seçimlerde yüzde yediden fazla oy alamamış partilerin bu olanaktan yararlandırılmamasının anayasaya uygunluğu-tartışmalıdır.-Siyasal Partilere Getirilen Sınırlamalar-Bu sınırlamalar şöyle sıralanabilir:-• Siyasi partilerin tüzük ve programları ile eylemleri, Devlet’in bağımsızlığına,ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına,-eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine, millet egemenliğine, demokratik ve laik Cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz; sınıf veya zümre-diktatörlüğünü veya herhangi bir tür diktatörlüğü savunmayı ve yerleştirmeyi amaçlayamaz; suç işlenmesini teşvik edemez.-• Hâkimler ve savcılar, Sayıştay dâhil yüksek yargı organları mensupları, kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri,-yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan diğer kamu görevlileri, Silahlı Kuvvetler mensupları ile yükseköğretim öncesi-öğrencileri siyasi partilere üye olamaz.-• Siyasi partilerin faaliyetleri, parti içi düzenlemeleri ve çalışmaları demokrasi ilkelerine uygun olur. Bu ilkelerin uygulanması kanunla-düzenlenir.-• Temelli kapatılan bir siyasal parti bir başka ad altında kurulamaz.-• Siyasi partiler ticari faaliyette bulunamaz.-• Siyasî partilerin gelir ve giderlerinin amaçlarına uygun olması gerekir.-• Yabancı devletlerden, uluslararası kuruluşlardan ve Türk uyrukluğunda olmayan gerçek ve tüzel kişilerden maddi yardım alamaz.-Siyasal Partilerin Kapatılması-1982 Anayasası’nın 69. maddesine göre siyasal partiler üç durumda Anayasa Mahkemesi kararıyla temelli kapatılabilir.-SOSYAL DEVLET-•Sosyal devlet, vatandaşlarına insan onuruna yaraşır asgari bir yaşam düzeyi sağlamak amacıyla geniş ve kapsayıcı sorumluluk alan-devlete verilen addır.-•Fırsat eşitliği, içine doğduğu sosyoekonomik eşitsizlikleri azaltıp maddi ve manevi varlığını geliştirmesine elverecek şans ve-olanak eşitliğinin bireye sağlanmasıdır.-Sosyal Devleti Gerçekleştirmeye Yönelik Önlemler-1982 Anayasası’nın 5. maddesi, devletin temel amaç ve görevleri arasında “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve-adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın-maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak” olduğunu saymıştır. Anayasa, devletin bu görevini-Anayasada tanınmış sosyal haklar ve toplumdaki gelir ve servet uçurumunu azaltacak önlemler yoluyla yapmasını-öngörmektedir.-Belli Toplumsal Kesimlerin Korunması-Anayasa, belli toplumsal kesimlerin özel olarak korunması konusunda devlete ödev yüklemiştir. Bu kesimler, aile, anne ve istismara ve-şiddete karşı çocuklar(md. 41); maddi olanağı olmayan başarılı öğrenciler (md. 42); tarım ve hayvancılık dallarında çalışanlar (md. 45);-gençlik (md. 59); başarılı sporcular (md. 62); yabancı ülkelerde çalışan Türk vatandaşları (md. 62); sanatçılar (md. 64); orman köylüsü (md.-170); Tüketiciler (md. 172); esnaf ve sanatkârlar (md. 173) olarak sayılabilir.-Eğitim ve Öğretim, Sağlık, Çevre ve Konut Hakları-Anayasa’nın 42. maddesine göre kimse eğitim ve öğretim hakkından yoksun bırakılamaz. ilköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için-zorunludur ve Devlet okullarında parasızdır. Ayrıca, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı-vardır. Çevrenin korunması devletin ve vatandaşların ödevidir. Bireylerin sağlıklı bir yaşam sürmesi için gerekli hizmeti görme görevi de-devlete aittir. Herkesin insan onuruna yaraşır bir konutta yaşamasını sağlayacak önlemleri alma da devletin-görevidir (md. 56).-Çalışma Yaşamına ilişkin Düzenlemeler-Anayasa, bireylerin insanca yaşamasını ve çalışmasını sağlamak amacıyla bazı düzenlemeler getirmiştir. Bu doğrultuda, 49. madde-çalışmayı hem hak hem de ödev olarak düzenlemiştir. Çalışmanın hak olması, kimsenin çalışmaktan alıkonamamasıdır. Çalışma hakkı,-devlete herkese iş bulma yükümlülüğü yüklemez. Ancak devlet işsizliği önleyemeye elverişli ekonomik ortamı yaratıcı önlemleri almalıdır.-Gelir ve Servet Farklılıklarının Azaltılması-Gelir ve servet farklılıklarının azaltılmasına yönelik araçlardan biri vergi politikası-dır. Anayasa’ya göre, herkes kamu giderlerinin-karşılanması amacıyla mali gücüne göre vergi ödeme yükümlülüğündedir. Ancak vergi yükünün bireyler arasındaki dağılımında “adalet” ve-“denge” esaslarının göz önünde bulundurulması gerekir. Anayasa, bunu maliye politikasının sosyal amacı olarak saptamıştır (md. 73/1-ve2). Söz konusu anayasal düzenleme, geliri çok olanın kamu giderlerinin karşılanmasına da yüksek oranda, geliri düşük olanın ise daha-düşük oranda katılması ya da hiç katılmamasını sağlayarak toplumdaki gelir eşitsizliklerini törpülemeyi amaçlar-LAİK DEVLET-•Din ve devletin birbirinden ayrılmasının ideal biçiminin, kamusal alanın ne dine, ne de din düşmanlığına dayanması; devletin dine-karşı kayıtsız, diğer bir deyişle nötr olması olduğu söylenebilir-•Laikliğin olumlu ve olumsuz olmak üzere iki boyutu vardır. Devletin resmi olarak bir dine sahip olmaması, inancı ne olursa olsun-herkese eşit davranması, din ve devlet kurumlarının birbirinden ayrılması, kamu yönetiminin din kurallarına dayanmaması laiklik-ilkesinin olumsuz boyutunu oluşturur-Din ve Vicdan Özgürlüğünün Güvenceye Alınması-Din ve vicdan özgürlüğünün tanınması ve güvence altına alınması laik devletin en önemli unsurlarından biridir. Din ve inanç özgürlüğünün-tanınması, yalnızca bireylere sahip oldukları din ya da inancı sürdürmelerinin değil; aynı zamanda bireylerin-din ve inançlarını değiştirmelerinin ya da hiçbir inanca sahip olmamalarının, dinin gereklerini yerine getirmelerinin veya getirmemelerinin-de güvencesini oluşturur. 1982 Anayasası da 24/1. maddesinde bunu düzenlemiştir. Buna göre, “Herkes,-vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir”. Bu fıkrada yer alan “din” ve “inanç” terimleri yalnızca kitabi dinlerle sınırlı değildir. Diğer-dinî inanışlar ve hiçbir inanç taşımayanlar da 24/1. maddenin güvencesi altındadır.-•Laik bir devlette esas olan bir dinsel inançta bütünleşme yerine çeşitli inanç sahiplerinin kendilerine ait özel alanda yan yana-yaşamalarını sağlamaktır. Dolayısıyla, “millî dayanışma ve bütünleşme” görevini dinî bir kuruluşun yerine getirmesi laiklik-ilkesiyle kolay bağdaşmaz- -YASAMA VE YÜRÜTME İŞLEMLERİ - 5. ÜNİTE-Devletin hukuki sonuçlar doğuran işlevleri, aralarında iş birliği bulunan değişik organlar tarafından yerine getirilir ve bu işlevler, yasama,-yürütme ve yargı faaliyeti olmak üzere üçe ayrılır. Devletin hukuki açıdan işlevlerini sınıflandırma, maddi ve şeklî (organik) olmak üzere iki-ölçüt kullanılır.-Maddi ölçüt, yapılan işlemi, bu işlevi yerine getiren kişi ve makamları göz önünde bulundurmadan yapılan hukuki işlemin içeriğine göre-belirleyen ölçüttür.Buna göre, yasama işlemi genel, soyut,sürekli, nesnel, kişisel olmayan işlemlerdir-Şekli ölçüt devletin işlevlerini ve bu işlevleri yerine getirirken yaptığı hukuki işlemleri o işlemi yapan organa yada yapılış-biçimine göre sınışandıran ölçüttür.-Yasama yetkisi türk milleti adına TBMM ye aittir. Yasama yetkisine ilişkin üç ilke Bunlar yasama yetkisinin asilliği (ilkeliği),-genelliği ve devredilmezliğidir.-Yasama yetkisinin asilliği bu gücün anayasandan alınması ve ilkeliğinden gelir.-Yasama yetkisinin ilk-elliği araya başka işlem girmeksizin parlementonun bir alanı doğrudan yasayla düzenleyebilmesidir.Yasama-yetkisinin genelliği, yasama organının sınırsız bir düzenleme yetkisine sahip olmasını ifade eder.Tek sınır anayasadır.-Öncelikle, kişilere yetki verme, memuriyete atama işlemleri gibi salt yasaların uygulanmasına dayanan işlemler yasayla-yapılamaz.Yasama işlemi, yasama organı tarafından yapılan bütün hukuki işlemlerin ortak adıdır.. Yasama organının da bir tüzel kişiliği-vardır. Bu tüzel kişilik TBMM Başkanlığı tarafından temsil edilir.-YASA-TBMM’nin Anayasa ve içtüzükte belirtilen yöntem ve esaslara göre, yasa adı altında yaptığı, kural olarak genel, soyut, nesnel, sürekli-nitelikte olan işlemlere yasa denir Yasalar, ya milletvekilleri tarafından yasa teklifli (önerisi) ile ya da Bakanlar Kurulu yasa tasarısı ile-Yapılır Yasa teklifli, en az bir milletvekili tarafından; yasa tasarısı başbakan ve bakanlar kurulu imzalanarak TBMM başkanlığına-sunulur.yazılı ve gerekçeli olmalıdır.red edilmiş teklif veya tasarı bir yıl geçmeden yeniden verilemez ve yasama dönemi içinde-görüşülmez ise kadük olur.Meclis başkanı ilgili komisyona havale eder.komisyonda tasarı veya teklifler üzerinde uzlaşma sağlar ve-rapor sunar meclis başkanlığına meclis başkanlığı bu raporu bastırıp dağıtır milletvekillerine.Raporun dağıtımından 48 geçmedikçe-görüşmelere başlanamaz.. Genel Kurul’da önce yasa tasarısı ya da tekliflinin tümü üzerinde görüşme açılır.Maddeler geçilmesi oylanır-oylamadan geçmezse red edilmiş sayılır.İkinci aşama maddelerin veya bu maddeler üzerindeki değişiklik önergelerinin tek tek-görüşülmesi ve oylanmasıdır. Bundan sonra tasarı ya da tekliflin tümü üzerinde oylamaya geçilir. Toplantı yeter sayısı 184 TBMM üye-tam sayısının en az 3/1 184 sağlandıktan sonra salt çoğunluğun oyuyla yasa kabul edilir. Evet oyu ama 139 dan az 4/1 den bir fazla-olmalıdır.Kabul edilen tasarı veya teklif genel kurulda kabul edildikten sonra yasa adını alır. Vatandaşları bağlaması için cumhur-başkanının imzası ve resmi gazetede yayınlanması gerekir. Cumhurbaşkanı TBMM’ce kabul edilen bir yasayı 15 gün içinde Resmî-Gazete ’de Yay’ımlar ya da gerekçeli olarak bir daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderir.Yasa aynen genel kuruldan bir daha-geçerse cumhurbaşkanı resmi gazetede yayınlar ama değiştirilerek geçerse tekrar geri gönderebilir. Yasa içinde tarih yoksa 45 gün-içinde var ise o tarihte yürürlüğe girer.-BÜTÇE VE KESİN HESAP YASALARI-Bütçe tasarısı yürütme ( hükümet ) tarafından hazırlanır. Bakanlar Kurulu, 1 ocaktan yetmiş beş gün önce genel ve katma bütçe yasa-tasarıları ile milli bütçe tahminlerini gösteren raporu TBMM’ye sunar.Bütçe tasarıları ilgili komisyonda görüşülür. Komisyonun kırk-üyesinin25 iktidar geri kalan bağımsız ve diğerleri temsil olunur.e siyasal parti grupları değil bağımsızlar da temsil edilir. iktidar partisi-ya da partilerinin TBMM içindeki üye oranı daha fazlaysa komisyonda yirmi beşten fazla olabilir. Bütçe komisyonda 55 gün-görüşülür.geri kalan 20 günde mecliste görüşülür.mali yılbaşına kadar karara bağlanır. Milletvekilleri gider artırıcı veya azaltıcı öneride-bulunamaz .-Cumhurbaşkanı bütçe yasa tasarısını geri gönderemez. ama anaysa mahkemesi yolu açıktır Gelirlerin toplanması ve harcamaların-bütçeye uygun olarak yapılıp yapılmadığı denetimini TBMM adına Sayıştay yapar.-MİLLETLER ARASI ANLAŞMALARIN UYGUN BULUNMASI-1982 Anayasası’na göre, milletler arası anlaşmalar TBMM tarafından bir yasayla uygun bulunur ve cumhurbaşkanı tarafından-onaylanır. Bazı koşullarda cumhurbaşkanı onaylar ise bu yasaya gerek olmaz. “Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve-süresi bir yılı aşmayan anlaşmalar, Devlet Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, yabancı devletlerde yaşayan türklerin-yabancı memleketlerdeki mülkiyet hakkına dokunmamak şartıyla yayınlanma ile yürürlüğe girer.2 ay içinde TBMM ye bilgi verilir.- -Milletler arası anlaşmalara dayanılarak yapılan anlaşmalar..”Usulüne göre yürürlüğe giren anlaşmalar yasa hükmündedir. Anayasa-mahkemesine iptal için dava açılamaz.Özgürlükle ilgili uluslar arası anlaşmalar yasa ile karşı kaldığında u.ANLAŞMALAR önem taşır.-PARLEMANTO KARARLARI-Parlamento kararı, yasama meclisinin yasa dışında yaptığı bütün işlemlere denir.Meclis başkanı resmi gazetede yayınlar.gizli oy kararı-meclisin işleyişi ,komisyon seçimi,meclisin tatile girmesi gibi işlemler ,anayasa mahkemesine başvurulamaz,Yasa, üçüncü kişilere etki-ve sonuç doğurur. Karar ise, yukarıda da belirtildiği gibi, vatandaşların hukukuyla doğrudan ilgisi olmayan çoğunlukla bireysel ve öznel-nitelikte işlemlerdir.-İÇTÜZÜK-Yasama erkinin çalışma iç çalışmalarını düzenlemek için koydukları kurallardır.Yasa, vatandaşlar için hak ve yükümlülük yaratabilirken-ve toplumsal ilişkilerde uyulması gereken kuralları gösterebilirken, içtüzük kural olarak sadece parlamento üyelerini bağlar ve Meclisi-dışında uygulanamaz. içtüzük değişiklik tekliflini milletvekilleri yapabilir. Bunlar Hakk’ında yasa tekliflerine ilişkin hükümler uygulanır.-Teklif önce Anayasa Komisyonunda, ardından Genel Kurul’da görüşülür. Değişiklik TBMM kararı olarak Resmî Gazete’de yayımlanır ve-yürürlüğe girer. Kararda ileriye ait bir yürürlük tarihi de gösterilebilir.-şeklî ölçüte göre içtüzük bir parlamento Karar’dır. Bu nedenle, diğer Meclis kararları gibi, içtüzükler de TBMM tarafından kabul edilir-YÜRÜTMENİN İŞLEMLERİ-KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME-KHK. Çıkarma yetkisi bakanlar kuruluna aittir. Daha önceden bakanlar kuruluna yetki yasasıyla TBMMyetki verir.-Yetki yasasında KHK nın amacı, kapsamı, ilkelerini kullanma süresi ve süresi içinde birden fazla KHK çıkarılıp çıkarılamayacağını-gösterir.Anayasa’ya göre, bazı konular KHK’lerle düzenlenemez. Buna göre, Anayasa’n Temel Haklar ve Ödevler kısmında yer alan-Temel Haklar ve Ödevler KHK’lerle düzenlenemez. Bu yasak, temel hak ve özgürlüklerin ancak yasayla sınırlayabileceği kuralıyla-uyumludur.. Ayrıca Bakanlar Kuruluna KHK ile bütçede değişiklik yapma yetkisi verilemez .Anayasa mahkemesi şekil ve içerik-yönünden iptal edebilir.-Sıkıyönetim KHK LARI-Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu yetkilidir. Meclisten yasa çıkarmaya gerek yoktur.çıkarma yetkisi anayasadan-alınır yetki yasasında değil.-Bu ölçütlerden birincisine göre, temel hakların kullanımı kısmen ya da tamamen durdurulurken Türkiye’nin milletlerarası hukuktan-doğan yükümlülükleri ihlal edilmeyecektir. Bunun kapsamına milletle arası hukukun genel ilkeleri ile devletin taraf olduğu-sözleşmelerden doğan yükümlülükler de dâhildir İkincisi, temel hak ve özgürlüklere yapılacak müdahalenin , durumun gerektirdiği-ölçüde olması gerekir. hak ve özgürlüklere dokunulmaz.-• Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler dışında, kişinin yaşama Hakk’ına; maddi ve manevi varlığının-bütünlüğüne dokunulamaz.-• Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz ve bunlardan dolayı suçlanamaz.-• Suç ve cezalar geçmişe yürütülemez.-• Suçluluğu mahkeme kararı ile saptanıncaya kadar kimse suçlu saylamaz-Sıkıyönetim ve olağan üstün hâl kararnamelerine karşı Anayasa Yargı’sı yolunun kapalı olması.-TÜZÜK-Bakanlar kurulu yetkilidir.-Yasanın uygulanmasını göstermek amacıyla çıkarılır. Bakanlar kurulu danıştayın incelemeden geçirir .cumhurbaşkanı imzalar ve resmi-gazetede yayınlar tüzükler anayasa ve yasaya aykırı olamaz.-TÜRK -YÖNETMELİK.-Yönetmelik; BAŞBAKANLIK BAKANLIKLAR VE KAMU TÜZEL KİŞİLERİ TARAFINDAN KENDİ GÖREV ALANLARINI İLGİLENDİREN YASA VE-TÜZÜKLERİN UYGULANMASINI SAĞLAMAK ÜZERE ÇIKARILIR. CUMHURBAŞKANI İMZALAMAZ.RESMİ GAZETEDE YAYINLANIR.-YASAMA ORGANI -6. ÜNİTE-1982 ANAYASASINA GÖRE TBMM NİN OLUŞUMU-Görev süresi 4 yıl 550 milletvekilinden oluşur.Yirmi beş yaşını dolduran her yurttaşın seçimlerde aday olma hakkı vardır. Adaylık hakkı-olmayanlar :-•En az ilkokul mezunu olmayanlar,-• Kısıtlılar,-• Yükümlü olduğu askerlik hizmetini yapmamış olanlar,-• Kamu hizmetinden yasaklılar,-• Taksirli suçlar hariç toplam bir yıl ya da daha fazla hapis ile ağır hapis cezasına mahkûm olanlar,-• Zimmet, ihtilâs, irtikâp, rüşvete, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflâs gibi yüz kızartıcı suçlardan-biriyle hüküm giymiş olanlar,-• Kaçakçılık, resmî ihale ve Alım satımlara fesat ,devlet sırlarını açığa vurma terör suçlarından hüküm giyenler affa uğrasa bile aday-olamazlar.-Konumu bakımından aday olamayacaklar :-Hâkimler ve savcılar,Yüksek yargı organı mensupları, Yükseköğretim Kurumları’ndaki öğretim elemanları, Yükseköğretim Kurulu-üyeleri, Kamu kurum ve kuruluşlarının memur statüsündeki görevlileri,Yaptıkları hizmet bakımından işçi niteliği taşımayan,Silahlı-Kuvvetler mensupları ancak görevden çekilme koşulunu yerine getirmeleri hâlinde seçimlerde aday olabileceklerdir-ARA SEÇİM YAPILABİLMESİ KOŞULLARI :-Ara seçim her seçim döneminde sadece bir kez yapılabilecektir.-• Ara seçim genel seçimden otuz ay geçmedikçe yapılamayacaktır.-• Ara seçim yapılabilmesi için meclis üye tam sayısının az % 5’inin boşalması gerekmektedir.-• Daha önce bir kez ara seçim yapılması veyahut otuz aylık sürenin dolmaması, %5’lik bir boşalmanın meydana gelmesi hâlinde,-yeniden ara seçime gidilmesini engellemeyecektir.-• Bu koşullar dairesinde ara seçimler üç ay içinde yapılır.-• Genel seçimlere bir yıl kala ara seçim yapılması ise anayasal olarak yasaklanmıştır.-Ancak bir ilin veya seçim çevresinin TBMM üyesi kalmamış olması seçim sebebidir.-MİLLETVEKİLLİĞİ İLE BAĞDAŞMAYAN İŞLER.-1) Devlette, diğer kamu tüzel kişilerinde, bunlara bağlı kuruluşlarda,-2) Devletin veya diğer kamu tüzel kişilerinin doğrudan ya da dolaylı biçimde Katıldığı girişim ve ortaklıklarda,-3) Özel gelir kaynakları ve özel olanakları kanunla sağlanmış kamu yararına Çalışan dernekler ile devletten yardım saylayan ve vergi-bulunan vakıflar ile,- 4) Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları, sendikalar ve bunların üst kuruluşlarının ve katıldıkları girişim ya da ortaklıkların-yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğrudan veya dolaylı olarak kabul-edemezler, temsilcilik ve hakemlik de yapamazlar-5) Yürütme organının teklifi, inha, atama ya da onamasına bağlı olarak resmî veya özel bir işle de görevlendirilemezler Anayasa ile-bağdaşmazlık kapsamı içinde de ayıksı bir durum öngörülmüştür. Ancak bu hâlin hayata geçebilmesi bazı koşullara bağlanmıştır.. Buna-göre; milletvekillerinin 6 ayı geçmemek şartıyla ve belli bir konuda olmak üzere hükümet tarafından verilecek geçici bir görevi kabul-edebilmesi ise TBMM kararına tabidir.-Milletvekilliğinin düşmesi-Ölüm ve ölüm yerine geçen hâller dışında cumhurbaşkanı seçilme Bu hâllerden istifa, bağdaşmazlık ve devamsızlık TBMM karar verir-yargısal denetim var .Anayasa mahkemesi. 15 günde karara bağlar. Devamsızlığa salt çoğunluk karar verir.-TBMM NİN YAPISI VE STATÜSÜ-TBMM, “Başkanlık Divanı”, “Siyasi Parti Grupları”, “Yasama Komisyonları” ve “Danışma Kurulu” olmak üzere dört kısımdan oluşur.-Başkanlık divanı TBMM Başkanı, Başkanvekilleri, Kâtip üyeler ve idare amirlerinden oluşur. Başkanlık divanı 2 yılda bir seçilir. İlk tur-seçimde 367 alan TBMM başkanı olur .iki turda ulaşılmazsa bu oya 267 alan başkan olur oda olmazsa 4. Turda en çok oy alan olur.-Başkan ve başkan vekilleri siyasi tartışmaya katılamaz oy kullanamaz. Parti grubu oluşması için 20 milletvekili olması lazım.-TBMM komisyonları şunlardır.-Anayasa Komisyonu,-• Adalet Komisyonu,Millî Savunma Komisyonu, iç işleri, dış işleri, milli eğitim gençlik ve spor , bayındırlık imar ulaştırma ve truzim-,çevre ,sağlık aile çalışma ve sosyal işler ,tarım ve orman ve köyleri ,sanayi ticaret enerji ve tabii kaynaklar bilgi teknoloji ,TBMM-hesapları inceleme ,dilekçe , KİT ,insan hakları inceleme komisyonları vardır. AB uyum komisyonu ,kadın erkek fırsat eşitliği komisyonu-sonradan kurulmuştur.-Meclis tatilden CUMHURBAŞKANI isteği veya bakanlar kurulu isteğiyle toplantıya çağrılabilir. Meclis başkanı 110 M.v isteğiyle-toplantıya çağırabilir. 189 milletvekili ile toplanır en az 139 la karar verebilir. Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır en fazla 3 ay-tatil yapar.-TBMM NİN GÖREV VE YETKİLERİ-Genel yetki ve görevleri şunlardır.-•Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak,-• Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek,-• Bakanlar Kurulu’na KHK çıkarma yetkisi vermek,-• Bütçe ve kesin hesap kanun tasarlarını görüşmek ve kabul etmek,-• Para basılmasına karar vermek,-• Savaş ilanına karar vermek,-• Milletlerarası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak,-• Meclis üye tam sayısının 5/3 çoğunluğu Kararıyla genel ve özel af İlan etmek-“Soru”, “Meclis araştırması”, “Genel görüşme”, “Gensoru” ve “Meclis soruşturması ”araçlarıyla bu denetimin gerçekleştirileceği-düzenlenmiştir.-“Soru, Bakanlar Kurulu adına sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başbakan veya bakanlardan bilgi istemekten ibarettir”-“Meclis araştırması, belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir.”-TÜRK ANAYASA -“Genel görüşme, toplumu ve Devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda-görüşülmesidir.-Gensoru : bir siyasi parti grubu veya en az 20 milletvekili verebilir.276 oyla hükümet veya bakan düşebilir. Meclis soruşturması 55-milletvekilinin vereceği önerge ile yapılır.-TBMM nin Dağıtılmış olarak bulunan yetki ve görevleri-Meclis Başkanlık Divanı seçmek , Bakanlar Kuruluna yönelik kuruluşta veya istem üzerine daha sonraki bir dönemde güven-oylaması yapmak , Olağan ve olağan üstü hâl KHK’leri görüşüp karara bağlamak, olağanüstü hal seferberlik gibi olayların süresini-uzatmak veya sonlandırmak, RTÜK üyelerini seçmek,Anayasa mahkemesinin 3 üyesini seçmek, KİT leri denetlemek,Kalkınma-planlarını onaylamak, yasama dokunulmazlığı veya milletvekilliğinin düşürülmesine karar vermek ,seçimlerin geriye bırakılması-erken seçim seçim kararı almak ,kamu baş denetçisi seçmek.-Dünyadaki bütün temsilî siyasal sistemlerin yasama organlarının kanun yapma, hükümeti denetleme ve devlet bütçesini kabul-etme olarak özetleyebileceğimiz üç temel işlevi bulunmaktadır.-YRÜTME ORGANI - ÜNİTE 7-YÜRÜTME ORGANININ YAPISI-Yürütme organları başkanlık ve meclis hükümet sistemlerinde tekçi; parlamenter ve yarı başkanlık sistemlerinin ikici bir özellik-göstermektedir.-Cumhurbaşkanı-Cumhur başkanı seçimi : 21 ekim 2007 de yapılan halk oylamasıyla seçim şekli değişmiştir. 40 yaşını doldurmuş,yükseköğretim-yapmış ve TBMM üye veya milletvekili Seçilebilme yeterliliğine sahip her türk yurttaşı aday olabilir.5 yıl görev süresi en fazla iki-kere seçilebilirlik vardır.seçim sürecinde ilk aşama aday gösterilmedir. 20 milletvekili veya seçimlerde%10 oydan fazla almış-partiler ortak aday gösterebilir. Seçilen parti üyeliği ve milletvekilliği sona erer.Görev süresi bitimine 60 gün kala veya herhangi-bir nedenden dolayı koltuğun boşalması durumunda 60 gün içinde seçim tamamlanır. Adaylar ilk turda salt çoğunluğun ( yani 500-oy kullanılmışsa 251 oy alan ) oyunu alırsa seçilir alamaz ise 2. Tura 1. Turda en fazla oy alan 2 aday girer. En fazla oy alana-kazanır.Ant içmek ile göreve başlamasına kadar eski cumhurbaşkanı görev yapar.-CUMHURBAKANININ HUKUKSAL VE SİYASAL KONUMU-Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekle yükümlüdür Cumhurbaşkanı re’sen imzaladığı kararlar ve emirler-aleyhine anayasa mahkemesi dahil yargı yolu kapalıdır. Tek başına yaptığı işler hariç diğerlerinden karşı imzasın olan ( başbakan-veya bakanlar ) sorumludur. 3/1 den bir fazla olan 184 MV. Önerisi ve 4/3 oyla 413 vatana ihanetten sorumluluğu vardır. Hastalık-yurtdışı gezisi ve çekilmesi hainde TBMM başkanı vekalet eder.-CUMHURBAŞKANININ GÖREV VE SORUMLULUKLARI-Yasama ile ilgili olanlar:-• Gerekli görmesi hâlinde, yasama yılının ilk günü TBMM’de açılış konuşması yapmak,-• Gerekli gördüğü durumlarda toplantı hâlde olmayan TBMM’yi toplantıya çağırmak,-• Kanunları yayımlamak-• Kanunları bir kez daha görüşülmek üzere TBMM’ye geri göndermek,-• Anayasa değişikliği kanunlarını gerekli gördüğü takdirde halk oyuna sunmak,-• Belli yasama işlemleri Hakk’ında anayasaya uygunluk denetimi yapılabilmesi için Anayasa Mahkemesi’nde iptal davası açmak,-• Koşulları dairesinde TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek- Yürütmeyle ilgili olanlar:-• Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek; Başbakan’ın önerisi üzerine bakanları atamak ve görevden almak,-• Gerekli görmesi hâlinde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulunu başkanlığında toplantıya çağırmak,-• Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyeti’nin temsilcilerini göndermek ve yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,-• Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,-• TBMM adına TSK’nin Başkomutanlığını temsil etmek; TSK’nin kullanmasına karar vermek,-• Genelkurmay Başkan’ını atamak,-• MGK’ yi toplantıya çağırmak ve Kurula başkanlık etmek,-• Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu Karar’ıyla sıkıyönetim ve olağanüstü hal ve KHK çıkarmak,-• Kararnameleri imzalamak,-• Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama nedenleriyle belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak,-• Devlet Denetleme Kurulu üyelerini ve Başkan’ını atamak; kurula, inceleme,araştırma ve denetleme yaptırtmak,-• YÖK üyelerini seçmek,-• Üniversite rektörlerini seçmek,-Yargıyla ilgili olanlar:-• Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmek,-• Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek,-• Yargıtay Cumhuriyet Baş savcı ’sı ve Başsavcı vekilini seçmek,-• Askerî Yargıtay ve AYİM üyelerini seçmek,-• HSYK üyelerini seçmek,-BAKANLAR KURULUNUN YAPI VE KURULUŞU-Başbakan başkanlığında bakanlardan oluşur. TBMM Üyesi olmak şartıyla Cumhurbaşkanı atar. Başbakan milletvekillerinin arasından yaptığı liste-onaya cumhurbaşkanına sunar. onayla hükümet ve bakanlar kurulu kurulmuş olur. Liste TBMM ye sunulduktan sonra bir hafta içinde başbakan-ve bir bakan hükümet programını okur. Güven oylaması görüşmesi program okunduktan 2 tam gün geçince başlar. Görüşme bittikten 1 tam gün-sonra güven oylamasına geçilir. Toplantıya katılanların salt çoğunluğu ( 500 katılım varsa 251 ) inin oyunu almasıyla güven oyu verilir. 276 red-olursa bakanlar kurulu ve hükümet düşer.-BAKANLAR KURULUNUN GÖREV VE RSORUMLULUKLARI-Bakanlar kişisel ve kolektif olarak TBMM ye karşı sorumludur.Yüce divana bakan sevk edilirse bakanlığı düşer eğer başbakan sevk edilirse-hükümet istifa etmiş sayılır. Bakanlık boşalırsa 15 gün içinde atama yapılır. Bakana bakan vekalet eder. Genel seçim kararı alındıktan sonra-adalet iç işleri ve ulaştırma bakanı çekilir ve bağımsız kişiler atanır.-TÜRKİYENİN HÜKÜMET SİSTEMİ-Parlamenter bir hükümet sistemi vardır. 2 li yürütme organı vardır. 1982 anayasasıyla beraber cumhurbaşkanının yetkilerinin kapsamının ve-etkisinin fazlalaşması sebebiyle parlamentarizm den uzaklaşıldığı görülür.- -OLAĞANÜSTÜ YÖNETİM ŞEKİLLERİ-Olağanüstü haller sıkıyönetim seferberlik ve savaş ilanından doğar. Tabi afet ve ekonomik bunalımda da bu kararları verecek olan-cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan bakanlar kuruludur. MGK Görüşü de alınır ama bağlayıcı değildir. Süresi 6 ayı geçemez ama bakanlar-kurulun isteğiyle 4 er ay uzatılır resmi gazetede yayınlanır TBMM ONAYINA SUNULUR. TBMM sunulan süresini TBMM değiştirebilir.-YARGI ORGANI VE ANAYASA YARGISI 8. ÜNİTE-YARGI İŞLEVİNİN ANLAMI-Yargı işlevi, bağımsız yargı makamlarının hukuki uyuşmazlıkları ve hukuka aykırılık savlarını verdikleri kesin hükümlerle çözme ve karara-bağlama faaliyetidir.-YARGI BAĞIMSIZLIĞI KAVRAMI-Yargı Bağımsızlığı :Hâkimlerin kararlarını verirken her açıdan özgür olmaları, hiçbir baskı ve etki altında kalmaksızın hareket edebilmeleridir.-Hakimlik GÜVENCESİ-Hakimlerin görevlerini hiçbir baskı altında kalmadan tam bir güven ve yansızlık ortamında gerçekleştirebilmesi için öngörülen kurallar ve-önlemler bütünüdür. Hakimler ve savcılar azlolunamaz. Hakim ve savcılar kendi istemedikçe anayasada belirtilen yaştan önce emekli-edilemezler. Bir mahkemenin kaldırılması kadronun kaldırılması nedeniyle de olsa aylık ödenek ve özlük haklarına dokunulamaz.-Asil üye sayısı Yedek üye sayısı Kimlerden seçilir Kim seçer-4 - YÖK kurumlarının hukuk-dallarında çalışan öğretim-üye ve avukatlar arasından-Cumhurbaşkanı-3 3 Yargıtay üyeleri arsından Yargıtay genel kurulu-2 2 Danıştay üyeleri ara. Danıştay genel kurulu-1 1 Türk adalet akademisi-üyeleri arasından-Türk adalet akademisi genel-kurulu-7 4 Birinci sınıf adli yargı hakim-ve savcıları arasından-seçimle-3 2 Birinci sınıf idari yargı hakim-ve savcıları arasından-seçimle-20 üye seçilmesi ykarıdaki tablodadır 4 yıllığına seçilir ,seçilen üye tekrar seçilebilir.-20 seçilen + adalet bakanı + adalet bakanlığı müsteşarı = 22 asil 12 yedek-HSYK NIN GÖREV VE YETKİLERİ-1- ADLİ VE İDARİ YARGI HAKİM VE SAVCILARINI mesleğe kabul , atama ,nakletme, yetki verme ,yükseltme, birinci sınıfa ayırma ,kadro dağıtma-,meslekten atma ,disiplin cezası verme-2- Adalet bakanlığının bir mahkemenin kaldırılması veya yargı çevresinin değişmesi ile ilgili tekliflini karara bağlama-3- Hakim ve savcıların görevlerini kanun tüzük ve yönetmeliklere uygun yapmalarını denetlemek. inceleme ve soruşturma kurul-müfettişlerince yapılması dairenin teklifl etmesi Adalet bakanının onayı ile olur.-YARGI KOLU KAVRAMI VE 1982 ANAYASASI’NA GÖRE YARGI KOLLARI-Yüksek mahkeme kesin hüküm vermeye yetkilidir.-Buna göre Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek idare Mahkemesi ve Uyuşmazlık Mahkemesi üst derece-mahkemeleri . Sayıştay üst derece mahkemesi değildir. Sayıştay merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ve sosyal güvenlik-kurumların bütün gelir gider ile mallarının TBMM adına denetleyen ;sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlayan inceleme ve-denetleme ve hükme bağlama işlerini yerine getiren anayasal mercidir.- ANAYASA YARGISI-Anayasaya kanunların uygunluğunu denetler. Anayasa mahkemesi 17 üyeden oluşur-1- 3 üyeyi TBMM seçer ama-2 sini Sayıştay 3 er adayı genel kurulda seçerek önerir.-1 inide baro başkanları serbest avukatlar arasından 3 aday gösterir-2- Geri kalan 14 ünü CUMHURBAŞKANI SEÇER-4 ünü üst kademe yöneticileri,serbest avukat ve birinci derce hakim ve savcılar ile A.Y.M 15 yıl görev yapmış röportörler arasından-3 üye Yargıtay 3 er aday seçer-2 üye Danıştay aday seçer 2-1 askeri Yargıtay 3 aday seçer-1 askeri yüksek idare mahkemesi 3 aday seçer-Son 3 ise yükseköğretim kurumları kendi üyesi olmayan YÖK kurumlarında görev yapan iktisat hukuk ve sosyal bilimler dalında görev-yapan 3 er aday seçer ama en az 2 si hukukçu olur bu adaylardan üye seçilen-ADLİ YARGI-Diğer yargı kollarının bakmadığı davalara bakar-İlk ve ikinci derece mahkemelerden oluşur. Yargıtay üst derece mahkemesidir.sulh ve asliye ceza mahkemeleri ticaret aile iş kadastro sınai haklar-hukuk mahkemeleridir.-İDARİ YARGI-İdarenin işlemlerinden ve eylemlerinden çıkan uyuşmazlıklara bakar idari ve vergi ilk derece mahkemeleridir.Karara itiraz Bölge idare mahkemelerine-olur. Danıştay üst derece mahkemesidir.kararları inceleyerek karar verir.-ASKERİ YARGI-Askeri Yargıtay-Askeri yüksek idare mahkemesi-UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ-Farklı yargı kollarındaki uyuşmazlıkları çözer. Farklı idari ve adli ve askeri mahkemeleri arasındaki görev yetki ve hüküm uyuşmazlıklarını sonlandır.-TÜRK ANAYASA MAHKEMESİNİN GÖREV VE YETKİLERİ-Kanun ve KHK ve TBMM içtüzüğünü anayasaya aykırı yönünden şekil ve esas bakımından inceler.-Bireysel başvuruları olağan hukuk yollarının hepsi denenmesi şartıyla kabul eder.-C.BAŞKANI BAŞBAKAN .BAKANLAR KURULU ,AYM ÜYELERİ,YARGITAY DANIŞTAY ASKERİ YARGITAY AYİM BAŞKAN VE ÜYELERİNİ,KUVVET-KOMUTANLARI JANDARMA GENEL KOMUTANI DAHİL YÜCE DİVAN SIFATIYLA YARGILAR-Siyasi partilerin mali denetimini Sayıştay yardımıyla yapar.Milletvekili dokunulmazlık ve düşürülmesinin anayasaya uygunluğunu milletvekili 7 gün de-itiraz eder 15 günde karar verir Uyuşmazlık mahkemesi başkanını kendi üyelerinden seçer-ANAYASAYA UYGUNLUK DENETİMİNİN YOLLARI VE ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARININ NİTELİĞİ-İPTAL DAVASI-Anayasaya uygunluk iptal dava açma hakkı şekil bakımından TBMM 110 üye veya cumhurbaşkanı 10 gün içinde Esas ve şekil bakımından kanun KHK-TBMM iç tüzüğü esas bakımından 110 üye ,cumhurbaşkanı,ana muhalefet ,iktidar grubu 60 gün içinde MİLLET VEKİLİ 7 GÜN İÇİNDE DOKUNULMAZLIK-VEYA MİLLETVEKİLİNİ DÜŞÜRÜLMESİ KARARI İÇİN-İTİRAZ YOLU-GÖRÜLMEKTE OLUP,BİR MAHKEMENİN BUDAVAYA BAKMASI .KANUN KHK NİTELİĞİNDE BİR NORM KULLANILMASI Mahkeme hâkiminin uygulanacak-norm BULUNMASI VE DAVA TARFALARININ ANAYASAYA AYKIRILIK KONUSUNU CİDDİ GÖRMESİ ÜZERİNE İLK DERECE MAHKEMELER BAŞVURUR. 5 AY-İÇİNDE KARAR AÇIKLANIR-ANAYSA MAHKEMELERİNİN KARARLARI YASAMA YÜRÜTME YGIYI İDARE MAKAMLARINI GERÇEK VE TÜZEL KİŞİLERİ BAĞLAR.__-
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 16:00

Türk Anayasa Hukuku Ünite:5
*Yasama ve yürütme işlemlerine giriş; Devletin hukuki sonuçlar doğuran işlevleri aralarında iş birliği bulunan değişik organlar tarafından yerine getirilir. Bu işlevler; yasama, yürütme ve yargı faaliyetleridir.
-Devletin hukuki açıdan işlevlerini sınıflamada maddi ve şekli (organik) olmak üzere 2 ölçüt kullanılır.
*Maddi ölçüt; Yapılan işlemi bu işlevi yerine getiren kişi ve makamları göz önünde bulundurmadan yapılan hukuki işlemin içeriğine göre belirleyen ölçüttür. Buna göre;
- Yasama işlemi genel, soyut, sürekli, nesnel, kişisel olmayan işlemlerdir.
-Yürütme işlemi bireysel ve somuttur.
-Yargı işlemi ise hukuki uyuşmazlığı çözen işlemdir.
*Şekli ölçüt; Devletin işlevlerini ve bu işlevleri yerine getirirken yaptığı hukuki işlemleri, o işlemi yapan organa ya da yapılmış biçimine göre sınıflayan ölçüttür. Buna göre;
-Yasama organı tarafından yasa adı altında ve yasa biçiminde kabul edilen bütün işlemler yasadır.
-İşlemin genel ve soyut ya da bireysel ve somut nitelik taşıması önem taşımaz.
-Yürütme işlemi yürütme organı tarafından yapılan işlemlere denir.
-Yürütme organının bir yasaya dayanmak kaydıyla hem bireysel ve somut hem de genel ve soyut nitelikte yaptığı düzenleyici işlemlerin tümü yürütme işidir.
*Yasama organının işlemleri;
-Yasama yetkisi; TBMM’nin yasa yapma ve parlamento kararı alma yetkisi olarak tanımlanır.
-Anayasanın 7. Maddesine göre yasama yetkisi Türk Milleti adına TBMM ye aittir. Bu yetki devredilemez. Anayasanın TBMM ye verdiği yasama yetkisine ilişkin 3 ilke vardır.
*Yasama yetkisinin asliliği (ilk- elliği)
*Genelliği
*Devredilmezliği
-Yasama yetkisinin asliliği; Bu yetkinin ilk el olması ve doğrudan anayasadan kaynaklanması anlamına gelir. Yasama yetkisinin ilk elliği, araya başka bir işlem girmeksizin parlamentonun bir alanı doğrudan yasayla düzenleyebilmesidir.
-Yasama yetkisinin genelliği; Yasama organının sınırsız bir düzenleme yetkisine sahip olmasını ifade eder. Yasama organı için tek sınır anayasadır. Yasama organının genelliği aynı zamanda yürütme organına özgülenmiş bir alanın olmaması anlamına gelir, bu ilke gereğince yasama organı her konuyu istediği ayrıntıda düzenleyebilir. Türkiye’de yürütme organının mahfuz bir yetki alanı vardır. Yani yürürlükteki yasaların uygulanmasıdır.
-Yasama yetkisinin devredilmezliği; Yasama organının düzenleme alanına giren ve yasama işlevi niteliğinde olan işlemlerin başka bir organ tarafından yapılmasını yasaklamaktadır. Yasa genel olarak maddi ve şekli olmak üzere 2 biçimde tanımlanır.
-Şekli yasa; Metnin içeriğine değil o metni kimin yaptığına bağlı olarak tanımlanır.
-Maddi yasa; Genel soyut, kişisel olmayan kurallar içeren metne verilen addır. Maddi yasa tüzük ve yönetmelik gibi şekli açıdan idari düzenleyici işlemleri de kapsar.
-Yasama organının bir tüzel kişiliği vardır. Bu tüzel kişilik TBMM başkanlığı tarafından temsil edilir. Yasama işlemleri yasalar ve TBMM’nin aldığı kararlardır.
-Diğer yasalardan farklı olarak düzenlenmiş yasama işlemleri;
1)Yasa
2)Bütçe ve kesin hesap yasaları
3)Uluslar arası anlaşmaların uygun bulunması
4)Parlamento kararları
5) İçtüzük

1)Yasa; TBMM’nin anayasa ve içtüzük de belirtilen yöntem ve esaslarına göre yasa adı altında yaptığı kural olarak genel, soyut, nesnel sürekli nitelikte olan işlemlere denir.Yasa yapma yetkisi TBMM’ye aittir.
-Yasalar ya milletvekilleri tarafından yasa teklifi ile ya da bakanlar kurulu yasa tasarısı ile yapılır.
-Yasa teklifi en az bir milletvekili tarafından, yasa tasarısı başbakan da dahil olmak üzere bakanlar kurulunun tümü tarafından imzalanarak TBMM başkanlığına sunulur.
-Yasa teklif ve tasarıları yazılı ve gerekçeli olmalıdır.
-1 tam yıl geçmedikçe genel kurulda reddedilmiş teklif veya tasarı aynı yasama dönemi içinde yeniden TBMM’ye sunulamaz. Bir yasama dönemi içinde sonuçlandırılmamış teklif ve tasarılar hükümsüz sayılır, buna kadük olma denir.
-Komisyonlar yasa yapımında işin mutfağıdır. Komisyon teklif yada tasarı hakkında bir rapor hazırlar ve bunu meclis başkanlığına sunar.
-Komisyon raporu genel kurul aksine karar almadıkça raporun dağıtımı tarihinden itibaren 48 saat geçmedikçe genel kurulda görüşmeye başlanamaz. Genel kurulda önce yasa tasarısı yada teklifinin tümü üzerinde görüşme açılır.
-Kanun tasarı ve teklifleri genel kurulda kabul edildikten sonra yasa niteliğini alır.
-Yasanın kabul edilebilmesi için cumhurbaşkanı tarafından imzalanıp resmi gazete de yayımlanması gerekir.
-Meclis yasayı değiştirerek kabul ederse cumhurbaşkanı değiştirilmiş yasayı yeniden TBMM’ye geri gönderebilir.
2)Bütçe ve Kesin Hesap Yasaları;
-Bütçe tasarısı yürütme organı tarafından hazırlanır.
-Bakanlar kurulu genel ve katma bütçe yasa tasarıları ile milli bütçe tahminlerini gösteren raporu mali yılbaşından yani 1 ocak’tan itibaren en az 75 gün önce TBMM’ye sunar.
-Bütçe tasarıları ve raporlar bütçe komisyonunda görüşülür.40 üyeli komisyonun en az 25 üyesi iktidar grubu ya da gruplarına verilir.
-Bütçe komisyonu bütçe tasarısını 55 gün içinde görüşür.
-Gelirlerin toplanması ve harcamaların bütçeye uygun olarak yapılıp yapılmadığını TBMM adına Sayıştay yapar.
-TBMM bütçe tasarısını kabul ederek hükümeti ibra etmiş olur.
3)Milletlerarası Anlaşmaların Uygun Bulunması; 1982 anayasasına göre milletlerarası anlaşmalar TBMM tarafından bir yasayla uygun bulunur ve cumhurbaşkanı tarafından onaylanır.
-Anayasanın 90/5. maddesine göre, usulüne göre yürürlüğe konmuş uluslar arası anlaşmalar yasa hükmündedir yani yasalarla eş değerdedir.
-Temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslar arası anlaşma hükmüyle bir yasal düzenlemenin çatışması durumunda yargı organı bu çatışmayı tespit etmeli ve uluslar arası anlaşma hükmünü uygulamalıdır.
4)Parlamento Kararları; Yasama meclisinin yasa dışında yaptığı bütün işlemlere verilen addır.Bu kararlar TBMM’nin özerk yetkisine dayanarak oluşturduğu ve meclis başkanı aracılığıyla resmi gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren işlemlerdir.
-Meclisin iç işleyişi ve çalışmaları;
-Meclis başkanı ve başkanlık divanının seçilmesi
-Komisyonların seçimi
-Meclisin tatile girmesi
-Açık ve gizli oylama kararı
-Meclis seçimlerinin yenilenmesine karar verme
-TBMM bir milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması ile meclis üyeliğinin düşmesini de karar biçiminde sonuca bağlar.
*Parlamento kararları;
-Cumhurbaşkanını vatana ihanetle suçlama
-Güven ya da güvensizlik oyu verme
-Genel görüşme
-Meclis araştırması ya da soruşturması açılmasına karar verme
-Yüce divana sevk
*Savaş hali ilanı, olağanüstü hal ve sıkıyönetim ilanı ile kalkınma planlarını onaylama kararları ile kamu baş denetçisi, radyo televizyon üst kurulu, Sayıştay ve anayasa mahkemesi gibi anayasa da ve yasalarda TBMM’ye tanınan üye seçme yetkisini de meclis karar biçiminde kullanmaktadır.
5)İçtüzük; Yasama meclislerinin kendi iç çalışmalarını düzenlemek için koydukları kurallara denir.
-İçtüzük iktidar-muhalefet ilişkilerinin dengeli biçimde yürütülmesi işlevini sağlar.
-TBMM çalışmalarını kendi yaptığı içtüzük hükümlerine göre yürütür.
-Şekli ölçüte göre içtüzük bir parlamento kararıdır. Bu nedenle diğer meclis kararları gibi içtüzükler de TBMM tarafından kabul edilir.
-İçtüzükleri yasa ve diğer meclis kararlarından ayıran yön ise maddi ölçüttür.
-İçtüzük yalnızca meclis çalışmalarını düzenler.
-İçtüzük değişiklik teklifini milletvekilleri yapabilir.Teklif önce anayasa komisyonunda ardın genel kurulda görüşülür.Değişiklik TBMM kararı olarak resmi gazete de yayımlanır ve yürürlüğe girer.
-Cumhurbaşkanının içtüzük değişikliklerini bir kez daha görüşmek üzere TBMM ye gönderme yetkisi yoktur, ancak bunlara karşı anayasa mahkemesine iptal davası açabilir.
-İçtüzük anayasa mahkemesinin anayasaya uygunluk denetimine bağlıdır.
*Yürütme organının işlemleri; Şekli ölçüte göre yürütme işlemi yürütme organı tarafından yapılan belli bir sonuç doğurmaya yönelik irade açıklamasıdır.
-Yürütme yetkisi ve görevi cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.
-Yürütme organı ancak bir yasa çerçevesinde işlem yapabilir.
-Normlar kademelenmesinde yürütme organının yapacağı işlemler yasaların altında yer alır.
*1982 anayasasının yürütme organına tanıdığı düzenleyici işlemler;
-Kanun hükmünde kararname
-Cumhurbaşkanlığı kararnamesi
-Tüzük
-Yönetmelik
*Kanun hükmünde kararname(KHK); İlk kez 1961 anayasasında 1971’ de yapılan değişikliklerle Türk anayasa hukukuna girmiştir.
-KHK’ler yasalara eşit nitelikte yani yasa gücünde olan düzenlemelerdir. Bunlarla yürürlükteki yasalar değiştirilebilir ve kaldırılabilir.
-KHK çıkarma yetkisi bakanlar kuruluna aittir.
-Yetki yasası çıkarılacak KHK’nin amacını,kapsamını,ilkelerini,kullanma süresini ve süre içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılmayacağını gösterir.
-Genel esaslar, kişinin hakları ve ödevleri, siyasi haklar ve ödevler, temel haklar ve ödevler KHK’lerle düzenlenemez.
-Anayasa mahkemesi bir tür olağanüstü yöntem olarak gördüğü KHK’lerin anayasaya uygunluğunu denetlerken yetki yasasında konu unsuru bakımından; kısa süreklilik, önemlilik, zorunluluk ve ivedilik gibi anayasada öngörülmeyen ek unsurlar da aramıştır.
-KHK’ler başbakan ve bütün bakanlar ile cumhurbaşkanı tarafından imzalanır ve resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer.
-KHK’ler resmi gazetede yayımlandıkları gün TBMM’ye sunulur.
-KHK’lerin anayasaya uygunluğunun denetimini anayasa mahkemesi yapar.
*Sıkıyönetim ve olağanüstü hal KHK’leri; Yetki unsuru bakımından 2 noktada olağan KHK’lerden ayrılır.
1)Bu kararnameleri çıkarmaya cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu yetkilidir.
2)Bu kararnameler için TBMM’nin bir yetki yasasıyla bakanlar kuruluna izin vermesi gerekir.
-Sıkıyönetim ya da olağanüstü hal süresince cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu sıkıyönetim ya da olağanüstü halin gerekli kıldığı konularda KHK’ler çıkarabilir.
-Cumhurbaşkanı, başbakan ve bütün bakanların imzasını taşıyan sıkıyönetim ve olağanüstü hal KHK’si resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer ve aynı gün TBMM’nin onayına sunulur.
-TBMM’ ye sunulan sıkıyönetim ve olağanüstü hal KHK’leri öncelikle ve ivedilikle en geç 30 gün içinde görüşülür ve karara bağlanır.
*Cumhurbaşkanlığı kararnamesi; Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliğinin kuruluşu, teşkilat ve çalışma esasları,personel atama işlemleri cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenir.
-Cumhurbaşkanı tarafından hazırlanır ve onun imzasıyla yayımlanıp yürürlüğe konur.
-Bu kararnamelere karşı yargı yoluna başvurulamaz.
*Tüzükler; Anayasanın 115. maddesine göre tüzükler, yasanın uygulanmasını göstermek veya emrettiği işleri belirtmek üzere bakanlar kurulu tarafından çıkarılan düzenleyici işlemlerdir.
-Bakanlar kurulu hazırladığı tüzük tasarısını Danıştay’ın incelemesinden geçirmek şartıyla kullanabilir.
-Gerçekte tüzük çıkarma yetkisi bakanlar kurulu ile Danıştay arasında paylaştırılmıştır.
-Tüzükler yasalara aykırı olamaz.
-Tüzükler cumhurbaşkanı tarafından imzalanır, resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girer.
*Yönetmelikler; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri tarafından kendi görev alanlarını ilgilendiren yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak için çıkartılır.
-Danıştay incelemesinden geçmez, cumhurbaşkanı tarafından imzalanma zorunluluğu ve resmi gazetede yayımlanma zorunluluğu yoktur.
-Yürütme organının; karar, tebliğ, sirküler, genelge,yönerge,duyuru,ilan gibi değişik adlar altında yaptığı düzenleyici işlemlere adsız düzenleyici işlem denir. Bu nitelikteki düzenleyici işlemler yönetmelik olarak nitelendirilir.
(ÜNİTE SONU ÖZET)
*Yasama organının işlemlerini açıklama.
Yasama yetkisi, TBMM’nin yasa yapma ve parlamento kararı alma yetkisi olarak tanımlanır. Anayasanın 7. Maddesine göre yasama yetkisi adına TBMM’ye aittir.Bu yetki devredilemez. Anayasanın TBMM’ye verdiği yasama yetkisine ilişkin olarak üç ilkeden söz edilebilir.Bunlar yasama yetkisinin asliliği ( ilk elliği), genelliği ve devredilmezliğidir.Yasama yetkisinin asliliği bu yetkinin ilkel olması ve doğrudan anayasadan kaynaklanması anlamına gelir.Yasama yetkisinin genelliği yasama organının sınırsız bir düzenleme yetkisine sahip olmasını ifade eder.Burada yasama organı için tek ve sınır anayasadır.Yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesi yasama organının düzenleme alanına giren ve yasama işlevi niteliğinde olan işlemlerin başka bir organ tarafından yapılmasını yasaklamaktadır.

TBMM’nin anayasa ve içtüzükte belirtilen yöntem ve esaslara göre yasa adı altında yaptığı kural olarak genel soyut nesnel sürekli nitelikte olan işlemlere yasa denir.Yürütmenin KHK tüzük yönetmelik gibi adlarla yaptığı düzenleyici işlemler de genel soyut nesnel sürekli niteliktedir.
*Yürütme organının işlemlerini anlatma.
Şekli ölçüte göre yürütme işlemi yürütme organı tarafından yapılan belli bir sonuç doğurmaya yönelik irade açıklamasıdır .Anayasanın 8. maddesine göre yürütme yetkisi ve görevi cumhurbaşkanı ve bakanlar kurulu tarafından anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.Bu düzenlemede yürütmenin bir görev olarak nitelendirilmesinin nedeni yürütme yetkisinin ikincil nitelikte olmasından kaynaklanır.Bunun anlamı yürütme organının işlemlerinin yasaya dayanmak zorunda olmasıdır.Anayasanın 8. Maddesinde yürütmenin bir yetki olarak nitelendirilmesi ise anayasa tarafından yürütme yetkisinin ikincil niteliğine getirilmiş istisnalardan kaynaklanır.Bu istisnalar sıkıyönetim ve olağanüstü dönemlerinde çıkarılan KHK’ler ile cumhurbaşkanlığı kararnamesidir...................................

ÜNİTE:6
*1982 anayasasına göre TBMM’nin oluşumu; TBMM 4 yıllık bir görev süresi için seçilmekte ve yasama organı genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşmaktadır.
-25 yaşını dolduran her yurttaşın seçimlerde aday olma hakkı bulunur.
-Belli koşullara sahip olmayanlar milletvekili seçilemezler.Bunlar;
-En az ilkokul mezunu olmayanlar
-Kısıtlılar
-Askerlik yapmamış olanlar
-Kamu hizmetinden yasaklılar
-Suç işlemiş olanlar
-Konum itibariyle aday olamayacak kişiler;
-Hakimler ve savcılar
-Yüksek yargı organları mensupları
-Yükseköğretim kurulu üyeleri
-Kamu görevlileri
-Öğretim elemanları
-Milletvekili seçimine ilişkin olarak kabul edilen seçim sistemi bir orantılı temsil usulü olan d’Hondt sistemidir.
-1982 anayasası döneminde seçim sistemi %10 ulusal baraj öngörülmek suretiyle uygulanmaktadır.
-1982 anayasası ölüm veya milletvekilliği sıfatının kaybedilmesine yol açan haller sonucunda meydana gelen milletvekilliği boşalmalarının tamamlanmasına ilişkin olarak ara seçim mekanizması düzenlemiştir.
-Ara seçimin yapılabilmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekir. Bunlar;
-Ara seçim her seçim döneminde sadece 1 kez yapılabilir.
-Ara seçim genel seçimden 30 ay geçmedikten sonra yapılamaz.
-Ara seçim yapılabilmesi için meclis üye tam sayısının en az %5’inin boşalması gerekir.
-Bu koşullar dairesinde ara seçimler 3 ay içinde yapılır.
-Genel seçimlere 1 yıl kala ara seçim yapılması anayasal olarak yasaktır.
*Seçimlerin ertelenmesi sadece savaş sebebiyle seçimlerin yapılmasına imkan görülmezse TBMM kararıyla 1 yıllık süre için ertelenir.
*Seçimlerin genel yönetim ve denetimi 7 asıl ve 4 yedek üyeden oluşan yüksek seçim kurulunca gerçekleştirilir. Bu üyelerin 6 sı Yargıtay, 5 i Danıştay genel kurulunun kendi üyeleri içinden seçilir.

*Milletvekillerinin Hukuki Konumları;
1)Temsil ilişkisi ve göreve başlama; 1982 anayasası milli egemenlik ilkesine uygun olarak milletvekillerinin seçildikleri bölge veya kendilerini seçenleri temsil etmeyeceklerini, bütün milletin temsilcisi olacaklarını öngören bir hüküm sevk etmiştir.
-Seçilen milletvekillerinin göreve başlaması anayasanın 81. maddesine uygun olarak ant içmeyle mümkün olur.
2)Milletvekilliği ile bağdaşmayan işler; Milletvekillerinin yasama görevlerini yerine getirirken farklı iktidar odaklarının etkisi altına girmemesi ve yönlendirmesi ile karşılaşmaması için düşünülen bu kurum ile özellikle yürütme erkine ve iş çevrelerine karşı yasama organının bağımsızlığının sağlanması amaçlanmıştır.
- Milletvekillerinin 6 ayı geçmemek şartıyla ve belli bir konuda olmak üzere hükümet tarafından verilecek geçici bir görevi kabul etmesi TBMM kararına tabidir.
3)Yasama bağışıkları; Yasama organı üyelerinin görevlerini herhangi bir zorluk, baskı altında kalmadan serbestçe yapabilmelerini sağlamak olan yasama bağışıklıkları, milletvekillerinin görevlerini gereği gibi gerçekleştirebilmesi sırasında başlatılabilecek adli takiplerin yaratacağı kesintileri engellemeye yöneliktir.
-Yasama bağışıklığı; yasama sorumsuzluğu ve yasama dokunulmazlığı kavramlarına yer verir.
*Yasama sorumsuzluğu; Milletvekillerinin temsil ettikleri seçmen iradesini, görüşlerini ve isteklerini herhangi bir baskı altında kalmaksızın açıklayabilmesinin güvencesidir.
*Yasama dokunulmazlığı; Yasama organı üyelerinin görevlerini layıkıyla yerine getirebilmeleri için düşünülmüş olan ve bir suç eylemine ilişkin olarak ceza kovuşturması ve yargılamasından uzak tutulmasını öngören bir bağışıklıktır.
4)Milletvekilliğinin düşmesi; Milletvekilinin istifası, ölüm veya ölüm yerine geçen haller, kesin hüküm giymesi, kısıtlanması, milletvekilliği ile bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar etmesi ve meclis çalışmalarına mazeretsiz veya izinsiz olarak 1 ay içinde en az 5 birleşim günü katılmaması milletvekilliği sıfatının yitirilmesine yol açar.
-Anayasanın öngördüğü bu hallerin dışında milletvekilleri için sıfat kaybına yol açan bir diğer gelişme ise cumhurbaşkanı seçilme durumudur.
-TBMM’nin yasama dokunulmazlığının kaldırılması kararları ve istifa, bağdaşmazlık veya devamsızlık nedenlerinden dolayı milletvekilliği sıfatının düşürülmesi kararların alındığı tarihten itibaren 7 gün içinde anayasa mahkemesine kararın iptali için dava açabilir. Anayasa mahkemesi iptal istemini 15 gün içinde karara bağlar.
5)Milletvekillerinin mali statüsü; Ödenek ve yolluklar başlıklı hüküm mali konuma ilişkin olup TBMM üyelerinin ödenek, yolluk ve emeklilik işlemlerinin kanunla düzenleneceğini belirtmiştir.
*TBMM’nin yapısı ve çalışma sistemi; TBMM başbakanlık divanı, siyasi parti grupları, yasama komisyonları ve danışma kurulu olmak üzere dört kısımdan oluşur.
-Divan; Meclis üyeleri arasından seçilen TBMM başkanı, başkanvekilleri, katip üyeler ve idari amirlerden oluşur. TBMM başkanlık divanı için 1 yasama dönemi içinde 2 kez seçim yapılır.
-Meclis başkanının seçimi 4 tur üzerinden gizli oy usulüyle yapılır. İlk iki oylamada aranan oy oranı üye tam sayısının en az 3/2 çoğunluğudur.
-Meclis çalışmalarına grupları aracılığıyla katılan siyasi partilerin bir grup oluşturulabilmesi için en az 20 milletvekiline sahip olması gerekir.
*Hüküm gereğince oluşturulan TBMM komisyonları;
-Anayasa komisyonu -Adalet komisyonu
-Milli savunma komisyonu -İç işleri komisyonu
-Dış işleri komisyonu -Çevre komisyonu
-Dilekçe komisyonu -Milli eğitim,kültür,gençlik ve spor komisyonu
-Sağlık,aile,çalışma ve sosyal işler komisyonu -Bayındırlık,imar,ulaştırma ve turizm komisyonu
-Tarım,orman ve köy işleri komisyonu -Plan ve bütçe komisyonu
-Kamu iktisadi teşebbüsleri komisyonu -TBMM hesaplarını inceleme komisyonu
-Her yıl ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanan TBMM bir yasama yılı içinde en fazla 3 ay tatil yapabilir.
-TBMM çalışmalarını kendi içtüzük hükümlerine göre gerçekleştirir.
-TBMM genel kurulundaki görüşmeler aleniyeti esas olup, tutanak dergisinde tam olarak yayımlanacağı hükme bağlanmıştır.
*TBMM’nin görev ve yetkileri; Kanun yapma, hükümeti denetleme ve devlet bütçesini kabul etme
-Anayasanın genel olarak öngördüğü yetki ve görevler;
-Kanun koymak, değiştirmek ve kaldırmak
-Bakanlar kurulunu ve bakanları denetmek
-Bakanlar kuruluna KHK çıkarma yetkisi vermek
-Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek
-Para basılmasına karar vermek
-Savaş ilanına karar vermek
-Milletlerarası anlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak
-Meclis üye tam sayısının 5/3 ünün çoğunluğu kararıyla genel ve özel af ilan etmek
-Hükümetin genel siyasetinin ya da bir bakanın bakanlığına ilişkin işlerden dolayı siyasal sorumluluğunun tartışıldığı ve güven oylamasıyla sonuçlanan bir denetim mekanizmasıdır.
-Başbakan veya bakanların görevleriyle ilgili suçlardan dolayı yüce divanda yargılanmalarını gerektiren bir durumun varlığının tespiti için yasama organınca gerçekleştirilen soruşturmadır.
(ÜNİTE SONU ÖZET)
*1982 anayasasına göre TBMM’nin oluşumunu açıklama
TBMM 4 yıllık bir görev süreci için seçilir ve genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşur. 25 yaşını dolduran her yurttaşın seçimlerde aday olma hakkı bulunmakla birlikte belli koşullara sahip olmayanlar milletvekili seçilemezler.Milletvekili seçilemeyecek olanlar anayasanın 76/I. Maddesinde sayılmıştır.Milletvekili seçimine ilişkin olarak kabul edilen seçim sistemi bir orantılı temsil usulü olan d’hondt sistemidir.1982 anayasası döneminde bu seçim sistemi %10 ulusal baraj öngörülmek suretiyle uygulanmaktadır.

*Milletvekillerinin hukuki konumlarını belirlemek
Anayasanın 80 ila 86. Maddeleri TBMM üyelerinin hukuki konumlarına ilişkin düzenlemeleri içermektedir.Bu çerçevede temsil ilişkisi,göreve başlama,üyelikle bağdaşmayan işler, yasama bağışıklıkları,, milletvekilliğinin düşmesi ve milletvekillerinin mali konumları anayasal olarak düzenlenmiştir. 1982 anayasası milletvekillerinin bütün milletin temsilcisi olacaklarını öngörmektedir. Seçilen milletvekillerinin göreve başlamaları ise anayasanın 81. maddesine uygun olarak yapacakları ant içme ile mümkün olabilmektedir. Milletvekillerinin yasama görevlerini yerine getirirken farklı iktidar odaklarının etkisi altına girmemesi ve yönlendirmesi ile karşılaşmaması için düşünülen bu kurum ile özellikle yürütme erkine ve iş çevrelerine karşı yasama organının bağımsızlığının sağlanması amaçlanmıştır.Temel amacı yasama organı üyelerinin görevlerini herhangi bir zorluk baskı altında kalmadan serbestçe yapabilmelerini sağlamak olan yasama bağışıkları milletvekillerinin görevlerini gereği gibi gerçekleştirebilmesi sırasında başlatılabilecek adli takiplerin yaratacağı kesintileri engellemeye yöneliktir.1982 anayasasının 83. maddesinde yasama dokunulmazlığı başlığı altında düzenlenen yasama bağışıkları hem yasama sorumsuzluğu hem de yasama dokunulmazlığı kavramlarına yer vermektedir.

*Yasama organının içyapısını ve çalışma sistemini anlatma
TBMM; başkanlık divanı, siyasi parti grupları, yasama komisyonları ve danışma kurulu olmak üzere 4 kısımdan oluşur. Anayasanın 94. maddesi başkanlık divanını düzenler.Buna göre divan, meclis üyeleri arasından seçilen TBMM başkanı, başkanvekilleri, katip üyeler ve idare amirlerinden oluşur.Meclis çalışmalarına grup oluşturulabilmesi için en az 20 milletvekiline sahip olması gerekir.Anayasa ve içtüzük siyasi parti gruplarına çeşitli yetki ve görevler tanımış olmakla birlikte 3 hususta grupların karar alamayacağını öngörmüştür.Yasama dokunulmazlığının kaldırılması, meclis soruşturması konularında görüşme yapması ve karar alması yasaklanan gruplar aynı zamanda meclis başkanlığı seçimlerinde aday da gösteremez.Her yıl ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanan TBMM, bir yasama yılı içinde en fazla 3 ay tatil yapabilmektedir.Meclis ara verme ya da tatil esnasında cumhurbaşkanınca doğrudan ya da bakanlar kurulunun istemi üzerine toplantıya çağırılabilir. Meclisi bu biçimde toplantıya çağırabilme yetkisi sadece cumhurbaşkanına ait değildir. Meclis başkanı da doğrudan ya da meclis üye tam sayısı itibariyle milletvekillerinin en az 5/1 inin istemi üzerine meclisi toplantıya çağırabilir.Bu biçimde ara vermeden ya da tatilden çağırılan TBMM öncelikle bu olağanüstü toplantıyı gerektiren konuyu görüşmek zorunluluğundadır.Aksi halde tekrar ara verme veya tatile devam edilemeyecektir.
*Yasama organının görev ve yetkilerini sıralama
Görev ve yetkiler bakımından dünyadaki bütün temsili siyasal sistemlerin yasama organlarının 3 ana işlevi bulunmaktadır.Kanun yapma,hükümeti denetleme ve devlet bütçesini kabul etme olarak özetlenen bu faaliyetler 1982 anayasasıyla da öngörülmüş ve anayasanın 87. Maddesi okunduğunda TBMM’nin görev ve yetkileri genel olarak düzenlenmiştir.Kural koyma ve hükümetin sunduğu bütçe tasarısını kabul etme dışında öne çıkan bir diğer yasama fonksiyonu yürütmenin denetlenmesidir. Cumhurbaşkanının vatana ihanet olarak tanımlanan suç dışında sorumluluğunun anayasa tarafından kabul edilmemesi bu denetim işlevinin ağırlıklı olarak bakanlar kuruluna yönelik olmasını gerektirmiştir.Bu çerçevede 98.–100 . maddeler arasında öngörülen soru,meclis araştırması, genel görüşme, gensoru ve meclis soruşturması araçlarıyla bu denetimin gerçekleştirileceği düzenlenmiştir. TBMM’nin kural koyma, denetim yapma ve bütçe hazırlama işlevlerine ilişkin yetki ve görevlerinin dışında anayasanın çeşitli maddelerinde dağıtılmış olarak bulunan farklı yetki ve görevleri de bulunur.
ÜNİTE:7
*Yürütme organının yapısı; Yasama erkinin koyduğu kuralları uygulayan ve oluşan hukuk düzenini işleten yürütme erkinin yapısal biçimlenişidir.
-ABD başkanlık sisteminde olduğu gibi başkanlık sistemleri yürütme organının sadece başkan tarafından temsil edildiği ilk kategoriye girmektedir.
-Almanya, İsrail, İtalya, Yunanistan ve 2007 öncesi Türkiye gibi parlamenter sistemin uygulandığı ülkelerde bu seçimi özel olarak toplanan bir kurul ya da yasama organı yapmaktadır.
-Avusturya, Portekiz, Fransa, Finlandiya gibi yarı başkanlık sistemi örneklerinde devlet başkanını seçme yetkisi halka verilmiştir.
*Cumhurbaşkanının Seçimi; En az 40 yaşını doldurmuş, yükseköğrenim yapmış, TBMM üyeleri ya da milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk yurttaşları, halkın yapacağı cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olabilir.
-Seçilen cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır.
*Cumhurbaşkanının hukuksal ve siyasal konumu; Devlet başkanı olarak Türkiye Cumhuriyetini ve Türk milletinin birliğini temsil etme görevine sahip olan cumhurbaşkanı aynı zamanda anayasanın uygulanmasını ve devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekle yükümlüdür.
-Cumhurbaşkanının konumuna ilişkin olarak ifade edebileceğimiz bir diğer konu vekalet kurumuna ilişkindir.1982 anayasası Cumhurbaşkanının görevinden ayrılması durumunda kendisine TBMM başkanının vekalet edeceğini öngörür.
-Hastalık ve yurt dışına çıkma gibi nedenler söz konusu olduğunda cumhurbaşkanı yeniden görev başına dönünceye kadar ölüm, çekilme veya başka bir nedenle cumhurbaşkanlığı makamının sürekli olarak boşalması durumunda ise yeni cumhurbaşkanı seçilinceye kadar vekalet söz konusu olacaktır.
*Cumhurbaşkanının görev ve yetkileri
1)YASAMA İLE İLGİLİ OLANLAR
*Yasama yılının ilk günü TBMM'de açılış konuşması yapmak
*Toplanık halde bulunmayan TBMM'yi toplantıya çağırmak
*Kanunları yayımlamak
*Kanunları bir kez daha görüşmek üzere TBMM'ye geri göndermek
*Anayasa değişikliği kanunlarını gerekli gördüğü takdirde halk oyuna sunmak
*TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek
*Belli yasama işlemleri hakkında anayasaya uygunluk denetimi yapabilmesi için anayasa mahkemesinde iptal davası açmak
2)YÜRÜTMEYLE İLGİLİ OLANLAR
*Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek
*Başbakanın önerisi üzerine bakanları atamak ve görevden almak
*Bakanlar kuruluna başkanlık etmek ya da bakanlar kurulunu başkanlığında toplantıya çağırmak
*Yabancı devletlere Türkiye Cumhuriyeti'nin temsilcilerini göndermek ve yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek
*Milletlerarası antlaşmaları onaylamak ve yayımlamak
*TBMM adına TSK'nin başkomutanlığını temsil etmek, TSK'nin kullanılmasına karar vermek
*Genelkurmay başkanını atamak
*MGK'yi toplantıya çağırmak ve kurula başkanlık etmek
*Sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve KHK çıkarmak
*Kararnameleri imzalamak
*Sürekli hastalık,sakatlık ve kocama nedenleriyle belirli kişilerin cezalarını hafifletmek yada kaldırmak
*Devlet denetleme kurulu üyelerini ve başkanını atamak, kurulda araştırma ve denetleme yapmak
*YÖK üyelerini seçmek
*Üniversite rektörlerini seçmek
3)YARGIYLA İLGİLİ OLANLAR
*Anayasa mahkemesi üyelerini seçmek
*Danıştay üyelerinin 4/1 ini seçmek
*Yargıtay cumhuriyet başsavcısı ve başsavcı vekilini seçmek
*Askeri yargıtay ve AYİM üyelerini seçmek
*HSYK üyelerini seçmek
-BAKANLAR KURULUNUN YAPISI VE KURULUŞU;İkili yürütme yapısının ikinci ayağını oluşturan Bakanlar Kurulu başbakan ve bakanlardan meydana gelir.
*Bakanlar kurulunun oluşum süreci cumhurbaşkanının yapmış olduğu görevlendirmeyle başlar.
-Bakanlar kurulunun görev ve sorumlulukları; Bakanların TBMM'ye karşı kişisel ve kolektif olmak üzere 2 tür sorumluluğu bulunur.
-Kişisel sorumlulukları; Kendi yetkileri içindeki işlerden ve emrindeki kişilerin eylem ve işlemlerinden kaynaklanır.
-Kolektif sorumlulukları;Hükümetin genel siyasetiyle ilgilidir.
-Meclis kararıyla yüce divana sevk edilen bakan düşerken başbakanın sevki halinde hükümet istifa etmiş sayılır.
-Herhangi bir nedenle boşalan bakanlığa en geç 10 gün içinde atama yapılması gerekir.
-TBMM seçimlerinden önce adalet,içişleri ve ulaştırma bakanları çekilir ve yerlerine başbakan tarafından meclis içinden yada dışarıdan bağımsızlar atanır.
*TÜRKİYENİN HÜKÜMET SİSTEMİ; 1982 anayasası ilk hali itibariyle yasama ve yürütme ilişkileri bakımından parlamenter bir hükümet sistemi öngörmüştür.
*Cumhurbaşkanının seçimini TBMM yaparken hükümetin görevine devam edebilmesi için meclisin güvenoyuna bağlı kılınmıştır.
-OLAĞANÜSTÜ YÖNETİM USÜLLERİ;Devletin sınırlandırılması ve sorumluluğu serbest seçimler,güçler ayrılığı,hukuk devleti ilkesi,insan haklarının korunması gibi araçlarla sağlanır.
-Olağanüstü yönetim usulü;Devletin olağan hukuk kuralları ve uygulamaları ile başa çıkmasına olanak bulunmayan, afet, ayaklanma, iç savaş, savaş gibi ulusun yada devletin varlığına ve geleceğine yönelik tehlike ve tehdit oluşturan olağan dışı bir durumla karşılaşması halinde bunu ortadan kaldırabilmek için başvurduğu istisnai yönetim biçimidir.
-Olağanüstü yönetim usullerinin özellikleri arasında bunların geçici ve istisnai olması, yürütme organına ve idareye olağan dönemlerden daha geniş düzenleme ve takdir yetkisi tanınması, temel hak ve özgürlüklerin olağan dönemlerden daha geniş biçimde sınırlanması sayılabilir.
-1982 anayasası olağanüstü yönetim usullerini iki başlık altında düzenlemiştir.Bunlardan birincisi olağanüstü haller, ikincisi ise sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halidir.
-1982 anayasasına göre olağanüstü hal iki farklı nedenden birine dayanılarak ilan edilebilir.Bunlar tabii afet ve ağır ekonomik bunalım ile şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasıdır.Bu nedenlerden birinin olması durumunda cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu olağanüstü hal ilan edebilir.
*Bakanlar kurulunun olağanüstü hal ilan etmeden önce milli güvenlik kurulunun görüşünü alması gerekir.
-Olağanüstü hal ilanının süresi 6 ayı geçemez.Olağanüstü hal ilanına ilişkin karar resmi gazetede yayımlanır ve hemen TBMM'nin onayına sunulur.
*Olağanüstü hal ilanını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması, savaş hali, savaşı getirecek bir durumun baş göstermesi, ayaklanma çıkması, vatan veya cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması durumunda da ilan edilebilir.
-Sıkıyönetim her defasında ayı aşmamak üzere uzatılması meclisin kararına bağlıdır ancak savaş hallerinde bu süre aranmaz.
(ÜNİTE SONU ÖZET)
*Yürütme organının yapısını genel olarak açıklama
Yasamanın koyduğu kuralları uygulayan ve hukuk düzenini işleten yürütmenin yapısı ülkeden ülkeye farklılık gösterir. Anayasal bir zemine oturtulan bu yapılanma yasama organı ile birlikte o ülkenin hükümet sistemi hakkında bilgi verir. Yürütmenin yapısal farklılığını ve hükümet sistemlerini dikkate alarak ikili bir ayrım yapılabilir. Buna göre başkanlık ve meclis hükümet sistemlerinde tekçi(monist) bir yürütme organı şekillenirken parlamenter ve yarı-başkanlık sistemlerinin yürütme organları ikinci(düalist) bir özellik gösterir.
*Cumhurbaşkanının seçim usulünü anlatabilme ve siyasal konumunu saptama
Anayasaya göre en az 40 yaşını doldurmuş yükseköğrenim yapmış TBMM üyeleri ya da milletvekili seçilme yeterliliğine sahip Türk yurttaşları halkın yapacağı cumhurbaşkanlığı seçiminde aday olabilir. Seçilen cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıl olup en fazla 2 kere seçilebilir.Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti’ni ve Türk milletinin birliğini temsil etme görevine sahiptir ve aynı zamanda anayasanın uygulanmasını ve devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetmekle yükümlüdür. Cumhurbaşkanının yetkileri hayli geniştir.Bu yetkilerden bazıları şunlardır; kanunları bir kez daha görüşmek üzere TBMM’ye geri göndermek, anayasa değişikliği kanunlarını gerekli gördüğü takdirde halk oyuna sunmak, anayasa mahkemesinde iptal davası açmak, TSK’nin kullanılmasına karar vermek, genelkurmay başkanını atamak, MGK’yi toplantıya çağırmak, YÖK üyelerini seçmek, üniversite rektörlerini seçmek,anayasa mahkemesi üyelerini seçmek, Danıştay üyelerinin 4/1’ini seçmek, Yargıtay cumhuriyet başsavcısı ve başsavcı vekilini seçmek, askeri Yargıtay ve AYİM üyelerini seçmek ve HSYK üyelerini seçmek
*Bakanlar kurulunun yapısını kuruluşunu görev ve sorumluluğunu açıklama
Bakanlar kurulu, başbakan ve bakanlardan meydana gelir.Başbakan cumhurbaşkanınca atanır ve belirlediği bakanlar kurulunu cumhurbaşkanının onayına sunar.Hükümetin bu şekilde kurulmasının aksine bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatı kanunla düzenlenmektedir. Bakanlar kurulu sahip olduğu yetki ve görevler dikkate alındığında asıl icra organı olarak faaliyet göstermektedir. Bakanlar kurulu içinde kurulun başkanı konumundaki başbakanın hem hukuki hem de siyasi olarak önemli bir ağırlığı bulunur. Başbakan bakanlar kurulunun başı olarak bakanlıklar arasındaki işbirliğini sağlamakta ve hükümetin genel siyasetinin yürütülmesini gözetir. Bakanların TBMM’ye karşı kişisel ve kolektif olmak üzere 2 tür sorumlulukları bulunur.
*Anayasanın öngördüğü hükümet sistemini belirleme
1982 anayasası ilk hali itibariyle yasama ve yürütme ilişkileri bakımından parlamenter bir hükümet sistemi öngörmüştür. Anayasal şema dikkate alındığında her ikisi de yasama organından kaynaklanan ikili bir yürütme organı kurgulanmıştır. Buna göre cumhurbaşkanının seçimini TBMM yaparken hükümetin görevine devam edebilmesi meclisin güvenoyuna bağlı kılınmıştır. Ayrıca 105. maddede düzenlendiği üzere cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlerin dışındaki bütün işlemleri için başbakanın ve ilgili bakanın karşı imzası öngörülmek suretiyle sorumlu icra makamının hükümet olduğu vurgusu da yapılmıştır. Keza, cumhurbaşkanının vatana ihanet gerekçesi dışında siyasal açıdan sorumsuzluğu kabul edilmiştir.Böylece 1982 anayasasıyla bir parlamenter sistemin temel esasları düzenlenmiş olsa da cumhurbaşkanının çok kapsamlı ve etkili yetkilerle donatılması klasik parlamentarizmin dışına çıkıldığının bir göstergesidir.2007 yılında yapılan 5678 sayılı anayasa değişikliği kanunuyla cumhurbaşkanının seçim usulü değiştirilmiş olup bu radikal farklılaşma hükümet sistemini de önemli ölçüde etkilemiştir.2007 değişikliği ile yapısal olarak bir yarı-başkanlık sisteminin kurulduğunu söylemek mümkün olmakla beraber Fransa modeli bir hükümet modeline ulaşılması daha fazla anayasal yetkinin cumhurbaşkanına aktarılmasına bağlıdır.
*Olağanüstü yönetim usullerini birbiriyle karşılaştırma
Olağanüstü yönetim usulü devletin olağan hukuk kuralları ve uygulamaları ile başa çıkmasına olanak bulunmayan afet, ayaklanma, iç savaş, savaş gibi ulusun ya da devletin varlığına ve geleceğine yönelik tehlike ve tehdit oluşturan olağandışı bir durumla karşılaşması halinde bunu ortadan kaldırabilmek için başvurduğu istisnai yönetim biçimidir.Demokratik bir rejimde olağanüstü yönetim usulleri keyfi yönetimler değildir.O nedenle bu yönetimler günümüz demokrasilerinde anayasa ve yasalar tarafından düzenlenir ve hukuk içinde yer alır.Olağanüstü yönetim usullerinin özellikleri arasında bunların geçici ve istisnai olması yürütme organına ve idareye olağan dönemlerden daha geniş düzenleme ve takdir yetkisi tanıması temel hak ve özgürlüklerin olağan dönemlerden daha geniş biçimde sınırlanması sayılabilir.1982 anayasası olağanüstü yönetim usullerini iki ana başlık altında düzenlemiştir.Bunlardan birincisi olağanüstü haller, ikincisi ise sıkıyönetim, seferberlik ve savaş halidir.1982 anayasasına göre olağanüstü hal iki farklı nedenden birine dayanılarak ilan edilebilir. Bunlar tabii afet ve ağır ekonomik bunalım ile şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulmasıdır.
Bu nedenlerden birinin baş göstermesi durumunda cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu olağanüstü hal ilan edilebilir.Ancak olağanüstü hal ilanı şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması nedenine dayanıyorsa bakanlar kurulunun olağanüstü hal ilan etmeden önce mili güvenlik kurulunun görüşü bakanlar kurulu için bağlayıcı değildir.Olağanüstü hal bütün ülkede ya da belirli bir ya da birden fazla bölgede ilan edilebilir.Olağanüstü hal ilanının süresi 6 ayı geçemez.Olağanüstü hal ilanına ilişkin karar resmi gazetede yayımlanır ve hemen TBMM’nin onayına sunulur.Meclis tatilde ise derhal toplantıya çağırılır.TBMM, olağanüstü hal süresini değiştirebilir, bakanlar kurulunun istemi üzerine her defasında 4 ayı geçmemek üzere süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir.
ÜNİTE:8
*YARGI İŞLEVİNİN ANLAMI; Erkler ayrılığının genel esasları içinde yasama organı kural koyma işlevini yerine getiren yürütme organı da asıl olarak yapılan hukuksal düzenlemeleri hayata geçirme ya da bir diğer deyişle yürütme işini gerçekleştirmektedir.
-Yargı organı hukuksal düzenin dışına çıkılması ya da bunun ihlal edilmesi durumunda ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözme işini üstlenmiştir.Bu işlev kanunla oluşturulan mahkemeler eliyle yerine getirilir.
-Yargı işlevi içerik ve biçimsel ölçütlere göre değerlendirilir.
*içerik bakımından yargı işlevinin 3 unsuru bulunur.
1)Ortada bir hukuki uyuşmazlığın ve bundan kaynaklanan bir hukuka aykırılığın var olması
2)Söz konusu uyuşmazlığın yargı organı tarafından saptanması
3)Mevcut hukuka aykırılığı giderecek bir yaptırım uygulanması ve böylece hukuksal düzenin yeniden tesis edilmesi
-Yargı işlevi, bağımsız yargı makamlarının hukuki uyuşmazlıkları ve hukuka aykırılık savlarını verdikleri kesin hükümlerle çözme ve karara bağlama faaliyetidir.
*KESİN HÜKÜM;Yargı makamlarının hukuki uyuşmazlıkları aksi ispat edilemeyecek tarzda çözen karar.
-Yargı Bağımsızlığı Kavramı;Hakimin bağımsızlığı anlamına gelen yargı bağımsızlığı, yargıcın önüne gelen bir davayı herhangi bir baskı altında kalmadan görüp karara bağlamasını ifade eder.
*YARGI BAĞIMSIZLIĞI; Hakimlerin kararlarını verirken her açıdan özgür olmaları, hiç bir baskı ve etki altında kalmadan hareket etmeleridir.
-Hakimin bağımsızlığının sağlanması noktasında öne çıkan kavramlardan biri de hakimin nesnelliğidir.
*NESNELLİK; Hakimlerin görevini yerine getirirken sahip oldukları siyasal, toplumsal, dinsel, geleneksel ve ahlaki düşünce ve inanışlardan sıyrılmaları ve uzaklaşmalarını gerektirmektedir.
*HAKİMLİK GÜVENCESİ;Hakimlerin görevlerini her türlü baskıdan uzak biçimde tam bir güven ve yansızlık ortamından gerçekleştirebilmeleri için öngörülen kurallar ve önlemler bütünüdür.
*Hakim ve savcıların güvenceleri
-Hakimler ve savcılar azlolunamazlar
-Hakimler ve savcılar kendileri istemedikçe anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamazlar
-Bir mahkemenin yada kadronun kaldırılması nedeniyle de olsa aylık ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamazlar
-Bağımsızlığın sağlanması için öngörülen en önemli güvence hakimler ve savcılar kuruludur.
*HSK'nın başkanı adalet bakanı, bakanlık müsteşarı kurulun doğal üyesidir.
-YARGI KOLU KAVRAMI VE ANAYASADA DÜZENLENEN TÜRLERİ
*Yargı kolu;Kararları son inceleme mercii olarak aynı yüksek mahkemede temyiz edilen mahkemelerin oluşturduğu düzen biçiminde tanımlanır.
*1982 anayasasının üçüncü bölümünde düzenlenen yargı organına ilişkin olarak yargı kollarının üst derece mahkemeleri öngörülmüştür.Buna göre; anayasa mahkemesi, yargıtay, danıştay,askeri yargıtay, askeri yüksek idare mahkemesi ve uyuşmazlık mahkemesidir.
-Sayıştay;Merkezi yönetim bütçesi kapsamındaki kamu idareleri ile sosyal güvenlik kurumlarının bütün gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetleyen sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlayan ve kanunlarla verilen inceleme, denetleme ve hükme bağlama işlerini yerine getiren anayasa mercisidir.
*Anayasa yargısı; Anayasa ile kanunlar arasındaki hiyerarşik ilişkinin doğal sonucu olarak ortaya çıkan anayasa yargısı, kanunların kendisine kaynaklık eden anayasaya aykırı olup olmadığının denetlendiği yargı kolunu ifade eder.
-Anayasa mahkemesi, anayasa yargısını işleten yüksek mahkeme olarak öngörmüştür.Buna göre mahkeme 17 üyeden oluşur, bu üyelerin üçünü TBMM, diğer 14 ünü ise cumhurbaşkanı seçer.
-Anayasa mahkemesi üyelerinin görev süresi 12 yıl olup ikinci kez seçilmeleri mümkün değildir.Mahkeme üyeleri 65 yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar.
*Adli yargı;Olağan ve genel yargı kolu olan adli yargı diğer yargı kollarının görevine girmeyen davalara bakmaktadır.Adli yargı ilk derece mahkemeleri ve üst derece mahkemeleri olmak üzere 2 ye ayrılır.
-İlk derece mahkemeleri de hukuk ve ceza mahkemeleri olmak üzere 2 ye ayrılır.
*Hukuk mahkemeleri; Sulh ve asliye hukuk,ticaret, aile,tüketici,kadastro,iş,fikri ve sınai haklar mahkemeleridir.
*Ceza mahkemeleri; Sulh,asliye ve ağır ceza mahkemeleridir.
-Yargıtay, adliye mahkemelerince verilen kanunla başka adli yargı mercilerinin görev ve yetki alanına bırakılmayan karar ve hükümlerin son inceleme mercii olarak çalışır.
*İdari yargı;İdari işlem ve eylemlerinden kaynaklanan uyuşmazlıkların ayrı bir yargı düzenindeki mahkemelerce çözümlenmesi sistemini ifade eder.
-İdare ve vergi mahkemeleri ilk derece mahkemesi, bölge idare mahkemeleri ise itiraz merci olarak öngörülmüştür.
-Danıştay idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı makamına bırakılmadığı karar ve hükümlerinin son inceleme mercidir.
*Askeri yargı;Askeri yargıtay ceza yargılamasının yüksek mahkemesi olup askeri mahkemeler ve disiplin mahkemeleri bu yargı kolunun alt derece mahkemeleridir.
-Askeri yargıtay, askeri mahkemelerin karar ve hükümlerinin son inceleme mercidir.
*Uyuşmazlık yargısı;Farklı yargı kollarındaki mahkemelerin arasında çıkan uyuşmazlıkları çözmek üzere kurulmuştur.
-Uyuşmazlık mahkemesi adli,idari ve askeri yargı makamları arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını sonlandırmakla yetkilidir.
-Mahkemenin başkanlığını anayasa mahkemesince kendi üyeleri arasından seçtikleri üye yapar.
*TÜRK ANAYASA MAHKEMESİNİN GÖREV VE YETKİLERİ
-Anayasa mahkemesi kanunların,kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM içtüzüğünün anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetleme yetkisine sahiptir.
-Anayasa mahkemesi bireysel başvuruları kabul etme yetkisiyle donatılmıştır.
-Anayasa mahkemesi yüce divan sıfatıyla yargılama yetkisine sahiptir.
-Siyasi partilerin kapatılması davalarına bakar ve mali denetimlerini gerçekleştirir.
-Meclis kararıyla milletvekili sıfatlarının düşürülmesi ile milletvekili dokunulmazlığının kaldırılması işlemlerinin anayasaya uygunluk denetimini yapar.
-Uyuşmazlık mahkemesinin başkanını kendi üyeleri arasından seçer.
*1982 anayasası normların anayasaya uygunluk denetimine ilişkin olarak iptal davası ve itiraz yolu olmak üzere 2 başvuru imkanı öngörmüştür.
1)İptal davası (soyut norm denetimi); Anayasa değişikliği kanunları dahil olmak üzere bütün kanunlar için şekil gerekçesiyle dava açma yetkisi sadece cumhurbaşkanına veya TBMM üyelerinin üye tam sayısının en az 5/1 ine tanınmıştır.
2)İtiraz yolu(somut norm denetimi); İtiraz yoluna konu olan işlemler sadece kanunlar ve kanun hükmünde kararnamelerdir.
*İtiraz yolunun işletilebilmesi için bazı koşullar gerekir;
-Görülmekte olan bir dava olmalıdır.
-Bu davalara bakan bir mahkeme bulunmalıdır.
-Davada uyuşmazlığın çözümü için uygulanacak kanun yada KHK niteliğinde bir norm bulunmalıdır.
-Mahkeme hakimin uygulanacak normu anayasaya aykırılık bulması yada dava taraflarının anayasaya aykırılık iddiasını ciddi görmesi gerekir.
*Anayasa mahkemesi ilk derece mahkemesinin anayasaya aykırılık iddiasıyla kendisine başvurması üzerine işin kendisine gelişinden itibaren 5 ay içinde kararını verip açıklamak zorundadır.
-ANAYASA MAHKEMESİNİN KARARLARININ NİTELİĞİ
-Kararları kesindir.
-İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
-İptal kararı ile anayasa mahkemesi kanun koyucu gibi hareket edemez ve yeni bir uygulamaya yol açacak biçimde hüküm tesis edemez.
-Kanun,KHK,TBMM içtüzüğü ya da ilgili hükümleri kendilerine ilişkin iptal kararlarının resmi gazetede yayımlandığı tarihten itibaren yürürlükten kalkarlar.
-İptal kararları geriye yürümez.
-Anayasa mahkemesi kararları resmi gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme,yargı organlarını,idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar.
(ÜNİTE SONU ÖZET)
*Yargı işlevini açıklama
Devletin 3 temel işlevinden birini meydana getiren yargı organının faaliyet alanının ve işlemlerinin belirginleştirilmesi onun gördüğü işlevin ne anlama geldiğini de göstermektedir.Buna göre erkler ayrılığının genel esasları içinde yasama organı kural koyma işlevini yerine getirirken yürütme organı da asıl olarak yapılan hukuksal düzenlemeleri hayata geçirme ya da bir diğer deyişle yürütme işini gerçekleştirmektedir.Yargı organı ise hukuksal düzenin dışına çıkılması ya da unun ihlal edilmesi durumunda ortaya çıkan uyuşmazlıkları çözme işlevini üstlenmiştir.Bu işlev kanunla oluşturulan mahkemeler eliyle yerine getirilmektedir.

*Yargı bağımsızlığı kavramının en temel unsurlarını sıralama
Hakimin bağımsızlığı anlamına gelen yargı bağımsızlığı yargıcın önüne gelen bir davayı herhangi bir baskı altında kalmaksızın görüp karara bağlanmasını ifade etmektedir.Yargı bağımsızlığı kavramının 2 ana unsuru bulunmaktadır.Bunlardan ilkini hakim bağımsızlığı oluştururken diğerini hakimlik güvencesi meydana getirir.Dolayısıyla yargı bağımsızlığının anlaşılabilmesi için bu iki unsurun birbirinden soyutlanmaması gerekir.Çünkü hakimlik güvenceleri onlardan yararlanacak olan hakimlerin bağımsızlığını somutlaştıran önlemler demetini bağımsızlık ise bunun sonucunda ulaşılmak istenen amacı meydana getirmektedir.

*Türkiye’deki yargı kollarını birbiriyle karşılaştırma
Yargı kolu kararları, son inceleme merci olarak aynı yüksek mahkemede temyiz edilen mahkemelerin oluşturduğu düzen biçiminde tanımlanır.Tanımın bir unsurunu meydana getiren yüksek mahkeme kavramı ise kesin hüküm verme yetkisini haiz olan ve başka bir mahkemeye bulunmayan yargı makamını ifade eder.Yüksek mahkemeler aynı zamanda yargı kolunu da temsil etmektedir.
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 16:00

1876 ANAYASASI
1-Osmanlı İmparatorluğu'nun ilk ve tek anayasasıdır.
2-İki meclisli bir anayasadır.
3-Heyeti Ayan üyelerini Padişah seçer.
4-Meclisi feshetme yetkisi Padişaha aittir.
5–1908 yılında 2.Meşrutiyet'in ilanıyla yeniden anayasa ilan edilmiştir. 1909'da da bu anayasa da değişikliğe uğramıştır.
1921 ANAYASASI (TEŞKİLAT-I ESASİYE)
1-Yasama, yürütme ve yargı güçleri TBMM'de toplanmıştır. (Güçler birliği)
2-Milli egemenlik ilkesinin kabul edildiği ilk anayasadır.
3-Türk tarihinin en kısa süreli anayasasıdır.
4-TBMM Başkanı aynı zamanda Devlet Başkanı'dır.
5-İlk ve tek yumuşak (kolay değiştirilebilir) anayasadır.
6-Kuvvetler birliği ilkesini benimsemiştir.
1923 DEĞİŞİKLİKLERİ
1-Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu açıkça belirtilmiştir.
2-Devletin dininin İslam, resmi dilinin Türkçe olduğu belirtilmiştir.
3-Cumhurbaşkanı, TBMM tarafından ve Başbakan, Cumhurbaşkanı tarafından atanacaktır.
1924 ANAYASASI
1-Kısa, sabit, sağlam yapılı ve kendi içinde tutarlı bir anayasadır.
2-Devlet şeklinin Cumhuriyet olduğu belirtilmiştir.
3-Meclis üstünlüğü benimsenmiştir.
4-Güçler birliği ilkesi benimsenmiştir.
5-Meclis hükümeti sistemi ile parlamenter hükümeti sistemi arasında karma bir hükümet benimsenmiştir.
6-1928 de devletin dini İslam dır ibaresi kaldırılmıştır.
7-1937'de Atatürk ilkeleri anayasaya girmiş ve laiklik ilkesi benimsenmiştir.
1961 ANAYASASI
1-İki meclisli parlamento ( millet meclisi ve Cumhuriyet Senatosu) sistemini kabul etmiştir.
2-Hukuk devleti ilkesi benimsenmiştir.
3-Sosyal Devlet anlayışı benimsenmiştir.
4-Seçimlerin; serbest, eşit, gizli, tek dereceli genel oy ilkelerine göre yapılacağı belirtilmiştir.
5-Çoğunlukçu demokrasi anlayışından çoğulcu demokrasi anlayışına geçildi.
6-Temel hak ve hürriyetlerle ilgili geniş düzenlemelere yer verilmiştir. Temel hak ve hürriyetlerin hangi hallerde sınırlandırılacağı belirtilmiştir.
7. Üniversitelere TRT'ye özerk statü tanındı.
8. Anayasa mahkemesi kuruldu
9. DPT Kuruldu
10. Milli Birlik komitesi kuruldu
1982 ANAYASASI 1982 Anayasasının nitelikleri:
1-Atatürk milliyetçiliği
2-Demokratik devlet
3-Laik devlet
4-Sosyal devlet
5-Hukuk devleti
6-İnsan haklarına saygılı
—Yürütme organı güçlendirildi
—Kuvvetler ayrılığı ilkesi benimsendi
—Ayrıntılı düzenleme var
—Mecliste karar almak kolay
—Katılımcı demokrasi var
—Diyanet işleri başkanlığı kuruldu
T. C. ANAYASASI
Kuvvetler Ayrımı: Devlet organları arasında üstünlük anlamına gelmeyip; devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret olması ve bununla sınırlı medeni işbölümü-işbirliğinin bulunması; üstünlüğün ancak Anayasa ve kanunlarda bulunmasıdır.
— 1982 Anayasasında 177 madde bulunmaktadır.
— 16 geçici madde vardır. Toplam 193 madde 7 kısımdan oluşmaktadır.
— Başlangıç kısmı anayasa metnine dâhildir.
1. KISIM Genel Esaslar M.1-Devletin Şekli:
Türkiye Devleti bir cumhuriyettir.
M.2-Cumhuriyetin Nitelikleri:
Türkiye Cumhuriyeti; Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik ve sosyal bir hukuk Devletidir.
M.3-Devletin Bütünlüğü, Resmi Dili, Bayrağı, Milli Marşı ve Başkenti:
Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
Bayrağı, şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.
Milli marşı, ''İstiklal Marşı'dır.
Başkenti Ankara'dır.
1982 ANAYASASINDAKİ DEĞİŞTİRİLEMEYECEK HÜKÜMLER
1-Milli marşı İstiklal Marşı'dır.
2-Başkenti Ankara'dır.
3-Bayrağı ay yıldızlı bayraktır.
4-Türkiye; devleti ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
5-Dili Türkçedir.
6-Türkiye devleti bir cumhuriyettir.
M.6.Egemenlik:
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Türk milleti egemenliğini yetkili organ eliyle kullanır.
M.7-Yasama:
Yasama yetkisi, Türk milleti adına TBMM'nindir. Bu yetki devredilemez.
M.8-Yürütme:
Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'na aittir.
M.9-Yargı:
Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.
M.11-Anayasanın Bağlayıcılığı ve Üstünlüğü:
Anayasa hükümleri yasama yürütme yargı organlarını idari makamları ve diğer kuruluş ve kişileri bağlar. Kanunlar Anayasaya aykırı olamazlar.

Temel hak ve hürriyetlerin nitelikleri:
1.Dokunulmaz
2.Devredilmez
3.Vazgeçilmez
M.13-Temel Hak ve Hürriyetlerin Sınırlanması:
—Temel hak ve hürriyetler, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, genel ahlak ve sağlığın korunması amacıyla anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak ancak KANUNLA sınırlandırılabilir.
—Temel hak ve hürriyetlerle ilgili sınırlama demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olamaz öngörüldüğü amaç dışı kullanılamaz
— Suç ve ceza geçmişe yürütülemez suçluluğu mahkeme kararıyla saptanana dek kimse suçlu sayılmaz
—Yabancıların temel hak ve özgürlükleri milletlerarası hukuka uygun kanunla sınırlanabilir.
—Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması:

1-Savaş Bu durumlarda temel hak ve
2-Seferberlik hürriyetlerin kullanılması kısmen.
3-Sıkıyönetim veya tamamen durdurulabilir
4-Olağanüstü hal
Ancak bu dört durumda bile:
1-Kişinin yasam hakkına maddi ve manevi varlığının bütününe dokunulamaz.
2.- Kimse din, vicdan, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz.
TEMEL HAK VE HÜRRİYETLERİN SINIFLANDIRILMASI KİŞİNİN HAK VE ÖDEVLERİ:
1-Kişinin maddi ve manevi varlığının dokunulmazlığı
2-Zorla çalıştırma yasağı
3-Kişi hürriyeti ve güvenliği
4-Özel hayatın gizliliği
5-Konut dokunulmazlığı
6-Haberleşme hürriyeti
7-Yerleşme ve seyahat hürriyeti
8-Din ve vicdan hürriyeti
9-Düşünce ve kanaat hürriyeti
10-Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti
11-Bilim ve sanat hürriyeti
12-Basın hürriyeti, Süreli ve süresiz yayın hakkı, Basın araçlarının korunması, Kamu tüzel kişilerinin elindeki basın dışı kitle haberleşme araçlarından yararlanma hakkı
13-Düzeltme ve cevap hakkı
14-Dernek kurma hürriyeti, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı
15-Mülkiyet hakkı
16-Hak arama hürriyeti, Kanuni hâkim güvencesi, Suç ve cezalara ilişkin düzenleme, İspat hakkı
17-Temel hak ve hürriyetlerin korunması
—Zorla çalıştırılma yasağında hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Ancak hükümlülük, tutukluluk ve olağanüstü hallerde vatandaşlık ödevinden kaynaklanan çalışmalar istisnadır.
—Herkes kişi hürriyeti ve güvenliğine sahiptir Hâkim kararı olmadan yakalama, ancak suçüstü ve gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yapılır.
—Yakalanan ve tutuklanan kişi 48 saatte, toplu olarak işlenen suçlarda 4 gün içerisinde hâkim karşısına çıkarılır.
—Tıbbı zorunluluklar ve kanunda yazılı haller dışında kısının vücut bütünlüğüne dokunulamaz rızası olmadan bilimsel tıbbı deneylere tabı tutulamaz.
—Özel hayatın gizliliği: konut dokunulmazlığı, haberleşme hürriyeti, basın hürriyeti, süreli ve süresiz yayın hakkı, dernek kurma hürriyeti hakları milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebepleriyle hâkim kararıyla sınırlandırılabilir
M.20.Hakım kararı olmadan kimsenin ustu özel kâğıdı, eşyası aranamaz. M.23.Vatandaşın yurt dışına çıkma hürriyeti vatandaşlık ödevi, ceza soruşturması veya kovuşturması sebebiyle sınırlandırılabilir. M.26.Düşüncenin açıklanması ve yayınlanmasında kanunda yasaklanmış bir dil kullanılamaz M.32.Düzeltme cevap verme yayını yapılmazsa hakım 7 gün içinde düzeltme yayınının gerekip gerekmediğine karar verir.
Dernekler kanunun öngördüğü hallerde hakım kararıyla kapatılır.
M.34 Herkes önceden izin almadan silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına sahiptir. M.35.Mülkiyet hakkı ancak kamu yararı amacıyla kanunla sınırlandırılır. SOSYAL VE EKONOMİK HAKLAR
1-Ailenin korunması
2-Eğitim ve öğrenim hakkı
3-Kıyılardan yararlanma hakkı
4-Kamulaştırma
5-Devletleştirme
6-Özelleştirme
7-Çalışma ve sözleşme hürriyeti
8-Çalışma hakkı ve ödevi
9-Dinlenme hakkı
10-Sendika kurma hakkı
11-Toplu iş sözleşmesi hakkı
12-Grev ve lokavt hakkı
13-Ücrette adaletin sağlanması
14-Sağlık hizmetleri ve çevrenin korunması
15-Konut hakkı
16-Gençliğin korunması ve sporun geliştirilmesi
17-Sosyal güvenlik hakkı
18-Tarih kültür ve tabiat varlıklarının korunması
19-Sanatın ve sanatçının korunması
20-Devletin iktisadi ve sosyal ödevlerinin sınırları
M.46 kamulaştırma:
Devlet ve kamu tüzel kişileri kamu yararı nedeniyle karşılıklarını peşin ödemek şartıyla özel mülkiyette bulunan taşınmaz malların tamamını veya bir kısmını kamulaştırabilir.

1.Tarım reformunda
2.Büyük enerji sulama projelerinde.
3.İskân projeleri
4.Yeni orman alanlarının açılması
5.Kıyıların korunması ve turizm de taksitle ödeme 5 yıl içinde yapılır en yüksek faizle ödenir.
Çiftçiye ait arazı kamulaştırması peşin ödenir
M.51-İşçi ve ıs verenler birden fazla sendikaya üye olamaz
—Isçı sendika ve üst kuruluşlarında yönetici olmak için işçi olarak 10 yıl bir fiil çalışmak gerekir.
—Grev ve lokavtta uyuşmazlık yüksek hakem kurulunca çözülür uyuşmazlığın her sefasında başvurulur, kararları kesindir, bozulamaz. Sıyası amaçlı grev ve lokavt yapılamaz
—Çalışanlar ve işverenler önceden izin almaksızın sendika kurabilir, üye olabilir, üyelikten çekilebilir. Sendika kurma hakkı milli güvenlik kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak nedenleriyle kanunla sınırlandırılabilir.

M.52-İşçiler ve işverenler karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarda çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptir. Aynı iş yerinde aynı dönem için birden fazla toplu iş sözleşmesi yapılamaz
M.65- Devlet iktisadi ve sosyal ödevlerini mali kaynaklarını yeterliliği ölçüsünde yerine getirir.SOSYAL GUVENLIK BAKIMINDAN DEVLET TARAFINDAN KORUNMASI GEREKENLER
1.Harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri
2.Malul ve gaziler
3.Sakatlar
4.Yaslılar
5.Korunmaya muhtaç çocuklar
SİYASİ HAKLAR VE ÖDEVLER:
1-Türk vatandaşlığı
2-Seçme ve seçilme ve siyasi faaliyetlerde bulunma
3-Siyasi parti kurma, partilere girme ve partiden ayrılma hakkı
4-Kamu hizmetine girme hakkı
5-Vatan hizmeti
6-Vergi ödeme
7-Dilekçe hakkı
Türk anadan veya Türk babadan doğan herkes Türk’tür.
Vatandaşlıktan çıkarılma kararına karşı yargı yolu kapatılamaz.
M.67.SECIMLERIN YAPILMA SEKLI Seçimler ve halk oylaması:
1.Serbest.
2.Eşit.
3.Gizli.
4.Tek dereceli.
5.Genel oy
6.Acık sayım ve döküm esasına göre.
—Yargı yönetim ve denetimindedir. İtirazlar YSK (YUKSEK SECIM KURULUNA) yapılır.
—18 yaşını dolduran her Türk vatandaşı seçme ve halk oylamasına katılma hakkına sahiptir.
—Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde yapılan seçimlerde uygulanmaz.

Oy kullanamayacak kişiler:
1-Silâhaltında bulunan erbaş ve erler
2-Askeri öğrenciler
3-Taksirli suçlar hariç olmak üzere hükümlüler oy kullanamaz.
Ancak tutuklular oy kullanabilir.
M.68-SIYASI PARTIYE UYELIK
Sıyası partiye üye olabilmek için 18 yasını doldurmuş olmak gerekir. Siyasi partiler önceden izin almaksızın kurulurlar.
SİYASI PARTİYE ÜYE OLAMAYACAK KİŞİLER
1.Hakım ve savcılar.
2 Sayıştay dâhil olmak üzere yüksek yargı organları mensupları
3 Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan memurlar
4 Isçı olmayan diğer kamu görevlileri
5.TSK mensupları
6 Yüksek öğretim öncesi öğrenciler.
M.69.SIYASI PARTILERIN UYACAKLARI ESASLAR.
1 Sıyası partiler ticari faaliyetlerde bulunamazlar.
2 Sıyası partilerin malı denetimini Anayasa mahkemesi yapar.
3.Sıyası partilerin kapatılması Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının açacağı dava üzerine Anayasa Mahkemesi tarafından kesin karara bağlanır.
—Siyasi partilerin tüzük ve programları devletin bağımsızlığına, ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, insan haklarına, eşitlik ve hukuk devleti ilkelerine millet egemenliğine ve laik cumhuriyet ilkelerine aykırı olamaz. Aykırı olması hali temelli kapatma sebebidir. Anayasa mah. dava konusu fiillerin ağılığına göre siyasi partinin devlet yardımından tamamen veya kısmen yoksun bırakılmasına karar verebilir.
4.Temelli kapatılan bir parti bir başka adla acılamaz
5 Sıyası partinin kapatılmasına sebep olanlar 5 yıl sureyle bir baksa partinin kurucu üyesi olamazlar. Anayasa mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararının resmi gazetede yayınlanmasıyla sure başlar.
6Yabancı devlet kuruluşları, gerçek veya tüzel kişilerden maddi yardım alamazlar.
NOT: Siyasi partinin kapatılmasında Anayasa mahkemesinin 3/5 oyu şart koşulmuştur.
—Mal Bildirimi: Kamu hizmetine girenlerin mal bildiriminde bulunmaları kanunla düzenlenir. Yasama ve yürütme organlarında görev alanlar bundan istisna edilemez.
—Vatan hizmeti her Türkün hakkı ve ödevidir
—Vergi ödevi:-Herkes mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür.
—Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı gerekir
—Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır.
—Vergi, resim, harç veya benzeri yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirim oranlarında değişiklik yapmak yetkisi Bakanlar Kuruluna verilebilir.
—Dilekçe Hakkı: Vatandaşlar ve karşılık esası gözetilmek kaydıyla yabancılar kendileriyle veya kamuyla ilgili şikâyetlerini yetkili makamlara veya TBMM ne bildirebilirler.
.TBMM Genel oyla seçilen 550 milletvekilinden oluşur MILLET VEKILI SECILME YETERLILIKLERI:
1–30 yaşını doldurmuş olmak.
2-En az ilkokul mezunu olmak
3-Askerlik hizmetini yapmış olmak
4-Kamu hizmetinden yasaklanmamış olmak
5-Taksirli suçlar hariç 1 yıldan fazla hapis yatmamış olmak
6-Yüz kızartıcı suç islememek
7-Devlet sırrını açığa vurmamış olmak
8-İdeolojik ve anarşik suçlara katılmamak
9-Kısıtlı olmamak
M.77.SECIMLER
—Seçimler 5 yılda bir yapılır
—Meclis veya gerekli şartların oluşması halinde Cumhurbaşkanı bu süre dolmadan seçimlerin yenilenmesine karar verebilir
—Yenilenmesine karar verilen meclisin yetkileri yeni meclisin seçilmesine kadar sürer.
—TBMM SEÇİMLERİNİN GERİYE BIRAKILMASI: Savaş nedeniyle seçimler TBMM tarafından 1 yıl ertelenebilir.(GERİYE BIRAKILIR)
ARA SEÇİM:
—TBMM üyeliklerinde boşalma olması halinde ara seçime gidilir.
—Her seçim döneminde 1 kez yapılabilir.
—Genel seçimler yapıldıktan sonra 30 ay geçmeden ara secime gidilemez
—Boşalan üyeliklerin sayısı üye tam sayısının % 5 ını bulduğunda ara seçime 3 ay içinde gidilir.
—Genel secime 1 yıl kala ara seçime gidilmez.
—Seçimlerin genel yönetim ve denetimi Yüksek Seçim Kuruluna aittir. YSK 7 asıl 4 yedek üyeden oluşur.6sı Yargıtay, 5 i Danıştay dan seçilir.
—Milletvekilleri bütün milleti temsil eder.
Üyelikle Bağdaşmayan İşler:
1.Devlet ve kamu tüzel kişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşların doğrudan veya dolaylı katıldığı teşebbüs ve ortaklıkların,
2.Kamu yararına çalışan derneklerin ve devletten yardım alan vakıfların kamu meslek kuruluşları, sendika ve bunların üst kuruluşları ve teşebbüslerinde yönetim ve denetim kurullarında görev alamazlar, vekil olamazlar.
3.TBMM üyeleri yürütme organının teklif inha atama veya onamasına bağlı resmi veya özel bir işte görevlendirilemezler. Bir üyenin belli bir konuda 6 ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca geçici bir görevi kabul etmesi meclis kararına bağlıdır.
Yasama Sorumsuzluğu ve Dokunulmazlığı:
Yasama sorumsuzluğu:
TBMM üyeleri meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden; o oturumdaki başkanlık divanının teklifi üzerine meclisçe başka karar alınmadıkça bunları meclis dışında tekrarlamak ve açıklamaktan sorumlu tutulamazlar. Yasama sorumsuzluğu en kısa tanımıyla milletvekillerinin söz hürriyetini korur.
Hayat boyu sürecek olan sorumsuzluk milletvekilini cezai takibatlara karşı mutlak olarak korur.
Sorumsuzluğun meclis veya başka bir organ tarafından kaldırılması söz konusu değildir.
Yasama Dokunulmazlığı:
Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili meclis kararı olmadıkça tutulamaz, tutuklanamaz, sorguya çekilemez ve yargılanamaz.
Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlamak kaydıyla anayasanın 14 üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır.
Seçimden önce veya sonra milletvekiline verilmiş bir ceza hükmünün uygulanması üyeliğin sona ermesine bırakılır.
Dokunulmazlığı kaldırılan üye tekrar seçilirse başka bir işleme gerek olmadan dokunulmazlığını elde eder.
TBMM siyasi parti guruplarından yasama dokunulmazlığı ile ilgili görüşme yapılamaz.
Dokunulmazlığı kaldırılan bir milletvekilinin hangi fiilden yargılanacaksa onunla sınırlı olarak hakkında kovuşturma yapılabilir.
Sorumsuzluk mutlak, dokunulmazlık nispidir.
Sorumsuzluk devamlı dokunulmazlık geçicidir.
Milletvekilliğinin Sona ermesi:
1.Seçimlerin sona ermesi.
2.Ölüm.
3.Milletvekilinin cumhurbaşkanı seçilmesi
4.Milletvekilinin yerel yönetim organlarına seçilmesi.,
Milletvekilliliğinin Düşmesi:
1.Milletvekilinin istifa etmesi(TBMM Başkanlık Divanının tespiti ile Meclis Genel Kurulunca kararlaştırılır)
2. Kesin hüküm giyme veya kısıtlanma haline düşmesi. Kesin mahkeme kararının genel kurula bildirilmesi.
3. Milletvekilliği ile bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmek(Genel Kurulda gizli oyla karar verilir)
4.Meclis çalışmalarına özürsüz ve izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam 5 bileşim günü katılmamak. Meclis Başkanlık Divanının tespiti üzerine Genel Kurul üye tam sayısının salt çoğunluğu ile karar verir.
5.Partisinin temelli kapatılmasına sebep olan, milletvekili Anayasa Mahkemesinin temelli kapatılmasına ilişkin kesin kararını resmi gazetede yayınlandıktan itibaren düşer.
Üyeliğin düşmesine kural olarak meclis genel kurulu gizli oyla karar verir.
—Milletvekilliği düşen vekil 7 gün içerisinde Anayasa mahkemesine başvurur. Anayasa mahkemesi 15 gün içinde karar verir.
Ödenek ve yolluklar:
Ödeneğin aylık tutarı en yüksek devlet memurunun almakta olduğu miktarın; yollukta ödenek miktarının yarısını aşamaz.
Ödenek ve yollukların en çok 3 aylığı önceden ödenir.
M.87 TBMM NIN GOREVLERI
1 Kanun koymak değiştirmek ve kaldırmak.
2 Bakanlar Kurulu ve bakanları denetlemek başbakan dahildir.
3 Bakanlar kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yatkısı vermek
4 Bütçe ve kasın hesap kanunlarını görüşüp karara bağlamak.
5 Para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek
6 Milletler arası antlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak.
7 Genel ve özel af ilanına karar vermek.(Üye tamsayısının 3/5 çoğunluğu ile karar verilir.)
8 Kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek
M.88.KANUN TEKLIFI VE GORUSULMESI:
Yasama işlemleri kanunlar ve parlamento kararları olmak üzere ikiye ayrılır.
Kanunları yapma yetkisi:
1.Bakanlar Kurulu… Kanun tasarısı
2.Milletvekilleri… Kanun teklifi yaparlar.
TBMM DE ŞEKLİ KANUN NİTELİĞİNDEKİ İŞLEMLER:
1.Bütçe ve kesin hesap kanunlarını kabul etmek
2.Para basılmasına karar vermek.
3.Genel ve özel af ilan etmek
4.Ölüm cezalarının yerine getirilmesi.
5.Uluslararası anlaşmaları onamak.
TBMM DE PARLAMENTO KARARLARI NİTELİĞİNDEKİ İŞLEMLER:
1.İç tüzük yapma ve değiştirme.
2.Yasama dokunulmazlığının kabul edilmesi
3.Meclis üyeliğinin düşürülmesi.
4.Başkan ve başkanlık divanını seçmek.
5.Gensoru, güven oylaması ve meclis araştırmasını soruşturmak.
6.Savaş ilanına ve silahlı kuvvetlerin kullanılmasına karar vermek.
7.OHAL ve sıkıyönetimi onaylamak

Kanunların hepsi cumhurbaşkanı tarafından onaylanırken parlamento kararlarında böyle bir imzaya gerek yoktur.
—Cumhurbaşkanı TBMM'ce kabul edilen kanunları 15 gün içinde yayınlar yayınlamasını kısmen veya tamamen uygun bulmadığı kanunları TBMM ye geri gönderir.
—TBMM geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse cumhurbaşkanınca yayınlanır.
—Meclis geri gönderilen kanunda değişiklik yaparsa cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar meclise geri gönderebilir.
—Cumhurbaşkanınca kısmen uygun bulmama durumunda TBMM sadece uygun bulmadığı maddeleri görüşebilir.
Milletlerarası anlaşmaları uygun bulma:
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir.
Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
1961 ve 1982 Anayasaları milletlerarası anlaşmaları yapma yetkisini yürütme organına, onaylama yetkisini cumhurbaşkanına vermiştir.
Ancak cumhurbaşkanın onaylaması TBMM nin onaylamayı bir kanuna uygun bulması gerekir.
Milletlerarası bir anlaşmaya dayanan uygulama anlaşmaları ile kanunun verdiği bir yetkiye dayanılarak yapılan ekonomik, ticari, teknik ve idari anlaşmaların TBMM tarafından uygun bulunması koşulu aranmamaktadır. Ancak bu anlaşmalar yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarında değişiklik getiren milletlerarası antlaşmaların mutlaka TBMM ce uygun bulunması gerekir. Ekonomik ticari ve teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi 1 yılı aşmayan antlaşmalar devlet maliyesine yük getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketteki mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla yayınlanmayla yürürlüğe konar bu takdirde bu antlaşmalar TBMM ye sunulur.
KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME CIKARMA YETKİSİ:

Yetki Bakımından:
KHK çıkarma yetkisi Bakanlar Kuruluna aittir.
O.hal ve sıkıyönetim KHK lerinde yetki ise cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan bakanlar kuruluna aittir.
Yetki kanunu bakımından:
Bakanlar Kurulu kendiliğinden KHK çıkaramaz. TBMM nin bir yetki kanunu çıkarması gerekir. Ancak o.hal ve sıkıyönetim dönemlerinde yetki kanununa gerek olmadan KHK çıkartılabilir.
Yetki Kanunun içeriği: 1.Konusu
2.Amacı
3.Kapsamı
4.İlkeleri
5.Süresi açıkça belirtilmelidir.
6.Birden fazla KHK çıkarılabilip çıkarılamayacağı belirtilmelidir.
KHK lerin çıkarma yetkisinin sona ermesi:
1.Yetki kanunun belirlediği sürenin dolması.
2.Yeni bir kanunla yetki kanununun yürürlükten kalkması
3.Yetki kanununda belirlenen sayıda KHK çıkarılması

Ancak Bakanlar kurulunun istifası, Bakanlar kurulunun Gensoru ile düşürülmesi, Yasama döneminin bitmesi durumlarında yetki sona ermez.
Konu bakımından:
KHK lerde temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ve siyasi hak ve ödevler düzenlenemez. KHK ile bakanlar kuruluna bütçe değişiklik yetkisi verilemez.
O.hal ve sıkıyönetim bunun istisnalarıdır.
Denetim bakımından:
KHK yargısal denetimi Anayasa mahkemesi tarafından yapılır.
Ohal ve sıkıyönetim KHK hakkında Anayasaya aykırılık iddiasıyla Anayasa mahkemesine dava açılamaz.
Şekil ve usul bakımından:
KHK resmi gazetede yayınlandıkları gün yürürlüğe girerler.
Ancak yürürlük tarihi daha sonraki bir tarihte gösterilebilir. Kararnameler RG de yayınlandıkları gün TBMM ye sunulurlar sunulmazsa aynı gün yürürlükten kalkarlar. TBMM tarafından reddedilen KHK ise ret kararının RG de yayınlandığı tarihte yayından kalkarlar.
Savaş hali ilanı ve silahlı kuvvetlerin kullanılmasına izin verme: M.92.Savaş hali ilanına ve TSK nın yabancı ülkelere gönderilmesine ve yabancı devlet silahlı kuvvetlerinin Türkiye'de bulunmasına TBMM karar verir.
TBMM tatilde veya ara vermede iken ülkenin ani silahlı saldırıya uğraması durumunda TSK nin kullanılmasına Cumhurbaşkanı da karar verir.
M.93.TOPLANMA VE TATIL
TBMM her yıl 1 EKIMDE toplanır
Ara verme veya tatil sırasında
1.Doğrudan doğruya cumhurbaşkanınca
2.Bakanlar kurulunun istemi üzerine Cumhurbaşkanınca
3.Meclis Başkanı da doğrudan doğruya veya Milletvekillerinin 1/5 istemi üzerine meclisi toplar.
M.94.BASKANLIK DIVANI
_Siyasi parti gurupları başkanlık için aday gösteremezler.
_Meclis başkanı başkan vekilleri katıp üyeler ve idare amirlerinden oluşur
_Başkanlık divanı için bir yasama döneminde 2 defa secim yapılır: ilki 2 yıl ikincisi 3 yıl grev yapar.
_TBMM meclis başkan adayları meclis üyeleri içerisinden seçilir ilk iki oylamada üye tam sayısının 2/3 ve üçüncü oylamada üye tam sayısının salt çoğunluğu aranır. Bu durum sağlanamazsa en çok oy alan iki aday için 4. oylama yapılır bu oylamada en fazla oy alan üye başkan seçilir.
_Sıyası parti gurubu minimum 20 milletvekilinden oluşur.
Toplantı ve karar yeter sayısı:
_TBMM üye tam sayısının en az 1/3 ile toplanır toplantıya katılanlar salt çoğunlukla karar verir ancak karar yeter sayısı üye tam sayısının ¼ nun 1 fazlasından az olamaz..
M.98. TBMM DE BILGI EDINME VE DENETLEME YOLLARI:
1.SORU. Bakanlar kurulu adına sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere başbakan veya bakanlardan bilgi istemekten ibarettir.15 Gün sonra gündeme alınır.
2.MECLIS ARASTIRMASI. Belli bir konuda bilgi edinilmek için yapılan incelemeden ibarettir 3 ay da sonuçlanır
3 GENEL GORUSME. Toplumu ve devlet faaliyetlerini ilgilendiren belli bir konunun TBMM genel kurulunda görüşülmesidir. Hükümet, siyasi parti grupları en az 20 milletvekili tarafından bir önerge ile istenir.
4.GENSORU. Bir sıyası parti adına veya 20 milletvekilinin istemi üzerine açılır. Hükümetin veya bir bakanın siyasal sorumluluğu araştırılır.
Bakanlar kurulunun veya bakanlığın düşürülmesi üye tam sayısının salt çoğunluğu ile olur. Oylamada güvensizlik oyları sayılır.
5 MECLIS SORUSTURMASI.
_Başbakan veya bakanların görevleri ile ilgili cezai sorumluluklarının araştırılmasını sağlamaktır.
_Üye tamsayısının 1/10 nün vereceği önerge ile soruşturma açılması istenebilir.
_Meclis bu istemi en geç bir ay içerisinde görüşür.Bu görüşme sonunda gerekli görülürse Başbakan veya bakanlar yüce divana sevk edilir.
_Yüce divana sevk kararı ancak üye tam sayısının salt çoğunluğunun gizli oyu ile alınır .
_Bakan Yüce Divana sevk edilirse bakanlıktan düşer.
_Başbakan Yüce Divana sevk edilirse hükümet istifa etmiş sayılır.
YÜRÜTME
M.101-Cumhurbaşkanı Seçilebilme Koşulları
1–40 yaşını doldurmuş olmak.
2-Yüksek öğrenim yapmış olmak
3-Türk vatandaşı olmak
4-Cumhurbaşkanı Meclisin kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından 7 yıl için seçilir.
5-Bir kimse iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.
6-Cumhurbaşkanlığı'na TBMM üyeleri dışında aday gösterilebilmesi, Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle mümkündür.
Cumhurbaşkanı seçimi:
—Cumhurbaşkanının seçilmesi, TBMM üye tamsayısının 2/3 çoğunluğuyla ve gizli oyla seçilir.
__Cumhurbaşkanının görev süresi dolmadan 30 gün önce, dolduktan 10 gün sonra seçime başlanır. Seçim 1 ayda tamamlanır. Oylamalar 3'er gün arayla yapılır.
1.TUR + 2.TUR: Üye tamsayısının 2/3 çoğunluğuyla
3.TUR: Üye tamsayısının salt çoğunluğuyla. (276)
4.TUR: 3. turda en çok oyu olan iki aday bu tura kalır.
Salt çoğunlukla Cumhurbaşkanı seçilir. Seçilemezse, TBMM seçimleri yeniler.
M.104-CUMHURBAŞKANININ GÖREV VE YETKİLERİ: a)Yasamayla ilgili Yetkileri
1-Yasama yılının ilk günü TBMM'de açılış konuşmasını yapar.
2-TBMM'yi gerektiğinde toplantıya çağırır.
3-Kanunları yayınlar.
4-Kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM'ne yollar.
5-Anayasa değişikliğine ilişkin kanunları gerek gördüğünde halkoyuna sunar.
6-Kanunların, KHK, TBMM iç tüzüğünün iptali için Anayasa mahkemesi'ne iptal davası açar.
7-TBMM'de seçimlerin yenilenmesine karar vermek.
b )Yürütmeyle İlgili Yetkileri
1-Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek.
2-Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve istifalarını kabul etmek.
3-Gerek görürse Bakanlar kurulu'na başkanlık etmek.
4-Yabancı devletlere Türk temsilciliğini göndermek ve onlarınkini kabul etmek.
5-Milletlerarası analaşmaları onaylamak ve yayınlamak.
6-TBMM adına TSK Başkomutanlığı'nı temsil etmek.
7-TSK'nin kullanılmasına karar vermek.
8-MGK'yı toplantıya çağırmak.
9-Genelkurmay Başkanı'nı atamak.
10-Kararnameleri imzalamak.
11-Sürekli hasta sakat ve kocama sebebiyle cezaları kaldırmak.
12-Devlet Denetleme Kurulu üyelerini atamak.
13-YÖK üyeleri ve rektörleri atamak.
c)Yargı ile ilgili Yetkileri
1-Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmek
2-Danıştay'ın üyelerinin ¼'ünü seçmek.
3-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısını seçmek
4-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı vekilini seçmek
5-Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek
6-AYİM ve Askeri Yargıtay üyelerini seçmek.
M.105-CUMHURBAŞKANININ SORUMLULUK VE SORUMSUZLUK HALİ
Cumhurbaşkanının resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi'ne itiraz edilemez.
Cumhurbaşkanı, vatana hıyanetten dolayı TBMM üyelerinin 1/3'ünün teklifi üzerine üye tamsayısının 3/4'ünün vereceği kararla suçlandırılır.
M.106-CUMHURBAŞKANLIĞINA VEKİLLİK ETME
Cumhurbaşkanının hastalık, yurt dışına çıkma, geçici olarak görevden alınma, ölüm, çekilme durumlarında TBMM Başkanı ona vekillik eder ve ona ait yetkileri kullanır.
CUMHURBAŞKANI TEŞKİLATI:
1.Cumhurbaşkanlığı genel sekreterliği:
Kuruluşu, teşkilat ve çalışma esasları, personel atama işlemleri Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir. Bu kararname yargı denetimi dışındadır.
2.Devlet Denetleme Kurumu:
İdarenin hukuka uygunluğunun, düzenli ve verimli şekilde yürütülmesinin sağlanması amacıyla kurulmuştur. Cumhurbaşkanının isteği üzerine:
1-Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında sermayenin yarısından fazlasına sahip kuruluşlarda.
2-Kamu Kurumu niteliği olan meslek kuruluşlarında.
3-İşçi-işveren meslek kuruluşlarında
4-Kamuya yararlı dernek ve vakıflarda inceleme araştırma ve denetleme yapar.
Not: TSK ve yargı organları denetim dışıdır.
Üyeleri Cumhurbaşkanınızca seçilir.
M.109-BAKANLAR KURULU
Başbakan, Cumhurbaşkanınca TBMM üyeleri arasından atanır.
Bakanlar, TBMM üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanı tarafından atanır.
Göreve başlama ve güvenoyu:
Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan 1 hafta içinde TBMM'de okunur ve güvenoyuna başlanır. Güvenoyu için görüşmeler programın okunmasından 2 tam gün geçtikten sonra başlar görüşmelerin bitiminden 1 tam gün sonra oylama yapılır.
Görev sırasında güvenoyu:
Başbakan gerekli görürse Bakanlar Kurulunda görüştükten sonra, TBMM den güven isteyebilir.
Güven istemi TBMM ne bildirilmesinden bir tam gün geçmedikçe görüşülemez ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçmedikçe oya konulamaz.
Güven istemi üye tam sayısının salt çoğunluğu ile reddedilebilir.
Görev ve siyasi sorumluluk:
Bakanlar kurulu siyasetin yürütülmesinden birlikte sorumludurlar. Her bakan başbakana karşı sorumlu olup ayrıca kendi yetkisi içindeki işlerden ve emri altındaki işlerden sorumludur.
Bakanlıkların kurulması:
Bakanlıkların kurulması kaldırılması görev ve yetkileri kanunla düzenlenir bir bakan birden fazla bakana vekillik edemez.
Herhangi bir sebeple boşalan bir bakanlığa 15 gün içerisinde yeni bir bakan atanır.
M.114-SEÇİMLERDE GEÇİCİ BAKANLAR KURULU
TBMM genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma Bakanları çekilir.
Seçimin başlangıç tarihinden 3 gün önce ve erken seçim halinde bu karardan itibaren 5 gün içinde, bu bakanlıklara TBMM içinden veya dışarıdan bağımsızlar Başbakanca atanır.
Seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde Bakanlar Kurulu çekilir Cumhurbaşkanı geçici Bakanlar Kurulunu kurmak üzere Başbakan atar.
Geçici Bakanlar Kurulu için güvenoyuna başvurulmaz.
Geçici Bakanlar Kurulu seçim süresince ve yeni meclis toplanıncaya kadar görevde kalır.
M.115-TÜZÜKLER
Bakanlar Kurulu, kanun uygulamasını göstermek, emrettiği işleri belirtmek üzere, kanuna aykırı olmamak ve Danıştay'ın incelemesinden geçirilmek şartıyla çıkarılır.
Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayınlanır.
Tüzükler aksine bir hüküm bulunmadıkça resmi gazetede yayınlandıktan 45 gün sonra yürürlüğe girerler.
M.116-TBMM SEÇİMLERİNİN CUMHURBAŞKANINCA YENİLENMESİ
Bakanlar kurulunun:
1-Güvenoyu alamaması
2-Güvensizlik oyu ile düşürülmesi hallerinde 45 gün içinde yeni Bakanlar Kurulu kurulamadığı takdirde veya kurulduğu halde güvenoyu alamazsa Cumhurbaşkanı TBMM Meclis başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verir.
Başbakanın istifa etmesi üzerine 45 gün içinde veya yeni seçilen Meclis Başkanlık Divanı seçiminden sonra yine 45 gün içinde Bakanlar Kurulu kurulamaması hallerinde Cumhurbaşkanı Meclis başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verir.
M.117-BAŞKOMUTANLIK VE GENELKURMAY BAŞKANLIĞI
TBMM'nin manevi varlığından ayrılamaz; Cumhurbaşkanı tarafından temsil olunur.
Milli güvenliğin sağlanmasından, silahlı kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından TBMM'ye karşı Bakanlar Kurulu sorumludur.
Genelkurmay Başkanı, silahlı kuvvetlerin komutanı olup, savaşta başkomutanlık görevini Cumhurbaşkanı adına yapar. Bakanlar Kurulu'nun teklifi üzerine Cumhurbaşkanınca atanır.
Genelkurmay Başkanı görev ve yetkilerinden dolayı Başbakana karşı sorumludur.
M.118-MİLLİ GÜVENLİK KURULU
1-Cumhurbaşkanı
2-Başbakan
3-Genelkurmay Başkanı
4-Milli Savunma Bakanı
5-İçişleri Bakanı
6-Dışişleri Bakanı
7-Adalet Bakanı
8-Kuvvet Komutanları (Kara,Deniz ,Hava ve Jandarma komutanları)
9-Başbakan Yardımcılarından oluşur.
Gündemi; Başbakan ya da Genelkurmay Başkanı'nın önerileriyle Cumhurbaşkanı belirler.
Cumhurbaşkanı olmadığı zaman Başbakan toplar.
M.119-OLAĞANÜSTÜ HALLER:
1.Tabii afet
2.Tehlikeli salgın hastalıklar
3.Ağır ekonomik bunalımlar
4.Şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde ilan edilir.
İlk üç durumda Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 6 ayı geçmemek üzere O.HAL ilan edebilir. Dördüncü durumda ise Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu MGK da görüşünü alarak 6 ayı geçmemek üzere O.HAL ilan edebilir
O.HAL kararı verilmesi durumunda karar RG de yayınlanır TBMM onayına sunulur.
Bakanlar Kurulu'nun istemi üzerine Meclis 4 ay uzatabilir veya OHAL kaldırılabilir.
SIKIYÖNETİM, SEFERBERLİK VE SAVAŞ HALİ:
1-Hür demokratik düzene veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik
2-Olağanüstü hal ilanını gerektiren hallerden daha ağır şiddet hareketlerinin yaygınlaşması
3-Savaş hali, ayaklanma olması
4-Vatan veya cumhuriyete karşı kuvvetli bir eylemin baş göstermesi
5-Ülkenin ve milletin bölünmez bütünlüğünü tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, MGK nun da görüşünü alarak süresi altı ayı geçmemek üzere Sıkıyönetim ilan edebilir.
—Bu karar derhal RG de yayımlanır ve aynı gün TBMM onayına sunulur. TBMM gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim süresini kısaltabilir, uzatabilir veya kaldırabilir.
—Sıkıyönetim TBMM kararı ile her defasında 4 ayı aşmamak üzere uzatılabilir. Savaş hallerinde bu süre aranmaz.
—Sıkıyönetim hallerinde;
1-Kolluk görev ve yetkileri askeri makamlara geçer
2-Temel hak ve hürriyetlerde kısıtlanma daha fazla olmakta
3-Bazı suçların yargılanması sıkıyönetim askeri mahkemesinde yapılabilmektedir.
—Sıkıyönetim komutanları Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yaparlar.
İDARENİN ESASLARI:
İdare, kuruluş ve görevleri ile bir bütündür ve kanunla düzenlenir. İdarenin kuruluş ve görevleri merkezden yönetim ve yerinden yönetim esaslarına dayanır. Kamu tüzel kişiliği ancak kanunla veya kanunun açıkça dayandığı yetkiye dayanılarak kurulur.
İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır. Ancak Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemler ile yüksek askeri şura kararları yargı denetimi dışındadır.
Yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. Yerindelik denetimi yapılamaz.
İdari işlemin uygulanması halinde
1.Telafisi güç veya imkânsız zararların doğması ve
2.İdari işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartlarının birlikte gerçekleşmesi durumunda yürütmenin durdurulmasına karar verilebilir.
Merkezi idare kuruluşu coğrafya durumuna, ekonomik şartlara ve kamu hizmetlerinin gereklerine göre illere illerde diğer kademeli bölümlere ayrılır. İllerin idaresi yetki genişliği esaslarına dayanır.
Mahalli idareler il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen kamu tüzel kişileridir.
Mahalli idarelerin seçimleri 5 yılda bir yapılır.
Mahalli idarelerin seçilmiş organlarının organlık sıfatını kazanmaları veya kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yoluyla olur ancak görevleri ile ilgili bir suç sebebiyle hakkında soruşturma veya kovuşturma olursa içişleri bakanı geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırabilir.
Görev ve sorumlulukları disiplin kavuşturmasında güvence:
Memurlar ve diğer kamu görevlileriyle kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemez.
Uyarma ve kınama cezaları hariç disiplin kararları yargı denetimi dışına bırakılamaz
Memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davaları ancak idare aleyhine açılır. İdare ilgili kişiye daha sonra rücu eder.
M.124-YÖNETMELİKLER
Başbakanlık, Bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların, tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere bunlara aykırı olmamak şartıyla çıkarılırlar.
Hangi yönetmeliklerin resmi gazetede yayınlanacağı kanunla belirtilir. Aksine hüküm yoksa yönetmelikler yayımlandığı gün yürürlüğe girerler.
M.130-YÜKSEKÖĞRETİM KURUMLARI:
Yükseköğretim kurumları devlet tarafından kanunla kurulur. Kazanç anlamına yönelik olmamak şartıyla vakıflar tarafından Yükseköğretim kurumları kurulabilir üniversiteler ve bunlara bağlı birimler devletim gözetime ve denetime altındadır.
Rektörler Cumhurbaşkanınca; dekanlar YÖK tarafından atanır.
TSK ve Emniyet teşkilatına bağlı Yükseköğretim kurumları özel yükümlere tabidir.
KAMU KURUM NİTELİĞİNDEKİ MESLEK KURULUŞLARI:
Belli bir mesleğe mensup olanların müşterek ihtiyaçlarını karşılamak mesleki faaliyetlerini kolaylaştırmak ve geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ile ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlük ve güveni hâkim kılmak, meslek disiplinini sağlamak maksadıyla kanunla kurulan kamu tüzel kişileridir.
Kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar.
Bu kuruluşlar üzerinde devletin idari ve mali denetimine ilişkin kurallar kanunla düzenlenir.
Amaçları dışında faaliyet gösteren meslek kuruluşlarına Cumhuriyet Savcısının istemi üzerine mahkeme kararıyla son verilir.
Organlarının seçimlerinde siyasi partiler aday gösteremezler
M.137.KANUNSUZ EMİR: Kamu hizmetlerinde çalışan bir kimse üstünden aldığı bir emri yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse yerine getirmez bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak üstü emrinde ısrar ederse ve yazı ile yenilerse emri yerine getirir bu durumda emri yerine getiren sorumlu olmaz.
Konusu suç olan bir emir hiçbir suretle yerine getirmez. Yerine yetiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.
MAHKEMELERİN BAĞIMSIZLIĞI: —Hâkimler görevlerinde bağımsızdırlar.
—Hiçbir organ, makam, merci veya kişi yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez.
—Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde görüşme yapılamaz.
—Yasama ve yürütme organları ile idare mahkeme kararlarına uymak zorundadır.
M.140-HÂKİMLİK VE SAVCILIK TEMİNATI VE MESLEĞİ:
— Hâkimler ve savcılar azlolunamaz.
—Kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliliğe ayrılamaz
—Bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması nedeniyle aylık ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun bırakılamaz.
—Hâkimlik ve savcılık meslek içi eğitim ve diğer özlük işeri mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kanunla düzenlenir.
—Hâkimler ve savcılar idari görevleri yönünden Adalet Bakanlığına bağlıdırlar.
Hâkimler ve savcılar istemedikçe 65 yaşına kadar emekli edilemezler.
—Mahkemelerin kuruluşu görev ve yetkileri işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.
—Hâkim ve savcıların denetimi Adalet Bakanlığı izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılır.
M.145-ASKERİ YARGI
Asker kişilerin askeri suçlarıyla, bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde, askeri hizmet ve görevlerle ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakarlar.
Savaş ve sıkıyönetim hallerinde hangi suçlar ve hangi kişiler bakımından yetkili oldukları kanunla düzenlenir.
YÜKSEK MAHKEMELER:
1.Anayasa mahkemesi.
2.Yargıtay.
3.Danıştay.
4.Askeri Yargıtay.
5.Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
6.Uyuşmazlık Mahkemesi.
ANAYASA MAHKEMESİNİN KURULUŞU
11 asıl ve 4 yedek üyeden oluşur.
1-Üyeleri Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, AYİM, Sayıştay Başkanı veya üyesi olmalıdır.
2–40 yaşını doldurmuş yükseköğretim görmüş ve kamu hizmetinde 15 yıl çalışmış olmalıdır.
a)Yüksek öğrenim kurumlarının; hukuk, iktisat, siyasal bilimler dallarında öğrenim görmeli
b )Rektör, dekan, Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, General, Amiral, Büyükelçi, Bölge Valisi veya Vali olmalıdır.
c)Mesleğinde avukat, olarak bilfiil çalışmalıdır.
Göreve seçilip de kabul etmeyenler 1 ayda tekrar seçilir.
65 Yaşını doldurunca emekliliğe ayrılırlar.
Başkan ve Başkan Vekilinin Seçimi
Asıl üyeler arasından gizli oyla ve üye tam sayısının salt çoğunlukla 4 yıl için seçilir.
Anayasa Mahkemesinin Görevleri
1-Kanunların, KHK lerin ve TBMM İçtüzüğünü şekil ve esas bakımından denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından denetler.
O.HAL, Sıkıyönetim ve savaş hallerinde çıkarılan KHK şekil ve esas bakımından Anayasaya aykırılığı iddiasıyla Anayasaya dava açılamaz.
Şekil bakımından denetleme Cumhurbaşkanlığınca veya TBMM üyelerinin 1/5tarafından istenebilir. Kanunun yayınlandığı tarihten itibaren 10 gün geçtikten sonra şekil bozukluğuna bağlı iptal davası açılamaz.
2-Yüce Divan sıfatıyla yargılar.(Cumhurbaşkanı,BK üyeleri ,Anayasa mah.,Yargıtay Danıştay,Askeri Yargıtay,AYİM,HSYK Başkan ve üyelerini Başsavcılarını)yüce divan kararları kesindir.
3-Siyasi partilerin kapanmasına bakar.
4-Üst düzey devlet yöneticilerini ve yüksek yargı organı mensuplarını Yüce Divan'da yargılar.
5-Siyasi partilerin mali denetimini yapar.
İptal Davası Açmaya Yetkili Olanlar:
İptal davası kanunlar, KHK ve TBMM içtüzükleri hakkında açılır.
1-Cumhurbaşkanı
2-İktidar ve ana muhalefet partisi meclis grupları
3-TBMM üye tamsayısının 1/5'i
—TBMM’den kanunların şekil bozukluğu iddiasıyla dava açılamaz.
—Milletlerarası anlaşmaların aleyhine Anayasa Mahkemesine başvurulamaz.
—Dava açma süresi kanunlar, KHK ve TBMM içtüzüğü RG de yayınlanmasından başlayarak 60 gündür.
—Anayasa Mahkemesi kararları kesindir.
—İptal davaları geriye yürümez.
Başkan ve Üyelerin Giremeyeceği Davalar
1-Kendilerine ait ya da kendilerini ilgilendiren davalar
2-Aralarında evlilik bağı kalkmış olsa bile eşinin kan ve sıhriyet yönünden usul ve fürunun 4. dereceye kadar olanların davaları
3-Hâkim, savcı ve hakem sıfatıyla baktığı ve bilirkişilik ile tanıklık yaptığı davalar.
4-İstişare mütalaa ve kanaat beyan etmiş olduğu davalar
M.154-YARGITAY
Adliye mahkemeleri tarafından verilen ve kanunun başka bir adli yargı merciine bırakmadığı karar ve
hükümleri son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davaların ilk ve son derece mahkemesidir. Yargıtay üyeleri, birinci sınıfa ayrılmış adli hâkim ve savcılar arasından Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulunca seçilirler.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve vekili 5 aday arasından Cumhurbaşkanınca 4 yıl için seçilir.
M.155-DANIŞTAY
İdari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı kararlara karşı son inceleme merciidir.
Danıştay davaları görmek Başbakan ve Bakanlar Kurulunca gönderilen kanun tasarıları, kamu hizmetleri ile ilgili imtiyaz şartlaşma ve sözleşmeleri hakkında 2 ay içinde düşüncelerini bildirmekle ve tüzük tasarılarını incelemek, idari uyuşmazlıkları çözmekle görevlidir.
Danıştay üyeleri Cumhurbaşkanınca seçilir.
M.156-ASKERİ YARGITAY
Askeri mahkemelerce verilen kararlara karşı son inceleme merciidir.
3 aday gösterilir. Cumhurbaşkanı üyelerini seçer.
M.157-ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ
Askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile asker kişileri ilgilendiren, askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemden doğan uyuşmazlıkların ilk ve son derece mahkemesidir.
Askeri hakim sınıfından olmayan üyelerin görev süreleri 4 yılı geçemez.
Askerlik yükümlülüklerinden doğan uyuşmazlılarda ilgilinin asker kişi olması şartı aranmaz.
M.158-UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
Adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözer.
Diğer mahkemeler ile Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.
Bu mahkemenin başkanlığı Anayasa mahkemesince seçilir.
M.159-HÂKİM VE SAVCILAR YÜKSEK KURULU
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yaparlar
Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır.
Kurulun kararlarına karşı yargı yolu kapalıdır.
M.160-SAYIŞTAY
Genel ve katma bütçeli idarelerin bütün gelir ve giderleri ile mallarını TBMM adına denetler sorumluların hesap ve işlemlerini kesin hükme bağlar ve kanunlarla verilen inceleme ve denetleme işlemlerini yapmakla görevlidir.
Sayıştay'ın kesin hükümlerine karşı ilgililer yazılı bildirimden itibaren 15 gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltme yoluna gidilebilir. Bu kararlara karşı idari yargı yoluna başvurulamaz.
Vergi ve benzeri mali yükümlülüklerde Danıştay ve Sayıştay uyuşamazsa, Danıştay'ın kararı esastır.
M.161-BÜTÇENİN HAZIRLANMASI VE UYGULANMASI
Devletin ve KİT dışındaki kamu tüzel kişilerinin harcamalarını yıllık bütçelerle yapılır.
Bütçe Kanununa bütçe dışı hükümler konamaz.
Bakanlar Kurulu genel ve katma bütçe tasarıları ile milli bütçe tahminlerini gösteren raporu, mali yılbaşından 75 gün önce TBMM'ne sunar. Bütçe raporu Bütçe Komisyonunda (40 kişi) incelenir. Bütçe komisyonunca 55 içinde kabul edilip TBMM de görüşülür ve mali yılbaşına kadar karar bağlanır.
TBMM üyeleri bütçe kanun tasarılarının Genel Kurulda görüşülmesi sırasında gider artırıcı ve gelir azaltıcı önerilerde bulunulamaz.
Bakanlar Kuruluna KHK ile bütçede değişiklik yapma yetkisi verilemez.
M.164-KESİN HESAP
Kesin hesap kanun tasarıları kanunda daha kısa bir süre kabul edilmemişse, ilgili oldukları mali yılın sonundan başlayarak en geç 7 ay sonra Bakanlar Kurulunca TBMM'ne sunulur.
Sayıştay genel uygunluk bildirimini kesin hesap kanun tasarısının verilmesinden başlayarak en geç 75 gün içinde TBMM ne sunar.
Genel Kurul kesin hesap kanun tasarısını yeni yıl bütçe kanunu tasarısıyla beraber görüşerek karar bağlar
Sermayesinin yarıdan fazlası doğrudan doğruya veya dolaylı olarak Devlete ait olan kamu kuruluş ve ortaklarında denetim görevi TBMM ne aittir Sayıştay'ca yapılmaz.
ANAYASANIN DEĞİŞTİRİLMESİ
Anayasanın değiştirilmesi TBMM üye tamsayısının en az 1/3 tarafından yazıyla teklif edilebilir.
Genel kurulda iki kez görüşülür. Kabulü TBMM üye tam sayısının 3/5 'ü yani 330 oyla kabul edilir.
Cumhurbaşkanı Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları bir daha görüşülmek üzere TBMM ne gönderebilir. Meclis geri gönderilen kanunu üye tam sayısının 2/3 ile aynen kabul ederse Cumhurbaşkanı bunu halkoyuna sunabilir.
Meclisçe üye tamsayısının 3/5 ile veya 2/3 az oyla kabul edilen anayasa değişiklikleri Cumhurbaşkanı tarafından Meclise iade edilmediği zaman halkoyuna sunulmak üzere RG de yayımlanır.
Doğrudan veya Cumhurbaşkanının iadesi üzerine Meclis üye tamsayısının 2/3 ile kabul edilen Anayasa değişikliğine ilişkin kanun veya maddeleri Cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulabilir. Bunlar RG de yayımlanır.
Halkoyuna sunulan kanun değişikliklerin yürürlüğe girmesi için halkoylamasında kullanılan geçerli oyların yarısından çoğunun kabul olması gerekir.
SAVAŞ HALİ
Bakanlar Kurulu ister. TBMM karar verir, Cumhurbaşkanı onaylar.
DEMOKRASİNİN 4 TEMEL ŞARTI
1. Cumhuriyet
2. Serbest seçim
3. Vatandaşların temel haklarının tanınması
4. Serbest örgütlenme
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 16:01

sorularla anayasa tekrar
Üniversite rektörleri kim tarafından atanır?
Cevap :Cumhurbaşkanı
Anayasa mahkemesi başkanı kaç yıl görev yapar?
Cevap:4 yıl
Bakanlar kurulu kararlarına karşı açılacak iptal davalarına neresi bakar
Danıştay
Danıştay üyeleri kimler tarafından seçilir?
Cevap: 3/4'ü HSYK tarafından, 1/4'ü Cumhurbaşkanı tarafından seçilir.
Milletvekilinin düşürülmesine karşı açılan iptal davalarına hangi mahkeme bakar?
Anayasa mahkemesi
Anayasa mahkemesi kimleri yüce divan sıfatıyla yargılar?
*Cumhurbaşkanını* Başbakan ve diğer bakanları* Yargıtay, danıştay, askeri yargıtay ve askeri yüksek idare mahkemesi başkan ve üyelerini, başsavcılarını* Cumhuriyet başsavcı vekilini* HSYK ve Sayıştay başkan ve üyelerini Yüce divanın kararları kesindir.
Parlamenter Sistem Özellikleri?
Devlet başkanını meclis seçer. (Son düzenlemeyle Türkiye'de Cumhurbaşkanını halk seçer. Parlementer sistemden farkımız budur.)*Devlet başkanı siyasi değildir. Yani hiçbir partiyle bağlantısı yoktur.*Yumuşak bir kuvvetler ayrılığı vardır.* Türkiye bir parlementer sistem örneğidir.
Meşruti Monarşi Nedir?
Meşruti monarşi, meclis ve bir krallığın bulunduğu yönetim şeklidir.
İngiltere, Belçika, Japonya gibi devletler örnek gösterilebilir. Bu devletlerde krallık artık önemini yitirmekle beraber temsili bir özellik kazanmıştır.
Mutlak Monarşi Nedir?
Mutlak monarşi, sadece bir kişinin yönettiği devlet rejimidir.
Oligarşik Devlet Nedir?
Bir sınıfın yönettiği devletlerdir.
HABİTAT hangi uluslararası kuruma bağlıdır?
Birleşmiş Milletler'e bağlıdır.
Teokratik Devlet Nedir?
Teokratik Devlet, dini olarak bir kişi yada zümre tarafından yönetilen devlettir.
Cumhurbaşkanı vefat ederse yenisi seçilene kadar yerine kim vekalet eder
TBMM başkanı
Yargı denetime tabi olmayan durumlar nelerdir?
Yargı denetime tabi olmayan durumlar:* Cumhurbaşkanının tek başına yapmış olduğu işlemler. (Ör: Anayasa mahkemesi üyelerini seçmesi)* HSYK kararları* Yüksek askeri şura (YAŞ) kararları* Memurlara verilen uyarı ve kınama cezaları
Devlet güvenlik mahkemeleri ne zaman kaldırılmıştır?
2004 yılında
Parti kapatma davalarında anayasa mahkemesinde kaç oy aranır?
Nitelikli çoğunluk yani 3/5'inin oyu aranır. (7 oy)
Anayasa değişikliklerinin şekil bakımından iptali için de 3/5'inin oyu gerekir.
Anayasa mahkemesi, diğer tüm kararlarını salt çoğunluk ile alır.
Anayasa mahkemesi kaç üyeden oluşur?
11 asil, 4 yedek üyeden oluşur.* Üyelerin tamamını Cumhurbaşkanı seçer.* Başkan ve başkanvekilini kendi aralarında yapacakları gizli oylama ile seçerler. (4 yıllık)
İtiraz(defi) yolu nedir?
(Kanun ve KHK'ların anayasaya uygunluk denetim yollarından birisidir.)
Davaya bakan hakime taraflardan biri kanun yada KHK'yı anayasaya aykırı bulursa ve bu iddia ciddi görülürse dava durdurulur.- Anayasa mahkemesine itiraz edilir.- Anayasa mahkemesi 5 ay içinde karar verir. (Bu süre içinde karar vermezse dava mevcut kanun, KHK'ya göre davayı sonuçlandırır.)
Anayasa mahkemesi aykırılık iddasını reddederse, kararın resmi gazetede yayınlanmasından itibaren 10 yıliçinde tekrar başvuru yapılamaz.
Kanunların, KHK'ların ve Meclis iç tüzüğünün esas yönünden iptali
Kanunların, KHK'ların ve Meclis iç tüzüğünün esas yönünden iptali:
Resmi gazetede yayınlandıktan sonra en geç 60 gün içinde yapılır.* Anayasa mahkemesi tarafından bakılır.İptal davası açabilecekler:* Cumhurbaşkanı* TBMM'nin 1/5'i* Ana muhalefet partisi* İktidar partisiAnayasa değişiklikleri sadece şekil (biçim) yönüyle incelenir.Olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş döneminde çıkarılan KHK'ler için şekil ve esas bakımından Anayasa mahkemesine iptal davası açılamaz.
KHK ve Meclis iç tüzüğünün şekil yönünden iptali başvurusu en geç kaç gün içinde yapılabilir?
Resmi gazetede yayınlandıktan sonra en geç 60 gün içinde, Anayasa mahkemesine yapılır.

İptal istemi yapabilecekler:* Cumhurbaşkanı* TBMM'nin 1/5'i* Ana muhalefet partisi* İktidar partisi
Bakanlar kurulunun yaptığı işlemleri kim denetler?
TBMM
Cumhurbaşkanı seçilmek için ne kadar oy almak gerekir?
Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.2. Basamak:İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.
Cumhurbaşkanlığı seçimi kaç gün içinde tamamlanmak zorundadır?
Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki 60 gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden 60 gün içinde tamamlanır.
Meclis dışından bakan atanabilir mi?
Evet atanabilir.* Milletvekili seçilme yeterliliklerini taşımak zorundadır.* Örneğin Kemal Derviş, Ecevit döneminde 2001 krizini çözmek için Amerika'dan çağırılıp bakan yapılmıştır.(Başbakan milletvekili olmak zorundadır.)
Cumhurbaşkanının görev süresi kaç yıldır?
5 yıl
TBMM yapacağı tüm işlemlerde en az kaç milletvekili ile toplanır?
184 Milletvekili (1/3)
Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütme organları hangileridir?
Cumhurbaşkanı ve Bakanlar kurulu
Yürütmenin, yapılan işlemlerden sorumlu tarafı hangisidir?
Bakanlar kurulu
Bir yasama döneminde sonuçlandırılamayan kanun tasarısı ve teklifleri için ne söylenebilir?
Hükümsüz olurlar.
İlmi içtihat nedir?
Bir hukuki meselenin çözümü hakkında hukuk bilginlerinin ortaya koydukları düşüncelere ilmi içtihat denir
Hangi hukuk alanında, yazılı hukuk kuralı olmasa bile geleneklere göre karar verilmez?
Borçlar hukuku
Genelkurmay başkanı kime karşı sorumludur?
Başbakan
Kaymakam idari olarak hangi kurumun temsilcisidir?
Hükümetin temsilcisidir.
Sıkıyönetim her defasında en fazla kaç ay uzatılabilir?
4 ay* Sıkıyönetim ilanı Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu tarafından yapılır.* En fazla 6 ay süre ile ilan edilebilir. * Gerekiyorsa uzatma en fazla 4 ay olarak TBMM tarafından yapılır.
Cumhurbaşkanı sadece hangi suçtan yargılanabilir?
Vatana ihanet suçlaması ile yargılanabilir.* TBMM üye tam sayısının en az 1/3'ünün teklifi ve en az 3/4'ünün vereceği karar ile yüce divana sevkedilir.* Yüce divan sıfatıyla anayasa mahkemesi yargılar.NOT: (19.03.2008)
Abdullah Gül hakkında da AKP'nin kapatma davasında suç iddaları bulunmaktadır. Bunlar fiili olarak cumhurbaşkanlığı öncesinde işlendiği idda edildiği için geçerli olabilirler. Yani kısacası Cumhurbaşkanı daha önceki dönemde işlediği bir suçtan yargılanabilir.
Başbakan ve bakanların siyasi sorumlulukları TBMM tarafından nasıl denetlenir?
Gensoru ile denetlenir. * Siysal sorumluluk = Görevleri ilgili sorumluluklarıdır.
Bir seçim döneminde en fazla kaç tane ara seçim yapılabilir?
Sadece 1 ara seçim yapýlabilir.
21, 24, 61 ve 82 anayasalarında ortak olarak geçerliliği olan en önemli hüküm hangisidir?
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
Köy nasıl kurulur?
İçişleri bakanlığı kararıyla kurulur.
Belediye başkanlığı seçimleri kaç yılda bir yapılır?
5 yılda bir yapılır.
Cumhurbaşkanının meclis dışından aday gösterilebilmesi için kaç vekilin yazılı teklifi gerekir?
20 milletvekilinin yazılı teklifi gerekir.
Bir kimse en fazla kaç kez cumhurbaşkanı seçilebilir?
2 kez seçilebilir.
Meclis başkanı oylaması nasıl yapılır?
Gizli oylama ile yapılır.* TBMM üyeleri içinden seçilir.* Bir seçim döneminde 2 kere meclis başkanı seçilir.Meclis başkanlığı seçimi:1. tur: TBMM 2/3'ünün oyu2. tur: TBMM 2/3'ünün oyu
3. tur: TBMM üye tam sayısının salt çoğunluğu4. tur: 3. turda en fazla oy alan iki kişi aday olarak kalır. En fazla oy alan seçilir.
TBMM başkanlık divanı kimlerden oluşur?
Meclis başkanlık divanı üyeleri:* Meclis başkanı* Başkan vekilleri* Katip üyeler* İdare amirleri* Meclis başkanlık divanı seçimi bir seçim döneminde 2 kere yapılır.
TBMM her yıl hangi tarihte kendiliğinden toplanır?
1 Ekim
*Yüksek seçim kurulu üyelerini kim seçer?cevabını sor
Yargıtay ve Danıştay üyeleri arasından seçilir. * Başkan ve başkanvekilini bu üyeler kendi aralarında gizli oy ile seçerler.
Cumhurbaşkanlığı seçim tutanaklarını kim kabul eder?
Yüksek seçim kurulu
Seçim bölgelerini kim belirler?
Yüksek Seçim Kurulu belirler.
Hangi hallerde ara seçime gitmek zorunludur?
* Boşalan TBMM üyeliklerinin sayısı, üye tam sayısının %5'ini buluyorsa, 3 ay içinde ara seçim yapılır.* Bir ilin yada bir seçim çevresinin TBMM'de temsilcili kalmaması haline, boşalmayı takip eden 90 günün sonundaki ilk pazar gününde ara seçim yapılır.
TBMM seçimleri kaç yılda bir yapılır?
4 yıl
Milletvekili seçilebilmek için en az eğitim durumu ne olmalıdır?
İlkokul mezunu olmak
Milletvekili seçilebilmek için en az kaç yaşını doldurmak gerekir?
25
82 Anayasasının değiştirelemeyecek hükümleri nelerdir?
İlk 3 maddesi değiştirelemz. Bunların değiştirelemeyeceği 4. maddede yazmaktadır.1. Madde (Devletin şekli):Türkiye devleti bir cumhuriyettir.2. Madde (Cumhuriyetin Nitelikleri):Türkiye cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı,Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal birhukuk devletidir.3. Madde (Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti):Türküye cumhuriyeti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı, şekli kanunda belirtilen beyaz ay yıldızlı, al bayraktır.Milli marşı, İstiklal Marşı'dır.Başkenti, Ankara'dır.
Savaş sebebiyle seçimler ne kadar süre ertelenebilir?
1 yıl ertelenebilir
Birleşmiş Milletler eğitim, bilim ve kültür örgütünün kısaltması hangisidir?
UNESCO
Anayasa mahkemesi üyelerini kim seçer?
Cumhurbaşkanı seçer.
NATO'nun merkezi nerededir?
Brüksel
Cumhurbaşkanı yurtdışındayken yerine kim vekillik eder?
TBMM başkanı
Yönetmeliklerin iptaline hangi üst mahkeme bakar?
Danıştay
Seçim kanunlarını hangi kurum hazırlar?
Sadece TBMM kanun koyar
Siyasi partilerin kapatılma davalarını kim açar?
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı
Governörler kurulu hangi kurumun en yüksek yetkili organıdır?
IMF (Uluslararası para fonu)
MGK'ya kim başkanlık eder?
Cumhurbaşkanı başkanlık eder.* Cumhurbaşkanının katılmadığı zamanlarda başbakan başkanlık eder.
Serbest Piyasa Kurulu üyelerini kim atar?
Bakanlar Kurulu
Kimler kanun teklif etmeye yetkilidir?
Bakanlar kurulu ve milletvekilleri kanun teklif edebilir.
Türkiye NATO'ya hangi yıl üye olmuştur?**
1952 de üye olmuştur
MGK gündemini kim belirler?
Cumhurbaşkanı
Devlet denetleme kurulu hangi kuruma bağlıdır?
Cumhurbaşkanı
Laiklik ilkesi ilk defa anayasamıza hangi tarihte girmiştir?
1924 anayasasına 1937 yılında yapılan değişiklikle ilk defa laiklik ilkesi ve diğer Atatürk ilkeleri anayasaya girmiştir.
Başbakan yüce divana sevkedilirse ne olur?
Hükümet düşer.
Anayasa değişikliği kabul oranı en az kaç kişiyle yapılır?
TBMM üye tam sayısının en az 3/5'i ile yapılır.
Bir bakan yüce divana sevkedilirse ne olur?
Bakanlığı düşer
Türkiye'de çok partili hayata ne zaman geçilmiştir?
1946
Devlet memurlarının kendi kurumları ile ilgili davalarına hangi mahkeme bakar?
İdare mahkemesi
Meclis soruşturması için en az kaç milletvekilinin imzasına ihtiyaç vardır?
En az 55 Milletvekili (1/10)
Gensoru verilmesi için en az kaç milletvekilinin imzası gerekir?
En az 20 milletvekili gerekir.
* Yada mecliste grubu bulunan bir parti verebilir. * Parti grubu oluşturmak için en az 20 milletvekiline ihtiyaç vardır.
Hangi kurumlar devlet denetleme kurulumu tarafından denetlenmez?
Yargı ve askeri kurumlar denetlenemezler.
Tüzük ve kanunların nasıl uygulanacağını belirtmek için ne kullanılır?
Yönetmelik
Ara seçim yapılabilmesi için genel seçimler üzerinden en az kaç ay geçmiş olmalıdır?
En az 30 ay geçmiş olmalıdır.
Ayrıca genel seçimlere 1 yıldan fazla bir süre kalmış olmalıdır.
Kanunları somutlaştırmak için bakanlar kurulu ne çıkarır?
Tüzük çıkarır.
Tüzükler kanunların uygulanış biçimlerini içererek somutlaştırır.* Tüzükleri sadece bakanlar kurulu çıkarır.* Tüzükleri Danıştay denetler.
KHK resmi gazetede yayınlandıktan kaç gün sonra yürürlülüğe girer?
Resmi gazetede yayınlandıktan sonra hemen yürürlülüğe girer. * Derhal meclise gelip, görüşülüp kabul edilir yada reddedirlir. (Ama o anda yürürlülüktedir.)
Bir kanun tasarısını mecliste ilgili komisyon kaç gün içinde inceleyip meclis başkanına gönderir?
45 gün içinde kanun tasarısı/teklifi incelenip onaylanır yada veto edilebilir. * Onaylanan tasarı/teklif meclis başkanına gönderilir. * Meclis başkanı da hemen genel kurula görüşmek için sunar.

Genel olarak bir yasanın oluşum aşamaları şu şekildedir:1.Kanun tasarısı/teklifi yapılır.2. Meclis başkanına sunulur.3. Meclis başkanı ilgili komisyona sunar.4. Komisyon 45 gün içinde onaylar yada veto eder.5. Komisyon onaylarsa tekrar meclis başkanına sunar.6. Meclis başkanı komisyondan gelen tasarıyı derhal görüşmek çin genel kurula sunar.7. Genel kurulda kabul edilmezse 1 yıl içinde tekrar görüşülemez. 8. Genel kurulda kabul edilirse Cumhurbaşkanına sunulur.9. Cumhurbaşkanı 15 gün içinde onaylayabilir, veto edebilir, anayasa mahkemesine anayasaya aykırılık varsa başvurabilir.10. Veto edilirse 2. kez gönderildiğinde veto edemez. (Değişiklik yapılan bölümler yine veto edilebilir. Aynen gönderilen bölümler veto edilemez)11. Onaylarsa resmi gazetede yayınlanır ve 45 gün sonra (özel bir tarih belirtilmemişse) kanun yürürlülüğe girer.
Bir kanunu Bakanlar kurulu önerirse ne isim alır?
Yasa tasarısı
Bir kanunu milletvekili önerirse ne isim alır?
Yasa teklifi
TBMM'nin tatile girmesine kim karar verir?
TBMM genel kurulu karar verir.
Bir yasayı meclis kabul etmezse tekrar genel kurula en erken ne zaman gelebilir?
En erken 1 yıl sonra gelebilir.
Anayasa değişikliği teklifi en az kaç kişiyle yapılır?
TBMM üye tam sayısının 1/3'ü ile yapılabilir.
TBMM toplantı yeter sayısı kaçtır?
TBMM üye tam sayısının 1/3'ü yani 184 milletvekilidir.* Karar yeter sayısı salt çoğunluktur. Ama salt çoğunluk TBMM üye tam sayısının 1/4+1'inden az olamaz.
Ülke ani saldırıya uğrarsa TSK'nın kullanımına kim karar verebilir?
Cumhurbaşkanı acil durumlarda ve TBMM tatildeyken gerekiyorsa silahlı kuvvetlerin kullanımına karar verebilir.* Normal şartlarda TBMM karar verir.
KHK çıkarma yetkisini bakanlar kuruluna neresi verir?
TBMM
Türkiye Birleşmiş Milletlere ne zaman üye olmuştur?
1945 yılında üye olmuştur.* Kurucu üyedir.
Türkiye'de AB uyum yasaları sürecinde hangi mahkeme kurulmuştur?
Aile mahkemesi
Genel ve özel affı neresi çıkarabilir?
TBMM
Yabancı ülkelere temsilci göndermek kimin görevidir?
Cumhurbaşkanı
Savaş ilanına neresi karar verir?
TBMM
Seçmen kütüğüne kayıtlı olmayan birisi oy kullanabilir mi?
Kullanamaz
Partinin temelli kapatılmasına neden olan milletvekillerine ne olur?
Milletvekilliği düşer.
Milletvekili, 1 ay içinde 5 kez çalışmalara özürsüz bir şekilde katılmazsa yaptırımı ne olur
Milletvekilliği düşer.
İlçede dirlik ve düzenden sorumlu kişi kimdir?
Kaymakam
Belirli bir süre yürürlükte olan yazılı ve yazısız hukuk kurallarına ne denir?
Pozitif hukuk
KHK çıkarma yetkisi nereye aittir?
Bakanlar kurulu
Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasından kim sorumludur?
Cumhurbaşkanı
Milletvekillerinin yasama sorumsuzluğu nedir?
Milletvekillerinin meclisteki çalışmalarını, düşünce ve sözlerini meclis dışında da açığa vurmaktan sorumlu tutulamamalarıdır.
Bir mahkumun sürekli hastalık, sakatlık gibi nedenlerle affedilmesine hangisi karar verebilir?
Cumhurbaşkanı
İdari mahkemelerce verilen kararların nihai inceleme yeri neresidir?
Danıştay
Milletvekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması itirazlarını neresi inceler?
Anayasa mahkemesi
Anayasa mahkemesi başkanını kim seçer?
Anayasa mahkemesi üyeleri kendi aralarında yapacakları oylama ile seçer.
Türkiye IMF'ye ne zaman üye olmuştur?
1947
Siyasi partilerin kapatılma davalarına hangi mahkeme bakar?
Anayasa mahkemesi
TSK'yı Irak'a gönderme yetkisini hükümete neresi vermiştir?
TBMM* Silahlı kuvvetlerimizin ülke dışına gönderme yetkisi TBMM tarfından hükümete verilir.
Bireyi sağ doğmak şartıyla, ana rahmine düştüğü andan itibaren hak sahibi kabul eden özel hukuk?
Medeni hukuktur.
Devlet denetleme kurulu hangi teşkilata bağlıdır?
Cumhurbaşkanlığı
Yeni kurulan bakanlar kurulunun göreve başlaması hangisi ile gerçekleşir?
Cumhurbaşkanının hükümet listesini onaylaması ile gerçekleşir.
Genel seçimlerden önce hangi bakanlıklar görevlerinden çekilir?
Adalet, ulaştırma, içişleri
Herhangi bir kuralın koymuş olduğu emir ve yasaklara uymama durumunda karşılaşılacak tepki nedir?
Müeyyide (yaptırım)
TBMM adına genel ve katma bütçeli idarelerin mali denetimini neresi yapar?
Sayıştay
İnsan haklarında ilk uluslararası hukuk aracı olarak bilinen çalışmayı yapan örgüt hangisidir?
Birleşmiş Milletler
Olağanüstü hal en fazla kaç ay süre ile ilan edilebilir?
6 ay
Atatürk milliyetçiliği deyimi hangi anayasamızda kullanılmıştır?
1982 anayasasında kullanılmıştır.
Mali yükümlülükler konusunda sayıştayla hangi mahkemenin itilafında sayıştay dikkate alınmaz?
Danıştay
Türkiye, insan hakları evrensel beyannamesini ne zaman imzalamıştır?
1948
İcra yetkisinin tamamen başbakan ve bakanlar kurulunda olduğu hükümet sistemi hangisidir?
Parlementer sistem
Teamülen yada geleneksel anayasa olarak bilinen anayasa hangisidir?
Yazısız anayasa
Bir kişi milletvekili olabilimek için en az kaç yaşını doldurmuş olmalıdır?
25
Devlet denetleme kurulu başkan ve üyelerini kim seçer?
Cumhurbaşkanı
TBMM'de başbakan ve bakanların cezai sorumlulukları nasıl denetlenir?
Meclis soruşturması
Siyasi partilerin kapatılması ile ilgili davaya hangi mahkeme bakar?
Anayasa Mahkemesi
Cumhurbaşkanlığı makamı boşalması halinde yenisi seçilene kadar yerine kim vekillik eder?***
Meclis başkanı
Bakanlar kurulu, bütçe tasarısını mali yılbaşından en az kaç gün önce TBMM'ye sunmak zorundadır?
75 gün
Meclis iç tüzüğünü neresi denetler?
Anayasa mahkemesi
Büyükşehir Belediyeleri nasıl kurulur?
Büyükşehir Belediyeleri KHK (Kanun hükmünde kararname) ile kurulur.
Belediyeler nasıl kurulur?
Belediyeler müşterek kararname ile kurulur.
Avrupa insan hakları mahkemesine başvurmak için ön şart nedir?
İç hukuk yolları tamamen tüketilmelidir
Milletvekillerinin dokunulmazlığını kim kaldırabilir?
TBMM
1982 anayasasına göre boşalan bir bakanlığa en geç kaç gün içinde atama yapılır?
1982 anayasasına göre boşalan bir bakanlığa en geç 15 gün içinde atama yapılır.
Tüzükler tarih belirtilmediği takdirde resmi gazete yayınlandıktan kaç gün sonra yürürlülüğe girer?
Tüzükler tarih belirtilmediği takdirde resmi gazete yayınlandıktan 45 gün sonra yürürlülüğe girer.
Türkiye'nin AB'ye ilk başvurduğu tarih?
1959 yılında şimdi adı AB olan AET'ye ilk ortaklık başvurusu yapılmıştır.
DGM ne zaman kuruldu ve kaldırıldıi?
DGM yani Devlet Güvenlik Mahkemesi, 61 anayasasında yapılan 1973 değişikliğiyle kuruldu. 2004 yılında kaldırıldı.
Yargıtay üyelerini kim seçer?
HSYK
Bakanlar kuruluna KHK çıkarma yetkisi ne zaman verildi?
Bakanlar kuruluna KHK çıkarma yetkisi 73 yılı değişikliği ile verildi. 61 anayasasıyla güçlendiliren yasamaya karşı yürütme bir nebze güçlendirildi. 82 anayasasında daha da güçlü bir yürütme görüyoruz.
Türkiye'de 2 Meclisli yönetim ne zaman olmuştur?
61 anayasasıyla birlikte 2 meclisli yönetim başlamıştır. 82 anayasasıyla birlikte kaldırılmıştır.TBMM ile birlikte eski siyasetçiler ve önemli kişilerin bulunduğu Cumhuriyet Senatosu vardı.
İlk kez özerk kuruluşlar ne zaman oluşturuldu?
61 anayasasında oluşturuldu. Üniversiteler ve TRT'ye özerklik verildi. * 71 muhtırasından sonra TRT'nin özerkliği kaldırıldı. Üniversiterin özerkliği azaltıldı.
Olağanüstü hal her defasında en fazla kaç ay uzatılabilir?
4 ay* Sıkıyönetim ilanı Cumhurbaşkanlığı başkanlığında toplanan bakanlar kurulu tarafından yapılır.* En fazla 6 ay süre ile ilan edilebilir. * Gerekiyorsa uzatma en fazla 4 ay olarak TBMM tarafından yapılır.
Başlangıç hükümleri ilk kez hangi anayasada yer aldı?
Başlangıç hükümleri ilk kez 61 anayasasında yer almıştır.
Temel hak ve özgürlüklerin en detaylı ele alındığı anayasa?
Temel hak ve özgürlüklerin en detaylı bir şekilde ele alındığı anayasa, 61 anayasasıdır.* Sosyal devlet ilkesi, Hukuk devleti ilkesi, Demokratik devlet ilkesi ilk kez anayasaya girmiştir.* Dernek kurma hakkı, sendika hakkı toplu sözleşme hakkı ve grev hakkı ilk defa verilmiştir.
Diyanet işleri başkanlığı ne zaman kuruldu?
Diyanet işleri başkanlığı 61 anayasası ile birlikte kurulmuştur.
İlk kez parlamenter sisteme geçtiğimiz anayasa hangisidir?
1961 anayasasıdır.
Anayasa mahkemesi kanunları hangi yönüyle inceler?
Anayasa mahkemesi kanunları şekil ve esas bakımından yani iki yönüyle de inceleyebilir.
Milletvekillerinin seçim tutanaklarını kim kabul eder?
Yüksek seçim kurulu
İdari ve vergi mahkemelerinin verdiği hükümlerin son inceleme yeri neresidir?
Danıştay
Anayasa mahkemesi ne zaman kuruldu?
Anayasa mahkemesi, 61 anayasasıyla birlikte kuruldu.
TBMM'de karar yeter sayısı kaçtır?
Toplantı yeter sayısının salt çoğunluğu [TBMM üye tam sayısının 1/4 +1'inden az olamaz (139)]
Çoğulcu demokrasi nedir?
Çoğulcu demokrasi, sadece seçilen parti değil azınlıklar ve sivil toplum örgütleri de söz sahibidir. 61 anayasasıyla birlikte çoğulcu demokrasi anlayışı Türk hayatına girmiştir.
1960 ihtilali
1960 ihtilali, sadece demokrat partiye karşı yapılmıştır. Dolayısıyla sadece demokrat parti kapatılmış ve maliye bakanı, dışişleri bakanı ve başbakan idam edilmiştir. Muhalefet partisi konumundaki CHP yeni anayasa yapımına bile katılabilmiştir.
Üniter devlet nedir?
Üniter devlette ülke tümüyle tek elden yönetilir. Yasalar tüm bölgelerde uygulanır. Herhangi bir bölgeye özel bir hak verilmez. Türkiye üniter bir devlettir.
Kanunların yürürlülüğe girmesi için en son hangi işlem yapılmalıdır?
Resmi gazetede yayımlanması. (Özel bir tarih belirtilmemişse, 45 gün sonra yürürlülüğe girer.)
Federal devlet nedir?
Günümüzde en tipik federal sistemle yönetilen devletler: ABD, Rusya, Kanada, Almanya'dır. Federal devlette ülke eyalet gibi birimlere ayrılır, her bölge kendi içinde özerk bir yapı oluşturur dışarıda devlete bağlıdır. Eyaletler kendi yasalarını çıkarıp uygulayabilir.
Karma hükümet sistemi hangi anasayamızda uygulanmıştır?
Karma hükümet sistemi 24 anayasasıyla uygulanmıştır. 61 anayasasıyla gerçek anlamda parlementer sisteme geçilmiştir.
Çoğunlukçu demokrasi anlayışı nedir?
Çoğunlukçu demokrasi mutlak dmeokrasidir. Azınlık ve sivil toplumlar gözetilmeksizin çoğunluk olarak seçilen partinin istediği olur. 1924 anayasası ile Türkiye'de çoğunlukçu demoktasi benimsenmiştir. 61 anayasasında verilen aşırı özgürlükler bunun bir ters etkisi sonucu bir tepki hareketi olarak ortaya çıkmıştır. 82 anayasasında da bu tepki biraz hafifletilmiştir.
Mecliste siyasi parti kurmak için kaç milletvekili gerekir?
20 milletvekili
Devletin dini islamdır maddesi ne zaman çıkarıldı?
Devletin dini islamdır maddesi, 21 anayasasına 23 değişikliği ile girmiştir.
24 anayasasından 28 değişikliği ile çıkarılmıştır. Bu bir laikleşme adımı olarak değerlendirilir.
Devlet başkanının doğrudan doğruya halk tarafından seçildiği sistem hangisidir?
Başkanlık sistemi
Ankara ne zaman başkent oldu?
Ankara, 13 Ekim 1923 yılında başkent olmuştur.
Sosyal devlet ilkesi ilk defa hangi anayasamızda yer almıştır?
1961 Anayasası
Türkiye'nin ilk sert anayasası hangisidir?
Türkiye'nin ilk sert anayasası, 1924 anayasasıdır. (Türkiye devleti bir cumhuriyettir. Bu maddenin değiştirilmesi dahi teklif edilemez.)
Kapitalist devlet nedir?
Kapitalist devlette üretim araçları şahıslara aittir. Parasal konumda güçlü olan birey daha üstün ayrıcalıklarra sahip olabilir.
Sosyalist devlet nedir?
Sosyalist devlette üretim araçları devlete aittir. Sınıfsal bir ayrılık yoktur.
AB ülkelerinde dönem başkanlığı ne kadar sürer?
6 ay
Yargı kurumlarının esaslarını ne belirler?
Yargı kurumlarının esaslarını, Yargılama (usül) hukuku belirler
Vergi hukuku davalarının üst mahkemesi?
Vergi hukuku davalarının üst mahkemesi, danıştay'dır.
2. Meşrutiyetin ilanında hangi grup etkili olmuştur?
2. Meşrutiyetin ilanında İttihat ve Terraki Fıkrası etkili olmuştur. 2. Meşrutiyetle birlikte etkisiz olan osmanlıcılık düşüncesi yerine Türkçülük akımı benimsenmiştir.
1. Meşrutiyet'in ilanında hangi grup aktif olmuştur?
Jöntürkler yani Genç Osmanlılar etkin bir tol üstlenmişlerdir.
1. Meşrutiyetin ilanında Osmanlıcılık düşüncesi etkili olmuştur.
Milletvekilliği ile bağdaşmayan eylemlerde ısrar eden vekile ne olur?
Milletvekilliği düşer.
Türklerin ilk anayasası nedir?
Türklerin ilk anayasası, osmanlı döneminde 1876 yılında 1. meşrutiyet ile ilan edilmiş Kanun-i Esasi'dir.
1877-78 Osmanlı-Rus harbinde (93 harbi) mebusan meclisinde aşırı muhalefet yapılması nedeniyle 2. Abdülhamid tarafından Mebusan meclisi kapatılmıştır. Fakat kanun-i esasi 1922 yılına kadar yürürlülükte kalmıştır. 1921 anayasası çerçeve anayasa olması nedeniyle kanun-i esasi ile birlikte 1 yıl gibi bir süre kullanılmak zorunda kalınmıştır
Osmanlıda batılı devletlerin baskısıyla yapılmış en büyük yenilik nedir?
Osmanlıda batılı devletlerin baskısıyla yapılmış en büyük yenilik, Islahat fermanıdır.
Olağanüstü hal durumunu hangisi uzatabilir?
TBMM
Osmanlıda ilk kez padişah nerede kanun üstünlüğünü kabul etti?
Tanzimat Fermanı ile padişah ilk kez kanun üstünlüğünü kabul etti. Ayrıca tanzimat fermanı tek taraflı olarak padişahın kendi isteğiyle ilan edilmiş olmasıyla da ayrı bir özellik taşır.
Olağanüstü hal ilan yetkisi kime aittir?
Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kuruluna aittir.
Osmanlıda ilk demokratikleşme adımı nedir?
Osmanlıda ilk demokratikleşme adımı, Sened-i ittifaktır.
Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkiyi hangi hukuk ele alır?
Türkiye ile Fransa arasındaki ilişkiyi, yani devletler arasındaki ilişkiyi devletler hukuku ele alır.
Bir Türk ile bir Fransız arasındaki ilişkiyi hangi hukuk ele alır?
Bir Türk ile bir Fransız arasındaki ilişkiyi, yani kişiler arasındaki ilişkiyi özel hukuk ele alır.
Mevzu hukuk nedir?
* Sadece yazılı kurallardır.
Bütçe kanunu hangi tarihte yürürlülüğe girer?
1 ocak
Pozitif hukuk nedir?
Yürürlükte olan yazılı, yazısız tüm kurallara pozitif hukuk denir.
İlk anayasal belge nedir?
İlk anayasal belge, sened-i ittifaktır.
2. Mahmut ile ayanlar arasında hazırlanmıştır.
Ayanları kontrol altına alarak, merkezi yönetimi güçlendirmiştir.
Meclis Hükümeti Sistemi
Meclis Hükümeti Sistemi:* Bir devlet başkanı yada başbakanlık makamı yoktur.* Kuvvetleri birliği ilkesi benimsenmiştir.* En tipik örneği İsviçre'dir. Türkiye 1921 anayasası geçerli olduğu 1921-23 yılları arasında meclis hükümeti sistemini kullanmıştır. 1923 yılında yapılan değişiklikle Türkiye Cumhuriyet sistemine geçmiştir.
Başkanlık Sistemi Özellikleri
Başkanlık Sistemi:* Sert bir kuvvetler ayrılığı vardır. Yasama yürütmeyi görevinden alamaz yada yürütme yasanın işine karışamaz.* Devlet başkanını halk seçer. (Türkiye'nin başkanlık sistemi ile ortak özelliği budur.)* Devlet başkanı bir parti mensubudur. Yani siyasidir.* En tipik örneği ABD'dir.
Parlamenter Sistem Özellikleri?
Parlamenter sistem:*Devlet başkanını meclis seçer. (Son düzenlemeyle Türkiye'de Cumhurbaşkanını halk seçer. Parlementer sistemden farkımız budur.)*Devlet başkanı siyasi değildir. Yani hiçbir partiyle bağlantısı yoktur.*Yumuşak bir kuvvetler ayrılığı vardır.* Türkiye bir parlementer sistem örneğidir.
Meşruti Monarşi Nedir?
Meşruti monarşi, meclis ve bir krallığın bulunduğu yönetim şeklidir.
İngiltere, Belçika, Japonya gibi devletler örnek gösterilebilir.
Bu devletlerde krallık artık önemini yitirmekle beraber temsili bir özellik kazanmıştır.
Mutlak Monarşi Nedir?
Sadece bir kişinin yönettiği devlet rejimidir.
Oligarşik Devlet Nedir?
Bir sınıfın yönettiği devletlerdir.
HABİTAT hangi uluslararası kuruma bağlıdır?
Birleşmiş Milletler'e bağlıdır.
Teokratik Devlet Nedir?
Teokratik Devlet, dini olarak bir kişi yada zümre tarafından yönetilen devlettir.
Mert Ali
Mesajlar: 130
Kayıt: 09 Eki 2016 15:09
İletişim:

02 Kas 2016 16:02

MADDE MADDE ANAYASA DERS NOTLARI
Devletin temel yapısını, yönetim biçimini, devlet organlarının birbiriyle olan ilişkilerini, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen temel kanuna “Anayasa” denir. Anayasa tüm kanunların temelidir. Yasalar anayasaya aykırı olamaz. Anayasaya aykırı olarak çıkarılan yasalar “Anayasa Mahkemesi” tarafından iptal edilir. 1921 ANAYASASI Ø Milli Egemenlik ilk kez dile getirilir. Ø Türk tarihinin en yumuşak anayasasıdır. Ø Yasama ve yürütme yetkisi mecliste toplandığı için Meclis hükümeti söz konusudur. Ø Meclisin bakanları her zaman değişebilir. Ø Bakanlar kurulunun meclise kullanabileceği hiçbir silahı yoktur. Ø Bakanlar teker teker meclis tarafından seçilir. Ø Devlet Başkanlığı müessesi yok. Ø Meclis hükümeti; yasama ve yürütme, yasamada birleşmiştir. Ø Milletvekili seçimlerini 2 yılda bir yapılmasını öngörmüştür. Ø Hangi ilin başkent olacağı karar verilmemiştir. 1924 ANAYASASI Ø Karma hükümet sistemi benimsenmiştir. Karma hükümet sistemi, meclis hükümet sistemi ile parlamenter hükümet sistemine geçiş arasındaki süreçtir. Ø Cumhuriyetin ilanı ile birlikte kabine sistemi oluşmuştur. Ø Anayasa sertliği söz konusudur: Anayasanın değişikliği konusuna ilişkin prosedür ayrıntılı işlenmiş ve bazı şartlara bağlanmıştır. Kanunların anayasaya aykırı olamayacağı hüküm altına alınmıştır. Fakat 1961 anayasasına kadar geçen sürede kanunların anayasaya uygunluğuna ilişkin bir yargısal denetim mekanizması mevcut olmadığından, anayasa ihlali sıkça görülmüştür. Ø Laiklik: Öncelikle 1928 yılında “Devletin dini İslam’dır” maddesi anayasadan çıkartılmış ve 1937 yılında da 6 Atatürk ilkesi anayasaya alınmıştır. Ø Kamu Hürriyetleri: Tabii Hak ilkesi kabul görmüştür. Bu ilke ile hürriyetin tanımı yapılmış ve sınırı çizilmiştir. Denetim mekanizmansın yokluğu dolayısıyla meclis tarafında sıkça çıkarılmıştır. Ø Çoğunlukçu demokrasi anlayışına sahiptir. Ø 1946 yılından itibaren çok partili siyasi hayat kabul edilmiştir. Ø 1946 yılından itibaren tek dereceli seçim sistemi benimsenmiştir. Ø Parlamenter sistemin ayırıcı özelliği; yürütme organın, yasama organından kaynaklanması ve ona karşı sorumlu olması. 1961 ANAYASASI Ø Yasama yetkisi Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olarak iki meclis arasında bölüşülmüştür. Parlamenter sistem uygulanmıştır. Ø Devlet Planlama Teşkilatı kuruldu (1960). Kalkınma ve yıllık planları hazırlar. Ø 27 Mayıs 1960 müdahalesiyle birlikte geçici bir anayasa düzeni kurulmuş ve meclisin yetkileri ile donatılmış Milli Birlik Komitesi (MBK) oluşturulmuştur. MBK, Kurucu Meclisin askeri kanadını oluştururken Danışma Meclisi sivil kanadı oluşturuyordu. Bu komitenin kurduğu Kurucu Meclis anayasa ve seçim kanunlarını yapmakla görevlendirilmiştir. Kurucu Meclis üyelerinin bir bölümü iki dereceli seçimle seçilen üyelerden, bir bölümü siyasal partilerin kendi seçtikleri temsilcilerden, diğer bölümü de çeşitli kuruluşların (üniversiteler, barolar, yargı organları gibi) temsilcilerden oluşmuştur. Üyelerin bir bölümü de Devlet Başkanı ve Milli Birlik Komitesi tarafından seçilmişti. Ø Anayasanın üstünlüğü: Anayasanın 8. maddesi ile anayasaya aykırı kanunların çıkartılamayacağı, uygulanamayacağı belirtildikten sonra, Anayasanın yasama, yürütme ve yargı organları ile idareyi ve kişileri bağladığı belirtilerek Anayasanın üstünlüğü
gerçekleştirilmiştir. Ayrıca kurulan yargısal denetim mekanizması ile önemli bir güvence sistemi getirecek anayasanın üstünlüğü sağlanmaya çalışılmıştır. Anayasa Mahkemesi kurulmuştur. Ø Kuvvetler ayrılığı ilkesi: Yasa yapma yetkisi TBMM, yargı yetkisi Mahkemelere ve yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kuruluna verilmiştir. Yargı erkinin bağımsızlığı ile pratik önem kazanmaktadır. Ø Devlet iktidarının paylaşımı: İki meclis sistemi getirilmiştir. Buna göre meclis yani yasama organı Millet Meclisi ve Cumhuriyet Senatosu olarak ikiye ayrılmıştır. Genel idare içinde özerk yönetimle, kendi kendilerini yönetme yetkisine sahip kuruluşların yapılanmasına izin vermektedir. Örneğin; üniversiteler ve radyo televizyon idarelerinin konumu bu kapsamdaydı. Ø Çoğulcu toplum yapısının geliştirilmesi: Siyasi partiler güvenceli bir hukuki statüye kavuşturulmuştur. Sendikalar hakkında düzenlemeler iş hukukun gelişimi ve demokratik esaslara uyumu açısından önemli sonuçlar doğurmuştur. Özerk statüye sahip kamu kuruluşları kurulmuştur. Ø Temel hakların genişletilmesi ve güçlendirilmesi: Önceden izin almaksızın toplantı ve yürüyüş yapma hakkı getirilmiştir. Temel hak ve hürriyetler, anayasanın sözüne ve ruhuna uygun olarak kanunla sınırlanabilir. Bu madde ile temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması ağırlaştırılmıştır. 1961 anayasası ile temel hak ve hürriyetlerin sınırlanması, yargısal denetime tabii kılınacak önemli bir gelişme sağlanmıştır. Ø Sosyal devlet: Amaç sosyal adaleti, barışı ve toplumsal dengeyi sağlamaktır. Bu amaca ulaşmak için devlet aktif olarak ekonomik ve sosyal hayata müdahale ederek sosyal devlet anlayışını uygulamakla yükümlüdür. Ø Parlamenter sistem; yasama ve yürütmenin yumuşak bir şekilde ayrıldığı sistemdir. Yarı doğrudan demokrasilerde görülür. En önemli aracı referandum. Referandum, Anayasal değişikliklerin halk oyuna sunulmasıdır. 1961 ANAYASASININ UYGULANMASI 1961 anayasası %40’a yakın bir muhalefetle kabul edilmiştir. Muhalefetin nedenleri: Ø 27 Mayıs hareketiyle iktidardan uzaklaştırılan Demokratik Parti taraftarlarının bu hareket sonucu hazırlanan 1961 Anayasanın haksız mücadelenin ürünü olduğunu düşünmeleri. Ø Anayasa hazırlanırken Demokrat Parti tabanın dışlanmasıdır. 1961 ANAYASASI 1971-1973 ARA REJİMLERİ DÜZENLEMELRİ Ø Yürütme güçlendirilmiştir. Bakanlar kuruluna KHK (Kanun Hükmünde Kararname) çıkarma yetkisi verilmiştir. Ø Temel haklarda sınırlamalar getirilmiştir. Tabii yargı yolu yerine kanuni yargı yolu getirilmiştir. Ø Yargısal denetimde sınırlamalar getirilmiştir. Anayasa mahkemesine iptal davası açma hakkına sahip taraflarda sınırlamalar getirilmiştir. Cumhurbaşkanı ve ana muhalefet partisidir. Anayasa mahkemesi Anayasa değişikliklerini ancak şekil yönünden denetleyebilir. Ø Askeri Yüksek İdari Mahkemesi kurularak asker kişilerle ilgili idari işlem ve eylemlerin denetimi Danıştay’ın görevinden çıkarılmıştır. Ø Ayrıca hakimlerin atanmalarında genel yöntemden sapan Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulmuştur. Ø TRT’nin özerkliği kaldırılmış ve üniversitelerin özerkliği azaltılmıştır. Ø Vergi, resim, harçların muafiyet ve istisnaları ile nispet ve hadlerine ilişkin hükümlerde değişiklik yapmaya Bakanlar Kurulu yetkili kılınmıştır. Ø Bu değişikliklerin yapılmasının ana nedeni, 1961 anayasasının devlet otoritesini zayıflattığı, devleti güçsüz kıldığı düşüncesinde yatmaktadır.
1982 ANAYASASI 12 Eylül 1980’de asker yönetime el koydu. Böylece ülke yönetimine ilişkin tüm görev ve yetkileri Milli Güvenlik Konseyi (MGK) yürütüldüğü geçici bir dönem başlamıştır. MGK’nın yetkileri: Ø MGK Başkanı Cumhurbaşkanın yetkilerine sahipti Milli Güvenlik Konseyi de Anayasanın Cumhuriyet Senatosuna ve TBMM’nin yetkilerine sahipti. Ø Konsey Anayasayı değiştirme yetkisine sahipti. Bu yetki ile Konsey Kurucu İktidar özelliğini taşımaktadır. Ø Konseyce yapılan işlemler, çıkarılan kanunlar hakkında Anayasaya aykırılıktan yargı yoluna başvurulamazdı. Ø Bakanlara kamu personeli hakkında uygulanacak işlemler ve alınacak kararlar için yürütmenin durdurulması istemi ileri sürülemezdi. Milli Güvenlik Konseyi 1981 yılında Kurucu Meclis hakkında kanun ile yeni bir anayasa çalışmalarına başlamıştır. Bu kanuna göre Kurucu Meclisin görevleri: Ø Yeni anayasayı ve bu anayasanın halk oyuna sunuluşunu hazırlamak. Ø Siyasi partiler kanunu hazırlamak ve seçim kanunu hazırlamak. Ø TBMM kurulup göreve başlayıncaya kadar yasama yetkisine dayanarak, kanun koyma, değiştirme, kaldırma görevlerini yapma. Kurucu Meclis 2 kanattan oluşuyordu. Milli Güvenlik Konseyi (askeri kanat) Danışma Meclisi (sivil kanat). Danışma Meclisi, kanun tasarısı ve teklifleri ile Anayasa metnini hazırlayıp MGK’ya sunuyordu. MGK bu metinleri değiştirerek ya da tam olarak kabul edip Resmi Gazetede yayınlıyordu. Danışma Meclisi 120+40 üyeden oluşuyordu. 40 üye doğrudan MGK’ca seçiliyordu. 120 üye ise; her ilin Valileri kendi iline ait kontenjanın 3 katı kadar üyeyi MGK’ya bildiriyordu MGK da seçiyordu. 1982 Anayasası ve 1961 Anayasası Benzerlikleri: Ø Askeri müdahale ile oluşmuşlardır. Ø Anayasalar yürürlüğe girmeden önce halk oyuna sunulmuşlardır. Ø Her iki Anayasanın sivil kanadının yetkileri sınırlıydı. Bakanlar kurulunu kurma, düşürme yetkileri yoktu. Ø Her iki Anayasada bir askeri bir sivil kanadın oluşturduğu kurallar aracılığıyla yapılmıştır. Ø 1961 Anayasası Askeri kanat: Milli Birlik Komitesi, Sivil kanat: Temsilciler Kurulu. 1982 Anayasası Askeri kanat: Milli Güvenlik Komitesi, Sivil kanat: Danışma Meclisidir. 1982 Anayasası ve 1961 Anayasası Farklılıkları: Ø 1961 Anayasasında yer alan Sivil Kanat (Temsilciler Kurulu) daha temsili nitelik taşırken. 1982 Anayasasında Sivil Kanat Danışma Meclisinin üyeleri atanmıştır. Ø CHP, CKMP 1961 Anayasanın hazırlanmasında rol alırken 1982 Anayasasında yani Danışma Meclisinde hiçbir siyasi parti yok. Danışma Meclisi daha bürokratik bir görevdedir. Ø Temsilciler Meclisi, Danışma Meclisinden daha yetkiliydi. Ø 1961 Anayasasında halk oylamasında ne olacağı belliyken (Anayasa kabul edilmez ise yeniden seçim yapılacak ve yeni Temsilciler Meclisi kurulacaktı). 1982 Anayasasında böyle bir hüküm yoktu. Ø 1961 Anayasasında siyasi partiler kamuoyu oluşturma açısından rol alırken. 1982 Anayasasında hiç bir muhalif harekete izin verilmemiştir. Ø 1982 Anayasası halk oyuna sunulurken Cumhurbaşkanlığı seçimi de yapılmıştır.
1982 ANAYASASININ ÖZELLİKLERİ Ø Daha ayrıntıcıdır. Ø Geçiş dönemi öngörmüştür. Bir defaya mahsus olarak Cumhurbaşkanlığı seçimi halka yaptırılmıştır. Ø Katı ve serttir. Anayasa değişikliği Cumhurbaşkanlığı onayı şartı ilk kez getirilir. Ø Milli Güvenlik Konseyinin düzenlediği kanunların anayasaya aykırılığı iddia edilemez. 2001 değişiklikleriyle çıkarılmıştır. Ø Otoritenin ağırlığı artmıştır. Kamu yararının, kişilerin yararından önce geldiği düşüncesi ve anarşi kaygıları sebebiyle hak ve hürriyetlerde sınırlamalara gidilmiştir. Güçlü devlet, otoriter idare kavramları ön plana çıkmıştır. Ø Yürütme organı güçlendirilmiştir. Cumhurbaşkanı makamı güçlendirilmiştir. Ø Siyasi karar alma mekanizmalarındaki tıkanıkları giderici hükümler getirilmiştir. Ø Daha az katılımcı bir demokrasi modelini benimsemiştir. Siyasi partilerin kadın ve gençlik kolu gibi ayrıcalık yaratan yan kuruluşları meydana getirme yasaklanmıştır. 1995 değişiklikleriyle hepsi çıkarılmıştır. Seçim dönemi 5 yıla çıkartılır. Hukuk Devleti Ø Yürütme işlemlerinin yargısal denetimi olması Ø Yasama işleminin yargısal denetime tabi olması Ø Kanuni hakim güvencesi: Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir mahkeme önüne çıkarılamaz. Ø Yargı bağımsızlığı Ø Kuvvetler ayrığının benimsenmesi ilkeleri geçerlidir. Sosyal Devlet Ø Herkese insan haysiyetine yakışır asgari bir hayat düzeni sağlamalıdır. Ø Vergi adaleti. Ø Kamulaştırma ve devletleştirme. Ø Planlama. Ø Sosyal haklar. Anayasa değişiklikleriyle ilgili olarak: Ø Bazı hükümlerinin değiştirilmesinin tamamen yasaklanmasına. Anayasa değiştiren kanunların kabulü için özel yöntemler öngörülmüştür. Ø Teklif ve kabul yeter sayısının kanunlarınkine göre daha yüksek olması. Ø Bazı durumlarda referanduma başvurulmasının zorunlu olması. DEVLETİN TEMEL İLKELERİ Devletinin şeklinin Cumhuriyet olduğunu – Cumhuriyetin nitelikleri – Devletin bütünlüğünü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti belirtilir. Bu 3 maddeden sonra gelen 4. maddede ilk 3 maddenin değiştiremeyeceği, değiştirilmenin teklif dahi edilemeyeceği belirtilir.
SEÇİMLER 1.Genel Oy: 1924 yılında erkekler için genel oy, 1934 yılında da kadınlara tanınmıştır. Sınırlamalar; 18 yaş ve seçmen kütüğüne kayıtlı olmak. Her vatandaşın, milletvekili veya yerel yönetim seçimlerinde, yaş ve sezginlik dışında başka bir nitelik aranmadan oy hakkına sahip olması. Sahip olunan servet, ödenen vergi miktarı, öğrenim durumu, cinsiyet gibi sınırlamalar olmaksızın, bütün vatandaşların oy hakkına sahip olmalarıdır. 2. Eşit Oy: Hiçbir kritere bakılmaksızın her seçmenin tek bir oya sahip olmasıdır. 3. Seçimlerin Serbestliği: 1982 anayasasında oy kullanmayanlara getirilen para cezası ile ihlal edilmiştir. 4. Tek Dereceli Seçim: Temsilciler seçmen tarafından doğrudan seçilirler. 1946 yılından itibaren uygulanmıştır. İki dereceli seçim sistemi uygulanması 1982 Anayasasına göre mümkün değildir. 5. Oyun Gizliliği: 1950 seçimlerinde ilk defa uygulanmıştır. 6. Açık Sayım ve Döküm: Her şey açık yapılıyor. Sayım ve döküm ilk kez 1950 yılında yapıldı. 7. Seçimlerin Yargı Organlarının Yönetim ve Denetiminde Yapılması: Seçimlerde yargısal karar organı olarak Yüksek Seçim Kurulu (YSK) yetkilidir. Kararları kesindir. Bu ilke 1961 ve 1981 yıllarında yer almıştır. 8. Çok Partili Siyasi Hayat: Siyasi partiler önceden izin almaksızın kurulurlar ve Anayasa, kanun hükümleri içinde faaliyetlerini sürdürürler. Vatandaşlar siyasi parti kurma ve usulüne göre partilere girme ve çıkmaz hakkına sahiptir. Siyasi partilere üye olma yaşı 18’dir. SİYASİ PARTİLERİN FAALİYETLERİNE GETİRİLEN SINIRLAMALAR 1. Amaçlarına ilişkin yasaklar: Cumhuriyet ve laiklikle çelişen partiler kurulamaz. 2. Örgütleme ve çalışmalarına ilişkin yasaklar: Hakim ve savcılar, yüksek yargı organları mensupları, memur statüsündeki görevliler, işçi niteliği taşımayan kamu görevlileri, silahlı kuvvetler mensupları, yüksek öğretim öncesi öğrenciler siyasi partilere üye olamazlar. 3. Siyasi partiler ticari faaliyetlerinde bulunamazlar: Siyasi partilerin gelir ve giderleri amaçlarına uygun olması gerekir. Bu denetimi Anayasa Mahkemesi yapar. Dip Not: Siyasi partiler herhangi seçim çevresinden milletvekili çıkarabilmesi için; ülke genelindeki geçerli oyların toplamının en az %10’nu alması gerekmektedir. Siyasi Partilerin Kapatılması Sadece Cumhuriyet Başsavcısı açabilir. Dava Anayasa Mahkemesine açılır ve burada kesin kara bağlanır. Cumhuriyet Başsavcısı davayı re’sen açabileceği gibi, Bakanlar Kurulu kararı veya Adalet Bakanı ya da bir siyasi partinin talebi üzerine açabilir. Bir siyasi partinin kapatılması kararında Anayasa Mahkemesi 3/5 çoğunluğun oyu şartı getirilmiştir. Siyasi Partilere Devlet Yardımı %10 barajını açanlara verilir. Barajı aşmamış olmakla beraber, milletvekili seçimlerinde toplam geçerli oyların %7’sinden fazlasını almış bulunan partilere yapılır. Temel Hak ve Hürriyetlerin Kullanılmasının Durdurulması Savaş, sıkıyönetim, seferberlik, olağan hal zamanlarında mümkündür. Bazı sınırlamalar vardır; milletlerarası hukuktan hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen ya da tamamen durdurulabilir. Hiçbir şekilde durdurulamayacak temel hak ve hürriyetler: Ø Yaşama hakkı, maddi ve manevi bütünlüğü koruma hakkı, suç ve cezaların geçmişe yürütülememesi, masumluk karinesi (suçluluk kesinleşinceye kadar masumluk).
YÜRÜTME ORGANIN YAPISI VE CUMHURBAŞKANI CUMHURBAŞKANI Cumhurbaşkanı 1982 Anayasasına göre TBMM tarafından seçilmektedir. 1961 Anayasasından farklı olarak 1982 Anayasasında Cumhurbaşkanın TBMM dışından da seçilmesine imkan tanınmıştır.Cumhurbaşkanı seçilebilmek için: Ø 40 yaşını doldurmuş olmak. Ø Yüksek öğrenim yapmış olmak. Ø Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip ve T.C. vatandaşı olmak. Ø Cumhurbaşkanın TBMM dışından da aday gösterilmesi Meclis üye tam sayısının en az 5/1’nin yazılı önerisiyle mümkündür. Cumhurbaşkanın tarafsızlığını sağlamak için: Ø Görev süresi 7 yıldır. Ø Bir kimsenin iki kez Cumhurbaşkanı seçilmemesi.
Ø Seçimde nitelikli çoğunluğun aranması.
Ø Bulunduğu siyasi partiden istifa etme gibi düzenlemeler yapılmıştır. Cumhurbaşkanın seçimi: Ø Cumhurbaşkanlı seçimi 4 turla yapılır. 4 turda seçilmezse Meclis seçimleri yenilenir. Bu düzenleme 1982 Anayasasıyla ilk kez yer almıştır. Ø Cumhurbaşkanın görev süresinin dolmasına 30 gün önce veya Cumhurbaşkanı makamının boşalmasından 10 gün sonra seçim yapılmalıdır. Seçime başlama tarihinden itibaren 30 gün içinde sonuçlandırılır. Not: Cumhurbaşkanı siyasal ve hukuki sorumsuzdur. Cezai bakımdan sadece, vatana ihanet suçundan ve meclis üye tam sayısının 4/3’ünün vereceği kararla suçlandırılabilir. Cumhurbaşkanın Görev ve Yetkileri: Yasama ile İlgili Görevleri ve Yetkileri:
Ø Kanunları yayımlamak. Ø Anayasa değişiklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü taktirde halk oyuna sunmak. Ø Yasama yılının ilk gününde TBMM açılış konuşması yapmak. Ø TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek. Ø Kanunların, KHK ve içtüzüklerin Anayasa aykırılığı iddiası ile iptal davası açmak. Yürütme ile İlgili Görevleri ve Yetkileri: Ø Başbakan atamak, istifasını kabul etmek, başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak göreve son vermek.
Ø Gerekli hallerde Bakanlar Kuruluna Başkanlı etmek. Ø Yabancı devletlere temsilci göndermek. Ø Milletler arası antlaşmaları onaylamak. Ø TBMM adına Başkomutanlık etmek. Ø Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek (TBMM ile kullanır). Ø YÖK üyelerini ve üniversite rektörlerini seçmek. Ø Genel Kurmay Başkanına atama ve Milli Güvenlik Kuruluna başkanlı etmek. Ø Genel Kurmay Başkanını atamak. Bakanlar Kurulu’nun teklifiyle. Genel Kurmay Başkanı görev ve yetkilerinden dolayı Cumhurbaşkanına sorumludur. Ø Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve başkanını atamak.
Yargı ile İlgili Görevleri ve Yetkileri: Ø Anayasa Mahkemesi üyelerini seçmek. Ø Danıştay üyelerinin 4/1’ini seçmek. Ø Yargıtay Cumhuriyet Baş Savcısı ve vekilini seçmek. Ø Askeri Yargıtay üyelerini seçmek. Ø Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek. Ø Askeri Yüksek İdari Mahkemesi üyelerini seçmek. Dip notlar: Ø Cumhurbaşkanın Yargıtay üyesi seçme hakkı yoktur. Ø Cumhurbaşkanın tek başına yapacağı işlemlere karşı yargı mercilerine başvurulamaz. Ø Cumhurbaşkanın, Bakanlar Kurulu ile birlikte yaptığı işlemlerden dolayı Başbakan ve ilgili Bakanlar sorumludur. Buna karşı imza kuralı denir. Ø TBMM Başkanı Cumhurbaşkanına vekalet eder. Ø Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenmiştir. 1982 Anayasası ile verilmiştir. Ø Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği, Cumhurbaşkanlığı adına incelme ve araştırma yapar. 1982 Anayasası ile benimsenmiş olan kurul Devlet Denetleme Kuruludur. Silahlı Kuvvetler ve Yargı organları denetim alanı dışındadır. Ø Görev süresinin dolmasıyla nedeniyle Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde, seçilen yeni Cumhurbaşkanı görevine başlayıncaya kadar bu görevi görev süresi dolan Cumhurbaşkanı yapar. Ø Cumhurbaşkanı MGK’ya başkanlık etmektedir. MGK’nın gündemini MGK Genel Sekreteri yapar.
BAKANLAR KURULU 1. Bakanlar Kurulu: Başbakan ve bakanlardan oluşur. Milli güvenliğin sağlanmasından sorumludur. 2. Başbakan: Cumhurbaşkanınca TBMM üyeleri arasından atanır. 3. Bakan: TBMM üyeleri veya Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir. Meclis dışındanda seçilebilir. Dip notlar: Ø Cumhurbaşkanın, bakanları Başbakanın önerisi üzerine görevlerine son vermesi hükmü ilk kez 1982 Anayasasında yer almıştır. Ø Bakanlar kurulunun başkanı Başbakandır. Olağanüstü dönemlerde Cumhurbaşkanıdır. Ø Başbakan bakanların hiyerarşik amiri değildir. Ø Boşalan bir bakanlığa 15 gün içersinde atama yapılması gerekir. Bir bakan birden fazla bakanlığa vekillik edemez. Ø TBMM genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları görevlerinden çekilir. Ø Bakanların kurulması ve kaldırılması, görevleri KANUNLA düzenlenir. Ø Bakan, Bakanlığın emrine verilen paraları harcama yetkisine sahiptir. Ø Bakan, tüzel kişiliğe bağlı kuruluşları üzerinde vesayet yetkisine sahiptir. YASAMA ORGANIN YAPISI Yasama yetkisi Türk halkı adına TBMM kullanır. Türkiye Büyük Millet Meclisi 550 milletvekilinden oluşur. Milletvekili seçilebilme şartları: Ø Türk vatandaşı olmak. Ø 30 yaşını doldurmuş olmak. Ø En az ilkokul mezunu olmak. Ø Askerlik hizmetini yapmış olmak. Ø Yüz kızartıcı suç işlememiş olmak. Ø Kamu hizmetlerinden yasaklı olmamak. Ø Taksirli suçlar hariç toplam 1 yıldan daha fazla ağır hapis cezası almamak. Seçimler: Ø TBMM seçimleri 5 yılda bir yapılır. Ø TBMM ve Cumhurbaşkanı seçimlerin yenilenmesine karar verebilir. Ø Cumhurbaşkanı seçilmediği takdirde meclis feshedilir ve 3 ay içersinde yeni seçimler yapılır.
Ø Savaş durumunda TBMM seçimleri 1 yıl ertelenebilir. Ø TBMM üyelerinin %5’i boşalırsa ara seçime gidilir. Ara seçim her seçim döneminde bir kez yapılır. Genel seçimden 30 ay geçmedikçe ve genel seçimlere 1 yıl kala ara seçim yapılamaz. Ø Üye tamsayısının %5’i boşalırsa ara seçimlerin yapılmasına 3 ay içersinde karar verilir. Ø Seçimler, yargı organlarının denetimi altında yapılır. Bu yargı organı Yüksek Seçim Kuruludur. Kararları kesindir, itiraz edilemez. Ø Hakim ve savcılar ile yüksek yargı mensupları, öğretim elemanları, YÖK üyeleri, memur ve işçi olmayan diğer kamu görevlileri, ordu mensupları görevlerinden ayrılmadıkça aday olamazlar ve milletvekili seçilemezler. Ø Milletvekili, meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içersinde toplam 5 birleşim günü katılmadığı durumda milletvekilliği düşer. Ø Yasama dokunulmazlığı kaldırılan veya üyeliği düşen milletvekili, Meclis Genel Kurulu kararının alındığı tarihten başlayarak 7 gün içinde Anayasa Mahkemesine başvurulur. Anayasa Mahkemesi de bu kararı 15 gün içersinde kesin karara bağlar. Ø TBMM 550 milletvekilinden oluşur ve milletvekilleri, her biri birer seçim çevresi olan illerden seçilir. Ancak, bir siyasal partinin bir ilden milletvekili çıkarabilmesi için, hem Türkiye genelindeki, hem de o ildeki geçerli oyların en az %10’nu kazanması gerekir. Yüksek Seçim Kurulu Ø TBMM üyelerinin seçim tutanaklarını kabul etme görevi Yüksek Seçim Kurulunundur. Ø Seçimler, yargı organlarının denetimi altında yapılır. Bu yargı organı Yüksek Seçim Kuruludur. Kararları kesindir, itiraz edilemez. Ø 1982 Anayasasına göre Yüksek Seçim Kurulu üyelerini; Yargıtay ve Danıştay Genel Kurulları seçer. TBMM’nin Görev ve Yetkileri Ø Kanun koymak, değiştirmek. Ø Bakanlar kuruluna Kanun Hükmünde Kararname çıkarma yetkisi vermek. Ø Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek. Ø Bakanlar Kurulunu denetlemek. Ø Ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek. Ø Milletlerarası anlaşmaların onaylanmasına karar vermek. Ø Para basılmasına karar vermek. Ø Savaş ilanına karar vermek. Ø Genel ve özel af ilanına karar vermek. Ø Savaş hali ilanı ve silahlı kuvvet kullanılmasına karar vermek. Dip Notlar: Ø TBMM bir yasama yılında en fazla 3 ay tatil yapar. Ø TBMM, Ekim ayının ilk günü Cumhurbaşkanın açılış konuşmasıyla çalışmalarına başlar. Ø TBMM bütçe komisyonu 40 kişiden oluşur. 25 iktidar, 15 muhalefet üyelerinden oluşur. Ø Unutulmamalıdır ki Cumhurbaşkanın tek veto edemediği kanun bütçe kanunudur. Ø Milletlerarası anlaşmalar. KANUN niteliğindedir itiraz edilemez. Ø Toplantı yeter sayısı demek; üye tamsayısının en az 1/3’ü demek yani 184 milletvekili. Ø Karar yeter sayısı ise; toplantıya katılanların salt çoğunluğudur. Karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsayısının 1/4 ‘nün bir fazlasından az olamaz. Ø Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir. Ø TBMM tarafından kabul edilen kanunları Cumhurbaşkanı 15 gün içersinde yayımlar. Cumhurbaşkanı, yayımlanması uygun bulmadığı kanunları tekrar görüşülmek üzere TBMM’ye geri gönderir.
Kanun Hükmünde Kararname (KHK) 1971 yılında yapılan değişiklerle Anayasamıza girmiştir. Ø Olağan dönemlerde; Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılır. Ø Olağanüstü dönemlerde; Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılır.
Ø KHK çıkarmak için TBMM tarafından Bakanlar Kuruluna yetki kanunu ile izin verilmesi gerekir. Olağanüstü dönemde çıkartılan KHK’ de yetki kanuna ihtiyaç yoktur. Ø KHK kişi hakları ve ödevleri ile ilgili haklar ve ödevler düzenlenemez. Ø KHK başka bir tarih belirlenmemişse Resmi Gazetede yayımlandıkları gün yürürlüğe girer ve aynı gün TBMM’ye sunulur. TBMM’ye sunulmayan kararnameler bu tarihte yürürlükten kalkar. Tüzük: Kanunların uygulanmasını göstermek ve emrettiği işleri belirlemek amacıyla çıkarılır. Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılır ve Danıştayın incelemesinden geçirilir. Tüzüğün şekli şartı Danıştayın incelenmesinde geçmektedir. Yönetmelikler: Başbakan, Bakanlıklar ve Kamu Kurum ve Kuruluşların kendi iç yapılarına ve çalışma sistemlerini belirlemek amacıyla çıkarılır. TBMM’NİN BİLGİ EDİNME VE DENETİM YOLLARI Ø Soru: Bakanlar Kurulu adına, sözlü veya yazılı olarak cevaplandırılmak üzere Başbakan veya Bakanlardan bilgi istenilmesidir. Ø Genel Görüşme: Toplumu ilgilendiren belli bir kanunun TBMM genel kurulunda görüşülmesidir.
Ø Meclis Soruşturması: Başbakan veya Bakanların cezai sorumlulukların araştırılmasıdır. TBMM üye tamsayısının en az onda biri tarafından verilir. Ø Meclis Araştırması: Belli bir konuda bilgi edinmek için yapılan incelemedir. Ø Gensoru: Hükümetin veya bir Bakanın siyasal sorumluluğuna yol açabilir. Gensoru en az 20 milletvekili tarafından verilir. Dip not: Başbakanın Yüce Divan’a sevki halinde hükümet istifa etmiş sayılır.
OLAĞANÜSTÜ YÖNETİM USULLERİ 1982 Anayasasına göre olağanüstü hal ilan yetkisi Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kuruluna aittir. 1982 Anayasasına göre üç türlü olağanüstü hal rejimine yer verişmiştir. İki durumda olağanüstü hal ilan edilmekte diğer durumda ise sıkı yönetim ilan edilmektedir. Olağanüstü hal ilanın birinci nedeni, tabii afet, tehlikeli salgın hastalıklar veya ağır ekonomik bunalım halleridir. İkinci nedeni; şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzenin ciddi şekilde bozulmasıdır. Üçüncü nedeni; sıkı yönetimdir. Savaş hali durumunda ilan edilir. Olağanüstü Hal İlan Şekilleri 1. Olağanüstü hal ilan şekli; Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu tarafından ilan edilir. 2. ve 3. Olağanüstü hal ilan şekli; Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü alarak sıkı yönetim ilan edilir. Dip Notlar: Ø Her üç durumda da olağanüstü hal veya sıkı yönetim ilan edildikten sonra Resmi Gazetede yayımlanır ve TBMM’ye sunulur. Ø Olağanüstü hal 6 ay için ilan edilir. Gerekli şartlar oluştuğunda 4 ay uzatabilir. Ø Sıkı yönetim ilan edildikten sonra; Ø Kolluk görev ve yetkileri askeri makamlara geçer. Ø Temel hak ve hürriyetler sınırlanabilir veya durdurulur. Ø Bazı suçlar Askeri Mahkemelerde görülür. YARGI ORGANIN YAPISI Hakimlik Teminatı: Hakimlik teminatının en önemli sorunu azlolunma ilkesidir. 1982 Anayasası bu teminatın içersine savcıları da almıştır. İlgili maddeye göre hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz, bir mahkemenin veya kanunun kaldırılmasıyla sebebiyle olsa, aylık ödenek ve diğer özlük haklardan yoksun kılınamazlar. YÜKSEK MAHKEMELER
1. Anayasa Mahkemesi:
Ø 11 asıl ve 4 yedekten oluşur. Ø Üyelerini Cumhurbaşkanı seçer. Ø Salt çoğunlukla karar verir. Görevleri: Ø Kanunları, KHK’leri ve TBMM iç tüzüğünü Anayasa uygunluk şekilde denetler. Ø Cumhurbaşkanı, Bakanları, Yüksek Mahkeme başkan ve üyelerini, başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcısı vekilini, hakimler ve savcılar Yüksek Kurulu üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla denetler.
Ø Yasama dokunulmazlıklarının iptaline karşı davalara bakar. Ø Siyasi partilerin mali denetimini yapar. Ø Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanını kendi üyeleri arasından seçer. Ø Siyasi partilerin kapatılması hakkındaki davalara bakar.
2. Yargıtay:
Adliye Mahkemelerince verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Yargıtay üyeleri, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerince seçilir.
3. Danıştay:
İdare ve Vergi Mahkemelerince verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Üyelerinin dörtte üçü Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, dörtte biride Cumhurbaşkanı tarafından seçilir. Tüzüğün yargısal denetimini yapar. Bakanlar Kurulu tarafından gönderilen kanun tasarıları hakkında görüş bildirmekle yükümlüdür.
4. Askeri Yargıtay:
Askeri mahkemelerden verilen karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından seçilir.
5. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi:
Asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapar.
6. Uyuşmazlık Mahkemesi:
Adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir.
7. Sayıştay*:
Genel ve Katma bütçeli dairelerin bütün gelir ve giderlerini inceleyen yüksek hesap mahkemesidir. Sayıştayın kesin hükümleri hakkına ilgililer yazılı bildirimler tarihinden itibaren 15 gün içinde bir kereye mahsus olmak üzere karar düzeltilmesi isteminde bulunabilirler. Genel ve katma bütçeli dairelerin gelir, gider ve mallarını TBMM adına denetler.
8. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu*:
Adli ve İdari hakim ve savcıları mesleğe kabul etme, atama, nakletme ve terfi işlemlerini yapar. Kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Cumhurbaşkanı Hakimler ve Savcılar Kurulundan Anayasa Mahkemesine üye seçmez. Hakimler ve Savcılar Kurulunun kararlarına karşı yargıya başvurulamaz. *Yüksek Mahkemeler arasında yer almaz, fakat Yüksek Mahkeme statüsünde sayılmışlardır.
TÜRKİYENİN İDARİ YÖNETİMİ A) MERKEZİ YÖNETİM Merkezi İdarenin Başkent Teşkilatı 1. Cumhurbaşkanı 2. Bakan 3. Bakanlar Kurulu 4. Başbakan Başkentteki Yardımcı Kuruluşlar 1. Danıştay; 12 daireden oluşur. 2. Sayıştay; Vize ve tescil işlemi yapar. Genel uygunluk bildirimi 75 gün içinde TBMM’ye sunar.3. Milli Güvenlik Kurulu Görevleri: Ø Milli güvenlik siyaseti doğrultusunda belirlenecek hedeflerin gerçekleştirilmesine ilişkin hangi tedbirler alınacağı. Ø Devletin mili güvenlik politikasını belirlenmesi ve uygulaması ile ilgili kararların alınması ve gerekli koordinasyonun sağlanması. Ø Olağanüstü hal, sıkıyönetim ve savaş hali için görüş bildirmek. Ø Devletin bütünlüğü için tedbirlerin alınacağını belirlemek.
MGK’nın oluşumu:
Ø Cumhurbaşkanı Ø Başbakan Ø Genel Kurmay Başkanı Ø Milli Savunma Bakanı Ø İçişleri ve Dışişleri Bakanı Ø Kara, Deniz, Hava Kuvvetleri Komutanlığı Ø Jandarma Genel Komutanlığı Ø Adalet Bakanlığı Ø Başbakan Yardımcıları 4. Devlet Planlama Teşkilatı
B. YEREL YÖNETİM 1. İl özel idareleri v İl Genel Meclisi v İl Daimi Encümeni v Vali 2. Belediyeler3. Köyler ULUSLAR ARASI KURULUŞLAR AVRUPA BİRLİĞİ Brüksel’de 18 Nisan 1951 yılında 6 Avrupa ülkesi (Belçika, Almanya, Fransa, İtalya, Hollanda, Lüksemburg) Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nu kurmuştur. İlk somut adım. 1957’de Roma’da imzalanan anlaşma ile Avrupa Ekonomik Topluluğu (AB) kurulmuştur. 1958 yürürlüğe irmiştir. 1973’te İngiltere, İrlanda, Danimarka 1981’de Yunanistan 1986’da İspanya, Portekiz 1995’te Avusturya, İsveç, Finlandiya 2004’te Polonya, Macaristan, Litvanya, Letonya, Estonya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Slovenya, Malta, Kıbrıs Rum Kesimi üye olmuştur.
Avrupa Birliği Organları
Ø Avrupa Zirvesi Ø Avrupa Parlamentosu (Birliğin tek demokratik organı) Ø Avrupa Komisyonu Ø Bakanlar Konseyi Ø Adalet Divanı Avrupa Birliğinin Finansman Kuruluşları Ø Avrupa Yatırım Bankası Ø Ab Bütçesi Ø Avrupa Parasal İşbirliği Fonu Ø Avrupa Garanti ve Yönlendirme Fonu Ø Avrupa Sosyal fonu Ø Avrupa Bölgesel Kalkınma Fonu Ø Avrupa Kalkınma Fonu * 1 Ocak 1993’te tek pazara geçmiştir. ** 1999’da Avrupa Birliği’nde Tek Para (Euro) uygulamasına geçildi. Fiili olarak dolaşıma 2002 yılında girdi. TÜRKİYE-AB İLİŞKİLLERİ 1959 Türkiye, AET’ye ortaklık için başvurdu. 1963 Türkiye ile AET’yi Gümrük Birliğine götürecek ve tam üyeliği sağlayacak olan Ortaklık Anlaşması (Ankara Anlaşması) imzalandı. 1964 Türkiye-AET Ankara Anlaşması yürürlüğe girdi. 1982 Avrupa Topluluğu, Türkiye ile ilişkilerini dondurma kararı almıştır. 1987 Türkiye, AT’ye, tam üye olmak üzere müracaat etti. 1996 Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği oluşturuldu. 1999 Türkiye'ye adaylık statüsü tanındı. 2001 AB Bakanlar Konseyi Türkiye için Katılım Ortaklığı Belgesini kabul etti. 2004 Türkiye ile üyelik müzakerelerinin 3 Ekim 2005 tarihinde başlatılması kararlaştırıldı.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLER BM, uluslararası barış ve güvenliği korumak, ülkeler arası işbirliğini sağlamak amacıyla 51 ülke tarafından 24 Kasım 1945 yılında kurulmuştur. Merkezi New York’tadır. Şu an 191 üyesi bulunmaktadır. Birleşmiş Milletlerin Amaçları: 1. Uluslararası barış ve güvenliği sürdürmek. 2. Ülkeler arasında iyi ilişkileri pekiştirmek. 3. Uluslararası ekonomik, sosyal, kültürel işbirliğini sağlamak. 4. İnsanlık sorunlarının çözümünde, temel hak ve özgürlüklerin geliştirilmesinde birlikte çalışmalar yapmak Birleşmiş Milletlerin temel organları Genel Kurul: Üye devletlerden oluşur. Her üyenin bir oy hakkı vardır. Güvenlik Konseyi: Siyasal alanda bir yürütme organıdır. Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesi vardır. Bunlardan beşi (ABD, Çin, Fransa, İngiltere ve Rusya) daimi üyedir. Diğer 10 üye ülke Genel Kurul tarafından iki yıllık dönem için seçilir. Ekonomik ve Sosyal Konsey: Genel kurulca seçilen 27 üyeden oluşur. Birleşmiş Milletler'in ekonomik ve sosyal çalışmalarını yürütür. Uluslararası Adalet Divanı: Birleşmiş Milletler'in yargı organıdır. Ülkeler, istedikleri davayı Adalet Divanı'na götürürler. Divan 15 yargıçtan oluşur. Merkezi Lahey'dir. Genel Sekreterlik: Ortaya konan program ve politikaları uygular. Uluslararası barış ve güvenliği bozucu olaylar konusunda raporlar hazırlayıp Güvenlik Konseyi'ne sunar. BİRLEŞMİŞ MİLLETLERE BAĞLI UZMANLIK KURULUŞLAR UNESCO: Birleşmiş Milletler Eğitim,Bilim ve Kültür Örgütü FAO: Gıda ve Tarım Örgütü UNICEF: Birleşmiş Milletler Çocuklara Yardım FonuIMF: Uluslar arası Para Fonu ILO: Uluslar arası Çalışma Örgütü WHO: Dünya Sağlık Teşkilatı
IMF (Uluslar arası Para Fonu) Ø 1945 yılında kurulmuştur. Merkezi Washington’dur. Ø IMF’nin en yetkili organı Guvernörler Kuruludur. Ø IMF’nin para birimi SDR Ø Türkiye IMF’ye 1947 yılında üye olmuştur. DÜNYA BANKASI Ø 1945 yılında kurulmuştur. Türkiye 1947 yılında üye olmuştur. Ø Temel amacı; gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere mali imkanları yönlendirerek, gelişmekte olan ülkelerin yaşam standartlarının yükseltilmesini sağlamak. NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) Ø 4 Nisan 1949’da Washington’da 12 devletin imzalamış oldukları ittifak anlaşmasıdır. Ø Kurucuları: Hollanda, Belçika, Portekiz, ABD, Fransa, İngiltere, İzlanda, İtalya, Lüksembourg, Norveç, Kanada, Danimarka Ø Türkiye 1952 yılında üye olmuştur. G-8 ÜLKELERİ Dünyanın en gelişmiş 8 ülkesi tarafından kurulmuştur. G-8 Ülkeleri; ABD, Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya, Japonya, Kanada ve Rusya’dır.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir