İnkilap tarihi Atatürk dönemi dış politikası

Cevapla
bsrcyl
Mesajlar: 1
Kayıt: 24 Nis 2019 12:14
İletişim:

24 Nis 2019 12:18

Atatürk dönemi dış politikasına toplu bir bakış
Türk dış politikasının temel ilkeleri ve hedefleri
Bu dönem Türk dış politikasının temel hedefi kurulacak olan yeni Türk devletini uluslararası alanda tanıtmak olmuştur. Esasları Atatürk tarafından belirlenen Türk dış politikasının temel ilkeleri ve amaçları şu şekildedir: devletçilik: ülke menfaatine esas olmakla birlikte bunun mevcut ortam ve dengeleri göz önünde tutarak gerçekleştirilmeye çalışan bir anlayıştır. Milli bir devlet kurmak: Atatürk'ün dış politikasının temel amacı ulus-devlet olgusunun öne çıktığı bu dönemde Türk milli devletinin kurulmasıydi Bu politika aynı zamanda panislamizm ve panturanizm gibi yaklaşımları geride bırakıyordu. Tam bağımsızlık. Barışçılık: Yurtta sulh cihanda sulh. Güvenlik ülkenin güvenliğini sağlayacak güçlü bir ordunun varlığının önemi vurgulanmıştır. Bu anlayış aynı zamanda bölgesel paklar ve işbirliği boyutlarında içermektedir.
Modernleşme ve Demokrat laşma
Atatürk'ün izlediği dış siyaseti milli siyaset olarak nitelendirmek mümkündür. Gerçekçilik, milli bir devlet kurmak, tam bağımsızlık, barışçılıkn güvenlik milli siyasetin ilkeleridir.
Lozan'dan sonra 1923-1932 döneminde Türkiye'nin Dışişleri
Kazanılan bağımsızlığının korunması ve pekiştirilmesi amacı taşımaktadır. Bu bakımdan genel karakteristik statükoculuk olarak nitelendirilebilir.
Türkiye İngiltere ilişkileri
Lozan Barış Antlaşması iki ülke arasında yeni bir dönemi başlatmakla beraber taraflar arasındaki ilişkilerin normalleşmesi sağlamamıştır. İngiltere'nin yeni dönem Türkiye ile eşitlik ilkesine dayanan yaklaşımı sindirememesinden dolayıdır. Bu dönemde ilişkileri engelleyen en önemli konu Musul sorunudur. Musul 11 Kasım 1918'de üteahhirin in ruhuna aykırı olarak İngilizler tarafından işgal edilmiştir. Lozan'da iki ülkeye bırakılan bu sorun 19 Mayıs 5 Haziran Haliç Konferansı'nda da sonuç alınamamıştır. İngiltere Hakkari ilinin de yarısını istemiştir. Konu İngiltere tarafından Milletler Cemiyeti'ne götürülmüştür. Cemiyet bir komisyon kurulmasını kararlaştırılmıştır. Komisyon 3 kişilik olacak ve tarafsız devletlerin uyrukları arasından Milletler Cemiyeti Meclisi'nde seçilecektir. Macarli, Belçikalı ve İsveçli üyelerden oluşan komisyonun kararı Türkiye tarafından tepki ile karşılandı. Fakat üçlü Komisyonu verdiği tavsiye kararı kabul edildi. Ayrıca cemiyet Konseyi'nin bu yönde verdiği kararın Türkiye Irak sınırı konusunda bağlayıcı olduğu açıklandı. Milletlerarası Daima Adalet divanına başvurduysa da Türkiye sonuç alınamadı. Türkiye kabul etmek zorunda kaldı. Bu konu ile ilgili 5 Haziran 1926'da Ankara'da anlaşma İngiltere ile imzalandı. Musul İngiltere mandası altındaki Irak sınırı içinde kalacaktı Türkiye Irak ın belirli Petrol kaynaklarından yüzde onu alacaktı ama ilerleyen yıllarda Türkiye alacağı bu paydan 500.000 İngiliz lirası karşılığında vazgeçti. Musul sorunun çözümü ile ürkiye İngiltere sorunu bitmiş oldu. İngiltere başta olmak üzere Alman ve Sovyet tehdidine karşı batılı ülkelerin güvene bilecekleri Ortadoğu'daki tek ülke Türkiye'dir. Türkiye'nin Ocak 1929 yılında Birand Kellog Paktı'na katılması buna örnektir.
Türkiye Fransa ilişkileri
Milli Mücadele devam ederken Ankara'da 20 Ekim 1921'de türk-fransız Antlaşması imzalanarak Türkiye Suriye sınırı çizilmiştir ancak Hatay bunun dışındaydı. Türkiye ile Fransa arasındaki başlıca sorunlar Suriye sınırının tespiti ve borçların yeniden yapılandırılması olmuştur. Türkiye ve Fransa doğrudan diplomatik ilişkiye geçerek görüşmelere başladı. Iki ülke arasında dostluk ve iyi kurşunluk sözleşmesi imzalandı. Fransa ile yaşanılan diğer bir sorun yabancı okullar meselesi olmuştur. Tevhidi Tedrisat doğrultusunda tarih ve coğrafya dersleri Türkçe ve Türk öğretmenler tarafından verilmesi kabul edilmiştir. Fransa buna müdahale etmek istemiş Türkiye İç mesele olduğunu söyleyip taviz vermemiştir. Bir diğer sorun burçlardır. Osmanlı Devleti'nin en çok borçlu olduğu ülke Fransa idi. 13 Haziran 1928'de Paris'te bir anlaşma imzalandı Bu anlaşma ile borçların ödenmesi şekli belli bir esasa bağlandı ve düyun-u Umumiye idaresinde sonSon verildi. 1929 Ekonomik kriz Türkiye'yi borçları ödeme konusunda zorlandı bunun üzerine tekrar bir anlaşma yapıldı.
Türkiye Yunanistan ilişkileri
Lozan Antlaşması ile Türkiye Yunanistan arasında genel olarak barış sağlanmış oluyordu. Nüfus mübadelesi sorunu protokolün uygulanmasında güçlükle karşılaşıldı. Bunun üzerine değişimi yürütmek üzere bir karma komisyon kuruldu. İstanbul'da daha fazla Rum'un kalmasını isteyen Yunanlı üyeler İstanbul'da Rumların yerleşmiş sayılması gerektiğini ileri Sürdüler., anlaşmazlık Lahey Adalet divanına götürüldü sorun çözülemedi. Atina'da 1 Aralık 1926'da bir anlaşma imzalandı Buna göre İstanbul'daki Rumlarla Batı Trakya'daki Türklerin hepsi yerleşmiş sayıldı. Sorunun çözümü ülkelerin ilişkileri normalleştirdi.
Türkiye Sovyet Birliği ilişkileri
Türk Sovyet ilişkisi Rus Çarı 1 Petro nun sıcak denizlere açılma politikasının devreye girmesiyle başlamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nun denge politikasına dayanan dış politikanın da yörüngesini belirlemiştir. Milli mücadele döneminde iki devlet hemen hemen aynı devlet grupları ile mücadele ediyordu. Iki ülke arasında 16 Mart 1921'de Moskova Antlaşması ilişkilerin temelini oluşturdu. Musul sorununda Milletler Cemiyeti'nin ve ingiltere'nin tutumu Türkiye'yi sovyetlere yaklaştırdı. Iki ülke arasında 17 Aralık 1925'te Paris'te dostluk ve tarafsızlık Anlaşması imzalandı. Sovyetler Birliği Türkiye'nin Batı dünyasıyla olan yakınlaşmasını pek Hoş karşılamadıysada Bu anlaşma 2. Dünya Savaşı'nın sonlarına karşı devam etmiştir.
Türkiye İtalya ilişkileri
Müttefikleri ile olan ilişkileri ve iç sorunları nedeniyle Mondros Mütarekesi ile girdiği Anadolu topraklarının ilk çekilen devlet İtalya olmuştur. Bu durum Türkiye ile İtalya arasındaki ilişkileri iyi yönde etkilemiştir. Fakat mussolini'nin büyük İtalya Bizim Deniz Akdeniz gibi kavramları Türkiye'yi endişe sokmuştur. Fakat 1927'de İtalyada Türkiye ile dostluk ihtiyacı duymuştur. İtalya Türkiye ile Yunanistan arasındaki sorunların çözümüne katkıda bulunmuştur fakat ilişkiler 1930'larda tekrar zayıflamıştır.
Türkiye'nin Doğulu devletlerle ilişkileri Milli Mücadele ve Cumhuriyetin ilk yıllarında Türkiye'nin doğu devletlerle ilk temas kurduğu ülke Afganistandır. 1 Mart 1921'de Moskova dostluk Antlaşması imzalanarak Afganistan TBMM yi Dolayısıyla Misakı Milli tanıyan ilk ülke olmuştur. Türkiye Afganistan'a öğretmen subay Doktor göndermiştir. Afgan Kralı amanullah han ın Türkiye ziyareti ile Türk Afgan Dostluk Antlaşması imzalanmış ve ebedi Temel'e oturtulmuştur. Türkiye'nin bir diğer siyasi ilişki kurduğu Ülkesi İran olmuştur. Lozan'dan sonra fazla gelişme göstermemiş sebebi coğrafi zorluktan kaynaklanan Türk İran sınırında eksik olmayan anlaşmazlıklar ve olaylardır. Musul meselesinin çözümününden sonra bu ülke ile ilişki kuralı bilmiş dostluk ve güvenlik anlaşması imzalanmıştır. Ancak sınır sorunu devam etmiş uzlaşma adli tesviye ve hakem Anlaşması ile sorun çözülmüştür. Rıza Şah'ın Ankara ziyaret etmesi ilişkileri arttırmıştır.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir