1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

KPSS Türkiye Ekonomisi Notları PDF indir

Gönderilme zamanı: 23 Nis 2018 00:26
gönderen esse
Türkiye-ekonomisi-..pdf
Türkiye Ekonomisi- GENEL EKONOMİ ÇÖZÜMLÜ 75 SORU (1).doc
Türkiye Ekonomisi konu.pdf

Re: KPSS Türkiye Ekonomisi Notları PDF indir

Gönderilme zamanı: 14 Oca 2019 00:19
gönderen notcu
TÜRKİYE EKONOMİSİ


1. Rezerv para100 birim; açık piyasa işlemleri (APİ) sonucu TC Merkez Bankası’nın ban-kacılık kesimine net yükümlülüğü 25 birim; TC Merkez Bankası’ndaki kamu mevduatı 35 birim ise TC Merkez Bankası Parası ve parasal taban kaç birimdir?
TC Merkez
Bankası Parası Parasal Taban
A) 160 125
B) 160 135
C) 135 160
D) 135 125
E) 125 135


Rezerv Para = Emisyon + Özel Bankalara Borçlar = 100
Parasal Taban = Rezerv Para + APİ Yükümlü-lükleri = 100 + 25 = 125
MB Parası = Parasal taban + Kamu Mevduatla-rı = 125 + 35= 160 Doğru cevap A dır.








2. Türkiye’de dış ticaret açığı kaç yılında art-maya başlamıştır?
A) 1945 B) 1946
C) 1947 D) 1948
E) 1950
Türkiye’de dış ticaret açığı 1946 yılında artma-ya başlamıştır. Doğru yanıt B dir.








3. Türkiye 1946 – 1953 yılları arasında hangi politikayı benimsemiştir?
A) Liberal politikalara eklemlenme
B) Dış ticarette kontrole dönüş
C) İthal ikameci saniyeleşme
D) İkameci sanayileşme
E) Devletçi sanayileşme
Türkiye 1946- 1953 yılları arasında liberal politi-kalara eklemlenme politikasını benimsemiştir. Doğru yanıt A dır.



4. Türkiye 1954- 1961 yılları arasında dış tica-rette kontrole dönüş yaşamıştır. Aşağıdaki-lerden hangisi bu dönemin gelişmelerinden biri değildir?
A) Fiyat ve piyasa kontrolü canlandı
B) İthal ikameci yatırımlar arttı
C) Köylünün ürünleri desteklendi
D) Tüketim mallarının ithalattaki payı arttı
E) Dış ticaret açığı azaldı
Dönemin gelişmeleri:
– Fiyat ve piyasa kontrolü canlandı
– İthal ikameci yatırımlar arttı
– Köylünün ürünleri desteklendi
– Tüketim mallarının ithalattaki payı azaldı
– Dış ticaret açığı azaldı
Doğru yanıt D dir.

5. Türkiye de ithalatta serbestleşme kaç yılın-dan itibaren başlamıştır?
A) 1980 B) 1981
C) 1984 D) 1988
E) 1989
Türkiye de ithalatta serbestleşme 1984 yılında başlamıştır. Doğru yanıt C dir.

6. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye’de 1946- 1953 dönemi için söylenemez?
A) Devalüasyon yaşandı
B) Gümrük vergisi dışında ithalatı kontrol eden kısıtlamalar gevşetildi
C) İhracat sabit kalırken ithalat %100 arttı
D) Doların kuru arttı
E) Dış ticaret açığı azaldı
Türkiye’de 1946 – 1953 dönemi
– Devalüasyon yaşandı
– Gümrük vergisi dışında ithalatı kontrol eden kısıtlamalar gevşetildi
– İhracat sabit kalırken ithalat %100 arttı
– Doların kuru arttı
– Dış ticaret açığı arttı.
Doğru yanıt E dir.


7. Türkiye ithal ikameci sanayileşme strateji-sine kaç yılında başlamıştır?
A) 1961 B) 1964
C) 1971 D) 1982
E) 1984
Türkiye ithal ikameci sanayileşme stratejisine 1961 yılında başlamıştır. Doğru yanıt A dır.


8. Türkiye’de kaç yılında sermaye transferi serbest hale gelmiştir?
A) 1961 B) 1980
C) 1989 D) 1995
E) 1996
Türkiye’de 1989 yılında sermaye transferi ser-best hale gelmiştir. Doğru yanıt C dir.


9. Hane halkı gelir dağılımı anketi hangi kurum tarafından yapılmaktadır?
A) Devlet Planlama Teşkilatı
B) Türkiye İstatistik Kurumu
C) Yüksek Seçim Kurulu
D) Hazine Müsteşarlığı
E) Maliye Bakanlığı
Hane halkı gelir dağılımı anketini Türkiye İsta-tistik Kurumu yapmaktadır. Doğru yanıt B dir.


10. Dolaşımdaki para 100, vadesiz mevduat (resmi hariç) 50, vadeli mevduat (resmi ha-riç) 80, resmi mevduat 20 ve döviz mevduatı 70 birim ise TC Merkez Bankası para arzı tanımlardan M3A kaç birimdir?
A) 320 B) 250 C) 230
D) 180 E) 150

M1 = Nakit + Vadesiz Mevduat
M1 = 100 + 50 = 150
M2 = M1 + Vadeli Mevduat
M2 = 150 + 80 = 320
M2Y= M2 + Döviz Mevduatı
M2Y = 230 + 70 = 300
M3A = M2 + Resmi Mevduat
M3A = 230 + 20 = 250 Doğru cevap B dir.

11. Aşağıdakilerden hangisi rezerv para tanı-mında yer almaz?
A) Vakıf ve derneklere ait mevduat
B) Merkez Bankasındaki kamu mevduatı
C) Banka dışı kesim mevduatı
D) Emisyon
E) Merkez Bankasının bankacılık kesimine olan TL yükümlülüğü

Rezerv Para: Emisyon. Merkez Bankası’nın bankacılık kesimine olan TL yükümlülüğü, Banka dışı kesim mevduatı, vakıf ve dernekle-re ait mevduat, bankalarının Merkez Banka-sı’ndaki serbest mevduatından oluşur
Parasal taban; Rezerv Para + Açık piyasa iş-lemleri sonucu Merkez Bankası’nın bankacılık kesimine yükümlülüğü
Merkez Bankası parası; Parasal taban + Mer-kez Bankası’ndaki kamu mevduat. Doğru ce-vap B dir.
12. GSMH ve GSYİH sonuçları hangi kurum tarafından açıklanır?
A) Türkiye İstatistik Kurumu
B) Devlet İstatistik Kurumu
C) Devlet Planlama Kurumu
D) Hazine Müsteşarlığı
E) Maliye Bakanlığı
GSMH ve GSYİH sonuçları Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanır. Doğru yanıt A dır.


13. Bir ekonomide dolaşımdaki nakit ( C) = 400 TL, çek yazılabilir mevduat (D) = 800 TL, gerekli rezerv oranı 0.1 ve aşırı rezervler 800 milyon TL’dir.
Buna göre bu ekonomide 200 milyar TL’lik bir değişme para arzını ne kadar değiştirir?
A) 500 B) 300 C) 200
D) 100 E) 80





= 2.5
= 2.5 x 200 = 500 Doğru cevap A dır.


14. Menkul kıymet fonları tamamıyla tahvillere yatırılmışsa, tahvillerin ortalama piyasa ge-tirileri 0.08 ise ve tahvillerin satışından do-ğan kayıp 0.02 ise, menkul kıymetlerin ger-çek getirisi kaçtır?
A) 0.10 B) 0.0.8 C) 0.06
D) 0.04 E) 0.02

Ra = A . (rb + ga)
= 1.0 (0.08. 0.06)
0.06 Doğru cevap C dir.

15. Bir ekonomide karşılık oranı ( Rr); 0.1 ve nakit oranı (Cr) ise 0.4 ise parasal taban çarpanı yaklaşık olarak kaçtır?
A) 2.2 B) 2.4 C) 2.6
D) 2.8 E) 2.9

m = 1 / (Cr + Rr) – ( Cr . Rr)
1/ (0.4 + 0.1) – (0.4 x 0.1)
1 / 0.5 – 0.04
1 / 0.46 = 2.17 Doğru cevap A dır.

16. Aşağıdakilerden hangisi yatırımları etkile-yen faktörlerden biri değildir?
A) Dış talep
B) Büyüme
C) Döviz kuru
D) Ücretler
E) İstikrarlılık
Yatırımları etkileyen faktörler:
– Dış talep
– Büyüme
– Döviz kuru
– Ücretler
– İç talep
– Faiz oranı
Doğru yanıt E dir.


17. Mal hareketlerinin serbestleşmesi ve ihraca-ta yönelik büyüme hangi tarihte başlamış-tır?
A) 1976 B) 1977
C) 1978 D) 1980
E) 1982
Mal hareketlerinin serbestleşmesi ve ihracata yönelik büyüme 1980 yılında başlamıştır. Doğru yanıt D dir.




18. Aşağıdakilerden hangisi ekonomide hızlan-dıran prensibe göre oluşan etkilerden biri değildir?
A) Gelirin emek lehine dağıtılması
B) Efektif talebi artıracak
C) Yatırımcının artması
D) Ücretlerin milli gelir içindeki payının artırıl-ması
E) Efektif talebi azaltılacak
Ekonomide hızlandıran prensibe göre;
– Gelirin emek lehine dağıtılması
– Efektif talebi artıracak
– Yatırımcının artması
– Ücretlerin milli gelir içindeki payının artırıl-ması
Doğru yanıt E dir.



19. Özel sektör yatırımları hangi tarihte ivme kazanmaya başlamıştır?
A) 1980 B) 1985
C) 1988 D) 1987
E) 1989
Özel sektör yatırımları 1988 yılında ivme ka-zanmaya başlamıştır. Doğru yanıt C dir.

20. Aşağıdakilerden hangisi uluslararası ticare-te konu olan sektörlerden biri değildir?
A) Tarım
B) İhracat
C) Maden
D) Turizm
E) İmalat
İhracat uluslararası ticarete konu olmayan sek-törlerdendir. Doğru yanıt B dir.



21. Sermaye girişi ile ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi yanlıştır?
A) Faiz oranının düşmesi
B) Kamu yatırımlarının azalması
C) Dış borçların artması
D) Bankacılık sektörünün kırılganlaşması
E) Firmaların finansal yapılarının bozulması
Sermaye girişi;
– Faiz oranının yükselmesi
– Kamu yatırımlarının azalması
– Dış borçların artması
– Bankacılık sektörünün kırılganlaşması
– Firmaların finansal yapılarının bozulması
Doğru yanıt A dır.


22. Aşağıdakilerden hangisi özel sektörün tica-rete konu olan sektörlerinden biri değildir?
A) Tarım
B) Madencilik
C) İmalat
D) Turizm
E) Adalet
Adalet bir kurumsal maldır. Doğru yanıt E dir.



23. Aşağıdakilerden hangisi ticarete konu olan sektörlere yapılan yatırımların oranındaki azalmaya neden olmamaktadır?
A) Ülkenin uluslararası rekabet gücünün ya-pısal olmaktan uzaklaşması
B) Ücretlerin azaltılması
C) Teknolojik gelişme
D) Ucuz fiyata dayalı rekabet gücünün alması
E) Verimlilik artışı
Ticarete konu olan sektörlere yapılan yatırımla-rın oranındaki azalmaya neden olan:
– Ülkenin uluslararası rekabet gücünün ya-pısal olmaktan uzaklaşması
– Teknolojik gelişme
– Ucuz fiyata dayalı rekabet gücünün alması
– Verimlilik artışı
Doğru yanıt B dir.

24. Aşağıdakilerden hangisi “yatırımlarda dev-let yardımları hakkında karar çerçevesinde yatırımlara sağlanan destek unsurları ara-sında yer almaz?
A) Yatırım indirimi
B) Katma değer vergisi istisnası
C) Gümrük vergisi ve toplu konut fonu istisna-sı
D) Kredi tahsisi vardır.
E) Vergi kolaylıkları
Yatırımlarda devlet yardımları hakkında karar çerçevesinde yatırımlara sağlanan destek un-surları arasında:
– Yatırım indirimi
– Katma değer vergisi istisnası
– Gümrük vergisi ve toplu konut fonu istisna-sı
– Kredi tahsisi vardır.
Yer alır. Doğru yanıt A dır.


25. Yabancı sermaye girişi kaç yılından itibaren artmaya başlamıştır?
A) 1980 B) 1985
C) 1988 D) 1986
E) 1984
Yabancı sermaye girişi 1988 yılından itibaren artmaya başlamıştır. Doğru yanıt C dir.


26. Aşağıdakilerden hangisi ihracata yönelik büyüme politikalarının dayandığı uygulama-lar arasında yer almaz?
A) Devalüasyonlarla paranın değerinin düşü-rülmesi
B) İç talebin düşürülmesi
C) İşgücünün düşürülmesi
D) İhracata parasal destekler sağlanması
E) Maliyetin yükselmesi
İhracata yönelik büyüme politikalarının dayan-dığı uygulamalar:
– Devalüasyonlarla paranın değerinin düşü-rülmesi
– İç talebin düşürülmesi
– İşgücünün düşürülmesi
– İhracata parasal destekler sağlanmasıdır.
Doğru yanıt E dir.

27. Aşağıdakilerden hangisi finansal serbestlik politikalarının sonuçlarından biri değildir?
A) Yerli paranın yabancı paralar karşısında değerlenmesi
B) Faiz oranının düşmesi
C) İç talebin yükselmesi
D) İhracatın azalması
E) İmalat sanayinde iç talebe yönelik yatırım-ların yapılması
Finansal serbestlik politikalarının sonuçları:
– Yerli paranın yabancı paralar karşısında değerlenmesi
– İç talebin yükselmesi
– İhracatın azalması
– İmalat sanayinde iç talebe yönelik yatırım-ların yapılmasıdır.
Doğru yanıt B dir.



28. Aşağıdakilerin hangisi imalat sanayi alt sektörleri uluslar arası sanayi sınıflandır-ması arasında yer almaz?
A) Dokuma
B) Kâğıt
C) Kimya
D) Toprak
E) İşçi
İmalat sanayi alt sektörleri uluslar arası sanayi sınıflandırması:
– Dokuma
– Kâğıt
– Kimya
– Toprak
– Orman
– Gıdadır.
Doğru yanıt E dir.




29. Dokuma ve ana metal sektörleri hangi yılda ihracata yönelik sanayileşme politikaların-dan etkilenerek hızlı bir ihracat artışı gös-termektedir?
A) 1978 B) 1980
C) 1977 D) 1979
E) 1981
1980’den itibaren artışı göstermiştir. Doğru ya-nıt B dir.



30. İthal ikameci politikaların izlendiği hangi tarihler arasında toplam imalat sanayi için verimliliğin ücretlerden daha hızlı bir artış gösterdiği sermaye yönelimli dönemdir?
A) 1974 - 77
B) 1975 - 85
C) 1974 - 76
D) 1974 - 79
E) 1974 - 78
İthal ikameci politikaların izlendiği 1974- 77 ara-sında toplam imalat sanayi için verimliliğin üc-retlerden daha hızlı bir artış gösterdiği sermaye yönelimli dönemdir. Doğru yanıt A dır.


31. Aşar vergisi hangi tarihte kaldırılmıştır?
A) 24 Temmuz 1928
B) 17 Şubat 1925
C) 12 Aralık 1922
D) 8 Ocak 1921
E) 16 Ekim 1923
Aşar vergisi 17 Şubat 1925’te kaldırılmıştır. Doğru yanıt A dır.

32. Yaygın tarım, tarımsal girdi ve teknoloji kullanım düzeyinde önemli bir ilerleme ol-madan, geleneksel biçimlerde ve çoğunluk-la düşük verimlilik değerlerleri ile sürdürü-len tarımsal üretim biçimini tanımlarken aşağıdakilerden hangisi kullanılmaz?
A) Yoğun tarım
B) Altyapı sorunları giderilmiş sektör
C) Teknoloji kullanımı düzeyi yükseltilmiş sek-tör
D) Yoğun girdi kullanımı
E) Düşük verimlilik
Yaygın tarım, tarımsal girdi ve teknoloji kulla-nım düzeyinde önemli bir ilerleme olmadan, ge-leneksel biçimlerde ve çoğunlukla düşük verim-lilik değerlerleri ile sürdürülen tarımsal üretim biçimini tanımlarken:
– Yoğun tarım
– Altyapı sorunları giderilmiş sektör
– Teknoloji kullanımı düzeyi yükseltilmiş sek-tör
– Yoğun girdi kullanımı
– Yüksek verimlilik kullanılır.
Doğru yanıt E dir.

33. İthal ikameci politikalardan neo liberal dü-zene geçiş hangi tarihteki kararlar ile biçim-lenmiştir?
A) 12 Kasım 1978
B) 24 Ocak 1980
C) 5 Eylül 1979
D) 17 Şubat 1981
E) 26 Mart 1982
İthal ikameci politikalardan neo liberal düzene geçiş 24 Ocak 1980 kararları ile biçimlenmiştir. Doğru yanıt B dir.

34. Türkiye de tarım alanında özelleştirilmiş ya da özelleştirme kapsamında bulunan kitler in toplandığı başlıklar aşağıdakilerden han-gisinde yanlıştır?
A) Tarım ticareti alanında faaliyet gösterenler
B) Girdi üretimi alnında faaliyet gösterenler
C) Girdi dağılımı alanında faaliyet gösterenler
D) Hayvancılık alt sektöründe faaliyet göste-renler
E) Tarımcılık alt sektöründe faaliyet gösteren-ler
Türkiye de tarım alanında özelleştirilmiş ya da özelleştirme kapsamında bulunan kitlerin top-landığı başlıklar
– Tarım ticareti alanında faaliyet gösterenler
– Girdi üretimi alnında faaliyet gösterenler
– Girdi dağılımı alanında faaliyet gösterenler
– Hayvancılık alt sektöründe faaliyet göste-renler
Doğru yanıt E dir.




35. Kamusal müdahale temelinde ortaya çıkan tarımsal desteklemeler ekonominin doğal dengeleri üzerinde çeşitli değişimler ortaya çıkarmaktadır. Aşağıdakilerden hangisi be-lirleyici etki oluşturmamaktadır?
A) Kamu bütçesi
B) Üretici ve tüketici refahı
C) Politika araçları
D) Refah düzeyi
E) Son tahlilde ulusal gelir
Belirleyici etki:
– Kamu bütçesi
– Üretici ve tüketici refahı
– Refah düzeyi
– Son tahlilde ulusal gelirdir.
Doğru yanıt C dir.




36. Aşağıdaki destekleme biçimlerinden hangi-si üretici odaklıdır?
A) Pazar fiyatı destekleri
B) Doğrudan gelir destekleri
C) Dolaylı gelir destekleri
D) Tarıma sağlanan genel hizmetler
E) Ticarete sağlanan genel hizmetler
Pazar fiyatı destekleri üretici odaklıdır. Doğru yanıt A dır.




37. Aşağıdaki destekleme biçimlerinden hangi-si genel olarak üretim masraflarını azaltıcı etkiye sahip önlemlerdir?
A) Pazar fiyatı destekleri
B) Doğrudan gelir destekleri
C) Dolaylı gelir destekleri
D) Tarıma sağlanan genel hizmetler
E) Ticarete sağlanan genel hizmetler
Dolaylı gelir destekleri genel olarak üretim mas-raflarını azaltıcı etkiye sahip önlemlerdir. Doğru yanıt C dir.

38. İlk pazar fiyat desteği uygulaması olan buğ-day destekleme alımlarına hangi tarihte başlanılmıştır?
A) 1935 B) 1936
C) 1934 D) 1932
E) 1937
İlk pazar fiyat desteği uygulaması olan buğday destekleme alımlarına 1932 yılında ziraat ban-kası aracılığıyla başlamıştır. Doğru yanıt D dir.






39. Aşağıdakilerden hangisi doğrudan gelir sisteminin sakıncalarından değildir?
A) Mevcut DGD sistemi, işleyiş itibariyle, top-rağı işleyeni değil mülk sahibini destekle-mektedir.
B) Mevcut sistem varsıl köylüyü desteklemek-tedir.
C) Üretimden bağımsız DGD sistemi ile Tür-kiye’nin çok gereksinim duyduğu üretim planlamasını gerçekleştirmek olanaksızdır.
D) Nihayet DGD sistemi geçici bir yardımdır.
E) Başvuru sayısında ve ödeme miktarındaki göreli artışlara karşın, bütçeden DGD için ayrılan kaynaklar her yıl biraz daha kısıl-maktadır.
Doğrudan gelir sisteminin sakıncalarından:
– Mevcut DGD sistemi, işleyiş itibariyle, top-rağı işleyeni değil mülk sahibin destekle-mektedir.
– Mevcut sistem varsıl köylüyü destekleme-mektedir.
– Üretimden bağımsız DGD sistemi ile Tür-kiye’nin çok gereksinim duyduğu üretim planlamasını gerçekleştirmek olanaksızdır.
– Nihayet DGD sistemi geçici bir yardımdır.
– Başvuru sayısında ve ödeme miktarındaki göreli artışlara karşın, bütçeden DGD için ayrılan kaynaklar her yıl biraz daha kısıl-maktadır. Doğru yanıt B dir.





40. İlk pazar fiyat desteği hangi ürüne yapılmış-tır?
A) Çay
B) Fındık
C) Buğday
D) Şeker pancarı
E) Mercimek
İlk pazar fiyat desteği buğdaya yapılmıştır. Doğ-ru yanıt C dir.

41. Türkiye’de 1930 – 1939 yılları arasında han-gi politika benimsenmiştir?
A) Liberal politikalara eklemlenme
B) Dış ticarette kontrole dönüş
C) İthal ikameci saniyeleşme
D) İkameci sanayileşme
E) Korumacı - devletçi sanayileşme
Türkiye’de 1930 - 1939 yılları arasında koruma-cı- devletçi sanayileşme politikası uygulanmış-tır. Doğru yanıt E dir.








42. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de Ocak 1980'de uygulanmaya başlanan istikrar poli-tikası önlemlerinden biri değildir?
A) Sabit döviz kuru politikası
B) İhracatın arttırılması
C) Faizlerin yükseltilmesi
D) Ücretlerin sınırlandırılması
E) Kamu harcamalarının azaltılması
Türkiye'de Ocak 1980'de uygulanmaya başla-nan istikrar politikası önlemleri;
 İhracatın arttırılması
 Faizlerin yükseltilmesi
 Ücretlerin sınırlandırılması ve
 Kamu harcamalarının azaltılmasıdır.
Doğru yanıt A dır.







43. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de 5 Nisan kararlarının alınmasını gerektiren nedenler arasında sayılmaz?
A) Kamu açıklarının artması
B) Dövize olan talebin artması
C) İç borç faizlerinin artması
D) Dış ticaret açığının büyümesi
E) Vergilere ağırlık verilmesi nedeniyle borç gereğinin çok azalması
Türkiye'de 5 Nisan kararlarının alınmasını ge-rektiren nedenler;
 Kamu açıklarının artması
 Dövize olan talebin artması
 İç borç faizlerinin artması ve
 Dış ticaret açığının büyümesidir.
Doğru yanıt E dir.


44. Aşağıdakilerden hangisi 1980'Ii yıllardan Önce Türkiye'deki sanayileşme politikasının temelini oluşturur?
A) İthal ikameci politikası
B) İhracata dönük politika
C) Dışa açık ekonomi politikası
D) Sanayi ithalatı ağırlıklı politika
E) Altyapı yatırımı ağırlıklı politika
1980'Ii yıllardan Önce Türkiye'deki sanayileşme politikasının temelini İthal ikameci politikası oluşturur. Doğru yanıt A dır.







45. 5 Nisan kararlarında para politikası aracı olarak kullanılan uygulama aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kamu maaş ve ücretlerinin sınırlandırılma-sı
B) Devalüasyon yapılması
C) Motorlu taşıtlardan ek vergi alınması
D) Akaryakıttan alınan vergilerin arttırılması
E) Net aktif vergisinin uygulamaya konması
5 Nisan kararlarında para politikası aracı olarak kullanılan uygulama Devalüasyon ya-pılmasıdır. Doğru yanıt B dir.








46. Aşağıdakilerden hangisi 1970'li yıllardan itibaren Türkiye'yi etkisi altına alan istikrar-sızlıklardan biri değildir?
A) Aşırı fiyat artışları
B) İşsizlik
C) Serbest kur politikasına geçiş nedeniyle ulusal paranın değerinde görülen düşüşler
D) Sanayi sektöründe önemli ölçüde üretim azalması
E) Dış ödemeler dengesi açıkları
1970'li yıllardan itibaren Türkiye'yi etkisi altına alan istikrarsızlıklar;
 Aşırı fiyat artışları
 İşsizlik
 Sanayi sektöründe önemli ölçüde üretim azalması ve
 Dış ödemeler dengesi açıklarıdır.
Doğru yanıt C dir.

47. Aşağıdakilerden hangisi 1980'de ücretlerin sınırlandırılması politikasının altında yatan nedenlerden biri değildir?
A) Yatırımların artması
B) İşgücünün verimliliğini arttırarak bunun üretim maliyetlerine yansıması
C) İhracata rekabet gücü kazandırılması
D) İç talebin sınırlandırılması
E) Kâr paylarını yükselterek yurt içi üretimin artması
1980'de ücretlerin sınırlandırılması politikasının altında yatan nedenler:
 Yatırımların artması
 İhracata rekabet gücü kazandırılması
 İç talebin sınırlandırılması ve
 Kâr paylarını yükselterek yurt içi üretimin artmasıdır.
Doğru yanıt B dir.




48. Aşağıdakilerden hangisi 5 Nisan 1994 istik-rar politikasında kapsanan önlemlerden biri değildir?
A) KİT'lerin özelleştirilmesi
B) Merkez Bankasının yeniden yapılanması
C) Vergi indirimleri yoluyla emek arzının ve üretimin arttırılması
D) Tarımsal destekleme alımlarının daralttı-rılması
E) % 38.9 oranında devalüasyon yapılması
5 Nisan 1994 istikrar politikasında kapsanan önlemler:
 KİT'lerin özelleştirilmesi
 Merkez Bankasının yeniden yapılanması
 Tarımsal destekleme alımlarının daralttı-rılması
 % 38.9 oranında devalüasyon yapılması
Doğru yanıt C dir.




49. 24 Ocak 1980 kararlarıyla serbest kur politi-kasına geçilmesinin kısa dönemli amacı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Resmi ve karaborsa kur arasındaki farkı azaltmak.
B) İhracatı arttırmak
C) İthalatı azaltmak.
D) Dış ticaret açığını azaltmak
E) Ulusal paranın değerini arttırmak
24 Ocak 1980 kararlarıyla serbest kur politika-sına geçilmesinin kısa dönemli amacı, resmi ve karaborsa kur arasındaki farkı azaltmaktır.
Doğru yanıt A dır.

50. Türkiye’de 1970'li yıllarda yaşanan istikrar-sızlıkları çözmek amacıyla 24 Ocak önce-sinde alınan ilk istikrar politikasının tarihi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Mart 1975
B) Mayıs 1977
C) Nisan 1978
D) Haziran 1979
E) Mart 1979
Türkiye’de 1970'li yıllarda yaşanan istikrarsızlık-ları çözmek amacıyla 24 Ocak öncesinde alınan ilk istikrar politikasının tarihi Nisan 1978 dir. Doğru yanıt C dir.


51. 5 Nisan 1994 istikrar programında ekono-mik bunalımdan kurtulmanın yolu olarak aşağıdakilerden hangisinin azaltılması zo-runlu görülmüştür?
A) Enflasyonun
B) İşsizliğin
C) İthalatın
D) İhracatın
E) Konsolide bütçe açıklarının
5 Nisan 1994 istikrar programında ekonomik bunalımdan kurtulmanın zorunlu yolu Konsolide bütçe açıklarının kapatılmasıdır. Doğru yanıt E dir.

52. Bir ekonomide karşılık oranı (Rr); 0.3 ve nakit oranı (Cr) ise 0.5 ise parasal taban çarpanı yaklaşık olarak kaçtır?
A) 1 B) 1,5 C) 2
D) 2.5 E) 2.8

m = 1 / (Cr + Rr) – (Cr . Rr)
1/ (0.5 + 0.3) – (0.5 x 0.3)
1/0.8 x 0.15
1 / 0.65 = 1,5 Doğru cevap B dir.

53. Ekonomide dolaşımdaki nakit (C) = 200 TL, çek yazılabilir mevduat (D) = 400 TL, gerekli rezerv oranı 0.05 ve aşırı rezervler 400 milyon TL’dir.
Buna göre bu ekonomide 100 milyar TL’lik bir değişme para arzını ne kadar değiştirir?
A) 100 B) 150 C) 170
D) 220 E) 270



= 2.7
= 2.7 x 100 = 270 Doğru cevap E dir.
54. Bir ekonomide kişi başına üretim yılda % 2, nüfus ise yılda % 1,5 artıyorsa yıllık reel GSMH artışı yaklaşık olarak % kaç olmalı-dır?
A) 0.75 B) 0.5 C) 2
D) 3 E) 3,5

GSMH/Nüfus = Kişi Başına Milli Gelir Buna gö-re İktisadi Büyüme KBMG in Önceki yıllara gö-re pozitif yönde değişiklik göstermesidir. Yani KBMG’nin artmasıdır. KBMG’nin artması için ise formülde görüldüğü gibi ya nüfus sabit iken ya da azalırken GSMH artacak ya da GSMH sabit ya da artarken nüfus azalacaktır.
GSMH / % 1,5 = % 2 → GSMH = % 3 olacak-tır. Doğru cevap D dir.





55. Keynes’in analizinde, para piyasası dengesi aşağıdakilerden hangisinde verilmiştir?
A) Talep edilen para miktarı = arz edilen para miktarı
B) Talep edilen para miktarı > arz edilen para miktarı
C) Talep edilen para miktarı < arz edilen para miktarı
D) Rezerv arz > arz edilen para miktarı
E) Toplam fon arzı = Parasal taban arzı

Keynes’in analizinde, para piyasası dengesi, Talep edilen para miktarı = arz edilen para mik-tarı’dır. Doğru cevap A dır.



56. Tam dışlama durumuna ilişkin aşağıdaki ifadelerden hangisi doğrudur?
A) Yatırım harcamaları artar
B) Net ihracat artar
C) Genişlemeci para politikası üretimi etkile-mez
D) Genişlemeci maliye politikası üretimi etki-lemez
E) Daraltıcı para politikası üretimi etkilemez


Tam dışlama Spekülatif amaçlı para talebinin sıfır ve yatırımın faiz esnekliğinin sonsuz oldu-ğu durumda yani LM eğrisinin Yatay eksene dik olduğu durumda genişletici bir maliye politi-kasının IS eğrisini etkilemesiyle ortaya çıkacak bir faiz artışının yatırımları ters yönde etkilediği durumdur. Genişlemeci maliye politikası Tam dışlama durumunda etkinsizdir. Doğru cevap D dir.
57. Para politikasının etkisiz olabilmesi için para talebinin faiz esnekliği ne olmalıdır?
A) Sıfır
B) Bir
C) Sıfırla bir arasında
D) Sonsuz
E) Birden büyük

Para politikasının etkisiz olabilmesi için para ta-lebinin faiz esnekliği sonsuz olmalıdır. Doğru cevap D dir.





58. Monetarist iktisatçılara göre para arzının istikrarı niçin önemlidir?
A) Aşırı parasal genişlemenin enflasyon ya-ratması
B) Para politikasının etkin olmaması
C) Enflasyonun reel bir olgu olması
D) Spekülatif para talebinin önemli olması
E) Para talebinin faiz esnekliğinin büyük ol-ması

Aşırı parasal genişlemenin enflasyon yaratma-sına sebebiyet verdiği için, monetarist iktisatçı-lara göre para arzının istikrarı önemlidir. Ancak Para arzı büyüme oranına eşit bir oranda artırı-lırsa gelir seviyesini artıracaktır. Bu duruma ik-tisat literatüründe Yüzde Kuralı adı verilir. Doğ-ru cevap A dir.






59. Para arzının konjonktürel değişmelerin neden olduğu kısa dönemli hareketlerden bağımsız olarak yavaşça değiştirilmesine ne denir?
A) Sıkı para politikası
B) Dışlama etkisi
C) Yüzde kuralı
D) Genişletici politika
E) İstikrar politikası

Para arzının konjonktürel değişmelerin neden olduğu kısa dönemli hareketlerden bağımsız olarak yavaşça değiştirilmesine, yüzde kuralı denir. Doğru cevap C dir.

60. Aşağıdakilerden hangisi Rasyonel Bekleyiş-ler Teorisine göre doğru değildir?
A) İnsanların yaptığı hatalar tesadüfidir
B) Maliye politikası etkin bir politikadır
C) John Muth tarafından ortaya atılmıştır
D) Yeni klasik teorinin temelini oluşturur
E) İnsanlar sistematik hata yapmazlar

Rasyonel Bekleyişler Kuramı, Aşırı monetarist diye adlandırılan Sargent, Barro, Wallace, Lu-cas gibi iktisatçıların görüşlerinin tamamlayıcısı olarak insanların sistematik hata yapmayacak-larını savunurlar. Maliye politikası, rasyonel bekleyişler teorisine göre etkin olmayan bir po-litikadır. Doğru cevap B dir.





61. Aşağıdakilerden hangisi Yeni Klasik görüş-te yer almaz?
A) Politikasızlık politikası
B) Sabit oranlı parasal genişleme politikası
C) Duruma göre politika izlenmesi
D) Kurala göre politika izlenmesi
E) İnsanların sistematik hata yapmayacakları

YENİ KLASİK ( NEO KLASİK ) YAKLAŞIM
– Temel amaç, ekonomik hayatta üretim ve is-tihdam düzeyinde oluşan dalgalanmaların ne-denini Rasyonel Beklentiler ve Piyasa Temiz-lenmesi varsayımına dayandırmaktır.
– Rasyonel Beklentiler, ilk defa Muth’un maka-lesinde yer almıştır. Buna göre, kişilerin bu-günkü davranışlarını belirleyen temel öğe, ge-lecek ile ilgili beklentilerdir. KEYNES ise rasyo-nel beklentileri şöyle tanımlar; kişilerin geçmiş-teki tecrübelerine dayanarak gelecek hakkında tahmin yapmalarıdır. Ve Keynes buna Uyumlu (Adaptif beklentiler) demiştir. Burada önemli nokta ise, bu tecrübelerin geleceğe ilişkin tah-minlere yansımasının belli bir zaman almasıdır.
– Piyasanın temizlenmesi; tam rekabet geçerli-dir ve ne arz ne de talep fazlası oluşur.
– Neo-Klasiklere göre uygulanan bir maliye po-litikasının uzun dönemde üretim ve istihdam üzerinde olumsuz etkileri olacaktır.
– Neo-Klasiklerin Monetaristlerden farkı kısa dönemde rasyonel beklentiler kuramı gereği maliye politikası etkin değildir.
– Bir ekonomideki dalgalanmalar, kişilerin fiyat düzeyini öngörmedeki hatalarından kaynak-lanmaktadır.
Duruma göre politika izlenmesi, yeni klasik gö-rüşte yer almaz. Doğru cevap C dir.
62. Ülkemizde Para Kurulunun Merkez Banka-sı’nın yerini almasının sebebi aşağıdakiler-den hangisidir?
A) Kronik enflasyon yaşanması
B) Doğal işsizlik oranının düşmesi
C) Ekonomik büyümenin gerçekleşmesi
D) Tam istihdamın sağlanması
E) Ödemeler bilânçosunun dengeye gelmesi

Kronik enflasyon yaşanması halinde para kuru-lunun varlığının tercih edilmesini savunanlara göre, kronik enflasyonda sabit döviz kuru sis-temini andıran para kurulu Merkez Bankası uy-gulamasına göre enflasyonla mücadelede da-ha etkindir. Doğru cevap A dır.




63. Para piyasası değişmezken, yatırımın marji-nal etkinliği eğrisinde bir kayma ya da oto-nom yatırımlarda bir artış olduğu varsayı-mında, kısa dönemde aşağıdaki durumlar-dan hangisi gerçekleşmez?
A) Milli gelir artar
B) IS eğrisi sağa kayar
C) Faiz oranı yükselir
D) Kamu harcamaları azalır
E) Tüm milli gelir düzeylerinde toplam talep yükselir

Kısa dönemde, para piyasası değişmezken, yatırımın marjinal etkinliği eğrisinde bir kayma ya da otonom yatırımlarda bir artış olduğu var-sayımında, kamu harcamaları azalmaz. Doğru cevap D dir.




64. Para arzı dışsal bir neden olduğunda para arzının faiz esnekliği aşağıdakilerden han-gisidir?
A) Sonsuz
B) Bir
C) Sıfır
D) Birden büyük
E) Birden küçük

Para arzının dışsallığı: Tam bağımsız bir Mer-kez Bankası tarafından para arzının kontrolü demektir. Bu nedenle klasik İktisat kuramına göre Lm eğrisi yatay eksene dik bir doğru dola-yısıyla Para arzı dışsal bir neden olduğunda para arzının faiz esnekliği, sıfırdır. Doğru cevap C dir.

65. Monetaristler hangi parasal büyüme politi-kasını kabul ederler?
A) Sabit oranlı parasal büyüme
B) Kontrollü
C) Konjonktüre göre
D) Sıkı para politikası
E) Genişletici politika

Monetaristler sıkı para politikasını kabul eder-ler. Monetaristlere göre, para arzındaki kontrol-süz bir gelişme enflasyona neden olur. Doğru cevap D dir.




66. Aşağıdaki durumların hangisinde ara amaç olarak faiz oranının seçilmesi daha uygun olur?
A) Reel para ankes talebinin dalgalı olması
B) IS eğrisinin konumunun değişmesi
C) Reel para ankes talebinin faiz esnekliğinin düşük olması
D) Reel para ankes talebinin az değişken ol-ması
E) LM eğrinin düşey olması

Reel para ankes talebinin dalgalı olması duru-munda, ara amaç olarak faiz oranının seçilmesi daha uygun olur. Doğru cevap A dır.




67. Kredi varlığı doktrinine göre, faiz oranının yapışkanlığı nedir?
A) Bankaların çoğu zaman ödünç verilebilir fonlar arz ve talebini eşitlemek için faiz oranlarını kullanmamasıdır
B) Bankaların kredi hacmini ve kalitesini de-ğiştirmemesidir
C) Bankaların müşterilerini elden kaçırmamak için rakiplerine göre daha fazla faiz verme-sidir
D) Bankaların konjonktüre göre faiz oranlarını değiştirmesidir
E) Faiz kuponlarının tahvillere yapıştırılması-dır

Kredi varlığı doktrinine göre, faiz oranının ya-pışkanlığı, bankaların çoğu zaman ödünç veri-lebilir fonlar arz ve talebini eşitlemek için faiz oranlarını kullanmamasıdır. Doğru cevap A dır.

68.
M1 (TL) GSMH(TL)
1995 390 trilyon 7,8 katrilyon
2000 6,75 katrilyon 121,5 katrilyon
Bu taboya göre, Türkiye’de paranın dolanım hızı nasıl değişmiştir?
A) 20 den 18 e düşmüştür.
B) 17,3 ten 16 ya düşmüştür.
C) 20 den 24 e yükselmiştir.
D) 16 dan 24 e yükselmiştir.
E) 20 den 15 e düşmüştür.

M . V = P . Y → Nominal GSMH: P . Y

Doğru cevap A dır.



69. Kısa vadede faiz oranlarının düşmesi, tahvil fiyatlarını yükselteceğinden, halk kazançlı çık-mak için daha fazla ödünç verme eğiliminde bulunacaktır.
Bu durum Kredi Varlığı Doktrininde hangi etkiyi ifade etmektedir?
A) Portföy etkisi
B) Kilitleme etkisi
C) Hasılat farkı gecikme etkisi
D) Servet etkisi
E) Bekleyiş etkisi

Açıklanan durum, kredi varlığı doktrininde bek-leyiş etkisi olarak adlandırılır. Doğru cevap E dir.



70. Radcliffe raporuna göre aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
A) Para ve milli gelir arasında kuvvetli bir ilişki vardır
B) Para arzı önemsizdir, hatta tamamlanamaz
C) Faiz oranlarındaki değişmeyle yatırımlar arasında zayıf bir bağ vardır
D) Harcamalar paraya değil, likiditeye bağlıdır
E) Para politikası yalnızca ekonomideki likidi-te kontrol edilerek etkin olabilir

Radcliffe raporuna göre, para ve milli gelir ara-sında kuvvetli bir ilişkinin varlığı yanlıştır. Doğ-ru cevap A dır.
71. Genişletici para politikasının enflasyon bekleyişlerini artırdığı bir durumda reel faiz oranlarının artma nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Ödünç verenlerin, faiz tutarını ödünç alan-lardan talep etmemeleridir
B) Ödünç verenlerin, fiyatların gelecek 12 ay içinde belli bir oranda azalacağını bekle-meleridir
C) Ödünç verenlerin, reel koşullarda kendile-rine faiz ödenmesini istememeleridir
D) Ödünç alanların aynı oranda enflasyon beklemesi ve daha yüksek nominal faiz oranına razı olmalarıdır
E) Enflasyonda, ödünç verenlerin eline geçe-cek nominal faiz oranının faiz oranından daha yüksek olmasıdır.

Genişletici para politikasının enflasyon bekle-yişlerini artırdığı bir durumda, reel faiz oranları-nın artma nedeni, ödünç alanların aynı oranda enflasyon beklemesi ve daha yüksek nominal faiz oranına razı olmalarıdır. Doğru cevap D dir.












72. Kredi Tayınlaması etkisi ile aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A) Sıkı para politikası uygulamaları sırasında kredilerin pahalılaşmayıp kredi verilen, kişi-lerin kredi kurumlarınca saptanması
B) Kredilerin sektörlere göre dağılımı
C) Faiz oranlarının serbestçe belirlenmesi
D) Devletin bankacılık sektörüne uyguladığı müdahale
E) Kanuni karşılıklar politikasına bağlı olarak bankaların kredi olanaklarının kısıtlanması

Kredi Tayınlaması etkisi, sıkı para politikası uygulamaları sırasında kredilerin pahalılaşma-yıp kredi verilen, kişilerin kredi kurumlarınca saptanmasıdır. Doğru cevap A dır.

73. Monetarist görüşe göre, para piyasasında dengede olduğu, ekonominin tam istihdam-da çalıştığı fiyatların istikrarlı ve beklenen enflasyonun sıfır olduğu varsayımı altında, hükümetin para arzını sabit bir oranda ar-tırması sonucunda aşağıdakilerden hangisi gerçekleşmez?
A) Halkın elindeki nakit ankeslerin artması
B) Her malın talep eğrisinin sağa kayması
C) Toplam üretim ve istihdamın düşmesi
D) İşçilerin reel ücretleri artmış gibi daha fazla çalışması
E) Firmaların daha fazla mal üretmesi

Monetarist görüşe göre, para piyasasında den-gede olduğu, ekonominin tam istihdamda çalış-tığı fiyatların istikrarlı ve beklenen enflasyonun sıfır olduğu varsayımı altında, hükümetin para arzını sabit bir oranda artırması sonucunda, toplam üretim ve istihdamın düşmesi gerçek-leşmez. Doğru cevap C dir.





74. Monetarist görüşe göre devlet harcamala-rındaki artış aşağıdakilerden hangisi ile karşılaşılırsa denge gelir düzeyini artırır?
A) Vergilerle
B) İç borçlanmayla
C) Dış borçlanmayla
D) D)İddihar çözülmesiyle
E) Para arzı artışıyla

Monetarist görüşe göre devlet harcamalarında-ki artış, para arzı artışıyla karşılaşılırsa denge gelir düzeyini artar. Doğru cevap E dir.





75. Aşağıdakilerden hangisi Keynesgil görüşe göre geçerli durumlardan biri değildir?
A) Paranın dolaşım hızı istikrarsızdır.
B) Dışlama etkisi küçüktür.
C) Oligopolistik yapı söz konusudur.
D) Para talebinin faiz esnekliği sıfırdır.
E) Ücretler ve fiyatlar rijittir.

Paranın dolaşım hızı istikrarsız oluşu, Keynes-gil görüşe göre geçerli durumlardan biri değil-dir. Doğru cevap A dır.

Re: KPSS Türkiye Ekonomisi Notları PDF indir

Gönderilme zamanı: 14 Oca 2019 00:19
gönderen notcu
Abdulhamit MUTLU
1923-1930 Kuruluş Dönemi ''İthal İkameci Sanayileşme''
Cumhuriyetin kuruluş yıllarında ana iktisat felsefesi; ulusal eğemenliğe uygun
düşen milli sanayi hamlesidir. Bu milli sanayileşme hamlesinin öncelikle özel kesim
eliyle kurulması ancak özel kesimin gerçekleştirememesi halinde devlet eliyle
sanayinin geliştirilmesi fikri benimsenmiştir. Bu nedenle cumhuriyetin ilk yıllarında
''devlet ve özel kesim birlikte'' karma ekonomi modeli planlanmıştır.
Bu dönemde (1923-1930) dışa bağımlılığı ve geri kalmış sanayi sorunlarını
çözmek için; yerli malları yabancı mallara ikame eden üretim tesisleri kurmayı ve
dışa bağımlılığı azaltmayı amaçlayan ithal ikameci sanayileşme politikası
izlemiştir.
1923 İzmir İktisat Kongresi; Milli sanayileşmenin sağlanması için atılması
gereken adımları tespit etmek ve sektörlerin sorunlarına çözüm üretmek için
toplanmıştır. Sanayici, İçşi, Tüccar , Çiftçi (SİTÇ) 4 kesim ve 1135 delege
katılmıştır. Kongre sonucunda izlenecek politikaların çerçevesini çizen Misak-ı
İktisadi (Ekonomik Yemin) Mİ-EY kabul edilmiştir.Bazı kararları şu şekildedir;
• Hammaddesi yurtiçinde olan sanayi dalları kurulmalıdır.
• Özel girişim desteklenmelidir.
• Yerli ürün üretimi ve kullanımı teşvik edilmelidir.
• Aşar vergisi ve reji idaresi kaldırılmalıdır.(1925'te ikiside kalktı)
• El işçiliği ve küçük imalathanelerden fabrikalara geçilmelidir.
***Reji idaresi; Osmanlının borçlarına karşılık Fransızların kurduğu tütün
idaresidir.
Yabancı sermaye yatırımları karşısında olumsuz bir politika izlenmemiş ancak
yabancı yatırımların ana koşulu ulusal eğemenliğe aykırı davranmamaları,milli
sanayileşme hamlesine ters düşmemeleri olmuştur. Bu doğrultuda Osmanlı
devletinden kalan ellerinde bulunan tekel hakları milli sanayileşme hamlesine uygun
olmadığı için kamulaştırılmıştır. Bu dönemde yabancılar Bankacılık sektörü ilk
sırada olmak üzere madencilik, gıda, dokuma vb.(MGK) sanayilerde faaliyette
bulunmuşlardır.
1927 Teşvik-i Sanayi Kanunu; Milli iktisat politikasını hayata geçirecek özel
kesim sanayi girişimlerini teşvik etmek için çıkarılmıştır. Teşvik-i Sanayi Kanunun
çıkartılması kararı 1923 İzmir İktisat Kongresinde alınmıştır. Kanun; bedelsiz
arsa temini, vergi muafiyetleri (10 yıl), üreticilere % 10 prim ve vergi istisnaları
gibi hükümler içermektedir. Bu kanundan en fazla Tarıma dayanan Gıda Sanayii
yararlanmıştır. (10 yıl vergi ve % 10 prim yani 10 numara teşvik)
***Bu dönemde sanayi üretimi içinde en yüksek paya sahip sektör Gıda sanayisi
oldu.
Abdulhamit MUTLU
Teşvik-i Sanayi Kanunu 1927-1942 yılları arasında 15 yıl yürürlükte kaldı.
Yeterli sanayi hamlesini sağlamayı başaramamıştır. Nedenleri; SİTG
➢ Girişimcilerin yeterli Sermaye birikiminin olmaması ve Tecrübesiz olması
➢ Girişimcilerin Ticareti sanayiden daha karlı görmesi
➢ İşgücünün niteliksiz olması
1923-1930 dönemi Bütçe; Cumhuriyetin ilk yıllarında bütçe politikası
''ayağını yorganına göre uzat'' prensibine uygun olarak ''Denk Bütçe politikası''
belirlenmiştir. Bütçenin açık verdiği ilk yıl 1925 (Aşar vergisi kaldırıldığı ve reji
idaresi satın alındığı için) yılıdır.
1923-1930 dönemi Borçlanma; Cumhuriyetin ilk yıllarında borçlanmadan
uzak durulmaya çalışılmıştır. 1929 Büyük Buhran (Dünya Krizi) etkisiyle Türkiye
Cumhuriyeti tarihinde ilk borç 1930 yılında ABD'den (Krizin sebebi ve borç
alınan ülke ABD) alındı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kurulmasında
kullanıldı. (10 milyon dolar borca karşılık Kibrit Tekeli teminat gösterildi)
1923-1930 dönemi Para Politikası; Cumhuriyetin ilk yıllarında Sıkı Para
politikası izlenerek fiyat istikrarı sağlanması amaçlanmıştır. İzlenen sıkı para
politikası sonucunda dönem boyunca enflasyon tek haneli rakamlar şeklinde
(sürünen enflasyon) olarak gerçekleşmiştir.
1929 krizi ile birlikte türk lirasının degerinde azalma meydana gelince
1930 tarihinde Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu (TPKKK)
çıkarılmıştır. Para politikasının başarılı bir şekilde izlenmesi için 1856 yılında İngiliz
sermayeli kurulan Osmanlı Bankası (ilk merkez bankası) yerine 1930 yılında
Amerika sermayeli Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (ikinci merkez
bankası) A.Ş olarak kurularak para politikasını yürütme ve türk parasının kıymetini
koruma görevi merkez bankası olarak bu bankaya verilmiştir.
1923-1930 dönemi Büyüme Oranları; Cumhuriyetin ilk yıllarında
Türkiye ekonomisi tarımsal üretime dayalı olduğu için tarımsal ürünlerin
hasadına bağlı olarak dalgalanmalar göstermiştir. Dönem boyunca büyüme
oranları hep pozitif değer göstermiş olmakla beraber yalnızca 1927 yılında
yaşanan kuraklık nedeniyle küçülme yaşanmıştır.
Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH); 1)Tarım 2)Sanayi 3)Hizmet TSH
Çalışanların sektörlere dağılımı; 1)Tarım 2)Hizmet 3)Sanayi THS
Türkiye Cumhuriyetinin yaşadığı ilk kriz 1929 Büyük Buhran- Dünya
Krizi'dir. 1929 krizi tüm dünyada devletlerin ekonomiye müdahale etmesi
gerektiği düşüncesini savunan ‘Keynesyen İktisatın’ doğmasına yol açmıştır.
Abdulhamit MUTLU
1923-1930 dönemi Dış Ticaret; Cumhuriyetin ilk yıllarında dış ticaret
politikası, ülke ekonomisini dış rekabetten korumaya yönelik olan İthal ikameci
politikadır. Lozan Antlaşmasının hükmü gereğince 5 yıl süre ile 1923-1928 dış
ticarette gümrük tarifesi uygulanamamış, Türkiye bu hakkını Ağustos 1928'de geri
kazanmıştır. Bu dönemde dış ticaret dengesi sürekli olarak açık vermiştir. En
yüksek açık 1929 yılında 1) Dünya krizi 2) 5 yıl tarife yasağı kalkması nedeniyle
tarifelerin yükseleceğine yönelik spekülasyonlar sonucunda yaşanmıştır.
Bu dış ticaret açığı aynı zamanda 1929 yılında Kambiyo Krizi yaşanmasına
da neden olmuştur. Krize tedbir oluşturmak ve dış ticaret açığını kapatmak için
1930 yılında Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu (TPKKK) çıkarılmıştır.
1923-1930 döneminde T.ekonomisi bir Tarım ekonomisi görünümündedir.
İhracatı yapılan mallar 1) Tarım ürünleri 2) Maden ürünleri
İthalatı yapılan mallar 1) Sınai Mallar 2) Tarım ürünleri şeklindedir.
***Türkiyenin 1923-1930 yılları arasında yakın olduğu ve sorunlar yaşamadığı
ülke SSCB ( Rusya ) olmuştur.
***Osmanlıdan kalan borçların ilk taksit ödemesi 1933 yılında, son ödeme 1954
yılında yapılmıştır.
1923- 1930 Kuruluş Dönemi tarihi bilgiler;
➢ 1923 İzmir İktisat Kongresi (1135 delege Sanayici, İşçi, Tüccar, Çiftçi)
➢ 1924 Ziraat Bankasının yapılandırılması (Mithat Paşanın 1867 yılında
kurduğu Memleket Sandıklarının bankaya dönüşmesiyle kuruldu)
➢ 1924 İş Bankası (Özel kesim girişimlerine kredi) (ilk özel banka)
➢ 1925 Sanayi ve Maadin Bankası (Sinai işletmeler ve madenlere kredi)
➢ 1926 Emlak ve Eytam Bankası
**Kongre (1923) sonucunda 4 banka ZİSE 24-25-26.
➢ 1925 Aşar vergisi kaldırılması ve Reji idaresinin satın alınması (tütün)
➢ 1926 Kabotaj Kanunu çıkartılması (denizlerde yetki ve sorumluluk)
➢ 1926 Uşak ve Alpullu Şeker Fabrikaları
➢ 1927 Teşvik-i Sanayi Kanunu çıkartılması (en fazla Gıda yararlandı)
➢ 1927 Türkiyede İlk kez Toprak ve Nufüs sayımı (Nufusun 7ği sayıldı :)
➢ 1928 Ağustos Gümrük düzenleme yetkisinin kazanılması
➢ 1929 Türkiyede ilk kriz yaşanması (Kambiyo Krizi-diş ticaret açığı
nedeniyle – ABD den borç alındı)
➢ 1930 Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (Alman uzm. Müller raporu)
➢ 1930 Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu (dış ticaret ve döviz
işlemlerini kontrol etmek amacıyla çıkarıldı)
➢ 1930 Kambiyo Mürakabe Teşkilatının oluşturulması (dövizleri denetimi
için TPKK kanunundan yetki alınarak oluşturuldu)
➢ 1933 Osmanlıdan kalan borçların ilk ödemesi (son ödeme 1954)
➢ En çok ihracat; Tarım ve maden ürünleri En çok ithalat; sinai mallar
Abdulhamit MUTLU
➢ Özel sektör eliyle milli sanayileşme hamlesi
1923- 1930 Kuruluş Dönemi önemli bilgiler;
✔ Büyüme; Pozitif büyüme var. TC ilk eksi büyüme 1927 (kuraklık nedeniyle)
✔ Bütçe; Sürekli fazla vermiş. TC ilk bütçe açığı 1925 (aşar vergisi kalktı, reji
satın alındı)
✔ Para Politikası; denk bütçe ve sıkı para politikası (fiyat istikrarı)
✔ Enflasyon; Dönem boyunca tek haneli-sürünen enflasyon
✔ Dış Ticaret; Sürekli açık vermiş. En yüksek dış ticaret açığı 1929 (Dünya
krizi ve spekülasyon)
✔ Politika; İthal ikameci dış ticaret
1930-1939 Devletçilik Dönemi
1923-1930 Kuruluş döneminde, özel girişimler eliyle sanayileşmenin
sağlanması düşüncesi ve 1927 yılında çıkarılan Teşvik-i Sanayi kanunun istenilen
başarıyı sağlayamaması, 1929 Büyük Buhran etkisi ile ''Keynesyen İktisat''
devletin ekonomiye müdahale etmesi gerektiği ortaya çıkmıştır.
1930-1939 yılları arasında Türkiyede 'devletçi politikaların' ortaya çıkmasında;
1929 krizi ile keynesyen iktisatın yükselişi, özel sektör eliyle yeterli sanayileşme
hamlesinin gerçekleştirilememesi ve SSCB (Rusya-1991) ile yakın ilişkilerin
kurulması etkili olmuştur. SSCB ile 1933 yılında bir ticaret anlaşması imzalanmış
bu anlaşmaya göre;
• Türkiye makine ve teçhizatı Rusyadan alacak
• Rusya işletmelerin planlarını hazırlayacak ve teknik eleman gönderecektir.
• Türkiye için sanayileşme raporu hazırladı. (1.BYSP’nin çekirdeğini
oluşturdu)
Devletçilik düşüncesi özel kesimin yerini almayı değil özel kesimin
'yapamadığını yapmayı' amaçlamaktadır. Devlet bazı alanlarda iktisadi faaliyetleri
sadece özel kesime bırakmış (Şose nakliyesi), bazı alanlarda özel kesim ile devlet
ikisi ayrı ayrı faaliyette bulunmuş (deniz nakliyatı, ormancılık gibi), bazı alanlarda
özel sektör ile birlikte faaliyette bulunmuş (bankacılık ve madencilik), bazı
alanlarda ise özel sektörün girmesine izin vermeden tek başına (posta,
demiryolu) faaliyette bulunmuştur.
1930 yılında çıkarılan Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu
(TPKKK) ile devlet iç ve dış ticaret üzerinde tespit ve kontrol gücünü eline
almış, çay, şeker, kahve ithalatı (tekel konulmuş); buğday fiyatları, endüsti ürünleri
vb ürünlerin maliyet ve fiyatları konusunda belirleyici olmuştur.
Devletçi politikalar ile Tarım, Sanayi ve Ticaret yoğun müdahaleler
Abdulhamit MUTLU
edilmiştir.Tarım alananında;
• Ziraat Kongresi (1931); tarım kesiminin desteklenmesi kararı alınmış.
• Toprak Mahsulleri Ofisi (1932) Ziraat Bankasının bir kuruluşu olarak
kongre sonucunda tarım kesimini desteklemek için kurulmuş.
• Tarım Kredi ve Kooperatifleri Kanunu (1935) çıkartılmış.
***1937 yılında çıkartılan bir kanunla Ziraat Bankası hem devlet kuruluşu haline
getirilmiş hemde tüm kredi kooperatiflerinin denetim,kontrol ve teftişi Ziraat
Bankasına verilmiştir.
***Devletin bu dönemde (1930-1939) bayındırlık hizmetleri içerisinde en büyük
paya sahip faaliyet demiryolu yapımı olmuştur. (1946 Dış Dünyaya Yakınlaşma
döneminde karayolu)
Sanayi alananında;
• Teşvik-i Sanayi Kanunu (1927) bazı maddelerinde değişiklik (1933); bazı
teşvik ve gümrük muafiyetleri gereksiz görülmüş ve teşvik daraltılmış.
• Sanayi Kredi Bankası (1932); sanayi kesiminin geliştirilmesi için kurulmuş
• Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş (1935); şeker üretiminde kamu denetimi
1930-1939 Devletçi Dönemde; devletin ekonomiye müdahale ederken nasıl bir
yol izleyeceğini tespit etmek için ‘1933 yılında’ Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı
(1.BYSP) hazırlanmış ve ‘1934-1938’ yılları arasında uygulanmıştır. Planın
hazırlanmasında SSCB'den gelen Prof.Orlof önderliğinde kurulan heyetten
yararlanılmıştır. (ABD ve Rusya rapor hazırladı) Plana göre,
➢ Halkın ihtiyaç duyduğu zorunlu temel tüketim mallarını ithal ikameci
mantığa göre devlet eliyle üretmeyi içermektedir.
➢ Kendine yeterlilik (otarşi) prensibiyle hazırlanmıştır.
➢ Sadece devlet tarafından kurulması planlanan işletmeleri kapsar. (özel yok)
➢ Sanayi sektörleri içerisinde özellikle Madencilik ve İmalat ön plandadır.
➢ Kalkınma planı değildir, sanayi dallarına ilişkin taslak metindir. (İlk
kalkınma planı 1947 Türkiye İktisadi Kalkınma Planı-Vaner Planı)
➢ ***I.BYSP'nın yürütülmesi ve koordinasyonu Sümerbank'a verilmiştir.
➢ Sümerbank (1933) yılında Tekstil ve Dokumacılık sanayisinde ki üretimi
yürütmek amacıyla kurulmuştur.
➢ 1930-1939 döneminde devlet özellikle tekstil sanayisi üretimine ağırlık
vermiş. I.BYSP (1934-1938) en büyük yatırımlar ''1)Dokuma 2)Tekstil
sanayisine'' ayrılmıştır. (Dokuma ve tekstil üretimi Sümerbank-Kalkınma
planı yürütülmesi Sümerbank ;)
➢ Bu planda Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT)'nin kurulması hedefi
Abdulhamit MUTLU
gerçekleştirilmiş. Kimya, Selülöz, Tekstil ve Dokuma, Madencilik, DemirÇelik
(KST DMT) alanlarında KİT'ler kurulmuştur. (1.BYSP döneminde)
Örneğin;
✔ Pamuklu Dokuma (İstanbul-Bakırköy, Konya-Ereğli, Kayseri, Nazilli)
✔ Suni İpek (Gemlik) 1938
✔ Merinos (Bursa) 1938
✔ Paşabahçe Şişe ve Cam Üretim Tesisleri 1935
✔ Kağıt ve Selülöz (İzmit) 1936
➢ Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü (1935); madencilik faaliyetlerini
yürütmek için kurulmuştur.
➢ Etibank (1935); elektrik ener. ve madencilik üretimi konusunda kurulmuştur.
1938 yılında Sanayi Kongresi toplanmış ve kongrede alınan kararlar esas
alınarak 1938 yılında İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı (II.BYSP) 1939-&
hazırlanmıştır. 1939 yılında yürürlüğe girmesi planlanan bu plan 1938 yılında
Atatürkün vefatı ve 1939 yılında 2.Dünya Savaşının başlaması nedeniyle
uygulanamamıştır. Savaşın başlamasıyla 1939 yılında ''İktisadi Savunma Planı’’
(İSP) yürürlüğe konmuştur.
1930-1939 dönemi Büyüme Oranları; Dönem içerisinde 1932,1935 yılları
hariç büyüme oranları pozitif değer almıştır. En büyük büyüme oranı tarihi bir
rekorla 1936 yılında gerçekleşmiştir. (Cumhuriyet döneminin en yüksek
büyümelerinden biridir) (27 küçülme 36 büyüme 45 küçülme 9 yıl fark)
***1930-1939 dönemi içerisinde GSMH içerisinde en büyük paya sahip kesim
Tarım kesimidir.
1930-1939 dönemi Bütçe; Dönem içerisinde bütçe politikası kuruluş yılları
(1923-1930) mantığıyla aynı olan denk bütçe politikasıdır (vergi gelirleri ile
harcamaların denk olması). Dönem boyunca 1931 yılı hariç bütçe sürekli fazla
vermiştir. 1929 Büyük Buhran-Dünya Krizinin etkilerini azaltmak ve bütçe açıklarını
engellemek için yeni vergiler konulmuştur; (MİSBe)
 İktisadi Buhran Vergisi (1931); Ücret gelirlerinden alındı.
 Muvazene Vergisi (1932); Bütçe açığını kapatmak için hizmetlerden alındı.
 Savunma Vergisi; Tekel ürünlerinden alındı.
 Buğday Vergisi; Buğday üzerinden alındı.
Devletçilik döneminde (1930-1939) Bütçe içerisinde ki harcama
kalemlerinde ''kamu yatırım harcamaları'' artış göstermiştir. (Sanayileşme
planını uygulamak için)
1930-1939 dönemi Borçlanma; Türkiye ekonomisinde ilk defa 1930 yılında
Abdulhamit MUTLU
ABD'den Kibrit Tekeli teminat gösterilerek borç alınmış ve bu borç Türkiye
Cumhuriyet Merkez Bankası sermayesinde kullanılmıştır. 1932 yılında
Rusya'dan (Ergani maden,Sivas-Erzurum demir yolu) için borç alınmıştır. 1938
yılında İngiltere'den (Karabük Demir Çelik Fabrikasının kurulması) için borç
alınmıştır. (ARİ, 30-32-38)
1930-1939 dönemi Para Politikası; Cumhuriyetin ilk yıllarında-kuruluş
döneminde olduğu gibi bu dönemde de sıkı para politikası izlenerek fiyat istikrarı
sağlanmaya çalışılmıştır.
1930-1939 dönemi Enflasyon; Cumhuriyetin ilk yıllarında-kuruluş döneminde
olduğu gibi bu dönemde de izlenen sıkı para politikası sonucunda dönem boyunca
enflasyon %5 seviyesinde ''sürünen enflasyon'' şeklinde gerçekleşmiştir.
1930-1939 dönemi Dış Ticaret; 1930 yılında çıkarılan Türk Parasının
Kıymetini Koruma Kanunu (TPKKK) ile dış ticaret ve döviz işlemlerini üzerinde ki
yoğun denetim dış açıkların ortaya çıkmasını engellemiştir. Bu dönemde de dış ticaret
politikası ülke sanayisini dış rekabetten koruma ve ithal malları ikame etme
şeklindedir. Dönem boyunca dış ticaret 1938 yılı hariç sürekli fazla vermiştir.
Devletçilik döneminde dış ticarette meydana gelen düşüşü telafi etmek ve dış
ticaret açıklarını önlemek için ticaret ortağı ülkelerle Takas anlaşmaları
(karşılıklılık ilkesine bağlı olarak kendinden mal alan ülkelerden bunun
karşılığında mal almak) yapmayı tercih etmiştir.
Devletçilik dönemi (1930-1939) boyunca dış ticarette en çok ihraç edilen
''ürün tarım ürünleri'' en çok ithal edilen ürün ''pamuğa dayalı işlenmiş
ürünler'' olmuştur.
1930-1939 Devletçilik Dönemi tarihi bilgiler;
➢ Toprak Mahsulleri Ofisi (1932); Ziraat kongresi sonucunda tarım kesimini
desteklemek için Ziraat bankasının kuruluşu olarak kuruldu.
➢ Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (I.BYSP) 1933 yılında hazırlandı. 1934-
1938 yılları arasında uygulandı. (Sorumlu Sümerbank)
➢ Maden Tetkik Arama Enstitüsü (1935); Maden arama için kuruldu.
➢ İller Bankası (1933); Yerel yönetimlere destek için kuruldu.
➢ Sümerbank (1933); Tekstil ve dokumacılık üretimi için kuruldu.
➢ Etibank (1935); maden ve eletrik sektörüne destek için kuruldu.
➢ Denizcilik Bankası (1937); deniz sektörüne için kuruldu.(SED 33-35-37)
➢ İkinci Beş Yıllık Sanayi Planı (II.BYSP) 1938 yılında hazırlandı ama
uygulanamadı. II.BYSP yerine 1939 yılında İktisadi Savunma Planı
yürürlüğe konuldu.
➢ En çok ihracat; Tarım ürünleri, En çok ithalat; pamuğa dayalı işlenmiş
ürünler
➢ Devlet eliyle milli sanayileşme hamlesi, Devletçi ve korumacı politikalar
Abdulhamit MUTLU
➢ Vergiler; Muvazene, İktisadi Buhran, Savunma, Buğday, (MİSBe vergiler)
➢ Borçlar; Amerika, Rusya, İngiltere (ARİ)
1930-1939 Devletçilik Dönemi önemli bilgiler;
✔ Büyüme; İstisnalar hariç (1932-1935 negatif) pozitif büyüme var. En büyük
büyüme 1936
✔ Bütçe; Sürekli fazla vermiş. Tek bütçe açığı 1931 (Büyük Buhran)
✔ Para Politikası; denk bütçe ve sıkı para politikası
✔ Enflasyon; Dönem boyunca tek haneli-sürünen enflasyon
✔ Dış Ticaret; Sürekli fazla verdi.Tek dış ticaret açığı 1938 (TC ilk fazla 1930)
✔ Politika; İthal ikameci dış ticaret
1939-1945 İkinci Dünya savaşı Dönemi
Türkiye 2.Dünya Savaşına fiilien katılmamış ama savaştan çok büyük oranda
etkilenmiştir. 1939 yılında 2.Dünya Savaşının başlayınca Türkiye kendini güvenceye
almak için savunma harcamalarını artırmıştır. Bu dönemde savaş ekonomisi koşulları
altında iki temel amaçla hareket edilmiştir. 1) Mal kıtlıklarının doğurduru
sıkıntıları ortadan kaldırmak 2) Karaborsa ve aşırı kazancı engellemek
Devletin bu dönemde savaş ekonomisi koşulları altında savunma mantığıyla
hareket etmesi sanayileşmenin aksaması, büyüme oranlarının düşmesi, savunma
harcamalarının artması, bütçenin açık vermesi ve fiyat istikarının bozulması gibi
olumsuzluklara yol açmıştır.
Üretim kesiminde çalışanların üretimden çekilerek askerlik hizmetine
özgülenmesi üretimi azaltmış bu durumda toplam arz toplam talebi karşılayamayarak
Cumhuriyet tarihinde ilk kez enflasyon sorununu (ilk çift hane 1940) ortaya
çıkarmıştır.
1940 yılında başlayan mal kıtlıkları sorununa müdahale etmek ve dış ticareti
yönlendirmek için Milli Koruma Kanunu (1940-1960) çıkarılmıştır. (20 yıl
yürürlükte kaldı) Kanun bazı temel mallara Karne uygulaması 1942 (ekmek, şeker
gibi), iç ve dış ticarete müdahale edilmesine izin verilmiştir. Ayrıca Milli Koruma
Kanunu karaborsa ortamında elde edilen aşırı kazançların bir kereliğine yüksek
oranda vergilendirilmesini öngören Varlık Vergisi (1942) alabilmeye de izin
vermiştir. Devlet dönemin son yıllarında tarım kesiminde çalışan çiftçileri korumak
için toprakları az ve verimsiz olaranlara toprak dağıtılması uygulamasını içeren
Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu (1945) çıkarılmıştır. Savaş şartları altında azalan
eğitimli işgücünün geliştitilmesi, kırsal kesimde eğitime bağlı kalkınmayı sağlamak
ve köy okullarına öğretmen yetiştirmek için Köy Enstitüleri (1940) kurulmuştur.
Bu dönemin en önemli iki sorunu; Mal kıtlıkları ve Karaborsadır. Mal
Abdulhamit MUTLU
kıtlıklarıyla mücadele etmek için devlet Karne Usulüne (1942) geçmiştir. Karne
usulu en çok ''Ekmek''te uygulanmıştır. Karaborsa sorununu çözmek içinde
Varlık Vergisi (1942) uygulanmıştır. (Varlık ve karne 1942)
1939-1945 dönemi Büyüme Oranları; 2.Dünya Savaşı döneminde büyüme
oranlarında büyük bir düşüş ve dalgalanmalar yaşanmıştır. Dönem içerisinde tek
pozitif büyüme 1942 yılında gerçekleşmiştir. Cumhuriyet tarihinin en büyük
küçülmesi 1945 yılında gerçekleşmiştir.
1939-1945 dönemi Bütçe; Savaş ekonomisi koşulları altında sürekli artan
Kamu harcamaları içerisinde en büyük paya Savunma Harcamaları kalemi sahip
olmuştur. Savaş koşulları altında Savunma biçiminde kamu harcamalarını
azaltamayan devlet yatırım harcamalarını azaltmıştır. Bütçenin açık vermesi
yönünde ortaya çıkan büyük baskı; Merkez Bankasının para basmasını artırması,
varlık vergisi, mahsul vergisi vb. yollarla kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.
Varlık Vergisi ve Mahsul Vergisi gelir sağlama da başarılı olamadığı için Türkiye
ekonomisi savaş döneminde bütçe açıklarını ''para basma yoluyla'' kapatma
yolunu seçmek zorunda kalmıştır.
1939-1945 dönemi Borçlanma; 2. Dünya Savaşı döneminde cumhuriyetin ilk
15 yıllık döneminin tersine devletin borçlanma eğiliminde ciddi bir artış görülmüştür.
Savaş yıllarında savunma harcamalarının finansmanı için 1942 yılında Milli
Savunma Borçlanması gerçekleştirilmiştir.
1939-1945 dönemi Enflasyon Oranları; Dönemin en önemli gelişmelerinden
birtanesi enflasyon oranının çok ciddi artış göstermesidir. (İlk çift haneli enflasyon
1940) Toplam talebin artması, toplam arzın azalması ve merkez bankasının para
arzını artırması Türkiye ekonomisinde ilk defa enflasyon sorununun ortaya çıkmasına
neden olmuş ve enflasyon çift haneli rakamlara yükselmiştir. 1942 yılında
Cumhuriyet tarihinin en yüksek seviyesine (% 93) ulaşmıştır. (1944-1945 negatif
enflasyon var)
1939-1945 dönemi Dış Ticaret; Dış ticaret dengesinin fazla vermesi için
dönem içerisinde dış ticarete yoğum biçimde özellikle Milli Koruma Kanunu ile
müdahale edilmiştir. Savaşa katılan ülkeler iç kaynakları yetersiz kaldığı için
Türkiyeden özellikle tarım ürünleri satın almak zorunda kalmışlardır. Bu durum
Türkiyenin ihcaratının artmasına ve dış ticaret fazlası verilmesine neden
olmuştur. Dış ticarette ithalat ve ihracatı yönlendirmek için Ticaret Bakanlığına
bağlı Ticaret Ofisi ve Petrol Ofisi kurulmuştur. Ekonomistlere göre savaşın
Türkiye ekonomisine tek kazancı dış ticaret fazlası vermesi olmuştur. (Tarım
ürünleri satışı)
1939-1945 İkinci Dünya Savaşı Dönemi tarihi bilgiler;
Abdulhamit MUTLU
➢ Milli Koruma Kanunu (1940); Mal kıtlıklarına ve dış ticarete müdahale
edebilmek için çıkarıldı.
➢ Köy Enstitüleri (1940); Nitelikli ve eğitimli işgücünün geliştirilmesi, kırsal
kesimde eğitime bağlı kalkınma sağlamak ve köy okullarına öğretmen
yetiştirmek için kuruldu.
➢ Varlık Vergisi (1942); Haksız aşırı kazancı bir seferlik yüksek
vergilendirmek için çıkarıldı.
➢ Karne usulu (1942); Mal kıtlıklarıyla mücadele etmek için getirildi.
➢ Milli Savunma Borçlanması: Savunma harcamalarının finansmanı için
➢ Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu (1945); Toprakları az ve verimsiz olan
çiftçileri korumak için çıkarıldı.
➢ Vergiler; Varlık Vergisi (1942), Mahsul Vergisi (VM)
➢ En yüksek enflasyon 1942 (%93), En büyük küçülme 1945 (-%15)
1939-1945 İkinci Dünya Savaşı Dönemi önemli bilgiler;
✔ Büyüme; Negatif büyüme var. Tek pozitif büyüme 1942, Cumhuriyet
tarihinin en büyük küçülmesi 1945 (-%15)
✔ Bütçe; Bütçe sürekli açık verdi (M.B para basarak finanse etti)
✔ Para Politikası; Sıkı para politikası ve fiyat istikrarı bozuldu ( para bas.)
✔ Enflasyon; Cumhuriyette ilk çift haneli enflasyon sorunu 1940, En yüksek
1942 (%93)
✔ Dış Ticaret; Sürekli fazla vermiş. En büyük fazla 1945 (71 milyon)
✔ Politika; Savaş ekonomisi ve savunma, Sanayileşme askıya alındı, Kamu
harcamaları (özellikle Savunma) sürekli arttı. Kamu yatırım harcamaları
düştü.
1946-1960 Liberalizm Dönemi (Dış Dünyaya Yakınlaşma)
1945 yılında İkinci Dünya Savaşı (1939-1945) bitince, Avrupa savaşın
etkilerini ortadan kaldırmak için Amerika Birleşik Devletlerinin (ABD) desteği ile
piyasa mekanizmasına yeniden etkinlik kazandırma arayışına girmiştir.
Savaş bitmeden 1944 yılında ABD'nin Bretton Woods kasabasında toplantı
düzenlenmiş toplantıda alınan kararlar neticesinde ekonomilere destek vermek için
bir kuruluş kurulmasına ve ayarlanabilir sabit döviz kuru (Bretton Woods
Sistemi) uygulanmasına (tüm ülkelerin paraları ABD dolarına bağlanmış) karar
verilmiştir. 1945 yılında Uluslararası Para Fonu (IMF) kurularak faaliyete
geçmiştir.
Dönemin (1945-1953) ABD Başkanı Harry Truman Rusyanın Avrupa'ya
Abdulhamit MUTLU
yayılma düşüncesine karşı bir bildiri olarak Truman Doktrini (Rusya Kominizmine
karşılık Liberalizm) yayınlamıştır. Truman Doktrini'ne göre; Liberal ekonomi
düşüncesi Rusya komünizmine yenik düşmemeli, dünya liberal ekonomi düzenine
(devletlerin ekonomiye müdahalesinin asgari düzeye indirildiği) yeniden geçmeli ve
bu geçiş konusunda ABD ülkelere karşılıksız mali destek sunmalıdır. ''Komünizme
karşı Liberalizm'' olarak sloganlaşan Truman Doktrini sonucunda ülkelere mali
destek için ABD Dışişleri Bakanı George Marshall'a atfen 1947 yılında ''Marshall
Yardımları'' planı açıklanmıştır. Ayrıca Türkiye cumhuriyeti tarihinde ilk askeri
yardımı Truman Doktrini çerçevesinde almıştır
2. Dünya Savaşı sonrasında Rusyanın Boğazlar ve Doğu Anadolu'da toprak
talepleri etkisi ile Türkiye savaşın olumsuz etkilerinden kurtulmak ve dünyanın
yeniden yapılandırılmasına ortak olmak için yönünü 1946 dan sonra Avrupaya
çevirmiştir. (1923-1946 arasında Rusya ile çok yakın ilişkiler vardı) Türkiye
ekonomisinin 1946 yılı itibariyle dış dünyaya açılıp özel kesimi ve piyasa
mekanizmasını ön plana çıkarmasının başlıca sebepleri şunlardır;
 Marshall yardımlarından (1947) yararlanma isteği
 Rusya ile ilişkilerde gerileme ve yalnızlık sorunu
 2.Dünya Savaşı sonrası kutuplaşmada taraf seçme zorunluluğu
Bu gelişmelere uygun olarak Türkiye; IMF 1947, Dünya Bankası (IBRD)
1947, Avrupa İşbirliği Örgütü (OECD) 1948, Avrupa Konseyi 1949, Gümrükler
ve Genel Ticaret Anlaşması (GATT) 1951, NATO 1952 oluşumlarına katılmıştır.
Dışa açılma sürecinde ülkenin ulusal ulaşım ağının geliştirilmesi
amaçlanmıştır. Bu nedenle Karayolları Genel Müdürlüğü (1950) kurulmuştur.
Liberalizm- Dış Dünyaya Yakınaşma Döneminde (1946-1960) ulaşım ağlarının
genişletilmesi demiryolundan (Cumhuriyetin ilk yılları) daha çok
''karayollarına'' yönelmiştir.
***Yatırım harcamalarının büyük bir kısmı ''Bayındırlık ve Ulaştırma''
faaliyetlerine yapılmıştır.
Yabancı sermayeden yararlanmak ve fonları çekmek için Yabancı Sermayeyi
Teşvik Kanunu (1951) çıkartılmış ama bu kanun yetersiz kaldığı için genişletilerek
2. Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu (1954) çıkartılmıştır.
Değişen iktisadi koşullara uyum sağlamak için (liberalizme yöneliş) 1947
yılında Türkiye İktisat Kongresi toplanmıştır. İzmir İktisat kongresinden daha fazla
olarak özel kesime öncelik verilmesi gerektiği düşüncesi ön plana çıkmış ve devletçi
politikalardan vazgeçilmesi ve Liberalizme yönelme gerektiği karara bağlanmıştır.
(2.İzmir iktisat değildir. 2. İzmir İktisat Kongresi 1981 son olan 4. 2004)
Abdulhamit MUTLU
Liberalizm düşüncesini (Türkiye İktisat kongresi kararı 1947) hayata
geçirmek için ''7 Eylül 1946 kararları'' ilan edilmiştir. Bu kararlar Türkiye
ekonomisinde devletçilikten (1929 Dünya Krizi ile keynesyen iktisat ön plana
çıktı) uzaklaşıp piyasa mekanizması ve özel kesim girişimlerini ön plana çıkarmak
için alınmıştır.
➢ Türk Lirasının devalüa edilmesi (ülke parasının değerini yabancı para
karşısında azaltma). Cumhuriyet tarihinde ilk develüasyondur. Serbest diş
ticarette rekabet gücü kaybı yaşamamak için yapılmıştır. (1.1946, 2.1958,
3. 1970, İlk 3 develüasyon 12 yıl arayla yapılmıştır.)
➢ İthalatta ki sınırlamaların kaldırılması, gümrük tarifelerinin azaltılması,
ithal listelerinin genişletilmesi (Dış ticaretin serbestleştirilmesi için)
➢ Piyasa mekanizması ve özel girişimlere ağırlık verilmesi
Türkiye ekonomisi bu kararlar ile 1930 yılından itibaren devam eden dış ticaret
fazlasını 1947 yılında kaybetmiş ve 1947-1960 döneminde kronik dış ticaret açığı
sorunu yaşanmıştır.
1945 yılında Devletçi iktisat politikasına göre hazırlnan Üçüncü Beş Yıllık
Sanayi Planı (3.BYSP) Türkiyenin 1946 yılında Liberalizm düşüncesi ile dış
dünyaya yakınlaşması sonucu uygulanmamıştır.
Türkiye Ekonomisi Liberalizm düşüncesi ile dışa açılma sürecinde dış
yardımlardan yararlanarak ülkenin kalkınmasını sağlamak ve bu finansmanın
nerede kullanılacağını tespit etmek için Türkiye cumhuriyetinin ilk kalkınma planı
olan 1947 yılında Türkiye İktisadi Kalkınma Planı (Vaner Planı) hazırlanmıştır.
Yeterli derecede dış finansman bulunamadığı için 3.BYSP (1945) gibi Türkiye
İktisadi Kalkınma Planı'da yürürlüğe girmemiş ve uygulanmamıştır.
Liberalizm düşüncesine dayalı olarak hazırlanan Türkiye İktisadi
Kalkınma Planına göre;
 Özel kesime ağırlık ve öncelik verilecektir.
 Dış finansmandan (dış kaynaklar) mümkün olduğu kadar çok yararlanılacaktır.
 Yatırımlarda en büyük pay ''ulaştırma yatırımlarına'' (karayolu)
ayrılacaktır.
1950'lerin başında Türkiye ekonomisinde; köyden kente göç sorunu (tarımda
makineleşme nedeniyle), nufus artış hızının yükselmesi, kentlerde
gecekondulaşma ve alt yapı sorunları, kayıt dışı ihtihdam, işsizlik gibi önemli
sorunlar görülmüştür.
Türkiyenin bir tarım ülkesi olması 1946-1960 döneminde de devam etmiştir.
Abdulhamit MUTLU
Türkiyede ''tarımda makinalaşmanın'' en yoğun olduğu (traktör sayısı 3kat artmış)
dönem 1950-1960 Demokrat parti dönemidir. Tarımda makinalaşma olgusu
kırdan kente göçün en önemli nedenidir. Tarımsal arazilerin ekime ayrılan
kısmında en büyük payı ''tahıla dayalı ürünler'' 1) Buğday 2) Arpa
oluşturmaktadır. Aynı zamanda toplam nufus içinde aktif nufusun çalıştığı kesimlerin
başında ''tarım kesimi % 75’’ gelmektedir.
1946-1960 dönemi Büyüme oranları; Liberalizm ve dış dünyaya yakınlaşma
döneminde türkiye ekonomisinin büyüme oranları dalgalı bir seyir izlemiştir.Türkiye
ekonomisi 1949 ve 1954 yılları hariç pozitif büyüme oranları göstermiştir.
***1946-1960 döneminde Hasıla içinde ilk sıraya ''hizmetler sektörü''
yükselmiştir. (1923-1946 arası tarım)
1946-1960 dönemi Bütçe; 1946-1960 döneminde Liberal düşünce ve özel
kesim eliyle piyasa mekanizmasının sağlanması yani liberal söylem düşüncesi
geçerli olsa bile 1946-1949 döneminde denk bütçe politikası uygulanarak bütçe
sürekli fazla vermiştir. 1950 yılından itibaren liberal düşünce çerçevesinde denk
bütçe politikasından uzaklaşılmış 1952-1960 arasında ki yılları arasında
kronikleşen bütçe açıkları yaşanmıştır.
1946-1960 dönemi Borçlanma; 1950 yılından itibaren dönem sonuna
kadar Kamu İktisadi Teşebbüslerinden (1.BSYP ile kuruldular) kaynaklanan
borçlanma eğilimi ve bütçe açıkları artmıştır. 1950 yılına kadar gerçekleşen
borçlanmanın nedeni çiftçi kesimini topraklandırmak ve yatırım projelerini
gerçekleştirmek olmuştur.
1946-1960 dönemi Para Politikası; Bu dönemde para politikası; 2.Dünya
savaşı döneminde ortaya çıkan yüksek enflasyon oranlarını aşağıya çekerek Türk
Lirasına istikrar kazandırmak ve fiyat istikrarını yeniden tesis etmektir. Bütçe
açıklarının Merkez Bankası kaynaklarıyla finanse edilmeye çalışılması fiyat
istikrarının bozulmasına neden olmuştur.
Bu dönemde dış kredilerin ve yabancı sermayenin ülkeye gelişinin teşvik
edilme çabası bankacılık kesiminin gelişime yol açmıştır. Bankacılık sisteminin
yeterli gelişim sağlayamamasının nedeni 1930 yılında çıkarılan Türk Parasının
Kıymetini Koruma Kanunu ile dövizler üzerinde uygulanan tek elden denetim
yetkisidir. Bankalar tarafından dağıtılan krediler içinde en yüksek payı ticaret
kesimi ve tarım kesimi almıştır.
1946-1960 dönemi Enflasyon; Bütçe açıklarının Merkez Bankası kaynakları
ile finanse edilmesi, iç piyasalarda ki canlı tüketim talebi ve fiyatlar genel
seviyesinde ki artış ve toplam talepte canlanma enflasyon oranlarının çift rakamları
görmesine yol açmıştır. Türkiye bu yıllarda çift haneli (%24- %60 arası) açık bir
enflasyon sorunu yaşamıştır.
Abdulhamit MUTLU
1946-1960 dönemi Dış Ticaret; Bu dönemin en önemli gelişmelerinden biri
1946 kararlarıyla birlikte ithal ikamecilik-korumacılık rejiminden vazgeçilip dış
dünya ile ilişkilerin artırılması, dış ticaretin liberalleştirilmeye çalışılmasıdır. 1947-
1953 arasında meydana gelen kronik dış açıklar nedeniyle 1953 yılında liberalizm
uygulamasından vazgeçilerek tekrar korumacı gümrük tarifeleri uygulanmak
zorunda kalmıştır.
1940 yılında ilk kez yürürlüğe konulan Milli Koruma Kanunu 1956
yılında tekrar yürürlüğe konulmuştur. (Devletin diş ticaret ve dövizler üzerinde
kontrolunun artırılması amaçlanmmıştır.)
***Dış ticaret açıklarını kapatmak için 1953 yılında ithalat yapanlardan bir miktar
ödeme alınarak ihracat yapan kesime aktarılması için ''İthalatta Tevzin Fonu
(İTF)'' oluşturulmuştur.
1950'lerde ithalatı kontrol etmek için alınan önlemler;
➢ Liberalizmden vazgeçerek yüksek oranda gümrük tarifesi uygulama 1953
➢ İthalatta Tevzin Fonu oluşturmak 1953
➢ Milli Koruma Kanununun yeniden yürürlüğe konması 1956
1946-1960 döneminde 1946 yılı hariç sürekli dış ticaret açığı verilmiştir.
Cumhuriyet tarihinin bu zamana kadar ki en büyük dış ticaret açığı 1952
yılında (-193 milyon) gerçekleşmiştir. Türkiye ekonomisinde 1947 yılından
itibaren 2010'lu yıllara kadar Türkiye'nin ''bitmeyen derdi'' olarak dış ticaret
açıkları sürekli artmıştır. Türkiye ekonomisi bu yıllarda aynı zamanda ''cari
işlemler dengesi açığı (cari açık) sorunuyla da karşılaşmıştır.
Cari İşlemler dengesi açığı – cari açık; 1)Dış ticaret (ithalat-ihracat),
2)Cari transferler (karşılıksız transferler), 3)hizmetler ve 4)yatırım
kalemlerinden oluşan cari işlemler dengesinde; cari işlemlerden elde edilen
gelirlerin cari işlem giderlerinden büyük olmasıdır.
1950'lerin ikinci yarısında Türkiye ekonomisinde bütçe açığı sorunu artmış ve
ilk kez Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) lerin özelleştirilmesi gündeme gelmiştir.
Bütçe açıklarının kapatılması için para arzı ve borçlanmanın artırılması, dış ticaret ve
cari açığın artması, dış yardımların kesilmesi, olumsuz hava Türkiye Ekonomisini
1958 yılında moratoryum ilan edilmesi aşamasına getirmiş ve 1958 Krizi
yaşamıştır.
1958 Krizi nedenleri;
➢ Kronik hale gelen dış ticaret ve cari açık sorunu
➢ Yüksek ithalat düşük ihracat
➢ Kamu İktisadi Teşebbüslerinin görev zararları
➢ Bütçe açıkları
➢ Merkez Bankasının para arzını artırması sonucunda enflasyon yaşanması
1958 Krizi İstikrar Tedbirleri;
Abdulhamit MUTLU
➢ Develüasyon Kararı ( ilk develüasyon 1946, 2. 1958, 3. 1970, 12 yıl arayla)
➢ Diş ticarette ‘ayarlanabilir sabit kur’ sistemine geçilmesi 1958
➢ Bütçenin disiplini ve bütçe fazlası verilmesi kararı
➢ KİT ürünlerine yüksek oranda zam yapılması
➢ Merkez Bankasının para arzına sınır getirilmesi ve denetlenmesi
1946-1960 Devletçilik Dönemi tarihi bilgiler;
➢ Bretton Woods toplantısı 1944 (savaş sonrası piyasa mekanizması için)
➢ III.Beş Yıllık Sanayileşme Planı 1945 (devletçi düşünce ile yapıldı,
Liberalizm düşüncesi geldiği için yürürlüğe girmedi)
➢ (I.BYSP. 1933 hazırlandı (1934-1938) uygulandı, II.BYSP 1938 hazırlandı
yürürlüğe girmedi, III.BYSP 1945 hazırlandı yürürlüğe girmedi)
➢ Uluslararası Para Fonu (IMF) 1945
➢ Türkiye IMF başvuru 1946 üyelik 1947 (kur, başvur, al 1 yıl arayla)
➢ NATO 1949 (Tükiye 1952 üyelik)
➢ Truman Doktrini 1947 (Komünizme karşı liberalizm)
➢ Marshall Yardımları 1947 (Truman doktrini kapsamında mali yardım)
➢ 7 Eylül 1946 Kararları (Liberalizm düşüncesi)
➢ Cumhuriyet tarihinde ilk develüasyon 1946
➢ Türkiye İktisat Kongresi 1947 (2. İzmir İktisat 1981)
➢ Türkiye Cumhuriyeti ilk kalkınma planı Türkiye İktisadi Kalkınma PlanıVaner
Planı 1947 (liberalizm düşüncesi ile yapıldı, finansman
sağlanamadığı için yürürlüğe girmedi)
➢ Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu 1951 (2.YSTK 1954)
➢ Dış ticarette serbestlikten vazgeçildi, yüksek gümrük tarifeleri 1953
➢ İthalatta Tevzin Fonu 1953 (İthalatçından al, İhracatcıya yönlendir)
➢ Milli Koruma Kanunu tekrar yürülüğe konuldu 1956 (ilk 1940)
➢ 1958 Krizi Yaşanması
➢ II.Develüasyon 1958 (1.1946, 2.1958, 3.1970, 12 yıl arayla)
➢ Vergiler; İthalatta tevzin fonu 1953
➢ Dışa açılma sürecinde en büyük yatırım ''bayındırlık ve ulaştırma''
➢ Köyden kente göç sorunu (1950), tarımda makineleşme, nufus artış hızının
yükselmesi, kentlerde gecekondulaşma ve alt yapı sorunları, kayıt dışı
ihtihdam, işsizlik gibi sorunlar
➢ Tarımsal arazilerde ekime ayrılan kısım en büyük pay tahıl ''Buğday''
➢ GSMH içinde en yüksek pay ''Hizmetler'' (Cumhuriyet tarihinde ilk)
➢ Bankalar tarafından dağıtılan kredi için en yüksek pay ''Ticaret kesimi''
➢ İthalat birleşenleri içerisinde en yüksek pay ''yatırım malları'' en yüksek
ithalat yapılan ''Avrupa Kıtası- Avrupa Birliği ülkeleri''
➢ 1946-1960 Devletçilik Dönemi önemli bilgiler;
Abdulhamit MUTLU
➢ Büyüme; İstisnalar hariç (1949-1954) pozitif büyüme var.
➢ Bütçe; 1946-1949 yılları arası fazla vermiş. 1952 sonrası kronik bütçe açığı
➢ Para Politikası; Sıkı para politikası ve fiyat istikrarı bozuldu ( para basma
yoluyla)
➢ Enflasyon; Dönem boyunca çift haneli enflasyon sorunu
➢ Dış Ticaret; Sürekli açık vermiş. Tek dış ticaret fazlası 1946
➢ Politika; Liberal (1946-1952), İthal ikameci korumacı dış tic. (1953-1960)
1960-1980 İthal İkameci Kalkınma Planları Dönemi (İİK)
1946-1960 döneminde Liberalizm düşüncesiyle dış dünyaya açılma süreci
yaşayan Türkiye ekonomisi, üretim yapmak için sürekli girdi ithalatı gerçekleştirmek
zorunda olan üretimde dışa bağımlı bir hale gelmiştir. 1960 yılından itibaren dışa
bağımlılığın azaltılarak ülkenin kendi kendine yetebilmesi için dışa kapanma ve ülke
içerisinde dış alemden alınan malların benzerini (ikamesi) üretmeye yönelik ''İthal
ikameci sanayileşme'' ve dünyada gelişmiş ülkelerin uyguladığı ''planlayarak
kalkınma'' düşüncesi hakim olmuştur.
1960-1980 kalkınma planları döneminde Türkiye ekonomisinin temel hedefleri
1) ülke vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını karşılayan sanayileşme 2) ülke
ekonomisinin dışa bağımlılığını azaltmadır. Özetle dönem sonunda ithal ikamesini
sağlayan sanayi dallarını kurmuş, dışa bağımlılığını azaltmış, ülke içerisinde ihtiyaç
duyulan malları üretebilen bir ekonomik düzen hedeflenmektedir.
Bu iktisadi düzeni sağlamak için devlet önderliğinde kalkınma planları
hazırlama gerektiği düşüncesi ön plana çıkmış 1960 yılında devlet adına kalkınma
planlarını hazırlama ve yürütme görevlerinden sorumlu olarak Devlet Planlama
Teşkilatı 1960 kurulmuştur. Devlet Planlama Teşkilatının hazırladığı planların
ilki 1963 yılında uygulamaya koyulan I.Beş Yıllık Kalkınma Planı (I.BYKP) 1963-
1967 olmuştur. (Bu kalkınma planı hazırlanan değil uygulanan ilk kalkınma
planıdır. Türkiyenin ilk kalkınma planı 1947 Türkiye İktisadi Kalkınma Planıdır.)
(1.1963 2.1968 3.1973 4.1979)
Bu dönemin Cumhuriyetin ilk zaman diliminde ki (1923-1939) ithal
ikamecilik uygulamasından farkı, sektörler seçilerek ''kalkınma planları eşliğinde
sanayileşme stratejisinin'' uygulanmasıdır. Kalkınma planlarının hazırlanmasını
sanayiciler başta olmak üzere devlet bürokratları, askeri bürokratlar, dış kredi
çevreleri gibi birçok kesim ''ne yapılacağının ve nereden gelip nereye gideceğinin
planlar dahilinde tespit edilmesi'' düşüncesiyle istemektedir.
Kalkınma planlarında ortaya koyulan stratejiye göre, özellikle ''sanayi
Abdulhamit MUTLU
kesiminin'' geliştirilmesi kritik öneme sahiptir. Tüm planlarda ülke sanayisinin
geliştirilmesi düşüncesinden hareket edilmiş, kalkınma planlarında referans değer
olarak ''büyüme oranları '' esas alınmıştır. (Büyüme oranlarına en çok önem
verilen 2.BYKP)
***I.BYKP hariç diğer planlarda Türkiye ekonomisi başarı sağlayamamıştır.
*** İmf ile İlk Stand-Bay anlaşması 1961 yılında imzalandı. 19. Stand-By
anlaşması 2005 imzalandı 2008 bitti. İMF ye son borcumuzu 2013 ödendi.
Kalkınma Planları (1960-1980) ''İthal İkameci Sanayileşme Stratejisi''
döneminde, hedeflerin gerçekleştirilmesi için devlet ekonomiye yoğun bir şekilde
müdahale etmek zorunda kalmıştır.
 Gümrük tarifelerinin artırılması (Ülke içerisinde sanayicilerin üretimini
artırmak ve onları dış rekabetten korumak için)
 Yerli sanayicileri üretim için teşvik kararları (uzun vadeli ve düşük faizli
kredi, gümrük vergisi muafiyet ve istisnaları, ücretsiz arsa temini vb.)
 Mali sınırlamacılık politikası (düşük faiz oranları uygulayarak bankacılık
sisteminden kamu kesimi ve özel kesime düşük maliyetli kredi temin edilmesi
(yatırım harcamaları teşvik edilmek için)
1960-1980 İthal İkameci Sanayileşme döneminde,
1. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963-1967)
2. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1968-1972)
3. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973-1977) 1 yıl ara var. (3ve6-1 yıl 8-2 yıl ara)
4. Beş Yıllık Kalkınma Planı (1979-1983) olmak üzere 4 plan uygulanmıştır.
İlk 4 kalkınma planının ortak özellikleri şunlardır:
➢ Sanayileşmeye öncelik vermişlerdir.
➢ Temek iktisadi gösterge referans değer olarak ''büyüme oranı'' kabul edildi.
➢ Kamu kesimi için ''emredici'' özel kesim için ''yönlendirici'' KE-ÖY
➢ İthal ikameci sanayileşmeye dayanmaktadırlar.
➢ Harrod-Domar Büyüme Modeli'ne (HD büyüme) göre hazırlanmışlardır.
✔ Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (I.BYKP) 1963-1967:
➢ Uygulanan ilk kalkınma planı (hazırlanan 1947 Türkiye İktisadi
Kalkınma Planı TİKP-Vaner Planı)
➢ Başarılı olan tek kalkınma planıdır.**
➢ Tarım ve sanayi kesiminin dengeli büyümesi esas alınmıştır.
➢ Kamu kesimine ağırlık verilmiştir.
➢ Hasıla içerisinde tarımın payı azalmış, sanayi ve hizmetlerin payı artmış.
✔ İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (II.BYKP) 1968-1972
Abdulhamit MUTLU
➢ Büyüme oranına en çok önem veren plan
➢ Kentleşme sorununa önem veren plan
➢ Tarım ürünleri işleyen sanayi dalları yerine yatırım maları ve ara mallar
üreten sanayi dalları kurma hedeflenmiştir.
➢ Sanayi kesiminin lokomotif sektör seçildi. ( tarım ve sanayi dengeli değil)
➢ Özel kesime öncelik verilmesi
➢ Cumhuriyet tarihinde 3.develüsayon (1970) yapılan plan
✔ Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (III.BYKP) 1973-1977
➢ Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET)'na katılımımızı öngören 1963
Ankara Antlaşmasından etkilenerek hazırlandı.
➢ Slogan ''Türkiyenin ekonomik yapısı sanayi toplumuna dönen hal almalı''
➢ Tarım ve sanayi kesiminin dengeli büyümesi
➢ Kamu kesimine öncelik verilmesi
➢ Yurt dışında ki işçi dövizlerinin Türkiyeye getirilmesi için Devlet Sanayi
ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB) 1975 kuruldu
➢ 1973 Petrol Krizi (Şokları) ve 1974 Kıbrıs Barış Harekatı
➢ İşsizlik sorunu için emek yoğun üretim teşvik edilmeli
✔ Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (IV.BYKP) 1979-1983 (1 yıl ara var)
➢ 1979 İktisadi Krizi (Cumhuriyet tarihinde en büyük dış açıklardan biri)
(1958 ilk kriz)
➢ Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ile ilişkilerin dondurulması
➢ Kamu kesimine öncelik verilmesi
➢ İç savaş derecesinde sağcı solcu çatışması
➢ II.Petrol Krizi 1979
➢ T.C. bugüne kadar ki en büyük dış açık 1980 (-3.408 milyon $)
➢ Cumhuriyet tarihinde ilk defa 3 haneli enflasyon 1980 (%107)
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi Büyüme Oranları; İthal ikameci
sanayileşme stratejisinin uygulandığı bu dönemde temel gösterge olarak büyüme
oranları kullanılmıştır. 1979 kriz yılı ve 1980 yılı hariç büyüme oranları ortalama %
6 civarında pozitif değerde seyretmiştir.
1960-1980 Dönemi Gayri Safi Milli Hasıla 1) Hizmetler 2) Tarım 3)Sanayi
1923-1946 Hasılada 1) Tarım 1946-1980 Hasılada 1)Hizmetler. (1979 yılında
Sanayi kesiminin hasılaya katkısı Tarım kesimini geçmiştir.)
1960-1980 Dönemi İstihdam içerisinde en yüksek pay Tarım’a aittir.
Dikkat !!! Hasıla içerisinde en yüksek pay Hizmetler, İstihdam içerisinde en
yüksek pay Tarım kesimine aittir.
Abdulhamit MUTLU
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi Yatırımlar; İthal ikameci sanayileşme
stratejisinin başarı sağlaması için halkın günlük ihtiyaç duyduğu temel tüketim
mallarını üreten sanayi tesislerinin kurulması şeklinde yatırım yapılması
planlanmaktadır. Kısacası öncelikle halkın kullandıklarını üreten tesislere yatırım
yapılması sonra makine, teçhizat üreten tesislere yatırım yapılması düşünülmektedir.
Toplam yatırımlar içerisinde en yüksek pay ''imalat sanayisi'' olmuştur.
İkinci sırada ''ulaştırma hizmetleri'' yer almaktadır. Kamu kesimi yatırımları
genellikle Kamu İktisadi Teşebbüsleri tarafından ''imalat sanayisine'' yapılmıştır.
1946-1960 döneminde yatırımlar içerisinde en yüksek pay ''ulaştırma ve
bayındırlık (karayolu)'' 1960-1980 döneminde yatırımlar içerisinde en yüksek
pay ''imalat sanayisi'' olmuştur.
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi Tarım; Planlar döneminde tarım
kesimine yapılan yatırımlar düşük olsada tarımsal üretimde artış meydana gelmiştir.
Tarımın hasıla içinde ki payında da sürekli düşüş yaşanmıştır. Tarımsal üretimde 1970
yılından sonra Petrol Krizi nedeniyle (Krizde tarım ürünleri fiyatları artmış bu yüzden
üretim artmış) büyük bir artış yaşanmıştır. Türkiye ekonomisinde tarım kesimine
destekleme faaliyetleri yürütülmüştür.
 Destekleme alımları; Üretilip satılamayan ürünleri devletin satın alması
 Taban fiyat uygulaması; Üreticileri korumak zarar etmesini önlemek için
ürünün taban fiyatını belirlemek
 Tarım sübvansiyonları; Üreticilere ucuz girdi temin etme imkanı
 Uzun vadeli düşük faizli kredi (Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Koop.)
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi Bütçe; 1960-1980 zaman aralığında
kalkınma planları ile devletin hem üretici hem yönlendirici rolünün olması kamu
harcamalarını artırmıştır. Artan kamu harcamaları karşısında vergi gelirlerinin
yetersiz kalması sonucunda istisnai birkaç yıl hariç bütçe sürekli açık vermiştir.
Türkiye ekonomisi 1977-1978 yıllarına geldiğinde bütçe açıklarını sürdüremez hale
gelmiştir. Bütçe açıklarını kapatmak için başvurulan 3 yol; iç borçlanma, dış
borçlanma ve merkez bankası kaynaklarıdır. Dönem içerisinde bütçenin açık
vermesinde ki en büyük sorun Kamu İktisadi Teşebbüsleridir.
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi Borçlanma; Kalkınma planları
döneminde bütçe açıklarının sürekli artış göstermesi ve dış ticaretin sürekli açık
vermesi Türkiye ekonomisinin sürekli borçlanmasını gerektirmiştir.
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi Para Politikası; Para politikasının bu
dönemde hedefi ülke sanayisinin geliştirilmesi politikasına uygun olarak fiyat
istikrarını sağlamaktır. I.BYKP döneminde parasal genişleme dengeleri bozmayacak
şekilde olsada II ve III plan döneminde hedef gerçekleştirilememiştir.
Kredilerde en çok pay ''sanayi kesimi'' ve ''ticaret kesimi'' olmuştur.
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi Enflasyon; Para politikası ile paralel
Abdulhamit MUTLU
olarak I.BYKP döneminde enflasyon önemli bir sorun olmasada II ve III plan
döneminde enflasyon bir sorun haline gelmiştir. Bu dönemde görülen yüksek
enflasyonun nedenleri;
➢ Artan para ve kredi arzının toplam talebi canlandırması
➢ Artan kamu harcamalarının toplam talebi canlandırması
➢ Petrol krizi nedeniyle maliyetlerin artması
➢ 1970 develüasyonu nedeniyle fiyatların artması vb.
***Enflasyon Cumhuriyet tarihinin en yüksek değerlerinden birini alarak 1980
yılında % 107 olarak gerçekleşmiştir.
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi Dış Ticaret; Kalkınma planları
döneminde diş ticaret politikasının temel amacı, yurtdışından alınan malların
ikamesini üretir hale gelmek yani ithal ikameci sanayileşmedir. İç pazarı rekabetten
korunması için alınan önlemler şu şekildedir;
 Gümrük tarifeleri (yüksek oranlı)
 İthalat yasakları (bazı malların ithalatının doğrudan yasaklanması)
 Kota uygulaması (bazı mallarda miktar kısıtlaması)
 İthalat için teminatı yatırılması ve hükümet onayı alınması
 Takas (cliring) yöntemi
1970 yılında dış ticaret açıklarının sürdürülemez hale gelmesi sonucunda
''1970 Kararı'' ile Develüasyon (3.develüasyon) yapılmıştır. İhracatı artırmak için
alınan önlemler olumlu sonuç versede ithalatı karşılayacak derecede ihracat
yapılamamış bu nedenle 1960-1980 kalkınma planları döneminde dış ticaret
sürekli açık vermiştir. Bu durum doğal olarak Cari işlemler dengesi açığı (cari
açık) sorununa da neden olmuştur. 1973 Petrol Krizi ve 1979 Krizi dış ticareti
olumsuz etkileyen en önemli olaylardır.
** 1958-1970 12 yıl arayla develüasyon, 1958-1979 21 arayla kriz 12-21 ters
Kalkınma planları döneminde Türkiye ekonomisinde İhracat içerisinde en
yüksek pay ''tarım ürünleri ve sanayi ürünleri'', ithalat içerisinde en yüksek
pay ''hammadde ve yatırım malları'' şeklinde gerçekleşmiştir.
1979 Krizi ve Dönemin Kapanması; İthal ikameci kalkınma planları
döneminde Türkiye ekonomisi yurtdışından ithal ettiği malların ikamesini üreten
sanayi dallarının kurulması hedefiyle hareket etmiş, ülke ekonomisi dış rekabetten
korunmaya çalışılmış ve devlet ekonomiye ciddi şekilde müdahale etmiştir. Bütçenin
sürekli açık vermesi, dış ticaret açıklarının sürdürülemez hale gelmesi ve dönem
sonunda enflasyonun ciddi bir sorun haline gelmesi ülkeyi krize sürüklemiştir.
1979 Krizinin nedenleri;
Abdulhamit MUTLU
➢ Üretimde dışa bağımlılık (üretim için ithalat yapmak zorunda olma)
➢ 1973 Petrol Krizi nedeniyle maliyetlerin artması
➢ Kamu İktisadi Teşebbüslerinin görev zararları
➢ Sürdürülemez borçlanma, bütçe ve dış ticaret açıkları
1960-1980 Kalkınma Planlarının başarısız olma nedenleri;
➢ Üretim için hammadde, ara mallar ve yatırım mallarında dışa bağımlılık
➢ Petrol Krizlerinin 73-79 yaşanması
➢ Kıbrıs Barış Harekatı 1974
➢ Döviz darboğazlarının yaşanması
➢ Ülke içerisinde yaşanan terör olayları, iç çatışmalar, siyasi istikrarsızlık
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi tarihi bilgiler;
➢ Devlet Planlama Teşkilatı 1960 (kalkınma plan. hazırlama ve yürütme)
➢ İMF ile ilk stand-By Anlaşması imzalandı 1961
➢ Ankara Antlaşması 1963 (Avrupa Ekonomik Topluluğuna AET katılımı
öngören antlaşma)
➢ 3. Develüasyon 1970
➢ Petrol Krizi 1973 (2.Petrol Krizi 1979)
➢ Kıbrıs Barış Harekatı 1974
➢ Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası 1975 (işçi dövizlerini çekmek için)
➢ 1979 Krizi (sürdürülemez dış ticaret açıkları ve döviz darboğazı nedeniyl)
➢ Cumhuriyet tarihinin en büyük enflasyonu 1980 (%107)
1960-1980 Kalkınma Planları Dönemi önemli bilgiler;
✔ Büyüme; Pozitif büyüme var. 1979 kriz yılı ve 1980 yılı hariç büyüme
oranları ortalama % 6 civarında pozitif değerde seyretmiştir.
✔ Bütçe; Sürekli açık vermiş. Artan kamu harcamaları karşısında vergi
gelirlerinin yetersiz kalması sonucunda istisnai birkaç yıl hariç bütçe sürekli
açık vermiştir. (KİT zararları önemli)
✔ Para Politikası; Denk bütçe ve sıkı para politikası (fiyat istikrarı). I.BYKP
döneminde parasal genişleme dengeleri bozmayacak şekilde olsada II ve III
plan döneminde hedef gerçekleştirilememiştir.
✔ Enflasyon; Para politikası ile paralel olarak I.BYKP döneminde enflasyon
önemli bir sorun olmasada II ve III plan döneminde enflasyon bir sorun haline
gelmiştir.
✔ Dış Ticaret; Sürekli açık vermiş. İhracatı artırmak için alınan önlemler
olumlu sonuç versede ithalatı karşılayacak derecede ihracat yapılamamış bu
nedenle 1960-1980 kalkınma planları döneminde dış ticaret sürekli açık
vermiştir.
1980-1990 İhracata Yönelik ‘Sanayileşme’ Dönemi (İYS)
Abdulhamit MUTLU
1960-1980 İthal ikameci ‘kalkınma’ planları döneminde Türkiye'nin üretim
yapabilmek için girdi ithal etmesi zorunluluğu ''dışa bağımlı hale gelme'', devletin
ekonomiye aşırı müdahalesi sonucu bütçe açıkları, kronik dış ticaret açıkları ve döviz
darboğazı gibi sorunlar sonucunda 1980 yılında ithal ikameci kalkınma planlarının
uygulamasından vazgeçilmiştir. 1980'lerde gelişmiş batı ekonomilerinde hayata
geçirilen kaynak dağıtımı ve sanayileşmenin piyasa mekanizması eliyle sağlanarak
devletin ekonominin dışına çekilmesi düşüncesi Türkiye ekonomisini de etkilemiş
böylece küreselleşmenin etkisiyle yeni bir iktisadi açılım hayata geçmeye başlamıştır.
1980 yılının başından itibaren hayata geçen yeni iktisadi felsefeyle ''Türkiye
ekonomisinde devleti geri plana çekme, kaynak dağılımı ve sanayileşme
hamlesini piyasa mekanizmasına bırakma'' düşüncesi ortaya çıkmıştır. Bu yeni
açılımla ithal ikameci sanayileşme düşüncesinden vazgeçilmiş ''ihracata yönelik
sanayileşme'' hamlesi hayata geçirilmiştir.
İhracata yönelik sanayileşme düşüncesine göre devletin ekonomide ki ağırlığı
azaldıkça kamu harcamaları azalış gösterecek ve bütçe açıkları kapanacaktır. Bütçe
açıkları kapandığı için borçlanmaya ve merkez bankasının para basma yoluyla
borçları finanse etmesine gerek kalmayacak, bu şekilde enflasyon oranları hızlıca
düşürülecektir.
Tüm gelişmiş yöneldiği bu küresel hamle yani devletin geri plana çekilmesi
''neo-liberalizm düşüncesi'' olarak adlandırılmış Türkiye 1980 yılından itibaren
''ihracata yönelik sanayileşme'' hamlesi ile gelişmiş dünya ülkelerine uyum
sağlamak için neo-liberal politikaları hayata geçirmiştir.
İhracata yönelik sanayileşme hamlesinde devlet artık üretim yapan konumda
değil, piyasa mekanizmasını koruyan ihracatı artırıcı tedbirler alan konuma
gelmektedir. ''Üretim yapan değil ihracatı artıran devlet'' sloganına dayanan bu yeni
iktisat dönemi günümüze kadar devam etmektedir. Bu yeni dönemde ekonominin
taşıyıcı kolunu ''ihracat'' oluşturmaktadır.
24 Ocak 1980 Kararları;
Amaçlar;
➢ Dış ticaret, ödemeler dengesi, bütçe açıklarını kapatmak
➢ Sanayileşmede ihracatı ön plana çıkarmak
➢ Döviz darboğazı sorununa son vermek
➢ Enflasyon ve borçlanma sorunlarına çözüm üretmek
➢ Piyasa mekanizmasını işler hale getirmek
Kararlar;
Abdulhamit MUTLU
➢ Türk lirasının devalüa edilmesi(4. devalüasyon, ilk 3 12 yıl arayla 4. 10 yıl)
➢ İthalatta liberasyon (serbestlik), ithalatta sınırlamalarıın kaldırılması
➢ Her türlü fiyat oluşumu arz ve talep koşullarına bırakılması
➢ KİT ürünlerine yüksek oranda zam yapılması
➢ Sanayinin ihracata yönelik teşvik edilmesi
➢ Kamu harcamalarının azaltılması ve vergilerin artırılması
➢ Faiz oranlarının önce artırılması sonra piyasa mekanizmasına bırakılması
24 Ocak 1980 kararlarına uygun olarak Türkiye ekonomisi 1981 tarihi
itibariyle sabit kur ''sürünen pariteler'' sistemine geçmiştir. Bu sistemde sabit
olan kurlarda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası günlük ve haftalık olarak
küçük kur ayarlamaları yapacaktır.
Piyasa mekanizmasının etkin bir şekilde işleyişi için kurumsal bir düzenleme
olarak 1982 yılında Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) kurulmuştur. Devletin hazine
gelir giderlerini yönetmek ve devletin borçlanma işlemlerini gerçekleştirmek için
1983 yılında Hazine ve Dış ticaret Müsteşarlığı kurulmuştur. 1985 yılında
İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) açılarak tahvil ve hisse senetleri
piyasalarında gelişim ve finanssal derinlik sağlanmıştır. İMKB 1993 yılında ABD
SPK tarafından ''Dünyada kabul görmüş borsalar listesine'' kabul edilmiştir. 2012
yılında İMKB ''Borsa İstanbul'' adını almıştır.
24 Ocak 1980 kararları doğrultusunda Türkiyede finanssal kesimin
güçlenmesine yönelik olarak atılan en önemli 2 adım;
✔ 1983 yılı 28 Sayılı Kararname; Ticari Bankalara (önce özel) döviz alım
satım ve yabancı para cinsinden işlem yapma serbestliği sağlama. ''bankacılık
sistemine serbestlik'' getirildi. (bu kararname 1930 yılında yürürlüğe giren
Türk Parasının Kıymetini Koruma Kanunu'nu yürürlükten kaldırmıştır)
✔ 1989 yılı 32 Sayılı Kararname; Türkiyede ki kişi ve kurumlara (herkes)
döviz alım satım ve taşıma serbestliği sağlama. Sınırsız sermaye hareketliliği
ile Türkiyede '' finanssal serbestlik'' tamamlandı. (83-28, 89-32)
24 Ocak 1980 kararları sonrası 1983 yılından itibaren bütçe açıklarının en
önemli nedenlerinden olan Kamu İktisadi Teşebbüslerinin özelleştirilmesi
hedeflenmiştir. 1983-1993 yıllları arasında 26 şirket özelleştirilmiştir. Türkiye
ekonomisinde özelleştirmede en çok ''blok satış yöntemi'' BSY kullanılmaktadır.
1980 yılı itibariyle faizlerin piyasa mekanizmasına bırakılması 1982 yılı
itibariyle Türkiye ekonomisinde kıt olan tasarrufların elde edilmesi yarışına
dönüşmüş bu durum faiz oranlarını yükseltmiş ve ''Bankerler Krizi'' ortaya
çıkmıştır.
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi Yatırımlar; İhracata
Abdulhamit MUTLU
yönelik sanayileşme döneminde dış aleme ihracat yapılabilecek malları üreten sanayi
dallarının kurulması esas alınmıştır. Devlet bu dönemde yatırım yapan değil özel
sektörü yatırımlara ve ihracata teşvik eden konumdadır.
İhracat teşvikleri;
➢ Vergi iade ve indirimleri
➢ İhracatı Teşvik Fonu (ihracatla uğraşan firmalara kredi tahsisleri)
➢ Gümrük muafiyetleri (hammadde ve ara mal alımlarında)
Bu neden dönem içerisinde yatırım harcamalarında azalış transfer
harcamalarında (özel sektöre kaynak aktarımı) artış meydana gelmiştir. Yatırım
harcamalarında imalat sanayisi önemli bir yer tutmaktadır.
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi Tarım; Sanayi kesiminin
geliştirilmesinin hedeflendiği bu dönemde, dönem boyunca GSMH içerisinde tarım
kesiminin payı sürekli azalmıştır. Tarımsal üretim gerçekleşen arazilerde en çok
üretimi yapılan grup ''tahıllar'' olmuştur.
***1980-1990 dönemi içerisinde gelen yabancı sermaye ''hizmetler sektörüne''
kaymıştır. Önce ki dönemde ''imalat sanayisi'' ilk sıradaydı.
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi Büyüme; ''İhracat''
büyümenin motoru olarak kabul edilmiştir. Dönem boyunca ihracat artmış ancak bu
artış büyüme dinamiklerini harekete geçirecek kadar şiddetli olmamıştır. Dönem
boyunca istisnai yıl olan 1980 (-2,2 büyüme) hariç pozitif büyüme oranları
izlenmiştir Hasıla (1987 yılı sabit fiyatlarıyla) içerisinde en yüksek pay
''hizmetler sektörüne'' (%55) aittir.
GSMH 1) Hizmetler 2) Sanayi 3) Tarım H-S-T (Sanayi sabit T-H)
İstihdam 1) Tarım 2) Hizmetler 3) Sanayi T-S-H değişken
Bu dönemde nufus artmaya devam etmiş, diğer yandan da köyden kente göç
sorunu devam etmiştir. (Türkiye ekonomisinde köyden kente göç sorunu ilk kez
1950'li yıllar)
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi Bütçe; 24 Ocak 1980
kararlarıyla alınan kamu harcamalarının artırılması bütçe açıklarının kapatılması gibi
tedbirler dönem içerisinde pek uygulanmamış bu nedenle önce ki dönemde varolan
kronik bütçe açıkları sorunu aynen devam etmiştir. Dönem içerisinde vergi
gelirlerini artırmak için alınan en önemli önlem Katma Değer Vergisi 1985 olmuştur.
Bütçe açıklarını kapatmak için devletin sürekli borçlanması, fonlara yönelik
talebi artırmış bu durum faiz oranlarını yükselterek özel kesim yatırımlarında
''dışlama etkisi (crowding-out, engelleme) ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Kamu harcama kalemleri içerisinde ''yatırım harcamalarının'' payı azalış
Abdulhamit MUTLU
gösterirken ''transfer harcamalarının'' payı artmıştır.
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi Para Politikası;
24 Ocak 1980 kararları Türkiye ekonomisinde para politikasında değişimler
meydana getirmiştir. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının parasal genişlemesine
sınır koyulacak böylece para politikasına disiplin vererek enflasyon kontrol altına
alınacaktır. 1980 kararları ile sıkı para politikası izlenmeye başlanmış ve para arzında
azalma meydana gelmiştir. 1984 yılı itibariyle genişletici para politikası tekrar hayata
geçmiştir.
Küresel gelişmelere uyum sağlamak amacıyla 1983 yılında 28 sayılı
kararname ile ticari bankalara finanssal serbestleşme, 1989 yılında 32 sayılı
kararname ile Türkiyede bulunan tüm özel kişi ve şirketlere serbestlik
sağlanmıştır. 32 sayılı kararname ile Türkiye ekonomisi tam finanssal serbestleşmeyi
tamamlamıştır.
Türkiye ekonomisinde 24 Ocak 1980 kararlarıyla 1981 yılında sabit kur
''sürünen pariteler'' olarak adlandırılan kur sistemine geçilerek TCMB'nin kurlarda
günlük ve haftalık küçük ayarlamalar yapmasına izin verilmiştir. Bu sistem 1989
yılına kadar uygulanmış ancak 1989 yılında TCMB ''esnek kur sistemine'' geçiş
yaparak kurların piyasa mekanizmasında döviz arz ve talebine bağlı olarak
belirlenmesine izin vermiştir. (1981 sabit 1989 esnek kur)
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 1987 yılından itibaren Açık Piyasa
İşlemleri (APİ) yoluyla para politikası izlemeye başlamıştır.
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi Enflasyon; 1979 yılından
1980 yılına geçerken Petrol İhraç Eden Ülkeler Birliği (OPEC) petrol fiyatlarına
yüksek oranda zam yaparak dünyanın II.Petrol Krizine 1979 (I.Petrol Krizi 1973)
girmesine neden olmuştur. Türkiye ekonomisi petrol krizi sonucunda büyük bir
enflasyon sorunuyla karşı karşıya kalmıştır. 1980 yılında enflasyon Cumhuriyet
tarihinde şimdiye kadar ki en yüksek seviye olan 3 haneli rakamlara ( % 107)
ulaşmış ve dönem boyunca çift haneli rakamlarda kalmıştır.
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi Dış Ticaret; Dönem
boyunca dış ticaret sürekli açık vermiştir. 24 Ocak 1980 kararlarının ana unsuru olan
''ihracatı'' artırmak için dönem boyunca aktif bir biçimde ihracat teşvikleri
politikası (vergi iadesi ve indirimi, ucuz kredi vb.) izlenmiştir. 1985 yılında
Serbest Bölgeler Kanunu ile serbest bölgelerin teşkil edilmesi de ihracatı artırmıştır.
İhracat içerisinde en büyük pay ''tarıma dayalı sanayi ürünlerine'' aittir.
İthalat içerisinde en büyük payı ''petrol'' oluşturmaktadır.***
İhracatın en çok yapıldığı yer ''OECD ülkeleri'' olmuştur.
1980-1990 dönemi Türkiye ekonomisinin dışa açılma sürecinde borçlanma da
sürekli artış görülmüş borçlanmanın sınırına varılarak 1988 Krizi'ne neden olmuştur.
Abdulhamit MUTLU
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi tarihi bilgiler;
➢ 24 Ocak 1980 Kararları ''ihracata dayalı sanayileşme''
➢ Sabit Kur Sistemi ''sürünen pariteler'' 1981 (Esnek kur sistemi 1989)
➢ Sermaye Piyasası Kurulu 1982 (piyasa mekanizmasının işleyişini
düzenlemek için kurumsal yapılanma)
➢ Bankerler Krizi 1982 ( tasarrufları elde etme yarışının faizi yükseltmesi )
➢ Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlığı 1983 (hazine gelir-giderlerini yönetmek
ve devletin borçlanma işlemlerini gerçekleştirmek için)
➢ 28 Sayılı Kararname 1983 (ticari bankalara serbestlik
➢ Özelleştirmelerin hayata geçmesi 1983
➢ Katma Değer Vergisi 1985
➢ İstanbul Menkul Kıymetler Borsası 1985 (tahvil ve hisse senetleri piyasası)
➢ Devlet İç Borçlanma Senetleri 1986 (Hazine Müsteşarlığı aracılığıyla)
➢ Açık Piyasa İşlemleri 1987 ( TCMB para politikası)
➢ 1988 Krizi (Ekonomiyi daraltma, dış ticaret ve enflasyonu kontrol etme)
➢ 32 Sayılı Kararname 1989 (Türkiyede bulunan özel kişi ve şirketlere ser.)
➢ Esnek Kur Sistemi 1989 (sabit kur 1981, 8 yıl sürmüş)
➢ İMKB ''dünyada kabul görmüş borsalar'' 1993 ( ABD SPK'sı tarafından)
1980-1990 İhracata Yönelik Sanayileşme Dönemi önemli bilgiler;
✔ Büyüme; Dönem boyunca istisnai yıl olan 1980 (-2,2 büyüme) hariç pozitif
büyüme oranları izlenmiştir. ''İhracat'' büyümenin motoru olarak kabul
edilmiştir.
✔ Bütçe; Sürekli açık vermiş. 24 Ocak 1980 kararlarıyla alınan kamu
harcamalarının artırılması bütçe açıklarının kapatılması gibi tedbirler dönem
içerisinde pek uygulanmamış bu nedenle önce ki dönemde varolan kronik
bütçe açıkları sorunu aynen devam etmiştir.
✔ Para Politikası; Denk bütçe ve sıkı para politikası (fiyat istikrarı). 1980
kararları ile sıkı para politikası izlenmeye başlanmış ve para arzında azalma
meydana gelmiştir. 1984 yılı itibariyle genişletici para politikası tekrar hayata
geçmiştir.
✔ Enflasyon; Türkiye ekonomisi 1979 yılından 1980 yılına geçerken II.Petrol
Krizine yaşanması sonucunda büyük bir enflasyon sorunuyla karşı karşıya
kalmıştır. 1980 yılında enflasyon Cumhuriyet tarihinde şimdiye kadar ki
en yüksek seviye olan 3 haneli rakamlara ( % 107) ulaşmış ve dönem
boyunca çift haneli rakamlarda kalmıştır.
✔ Dış Ticaret; Sürekli açık vermiş. 24 Ocak 1980 kararlarının ana unsuru olan
''ihracatı'' artırmak için dönem boyunca aktif bir biçimde ihracat teşvikleri
politikası (vergi iadesi ve indirimi, ucuz kredi vb.) izlenmiştir. 1980-1990
kalkınma planları döneminde dış ticaret sürekli açık vermiştir.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi (FSD)
Abdulhamit MUTLU
1980 yılında başlayan dış dünyaya açılma süreci 1983 yılı 28 Sayılı
Kararname ile ticari bankalara serbestlik getirilmesi ve 1989 yılı 32 Sayılı
Kararname (tam finanssal serbestleşme) ile Türkiyede bulunan kişi ve kurumlara
serbestlik getirilmesi ile tamamlanmıştır. Türkiye ekonomisi 1990 yılından itibaren
finanssal anlamda tam serbestleşme dönemine girmiştir. 32 Sayılı Kararname ile dış
alemle mal ve sermaye akımlarının önünde ki tüm engeller kaldırılmış tam
finanssal serbestleşme gerçekleşmiş ve Türkiye ekonomisi 1990 yılında küresel
sürece eklemlenmeyi tamamlamıştır. 32 Sayılı Kararname ile Türk Lirası
konvertibl hale gelmiş 1990 yılında IMF Türk Lirasının konvertibl para
olmasını onaylamıştır. 1991 yılı itibariyle kota uygulamasına son verilmiş ve
gümrük tarifeleri yeniden düzenlenmiştir.
1990 yılından itibaren Türkiye ekonomisi sıcak parayla dönen bir ekonomi
haline gelmiştir. Yabancı sermayenin Türkiyede kısa süre kalması ''sıcak paranın
yıkıcı olması'' (Yabancı sermaye uzun süre için değil kısa sürede faiz kazancı
elde etmek için gelmiş olması) sorununu ortaya çıkarmıştır. Türkiye ekonomisinin
sıcak para karşısında ki temel fikri yatırımları finanse edecek ''dolaysız (doğrudan)
yabancı sermaye yatırımı'' biçiminde olmakla beraber düşünüldüğü gibi
gerçekleşmemiştir. Yabancı sermaye uzun süre için değil kısa sürede faiz kazancı
elde etmek için gelmiş ve bu durum 1990'lı yıllarda ekonomide kırılganlığın
artmasında önemli rol üstlenmiştir. Bu yüzden bu döneme ''iç ve dış sorunlar
altında finanssal serbestleşme dönemi'' denmektedir.
***Kamu harcamaları içinde transfer harcamalarının payı önemli oranda
artmıştır. Devletin borçlara yaptığı faiz ödemeleri devlet bütçesini ‘borç faiz
ödeme bütçesi’ haline getirmiştir. Transfer harcamaları; Borç faiz ödemelerini
içermektedir.
*** Faiz oranlarının yükselmesi yatırım harcamalarının düşmesine neden olmuş
özel sektör yatırımlarının dışlanması ‘dışlama (crowding out)’ sorunu ortaya
çıkmıştır.
***1990 yılında TCMB ilk kez kamuoyuna para programı açıklamıştır.
Programda fiyat istikrarı ve daraltıcı para politikası önlemleri alınacağı
belirtilmiştir.
***1990’lı yıllarda yüksek enflasyon nedeniyle yerli paraya güven duyulmayan
ortamda yabancı paranın elde tutulması ‘dolarizasyon (para ikamesi)’ sorununu
ortaya çıkarmıştır.
***Ticari bankaların yabancı para cinsinden borç alarak topladıkları
mevduatları iç piyasada yerli para cinsinden kredi vermesi alacak ve
vereceklerin farklı para cinsinden oluşmasına neden olmuş ve ekonomide ‘açık
pozisyon riski’ ortaya çıkmıştır.
1991 yılında Körfez Savaşı'nın (Irak'a karşı) başlaması, Avrupa bölgesinde
Abdulhamit MUTLU
Berlin Duvarının çöküşü ile Doğu Blokunun dağılması dünyada büyük
çalkantıların doğmasına neden olmuştur. Türkiye'de dış alemle üretilen malların
kalitesi ve fiyatı konusunda rekabet sorunu yaşanmaktadır. Diğer yandan hükümet
bunalımları ve terör olayları eklenince Türkiye ekonomisi 1990 yılından itibaren
''kaynayan kazan'' konumunda bulunmaktadır.
1994 Ekonomik Krizi ve 5 Nisan 1994 Kararları: Türkiye ekonomisinde
1990'lı yıllarda finansal serbestleşmenin koyu biçimde uygulandığı 1990-1993
yılları arasına bütçe sürekli açık vermiş bütçe açıklarının finansmanı için sürekli
borçlanma yoluna gidilmiş enflasyon üç haneli rakamlara ulaşmış ve dış ticaret
açıkları sürdürülemez hale gelmiştir.
1994 Krizi nedenleri;
➢ Süreğen hale gelen bütçe açıkları
➢ Yüksek enflasyon oranı (%50 üzerinde)
➢ Bütçe açıklarını finanse etmek için sürekli borçlanma
➢ Bütçe açıklarını finanse etmek için para arzı enflasyonu artırması
➢ Süreğen hale gelen dış ticaret açıkları
➢ KİT'lerin sürekli zarar etmesi
Tüm bu nedenlerin altında piyasada dövize yöneliş başlamış kriz ortamında 4.2
milyar dolar yabancı sermaye çıkışı yaşanmış ve enflasyon % 125'e yükselmiştir.
Enflasyon sorunu ve küçülmeye bağlı olarak işsizlik sorunu birlikte ortaya çıkmış
1994 yılında stagflasyon (işsizlik + enflasyon) sorunu yaşanmıştır.
5 Nisan 1994 Kararları;
➢ Türk Lirası Devalüa edildi. (5.develuasyon)
➢ Merkez Bankası kaynaklarına başvurma sınırlandı.
➢ KİT ürünlerine zam yapıldı.
➢ Kamu harcamaları azaltıldı, vergiler artırıldı.
➢ Kamu maliyesinin disiplin edilmesi ve Merkez Bankasının yeniden
düzenlenmesi kararlaştırıldı.
5 Nisan tedbirleri ile 10 bankanın uyguladığı kurların ortalaması olacak
biçimde ''serbest kur sistemi'' uygulanmaya başlanmıştır. Daraltıcı maliye
politikası izlenmesi kararı alınmıştır. Enflasyon oranlarını yönlendirmede ''döviz
kurunu'' çapa olarak seçilmesi uygulamasına geçilmiş ve ''Kura Dayalı İstikrar
Programı'' izlenmiştir. 5 Nisan 1994 tedbirlerinin uygulanmaya konmasıyla birlikte
1995, 1996 yıllarında krizin etkileri azalmaya başlamış ancak 1996 yılının sonundan
itibaren kararlardan uzaklaşılınca ekonomik göstergeler yeniden bozulmuştur.1 ocak
1996 yılında Gümrük Birliğine katılım sağlanmıştır.
1990'larda yaşanan sorunlara çözüm üretmek ve ülkeyi istikrarlı hale getirmek
için 1999 yılında IMF ile ''istikrar programı'' görüşülmeye başlanmış istikrar
Abdulhamit MUTLU
programı çerçevesinde IMF'ye ''niyet mektubu'' yollanmış ve aynı yıl IMF ile
''yakından izleme'' mütabakatına varılmıştır. Hazırlanmaya başlanan Niyet
Mektubunda 2000 yılında uygulamaya konulacak programda 3 temel unsurlardan
bahsedilmiştir.1) Bütçe fazlası verilmesi 2) Yapısal reformların gerçekleştirilmesi
3)Döviz kurunun takip edilmesi (kur çapası). Hazırlanan program 2000 yılında
uygulamaya konulmuştur.
1999- Yakından izleme, İstikrar programı görüşmesi, Niyet mektubu YİNe
2000- İstikrar programı, Standy-By anlaşması
2000 Yılı İstikrar Programı (2000-2002)
➢ Enflasyon oranı kademeli olarak düşürülecek. (2001 %12, 2002 %7)
➢ Sıkı para ve maliye politikası izlenecek
➢ Yapısal reformlar gerçekleştirilecek
➢ Reel faiz oranı makul seviyeye indirilecek
1999 yılında görüşülmeye başlanan 2000 yılında uygulamaya konulan
''2000 Yılı İstikrar Programı'' doğrultusunda özellikle gösterge olan enflasyon
oranının düşük seviyeye çekilmesi amaçlanmıştır.(Enflasyon sorununa özel önem
verilmiştir). Belirlenen amaçlara ulaşmak için programın başında IMF ile Stand-By
Anlaşması (2000) imzalanmıştır.
Program daraltıcı para ve maliye politikalarına önem vermiştir. Daraltıcı para
politikası ile enflasyonun düşürülmesi, daraltıcı maliye politikası ile kamu kesimi
dengesizliklerinin çözülmesi hedeflenmiştir. Daraltıcı para politikası bağlamında
2000 Yılı Para Programı Merkez Bankası tarafından ilan edilmiştir. (ilk para
programı 1990) Enflayonla mücadelede Merkez Bankasının en önemli aracı döviz
kurlarının çapa (çıpa) olarak günlük belirlenmesidir. Döviz kuru çapa olarak
belirlendiği için kurların çapa hedefi içerisinde öngörülebilir tutulacağı
düşünülmektedir.
2000 yılı programı yüksek enflasyon, borçlanma, bütçe dengesizliği, büyümede
ki zayıflık gibi iç sorunlar; dış ticaret açığı, cari açık, yabancı sermayenin kısa vadeli
ve hareketli olması gibi dış sorunlar nedeniyle başarılı olamamıştır. Programdan
umulan başarının azalması Türkiyenin krize sürüklenmesinde önemli bir unsur
olmuştur. 2000 yılında Türkiyede bankacılık sisteminin krize girip girmemesi ''pamuk
ipliğine'' bağlıdır. İşte bu olaylar Türkiye ekonomisinde yüksek güvensizlik
ortamında yüksek miktarda yabancı sermaye çıkışı yaşanmış ve Kasım 2000
tarihinde ilk dalga krizin yaşanmasına neden olmuştur.
Bankaralar arası işlemler (interbank işlemleri): bankaların kendi aralarında
para alışverişini düzenleyen bankalar arası para piyasasıdır.
Türkiyede 2000'lerin ortalarından itibaren dövize yöneliş isteği
durdurulamamıştır. Bütçe açıkları ve borçlanma çok yüksek boyutlara ulaşmış bütçe
Abdulhamit MUTLU
''borç faiz ödeme bütçesi'' haline gelmiştir. Yüksek oranlı enflasyon ve bundan
beslenen kronik dış açıklar önemli bir hal almıştır. Kasım 2000 krizinde yükselmeye
başlayan faizler Şubat 2001 yılına gelindiğinde %2000 seviyesine yükselmiştir.
Şubat 2001 Krizi (Bankacılık Krizi) nedenleri;
➢ 2000 yılı istikrar programında düzeltici develüasyon yapılmaması
➢ Yapısal reformların tamamlanmaması
➢ Kısa vadeli spekülatif sermaye hareketlerine karşı önlem alınmaması
➢ Bankacılık sisteminin ‘’açık pozisyon riski’’ (Bankaların yurt dışından
döviz cinsiyle borçlanması, dövizi TL'ye çevirip kredi vermesi)
➢ Süreğen hale gelen bütçe, dış ticaret, cari açık sorunları
➢ Yüksek enflasyon (Şubat 2001 %2000)
21 Şubat 2001 tarihinde yapılan Bakanlar Kurulu toplantısıyla 2000 Yılı
İstikrar Programından vazgeçildiği ilan edilmiş sabit tutulan kurlarda Bakanlar
Kurulu kararıyla yönetimli (gözetimli) dalgalanmaya bırakılan esnek kur
sistemine geçilmiştir. (2001-2013 arasında uygulanan kur sistemi)
Şubat 2001 Krizinin Bankacılık Krizi olarak adlandırılma nedeni 2000 yılı
programına güvenin azaldığı bir ortamda açık pozisyon riski altında faaliyet
gösteren bankaların döviz talebinin artmasıdır. Yaşanan güvensizlik ortamında ülke
dışın yabancı sermaye çıkışı yaşanmış, kurlar artmış, bankalar borçlarını ödeyemez
hale gelmiş ve bazı bankalar batmıştır.
Şubat 2001 Krizinden hemen sonra ''Acil Önlemler Paketi'' 2001 yılında
açıklanmıştır. Krizden ''mümkün olan en kısa sürede'' çıkılmasını amaçlayan paket
döviz kuru ve faiz oranlarına istikrar sağlanması, bankacılık sektöründe ki
kırgınlıklara karşı hızlıca tedbir alınması, bozulan iktisadi göstergelerin düzeltilmesi
için ''istikrarlı büyüme oranı yakalanmasını'' amaçlamaktadır. Acil Önlemler
Paketinin açılmasıyla beraber iktisadi yönelişi belirleyecek olan yeni tedbirleri içeren
''Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı'' 2001 tarihinde açıklanmıştır.
Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı (2001-2002) (2002-2004 uzatıldı)
14 Nisan 2001 tarihinde açıklanan pogram ilk başta 2001-2002 yıllarını
kapsayacak şekilde planlanmış ancak 2002-2004 yıllarını kapsayacak şekilde revize
edilerek 2004 yılı sonuna kadar uzatılmıştır. Program hazırlandığında başlangıcında
IMF'ye bir Niyet Mektubu sunulmuştur. Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı ile döviz
kuru çapasından vazgeçilmiş kurlar piyasa mekanizmasına bırakılarak esnek
(dalgalı) kur sistemine geçilmiştir.
Şubat 2001 Krizinin etkilerini ortadan kaldırmak için birçok düzenleme
hayata geçirilmiştir.
Abdulhamit MUTLU
✔ Zarar eden KİT'lerin özelleştirilmesi için Özelleştirme İdaresi Başkanlığı
kurulmuştur. (ilk özelleştirme 1983)
✔ Bütçe açıklarının kapatılması için Tarımsal destekleme azaltılmıştır.
✔ Kamu İhale Kanunu ve Kamu Mali Yönetimi Kontrol Kanunu çıkarılmıştır.
✔ 2001 yılında TCMB kanunu değiştirilerek Merkez Bankasının Hazineye ve
kamu kurumlarına borç ve kredi vermesi yasaklanmıştır.
✔ Bankacılık Reformu sağlama hedefiyle Kamu bankaları yeniden
yapılandırılmış, TMSF düzenlemesi yapılmış, bankacılık sistemini düzenlemek
denetlemek ve kurumsal düzelmeler yapmak için Bankacılık Düzenleme ve
Denetleme Kurumu (BDDK) kurulmuştur.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi Yatırımlar; 1990 yıllarında
yatırımlar içerisinde içinde en yüksek pay ''ulaştırma sektörü'' olmuştur. Yabancı
sermaye en çok yatırımı ''imalat sanayisine'' yapmıştır. Gelişme gösteren
madencilik sektörü içerisinde en çok gelişim gösteren alt sektör ''enerji sektörü''
olmuştur.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi Tarım; Toplam yatırımlar
içerisinde ''tarım kesimine'' yapılan yatırımlar önce ki dönemlerde olduğu gibi
azalmaya devam etmektedir. Aynı zamanda tarımın GSMH içinde ki payıda azalmaya
devam etmektedir. Tarım kesiminde küçük ölçekli tarımsal işletmeler ve
parçalanmış topraklar sorunu devam etmektedir. Tarım kesimine verilen
destekler; kredi desteği, destekleme alımları (fiyat garantisiyle), sulama desteği,
girdi desteği, teşvik primleri şeklindedir.
Tarımsal araziler içerisinde en yüksek pay ''tahıl ürünlerine'' aittir.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi Büyüme; Finansal serbestleşme
döneminde Türkiye ekonomisi 1994 Krizi, Kasım 2000 Krizi ve Şubat 2001 Krizi
yani kriz yıllarında eksi büyüme diğer yıllarda pozitif büyüme yaşamıştır.
GSMH Hizmetler, Sanayi, Tarım, İstihdam Tarım, Hizmetler, Sanayi şeklinde
gerçekleşmiştir.
1990-2001 döneminde istihdam içerisine hizmetler sektörü çok önemli gelişme
göstermiştir. Nihayetinde ***2000 yılında istihdam içerisinde en yüksek paya
''hizmetler sektörü'' sahip olarak ilk sıraya yükselmiştir.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi Bütçe; Türkiye ekonomisi 1990-
2001 yılları arası sürekli bütçe açığı vermiştir. Kamu harcamaları içerisinde borç
faiz ödemeleri (transfer harcamaları) sürekli artış göstermesidir.Kamu
harcamalarının artmasında diğer bir önemli nedende cari harcamalarda (personele
yapılan ödemeler) meydana gelen artıştır.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi Borçlanma; 1989 yılı 32 Sayılı
Kararname ile yerli ve yabancı kaynaklardan Türkiye'deki kişi ve kurumların
Abdulhamit MUTLU
borçlanabilmesinin önü açılmıştır. Kamu kesiminin borçlanma eğiliminin 1990
sonrasında sürekli artması fonların ele geçirilmesi için bir yarışa neden olmuş 3
haneli rakamlara çıkan faiz oranları özel kesim yatırımlarının dışlanmasıdışlanma
(crowding out) sorununu ortaya çıkarmıştır. 5 Nisan 1994 kararları ile
borçlanma konusunda ''kamu maliyesine disiplin getirme'' ve ''sürdürülebilir
borçlanma'' politikası hayata geçirilmiştir.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi Para Politikası; Dönem
başlamadan 1989 yılında Hazine ile TCMB arasında protokol imzalanmış, daraltıcı
para politikası izlenmesi gündeme gelmiş Merkez Bankasının Hazineye vereceği
kredilere disiplin getirilmiştir. 1990 yılında TCMB tarihinde ilk kez kamuoyuna
''para programı'' açıklamıştır. Programda;
 Daraltıcı para politikası (parasal genişlemeye sınır getirileceği)
 Kamu kesimine açılan kredilerin sınırlandırılacağı
 Kurların sabit seviyede tutulacağı
 Faizlerin istikrar göstereceği duyurulmuştur.
Finansal serbestliğin (1989 yılı 32 Sayılı Kararname ile) sağlandığı bu
ortamda, yüksek enflasyon nedeniyle Türk Lirasına güven duymayan mevduat
sahipleri paralarını yerli para yerine yabancı para (dolar, mark) biçiminde
tutmaya yönelmiş bunun sonucunda ''para ikamesi (dolarizasyon) sorunu'' ortaya
çıkmıştır. 1992 yılında TCMB yeni bir para programı ilan etmiştir. (ilk kez 1990)
Türkiye ekonomisinde bankaların aldığı borçların yabancı para cinsinden,
verdikleri kredilerin Türk Lirası cinsinden olması nedeniyle ''açık pozisyon riski''
ortaya çıkmıştır. Açık pozisyon riski nedeniyle 1994-2001 döneminde ticari bankalar
batması tehlikesi yaşamıştır. Şubat 2001 Krizinde bazı bankaların batmasının temel
nedeni açık pozisyon riskidir.
1994 Krizinden sonra daraltıcı para politikası hayata geçirilip enflasyon
oranının azaltılması, fiyat istikrarının tesis edilmesi para politikasının ana amacı
haline gelmiştir.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi Enflasyon; TCMB nin ilk defa
1990 yılında yayınladığı para programı ilk yıl istikrarlı biçimde izlenmiş ve enflasyon
oranında düşüş yaşanmıştır.1992 yılında artmaya başlayan para arzı tekrar
enflasyonun yükselmesine neden olmuştur. Bu yıllarda yaşanan yüksek enflasyonun
kökeninde 1) toplam talebin yükselmesinden kaynaklanan talep enflasyonu 2)
üretimde reel maliyetlerinden artmasından kaynaklanan maliyet enflasyonu yer
almaktadır.
Talep enflasyonu ile beslenen maliyet enflasyonu sarmalı yaşanması sonucunda
Türkiye cumhuriyeti tarihinde gerçekleşen en yüksek enflasyon 1994 yılında %
Abdulhamit MUTLU
125 olarak yaşanmıştır. Bu yıllarda Türkiye ekonomisinde fiyat istikrarı adına
söylenebilecek olumlu hiçbir durum söz konusu olmadığı için dönem boyunca
enflasyon çift haneli gerçekleşmiş, 1994 yılında üç haneye çıkmıştır.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi Dış Ticaret; 1989 yılı 32 Sayılı
Kararname ile tüm mal akımları ve sermaye işlemleri serbest hale getirilmiştir. Bu
durum Türkiyenin küresel atmosferde yaşanan tüm gelişmelerden etkilenir hale
gelmesine neden olmuştur. 1980-1987 yıllarında baskı altında tutulan tüketim isteği
1989 yılında serbest bırakılmış 1990'lı yıllarda çılgınlık derecesine yükselmiştir. Ülke
içerisinde üretilen mallar iç piyasada tüketilmiş ihracat olumsuz etkilenmiştir. 1990-
2001 dönemi boyunca dış ticaret sürekli açık vermiştir. Bu döneme ait önemli bir
gelişme de Doğu Blokunda yer alan ülkelerle 1994 sonrasında gelişmeye
başlayan ''bavul ticareti'' ilişkisidir.
En çok ithalat ''hammadde (petrol)'' grubunda gerçekleşmiştir.
En çok İhracat ''imalat sanayisi'' grubunda gerçekleşmiştir. (OECD ülkeleri)
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi önemli bilgiler;
✔ Büyüme; Finansal serbestleşme döneminde Türkiye ekonomisi 1994 Krizi,
Kasım 2000 Krizi ve Şubat 2001 Krizi yani kriz yıllarında eksi büyüme diğer
yıllarda pozitif büyüme yaşamıştır.
✔ Bütçe; Uzun zamandır sorun halini alan ve sürdürülemez hale gelen kronik
bütçe açıkları sorunu aynen devam etmiştir. Türkiye ekonomisi 1990-2001
yılları arası sürekli bütçe açığı vermiştir.
✔ Para Politikası; Dönem başlamadan 1989 yılında Hazine ile TCMB arasında
protokol imzalanmış, daraltıcı para politikası izlenmesi gündeme gelmiş
Merkez Bankasının Hazineye vereceği kredilere disiplin getirilmiştir.
✔ Enflasyon; Bu yıllarda Türkiye ekonomisinde fiyat istikrarı adına
söylenebilecek olumlu hiçbir durum söz konusu olmadığı için dönem boyunca
enflasyon çift haneli gerçekleşmiş, 1994 yılında üç haneye çıkmıştır.
✔ Dış Ticaret; 1989 yılı 32 Sayılı Kararname ile tüm mal akımları ve sermaye
işlemleri serbest hale getirilmiş 1990-2001 dönemi boyunca dış ticaret
sürekli açık vermiştir.
1990-2001 Finansal Serbestleşme Dönemi tarihi bilgiler;
➢ IMF'nin Türk Lirasının konvertibl olmasını onaylaması 1990
➢ Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının ilk kez para programı
açıklaması 1990 (sabit kur)( 2. program 1992, 3.program 2000)
➢ Kota uygulamasına son verilmesi 1991
➢ TCMB 2.Para Programı 1992 (sabit kur)
➢ İMKB ''Dünyada Kabul Görmüş Borsalar'' listesine girişi 1993
➢ 1994 Krizi ve 5 Nisan 1994 Kararları
➢ Cumhuriyet tarihinde yaşanan en büyük enflasyon 1994 %125
➢ Doğu Bloku ülkeleriyle Bavul ticaretinin gelişmesi 1994
Abdulhamit MUTLU
➢ Döviz kuru çapası ''kura dayalı istikrar programı'' 1994
➢ İstanbul Altın Borsası 1995
➢ İMF ile İstikrar Programı görüşmeye başlanması 1999
➢ IMF ile Yakından İzleme Mütabakatı 1999
➢ IMF ye Niyet Mektubu 1999
YİNe 1999
➢ 2000 Yılı İstikrar Programı
➢ IMF ile Stand-By Anlaşması 2000
➢ Kasım 2000 Krizi
➢ TCMB 3.Para Programı 2000 (döviz kuru çapası sabit kur)
➢ Hizmetler sektörünün istihdam içerisinde ilk sırayı alması 2000
➢ Şubat 2001 Krizi (Bankacılık Krizi)
➢ Acil Önlemler Paketi 2001
➢ Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı 2001 (2001-2004)
➢ Yönetimli (gözetimli) dalgalanmalı esnek kur 2001 (BK kararıyla)(2001-
2013 yılları arasında devam etmiş)
➢ TCMB kanunu değişikliği Hazineye borç verme yasağı 2001
➢ Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ve TMSF 2001
➢ Acil Eylem Planı 2003**
➢ Döviz kuru; 1990 Para Programı ile ''sabit kur'', 5 Nisan 1994 Kararları
ile ''döviz kuru çapası'', 2000 İstikrar Programı ile ''döviz kuru çıpası'',
Şubat 2001 ''esnek kur sistemi (yönetimli dalgalanma)''
Şubat 2001 Krizi Sonrası Türkiye Ekonomisi
Abdulhamit MUTLU
İç ve dış iktisadi sorunlar altında Kasım 2000 ve Şubat 2001 tarihlerinde büyük
iktisadi krizler yaşayan Türkiye Ekonomisi krizin hemen ardından Acil Önlemler
Paketini açmış bunu takiben Nisan 2001 tarihinde Güçlü Ekonomi Geçiş
Programını (2001) ilan etmiştir. 2001-2002 yıllarını kapsayan bu program 2002-
2004 yıllarını da kapsayacak şekilde (2001-2004 şeklinde) revize edilmiştir.
2001 Yılı Türkiye Ekonomisi
✔ Büyüme; - 9 (2001-2013 arası en büyük küçülme)
✔ Enflasyon; % 68 (2001-2013 arası en yüksek enflasyon)
✔ Bütçe; - 29 milyar
✔ Dış Ticaret; - 4 milyar
✔ Cari denge; + 3 milyar (2001-2013 arası cari dengenin artı verdiği tek yıl)
➢ Türkiye Ekonomisi için 2001 yılı yapısal reformlar ve iktisat politikaları ile
çözüm üretilmeye başlanan yıl olmuştur. Bankacılık sisteminin
güçlendirilmesi ve kamu maliyesi reformlarının yapılması için bir çok
kanun değişikliği yapılmıştır.
➢ Esnek kur sistemi (2001) uygulanmaya başlanmış, kurlar piyasa
mekanizmasında dalgalanmaya bırakılmıştır. Sabit Kur – Kura Dayalı İstikrar
Programı (5 Nisan 1994) uygulamasından vazgeçilmiş.
➢ 2001 Krizi ve devam eden yıllarda istisnai yıllar hariç ihracat içerisinde en
yüksek pay imalat sanayisi, ithalat içerisinde en yüksek pay hammadde ve
ara mallar olmuştur.
2002 Yılı Türkiye Ekonomisi
✔ Büyüme; + 6
✔ Enflasyon; % 29
✔ Bütçe; - 40 milyar
✔ Dış Ticaret; - 9 milyar
✔ Cari denge; - 2 milyar
➢ Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı 2002-2004 olarak uzatılmıştır.
➢ Türkiye Ekonomisi ''örtük enflasyon hedeflemesi stratejisi'' 2002-2006
uygulamaya başlamıştır. 2006 yılında ''açık enflasyon hedeflemesi
stratejisine'' geçilmiştir. (Her iki stratejide de Merkez Bankası bir enflasyon
oranının yıl sonunda alacağı değerli (hedefi) açıklar. İkisi arasında ki fark örtük
enflasyon hedeflemesinde ilan edilen hedef tutmazsa devreye giren bir hesap
verme mekanizması yoktur. Açık enflasyon hedeflemesinde hedefe ulaşmak
için para politikası araçlarınu kullanmayı taahhüt eder.)Her iki stratejide de
Merkez Bankasının nihai hedefi fiyat istikrarını sağlamaktır. Bunu
sağlamak için Merkez Bankası para politikası araçlarını kullanır.
2003 Yılı Türkiye Ekonomisi
Abdulhamit MUTLU
✔ Büyüme; + 5
✔ Enflasyon; % 18
✔ Bütçe; - 40 milyar
✔ Dış Ticaret; - 13 milyar
✔ Cari denge; - 7 milyar
** Herhangi bir program ve önemli bir gelişme yok
2004 Yılı Türkiye Ekonomisi
✔ Büyüme; + 9 (2001-2013 arası en büyük büyüme)
✔ Enflasyon; % 9 (2001 krizi sonrası ilk tek haneli enflasyon)
✔ Bütçe; - 30 milyar
✔ Dış Ticaret; - 24 milyar
✔ Cari denge; - 16 milyar
➢ Türkiye ekonomisi ilk kez ''enflasyon muhasebesi'' uygulamasına geçmiştir.
(Yüksek enflasyon dönemlerinde finansal tabloların enflasyon oranlarına
göre düzeltilmesi)
➢ 1980 yılından sonra ilk defa tek haneli enflasyon yaşanan yıl 2004 yılıdır.
➢ Güçlü Ekonomiye Geçiş Programının son yılı 2004'dür.
➢ Türkiye ekonomisinin Uluslar arası kredi derecesinde artış meydana gelmiş
ekonominin saygınlığı artmıştır.
➢ 2004 yılında en önemli hedef Avrupa Birliğine girme hedefidir. Avrupa
Birliği aldığı bir kararla ekonomi ve hukuk alanında yaşanan gelişmeler olumlu
devam ederse müzakelerin başlayacağını bildirmiş ve 3 Ekim 2005 tarihini
vermiştir.
2005 Yılı Türkiye Ekonomisi
✔ Büyüme; + 8
✔ Enflasyon; % 8
✔ Bütçe; - 10 milyar
✔ Dış Ticaret; - 33 milyar
✔ Cari denge; - 23 milyar
➢ 3 Ekim 2005 tarihinde Avrupa Birliği ile tam üyelik müzakereleri başlamıştır.
➢ Türk Lirasından 6 sıfır atıldı.
➢ Türkiye İstatistik Kurumu fiyat endekslerini hesaplamada baz yılı 2003
olarak belirlemiştir. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) uygulaması başlamıştır.
Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) uygulamasına son verildi.
2006 Yılı Türkiye Ekonomisi
Abdulhamit MUTLU
✔ Büyüme; + 7
✔ Enflasyon; % 9
✔ Bütçe; - 4 milyar (2001-2013 arası en düşük bütçe açığı)
✔ Dış Ticaret; - 52 milyar
✔ Cari denge; - 32 milyar
➢ 1 Ocak 2006 tarihi itibariyle ''açık enflasyon hedeflemesi stratejisine''
geçilmiştir.(Çok önemli) TCMB enflasyon hedefini dönem başında ilan edecek
hedefe ulaşmak için para politikası araçları kullanılacaktır. Örtük anflasyon
hedeflemesi (2002-2006) son bulmuştur.
➢ Kamu maliyesinde disiplin sağlama politikasının en başarılı olduğu yıl 2006
yılı olmuş. 2001-2013 arası en düşük bütçe açığı 2006 yılında verilmiştir.
➢ Özelleştirmeler ağırlık kazanmış Türk Telekom, Tüpraş, Petkim
özelleştirme faaliyetleri başlamıştır.
2007 Yılı Türkiye Ekonomisi
✔ Büyüme; + 5
✔ Enflasyon; % 8
✔ Bütçe; - 14 milyar
✔ Dış Ticaret; - 63 milyar
✔ Cari denge; - 38 milyar
➢ ABD'de Mortgage Krizi başladı ve 2007 sonlarına doğru dünya ülkelerine
yayıldı. Mortgage Krizi olarak adlandırılan finansal kriz sonucunda dünyada
likidite sıkışıklığı sorunu ortaya çıkmış ve daralma meydana gelmiştir.
➢ 2007 yılı itibariyle Türkiye Ekonomisi gösterge büyüklük olarak Gayri Safi
Yurtiçi Hasıla (GSYH) kullanmaya başlamıştır. (Gayri Safi Milli HasılaGSMH
yerine)
2008 Yılı Türkiye Ekonomisi
✔ Büyüme; + 0.7 (2007 Mortgage Krizi etkisini göstermeye başladı)
✔ Enflasyon; % 10 (2004 sonrası ilk çift hane)
✔ Bütçe; - 17 milyar
✔ Dış Ticaret; - 70 milyar
✔ Cari denge; - 42 milyar
➢ 2007 yılında ABD'de başlayan Mortgage Krizi (Finansal Kriz) 2008 yılında
''küresel kriz'' adını almış ve ülkelerin ekonomik göstergelerini olumsuz
etkilemiştir. 2008 yılında Türkiye Ekonomisinde reel sektör krizden
etkilenir hale gelmiş büyüme oranı % 0.7 olarak gerçekleşmiştir.
➢ Şubat 2001 Krizi sonrasında ilk defa TCMB döviz rezervlerinde azalma
meydana gelmiştir.
2009 Yılı Türkiye Ekonomisi
Abdulhamit MUTLU
✔ Büyüme; - 5 (2001-2013 arası tek eksi büyüme)
✔ Enflasyon; % 7
✔ Bütçe; - 52 milyar (2001-2013 arası en yüksek bütçe açığı)
✔ Dış Ticaret; - 39 milyar
✔ Cari denge; - 14 milyar
➢ 2001 Krizi sonrası ilk defa negatif büyüme 2009 yılında yaşandı.
➢ 2001-2013 yılları arasında yaşanan en yüksek işsizlik Mortgage Krizinin
etkilerinin en yoğun hissedildiği 2009 yılında olmuştur.
➢ 2001-2013 arasında ki en yüksek bütçe açığı 2009 yılında olmuştur. Bu yıl
görülmesinin nedeni krizin etkilerini azaltıp ekonomiyi canlandırmak için
hayata geçirilen genişletici maliye politikaları (vergilerin indirilmesi,
harcamaların artırılması) olmuştur.
➢ 2001-2013 en yüksek işsizlik, en yüksek bütçe açığı, ilk negatif büyüme**
➢ İhracat ve ithalat diğer yıllara göre azalma göstermiş bu nedenle 2001 sonrası
dış ticaret açığı ve cari açık ilk defa düşüş göstermiştir.
2010 Yılı Türkiye Ekonomisi
✔ Büyüme; + 9
✔ Enflasyon; % 6
✔ Bütçe; - 40 milyar
✔ Dış Ticaret; - 72 milyar
✔ Cari denge; - 49 milyar
➢ 2007 Mortgage Krizinin etkilerinin azaltmak için uygulanan politikalar etkisini
göstermiş 2009 yılında negatif olan büyüme oranı pozitife dönmüştür. 2001
Krizi sonrası 2. en büyük büyüme oranı 2010 yılında (1.2004)
gerçekleşmiştir.
➢ Genişletici maliye politikaları sonucunda 2009 yılında gerçekleşen en büyük
bütçe açığı sonrası 2. en büyük bütçe açığı 2010 yılında gerçekleşmiştir.
2011 Yılı Türkiye Ekonomisi
✔ Büyüme; + 9
✔ Enflasyon; % 10
✔ Bütçe; - 17 milyar
✔ Dış Ticaret; - 106 milyar (2001-2013 arası en yüksek dış ticaret açığı)
✔ Cari denge; - 77 milyar (2001-2013 arası en yüksek cari açık)
➢ 2001 sonrası işsizlik oranı ilk defa tek haneye düşmüştür. (en yüksek 2009)
➢ 2011 yılı dış ekonomik açılar açısından tam bir ''felakat yılı'' olmuştur.
2012 Yılı Türkiye Ekonomisi
Abdulhamit MUTLU
✔ Büyüme; + 2
✔ Enflasyon; % 6
✔ Bütçe; - 29 milyar
✔ Dış Ticaret; - 84 milyar
✔ Cari denge; - 50 milyar
***Türkiye Ekonomisi 2001-2013 yılları arasında istisnai yıllar hariç ihracat
içerisinde en yüksek pay ''imalat sanayisi'', ithalat içerisinde en yüksek pay
''hammadde'' ve ''ara mallar'' olmuştur.
2001-2013 yılları arası (2001 hariç) Türkiye Ekonomisi önemli bilgiler;
✔ En yüksek Büyüme; 2004
✔ En yüksek Küçülme; 2009
✔ En yüksek Bütçe Açığı; 2009
✔ En yüksek Dış Ticaret Açığı; 2011
✔ En yüksek Cari Açık; 2011
✔ En yüksek Enflasyon; 2002
✔ İlk tek haneEnflasyon; 2004 (1980 yılından itibaren)
✔ En yüksek İşsizlik; 2009
✔ İlk tek hane İşsizlik; 2011
✔ Dış ticaret açığı ve cari açığın azaldığı tek yıl; 2009
✔ 2004 Yılı; En yüksek büyüme, ilk tek hane enflasyon
✔ 2009 Yılı; En büyük küçülme, En yüksek bütçe açığı, En yüksek işsizlik
(2007 ABD Mortgage Krizinin etkisinin Türkiyeyi reel etkilediği yıl,
krizden kurtulmak için genişletici maliye politikaları uygulandı)
✔ 2011 Yılı; En yüksek dış ticaret ve cari açık, ilk tek haneli işsizlik
✔ En yüksek ithalat ''hammadde'' (petrol,doğalgaz) ve ''ara mal'' ''OECD
ülkeleri'' özellikle Rusya
✔ En yüksek ihracat ''imalat sanayisi'' ''OECD ülkeleri'' özellikle Almanya
✔ 2011-2012 arası en çok ihracat ''motorlu kara taşıtları''
2001-2013 yılları arası Türkiye Ekonomisi tarihi bilgiler;
✔ Güçlü Ekonomiye Geçiş Planı (2001-2002 revize 2002-2004 & (2001-2004)
✔ Esnek Kur Sistemi 2001 (5 Nisan 1994 Kura dayalı istikrar sabit kur)
✔ Açık Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi 2002 (2002-2006)
✔ Enflasyon muhasebesi uygulaması 2004
✔ Avrupa Birliği tam üyelik müzakareleri 3 Ekim 2005
✔ Türk Lirasından altı sıfır atılması 2005
✔ TÜİK'te 2003 yılının baz yıl alınması ve Üretici Fiyat Endeksine geçiş 2005
✔ Açık Enflasyon Hedeflemesi Stratejisi 2006
✔ Ekonomide gösterge büyüklük olarak GSYH değeri kullanılması 2007
✔ ABD Mortgage Krizi (Finansal Kriz) 2007
Türkiye Avrupa Birliği ve İmf İlişkisi
Abdulhamit MUTLU
 Bretton Woods toplantısında kurulma kararı alınan IMF 1945 yılında
kuruldu. Türkiye 1946 yılında başvurdu ve 1947 yılında üye oldu.
 Türkiye İMF arasına ilk ilişki 1958 krizinde Türkiyenin İMF ye ‘niyet
mektubu’ göndererek kredi talep etmesiyle olmuştur.
 Türkiye ile İMF arasında ilk Stand-By anlaşması 1961 yılında imzalandı.
 Son 19. Stand-By anlaşması 2005 yılında imzalandı. 3 yıl vadeli anlaşma
2008 yılında sona erdi. Toplam 19 Stand-By..
 İMF ye olan borcun son taksiti 2013 Haziran ayında ödendi. (İMF ile borç
kalmadı)
 Avrupa Ekonomik Topluluğu (AET) ilk resmi başvuru 1959 yılında
yapıldı.
 Türkiye ile AET arasında 1963 yılında ‘Ankara Anlaşması’imzalandı.
1964 yılında yürürlüğe girdi. 3 aşama öngörüldü. HOG
1) Hazırlık Dönemi; Tek taraflı yardım alınacak
2) Geçiş Dönemi; Kademeli olarak gümrük birliğine geçilecek
3) Ortaklık Dönemi; Tam üyelik aşamasıdır
 Katma Protokol imzalandı 1973
 AB Tam üyelik başvurusu ilk kez 1987
 Maastricht Kriterleri (ekonomik kriterler) 1992;
1) Kamu borçlanması milli gelire oranı % 60’ı geçemez.
2) Bütçe açığının GSMH oranı %3’ü geçemez.
3) Enflasyon ortalaması ile üye ülke arası fark 1,5 puanı geçemez.
4)Faiz oranı ortalaması 2 puan geçemez.
5) Ülke parası son 2 yıl devalüe edilmemiş olmalı
 Kopenhag Kriterleri (Siyasi kriterler) 1993; Hukukun üstünlüğü
kurulması, AB müktesebatı kurulması vb..
 Gümrük Birliği üyeliği 1996
 Helsinki Zirvesi ‘AB aday ülke statüsü’ 1999
 AB ile tam üyelik müzakereleri başladı 3 Ekim 2005
 Müzakere Çerçeve Belgesi 3 Ekim 2005 (Müzakereler Fasıllar
çerçevesinde ilerleyecek fasıllar 35 ayrı başlıktan oluşacak.Bügüne kadar
14 fasıl açıldı birtanesi geçici olarak kapatıldı.)
 Müzakere sürecinin ilk aşaması ‘tarama’ olmuştur.
 2001, 2003, 2008 olmak üzere 3 adet Ulusal Program kabul edildi.
 8 Uyum paketi çıkartıldı.
 2016-2019 yıllarını kapsayan ‘Ulusal Eylem Planı (UEP)’ hazırlandı.
 Reform sürecinde işkence ve kötü muamelenin önüne geçilmesi için baz
alınan kriter ‘sıfır tolerans’ dır.
 Osmanlı Döneminde yerli sermaye ile kurulan ilk banka ‘Ziraat
Bankası’dır.
 Merkez Bankasının temek amacı ‘fiyat istikrarırını korumak’tır.