KPSS Vatandaşlık bilgisi ders özeti

Cevapla
Ahmet Urgu
Mesajlar: 24
Kayıt: 11 Eki 2016 22:16
İletişim:

11 Eki 2016 22:51

SOSYAL HAYATI DÜZENLEYEN KURALLAR: Din kuralları
Ahlak kuralları
Görgü kuralları
Hukuk kuralları
Yaptırım (müeyyide): Herhangi bir kuralın koymuş olduğu emir ve yasaklara uy¬gun surette hareket etmeme, onun yap dediğini yapmama veya yapma dediğini yapma halinde karşılaşılacak olan tepkidir.
Manevi yaptırım: Din, ahlak ve görgü kurallarına uymama sonucu uygulanan yaptırım türüdür.
Maddi yaptırım: Hukuk kurallarına uymama sonucu uygulanan yaptırım türüdür.
HUKUKUN YAPTIRIMLARI: Ceza
Cebri icra
Tazminat
Hükümsüzlük
İptal

1)Ceza: Kanunun suç saydığı eylem ve davranışlarda bulunanlara uygulanan yaptırımdır.
Örneğin; hapis (hafif hapis, ağır hapis gibi hürriyeti bağlayıcı cezalar) ve adli para cezaları, kamu hizmetlerinden men cezası, kamu yararına çalıştırma cezası.
Disiplin cezaları denilen, memur, asker, öğrenci, dernek üyesi gibi belli bir statü içinde bulunan kimselere hizmet ve iç düzenle ilgili kurallara aykırı davranışta bulundukları zaman verilen cezalar da vardır.
Disiplin ce¬zaları; “Uyarma”, “Kınama”, “Kusur bildirme”, “Geçici olarak çıkarma”, “Büs¬bütün çıkarma” cezalarıdır.

2)Cebri İcra (Zorla yerine getirme): Borcunu yerine getirmeyen bir kişinin borcunu yerine getirmeye zorlanmasıdır. Örneğin; borcunu ödemeyen birisinin mallarının devlet tarafından haczedilmesi.

3)Tazminat: Bir kişinin, hukuk kurallarına aykırı davranmak suretiyle bir başka kişiye verdiği zararı karşılamak zorunda
kalmasıdır. Tazminat; maddi ya da manevi tazminat şeklinde olabilir.
Maddi tazminat haksız fiil veya sözleşmeye aykırılık sebebiyle uğranılan zararın karşılığı olarak ödenir.
Manevi tazminat ise haksız fiil nedeniyle zarara uğrayan kişinin duyduğu acı, üzüntü nedeniyle talep ettiği maddi değerdir.

4)Hükümsüzlük: Bir hukuki işlemin kanunun emrine uygun şekilde yapılmaması veya kanuna aykırı olarak yapılması durumunda hükümsüzlük yaptırımı söz konusu olur.
a)Yokluk: Kanunun aradığı şekil şartlarının hiçbirinin bulunmaması durumudur. Örneğin; resmi evlendirme me¬muru önünde yapılmayan (imam nikâhı) evlenme yokluk yaptırımına tabidir.

b)Butlan: Mutlak butlan ve nisbi butlan olarak ikiye ayrılır.
Mutlak Butlan, hukukun aradığı şartlar olmasına rağmen kanunlara aykırı bir durumun varlığında söz konusu olur. Örneğin; fiil ehliyetine sahip bir kişinin teyzesiyle evlenmesi, akıl hastasının yaptığı evlilik.
Nisbi Butlan, Yapılan hukuki işlemin baştan eksik olmayıp itiraz gelirse geçersiz olması durumunda söz konusu olur.
Örneğin, sarhoş birinin evlenmesi.

c)Tek taraflı bağlamazlık: Taraflardan birinin, yapılan hukuki işlemle bağlı olmamasıdır. Örneğin, ayırt etme gücüne sahip bir küçüğün, ana babasının (velilerinin) izni olmadan yapmış olduğu bir satış söz¬leşmesi tek taraflı bağlamazlık yaptırımına tâbidir

5)İptal: Hukuk kurallarına aykırı biçimde yapılmış olan idari işlemlere uygulanacak yap¬tırım iptal şeklinde ortaya çıkar.
Haksız yere sınava alınmayan bir öğrenci, haksız yere işten çıkarılan memur, haksız yere arsasına inşaat yapmasına izin verilmeyen vatandaş iptal davası açabilir.
İptal davaları İdare Mahkemesine açılır.

HUKUK KAVRAMININ ÇEŞİTLERİ
a)Pozitif (Müspet) Hukuk: Bir ülkede belli bir zamanda yürürlükte bulunan yazılı ve yazısız hukuk kurallarının tümüne pozitif hukuk denir.

b)Mevzu Hukuk (Mevzuat): Bir ülkede yetkili bir makam tarafından konulmuş olan ve yürürlükte bulunan yazılı hukuk kurallarının tümüne mevzu hukuk denir.

c)Tabi Hukuk (ideal-doğal-olması gereken): Toplum hayatında olanı değil olması gereken ideal hukuk kurallarını kapsayan hukuktur. Hukukun hedefini oluşturur. Zamana göre çıtası yükselir.
d)Tarihi Hukuk: Geçmişte uygulanmış olup günümüzde uygulanmayan hukuk kurallarıdır. Örneğin; Mecelle, 1876, 1921, 1924, 1961 Anayasaları.

e)Objektif ve Subjektif Hukuk: Objektif hukuk toplum hayatında uyulması zorunlu kuralları, subjektif hukuk ise hukukun kişilere tanıdığı hakları ifade etmektedir.

f)Şekli Hukuk: Uyuşmazlıkların çözümünde izlenecek usulü gösteren kurallardır.

g)Maddi Hukuk: Toplumu oluşturan kişilerin birbirleri ve toplum ile olan ilişkilerini düzenleyen, kişilerin sahip olduğu hak ve borçları belirleyen kurallardır.

HUKUK KURALLARININ ÇEŞİTLERİ
a)Emredici Hukuk Kuralları: Kişilerin uyması zorunlu olan kurallardır. Emredici nitelikte oldukları için kişiler kendi iradeleri ile değiştiremezler. Örneğin; kanun, tüzük, yönetmelik, Türk Medeni Kanunu örnek verilebilir.

b)Tamamlayıcı Hukuk Kuralları: Tarafların iradeleri ile değişebilen, çeşitli hallerde ortaya çıkan boşlukları ve uyuşmazlıkları gideren kurallardır. Cumhurbaşkanının bazı özel durumlarda Bakanlar Kuruluna başkanlık etmesi gibi.

c)Yorumlayıcı Hukuk Kuralları: Taraflarca düzenlenmiş ancak yeteri kadar açıklık taşımayan durum ve davranışların açıklığa kavuşturulmasını sağlayan kurallardır.

d)Tanımlayıcı Hukuk Kuralları: Hukuk deyim ve terimlerini açıklığa kavuşturmak için yazılmış hükümlerdir.

e)Yetki Verici Hukuk Kuralları: Kişilere bir takım işlemleri yapıp yapmaması, bir takım yetkileri kullanıp kullanmaması konusunda yetki veren kurallardır. Örneğin; mirasçının mirası kabul ve ret etme yetkisi.

f)İlga Edici Hukuk Kuralları: Bir takım hukuk kurallarında var olan hukuk kurallarını yürürlükten kaldırma amacı taşıyan kurallardır. Örneğin; ölüm cezasının kaldırılması.

HUKUKUN KAYNAKLARI




Yazılı Kaynaklar Yazısız Kaynaklar Yardımcı Kaynaklar
*Anayasa (Örf-adet huk.) *Bilimsel Görüşler
*Kanunlar (Gelenek H.) *Yargısal Kararlar
*Kanun Hük.Kar.
*Tüzükler
*Yönetmelikler Genel örf Özel örf adet
adet huk. Huk.
*Ortakçılık
*Yarıcılık Mahalli Ticari
*Paftos
*Örfü belde
A)YAZILI KAYNAKLAR
1)ANAYASA
Devletin temel yapısını, yönetim biçimini, devletin temel organlarını, bunların birbirleriyle olan ilişkilerini, kişilerin hak ve ödevlerini düzenleyen temel yasadır.
***İlk yazılı Anayasa 1787 ABD Anayasa’sıdır.
***Türk tarihindeki ilk yazılı Anayasa 1876 Kanun-i Esasi’dir.

Yumuşak Anayasa: Değiştirilmesi normal kanunlarla aynı olan anayasalardır.
*1921 tek yumuşak anayasamızdır.
Sert Anayasa: Değiştirilmesi bir takım özel şartlara bağlı anayasalardır.
*Kanun-i Esasi, 1924, 1961, 1982 Anayasaları
Çerçeve Anayasa: Kısaca genel ilkeleri ortaya koyup uygulamayı kanunlara bırakan anayasalardır.
*Amerikan anayasaları, 1921 Anayasası
Kazuistik (düzenleyici) Anayasa: Ayrıntılı kurallardan oluşan anayasalardır.
*1982 Anayasası en kazuistik anayasamızdır.
2)KANUNLAR
Kanun koyma, değiştirme, kaldırma yetkisi T.B.M.M.’ye aittir. TBMM bu yetkiyi devredemez. Buna göre, TBMM dışında hiçbir organın kanun koyma yetkisi yoktur.
Meclise kanun projesi sunma yetkisi, Bakanlar Kurulu ve TBMM üyelerine aittir. Bakanlar Kurulu’nun (hükümetin) hazırlayarak Meclise sunduğu kanun projesine kanun tasarısı veya kanun layihası denir. TBMM üyelerinin yani milletvekillerinin sundukları projeye ise kanun teklifi denir. Tasarı ve tekliflerin TBMM’de görüşülme usul ve esasları meclis içtüzüğüyle düzenlenmiştir.
TBMM’ce kabul olunan kanunları Cumhurbaşkanı 15 gün içinde yayımlar. Cumhurbaşkanı yayımlanmasını uygun bulmadığı kanunları tekrar görüşülmek üzere gerekçe göstermek suretiyle 15 gün içinde TBMM’ye geri gönderir. Cumhurbaşkanının bütçe kanunlarını geri gönderme yetkisi yoktur. TBMM geri gönderilen kanunu aynen kabul ederse, kanun Cumhurbaşkanınca yayımlanır.TBMM geri gönderilen kanunda bir değişiklik yaparsa,Cumhurbaşkanı değiştirilen kanunu tekrar Meclis'e gönderebilir.
Kanunlar, Başbakanlık tarafından çıkartılan Resmi Gazetede yayımlanır. Kanunların hangi tarihte yürürlüğe gireceği genellikle kanun metninde gösterilir. Eğer gösterilmezse, bu kanun Resmi Gazetede yayımını izleyen günden itibaren 45 gün sonra yürürlüğe girer. Kanunlar kural olarak geçmişe etkili olamazlar, ancak yürürlüğe girdikten sonraki olaylara uygulanır.(istisnaları vardır.)
Kanunların yazılı, genel, soyut ve sürekli olmaları gerekir. Milletlerarası anlaşmalar da nitelikleri itibariyle kanun sayılırlar. Anayasaya göre TBMM’nin onayladığı usulüne uygun olarak yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmündedir.
Kuvvet derecesi bakımından kanunların başında Anayasa gelir. Bu nedenle, kanunların Anayasa’ya aykırı olmaması gerekir.Ayrıca Anayasa hükümleri yasama,yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ,diğer kuruluş ve kişileri bağlayıcıdır.Bu, Anayasa’nın üstünlüğü ilkesi gereğidir.
Kanunların Anayasa’ya uygunluğunun denetimi, iki şekilde yapılır; kanunların Anayasa’ya uygunluğunun siyasi bir organ örneğin meclis tarafından denetlenmesi siyasal denetimdir. Kanunların Anayasa’ya uygunluğunun bağımsız bir yargı organı tarafından denetlenmesi ise Yargısal denetimdir. Anayasamız bu yetkiyi Anayasa Mahkemesi ‘ne tanımıştır.
3) KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELER
Kanun hükmünde kararnameler TBMM’nin bir kanunla yetki vermesi üzerine Bakanlar Kurulu tarafından belli konuları düzenlemek amacıyla çıkarılan yazılı hukuk kurallarıdır. Bunlarda tıpkı kanunlar gibi Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girerler.
Bakanlar Kurulu’nun Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi ilk kez 1971 tarihinde yapılan değişiklikle kabul edilmiştir. 1982 Anayasasında da kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisine ilişkin düzenleme vardır.
Yetki kanununda, çıkarılacak kanun hükmünde kararnamenin amacı, kapsamı ilkeleri ve bu yetkiyi kullanma süresi, süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağının gösterilmesi gerekir.
Anayasa’ya göre; sıkıyönetim ve olağanüstü haller dışındaki zamanlarda, temel haklar, kişi hakları ve ödevleri ile siyasi haklar ve ödevler konularında kanun hükmünde kararname çıkarılamaz.
Kanun hükmünde kararnameler yayımlandıkları gün TBMM’ne sunulurlar. Yayımlandıkları gün TBMM’ne sunulmayan kararnameler bu tarihte TBMM’nce reddedilen kararnameler ise ret kararını resmi gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkarlar.
Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanır ve temel haklar kişi hakları ve ödevleri ile siyasi haklar ve ödevler konularında kanun hükmünde kararname çıkartılabilir.

4)TÜZÜKLER
Tüzükler; herhangi bir kanunun uygulanmasını göstermek veya kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere kanunlara aykırı olmamak şartıyla ve Danıştay’ın incelemesinden geçirtilerek Bakanlar Kurulu tarafından çıkarılırlar. Cumhurbaşkanı tarafından imzalanır ve kanunlar gibi Resmi Gazetede yayımlanırlar.
Her tüzüğün mutlaka bir kanuna dayanması gerekir. Daha önce bir kanun tarafından düzenlenmemiş bir konuda tüzük çıkarılamaz.
Tüzükler kanuna aykırı hüküm içeremezler. Tüzüklerin iptaline ilişkin davalara Danıştay bakar.

5) YÖNETMELİKLER
Yönetmelikler, Başbakanlık, Bakanlıklar ve Kamu tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla çıkardıkları yazılı hukuk kurallarıdır.
Milli güvenliği ve tüm ülkeyi ilgilendiren yönetmelikler Resmi Gazetede yayımlanır. Resmi Gazetede yayımlanan yönetmeliklerin iptaline Danıştay bakar.

B)YAZISIZ KAYNAKLAR (ÖRF VE ADET HUKUKU)
Herhangi bir örf adet kuralının, bir örf ve adet hukuku kuralı düzeyine ulaşabilmesi için maddi, manevi ve hukuki unsurları taşıması gerekir. Buna göre;
*Maddi unsur; devamlılık ve tekrarlanmadır.
*Manevi unsur; genel inanıştır.
*Hukuki Unsur; devlet gücüyle desteklenmedir.
a) Genel örf ve adet hukuku kuralları; Ülkenin her yerinde bilinen ve uygulanmakta olan kurallardır.
-Ortakçılık; İnek, koyun, keçi gibi ürün veren hayvanları olan bir kişi bunlara bakma imkanından yoksunsa, bakması için ortakçı denen bir kişiye bırakır, yıl sonunda elde edilen ürünler hayvan sahibi ve ortakçı arasında bölüşülür.
-Yarıcılık; Tarlasını kendisi ekip biçemeyen kimse, bunları yapması için tarlasını yarıcı denen bir kişiye teslim eder, yılsonunda elde edilen ürünler aralarında paylaşılır.

b) Özel örf ve adet hukuku kuralları; Ülkenin belli bir yöresinde veya belli bir meslek grubuna dahil kişiler arasında bilinen ve uygulanan kurallardır.
Belli bir yörede geçerli olan örf ve adet hukuku kurallarına mahalli örf ve adet hukuku denir. Örneğin İzmir yöresinde uygulanan örfü belde ve paftos, bu niteliktedir. Örfü belde, başkasının arsasına bina yapmak, paftos ise başkasına ait bir arazide bağ yetiştirmektir.

C) YARDIMCI KAYNAKLAR
Hakim, önüne gelen bir anlaşmazlığı çözümlerken yardımcı kaynaklara mutlaka başvurmak zorunda olmayıp, dilerse bunlardan faydalanabilir, dilerse faydalanmaz.
a)Bilimsel Görüşler; Genellikle tartışmalı olan hukuki konularda hukuk bilginlerinin ileri sürdüğü görüş, düşünce ve kanaatlerdir. Buna doktrin veya öğreti de denilir.

b)Yargısal Kararlar; Yargısal kararlar,mahkemelerin verdikleri kararlarda bir sorunun çözümlenmesi ile ilgili olarak kabul edilmiş olan ilkeler ve kurallardır. *Bağlayıcı niteliği yoktur.

HUKUK KURALLARINDA BOŞLUK
a)Hukuk Boşluğu: Somut bir olaya uygulanacak yazılı ve yazısız hukuk kurallarının bulunmamasıdır.
Hukuk boşluğuna kural dışı boşlukta denir. Bu durumda hakim hukuk oluşturur.

b)Kanun Boşluğu: Somut bir olaya uygulanacak kanuni düzenlemenin yapılmış olamamasıdır.
Kural içi boşluk ve kural dışı boşluk olarak ikiye ayrılır.
Kural İçi Boşluk: Hakimlerin takdir yetkisinin kullanılmasının istendiği ve bilinçli şekilde bırakılan boşluklardır.
Kural Dışı Boşluk:
-Örtülü Boşluk (Gizli Boşluk): Somut bir olayı çözmede kanunun yetersiz kalmasıdır. Bu durumda hakim hukuk oluşturma yoluna gidemez, mevcut kanun çerçevesinde vicdani kanaatine göre karar verir.
-Açık Boşluk: Kanunda somut bir olaya uygulanacak hükmün bulunmamasıdır. Bu durumda hakim kanun koyucu edası ile kanun oluşturur.

HUKUKUN BÖLÜMLERİ
1)KAMU HUKUKU
A)ANAYASA HUKUKU
Anayasa hukuku, devletin şeklini, yapısını, organlarının görev ve yetkilerini, bun¬ların birbiriyle olan ilişkilerini, kişilerin temel hak ve özgürlüklerini düzenleyen hukuk kurallarının tümüdür.
Anayasa hukukumuzun kaynağı, 1982 tarihli "Türkiye Cumhuriyeti Anayasa¬sı"dır.

B)İDARE HUKUKU
İdare hukuku, Devlet idaresinin örgüt ve işleyişi, kişilerin idare ile olan ilişki ve Anlaşmazlıkları ve kamu hizmetlerinin görülmesi gibi konuları düzenleyen hukuk kurallarının tümüdür.

C)CEZA HUKUKU
Suç sayılan eylem ve davranışların neler olduğu, bu eylem ve davranışlarda bulunanlara ne gibi cezalar uygula-nacağını gösteren hukuk kurallarının tümünden meydana gelmektedir

Suçun kanuni unsuru (tipiklik), fiilin ceza kanununda yazılı tanıma uygun olmasıdır.

Suçun maddi unsuru, harekettir. Yani kanundaki tanıma uygun tipik bir fiilin, icra veya ihmal hareketiyle yapılmış olması gerekir. Hareket, bir şeyi yapmamak şeklinde ise ihmali hareket adını alır. Örneğin, geçit bekçisinin tren yolunu kapatmaması, hemşirenin ölmesi¬ni istediği hastaya ilaç vermemesi gibi. Buna karşılık, hırsızlık suçu taşınır bir malın bulunduğu yerden alınmasıyla işlendiği, yani bir yapmayı gerektir¬diği için icrai suçtur.

Suçun manevi unsuru, kusurluluktur. Kusurluluk kast veya taksir biçiminde ortaya çıkar. Kast, "kanunun suç saydığı bir eylemi ve onu meydana getirecek hareketin sonuçlarını bilerek ve isteyerek işlemek iradesidir.
Kusurluluğun ikinci türü olan taksir ise, "yasanın suç saydığı bir eylemi, onun sonuçlarını bilmeden ve istemeden işlemektir". Taksir kasttan sonucun istenmemiş olması ile ayrılır.

D)YARGILAMA HUKUKU
Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır. Yargılama hukuku, mahkemelerin adalet dağıtırken izleyecekleri yöntem¬leri gösteren hukuk kurallarının tümünden oluşmaktadır.

E)DEVLETLER UMUMİ (GENEL) HUKUKU
Bağımsız bir devletin diğer bir devlet veya devletler ile ve milletlerarası kuruluşların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen hukuktur.

F)VERGİ HUKUKU
Devlet ile kişiler arasındaki vergi ilişkisinden doğan karşılıklı hak ve ödevleri, verginin tarh ve tahakkukunu, toplanmasını (tahsilini) ve vergi yargı¬sını düzenleyen hukuk kurallarından meydana gelir.

Vergi Hukukunun İlkeleri:
Vergide Genellik; vatandaşlar arasında herhangi bir fark yapılmaksızın herkesin vergi vermekle yükümlü olmasıdır.
Vergide Adalet; herkesin mali gücü oranında vergi ödemekle yükümlü tutulmasıdır.
Vergide Kanunilik; vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlerin ancak kanunla konulup, değiştirilmesi veya kaldırılmasıdır.

Vergi Türleri:
Gelir üzerinden alınan vergiler; gelir vergisi, kurumlar vergi¬si.
Servet üzerinden alınan vergiler; emlak vergisi, veraset ve intikal ver¬gisi, motorlu taşıtlar vergisi, taşıt alım vergisi, özel tüketim vergisi
Gider (harcamalar) üzerinden alınan vergiler; katma değer vergisi, banka ve sigorta işlemleri vergisi

Dolaylı vergiler: Bir mal veya hizmetin alınması sonucunda ortaya çıkan vergilerdir. KDV örnek verilebilir.
Dolaysız vergiler: Ticaretle uğraşanların kazandıklarından, kamu ve özel kurumlarda çalışan kişilerin ücretlerinden kesilen kesintilerdir.

G)DİSİPLİN HUKUKU
Asker, öğrenci, memur gibi belirli statüde bulunan kişilere, statünün gerekli kıldığı tutum ve davranışlara uymadıklarında uygulanacak yaptırımları gösteren hukuk dalıdır.

H)GENEL KAMU HUKUKU
Devletin doğuşunu, kaynağını, gelişimini, işlevlerini, bireyler ile olan ilişkilerini inceleyen hukuk dalıdır.

I)İNSAN HAKLARI HUKUKU
İnsan onurundan kaynaklanan ve kişinin insan olması nedeniyle doğuştan sahip olduğu dokunulamaz, devredilemez, vazgeçilemez hakları içeren hukuk dalıdır.

İ)SOSYAL GÜVENLİK HUKUKU
Bireyleri sosyal ve ekonomik yaşamda yalnız bırakmayan, onların sosyal durumlarıyla ilgilenen, onlara insanca yaşamın gerekli kıldığı ortamı sunan, geleceklerini güvence altına almayı amaçlayan hukuk dalıdır.

2)ÖZEL HUKUK
A)MEDENİ HUKUK
a)Kişiler Hukuku
Hak sahibi olan kişilerin türlerini, ehliyetlerini, kişisel durumlarını, yakınları ile olan ilişkilerini (hısımlık), belli bir yer ile olan ilgilerini (yerleşim yeri); kişiliğin başlangıcı, sona ermesi ve korunmasını düzenleyen me¬deni hukuk dalıdır.
Gerçek kişilik sağ ve tam doğumla başlar, ölüm ve gaiplik halinde son bulur.

b)Aile Hukuku
Aile ilişkilerini düzenleyen medeni hukuk koludur. Nişanlanma, evlenme, eşlerin karşılıklı hak ve yükümlülükleri, ana babanın çocukların ki¬şiliği ve malları üzerindeki hak ve yükümlülükleri (velayet), boşanma, ana baba ile çocuklar arasındaki hukuki bağlantı (soy bağı), aile fertleri ara¬sındaki ilişkiler, korunmaya muhtaç olan kişilerle ilgili koruma önlemleri (vesa¬yet) gibi konuları düzenler.

c)Miras Hukuku
Bir gerçek kişinin (insanın) ölümünden sonra para ile ölçülebilen bütün hak ve borçlarının (terekesinin) kimlere ve nasıl geçeceğin düzenleyen hu¬kuk kurallarını düzenler.

d)Eşya Hukuku
Kişilerin bir eşya üzerindeki hakimiyet ve tasarruflarının nitelik ve türlerini, onların bu hakimiyet sebebiyle diğer kişiler ile olan ilişkilerini düzenle¬yen medeni hukuk koludur. Eşya hukukunun konusunu genellikle ayni haklar oluşturur. Ayni hak, eşya denen maddi mallar üzerinde sahibine geniş yetkiler veren ve her¬kese karşı ileri sürülebilen bir haktır.

e)Borçlar Hukuku
Kişiler arasındaki borç ilişkilerini düzenleyen hukuk dalıdır.
İki taraf arasındaki borç ilişkisi ya hukuki işlemlerden (örn; satım, kira, vekalet gibi sözleşmelerden), haksız fiillerden (örneğin bir kimsenin evinin camını kırmak, bir kimseyi yaralamak gibi eylemler¬den) ya da sebepsiz zenginleşmeden doğabilir.
Alacaklının borçludan isteyeceği (talep edeceği), borç¬lunun da yerine getirmekle yükümlü olduğu davranış biçimine de edim denir.
Borcu sona erdiren sebepler; ifa, yenileme, birleşme, kusursuz imkansızlık, takas, zaman aşımı ve ibradır.

Borçlar Hukukuna Hakim Olan İlkeler
-Sözleşme özgürlüğü ilkesi
-Borç ilişkisinin geçici niteliği (zaman aşımına uğraması)
-Dürüstlük ilkesi (objektif ve iyi niyet)
-Eşitlik ilkesi
-Nisbilik ilkesi
-Üçüncü kişi aleyhine borç kurulamaması ilkesi
-Borçlunun ikametgahını belirtme ilkesi
-Kusurlu sorumluluk ilkesi

B) TİCARET HUKUKU
Kişiler arasındaki ticari ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarının tümüdür. Ticaret hukuku, medeni hukuku "tamamlayan" bir hukuk dalıdır.
Ticaret hukuku; "ticari işletme hukuku", "şirketler hukuku", "kıymetli evrak hukuku", deniz ticareti hukuku" ve "sigorta hukuku" olmak üzere beş bölüme ayrılır.

C) DEVLETLER ÖZEL HUKUKU
Devletler özel hukuku, çeşitli devletlere bağlı bulunan, yani aynı uyruklukta (ta¬biiyette) olmayan kişiler arasındaki özel hukuk ilişkilerine, hangi devletin kanu¬nunun uygulanacağını veya bu ilişkilerle ilgili davaların hangi devletin mahkeme-sinde görüleceğini gösteren hukuk kuralları ile kişilerin veya şeylerin uyrukluğu¬nu (tabiiyetini) düzenleyen hukuk kurallarından oluşur.

Devletler özel hukukunun konuları;
a) Uyrukluk(Tabiiyet)
Kişileri veya şeyleri devlete bağlayan hukuki ve siyasi bağa uyrukluk denir. Devlete uyrukluk bağıyla bağlanacak olan kişiler, gerçek ve tüzel kişi¬lerdir. Uyrukluk bağı ile devlete bağlanacak olan şeyler ise, gemi ve uçaklardır.
Uyrukluk, kazanılış biçimine göre asli uyrukluk ve kazanılmış (Müktesep) uyrukluk ol¬mak üzere ikiye ayrılır. Asli uyrukluk, doğumla kazanılan uyrukluktur. Buna göre, Türk babadan evlilik içinde olan çocuk, nerede doğarsa doğsun Türk’tür. Ka¬zanılmış (müktesep) uyrukluk ise kişinin sonradan, doğumdan başka bir sebeple ka¬zandığı uyrukluktur. Örneğin, bir Türk ile evlenen yabancı devlet vatandaşı kadı¬nın dilerse Türk vatandaşlığını kazanması gibi.

b) Yabancılar Hukuku
Bir devletin ülkesinde oturan ve o devletin uyrukluğunu iddia etme hakkı olmayan kimselere yabancı denir. Yabancılar, Türkiye'de özel (medeni) hakların tamamından yararlanırlar; fakat seç¬me, seçilme gibi siyasi haklardan yararlanamazlar. Yabancıların hangi haklardan yararlanacakları, hangi haklardan yararlanamayacakları, yabancılar hukukunun konusunu oluşturur.

c) Kanunlar İhtilafı
Kanunlar ihtilafı, yabancı unsur taşıyan özel hukuk ilişkilerinden doğan çekiş¬melerin çözümlenmesinde hangi devletin kanununun uygulanacağı ve bu çekiş¬melerin hangi devletin mahkemesinde çözümleneceği konularını içerir Örneğin bir Türk ile bir Fransız’ın evlenmesi, Bir Çinli ile bir Amerikalının İstanbul'daki bir malın satışına dair sözleşme yapmaları gibi.

3)KARMA HUKUK

a)Çevre Hukuku
b)Banka Hukuku
c)Sermaye Piyasası Hukuku
d)Fikri Hukuk
e)İş Hukuku
f)Rekabet Hukuku
g)Tüketici Hukuku
h)Bilişim Hukuku

KİŞİ VE KİŞİLİK KAVRAMLARI
Kişi, haklara ve borçlara sahip olabilen, yani hak ve borçları bulunabilen varlıktır.
a)Dar Anlamda Kişilik: Hak ehliyetini ifade eder. Yani kişi kavramı ile aynı anlama gelir.
b)Geniş Anlamda Kişilik: Fiil ehliyetini, hak ehliyetini, kişisel durumları ve kişilik haklarını içerir.
Kişisel Durumlar: Bir kişiyi diğer kişilerden ayıran ve hukuk düzeninin kendilerine birtakım sonuçlar bağladığı niteliklerdir.
 Cinsiyet,
 Evli – dul – bekar - boşanmış olma,
 Düzgün nesepli olup olmama
 Ergin olma, küçük olma ve kısıtlı olma, kişisel durumlardandır.
Kişilik Hakları: Kişilerin maddi, manevi ve iktisadi bütünlüğü ve varlıkları üzerinde sahip bulundukları mutlak haklardır.
 Kişinin sağlığı, ismi, özgürlükleri,
 Vücut bütünlüğü, sır çevresi,
 Resmi, iktisadi ve fikri faaliyetleri
 Şeref ve haysiyeti, namusu, özel hayatına ilişkin giz alanı üzerindeki haklar,kişilik haklarıdır.

KİŞİ TÜRLERİ
a)Gerçek Kişiler: Sadece insanlardır. Hayvan ve bitkilerin kişi olma niteliği bulunmadığından, bunların hakları ve borçları olamaz.

b)Tüzel Kişiler: Belli bir amacı gerçekleştirmek ve bağımsız bir varlığa sahip olmak üzere kurulmuş ve hukuk düzeninin aradığı şartlara sahip bulunan kişi ve mal topluluklarıdır. Örneğin; şirketler, kamu kurumları, kamu idareleri, vakıflar, dernekler, sendikalar, hastaneler gibi.

GERÇEK KİŞİLİĞİN BAŞLANGICI
Kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar. Çocuğun sağ olarak anasının vücudundan ayrılmış olması, onun kişilik kazanması için yeterlidir. Ayrıca yaşama kabiliyetine sahip bulunması gerekli değildir. Bu durum miras hukuku bakımından önemlidir.

GERÇEK KİŞİLİĞİN SONA ERMESİ
Gerçek kişilik Ölüm ve Gaiplik kararı verilmesiyle sona erer.

A)ÖLÜM
Ölüm: Gerçek kişiliği sona erdiren hukuki bir olaydır. Ölüm ile gerçek kişilik sona erince ölenin kişilik hakları ve kişiye bağlı hakları ortadan kalkar. Fakat malvarlığı hakları mirasçılara geçer.

1)Ölüm Karinesi: Ölümüne kesin gözle bakılacak bir halde kaybolan ve cesedi bulunamayan bir kimse ölmüş sayılır. Bu kimsenin nüfusuna mahallin (o yerin) en büyük mülki amirinin emriyle ölüm kaydı düşülebilir. Buna ölüm karinesi denir. Örneğin; uçak kazası, gemi kazası, savaş hali, patlama, yanma gibi durumlarda kişinin ölümüne kesin gözle bakılır. Bu kişinin ölmediği daha sonra anlaşılırsa, nüfus idaresince durum Cumhuriyet Savcılığına bildirilir ve ölüm kaydı silinir.

2)Birlikte Ölüm Karinesi: Hangisinin önce veya sonra öldüğünün tayini mümkün olmaksızın ölenler, aynı anda ölmüş sayılırlar. Birlikte ölüm karinesi, birbirine mirasçı olacak kişiler açısından çok önemlidir. Örneğin; aynı anda ölen baba-oğul birbirlerinin mirasçısı olamazlar.

B)GAİPLİK
Gaiplik: Gerçek kişiliği sona erdiren durumlardan biridir. Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veya kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimse hakkında ilgililerin talebi üzerine mahkemece gaiplik kararı verilebilir. Örneğin; Uludağ’a tatile giden bir kişinin kaybolması halinde ya da ava gidip geri dönmeyen bir kimse hakkında gaiplik kararı verilebilir.
Kararı verecek olan mahkeme gaibin son ikametgahındaki Asliye Hukuk Mahkemesidir. Eğer gaip Türkiye’de hiç ikamet etmemişse nüfus siciline kayıtlı olduğu yer mahkemesi; nüfus siciline kayıtlı değilse anasının veya babasının nüfus siciline kayıtlı olduğu yer mahkemesi gaiplik kararı verebilir.
Ölüm tehlikesi içinde kaybolma halinde 1 yıl, uzun zamandan beri haber alınamama halinde ise son haber alma tarihinden itibaren 5 yıl geçmiş olması halinde mahkemece gaiplik kararı verilebilir. Ölüm tehlikesi içinde kaybolmada 5 yıl, uzun zamandan beri haber alınamamada ise 15 yıl geçtikten sonra ve her durumda en çok gaibin 100 yaşına varmasına kadar geçecek süreler sonunda mirasçılar mirası kesin olarak kazanırlar. Gaiplik kararı ile gaibin evliliği kendiliğinden sona ermez. Evliliğin feshi kararı gerekir.


GERÇEK KİŞİLERİN EHLİYETLERİ
A)HAK EHLİYETİ
Hak Ehliyeti (Medeni Haklardan Yararlanma Ehliyeti): Hak ve borç sahibi olabilme, yani hakların ve borçların süjesi olabilme iktidarıdır. Hak ehliyeti pasif bir ehliyettir. Yani bir kimsenin hak ehliyetine sahip olabilmesi için herhangi bir işlem yapmasına gerek yoktur. Gerçek kişiler sağ olmak şartıyla ana rahmine düştüğü andan itibaren hak ehliyetine sahiptir. Tüzel kişilerin hak ehliyetleri ise onların kanunun öngördüğü şekilde kurulmaları ile kazanılır.
Hak ehliyetine iki ilke egemendir:
1)Genellik İlkesi
2)Eşitlik İlkesi

B)FİİL EHLİYETİ
Fiil Ehliyeti (Medeni Hakları Kullanma Ehliyeti) : Bir kişinin bizzat kendi fiil ve işlemleriyle kendi lehine haklar, aleyhine borçlar yaratabilme gücüdür. Fiil ehliyeti aktif bir ehliyettir.
Fiil ehliyetinin şartları şunlardır:
1) Ayırt etme gücüne sahip olmak (Olumlu Şart)
2) Ergin olmak (Olumlu Şart)
3) Kısıtlı olmamak (Olumsuz şart)

1)Ayırt Etme Gücüne Sahip Olmak: Ayırt etme gücü, bir kişinin fiil ve işlemlerinin sebebini, sonuçlarını, kapsam ve etkilerini önceden görebilme ve bunlara uygun olarak hareket edebilme yeteneğidir. Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, yaş küçüklüğü, sarhoşluk vb. gibi hallerde temyiz kudreti ortadan kalkar

2)Ergin Olmak: Bir kimsenin, kanunun aradığı yaş sınırını aşmış olması demektir. MK' ya göre 18 yaşını tamamlayanlara ergin, tamamlamamış olanlara ise küçük denir.

Normal Erginlik: 18 yaşın doldurulması ile başlar.
Erken Erginlik
Evlenme Erginliği: Evlenme kişiyi ergin kılar. Erkek ve kadın 17 yaşını bitirmişse ve velilerinin rızasıyla evlenirlerse ergin olurlar. Ancak hakim olağanüstü hallerde ve çok önemli bir sebep varsa 16 yaşını bitiren erkeğin veya kadının evlenmesine izin verebilir. Buna olağanüstü evlenme erginliği denir.
Ergin Kılınma: 15 yaşını bitiren küçük kendi rızası ve ana babasının onayı ile ikametgâhının bulunduğu Asliye Hukuk Mahkemesi’nce ergin kılınabilir. Küçüğün vasisi varsa o da dinlenir ve görüşü alınır. Bütün bu şartların yanında küçüğün menfaatinin de olması gerekir.

3)Kısıtlı Olmamak (Olumsuz şart): Kanunun belirttiği sebeplerden birinin varlığı halinde ergin bir kimsenin fiil ehliyetinin mahkeme kararı ile sınırlandırılması veya tamamen kaldırılmasına kısıtlılık denir.
Kısıtlılık halleri şunlardır:
Akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlık, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, 1 sene veya daha fazla özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûm olma, yaşlılığı, sakatlığı, deneyimsizliği sebebiyle işlerini gerektiği gibi yönetemediğini ispat eden erginin kısıtlanmasını istemesi.

FİİL EHLİYETİNİN İÇERİĞİ
a) Hukuki İşlem Ehliyeti
b) Haksız Fiillerden Sorumlu Olma Ehliyeti
c) Dava Ehliyeti

FİİL EHLİYETİNE GÖRE GERÇEK KİŞİLERİN HUKUKİ DURUMU
A)TAM EHLİYETLİLER
Fiil ehliyetinin bütün şartlarına sahip olanlardır. Yani ayırt etme gücüne sahip, ergin ve kısıtlı bulunmayan kişilerdir. Bunlar diledikleri hukuki işlemleri hiç kimsenin onayına veya iznine gerek kalmadan yapabilirler.

B)SINIRLI EHLİYETLİLER
Aslında tam ehliyetli oldukları halde, bazı sebeplerden dolayı ehliyetleri belli konularda sınırlandırılmış olanlardır. Bu kişilerde ehliyetlilik asıl, ehliyetsizlik ise istisnadır.
Tasarruf Yetkisi Sınırlanmış Evli Kişilerde
Kendilerine Yasal Danışman Tayin Edilmiş Bulunanlar

C)SINIRLI EHLİYETSİZLER
Fiil ehliyetinin şartlarının tamamına sahip olmayan, sadece bir kısmına sahip olan, ancak bazı durumlarda fiil ehliyetleri olan kimselerdir.
Ayırt etme gücüne sahip küçükler
Ayırt etme gücüne sahip kısıtlılar
Sınırlı ehliyetsizler kendilerini borç altına sokan işlemleri yapamazlar. Kendilerine sadece menfaat sağlayan işlemleri yapabilirler. Örneğin; kendilerini borç altına sokmayan bağışlamayı kabul edebilirler.

D)TAM EHLİYETSİZLER
Bu kişilerin fiil ehliyetleri hiç yoktur. Çünkü bunların ayırt etme güçleri yoktur. Ergin olmalarının hiçbir önemi yoktur. Tam ehliyetsizlerin hukuki işlemleri hüküm ifade etmez, iradeleri yok sayılır. Kanuni temsilcilerinin izniyle bile hukuki işlem yapamazlar.
Akıl hastaları
12 yaşından küçük çocuklar

TÜZEL KİŞİLİK
Tüzel Kişilik: Belli bir amacı gerçekleştirmek üzere, bağımsız bir varlık halinde teşkilatlanmış olup, haklara ve borçlara sahip olma iktidarı hukuk düzenince tanınmış bulunan kişi ve mal topluluklarıdır.

TÜZEL KİŞİLERİN TÜRLERİ
a)BÜNYELERİNE (İÇ YAPILARINA) GÖRE TÜZEL KİŞİLER
1)Kişi Toplulukları: Devlet, vilayet (il özel idaresi), belediyeler, köyler, dernekler, şirketler bunlara örnektir.
2)Mal Toplulukları: Vakıflar ve kamu kurumları (üniversite, hastane, TRT)

b)TABİ OLDUKLARI HUKUKA GÖRE TÜZEL KİŞİLER
1) Kamu Hukuku Tüzel Kişileri
a)Kamu Yönetimleri (Amme İdareleri) : Devlet, vilayet,(il özel idareleri), belediye, köy gibi kişi topluluklarıdır.
b) Kamu Kurumları (Amme Müesseseleri) : Üniversite, hastane, TRT gibi mal topluluklarıdır.

2 ) Özel Hukuk Tüzel Kişileri
a) Kazanç Paylaşmak Amacı Güden Tüzel Kişiler: Bunlar iktisadi amaçlı tüzel kişilerdir. Öneğin; şirketler gibi.
b) Kazanç Paylaşmak Amacı Gütmeyen Tüzel Kişiler: Bunlar iktisadi olmayan tüzel kişilerdir. Dernekler ve vakıflar gibi.

HAKKIN TANIMI
Hak: Hukuk düzeni tarafından şahıslara tanınmış olan yetkilerdir. Her hak, yazılı olsun veya olmasın bir hukuk kuralına dayanır.
Şahıs (Kişi): Hukukta hak sahibi olan varlıklardır.

HAKKIN TÜRLERİ
1)Kamu Hakları (Temel Haklar): Kişilerle devlet arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarından, yani kamu hukukundan doğan haklardır. Kamu hakları, vatandaşların Devlete karşı sahip oldukları haklardır.
2)Özel Haklar (Medeni Haklar): Kişiler ile kişiler arasındaki ilişkileri düzenleyen hukuk kurallarından, yani özel hukuktan doğan haklardır.
Kamu hakları ile özel haklar arasında bir takım farklar bulunur. Özel haklardan herkes yararlandığı halde, kamu haklarından ancak vatandaşlar yararlanabilir. Örneğin, bir yabancı alacak hakkından, mülkiyet hakkından, şahsiyet hakkından yararlanabildiği halde, seçme ve seçilme hakkından yararlanamaz, siyasi haklardan istifade edemez. Özel haklardan yararlanma bakımından vatandaşlar arasında eşitlik ilkesi geçerli olduğu halde, kamu haklarından yararlanma bakımından böyle bir eşitlik söz konusu değildir. Örneğin, milletvekili seçilme hakkından yararlanabilmek için 25 yaşın doldurulması şarttır.

1)KAMU HAKLARI (TEMEL HAKLAR)
Kamu haklarının türleri şunlardır:
a) Kişisel Haklar: Kişinin maddi ve manevi varlığı ile ilgili bulunan ve bu varlığın serbestçe geliştirilmesi amacına yönelik olan hak ve hürriyetlerdir. Örneğin, kişi dokunulmazlığı, kişi özgürlüğü ve güvenliği, özel hayatın gizliliği, konut dokunulmazlığı, haberleşme hürriyeti, yerleşme ve seyahat özgürlüğü, din ve vicdan özgürlüğü, bilim ve sanat özgürlüğü, basın özgürlüğü, dernek kurma özgürlüğü, mülkiyet hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, yayın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü,düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü gibi.

b)Sosyal ve Ekonomik Haklar: Kişinin sosyal ve ekonomik faaliyetleriyle ilgili bulunan hak ve özgürlüklerdir. Örneğin, eğitim ve öğretim hakkı, çalışma ve dinlenme hakkı, sendika kurma hakkı, Toplu İş Sözleşmesi hakkı, Grev ve lokavt hakkı, sağlık hakkı, konut hakkı, sosyal güvenlik hakkı, sözleşme özgürlüğü gibi.

c)Siyasi Haklar: Herhangi bir biçimde devletin yönetimine ve siyasi kuruluşuna katılmaya yönelik haklardır. Örneğin, vatandaşlık hakkı, seçme ve seçilme hakkı, oy kullanma hakkı, siyasi parti kurma hakkı, kamu hizmetlerine girme hakkı (memur olma hakkı), vatan hizmeti hakkı, dilekçe hakkı gibi.

2)ÖZEL HAKLAR (MEDENİ HAKLAR)
MAHİYETLERİNE GÖRE ÖZEL HAKLAR
1)Mutlak Haklar: Sahibine maddi veya maddi olmayan bütün mallar ile şahıslar üzerinde en geniş yetkileri veren ve sahibi tarafından herkese karşı ileri sürülebilen haklardır.

-Mallar üzerindeki mutlak haklar: Mal, para ile ölçülebilen ve başkalarına devredilebilen şeylerdir.
1)Maddi mallar üzerindeki mutlak haklar: Maddi mallar, elle tutulup gözle görülebilen şeylerdir. Hukuk dilinde bunlara eşya denir. Örneğin; otomobil, tarla, ev, gözlük birer maddi maldır. Maddi mallar, yani eşya üzerindeki mutlak haklara ayni haklar adı verilir.
2)Maddi Olmayan Mallar Üzerindeki Mutlak Haklar: Maddi olmayan mallar, zeka ve düşünce ürünü olan şeyler yani eserlerdir.

-Kişiler Üzerindeki Mutlak Haklar
a)Hak Sahibinin Kendi Kişiliği Üzerindeki Mutlak Hakları: Bu haklar, bir kimsenin maddi, manevi ve iktisadi bütünlüğü ve varlıkları üzerinde sahip bulunduğu mutlak haklardır. Bunlara kişilik hakları denir.
b)Başkasının şahsı üzerindeki mutlak haklar: Örneğin velayet hakkı, vesayet hakkı gibi haklardır.
Velayet hakkı: Henüz ergin olmayan çocuklar üzerinde ana ve babasına tanınmış olan mutlak haklardır. Ana ve babanın çocukları üzerinde egemenlik hakları bu gruba girer.
Vesayet hakkı: Mahkemece kısıtlanan kişiler üzerinde vasilere tanınan mutlak haktır.


2)Nisbi Haklar: Nisbi haklar, mutlak haklar gibi herkese karşı değil, ancak belli bir kişi veya belli kişilere karşı ileri sürülebilen haklardır. Nisbi haklar özellikle borç ilişkilerinden doğarlar
Alacak-borç ilişkisi hukuki muameleden, haksız fiilden ve sebepsiz zenginleşmeden doğar.

b)KONULARINA GÖRE ÖZEL HAKLAR
1)Malvarlığı Hakları: Kişilerin maddi menfaatlerini koruyan haklardır. Hukuk dilinde malvarlığı, bir şahsın para ile ölçülebilen hak ve borçlarının tümünü ifade eder
2)Kişilik Hakları: Kişilerin manevi menfaatlerini koruyan haklardır. Bu haklar, para ile ölçülemeyen, paraya çevrilemeyen, sahibi için sadece manevi değer taşıyan haklardır. Kişilik hakları başkalarına devredilemez ve miras yolu ile mirasçılara geçmez. Örneğin; sağlık, vücut bütünlüğü, şeref ve haysiyet, sırlar, isim, fotoğraf ve özgürlük üzerindeki haklar gibi.

c)KULLANILMALARINA GÖRE ÖZEL HAKLAR
1)Devredilebilen Haklar: Sağlararası bir hukuki muamele ile veya miras yolu ile başkalarına devredilebilen haklardır. Mülkiyet hakkı, telif hakkı, alacak hakkı gibi malvarlığı haklarından çoğu hukuki bir işlem ile başkalarına devredilebilir ve miras yolu ile mirasçılara intikal edebilir. Ancak malvarlığı haklarından bazıları, örneğin sınırlı ayni haklardan olan intifa hakkı, oturma hakkı ve bir alacak hakkı olan nafaka hakkı başkalarına devredilemezler ve miras yolu ile intikal etmezler.

2)Devredilemeyen haklar (kişiye bağlı haklar): Özel haklardan bazıları, örneğin şahsiyet hakları ile bir kısım mamelek hakları başkalarına devredilemezler ve miras yolu ile intikal etmezler. Bu haklardan bazıları sahibine çok sıkı şekilde bağlıdır. Bunlara kişiye sıkı sıkıya bağlı haklar adı verilir. Bunlar kanuni temsil yoluyla bile kullanılamazlar. Örneğin, ergin kılınmayı talep etme, nişanı bozma , boşanma davası açma , soybağının reddi hakları gibi.

d)AMAÇLARINA GÖRE ÖZEL HAKLAR
1)Yenilik Doğuran (İnşai) Haklar: Hak sahibine tek taraflı bir irade beyanı ile yeni bir hukuki durum yaratmak veya mevcut bir hukuki durumu değiştirmek yahut da mevcut bir hukuki durumu tamamen ortadan kaldırmak yetkisini veren bir özel hak türüdür. 3’e ayrılır:
a)Kurucu yenilik doğuran haklar: Hak sahibinin tek taraflı bir irade beyanı ile bir hukuki durumun kurulması sonucunu doğururlar. Örneğin; satım akdinde icap’ın kabulü (sözleşme yapmak ) gibi.
b)Değiştirici yenilik doğuran haklar: Hak sahibinin tek taraflı bir irade beyanı ile mevcut bir hukuki durumun değişikliğine yol açan haklardır. Örneğin, satım akdinde alıcının, semenin (satış bedelinin) indirilmesini veya malın ayıpsız benzeri ile değiştirilmesini talep hakkı gibi.
c)Bozucu yenilik doğuran haklar: Hak sahibinin tek taraflı bir irade beyanı ile mevcut bir hukuki durumun ortadan kalkmasına yol açan haklardır. Örneğin, kira, iş, adi şirket sözleşmelerinin taraflardan birinin tek taraflı beyanı ile sona erdirilmesi gibi (feshi bildirme=feshi ihbar). Vekilin istifası ve azli de bu haklardandır.

2)Alelade Haklar: Kullanılmalarıyla yeni bir hukuki durum meydana getirmeyen haklardır. Örneğin, Medeni Kanunumuzun ergin olmamış küçükler bakımından sadece anne ve babaya tanınmış olan velayet hakkı gibi.




HAKKIN KAZANILMASI
Hakkın kazanılması, bir hakkın bir kişiye bağlanmasını, hak ile kişi arasında bir bağlantı kurulmasını ifade eder. Hakkın kazanılması için başlıca üç olgu vardır;
*Hukuki olay, gerek insan iradesiyle, gerek kendiliğinden meydana gelen olaylardan (doğal olaylar), hukukun kendilerine sonuçlar bağladığı olaylardır. Örneğin doğum ve ölüm birer hukuki olaydır, doğum ile de gerçek kişilik başlar ve kişilik hakları kazanılır.

*Hukuki fiil, insan iradesinin ürünü olan ve kendisine hukuki sonuçlar bağlanan olaylardır. Bir kişinin belli bir yerde sürekli kalmak niyetiyle oturması yani İkametgah kurması, yine bir kişinin başkasına ait tahtaları kullanarak masa, tabure gibi bir eşya yapmak suretiyle o eşyanın mülkiyetini kazanması hep birer hukuki fiildir.

*Hukuki işlemler, bir veya daha fazla kişinin hukuki bir sonuç elde etmek üzere iradelerini açıklamalarıdır.

Haklar iki türlü kazanılabilir
-Aslen Kazanma, bir kimsenin o zamana kadar hiç kimseye ait olmayan bir hakkı kendi fiiliyle elde etmesidir. Örneğin denizde tutulan balık, ormanda yakalanan hayvan üzerinde mülkiyet hakkı aslen kazanılmıştır. Mülkiyet hakkının sahipsiz taşınır mallar üzerinde aslen kazanılmasına sahiplenme, sahipsiz taşınmaz mallar üzerinde aslen kazanılmasına ise işgal denir.
Mülkiyetin aslen kazanılması eşya denen maddi mallar üzerinde olabileceği gibi maddi olmayan mallar veya kişiler üzerinde de olabilir. Örnek; bir bilim adamı, yayımladığı eseri üzerindeki telif hakkını, ana ve baba çocukları üzerindeki velayet hakkını aslen kazanır.

-Devren Kazanma, bir kişinin bir hakkı, o zamana kadar sahibi bulunan kişiden elde etmesidir. Burada bir hak eski sahibinden, yeni sahibinin malvarlığına geçer. Bu sebeple devren kazanmada bir kişi bir hakkı kazanırken, diğer kişi o hakkı kaybeder. Örneğin bir kişi kitabını satar veya bağışlarsa, teslim edildiği anda kitap üzerindeki mülkiyet hakkı alıcı veya bağışlanan tarafından devren kazanılırken, satıcı veya bağışlayan, sahibi olduğu mülkiyet hakkını kaybeder.
Taşınmazlar üzerindeki ayni haklar, tapu siciline tescil anında, taşınır mallar üzerindeki ayni haklar, eşyanın teslimi anında, mirasa ilişkin haklar, miras bırakanın ölümü anında mirasçılara geçer ve onlar tarafından kazanılmış olur.

HAKKIN KAYBEDİLMESİ
Hakların kaybedilmesi; hukuki olay, hukuki fiil ve hukuki işlem yoluyla gerçekleşir.
a)Hukuki olay; bir hukuki olay olan ölüm, hak sahibinin kişiliğine bağlı hakları ortadan kaldırır. Aynı şekilde hakkın konusu olan eşyanın çeşitli sebeplerle yok olması, eşya üzerindeki hakkı ortadan kaldırır.

b)Hukuki fiil; sonucunda da haklar kaybedilebilir. Örneğin bir kimse kitabını çöpe atar veya kedisini sokağa bırakırsa, onlar üzerindeki mülkiyetini kaybeder. Buna hukukta terk adı verilir

c)Hukuki işlemler; bir hak, sahibi tarafından hukuki işlemle başka bir kişiye devredilirse kaybedilir.

Hakkın Kullanılmasında Dürüst Davranma; Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uymak zorundadır. Dürüstlük kuralı; bir hak sahibinin hakkını kullanırken veya bir borçlunun borcunu yerine getirirken iyi ve doğru hareket etmesi, yani dürüst, namuslu, aklı başında, davranışlarının sonucunu bilen, orta zekalı her insanın benzer olaylarda izleyeceği yolda hareket etmesi demektir.

HAKKIN KORUNMASI
Hakkın Korunması Yolları
Hakkın devlet eliyle korunması; bu, hak sahibinin mahkemede bir dava açması ve hakkının elde edilmesini istemesiyle olur. Bir kimsenin hakkının korunması veya elde edilmesi için devletin harekete geçmesini istemesine dava denir. Bir kimse dava hakkından önce talep hakkı ile hakkının yerine getirilmesini isteyebilir.

Hakkın bizzat sahibi eliyle korunması; Kural, hakkın devlet eli ile korunmasıdır. Ancak hukuk düzeni bazı istisnai hallerde bir kimsenin, hakkını bizzat korumasına izin vermektedir.
-Meşru müdafaa, Bir kimsenin kendisinin veya üçüncü kişinin kişiliğine veya malına karşı yapılan hukuka aykırı ve halen devam eden bir saldırıyı defetmek için yaptığı, saldırıyla ölçülü ve ona uygun bir savunmadır. Meşru müdafaada bulunan kişi, bu sebeple saldırganın kişiliğine ya da mallarına verdiği zararları ödemek zorunda olmadığı gibi bir ceza da almaz.
-Zaruret (ıztırar) hali; kendisini veya başkasını bilerek sebebiyet vermediği zarardan yahut derhal gerçekleşecek (vuku bulacak ) bir tehlikeden kurtarmak için başkasının mallarına zarar vermektir.
-Kuvvet kullanma; Kendi hakkını korumak için kuvvete başvuran kişi içinde bulunduğu durum gereğince devletin müdahalesini sağlayamadığı yada hakkın kaybını önlemek için başka türlü davranamadığı taktirde tazminat ödemek zorunda kalmaz.



DEVLET KAVRAMI
Devlet; bir ülke üzerinde yerleşmiş olan insan topluluğunun oluşturduğu egemen nitelikteki varlıktır.
Devleti oluşturan temel öğeler → Ülke, Ulus, İktidar (Egemenlik)

HUKUKİ YAPILARINA GÖRE DEVLET ŞEKİLLERİ
1)Üniter Devlet: Üniter sistem, tekçi devlet sistemidir. Siyasal yönden merkeziyetçiliği simgeler. Bir yürütme, bir yasama, bir yargı organı vardır. Merkezi yönetimin gözetimi altında köyler, belediyeler, büyükşehir belediyeleri, il idaresi gibi birimler bulunur.
Türkiye, Fransa, İtalya, Japonya, Norveç, Portekiz, İngiltere, Yunanistan Üniter devlet örnekleridir.


2)Birleşik (Karma) Devlet: Birden çok devletin bir araya gelmesinden oluşur.
Federal Sistem: Kendi içlerinde belli bir özerliği koruyarak iki ya da daha fazla devletin aynı merkezi iktidara tabi olmak üzere oluşturdukları bir devlet topluluğudur.
Federal sistemde federe devletlere bağlı çeşitli alt birimler vardır. Kırsal bölgeler, bölge yönetimleri, komünler, özel bölgeler gibi.
ABD, Avusturya, Almanya, Kanada, Rusya hep federal sistemin örnekleridir.

Konfederasyon: Çoğunlukla savunma amacıyla kurulmuş ve günümüzde çok az kalmış bulunan konfederasyonlarda, tüm yetkiler, konfederasyonu oluşturan devletlere aittir.
Örneğin; 25 kantondan oluşan bir konfederasyon olan İsviçre gibi.

HÜKÜMET SİSTEMLERİ
Kuvvetler Ayrılığı:
1)Parlamenter Sistem: Kuvvetlerin yumuşak ayrılığı esasına dayanır. Yasama ve yürütme kuvvetleri birbirinden bağımsızdır. Ama aralarında işbirliği ve etkileşim vardır.
Yürütme organının yasama organından kaynaklanması ve ona karşı sorumlu olması bu sistemin ayırıcı bir özelliğidir.
Parlamenter sistemde hükümet parlamentoya karşı sorumlu olduğu gibi başbakan ve bakanlarında parlamentoya karşı siyasal sorumlulukları vardır.

2)Başkanlık Sistemi: Kuvvetlerin sert ayrılığı esasına dayanır. Yasama ve yürütme organları birbirinden ayrıdır ve yürütme organı tek kişiliktir. Örneğin ABD gibi başkanlık sistemi uygulanan ülkelerde yürütme yetkisi halkın seçtiği başkana aittir. Başkan parlamentoyu görevden uzaklaştıramayacağı gibi parlamentoda başkanı görevden uzaklaştıramaz.

3)Yarı Başkanlık Sistemi: Başkanlık sistemi ile parlamenter sistemin bazı unsurlarını birleştiren bir ara rejimdir. Sistem bazı yönleriyle başkanlık sistemine bazı yönleriyle parlamenter sisteme benzer.
Örneğin; Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi sistemin başkanlık sistemine benzeyen yönüdür. Sistemde bir başbakan ve bakanlar kurulunun olması sistemin parlamenter sisteme benzeyen yönüdür.
Fransa, Portekiz yarı başkanlık sistemini uygulayan ülkelere örnek olarak gösterilebilir.

Kuvvetler Birliği
1)Mutlak Monarşi: Yasama ve yürütme kuvvetlerinin yürütmede toplandığı, hükümdarın çok geniş yetkilerle donatıldığı rejimlerdir.
1876 Anayasası’na kadarki dönem bir mutlak monarşi örneğidir. Ayrıca Suudi Arabistan Krallığı’da örnek olarak gösterilebilir.

2)Meşruti Monarşi: Hükümdarın bazı yetkilerinin meclis tarafından sınırlandırıldığı yönetim şeklidir. 1876 Kanun-i Esasi’de meşruti monarşi öngörülmüştür. İngiltere, Japonya ve İspanya’da da uygulanmaktadır.

3)Diktatörlük: Yasama, yürütme ve yargı kuvvetlerinin tek bir kişi ya da kurulda toplandığı yönetim şeklidir. Dikta rejimi de denilir, demokrasiyle çelişen bir anlayıştır. Nazi Almanya’sında uygulanmıştır.

4)Meclis Hükümeti: Meclisin üstünlüğü ilkesine dayanır. Yasama ve yürütme kuvvetleri yasama organında toplanmıştır. Türkiye’de 1921 Anayasası bu yönetim şeklini benimsemiştir.






TÜRK ANAYASALARI
Osmanlı İmparatorluğu'nda anayasal gelişmenin ilk adımı olarak, 1808 yılında merkezi hükümetin temsilcileri ile ayan temsilcileri arasında ka¬bul edilip imzalanan "Sened-i İttifak" gösterilir.
Osmanlı anayasal gelişmesinin 2.aşaması, 1839 tarihli Tanzimat Fermanıdır. Bu fermanda, devletin bütün uyrukları için can, mal ve ırz gü¬venliği vaat edilmiş, vergi ve askerlik işlerinin de bir düzene bağlanacağı söylenmiştir. Bu vaatler, 1856 Islahat Fermanı ile de doğrulanmış; ayrıca bu ferman, din farkı gözetilmeksizin bütün devlet uyruklarının eşit iş¬lem görmesi ilkesini de getirmiştir.
Genç Osmanlılar adı verilen bir grup, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküntüden kurtula¬bilmesi için, meşruti (anayasalı) bir monarşiye geçilmesini zorunlu görmüş bu akımın etkisiyle, 1876 yılında ilk Osmanlı anayasası (KANUN-i ESASİ) ilan edilmiştir.
1909 yılın¬da ise Anayasa, daha demokratik bir parlamenter sistem yönünde önemli değişikliklere uğramıştır.(II.meşrutiyet) Bu anayasa değişiklikleriyle, 1876 Anayasası, demokratik bir meşrutî monarşi anayasası haline getirilmiş oldu.

Millî Mücadele Döneminin hükümet sistemi: TBMM hükümetinin dayandığı ilkeler 20 Ocak 1921 tarihli Teşkilatı Esasiye Kanunu ile açıklığa kavuşturulmuştur. Bu kanuna 1921 Anayasası da denir. Bu Anayasanın yeni bir devlet kurduğu açıktı. Çünkü 1921 Anayasasının en önemli yeniliği ve en devrimci ilkesi milli egemenlik ilkesidir.
***1921 tek yumuşak Anayasamızdır.
Milli mücadele dönemindeki hükümet sistemi, yasama ve yü¬rütme güçlerinin T.B.M.M. de toplanmış olması, bakanların teker teker Meclis tarafından seçilmeleri, Meclisin bakanları her zaman değiştirebil¬mesi ve onlara yön verebilmesi, buna karşılık Bakanlar Kurulunun Mecli¬se karşı kullanabileceği hiçbir hukukî silahın (örneğin fesih yetkisinin) mevcut olmaması ve bir Devlet Başkanlığı müessesesinin yaratılmamış bulunması bakımlarından, tam bir MECLİS HÜKÜMETİ örneğidir.

1924 ANAYASASI
1924 Anayasasının bazı temel il¬keleri:
1.Hükümet Sistemi: 1924 Anayasasının, meclis hükümeti ile parlamenter rejim arasında KARMA bir sistem kurduğu söylenmiştir.
2.Anayasanın Sertliği: 1924 Anayasası, SERT bir anayasaydı.
3.Laiklik: 1924 Anayasasında 1937 yılında yapılan değişiklikle, lâiklik ilkesi ilk kez Anayasamıza girmiştir.
4.Kamu Hürriyetleri: 1924 Anayasası, hürriyetler konusunda, Fransız devriminden beri süre gelmekte olan "tabii hak" anlayışını kabul etmiştir. Anayasaya göre," Her Türk hür doğar, hür yaşar. Hürriyet, başkasına za¬rar vermeyecek her şeyi yapabilmektir.
1924 Anayasası, 1946 yılına kadar tek-partili, 1946'dan 27 Mayıs 1960 askerî müdahale¬sine kadar da çok-partili bir rejim içinde uygulanmıştır.

1961 ANAYASASININ TEMEL NİTELİKLERİ
*Çoğunlukçu demokrasi anlayışından çoğulcu demokrasi anlayışına geçilmiştir.
Anayasanın ve hukukun üstünlüğü benimsenmiştir. Anayasa Mahkemesi kurulmuştur.
*Kuvvetler ayrılığı sağlanmış devlet iktidarının paylaştırılmıştır. (parlamenter sistem)
*Çoğulcu toplum yapısının geliştirilmiştir.
*Temel hakların genişletilip güçlendirilmiştir.
Sosyal devlet ilkesi benimsenmiştir.

1961 Anayasası, 1971-1973 ara rejim döneminde iki defa önemli değişik¬liklere uğramıştır.
1.Yürütmenin güçlendirilmesi: Bu, özellikle, Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararname(KHK) çıkarma yetkisinin tanınmasında; vergi, resim ve harçların muafiyet ve istisnaları ile nisbet ve hadlerine ilişkin hü¬kümlerde değişiklik yapmaya Bakanlar Kurulunun yetkili kılınmasında; üniversite özerkliğinin zayıflatılmasında ve TRT'nin özerkliğinin kaldırılmasında kendisini göstermektedir.
2.Temel haklarda meydana getirilen sınırlamalar: Bu alanda, bütün temel haklar için geçerli ge¬nel bir sınırlama hükmü getirilmesi; çeşitli hak ve hürriyetlerle ilgili anaya¬sal sınırların ve yasal sınırlama sebeplerinin arttırılması; devlet memur-larının sendika kurma hakkının ortadan kaldırılması; "tabii yargı yolu" yerine "kanuni yargı yolu" ilkesinin getirilmesi sayılabilir.
3.Yargı denetimine getirilen sınırlamalar: Bu konuda da, Ana¬yasa mahkemesinde iptal davası açabilecekler arasında "TBMM’nde temsilcisi bulunan siyasî partiler" deyiminin "TBMM’nde grubu bulunan siyasî partiler" olarak değiştirile¬rek küçük partilerin iptal davası açma hakkından yoksun bırakılması; Anayasa Mahkemesinin Anayasa değişikliklerini ancak şekil yönünden denetleyebileceğinin belirtilmesi; Askerî Yüksek İda¬re Mahkemesinin kurulması suretiyle, asker kişilerle ilgili idarî eylem ve işlemlerin denetiminin Danıştay’ın görev alanından çıkarılması; üyelerinin atanmasında Bakanlar Kurulunun aday göstermesi gibi, hâkimlerin atanmalarındaki genel yöntemden sapan Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kurulması sayılabilir. 1971 ve 1973 Anayasa değişiklikleri, bir bakıma 1982 Anayasasının habercisidir.


1961 VE 1982 ANAYASALARININ YAPIMI SÜREÇLERİNİN KARŞILAŞTIRILMASI
Benzerlikler
1. Her iki Anayasa, askerî müdahaleler sonucu oluşmuştur.
2. Her iki Anayasa, bir kanadı askerî diğer kanadı ise sivillerden oluşan Kurucu Meclisler tarafından hazırlanmıştır.
3. Her iki durumda da Kurucu Meclisin sivil kanadı seçimle oluşmamıştır.
4. Her iki durumda da Kurucu Meclisçe hazırlanan Anayasa, halkoyuna sunulmak suretiyle kesinleşmiştir.
5. Her iki durumda da sivil kanadın, Bakanlar Kurulunun kurulması ve düşürülmesine ilişkin yetkileri yoktur.

1982 ANAYASASININ BAŞLICA ÖZELLİKLERİ
*1982 Anayasası 1961 Anayasasına oranla daha kazuistik bir yöntemle hazırlanmıştır
*1982 Anayasası 1961 Anayasasından daha katı niteliktedir
*1982 Anayasası Bir "geçiş dönemi" öngörmüştür
*1982 Anayasası otorite - hürriyet dengesinde otoritenin ağırlığını arttırmıştır
*1982 Anayasası devlet yapısı içinde yürütme organını güçlendirmiştir
*1982 Anayasası siyasal karar alma mekanizmalarındaki tıkanıklıkları giderici hükümler getirmiştir
*1982 Anayasası 1961 Anayasasına oranla daha az katılmacı bir demokrasi modelini benimsemiştir


1982 ANAYASASI’NIN GENEL ESASLARI

Başlangıç İlkeleri
1. Atatürk inkılâp ve ilkelerine bağlılık
2. Atatürk milliyetçiliği ve medeniyetçiliği
3. Çağdaş medeniyet düzeyine ulaşma azmi
4. Milli egemenlik
5. Anayasanın ve hukukun üstünlüğü
6. Hürriyetçi demokrasi
7. Kuvvetler ayrılığı
8. Türk varlığının devleti ve ülkesiyle bölünmezliği
9. Laiklik
10. Yurtta sulh cihanda sulh arzusu

Madde-1: Devletin şekli
Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir.

Madde-2: Cumhuriyetin nitelikleri
Türkiye Cumhuriyeti milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal hukuk devletidir.

a)Cumhuriyetçilik İlkesi
Devlet şekli olarak Cumhuriyet, egemenliğin bir kişiye veya zümreye değil, toplumun tümüne ait olduğu bir devleti ifa¬de eder.
Cum¬huriyet "vatandaşlık", monarşi ise "uyrukluk" (tabiiyet) kavramlarına dayanır. Cumhuriyet, bütün vatandaşların ortak iradelerinin ürünüdür.

b)Atatürk Milliyetçiliğine Bağlı Devlet İlkesi
Atatürk'ün milliyetçilik anlayışı, "akılcı, çağdaş, medeni, ileriye dönük, demokratik, toplayıcı, birleştirici, insani ve barışçıdır". Atatürk milliyetçiliği, milliyetçiliği reddeden akımlara karşı olduğu gibi, ırkçılığa, şovenizme ve saldırganlığa da karşıdır.
Atatürk, milletin tanımında, "sübjektif millet" anlayışını benim¬semiştir. Buna göre, zengin bir hatıra mirasına sahip bulunan, beraber yaşamak hususunda müşterek arzu ve muvafakatte sa¬mimi olan ve sahip olunan mirasın muhafazasına beraber devam hususun¬da iradeleri müşterek olan insanların birleşmesinden meydana gelen cemiyete millet adı verilir.

c)Laik Devlet İlkesi
Laikliğin, din hürriyeti, din ve devlet işlerinin ayrılığı olarak, iki cephesi vardır.
Laik Devletin Şartları
*Resmi bir devlet dininin olmaması
*Devletin, bütün dinlerin mensuplarına eşit davranması
*Din kurumlarıyla devlet kurumlarının ayrılmış olması
*Devlet yönetiminin din kurallarından etkilenmemesi

d)Demokratik Devlet İlkesi
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" kuralı, şüphesiz, demokratik dev¬leti öngören, bir niteliğe sahiptir.
1982 Anayasasına göre, "egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz."
Seçimler ve halkoylaması, ser¬best, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy, açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılır." Bu ilkeleri incelemek gerekirse;

e)İnsan Haklarına Saygılı Devlet İlkesi
1961 Anayasasının "insan haklarına dayalı" deyiminin yerine, 1982 Ana¬yasası "insan haklarına saygılı" deyimini kullanmıştır. 1982 Anayasası, "herkes, kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir" demektedir.

f)Hukuk Devleti İlkesi
Anayasamızın 2'inci maddesinde "Cumhuriyetin nitelikleri" arasında sa¬yılan hukuk devleti ilkesi, en kısa tanımıyla, vatandaşların hukuki gü¬venlik içinde bulundukları, Devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kuralları¬na bağlı olduğu bir sistemi anlatır.
Hukuk Devletinin Varlık Şartları
1)Yürütme işlemlerinin yargısal denetimi
2)Yasama işlemlerinin yargısal denetimi
3)Yargı bağımsızlığı
4)Kanuni hakim güvencesi

g)Sosyal Devlet İlkesi
Sosyal devlet kavramı, dev¬letin sosyal barışı ve sosyal adaleti sağlamak amacıyla sosyal ve ekono¬mik hayata aktif müdahalesini meşru ve gerekli gören bir anlayışı ifade eder. Sosyal devlet ilkesi 1961 Anayasası ile hukukumuza girmiştir.

Madde-3: Devletin bütünlüğü, resmi dili, bayrağı, milli marşı ve başkenti
-Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür.
-Dili Türkçedir.
-Bayrağı şekli kanunda belirtilen, beyaz ay yıldızlı bayraktır.
-Milli marşı İstiklal Marşı’dır.
-Başkenti Ankara’dır.

Madde-4: Değiştirilemeyecek hükümler
Anayasanın 1.maddesindeki devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile 2.maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3.madde hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.

Madde-5: Devletin temel amaç ve görevleri
-Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü korumak.
-Ülkenin bölünmezliğini korumak.
-Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak.
-Kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak.
-Kişinin temel hak ve hürriyetini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak suretle sınırlayan siyasi, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmak.
-İnsanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak.

Madde-6: Egemenlik
-Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
-Türk Milleti egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanır.
-Egemenliğin kullanılması hiçbir suretle hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz.
-Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.

Madde-7: Yasama yetkisi
Yasama yetkisi Türk Milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kullanılır. Bu yetki devredilemez.

Madde-8: Yürütme yetkisi ve görevi
Yürütme yetkisi ve görevi Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.

Madde-9: Yargı yetkisi
Yargı yetkisi Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.



Madde-10: Kanun önünde eşitlik
Temel bir ilke niteliğindedir. Bu ilkeye göre; "Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz. Dev¬let organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar."

Madde-11: Anayasanın bağlayıcılığı ve üstünlüğü
-Anayasa bütün kanunların temelidir. Anayasalar, önemli birçok konunun ana hatlarını düzenler. Yasalar ise bir konunun ayrıntılarını düzenler.
-Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz. Anayasa hükümleri tüm kişi ve kurumları bağlayıcıdır.
-Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir devlet yetkisi kullanamaz.
-Yasama organı, yasa yaparken Anayasaya uygun hareket etmek zorundadır.


YASAMAYA AİT İLKELER

a)Yasama Yetkisinin Genelliği: Yasama yetkisinin genelliği, kanun¬la düzenleme alanının konu itibariyle sınırlandırılmamış olduğunu, Ana¬yasaya aykırı olmamak şartıyla her konunun kanunla düzenlenebilece¬ğini ifade eder.
b)Yasama Yetkisinin Asliliği: Yasama yetkisinin asliliği (ilkelliği) yasama organının bir konuyu doğrudan doğruya, yani araya herhangi bir işlem girmeksizin düzenleyebilmesidir.
c)Yasama Yetkisinin Devredilmezliği: Yasama yetkisi TBMM’ye aittir. Bu yetki devredilemez.


YASAMA İŞLEMLERİ: Kanun
Özel Nitelikli Kanunlar
Bütçe Kanunu
Kesin Hesap Kanunu
Milletlerarası Andlaşmaların Uygun Bulunması
Parlamento Kararları (yargı denetimi dışındadır.)
İç Tüzük (yöntemsel bağımsızlığın sembolüdür.)

MİLLETVEKİLİ SEÇİLME YETERLİLİĞİ
*Türk vatandaşı olmak
*25 yaşını doldurmuş olmak
*En az ilkokul mezunu olmak
*Kısıtlı olmamak
*Kamu hizmetinden yasaklı olmamak
*Taksirli suçlar hariç bir yıl ve daha fazla hükum giymemek
*Yüz kızartıcı suçlardan hükum giymemek
*Devlete karşı işlenen suçlardan hüküm giymemek
*Terörist eylemlerden hüküm giymemek

TBMM seçimleri dört yılda bir yapı¬lır.
Seçim dönemi bitmeden önce, seçimin yenilen¬mesine TBMM veya Cumhurbaşkanınca karar verilebilir.
Yenileme kararı, TBMM tarafından veril¬mişse Meclis, seçimin yapılacağı tarihi de belirler. Yenileme kararının Cumhurbaşkanınca verilmesi halinde, bu kararın verildiği günden son¬ra gelen doksanıncı günü takip eden ilk pazar günü oy verilir.
Yabancı ülkelerde yaşayan Türk vatandaşları, milletvekili genel seçimlerinin yapılacağı günün yetmiş beş gün öncesinden başlamak üzere seçim günü akşam saat 17.OO'ye kadar yurda giriş ve çıkışlarında gümrük kapılarında oy kullanabilir. (1995 değişikliği)

Milletin Temsili: Türkiye Büyük Millet Meclisi üye¬leri, seçildikleri bölgeyi veya kendilerini seçenleri değil, bütün Milleti tem¬sil ederler.
Milletvekili Andı: Anayasanın 81. maddesi, milletvekillerinin göreve başlarken and içeceklerini öngörmüştür: Milletvekili andının, hukuki bir bağlayıcılıktan çok, manevi bir bağlayıcılık ifade ettiği kuşkusuzdur.

TBMM ÜYELİĞİYLE BAĞDAŞMAYAN İŞLER
***TBMM üyeleri, Devlet ve diğer kamu tüzel kişilerinde ve bunlara bağlı kuruluşlarda;
***Devletin veya di¬ğer kamu tüzel kişilerinin doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak katıl¬dığı teşebbüs ve ortaklıklarda;
***Özel gelir kaynakları ve özel imkânları kanunla sağlanmış kamu yararına çalışan derneklerde
***Devletten yardım sağlayan ve vergi muafiyeti olan vakıfların, kamu kurumu niteli¬ğindeki meslek kuruluşları ile sendikalar yönetim ve denetim kurulla¬rında görev alamazlar, vekili olamazlar, herhangi bir taahhüt işini doğ¬rudan veya dolaylı olarak kabul edemezler, temsilcilik ve hakemlik ya¬pamazlar.
***TBMM üyeleri, yürütme organının teklif, atama veya onamasına bağlı resmî veya özel herhangi bir işle görevlendirilemezler.
Bir üyenin belli konuda ve altı ayı aşmamak üzere Bakanlar Kurulunca verilecek geçici bir görevi kabul etmesi meclisin kararına bağlıdır.
Yasama uyumsuzluğu (teşriî imtizaçsızlık) adı da verilen bu müesse¬senin amacı, millet¬vekillerinin herhangi bir yürütme görevi kabul etmelerini önlemek sure¬tiyle, onların yürütme organı karşısında tam bir bağımsızlığa sahip olabilmelerini sağlamaktır.

YASAMA SORUMSUZLUĞU
Yasama sorumsuzluğu, "TBMM üyeleri, Meclis çalışmalarındaki oy ve sözlerinden, Mecliste ileri sürdükleri düşüncelerden, o oturumdaki Başkanlık Divanının teklifi üzerine Meclisçe başka bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında tekrarlamak ve açığa vurmaktan sorumlu tutula¬mazlar." Yasama sorumsuzluğunun amacı, milletvekillerinin Meclisteki söz hürriyetlerini korumaktır.

YASAMA DOKUNULMAZLIĞI
Anayasamıza göre "seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz.
Ağır cezayı gerektiren su¬çüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış suçlar bu hükmün dışındadır.
Yasama dokunulmazlığının temel amacı, milletvekille¬rinin, keyfi ceza kovuşturmalarıyla, geçici bir süre için de olsa, görevlerinden uzaklaştırılabilmelerini önlemektir.
Yasama dokunulmazlığından milletvekili olmayan bakanlar ve Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyeleri de faydalanır.
***Sorumsuzluk süreklidir, dokunulmazlık geçicidir.
***Sorumsuzluk meclisçe kaldırılamaz, dokunulmazlık kaldırılabilir.

ÜYELİĞİN DÜŞMESİ
*Ölüm
*Cumhurbaşkanı seçilme
*İstifa
*Kesin hüküm giyme
*Kısıtlanma
* Milletvekilliğiyle bağdaş¬mayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar
* Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam beş birleşim günü katılmamak

Dokunulmazlığı kaldırılan milletvekili ya da bir diğer milletvekili kararın iptali için yedi gün içinde Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Anayasa Mahkemesi, iptal istemini on beş içerisinde kesin karara bağlar.

1982 Anayasasına göre, "TBMM üyelerinin ödenek ve yollukları kanunla düzenlenir.

TBMM’NİN İÇYAPISI VE ÇALIŞMA DÜZENİ
BAŞKANLIK DİVANI
Anayasaya göre; TBMM’nin Başkanlık Di¬vanı, Meclis üyeleri arasından seçilen Meclis Başkanı, Başkanvekilleri, Kâtip üyeler ve İdare Amirlerinden oluşur.
TBMM Başkanlık Divanı için, bir yasama döneminde iki seçim yapılır.
İlk seçilenlerin görev süresi iki yıldır. TBMM Başkanı, Başkan vekilleri, Meclis tartışmalarına katılamazlar. Başkan ve oturumu yöneten Başkan vekili oy kullanamazlar. Bu hükümler, Meclis Başkanının ve Başkanlık Divanının tarafsızlığını sağlama amacını gütmektedir. 1982 Anayasasına göre; "TBMM Başkan adayları, Meclis üyeleri içinden Meclisin toplandığı günden itibaren 5 gün içinde, Başkanlık Divanına bildirilir, Başkan seçimi gizli oyla yapılır.

Meclis Başkanının Görevleri
1- Meclis toplantılarına başkanlık etme ve Meclisi tem¬sil etme
2- Tatil veya ara verme sıra¬sında doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi üzerine Meclisi toplantıya çağırmak,
3- Meclisin kolluk ve yönetim hizmet¬lerini yürütmek,
4- Cumhurbaşkanına vekâlet etmek,
5- Cumhurbaşkanınca seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde teşkil olunacak Geçici Bakanlar Kuruluna siyasi parti gruplarından alına¬cak üye sayısını tespit etmek,
6- Cumhurbaşkanınca seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi durumunda kendisine görüş bildirmek sayılabilir.

Siyasi Parti Grupları
Siyasi partiler, Meclis çalışmalarına parti Meclis grupları aracılığıyla ka¬tılırlar. Anayasaya göre siyasi parti grupları, en az yirmi üyeden meydana gelir.


Anayasa, siyasî parti gruplarına tanınmış bazı yetki ve ayrıcalıkları şöyle sıralamıştır:
a) Siyasi parti grupları, üye sayıları oranında Meclis Başkanlık Diva¬nına katılırlar.
b) Siyasi parti grupları gensoru önergesi
c) Siyasi parti grupları, genel görüşme ve meclis araştırması açılma¬sını isteyebilirler.
d) Siyasi parti grupları, kapalı oturum yapılmasını isteyebilirler
e) Siyasi parti grupları, Meclis görüşmelerinde diğer milletvekillerin¬den farklı ve öncelikli söz hakkına sahiptirler. Siyasi parti grupları, komisyon ve Hükümet adına yapılan konuşmalar yirmi, üyeler tarafından yapılan konuşmalar on dakika ile sınırlı¬dır."
f) İktidar ve ana muhalefet partisi meclis gruplarına, Anayasa Mah¬kemesinde iptal davası açma yetkisi tanınmıştır.
g) Siyasi parti grupları, iktidar grubuna veya gruplarına ayrılan özel kontenjan dışında, Bütçe Komisyonunda oranlarına göre temsil edilirler.
Anayasaya göre, siyasi parti gruplarının yapamayacakları hususlar; siyasi parti gruplarında yasama dokunulmazlı¬ğının kaldırılması ve meclis soruşturması ile ilgili görüşme yapılamaz ve karar alınamaz. Siyasi parti grupları, Meclis Başkanlı¬ğı için aday gösteremezler.

Meclisin Toplanması ve Tatili
TBMM, her yıl Ekim ayının ilk günü kendiliğinden toplanır. Meclis, bir yasama yılında en çok üç ay ta¬til yapabilir. Meclis, tatilin dışında da, daha kısa sürelerle çalışmalarına ara verebilir. Ara verme, Meclisin on beş günü geçmemek üzere çalışmalarını ertelemesidir.
Meclis ara verme veya tatil sırasında, doğrudan doğruya veya Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, Cumhurbaşkanınca toplantıya çağrılabilir. Meclis Başkanı da, doğrudan doğruya veya üyelerin beşte birinin yazılı istemi üzerine, Meclisi olağanüstü toplantıya çağırabilir.

Toplantı ve Karar Yeter Sayısı
TBMM, yapacağı seçimler dahil bütün işlerinde üye tamsayısının en az üçte biri ile toplanır ve Anayasada başkaca bir hüküm yoksa toplantıya katılanların salt ço¬ğunluğu ile karar verir; ancak karar yeter sayısı hiçbir şekilde üye tamsa¬yısının dörtte birinin bir fazlasından az olamaz.
***1982 Anayasasının bu konuda getirdiği bir yenilik de, Bakanlar Kurulu üyelerinin, TBMM’nin katılamadıkları oturumların¬da, kendileri yerine oy kullanmak üzere bir bakana yetki verebilmeleridir. Ancak bir bakan kendi oyu ile birlikte en çok iki oy kullanabilir.

Meclis Görüşmeleri
Anayasa, temsili rejimlerin tarihsel bir kuralı olan meclis görüşmelerinin açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Ancak TBMM, İçtü¬zük hükümlerine göre kapalı oturumlar yapabilir.

Mecliste Oylama Usulleri
Mecliste üç türlü oylama kabul etmiştir: İşaretle oylama, açık oylama ve gizli oylama.
**İşaretle oylama, üyelerin el kaldırması; te¬reddüt halinde ayağa kalkmaları; beş üyenin ayağa kalkarak teklif etmesi halinde de salonda olumlu ve olumsuz oy verenlerin ikiye bölünerek sa¬yılmaları suretiyle yapılır.

**Açık oylama, üzerinde milletvekillerinin ad ve soyadlarıyla seçim çevrelerinin yazılı olduğu oy pusulalarının kutuya atılması veya elektronik oylama mekanizmasının çalıştırılması yahut ad cetvelinin okunması üzerine adı okunan milletvekilinin ayağa kalkarak "kabul", "çekimser" veya "red" kelimelerinden birini yüksek sesle söyle¬mesi sure¬tiyle olur.

**Gizli oylama ise, üzerinde hiçbir işaret bulunmayan yuvarlakla¬rın kürsüden kutuya atılması suretiyle yapılır. Beyaz yuvarlak olumlu, ye¬şil yuvarlak çekimser ve kırmızı yuvarlak olumsuz oy anlamına gelir. Kural olarak işa¬ret oyuna başvurulur. En az 15 milletvekilinin yazılı istemi üzerine açık oylama yapılır. Gizli oylama yapılabilmesi için, 15 milletvekilinin bir önerge ile gizli oylama yapılmasını istemesi ve bu istemin Genel Kurulca kabulü lazımdır.

TBMM GÖREV VE YETKİLERİ
*Kanun koymak, değiştir¬mek ve kaldırmak
*Bakanlar Kurulunu ve bakanları denetlemek
*Bakan¬lar Kuruluna belli konularda kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi vermek
*Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul et¬mek
*Para basılmasına ve savaş ilanına karar vermek
*Milletlerarası andlaşmaların onaylanmasını uygun bulmak
*Bakanlar Kurulunun istemi üzerine olağanüstü halin her defasında 4 ayı geçmemek üzere uzatılmasına karar vermek
*Kamu başdenetçisini seçmek
*Kalkınma planını onaylamak
*Seçim kanununu hazırlamak
*Seçimlerin yenilenmesine karar vermek
HÜKÜMETİN DENETLENMESİ YOLLARI: Soru, genel görüşme, meclis araştırması, meclis soruşturması, gensoru olmak üzere beş noktada toplanabilir.


YÜRÜTMENİN DÜZENLEYİCİ İŞLEMLERİ
*Kanun Hükmünde Kararnameler
*Tüzükler
*Yönetmelikler
*Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi

Genel Olarak Yürütme Organının Yapısı
Monist yürütme; yürütme yetkisinin tümü, tek bir organa aittir. Bu organ, ya tek bir kişi veya bir kurul olabilir. Birinci durum, yürütme yetkisinin tümünün, halkça seçilmiş bir başkana ait olduğu Amerikan başkanlık sistemidir.
Monist yürütmenin ikinci çeşidi, İsviçre tipi meclis hükümetidir.

Düalist yürütmede ise yürütme yetkisi, bir kişi (devlet başkanı) ile bir kurul (bakanlar kurulu) arasında bölüşülmüştür. Devlet başkanı, meşruti bir hükümdar veya bir cumhurbaşkanı olabilir. Düalist yürütme, parlamenter rejimlerin temel özelliklerinden biridir.

2007 SONRASI CUMHURAŞKANI SEÇİMİ
Cumhurbaşkanı seçilebilmek için aranan şartlar:
*Türk vatandaşı olmak
*40 yaşını doldurmuş olmak
*Yükseköğrenim görmüş olmak
*Milletvekili seçilme yeterliliğine sahip olmak

Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanının görev süresi 5 yıldır. Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir.

Cumhurbaşkanlığı için meclis içinden ya da dışından aday gösterilebilir. Ayrıca, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında yüzde onu geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilir.
Meclis dışından aday gösterilebilmek yirmi milletvekilinin yazılı teklifiyle mümkündür.

Cumhurbaşkanı seçimi, Cumhurbaşkanının görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde; makamın herhangi bir sebeple boşalması halinde ise boşalmayı takip eden altmış gün içinde tamamlanır.

Genel oyla yapılacak seçimde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur. İlk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, bu oylamayı izleyen ikinci pazar günü ikinci oylama yapılır. Bu oylamaya, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki aday katılır ve geçerli oyların çoğunluğunu alan aday Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.
İkinci oylamaya katılmaya hak kazanan adaylardan birinin ölümü veya seçilme yeterliğini kaybetmesi halinde; ikinci oylama, boşalan adaylığın birinci oylamadaki sıraya göre ikame edilmesi suretiyle yapılır. İkinci oylamaya tek adayın kalması halinde, bu oylama referandum şeklinde yapılır. Aday, geçerli oyların çoğunluğunu aldığı takdirde Cumhurbaşkanı seçilmiş olur.

Cumhurbaşkanı göreve başlayıncaya kadar görev süresi dolan Cumhurbaşkanının görevi devam eder.

Cumhurbaşkanının Görev ve Yetkileri
Yasama İle İlgili Görev ve Yetkileri
*Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü TBMM’de açılış konuşmasını yapmak
*TBMM’yi gerektiğinde toplantıya çağırmak
*Kanunları yayımlamak
*Kanunları tekrar görüşülmek üzere meclise geri göndermek
*Anayasa değişikliklerine ilişkin kanunları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak
*Kanunların, kanun hükmündeki kararnamelerin, TBMM İçtüzüğünün tümünün veya belirli hükümlerinin Anayasaya şekil veya esas bakımından aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesinde iptal davası açmak
*TBMM seçimlerinin yenilenmesine karar vermek.

Yürütme İle İlgili Görev ve Yetkiler
*Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek
*Başbakanın teklifi üzerine bakanları atamak ve görevlerine son vermek
*Gerekli gördüğü hallerde Bakanlar Kuruluna başkanlık etmek veya Bakanlar Kurulunu başkanlığı altına toplantıya çağırmak
*Milletlerarası anlaşmaları onaylamak ve yayımlamak
*Yabancı devletlere Türk Devletinin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyetine gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek
*Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanlığını temsil etmek
*Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar vermek
*Genelkurmay Başkanını atamak
*Milli Güvenlik Kuruluna Başkanlık etmek
*Kararnameleri imzalamak
*Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak
*Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek veya kaldırmak
*Devlet Denetleme Kurulunun üyelerini ve Başkanını atamak
*Devlet Denetleme Kuruluna inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak
*Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek
*Üniversite rektörlerini seçmek

Yargı İle İlgili Görev Ve Yetkiler
*Anayasa Mahkemesine üye seçmek
*Danıştay üyelerinin dörtte birini seçmek
*Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcı vekilini seçmek
*Askeri Yargıtay üyelerini seçmek
*Askeri Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini seçmek
*Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek

Cumhurbaşkanının Siyasal Sorumsuzluğu
Cumhurbaşkanının tek başına yapacağı işlemlere karşı yargı yolu kapalıdır. Bakanlar Kurulu ile birlikte yaptığı işlemlerde ise sorumluluk Bakanlar Kuruluna aittir. (karşı imza kuralı)

Cumhurbaşkanının Cezai Sorumsuzluğu ve Sorumluluğu
1982 Anayasasına göre; "Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, TBMM üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. Cumhurbaşkanının vatana ihanetle suçlanması halinde onu yargılayacak olan makam, Yüce Divan sıfatıyla Anayasa Mahkemesidir.

Cumhurbaşkanına Vekâlet
Anayasamıza göre "Cumhurbaşkanının hastalık ve yurt dışına çıkma gibi sebeplerle geçici olarak görevinden ayrılması hallerinde, görevine dönmesine kadar; ölüm, çekilme veya başka bir sebeple Cumhurbaşkanlığı makamının boşalması halinde de yenisi seçilinceye kadar, TBMM Başkanı Cumhurbaşkanlığına vekillik eder ve Cumhurbaşkanına ait yetkileri kullanır.”

BAKANLAR KURULUNUN KURULUŞU
Bakanlar Kurulu, Başbakan ve bakanlardan oluşur. Başbakan, Cumhurbaşkanınca, TBMM üyeleri arasından atanır. Bakanlar, TBMM üyeleri veya milletvekili seçilme yeterliğine sahip olanlar arasından Başbakanca seçilir ve Cumhurbaşkanınca atanır; gerektiğinde Başbakanın önerisi üzerine Cumhurbaşkanınca görevlerine son verilir.
Bakanlar Kurulu, Cumhurbaşkanının atama işlemiyle birlikte kurulmuş olur ve göreve başlar. Yeni kurulan Bakanlar Kurulunun göreve başlamak için TBMM’nin güvenoyunu beklemesi söz konusu değildir.
Bakanlar Kurulunun programı, kuruluşundan en geç bir hafta içinde Başbakan veya bir bakan tarafından TBMM’de okunur ve güvenoyuna başvurulur. Güvenoyu için görüşmeler, programın okunmasından iki tam gün geçtikten sonra başlar ve görüşmelerin bitiminden bir tam gün geçtikten sonra oylama yapılır. (Serinleme süresi)

Anayasaya göre, bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri, yetkileri ve teşkilatı kanunla düzenlenir.
Açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü olan bir bakana, diğer bir bakan geçici olarak vekillik eder. Bir bakan kendi oyuyla birlikte en fazla iki oy kullanabilir.
Herhangi bir sebeple boşalan bakanlığa en geç 15 gün içinde atama yapılır.

Bakanların Sorumluluğu
Bakanların siyasal sorumluluğu, bakanların görevlerine parlâmento tarafından son verilebilmesi anlamına gelir. Yani, siyasal sorumlulukta müeyyide, cezai veya hukuki değil, sadece siyasaldır. Siyasal sorumluluk, kollektif ve bireysel olmak üzere iki türlüdür.
Kollektif (ortak) sorumluluk, hükümetin genel siyasetinin yürütülmesinden doğan sorumluluktur. Bireysel sorumluluk, hükümetin genel siyaseti ile ilişkisi olmayan ve tek bir bakanlığın görev ve yetki alanına giren hususlarda söz konusu olabilir.
Siyasal sorumluluğu gerçekleştirecek anayasal yöntem, güvenoyu mekanizmasıdır. Anayasamız, güvenoyunu, görev başlangıcında ve görev sırasında olmak üzere iki tür olarak düzenlemiştir.
Cezai Sorumluluk; bakanların görevleriyle ilgili suçlarından doğan sorumluluklarıdır. Bu sorumluluk, Meclis soruşturması yoluyla araştırılır ve soruşturma sonucunda, ilgili bakanın Yüce Divana sevk edilmesine Meclisçe karar verilebilir.
TBMM kararıyla Yüce Divana sevk edilen bir bakan, bakanlıktan düşer.
Başbakan Yüce Divana sevk edilirse hükümet istifa etmiş sayılır.

Geçici Bakanlar Kurulu
TBMM genel seçimlerinden önce, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanları çekilir.
Anayasanın geçici Bakanlar Kuruluna ilişkin bu düzenlemesinin amacı, seçimlerin Cumhurbaşkanı tarafından yenilenmesine karar verilmesi durumlarında, seçimlerin tam bir tarafsızlık içinde yapılabilmesini sağlamaktır.


Mahkemelerin Bağımsızlığı İlkesi
Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve telkinde bulunamaz. Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz. Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez."
Hakimlik Teminatı
1982 Anayasasının "hakimlik ve savcılık teminatı" başlığını taşıyan maddesine göre, "hakimler ve savcılar azlolulanamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
Kurulun başkanı Adalet Bakanıdır.
Adalet Bakanlığı Müsteşarı kurulun tabi üyesidir.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu 22 asıl 12 yedek üyeden oluşur.
Kurul üyeleri 4 yıl için seçilir. Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler.
Kurul adli ve idari yargı hakim ve savcılarının özlük işlerini düzenler.
Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

YÜKSEK MAHKEMELER
Anaysa Mahkemesi
Yargıtay
Danıştay
Askeri Yargıtay
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
Uyuşmazlık Mahkemesi

ANAYASA MAHKEMESİ
Anayasa Mahkemesi 17 üyeden kurulur. (14 üye Cumhurbaşkanı 3 üye TBMM tarafından seçilir.)
*Anayasa Mahkemesine üye seçilebilmek için 45 yaşını doldurmuş olmak kaydıyla yükseköğretim kurumları öğretim üyelerinin profesör veya doçent unvanını kazanmış, avukatların en az 20 yıl fiilen avukatlık yapmış, üst kademe yöneticilerinin yükseköğretim görmüş ve en az 20 yıl kamu hizmetinde fiilen çalışmış, birinci sınıf hakim ve savcıların adaylık dahil en az 20 yıl çalışmış olması şarttır.
Anayasa Mahkemesi üyeleri 12 yıl için seçilirler.
Bir kimse iki defa Anayasa Mahkemesi üyesi seçilemez.
Anayasa Mahkemesi üyeleri 65 yaşını doldurunca emekliye ayrılırlar.

Anayasa Mahkemesinin Görevleri
Anayasa Mahkemesi; kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin, TBMM İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımından uygunluğunu denetler ve bireysel başvuruları karara bağlar.
Cumhurbaşkanını, Bakanlar Kurulu üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askeri Yargıtay, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini ayrıca TBMM Başkanını (2010) görevleri ile ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılamak.
Siyasi partilerin kapatılması hakkındaki davalara bakmak.
Siyasi partilerin mali denetimini yapmak.
Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının kaldırılmasına veya üyeliklerinin düştüğüne Türkiye Büyük Millet Meclisince karar verilmesi hallerinde, ilgililerin iptal istemlerini karara bağlamak.
Uyuşmazlık Mahkemesine başkanlık edecek üyeyi kendi üyeleri arasından görevlendirmek.

Anayasamıza göre Anayasa Mahkemesi, kanunların, kanun hükmünde kararnamelerin ve TBMM İçtüzüğünün Anayasaya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetler. Anayasa değişikliklerini ise sadece şekil bakımından inceler ve denetler.
Anayasaya Uygunluk Denetimin Şekilleri
Soyut Norm Denetimi (İptal Davası)
Gerek 1961 gerek 1982 Anayasalarında "iptal davası" olarak adlandırılan soyut norm denetimi, Anayasada belirtilen bazı organların bir kanun aleyhinde Anayasa Mahkemesinde dava açmalarıyla gerçekleştirilen denetimdir.
Cumhurbaşkanı, iktidar ve ana muhalefet partisi Meclis grupları ile TBMM üye tamsayısının en az beşte biri tutarındaki üyeler tarafından açılabilir.

Somut Norm Denetimi (İtiraz veya def’i davası)
"Somut norm denetimi, bir mahkemede görülmekte olan bir davanın karara bağlanmasının, o davada kullanılacak hukuk normunun anayasaya uygun olup olmamasına bağlı olması halinde yapılan denetimdir. "Bunun dışında davayı görmekte olan mahkemenin, uygulanacak kanun hükmünü re'sen Anayasaya aykırı görerek bu denetimi başlatması da mümkündür.

Anayasaya Uygunluk Denetiminin Sonucu ve Anayasa Mahkemesi Kararlarının Niteliği
Kararın Kesinliği ve Bağlayıcılığı: 1982 Anayasasına göre "Anayasa Mahkemesinin kararlan kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz". "Anayasa Mahkemesi kararları Resmi Gazetede hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar". Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen norm, ortadan kalkar.
Kararların Etkisi ve Niteliği: Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, dava konusu olan normu ortadan kaldırdığı için bu karar herkes için hüküm ve sonuç doğurur.
Kararın Yürürlüğe Girmesi: 1982 Anayasasına göre; aynı mahiyette, 1961 Anayasası, "kanun, KHK veya TBMM İçtüzüğü ya da bunların hükümleri, iptal kararlarının Resmi Gazetede yayımlandığı tarihte yürürlükten kalkar.
Kararın Geriye Yürümezliği:1961 ve 1982 Anayasaları, iptal kararının geriye yürümezliği ilkesini kabul etmişlerdir.

Anayasaya Uygunluk Denetiminde Usul
Anayasaya göre, "Anayasa Mahkemesi, Başkan ve on üye ile toplanır, salt çoğunluk ile karar verir. Anayasa değişikliklerinde iptale karar verebilmesi için beşte üç oy çokluğu şarttır. Şekil bozukluğuna dayalı iptal davaları Anayasa Mahkemesince öncelikle incelenip karara bağlanır. Anayasa Mahkemesi, Başkan ve on asıl üye ile toplanır. Anayasa Mahkemesinin görüşmeleri gizlidir. Kararlar salt çoğunluk ile verilir. Anayasa değişikliklerinde iptale karar verilebilmesi için beşte üç oy çokluğu şarttır. Açıklanmasında Devletin yüksek menfaatlerine zarar vermesi umulan ve sır halinde saklanması gereken bilgilerin verilmesinden, evrak ve belgelerin gönderilmesinden ilgili makam kaçınabilir.

Yargı Yolu Kapalı Olan Durumlar
Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararları.
Sıkıyönetim komutanlarının yetkilerini kullanırken yaptığı işlemler.
Yüksek Seçim Kurulu kararları.
Yüksek Hakem Kurulu kararları
Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararları.
Olağanüstü ve sıkıyönetim KHK’ları
Milletlerarası antlaşmalar.
İnkılap kanunları.
1982 Anayasası’nda Belirtilmiş Olan İnkılâp Kanunları
-Tevhidi Tedrisat Kanunu
-Şapka Giyilmesi Hakkındaki Kanun
-Tekke, Zaviye ve Türbelerin Kapatılması ve Türbedarlık ile birtakım unvanların kaldırılmasına dair kanun
-Türk Medeni Kanunu ile kabul edilen evlenme akdinin evlenme memuru önünde yapılacağına dair kanun maddesi
-Uluslararası Rakamların ve Ölçülerin Kabulü hakkındaki Kanun
-Latin Harflerinin Kabulü Hakkındaki Kanun
-Efendi, bey, paşa gibi lakap ve unvanların kaldırıldığına dair kanun
-Bazı kisvelerin (kılık, kıyafet) giyilemeyeceğine dair kanun

İDARİ YARGIDA YER ALAN MAHKEMELER
İdare mahkemesi
Vergi mahkemesi
Bölge idare mahkemesi
Danıştay
Danıştay
Genel idari yargı alanındaki yüksek idare mahkemesidir. Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla bildirilen belli davalara ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar. Örneğin; Bakanlar Kurulu kararlarına veya başbakanca alınan kararlara karşı açılacak tam yargı ve iptal davalarını görür.
Danıştay üyelerinin 3/4’ ü Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, 1/4’ ü Cumhurbaşkanınca seçilir.
Askeri Ceza Yargısındaki yüksek mahkeme Askeri Yargıtaydır. (üyelerini Cumhurbaşkanı seçer.)
Askeri İdari Yargıdaki yüksek mahkeme Askeri Yüksek İdare Mahkemesidir. (üyelerini Cumhurbaşkanı seçer.)

ADLİ YARGI YERLERİ
Genel Nitelikte Olan Ceza Mahkemeler
Sulh Ceza Mahkemeleri
Asliye Ceza Mahkemeleri
Ağır Ceza Mahkemeleri
Özel Nitelikte Olan Ceza Mahkemeleri
-Anayasa Mahkemesi
-Bölge Adliye Mahkemeleri
-Çocuk Mahkemesi
-Trafik Mahkemesi

Genel Nitelikte Olan Hukuk Mahkemeleri
Sulh Hukuk Mahkemeleri.
Asliye Hukuk Mahkemeleri
Özel Nitelikte Olan Hukuk Mahkemeleri
Asliye Ticaret Mahkemesi
Aile mahkemesi.

Yargıtay
Adli yargıdaki en yüksek mahkemedir. Belli davalara da istisnai olarak ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar.
Üyeleri; Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca üye tam sayısının salt çoğunluğu ile ve gizli oy ile seçilir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ise Cumhurbaşkanı tarafından 4 yıl için seçilir.

İDARE HUKUKU
İdare Hukukunun Özellikleri
-Yeni gelişen bir hukuktur.
-Kanunlaştırılmamış bir hukuktur.
-İçtihat hukukudur.
-Statü ve kural hukukudur.
-Bağımsız ve müstakil bir hukuktur.
-Kamu hukuku dalıdır.
-İşlemleri tek taraflıdır.

İdare Hukukunun Kaynakları
-Anayasa
-Kanun
-Kanun Hükmünde Kararname
-Tüzük
-Yönetmelik
-İdari teamül ve tatbikatlar
-Milletlerarası antlaşmalar
-Yargı içtihatları

İdare Fonksiyonu ve Özellikleri
-İdare fonksiyonunun temel amacı, kamusal yararı sağlamaktır.
-İdare fonksiyonunun konusu kamu hizmetidir.
-İdare fonksiyonu, idari işlemlerle, üstün ve ayrıcalıklı yetkiler kullanılarak yerine getirilir.
-İdare fonksiyonu, sürekli bir devlet fonksiyonudur, kendiliğinden harekete geçer.

Türkiye Cumhuriyeti’nde İdarenin Görevleri
-Kamu hizmeti
-Kolluk faaliyetleri
-Milli güvenliğin korunması
-İç düzen faaliyetleri
-Planlama faaliyetleri
-Özendirme ve destekleme faaliyetleri


İDARENİN YETKİLERİ
*Düzenleme Yapma Yetkisi: İdarenin KHK, tüzük, yönetmelik, genelge ve yönerge gibi düzenleyici işlemler yapma yetkisidir. İdarenin düzenleyici işlem yapabilmesi için kanunun izin vermesi gerekir.
*Yaptırım Uygulama Yetkisi: İdarenin kendi içinde aldığı kararları uygulayabilme yetkisidir.
*Mal Edinme Yetkisi: İdarenin kamu gücü ve yetkisini kullanarak mal edinme yetkisidir.
İdare mal edinme yetkisini; kamulaştırma, istimval, devletleştirme ve geçici işgal şeklinde kullanabilir.
Kamulaştırma (İstimlak): Özel mülkiyette bulunan taşınmazların kanuna dayanarak kamu malları arasında yer almasını sağlar. Yeterli ödenek sağlanmadan kamulaştırma yapılamaz.
Devletleştirme (Millileştirme): Kamu hizmeti niteliği taşıyan özel teşebbüsler kamu yararı zorunlu kıldığı durumlarda devletleştirilebilir.
İstimval: İdarenin olağanüstü dönemlerde taşınır malları kamu gücünü kullanarak ve değerini ödeyerek elde etmesidir.
Geçici İşgal: Bayındırlık hizmetlerinin görülmesi sırasında özel mülkiyete ait olan taşınmaza idare geçici olarak el konulmasıdır.

İDARENİN MALLARI
a)Kamu Malları
Serbest Mallar: Herkesin doğrudan kullanımına açık olan sahipsiz mallardır. Örneğin; dağlar, denizler.
Ortak Mallar: Bütün vatandaşların veya bazı vatandaşların faydalanması için tahsis edilmiş mallardır. Örneğin; meralar.
Hizmet Malları: Kamu hizmetlerinin görülmesinde kullanılan mallardır. Örneğin; hastaneler.

b)Özel Mallar: Kamu hizmetlerine veya kamunun doğrudan faydalanmasına tahsis edilmiş mallardır. Bu mallar; İşletilebilir, kiraya verilebilir, satılabilir.

KAMU HİZMETLERİ
Kamu hizmeti; başta devlet kuruluşlarının, mahalli idarelerin ve bazı kuruluşların toplumun gündelik ihtiyaçlarını karşılamak üzere düzenli olarak sundukları hizmetlerdir.
Kamu hizmetlerinde genellik, eşitlik, tarafsızlık, değişkenlik ve esneklik ilkeleri geçerlidir. Kamu hizmetleri bedelsizdir ve yargı denetimine tabidir.

a)Kamu Hizmeti Türleri: Kamu hizmetleri konularına göre ve yürütüldükleri alana göre ikiye ayrılabilir.
Konularına Göre
-İdari Kamu Hizmetleri (güvenlik, eğitim, sağlık, nüfus, bayındırlık, tapu)
-İktisadi Kamu Hizmetleri (demiryolu, posta hizmetleri)
-Sosyal Kamu Hizmetleri (çalışma hayatı, emeklilik, iş güvenliği, sosyal güvenlik)
-Bilimsel Teknik ve Kültürel Kamu Hizmetleri (üniversiteler, teknoloji enstitüleri, TSE, TRT, devlet tiyatroları)
Yürütüldükleri Alana Göre
-Bireylerin doğrudan doğruya bireysel yararlandığı hizmetler (öğretim, sağlık)
-Bireylerin dolaylı ve birlikte yararlandığı hizmetler (bayındırlık hizmeti)

Kamu Mallarının Hukuki Özellikleri
-Kamu malları özel mülkiyete devredilemez, haczedilemez.
-Kamu malları zamanaşımına uğramaz.
-Kamu malları üzerinde sınırlı ayni hak kurulamaz.
-Kamu malları tapuya tescil edilemez.
-Kamu malları kamulaştırılamaz.
-Kamu malları vergiden muaftır.
-Kamu malları özel himayeye tabidir.

İDARENİN KOLLUK FAALİYETLERİ
Kamu düzenini oluşturan unsurlar; güvenlik, dirlik, esenlik ve sağlıktır.
Kamu düzenini sağlamaya yönelik idari faaliyetlere kolluk faaliyetleri denir.

Adli Kolluk: Kamu düzenini bozan suç eylemlerinin işlenmesi halinde harekete geçerek suç faillerini ve delillerini araştıran, bunların bulunmasını sağlayan kolluktur.
İdari Kolluk: Kamu düzeni bozulmadan önce faaliyet gösteren ve bu düzenin bozulmaması için gerekli tedbirleri alan kolluktur.
Genel idari kolluk makamları; Bakanlar Kurulu, İçişleri Bakanı, valiler, kaymakamlar ve bucak müdürleridir.
İdari kolluk; önleyicidir, tek taraflıdır, zor kullanma yetkisine sahiptir, gizlilik arz eder.



KAMU TÜZEL KİŞİLİĞİ
*Kamu tüzel kişiliği, kanunla veya kanunun açıkça verdiği bir yetkiye dayanarak kurulur.
*Sona ermesi kanunla veya kanunun açıkça verdiği bir yetkiye dayanarak idari işlemle olur.
*Kamu tüzel kişilerinin personeli devlet memuru kabul edilir.
*Gelirleri devlet geliri sayılır.
*Kamu yararına hareket ederler ve ayrıcalıklı yetkilerle donatılmışlardır.

Anayasada kamu tüzel kişiliği olan idareler
*İl Özel İdaresi
*Belediye İdaresi
*Köy İdaresi
*Üniversiteler
*Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT)
*Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu (AKDTYK)
*Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları (barolar, odalar, birlikler)

Kanunla kurulan kamu tüzel kişileri
Devlet, İl Özel İdaresi, Belediye İdaresi, Köy İdaresi, YÖK, TRT, EPDK, TOBB, KİT, BDDK, TMSF, TCDD, TSE, TOKİ, TÜBİTAK, DMO, THY, RTÜK, SPK, TİKA, barolar, odalar, birlikler, Rekabet Kurulu, Şeker Kurumu, Özelleştirme İdaresi, Futbol Federasyon Başkanlığı, Merkez Bankası, Vakıflar Genel Müdürlüğü, üniversiteler, Devlet Tiyatro Genel Müdürlüğü, Karayolları Genel Müdürlüğü, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü, Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü, Türkiye iş kurumu, Savunma Sanayi Müsteşarlığı, Toprak Mahsulleri Ofisi.

Kamu tüzel kişiliği olmayan kuruluşlar
MGK, DPT, DDK, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Sayıştay, Uyuşmazlık Mahkemesi, Cumhurbaşkanlığı, Yasama, Bakanlıklar, Bakanlar Kurulu, Gümrük Müsteşarlığı, Eğitim Daire Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Jandarma Genel Müdürlüğü, Devlet Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Sahil Güvenlik Kurumu, Devlet Personel Başkanlığı, Adli Tıp Kurumu, Yüksek Denetleme Kurumu, İlçe İdaresi.

KAMU GÖREVLİLERİ
Kamu görevlileri; memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler olarak sınıflandırılır.

Memur Olabilmenin Şartları
-TC vatandaşı olmak
-18 yaşını doldurmuş olmak, sanat ve meslek okulunu bitirenler için 15 yaşını doldurmuş olmak.
-En az ilköğretim mezunu olmak.
-Askerlik ile ilişiği bulunmamak.
-Hizmet yapmasına engel olacak sağlık problemi olmamak.
-Dürüst ve iyi ahlak sahibi olmak.
-Taksirli suçlar hariç 1 yıl fazla hapis ve ağır hapis cezası almamak, yüz kızartıcı suçlar, kaçakçılık, ve terör suçlarından hüküm giymemiş olmak.

Memura Uygulanan Yasaklar
Ticaret Yasağı
İkinci Görev Yasağı
Hediye Alma Yasağı
Siyasi Partilere Girme Yasağı
Memura Sağlanan Haklar
Görev güvenliği, şikayet ve dava açma hakkı, izin hakkı, mali haklar, terfi hakları ve diğer sosyal haklardır.

TÜRKİYE’NİN İDARİ YAPISI
Genel idare; bütün ülkeyi kapsayan idaredir. Merkez örgütü ve taşra örgütünden meydana gelir.
1)MERKEZ TEŞKİLATI
Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve bu kurulun üyelerinden oluşur.
Cumhurbaşkanı: Türkiye Cumhuriyetinin ve devletin başıdır.
Başbakan: Başbakan bakanlar kurulunun başkanıdır. Hükümetin genel siyasal politikasını gözetmek ve bakanlılar arasında işbirliğini düzenlemek gibi görevleri vardır.
Başbakanlığa Bağlı Kuruluşlar; Devlet Planlama Teşkilatı, Milli İstihbarat Teşkilatı, Diyanet İşleri Başkanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, Türkiye İstatistik Kurumu, Vakıflar Genel Müdürlüğü, Hazine Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gap İdaresi Başkanlığı, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Gümrük Müsteşarlığı, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, Atom Enerjisi Kurumu, Sermaye Piyasası Kurumudur.
2)TAŞRA TEŞKİLATI
Merkezi idarenin başkent dışındaki bütün ülkeye yayılmış olan teşkilatıdır.
Taşra Teşkilatı; il yönetimi, ilçe yönetimi ve bucak yönetimi ve bölge yönetimi olarak dörde ayrılır.

İL YÖNETİMİ
İllerin kurulması, kaldırılması, adlarının değiştirilmesi, sınırlarının belirtilmesi ve değiştirilmesi kanunla olur.

1)Vali: İl idaresinin başıdır. Valiler; İçişleri Bakanlığının teklifi, Bakanlar Kurulunun kararı ve Cumhurbaşkanının onayı ile atanırlar. Vali ilde devletin, hükümetin ve ayrı ayrı her bakanlığın temsilcisidir.
Valinin Görevleri
-Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet emirlerinin yayımlanmasını ve uygulanmasını sağlamak.
-Genel emirler çıkarmak ve uygulamak.
-İlde suç işlenmesini önlemek ve kamu düzenini sağlamak.
-İldeki devlet memurlarından bir kısmını doğrudan atamak, bir kısmının atanması konusunda görüş bildirmek, bir kısmının görev yerlerini belirlemek veya değiştirmek.
-İlde bulunan tüm devlet memurları üzerinde hiyerarşi gücünü kullanmak.
-İlde bulunan yerel yönetim kuruluşları üzerinde vesayet yetkisini kullanmak.
-İldeki ilçe, bucak ve köyleri denetlemek.
-Jandarma, kara, hava, deniz komutanlarından yardım istemek, yetkilerini kullanabilmek.
-Cezaevlerinin korunmasını gözetmek ve denetlemek.
-Devletin temsilcisi sıfatıyla törenlere başkanlık etmek ve gerekli olduğu zaman yabancı ülke temsilcilerini kabul etmek.

2)İl İdare Şube Başkanları: Genel idarenin illerdeki yönetim kuruluşlarının başında bulunan yüksek dereceli memurlardır. İl idare şube başkanları; kendi görev alanlarına giren işlerin yürütülmesinden ve kendilerine bağlı memurların kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarıyla belirtilen görevleri yaparlar. Valinin emrine bağlı çalışırlar.

3)İl İdare Kurulu: Asli vazifesi valiye danışmanlık yapmaktır. Valinin başkanlığında veya valinin görevlendireceği vali yardımcısının başkanlığı altında; hukuk işleri müdürü, defterdar, Milli eğitim müdürü, bayındırlık ve iskan müdürü, veteriner müdürü, sağlık müdürü, tarım ve köy işleri müdüründen oluşur.

İLÇE YÖNETİMİ
İlçelerin kurulması, kaldırılması, adlarının değiştirilmesi ve başka bir yerle birleşmesi kanunla olur.
Kaymakam: İlçe idaresinin en büyük mülki amiridir. Kaymakam valinin gözetimi ve denetimi altında görev yapar. Kaymakamın devleti temsil etme yetkisi yoktur sadece hükümeti temsil eden meslek memurudur.
Kaymakamın Görevleri
-İlçenin her yönden genel idaresini ve genel gidişini denetlemek.
-İlçede teşkilatı ve görevli memuru bulunmayan işlerin yürütülmesini sağlamak.
-İlçe memurlarının çalışmalarını ve teşkilatın işlemesini gözetmek ve denetlemek.
-Halkın askerlik muameleleri hakkında müracaat ve şikayetlerini kabul etmek.
-Cumhuriyet bayramında ilçede yapılacak resmi törenlere başkanlık etmek.
-İlçede kamu düzen ve emniyetinin sağlanması için gerekli tedbirleri almak.
-Kanun, tüzük, yönetmelik ve hükümet kararlarının ilanını ve uygulanmasını sağlamak.
-İlçedeki mahalli idareler üzerinde vesayet yetkisini kullanmak.

BUCAK YÖNETİMİ
Bucak; coğrafya, ekonomi, güvenlik ve mahalli hizmetler bakımından aralarında münasebet bulunan kasaba ve köylerden meydana gelen bir idari birimdir. Bucak yönetiminin organları; Bucak Müdürü, Bucak Meclisi ve Bucak Komisyonudur.

BÖLGE KURULUŞLARI
Anayasa’ya göre; kamu hizmetlerinde verim ve uyum sağlamak amacıyla birden çok ili içine alan merkezi idare teşkilatları kurulabilir. Bölge Kuruluşu, Bakanlar Kurulu kararı ile veya kanunla kurulabilir.








YERİNDEN YÖNETİM
YEREL YÖNETİMLER (MAHALLİ İDARELER)
Anayasanın yerel yönetimlerle ilgili maddesi incelendiğinde çıkan sonuçlar
Türkiye'de yerel yönetimler deyimi kapsamına giren kuruluşlar, il özel idareleri, belediye ve köylerdir.
-Kamu tüzel kişiliğine sahip anayasal kuruluşlardır.
-Karar organları seçimle oluşturulur.
-Yerel yönetimlerin kuruluşu, görevleri, yetkileri ile ilgili çıkarılacak kanunlar, yerinden yönetim ilkesine uygun düzenlenmek zorundadır.
-Yerel yönetim organlarının seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanma ve kaybetmeleri konusundaki denetim yargı yolu ile yapılacaktır.
-Seçilmiş yerel yönetim organlarının veya bu organların üyelerini, geçici bir önlem olarak içişleri Bakanı görevden alabilir.
-Merkezi yönetim, Anayasada belirtilen amaçlar doğrultusunda yerel yönetimler üzerinde idari vesayet yetkisine sahiptir.
-Yerel yönetimlere, görevleriyle orantılı gelir kaynakları sağlanır.
-Büyük yerleşim merkezleri için özel yönetim biçimleri getirilebilir.

İL ÖZEL İDARESİ
İl Özel İdarelerinin Organları
1)İl Genel Meclisi: İl genel meclisi, il özel idaresinin karar organıdır ve ildeki seçmenler tarafından seçilmiş üyelerden oluşur.
2)İl Encümeni: İl encümeni valinin başkanlığında, il genel meclisinin her yıl kendi üyeleri arasından bir yıl için gizli oyla seçeceği beş üye ile biri mali hizmetler birim amiri olmak üzere valinin her yıl birim amirleri arasından seçeceği beş üyeden oluşur.
3) Vali: Vali, il özel idaresinin başı ve tüzel kişiliğinin temsilcisidir.

BELEDİYELER
Yerel yönetim birimleri arasında, halka en yakın olanı belediyelerdir. Belediye, belde sakinlerinin mahalli, müşterek
ihtiyaçlarını karşılamak için kurulan ve karar organları seçimle oluşturulan, idari ve mali özerkliğe sahip kamu tüzel kişisidir.
Belediyenin Organları
1)Belediye Başkanı: Belediye başkanı, belediye idaresinin başı ve belediye tüzel kişiliğinin temsilcisidir. Halk tarafından çoğunluk usulü ile 5 yıl için seçilir.
Belediye Başkanının Görev ve Yetkileri
-Belediye teşkilatının en üst amiri olarak belediye teşkilatının sevk ve idaresi.
-Belediyeyi stratejik plana uygun olarak yönetmek.
-Belediyeyi devlet dairelerinde ve törenlerde, yargı yerlerinde temsil etmek.
-Meclise ve encümene başkanlık etmek.
-Belediyenin taşınır ve taşınmaz mallarını idare etmek.
-Belediyenin gelir ve alacaklarını takip ve tahsil etmek.
-Yetkili organların kararını almak şartıyla sözleşme yapmak.
-Meclis ve encümen kararlarını uygulamak.
-Bütçeyi uygulamak, bütçede meclis ve encümenin yetkisi dışındaki aktarmalara onay vermek.
-Belediye personelini atamak.
-Belediye ve bağlı kuruluşları ile işletmelerini denetlemek.
-Şartsız bağışları kabul etmek.
-Belde halkının huzur, esenlik, sağlık ve mutluluğu için önlemler almak.
-Bütçede yoksul ve muhtaçlar ve özürlülere yönelik hizmetleri yürütmek.
-Temsil ve ağırlama giderleri için ayrılan ödeneği kullanmak.
-Kanunlarla belediyeye verilen görevleri yapmak ve yetkileri kullanmak.
2)Belediye Meclisi: Belediyenin karar organıdır ve ilgili kanunda gösterilen esas ve usullere göre seçilmiş üyelerden
oluşur.
3)Belediye Encümeni

KÖY İDARESİ
Köylerin Organları
a)Köy Derneği: Köylerin danışma ve karar organıdır. Kadın - erkek köylülerin bütün seçmenlerin oluşturduğu bir dernektir.
b)İhtiyar Meclisi: Köyün danışma ve karar organıdır. Köye ait işleri görüşüp, yürütmeye ilişkin kararlar alan ve bunları denetleyen bir organdır.
c)Muhtar: Merkezi yönetimin köydeki temsilcisi köyün başı ve yürütme organıdır. Muhtarlık için muhtar adayının köyde en az 6 ay oturması şartı vardır.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir