Vergi Usul Kanunu özelge özetleri

Cevapla
mustafac
Mesajlar: 20
Kayıt: 27 Kas 2017 22:12
İletişim:

29 Kas 2017 12:13

VERGİ USUL KANUNU
• Döviz cinsinden kesilen faturada teslim bedelinin belirlenmesi
• İhracata aracılık eden Almanya mukimi gerçek kişiye ödenen komisyonun belgelendirilmesi
• İmalat fireleri ve değeri düşen malların değerlemesi
• "Aciz Vesikası" ve "Semeresizlik Belgesi"ne bağlanan alacaklarının değersiz alacak addedilip edilemeyeceği ve şüpheli halde olan alacaklarınortaklara temliki
• Yıkılan fabrika binasının yerine yenisinin yapılması halinde henüz itfa edilmemiş maliyet bedelinin gider ya da maliyet unsuru olarak dikkatealınıp alınmayacağı
• Transit ticaret kapsamında yapılan mal alım satım faturalarının Ba ve Bs formunda gösterilmesi
• Doğalgaz taahhüt işlerinde serbest meslek kazanç defteri kullanılması gerekip gerekmediği
• Portföy yönetim şirketince düzenlenen faturaların Bs formunda yer alması
• Mükellef olmayanlarla yapılan alım/satım işlemlerinin Ba-Bs formlarında yer alması
• Serbest bölgede faaliyette bulunan firmanın Ba-Bs bildirimi
• Sıra atlanarak fatura düzenlenmesi
• Faturada ıslak imza bulunması zorunlu mudur?
• Faturaların sıra numarası dahilinde teselsül ettirilmemesi
• Pert olan sabit kıymetin satışında belge düzeni
• Avans ödemelerinden kaynaklanan alacaklar için karşılık ayrılabilir mi?
• Finansal kiralama işleminden sonra oluşan ana para kur farkları ile faizler
• Lazer yazıcıyla fatura düzenlenmesi
• İşletme hakkı amortisman süresi
• Sermaye azaltımında vergileme
• Serbest bölgede bulunan şubenin kesin mizan bildirimi
• İthalatın Form Ba’da gösterilmesi
• Yurt dışından olan alacaklarda şüpheli alacak karşılığı
• Vergi mükellefi olmayan kişiden gayrimenkul alımında belge düzeni
• Faturaların Ba/Bs formunda bildirilirken esas alınacak tarih
• Vergi mükellefi olmayan kişiden gayrimenkul ve taşıt alımında belge düzeni
• İşletme hakkının itfa süresi
• Yabancı para cinsinden alınan avansların değerlemesi
• İhracatta kazancın elde edilme zamanı
KURUMLAR VERGİSİ KANUNU
• Promosyon olarak bedelsiz yapılan hizmetler için ödenen bedelin gider niteliği
• Bayilerin satış elemanlarının hedeflenen kotaları geçmesi için, satış elemanlarına verilen alış veriş çeklerinin gider niteliği
• Haziran ayı tüketimine ait faturanın Temmuz ayında düzenlenmesi halinde gider ve gelirin tahakkuk zamanı
• İş ortaklığından doğan zararın kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği
• Taşınmazın elden çıkarılmasından sağlanan kazancın iştirak hissesi alımında kullanılmasında istisna olup olmadığı
• Modernizasyon yatırımlarında indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması
• Birden fazla bölgede teşvik belgeli yatırımı olanlarda indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması
• İndirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağı kazanç
• İşletmeye dahil gayrimenkulün bir başka şirkete ayni sermaye olarak konması halinde vergileme
• Aktife kayıtlı, kiraya verilmek suretiyle kullanılan motel satışında istisna uygulaması mümkün mü?
• Kat karşılığı inşaat işi yapan şirketin, sözleşme gereği arsa sahibi adına ödediği tutarların gider yazılıp yazılamayacağı
• Bayan çalışanların çocukları için özel kreşten alınan hizmetin gider yazılması
• İtalya’da kiralanan işyeri için yapılan ödemeden stopaj yapılıp yapılmayacağı
• 6111 sayılı Kanun kapsamında ödenen faizlerin gider yazılıp yazılamayacağı
• Vakıf Üniversitesine bağışlanan binek otomobili bedelinin matrahtan indirimi
• İştirak edilen şirketin iştirak eden şirketle birleşmesi durumunda, iştirakin maliyet bedeli ile şirketin nominal bedeli arasındaki olumsuzfarkın gider yazılıp yazılamayacağı
• Mahkeme kararına göre ödenen tazminatın gider niteliği
• Anlaşma sonucu ödenen tazminatın gider niteliği
• Değeri düşen emtianın değer farkının gider yazılacağı dönem
• Ecrimisil ödemelerinin gider niteliği
• Yurt dışı inşaat ve onarma işlerinden elde edilen kazancın vergilemesi, merkez ve yurt dışı şube ilişkileri
• Zararla sonuçlanan yılda yapılan Ar-Ge harcamaları için YMM tasdik raporu gerekip gerekmediği
• Yurt dışından alınan bilgisayar programlarına ilişkin yapılan ödemelerde stopaj uygulaması
• İspanyada mukim şirkete ödenecek kar payının vergilendirilmesi
• İndirimli kurumlar vergisi uygulaması
• İndirimli kurumlar vergisi uygulaması
• Yurt dışında yapılan işlerle ilgili kazancın tespitinde götürü gider uygulaması
• Yurt dışında yaptırılan reklam ve tanıtım işleri için yapılan ödemelerde stopaj
• İş Kanunu’nun sorumluluk hükümlerine istinaden yapılan ödemelerin gider niteliği
• İade edilen destek priminin gider kaydedilmesi
• Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı geminin hurdaya çıkartılarak satışında istisna
• Serbest bölgede yapılan yıllara sari inşaat işlerinden elde edilen kazançlarda vergileme
• Yenileme fonu ve taşınmaz satış kazancı istisnasının birlikte kullanımı
• Yurt dışında yapılan inşaat ve montaj işlerinden elde edilen kazancın vergilemesi
• Yıllara sari işlerde stopaj
• Ecrimisil ödemesi gider yazılıp yazılamayacağı
• Bayi çalışanlarına performansa bağlı olarak verilen ürün bedellerinin gider kaydedilmesi
• Mahkeme kararına göre ödenen faiz, harç ve vekalet ücretinin gider kaydedilmesi
• Taşınmaz satışında istisna uygulaması
• Müzikli ve danslı fıskiye sistemi montajı işinin yıllara sari inşaat işi olup olmadığı
• Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri için yapılan ek sözleşmeden dolayı tevkifat yapılıp yapılmayacağı
• Ar-Ge indiriminde bir önceki yıla ilişkin kıyaslamanın geçici vergi dönemleri itibariyle yapılıp yapılamayacağı
• Taşınmaz satışından elde edilen kazancın farklı muhasebe hesabına kaydedilmesi
• Uydu frekansı kira bedelinde stopaj
• Personelin kusuru nedeniyle ödenen tazminatın gider yazılıp yazılamayacağı
• Zarar Mahsubu
• İndirimli kurumlar vergisi (Yatırım teşvik)
• Ar-Ge İndirimi ve Gelir Vergisi Stopajı Desteği
• Serbest Bölge Kazancının Dağıtımında Vergileme
• Sponsorluk Giderleri
• Devrolan şirkete ait yatırım indiriminden yararlanan kazancın dağıtımı
• Çalınan Paraların Gider Yazılması
• Nev’i değişikliği halinde alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi
GELİR VERGİSİ KANUNU
• İhracata aracılık eden Almanya mukimi gerçek kişiye ödenen komisyon üzerinden yapılacak vergi tevkifatı
• Ücretlilere nakit olarak ödenen yemek bedelinin vergilemesi ve gider yazılması
• Fazla ve yersiz ödenen verginin iade alınması halinde gelir yazılacak dönem
• Yıllara sari iş istihkak tutarının yeniden hesaplanarak azaltılması durumunda yapılacak uygulama
• Personele tahsis edilen araçlara ilişkin gider ve amortismanlar
• Tam zamanlı Ar-Ge personeline izinli olduğu döneme ilişkin yapılan ücret ödemeleri
• Fazla ve yersiz ödenen stopajın iadesi
• İşe iade tazminatının gider yazılması ve stopaj
• Personele ödenen yemek bedellerinin vergilendirilmesi ve gider kaydedilmesi
• İş Kanunu kapsamında kreşlere ödenen tutarın ücret niteliği
• Ödeme yapılmadan serbest meslek makbuzu düzenlenmesi durumunda stopaj
• Ortak tarafından ödenen kiranın daha sonra şirket kurulduğunda şirketin kirayı gider olarak indirip indiremeyeceği
• Sözleşme karşılığında elde edilen bedelin, ilgili takvim yılı ticari kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması
• Serbest Bölge Faaliyet Ruhsat süresinin uzatılması durumunda gelir vergisi istisnası
• Serbest Bölgede gelir vergisi stopaj teşviki uygulamasında YMM tasdik raporunun gerektiği
KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU
• İhracata aracılık eden Almanya mukimi gerçek kişiye ödenen komisyonun KDV karşısındaki durumu
• Rıhtıma onarım için gelen yabancı bayraklı gemilerden muafiyet yazısı istenilip istenilmeyeceği
• Haziran ayı tüketimine ait faturanın Temmuz ayında düzenlenmesi halinde KDV indirim zamanı
• Antika para tesliminin KDV’ye tabi olup olmadığı
• Promosyon olarak bedelsiz yapılan hizmetler için yüklenilen verginin indirimi
• Personeli ile birlikte kiralanan tanker için ödenen kira bedelinde KDV ve KDV tevkifatı uygulaması
• Gümrüklü sahada gemilerin yükleme ve boşaltılmasında kullanılacak mafi ithalinin KDV’ye tabi olup olmadığı
• Yıkılan fabrika binasının yerine yenisinin yapılması halinde, yıkılan bina nedeniyle yüklenilen KDV’nin düzeltilip düzeltilmeyeceği
• İşletmeye dahil gayrimenkulün bir başka şirkete ayni sermaye olarak konması halinde vergileme
• Amatör spor kulübüne ödenen reklam bedelinde KDV uygulaması
• Yurt dışında yapılan işlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin indirimi
• Yurt dışında yapılan inşaat ve montaj işlerinin KDV açısından değerlendirilmesi
• Yatırım teşvik belgesi kapsamında ithal edilen makine ve teçhizatın inşa ve montajı ile bu işlemlerin denetlenmesi hizmetinin istisnakapsamında değerlendirilip değerlendirilmeyeceği
• Organize Sanayi Bölgelerinin arsa ve işyeri teslimlerinin KDV’den istisna olup olmadığı
• Yurt dışında mukim firmadan satın alınan işgücü temin hizmetinin KDV’ye tabi olup olmadığı
• Taşınmaz satışında istisna uygulaması
• Bayi çalışanlarına performansa bağlı olarak verilen ürünlerde katma değer vergisi
• İstisna kapsamında alınan makine ve teçhizatın inşa ve montajının denetlenmesi hizmetinin istisna karşısındaki durumu
• Yurt dışından yazılım programı ithalinde vergileme
• Yurt dışında yerleşik firmaya verilen hizmet
• Ciro priminde uygulanacak KDV oranı
• Serbest bölgelerde verilen kurye hizmetinde KDV istisnası
• Teminat mektubu komisyonlarının yansıtılmasında KDV
• Serbest bölgelere verilen teknik destek hizmetlerinde KDV istisnası
• Serbest bölgede verilen inşaat-taahhüt hizmetleri ile bu hizmetin ifasında kullanılacak malların serbest bölgeye gönderilmesinde KDV
DAMGA VERGİSİ KANUNU
• Cezai şart içeren sözleşmenin damga vergisi
• Gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında inşaat ve hasılat paylaşım sözleşmelerinin damga vergisi
• Sözleşmede değişiklik yapılmasına ilişkin düzenlenen kâğıtların damga vergisi
• Türkiye’de düzenlenen sözleşmenin tercümesinin noterde onaylanması işlemi nedeniyle damga vergisi aranıp aranmayacağı
• Kendiliğinden uzayan sözleşmelerin damga vergisi
• Yurt dışında düzenlenen sözleşmenin hükmünden Türkiye’de yararlanma
• Birden çok sözleşmenin damga vergisinin tek satırda damga vergisi defterine kaydedilmesi
• Ücret avans ödemeleri nedeniyle düzenlenen kâğıtların damga vergisi
• Başkası adına tahakkuk eden damga vergisinin, mükellefi tarafından beyan ve ödenmesi
• Organize Sanayi Bölgeleri ile imzalanan sözleşmenin damga vergisi
• Destek Sözleşmesinin damga vergisi
• Bedel içermeyen kâğıdın damga vergisi
• Banka merkez ve şubelerinin damga vergisi mükellefiyeti
• Belge kapsamında düzenlenen kâğıtların damga vergisi
• Finansal kiralama devir Sözleşmesinde Damga Vergisi
• Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenen sözleşmelerin damga vergisinden istisna edilip edilemeyeceği
• Fiyat farkı ve süre uzatımlarında damga vergisi uygulaması
HARÇLAR KANUNU
• Kredi borç devir sözleşmesinin noter harcı ve damga vergisi karşısındaki durumu
• Kültür Yatırım Belgesi kapsamında yapılan kültür yatırımlarında harç ve damga vergisi istisnası
• İhale yolu ile alınan gayrimenkulün tapuda tescilinde tapu harcına esas olan bedel
VERASET VE İNTİKAL VERGİSİ KANUNU
• Maddi ve manevi bir zarar karşılığı ödenen tazminatların veraset ve intikal vergisi karşısındaki durumu
• Sigorta şirketince ödenen tazminatın veraset ve intikal vergisine tabi olup olmadığı
• Kiraya verilmiş gayrimenkul üzerinde yapılan alışveriş merkezinin kiralayanın vefatı üzerine mirasçılarına intikal edip etmeyeceği hk.
GİDER VERGİLERİ KANUNU
• Vekâlet ücretlerinde BSMV
• Altın mevduat hesaplarında BSMV
• Kiralık olarak kullanılan iş merkezinin başka bir şirketle ortak kullanılması halinde düzenlenecek faturada BSMV hesaplanıp hesaplanmayacağı
AR-GE TEŞVİKLERİ
• Sözleşmeli olarak yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinde teşvik ve belge düzeni

________________________________________





VERGİ USUL KANUNU
Döviz cinsinden kesilen faturada teslim bedelinin belirlenmesi
15.03.2012 tarih ve 383 sayılı özelge:
İhraç kayıtlı satışlara ilişkin olarak döviz üzerinden düzenlenen faturalarda, teslim bedelinin TL karşılığının belirlenmesinde, faturanın düzenlendiğitarihteki Merkez Bankası döviz alış kurunun esas alınması gerekmektedir.

İhracata aracılık eden Almanya mukimi gerçek kişiye ödenen komisyonun belgelendirilmesi
01.03.2012 tarih ve 316 sayılı özelge:
Almanya’da ikamet eden gerçek kişiye, ihracata aracılık etmesi dolayısıyla yapılacak komisyon ödemelerinin, şirket adına düzenlenecek olan Vergi UsulKanunu’nun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi biri ya da hizmetin alındığı ülke mevzuatına göre düzenlenmiş bulunan muteber birbelge ile tevsik edilmesi mümkün bulunmaktadır.

İmalat fireleri ve değeri düşen malların değerlemesi
01.03.2012 tarih ve 67 sayılı özelge:
Fire kendiliğinden meydana gelen bir azalmayı ifade etmekte olup, bu durumda fiziken mevcut olan bir emtia bulunmadığından, değerlenecek bir emtiadanda söz etmemiz mümkün değildir.
Ayrıca, üretime giren ilk madde ve malzemelerde üretim sırasında fireler ortaya çıktığı gibi hurda, üretim artığı, tali ürün vb kalemler de ortayaçıkabilmektedir. Örneğin, taş kömüründen kok kömürü elde edilmesi sırasında oluşan katran, ham benzol ve naftalin yan ürünken, marangoz atölyelerindeağaçların işlenmesi aşamasında ortaya çıkan tahta parçaları üretim artığı, bu aşamada oluşan toz ise firedir. Yine dokuma tesislerindeki tarakartıkları v.b. ile konfeksiyon işletmelerindeki kumaş kırpıntıları ise hurda, ıskarta, deşe veya döküntü olarak adlandırılmakta olup, bunların "fire"kapsamında değerlendirilmeleri mümkün bulunmamaktadır.
Üretilen malların bünyesine giren ilk madde ve malzemelerde üretim sırasında ortaya çıkan ve hurda değeri bulunan kıymetler nevine göre üretim artığı,tali ürün veya yan ürün vasfına sahip olmaları veya ekonomik bir değer taşımaları durumunda "fire" kapsamında değerlendirilmeleri mümkünbulunmamaktadır.
Diğer taraftan, stokta bekleme esnasında paslanma, kırılma, bozulma veya üretiminde kullanılacağı aracın veya modelinin üretimden kalkması gibinedenlerle kullanım özelliğini yitirmesi nedeniyle hurda malzeme olarak satışı düşünülen hammadde / malzemelerin de "fire" kapsamında değerlendirilmesimümkün bulunmamaktadır.
Bu nedenle, söz konusu kıymetlerin Vergi Usul Kanunu’nun 278. maddesi gereğince değeri düşen mallar kapsamında değerlendirilmek suretiyle, değertespiti için Takdir Komisyonuna müracaat edilmesi ve komisyon kararı uyarınca işlem tesis edilmesi gerekmektedir.
60/2011-1 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu Sirkülerinin 8.1.3.2. bölümünde "Malın tamamen yok olmaması, ancak değerinde önemli derecede düşüklükmeydana gelmesi halinde malın zayi olması hükümleri geçerli olmayacaktır. Bu durumda malların zayi olması değil, düşük bedelle veya zararına satışı sözkonusu olacağından, bu malların iktisabı dolayısıyla yüklenilen KDV’nin indirim konusu yapılabileceği tabiidir." açıklamasına yer verilmiş,
- Üretim esnasında renginde problem olan giyeceklerin,
- Yangın sonucu tamamen yok olmayan ve ekonomik değeri olan yedek parça ve malzemelerin
daha düşük bir fiyatla satılması halinde, bunlar nedeniyle yüklenilen KDV’nin tamamı indirim konusu yapılabileceği örnek verilerek açıklanmıştır.
Ancak, üretim sırasında ortaya çıkan kıymetlerin üretim artığı, tali ürün veya yan ürün vasfına sahip olmamaları ve ekonomik bir değer taşımamalarıdurumunda ise bunların "fire" kapsamında değerlendirilmesi gerekir.

"Aciz Vesikası" ve "Semeresizlik Belgesi"ne bağlanan alacaklarının değersiz alacak addedilip edilemeyeceği ve şüpheli halde olan alacaklarınortaklara temliki
01.03.2012 tarih ve 68 sayılı özelge:
Değersiz alacak; kaybedilmiş, tahsiline artık imkân kalmamış, değeri sıfıra inmiş bir alacaktır. Kanuni düzenlemeye göre alacağın tahsil imkânınınkalmadığının, kazai bir hükümle veya kanaat verici bir vesika ile tevsik edilmesi icap etmektedir.
Kazai bir hükümden anlaşılması gereken, alacağın tahsili için kanun yollarına başvurulmuş olması, icra takibinin yapılmış bulunması, bu müracaatlar vetakipler sonunda, alacağın ödenmeyeceğine hakim tarafından hükmedilmiş olması; kanaat verici vesika teriminden ise ödemeyi imkansız hale getirmiş halve sebepler sonucu ortaya çıkmış belgeler anlaşılmalıdır. Alacağın tahsil güçlüğünün objektif ve inandırıcı belgelerle ortaya konması değersiz alacakuygulaması bakımından büyük önem taşımaktadır. Aksi takdirde alacakların tahsilinin mümkün olmadığının takdiri mükellefe bırakılmış olur. Böyle birboşluk bırakmamak amacıyla kanun koyucu değersiz hale geldiği ileri sürülen alacağın ciddi olarak takip edildiğine ilişkin çabaların kazai bir hükümveya kanaat verici bir vesika ile tevsikini öngörmüştür.
Kanaat verici bir vesikadan ne anlaşılması gerektiği hususunda ise kanunda yeterli açıklık bulunmamaktadır. Vergi hukuku uygulaması bakımından kanaatverici vesikalara örnek olarak aşağıdaki belgeler sayılabilir.
- Borçlunun herhangi bir mal varlığı bırakmadan ölümü veya Medeni Kanun’un 31 ve izleyen maddelerine göre mahkemelerce borçlu hakkında verilen gaiplikkararı ve mirasçıların da mirası reddettiklerine dair sulh hukuk mahkemelerince verilmiş bulunan mirası red kararı
- Borçlu aleyhine alacaklı tarafından açılan davayı borçlunun kazandığına dair mahkeme kararı
- Mahkeme huzurunda alacaktan vazgeçildiğine ilişkin olarak düzenlenmiş belgeler
- Alacaktan vazgeçildiğine dair konkordato anlaşması
- Borçlunun dolandırıcılıktan mahkûm olması ve herhangi bir malvarlığı bulunmadığını belgeleyen resmi evrak
- Borçlunun adresinin saptanamaması nedeniyle icra takibat dosyasının kaldırıldığını ve yasal süresi içerisinde yenileme talebinde de bulunulmadığınıgösteren icra memurluğu yazısı
- Gerek doğuşu gerekse vazgeçilmesi bakımından belli ve inandırıcı sebepleri olmak şartıyla alacaktan vazgeçildiğini gösteren anlaşmalar, (Alacaklınıntek taraflı irade beyanı ile alınmasından vazgeçilen alacakların, değersiz alacak olarak zarar kaydı mümkün değildir.:
- Ticaret mahkemesince borçlu hakkında verilmiş ve ilgili masa tarafından tasfiyeye tabi tutulmuş bulunan iflas kararına ilişkin belgeler.
Bir alacağın şüpheli hale gelebilmesi için ya alacak dava veya icra safhasında bulunmalı ya da yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazlaistenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklardan oluşmalıdır.
Şüpheli alacaklara karşılık ayırmak için mahkemeye dava, icra müdürlüğüne takip için dilekçe verilmiş olması alacağın dava veya icra safhasındaolduğunu göstermekle beraber bu başvuruların takibi gerekmektedir.
Aciz vesikası, alacağını tamamen alamamış olan alacaklıya, ödenmeyen alacak miktarı için verilen bir belgedir. Bu belgenin verilmesi ile alacaklınınalacağı son bulmaz, hatta alacaklının durumu kısmen kuvvetlendirilmiş olur. Örneğin alacağın zamanaşımı süresi belgenin düzenlenmesinden itibaren yirmiyıl olur ve artık borçlu borcunun olmadığını iddia edemez. Başka bir deyişle aciz belgesi İcra İflas Kanunu’nun 68. maddesi anlamında borç ikrarınıiçeren bir belge olup, alacağın değersiz olduğuna ilişkin bir vesika değildir. Bu nedenle bir alacağın aciz belgesine bağlanmış olması, alacağıngelecekte tahsil edilme imkânını ortadan kaldırmamaktadır. Bu açıklamalara göre, şüpheli alacak karşılığı ayrılan ancak takip sonucu aciz vesikasıalınan alacaklar için değersiz alacak ayrılması mümkün değildir.
Semeresizlik belgesi borçlunun bilinen tüm adreslerinde yapılan icra işlemlerinin sonuçsuz kalması ve borçlunun haciz yapılacak başkaca adresinintespit edilememiş olması, ilgili yerlere yapılan haciz müzekkerelerinden herhangi bir sonuç alınamaması ve tahsilat yapılamadığını gösteren alacaklınıntalebi üzerine icra müdürlüğünce alacaklıya verilen bir belgedir.
Söz konusu belge ile borçlunun borcu ortadan kalkmamakta olup, borçlunun tespit edilebilecek bir adresi bulunması halinde icra işlemine devamedilebilecektir. Bu nedenle semeresizlik belgesinin de alacaklı açısından değersiz alacağın ispatı açısından kanaat verici vesika olarak kabul edilmesimümkün değildir.
Kanun veya sözleşme ile veya işin mahiyeti gereği yasaklanmadıkça borçlunun rızası aranmaksızın alacağın üçüncü bir şahsa temlik edilebilmektedir.Ancak yazılı şekilde olmadıkça alacağın temliki muteber olmamaktadır.
Temlik edilen alacağın, alacak talep hakkı temlik edilen şahıslara geçeceğinden, Kanun’un amir hükümlerine uygun şekilde temlik edilen alacak, temlikeden açısından ortadan kalkacaktır.
Takibi devam eden ve şüpheli alacak karşılığı ayrılan alacakların özel hukuk hükümleri uyarınca yapılan sözleşmeye istinaden ortaklara temlik edilmesidurumunda bu tutarlar için şüpheli alacak karşılığı ayrılamayacağından, bunların temliknamenin düzenlendiği dönemde kâr / zarar hesabına intikalettirilmesi gerekmektedir.

Yıkılan fabrika binasının yerine yenisinin yapılması halinde henüz itfa edilmemiş maliyet bedelinin gider ya da maliyet unsuru olarak dikkatealınıp alınmayacağı
05.03.2012 tarih ve 72 sayılı özelge:
Vergi Usul Kanunu’nun 262. maddesinde ifade edilen maliyet kavramı gereği, işletmenin aktifine dahil olup henüz itfa edilmemiş fabrika binasınınyıkılması durumunda, yıkım masrafları ile birlikte binanın itfa edilmemiş bedelinin diğer bir ifadeyle bakiye net defter değerinin de yeni yapılanbinanın maliyetine dahil edilmesi gerekmektedir.

Transit ticaret kapsamında yapılan mal alım satım faturalarının Ba ve Bs formunda gösterilmesi
08.03.2012 tarih ve 900 sayılı özelge:
Transit ticaret kapsamında yapılan mal alım satımlarında fatura düzenlenmesi gerektiğinden, 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin 1.2.2.bölümünde belirlenen şekilde, mal ve/veya hizmet alış ve satış bilgilerinin Ba-Bs formlarına dahil edilerek bildirilmesi gerekmektedir.

Doğalgaz taahhüt işlerinde serbest meslek kazanç defteri kullanılması gerekip gerekmediği
28.12.2011 tarih ve 36 sayılı özelge:
Proje aşamasından başlayarak taahhüt bölümünü de içine alan komple işler kapsamında çizilen projeler, doğalgaz taahhüt işinin bir parçasısayılacağından, elde edilen kazancın ticari kazanç olarak değerlendirilmesi ve Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddede 6 bent halinde sayılan şartlardanbirinin taşınması halinde bilanço esasına göre, aksi takdirde işletme hesabı esasına göre defter tasdik ettirilerek satılan emtia veya yapılan işkarşılığında fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Ancak, proje çizimi ve taahhüt işinin birlikte yapılması yanında, diğer kişilere sadece doğalgaz projesi çizim hizmeti verilmesi durumunda, projeçiziminden elde edilen kazancın serbest meslek kazancı olarak vergilendirilmesi ve bu faaliyetten elde edilen gelir için serbest meslek kazançdefterinin tasdik ettirilerek serbest meslek makbuzu kullanılması gerekmektedir.

Portföy yönetim şirketince düzenlenen faturaların Bs formunda yer alması
27.12.2011 tarih ve 2373 sayılı özelge:
243 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde, bankalar tarafından düzenlenen dekontlar Vergi Usul Kanunu uyarınca düzenlenmesi zorunlu belgelerkapsamına alınmış ve bu belgelerde bulunması gereken asgari bilgiler ile bunların düzenlenmesine ilişkin esaslar belirlenmiştir.
Banka olarak faaliyet göstermeyen Sermaye Piyasası Kanunu çerçevesinde gerçek ve tüzel kişiler ile menkul kıymet yatırım fonlarının portföyleriniyönetmek üzere portföy yönetimi hizmeti sunan şirketlerin her türlü teslim ve hizmetleri için dekont düzenlemelerine imkan bulunmamakta olup buişlemler için Vergi Usul Kanunu’nun 230. maddesinde yer alan asgari bilgileri içerecek şekilde fatura düzenlemeleri gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde düzenlenen faturaların 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nde belirtilen usul ve esaslara göre Bs bildirimformuna dahil edilmesi gerekmektedir.

Mükellef olmayanlarla yapılan alım/satım işlemlerinin Ba-Bs formlarında yer alması
07.12.2011 tarih ve 97 sayılı özelge:
Bildirim zorunluluğu bulunan mükelleflerce, belirlenen hadler çerçevesinde yapılan her türlü mal ve hizmet alış / satışlarının, bunlara ilişkinbelgenin türüne (Fatura, irsaliyeli fatura, serbest meslek makbuzu, müstahsil makbuzu, gider pusulası, akaryakıt pompalarına bağlı ödeme kaydedicicihaz fişi, sigorta komisyon gider belgesi ve yolcu bileti gibi) bakılmaksızın Ba-Bs bildirim formlarına dahil edilmesi gerekir.
Bu çerçevede, vergi mükellefiyeti olmayan şahıslara yapılan arsa, taşıt vb satışlar ile bu şahıslardan yapılan benzer varlık alışlarının katma değervergisi hariç 5.000-TL ve üzerinde olması halinde, bu alış / satışlar Ba - Bs bildirim formuna dahil edilecektir.

Serbest bölgede faaliyette bulunan firmanın Ba-Bs bildirimi
05.12.2011 tarih ve 23 sayılı özelge:
Serbest bölgede bulunan şube ile Türkiye’de yerleşik merkezde sürdürülen faaliyetlerden dolayı Ba-Bs bildirim formu verme yükümlülüğü bulunmakta olup,söz konusu bildirim formlarının kanuni merkez tarafından, merkez ve serbest bölgedeki şube bilgilerinizin birleştirilerek verilmesi gerekmektedir.
Diğer taraftan, işletmenin hem merkezinden hem şubesinden mal alan mükelleflerin, alışlarını birleştirerek Ba bildirim formunda tek satır olarakgöstermeleri ve bahse konu alışlara ilişkin satırın "Ülkesi" sütununda "Türkiye-Serbest Bölge (Ba-Bs’de kullanılan)" seçeneğini işaretlemelerigerekmektedir.

Sıra atlanarak fatura düzenlenmesi
26.08.2011 tarih ve 102 sayılı özelge:
Faturaların sıra numarası dahilinde teselsül etmemesi durumu belge nizamına uygun bulunmamakla birlikte; olayın gerçek mahiyetinin ispatı açısından,Vergilendirme Müdürlüğünce tanzim edilecek tutanak ile atlanan faturaların seri ve sıra numaralarının tespit edilmesi durumunda bahsi geçen faturalarınkullanılması mümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, Vergi Usul Kanunu’nun "Fatura nizamı" başlıklı 231/1. maddesinde belirtilen usul ve şartlara uyulmaması durumunda, aynı Kanun’un352/II-7. maddesi uyarınca II. derece usulsüzlük cezası kesilir.

Faturada ıslak imza bulunması zorunlu mudur?
21.10.2011 tarihli özelge:
Vergi uygulamaları bakımından faturada imzanın bulunması zorunludur. Faturanın şekil ve nizamına ilişkin esaslara uyulmak koşuluyla, imzaya yetkiliolanın imzasının notere tasdik ettirilip anlaşmalı matbaada fatura üzerine bastırılmak suretiyle faturanın hazır imzalı olarak kullanılabilmesimümkündür.
İmzası faturalar üzerine anlaşmalı matbaada bastırılan yetkilinin görevinden ayrılması halinde, bu yetkilinin imzasının matbu olduğu faturalar artıkkullanılamaz.

Faturaların sıra numarası dahilinde teselsül ettirilmemesi
17.05.2011 tarihli özelge:
Faturaların sıra numarası dahilinde teselsül etmemesi durumu, belge nizamına uygun bulunmamaktadır. Bununla birlikte, olayın gerçek mahiyetinin ispatıaçısından, Vergilendirme Müdürlüğünce tanzim edilecek tutanakla, atlanan faturaların seri ve sıra numaralarının tespit edilmesi durumunda, atlananfaturaların kullanılması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, Vergi Usul Kanunu’nun fatura nizamı başlıklı 231. maddesinde belirtilen usul ve şartlara uyulmamış olduğundan, yukarıda bahsedilen fiiliçin II. derece usulsüzlük cezasının kesilmesi gerekir.

Pert olan sabit kıymetin satışında belge düzeni
18.07.2011 tarihli özelge:
Pert olan aracın sigorta şirketi tarafından üçüncü bir kişiye satılması işleminde, aracı pert olan şirketin, bu satış için üçüncü şahıs adına satışbedeli üzerinden fatura düzenlemesi gerekmektedir.
Toplam sigorta tazminatının, aracın üçüncü kişiye satış bedeli düşüldükten sonra kalan kısmı için ise sigorta şirketine fatura düzenlenecektir.

Avans ödemelerinden kaynaklanan alacaklar için karşılık ayrılabilir mi?
23.08.2011 tarihli özelge:
Dava veya icra safhasında bulunan alacaklarla, yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından ödenmemiş olandava ve icra takibine değmeyecek derecedeki küçük alacaklar şüpheli alacak sayıldığından, şartları taşıyan alacakların bu kapsamda kabulü mümkünbulunmakta olup, bu şartlardan herhangi birinin mevcut olmaması halinde ise şüpheli alacak kaydına imkan bulunmamaktadır.
Bu itibarla, ileride teslim alınacak bir hizmet için sipariş avansı niteliğindeki ödemelerin ticari faaliyetin devamı için yapılması ve bu türödemelerin Kanun’un 323. maddesinde belirtilen şartları haiz olması halinde, bu ödemelerin tahsil edilemediği durumlarda karşılık ayrılması mümkünbulunmaktadır.
Bu açıklamalara göre, yaz sezonunda müşteri göndermek üzere bir otele yapılan avans mahiyetindeki ödemelerin ticari faaliyetini devamı için yapıldığıanlaşıldığından, ticari bir alacak niteliği kazanan bu tür ödemeleri için Vergi Usul Kanunu’nun 323. maddesinde belirtilen diğer şartlarında sağlanmasıhalinde icra takibine başlanılan yıl karşılık ayrılması mümkündür.

Finansal kiralama işleminden sonra oluşan ana para kur farkları ile faizler
27.10.2011 tarihli özelge:
Kiracı tarafından finansal kiralama sözleşmesine göre yapılan kira ödemelerinin borç anapara ödemesi ve faiz gideri olarak ayrıştırılması, buayrıştırma işleminin her bir dönem sonunda (finansal kiralama sözleşmesinde yer alan kira ödemelerinin yapılacağı tarih) kalan borç tutarına sabit birdönemsel faiz oranı uygulanmak suretiyle yapılması, hesaplanan faiz giderlerinin ise ilk yıl iktisadi kıymetin maliyetine eklenmesi sonraki yıllar isegider veya maliyet olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, finansal kiralama yoluyla edinilen kıymete ilişkin olarak kiralama süresi içinde sözleşmeye istinaden yabancı para üzerinden yapılan kiraödemelerinin değerlemesi sonucu ortaya çıkan kur farkının, ilk yıl iktisadi kıymetin maliyetine eklenmesi sonraki yıllar ise gider veya maliyet olarakdikkate alınması gerekmektedir.

Lazer yazıcıyla fatura düzenlenmesi
17.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-10-28-67 sayılı özelge:
Lazer yazıcı ile aynı anda veya arka arkaya alınacak dökümlerde her faturanın aslı ile örneğinin aynı bilgileri içermesi, düzenlenen belge aslı ileörnek sayısının belge üzerinde belirtilmesi, faturanın seri ve sıra numarası takip etmesi ve bu özellikleri taşıyacak belgenin anlaşmalı matbaalardabastırılması şartlarıyla lazer yazıcılar kullanılarak fatura düzenlenmesi mümkün bulunmaktadır. Ayrıca, istenirse faturanın aslı ve örnekleri farklırenkler içerecek şekilde olabilecektir.

İşletme hakkı amortisman süresi
13.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.10.15.02-2010.VUK.127-884-47 sayılı özelge:
Şirketinizce ................. ve Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ile imzalanan imtiyaz sözleşmesine göre devraldığınız.................. Limanının işletme hakkının iktisabı için yapılan harcamaların aktifleştirilmesi ve amortisman listesinin 55 numaralı bölümü uyarıncafaydalı ömür süresi 15 yıl ve amortisman oranı da %6,66 olarak dikkate alınmak suretiyle itfa olunması gerekmektedir.

Sermaye azaltımında vergileme
03.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-420 sayılı özelge:
Buna göre, şirketiniz sermayesinin bir kısmının işletmeden çekilmesi işlemi, sermayeye eklenmiş olan pasif kalemlere ait enflasyon fark hesaplarınınişletmeden çekilmesi olarak değerlendirilecek olup, çekilen tutarın vergiye tabi tutulması gerekmektedir.

Serbest bölgede bulunan şubenin kesin mizan bildirimi
28.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.16.17.02-VUK-11-32-46 sayılı özelge:
Diğer taraftan, serbest bölgelerde faaliyet gösteren mükellefler kesin mizan bildirimlerini kanuni merkezleri tarafından, merkez ve şube bilgilerinibirleştirerek vereceklerdir.
Bu itibarla, şirketinize ait kesin mizan bildiriminin kanuni merkeziniz tarafından, merkez ve şube bilgileri birleştirilmek suretiyle verilmesigerekmektedir.

İthalatın Form Ba’da gösterilmesi
05.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-235 sayılı özelge:
İthalatta verginin matrahını oluşturan tutar Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 21'inci maddesi gereğince gümrük vergisi tarhına esas olan kıymeti, malıngümrük vergisinden muaf olması durumunda ise sigorta ve navlun bedelleri dahil (CIF) değeri olarak belirlendiğinden, Form Ba'yı gümrük beyannamesindekiher türlü masraflar (fatura bedeli, navlun ve sigorta bedeli dahil (CIF) değeri, yurtdışı ve yurtiçi masraflar ve gümrük vergisi) dahil, katma değervergisi matrahını oluşturan katma değer vergisi hariç bedeli dikkate alarak düzenlemeniz gerekmektedir.

Yurt dışından olan alacaklarda şüpheli alacak karşılığı
04.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-230 sayılı özelge:
Mahkemeye dava veya icra merciine takip dilekçesinin verilmiş olması, alacağın dava veya icra safhasına intikal ettiğini gösterir. Ancak şekli birbaşvuru alacağın şüpheli sayılması için yeterli değildir. Bir alacağın dava veya icra safhasında olduğunun kabulü için mahkemeye dava veya icramerciine takip için dilekçe verilmiş olması, ancak gerek mahkemeye gerek icra merciine yapılan başvuruların ciddiyetle takip edilmesi gerekmektedir.
Yurt dışından olan alacakların şüpheli hale geldiğinin ispatlanabilmesi için ticari iş yapılan firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde davaaçılması veya icra takibinde bulunulması gerekmektedir. Yurt dışından olan alacakların dönem sonunda değerlemesi nedeniyle oluşacak kur farkları daasıl alacağın akıbetine tabi olduğundan asıl alacak şüpheli hale geldikten sonra bu alacağa bağlı olarak oluşan kur farkları için de şüpheli alacakkarşılığı ayrılması mümkün bulunmaktadır.
Yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, yurt dışından olan alacaklarınız için iş yaptığınız firmanın mukim olduğu ülkenin mahkemelerinde davaaçılması veya ilgili ülkenin icra mevzuatı uyarınca icra takibine başlanılması halinde alacağın Vergi Usul Kanununun 323 üncü maddesine göre şüphelihale geldiği kabul edilebilecek olup söz konusu takiplere başlanıldığı hesap döneminde karşılık ayrılması mümkün bulunmaktadır.

Vergi mükellefi olmayan kişiden gayrimenkul alımında belge düzeni
29.03.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.15.10.00-001-4 sayılı özelge:
Vergi mükellefi olmayan kişilerden, satmak üzere satın alınan gayrimenkuller için gider pusulası düzenlemesi ve gider pusulasının bu gayrimenkullerisatan kişiye imzalatılarak bir nüshasının satan kişiye verilmesi, vergi mükellefi olmayan kişilerden gider pusulası düzenlenerek satın alınangayrimenkullerin satılması durumunda ise gerçek satış bedeli üzerinden fatura düzenlenmesi gerekmektedir.
Ayrıca, 396 sıra no.lu Vergi Usul Kanunu Genel Tebliğinde belirtilen dönem ve sürelerde şirket faaliyet konusu itibariyle ticari mal niteliğindebulunan gayrimenkullere ilişkin alış ve satışların Ba ve Bs bildirim formlarıyla bildirilmesi gerekmektedir.

Faturaların Ba/Bs formunda bildirilirken esas alınacak tarih
28.03.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.49.10.00-VUK-1-1 sayılı özelge:
396 sıra no.lu VUK Genel Tebliği'nin 2.1."Dönemi" başlıklı bölümünde "Yükümlülük kapsamındaki mükelleflerin mal ve /veya hizmet alış/satışlarının aylıkdönemler itibariyle bildirilmesi gerekmektedir. Mal ve/veya hizmet alış/satışlarının bildirilecekleri aylık dönemler, bunlara ilişkin belgelerindüzenlenme tarihi dikkate alınarak belirlenir" denilmekte olup, mal ve hizmet alımlarında faturanın düzenlendiği tarih itibariyle ilgili dönem Baformlarında bildirilmesi gerekmektedir.

Vergi mükellefi olmayan kişiden gayrimenkul ve taşıt alımında belge düzeni
22.03.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.18.02-32234-8013-158 sayılı özelge:
İşletmeye alınan iktisadi kıymetlerin işletme aktifine kaydedilmesi veya aktifinden çıkarılmasına ilişkin kayıtlarının Vergi Usul Kanunu'nda düzenlenenbelgelerle tevsik edilmesi gerektiğinden, vergi mükellefi olmayan şahıslardan satmak amacıyla alınan gayrimenkuller ile ikinci el araçlar için vergimükellefi olmayan şahıslara gider pusulası düzenlemesi, satış yapan şahısların vergi mükellefi olması durumunda ise bu şahısların fatura düzenlemesigerekmektedir
Ayrıca, vergi mükellefi olmayan şahıslardan alınan araçların firmanızca satışının yapılması durumunda motorlu kara taşıtlarına ilişkin esas alınacaktutar, gerçek satış bedeli olup, gerçek satış bedelinin emsallerine göre bariz bir şekilde düşük beyan edilmesi halinde vergi idaresince, taşıtıngerçek satış bedelinin tespiti yoluna gidilebilecek olup, bu tespit işlemi sırasında, diğer unsurlarla birlikte taşıtın satış tarihi itibariyle geçerliolan kasko sigortasına esas alınan bedelinden de yararlanılabileceği tabiidir.

İşletme hakkının itfa süresi
19.03.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.38.15.02-VUK-21-191/-16 sayılı özelge:
Aktifte bulunan 49 yıl sureli işletme hakkının, amortisman listesinin 55. Gayrimaddi İktisadi Kıymetler sınıflandırması uyarınca faydalı ömrünün 15 yılve normal amortisman oranının da % 6,66 oranı ile itfa edilmesi gerekmektedir.

Yabancı para cinsinden alınan avansların değerlemesi
24.02.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.41.15.02-190-3/8-18 sayılı özelge:
Avanslar gelecekte yapılacak olan mal veya hizmet teslimleri karşılığında peşin alınan veya verilen değerleri ifade ettiğinden ve anılan avans işleilgili olarak alındığından, bahse konu avans hesaplarının değerlemesinden kaynaklanan kur farklarının işe ait kazancın tespitinde dikkate alınmasıgerekmektedir.

İhracatta kazancın elde edilme zamanı
22.09.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-364 sayılı özelge:
Yurt dışındaki alıcının satış akdine konu olan malı satıcının Türkiye'deki fabrikasında, deposunda veya herhangi bir işyerinde kendisinin veya adınahareket edenin teslim alacağını satış akdinde belirlenmiş olması halinde satıcının belirtilen işyerinde malı teslim etmesiyle satış akdi tamamlanmışgelir tahakkuk etmiş olacağından söz konusu gelirin bu tarihin içinde bulunduğu takvim yılının kurum kazancı olarak değerlendirilmesi gerekir.
Diğer taraftan, ihracatta malın satıcının Türkiye'deki işyerinde teslim alınması hariç olmak üzere, Şirketiniz tarafından gerçekleştirilen ihracatfaaliyetlerine ilişkin elde edilen gelirin fiili ihraç tarihi itibarıyla tahakkuk ettiğinin kabul edilmesi ve bu tarihin içinde bulunduğu takvimyılının (2010) kurum kazancı olarak değerlendirilmesi gerekir

Kurumlar Vergisi Kanunu
Promosyon olarak bedelsiz yapılan hizmetler için ödenen bedelin gider niteliği
06.03.2012 tarih ve 78 sayılı özelge:
Satışları artırmak amacıyla ikinci el araç satışı esnasında araç ile birlikte müşterilere promosyon olarak verilen kasko ve tamir bakım hizmet paketialış bedellerinin, işin önem ve genişliğiyle orantılı olması şartıyla, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında giderolarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Bayilerin satış elemanlarının hedeflenen kotaları geçmesi için, satış elemanlarına verilen alış veriş çeklerinin gider niteliği
08.03.2012 tarih ve 901 sayılı özelge:
Hedeflenen satış rakamlarına ulaşmak amacıyla, satış hedeflerini yakalama başarısına göre bayilik sözleşmesi bulunan distribütörün satıştan sorumluçalışanlarına verilen belirli mağazalarda harcama yapabilme imkanı veren alışveriş çekleri ciro primi niteliğinde olduğundan, söz konusu primlerinpazarlama ve satış gideri, distribütör tarafından da gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Öte yandan, distribütörler tarafından, satış elemanlarına verilen alışveriş çeki bedellerinin ücret bordrosuna dahil edilmek suretiyle Gelir VergisiKanunu’nun 94. maddesinin (1) numaralı bendine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutularak aynı Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrasının (1)numaralı bendine göre gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Haziran ayı tüketimine ait faturanın Temmuz ayında düzenlenmesi halinde gider ve gelirin tahakkuk zamanı
12.03.2012 tarih ve 985 sayılı özelge:
İşletme tarafından kullanılan elektriğin aylık bazda satışı ve tedarikinde gelir veya gider mahiyet ve tutar itibariyle ay sonunda kesinleşmişolduğundan, elektrik satışı ve tedarikinden doğan gelir ve giderin de ay sonu itibarıyla tahakkuk ettiğinin kabulü gerekmektedir.
Dolayısıyla, Haziran ayı tüketimine ilişkin olarak temmuz ayında düzenlenen faturayla elektrik satışı ve tedarikinden doğan gelir ve giderin tahakkuktarihi itibarıyla (Haziran) ilgili geçici vergi ve takvim yılı hesap dönemlerinde kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir.

İş ortaklığından doğan zararın kurum kazancından indirilip indirilemeyeceği
20.03.2012 tarih ve 88 sayılı özelge:
Ortağı olunan iş ortaklığının zararlarının kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Taşınmazın elden çıkarılmasından sağlanan kazancın iştirak hissesi alımında kullanılmasında istisna olup olmadığı
19.03.2012 tarih ve 1056 sayılı özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnayla; tam mükellef kurumların bağlı değerlerinin nakdeçevrilerek, işletmelerin sağlam mali kaynaklara kavuşturulması ve işletmelerin bağlı değerlerinin nakde dönüştürülmesi yoluyla aktif bir şekildeekonomiye katılması, finansman sıkıntılarının giderilmesi, faaliyetlerinin öz kaynaklarla devam ettirilebilmesi ve mali yapılarının güçlendirilmesiamaçlanmıştır.
Bir işletmenin bağlı değerlerinin satılarak sağlanan gelirin aynı veya başka bağlı değerler alınması için kullanılması halinde, kanun koyucunun buistisnayla gerçekleştirmeye çalıştığı amaç sağlanamamaktadır.
Buna göre, aktifte kayıtlı taşınmazın satılmasından elde edilen kazancın %75’lik kısmı, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının(e) bendinde yer alan şartların sağlanması halinde kurumlar vergisinden istisna tutulabilir. Ancak, satıştan elde edilen hâsılatın kısmen dahi olsaiştirak hissesi alımında kullanılması halinde, kanun koyucunun öngördüğü amaç gerçekleşmemiş olacağından, anılan istisnadan yararlanılamaz.

Modernizasyon yatırımlarında indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması
24.02.2012 tarih ve 738 sayılı özelge:
Hazine Müsteşarlığı/Ekonomi Bakanlığı tarafından yatırım teşvik belgesine bağlanan modernizasyon yatırımları da tevsi yatırımlara benzer özelliklertaşımaktadır.
Bu çerçevede, indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın işletme bütünlüğü içinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olduğuhallerde kazanç ayrı hesaplarda takip edilecek, kazancın bu şekilde belirlenmesine imkan bulunmayan hallerde ise kazanç oranlama yapılmak suretiyletespit edilecektir. İndirimli kurumlar vergisi oranı uygulanacak kazancın oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesi seçimlik bir hak olmayıp indirimlikurumlar vergisi uygulanacak kazancın şirketinizce tespit edilmesi esastır.
İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın şirketinizce ayrı bir şekilde belirlenmesine imkan bulunmaması halinde indirimli kurumlar vergisioranının uygulanacağı kazanç, yatırım tutarının (ilgili dönemde gerçekleşen yatırım harcamaları tutarının) dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlıbulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle belirlenecektir. Oranlamada sabit kıymetlerbirikmiş amortismanları düşülmeden önceki brüt tutarları ile dikkate alınacaktır. Sabit kıymet ifadesinden ise Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesiuyarınca amortisman mevzuunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerekmektedir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesinde yer alan "Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yenidendeğerlenmiş tutarları ile dikkate alınır." ifadesiyle kastedilen, sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesisonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkate alınması gerektiğidir. Dolayısıyla, gerekli şartların oluşması halinde yapılacak enflasyondüzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmayacaktır.
Beyannamede indirimli kurumlar vergisi; yukarıda açıklandığı şekilde tespit edilen kazanç tutarını aşmamak koşuluyla beyannamede ticari bilanço kârveya zararına kanunen kabul edilmeyen giderler eklendikten tüm indirim, istisna ve geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kalan safi kazancauygulanabilecektir.

Birden fazla bölgede teşvik belgeli yatırımı olanlarda indirimli kurumlar vergisi oranı uygulaması
21.02.2012 tarih ve 82 sayılı özelge:
İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın ayrı bir şekilde belirlenmesine imkan bulunmayan hallerde indirimli kurumlar vergisi oranınınuygulanacağı kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması suretiylebelirlenir.
Birden fazla tevsi yatırımı bulunan kurumların da oranlama yaparken sadece tevsi yatırıma konu hizmet ve üretim işletmesinin sabit kıymetlerini değiltüm sabit kıymetlerin toplamını dikkate almaları gerekmektedir.
Birden fazla bölgedeki teşvik belgesine bağlı olan tevsi yatırımlara uygulanan indirimli kurumlar vergisi oranları farklı olduğundan,yararlanılabilecek indirimli kurumlar vergisinin beyanname dışında hesaplanması ve hesaplanan bu tutarı sağlayacak şekilde geçici ve yıllık kurumlarvergisi beyannamelerine ilgili oranın dahil edilmesi gerekmektedir.

İndirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağı kazanç
20.02.2012 tarih ve 240 sayılı özelge:
İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın ayrı bir şekilde belirlenmesine imkan bulunmayan hallerde indirimli kurumlar vergisi oranınınuygulanacağı kazanç, yapılan tevsi yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması suretiylebelirlenecektir. Sabit kıymet ifadesinden Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca amortisman mevzuunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılmasıgerekmektedir. Oranlamada toplam sabit kıymet tutarı olarak üretimde kullanılsın kullanılmasın tüm amortismana tabi sabit kıymetlerin birikmişamortismanları düşülmeden önceki brüt tutarları dikkate alınır.
İndirimli kurumlar vergisi, ticari bilanço kârına kanunen kabul edilmeyen giderler eklendikten, tüm indirim, istisna ve geçmiş yıl zararlarıdüşüldükten sonra kazancın bulunması halinde uygulanır. Yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadar indirimli kurumlar vergisine tabi tutulacak kazanç heryıl ayrı hesaplanacağından, ilgili yılda safi kurum kazancının bulunmaması ya da indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazanç tutarından daha azolması nedeniyle indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanılamayan kazanç tutarının izleyen yıllara devri söz konusu değildir.
Ayrıca, indirimli kurumlar vergisi tevsi yatırımdan elde edilen kazanca uygulanacağından, tevsi yatırıma ilişkin kazancın oluşmadığı durumlarda diğerfaaliyetlerden elde edilen kazançlara indirimli oran uygulanması söz konusu değildir.

İşletmeye dahil gayrimenkulün bir başka şirkete ayni sermaye olarak konması halinde vergileme
13.03.2012 tarih ve 205 sayılı özelge:
Şirkete ait taşınmazın başka bir şirkete ayni sermaye olarak konulması işlemi Gelir Vergisi Kanunu’na göre "elden çıkarma" niteliğinde olduğundan,rayiç değer ile maliyet bedeli arasındaki olumlu farkın kurum kazancının tespitinde dikkate alınması gerekmektedir. Diğer yandan, bahse konu işlemkurumun mali yapısını iyileştirmeye yönelik bir işlem olmadığından, elde edilen kazancın taşınmaz satış kazancı istisnası kapsamında değerlendirilmeside mümkün bulunmamaktadır.

Aktife kayıtlı, kiraya verilmek suretiyle kullanılan motel satışında istisna uygulaması mümkün mü?
09.03.2012 tarih ve 962 sayılı özelge:
Şirket aktifinde yer alan motelin satılması halinde, motelin Şirketin otomotiv yedek parça imalat ve ticaretine ilişkin faaliyet konularınıgerçekleştirmek için iktisap edilmiş olduğundan söz edilemeyeceğinden ve Şirket amaçlarınızın gerçekleştirilmesi için gayrimenkul almak, satmak vekiraya vermek gibi işlemleri yapılabileceği hususu ana sözleşmenizde yer aldığından, satıştan doğan kazancın kurumlar vergisinden istisna tutulmasımümkün bulunmamaktadır.

Kat karşılığı inşaat işi yapan şirketin, sözleşme gereği arsa sahibi adına ödediği tutarların gider yazılıp yazılamayacağı
02.03.2012 tarih ve 820 sayılı özelge:
Yapılmakta olan kat karşılığı inşaat işine ilişkin olarak vergi mükellefi olmayan gerçek kişi arsa sahibiyle imzalanan sözleşme gereği inşaat işineilişkin olarak arsa sahibi adına karşılanan tapu harçları, ruhsat ve proje tasdik harçları, yapı denetim ücretleri ile sözleşme damga vergileri vebenzeri ödemeler dolayısıyla arsa sahibi adına düzenlenen belgelerin gider belgesi olarak kullanılması ve bu harcamaların kurum kazancının tespitindegider veya maliyet olarak dikkate alınması mümkün değildir.
Öte yandan, kurumlar vergisi mükellefi tüzel kişi arsa sahibi ile imzalanan sözleşme kapsamında yapılmakta olan inşaat işine ilişkin yapı ruhsatınınarsa sahibi adına düzenlenmesi nedeniyle, inşaat maliyetinin bir unsuru olan ve arsa sahibi adına ödenen tapu harçları, ruhsat ve proje tasdikharçları, yapı denetim ücretleri ile sözleşme damga vergilerinin bu sözleşme kapsamında düzenlenecek faturaya istinaden arsa sahibi şirketeyansıtılması halinde, fatura bedelinin inşaatın maliyetine intikal ettirilerek kurum kazancınızın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.Ancak, söz konusu faturalara istinaden tahakkuk edecek tutarların da kurum kazancınıza dahil edilmesi gerekir.

Bayan çalışanların çocukları için özel kreşten alınan hizmetin gider yazılması
29.02.2012 tarih ve 806 sayılı özelge:
İş Kanunu’nda yer alan zorunluluktan kaynaklanması nedeniyle, 150’den çok kadın işçi çalışması durumunda, özel bir kreşten bakım hizmeti almaksuretiyle 0-6 yaş çocukları olan kadın personel adına yapılacak ödemelerin, ücret olarak değerlendirilmemesi gerekir. 150’den az kadın işçi çalışmasıdurumunda ise söz konusu ödemelerin hizmet erbabına sağlanan bir menfaat olarak kabul edilerek ücret bordrosu düzenlemek suretiyle Gelir VergisiKanunu’nun 94. maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi gereğince tevkifata tabi tutularak vergilendirilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede; 0-6 yaş çocukları olan kadın personel adına özel kreşlere yapılan ödemeler ile ücret bordrosunda gösterilen söz konusu ödemelerin GelirVergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi çerçevesinde kurum kazancınızın tespitinde indirim konusu yapılması mümkünbulunmaktadır.

İtalya’da kiralanan işyeri için yapılan ödemeden stopaj yapılıp yapılmayacağı
29.02.2012 tarih ve 780 sayılı özelge:
Türkiye’de doğup bir İtalya mukimine ödenen kira gelirlerini vergileme hakkı, Türkiye - İtalya Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması çerçevesindeyalnızca Türkiye’ye ait bulunmaktadır.
Anlaşmanın Türkiye’ye vergi alma hakkı tanıdığı durumlarda, vergileme iç mevzuat hükümlerimiz esas alınarak yapılacaktır.
Bu çerçevede, yapılan kira ödemeleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30/1-c maddesi çerçevesinde %20 oranında kurumlar vergisi kesintisiyapılması gerekmektedir.

6111 sayılı Kanun kapsamında ödenen faizlerin gider yazılıp yazılamayacağı
29.02.2012 tarih ve 801 sayılı özelge:
6111 sayılı Kanun kapsamında yapılandırılan alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer’i amme alacakları yerine, bu Kanun’unyayımlandığı tarihe kadar TEFE/ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanan tutarların kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusuyapılması mümkün değildir.

Vakıf Üniversitesine bağışlanan binek otomobili bedelinin matrahtan indirimi
28.02.2012 tarih ve 99 sayılı özelge:
Satın alınan ve eğitim faaliyetlerinde kullanılmak üzere vakıf üniversitesine bağışlanacak olan binek otomobilin maliyet bedeli veya kayıtlı değeri, budeğer mevcut değilse Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre takdir komisyonlarınca tespit edilecek değerinin tamamının, fatura düzenlenmesi ve düzenlenecekfaturanın arka yüzüne faturada belirtilen değerlerin ilgili üniversite tarafından bağış veya yardım olarak alındığına ilişkin şerh konularak yetkilikimselere imzalattırılması suretiyle, kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde ayrıca gösterilerek kurumlar vergisi matrahından indirilmesi mümkündür.
Bağışın yapıldığı dönemde faaliyetin zararla sonuçlanmış olması veya kurum kazancınızın yetersiz olması nedeniyle indirilemeyen bağış tutarının dahasonraki yıllarda indirim konusu yapılması veya zarar olarak devretmesi ise mümkün değildir.

İştirak edilen şirketin iştirak eden şirketle birleşmesi durumunda, iştirakin maliyet bedeli ile şirketin nominal bedeli arasındaki olumsuz farkıngider yazılıp yazılamayacağı
24.02.2012 tarih ve 729 sayılı özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19. maddesinde belirtilen şartlar dahilinde bütün aktif ve pasifiyle birlikte devralınan Şirketin itibari değeri iledevralan Şirketin iştirakler hesabında kayıtlı değer arasındaki fark, vergiye tabi kazanç ile ilişkilendirilmeksizin geçici hesaplarda izlenebilecek vekurum kayıtlarında sona erdirilecek olup söz konusu farkın kurum kazancınızdan gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Mahkeme kararına göre ödenen tazminatın gider niteliği
24.02.2012 tarih ve 728 sayılı özelge:
Kurumlarca işle ilgili ödenen tazminatlar, sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların, ortaklarının, yöneticilerinin veçalışanlarının kusurundan kaynaklanan bir tazminat ödemesi olması halinde kurum kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınması mümkünbulunmamaktadır.
Buna göre, mahkeme kararına göre % 50 kusur oranı dikkate alınmak suretiyle hesaplanarak ödenen tazminat, geçici iş görmezlik ödeneği ve hastanemasraflarının 5520 sayılı Kanun’un 11. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkatealınması mümkün değildir.

Anlaşma sonucu ödenen tazminatın gider niteliği
24.02.2012 tarih ve 737 sayılı özelge:
Ödenen tazminatların gider yazılabilmesi için, işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunması şarttır.
Kurumlarca işle ilgili ödenen tazminatlar, sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların, ortaklarının, yöneticilerinin veçalışanlarının kusurundan kaynaklanması halinde gider olarak yazılamamaktadır.
Buna göre, otel müşterisine ait olan aracın çalınması nedeniyle davacı sigorta şirketine anlaşma sonucu ödenen tutarın 5520 sayılı Kanun’un 11.maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Değeri düşen emtianın değer farkının gider yazılacağı dönem
24.02.2012 tarih ve 740 sayılı özelge:
Değeri düşen emtiayla ilgili olarak, emtianın emsal bedelinin takdir komisyonu tarafından tespit edildiği hususunun bildirildiği tarih itibarıyla değerdüşüklüğü belli olduğundan, emtianın maliyet bedeli ile emsal bedeli arasındaki farkın takdir komisyonu kararının tebliğ edildiği takvim yılında giderolarak dikkate alınması mümkündür.

Ecrimisil ödemelerinin gider niteliği
20.02.2012 tarih ve 49 sayılı özelge:
Ecrimisil ödemeleri esas itibariyle kira ödemesi niteliğindedir. Bu nedenle, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkünbulunmaktadır.
Öte yandan, ecrimisil bedellerine ilişkin ödenen faizler ile Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun hükümlerine göre ödenen gecikmezamlarının ise kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün değildir.

Yurt dışı inşaat ve onarma işlerinden elde edilen kazancın vergilemesi, merkez ve yurt dışı şube ilişkileri
20.01.2012 tarih ve 220 sayılı özelge:
Yurt dışında yapılan inşaat işleriyle ilgili olarak Türkiye’deki merkez ile yurt dışındaki işyeri arasında ortaya çıkan ilişkilerde, yurt dışındakiişyerine Türkiye’den fatura kesilmek suretiyle yapılan ve o işyerinde maliyet veya gider olarak kabul edilen mal ve hizmet hareketleriyle, yurtdışındaki işyeri ile Türkiye’deki merkez arasındaki para hareketlerinin ayrı ayrı hesaplarda izlenmesi ve değerlemenin buna göre yapılmasıgerekmektedir.
Yurt dışındaki işyerine fatura düzenlenerek ihraç edilen emtia ve yapılan hizmetlerden doğan dövize bağlı alacak ve borçların aynen mal veya hizmetihracından doğan alacak ve borçlarda olduğu gibi değerlemeye tabi tutulması ve değerleme farklarının vergi matrahının tespitinde dikkate alınmasıgerekir.
Türkiye’de bulunan merkez ile yurt dışındaki işyeri arasında gerçekleşen diğer para hareketlerinden doğan alacak ve borçların ise gerçek bir alacak veborç niteliği taşımadığı açıktır. Bu nedenle, söz konusu para hareketlerine dayalı cari hesap bakiyelerinin değerlemesine gerek bulunmamaktadır.
Yurt dışında yapılan inşaat işi dolayısıyla yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde edilen kazançların (vergi yükü oranınabakılmaksızın) Türkiye’de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi halinde söz konusu kazanç, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-h maddesi uyarınca,kambiyo mevzuatına göre fiilen Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın, kurumlar vergisinden istisnadır.
Bu iş kapsamında Türkiye’den veya yurt dışından transit ticaret kurallarına göre temin edilerek diğer ülkeye gönderilen malzemelerin kambiyo mevzuatıuyarınca ihracat işlemi olarak değerlendirilmesi nedeniyle, söz konusu işlemlerin düzenlenecek fatura ile belgelendirilmesi ve ihracat işlemlerikapsamında muhasebeleştirilmesi gerekmektedir.
Bu işlere ilişkin düzenlenen faturalarda, faturanın yurt dışında yapılan bir iş için düzenlendiğine ilişkin şerh konulması ve bu faturanın da Kurumunana merkez kayıtlarında izlenmemesi, yurt dışında da bahse konu işin Kurum tarafından taahhüt edilerek yapıldığının ilgili makamlardan alınacakbelgelerle tevsik edilmiş olması gerekmektedir.
Ayrıca, Türkiye’deki merkezden yurt dışındaki şubeye sağlanan mal ve hizmetlerin ihracat olarak değerlendirilerek Türkiye’de kurum kazancınıntespitinde tahakkuk tarihi itibarıyla gelir unsuru olarak dikkate alınması gerekmekte olup şubeye, Türkiye ve diğer ülkelerden sağlanan mal vehizmetlerin, şubenin kazancının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak hesaplara intikal ettirilebilecektir.
Öte yandan, bizzat yurt dışındaki şubede bulunan müdür konumundaki temsilci aracılığı ile bu ülkede üstlenilen yol kenarlarının ağaçlandırılmasıişinin, taşeronluğu yapılan şirketçe üstlenilen inşaat işinin bir parçası olarak gerçekleştirilmiş olması durumunda, bu iş dolayısıyla elde edilenkazancın, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/1-h maddesi kapsamında kurumlar vergisinden istisna tutulması gerekir. Ancak, söz konusu ağaçlandırma işininbir inşaat işinden bağımsız olarak gerçekleştirilmesi halinde elde edilen kazanç, aynı Kanun’un 5/1-g maddesinde aranılan şartlara haiz olunmasıhalinde kurumlar vergisinden istisna tutulacaktır.

Zararla sonuçlanan yılda yapılan Ar-Ge harcamaları için YMM tasdik raporu gerekip gerekmediği
16.11.2011 tarih ve 621 sayılı özelge:
Kurumlar vergisi beyannamesinde faaliyet sonucunun zarar olması nedeniyle kurumlar vergisi matrahı oluşmamış olsa da, daha sonraki dönemlerde Ar-Geindirimden yararlanılabilmesi için, söz konusu beyannamede gösterilen Ar-Ge harcaması tutarına ilişkin yeminli mali müşavir tasdik raporunun belirtilensüreler içerisinde bağlı bulunulan vergi dairesine ibraz edilmesi gerekmektedir.

Yurt dışından alınan bilgisayar programlarına ilişkin yapılan ödemelerde stopaj uygulaması
15.12.2011 tarih ve 2221 sayılı özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi hükmüne göre;
- Yurtdışında mukim firmalardan ithal edilen bilgisayar programları üzerinde herhangi bir değişiklik yapılmadan ve/veya çoğaltılmadan nihaitüketicilere satılması veya aynı şekilde işletmede kullanılması halinde yurtdışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç ticari kazanç niteliğitaşıyacağından, bu nitelikteki ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılmayacaktır.
- Yurtdışında mukim firmalardan işletmede kullanmak ve/veya müşterilere satışını yapmak üzere daha önce piyasada bulunmayan bir bilgisayar programınınözel olarak hazırlatılması halinde, yurt dışında mukim firma tarafından elde edilen kazanç serbest meslek kazancı niteliği taşıdığından bu kapsamdakiödemeler üzerinden % 20 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.
- “Copyrigt” kapsamında bir bilgisayar programının çoğaltma, değiştirme, topluma dağıtma, gösterme gibi haklarının satın alınması halinde, şirkettarafından bir gayrimaddi hak elde edilecek olup, yurtdışında mukim firmaya yapılacak söz konusu gayri maddi hak bedeli ödemelerinden %20 oranındavergi kesintisi yapılacaktır.
Bilgisayar yazılım ürünlerinin, şirkete CD, disket vb. taşıyıcı medya içerisinde gümrükten ithal edildikten sonra internet üzerinden indirilen şifreile aktive edilerek iktisap edilmiş olması ya da bilgisayar programının doğrudan doğruya internet üzerinden şifre ile indirilerek iktisap edilmişolması durumu yurtdışına yapılacak ödemelerin vergilendirilmesinde herhangi bir değişikliğe yol açmayacaktır.

İspanyada mukim şirkete ödenecek kar payının vergilendirilmesi
29.07.2011 tarih ve 59 sayılı özelge:
Türkiye Cumhuriyeti ile İspanya Krallığı arasında Gelir Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel OlmaAnlaşmasının “Temettüler” başlıklı 10. Maddesinde yer alan hüküm gereği, sermayesinin % 25’inden fazlasına sahip olunan İspanya’da mukim şirketedağıtılacak kar payı üzerinden % 5 oranında kurumlar vergisi kesintisi yapılması gerekmektedir.
Öte yandan, Anlaşmanın “Çifte Vergilendirmenin Önlenmesi”ne ilişkin 22. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi uyarınca; İspanya’da mukim şirketinTürkiye’de vergilendirilen bu geliri İspanya’da vergiden istisna edilmek suretiyle çifte vergilendirme önlenecektir.
Anlaşma hükümlerinin uygulanabilmesi için, İspanya mukimi teşebbüsün İspanya’da tam mükellef olduğunu ve tüm dünya kazançları üzerinden bu ülkedevergilendirildiğini İspanya yetkili makamlarından alacağı bir belge ile (Mukimlik Belgesi) kanıtlaması ve bu belgenin aslı ile birlikte Türkçetercümesinin Noterce veya İspanya’daki Türk Konsoloslukları’ndan tasdikli birer örneğini vergi sorumlularına veya ilgili vergi dairesine ibraz etmesigerekmektedir.

İndirimli kurumlar vergisi uygulaması
30.12.2011 tarih ve 147 sayılı özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi hükümleri çerçevesinde;
- İndirimli kurumlar vergisi sadece Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesi çerçevesinde Hazine Müsteşarlığı/Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvikbelgesine bağlanan yatırımlardan elde edilen kazançlara uygulanabilir.
- İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazanç, safi kurum kazancını aşamaz,
- Yasal şartları sağlayan yatırımdan kazanç elde edilmesine rağmen safi kurum kazancınızın bulunmaması veya zarar edilmesi halinde, ilgili dönemdeindirimli kurumlar vergisi uygulanamayacağı gibi yatırımdan elde edilen kazançların da sonraki dönemlere aktarılmasının mümkün değildir.
- İndirimli kurumlar vergisi, tahsilinden vazgeçilen vergiler yoluyla yatırıma katkı tutarına ulaşılıncaya kadar uygulanabileceğinden, ilgili dönemdeindirimli kurumlar vergisi uygulanamaması hak kaybına da neden olmaz.
- Tevsi yatırım, yatırım teşvik belgesinde yatırım cinsinin tevsi yatırım olarak belirtildiği yatırımlardır.
- Tevsi yatırımdan elde edilen kazancın ayrı bir şekilde belirlenmesine imkân bulunmayan hallerde indirimli kurumlar vergisi oranının uygulanacağıkazanç, tevsi yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına oranlanması suretiyle belirlenir.
- Sabit kıymet ifadesinden Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca amortisman konusunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerekir.
- Oranlamada toplam sabit kıymet tutarı olarak, üretimde kullanılsın kullanılmasın tüm amortismana tabi kıymetlerin birikmiş amortismanlar düşülmedenönceki brüt tutarlarının dikkate alınır.
- Söz konusu sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesi sonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkatealınması, enflasyon düzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmaması gerekmektedir.
- Tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi oranı uygulanacak kazancın ayrı olarak veya oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesi seçimlik bir hakdeğildir.
- Kazancın işletme bütünlüğü içinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olduğu hallerde ayrı hesaplarda takip edilmesi, kazancın buşekilde belirlenmesine imkan bulunmayan hallerde ise oranlama yapılmak suretiyle tespiti gerekir.

İndirimli kurumlar vergisi uygulaması
07.12.2011/131, 09.12.2011/713 ve 28.12.2011/ 6 tarih/sayılı özelgeler:
Bakanlar Kuruluna tanınan yetki çerçevesinde belirlenen ve Hazine Müsteşarlığı/Ekonomi Bakanlığı tarafından teşvik belgesine bağlanan yatırımlardanelde edilen kazançlar, yatırımın kısmen veya tamamen işletilmesine başlanılan hesap döneminden itibaren yatırıma katkı tutarına ulaşıncaya kadarindirimli oranlar üzerinden kurumlar vergisine tabi tutulmaktadır.
Tevsi yatırımlarda indirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın işletme bütünlüğü içinde ayrı hesaplarda izlenmek suretiyle tespitinin mümkün olduğuhallerde kazanç ayrı hesaplarda takip edilecek, kazancın bu şekilde belirlenmesine imkân bulunmayan hallerde ise kazanç oranlama yapılmak suretiyletespit edilecektir. Bir yatırımın tevsi yatırım olarak kabul edilebilmesi için yatırım teşvik belgesinde yatırım cinsinin tevsi yatırım olarakbelirtilmiş olması gerekmektedir.
İndirimli kurumlar vergisi oranı uygulanacak kazancın oranlama yapılmak suretiyle belirlenmesi seçimlik bir hak olmayıp, indirimli kurumlar vergisiuygulanacak kazancın tespit edilmesi esastır.
İndirimli kurumlar vergisi uygulanacak kazancın ayrı bir şekilde belirlenmesine imkan bulunmaması halinde indirimli kurumlar vergisi oranınınuygulanacağı kazanç, yatırım tutarının dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlarda dahil) oranlanması suretiyle belirlenir. Oranlamada sabit kıymetler birikmiş amortismanları düşülmeden önceki brüt tutarları ile dikkate alınır.Sabit kıymet ifadesinden ise Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca amortisman konusunu oluşturan iktisadi kıymetlerin anlaşılması gerekir.
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesinde yer alan "Bu hesaplama sırasında işletme aktifinde yer alan sabit kıymetlerin kayıtlı değeri, yenidendeğerlenmiş tutarları ile dikkate alınır." ifadesi ile kastedilen sabit kıymetlerin gerekli şartların oluşması halinde yapılan enflasyon düzeltmesisonucu oluşan yeniden değerlenmiş değerinin dikkate alınması gerektiğidir. Dolayısıyla, gerekli şartların oluşması halinde yapılacak enflasyondüzeltmesi dışında başkaca bir değerleme yapılmayacaktır.

Yurt dışında yapılan işlerle ilgili kazancın tespitinde götürü gider uygulaması
06.09.2011 tarih ve 694 sayılı özelge:
Yurt dışında yapılan inşaat işiyle ilgili kar veya zarar, işin yapıldığı ülkenin mevzuatına göre tespit edilir ve o ülke tarafından vergilendirilir. Buişe ilişkin kazancın Türkiye’de vergiden istisna edilmesi nedeniyle, anılan işe ilişkin gider ve zararların ayrıca Türkiye’de kazancın tespitinde giderolarak dikkate alınabilmesi mümkün bulunmamaktadır. Dolayısıyla, kazancın kurumlar vergisinden istisna edilen inşaat ve onarma işlerine ilişkin olarakGelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (l) numaralı bendi uyarınca hesaplanan götürü giderlerin, Türkiye’de vergiye tabi kurum vekazancın tespitinde dikkate alınması mümkün bulunmamaktadır.

Yurt dışında yaptırılan reklam ve tanıtım işleri için yapılan ödemelerde stopaj
02.01.2012 tarih ve 34 sayılı özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinde, Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde yerleşik olan veya faaliyette bulunan kurumlara nakden veyahesaben yapılan veya tahakkuk ettirilen her türlü ödemeler üzerinden vergi kesintisi yapılması öngörülmüş olmasına rağmen, henüz bu yetkikullanılmamıştır. Bu nedenle yurt dışına yapılan ödemelerin, ödemenin yapıldığı ülke yönüyle, vergi kesintisine tabi tutulması söz konusu değildir.
Öte yandan, yurt dışındaki gerçek ve tüzel kişilere yaptırılan reklam ve tanıtım faaliyetlerinin ticari faaliyet kapsamında değerlendirilmesidolayısıyla bu faaliyetler nedeniyle yurt dışındaki firmalara fatura karşılığında yapılan ödemeler üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinegöre kurumlar vergisi tevkifatı yapılmaması gerekmektedir.

İş Kanunu’nun sorumluluk hükümlerine istinaden yapılan ödemelerin gider niteliği
05.01.2012 tarih ve 26 sayılı özelge:
İş Kanunu’nun sorumluluk hükümlerine göre veya yine bu Kanun hükümlerine dayanılarak verilen mahkeme kararlarına göre ödenen ücretler, sosyal güvenlikprimi, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile karar harcı, vekâlet ücreti ve diğer yargılama giderlerinin kurum kazancınızın tespitinde gider olarakdikkate alınması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, alt işveren (taşeron) firmaların çalıştırdıkları işçiler için ödemedikleri SSK primleri neticesinde oluşan gecikme faizleri ve cezaların, kurumkazancınızın tespitinde indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, İş Kanunu gereğince müteselsil sorumluluk kapsamında yapılan ödemelerin, alt işveren firmadan daha sonra tahsil edilmesi halinde, tahsiledilen miktarların tahsil edilen dönemin kurum kazancına dahil edilmesi gerekmektedir.

İade edilen destek priminin gider kaydedilmesi
28.12.2011 tarih ve 2401 sayılı özelge:
Alındığı tarihte kurum kazancına dahil edilen ve Yurt Dışı Fuar Katılımlarının Desteklenmesine İlişkin Tebliğin 17. maddesine istinaden geri ödenenprim tutarları, geri ödendiği dönemde kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkate alınabilir. Ancak, tahsil edilen prime bağlı olarak geriödenecek tutarın içerisinde yer alan 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen cezalar, gecikme zamları vefaizlerin gider olarak dikkate alınması mümkün değildir.

Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıtlı geminin hurdaya çıkartılarak satışında istisna
20.12.2011 tarih ve 2238 sayılı özelge:
Gemi ve yatların işletilmesinden ve devrinden elde edilen kazançların istisnadan yararlanabilmesi için, gemi ve yatların Türk Uluslararası GemiSiciline kayıtlı olması zorunlu olup devir halinde istisnadan yararlanılabilmesi için, devir sonrasında da anılan sicile kaydın devam etme zorunluluğubulunmaktadır.
Bu çerçevede, gelir ve kurumlar vergisi mükelleflerinin,
- Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilmesinden elde ettikleri kazançlar ile
- Türk Uluslararası Gemi Siciline kayıt ettirdikleri gemilerin ve yatların işletilip işletilmediğine bakılmaksızın aynı sicile bir başkası adına tesciledilmek üzere devrinden elde ettikleri kazançlar, gelir ve kurumlar vergisinden istisna olacaktır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, işletmeye ait geminin hurdaya ayrılarak satılması karşılığında elde edilen kazancın kurumlar vergisinden istisnaedilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Serbest bölgede yapılan yıllara sari inşaat işlerinden elde edilen kazançlarda vergileme
20.12.2011 tarih ve 2239 sayılı özelge:
Serbest bölgede bulunan firma ile yapılan malzeme dahil inşaat yapım hizmetinin, yıllara sari inşaat ve onarım işi kapsamında değerlendirilmesi vemalzeme temini dahil ödenen hak edişlerin tamamından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre vergi kesintisiyapılması gerekmektedir.
Serbest bölgede yapılacak inşaat için gereken malların tesliminin ihracat kapsamında değerlendirilmesi yapılan işin yıllara sari olma vasfınıdeğiştirmez.
Öte yandan, söz konusu işten elde edilen kâr veya zararın işin bittiği yıl kati olarak tespit edilmesi ve tamamının o yılın geliri sayılarakvergilendirilmesi gerekir.

Yenileme fonu ve taşınmaz satış kazancı istisnasının birlikte kullanımı
09.12.2011 tarih ve716 sayılı özelge:
Yenileme fonunun ayrılabilmesi; amortismana tabi bir iktisadi kıymetin varlığı ve bu kıymetin satılmasından oluşan kârın aynı neviden yeni bir iktisadikıymet alımında kullanılması halinde söz konusu olabilmektedir. Ayrıca yenileme fonundan yararlanabilmek için satılan kıymetin yenilenmesinin zaruribulunması veya bu hususta işletmeyi idare edenlerce karar verilip teşebbüse geçilmiş olunması gerekir. Eğer elden çıkarılan iktisadi kıymetinyenilenmesinin zaruri bulunduğu açıksa bu yenileme fonu ayrılması için yeterlidir.
Bu itibarla, fabrika binasının satışı neticesinde ortaya çıkan kârın, proje çalışmalarına başlanılan ve şirket yönetimi tarafından da onaylanan yeniyatırım giderlerinin karşılanması amacına yönelik olarak yenileme fonuna aktarılması mümkün bulunmamaktadır. Ancak yeni bir fabrika binasının iktisabıamacıyla, mevcut fabrika binasının satışından elde edilen kârın anılan Kanun hükmü kapsamında pasifte oluşturulacak bir hesapta üç yıl süreyleizlenmesi mümkündür.
Diğer taraftan fabrika binasının satışından elde edilecek kazancın Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5-1/e maddesi çerçevesinde istisnaya konu edilmesi veistisna dışında kalan % 25’lik kısmının ise yeni bir fabrika binasının iktisap edilmesi amacıyla yenileme fonuna aktarılması mümkün bulunmaktadır.

Yurt dışında yapılan inşaat ve montaj işlerinden elde edilen kazancın vergilemesi
04.01.2012 tarih ve 20 sayılı özelge:
Başka bir ülkede bulunan Uluslararası Havaalanı’nın tırabzan parmaklığı, inoks kolon kaplaması işlerinin yapımı, montajı ve kurulması işlemlerininyapılması nedeniyle elde edilen kazancın, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5/h maddesinde belirtilen şartlar dahilinde kurumlar vergisinden istisna edilmesimümkün bulunmaktadır.
Diğer taraftan, yurt dışındaki şube tarafından yürütülen işlere ilişkin kâr veya zararın, ilgili ülkenin vergi mevzuatına göre tespit edilerek,Türkiye’de genel netice hesaplarına intikal ettirilmesi ve beyannamede gösterilmek suretiyle istisna edilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, yurt dışında yapılacak söz konusu işlerle ilgili olarak yurt dışına gönderilen işçilere diğer ülkede tahakkuk ettirilerek ödenenücretlerden vergi tevkifatı yapılmayacaktır. Ancak, ücret ödemesinin Türkiye’de yapılması halinde, bu ücret ödemesinin vergi tevkifatına tabi tutulmasıve tevkifatların ait olduğu dönemlere ilişkin muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir.
Söz konusu ücret ödemelerinin her iki durumda yurt dışı kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınması, yurt içi kazançların tespitinde ise giderolarak dikkate alınmaması gerekmektedir.

Yıllara sari işlerde stopaj
07.09.2011 tarihli özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasında kimlerin tevkifat yapacağı belirtilmiştir. Aynı maddenin birinci fıkrasının (a) bendindeise Gelir Vergisi Kanunu’nda belirtilen esaslara göre istihkak sahiplerinin kurumlar vergisine mahsuben, birden fazla takvim yılına yaygın inşaat veonarım işleri ile uğraşan kurumlara bu işleri ile ilgili olarak yapılan hakediş ödemeleri üzerinden tevkifat yapılacağı hükme bağlanmıştır. Tevkifatoranı 2009/14594 sayılı Bakanlar Kurulu kararı ile %3 olarak belirlenmiştir.
Bir işin Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi kapsamına giren inşaat ve onarma işlerinden olması için, yapılan işin inşaat ve onarma işi olması, birdenfazla takvim yılına sirayet etmesi ve taahhüde bağlı olarak yapılması gerekmektedir. Dolayısıyla anılan madde kapsamına girmeyen işler dolayısıylayapılan ödemelerden tevkifat yapılmayacaktır.
Geçici ve kesin kabul usulüne tabi olan ve birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işinde geçici kabulün yapıldığını gösterentutanağın idarece onaylandığı tarih, diğer hallerde işin fiilen tamamlandığı veya fiilen bırakıldığı tarih bitim tarihi olarak kabul edilmektedir.
2007 takvim yılında başlayıp birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat işinin 10.11.2009 tarihinde feshedilmesi halinde, sözleşmenin feshedildiğitarih işin bitim tarihi olarak kabul edilmesi ve bu tarihten sonra işveren tarafından söz konusu iş nedeniyle yapılacak ödemeler üzerinden tevkifatyapılmaması gerekmektedir.

Ecrimisil ödemesi gider yazılıp yazılamayacağı
07.09.2011 tarihli özelge:
Şirketin genel merkez bahçesinde bulunan Vakıflar Bölge Müdürlüğü’ne ait arsanın Şirket tarafından kullanılması yoluyla sağlanmış olan menfaatinparasal karşılığı olarak tahakkuk ettirilen ve Hazine Taşınmazlarının İdaresi Hakkında Yönetmelikte tazminat olarak tanımlanan ecrimisil ödemesi, kiraödemesi niteliği taşıdığından, kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, ecrimisil bedeline ilişkin Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümlerine göre ödenen gecikme zammı, kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirim konusu yapılamaz.

Bayi çalışanlarına performansa bağlı olarak verilen ürün bedellerinin gider kaydedilmesi
06.09.2011 tarihli özelge:
Bayilerin bordrosunda kayıtlı satış elemanlarına, hedeflenen kotaları geçmeleri durumunda bedelsiz olarak verilecek olan ürünler, ciro primi niteliğindedir. Dolayısıyla, kurum kazancının tespitinde pazarlama ve satış gideri, bayiler tarafından da gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.
Diğer taraftan, bayiler tarafından çalışanlara verilen bu ürünlerin değeri, ücret bordrosuna dahil edilmek ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesinin(1) numaralı bendine göre gelir vergisi tevkifatına tabi tutulmak suretiyle aynı Kanun’un 40. maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendine göre gider olarak dikkate alınması mümkün bulunmaktadır.

Mahkeme kararına göre ödenen faiz, harç ve vekalet ücretinin gider kaydedilmesi
06.09.2011 tarihli özelge:
Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendinde, işle ilgili olmak şartıyla, mukavelenameye veya ilama veya kanun emrine istinaden ödenen zarar, ziyan ve tazminatların safi kazancın tespitinde gider olarak indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Buna göre, Mahkeme kararına istinaden ödenmesine karar verilen faiz, mahkeme harçları, vekalet ücreti ile diğer icra ve mahkeme masrafı tutarlarının bu kapsamda kurum kazancının tespitinde gider olarak kayıtlara alınması mümkün bulunmaktadır.

Taşınmaz satışında istisna uygulaması
05.09.2011 tarihli özelge:
Taşınmaz ticaretini fiilen yapılmasa da,şirketin ana sözleşmesinde iştigal konuları arasında taşınmaz ticareti bulunması halinde, bilançoda duranvarlıklar arasında kayıtlı olan taşınmazın satışından elde edilen kazancın Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeyer alan istisnadan faydalanması mümkün bulunmamaktadır.

Müzikli ve danslı fıskiye sistemi montajı işinin yıllara sari inşaat işi olup olmadığı
05.09.2011 tarihli özelge:
Alışveriş merkezi inşaatında yapılacak olan “müzikli ve danslı fıskiye sistemi montajı” işinin altyapı olarak inşaat işini gerektirmesi ve bir sonrakitakvim yılına sarkması nedeniyle, söz konusu iş yıllara sari inşaat ve onarma işi olarak kabul edilmesi gerekir.
Alt yüklenici olarak işe ilişkin imalat ve montaj işlerinin üstlenilmesinde yüklenici ile birlikte aynı oranda sorumlu olunması nedenleriyle, sözkonusu işin ertesi yıla sarktığı tarihten itibaren Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi kapsamında inşaat ve onarma işi olarak değerlendirilmesigerekmekte olup, bu tarihten itibaren ödenecek istihkak bedellerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğincekurumlar vergisine mahsuben vergi kesintisi yapılması gerekir.

Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işleri için yapılan ek sözleşmeden dolayı tevkifat yapılıp yapılmayacağı
02.09.2011 tarihli özelge:
Bir işin Gelir Vergisi Kanunu’nun 42. maddesi kapsamında değerlendirilebilmesi için;
- Faaliyet konusunun inşaat ve onarım işi olması,
- İnşaat ve onarım işinin birden fazla takvim yılına yaygın olması, diğer bir ifadeyle bir takvim yılında başlayıp ertesi veya daha sonraki takvimyıllarında bitirilmiş olması,
- İnşaat ve onarım işinin resmi veya özel taahhütlere bağlı olarak yapılması,
gerekmektedir.
Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işi kapsamında değerlendirilen aynı inşaat işine ilişkin olarak aynı taşeron firmayla yapılanek sözleşmeye istinaden yapılacak hakediş ödemeleri üzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fırkasının (a) bendi uyarınca %3oranında kurumlar vergisi tevkifatı yapılması gerekmektedir.

Ar-Ge indiriminde bir önceki yıla ilişkin kıyaslamanın geçici vergi dönemleri itibariyle yapılıp yapılamayacağı
29.08.2011 tarihli özelge:
5746 sayılı Ar-Ge Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun çerçevesinde kurulan Ar-Ge merkezlerinde, 500 ve üzerinde tam zaman eşdeğer Ar-Gepersoneli istihdam edilmesi halinde,geçici vergi dönemleri sonu itibariyle gerçekleştirilenAr-Ge ve yenilik harcamalarının toplam tutarının, bir öncekiyıla göre yapılan Ar-Ge ve yenilik harcamalarının toplam tutarı ile kıyaslanması sonucu ortaya çıkan artışın yarısı, 5746 sayılı Kanunda yer alan hükümve Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğinde belirtilen açıklamalar çerçevesinde kurumkazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkündür.

Taşınmaz satışından elde edilen kazancın farklı muhasebe hesabına kaydedilmesi
26.08.2011 tarihli özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendinde yer alan istisnadan yararlanılabilmesi için şirketin aktifinde iki yıldanfazla süreyle kayıtlı bulunan taşınmazın satışından elde edilecek kazancın, satışın yapıldığı yılı izleyen hesap döneminin başından itibaren kazancınbeyan edildiği döneme ait kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihe kadar fon hesabına alınması, dolayısıyla bu kazancın satışın yapıldığıdönemin genel sonuç hesaplarına yansıtılması gerekmektedir. Fon hesabına alınan kazanç tutarının sermayeye ilavesi ancak bu işlem sonrasında mümkünbulunmaktadır.

Uydu frekansı kira bedelinde stopaj
25.08.2011 tarihli özelge:
Uydu firması ile yapılan anlaşma gereği iki yıl süresince uydudan yayın yapmak üzere kiralanan frekans için yapılan ödemelerin gayrisafi tutarıüzerinden Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 30. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca % 20 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

Personelin kusuru nedeniyle ödenen tazminatın gider yazılıp yazılamayacağı
25.08.2011 tarihli özelge:
Ödenen tazminatların gider yazılabilmesi için, işle ilgili olması ve sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunması şarttır. Ancak, kurumlarcaişle ilgili ödenen tazminatlar, sözleşmeye, ilama veya kanun emrine bağlı bulunsa dahi, kurumların, ortaklarının, yöneticilerinin ve çalışanlarınınkusurundan kaynaklanması halinde gider olarak yazılamamaktadır. .
Buna göre, firmaya ait kamyonun sürücüsünün kusuru nedeniyle mahkeme kararına göre ödenen maddi ve manevi tazminatlar (protez bedeline ilişkinödenenler dahil) ile söz konusu tazminatlara ilişkin yasal faizlerin kurum kazancınızın tespitinde gider olarak indirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Öte yandan, ödenen protez bedeline ilişkin olarak sigortadan bir tazminat alınması ve alınacak tazminat tutarının protez bedeline ilişkin ödenentazminat tutarını aşması durumunda, aşan kısmının gelir olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Zarar Mahsubu
11.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 9-491 sayılı özelge:
Kurumlar vergisi matrahının tespitinde geçmiş yıl zararlarının indirim konusu yapılabilmesi için, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkintutarların ayrı ayrı gösterilmesi ve beş yıldan fazla nakledilmemesi gerekmekte olup beyannamede zarar olsa dahi indirim konusu yapılabilecek indirimve istisnalar düşüldükten sonra kazanç bulunması halinde de indirime konu edilmesi gerekmektedir.
Bu açıklamalar çerçevesinde, 2005 ve 2006 yılı kurumlar vergisi beyannamelerinde indirim imkânı olduğu halde kurum kazancından indirilmeyen 2004 yılızararının, 2008 yılı kurumlar vergisi matrahının tespitinde indirim konusu yapılması mümkün olmayıp 2005 ve 2006 yılı kurumlar vergisi beyannamelerinindüzeltilmesi yoluyla da indirimi mümkün değildir.
11.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 9-492 sayılı özelge:
Kurumlar vergisi matrahının tespitinde geçmiş yıl zararlarının indirim konusu yapılabilmesi için, kurumlar vergisi beyannamesinde her yıla ilişkintutarların ayrı ayrı gösterilmesi ve beş yıldan fazla nakledilmemesi gerekmekte olup beyannamede zarar olsa dahi indirim konusu yapılabilecek indirimve istisnalar düşüldükten sonra kazanç bulunması halinde de indirime konu edilmesi gerekmektedir.
Buna göre, ilgili hesap döneminde kazanç olmasına ve indirim konusu yapılabilecek geçmiş yıl zararı bulunmasına rağmen geçmiş yıl zararlarını dikkatealmayan mükelleflerin, bu dönemi izleyen yıllarda söz konusu geçmiş yıl zararlarını mahsuba konu etmeleri mümkün değildir. Ayrıca, kazanç beyan edilendönemde geçmiş yıl zararlarını mahsup etmeyerek bu hakkından vazgeçen mükelleflerin, kazanç beyan edilen dönem beyannamesini düzeltmeleri ve geçmiş yılzararlarını indirim konusu yapmaları da söz konusu olmayacaktır.
Bu hüküm ve açıklamalar çerçevesinde, 2006 yılı kurumlar vergisi beyannamesinde indirim imkânı olduğu halde kurum kazancından düşülmeyen 2004 ve 2005yılı zarar tutarlarının, sonraki yıl beyannamelerinde indirim konusu yapılması mümkün olmayıp söz konusu zarar tutarının 2006 yılı kurumlar vergisibeyannamesinin düzeltilmesi yoluyla da indirim konusu yapılması mümkün değildir.
03.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.ÖZ.2010.28.-74 sayılı özelge:
Birden fazla dönemin zararla sonuçlanması durumunda, zarar mahsubunda en önceki yıl zararından başlanmak suretiyle mahsup işlemi yapılmalıdır. Zararmahsubunun azami beş yıllık süre içerisinde yapılabilmesinin mümkün olması, en önceki yıl zararının mahsubunu zorunlu kılmaktadır.
Buna göre geçmiş yıllara ait zararların, beş yıllık süre içinde olmak kaydıyla, dönem kârının mevcut olduğu ilk dönemden itibaren mahsup edilmesigerekmekte olup dönem kârının mevcut olduğu hesap döneminde mahsup edilmeyen geçmiş yıl zararlarının, sonraki dönemlerde mahsup edilmesi mümkünbulunmamaktadır.

İndirimli kurumlar vergisi (Yatırım teşvik)
09.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.25.15.01-2010-KV-2255-2-3 sayılı özelge:
Yatırım teşvik belgeli yatırım nedeniyle elde edilen kazancın işletme bütünlüğü çerçevesinde ayrı hesaplarda takip ve tespit edilerek indirimli oranuygulanacak kazanç tutarının Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 32/A maddesine göre tespit edilmesi ve yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçicivergi döneminden itibaren indirimli kurumlar vergisi uygulamasından yararlanılabilmesi mümkün bulunmaktadır.
29.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 32/A-395 sayılı özelge:
Yatırımın kısmen işletilmesinden elde edilen kazancın ayrı tespitinin söz konusu olmadığı durumda, kısmen tamamlanan ve üretimde kullanılmakta olanyatırımlara ilişkin yatırımın kısmen veya tamamen faaliyete geçtiği geçici vergi döneminde başlanmak üzere, Devletçe karşılanacak tutarın tespitinde;amortisman uygulaması ile ilişkilendirilmeksizin, yapılan tevsi yatırıma ait tutarların, dönem sonunda kurumun aktifine kayıtlı bulunan amortismandüşülmemiş toplam sabit kıymet tutarına (devam eden yatırımlara ait tutarlar da dahil) oranlanması suretiyle indirimli oran uygulanacak kazancınbelirlenmesi gerekmektedir. Sabit kıymet ifadesinden ise Vergi Usul Kanunu’nun 313. maddesi uyarınca amortisman mevzuunu oluşturan iktisadi kıymetlerinanlaşılması gerekir.
17.03.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-32/A-18 sayılı özelge:
Şirketinizce 2010 yılında teslim alınan ve işletilmesine başlanan 10 adet uçağın bedelinin, yaptığınız anlaşmalar çerçevesinde teslim alınacak olantoplam 89 uçağın bedelinin en az %10 u olması ve teslim alacağınız uçaklara ilişkin belgelerin tamamlanmasıyla birlikte Hazine Müsteşarlığınabaşvurularak aynı teşvik belgesinin revize edilmesi durumunda, şirketinizce toplam 89 uçak alınmasına ilişkin söz konusu yatırımdan elde edilecekkazanca 31.12.2010 tarihinden önce başlanmış olan yatırımlar için geçerli indirim ve yatırıma katkı oranlarının uygulanması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, anılan Kararın "Yatırımın süresi ve tamamlama vizesi" başlıklı 17. maddesinin dördüncü fıkrasında belirtildiği üzere, yatırımların öngörülensüre içinde tamamlanamaması veya 4. maddede belirtilen asgarî yatırım tutarlarına uyulmaması gibi yatırıma ilişkin şartların ihlali halinde, teşvikbelgelerinin iptal edilerek veya kısmî olarak müeyyide uygulanarak, sağlanmış olan destek unsurlarının ilgili mevzuat çerçevesinde yatırımcılardan gerialınacağı tabiidir.

Ar-Ge İndirimi ve Gelir Vergisi Stopajı Desteği
07.05.2011 tarih ve B.07.4.DEF.0.78.10.00-Ar_ge-3 sayılı özelge:
24.11.2009 tarihinde imzalanarak Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından desteklenmeye uygun bulunan ve "...." başlıklı ve ..... kod numaralı projesözleşmesinin 5746 sayılı Kanunda belirtilen şartları taşıması halinde, projeye ilişkin destek karar yazısının düzenlendiği veya proje sözleşmesininyürürlüğe girdiği tarihten itibaren Ar-Ge indiriminden ve gelir vergisi stopaj teşvikinden yararlanması mümkün bulunmaktadır.
Ancak, 5746 sayılı Kanun kapsamındaki istisna, destek ve teşviklerden yararlanmanız halinde, ayrıca Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birincifıkrasının (a) bendinde yer alan aynı mahiyetteki hükümlerden yararlanmanız mümkün bulunmamaktadır.
Diğer taraftan, söz konusu proje hakkında 5746 sayılı Kanun’dan yaralanmayıp, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 10. maddesinin birinci fıkrasının(a) bendi hükmünden yararlanmayı tercih etmeniz halinde, 1 seri no.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde yer alan açıklamalar doğrultusunda Gelirİdaresi Başkanlığına başvurmanız gerekmektedir.
04.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-124 sayılı özelge:
Şirket tarafından KOSGEB ... Üniversitesi -... Teknoloji Geliştirme Merkez Müdürlüğü'ne sunulan "................" başlıklı projenin, ....... tarih ve......... numaralı sözleşme ile desteklenmesi uygun bulunduğundan, 1 Seri No.lu 5746 Sayılı Kanun Genel Tebliği ve Araştırma ve GeliştirmeFaaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliği'nde yer alan diğer şartların da yerine getirilmesi şartıyla, projesözleşmesinin yürürlüğe girdiği (25.02.2010) tarihten itibaren, 5746 sayılı Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanunda yeralan destek ve teşvik uygulamalarından yararlanılması mümkün bulunmaktadır.
Ayrıca, kurumlar vergisi beyannamesinde yararlanılan Ar-Ge indiriminin doğru hesaplandığı ve uygulandığına ilişkin yeminli mali müşavir tasdikraporunun da süresi içinde bağlı bulunulan vergi dairesine verilmesi gerekmektedir.
01.07.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.99.16.02-KVK-10-22 sayılı özelge:
İşletmelerin 5746 sayılı Kanun kapsamında Ar-Ge projeleri nedeniyle Ar-Ge indiriminden yararlanabilmeleri için, yıllık gelir veya kurumlar vergisibeyannamesi ekinde Yönetmeliğin 9. maddesinin birinci fıkrasında bentler halinde sayılan belgeleri vermesi gerekmekte olup, bu belgelerin destek verenkamu kurumu tarafından onaylanması gerekmektedir.
Buna göre, Bankanız tarafından yürütülmekte olan ve TÜBİTAK tarafından 11.08.2009 tarihli destek karar yazısı ile desteklenmesine karar verilen "..."projesi kapsamında Ar-Ge indirimine konu olan harcamaların ana gruplar itibarıyla yıllık tutarları ve ayrıntılı dökümünü gösteren listenin projeyedestek veren kamu kurumu olan TÜBİTAK tarafından onaylanması gerekmektedir.

Serbest Bölge Kazancının Dağıtımında Vergileme
29.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.16.01-176300-111 sayılı özelge:
Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş olan ve kanuni veya iş merkezleri serbest bölgede bulunan şirketlerin tam mükellef kurum olarakdeğerlendirilmesi gerekir.
Serbest Bölgeler Kanunu’nun geçici 3. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinde yer alan istisna hükmünün, kâr dağıtımına bağlı yapılacak vergikesintisine etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, serbest bölgede faaliyet gösteren mükellefler tarafından kâr dağıtımı yapılması halinde, dağıtılan kârpayları üzerinden kârı elde edenin hukuki statüsüne göre, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15 ve 30. maddeleri ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesininbirinci fıkrasının (6) numaralı bendi gereğince tevkifat yapılması gerekir.
Ancak, ortağı olunan tam mükellef statüsündeki anonim şirketten elde edilen kâr payları, Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının(a) bendinin birinci alt bendine göre iştirak kazancı istisnası kapsamında olduğundan kurumlar vergisinden istisna tutulması gerekmektedir. Ayrıca,serbest bölgede ortağı olunan tam mükellef anonim şirketten elde edilen kâr payından Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesi ile Gelir VergisiKanunu’nun 94. maddesinde tam mükellef kurumlara dağıtılan kâr payları üzerinden vergi tevkifatı yapılacağına ilişkin herhangi bir hükümbulunmadığından, tevkifat yapılmaması gerekmektedir.

Sponsorluk Giderleri
28.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.10.15.01-128-821-38 sayılı özelge:
Belediyenin düzenlediği festival çerçevesinde dans topluluğu getirilmesine yönelik olarak, bir başka şirkete ödenen tutarların 5520 sayılı Kanun’un 10.maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (d) bentleri kapsamında değerlendirilmesi ve kurum kazancından indirimi mümkün bulunmamaktadır.

Devrolan şirkete ait yatırım indiriminden yararlanan kazancın dağıtımı
28.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.26.15.01-KVK-49-2-3-22 sayılı özelge:
Devir nedeniyle tasfiyesiz infisah eden şirketin yatırım indirimi uygulanması nedeniyle Mayıs 2009 döneminde Gelir Vergisi Kanunu’nun geçici 61.maddesi uyarınca % 19,8 oranında gelir vergisi kesintisine tabi tutulan ve birleşme ile birleşilen şirkete devredilen 2008 yılı mali kârının,birleşilen şirket hesaplarında da takip edilebilmesi imkânı bulunduğundan, bu şirket tarafından dağıtımı yapılacak bahse konu kârın anılan Kanun’ungeçici 62. maddesi uyarınca tevkifata tabi tutulmaması gerekmektedir.

Çalınan Paraların Gider Yazılması
25.03.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 8-198 sayılı özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 11. maddesinin birinci fıkrasının (g) bendinde yer alan hüküm gereğince, sözleşmelerde ceza şartı olarak konulantazminatlar hariç olmak üzere kurumun kendisinin, ortaklarının yöneticilerinin ve çalışanlarının suçlarından doğan maddi ve manevi zarar tazminatgiderlerinin kurum kazancının tespitinde indirilmesi mümkün değildir.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, çalınan veya kaybolan paraların gider yazılması mümkün olmadığı gibi ifa edilen para taşımacılığı hizmetinde kaybolanveya çalınan tutarların karşı tarafa tazmin edilmesi nedeniyle ödenecek tazminat tutarlarının kurum kazancınızın tespitinde gider olarak dikkatealınması mümkün bulunmamaktadır.

Nev’i değişikliği halinde alınan hisse senetlerinin iktisap tarihi
01.02.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.16.01-KVK 19-83 sayılı özelge:
Kurumlar Vergisi Kanunu açısından şirketlerde nevi değişikliği devir hükmünde olduğundan, nev'i değişikliğinin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19 ve 20.maddeleri kapsamında yapılması halinde, limited şirketin ortaklarına verilecek anonim şirkete ait hisse senetlerinin ilk iktisap tarihi olarak,ortaklarınızın nevi değiştiren limited şirketin sermayesine iştirak ettikleri tarihin dikkate alınması gerekmektedir.

Gelir Vergisi Kanunu
İhracata aracılık eden Almanya mukimi gerçek kişiye ödenen komisyon üzerinden yapılacak vergi tevkifatı
01.03.2012 tarih ve 316 sayılı özelge:
Almanya’da ikamet eden gerçek kişi tarafından, ihracat dolayısıyla verilen aracılık hizmetleri ticari faaliyet kapsamında bulunmaktadır. Darmükellefiyete tabi gerçek kişilere komisyon hizmetlerine ilişkin olarak ticari faaliyet kapsamında yapılan ödemeler Gelir Vergisi Kanunu’nun 94.maddesinde tevkifata tabi ödemeler arasında sayılmadığından, gerçekleştirilen ihracatlara yurt dışından aracılık eden Almanya mukimi gerçek kişiyeyapılacak komisyon ödemeleri üzerinden vergi tevkifatı yapılmasına gerek bulunmamaktadır.
Ancak, söz konusu gerçek kişi faaliyetinin yurt dışında pazar araştırması yapılması ve pazarlama ve yönetim hizmetleri gibi hizmetler dolayısıyla saltkomisyonculuk işinin dışına taşması durumunda, verilen hizmetin Gelir Vergisi Kanunu’nun 65. maddesi çerçevesinde serbest meslek kazancı niteliğindedeğerlendirilmesi ve bu hizmet karşılığında ilgili kişiye ödenen komisyon bedelleri üzerinden Kanun’un 94. maddesinin birinci fıkrasının 2 numaralıbendi uyarınca % 20 oranında tevkifat yapılması gerekmektedir.

Ücretlilere nakit olarak ödenen yemek bedelinin vergilemesi ve gider yazılması
291.03.2012 tarih ve 373 sayılı özelge:
İhale kapsamında alınan işlerde çalıştırılan işçilere verilecek yemek bedellerinin nakit olarak işçinin kendisine ödenmesi halinde, bu tutarların gelirvergisinden istisna edilmesi mümkün bulunmamaktadır. Söz konusu ödemelerin ücret olarak kabul edilmesi ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104.maddelerine göre vergilendirilmesi gerekmektedir.

Fazla ve yersiz ödenen verginin iade alınması halinde gelir yazılacak dönem
26.01.2012 tarih ve 11 sayılı özelge:
2005/2010 yılları arasında ödenmiş olan MTV’nin yersiz ve fazla tahsil edilen kısmının, Vergi Dairesi tarafından düzeltmenin yapıldığı dönemde tutar vemahiyet itibarıyla kesinleşmiş olduğu kabul edilerek, bu dönem itibarıyla kurum kazancının tespitinde gelir unsuru olarak dikkate alınması mümkünbulunmaktadır.

Yıllara sari iş istihkak tutarının yeniden hesaplanarak azaltılması durumunda yapılacak uygulama
25.01.2012 tarih ve 111 sayılı özelge:
Yıllara sâri inşaat işi kapsamında faturası düzenlenen ve ödemesi yapılan hakediş bedellerinde, hesapların yeniden değerlendirilmesi sonucu fazla veyersiz ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde, yüklenici tarafından fazla ve yersiz ödenen hakedişler karşılığında iade edilmesi gereken tutarkadar fatura düzenlenmesi, söz konusu faturanın da hakedişe ilişkin kabul tutanakları, sözleşmeler ve önceden düzenlenen fatura ile ilişkilendirilmesive hakediş hesaplarında hata yapıldığının faturada açıkça belirtilmesi suretiyle düzeltilmesi mümkün bulunmaktadır.
Yapılan iş için yüklenici firmanın fazla ödemiş olduğu hakediş bedelleri iade edilmiş olduğundan, iade edilen kısımlar üzerinden yapılan vergikesintisi fazla ve yersiz ödenen vergi niteliği kazanacaktır. Verginin ödenmiş olması şartıyla, yüklenici firmanın muhtasar beyanname yönünden bağlıbulunduğu vergi dairesinden işi yapan şirketin talep etmesi halinde düzeltme talebinin Vergi Usul Kanunu’nun 116 ve 123. maddeleri ile 252 seri no.luGelir Vergisi Genel Tebliğinde yapılan açıklamalar çerçevesinde ilgili vergi dairesince yerine getirilmesi mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, iade edilecek olan söz konusu vergi kesintilerinin şirketçe kurumlar vergisi beyannamesinde mahsuba konu edilmesi mümkün değildir.

Personele tahsis edilen araçlara ilişkin gider ve amortismanlar
17.01.2012 tarih ve 48 sayılı özelge:
Kiralama yoluyla edinilen veya işletmeye dahil olan araçlara ilişkin giderlerin, bu araçların işte kullanıldıklarının Vergi Usul Kanunu’nun 3.maddesinin (b) bendi gereği ispatı halinde, Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin (5) numaralı bendine; işletmeye kayıtlı araçlara ilişkin olarakayrılan amortismanların da bu Kanun’un 40. maddesinin (7) numaralı bendine istinaden kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkünbulunmaktadır.
Şirket personelinin işyerine geliş gidişlerini kolaylaştırmak maksadıyla toplu taşıma dışında tahsis edilen araçlar ile yönetim kurulu üyelerine busıfatları dolayısıyla tahsis edilen araçların, işle ilgili olarak kullanılmadıkları (işe geliş-işten dönüş, hafta sonu tatili, bayram tatili vb.)dönemlere ilişkin giderlerden şirket tarafından karşılanan kısmının net ücret olarak değerlendirilmesi ve bu ödemelerin tevkifata tabi tutulduklarıbrüt tutarlarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde indirim konusu yapılması mümkünbulunmaktadır.
Yönetim kurulu üyelerine bu sıfatları dolayısıyla ödenen veya sağlanan para, ayın ve menfaatlerin yanı sıra bu görevleri dolayısıyla tahsis edilenaraçlar nedeniyle ücret kabul edilen ödemelerin Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 13. maddesinde yer alan "Transfer Fiyatlandırması Yoluyla Örtülü KazançDağıtımı" hükümlerine göre ayrıca değerlendirilmesi gerekir.

Tam zamanlı Ar-Ge personeline izinli olduğu döneme ilişkin yapılan ücret ödemeleri
11.02.2012 tarih ve 37 sayılı özelge:
Ar-Ge merkezinde tam zamanlı çalışmakta olan personelin eğitim, teknik inceleme vb. nedenlerle yurtiçi veya yurtdışına görevli olarak gönderilmelerihalinde, Ar-Ge merkezi dışında geçirilen bu süreler için 5746 sayılı Kanun kapsamında gelir vergisi stopajı teşviki hükümlerinden yararlanılması mümkünbulunmamaktadır.
Ayrıca, tam zamanlı çalışmakta olan personelin sadece hafta tatili ve yıllık ücretli izin süreleri gelir vergisi stopajı teşviki uygulamasında dikkatealınacak olup, ay içerisinde kullanmış oldukları doğum, süt, evlilik, ölüm, mazeret izni, resmi tatil günleri ile raporlu olunan süreler gelir vergisistopajı teşvikinin hesabında dikkate alınmayacaktır.

Fazla ve yersiz ödenen stopajın iadesi
02.01.2012 tarih ve 33 sayılı özelge:
Peşin ödenen kira bedelinin tamamı üzerinden tevkifat yapılarak muhtasar beyanname ile beyan edilmesi gerekmektedir. Kiralanan işyerinin tahliyesidurumunda, tahliye tarihinden sonra kiralamadan söz edilemez. Bu ödemelere ilişkin olarak ödenen tevkifat fazla ve yersiz ödenen vergi niteliğikazanır. Tahliye tarihinden sonraki dönemler için tevkif yoluyla ödenen vergiler için düzeltme işlemleri yapılarak, fazla ve yersiz olarak ödenenverginin iadesi gerekir. İadesi yapılan stopaj tutarının, yıllık gelir vergisi beyannamesi üzerinden hesaplanacak olan gelir verginizden mahsubuyapılamaz.

İşe iade tazminatının gider yazılması ve stopaj
23.12.2011 tarih ve 747 sayılı özelge:
İş sözleşmesinin feshedilmesi işleminin geçersizliğine hükmeden mahkeme kararında işe başlatılmama hali için belirlenen işe iade tazminatlarının vemahkeme masraflarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 40. maddesinin birinci fıkrasının (3) numaralı bendi kapsamında; 4 aylık ücret ödemelerinin ise aynımaddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendi kapsamında kurum kazancının tespitinde gider olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
İşe iade tazminatlarının Gelir Vergisi Kanunu’nun 25 inci maddesi hükmü uyarınca gelir vergisinden istisna edilmesi ve çalışanın işe iadesi içinişverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının ise ücret olarakgelir vergisi tevkifatına tabi tutulması gerekmektedir.

Personele ödenen yemek bedellerinin vergilendirilmesi ve gider kaydedilmesi
22.07.2011 tarihli özelge:
138 seri no.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinin "3.Fiili Yemek ve Yatmak Giderleri" başlıklı bölümünde, "2772 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile değişikGelir Vergisi Kanununun 24 üncü maddesinin 2 numaralı bendine göre Harcırah Kanunu kapsamı dışında kalan müesseseler tarafından hizmet erbabına ödenenfiili yemek ve yatmak giderleri 1.1.1983 tarihinden itibaren Devlet Memurlarına ödenen gündeliklerle mukayesede dikkate alınmayacaktır. Ancak, yemek veyatmak giderlerinin tevsik edilmemesi halinde, bu giderlere karşılık olarak verilen gündeliklerin aynı aylık seviyesindeki Devlet Memurlarına verilenmiktarı veya Devletçe verilen gündeliklerin en yüksek haddini aşan kısmının ücret olarak vergiye tabi tutulması gerekir.
Diğer taraftan, anılan personele fiili yemek ve yatmak giderleri dışında gündelik de ödendiği takdirde bu gündeliklerin tamamının ücret olarak vergiyetabi tutulması gerekecektir." açıklamasına yer verilmiştir.
Bu açıklamalar çerçevesinde;
- Personelin öğlen yemekleri nedeniyle lokantadan ortaklık adına aldıkları faturalara istinaden personelin kendisine yemek bedeli olarak nakdenödenecek bedeller (tutarı ne olursa olsun), personele sağlanan menfaat niteliğinde olduğundan ve Gelir Vergisi Kanunu’nun 61. maddesi gereğince ücretolarak değerlendirileceğinden, aynı Kanun’un 68/1. maddesine göre hasılattan gider olarak indirilmesi mümkündür.
- Personele asli görev mahalli dışındaki görevlendirmeler nedeniyle yemek ve yatmak giderleri karşılığı fiili tutarı ortaklık adına düzenlenmiş faturaile belgelendirmek kaydıyla ödeme yapıldığında, bu ödemelerin herhangi bir sınırlamaya tabi tutulmaksızın bütünüyle vergiden istisna edilmesi gerekir.
Yemek ve yatma giderlerini belgelendirmeden bu giderlere karşılık gündeliğin nakit olarak ödenmesi halinde ise vergiden istisna edilecek tutar, aynıaylık seviyesindeki Devlet memuruna aynı amaçla verilen gündelik tutarı ile sınırlı olup, bu miktarı veya Devletçe verilen gündeliklerin en yüksekhaddini aşan kısmın ücret olarak vergiye tabi tutulması gerekir.

İş Kanunu kapsamında kreşlere ödenen tutarın ücret niteliği
05.09.2011 tarihli özelge:
İş Kanunu’nun 88. maddesi gereğince düzenlenen Gebe veya Emziren Kadınların Çalıştırılma Şartlarıyla Emzirme Odaları ve Çocuk Bakım Yurtlarına DairYönetmeliğin 15. maddesinde; yaşları ve medeni halleri ne olursa olsun, 150’den çok kadın işçi çalıştırılan işyerlerinde, 0-6 yaşındaki çocuklarınbırakılması ve bakılması, emziren işçilerin çocuklarını emzirmeleri için işveren tarafından, çalışma yerlerinden ayrı ve işyerine yakın bir yurdunkurulmasının zorunlu olduğu, işverenlerin bu yükümlülüklerini yönetmelikte öngörülen nitelikleri taşıyan yurtlarla yapacakları anlaşmalarla da yerinegetirebilecekleri belirtilmiştir.
Bu çerçevede, anlaşmalı kreşlere yapılan ödemelerin İş Kanunu’nda yer alan zorunluluktan kaynaklanması nedeniyle, söz konusu ödemelerin ücret olarakdeğerlendirilmemesi gerekmektedir.

Ödeme yapılmadan serbest meslek makbuzu düzenlenmesi durumunda stopaj
26.08.2011 tarihli özelge:
Ekonomik sebeplerden dolayı muhasebecinin serbest meslek faaliyeti karşılığında olan ücreti ödenmediği halde, serbest meslek makbuzu düzenlenmişolması, bu makbuzun kayıtlara alınarak muhtasar beyannameye dahil edilmesi nedeniyle hesaben ödeme gerçekleşmiş olacağından, söz konusu ödemelerüzerinden gelir vergisi tevkifatının yapılarak, muhtasar beyannameyle beyan edilmesi gerekmektedir.

Ortak tarafından ödenen kiranın daha sonra şirket kurulduğunda şirketin kirayı gider olarak indirip indiremeyeceği
03.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.07.16.01-KVK.2010.30-75 sayılı özelge:
01.11.2009-01.11.2010 tarihleri arasında şirket ortağı tarafından kiralanan işyeri nedeniyle, şirketin kurulup kira sözleşmesine taraf olduğu tarihtensonraki döneme isabet eden (08.02.2010-01.10.2010 tarihleri arasında) kira ödemelerinin kurum kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi mümkünbulunmaktadır. Ancak, söz konusu kira sözleşmesinin şirketçe devralınmasından önceki dönemlere isabet eden kira ödemelerinin gider olarakindirilebilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Sözleşme karşılığında elde edilen bedelin, ilgili takvim yılı ticari kazancının tespitinde gelir olarak dikkate alınması
04.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.25.15.01-2010-GVK-2318-2-2 sayılı özelge:
Müşteriye, belirleyeceği yerden satın alınacak akaryakıt, madeni yağlar ve bu şirketçe üretimi veya dağıtımı yapılan diğer malları evsafınıdeğiştirmeden kesintisiz olarak bulundurma, teşhir etme, satma gibi yükümlülüklerin karşılığı olarak alınan bedelin, sözleşme süresine bakılmaksızın,tahakkuk ettiği yılda gelir yazılması gerekir.

Serbest Bölge Faaliyet Ruhsat süresinin uzatılması durumunda gelir vergisi istisnası
16.09.2010 tarih ve 4.35.16.01-176200-85 sayılı özelge
Serbest bölgede gerçekleştirilen faaliyetlerden elde edilen kazançlar dolayısıyla, 06.02.2004 tarihi itibarıyla faaliyet ruhsatında öngörülen süreninsonuna kadar gelir vergisi istisnasından yararlanılması mümkün bulunmaktadır.
Serbest Bölge Müdürlüğü'ne 24.09.2009 tarihindeki müracaat üzerine faaliyet ruhsatının süresi 15 (onbeş) yıla çıkarılmış olsa da, istisna süresininuzaması söz konusu olmayacağından 05.10.2009 tarihinden itibaren elde edilen ticari kazanca gelir vergisi istisnası uygulanması mümkün değildir.

Serbest Bölgede gelir vergisi stopaj teşviki uygulamasında YMM tasdik raporunun gerektiği
08.11.2010 tarih ve 4.35.16.01-176300-109 sayılı özelge:
Serbest bölgelerde üretim faaliyetinde bulunan mükelleflerin istihdam ettikleri personele ödedikleri ücretlere uygulanacak gelir vergisi istisnasındanyararlanabilmesi için, 1 seri no.lu 3218 sayılı Serbest Bölgeler Kanunu Genel Tebliği Ek:2'de yer alan "Gelir Vergisi Tevkifat Tutarları İle İadeEdilecek Tutarlara İlişkin Bildirim"in Aralık ayına ait muhtasar beyannamenin verilmesi süresi olan 23 Ocak tarihine kadar vergi dairesine verilmesi,ayrıca istisna uygulamasına ilişkin olarak yeminli mali müşavirler tarafından düzenlenen faaliyet raporunun en geç faaliyette bulunulan takvim yılınıtakip eden yılın Şubat ayının 15 inci günü akşamına kadar muhtasar beyannameyi verdikleri vergi dairesine teslim edilmesi gerekmektedir.
Bu çerçevede, Ek:2'de yer alan bildirimin süresi içinde bağlı bulunulan vergi dairesine verilmemesi nedeniyle Kanunda yer alan gelir vergisi istisnahükmünden yararlanılması mümkün bulunmamaktadır.

Katma Değer Vergisi Kanunu
İhracata aracılık eden Almanya mukimi gerçek kişiye ödenen komisyonun KDV karşısındaki durumu
01.03.2012 tarih ve 316 sayılı özelge:
Almanya’da ikamet eden gerçek kişinin bu ülkede ihracata aracılık etmek suretiyle ifa ettiği hizmet, yurtdışında yapıldığından ve söz konusu hizmettenyurtdışında faydalanıldığından KDV’nin konusuna girmemekte olup, yurtdışına yapılacak ödemeler üzerinden sorumlu sıfatıyla KDV hesaplanmasına gerekbulunmamaktadır.

Rıhtıma onarım için gelen yabancı bayraklı gemilerden muafiyet yazısı istenilip istenilmeyeceği
05.03.2012 tarih ve 853 sayılı özelge:
Limandaki rıhtımda deniz taşıma araçlarına verilen palamar ve rıhtım hizmetleri (merdiven verme) KDV Kanunu’nun 13/b maddesi kapsamında KDV’den istisnaolup söz konusu hizmetleri alan firma veya şahıslardan herhangi bir muafiyet yazısının ibrazı istenilmemektedir.
Ancak, rıhtıma gelen deniz taşıma araçlarına yapılan elektrik teslimlerinin KDV Kanunu’nun 13/b maddesi kapsamında değerlendirilmesi mümkünbulunmamaktadır. Kanun’un 13/b maddesi kapsamında hizmet verilen geminin yabancı bayraklı ve işleticilerinin (hizmeti alan) de yabancı uyruklu veyaTürk olması istisna uygulamasına engel teşkil etmemektedir.
Diğer taraftan, yabancı bayraklı gemiler ile yurt dışına sefer yapan yerli gemilere elektrik teslimi Kanun’un 11/1-a maddesine göre mal ihracatıkapsamında KDV’den istisnadır.

Haziran ayı tüketimine ait faturanın Temmuz ayında düzenlenmesi halinde KDV indirim zamanı
12.03.2012 tarih ve 985 sayılı özelge:
Elektrik enerjisi tedariki ve satışına ilişkin olarak TEİAŞ tarafından düzenlenen faturalar ile ilgili olarak yüklenilen katma değer vergilerininkanuni defterlere kaydedildiği vergilendirme döneminde genel esaslara göre indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Öte yandan, yılın son aylarında tüketilen elektrik bedellerine ait faturaların izleyen yılın Ocak ayında düzenlenmesi durumunda, bu faturalardakiKDV’nin de faturaların kanuni defterlere kaydedildiği dönemde indirim konusu yapılması mümkündür.

Antika para tesliminin KDV’ye tabi olup olmadığı
05.03.2012 tarih ve 834 sayılı özelge:
Para, üzerinde rakamsal değerler taşıyan kağıt veya madenden yapılan ve genel kabul gören değişim aracına verilen isimdir.
KDV Kanunu’nun 17/4-g maddesi uyarınca teslimleri KDV’den istisna tutulan para, halihazırda değişim aracı olarak kullanılan, bir başka deyişle,tedavülde bulunan paradır.
Dolayısıyla, yurt dışından ithal edilen tedavülden kalkmış madeni paraların değişim aracı olarak kullanılması söz konusu olmadığından, Kanun’un 17/4-gmaddesinde öngörülen istisna kapsamında değerlendirilmesi mümkün değildir.
Buna göre, antika para ithalatı genel oranda KDV’ye tabidir.

Promosyon olarak bedelsiz yapılan hizmetler için yüklenilen verginin indirimi
06.03.2012 tarih ve 78 sayılı özelge:
Satışları artırmak amacıyla ikinci el araç teslimi ile birlikte bedelsiz verilen tamir ve bakım hizmetleri, teslim edilen araç bedeli içinde tahsiledilmiş ve vergilendirilmiş olduğundan, bu hizmetler ayrıca vergiye tabi tutulmaz.
Öte yandan, söz konusu bedelsiz verilen hizmetler nedeniyle yüklenilen KDV’nin 50 seri no.lu KDV Genel Tebliğinin (A/1) bölümünde yapılan açıklamalarçerçevesinde prensip olarak indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.

Personeli ile birlikte kiralanan tanker için ödenen kira bedelinde KDV ve KDV tevkifatı uygulaması
05.03.2012 tarih ve 830 sayılı özelge:
Deniz tankerinin içinde bulunan personeli ile birlikte kiraya verilmesi hizmeti %18 oranında KDV’ye tabidir. Personel, hizmeti alan işletmenin bilfiilsevk ve idaresi altında çalıştırılacağından, bu işlemin işgücü temin hizmeti kapsamında değerlendirilerek, hesaplanan KDV’nin % 90 oranında tevkifatatabi tutulması gerekir.
Ancak, söz konusu hizmetle ilgili olarak personel teminine ilişkin bedelin; sözleşme, ücret bordrosu, muhasebe kayıtları, sigorta prim bildirgeleri vb.belge, kayıt ve beyanlardan tespit edilerek toplam hizmet bedelinden ayrıştırılabilmesi ve faturada da ayrıca gösterilmesi kaydıyla, yalnızca personelteminine ilişkin olarak ödenen bedele isabet eden KDV tutarına tevkifat uygulanması gerekir.
Kiracının faaliyetinin kısmen veya tamamen deniz tankerinin kiralanması veya işletilmesi olması ve deniz tankeri kiralanması bedeli ile personel teminbedelinin faturada ayrıştırılabilmesi halinde, deniz tankerinin kiralanması hizmeti % 1, personel temini hizmeti % 18 oranında KDV’ye tabi tutulur. Budurumda personel teminine ilişkin hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nin % 90 oranında tevkifata tabi tutulması gerekir.

Gümrüklü sahada gemilerin yükleme ve boşaltılmasında kullanılacak mafi ithalinin KDV’ye tabi olup olmadığı
05.03.2012 tarih ve 839 sayılı özelge:
Yurt dışından getirilen eşyanın Gümrük Kanunu uyarınca gümrük antrepo rejimi veya geçici depolama hükümlerinin uygulandığı yerlere konulması vemillileşmemiş eşyanın bu yerlerde satışı KDV’den istisnadır.
Ancak, gümrüklü sahada gemilerin yükleme ve boşaltılmasında kullanılacak 2 adet "mafi"nin ithali KDV’ye tabidir.

Yıkılan fabrika binasının yerine yenisinin yapılması halinde, yıkılan bina nedeniyle yüklenilen KDV’nin düzeltilip düzeltilmeyeceği
05.03.2012 tarih ve 72 sayılı özelge:
Mevcut fabrika binasının yıkılarak yerine yenisinin yapılması işlemleri birbirini tamamlayan ve birbirinin devamı niteliğinde işlemler olduğundan veyıkılan binaya ait amortisman yoluyla itfa edilemeyen maliyet bedeli yeni binanın maliyetine dahil edileceğinden, daha önce inşa edilen fabrika binasıdolayısıyla yüklenilen ve harcamaların yapıldığı dönemlerde genel esaslar çerçevesinde indirim konusu yapılan KDV’den binanın itfa edilemeyen kısmınaisabet eden tutar için herhangi bir düzeltme işlemi yapılmasına gerek bulunmamaktadır.

İşletmeye dahil gayrimenkulün bir başka şirkete ayni sermaye olarak konması halinde vergileme
13.03.2012 tarih ve 205 sayılı özelge:
Şirkete ait taşınmazın başka bir şirkete ayni sermaye olarak konulması işlemi Gelir Vergisi Kanunu’na göre "elden çıkarma" niteliğindedir.
Bir başka şirkete ortak olmak üzere şirket aktifinde kayıtlı bir taşınmaz teslimi, ortak olunan şirket tarafından ise hisse senedi veya iştirak hissesiteslimi söz konusu olup her bir teslimin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Ticari amaçlarla aktifte bulundurmamak şartıyla, şirket aktifinde en az iki tam yıl süreyle bulunan gayrimenkulün bir başka şirkete ortak olmakamacıyla ayni sermaye olarak konulmak suretiyle teslimi KDV’den istisnadır.

Amatör spor kulübüne ödenen reklam bedelinde KDV uygulaması
01.12.2011 tarih ve 3 sayılı özelge:
Amatör spor kulübüne reklam verilmesi işlemi KDV Kanunu’nun 1/3-f maddesi gereğince KDV’ye tabidir.
Reklam verme işlemi ile ilgili KDV’nin;
- Spor Kulübünün gerçek usulde KDV mükellefi olması durumunda, anılan Spor Kulübü tarafından genel esaslara göre mükellef sıfatıyla beyan edilmesi,
- Spor Kulübünün gerçek usulde KDV mükellefi olmaması durumunda ise sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi,
gerekmektedir.

Yurt dışında yapılan işlere ilişkin olarak yüklenilen KDV’nin indirimi
06.09.2011 tarih ve 694 sayılı özelge:
Yurt dışında gerçekleştirilen "Baz İstasyonu Kulesi Elektrik Aksamı Topraklama İşi" Türkiye’de yapılmadığı için verginin konusuna girmeyeceğinden,hizmet ihracı kapsamında KDV’den istisnası da söz konusu olmayacaktır.
Öte yandan, verginin konusuna girmeyen işlemlerle ilgili olarak yurt içinde yapılacak giderlere ilişkin yüklenilen vergilerin, Katma Değer VergisiKanunu’nun 30/a maddesine göre indirim konusu yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Yurt dışında yapılan inşaat ve montaj işlerinin KDV açısından değerlendirilmesi
04.01.2012 tarih ve 20 sayılı özelge:
Yurt dışında alınan ihale kapsamında, diğer ülkede yapımına başlanan tırabzan parmaklığı, inoks kolon kaplaması işlerinin yapımı, montajı ve kurulmasıişlemlerine ilişkin olarak;
- Sözleşme kapsamında yurt dışına yapılan mal teslimleri KDV’nin konusuna girmekle beraber ihracat istisnası kapsamında KDV’ye tabi olmayacaktır.
- Söz konusu montaj ve sistemlerin kurulması işi, hizmetin yurt dışında yapılması ve hizmetten yurt dışında yararlanılması nedeniyle Katma DeğerVergisi Kanunu’nun konusuna girmemektedir. Dolayısıyla bu hizmet bedeli KDV beyannamesine dahil edilmeyecek olup, yapılan hizmet karşılığındayüklenilen vergilerin ise indirim konusu yapılmayarak işin mahiyetine göre gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınması gerekmektedir.

Yatırım teşvik belgesi kapsamında ithal edilen makine ve teçhizatın inşa ve montajı ile bu işlemlerin denetlenmesi hizmetinin istisna kapsamındadeğerlendirilip değerlendirilmeyeceği
06.09.2011 tarih ve 697 sayılı özelge:
Teşvik belgesi eki listelerde yer alan ve teşvik belgesi sahibi firmaya bir bütün halinde teslimine teknik olarak imkân olmadığı için, yatırımmahallinde kurulumu gerçekleştirilen makine, teçhizat ve sistemlerin Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/d maddesindeki istisna kapsamındadeğerlendirilmesi gerekmektedir. Bu uygulamada, yatırım mahallindeki inşa ve montaj işleri hizmet olarak değerlendirilip istisna dışında tutulmayacak,istisna bu unsurlar da dahil toplam bedele uygulanacaktır.
Öte yandan, teşvik belgesinde yer alan makine ve teçhizatın tesliminden sonra yapılan imal ve montaj işleri de dahil toplam bedel üzerinden istisnauygulanması, ancak, bu unsurlar için ayrıca fatura düzenlenmesi halinde bu tutarlar düşülerek sadece makine ve teçhizat için istisna uygulanmasıgerekmektedir.
Teşvik belgeli yatırım mallarına teslimden ayrı olarak verilen tadil, bakım, onarım, denetleme gibi hizmetler ile başka mükelleflerden alınan kurulumhizmetleri istisna kapsamında değerlendirilemez.
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/d maddesi kapsamında ithal edilen makine ve teçhizatın inşa ve montajının denetlenmesi hizmetinin ise istisnakapsamında değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Organize Sanayi Bölgelerinin arsa ve işyeri teslimlerinin KDV’den istisna olup olmadığı
05.09.2011 tarih ve 1463 sayılı özelge:
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-k maddesinde, organize sanayi bölgeleri ile küçük sanayi sitelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadiişletmelerin arsa ve işyeri teslimlerinin katma değer vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.
Konu ile ilgili açıklamaların yer aldığı 69 seri no.lu KDV Genel Tebliğinde; sözü edilen organizasyonların sadece arsa ve işyeri teslimlerinin KDV denistisna olacağı, bu organizasyonların üyelerine yapacakları arsa ve işyeri dışındaki teslim ve hizmetlerin ise genel hükümler çerçevesinde KDV ye tabiolacağı açıklanmıştır.
Kanunun 17/4-k maddesinde yer alan istisna, 32. madde kapsamında iade hakkı doğuran işlemlerden değildir. Bu nedenle, bu işlemler nedeniyle yüklenilenvergi, KDV Kanununun 30/a maddesi hükmü gereğince indirim konusu yapılamaz.
Buna göre, organize sanayi bölgelerinin kurulması amacıyla oluşturulan iktisadi işletmelerin, vergiden istisna edilmiş arsa ve işyeri teslimlerineilişkin arsanın iktisabı ile işyerlerinin imal ve inşası ile ilgili olarak yüklendikleri KDV’yi indirim ve iade konusu yapmaları mümkünbulunmamaktadır.
Öte yandan, organize sanayi bölgesinin oluşturulması için yerine getirilen hafriyat, yol, asfaltlama, parsel belirleme, kanalizasyon, gaz, elektrik, sugibi alt yapı faaliyetleri, üyelere teslim edilen arsa ve işyerlerinin mütemmim cüzü sayılması mümkün olmadığından, bu hizmetler dolayısıyla üyeleredüzenlenen faturalarda KDV hesaplanması ve genel esaslar çerçevesinde beyan edilmesi gerekmektedir.

Yurt dışında mukim firmadan satın alınan işgücü temin hizmetinin KDV’ye tabi olup olmadığı
05.09.2011 tarih ve 1468 sayılı özelge:
Türkiye’de oturma ve çalışma izni bulunan, Türkiye’de mukim şirkette genel müdür sıfatıyla tam zamanlı çalışmakta olan Almanya’da mukim kişi için,Almanya’da mukim şirket tarafından ödenen ücret ve Almanya sosyal güvenlik kuruluşuna ödenen sosyal güvenlik ödemesi çalışana sağlanan menfaat (ücret)olarak kabul edilmelidir. Bu çerçevede ödenen ücretin Gelir Vergisi Kanunu’nun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri kapsamında vergiye tabi tutulmasıgerekmekte olup ücret olarak değerlendirilen söz konusu ödemelerin kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak dikkate alınabilmesi mümkünbulunmaktadır.
Öte yandan, Almanya’da mukim kişi tarafından Almanya sosyal güvenlik kuruluşuna ödenerek Türkiye’deki şirkete fatura edilen sosyal güvenlik ödemesi vebrüt ücretin tamamı Kurumlar Vergisi Kanunu yönünden çalışana sağlanan menfaat (ücret) olarak mütalaa edildiğinden, Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 1/1.maddesi gereğince KDV’nin konusuna girmemektedir.
Dolayısıyla, KDV’nin konusuna girmeyen bu ödemeye ilişkin olarak sorumlu sıfatıyla beyan edilmesi ve ödenmesi gereken bir KDV de söz konusu değildir.

Taşınmaz satışında istisna uygulaması
05.09.2011 tarihli özelge:
Ana sözleşmesindeki faaliyet konuları arasında taşınmaz mal alım-satımı bulunan mükelleflerin, envanterine kayıtlı olan taşınmaz satışlarının (iki yılaktiflerinde yer alsa dahi), Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 17/4-r maddesinde düzenlenen istisnadan yararlanması mümkün bulunmamaktadır.

Bayi çalışanlarına performansa bağlı olarak verilen ürünlerde katma değer vergisi
06.09.2011 tarihli özelge:
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 4/1. maddesinde hizmetin, teslim ve teslim sayılan haller ile mal ithalatı dışında kalan işlemler olduğu, 27/1.maddesinde bedeli bulunmayan veya bilinmeyen işlemler ile bedelin mal, menfaat, hizmet gibi paradan başka değerler olması halinde matrahın emsal bedeliveya emsal ücreti olduğu, 27/3. maddesinde ise emsal bedeli veya emsal ücretinin Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre tespit olunacağı hüküm altınaalınmıştır.
Öte yandan, 26 seri no.lu Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin L/2 bölümünde; fatura ve benzeri belgelerde ayrıca gösterilmeyip, yıl sonlarında, bellibir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında(satış primi, hasılat primi, yıl sonu ıskontosu gibi adlarla) yapılan ödemelerin katma değervergisine tabi olacağı belirtilmiştir.
Buna göre, bayilerin bordrolarında kayıtlı satış elemanlarına, hedeflenen kotaları geçmeleri durumunda, bedelsiz olarak yapılacak olan ürünteslimlerinin emsal bedel üzerinden katma değer vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

İstisna kapsamında alınan makine ve teçhizatın inşa ve montajının denetlenmesi hizmetinin istisna karşısındaki durumu
06.09.2011 tarihli özelge:
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 13/d maddesine göre, yatırım teşvik belgesi sahibi mükelleflere belge kapsamındaki makine ve teçhizat teslimleri KDV denistisna edilmiştir.
Teşvik belgesi eki listelerde yer alan ve teşvik belgesi sahibi firmaya bir bütün halinde teslimine teknik olarak imkan olmadığı için, yatırımmahallinde kurulumu gerçekleştirilen makine, teçhizat ve sistemlerin de 13/d maddesindeki istisna kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buuygulamada, yatırım mahallindeki inşa ve montaj işleri hizmet olarak değerlendirilip istisna dışında tutulmayacak, istisna bu unsurlar da dahil toplambedele uygulanacaktır.
Teşvik belgesinde yer alan makine ve teçhizatların tesliminden sonra yapılan imal ve montaj işleri de dahil toplam bedel üzerinden istisna uygulanması,ancak, bu unsurlar için ayrıca fatura düzenlenmesi halinde bu tutarlar düşülerek sadece makine ve teçhizat için istisna uygulanması gerekmektedir.Ayrıca, teşvik belgeli yatırım mallarına teslimden ayrı olarak verilen tadil, bakım, onarım, denetleme gibi hizmetler ile başka mükelleflerden alınankurulum hizmetlerinin istisna kapsamında değerlendirilmeyeceği tabiidir.
Buna göre, Kanun’un 13/d maddesi kapsamında ithal edilen makine ve teçhizatın inşa ve montajının denetlenmesi hizmetinin istisna kapsamındadeğerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.

Yurt dışından yazılım programı ithalinde vergileme
21.07.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.1-1063 sayılı özelge:
Romanya'da yerleşik bir şirketten satın alınan bilgisayar yazılımı karşılığında Türkiye mukimi şirket tarafından yapılan ödemelerin, gayrimaddi hakbedeli olarak değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla, bu çerçevede yapılan gayrimaddi hak bedeli ödemelerinden, Romanya şirketinin gayrimaddi hakbedelinin gerçek lehdarı olması şartıyla % 10 oranında vergi kesintisi yapılacaktır.
Romanya Devletinin de bu bedeller üzerinden vergi alması durumunda ortaya çıkacak çifte vergilendirme, ÇVÖ Anlaşmasının "Çifte VergilendirmeninÖnlenmesi"ne ilişkin 24. maddesinin 1. fıkrası ile önlenecek olup, gayrimaddi hak bedeli için Türkiye'de ödenen vergi Romanya'da ödenecek vergidenmahsup edilecektir. Ancak, mahsup edilebilecek bu verginin miktarı, Romanya'da mahsuptan önce hesaplanan vergi miktarını aşamayacaktır.
Romanya mukimlerinin Türkiye'de elde ettikleri kazanç veya iratların ilgili Anlaşma çerçevesinde vergiye tabi tutulabilmesi için Romanya yetkilimakamlarından mukimlik belgesi almaları ve bu belgenin aslı ile noter veya bu ülkedeki Türk konsolosluklarınca tasdikli Türkçe tercümesinin birörneğini ilgili vergi dairesine veya kendilerine yapılan ödeme üzerinden vergi sorumlularınca vergi tevkifatı yapılması durumunda ise vergisorumlularına ibraz etmeleri gerekmektedir.
Vergi sorumluları teslim aldıkları söz konusu mukimlik belgelerini gerektiğinde yetkili makamlara ibraz etmek üzere muhafaza edeceklerdir. Mukimlikbelgesinin ibraz edilememesi durumunda ise ilgili Anlaşma hükümleri yerine iç mevzuat hükümleri uygulanacaktır.
Romanya'da mukim firmadan satın alınan anti virüs yazılımının ithali genel oranda (% 18) KDV’ye tabi olup, hizmet bedeli üzerinden hesaplanan KDV’nintamamının tevkif edilerek sorumlu sıfatıyla 2 no.lu KDV beyannamesi ile beyan edilip ödenmesi gerekmektedir. Bu şekilde ödenen KDV, aynı döneme ilişkin1 no.lu KDV beyannamesinde genel hükümlere göre indirim konusu yapılabilecektir.

Yurt dışında yerleşik firmaya verilen hizmet
08.07.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.19.02-019.01-898 sayılı özelge:
Yurt dışı merkezli firmaların Türkiye'deki irtibat bürolarının çeşitli giderlerinin ödeme işlemlerinin yapılmasında aracılık hizmeti verilmesikarşılığı yurt dışındaki firmadan alınan komisyonlar, hizmet Türkiye'de yapıldığından ve hizmetten Türkiye'de faydalanıldığından KDV'ye tabidir.

Ciro priminde uygulanacak KDV oranı
09.06.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.26.15.01-KDV/53-2/24-35 sayılı özelge:
Ana bayi tarafından bayilere ve bayilerce de alt bayilere verilen ciro primleri, teslime konu malların tabi olduğu katma değer vergisi oranınabakılmaksızın % 18 oranında katma değer vergisine tabi olacaktır.

Serbest bölgelerde verilen kurye hizmetinde KDV istisnası
05.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.35.17.01-35-02-131 sayılı özelge:
Yurtiçinden serbest bölgeye, serbest bölgeden serbest bölge dışına ancak yurtiçine yönelik olarak verilen hizmetler KDV Kanunu’nun 1 ve 6. maddelerigereğince KDV ye tabidir.

Teminat mektubu komisyonlarının yansıtılmasında KDV
19.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-309 sayılı özelge:
Mal alınan satıcılara verilen banka teminat mektubu masraf ve komisyonları, KDV’nin konusuna giren bir işlemin karşılığını teşkil etmediğinden, sözkonusu masraf ve komisyonların, satıcılara aynen fatura edilmek suretiyle yansıtılması işleminde de KDV hesaplanmasına gerek bulunmamaktadır.

Serbest bölgelere verilen teknik destek hizmetlerinde KDV istisnası
15.04.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.01-KDV-2010-14011-18-233 sayılı özelge:
Serbest bölgeye teslim edilen mallara ilişkin olarak serbest bölge sınırları dışında verilen işçilik ve tamir gibi hizmetler genel hükümlerçerçevesinde katma değer vergisine tabidir.

Serbest bölgede verilen inşaat-taahhüt hizmetleri ile bu hizmetin ifasında kullanılacak malların serbest bölgeye gönderilmesinde KDV
03.01.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.17.01-KDV.17-1 sayılı özelge:
Serbest bölgede yapılacak inşaatta kullanılacak malların teslimleri, ihracat istisnası hükümleri kapsamında, şube tarafından serbest bölge sınırlarıiçerisinde verilen inşaat-taahhüt hizmeti ise Katma Değer Vergisi Kanununun 17/4-ı maddesi kapsamında katma değer vergisinden istisnadır.
Ayrıca, serbest bölgeye teslim edilen mallara ilişkin olarak yüklenilen ancak indirim yoluyla giderilemeyen KDV’nin iadesi Kanun’un 32. maddesine göretalep edilebilir.
Öte yandan, serbest bölgede bulunan şubeye gönderilen inşaat malzemelerinin kullanılmayan kısımlarının Türkiye'deki merkezinize getirilmesi durumunda,söz konusu malların ithalat olarak kabul edilerek ait olduğu oranda KDV’ye tabi olması gerekmektedir.

Damga Vergisi Kanunu
Cezai şart içeren sözleşmenin damga vergisi
08.03.2012 tarih ve 293 sayılı özelge:
Sözleşmede, kooperatif tarafından inşaatta herhangi bir ilerleme olmadığı taktirde daire başına ödeneceği belirtilen 300 EURO cezai şart tutarınındaire sayısı ile çarpımı sonucu bulunacak tutar ile arsa sahiplerine ödenecek cezai şarttan hariç olmak üzere ayrıca inşaatın bitmemesi halinde arsasahiplerine her ay için ödeneceği belirtilen 10.000 EURO cezai şart olmak üzere birbirinden bağımsız, ayrı ayrı talep edilebilir nitelikte iki cezaişarta yer verildiği dikkate alındığında, söz konusu sözleşmenin her iki cezai şartın toplamı suretiyle bulunacak tutarın, kağıdın düzenlendiğitarihteki Merkez Bankasınca tespit ve ilan olunan cari döviz satış kuru ile çarpılmasıyla bulunacak Türk Lirası karşılığı üzerinden damga vergisinetabi tutulması gerekmektedir.

Gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında inşaat ve hasılat paylaşım sözleşmelerinin damga vergisi
05.03.2012 tarih ve 74 sayılı özelge:
Gayrimenkul satış vaadi ve arsa payı karşılığında inşaat ve hâsılat paylaşım sözleşmelerinin, mahiyeti itibarıyla gayrimenkul yatırım ortaklıklarınıngayrimenkul portföylerine ilişkin alım satım ya da gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri kapsamında değerlendirilmeleri mümkün değildir. Arsa sahibiyle,arsa karşılığı inşaat yapım işine ilişkin düzenlenen "Hâsılat Paylaşımı İnşaat ve Gayrimenkul Satış Vaadi Sözleşmesi"ne, 488 sayılı Kanuna ekli (2)sayılı tablonun IV-21 fıkrası kapsamında damga vergisi istisnası uygulanamaz.

Sözleşmede değişiklik yapılmasına ilişkin düzenlenen kâğıtların damga vergisi
06.03.2012 tarih ve 108 sayılı özelge:
Bakanlığın 01.02.1973 tarih ve 6483-6 sayılı genel yazısında, mukavelename sürelerinin, ilk mukaveledeki işten ayrı olarak, yeniden bir iş veyataahhüdü icap ettirecek şekilde uzatılması halinde, artan belli ya da hesap edilebilir meblağ üzerinden nispi damga vergisine tabi tutulması gerektiğibelirtilmiştir.
Buna göre, Kalkınma Ajansının, desteklediği projelerle ilgili olarak düzenlenen sözleşmelerde yapılan değişikliklerle ilgili olarak;
- Proje tutarında bir artış olmaksızın projenin süresinde bitirilememesinden dolayı ilave süre verilmesi halinde, düzenlenecek kâğıdın damga vergisinetabi tutulmaması,
- Proje bütçesine yeni kalem eklenmesi, maliyet miktarları ve birim fiyat değişiklikleri ile mukaveledeki belli paranın artırılması halinde,düzenlenecek kâğıdın artan tutar üzerinden aynı nispette vergiye tabi tutulması,
- Yararlanıcı ile Ajans arasında düzenlenecek fesih sözleşmesinin, 488 sayılı Kanun’a ekli (1) sayılı tablonun I/A-5 fıkrasına göre damga vergisinetabi tutulması,
- Adres, telefon, banka hesabı, koordinatör değişiklikleri ile yararlanıcı unvanında meydana gelen değişiklikler gibi işlem değerine tesir etmeyendeğişiklikler nedeniyle düzenlenecek kâğıdın damga vergisine tabi tutulmaması,
gerekmektedir.

Türkiye’de düzenlenen sözleşmenin tercümesinin noterde onaylanması işlemi nedeniyle damga vergisi aranıp aranmayacağı
08.03.2012 tarih ve 113 sayılı özelge:
Türkiye’de düzenlenen sözleşme damga vergisine tabi olup söz konusu sözleşmenin Türkçeden Fransızcaya tercümesinin noterde onaylatılması işleminedeniyle ayrıca damga vergisi aranmaz.

Kendiliğinden uzayan sözleşmelerin damga vergisi
12.01.2012 tarih ve 1 sayılı özelge:
Müşterilerle düzenlenen hizmet sözleşmelerinin süresi, içeriği ve geçerlilik şartları gibi hususlar başka bir Kanun uygulaması ile ilgili olup, buhususlardan ari olarak Damga Vergisi Kanunu yönünden, sözleşmenin süresinin, bu sözleşmelere şerh konulması veya yeni bir sözleşme veyahut bu mahiyettebir kağıt düzenlenmesi şeklinde herhangi bir değişiklik yapılmaksızın kendiliğinden uzaması durumunda, sözleşme süresinin bitimini izleyen yıllar içinayrıca damga vergisi aranılmaması gerekmektedir.

Yurt dışında düzenlenen sözleşmenin hükmünden Türkiye’de yararlanma
30.12.2011 tarih ve 2416 sayılı özelge:
Yurtdışında düzenlenen sözleşmelerin gerek tercüme asılları ve başka bir dildeki fotokopilerinin gerekse söz konusu sözleşmeye ilişkin başka kâğıtlarınbir resmi daireye ibraz edilmesi halinde, Türkiye’de hükmünden yararlanılan bu sözleşmelerin nüsha sayısı itibarıyla damga vergisine tabi tutulmasıgerekmektedir.

Birden çok sözleşmenin damga vergisinin tek satırda damga vergisi defterine kaydedilmesi
22.12.2011 tarih ve 16 sayılı özelge:
İnternet üzerinden satış işlemi ile akdedilen mesafeli satış sözleşmelerine ilişkin damga vergilerinin günlük internet satış raporlarına göre gün sonutoplamı şeklinde tek satırda damga vergisi defterine kaydedilmesi mümkün değildir. Düzenlenen her kağıdın ayrı ayrı damga vergisi defterindegösterilmesi ve bir ay içinde düzenlenen kağıtlara ait damga vergisinin, ertesi ayın yirmiüçüncü günü akşamına kadar mükellefiyetin bulunduğu vergidairesine damga vergisi beyannamesi ile beyan edilip yirmialtıncı günü akşamına kadar ödenmesi gerekmektedir.

Ücret avans ödemeleri nedeniyle düzenlenen kâğıtların damga vergisi
27.09.2011 tarih ve 116 sayılı özelge:
Personele ay sonunda ödenecek ücretlerden mahsup edilmek üzere yapılacak avans ödemeleri nedeniyle düzenlenen kâğıtların (1) sayılı tablonun IV-1/bfıkrasına göre binde 6,6 nispetinde damga vergisine tabi tutulması gerekir. Kalan tutarın ödenmesine ilişkin düzenlenecek kati ödemelere dairkâğıtların da, ödenen avans tutarı düşüldükten sonra ihtiva ettiği tutar üzerinden, aynı fıkra hükmüne göre binde 6,6 nispetinde damga vergisine tabitutulması gerekmektedir.

Başkası adına tahakkuk eden damga vergisinin, mükellefi tarafından beyan ve ödenmesi
27.09.2011 tarih ve 482 sayılı özelge:
Mükellefi olunan kâğıtlara ait damga vergisinin beyan ve ödenmesine ilişkin olarak ihtiyarilik hakkından yararlanarak sürekli damga vergisimükellefiyeti tesis ettirilmesi mümkündür.
Öte yandan, transit beyannameler için müşteri şirketler adına tahakkuk eden damga vergilerinin beyan edilerek ödenmesi mümkün bulunmamakta olup, 488sayılı Kanun’un 22. maddesi hükümleri çerçevesinde kâğıdın mükellefi tarafından beyan edilip ödenmesi gerekmektedir.

Organize Sanayi Bölgeleri ile imzalanan sözleşmenin damga vergisi
06.09.2011 tarihli özelge:
Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu’nun 21. maddesine göre, Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliği, bu Kanun’un uygulaması ile ilgili işlemlerde her türlüvergi, resim ve harçtan muaftır.
Muafiyet hükmü Organize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliğine tanınmış olup, bu tüzel kişilikle yapılan sözleşmeye ait damga vergisinin tamamının diğertarafça ödenmesi gerekir. Ancak verginin ödenmemesi veya eksik ödenmesi halinde, vergi ve cezanın tamamından, sözleşmeyi imzalayan şirket ile birlikteOrganize Sanayi Bölgesi tüzel kişiliği de müteselsilen sorumludur.

Destek Sözleşmesinin damga vergisi
26.08.2011 tarihli özelge:
Kalkınma Ajanslarının Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un 26. maddesine göre, proje ve faaliyet desteği kapsamında yapılacakişlemler ve düzenlenecek kâğıtlar ile ilgili olarak Ajansın damga vergisi muafiyeti bulunmaktadır.
Ajans ile destek yararlanıcısı arasında düzenlenen Destek Sözleşmesinin, Ajansın vereceği mali destek tutarı değil,ihtiva ettiği en yüksek vergialınmasını gerektiren tutar olan projenin toplam maliyetini gösteren tutar üzerindendamga vergisine tabi tutulması, verginin damga vergisi muafiyetibulunmayan destek yararlanıcısı kişiler tarafından makbuz karşılığı ödenmesi gerekir.
Sözleşmeye ait verginin ödenmemesi veya noksan ödenmesi durumunda, Ajansın müteselsil sorumluluğu bulunmaktadır.

Bedel içermeyen kâğıdın damga vergisi
26.08.2011 tarihli özelge:
Herhangi bir bedel içermeyen taahhütname damga vergisine konu teşkil etmemektedir.
Ancak düzenlendiği anda belli parayı ihtiva etmediğinden damga vergisine konu teşkil etmeyen taahhütnameye ilişkin olarak,daha sonraki bir tarihtebedelin belirlenerek taahhütnameye şerh konulması ya da kağıda ait belli parayı gösteren ve ilk kağıda atıf yapan yeni bir kağıt düzenlenmesi halinde,taahhütname değişikliğine ilişkin bu kağıt/şerh damga vergisine tabi tutulur.

Banka merkez ve şubelerinin damga vergisi mükellefiyeti
26.08.2011 tarihli özelge:
Banka merkez ve şubelerinde çalışan personele yapılan ödemeler nedeniyle düzenlenen kâğıtlara ait damga vergisine ilişkin muhtasar beyannamenin,sözkonusu ödemelere ilişkin kâğıtların genel merkez tarafından düzenlenmesi halinde, genel merkezin bağlı bulunduğu vergi dairesine verilmesigerekmektedir.
Diğer taraftan, başka il ve ilçelerde faaliyet gösteren şubelerin sürekli damga vergisi mükellefiyetinin terkin edilmesi mümkün değildir. Şubelertarafından damga vergisine tabi bir kâğıt düzenlenmesi durumunda, damga vergisinin sürekli mükellefiyet tesis ettirilen vergi dairesine beyan edilipödenmesi gerekir.

Belge kapsamında düzenlenen kâğıtların damga vergisi
25.08.2011 tarihli özelge:
Vergi Resim ve Harç İstisnası Belgesi kapsamında; ihale makamı olan özel firmalarla yapılacak sözleşmeler ile Vergi Resim ve Harç İstisnası Belgesisahibi diğer kişi ve kuruluşlardan temin edilecek mal, malzeme ve hizmet alımlarında düzenlenecek kağıtlara,her iki işlem tarafının da işle ilgiliolarak düzenlenmiş belgeye sahip olmasına bağlı olarakdamga vergisi ve harç istisnası uygulanır.
İhale makamı dışında kalan ve belge sahibi olmayan diğer kişi ve kuruluşlarla yapılacak işlemler için düzenlenen Vergi Resim Harç İstisnası Belgesiuyarınca, damga vergisi ve harç ödeme yükümlülüğü bulunmamakta olup, damga vergisi ve harcın işleme taraf olan ve belge sahibi olmayan kişi veyakuruluşlarca ödenmesi gerekmektedir.

Finansal kiralama devir Sözleşmesinde Damga Vergisi
16.03.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.18.01-002.01-166 sayılı özelge:
Hollanda'da mukim ve uçak finansmanı, alım satımı ve uçak kiralaması işi ile iştigal eden ... ile ... Anonim Ortaklığı arasında düzenlenen "UçakFinansal Kiralama Sözleşmesi"nin tüm hak ve yükümlülüklerinin kiralama aynen devam etmek üzere sadece kiralayanın değiştirilmesi suretiyle İrlanda'damukim ve aynı şekilde uçak kiralaması işi ile iştigal eden ... Limited'e devrine ilişkin olarak ... , ... Limited ve ... Anonim Ortaklığı arasındadüzenleneceği anlaşılan "Yenileme ve Tadilat Anlaşması" başlıklı kağıdın, 3226 sayılı Kanun'un 18 ve 30. maddeleri uyarınca damga vergisi ve harçtanistisna edilmesi gerekmektedir.

Elektrik Piyasası Kanunu kapsamında düzenlenen sözleşmelerin damga vergisinden istisna edilip edilemeyeceği
22.10.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.18.01-002.01-459 sayılı özelge:
Kurulacak doğalgaz kombine çevrim santrali bünyesinde kullanılacak doğalgazın BOTAŞ'tan temin edilerek çevrim santraline aktarımını sağlayacak vesonrasında BOTAŞ'a devredilecek doğalgaz nakil hattı inşası işi ile üretilen elektriğin nihai iletim sistemine naklini sağlayacak elektrik iletimhattının inşası işinin, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu uyarınca üretim tesislerinin yatırım döneminde üretim tesisinin bir unsuru olarakdeğerlendirilmesi mümkün bulunmadığından bu işlere ilişkin düzenlenecek sözleşmelerin damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Fiyat farkı ve süre uzatımlarında damga vergisi uygulaması
20.10.2010 tarih ve B.07.1.GİB.4.06.17.02-DMG-170-652 sayılı özelge:
İhaleye çıkarılan işlerle ilgili olarak;
- Fiyat farkları için yeni bir ihale kararı alınmış, ek sözleşme veya bu kağıtların mahiyetini iktisap eden herhangi bir kağıt (protokol, fiyat farkıtespit tutanağı, vb.) düzenlenmiş ise, alınan ihale kararının 488 sayılı Kanuna ekli (1) sayılı tablonun II/2 fıkrası gereğince binde 4,95 oranında,düzenlenen ek sözleşmenin veya sözleşme yerine geçen protokolün veya bu mahiyetteki kağıdın ise aynı tablonun I/A-1 bölümü gereğince binde 8,25nispetinde,
- İhale kararı ve ek sözleşme düzenlenmemiş fakat harcama yetkilisinden "olur" alınmış ise alınan "olur" hem ihale kararı, hem de mukaveledeki belliparayı değiştirir mahiyette olduğundan, 488 sayılı Kanunun 6 ve 14 üncü maddelerinin ikinci fıkraları gereğince en yüksek vergi alınmasını gerektirenmukavele değişikliği (artırılan meblağ) üzerinden anılan Kanuna ekli (1) sayılı tablonun I/A-1 bölümü gereğince binde 8,25 nispetinde,
damga vergisi aranılması gerekmektedir.
Fiyat farkı uygulaması nedeniyle ihale makamı ile müteahhit arasında ihale kararı, ek sözleşme vb. belge düzenlenmemiş veya bu kağıtların yerine kaimolmak üzere ilgili makamdan "olur" alınmamışsa, bu kağıtlara ilişkin olarak damga vergisi aranılmaz.
Diğer taraftan, sözleşme konusu işin mücbir sebepler, tarafların kusuru ya da bunlar dışında herhangi bir sebeple süresinde bitirilememesinden dolayıek süre verilmesi durumunda, sözleşmenin diğer hususlarında bir değişiklik içermemesi ve belli para miktarında bir artış olmaması kaydıyla süreuzatılmasına dair düzenlenen kağıtların damga vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Harçlar Kanunu
Kredi borç devir sözleşmesinin noter harcı ve damga vergisi karşısındaki durumu
05.09.2011 tarihli özelge:
İhracat kredisi, yatırım kredisi, konut kredisi ve benzeri herhangi bir kredi ayırımına gidilmeksizin, bankalar, yurt dışı kredi kuruluşları veuluslararası kurumlarca kullandırılan tüm krediler ile ilgili olarak yapılan işlemlere harç istisnası, düzenlenen kağıtlar ve bu kağıtlar üzerinekonulan şerhlere de damga vergisi istisnası uygulanabilecektir. Ancak bu kurum ve kuruluşlar dışında kalan gerçek veya tüzel kişilerin birbirleri ileyaptıkları işlemler ve düzenledikleri kağıtlar söz konusu istisna hükmü kapsamında değerlendirilemeyecektir. Zira öngörülen istisna hükümleri, kredimüşterisi ile kredi kuruluşu arasında kredinin temini, geri ödenmesi ve teminatına ilişkin olarak doğrudan gerçekleştirilen işlem ve kağıtlarıkapsamaktadır.
Buna göre, bankadan kullanılan işletme yatırım kredisinden arta kalan borcun, sahip olunan oteli satın alan firmaya devredilmesine ilişkin olarakdüzenlenecek kredi borç devir sözleşmesinin, noter harcı ve damga vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Kültür Yatırım Belgesi kapsamında yapılan kültür yatırımlarında harç ve damga vergisi istisnası
26.08.2011 tarihli özelge:
Kültür Yatırımları ve Girişimlerini Teşvik Kanunu’nda, Damga Vergisi Kanunu’nda ve Harçlar Kanunu’nda, Kültür Yatırım Belgesi veya Yatırım TeşvikBelgesi kapsamında yapılacak Eğitim-Kültür yatırımlarının damga vergisi ve noter harcından istisna tutulduğuna dair bir hüküm mevcut olmadığından,belediyelere verilecek taahhütnamenin damga vergisine, noterde tasdiki halinde ise noter harcına tabi tutulması gerekmektedir.

İhale yolu ile alınan gayrimenkulün tapuda tescilinde tapu harcına esas olan bedel
02.05.2011 tarih ve B.07.1.GİB.4.34.18.01-003.01-416 sayılı özelge:
İhale ile satın alınan gayrimenkulün tapuda tescili sırasında tapu harcının, taşınmazların emlak vergisi değeri ile ihale bedeli kıyaslanarak bubedellerden yüksek olanı üzerinden hesaplanması gerekmektedir.

Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu
Maddi ve manevi bir zarar karşılığı ödenen tazminatların veraset ve intikal vergisi karşısındaki durumu
27.10.2011 tarih ve 86 sayılı özelge:
Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’na göre, maddi ve manevi bir zarar karşılığı ödenen tazminatların veraset ve intikal vergisine tabi tutulması mümkündeğildir.
Bu itibarla, meydana gelen trafik kazasında vefat eden kişinin mirasçılarına, kaza yapan aracın zorunlu trafik sigortası kapsamında sigorta edentarafından ödenen destekten yoksun kalma tazminatının, Veraset ve İntikal Vergisi Kanunu’nun 2. maddesinin (d) bendinin parantez içi hükmü gereğincemanevi tazminat kapsamında nitelendirilerek veraset ve intikal vergisine tabi tutulmaması gerekmektedir.

Sigorta şirketince ödenen tazminatın veraset ve intikal vergisine tabi olup olmadığı
13.09.2011 tarih ve 35 sayılı özelge:
Malların veraset yoluyla veya her ne suretle olursa olsun ivazsız bir şekilde bir şahıstan diğer şahsa intikali veraset ve intikal vergisine tabidir.
Kurumlar vergisinin konusuna giren ödemeler karşılıksız olsa dahi veraset ve intikal vergisine tabi tutulmamaktadır.
Bu nedenle, sigorta şirketi tarafından ödenen tutar kurumlar vergisinin matrahına dahil edildiğinden, bu ödemeden dolayı veraset ve intikal vergisiaranılmaması gerekir.

Kiraya verilmiş gayrimenkul üzerinde yapılan alışveriş merkezinin kiralayanın vefatı üzerine mirasçılarına intikal edip etmeyeceği hk.
06.05.2011 tarih ve 2010-1 sayılı özelge:
Yapılan kira sözleşmesine istinaden;
- Kiralanan arsa üzerine inşa edilen ve mülkiyeti kiracı şirkete ait olan binanın mirasçılara intikali söz konusu olmadığından veraset ve intikalvergisine tabi tutulmaması,
- Murisin vefatı üzerine mirasçılarına intikal eden arsanın veraset ve intikal vergisine tabi tutulması,
- Kiralayan şirket tarafından arsa üzerinde yapılacak her türlü binanın kira süresi bitiminde bedelsiz olarak arsa sahibine devredilmesi durumunda,devredilen kıymetlerin emsal bedelinin brütleştirilmiş tutarının gayrimenkul sermaye iradı olacağı; ancak söz konusu kıymetlerin emsal bedelinden düşükbir değerle kiralayana devri halinde, devir bedelinin gayrimenkul sermaye iradi olarak vergilendirmesi, devir bedeli ile emsal bedeli arasındaki farkında bedelsiz intikal olarak veraset ve intikal vergisine tabi tutulması,
gerekmektedir.

Gider vergileri Kanunu
Vekâlet ücretlerinde BSMV
09.02.2012 tarih ve 173 sayılı özelge:
Bankaların ve sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler sonucu nakden veya hesaben lehe aldıkları paralar,diğer bir ifadeyle bankaca gelir hesaplarına aktarılan paralar BSMV ye tabi bulunmaktadır.
Banka tarafından dava ve icra takipleri dolayısıyla karşı taraftan tahsil edilen vekalet ücretleri, ticari faaliyet çerçevesinde elde edilen gelirniteliğinde olduğundan, bu ücretlerin tamamı üzerinden BSMV hesaplanması gerekmektedir.
Buna göre, karşı taraftan tahsil edilen ve gelir hesaplarına aktarılan vekalet ücretlerinin banka avukatlarına aktarılmasının söz konusuvergilendirmeye herhangi bir etkisi bulunmamaktadır.

Altın mevduat hesaplarında BSMV
22.02.2012 tarih ve 60 sayılı özelge:
Mevcut yasal düzenlemelere göre,
1- Banka tarafından kendi nam ve hesabına yapılan altın alım satım işlemlerinde altının alış tarihindeki TL değeri ile satış tarihindeki TL değeriarasındaki fark üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanması gerekmektedir.
2- Banka tarafından müşteriler nam ve hesabına yapılan altın alım satım işlemlerinde, alınan komisyon bedelleri üzerinden %5 oranında BSMV hesaplanmasıgerekmektedir.
3- Altının müşteriye satıldığı fiyattan piyasadan alınması ya da müşteriden alınan fiyattan piyasaya satılması ve dolayısıyla banka lehine parakalmaması halinde BSMV doğmamaktadır.

Kiralık olarak kullanılan iş merkezinin başka bir şirketle ortak kullanılması halinde düzenlenecek faturada BSMV hesaplanıp hesaplanmayacağı
24.11.2011 tarih ve 2120 sayılı özelge:
Sigorta şirketlerinin her ne şekilde olursa olsun yapmış oldukları bütün muameleler sonucu lehlerine nakden veya hesaben almış oldukları her türlüparalar banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi bulunmaktadır.
Bu nedenle, kiracı sıfatıyla kullanılan iş merkezinin bir bölümünün diğer bir şirkete (grup şirketinize) kiraya verilmesi işlemi dolayısıyla alınanparaların banka ve sigorta muameleleri vergisine tabi tutulması gerekmektedir.

Ar-Ge Teşvikleri
Sözleşmeli olarak yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinde teşvik ve belge düzeni
29.02.2012 tarih ve 64 sayılı özelge:
5746 sayılı Kanun ile Ar-Ge ve yeniliğe yönelik doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının ülkeye girişinin hızlandırılması ve Ar-Ge personeli venitelikli işgücü istihdamının artırılması da amaçlandığından Ar-Ge merkezinde sözleşmeli (siparişe dayalı) olarak yürütülen Ar-Ge faaliyetlerinin Ar-Geve yenilik faaliyeti kapsamında olması şartıyla, Araştırma ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesine İlişkin Uygulama ve Denetim Yönetmeliğindeyapılan açıklamalar çerçevesinde 5746 sayılı Kanun’un 3. maddesinde tanımlanan indirim, destek ve teşvik unsurlarından faydalanılması mümkünbulunmaktadır.
Sözleşmeli (siparişe dayalı) olarak yürütülen Ar-Ge faaliyetleri sonucunda elde edilebilecek gayrimaddi hak şirkete ait olmayacağından, proje bitiminekadar yapılan Ar-Ge harcamalarının aktifleştirilmesi mümkün değildir. Dolayısıyla, yapılan Ar-Ge harcamalarının aylık dönemler itibariyle yurt dışınafatura edilmesi ve elde edilen kazancın ilgili geçici ve yıllık vergilendirme dönemlerinde kurum kazancına dahil edilerek vergilendirilmesi, ayrıcayapılan harcamalar üzerinden hesaplanan Ar-Ge indiriminin de beyannamede gösterilmek suretiyle indirim konusu yapılması mümkün bulunmaktadır.
Sipariş üzerine gerçekleştirilen araştırma ve geliştirme diğer bir ifadeyle gayrimaddi hak meydana getirme hizmetleri nedeniyle yurt dışındaki şirketedüzenlenecek faturanın, hizmetin tamamlandığı, dolayısıyla gayrimaddi hakkın meydana getirilip teslim edildiği tarihten itibaren (7) yedi güniçerisinde düzenlemesi gerekmektedir.
Söz konusu proje harcamaları için hizmetin tamamlanmasından önce de fatura düzenlenmesi mümkündür. Ayrıca, araştırma geliştirme faaliyetlerinin siparişüzerine başkası adına yapılması, faaliyetin neticesinde meydana gelen ürünün (gayrimaddi hakkın) bu şirkete ait olması sebebiyle, şirket adına sahipolunacak bir gayrimaddi haktan söz edilmesi mümkün değildir. Bundan dolayı, harcamaların yapılmakta olan gayrimaddi haklar hesabında değil, proje stokhesaplarında izlenmesi gerekmektedir.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 6 misafir