Kavram yanılgıları/ kimya

Cevapla
esrabastug
Mesajlar: 1
Kayıt: 23 Haz 2019 14:21
İletişim:

23 Haz 2019 14:24

KAVRAM YANILGILARI
1-Bir molekül, tartılabilecek bir ağırlığa sahiptir.
2-Atomlar, mikroskop altında görülebilecek büyüklüktedir.
3-Su, oksijen ve hidrojen elementlerinin homojen bir karışımından oluşmaktadır.
4-Atomlar ve moleküller makroskopik özelliklere sahiptir.
5-Madde ısıtıldığında, atomlar genleşir.
6-Madde donduğunda, atomlar da donar.
7-Bir maddeyi oluşturan atom ya da moleküller, o maddenin özelliklerini
göstermektedir (atomların da renkli olabileceği, iletkenlik gösterebileceği...vb).
8-Bütün atomlar aynı ağırlığa sahiptir.
9-Atom ve moleküller, hareketli olduklarından, canlıdırlar.
10-Madde, sürekli bir yapıya sahiptir ve atom ya da moleküller arasında boşluk yoktur.
11-Bir maddenin hal değişimi esnasında, atomlarının büyüklüğü, şekli ve ağırlığında değişiklikler olur.
12-Standart şartlar altında, katı ya da sıvıların 1 molünün hacmi 22,4 litredir.
13-Bir maddenin atom ya da moleküllerinin tümü, aynı hızda hareket etmektedir.
14-Erime ve kaynama esnasında, molekül içi bağlar kırılmaktadır.
15-Kaynayan su içerisindeki kabarcıklar hava molekülleridir.
16-Bir madde sıvı halden gaz haline geçtiğinde kütlesinde azalma olur.
17-Gazların kütlesi yoktur.

Asit-Bazlarla İlgili Yanlış Kavramalar
1-pH sadece asitliğin bir ölçüsüdür, bazlığın ölçüsü değildir.
2-Bazik çözeltiler H+ iyonu içermez.
3-Asidik çözeltiler OH- iyonu içermez.
4-Bir asitle bir baz karıştırıldığında reaksiyon gerçekleşmez, fiziksel bir karışım oluşur.
5-Konsantrasyon, asitlik ya da bazlık kuvvetinin bir ölçüsüdür.
6-Titrasyonlarda indikatörün kullanılmaması durumunda, reaksiyon gerçekleşmez.
7-Eşdeğerlik noktası ve dönüm noktası aynı şeylerdir.
8-Hidrojen içeren bütün maddeler asittir.
9-Bütün bazlar hidroksit içermektedir.
10-Titrasyonlarda, asit ya da bazdan birinin zayıf olması durumunda nötürleşme tam olarak gerçekleşmez.
11-Amfoterlik kavramının mahiyetinin yanlış bilinmesi.
12-Kuvvetli asitler, kuvvetli bağlara sahip oldukları için ayrışmazlar.
13-Zayıf asitler, zayıf bağlara sahip oldukları için kolayca ayrışırlar.
14-Asit-baz çözeltilerinde, iyon yada moleküllerin, moleküler seviyedeki düzenlenmeleri ile ilgili yanılgılar.



Elektrokimya İle İlgili Yanlış Kavramalar
Galvanik Piller
1-İndirgenme potansiyellerinin verildiği tablolarda, pozitif standart elektrot potansiyeline sahip yarı tepkimeler, her zaman anodu oluşturur.
2-İndirgenme potansiyeli tablosu, elementlerin reaktivite sırasına göre düzenlenmiştir (yani, yukarıdan aşağıya doğru reaktivitenin azaldığı düşünülmektedir).
3-Standart elektrot potansiyeli değerlerine bakılmaksızın her zaman anodun sol yarı hücrede, katodun ise sağ yarı hücrede bulunduğunun düşünülmesi.
4-H2(1atm)/H+ (1M) için standart elektrot potansiyelinin sıfır olduğu, deneysel ölçümler sonucunda bulunmuştur.
5-Standart elektrot potansiyelleri, mutlak doğru değerlerdir.
6-Bir pil düzeneğinde, elektronlar önce katottan çözeltiye, oradan da tuz köprüsü aracılığı ile anoda geçerler.
7-Elektronlar, iyonlar gibi çözelti içerisinde hareket edebilirler.
8-Çözelti içerisinde iletkenlik sadece negatif yüklü iyonların hareketi ile sağlanır.
9-Çözelti içerisindeki pozitif iyonlar hareketsizdir.
10-Bir pilde anot negatif, katot da pozitif yükle yüklenir.
11-Pil potansiyeli, pili oluşturan yarı hücrelerin indirgenme potansiyellerinin toplamına eşittir.
12-İndirgenme potansiyelleri şiddet özelliği değildir.
Elektroliz
13-Uygulanan voltajın, elektroliz hücresindeki reaksiyonun gerçekleşmesi üzerine bir etkisi yoktur (voltaj uygulansa da uygulanmasa da reaksiyon olur).
14-İnert elektrotlar kullanıldığında elektroliz gerçekleşmez.
15-Elektrolizde, anotta indirgenme katotta ise yükseltgenme olur.
16-Elektrolizde özdeş elektrotlar kullanılırsa, her iki elektrotta da aynı reaksiyon meydana gelir.
17-Elektrolizde, su hiç bir zaman indirgenme ya da yükseltgenme reaksiyonu vermez.
18-Elektrolizde potansiyel değeri pozitif olabilir.
19-İnert elektrotlar indirgenme ya da yükseltgenme reaksiyonu verebilir.
Konsantrasyon pilleri
20-Elektron akış yönü, hücrelerdeki elektrolitin konsantrasyonundan bağımsızdır.
21-İki maddenin bir pil düzeneğindeki reaksiyonları neticesinde oluşan ürün ile bu iki maddenin direk olarak bir kap içerisinde reaksiyona sokulması sonucunda oluşan ürün birbirinden farklıdır.
22-Pil potansiyeli, yarı hücrelerdeki elektrolitlerin konsantrasyonlarından bağımsızdır.

Hurford, kavram yanılgılarını aşağıdaki gibi sınıflandırmıştır:
• Deneyimsiz kanılar, günlük hayat tecrübelerinde popüler şekilde kök salmış kavramları oluşturur. Örnek olarak, çoğu kişi yerin altındaki suların akış şeklinin, yeryüzündeki akarsular gibi olduğuna inanmaktadır. Bu şekildeki kanılar , “ısı”, “enerji”, ve “yerçekimi” kavramlarında da yaygındır.
• Bilimsel olmayan inançlar, farklı bakış açılarını kapsar ve öğrenciler tarafından bilimsel eğitimden farklı uydurma kaynaklardan öğrenilir. Örnek olarak, bazı öğrenciler uydurma öğretimlerle yeryüzünün oluşumu ve yaşam formlarının meydana gelmesi ile ilgili bilimsel olmayan kavramlar geliştirirler.
*Kavramsal yanlış anlamalar, bilimsel bilgilerin, öğrencilerin zihinlerinde paradokslara engel olacak bir düzende yapılanamaması sonucu kendilerini gösterirler. Öğrenciler, bu karışıklıklarla bir çözüm üretmek amacıyla yanlış ve zayıf modeller geliştirirler. Bunun bir sonucu olarak, öğrenciler, kavramlar hakkında kuşku duyarlar.
• Gerçek kavram yanılgıları küçük yaşlarda öğrenilir ve yetişkinlik çağına kadar kendini muhafaza eder. Örnek olarak “aynı yere iki kere yıldırım düşmez” ifadesi açıkça yanlıştır ama bu yanlış benimseme, öğrencilerin ve öğretmenlerin bilgi birikimlerinde yer almaktadır.
• Kullanım dilinden kaynaklanan kavram yanılgıları, bir kelimenin günlük hayatta bir anlamda, fen bilimleri literatüründe başka bir anlamda kullanılması sonucu artış gösterir. Örnek olarak “iş” terimi fizik sınıflarında “Newton” olarak ölçülen bir kuvvet ile, bu kuvvetin sağladığı hareket doğrultusunda metre ile ölçülen uzaklığın çarpımını ifade eder. Bir fizik sınıfında, öğrenciler tarafından işin tanımı yapılırken çok sayıda ve birbirinden farklı tanımlar ortaya çıkmaktadır. Güç kavramı da bu örneğe benzer bir durum teşkil eder.


Essay tipi soruları (öğrencilerin herhangi bir konuyla ilgili sahip oldukları kavramları yazılı olarak ortaya koymalarına olanak sağlayacak şekilde yapılandırılmış soru çeşitleri) cevaplandırmak fen öğretiminde alışagelmiş bir uygulama olmamasına rağmen, bu tip sorular öğrencilerin konudan anladıklarını açıklayabilmeleri için bilgilerini gözden geçirmelerini ve yeniden düzenlemelerini gerektirir. Öğrencilerin muhakemelerini ortaya koyma şansı tanıyan Essay tipi ev ödevlerini ön plana çıkarmak, öğrencilerin kavram yanılgılarını tanımlamalarına yardımcı olur. Kısa cevaplı veya Essay tipi sorularda öğrenciler, kavramlarını formüllerin arkalarına saklayamazlar; çünkü sahip oldukları kavramları soruları cevaplandırmak için sunmaları gerekir.

Kavramsal değişiminin sağlanabilmesi, dört stratejinin yerine getirilmesi ile mümkündür: İlk olarak, öğrenci kendi bilgisinin karşılaştığı bir problemin çözümünde yetersiz kaldığını algılamalıdır. Aksi takdirde kendisine verilen yeni bilgiyi sorgulamak istemeyecektir. İkinci olarak, öğrenci yeni bilgiyi kavranabilir bulmalıdır. Üçüncü olarak öğrenci yavaş yavaş yeni bilgiyi kavradıkça bu bilginin daha mantıklı olduğunu, daha önce karşılaştığı problemlere daha kolay çözüm bularak inanmalıdır. Son olarak, yeni bilgi öğrenciye daha sonra karşılaşacağı problemlerin çözümünde de kolaylık sağlamalıdır
Yanlış kavramları tanımlamak için öne sürülen öğrenci merkezli yöntemlerin çoğu öğrencilerin öğrenmelerini düzenli bir şekilde takip etmeyi ve öğrenirken karşılaştıkları problemleri gidermeyi gerektirir. Bu yöntemlerin çoğu metakognitif kurallar kullanırlar. Metakognitif yaklaşımlar, öğrencilere fen bilimlerini anlarken, nerede sıkıntılarla karşılaşacaklarını fark etmelerinde yardımcı olur. Metakognitif stratejiler, “anlamlı öğrenmeyi” (metaöğrenme) ve “bilginin tabiatını öğrenmeyi” (metabilgi) içerirler.

Socratic Öğretme Yöntemi, bir bilgi alanındaki sınıf içi tartışma ortamını en yüksek mertebeye çıkarır ve bu nedenle öğrencilerin yanlış kavramlarını tanımlamalarına ve yanlış kavramlarla yüzleşmelerine yardımcı olur (Clement, 1987). Socratic öğretme yöntemi, öğretmenin öğrencilere bir konu hakkında cevaplarını geliştirecek yönde soru serilerinin sunulmasını gerektirir. Bu nedenle, öğretmenin çok çeşitli becerilere sahip olması gerekir. Uygulama bazında aksetmese de kavram haritası kullanımı, serbest cisim diyagramları ve Socratic öğretme yöntemi, metakognitif yaklaşımın elementlerindendir. Çünkü bunlar, öğrencilerin kendi bilgileri ve kavram yanılgıları ile karşı karşıya bırakılmalarını sağlar.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 6 misafir