Ceza Hukuku Genel Hükümler Ders Notu

Cevapla
İremars.s
Mesajlar: 1
Kayıt: 12 Ara 2018 12:27
İletişim:

12 Ara 2018 12:29

Ceza hukukunda
İtiyadi suçlu:
Kasıtlı bir suçun temel şeklini ya da daha ağır veya daha az cezayı gerektiren nitelikli şekillerini 1 yıl içinde ve farklı zamanlarda 2’den fazla işleyen kişi.
Suçu meslek edinen kişi:
Kısmen de olsa geçimini suçtan elde ettiği kazançla sağlamaya alışmış kişi.

Hukuk Devleti İlkesi:
Tüm işlemlerde hukuk kurallarına uygun hareket edilmesi demektir.

Kusur ilkesi: evet
Cezalandırılabilmek için kusur bulunmalıdır. Kusursuz  ceza olmaz ilkesi olarak bilinmektedir.

Ceza sorumluluğunun şahsiliği (TCK20)
Ceza sorumluluğu şahsidir. Kimse başkasının fiilinden dolayı sorumlu tutulamaz. Tüzel kişiler hakkında ceza yaptırımı uygulanamaz. Ancak, suç dolayısıyla tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri niteliğinde yaptırımlar uygulanabilir. TCK’ya göre bu güvenlik tedbirleri sadece özel hukuk tüzel kişileri hakkında uygulanabilir.

Kanunilik ilkesi:
Biçimsel (şekli) ve özel ilişkin (maddi) kanunilik ilkesi olmak üzere iki tür kanunilik ilkesi vardır.
Öze ilişkin (maddi) kanunilik ilkesi:
Sosyal açıdan tehlikeli olan fiiller cezalandırılır, olmayanlar cezalandırılmaz. Kanunda bu fiillerin suç olarak düzenlenmiş olması veya olmaması önemli değildir.
Biçimsel (şekli) kanunilik ilkesi:
Kanunda açıkça suç sayılan fiiller cezalandırılır; sayılmayanlar cezalandırılmaz. Bu fiillerin sosyal açıdan tehlikeli olup olmadığına bakılmaz.
– Suç ve ceza içeren hükümlerin uygulanmasında kıyas yapılamaz.
– Örf ve adet ile suç ve ceza konulamaz veya kaldırılamaz.
– Failin aleyhine olan ceza kanunu geçmişe uygulanmaz.

İnsanilik ilkesi:
İşlenen suç ne olursa olsun bu suçun cezası ne olursa olsun, kişiye verilecek olan ceza insanlığa aykırı, onun onur ve şahsiyetini yok eden, onu küçümseyen cezalar verilemez.

Karineye dayalı ispat yasaktır:
Yapılan eylemin ispat edilmesinde karineler esas alınamaz.

Orantılılık:
Suç işleyen kişiye işlediği suçla orantılı bir ceza verilir. Adam öldüren kişiye verilecek ceza ile yaralayan kişiye verilecek cezada bir farklılık vardır.

Kanun önünde eşitlik:
Herkes kanun önünde eşittir. Kimseye ırk, din,dil vb ayrımlar yapılamaz. Buna göre de ceza verilemez. Suç yüklenemez.

Şüpheden özgürlük yararlanır:
Bir kimsenin bir davranışı işleyip işlemediği kesinen bilinemiyor, kişinin yapıp yapmadığı anlaşılamıyorsa bu durumda özgürlük olur kişi serbest kalır.

Haksız Fiil ve Suçlar
Ceza hukuku kapsamındaki eylemler cezayla tehdit edilen eylemlerdir. Böylece teknik manada cezayla tehdit edilmeyen suçların de bulunduğu ortaya çıkmaktadır. Haksızlık oluşturan her hukuka aykırı fiil ceza hukuku anlamında suç değildir.

Farkları;
Haksız bir fiilde zarar usulü aranmaktadır. Buna karşılık suçlarda tehlike suçları da vardır. Haksız fiiller açısından kanunilik ilkesi ve kıyas yasağı geçerli değildir. Ortada bir zarar yoksa haksız fiil de yoktur. Ceza da erteleme ,af gibi infazı engelleyen vesveseler bulunduğu halde, haksız fiiller bakımından mağdurun feragati olmadıkça, tazminat talebini kaldırıcı bir yol bulunmamaktadır. Cezanın amacı genel ve özel önleme iken, tazminatın amacı mağdurun uğradığı zararı telafi etmektir.

Mal varlığına ilişkin olduğundan adli para cezası ile tazminat birimine benzemekte ise de aralarında şu farklar mevcuttur;
1. Adli para cezasını ancak açık bir kanun hükmünün bulunması halinde hükmedildiği halde. Tazminatta genel bir hüküm yeterli olup tazminat gerektiren fiillerin tek tek ayrıca sayılmasa gerek yoktur.
2. Adli para cezasına resen, tazminatı ise talep üzerine hükmedilir
3. Adli para cezası ödeme devlete yapılır. Tazminatta ödeme mağdura yapılır.
4. Kaç tane faili varsa o kadar da ayrı ayrı adli para cezası söz konusu olur. Buna karşılık tek bir tazminat bütün paylar açısından söz konusudur.

Disiplin Suçları
Disiplin hukuku özel bir ilişki ile hiyerarşi yetkisinin bulunduğu veya bulunmadığı bir topluma bağlı olmaktan doğmaktadır. Suçlar ise, kaynağını, devlet ülkesinde yaşama ve bulunma olayından ileri gelen genel bir ihtiyaç hükmünden almaktadır.

Farklar
1. Faili bakımından
2. Kanunilik ilkesi bakımından
3. Yaptırım uygulayan organ bakımından
4. Yaptırım bakımından
5. Adli sicil kaydı bakımından
6. Uygulanacak yargılanma kuralları bakımından
Disiplin soruşturması ile aynı anda ceza soruşturması; aynı konuda iki kez yargılama (ne bis in idem) yapılmaması ilkesinin uygulanıp uygulanamayacak tartışılmalıdır. Bu suretle ceza davası ile disiplin soruşturmasını kural olarak birbirinden bağımsız olacağı bağlanmış bulunmaktadır.

Kabahatler ve Suçlar
Kabahatler, kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlık. Öngörülen idari yaptırımlara ilişkin kararların infazı bakımından da derhal uygulama kuralı geçerlidir.Kabahatler kanunun da 12 kabahat düzenlenmiştir; Emre aykırı davranış, dilencilik, kumar, sarhoşluk, gürültü, rahatsız etmek, işgal, tütün mamüllerin tüketilmesi, kimliği bildirmeme, çevreyi kirletme, afiş asma,silah taşıma.
1. Yurtdışında işlenen kabahatler türkiyede cezalandırılamaz
2. Kabahatler kanunu da açıkça hüküm bulunmayan hallerde hem kasten hem de taksirle işlenebilir
3. Suç da cezai sorumluluk yaşı 12 iken kabahatli 15’i olarak benimsenmiştir
4. Kabahati teşebbüs cezalandırılamaz
5. İştirak-suçlar bakımından ikilik prensibi benimsenmiştir kabahatleri eşitlik prensibi benimsenmiştir
6. Suçlu yargılama mahkeme tarafından yapılırken, kabahat de kural olarak idari kurulu, makam veya kamu görevlileri
7. Kabahatler bakımından kural olarak sulh ceza mahkemesine başvuru olanağı tanımlamıştır
8. Suçların kabahati, kabahatten suça tekerrür söz konusu olmaz
9. Güvenlik tedbirleri sadece suçlarla ilgili olarak uygulanabilir


Güvenlik Tedbirleri
Güvenlik tedbirleri açısından da geçerli olan ilke; kanunlik ilkesinin kaçınılmaz, doğal bir neticesi olarak, geçmişe yürümezlik ilkesi olup; cezalarda olduğu gibi güvenlik tedbirlerininde infaz rejimi konusunda ise derhal uygulama ilkesi uygulama alanı bulacaktır.

Kovuşturma Şartları
Şikayet, talep, izin ve karardır. Resen kovuşturman bir suç, şikayet ile kovuşturulabilen bir suç haline getirilirse, bu durumda savcının hareketini kısıtlayan, dolayısıyla faile yine bir kanun söz konusu olacağından geçmişe yönelik uygulanması gerekir.

AnayasaM. İptal Kararları
İptal kararları geriye yürümez. Yani anayasa aykırı görerek iptal etmesi durumunda, bu suç tipinin yürürlükte olduğu dönemde suç işleyenler bu iptalden yararlanamazlar.

Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararları
Hükümlerin lehine bir sonuç doğurmaz. Ancak birleştirme kararında bir değişiklik yapılmasının da sonuç doğurup doğurmayacağı ayrıca ele alınması gerekir.

Ceza Kanununun zaman bakımından uygulanması
* Aleyhe kanunun geçmişe uygulanması yasağı:
* Lehe kanunun geçmişe uygulanması ilkesi: Cezayı kaldıran veya hafifleten yeni ceza kanunu, işlenen suç ister yargılama aşamasında olsun, ister infaz aşamasında olsun, fail hakkında uygulanır

Zamanaşımına ilişkin kuralların zaman bakımından uygulanması:
Sonradan yürürlüğe giren zamanaşımına ilişkin kural, failin lehine ise geçmişe uygulanır, aleyhine ise geçmişe uygulanmaz.Geçici ve süreli kanunların zaman bakımından uygulanması: Geçici veya süreli kanunlar, yürürlükte bulundukları süre içinde işlenmiş olan suçlar hakkında uygulanmaya devam ederler.

İnfaz rejimine ilişkin kuralların zaman uygulanması:
Hapis cezasının ertelenmesi, koşullu salıverilme ve tekerrürle ilgili olanlar hariç; infaz rejimine ilişkin kurallar, derhal uygulanır.

Ceza muhakemesi kurallarının zaman bakımından uygulanması:
Ceza muhakemesi kuralları failin lehine veya aleyhine olmasına bakılmaksızın derhal uygulanır.

Suçun işlendiği zaman:
Failin lehine olan kanununun uygulanması bakımından suçun işlendiği zaman önemlidir.
– Ani suçlarda hareketin yapıldığı andır.
– Kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği andır.
– Zincirleme suçlarda son suçun işlendiği andır.
– Teşebbüs halinde kalan suçlarda son icra hareketinin yapıldığı andır.

Ceza Kanununun yer bakımından uygulanması
* Ülkesellik (mülkilik) ilkesi: Ceza Kanunu ülkede işlenen bütün suçlara uygulanır. Türk Ceza Kanunu kural olarak ülkesellik ilkesini kabul etmiştir (TCK m.8). Türkiye’de işlenen suçlar hakkında Türk kanunları uygulanır. Hareketin kısmen veya tamamen Türkiye’de gerçekleşmesi veya neticenin Türkiye’de gerçekleşmesi halinde suç, Türkiye’de işlenmiş sayılır. Suç;
1) Türk kara ve hava sahaları ile Türk karasularında,
2) Açık denizde ve bunun üzerindeki hava sahasında, Türk deniz ve hava araçlarında veya bu araçlarla,
2) Türk deniz ve hava savaş araçlarında veya bu araçlarla,
3) Türkiye’nin kıt’a sahanlığında veya münhasır ekonomik bölgesinde tesis edilmiş sabit platformlarda veya bunlara karşı,
İşlendiğinde Türkiye’de işlenmiş sayılır.
Türkiye’de işlediği suçtan dolayı yabancı ülkede hakkında hüküm verilmiş olan kimse, Türkiye’de yeniden yargılanır.

* Faile göre şahsilik ilkesi: Vatandaş kendi ceza kanununa tabidir. Yurtdışında bazı suçları işleyen Türk vatandaşı Türk kanunlarına göre cezalandırılır (TCK10,11).

Görev suçları:
TCK’nın 10. maddesine göre, “Yabancı ülkede Türkiye namına memuriyet veya görev üstlenmiş olup da bundan dolayı bir suç işleyen kimse, bu fiile ilişkin olarak yabancı ülkede hakkında mahkumiyet hükmü verilmiş bulunsa bile, Türkiye’de yeniden yargılanır”.

Vatandaş tarafından işlenen suç:
TCK’nın 11. maddesine göre, “(1) Bir Türk vatandaşı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı bir yıldan az olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması ve Türkiye’de kovuşturulabilirliğin bulunması koşulu ile Türk kanunlarına göre cezalandırılır.
* Mağdura göre şahsilik ilkesi: Ceza kanunu devletin vatandaşlarına karşı işlenen suçlara uygulanır. Yurtdışında yabancı tarafından Türk vatandaşlarına karşı işlenen bazı suçlara Türk kanunları uygulanır (TCK m.12/2).
* Koruma ilkesi: Ceza kanunu devlete karşı işlenen suçlara uygulanır. Yurtdışında yabancı tarafından Türkiye’ye karşı işlenen bazı suçlara Türk kanunları uygulanır (TCK m.12/1).

Yabancı tarafından işlenen suç:
TCK’nın 12/1-2. maddesine göre,
“(1) Bir yabancı, 13 üncü maddede yazılı suçlar dışında, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı en az bir yıl hapis cezasını gerektiren bir suçu yabancı ülkede Türkiye’nin zararına işlediği ve kendisi Türkiye’de bulunduğu takdirde, Türk kanunlarına göre cezalandırılır. Yargılama yapılması Adalet Bakanının istemine bağlıdır.
 (2) Yukarıdaki fıkrada belirtilen suçun bir Türk vatandaşının veya Türk kanunlarına göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisinin zararına işlenmesi ve failin Türkiye’de bulunması halinde, bu suçtan dolayı yabancı ülkede hüküm verilmemiş olması koşulu ile suçtan zarar görenin şikayeti üzerine fail, Türk kanunlarına göre cezalandırılır”.

Evrensellik ilkesi:
Ceza kanunu nerede, kim tarafından ve kime karşı işlendiğine bakılmaksızın tüm suçlara uygulanır. Yurtdışında yabancı tarafından yabancıya karşı işlenen bazı suçlara Türk kanunlarının uygulanması mümkündür (TCK m.12/3). Yine yabancı veya Türk vatandaşı olup olmadığına bakılmaksızın kime karşı işlenirse işlensin bazı suçlara Türk kanunları uygulanır (TCK m.13).
* Mağdur yabancı ise, aşağıdaki koşulların varlığı halinde fail, Adalet Bakanının istemi ile yargılanır:
1. Suçun, Türk kanunlarına göre aşağı sınırı üç yıldan az olmayan hapis cezasını gerektirmesi.
2. Suçluların geri verilmesi anlaşmasının bulunmaması veya geri verilme isteminin suçun işlendiği ülkenin veya failin uyruğunda bulunduğu devletin hükümeti tarafından kabul edilmemiş olması”.

Yabancı kanunun göz önünde bulundurulması:
Türkiye’nin egemenlik alanı dışında işlenen suçlar dolayısıyla Türkiye’de yargılama yapılırken, Türk kanununa göre verilecek olan ceza, suçun işlendiği ülke kanununda öngörülen cezanın üst sınırından fazla olamaz. Bu kural faile göre şahsilik ve evrensellik ilkelerinin (m.13/b hariç) uygulandığı durumlarda geçerli olabilir. Ülkesellik, mağdura göre şahsilik ve koruma ilkesinin uygulandığı hallerde ise bu hüküm uygulanmaz.

Cezadan mahsup:
Nerede işlenmiş olursa olsun bir suçtan dolayı, yabancı ülkede gözaltında, gözlem altında, tutuklulukta veya hükümlülükte geçen süre, aynı suçtan dolayı Türkiye’de verilecek cezadan mahsup edilir.

Ceza Kanununun kişi bakımından uygulanması:
Kural olarak ceza kanunu ülkede bulunan herkese uygulanır. Yalnız bu ilkenin bazı kimseler bakımından istisnaları bulunmaktadır.

Cumhurbaşkanı:
Cumhurbaşkanı görevi ile ilgili olan suçlardan dolayı sorumlu değildir. Cumhurbaşkanı sadece vatana ihanet halinde sorumlu tutulabilir ve yargılanabilir. Cumhurbaşkanının vatana ihanetten dolayı suçlanabilmesi için TBMM üye tam sayısının en az 1/3’nin bunu teklif etmesi ve en az 3/4’nün bu yolda karar vermesi gereklidir. Bu şekilde suçlanan Cumhurbaşkanı Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesinde yargılanır.

Yasama dokunulmazlığı
Yasama dokunulmazlığından milletvekilleri ve milletvekili olmayan bakanlar yararlanır.

Yasama sorumsuzluğu (mutlak dokunulmazlık):
TBMM üyeleri, meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine başka bir karar alınmadıkça bunları meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutulamazlar (Any.m.83/1). Sorumsuzluk her türlü suçu kapsamaz, milletvekillerinin sadece oy, söz ve düşünceleri ile işledikleri suçlar yönünden geçerlidir.
Sorumsuzluk mutlaktır, feragat edilemez, meclis kararı ile kaldırılamaz ve üyelik sıfatı sona erdikten sonra da devam eder. Yasama sorumsuzluğu bir hukuka uygunluk nedeni değildir. Bu yüzden bu durumlarda fiil hukuka aykırı olmaya devam eder, milletvekiline ceza verilemese bile, örneğin  bu suça iştirak eden diğer kişiler cezalandırılabilir. Yasama sorumsuzluğu şahsi cezasızlık nedenidir.

Nispi dokunulmazlık:
Seçimden önce veya sonra suç işlediği öne sürülen milletvekili, meclis kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Bunun dışında kalan işlemler yapılabilir. Örneğin delil toplama, soruşturmanın başlatılması, arama gibi.

Diplomasi dokunulmazlığı:
Bazı diplomasi memurları görevli bulundukları ülkede işledikleri suçlardan dolayı dokunulmazlık hakkına sahiptirler. Bu dokunulmazlık suçu ortadan kaldırmaz. Bu nedenle örneğin diplomatın işlediği suça iştirak eden diğer kişiler bu dokunulmazlıktan yararlanmazlar. Ayrıca diplomatik dokunulmazlıktan yararlanan kişi vatandaşı olduğu devlette yargılanır.

Suçla ilgili kavramlar
Suçun faili (aktif süjesi):
Suçu işleyen kişidir. Tüzel kişiler suçun faili olamaz, sadece gerçek kişiler suçun faili olabilir. Bazı suçlar sadece belirli kimseler tarafından işlenebilir. Bu suçlara özgü (mahsus) suçlar denir. Örneğin zimmet suçu sadece kamu görevlisi tarafından işlenebilen özgü bir suçtur.
Suçun mağduru (pasif süjesi):
Suçtan doğrudan zarar gören kişidir. Fail ve mağdur aynı kişi olamaz. Tüzel kişiler de suçun mağduru olabilir.

Suçun hukuki konusu:
Suç tarafından ihlal edilen hukuki değer ve menfaattir. Örneğin insan öldürmede-hayat hakkı, yaralamada-vücut dokunulmazlığı, hırsızlıkta-zilyetlik veya mülkiyet hakkı.

Suçun maddi konusu:
Üzerinde suçun işlendiği kişi veya eşyadır. Örneğin hırsızlıkta-mal, insan öldürme veya yaralamada- insan, belgede sahtecilikte-belge.

Suçun Unsurları
Maddi unsur (fiil):
Bir suçtan söz edebilmek için fail tarafından dış dünyada bir değişiklik meydana getiren fiilin gerçekleştirilmesi şarttır. Fiilin oluşması için hareket, netice ve bunlar arasında nedensellik bağı var olmalıdır.

Hareket:
Ceza hukuku açısından hareket, insanın iç dünyasına ilişkin olan davranışları değildir. Bu yüzden arzu, istek, düşünce gibi davranışlar ceza hukuku açısından hareket sayılmaz. Yani ceza hukukuna göre hareket, dış dünyada gerçekleşen olaydır. Hareketsiz suç olmaz. Hareket yapma veya yapmama şeklinde olabilir.

İcrai hareket:
Yapılmaması gerekenin yapılmasıdır. Örneğin insan öldürmeyi ceza kanunu yasaklar. (A), (B)’ye tabancayla ateş eder ve öldürür.

İhmali hareket:(Garantörsel)
Yapmama biçiminde harekettir. Fail belirli bir harekette bulunması gerekirken hareketsiz kalırsa, ihmali hareketinden sorumlu olur. Örneğin hastanedeki doktorun acil tıbbi müdahaleye ihtiyaç duyan hastaya müdahele etmemesi böyledir. İhmali hareketle işlenen suçlar kasıtlı olabileceği gibi taksirli de olabilir.
* Sırf (gerçek) ihmal suçları: Sadece ihmali hareketle işlenebilen suçlardır. Örneğin görevi ihmal, suçu bildirmeme.
* İhmal suretiyle icra suçları (görünüşte ihmal suçları): Aslında icrai hareketle işlenebilen bir suçun ihmali hareketle işlenmesidir. Örneğin annenin bebeğini ölmesi için emzirmemesi.

Hareketin sayısına göre
Tek hareketli suçlar:
Bir tek hareketin yapılmasıyla oluşan suçlardır. Suçlar genellikle böyledir.

Birden çok hareketli suçlar:
Birden çok hareketin yapılmasıyla oluşan suçlardır. Örneğin özel belgede sahtecilik suçunun oluşması için sahte özel belgenin hazırlanması ve ayrıca kullanılması gerekmektedir.

Hareketin biçimine göre
Serbest hareketli suçlar:
Neticenin meydana gelmesi önemlidir. Hangi hareketle meydana geldiği önemli değildir. Örneğin adam öldürme.

Bağlı hareketli suçlar:
Sadece kanunda belirtilen hareketle işlenebilen suçlardır. Örneğin dolandırıcılık suçunda aldanma failin hileli davranışlarıyla meydana gelmelidir.

Seçimlik hareketli suçlar:
Sadece kanunda belirtilen seçimlik hareketlerle işlenebilen suçlardır. Örneğin zilyedliği kendisine devredilmiş olan mal üzerinde, bu devrin amacı dışında tasarrufta bulunan veya bu devir olgusunu inkar eden kişi, güveni kötüye kullanma suçunu işlemiş olur. Bu suçta iki seçimlik hareket var:
1) Tasarrufta bulunma
2) Devir olgusunun inkarı. Seçimlik hareketli suçlarda kanunda belirtilen seçimlik hareketlerin tamamı yapılsa bile tek suç oluşur.

Netice:
İcrai veya ihmali hareketin dış dünyada doğurduğu ve hukuken önemli olan değişikliktir. Örneğin birine silahla ateş edip öldürme fiilinde, ölenin yakınlarının üzüntü duyması, barutun ateş alması da doğal anlamda birer neticedir. Fakat ceza hukuku açısından önem taşıyan netice, suçun kanuni tanımındaki netice, yani kişinin ölmesidir. Netice bazen zarar, bazen de tehlike biçiminde ortaya çıkmaktadır.

Sırf hareket suçları(neticesiz-şekli suçlar):
Hareketin yapılmasıyla oluşan, ayrıca bir neticenin aranmadığı suçlardır. Bu suçlarda hareketin yapılması ile birlikte suç meydana gelir. Örneğin hakaret, tehdit, konut dokunulmazlığının ihlali.

Neticeye göre suçların ayırımı
Ani suç:
Bir anda işlenip biten, neticenin gerçekleşmesiyle tamamlanan ve sona eren suçlardır. Örneğin hakaret, kasten öldürme. Ani suçlarda suçun tamamlanma ve sona erme anı çakışmaktadır.

Kesintisiz (mütemadi) suç:
Failin hareketi ile ortaya çıkan neticenin, failin iradesine bağlı olarak bir süre devam ettiği suçlardır. Örneğin kişi hürriyetinden yoksun kılma

Zarar suçları:
Zarar doğuran suçlardır. Örneğin yaralama, mala zarar verme.

Tehlike suçları:
Tehlike doğuran suçlardır. Örneğin tehdit, tehlikeli araç kullanma. Tehlike suçları soyut ve somut tehlike suçlarına ayrılır. Gerçek bir zarar tehlikesinin doğmuş olması gerekiyorsa somut tehlike suçundan, gerekmiyorsa soyut tehlike suçundan sözedilir.

Tipiklik Unsurları
Tipiklik özel hükümler kısmıyla bağlantılı olarak ele alınır.
•Her ceza hukuku normu fail ve fiile ilişkin unsurlardan oluşur ve bunlar tipikliği meydana getirir.
1. HAYAL SUÇ: CEZA KANUNLARINDA BÖYLE BİR SUÇ YOKTUR.
2. KURUNTU SUÇ: CEZA KANUNLARINDA BÖYLE BİR SUÇ VARDIR.

Nedensellik (illiyet) bağı:
Bir suçtan dolayı kişinin sorumlu tutulabilmesi için dış dünyada gerçekleşen davranışın kişinin hareketinden kaynaklanmış olması gerekir. Buna nedensellik bağı denir.

Manevi unsur (kusurluluk):
Failde bulunması gereken kusurluluktur. Kusursuz suç ve ceza olmaz.

Kast:
Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Yani failin fiili bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi halinde kasttan sözedilir. Kural olarak suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır.

Taksir:
Taksir dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla suçun neticesinin istenmeyerek gerçekleştirilmesidir (TCK m.22/2).
Hareket iradi olmalıdır. (istenerek yapılmalıdır)
▪ Netice istenmemiş olmalıdır. (iradi olmamalıdır)
▪ Hareket ile netice arasında nedensellik bağı bulunmalıdır.
▪ Fail dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranmış olmalıdır. (Tedbirsizlik-dikkatsizlik)
▪ Suçun taksirli şekli kanunda açıkça cezalandırılmış olmalıdır. (taksirle öldürme, taksirle yaralama, taksirle genel güvenliğin tehlikeye sokulması, taksirli iflas gibi)
▪ Netice öngörülebilir (tahmin edilebilir) olmalıdır.
▪ Netice gerçekleşmiş olmalıdır.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir