KPSS GELİŞİM PSİKOLOJİSİ DERS NOTLARI

Cevapla
Kullanıcı avatarı
kpssci
Mesajlar: 238
Kayıt: 18 Mar 2017 17:52
İletişim:

18 Mar 2017 19:55

KPSS GELİŞİM PSİKOLOJİSİ DERS NOTLARI

Psikoloji: İnsan ve hayvan davranışlarını inceleyen, bireyin davranışlarını ve onun altında yatan sebepleri araştıran bilim dalıdır.
Eğitim Psikolojisi: Gelişim ve öğrenme psikolojisi bulgularından hareketle eğitim öğretim nasıl gerçekleştiğini araştıran bilim dalıdır.
SEBEPLERİ PSİKOLOJİ �
DAVRANIŞ
DEĞİŞTİRİLMESİ EĞİTİM
Gelişim psikolojisi= İnsan davranışlarında doğumdan ölümüne kadar, tüm yaşamı boyunca gözlenen biyolojik ve psikolojik değişiklikleri inceler.
Bireyin belli dönemler halinde gelişimini ve bu evrelerde öğrenmesi gereken davranışlarını inceleyen bilim dalıdır.
Öğrenme psikolojisi= Bireyin nasıl öğrendiğini ve nasıl öğretebileceğini araştıran bilim dalıdır.

≋ PSİKOLOJİ AKIMLARI ≋
1. Yapısalcılık: Temsilcisi W. Wundt’ tur.
●İnsan davranışlarının kontrollü koşullarda (laboratuar) gözlenmesine yönelik çalışmalar yapmıştır.
●İnsan zihni çeşitli bilinç öğelerine ayrılır. Psikolojinin amacı “bilinç öğelerini” birleştirmek ve çözümlemektir.
●Bilinci çözmek için “içe bakış yöntemi” kullanılmaktadır. İçsel duygular, sezişler ve düşünceler üzerinde odaklanmıştır.

2.Davranışçılık:Temsilcileri Watson,Pavlov,Skinner’ dır.
●Davranışçı görüş yapısalcılığı yetersiz görerek, sezgilerin, duyguların ve düşüncelerin gözlenemeyeceğini iddia ederek içe bakış yöntemini reddetmiştir.
●Psikolojinin “gözlenebilen ve ölçülebilen” davranışlar üzerinde çalışılması gerektiğini açıklar.
●Davranışın niçin olduğuna değil, nasıl olduğuna önem vermiştir.
●Çevredeki uyarıcı koşullara önem vermiştir. Uyarıcı-tepki-pekiştirme ilkesine göre davranışı açıklamıştır.
3.Psiko-analitik Yaklaşım(=Psikanaliz):Temsilcileri Freud, Erikson’ dur.
●Davranışın sebeplerini “bilinç dışı” etkinlikler (biyolojik etkenler) açısından ele almıştır.
●İnsan iki temel içgüdünün etkisinde davranmaktadır. Cinsellik ve saldırganlık. Toplum tarafından hoş karşılanmayan bu duygulara ait istekler bilinç dışına itilirler ve arada kaybolmazlar.
●Kişiliğin oluşumunda ve olayların analizinde “çocukluk yaşantıları (0–6)” ve bu dönemdeki anne-baba tutumunun önemi üzerinde durur.
●Erikson’a göre kişiliğin oluşumunda ve gelişiminde biyolojik etkenler ile birlikte sosyal çevre de(toplumsal etmenler) önemlidir.(Psiko-sosyal gelişim kuramı)
●Erikson’a göre benlik gelişimi dönemler halinde olur. Her dönemin, atlatılması gereken çatışma(kriz) alanları bulunur.
●Bireyin gelişiminin yaşam boyu sürdüğünü savunmuştur.
4.Bilişsel Yaklaşım: Temsilcileri Geştalt Ekolü, Piaget, Bruner, Ausubel’dir.
●Bireye ve davranışlara “bütünsel” bakmışlardır.
●Davranışları zihinsel bir süreç içinde ele almışlar, ilgi, algı, düşünme, kavrama gibi süreçlere yer vermişlerdir.
5.İnsancıl(=Hümanist) Yaklaşım:Temsilcileri Maslow,Rogers,Kohlberg’ dır.
●Psiko-analitikçilerin insanın tehlikeli bir varlık olduğu görüşüne karşı çıkarak, insanın değerli olduğu görüşüne karşı çıkarak, insanın değerli olduğu ve doğasının iyilik temelleri üzerinde kurulu olduğu görüşünü ileri sürmüşlerdir.
●Davranışların temelinde ihtiyaçlar (güdüler) bulunur.
●Birey “kendisini gerçekleştirmeye” çalışan bir varlıktır.
●Bireylerde “algılama ve benlik kavramı(tasarımı) “ üzerinde durur.
●Birey tek ve benzersizdir, değerlidir. Eğitim, birey(öğrenci) merkezlidir. Eğitim bireylerin potansiyelinin ortaya çıkarılmasına ve kişisel gelişimine yardımcı olmalıdır.
6.Nörobiyolojik Yaklaşım:Temsilcileri James,Hebb ‘ dır.
●Davranışların incelenmesini beyin, sinir sistemi, beyin hücreleri(nöronlar) arasındaki sinaps bağlarına göre ele almışlardır.
≋ GELİŞİM PSK İLE İLGİLİ KAVRAMLAR ≋
Gelişim: Bireyin döllenmeden başlayarak bedensel, zihinsel, duygusal, sosyal yönlerden geçirdiği sürekli ve düzenli değişimdir. Gelişim bir süreçtir.
Gelişme:
●Büyüme, olgunlaşma, hazır bulunuşluluk, öğrenme etkileşimlerinin bir ürünüdür.
●Gelişme bir üründür.
●Olgunlaşma ve öğrenme olmadan gelişim olmaz. Örneğin bir çocuğun ağaca tırmanması definsel bir gelişmedir. Çocuk kas ve kemikleri yeterli büyüklüğe ve olgunluğa erişmeden ağaca tırmanmayı öğrenemez. Kas ve kemikleri yeterli olgunluğa eriştikten sonra ağaca tırmanmayı öğrenmemişse de ağaca tırmanma davranışını gösteremez. Demek ki, gelişme; öğrenmeyi ve olgunlaşmayı kapsayan temel bir kavramdır.
⇒Gelişme organizmadaki hem nitelik hem de nicelik olarak meydana gelen değişmeleri içerir.
Büyüme:
●Vücudun sadece boy, kilo ve hacim olarak artmasıdır.
●Bireyde fiziksel özelliklerdeki değişmedir.
⇛ör Bir bebeğe, doğduktan bir ay sonra ağırlık ve boy uzunluğu bakımından artış göstermesi.�
●Büyüme ile gelişim kavramları arasındaki temel fark, büyümede sadece niceliksel değişim gözlenirken, gelişmede ise niceliksel ve niteliksel değişiklik beraber olur. Yani büyümede fiziksel değişim(boy, ağırlığının artması, iç organların değişmesi) vardır. Gelişlimde ise fiziksel özelliklerin yanı sıra zihinsel, duygusal, sosyal özellikleri kapsar.
⇛ör Bir çocuğun somut işlemler döneminden sonra soyut işlemler dönemine girip soyut düşünebilmesi onun büyüdüğünü göstermez. Çünkü bu özellik nitelikseldir.
Olgunlaşma:
●Bireyin organlarının öğrenmenin etkisi olmaksızın tamamen biyolojik ve kalıtımsal olarak kendilerinden beklenen fonksiyonları yapabilecek düzeye ulaşmasıdır.
●Yani yaşa bağlı olarak organizmanın kendisinden beklenen davranışı yerine getirebilecek duruma gelmesidir.
⇛ör Anaokuluna giden bir çocuğun parmaklarıyla makas tutabilecek düzeye gelmesi bir olgunlaşmadır.
●Olgunlaşmada “fiziksel gelişim ve bilişsel gelişim” diye 2 boyut vardır.
●Olgunlaşma büyük oranda öğrenme yaşantıları ve çevresel faktörlerden bağımsız olarak org. belli bir yetkinliğe ulaşmasıdır.
●Olgunlaşmanın sonucunda meydana gelen davranışlar öğrenme olarak sayılmazlar.
●Olgunlaşmada öğrenmenin etkisi yoktur.
⇛ör Başlangıçta annesinin yardımıyla beslenebilen, kaşığı kullanamayan bir çocuk belirli devimsel ve zihinsel gelişlimi sağladıktan sonra kendisi kaşığı alıp tabağa uzanarak beslenmeyi ister ve kendi kendine dökmeden yiyebilir.
⇛ör(KPSS 2006) Gelişimde olgunlaşma kavramı aşağıdaki süreçlerden hangisini anlatmak için kullanılmaktadır?
A) Sosyal normlara uygun davranışların öğrenilmesine sergilenmesi
B) Genetik olarak belirlenen bir plan çerçevesinde yaşantılardan bağımsız olarak gerçekleşen biyolojik gelişmeler
C) İlk ergenlik döneminde başlayan ve yetişkinlik çağına kadar süren fiziksel ve cinsel değişmeler
D) Büyüme ve gelişmeye eşlik eden öğrenilmiş davranış örüntülerinin kazanılması
E) İlerleyen yaşla birlikte aşırı davranışların yerlerini yavaş yavaş ağırbaşlı davranışların alması
Hazır bulunuşluluk:
●Hazır bulunuşluluk; bireyin zihinsel, sosyal ve bedenen öğrenmeye hazır dönemde olması demektir.
●Hazır bulunuşluluk olgunlaşmayı, duyuşsal özellikleri(ilgi, tutum),bireyin konuyla ilgili ön öğrenmelerini ve bireyin genel sağlık durumunu kapsar.
⇛ör Bir çocuğun bisiklet kullanmaya hazır olması için yani hazır bulunuşluluğu için;
— Büyük kasların bisiklete binmek için gerekli olgunluğa ulaşması.(olgunlaşma)
— Birisinin bisiklet binmeyi göstermesi veya öğretmesi.(ön öğrenmeler)
— Bisiklete binmeyi istemesi.(duyuşsal özellikleri)
— Bisiklete binmek için genel sağlık durumunun elverişli olması gerekmektedir.(sağlık)
Öğrenme:
●Bireyin çevresiyle etkileşimi sonucu meydana gelen nispeten kalıcı izli davranış değişikliğidir.
●Bireyin davranışlarında yaşantısı yoluyla kalıcı izli değişikliktir.
⇛ör Çocuğun düzgün bir şekilde kalem tutabilmesi için el ve parmak kaslarının, kemiklerinin yeterli büyüklüğe ve olgunluğa erişmesi yetmez. Çocuğun kalemin nasıl tutulduğunu görmesi, kalem tutma denemelerini yapması, düzgün tuttuğunda bundan haberdar edilmesi, pekiştirilmesi gerekir.
●Gelişimin sağlanabilmesi için, çocuğun çevresiyle belli düzeyde etkileşimde bulunmasına yani öğrenmesine ihtiyaç vardır.
Kritik Dönem:
●Bireyin yaş değişkenine göre öğrenmesi gereken davranışları sergileyebilmesi için avantajlı(uygun) olduğu dönemdir.
●Eğer birey sergilemesi gereken söz konusu yeteneği bu dönemde kazanamazsa ileriki yıllarda kazanması daha da zor olur.
⇛ör “1800’lü yıllarında Fransa’nın dağlarında hayvanlar tarafından büyütülmüş 10–11 yaşlarında bir çocuk bulunur. Bulunduğunda hayvanlar gibi dört ayaküstünde yürütülmekte, insanlardan korkmaktaydı hiçbir dili konuşamamaktaydı. Eğitimcilerin yoğun çabalarına karşı 5 yıllık bir eğitim sonunda sadece birkaç kelime ve adı öğrenebilmiştir. İnsanlarla ilişki kurmayı kendi başına yaşamayı öğrenemedi. Bu çocuğun öğrenememesinin sebebinin nedeni kritik dönemindir.
⇛ör Bebeğin yürümesi için 1–2 yaş arası kritik dönemdir.
●Diğer bir tanımla, çocuklar bazı gelişim dönemlerinde ve yaşlarda belli tür öğrenmelere karşı yüksek duyarlılık gösterme eğilimindedirler. Çevre etkilerine karşı daha duyarlıdırlar ve çevrede düzenlenen öğrenme yaşantılarını diğer dönemlerden daha hızlı kazanabilirler.
●Burada can alıcı nokta‴ zamanlama‷ dır. Eğer öğrencilere yaşamlarının belirli zamanlarında öğrenme fırsatları sağlanamasaydı gelişim ya yavaşlayabilir ya da tamamen durabilir.
≋ SONUÇ ≋
⇒Gelişmede önce büyüme ve olgunlaşma, sonra öğrenme oluşur.
⇒Olgunlaşma öğrenmenin temelidir.
⇒Olgunlaşma kalıtımsal(genetiksel) özellikler taşır.
⇒Olgunlaşma kişinin doğuştan getirmiş olduğu potansiyelin zaman içerisinde ortaya çıkmasını ifade eder. Kişinin herhangi bir çaba göstermesine gerek yoktur. Kendiliğinden meydana gelen bir süreçtir.
⇒Hazır bulunuşluluk olgunlaşma ve öğrenme etkileşiminin bir sonucudur.
⇒Gelişim: Org. bedensel, zihinsel, dil, duygusal ve sosyal yönlerden düzenli ilerlemesidir. Gelişim bir süreçtir.
⇒Gelişme: Olgunlaşma, büyüme, öğrenme etkileşiminin bir ürünüdür. Gelişme bir üründür.

Kurt Lewin Alan kuramı

ALAN KURAMI- (Kurt Lewin)
Kurt Lewin davranışın üzerinde o davranışı gerektiren birçok psikolojik olgunun etkili olduğunu ve bütün bu psikolojik olguların kişinin yaşam alanını oluşturduğunu ifade etmiştir. Yaşam alanı, bir bireyin belirli bir zamandaki davranışını etkileyen olguların ya da gerçeklerin toplamıdır. Bu kuramı benimseyen öğretmenler, • Öğrencinin ilgi ve isteği öğrenme sürecine yön vermelidir.
• Öğrenci öğretme-öğrenme sürecine aktif olarak katılmalıdır.
• Öğrencilere uygun pekiştirme işlemleri yapılmalıdır.
• Öğrencilerin algılamasını ve kavramasını kolaylaştıracak bir öğretim süreci planlamalıdır
Alan Kuramının Beş İlkesinin Gestalt Terapisi İçinde Ele Alınışı
Alan kuramının, alanın içeriği, bütünselliği ve sürecine ilişkin olarak beş temel ilkesi bulunmaktadır:
 Organizasyon ilkesi
 Eşzamanlılık ilkesi
 Biriciklik ilkesi
 Süreçte değişme ilkesi
 Olası uygunluk ilkesi

Organizasyon İlkesi:
 Yaşamımızda olup bitenlere, yaşantılarımızı tek tek değil, hepsini bir bütün olarak algılayarak anlam veririz.
 Bir davranış, ortaya çıktığı alandan soyutlanamaz.
 Bir davranışın anlamı, onun alandaki konumuna bağlıdır.
 Belirli bir anda ortaya koyduğumuz davranışların her biri birbirleriyle ilişkilidir ve bu davranışların dayalı olduğu hedefleri ya da ihtiyaçları, o andaki alanın bütünü belirler.
Örneğin, sınıfın biraz uzağında bir bomba patlaması, sınıfın geçici olarak revire dönüşmesi, sıraların yatak gibi kullanılması…
Eşzamanlılık İlkesi
 Lewin, belirli bir an içindeki yaşantı alanının, geçmişle ilgili olarak o anda hatırlananlarla, gelecekle ilgili olarak o anda ortaya çıkan beklentiler tarafından oluşturulduğunu ifade eder.
 Böylece birey, sadece o andaki durumu ile değil; geçmişi ve geleceği ile birlikte ele alınmış olur.
Biriciklik İlkesi:
 Her bir durum ve her bir birey-alan kendine özgü ve tektir.
 Aynı zaman dilimi içinde ve aynı konumda olsalar bile iki kişinin davranışları benzer kurallarla açıklanamaz.
 Örneğin, hepsi de dersi dinlemeye istekli olan öğrencilerin kaçırdıkları noktalar, ilgilerini çeken noktalar… bu nedenle terapi sırasında genelleme yapmaktan kaçınılır, çünkü her bir kişi için o anda olanlar farklıdır.
Süreçte Değişme İlkesi:
 Bu ilke, alandaki değişimin sürekliliğine işaret eder. Yaşantılar kalıcı değil geçicidirler.
 Hiçbir şey sabit değildir. Bir birey için, belirli bir anda yaşananlar sadece o ana aittir.
 Hiçbir yaşantı bir diğeri ile tamamen aynı değildir.
 Bu yüzden de terapide zamanlama çok önemlidir.
 Yapılan bir müdahale gerekli bile görünse, ancak zamanlama uygun olduğunda danışan için yararlıdır.
Olası Uygunluk İlkesi:
 Alandaki her bir parça toplam organizasyonla ilgilidir ve anlamlıdır, hiçbir parça önemsiz olduğu düşüncesiyle dışarıda bırakılamaz.
 Gestalt terapistleri büyük veya küçük, danışan tarafından reddedilse de kabul edilse de “görünen” her şey ile ilgilenirler.

Savunma Mekanizmaları Örnekleri

1-Bastırma
2-İnkar (Yadsıma)
3-Çarpıtma
4-Yansıtma
5-Ödünleme
6-Yüceltme
7-Yer/Yön Değiştirme
8-Karşıt tepki kurma
9-Bahane Bulma / Mantığa bürünme
10-Gerileme
11-Özdeşim Kurma
12-Düş Kurma
ÖRNEKLER
Çocukluğunda ebeveynleri ile olan ilişkileri hatırlamaktan acı duyan birinin ne zaman aklına ebeveynleri gelse onları düşünmemeye çalışması (Bastırma)
İnsanlara güvenmeyen birinin başkalarını güvensiz bulması (Yansıtma)
Çocuklardan pek hoşlanmayan bir öğretmenin disiplin kurulundan sorumlu olması (Yüceltme)
Bireysel olarak pek dilediğince yaşayamamış nice ebeveynin çocuklarının yaşadıklarım veya başarıları aracılığıyla kendi yaşanmamışlıklarını telafi etmeye çalışmaları (özdeşim kurma)
Bir yıldır eşinden boşanmış birinin eşi varmış gibi onun için alışveriş yapması ve evdeymiş gibi ona hediye alması (inkar/yadsıma)
Alkollü bir şekilde hız yaparak araba kullanan biri trafik kazası geçirip yürüyemez hale geldiğinde, durumun nedeni olarak trafik polisinin ve polis kontrolünün eksikliğini ileri sürer(çarpıtma)
Kız arkadaşlarından ilgi görmeyen bir gencin iyi bir dost olarak her zaman onların yardımına koşması (ödünleme)
Eşine kızan bir adamın elindeki telefonu duvara fırlatması (yer/yön değiştirme)
Bir arkadaşından hiç hoşlanmayan bireyin o arkadaşına çok iyi davranması (karşıt pekiştirme)
YGS ve LYS’de iyi çalışmayıp kötü puan alan birinin, “üniversite okusam ne olacak, onca okuyup KPSS’ye takılan insan var” diye düşünmesi (bahane bulma/mantığa bürünme)
Kendini çekingen bulan bir gencin üniversiteye başlar başlamaz bu konuda cesur davranıp daha sosyal olmaya karar vermesi ve bu yönde iyi bir yol alırken bir arkadaşının kendisine haksız sözler sarfetmesine çok kırılıp çekingen ve kimseyle ilişki kurmayan haline dönmesi (gerileme)
Birey aşık olduğu kıza ulaşamayınca onu düşlemek suretiyle günlük yaşamına daha kolay uyum sağlar (düş kurma)
Hapisteki bir kişinin her gün saatlerce dışarıdaki hayata dair düşler kurması hapishane hayatıyla baş etmesinde yararlı olur (düş kurma)
Nice fakir gencin mafya dizileri karakterleri veya dini, siyasi ve sportif yapılarla kendini özdeşleştirip yaşamlarında olmayan şeylerin acısını dindirmeye çalışması (özdeşim kurma)
Çok beğendiği kıza çıkma teklif edip reddedilen Tahsin’in: “Aslında iyi arkadaş olacağımızı düşünüyordum ama kendisini pek güzel bulmuyorum” demesi (Bahane bulma/ mantığa bürünme)
Kendisinde çok şiddetli cinsel arzular hisseden birinin aşırı derecede cinsellik karşıtı davranması (Karşıt tepki kurma)
Öğretmenine kızan bir öğrencinin teneffüste arkadaşını dövmesi (yer/yön değiştirme)
Freud’a göre saldırganlık dürtülerini cerrah yada boksör olarak doyurmaya çalışan bireyler de buna örnektir(Yüceltme) (cerrahlar insanları kesip biçtiğinden Freud bu uzmanlık alanının altında saldırganlık içgüdüsünü aradı ve bunu yapmakla çok eleştirildi)
Komşusundan hiç hoşlanmayan Adem Bey’in komşusuyla her karşılaştığında hissettiklerini zihninden uzaklaştırmaya çalışması (bastırma)
Ağır depresyon yaşayan birinin ailesinin başına gelen her türlü talihsizliğin kendisinden kaynaklandığını düşünmesi (çarpıtma)
Ayşe, teyzesinin kızı Zeynep’ten hiç hoşlanmamaktadır.Bu duygusunu kabul etmek istemediği için Zeynep’in kendisinden hoşlanmadığına inanmaktadır (yansıtma)
Kendini oldukça kısa boylu bulup bundan çok rahatsız olan bir kişinin çok çalışıp oldukça başarılı bir akademisyen olması(ödünleme)
Yıllardır alkolik olan bir kadının “kocamın alkolik olduğumu iddia etmek gibi tuhaf fikirleri vardır” demesi (çarpıtma)
Okulda müdürden azar işittikten sonra evde karısını ve çocuklarını azarlayan öğretmenin bu davranışı ( yer/yön değiştirme)
Babası doktor olmak isteyen 6 yaşındaki Can, oynadığı oyunlarda babasının stetoskopunu, bazı aletlerini ve önlüğünü giyerek doktor rolü yapmaktadır. (özdeşim kurma)
Okullarda verilen meslek konferanslarında bazı öğrencilerin, konuşmacının kişiliğinin etkisinde kalarak onun mesleğine yöneldikleri gözlenmektedir (özdeşim kurma)
Müziğe çocukluğundan beri büyük bir ilgi duyan Sezen hanım, bütün müzik merakına rağmen ne sesiyle müzik yapabileceğini ne de bir müzik aleti çalabileceğini birçok denemesinden sonra anlamıştır. Bunun üzerine Sezen hanım, bulunduğu şehirde müzik organizasyonları düzenlemek ve bir plak dükkanı açmakla müziğe yakın olmaya çalışmıştır (Ödünleme)

Çokça borcu olan Uğur Bey, eşi: ”Bugün bankadan aradılar” diye cümleye başlar başlamaz: “Lütfen bu tür şeyler hakkında konuşmayalım, hoş olmayan şeyler duymak istemiyorum” deyip, onun sözünü kesmesi (Bastırma)
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 10 misafir