Azerbaycan mimarisi

Cevapla
Glbzc
Mesajlar: 1
Kayıt: 28 Haz 2019 22:18
İletişim:

28 Haz 2019 22:23

GİRİŞ
AZERBAYCAN MİMARİSİ
İnsanlar; ilk olarak dış tehlikelerden korunmak, sonrasında da daha rahat şartlarda bir hayata sahip olmak adına mimari faaliyetlere yönelmişlerdir. İlerleyen teknolojik gelişmeler ve mühendislik alanındaki edinimler, her geçen gün mimari eserlerin kalitesinde yükselmeye sahne olmuştur. Azerbaycan coğrafyası da insan yerleşiminin en eski bölgelerinden birisi olması sebebiyle çok farklı milletlerin ve devletlerin izlerini hala barındırmaktadır. İslamiyet öncesinde; Urartular, Medler ve Perslerin hüküm sürdüğü bu bölgede, İslamiyet ile birlikte çok sayıda cami, medrese, minare, hamam gibi mimari eserler karşımıza çıkmıştır. Biz de inceleme konumuz olan bu coğrafyada, çeşitli devirlerde ortaya çıkarılmış mimari eserleri inceleyerek konu hakkında bilgi vermeye çalışacağız.
1-Berde Kümbeti
Berde; Azerbaycan’ın orta kesiminde, Bakü’nün 300 km batısında yedinci yüzyılda kurulmuş bir şehirdir (Hazer, 1986, s.73). Günümüzde kasaba denilebilecek büyüklükte olan Berde, zamanla önemini yitirmiştir. Berde Kümbeti ise günümüzde ayakta durmakla birlikte, çok bakımsız ve harap bir haldedir. Eserin kesin olmamakla birlikte 1322 yılında, Ahmet bin Eyüp El-Hafız ez-Nahçivani tarafından inşa edildiği düşünülmektedir (Salamzade, 1956, s.15).
Türbenin kimin adına inşa edildiği problemleri henüz çözülebilmiş değildir. Mezar taşlarında veya arşiv kayıtlarında bu husus hakkında bilgi olmayışı bu tartışmayı günümüzde de devam ettirmektedir.
1

2-Mümine Hatun Kümbeti
Nahcivan şehir merkezinde geniş bir alana hâkim olan kümbet, Büyük Selçuklu atabeyliklerinden İldenizoğulları dönemine aittir. Kümbet, atabeyliğin kurucusu Şemsettin İldeniz’in karısı Mümine Hatun adına oğlu Kızıl Arslan tarafından 1186 tarihinde yaptırılmıştır. Türbenin mimari Acemi bin Ebubekir’dir (Aslanapa, 1993, s.80). Selçuklu tipi mimari dediğimiz bu eser, dönemin modası haline gelmiş, Anadolu coğrafyasında da benzerlerine rastlanmıştır (Yetkin, 1965, s.94).
3-Bakü Kalesi
Yapının inşa edildiği dönem ve mimari konusunda tartışmalar vardır. Kimi araştırmacılara göre Sümerler tarafından inşa edildiği düşünülen yapı (Gıyasi, 1991, s.162), diğer araştırmacılara göre Sasaniler veya Şirvanşahlar zamanından günümüze kalmıştır. Fakat genel kanaate göre bu eser, 12. Yüzyıl mimari yapılarındandır (Bunyadov-Yusufov, 1994, s.297). Yapım yılı bilinmeyen bu kalenin, mimari hakkında da maalesef bilgi sahibi değiliz. Hazar denizin kıyısına kurulan bu kale, muhtemeldir ki ticaret, savunma veya gözetleme amacıyla meydana getirilmiştir.
2

4-İçeri Şehir
İçeri şehrin toplam genişliği 21.500 metrekaredir. 15. Yüzyılda Şirvanşahlar tarafından inşa edilmiş, böylelikle şehrin bu abide etrafında büyümesine yol açmıştır. Bu yapının içerisinde saray hamamının haricinde; Hacı Kaib Hamamı (15. yy.), Kasım Bey Hamamı (15. Yy.), Ağa Mikayıl Hamamı (19. yy.), ve Ağa Zeynel Hamamı (19. yy.) bulunmaktadır. 15-17. yüzyıllar arasında bu yapının içerisinde sekiz kervansaray daha bulunmaktaydı fakat günümüze kadar ulaşamamışlardır.
3

a-Muhammed Mescidi
Kitabesinden anlaşıldığı üzere bu eser, 1078-1079 yıllarında yapılmıştır. Bakü’nün ayakta kalan en eski abidelerindendir. Batı yüzünden yükselen minaresi, Selçuklu eserlerinin izlerini taşımaktadır. Günümüzde de ibadete açık olan bu mescidin, yüksek tarihi değeri bulunmaktadır (Aslanapa, 1979, s.33).
b-Hıdır Mescit
1301 yılında inşa edilen eser, 1988 yılında restore edilmiştir. Günümüzde ayakta olmasının yanında kullanılma kapalı vaziyettedir.
c-Gileyli Mescit
İlk inşası Şirvanşahlar tarafından 1309 yılında gerçekleştirilmiştir. Günümüzde ayakta olan kısmın yarısı da 19. yüzyılda ilave olarak eklenmiştir. Arap mimarisinin özelliklerini yansıtan eser, koruma altına alınmıştır.
d-Molla Ahmet Mescidi
Nasreddin Kuştasp b.Hasan Hacıbaba tarafından 14. yüzyılda inşa edilmiştir. Mimari Mahmud b. Saâd’tır. Günümüzde kullanıma kapalıdır.
e-Çin Mescit
l375 tarihinde Fadlullâh İmam Osman b. Şirvanî’nin vasiyeti ile yapılmıştır. İslami mimari örneklerindendir. 1773 yılında restoresi yapılmış ve kullanıma kapatılmıştır.
f-Şeyh İbrahim Mescidi
1416 yılında Hacı Amirşah b.Yakub tarafından inşa ettirilmiştir. Avrupa mimarisi ekolünden esinlenilmiştir. Günümüzde ibadete kapalıdır.
g-Hacı Banu Mescidi
Altıncı yüzyılda mimar hacı Banu tarafından yaptırılmıştır. 1902 yılında restore edilmiştir. Mescit ibadete kapalı olup, depo olarak kullanılmaktadır.
h-Hacı Aybat Mesciti
1791 yılında Mimâr Hacı Eybet b. Amirali tarafından yapılmıştır. Günümüzde şahsa ait olup ev olarak kullanılmaktadır.
ı-Beyler Mesciti
1895’de Muhammed Haşim el-Bakûvî’nin oğulları Hacı Baba ve Hacı Cavad tarafından yapılmıştır. Mimari Said Hüseyin, hattatı İbrahim Şirvani’dir. Avrupa mimari ekolünden esinlenilerek yapılmış mescit, günümüzde kullanıma kapalıdır.
4

i-Seyyid Yahya Murtuza Mescidi
12. yüzyılda inşa edilmiştir. 1980’li yıllarında sonunda mescidin etrafı gecekondulardan temizlenerek eski haline getirilmiştir. İslami mimari ekolünden ilham alınarak inşa edilmiştir. Günümüzde mescit olarak kullanılmaya devam etmektedir.
j-Cuma Mescidi
İslami ve Avrupai mimarinin izlerini taşıyan mescit, 1379 yılında inşa edilmiştir. 15. yüzyılda esere ilaveler yapılmıştır. Günümüzde ibadete açıktır.
k-Lezgi Mesciti
1169 tarihinde Necefov Aşur İbrahim oğlu tarafından yapılmıştır. Sasani devrine ait mabedin kalıntılarının üzerine inşa edildiği düşünülmektedir (Dadaşev, 1955, s.25). Günümüzde ibadete açık olup, sonraki dönemlerde restorasyon ve ilaveler yapılmıştır.
l-Mektep Mescit
1301 yılında yapılmıştır. İlk açıldığı dönemde mescit, sonrasında medrese görevi görmüştür. Günümüzde antikacı dükkânı olarak kullanılmaktadır.
5-Şirvanşahlar Sarayı
13-15. yüzyıl arasında inşa edildiği düşünülen ve 10.000 metrekare alandan oluşan saray; harem dairesi, divanhane, türbe, saray cami, murat kapısı ve kümbetten oluşmaktadır (Dadaşev, 1955, s.40). Saray üç farklı avlu ile birbirinden ayrılmaktadır. Yukarı avlu harem dairesini, orta avlu kümbet ve murat kapısını, aşağı avlu saray cami ve kümbeti içine almaktadır. Sarayın bugünkü görünümü maalesef orijinal halini teşkil etmemektedir. 20. yüzyılın başlarında Ruslar tarafından ağır tahribata maruz bırakılmıştır. 1964 tarihinde müze olarak ilan edilen saray, hala müze olarak ziyaretçilerine açıktır.
5

6-Cuga Gülistan Kümbeti
Aras’ın İran’a ait kıyısından güneybatı yönüne doğru devam ettiğimizde, sağda Nahcivan sınırının içerisinde kalan Gülistan kümbetini görebiliriz. 12. yüzyılda Selçuklular tarafından inşa edilen kümbet günümüzde de ayaktadır. Kümbetin yakınlarında da Cuga köyü isminde bir yerleşim beldesi bulunmaktadır (Kürkçüoğlu, 2007, s.113-Selemzade, 1979, s.63).
7-Şah Abbas Kervansarayı
16. yüzyılda Safeviler döneminde Şah Abbas tarafından yaptırılmıştır. 2008 yılında restorasyonu yapılmıştır. Eser Aras nehrine bakmaktadır.
6

8-Derbent Cuma Mescidi
İslam dininin yayılması ve Azerbaycan topraklarında kabul edilmesiyle, Kuzey Azerbaycan bölgesinde Cuma Mescitleri inşa edilmeye başlanmıştır. 8.Yüzyıldan itibaren başlanan imar faaliyetlerinde en eski mescit, günümüzde Dağıstan topraklarında bulunan ve Hazar Denizi’ne kıyısı olan Derbent Cuma mescidi olmuştur. Eni 17, genişliği 67 metre olan yapı taş duvarlarla çevrelenmiştir. Deprem sonucunda ciddi zarar gören bu yapı, 1369 yılında Tâceddin Musa oğlu tarafından şehir hâkimi Efriburz’ un talimatıyla yeniden inşa edilmiştir (Babayeva, 2013, s.179).
9-Şamahı Cuma Mescidi
743 yılında Kuzey Azerbaycan’da inşa edilmiştir. İslam mimarisinin tipik örneklerinden birini teşkil eden eser günümüzde de ayakta durmaktadır. Uzunluğu 47 metre, genişliği 28 metre olan bu eser, üç kısımdan meydana gelmektedir. Emevi ve Kurtuba camileriyle benzerlik göstermektedir. 1859 yılında meydana gelen deprem sonucu ağır hasar gören mescit, Kasım Bey Hacıbababeyov’un projesi kapsamında onarımdan geçmiştir. Son olarak 2009 yılında restorasyonu yapılan eser, ilk haline yakın bir görüntü sergilemektedir (Babayeva, 2013, s.184)
7

.
10-Gök Mescit
İslami mimarinin en güzel örneklerinden biri olan Gök Mescit’in inşa süresinin ne kadar sürdüğü kesin olmamakla birlikte 1465 yılında kullanıma açıldığını bilmekteyiz. Mimarlığa ve mimari eserlere büyük merakı olan Karakoyunlu hükümdarı Cihan Şah tarafından imar faaliyetlerine başlanan eser, onun 1467 yılında Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan tarafından öldürülmesinden dolayı tam olarak bitirilememiştir. Tartışmalı olmakla birlikte eser, Uzun Hasan’ın kızı Saliha Hatun tarafından tamamlanmıştır. Birçok feda restorasyon yapılan eser, günümüzde ayaktadır ve Tebriz’de kullanıma açıktır (Kebirsebir- Mozeheryan-Peyrevi, H/1393, s.3).
8

11-Saheb-El-Amr Cami
Safevi hükümdarı Şah Tahmasb tarafından 1636 yılında inşa ettirilen eser, Osmanlı- Safevi mücadelesi esnasında büyük hasar görmüştür. Sonrasında Mirza Muhammed İbrahim tarafından restore edilmiştir. Restorasyon sonrasında birçok kez daha zarar gören eser, 2001 yılında İran milli eserleri listesine alınmıştır. Günümüzde Tebriz Sahibabad meydanı üzerinde bulunmakta, içerisinde birçok el yazması kitap ve diğer kıymetli eserlerle birlikte ziyaretçilere açık tutulmaktadır (Motefekkirazad, H/1395, s.6).
11-Tebriz Kalesi
Tebriz şehrinin sembollerinden biri olan ve halk arasında Erg-i Tebriz olarak bilinen kalenin büyük kısmı günümüzde harap vaziyettedir. Firdevsi ve İmam Humeyni caddelerinin kesiştiği noktada bulunan kale, Tacelüddin Ali Şah (1772-1834, Kacar Hanedanı) tarafından yaptırılmıştır. Tebriz’in ilk medreselerinden birini de içinde bulundurmakla beraber kalenin duvarları ve mihrabı haricindeki diğer yapılar depremler sonucunda hasar görmüş, son olarak dönemin Cuma İmamlarından Ayetullah Melkuti’nin siyasi propagandaları sebebiyle iş makinaları ve paylayıcı maddelerle harabeye çevrilmiştir. Kalenin ilk imarı döneminde 25 metre uzunluğunda, 10 metre genişliğinde duvarlarla çevrili olduğu düşünülmektedir (İsimsiz, H/1393, s. 2).
9

10

Kaynakça
Aslanapa O. (1979). Kırım ve Kuzey Azerbaycan’da Türk Eserleri, İstanbul. Aslanapa O. (1993). Türk Sanatı, İstanbul.
Babayeva N. (2013). “VII-X Yüzyıllar Azerbaycan’da Cuma Mescitlerinin Gelişimi (Derbent ve Şamahı Cuma Mescidleri)”, Journal of Qafqaz University, Volume 1-Number 2, Azerbaijan.
Dadaşev, S. ve M. Huseynov (1955). Bakının memarlıq abidələri. Bakü. Gıyasi C. (1991). Nizami Dövrü Me’marlık Abideleri, Bakı.
Hazer B. (1986). “Bir Kitap ve Ortaçağ Azerbaycan San’atı”, Azerbaycan Türk Kültür Dergisi, Y. 35, S. 257, Ankara.
İsimsiz.(H/1393).Dosyaları indirebilmeniz için BURADAN kayıt olmanız gerekiyor. 8%A7%D8%B1%DB%8C-%D8%A7%DB%8C%D8%B1%D8%A7%D9%86%DB%8C- %D8%A7%D8%B1%DA%AF-%D8%AA%D8%A8%D8%B1%DB%8C%D8%B2
Kebirsebir M.-Mozeheryan H.-Peyrevi M. (H/1393) “Rihtşenasi Memari Mescid Kebud Tebriz”, Motalat-ı Memari İran-Daneşgah-ı Tehran, S.6.
Kürkçüoğlu E. (2007). Nahçıvan Tarihi (V.-XV. Yüzyıllar), Erzurum.
Motefekkirazad M. (H/1395). “ Marufi Muze-i Kuran ve Kitabet-i Tebriz-i Gencine-i Asar-ı Kurani (Mescid-i Saheb-El-Amr)”, Homayeş-i Beynelmilel-i Şarkşenasi, Daneşgah-ı Hüner- i İslami Tebriz.
Selemzade A. (1956). “Orta Asır Azerbaycan Mimarları ve Mimarlıkla Alâkadar Sanatkârlar”, Azerbaycan İnceseneti, S. V, Bakı.
Selemzade-K.M.Memmedzade (1979). Araz Boyu Abideleri, Bakı. Yetkin S.K (1965). İslam Mimarisi, Ankara.
Z.M. Bunyadov ve Y.B. Yusufov (1994), Azerbaycan Tarihi, C.I, Bakı. Gözden Geçirilen Kaynaklar
Altun A. (1988). Ortaçağ Türk Mimarisinin Ana Hatları İçin Bir Özet, İstanbul. Arseven C.E. (1973). Türk Sanatı, İstanbul
Aslanapa O. (1996). Türk Cumhuriyetleri Mimarlık Abideleri, Ankara.
Cezar M. (1977). Anadolu Öncesi Türklerde Şehir ve Mimarlık, İstanbul.
Dağtekin H.-Aslanapa O.-Demiriz Y.-Altun A. (1971). Selçuklu Devri Tarih ve Mimari Anıtlar Haritaları, İstanbul.
11

Diez E. (1946). Türk Sanatı: Başlangıçtan Günümüze Kadar, İstanbul.
Efendiyev R. (1984). Azerbaycan Helg Seneti, Bakü.
Kuban D. (1982). Türk ve İslam Sanatı Üzerine Denemeler, İstanbul.
Vahidov, R.M-Ceferzade İ.M-İsmizade Ö.Ş,Kazıyev S.M-Nerimanov İ.Ş-Helilov C.Ş (1962). Azerbaycan’ın Maddi Madeniyeti, C.IV, Bakü.
12
Cevapla
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir