Karışık mülakat soruları ve cevapları

Cevapla
mustafac
Mesajlar: 20
Kayıt: 27 Kas 2017 22:12
İletişim:

29 Kas 2017 12:14

1- DÜŞÜNÜYORUM ÖYLEYSE VARIM ?
Fransız düşünür descartes mutlak bilgiye ulasabilmek için kendi varlığı dahil herşeyden şüphe etme gereği duymuştur nitekim o şüpheyi duymuştur da derken bir şeyleri sorguladığıni farkeder ve bunun ancak düşünme ile mümkün olabileceğine ulaşır düşünmek için ise var olmak gerekirdi ve düşünüyorum o halde varım ve bundan şüphe etmeme gerek kalmadı der. İnsan düşünebilen, düşündüklerini ifade edebilen ve düşündüklerini eyleme dönüştürebilen evrendeki tek varlıktır. Düşüncelerimiz vasıtasıyla evrendeki varlıkları anlamaya çalışır, var oluş gerçekliğini test etmiş oluruz. İnsanlar zihin gücüyle, düşünceleriyle varlıkları sorgular gerçek nesneye ulaşmaya çalışırlar. Bu tarz anlayışa sahip olanlar var oluş gerçekliğini düşünmeye ve evrendeki nesnelerin varlığını eleştirmeye ve sorgulamaya bağlarlar. Düşünmek, sorgulamak, şüphe etmek başlı başına var olduğumuzu burada olduğumuzu gösteren en güçlü ameredir. Düşünme yetisi sadece insanlara bahsedilmiş bir özelliktir. Yani zihinsel bir faaliyet yurutmek sormak sorgulamak bize has olan hediyelerdır. İnsan ı diğer canlilardan ayiran tek sey dusunmesi ve sorgulamasidir.eger bir kisi düşünüp çözüm uretiyorsa varlığını ortaya cikartir. Aksi halde rüzgara savrulmus bir yaprak gibi oraya buraya savrulur.
2- İÇSEL ZEKAYA SAHİP ÖĞRENCİYE MESLEKİ OLARAK NASIL YÖNLENDİRME YAPARSINIZ
Icsel zekaya sahip öğrenciler içe dönük düşünürler sosyallesmeleri yoktur. Ben icsel zekalı öğrencilere öğretim yöntem teknigimi farklı ayarladım. Mesela güzel sanatların dallarından kendini ifade edici etkinlikler duzenlerim. Türkçe vb. Derslerde kompozisyon yazdiririm resimdeki anlatmaya çalıştığı konuya bakarım. Bunun dışında sosyallesmesine yardımcı olurum. Ama bilirim ki kendi kendine öğrenmesi daha etkili olacağından yeteneklerini keşfedildi etkinlikler duzenlerim. Yeterli olur mu bu ifade acaba ?? İçsel Zeka bireylerin kendisini tanıma amaçına hizmet eder. İnsancıl (hümanist) yaklaşıma göre bu tür zekaya sahip bireyler danışmanlık,psikoterapistlik,sosyal hizmet uzmanlığı,şairlik,hemşirelik gibi mesleklerde başarılı olabilirler.
3- SAKINAN GÖZE ÇÖP BATAR ATASÖZÜNÜ AÇIKLAYINIZ
Sakinan göze cop batar atasözü elinizdeki bir şeyi ne kadar fazla korumaya çalışıp ona bir zarar gelmesin diye sakındıkça cekindikce zarar gelme ihtimali fazlalasir. Herşeyi dengeli yapmak gerekir kurani kerimde dahi bir ayette teraziden bahseder yasamimizin her alaninda terazinin iki kefesini dengeli tutmalı ... Çünkü sakindigimiz her ne ise bir gün o şey de yok olacaktir ya da eskiyecektir bu anlamda elimizdeki o şey her ne ise dengeli bir şekilde korunmalı ve düzgün kullanilmasi gerek bu yönde de ihmal edilmemeli bir yandan da bunun geçici oldugunu birgün tukenecegini biliyor mantigi ile dengeyi korumak esastır. Örnek vermek gerekirse bir evladımız olsa onu mikroplardan koruruz ellerini yıkama gibi temizlik ile ilgili degerlerde örnek teşkil ederiz fakat ona her alanda mudahale etme sansimizin olmadığını da bilmeliyiz elimizden geleni yapar gerisini de Allah a bırakırız çünkü her an o çocuğu sakinamayiz mesela okulda iken biz yaninda olamayız bu anlamda her şeyin aşirisi zarar desek doğru düşer. Eğitim açısından değerlendirecek olursak aşırı ihtimam gösterilen ve hata yapma imkanı tanınmayan bireylerde ozguven eksikliği oluşur. ...tüm aksilikler gelir onu bulur ....ancak zararlar karşısında savunmasizdir ....bireye gosterecegimiz ihtimam dengeli olmalı aksi halde zarara açık hale gelir.


4- “BİRİNE KIRK KERE DELİ DERSEN DELİ OLUR SÖZÜNÜ ” AÇIKLAYINIZ?
Burada iletişimin dilin söylenen sözün insan üzerinde ne kadar etkili olduğunu vurgulamak istiyor. Bir insanın olumsuz yada olumlu davranışı üzerinden sürekli ona eleştiri getirmek yada yakıştırmada bulunmak o insanın davranışları üzerinde çok büyük etki bırakır öyle olmazsa dahi ona karşı büyük bir koşullanma gerçekleşir . Eğitim açısından ele alırsak bir çocuğa sürekli başarısızlığı öğretmenin kullandığı tembel gibi ego zedeleyici dil öğrencilerin ozguvenlerine kişisel benlik saygilarina zarar verir. Egitimde de toplumsal hayatta da olumlu bir dil kullanmak önemlidir. Öğrenciye sürekli başarılı olabileceğini söylersek öğrenci kendine inanmaya başlar , tam aksi de olabilir sen yapamazsın başaramazsın sözü de sıkça tekrarlanırsa öğrenci kendine olan inancını yitirir ,öğrencilere olumlu düşünceler vermek dileğiyle:) Bu sözden anlaşılan insanların birbirlerine sürekli aynı şeyleri bıkmadan usanmadan zikretmesi o düşünce o an için o kişide olmasa bile zaman geçtikçe o bireyde bilinç altına yerleşerek belli bir süre sonra davranış haline döner. Buna eğitimde Kendini Gerçekleştiren(Doğrulayan) Kehanette denmektedir. İnsan çevresinden aldıgi dönütler çevresinde şekillenir mesela bir ağaç gibi nasıl baglarsaniz o yönde gelişir. Her insan yakın çevresinden başlayarak topluma karisir o ağacın meyvesi oluruz. Ağaca şekil alması için atılan düğümler sıkı olursa ağaç boğulur kurur. insan içinde bu geçerli çok skarsaniz üzerine giderseniz bogarsiniz, yok edersiniz, yaralarsiniz. o yüzden bir insana yapılacak en büyük kötülük ne kadar iyi niyetli de olsa olumsuz telkinlerle onu yaralamaktir; yapamazsın, başarısızsin, salaksin tembelsin bunlardan birkaçı. elbette bunu cogalta bilirsiniz. Oysa bunun aksine onu destekleyici motive edici sözler gelişimine büyük katkı sunacaktir. Hangimiz yaşadığımız çevrenin ürünü değiliz bize ne ektilerse onu bicmedilermi, şiddet öğrenen şiddet ogretmezmi. Çevre halka halka buyur en çok ailemize benzersiz sonra komsumuza sonra mahallemize ilcemize ilimize yöremize ( bu yüzden Karadeniz akdeniz ege vs insanımız var ) sonra ülkemize ve kültürümüze benzeriz.
5- EĞİTİM VE TEKNOLOJİ ARASINDAKİ İLİŞKİYİ AÇIKLAYINIZ?
turkiyenin teknoloji entegrasyonu adi altinda gerceklestirdigi en onemli projelerden biri fatih projesidir. fatih projesi ile okullara etkilesimli tahta internet ag baglantisi ve her ogretmen ve ogrenciye tablet bilgisayarlar temin edilmistir.boylece ogrencilerin derse motivasyonu artmis derslerin verimli sekilde islenmesine katki saglanmistir.ogrencilerin derse etkin katilimina olanak sunmustur. ayrica teknoloji egitim hizmetlerinin genis kitlelere yayilmasina katki saglar. bu sayede ogretmen ve arac gerec eksikligi yasayan ogrencilere ogretim etkinlikleri saglayarak ogrenmeye katki saglar.farkli hizlarda ogrenmeye sahip olan ogrencilerin kendi hizlarinda ilerlemelerini saglayarak ogretimi bireysellestirir. Teknoloji eğitimin amacına ulaşmasında kanal görevi görmektedir. Ülkemizde yenilenen eğitim teknolojileri vasıtasıyla bireyler bilgiye çok rahat ulaşabilmekte ve bilgiyi yerinde kullanabilmektedir. EBA, Fatih Projesi ve Akıllı tahta teknolojisi vasıtasıyla bireyler bilgiyi sorgulayarak yapılandırmakta,araştırma ve inceleme becerileri gelişerek yaparak yaşayarak öğrenmelerle eğitim-teknoloji bağı amaca çok daha iyi hizmet etmektedir. Teknolojiyle eğitim daha eğlenceli hale getirilebilir ayrıca daha çok duyu organına hitap ettiği için öğrencilerinde ilgi alanına girdiği için daha kalıcı öğrenmeler gerçekleşecektir
6- KÜRESEL ISINMANIN CANLILAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİNİ AÇIKLAYINIZ
Küresel ısınma iklim değişikliği ile kendini gösteriyor. Sıcaklık ortalamalarının artmasıyla buzullar eriyor. Yaşam alanı kutuplar olan canlıların yaşam alanları daralıyor. Kuraklığın artmasıyla birlikte bitkiler hayvanlar insanlar yani tüm canlılar olumsuz etkilenecek. Yaşam alanı sıkıntısı, yiyecek sıkıntısı Vs.. Kuraklığın canlı hayatı üzerindeki olumsuz etkileri anlatılabilir. küresel ısınma aşıri sicakligin etkisiyle beraber iklim degisikligi ve kurakligida beraberinde getirecektir canlilarin yaşam alanı daralacak ve hatta nesli tükenecek ornegin buzullarda yasayan canlilar buzullarin erimesiyle beraber dogal yasam alaninda yasayamaz hale gelecek bununla beraber buzullarin erimesiyle deniz seviyesi artacak ve deniz canlilarinin dogal yasam alani degisecek. kuraklikla beraber dogal yasam alanlarini kaybetmelerinin yaninda karinlarini doyuramaz hale gelecekler bir canlinin nesli tukenmesi diger canlilarida etkileyecek sonuc olarak neresinden bakarsak olumsuz etkilenecekler.
7- DENİZLER VE SAHİLLER ÇOK KİRLENİYOR BUNUN İÇİN ME GİBİ ÖNLEMLER ALABİLİRİZ?
Deniz ve sahillerin kirlenmesinin bas kahramanları bizleriz o yüzden toplumu bilinçlendirmek en akıllıca çözüm olurdu. Bunu yaparken de ağaç yaşken eğilir atasozunu kendimize felsefe edinerek yola çıkmakta yarar var. O yüzden bilinçlendirmeye küçük yastan öğrencilerimiz üzerinden başlamak daha faydalı olacaktir. Tabiki yetişkin bireylerimizi de gerekli afiş broşür vb gibi etkinliklerle bilinclendirebilirz. Unutulmamalıdır ki bu doğa bizim ve doğayı korumak bizim en önemli gorevlerimizden birisidir . Aslında kıyı ve denizlerin kirlenmesini önlemek için yapılması gereken kanunlar ve yaptırımlar olmalı.. sonra kıyı seri üzerinde bulunan otel motel fabrika gibi işletmelerin atıklarını bosaltmalari esnasında kullanması gereken arıtma tesisi ve filtrelendirme işlemleri çevre ve şehircilik ilgili belediyeler tarafından belli peryodijlerle numune testine tabi olması. İkinci şey ise deniz ve gollere akan akarsu dereler üzerinde bulunan fabrika tesislerin denetimi ve bu akarsu ve derelerin temizlik için ıslahı belediye ve delete şu işleri tarafından temizlenmesi derim örnek olarakta özellikle Marmara bölgesine bulunan Meriç Susurluk ve sakarya gibi fabrikaların yoğunlukta oldugu yerleri örnek verir teşekkür ederim.
8- NESLİ TÜKENMEKTE OLAN HAYVANLAR İÇİN NE YAPABİLİRİZ
Öncelikle bu hayvanlari koruma altına alip avlanma yasaklarini ciddi bir şekilde getirip düzenlenmesi gerekir bunun yaninda dünya capinda insanların bilinçlenmesi ve farkindaligin artmasi için kamu spotlari olmali ve belgesel tanitim filmleri duzenlenebilir. halk bilinçlendırılmelı, hayvanların yasam alanları yok edılmemelı üremeleri ve bakımları ıcın ortamlar yaratılmalı yanlış ve zamansız avlanmaların önüne gecılmelı. Okulda öğrenci ve veli bilgilendirilmesi yapılabilir . Nesli tükenmekte olan canlılar için tanıtıcı etkinlikler yapilabilir. Ayrıca her canlının ekolojik sistemin bir parçası olduğu ve her canlıyı korumamiz gerektiği konusunda toplum bilinclendirilebilir. Ekolojik sistemin düzeni bozuldugunda bunun yaşadığımiz çevreye zarar vereceği unutulmamalıdır . Benim görüsüm öncelikle insanlarımızı bilinclendirerek farkındalık yaratmamız gerekiyor. Bu bilinçlendirmeyi teknolojik imkanlarla, sosyal veya kamu spotlarla yapmamız gerekmektedir. Bunu basardıgımızda diger problemler kendiliginden cozulecegine inaniyorum....
9- BİLİMSEL ALTERNATİF TIP HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ
alternatif tıp tedavi ettiği düşünülen bir alandır.örneğin farklı doğal bitkilern belirlenmiş kronik hastalıklar üzerinde iyileştirme süreci vardır.bu tıp alanından faydalanan bir çok insanımız vardır.sadece bitkiler değil sülük tedavisi hacamat gibi örneklerimiz vardır. Romantizma ve cilt hastalıklarını kaplıcayla .
Boğaz ve mide hastaliklarını balla
Sırt ağrısı nı hacamatla
Ortopedik çıkıntı ve kırıkları yumurta akıyla tedavi etmektir. Sülük tedavisi ile de kirli kan temizleniyor, akupunktur ile bazı noktalar uyarılıp tedavi edilebiliyor.
10- BİLİM VE TEKNOLOJİDEB SINIFINIZDA NASIL FAYDALANIRSINIZ?
işleyeceğim konu ile ilgili videoları araştırma örneklerini öğrencilere sunarak kalıcı öğrenmesini sağlarım.bilimsel araştırma ile ilgili yorumlarını anladıklarını anlatabilmesi için teşvik ederim.EBA da etkinlik oluşturarak katılımlarını saglayabilirim. Eba ağının içerisinde bulunan video tekniğini kullanarak konunun bilginin yanında görsel olarak anlatılmasını sağlardım. Ayrıca gösterip yaptırma tekniğini de bu şekilde video yoluyla gösterirdim.
11- TEKNOLOJİ VE BİLİMİ KENDİ ALANINIZIDA NASIL KULLANIRSINIZ
Bireyler 3 boyutlulari iki boyutlulara göre, goreselleri yazilara göre daha iyi anlamlandirir ve kavrarlar. Teknoloji sayesinde ders tekduzelikten kurtarilabilir. sesler gorseller videolar cesitli renklendirmeler dersi kaydedip geri dönüşler ve hatirlatmalar acisindan dersi daha eglenceli kilmakla birlikte gudulenmeyi de artirir. Teknolojinin getirdigi yenilikler sayesinde bilim de degisiyor gelisiyor. Bunlar da dersi daha anlamli ve kalici kilmak hususunda bize ışık tutmaktadir. Meslek lisesi ögrencilerinin dersleri uygulamalıya dönük olduğu için tam bu noktada teknolojiyi ise kosardım. Örnegin Sogutma sistemini baz alırsak Gazın borulardan nasıl gectigini, borunlarin caplarına göre nasıl genlestigini, sogutma sisteminde kullanıllan (konderser evap. gibi) aracların gazin temasında veya etkilisiminde nasıl sogutma yaptıgını tüm duyu organlarıyla hissetmelerini isterdim. Sonuc olarakta ögrenciler icin heycan verici olacaktır. diye düsünürdüm..
12- EĞİTİMİ BİREYSEL GELİŞİME ETKİSİ HAKKINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR.
Egitim küçük yaslarda baslamalidir. Bir kisinin kendini gelistirebilmesi icin kendinin farkinda olmasi gerekir. Yapabileceklerini bir rehber esliginde daha duzenli ve istikrarli sorumluluk alarak daha iyi noktalara getirebilir, eksik yönlerini ise cesaret duygusunu on plana cikartarak mumkun oldugu kadar gelistirmeye calistirmalidir. Bunlari sistemli ve duzenli bir.sekilde bebeklik cocukluk ergenlik ve yetiskinlik donemlerindeki kritik donemlerde kazandirirsak kisi kendinin kendini gelistirmesine cok onemli katkida bulunmus oluruz. Bireylerin kişilik gelişiminde eğitim çok önemli bir yere sahiptir.İnsanlara karşı hal ve hareketlerimiz,tavırlarımız,konuşmalarımız, davranış biçimlerimiz kişiliğimizin izlerini taşımaktadır.Kişiliğimizin olgunlaşmasında eğitimin rolü çok büyüktür.İnsancıl(hümanist) yaklaşıma göre bireylerin kişilik gelişimlerinin sağlanmasında eğitimin ulaşması gerektiği en üst amaç bireylerin kendilerini gerçekleştirmesini sağlamaktır. Biliyoruz ki bireyin ilk egitimi ailede baslar ve kisilik gelisimide % 65 ni okul oncesi( 0-6 yas) dönemde tamamlar. Bu kritik dönemde olumlu ve olumsuz ogrenmeler ileri ki dönemlerde karsımıza cikarak toplumda bireyin sosyallesmesini, kendi kararlarını kendisinin vermesini, cekingen veya atılgan olmasıni vb. Rol oynar özetle kisiligimizin uzerinde egıtimin cok önemli etkisi oldugunu görüyoruz..
13- ÖĞRENCİLERİNİZE BEDENSEL-KİNESTETİK ZEKAYI NASIL GELİŞTİRİRSİNİZ?
Bedensel kinestetik zekaya sahip bireyler psiko-motor becerileri cok iyi kullanmasını sahip bireylerdir. Bunların daha da geĺistirmek için öncelikle okulun sartlarına bakarak, ögrenciler icin nasıl etkinlikler yapabilecekleri yönünde yönlendirirdim. Örnegin; okulun yuzme havuzu varsa, tiyatro etkinligi varsa, spor aktiveleri varsa onlara yönlendirmede rehber olurdum. Okulda sınırlıysa bu etkinlikler drama, gosterip-yaptırma, spor aktiviteleri yaptırarak daha da gelismesinde bir yön olurdum.. Bedensel(kinestetik) zekada zihin kas koordinasyon gelişimi için harekete dayalı etkinlikler yapılır.Öğretim yöntem ve teknikleri olarak gösterip yaptırma,yaratıcı drama vb kullanılabilir.Örneğin bir tiyatro çalışması yaptırılabilir,bir müzik aleti kullandırılabilir,bir spor dalında çalışma yaptırılabilir veya meslek liselerinde elektirik bölümü öğrencilerine elektrik tesisatı hazırlatılabilir. Her türlü sporsal aktiviteleri dans aktiviteleri yaptırırım ayrıca el sanatları çömlek vs yaptırılabilir. Bunlar dışında bedenn dili eğitimi ve diksiyon çalışmaları yaptırılabilir. Drama - canlandırma gibi tiyatral uygulamalar yaptırırım.
14- EĞİTİMDE TEKNOLOJİ KULLANIMININ KÜLTÜREL, SOSYAL VE EKONOMİK YÖNDEN SINIRLILIKLARI NELERDİR.
Teknoloji kullanımı ile beraber bireylerin az zamanda çok bilgiye ulaşması sağlanmıştır bu zamandan tasarruf açısından harika bir olanak olmakla birlikte insanların araştırma duygularını da köreltmistir.Kutuphaneler boşken internetkafe ve elinden telefon düşmeyen bir nesil haline geldik. Başkalarının yaptığı araştırmalardan bilgi öğrenip sorgulamayan bir nesil yetişmeye başladı. Diger yandan teknolojinin eğitimde bir çok alanda işlerimizi kolaylaştırdıgi da yadsinamaz bir gercek.Siniflarimizda bulunan fatih projesi kapsamında kullandığımız akıllı tahtalar sayesinde bir çok görsel ve işitsel metaryali kullanarak bilginin kalıcılığı artmaktadır. Önemli olan dengeyi sağlayabilmek teknolojiyle iç içe olup bir o kadar da uzak kalmaliyiz. Cocuklarimizi daha çok araştırmaya yonlendirmeliyiz.Boylelikle sosyal açıdanda grup ödevleriyle gelişmiş olacaklardir. Teknoloji her ne kadar günümüzde önemli faydalar ihtiva etsede bir takım sınırlıkları da mevcuttur. Bunlar bireyleri hazırcılığa sevk eder;kitap okumaktan ve ansiklopedilerden araştırma yapmaktan insanları uzaklaştırır.Öğrenciler örf,adet ve geleneklerini unutacak seviyelere gelir bir bakıma sosyo-kültürel yozlaşmalara neden olur.Öğrenciler bilgiyasar ve teknolojiye kendilerini o kadar kaptırmıştır ki asosyal kişiler haline gelebilmektedirler.Arkadaş çevreleri daralır ve yalnızlaşırlar.Ekonomik anlamda ise zamanı etkili kullanamaz gün içerisinde yapması gerekenleri hep ileriye erteler veya yapmama noktasına gelirler.Günümüzden örnek vermek gerekirse gençler facebook,twiter, whatshop gibi sitelere kendilerini o kadar kaptırmıştır ki artık bu paylaşım sitelerine girmek yaşam tarzı haline gelmiş zaman planlamasını yapamaz konuma gelebilmektedirler.
15- TOPLUMSALLAŞMADA EĞİTİMİN KATKISI NEDİR?
Eğitim belli gelenek ve goreneklerimizi gizil öğrenme yoluyla gelecek nesillere aktarmamizi sağlayan bir araçtır . Aynı ortamda eğitim alan bireyler kültürlenme ve kültürlesme sayesinde sosyallik seviyesini artırıp daha bilinçli bir toplum oluşmasını sağlarlar . Eğitim bilindiği üzere küçük yaşlardan beri aileyle süre gelen bir durumdur. Ahlaklı ve orflerine bağlı olan bir kitlenin yetişmesi sağlanır . Her ülkenin ayrı bir kültürü vardır . Bu da toplumsal kabul açısından önemlidir . Çünkü bir birey yaşadığı çevreye ayak uydurma durumunda toplumsal kabullenme oluşur. Eğitim kültürel değerlerin bireylere aktarılması sürecini ifade eder.Bireyler toplumsal ve kültürel bir varlık olup gelişimlerini eğitime borçludurlar.Eğitim kültürün yeni kuşaklara taşınmasını, kültür vasıtasıyla bireylerin sosyalleşmesini ve gelişmesini sağlamaktadır.Eğitim toplumun kültürünü etkileyen ve toplumun kültüründen etkilenen bir süreç görevi üstlenir.
16- EĞİTİMDE AKRAN GRUPLARININ OLUMLU- OLUMSUZ TARAFLARI NELERDİR?
olumlu yönden incelediğimiz zaman öğrenciler birbirleriyle etkileşim halindeyken birbirlerinin eksiklerini gidermelerinde etkilidir.Öğretmenden anlayamadığı konuları ve ya devamsızlıktan dolayı kaçırdığı konuları akranlarından çok daha kolay öğrenebilir.Çünkü psikolojik olarak baktığımızda aynı sınıftaki bir öğrencinin öğrendiği konuyu diğeri neden öğrenmesin değil mi :) Bu öğrencide bende yapabilirim şeklinde özgüven oluşturur.Olumsuz olarak durumu incelediğimizde akranından öğreneceği şeyler öğrenci tarafından yanlış anlaşılabilir.Yani öğrenci yanlış bilgi verebilir. Eğitimi formal ve informal eğitim olarak ikiye ayırabiliriz. Akran gruplarının formal eğitimde de etkisi olsada informal eğitimde daha çok etkilidir. Şöyle ki başarı düzeyi yüksek bir sınıfta olan çocukta başarma isteği doğacak ve daha çok çalışacaktır. Aynı şekilde başarısı düşük bir sınıfta çocuk kendini sınıfa göre başarılı görecek ve çalışma azminde olmayacaktır Bunu çocuğun davranışında ve sözlerinde de aynı şekilde görebiliriz. Argo kelimelerin kullanıldığı çocukların bir birini itip kalktığı bir okula giden çocuk bir süre sonra oraya uyum sağlamak akranlarının kabulünü sağlamak için aynı şekilde davranmaya başlayacaktır. Bununda tam tersi düşünülebilir. Eğitimde akran gruplarının olumlu yanları; herhangi bir konuda yaşamış olduğumuz eksikliğin belirlenmesinde geri bildirim olabilirler ve bunlara çözüm bulmamızda bizlere yardımcı olabilirler, o konuda yalnız olmadığımızı hissettirirler,işbirliği ve dayanışmanın en üst seviyelerde olmasını sağlarlar. Akran gruplarının olumsuz yanları ise kötü davranışlara sahip olan akran grupları bizim ahlaki yönden zarar görmemize,kötü alışkanlıklar(sigara,alkol,madde bağımlılığı vb) edinmemize, çevremizdeki insanlara karşı yabancılaşmaya ve daha da kötüsü akran zorbalığı gibi kötü davranış biçimlerinin görülmesine sebep olabilirler. Akran grupların olumlu-olumsuz yönünden bir çok örnek verebiliriz. Örneklerin en etkiliside bizim gecmis yaşantılarına yola cıkarak örnek verilmesi diye düsünüyorum. Kpss sürecine hazırlanırken 5 kisilik bir grubumuz vardı. Ögretmene her soruyu soramadıgımızda, bulamadıgımızda grub icersinde kendi aramızda soruları cozerek, hem etkin bir sekilde ogrenme saglıyorduk, hemde cok farkli sorular gorerek, isbirligi icersinde kendimizi kpss surecine hazırliyorduk, olumsuzsuzluk yönü ise bazı arkadasların ögrenilmis caresizligi yasandıgında ister istemez etkiliniyorduk yada olumsuz davranıslarından ( sigara, alkol vb) bazılarını alabiliyorduk.
17- KAN VE ORGAN BAĞIŞI HAKKINDA KONUSUNDAKİ DÜŞÜNCELERİNİZ NELERDİR?
Kan ve organ bağışı trafik kazası veya herhangi bir sebepten dolayı meydana gelen yaralanmalar sonucu oluşan yoğun kan kaybı ve organ yetmezliği gibi kriz durumlarında vatandaşlarımızı hayatta tutabilmek için uygulanan acil müdahale hizmetleridir.İnsan yaşayamı evrenseldir ve her hayat kutsaldır anlayışı kapsamında kan ve organ bağışı konusunda halkımız bilinçlendirilmelidir.Bir gün bizlerinde kana veya organa ihtiyaç duyabileceğimiz bilincine sahip olunmalıdır. Çocuklarımızın değerlerimizi kazanmalarına rehberlik ederken, tabiat ve insan sevgisini teşvik ve örnek olunmalıdır.
İnsan yaşamının milliyeti, ırkı, dini yoktur.. ''Kıyametin koptuğunu görseniz dahi elinizdeki fidanı dikiniz.'' diye tavsiye eden inanca sahip bir millet olarak, bizler insan yaşamının önemini ve bu konuda gereken yardım ve davranışları benimsemeli/kavratmalıyız..
18- PISA HAKKINDA BİLDİKLERİNİZ NELERDİR?
PISA (Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı) OECD (Ekonomik iş birliği ve kalkınma örgütü ) ülkelerinde 15 yaş grubu öğrencilerinin genel yetenek ve bilgi birikimlerinin analiz edildiği, ülkelerin eğitim programlarının ve eğitim seviyelerinin objektif olarak değerlendirildiği uluslararası bir sınavdır.PISA kapsamında okuma becerisi,matematik ve fen bilimleri alanlarında bilgi düzeyleri ölçülmektedir. En son yapılan PISA da 80 ülke içinde ülkemiz 53 sıradadır.PISA'da en başarılı ülke Finlandiya olmuştur. Uluslararası öğrenci başarısını belirleme programinin kısaltımı olan Pisa 15 yaşındaki öğrencileri hayata hazırlama ,öğrenilen bilgileri hayata entegre edebilmelerini değerlendirmeye alan bir kuruluştur. OECD ülkeleri içinde eğitim araştırmaları öğrenci başarıları üzerine çalışan bir program ve en son yapılan çalışmada Türkiye 70 ülke içinde 52. Sırada
19- EBA VE FATİH PROJELERİ HAKKINDA BİLDİKLERİNİZ NELERDİR?
FATİH PROJESİ(Fırsatları Artırma ve İyileştirme Hareketi) bilgisayar,akıllı tahta ve tablet gibi teknolojik aletlerin eğitim-öğretim sisteminde en aktif şekilde kullanıldığı teknolojik alt yapıdır. Öğrenciler sınıfta ve sınıf dışında derslerini takip edebilmekte,sınavlara hazırlanabilmekte,ev ödevlerini,deneyleri,performans ve projeleri bu sistemle takip edebilmektedir. Öğretmenlerde öğrencilerinin sınıf içi durumlarının takibini yapabilmekte bir anlamda dönüt alabilmektedir.Öğrencilerinin peformanslarının istenilen seviyelerde olmasını sağlamaktadır. EBA(Eğitim Bilişim Ağı), Meb'in teknolojik alt yapısını oluşturduğu öğretmen ve öğrencilerin bilgiye ulaşabildiği,bilgiyi paylaşabildiği çevrimiçi sosyal bir platformdur.Öğretmenler ve öğrenciler hazırlamış olduğu sözel,görsel ve video şeklinde eğitim materyallerini kendileri için hazırlanmış bir arayüz vasıtasıyla şifreyle sisteme girerek ulaşabilmektedir. Öğretmenler ve öğrenciler arasında işbirliği,dayanışma ve insanlara faydalı olabilme gibi özelliklerde bu teknoloji sayesinde pekişmektedir. EBA Egtim Bilsim Ağı Demektir, ismindende anlaşılacağı gibi bilişim teknolojisini eğitim bilimi ile entegrasyonu demek... Bu entegrasyon sonucunda zaman ve mekandan dahil olmak üzre bir cok alanda ekonomik elde edilmiştir. Öğrencinin bu ağ sayesinde ulaşmakta güçlük çektiği ve sınıf şartlarinda ulaşması güç olan bir çok görsel, video, animasyon ve bilgiye ulaşması kolaylaşmistir...
Hem öğretenler hem öğrenenler için bir çok bakış acısını bir araya getirmiş, bilgiyi işleme ve somut hale getirmek için bir avantaj sağlamıştır. Fatih teknolojiyi iyileştirme ve fırsatları iyileştirme hareketi, ülkenin her okulunda ve bölgesinde Öğretmen ve Öğrencilerin teknolojik alt yapıyı eşit seviyede sunmayı bir planlayan proje... Bu proje Akıllı tahta, fiber internet ve tablet bilgisayar gibi olanlakalari tüm okullara ulaştırmayı hedeflemekte ve böylece eğitimdeki teknolojini handikapini kırmayı basarmaktadir. Bu projeler sayesinde eğitim dört duvar dışına çıkacaktır. Teknolojinin eğitimde daha fazla kullanılmasıyla birlikte daha nitelikli öğrenciler yetişecek her öğrenci kendi öğrenme hızında çalışmış olacaktır. Burada bulunan içerikler uzman kişiler tarafından hazırlanır ve sınıf seviyesine uygundur aynı zamanda öğretmen ve öğrencilerde kendi paylaşımnı yapacağından dolayı sınırsız bir bilgi havuzu oluşacaktır. Öğrenciler türkiyenin dört bir yanından akranlarıyla iletişim halinde olacağından dolayı ekip çalışmasını da öğrenecektir. Herşeyden önemlisi burdaki e-içerikler farklı duyu organlarına yönelik olduğundan eğitim öğretim daha nitelikli hale gelecektir.
20- ÜLKEMİZDEKİ HALK EĞİTİM MERKEZLERİNİN ÇALIŞMALARINI YETERLİ BULUYORMUSUNUZ. GEİŞİMİ İÇİN NE YAPILMALI ?
Halk eğitim merkezleri değişen dünya düzenine toplumu adapte etmek ve belirli eğitimlerle insanı hem geliştirmek hem kazanç sağlamak için açılmıştır. Burada kültürel sosyal spor el sanatları gibi kurslar verilir. Unutulmaya yüz tutmuş geleneksel sanatlarımız icra edillir. Engelli vatandaşlarımız içinde kurslar olması açısından çok yararlıdır. Bir çok insanın monoton olan hayatına renk katarken aynı zamanda aile ekonomisine katkıda bulunmasını da sağlar. Gelişimi için bir kamu spotu oluşturulabilir ya da sosyal medya ve sergi yoluyla daha geniş kitlelere ulaştırılabilir. Ülkemizde Halk Eğitim merkezlerinin gelişimini yeterli bulmuyorum. Geliştirilmesi için öncelikle halk eğitim merkezlerinin tanıtımı çok iyi yapılmalıdir. Çünkü köylerden gelip bu eğitimden istifade etmek isteyenler olacaktır. Sonra çalışan personel alanında yeterli donanıma sahip olmalıdır.Kurslardaki makine ve ekipmanlar en son teknolojiye uyarlı olmalı. Halk eğitim merkezlerinde verilen eğitimler alanında uzmanlarca belli sürelerde denetlenerek bu kurumların gerçek amacına ulaşması hedeflenmelidir. Önceki yıllara nazaran halk eğitim merkezlerine yönelimin fazla olduğunu söyleyebilirim.Her yaşta insanın kendini geliştirme ve yetiştirme imkanı bulduğu bir platformdur.Geliştirilmesi ise benim fikrime göre model almak ve araştırmaktır .İlden ile değişebilen farklı projelere kulak verilebilir .
21- BİR İNTERNET SİTESİ KURSANIZ NE PAYLAŞIRDINIZ?
Ben bir öğretmenim ve uzman olduğum alanla ilgili bir site kurmak isterdim ama sadece bir başlığın yer aldığı değil bir çok başlığın olduğu ailenin,öğretmenin yada çocuğun girdiğinde kendine ait başlıklar bulabileceği şekilde bir site hazırladım. Örneğin çoçuk eğitimi, ailenin çocukla oynayabileceği oyunlar, öğretmenlerin oynayabileceği oyunlar, kitaplar, çocuk için akıl oyunları gibi..
22- ELİNİZDE SINIRSIZ BİR BÜTÇE OLSA SINIFA NASIL BİR TEKNOLOJİ GETİRİRDİNİZ?
Elimde sınırsız bütçe olsa idi eğitim ile ilgili birçok şey yapmak isterdim öncelikle fırsat esitligi diyoruz ama her evde interneti olamayan evlatlar mevcut bu anlamda teknolojiyi kullanma imkani olmayanlara bunu saglardim bi öncelikli uygulamam olurdu . ikincisi ise her branş için teknolojiyi her ogrencinin kullanabilme imkanini sunar ve sınıflarda ornegin temizligi ogretme acisindan yere çop attiklarinda oyle bir sistem kurardim ki sinifta o çop atani goren sistem o kisiyi ayet ,hadis ,buyuk bilginlerin sözü ile uyarirdi ve bunun gibi bir cok sınırsız düşüncem var . Sinif atmosferini derslere gore fiziki acidan farkli farkli konuma getiren bi teknoloji olmasini isterdim bi sinifci olarak
23- ÖĞRETMAN OLARAK OLUMLU İSTENDİK DAVRANIŞLARI NASIL KAZANDIRABİLİRSİNİZ?
Öncelikle herhangibir olumsuz davranış varsa bunun sebebini öğrenmeye çalışırım kendisinden ailesinden yada öğretmenden kaynaklanıyor olabilir. Sınıfta demokratik bir ortam oluşturur öğrencilerle beraber sınıf kurallarını belirlerim ve bu kuralları herkesin göreceği bir yere asarım daha sonra kuralları teker teker açıklarım. Davranışlarımda tutarlı ve kararlı olurum.ödül ve ceza sisteminde her öğrenciye eşit mesafede olurum. Olumsuz davranış sergileyen öğrencilere alternatif davranış seçenekleri sunarım ve bireysel farklılıklar dikkat eder olumlu davranışlarda pekiştireçler kullanır ve bu durumdan duyduğum memnuniyeti söylerim. Olumlu istendik davranış kazandırmak çocukları topluma yararlı bireyler yetiştirmektir bana göre. Sınıf ortamında ve dışında insendik olumlu davranışlarına pekistirec verirdim aferin, bu yaptığın doğru, sembolik pekistirec v erebilirdim odullendirirdim. Böylece olumlu davranislarini devam ettirebilirdi. Ve vistosky nin sosyal öğrenme kuramını baz alırdım. Yine istenen davranışı yapabilmem için rol model olurdum. Ceza yöntemi ıstenmeyen davranışı düzeltmeye yetmeyeceginden kullanmaktan kacinirdim. ogrenciye olumlu istendik davranis kazandirmak icin oncelikle ogretmen o davranisi kendisi sergilemelidir. bu ogrenci acisinda oldukca etkili olacaktir. daha sonra davranisin onemi aciklanmalidir. ogrenciler istendik davranisi her yaptiginda yasina ve ozelliklerine uygun bir pekistirec ile pekistirilmelidir. daha sonra bu davranis kalicilik kazanmasi acisindan degisik oranli tarifelerle pekistirilmelidir. İlk iş her zaman çocuklara rol model olmaktır. Çünkü herkesin hayatunda iz birakan bir öğretmeni mutlaka olmuştur. Istenmeyen davranislarin yanlışlığı üzerinde durup bunun sonucunda etki tepkiye dayali ceza vermek oldukca yanlıştır ve geri dönüşü olmayan durumlar yaşatır öğrencilere. Doğru ve istendik davranışlar üzerinde durmali sinifin ortak degerlerini kullanip dogru davranislari pekiştirmeli ve olmasi gereken davranisa dikkat cekmeliyiz. Öğrenciye olumlu istendik davranşlar kazandırılması için öncelikle öğrenciyi çok iyi tanımalıyız.Bunun için öğrencinin ilgisi,yetenekleri ihtiyaçları, hazırbulunuşluğu dikkate alınmalıdır.Öğrencinin olumsuz özelliklerinden çok olumlu yönleri ön planda tutulmalıdır.Öğrencinin neyi yaptığından çok neleri neden yapması gerektiği üzerinde durulmalıdır.Öğretmen davranışlarında her zaman tutarlı ve kararlı olmalıdır.Açık ve anlaşılır bir dil kullanmalı.Empatik bir yaklaşım sergilemelidir.Olumlu davranışlar anında ödüllendirilmeli.Öğrenciye başarılı olması için gerekli fırsatlar verilerek başarma duygusu tattırılmalıdır. İstendik davranış toplum tarafından kabul gören beklenen davranışlardır. Öğrencinin doğru olmayan davranışına direk bu yanlis demektense sonuç olarak ornek aldığı kişilerin başında biz öğretmenler geliyoruz. Doğru olanı öğretmenden yaşarayak görmesi daha kalıcı olur. Öğrenci istendik davranışı gösterdikten sonra pekistirec verilirse davranisi tekrarlanma olasılığı da artacaktir. Önce problemi tanımlamak gerekiyor.. Öğrenci kaynaklı mı,ortamdan kaynaklı mı ? Sonrasında da kaynağına göre çözüm bulurdum.. Öğrenciye olumlu davranış kazandırmak için öncelikle problemle öprenciyi karşı karşıya getirmek lazım..Ben dili ile onu anladığımızı ve sorunun üstesinden gelebilecek gücde olduğunu söyleyerek kendine güven duymasını sağlamalıyız... Asla tehdit,ceza kavramlarını kullanmamalı olumsuz davranışının sonuçlarını görmesini sağlamalıyız... Olumlu davranışı kazandırdığımız çocuğa ödül ile yaklaşacaksak eğer maddi olmamalı "aferin,çak ,sarılarakvs.." gibi pekiştreçlerle kendinin değerli olduğunu hissettirmeliyiz...Branşıma göre...yorum
24- TİLKİNİN TİLKİ OLDUĞUNU ANLAYANA KADAR POST ELDEN GİDER SÖZÜNDEN NE ANLIYORSUNUZ?
Kendini kurnaz sanan kişi(tilkiden esinlendim ) alişik olmadiği ortamlarda ,durumlarda marifetini gösterene ve kendini ispat edene kadar kendinden daha kurnaz birinin tuzağina düşer. Bu sözden anlatılmak istenen bazı insanların meziyetlerini öğrenmek zaman ister. Karşımızdaki kişi kendini hemen açığa vurmaz düşüncelerini anlayamayız bize karşı olumsuz bir bakış açısına sahip olabilir ve bu tür düşünceler bize zarar verebilir ve iş işten geçebilir. Örnek vermek gerekirse 15 Temmuzda hain terör örgütü Fetö'nün ülkemizin kurumlarına sızarak egemenliğimize,birliğimize zarar vermek isteme düşüncesi. Rabbim ülkemizi bölmeye çalışan bu hainlerden milletimizi her daim korusun. Şehit kanlarıyla sulanmış olan Türk bayrağımız gönderden hiçbir zaman inmesin İnşallah. Zararlı insanlar etraflarina çok zarar verdikten sonra doğal olarak deşifre olurlar ...ancakkkk verilen kayıp oldukça büyüktür. ...bu durumda her zaman yanlışları biz kesfetmemeliyiz edinilen tecrübelerden hareketle hayatta daha ihtiyatlı yaşamalıyız yani postu kaybetmeden.
25- İNTERNETTE HER BİLGİ DOĞRUMUDUR ÖĞRENCİLERİN DOĞRU BİLGİYE ULAŞMASINI NASIL SAĞLARSIN?
İnternette her bilgi doğru değildir. Güvenilir bilgi elde etmek için öncelikle bireylerde araştırma-inceleme,okuma ve okuduğunu anlama becerileri geliştirilmelidir. Bireyler bilgiyi sorgulayabilmeli,bilginin asıl kaynağına ulaşarak şüpheye mehal bırakmayacak şekilde bilgiyi elde edip kullanabilmelidir. İnternetten bilgi elde edilirken resmi kaynaklardan yararlanılmalı, araştırma konusu olan bilgi; kitap,ansiklopedi gibi yazılı kaynaklardan da takip edilerek bilginin hem ne kadar güvenilir olduğundan emin olunur hemde hazır bilgiye ulaşmaktansa yaparak yaşayarak öğrenmelerle bilginin kendisine ulaşarak kalıcı öğrenmeler daha iyi sağlanır. İnternette doğruluğu ve gerçekliği bilinmeyen bir çok bilgi yer alıyor.Her bilgiyi doğru kabul etmek yerine asıl kaynağına ulaşmak ve bu kaynağı sorgulamak gerekir.Öğrencilerin bilgi edinmede ilk tercihlerinin internet olduğu gerçeği göz önüne alındığında çocuklara internette araştırma yapma becerilerinin küçük yaşlardan itibaren kazandırılması önemlidir. Ancak bu şekilde öğrencilerin interneti bir bilgiye erişim aracı olarak etkili kullanmaları mümkün kılınabilir. Günümüz sanal ortamları hepimizin bildiği üzere çok aşırı bilgi kirliliğini bünyesinde barındırıyor bu sebeple öğrencilerimizi daha resmi ve güvenilir sitelerde araştırma yapmaya özendirip doğru bilgiye ulaşması için rehberlik ederim.(Eba vs.) Araştırıp sorgulayip elde ettigi bilgileri suzmeli ve kendi dogrusuna ulasmalidir öğrenciler. Bunu amac edinip her zaman internet yaninda yazili kaynaklari da kullanmalilar ki yazili kaynaklarda bile çelişkili ya da taraflı bilgiler yer almaktadir. internetteki bilgiler genelde dogru ve guncel olmayabiliyor. bilginin edinildigi kaynak guncel mi sitenin devamliligi var mi diger kaynaklarca dogrulaniyor mu bunlara dikkat edilmelidir. ogrenciler sadece internete bagli kalmamakla birlikte cevrelerindeki kutuphanelere de yonlendirilmelidir.
26- BİR KESİM NUFUSUN ARTMASINI SAVUNUYOR SEBEBİ NE OLABİLİR?
Nüfusun artmasını isteme sebebi genç kısmın zamanla azalmasi ve ulkemizde yaşlı nufusun daha fazlalasma durumundan dolayi olabilir . şöyle ki peygamberimiz ben ummetimin coklugu ile övünüyorum hadisi serifi gereğince de düşünenler mevcut . Amaç afrika ülkeleri gibi vasfısız açlık susuzluk sıkıntı çeken değil ülkeyi çin gibi büyük bir pazar haline getirmektir aynı zamanda dört yanı düşmanla dolu olan ülkemin herzaman genç dinamik bir nüfusa sahip olmalıdır ayrıca vergiler artacak istihdam artacak talepler artacak ve yeni sanayi -hizmet sektörleri ortaya çıkacaktır. Nüfus artamasi denince birçok sebep aklıma geliyor. Nüfusu fazla olan ülkenin savaş gücü de fazla olabilir. Her türlü kalkınmayı kendi başımıza saglayabiliriz. Dış ülkelere bağımlılığımiz azalır. Üretken oluruz. Olumsuz sebepleri de olacaktır çarpık kentleşme çevre kirliliği yerleşim sorunu vs. Gibi ama daha çok da kalkinmamiza birlik sağlanması için gücün artmasına sebep olacaktır. Ülkemizde nüfus artışının istenmesinin nedenleri; genç dinamik bir nüfusa sahip olmak, ülke ekonomisini katkıda bulunmak için sanayi,hizmet ve tarım sektörlerinde çalışacak insanlara ihtiyaç olması,üretim-tüketimde arz talep dengesini sağlamak ve askeri yönden yeterli insan gücüne sahip olmak gibi durumlar nufus artisi ile mal ve hizmetlere talep artar, vergi gelirleri artar, nitelikli insan gucu artar, uretim artar, kisi basina dusen milli gelir azalir ayrica ulkenin kalkinmasina katki saglar.bu nedenlerden dolayi nufusun artmasi gerektigi savunuluyor olabilir. artan nufus ile birlikte toplumun üretim alaninda calisan birey sayısı cogalacaktir. Buda toplumda sanayinin tarımın ticaretin ekonominin yasam kalitesinin yükseltilmesini saglayacaktır.
27- KÜRESEL ISINMANIN ÇEVREYE ETKİSİ NEDİR?
kuresel isinma atmosfere yayilan sera gazinin yer kabugu ve denizlerin ortama sicakliginda artisa neden olmasidir. cevreye bir cok etkisi bulunmaktadir bunlari siralayacak olursak;
sicaklik artacagindan olumlere neden olabilmektedir. sicaklik artisina bagli olarak tarim alanlarinin zarar gormesiyle kitlik ortaya cikacaktir. denizlerin isinmasina bagli olarak denizde yasayan canlilarin uremelerinde sorunlar yasanacaktir orman yanginlarina yol acacaktir su kaynaklari da zarar gorecektir. Küresel ısınma;iklim değişiklikleri, buzulların erimesi ,çevre kirliliği, ekosistemin bozulması,canlıların zarar göstermesi,yiyecek ve içeceklerin genetiğinin değişmesi gibi olumsuzluklara sebep olabilir. birçok hayvan ve bitki türü değişen iklime ayak uyduramadığı için nesli tükenecek
28- ÖĞRENCİLERİN KİŞİSEL-SOSYAL ZEKASINI GELİŞTİRMEK İÇİN NE YAPARDINIZ?
Zeka her insanda doğuştan varolan bir nimet ve bu kullanilma noktasinda eksiklerimizin oldugu bir nimettir. Çünkü bizlere öğretimler yapildi ama bunlari nasil ogrenecegimiz ve zekamizi nasil daha iyi kullanabilecegimiz ile ilgili bir eğitim verilmedi... Bu anlamda zekanin once farkina vardirmak onemlidir ve bunu kullanma noktasinda ve geliştirme açısından olaya bakıp ogrenciye gore degisen bir teknikle davranilip bu anlamda egitimciler uzerine düşeni yapmali ben de buna bağlı olarak çeşitli arastirmalar yapar ve bununla ilgili egzersizler yaptirirdim. Kişisel olarak bu yönde sosyal olarak ise yine egitim verirken gurup calismalarinda bizzat onlara dogru olan iletişimi anlatip once bir gurup ogrenci uzerinde orneklendirerek işbirlikçi calismalar yaptırırım. Öncelikle öğrenciye potansiyelinin farkına varması için rehberlik eder daha sonra grup etkinliklerine özendirip işbirlikçi öğretim modeliyle sosyalleşmesini sorumluluk almasını ve sorumluluklarını yerine getirmesi için rehberlik ederdim... Kişisel-Sosyal zeka farklı iki kavram. Ama Kişilerarasi-Sosyal zeka aynı kavram.
Eğer sorduğunuz ikincisi ise;
Grup ve takım çalışmalarıyla işbirlikçi öğrenme yapılabilir.
Ayrıca sosyal klüpler ve röportaj ödevi de kullanılabilir.
Sanatsal faliyetler ise bu yönünü daha fazla geliştirir. Kişisel(içsel-öze dönük) zekayı geliştirmek için sınıfta kompozisyon çalışması yaptırılabilir, otobiyografi hazırlatılabilir,öğrencisinin günlük ve anı defteri tutması istenebilir, sınıfta rehber öğretmen psikodrama çalışmaları yaptırılabilir. Sosyal(kişilerarası zekayı) geliştirmek için iletişim becerileri geliştirebilir,empati kurabilmesi sağlanır, insanların ihtiyaçlarını anlayabilmesi duygularını hissedebilmesi için işbirlikçi grup çalışmalarına yönelik sınıfta sosyodrama etkinliği yapılabilir. Dersin ilk başında konu hakkında bilgi veririm ardından güncel haberlerle ilgili konuşurum dikkat çekmeye çalışırım çocuklara biraz zaman tanirim kişisel fikir uretmelerini izlerim her öğrencinin kendine özgü fikirlerini tahtaya yazarım mantıklı mantıksız yazarım. Ardından gruplar oluşturup tartışma ortamı oluşturup bilgiye ulaşmalarını saglarim. Grupdaki her bireye görev verilmesini böylece eşit başarı gruba bağlılık olustururum. Aktif olan bireyler kişisel sosyal gelişimini rahatça tamamlayabilir.
29- ZİNCİRLEME ÖĞRENMEYİ AÇIKLAYIP ÖRNEK VERİNİZ?
Davranışcı Öğrenme Kuramında Edimsel(Operant) Koşullanmada geçen bir kavramdır. Gerçekleştireceğimiz bir davranışın basamaklarının sırası ile atlanmadan yapılmasıdır. Davranıştaki her aşama kendinden sonraki aşama için ayırt edicidir. Davranışın her aşamasında pekiştirme yapılarak davranış kazanılır. Örnek:Çay demlemek,Otomobil kullanmak, Okuma-yazmayı öğrenmek vb. öğrenme hiçbir zaman bir bütün halinde değil de belli bir sırayla bir örüntüyle öğrenilir . örneğin bankamatiktan para çekmek için önce kart takılır tuşlara başılır bunlar yapılmadan para çekilemez yada araba kullanmak için önce kapı açılır koltuğa oturulur kontağa basılır vs belli bir sırayla devam eder .
30- EKONOMİ İLE EĞİTİM İLE EĞİTİM ARASINDAKİ İLİŞKİYİ AÇIKLAYINIZ?
Ekonomik düzeyi yüksek olan ülkelere baktığımızda insanlarının da eğitim seviyelerinin yüksek olduğunu görürüz.Bir fabrikadaki teknolojik aletlerin kullanılması, bir şirketteki bilgisayar programlarının kullanılması, yabancı dil öğrenenerek diğer ülkelerle ticaretin daha etkili yapılması gibi faaliyetler eğitimle gerçekleşir ve pek tabi bunlar ekonomik kalkınmaya katkıda bulunur. Ekonomi ile eğitim bir biri ile iç içedir. Ekonomi iyi olduğunda eğitim şartları daha iyi olur. Bunlara örnek vermek gerekirse sınıflarda akıllı tahtanın olması, öğrencilere tablet dağıtılması, ilk ve ortaöğretimdeki öğrencilere kitapların ücretsiz dağıtılması, okullarda öğrencilere süt ve kuru üzüm gibi gıdalar dağıtılması, okullardaki malzeme ve ekipmanların güncel olması vb. değişkenler eğitim olanaklarının iyileşmesinde ekonominin belirleyici olduğunu gösterir. kaliteli bir eğitimin olabilmesi için bölgeden bölgeye yöreden yöreye ekonomik şartların değişmesiyle verilen eğitimin etkiside azalma yada artma yaşanır. öğrenciye tasarruf bilinci verilebilir. okulun ısı ışık materyallerin uygulanması ekonominin eğitimde ne kadar etkili olduğunu gösteriyor. Ekonomiyle doğru orantılı bir sistemdir eğitim.alt yapıdan tutun da her türlü imkan ekonomiyle ilişkilidir.yol su elektrik teknik donanım temizlik aile profili herşey ekonomiye bağlıdır.ayrıca öğretmen memnuniyeti veli beklentisi .. Velinin okulun içinde bulunduğu coğrafya ailelerin gelir düzeyi ekonomik durumları ( çiftçi memur yönetici siyasetçi sanatçı) ne işle uğraştıkları aslında çok geniş kapsamı olan bir ilişki.
31- OKULLARDA SADECE BELLİ DÜZEYLERDE EĞİTİM VERİLMESİ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
'Gelişimde bireysel farklılıklar/ayrılıklar vardır' ilkesinden yola çıkacak olursak bir sınıf düşünelim bu sınıftaki tüm öğrencilerin öğrenme düyeyleri aynı değildir. Kimisi çok hızlı öğrenir kimisi çok yavaş bundan ötürü sınıfta belli düzeylere göre hareket edilmez. Sınıftaki tüm öğrencilerin her biri biriciktir,tektir ve değerlidir. Bundan yola çıkarak öğrencilerimizin ilgileri, yetenekleri ihtiyaçları ve hazırbulunuşluk düzeyleri farklılık arz edeceğinden eğitim-öğretim etkinlikleri uygulanırken bu esaslar göz önüne alınmalıdır. Sadece belli düzeylerde eğitim verilmesi bana göre doğru değildir. Okulun sosyal çevresi bulunduğu il öğrencilerin var olan öğrenme düzeylerini etkiler.sınıf içindeki öğrenci yeterlilikleri hazır bulunusluklari farklıdır. Bu farklılık aynı okuldaki sınıftan sınıfa bile değişir. Örneğin a sınıfının öğrenme düzeyi yüksek ken b sınıfının öğrenme düzeyi daha düşük olabilir. Bunun sonucunda a sınıfına analiz sentez basamağında soru sorarken b sınıfında bilgi kavrama basamağında soru sorabilirsiniz.Örneklendirmeler de yine aynı şekilde olacaktır. A sınıfında soyut örnekler kolayca algilanirken b sınıfında somut örnekler algılanır. Eğer her iki sınıfa da aynı eğitimi vermeye çalışırsanız b sınıfının olan başarısı da aşağılara düşer. Verilen eğitim bulunulan bölge çevre okul ve sinif bazında farklılıklar göstermeli. Sadece çerçevenin aynı olması gerekir programın amaçlarından çıkmamak için. Belli duzeyde egitim verilmesi dogru bir yaklasım degildir. Bireysel farklilikları dikkate almayarak ayrıca keller planini, programlı ögretimi vb. yaklasimlarida dikkate almamaktir cunku bu yaklasimlar bireyin farkli yontemden ve teknikler kullanarak gec veya hizli ogrenen bireyin arasindaki farki minimuma kadar indirerek, etkin ogrenme ortami olusturmaktir. Sonuc olarakta bireysel farklılıkları göz artı etmemek anlamli,etkin bir ögrenme ortamı hazirlamak, topluma bilinçli, üretken bireylerde yetistirmektir...
32- EĞİTİMİN TEKNOLOJİK KÜLTÜREL VE SOSYAL SINIRLILIKLARI NELERDİR?
Eğitimin teknolojik sınırlığı internetin öğrencileri hazırcılığa sürükleyip kitap,ansiklepedi gibi kaynaklardan araştırma yapmayı tercih etmemesi, eğitimin sosyo-kültürel sınırlılığı ise yöresel faktörler, kültür çatışması ve kültürel yozlaşma gibi etmenler eğitim sistemimizde sorunlara yol açmaktadır. Teknolojinin eğitimde en büyük sınırlılığı zannımca elde edilen bilgi yada mâlumatın içselleştirilmemesi. Öğrenme tanımının bir diğer şartı kalıcı izli olmasıdır. Teknolojinin yan etkisi olarak kişi öğrendim zanneder ama öğrenme tam anlamıyla gerçekleştirilmez. Diğer bir husus bilgi ile mâlumatın karıştırılmasıdır. Teknoloji kendine sunulan bilgiyi doğruluk süzgecinden geçirmez. Eleştirel bakmak yan etkileri azaltacaktır. bilgisayar donanimi ve yazilimlar oldukca pahalidir.ders programin icerigi ile uygun yazilim bulmak guctur.ayrica teknoloji acidan yeterli duzeyde ogretmene de ihtiyac duyulmaktadir.egitim kulturleme surecidir ve bu surecte egitimdeki degisiklikler kulturude olumsuz etkileyebilmektedir. teknolojinin egitimde kullanilmasiyla birlikte ozellikle uzaktan egitim etkinlikleriyle zaman ve mekana baglilik ortadan kalkmis bununla birlikte ogrencinin sosyallesmesini olumsuz etkilemistir. Teknolojik sinirliliklar: tum ogrenciler esit oranda teknolojiyi kullanma imkanina sahip olmayabilir.
Sosyal sinirliliklati: uygulanan egitim modeli bazen benimsenmeyebilir, ornegin bireysel calismayi benimseyen bir ogrenci grup calismalarina , arastirma gruplarina hic katilmayabilir yafirgayabilir.
Kulturel sinirliligi ise karma egitimi benimsemeyenler.
33- EĞİTİM VE TEKNOLOJİ ARASINDAKİ İLİŞKİYİ AÇIKLAYINIZ?
turkiyenin teknoloji entegrasyonu adi altinda gerceklestirdigi en onemli projelerden biri fatih projesidir. fatih projesi ile okullara etkilesimli tahta internet ag baglantisi ve her ogretmen ve ogrenciye tablet bilgisayarlar temin edilmistir.boylece ogrencilerin derse motivasyonu artmis derslerin verimli sekilde islenmesine katki saglanmistir.ogrencilerin derse etkin katilimina olanak sunmustur. ayrica teknoloji egitim hizmetlerinin genis kitlelere yayilmasina katki saglar. bu sayede ogretmen ve arac gerec eksikligi yasayan ogrencilere ogretim etkinlikleri saglayarak ogrenmeye katki saglar.farkli hizlarda ogrenmeye sahip olan ogrencilerin kendi hizlarinda ilerlemelerini saglayarak ogretimi bireysellestirir. Egitim besikten mezara yaşam boyu devam eden bir süreçtir. Bilim bilgi çağı gereği yeniliklerin ve teknolojinin gelismesi eğitimde de var olan sistemlerin ve programların kendini sorgulayıp yenilenmesi gerekir. Var olan projelerin uygulama alaninin genişlemesi ve egitim sisteminin öğretmen ogrenci her bir öğesi egitim ve teknolojiyi bir bütün halinde hayatinda kullanabilmelidir. Teknoloji eğitimin amacına ulaşmasında kanal görevi görmektedir. Ülkemizde yenilenen eğitim teknolojileri vasıtasıyla bireyler bilgiye çok rahat ulaşabilmekte ve bilgiyi yerinde kullanabilmektedir. EBA, Fatih Projesi ve Akıllı tahta teknolojisi vasıtasıyla bireyler bilgiyi sorgulayarak yapılandırmakta,araştırma ve inceleme becerileri gelişerek yaparak yaşayarak öğrenmelerle eğitim-teknoloji bağı amaca çok daha iyi hizmet etmektedir. Egitim ve teknoloji birbirinin tamamlayicisidir diye dusunulebilir. Cunku teknolojinin gelismesi ve ileri seviyeye gitmesi icin egitim ile saglandigini soylenebilir. Teknolojisininde egitime entegrasyonuda en uc noktalara veya bir sonraki noktaya ulasmak amacının oldugunu soyleyebiliriz. arkadaslarimizim yorumlarindan da anlasildigi gibi eba, fatih projesi gibi...projelerden bahsetebiliriz.
34- EĞİTİM FAKÜLTELERİNDEKİ TEKNOLOJİYİ EKSİK BULUYORMUSUNUZ. BU EKSİKLİĞİ NASIL TAMAMLARSINIZ?
Eğitim teknolojilerininim yayginlastirilmasi icin öğretmen adaylarinin da teknolojiyle ic ice bir uygulamadan gecmeleri gerekir. Kendi universitemde tepegöz kullanmaya takintili hocalarimiz vardi başka bölümler akilli tahta ile ders yaparken.. Anlayışı değiştirmek ve üniversite binalarinda da teknolojinim araclarini ortaa dahil etmek gerekir. Bu anlamda fakulteleri eksik buluyorum ama bu sisteme yeni yeni gecildigi için ogretmenlerin de süregelen sistemlerini bi anda değiştirmelerine beklemek acimasizca olurdu ve bunu tek başlarına yapmalarindan ise fakültelere getirilen teknolojik imkanlarin yaninda bunu ogrencilere nasil sunulabilir olarak öğretmene hizmetici egitim verilmeli. Ogretmenlerimizin çoğu bu konuda eksik malesef, kendini guncelleyemeyen eğitimcilerin çilesini öğrenciler çekiyor, eğitim dediğimiz tanım bir süreçtir içinde değişim ve gelişimi de barındırır sonuçta. Daha çok teknolojik uygulamalara ağırlık verilmeli teorinin üzerinde fazla duruyoruz. Eğitim fakültelerinde teknolojik alt yapı olmasına rağmen bunları kullanacak kişilerin olmayışı veya olsa bile tecrübe yetersizlikleri buralardan mezun olan öğrencilerde teknolojiye karşı yabancılaşan ezberci bir neslin oluşmasına neden olmaktadır. Bundan dolayı eğitim fakültelerinde teknoloji teori becerisinden çok uygulama becerisinin hakim olduğu yapılandırmacı anlayışla iç içe olmalıdır.
35- EĞİTİMİN BİREYİN GELİŞİMİ ÜZERİNDEKİ ROLÜ NEDİR?
egitim insani insan yapan degerler silsilesini nesilden nesile aktaran cok onemli bir aractir. insanin kesif yoluyla kendi icine dogru yolculuga cikarak kendini kesfetmesi ve cevherine ulasmasi acisindan oldukca onemli bir unsura sahiptir. Eğitim ve egitimi veren ile bireyin gelişimi daha da güçlenir. Eğitim egitimi veren ile tipki şuna benzer misafirin severek karsilayip size severek yaptigi faydali ikramlar gibi . ama misafir size zararli ve asık surat ile ikramda bulunsa bu size fayda saglamaz idi . Bu anlamda eğitim ogretenin özverisi ve bilgiyi digru aktarimi ile bireyde maddi manevi gelisime katki saglar. Egirim bireyin toplumsallasmqsini sağlar ve bireye kültürün aktarılmasında bir araç görevini üstlenir. Eğitim bireyin davranışlarında yasantisi yoluyla istedik yönde davranış değiştirme sürecidir ve bu süreçte istenmedik davranışlarda vardır bunlar eğitimin informal yanını oluşturur. Formal boyutu ise belli program ve planlarla belli ogreticilerle kurumsal veya drvlet eliyle okul dersana gibi mekanlarda öğretilir. Egitim bir kulturleme surecidir birey kultur sahibi oldukca ogrendikce hayata daha olumlu ve ölçülü bi sekilde yaklasmaktadir bunun bireyin hem sosyal hem psikolojik hemde duyussal yonunde daha iyi gelismesini saglar. Eğitim bireylerin daha bilinçli olmasını,sosyalleşmesini,hayata daha pozitif bakmasını, özgüven duygusunun gelişmesini,üretken olmasını ve en üst ihtiyaç olan bireyin kendini gerçekleştirmesinde çok önemli bir yere sahiptir. Eğitim, okul içi ve okul dışı faaliyetleri kapsayan bir kavramdır. Örgün ve yaygın eğitim kurumlarının sınırları içerisinde verilen eğitim formaldir. Yani kasıtlıdır, istendiktir, en önemlisi de planlı programlıdır. Birey, formal eğitim sayesinde topluma yararlı bir birey haline gelir. Doğruyu yanlışı ayırt edebilir. Eğitimin en önemli faydası ise yaşam boyu devam eden bir süreç olmasıdır. Bu noktada ise okul dışındaki yani informal eğitimin önemi söz konusudur. Çevre ile iletişimi sayesinde birey informal kazanımlar elde eder. Burada aile ve çevrenin verdiği eğitim çok önemlidir. Bu yüzden aileler bireyin eğitimi hakkında bilinçlendirilmelidir. Egitim diyince formal ve informal surecleri kapsamaktadir. Insan dogumundan olumune kadar egitim surecinden gecmektedir. Istendik veya istenmedik davranislar kazanarak hayatinin her noktasında vardır. İnsanin sosyalesmesi, bakis acısinin degismesi,yaratıcilik fikirlerin elde etmesi ,kendini yetenek, ilgi, beceri kabiliyetlerini tanıması gibi bir cok etkenlerden bahsetebiliriz. son nokta olarakta insanın bedeninden bir parcası gibi önem arz etmektedir.
36- ÖĞRENCİLERİN KİŞİLER ARASIVE SOSYAL GELİŞİMİNİ NASIL SAĞLARSINIZ?
Öncelikle Öğrencinin kendisini rahat ve güvende hissedeceği bir ortam sağlarım bu doğrultuda sınıf içi ya da sınıf dışı iş birliğine dayalı etkinler planlar ve uygularım, örnek verecek olursak münazara, yaratıcı drama, küçük grup çalışmaları gibi etkinlikleri dersin konusuna göre düzenler, öğrencilere rehberlik ederim.. Ogrencilerime kazanımlar doğrultusunda küçük gruplar oluşturur işbirlikli çalışma ile onlara sorumluluklar verir her öğrencinin gruba ait oldugunun farkında olmasini görevlerini yerine getirmelerini Olumlu bağlılık ilkesine dayanarak grup içinde her öğrencinin eşit olduğunu sağlamaya çalışırım.Bunun dışında drama gibi eğlenceli tekniklerden yararlanirim. Öğrencilerde bireyselleşme yerine grup dinamiği kurularak işbirliği, dayanışma, toplumsallaşma, bir arada yaşayabilme ve çevresindekilere duyarlı olabilme becerileri kazandırılarak kişilerarası/sosyal gelişim geliştirilir. Bireylerin sosyal gelisimi icin bir cok yontem ve teknik vardir. Ornegin dersin iyi anlasilmasi icin zit panel veya bireylerin biribirine katki saglamasi icin istasyon teknigi kullanirim...................... yani bulundugu ortamina duruma gore teknik ve yontemimizi secebilirsek etkin verim aliriz ve bireylerin sosyalesmesini en etkin sekilde gerceklesmis oluruz diye dusunurum. Öncelikle ogrenciyi tanimaliyim bi süre sonra onun arkadaslari arasindaki konumunu ogrenir ve buna gore kisiler arasi sosyal gelisiminin be seviyede olduguna bakip ihtiyaci olan ne ise ona gore calismalarda bulunurum örneğin sosyal iliskileri zayif cekingen ise ona küçük caoli basarabilecegi guruo icerisinde bazi sorumlulumlar verip arkadaslarina da bu anlamda ona yardimci olmalari icin destek veririm ve ara sira onunla konuşurum. Ben bu soruya kendi branşımdan yola çıkarak cevap vermek istiyorum. 1 yıl özel okulda çalıştım. İlk zamanlar öğrenciler arasında iletişim sorunları olanlar vardı. Paylaşma, empati duygusu zayıf olanlar mevcuttu. Bu yüzden grup çalışmalarına önem verdim bir süre.. Belirli aralıklarla istasyon tekniğini kullandım.. Öyle güzel çalışmalar çıkıyordu ki.. Ve çok eğleniyorlardı.. Ve birbirlerinin yaptığı çalışmayı tamamlamaya çalıştıkları için grup bilinci gelişiyordu. Ve tabi ki küme çalışmaları yaptırdım. 4 er ya da 5 er kişilik gruplar oluşturmuştuk. Her grup isim buldu kendine ve yapılan çalışmalardan en başarılı olanı ödüllendirmiştim. Böylece çocuklar hem dersime daha istekli olmuştu hem de birbirlerine olan saygınlıkları artmıştı.
37- İNTERNETİ EĞİTİMDE NASIL YARARLI HALE GETİREBİLİRİZ?
Öğrencilerin derse dikkatleri çekilir , bir konuyu okutarak okuyarak anlatmak yerine teknolojk aletlerden , projeksiyon cihazlarından yararlanarak videolarla , animasyonlarla anlatabilirz, öğrencilerin ne öğrendiklerinden cok nasıl öğrendikleri önemli. Onceliklikle firsat esitligi saglar. Sonrasinda ogrenmeleri somutlastirir. Birden fazla duyu organimiza hitap ettiginden ogrenme kalici hale gelir. Internet ortaminda Turkiyenin dogusu ile batisinin ayni anda bireysel olarak ogrenmesini saglar. Cok daha fazla yasanti elde edilir sanal ortamda. Buda ayni sekilde ogrenmeleri kalici hale getirir. İnterneti eğitimde Eba(Eğitim Bilişim Ağı), Fatih Projesi(Fırsatları Artırma ve Geliştirme) ve Akıllı tahta teknolojisi kullanarak bilgiyi pratik olarak öğrencilere en kolay şekilde aktarabiliriz. Bilgisayar Destekli Öğretimle öğrencilerin bireysel hızları dikkate alınarak internet üzerinden deneyler yapılabilir, İnteraktif eğitim siteleri (Morfokampüs vb) vasıtasıyla görsel ve yazılı materyallerle konu anlatımları izlenebilir, pratik yapmak için testler çözülebilir. Internetin egiteme katkısı cok fazla olmakla birlikte en onemlisi de bana gore de fırsat esitliginin saglanmasidir. En guzel ornegi de dershane hocalarimizin youtube yayinladigi kpss,ygs,ales tipi derslerin internet ortaminda yayinlamasidir. Boylece ogrencinin maddi sorunlar veya bulundugu ortam konumuyla yararlanamamaktadir. Bu internetin ortamindan yararlanarak firsat esitligini saglama olanagini bularak motivasyon duzeyinin en ust noktalarda olmaktadir. İnternet demek dünya ağı demektir öğrenmeyi global kılan bir sistemdir.Eğitimci için yaşayan, sürekli artarak devam eden bir kütüphanedir .Öğretmen ve öğrenci bu kütüphanenin hem okuyucusu hem yazıcısıdır demem o ki hem bilgiyi öğrenmesi hemde üretmesi için gerekli ortam vardır .Bu sistemde ilk olarak, doğru ve yararlı bilgiye nasıl ulaşılması gerektiği öğrenilmeli ve öğretilmelidir .Ülkemiz, konuyla ilgili oluşturduğu eba ve fatih projeleriyle birlikte biz öğretmenlere ve öğrencilere gereken alt yapıyı sunmuştur .Bu sadece bir örnektir bu örnekleri gerek ülkemizde gerekse dünyada çoğaltmak mümkündür.Gerisi ise bizlere kalmıştır sevgili öğretmenlerim.... Öğretmen internetle birlikte sınıfta ders materyalı olarak kullanabileceği sunum resim müzik infografik resimler afişler özel programlar sayesinde animasyonlar çizgi filmler uygulamalar ve dahasını hem bulabilir hemde kendisi hazırlayabilir; öğrencilerine ödevler hazırlayıp takibini yapabilir; öğrenmeyi ev ortamına internet sayesinde kolaylıkla taşıyabilir. Bunun dışında hepinizin bildiği gibi eğitimde, öğretmen ve öğrencinin yanında, okulun ve ailenin ortak organizasyonu söz konusudur .Bu unsurlar birbirine bağlı dişliler gibidir internet bu organizyonu yönetmek ve sağlıklı ilişkiler kurmak konusunda iletişim çok kolay hale getirdiğinden öğretmenin işini kolaylaştırmakta eğitimin daha kaliteli hale gelmesine katkıda bulunmaktadır....
38- BAŞARILI OLAMAYACAĞINI DÜŞÜNEN BİR SINIFA VEYA ÖĞRENCİYE ÖĞRENİLMİŞ CARESİZLİK DÜZEYİNDE OLAN SINIFA NASIL DAVRANIRDINIZ?
Öncelikle onlarla aramda duygusal bir bağ oluşmasını sağlarım.Kuru kuru sıkıcı nasihat vermeye çalışmam ama kendimden ya da tanınmış insanların başarı hikayelerinden bahsederim.Onları başkaları ile kıyaslamam. Küçük küçük sorumluluklar veririm.Kendilerine her sorumluluk verilişinde ve onu her yerine getirdiklerinde kendilerine olan güvenleri daha artar.Güven ve sevgi arttıkça zaten diğer başarılar da sırasıyla gelir. hose morinhoya bir soru sormuslar. demisler ki calistirdiginiz takimlarin basarili olmasini hangi kritere bagli kalarak gerceklestiriyorsunuz ??? demis ki oyle bir kriter yok. takiminizi sadece inanan insanlardan olusturursaniz basarisiz olma ihtimaliniz yok olur. Öncelikle öğrenmeye etki eden davranışı tesbit ederim. Çocuğun veya öğrencilerin derse karşı igi tutumlarını öğrenmeye çalışırım sınıfta öğrenmeyle daha önceden geçirmiş oldukları olumsuz bir durum varsa okul rehber öğretmeniyle görüşür çocukların seviyelerine göre basit görevler verir ve daha sonra başardıklarında yeni görevler yükler başarma hazzını yasatirim. Öncelikle böyle bir durumdaki öğrenciye başarma duygusunu tatması sağlanmalı, ön yargının çözüm getirmeyeceği, yapacağı işlere başarma umuduyla ve inançla yaklaşıldığında müsbet sonuçlara ulaşılacağı, empatik yaklaşımla öğrenciye ifade edilmelidir. Bu gibi durumlarda basarisizlik duygusunun onune gecmek için programli ogretiminin ilkelerini kullanirdim. Kucuk adimlar ilkesiyle guvenini kazandirarak basit sorularla pekistirmelerini saglayip donutlerle de etkin katilim havasini yakalardim.. Öncelikle öğrencilerin kaybolan güvenlerini geri getirmeye yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Motivasyon her şeyin başıdır bence. Bu zor bir süreç ama imkansız değil , küçük adımlar ilkesinden yola çıkarak kolaydan zora doğru bir yol izlenebilir ve ödül yöntemi de burada devreye girebilir. Onlara resmi bir ders gibi değil, duygularını, düşüncelerini ifade edebileceği bir araç olarak anlatırdım. Elbette herkes mükemmel değildir bu konuda ama isteği varsa geliştirilebilir.. Bu yüzden öğrencilerin potansiyellerini ortaya çıkarmak adına öncelikle onların yapabilecekleri seviyede çalışmalar yaptırırdım. Ve her öğrencinin sevdiği hoşlandığı alanlarla ilgili konulara ağırlık vermeye çalışırdım ki bakış açısı değişsin. Zaten hoşuna giden bir şeyin resmini yaptığı takdirde aslında içindeki gücü farkedecektir. Mühim olan bu gücün ortaya çıkmasına olanak tanımak.
39- FATİHİN İSTANBULUN FETHİNİN TÜRK VE DÜNYA TARİHİ AÇISINDAN ÖNEMİNİ AÇIKLAYINIZ?
Türkler açısından önemi evvela başkent değişmiştir yeni fetiflerin yolu açılmıştır, Boğazların ve İpek yolunun kontrolü ile Ticaretin denetimi türklerin eline geçmiştir bu da ekonomik anlamda venedik ve cenevizlere karşı üstünlük sağlanmıştır, Ortodosksların koruyuculuğunu üstlenerek hristiyanlık dininde mezhepsel ayrışmayı körüklemiştir.. Dünya açısından bakacak olursak Ortaçağ kapanmış Yeniçağ başlamıştır, Cofrafi keşiflerei Rönesansa ve Reform hareketlerine zemin hazırlamıştır diğer yandan da Feodalitenin çöküşü hızlanmıştır... Muslumanlar acisindan Peygamber efendimizin fetih ile daha once soyledigi sozu gerceklesmis oldu.Istanbul elbet fetholunacaktir.onu fetheden komutan ne buyuk bir komutandir ifadesi Fatih e nasip olmustur.Istanbul hem ortodoks hem islam dunyasi acisindan onemli bir yere sahipti.yillardir ortodokslarin elinde iken muslumanlarin eline gecti.ortavag kapandi yenicag acildi. İstanbul gibi önemli bi şehri topraklarmza ilave etti ve Asya ile Avrupayı birbrne baglayan önmli bi kara parçası da bizm oldu. Ayrıca bizansn Anadolu üzerndeki hakim olma duysunu büyk oranda yok etti. Stratejk ve ticari açıdan da çok önemli ve dünyaya karşı da . Bütün ortaçağ boyunca yaşayan tek devlet olma özelliği taşıyan biazans imp yıkılmıştır. Bizanslı bilim adamların italya ya kaçması rönesansa ,ticaret yollarının osm ya geçmesi ile coğrafi kesiflere sebep olmustur. Osmanlı açısından devletten imparatorluğa geçiş. İslam dünyası için ise balkanların muslumanlastirilmasi peygamber efendimizin (sav) sözü haçlı seferlerinin Anadolu'dan define türk dünyası için ise balkanlarda yeni yurtlar edinmesi... tabiki ekonomik sosyal kültürel vede Ortodokslar içinde sayacak çok şey var.. bizim temel amacımız sade bir şekilde az ve öz kelime kullanmak. Etkisini bugün bile iliklerimeze kadar hissettiğimiz, hissettirilen, çağdaşı olaylar arasinda inanilmaz ölçüde onemli olan ,bir devleti imparator haline getiren Osmanlı umparatorlugunun en onemli fethidir. Turk acısından kurulus döneminde yükselis dönemine gecılmesı, ipek yolunun hakimiyetine alınması,anadolu ve rumeli toprak bütünlügünde bızansın etkisinin yetirmesi diye söyleyebiliriz.Dünya acısından ise; orta cağ kapanıp yeni cağ acılması,orta asyadan avrupaya gıden ipek yolunu ele gecırmesi rönesansın baslanmasına neden oldu ve artı olarakta cografi kesiflerin baslamasi diyebiliriz..
40- Küresel ısınmanın olumsuzluklarını en aza indirmek icin sera gazları alanında alınabilecek önlemler nelerdir?
Metan su buharı karbondioksit gibi gazlar sera gazlaridir. Sera gazları atmosferdeki ısıyı tutarlar. Karbondioksit miktarinin artmasi atmosferdeki isi yi arttirir.Fosil yakıtların kullaniminin artması yla atmosferdeki karbondioksit miktari artar. Oncelikle fosil yakitlar yerine yenilebilir enerji kaynaklari kullanilmali. Kisisel araçlar yerine toplu taşıma araçları tercih edilmelidir.kyoto protokolu ulkelerin fosil yakitlar yerine yenilebilir enerji kaynaklarının kullamini onemser.ve atmosfere salinan karbondioksit miktarini azalticak onlemlemler alınmasını saglamak amaciyla imzalanmıştır. oncelikle sera etkisi atmosferdeko gazlarn isiyi tutma veya yansitmasinin olcusudur. atmosferdeki bazi gazlar isiyi tutar ve yeryuzundeki sicakligin dengede kalmasini saglar. baslica sera gazlar su buhari metan ozon ve karbondioksittir. bunlardan co2 fazla salinimi kuresel isinmaya sebep olur. kuresel isinma sonucu kuraklik artar buzullar erir. canlilarn yasam alani daralir. kyoto protokolude sera gazlarnin salinimini azaltmaya yonelik imzalanan bi protokol. Ek bilgi olsun bu protokolü imzalmayan 3 ülke ABD Hindistan ve Çin dır.
41- KAYNAŞTIRMA EĞİTİMİNİN OLUMLU VE OLUMSUZ YANLARI NELERDİR?
Kaynaştırma ogrencisine faydası yaşıtlarıyla birlikte olur sosyallesir,olumsuz yanları kendini onların yanında yetersiz hisseder buda onun daha çok içine kapanmasına neden olabilir. Kaynaştırma eğitiminin faydalı olmasinda öğretmenin sınıf yönetimi becerisinn etkisi de olabilir. Engelleri kaldırmak için iyi bir model olan öğretmen davranışları öğrenciler tarafından örnek alinabilir. Kaynaştırma egitimi alan öğrencinin hayata karsi olumlu bakışı, öğrenme istegi, sosyalleşme seviyesi, işbirlikli calisma isteği vs artacaktir. Ancak sınifta bu olumlu atmosfer olusturulamazsa kaynaştırma öğrencisi yetersizlik algısını hissedecek diğer ogrencilerse hassas konularda duyarlı olmayı ogrenemeyecektr. Faydaları özel eğitime muhtaç çocukların kısıtlanmamış olmaları,diğer öğrencilerin dışarıda gördükleri özel eğitime muhtaç çocuklara göstereceği tutumların değişmesi.(tabi bu öğretmenin sergileyeceği davranışlar ve öğrencileri gerçekten samimi bir ortamda kaynaştırmayı uygulayabilmesine bağlı) Olumsuz yanları ise özel eğitime muhtaç çocuklara olumlu ortam oluşturulmazsa ve diğer öğrencilerin onlara karşı sergileyecekleri tutumlar yeterince benimsetilmezse bu öğrenciler için her şey daha zor olabilir.Eğitime karşı ve hatta hayata karşı küstürülebilirler. Kaynaştırma eğitimine olumlu yaklaşan bi eğitimci olarak öncelikle idare öğrenci veli işbirliğini sağlamak öğretmene düşüyor arkadaşlar. Çünkü olumsuz yönlerine bakacak olursak veli kabullenmez çocuklarına zarar vereceğini eğitimlerinin aksayacagini psikolojilerinin bozulacagini dusunur . Öğrenciler de kabullenmek istemeyebilir ilk aşamada sınıfın huzurunu bozacağı yönünde ortak bir fikir yurutup sınıfta kutuplaşma ortaya cikarabilirler bu durum da kaynaştırma öğrencisi olumsuz etkilenir ailesinin psikolojik yönden desteğe ihtiyaci olabilir öğretmen sınıfında istemeyebilir kendine yük olarak görebilir çocuğu dislayabilir plani programı yetistiremeyecegini dusunur bep ( bireysellestirilmis eğitim programı) hazırlmak istemeyebilir gibi gibi nedenler üst üste gelince kaynaştırma eğitimi yarardan çok zarar verir. Bu durumun giderilmesi için kaynastirmanin önemini vurgulamak için ben olsam öncelikle velileri bir gun derse davet edip farkindaliga yönelik bir plan uygularım kulaklık goz bandaji tekerlekli sandalye getirip bazı öğrencilere velilere teneffüste okulun girişine çıkacaklarını tekerlekli sandalye ile sınıfa gelmelerini bazılarına kulaklık takip yüksek ses açılmış şekilde gidip kantinden alışveriş yapmalarını bazılarına goz bandaji takip koridorda dolaşmasıni zil çaldığında ise herkesin bu şekilde sınıfa ulaşmalarını isterdim . Bu şekilde ulaşmanin iletisim kurmanin ne kadar zor olduğunu bu yolla bi nebze olsun anlamalarını sağlardım ve en önemlisi Herkesin bir Engelli adayı olduğunu unutmamalarını vurgulardm sonrasında kaynaştırma öğrenci ve ailesine destek olmamız gerektiğini Empati yapmamız gerektiğini anlatırdım . Çocuklarının bu şekilde daha duyarlı sorumluluk sahibi olacaklarını beden dilini ogreneceklerini kendilerini geliştireceklerini anlatırdım . Video izletrdim düzeylerine uygun bir sunumla velileri de öğrencileri de aydınlatmanın haklı gururunu yaşardım . Kaynaştırma öğrencisi bu yolla kendini toplumdan soyutlamayacak iletisim kurabilecek başarma hissini tadacak engelinin engel olmadığını anlayıp özgüveni gelisecek akran eğitimi sayesinde öğrenme daha kolay gerçekleşek . Kaynaştırma öğrencisinin ailesi de kendini soyutlamayacak moral motivasyonu yüksek olacak çocuklarının başardığını görüp gurur duyacaklardir diye düşünüyorm.
42- ÖĞRENCİLERİNİZE AHLAKİ DEĞERİ NASIL KAZANDIRIRSINIZ?
Öncelikle öğrencinin doğru yanlışı öğrenmesi sağlanır. Bu bilgisinin gerek örnek olaylarla gerek dramalarla gerek kitap gerek kısa filmlerle pekiştirilmesi gerekir. Öğrenciye ahlak öğretirken bizzat kendimiz rol model olmalıyız. Aynı zamanda velileri bu konuda bilinçlendirmeliyiz. Öğrenci bu süreçte ahlaki değerin önemini öğretmenlerinin ve çevresinin pekiştireçleri ve dönütleriyle farkedecektir. Oncelikle sinif ortaminda bi tartisma ortami olustururum ve kendilerine gore dogru davranis veya yanlis davranis olarak tanimladiklarini nedeniyle beraber aciklamalarini isterim. Daha sonra ahlaki degerlerle ilgili kavramlarin yer aldigi kura kagitlarindan olusan bi havuz yapar her hafta bi ogrenciye cektirerek konuyla ilgili kendilerinin de buldugu video hikaye anı vs tarzda bi etkinlik yaptirir bu konuya ilişkin algilarinin acik olmasini saglarim. Ögrencilere de itina ile model olmaya calisirim. Guzel davranis sergileyen ogrencilerin yaptigi davranisi arkadaslari yaninda vurgulayarak onlari da guzel davranislara yonlendirmeye ugrasirim. Çocuğunuza bir şeyler öğretmeye çalışmayın o zaten sizi taklit edecektir sözü bu konuyla ilgili begendigim sözler arasında.Cocuguna ahlaki değerleri sozlerle kitaplarla kısa filmlerle her şekilde iletebilir bir aile.Fakat çocuk ahlaki değerleri en yakınindaki insanların hayatinda göremez ise ve kendisinden de en yakınlarinin dahi uymadığı bu ahlaki değerlerin yapılması istendiğini fark ederse.İste işin rengi burada değişiyor.Cocuk ahlaki değerleri öğrenir fakat uygulamaya koymaz.Hayata geçirilmemiş değerler zinciri kalır geriye.Bunun için ahlaki değerlerde öncelikle aileyi önemli görüyorum.Yapacağım çalışmalar arasında aileleri de bu konuda bilinçlendirmeye yönelik bir seminer de sayılabilir.

Cocuk ahlaki değerleri illa ki ailesiyle veya ailesinin rol model olmasıyla değil aynı zamanda okulda öğretmenlerinden ve arkadaşlarından da bir takım değerleri ogrenebilir.Bunun için ilkokul dönemindeki cocuklara değerler eğitimi kapsamında sorumluluk,durustluk,sevgi gibi bircok değer aşılanabilir.Çocuğun yaşı dort beş altı ise masal anlatarak (masallarda toplum değerleri ahlaki değerler iyi kötü) çocuğa aktarılabilir.Lise çağındaki çocuklara güncel haberlerin içinden ahlaki değerlerle ilgili olan haberleri sunup gençlerin dusuncelerini paylaşacağı tartisacagi ve ortak bir kanaate ulaşmalarına yönelik calismalar yapardım. Öğrencilerde ahlak anlayışıni geliştirmek için ahlak kavramı konusunda öğrenci bilinclendirilmelidir. Okullarda panolara güzel ahlak ile ilgili görsel ve özlü sözler koyarak ogrencinin rol model alacagi etkinlikler sayesinde bilinclenmesi saglanabilir. Ayrica öğrenci her şeyi okulda öğrenemez anlayışı ile öğrencinin ailesi ve sosyal çevresi bilinçlendirilmelidir. En önemlisi de biz öğretmenlerinde rol model alinabilecekleri unutmamalidir. Kendimizinde ahlakli olması ve buna uygun davranmamiz gerekmektedir .
43- ÖĞRENCİYE ÖDEV VERİLMELİMİ VERİLMEMELİMİ?
Ev ödevleri öğrencilerin gelişim dönemlerine uygun verilmelidir ödevler verilerek öğrencilere okulda işlenen derslerin tekrarına ve pekistirilmesine yönelik olmalıdır.odevler sayesinde öğrencilere sorumluluk farkindaligi kazandirilabilir ayrıca ödevlee öğrencilere işbirliği esasına dayalı özellikler de kazandirilabilir öğrencilere ödevlerin bir ceza olarak verilmemesi gerekir. Bence odev verilmelidir ama ogrencinin gelisimini ele alinarak o derece odev verilmeli ve ogrencinin tamamen bos zamanlarinni odeve harcanmamasi gerekir ogrencinin sorumluluk yerine getirme becerisi derse hazirlikli gelmesini tek basina calisma bilmedigi konularini ebeveynlerine sorarak aileninde egitime katilmasisini sagladigi icin cocuk icin cok onemli bir gorevdir odev. Öğrenciye ödev tabiki verilmeli çünkü öğrenci derste öğrendiği konuları pekistirmeli, bireysel de ders çalışma alışkanlığı kazanması ve zamanını etkili kullanmayı öğrenmesi için ödev verilebilir. Ama ödev derste yetişmeyen konuları yetiştirmek için verilmemelidir. Odev öğrencinin hazırbulunuslugna uygun olmalı,ödev bos zamanın değerlendirmesi için verilmemeli, öğrencinin kapasitesinin üstünde ödev vererek öğrenciyi derstten sogutmamak gerekir. Ayrıca verilen ödevin sonucu kesinlikle kontrol edilmeli çünkü kontrol edilmezse öğrenci zaten öğretmen odevimi kontrol etmiyor anlayışina kapilabilir. Öğrenciye ödev verilmeli ama ödev öğrencinin bütün zamanını alacak şekilde olmamalıdır . Tabi ki genel tekrar açısından öğrencilere ödev vermek bir sonra ki derse on bilgilerle gelmelerini sağlamak ve ya işlenilen dersin unutulmaması açısından tekrarlarini yapmasını sağlamak önemlidir. Fakat öğrencilere ödev verirken gereksiz bilgi birikiminden ve eğlenmeye ayıracagi vakti çalmaktan kaçınılmalıdır.Yoksa bu süreç ters tepebilir ödev yapan velilere ve ödevleri bitirmedigi için okula gelmeyen öğrencilere rastlamamiz kaçınılmaz olur. Bu da gormek istemeyecegimiz bir tablodur.Sonuç olarak az ve öz ödev vermenin sakıncası yoktur.
44- 15 TEMMUZU ÖĞRENCİLERİNİZE NASIL ANLATIRSINIZ?
Öncelikle ogrencilerime darbenin ne oldugunu ve darbe sonucu ulkenin ne hale gelecegini anlatip onlari bu konuda bilinclendirirdim. Daha sonra 15 Temmuzda Türk milletinin göstermis oldugu kahramanligi , milletimizin canı pahasına Sarikamista,çanakkalede vs. nasil can verdiyse ulkemiz,vatanimiz,
al bayragimiz icin 15 Temmuzda da ayni mucadeleyi verdiklerini anlatirdim Bunlari gorsel olarak bir slayt hazirlayip oyle anlatirdim ve 15 Temmuz kahramanimiz olan Şehit Ömer Halis Demir'in şuhedanin izinden yuruyup hic korkmadan vatani icin canini ortaya koydugunu, onun icin de ayri bir video slayt hazirlar ve son olarak da "30 KUŞ" kısa filmi izletirdim . Ders sunumum bittikten sonra ogrencilerimin 15 Temmuz ile ilgili yazi, siir , resim hatta kucuk bir tiyatro hazirlamalarini onlarin gozunden 15 Temmuzu ,hissettikleri seyleri almak isterdim . 15 temmuz olayının temelini anlamaları için ögrencilerle birlikte gecmise bir yolculuga cıkardim örnegin 1960 ve 1980 darbelerin ülkemize ve vatanımız için neler oldugunu gozler önune sergilerdim ayri bu darbenin olmus oldugunu farz ederek örnek olay, beyin fırtinası tekniklerle temeline inmesini saglardim. Oncelikle vatan sevgisini anlatirim. Bu bizim kazandigimiz ilk zafer degil, ne kadar birbirimize kenetlendigimizi, bu vatanin bolunemeyecgini yaslisi genci Türk'ü Kürdü Lazi Çerkezi herkesin tek yurek oldugunu anlatirim. Sonra da 15 temmuza ait video ve fotograflarla o ani tekrar hatirlatirim. Çocuklar ömrünüzde belki de bir defa görebileceğiniz ve ibret alacağınız bir seferberlik durumudur. Çanakkale ruhunun ölmediği, öldüğünü zannedenlerin bir kere daha '' Biz bu milletle uğraşamayız, yoksa sonumuz geçmişimiz gibi olacak '' dedikleri olaydır. Müslüman Türk milletinin vatanını namusu gibi koruğudunun bir kanıtıdır. Şimdi biraz küçüksünüz ama ileride sizler de şimdiki mücahitler gibi olacaksınız. Vatan hainlerine karşı göğsünüzü siper edecek ve vatanımıza kastedecek namussuzları vatanın topraklarına gömeceksiniz. Bu sebeplerle 15 Temmuz, Türk Milletinin düşmanına korku saldığı, bu devletin yıkılmasının mümkün olmadığını gösteren ibretlik olayların yaşandığı bir tarihtir. İstiklal marşının 10 kıtasıni öğrencilerimle birlikte okuyup her kelimesini 15 temuz ile iliskilendirirdim.
Korkma demisti akif o gece kormadilar söndürmediler al sancaklarini...
Ben ezelden beri hür yaşamadım hür yaşarım demisti akif tamda öyle oldu .O şuurunu kaybetmislermi bize zincir vuracakmis ...
Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tani misarasinda 15 temuz sehitler köprüsünün gencecik fidanlarin ellerindeki al bayraklar ve iman dolu yürekleriyle şehadet koştukları vidoyu izleterek anlatirdim. Türk milletinin ne kadar cesur ve özgürlüklerin e bağlı olduklarını...herkesin vatanı için şehit olmak yarıştıklarını...
"Vatanı sevmek ıman dandır der" konuyu bitirmeye çalşlrdım zıra karanlıktan aydınlığa geçişin yaşandığı uzun bır geceydi. ..
Görsellerle daha akılda kalması için vıdeo yada bu şanlı olayı anlatan film izlettırırım!
45- ÖĞRETMENDE OLMASI GEREKEN 3 ÖZELLİK NEDİR?
Humanist olmali.. eğitimin merkezinde kendisinin değil egitimin merkezinde öğrencilerin oldugunu bilmeli.. ve fedakar olmali bunlar benim goruslerim .. birde gk bilgisi olmali , alan bilgisi olmali ve de formasyon mesleki bilgileri olmali... Ufku açık olmalı, çalışkan olmalı, empati yapabilmeli, sabırlı olmalı, işini sevmeli. Entelektüel birikimi olmalı, kendine gğvenmeli. Öğretmeyi sevebilmeli, sabırlı olmalı ve tabi ki yerine göre çocukla çocuk olup gülmeyi yerine göre de bir bakışı ile herşeyi anlatmaya bilmeli. Ögretmenin bulunmasi gereken 3 önemli özellik bana gore,mesleki yeterlilik, kisisel yeterlik ve alan yeterlilik diye söyleyebiliriz
46- NUFUS POLİTİKASI HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?
Nüfusun arttırılması nicelik olarak iyi görünse de nitelik olarak yetersiz kalmaktadır. Bence öncelik olarak mevcut nüfusun kalkınmasına ağırlık verilmelidir. Mevcut olanaklar iyilestirilmeden arttırılmaya çalışılan nüfus enkaz yığınına dönüşebilir. Bu iyileştirme sonucu düzenli ve planlı bir arttırma polikası uygulanmalıdır. Nitelikli nüfus her zaman temiz ve sağlıklı bir gelecek sunar. Bir ülkenin nüfusundan yola cikarak ulkenin gelismislik seviyesi hakkinda yorum yapilabilir.Her ulkenin nufus politikasi farklidr.Örngn.Çin de nufusu azaltmaya yonelik politika izlenrken avrupa ulkelernde bunun tam tersi yani nufusu artrma yonunde politika izlnmektdr.Ülkemz acisndn olaya yaklasck olursak ileride yasli kesimn artacagi aktif nufusun azalacgi yondn gorusler hakim.Onemli olan yasli veya genc nufusun daha fazla olmasi degil ikisi arasindaki dengeyi saglamk ve korumaktr.Yasli kesimn cok fazla oldugu yerde uretim yapilmz duruma gelir uretmdn cok tuketm olur.Bundan dolayi baska ulkelerden gocler alinir kendi ulkemzde aznlik durumuna dusme tehlikesine neden olacktr.Aksi halde asiri aktif nufusun artmasi da isszligi beraberinde getrck ekonomi olumsz etkilncktr(Bizim atamalari ornek verbilirz). Dünya üzerinde uygulanan üç çeşit nufus politikası vardır .ilki nüfusun hızını artırmaya yönelik olan ( avrupa ülkeleri ) ikincisi nüfusun artış hızını düşürmeye yönelik olan ( çin , hindistan vb) üçüncüsü ise nüfusun nicelik ve nitelik yönünden artışini sağlamaya yönelik olan . Bizim. Ülkemiz 60 li yıllardan bu yana nerdeyse üç politikayı da uygulamaya çalışmıştır . Çeşitli teşvik projeleri oluşturulmuştur . Günümüzde ise nitelik ve nicelik yönünden artış olması isteniyor . Cumhurbaşkanımız en az 3 çocuk diyerek nicelik yönünden artışı vurgulamistir . Nitelik yönünden ise eğitim , kultur , sağlık , sosyo-kulturel etkileşim vb alanlarda yenileşme hareketleri de yapılmaktadır. Nufus politikasinin sağlıklı olabilmesi için ise uygulamaların sistematik ve düzenli takibi önem arz eder.
47- BİREY VE TOPLUM ARASINDAKİ İLİŞKİYİ AÇIKLAYINIZ
İnsanlar sahip olduğu kişilik özelliklerine ögesi olduğu toplum sayesinde sahip olurlar. O toplumun kültürü, gelenekleri, görenekleri ve değer yargıları o insanı yoğurur ve kendi kültürüne uygun bir kişi haline getirir. Bu bağlamda bakıldığında birey, taşıdığı özellikler dahilinde yaşadığı toplumun aynasıdır diyebiliriz. Birey toplumu oluşturan yapı taşlarıdır ikiside birbirinden ayrı düşünülemez birey ne kadar dürüst ve düzgün ise toplum o kadar iyi , toplum ne kadar iyi ise bireylerde o kadar iyi diyebiliriz yAni ikiside birbirini tamamlıyor kısaca. Tek taş duvar olmaz toplum birey lerden meydana gelir. Bireyler toplumun temel taşıyıcıları dır. Birey toplum sayesinde kültürel ve sosyal kimlik kazanır. dinin direği namaz olmazsa olmazimizsa birey de toplumun olmazsa olmazı en küçük yapi tasidir. Birey, içinde bulunduğu toplumun kültürel ve ahlaki değerleriyle yogrulup kendine özgü bir bakış açısı geliştirip toplumla karşılıklı etkileşim halindedir . Toplum kavraminin olusabilmesi icin bireylere ihtiyac vardir, bireylerin bir araya gelmesiyle toplum oluşur. Toplumun değer yargıları, yaşam tarzları bireylerin etkileşiminden ortaya çıkacaktır. Bu şekilde bireylerin etkisiyle toplum şekillenir yine gelecek nesiller de toplumdan etkilenerek hayatlarına yön verecektir. Kisacasi birey toplumu ne kadar etkiliyorsa toplum da bireyi o oranda etkiler birbirinden bağımsız olmasi dusunulemez. her ikisinin kökeninde de eğitim vardır. Bir insan doğdugu andan itibaren önce ailesinden gördugü egitim veya davranislarla cevreye uyum saglamaya baslar daha sonra buna cevre eklenir. Çevre okul hayati, arkadas cevresi, akrabalar..vs den gördukleriyle birlikte birey yeterince bilinclenip cevresine ayak uydurmaya başlar boylece toplumu sekillendirmis olup gelecek nesillere yön vermis oluruz. İnsanoğlu sosyal ve toplumsal bir varlıktır. Yaşamını sürdürmesi,dogumundan ölümüne kadar diğer insanların varligi ile yani icinde bulunduğu toplum ile bir anlam kazanir. Birey toplumun en küçük yapi tasi olan ailede ilk egitimini alir büyüdükçe sosyallesir ve edindiği cevre bulunduğu ortamlar informal ogrenmeler neticesinde kültürel bir aktarimi beraberinde getitir. Birey toplum icindeki sosyal kurallar neticesinde toplumsal ahlak kazanir ve kendini erdemli bir varlik olarak yetistirmesi için egitim kurumlarına katilir. Egitim yoluyla da icinde yaşadığı toplumunm beklentilerine yonelik birer fert olarak hayata uyum sağlamayi öğrenir.
Donatospek
Mesajlar: 4
Kayıt: 22 Tem 2018 15:05
İletişim:

08 Ağu 2018 18:06

Bu kategoriye sardım gibi, bu aralar siteye her uğradığımda kendimi bu başlıkta buluyorum. Çok değerli zihni makaleler paylaşılmış. Hadi hayırlısı, bitirene kadar okuma keyfim kaçmaz inşallah.


Aradaki sözü okudum ve fikir teatisine ihtiyaç duyup istişareye açmakistedim.

"Aranэzdaki dьюьk ve bayaрэ kimselere ikrвm ediniz, onlara hediyede bulununuz. Зьnkь onlar sizi, dьnyвda ve вhirette utanacak duruma dьюmekten ve ateюten alэkoymaktadэrlar. Эnsan, utanэlacak ve вteюe dьюmeye sebep olan юeyleri onlarda gцrerek bunlardan kendisini korur." Ahnef bin Kays

Dьюьk ve bayaрэdan kasэt yoksulluk iзinde olanlar deрil zannэmca, ahlaki dьюьklьk ve kцtь karakterliler kastediliyor diye anladэm. Hastalэk nasэl ki saрlэmэzэn kэymetini zihnimize belletiyorsa, kцtьler de iyilerin kэymetini idrak etmemize yardэmcэ oluyor. ''Эзimizden mьteюekkir olalэm tamam da...
Kafama takэlan husus; bцylesi insanlara ikramda bulunmak, keremli davranmak doрru mudur?''...Anladэрэm kadarэyla buradaki ikram, sadece yeme iзme ikramэ da deрil.

Katkэlarэnэz memnuniyet verecektir.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 6 misafir