Yeni Edebiyat

Cevapla
akkaya67
Mesajlar: 1
Kayıt: 20 Haz 2019 20:40
İletişim:

20 Haz 2019 22:09

EDEBİYAT
Duygu, düşünce, hayal… kısacası her şey.
• Edebiyat bir sanat dalıdır ve malzemesi dil ve kelimelerdir.
• Bir sanat dalı olmasına rağmen edebiyat eserlerini inceleyen edebiyata da bilim dalı, yani Edebiyat Bilimi
diyebiliriz.
• Edebiyat bilimi, sanat eserini birtakım ölçütler, bazı disiplinler, bir kısım metotlarla izah eder.
• Edebî eserin meydana getirilmesi öznel bir süreç, şahsi bir tercih iken, onun incelenmesi, disipline
edilmesi, başka alanlara transferi bilimsel metotlara bağlıdır.

Edebiyatın Tanımı
Edebiyatın kesin bir tanımı olmamakla birlikte, farklı kaynaklar ve kişiler edebiyatı farklı farklı tanımlamışlardır.
Buna göre:
1. Olay, düşünce, duygu ve imajların dil aracılığıyla biçimlendirilmesi sanatı; yazın.
2. Nazımlı, nesirli güzel sözler, bu sözlerden bahseden ilim.
3. Bir ülkenin, bir devrin, bir milletin edebî eserlerinin tamamı.
Edebiyatın kökü “edep”tir. Edep ise, eski Arapçada “ahlak, davet, terbiye, güzel huy” vs. gibi anlamlara
gelmektedir.
Sanat: Edebiyat, kelimelerle meydana getirilen bir sanat dalıdır.
Bilim: Edebiyat; şiir, roman, hikâye gibi eserleri inceleyen bilim dalıdır.
Literatür: Edebiyat; herhangi bir ilmin, sanatın üzerine yazılmış eserlerin tamamıdır.
Edebiyat Yapmak: Edebiyat; gereksiz, boş sözlerdir.
EDEBİYAT SANATI
Sanat; var oluşu izah edebilecek bilim, ilahiyat ve felsefe gibi bir bilgi şubesidir. Güzeli arar ve anlatır. Hegel’e
göre beş sanat dalı vardır. Bunlar: Mimarlık, heykeltıraşlık, resim, musiki ve şiirdir. Bu sanatlar: Plastik (mimarî,
heykel, resim ve dekoratif sanatlar), Fonetik (musikî) ve Söz Sanatı (edebiyat) olmak üzere sistemleştirilmiştir.
Sanat; Arapça “sun’” kökünden türemiştir. Sun’; “yapış, yapma, eser, tesir, kudret” gibi anlamlara gelir. Sanatın
yaygın anlamlarından birisi şudur: “Sanat, en genel anlamıyla insanın bir anlatım yolu ve biçimidir.” İnsanla ilgili
olan her şey sanatın konusu dâhilindedir.
Sanatın İlkeleri:
Sanat eserleri meydana getirilirken her sanatçının bir takım ilkeleri olabilir; ama bir genelleme olarak sanatta ilke
olmaz.
• Orijinallik
• Kişisellik Mahalli / Milli / Evrensel
• Estetik / Güzellik
• Seçicilik, malzeme
• Kurgusallık
• Parça-bütün
• Nesnellik
• Öznellik vs.
Yeni Türk Edebiyatı Bilgilerini Değerlendirirken Uygulanacak Ölçütler:
• Kronoloji / Metin / Edebî Tür / Nazım Şekli / Dil ve Üslup / Biyografi / Mizaç / Çevre ve Muhit / Edebî Grup /
Poetika 1
/ Kültür Değişikliği / Siyasi Boğumlanmalar / Zihniyet Değişiklikleri / Kavramlar – Terimler / Tematik
Yapı

1 Poetika: Sanat hakkında yapılan yorumdur.
• “Sanat nedir?” sorusuna cevap verir.
• “Edebiyat nedir?” sorusunu sorar.
• Şiir anlayışı ve fikir anlamına gelir.
• Bir edebî grubun kendi sanat görüşünü ortaya koyduğu manifestodur.
Hazırlayan: İsa SARI / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları / Dosyaları indirebilmeniz için BURADAN kayıt olmanız gerekiyor. / Sayfa: 3/12
Sanatta İlke, Edebiyat Sanatı, Edebî Eser, Edebî Eserin Mahiyeti, Edebî Eserle İlgili Bazı Yorumlar

1. Orijinallik: Her sanat eserinde, büsbütün orijinallik aranmamakla birlikte, orijinal bir taraf bulunmalıdır.
2. Estetik Olma: Güzellik anlayışı farklı farklı olabilmekle birlikte, her sanat eseri kendince bir estetik anlayış
sergiler. Her sanatçının farklı bir güzellik anlayışı olabilir.
3. Bütünlük: Her sanat eseri kendi içinde bütündür. Bu manada ona, bağımsız bir yapı gözüyle bakılabilir.
4. Sübjektiflik: Sanat eseri, bir şart olarak değil; ama yapısı, mahiyeti ve fonksiyonu itibariyle sübjektiftir,
özneldir, şahsa bağlıdır.
5. Kurgusallık: Her sanat eserinde az veya çok kurgusal (örüntülü, gerçeğimsi, itibarî) bir özellik bulunur.
6. Seçicilik: Sanatkâr, eserini meydana getirirken ya reel dünyadan ya da kendi soyut dünyasından bazı
unsurlar seçer.
7. Bir malzeme ile belirme: Her sanat eseri, muhatabına bir malzeme ile ulaşır. Resim, çizgi ve renk ile;
müzik, ses ve ritim ile; edebiyat ise kelimeler ile meydana getirilir.
8. Bir takım motifler taşıma: Sanat eserleri gerçek ya da sembolik olarak bir takım motifler taşırlar. Resimdeki
kuş günlük hayattaki kuş değil, ressamın iletmek istediği bir takım şeyleri yansıtır.
9. Kişisel, yöresel, dini, milli ve evrensel bakış açıları taşıma: Sanat eserleri, ortaya çıkışları itibarîyle bir
sanatkârın mizâcından ve kişisel tercihlerinden süzülerek muhatabına ulaşan terkiplerdir.
Edebiyat Sanatı:
Edebiyat sanatı; duygu, düşünce ve hayallerin, olayların, eşyanın vb. unsurların heyecan uyandıracak tarzda,
estetik bir biçimde ve orijinal bir şekilde kelimelerle ifade edilmesine dayanır. Bir sanat dalı olarak nazım ve nesir
türleri olan edebiyat, hem sözlü hem de yazılı mahsulleri içine alır. Edebiyat sanatının konusu her şeyden önce
insandır. Fakat edebiyatta işlenmeyecek konu yok denebilir.
Edebiyat sanatındaki eser; kurgusuyla yazara, birikimiyle bütün insanlığa aittir.
Edebî Eserin Tanımı:
Edebiyat sanatı ile edebiyat bilimi arasındaki ilgiyi sağlayan yegâne unsur, edebî eserdir. Bir başka ifadeyle,
edebiyat bilimi, incelenecek saha olarak edebî eseri temel obje seçmiştir. Eser, yazar, kullanılan dil, okuyucu,
yazarın ve içinde bulunduğu cemiyetin tüm özellikleri; kültüreli sosyolojik, psikolojik, siyasi değişimler… gibi daha
pek çok faktörü ele alan edebiyat biliminde, edeni eseri tanımlamak önemli bir başlangıçtır.
Edebî mahsul; duygu, fikir ve muhayyilenin imtizacından müteşekkil bir varlıktır. Hissi, hayali, fikri ve zevki
geliştiren; bir sanat kaygısı ve değeri taşıyan, belli bir tekniği olan esere edebî eser denir.
Edebî Eserin Genel Özellikleri:
1) Kelimelerle oluşan orijinal bir kompozisyondur.
2) Estetik terkibe dayalıdır; tesirli bir söz söyleme yoluyla meydana getirilmiştir.
3) Sosyal hayat; somut ve soyut dünya, belli bir seçmeye ve ayıklanmaya tabi tutulmuştur. Eserde yansıyan
objeler öznel bir tercihle seçilmişlerdir.
4) Kendi içinde bütünlük taşıyan edebî eserde parçalar ve her türlü ayrıntı bütün içinde anlam taşır.
5) Eserde ele alınan unsurlar gerçek olmayan veya olan itibarlı bir yapı içerisinde anlatılır.
6) Sanatçı hem kendi nesline hem de gelecek nesillere mesaj verir.
7) Kişisel/Mahalli/Milli/Evrensel değerler taşır.
8) Temel konusu insandır.
9) Heyecan uyandıracak tarzda ve estetik biçimde anlatılması önemlidir.
10) Değeri, sanatçının ve okuyucunun estetik tercihlerine bağlıdır.
Edebî Eserle İlgili Bazı Yorumlar:
1. Edebî eserde ortaya çıkan estetik ifade: Edebî eserde güzel denilebilecek noktalar aranır.
2. Edebî eserler yoluyla insanın ulaşabildiği ufuklar: Edebî eserler, hem maddi hem de manevi dünyadaki
uyarıcıları algılamamıza yardımcı olur.
3. Edebî eserde bulunabilecek fayda prensibi: Edebî eserde kazanılan ufuklar ile günlük hayattaki fayda
farklı şeyledir.
RÖNESANS
• Greko-Latin kültürü
• Hristiyanlık
• Milli ve mahalli kültürler
gibi unsurlardan oluşur ve çağdaş bilim ve teknoloji ile desteklenmiştir. Sosyal yaşamda ve sanat hayatındaki
değişiklikleri belirtir.

Hazırlayan: İsa SARI / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları / Dosyaları indirebilmeniz için BURADAN kayıt olmanız gerekiyor. / Sayfa: 4/12
Bilim ve Tanımı, Bilim Dalları İçerisinde Edebiyat Bilimi, Edebiyat Bilimini Dalları, Edebiyat Teorisi

EDEBİYAT BİLİMİ
Bilim Nedir?

Denetimli gözlem ve gözlem sonuçlarına dayalı mantıksal düşünme yolundan giderek olguları açıklama gücü
taşıyan hipotezler bulma ve bunları doğrulama metoduna bilim diyebiliriz.
Belirlenmiş bir sahada, araştırması yapılacak konunun seçilmesinden ve sınırlandırılmasından sonra ortaya atılan
iddiaları ispatlamak amacıyla, toplanmış verilerin belli metotlarla değerlendirilip nesnel ölçütler içerisinde sonuca
gidilmesi, bilimsel çalışmada takip edilmesi gereken safhalardır.
Bilim Dalları İçerisinde Edebiyat Bilimi:
Edebiyat bilimi, edebî eseri en yüksek seviyede anlama, onları yorumlama, yorumladıktan sonra değerlendirme,
benzerleriyle karşılaştırarak çağı içindeki yerini belirleme işlemidir.
Edebiyat bilimi, klasik tasnife göre âlet ilimleri, modern tasnife göre sosyal bilimler içinde yer alır. Bir diğer görüşe
göre “yorumbilim” adı verilen bir bilim dalı vardır ki; veri, ispat gibi şeyler burada çok önemli değildir. Beşeri
bilimler ve edebiyat, yorumbilim içinde telâkki edilirken şimdiki bilgilerimizden faklı sonuçlara varılabilir.
Yorumbilimde, biri gramatik yorum, diğeri teknik yorum olmak üzere iki temel metot teklif edilir.
Edebiyat Biliminin Dalları
a) Edebiyat Teorisi
Edebiyatın; nasıl, neden, niçinlerine cevap arar uygulanacak ölçütleri araştırır, edebî yaratma ve edebî değer ile
metot meselesini ele alır. Cevapların nirengi noktası “Edebiyatın mahiyeti nedir?” sorusu olmalıdır.
Muhatabında heyecan uyandırması, estetik bir ifade, orijinal bir sunuş ve farklı bir iletişim zemini, edebiyatın en
önemli özelliklerindendir. İşte bu özellikleri değerlendirmek, edebî metnin insan hayatındaki yeri ve önemine
işaret etmek, cemiyete etkileri bakımından değerlendirmek, hatta tarih içinde ele alıp benzerleri arasında
değerlendirmek edebiyat teorisinin işlevleri arasında sayılabilir.
Edebiyat teorisi, edebiyatın tanımını, konusunu, alanını, sınırlarını; orijinal bir tanıma ulaşmış her edebî terimi ve
onun kavramsal boyutunu; edebiyat sanatı ve edebiyat bilimi içinde kullanılan bütün metotları; edebiyat
sahasının başka sahalar ile olan ilgilerini; edebiyatın hayata transfer edilebilecek bütün zeminlerini; edebî
bilgileri; tür ve şekil konularını; edebî sanatları; bunlara ait her türlü terim, tanım ve bakış açılarını; edebiyata ait
her türlü niçin ve nasıl sorularını inceler.
b) Edebiyat Tarihi
Edebî olayları zaman çerçevesinde olduğu gibi sıralamak, birbirleriyle olan ilişkilerini ve dışarıdan gelen tesirleri
tayin etmek, büyük fikir akımlarını ayırmak, bir devrin edebî çehresini tespitine çalışmak edebiyat tarihinin
görevidir.
Edebiyat tarihi, bir milletin edebî macerasını, tarih içinde edebî eserleri inceleyerek ortaya çıkarabilme uğraşıdır.
Günümüzde edebiyat tarihi adıyla bilinen eserlerin eskiden tezkire adıyla düzenlendiğini; tezkireler ile şimdikiler
arasında bazı farklılıklar olduğunu bilmek gerekir.
Tezkire; Osmanlı toplumunun maddi ve manevi kültürünü meydana getiren her meslekten yaratıcı kişinin
biyografik künye yazıcılığını temel alan bir türdür.
c) Edebî Tenkit

Tek bir edebî eseri inceleme konusu yapan, eserden hareket eden, bazı kriterler uygulayarak edebî esere
yaklaşan değerlendirmedir. Tenkit terimini, metin tahlili için ayrı, edebiyat araştırmaları için ayrı
değerlendirmeliyiz. Eski edebiyatımızda ilm-i nakd adı verilen bu kavram için günümüze kadar bir çok kelime
kullanılmıştır.
ç) Edebiyat Sosyolojisi
Edebiyatın sosyal hayat ile ilgili olan her yönünü edebiyat dünyası unsurları ile birlikte incelemektir. Edebiyat
sosyolojisinin başlangıcı Mme de Stael’in Sosyal Kurumlarla Münasebetleri Bakımından Edebiyat adlı eseridir.

Rönesans, aydınlanma çağı, Fransız ihtilali gibi tarihi zeminlerin oluşması edebiyat sosyolojisini hazırlayan
kaynaklardan sayılmaktadır. Bunun dışında batıda yayınlanan “Sosyal Kuşaklar”, “Edebî Kuşaklar” gibi eserler
de edebiyat sosyolojisinin hazırlanmasını ve gelişmesini etkilemiştir. Edebiyat sosyolojisi, edebiyat hayatını,
edeni eser, yazar, okuyucu, cemiyet, kültür değişmeleri, milli kültür, basım ve pazarlama, edebiyat dünyası
unsurları ile birlikte incelemek demektir.
Hazırlayan: İsa SARI / Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Ders Notları / Dosyaları indirebilmeniz için BURADAN kayıt olmanız gerekiyor. / Sayfa: 5/12
d) Mukayeseli Edebiyat
Sözlü edebiyatın, özellikle halk hikayelerinin temalarının ve bunların nasıl ve ne zaman yüksek artistik edebiyat
haline geldiğinin incelenmesi olarak kabul edilmiştir. İki veya daha fazla edebiyat arasındaki ilişkinin
incelenmesidir. Ayrıca, iki edebî eserin karşılaştırılması da mukayeseli edebiyata dahildir.
Mukayeseli edebiyatın varlık sebebi, insanlık tarihindeki edebiyatların birbirini etkilemesidir. En az iki kültür
çevresinin birbirini etkilemesiyle gelişir, en az iki edebiyat alanının karşılaştırılması esasına dayanır. Yabancı
dillerde yerleşik adıyla “komparastik” adını alır.
e) Edebiyat Eğitimi
İnsanoğlunun duygu, düşünce ve davranışlarında istenilen oluşum ve değişimi yapmak edebiyatın temel işlevidir.
Eğitim, İnsanoğlunun hangi çağında başlar bilinmez ama şimdiki bilgilerimize göre ölene kadar devam eder.
Eğitim, insan birikimlerinde ve davranışlarında belirli hedeflere uygun olarak istenilen olumlu tepkiler ve
değişiklikler getirme sürecidir. Edebiyatı öğretmek gibi temel bir noktası olan bir eğitim çeşididir.
Eğitimi genel bir süreç, öğretimi belli zaman
sınırları içerisinde planlanmış eğitim faaliyetleri
olarak sınırlamak en yaygın kabullerdendir.
Edebiyat sosyolojisinin verdiği imkânlarla da
edebiyat eğitimi hayatın içinde bir parça olarak
alınabilir.
Yandaki şemaya göre, toplumun nüfusu
aşağıdan yukarıya doğru azalış göstermekte,
üçgenin tepe noktasındaki estetik
basamağında ise binde birlere varan bir
azalmaya uğramaktadır.
Edebiyat eğitiminin estetik ve didaktik yönleri,
edebiyat sanatı gibi eğitimin de sanat
olabileceğini gösterir. Edebiyat biliminin bir alt
dalı olarak düşünülen edebiyat eğitiminin,
edebiyatı öğretmek gibi temel bir işlevi
olmalıdır.
Metinden hareket; tür, şekil, teknik özellikler,
anlam çağrışımları gibi unsurlar üzerinde
durmayı zorunlu kılar. Bu yapılırken, edebiyat teorisi ve edebî tenkit metotları ve birikimleri kullanılarak, tematik
yapıya, üsluba ve şekle ait yeni bakış açıları, eğitimin hedefiyle birleştirilebilir.
Edebiyat Eğitiminin Yorumu:
Edebiyat, her şeyden önce güzeli aramaktır. Güzel olan, yani aranan şey ise kişiden kişiye değişir. Edebiyat
eğitimi verilirken bu unsur “öncelikli” olarak göz önüne alınmalıdır. Edebiyatı öğrenmeye çalışan birey, önce
edebiyatı sevmelidir. Eğer bu ilk aşamada sorun çıkarsa, edebiyat eğitimi sağlıklı bir şekilde yürütülemez. Bunun
yanı sıra ileride edebiyatı anlayarak belli noktalara gelmek sanıldığı kadar kolay değildir.
Matematik, fizik, geometri gibi bilimlerin aksine (eğer edebiyatı bir bilim olarak kabul ediyorsak) edebiyatın
yoruma dayandığı ve yorumun gücünün de yine edebî eserler sayesinde oluşacağı bilinmelidir. İnkar
edilemeyecek gerçeklerden biri de şudur ki; edebiyat bilgisi şahsa indirgenmeden eğitim verilemez. Okullarda
ders olarak anlatılan edebiyat şahsa indirgenemediği için öğrencilerin birçoğu edebiyattan zevk almamakta,
edebiyatın o sihirli dünyasına girememektedir.
Eğitimin uzun bir süreç içerisinde meydana gelen bir olgu olduğunu hatırlarsak, bu uzun sürecin ne zamandan
başlayacağını düşünmek mantıklı olacaktır. Benim kararımca, edebiyatı sevdirmek istediğimiz kişiye, konuşmayı
ilk öğrendiği yaşlardan itibaren edebî bilgiler aşılamalıyız. İnsan nasıl ki çevresinde olup biteni ve yine
çevresindeki insanları örnek alarak zihnini şekillendirip kişiliğini geliştiriyorsa, biz de birey olarak çevremize örnek olmalıyız.
İSA SARI
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj

“Türk Dili ve Edebiyatı” sayfasına dön

  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir