Borçlar hukuku

Cevapla
Kullanıcı avatarı
zeynep.Çelik
Mesajlar: 1
Kayıt: 28 May 2019 10:35
İletişim:

28 May 2019 10:45

Borç kavramı
Borç ilişkisinin 3 unsuru var.
1 borçlu 2 alacaklı 3 edim: alacaklının talep edeceği borçlunun yerine getirmekle yükümlü olduğu davranış edimdir.
Edim: Borçlunun borcunun konusuna denir. Borçlunun yerine getirmekle yükümlü olduğu davranıştır. Her borç ilişkisinde edim olmak zorunda. Bir şeyi Vermek, yapmak veya yapmamak, bir şeye katlanmak olarak ifade edilir.
Edim ahlaka, kanunun emredici hükümlerine, kamu düzenine ve kişilik haklarına aykırı olamaz. Edim imkansız olamaz. Buna göre konusu hukuka ahlaka aykırı olan bir borç ilişkisi doğmaz. Yine konusu baştan imkansız olan bir borç doğmaz. Sözleşme geçersiz olur. Edimin konusunun belirli olması hiç değişlse başlangıçta belli değilse bile belirlenebilir olması gerekir.
Borcun konusunu belirleme yetkisi 3. Kişiye de bırakılabilir. Edimi belirlemek amacına ve dürüstlük kuralına aykırı olmamalı. Yani bir ürünün değeri 100 lira fakat 1000 lira istemek dürüstlüğe ve amaca aykırıdır.
Ör: 2 kişi evlilik dışı ilişki yaşamak için anlaşmışlar fakat hukuka ve ahlaka aykırı old için sözleşme geçersiz.
Ör: bir at satmak için anlaşıldı sözleşme yapılmadan saat önce at öldü. Borcun konusu imkansız olduğu için borç doğmaz.
Dar anlamda borç: Borç ilişkisi, borçlunun yükümlülüğünü ifade eder.
Geniş anlamda borç: en az 2 kişi arasında bir şeyi yapmak vermek veya yapmamak şeklinde ortaya çıkan ilişkidir.
Alacaklı borç ilişkisnin aktif süjesidir. Yani alacaklı alçağını takip edecek ve talep edecek kişidir. Alacaklı taraf borçlunun rızası olmadn değişebilir. Ama borçlu taraf alacaklının rızası olmadan değişemez.
Ör B A ya borçlu. Alacaklı olan A alacağını C ye devredeilir
Borçlu borç ilişkisnin pasif süjesidir.
Edimin türleri
1. olumlu(müspet) edim: bir şeyi yapmak veya vermek şeklnde ortaya çıkması olumlu edimdir.
2. olumsuz (menfi) edim: bir şeyi yapmamak veya vermemek, katlanmak şeklnde ortaya çıkması olumsuz edimdir.
3. şahsi edim: borçlunun bizzat yerine getirmekle yükümlü olduğu edimdir.
NOT: edim,süresine göre ani, sürekli ve devirli(dönemsel) edim olarak üçe ayrılır.
Ani edim: tek seferde ifa edilen ve ifası zaman kapsamayan edimdir. Para borcu örneği.
Sürekli edim: edim belirli bir süreyi kapsıyorsa sürekli edimdir.
Ör: a kişisi b kişisine 1 yıllığına evini kiraya vermesi
B kişisinin her ay kirayı ödemesi ise devirli(dönemsel) edimdir. Devirli edim belirli aralıklarla tek seferde ifa edilen edimdir. Taksitli edimler devirlidir.
Bir işçinin bir yerde çalışması sürekli edim, işverenin her ay maaş ödemesi devirli edimdir.
Bölünebilir edim: parça parça ifa edilebiliyorsa bölünebilir edimdir.
Bölünemeyen edim: niteliğinde değişiklik yaratmadan parça parça borcu ödenemiyorsa bölünemeyen edimdir.
Ör: heykeltıraş a kişinin heykelini yapmak için sözleşme yapmıştır. Buna göre;
Olumlu edimdir.
Bizzat yerine getirmekle yükümlü old için şahsidir.
Tek parça ifası gerektiğinden bölünemez.
Borç ilişkisine hakim olan ilkeler
1. Nisbilik ilkesi: borç ilişkisi ancak tarafları arasında hüküm ifade eder.
Ör: a b ye saatini sattı. Ve aynı anda saati a c ye de satmıştır. B nin alacak hakkı var fakat alacak hakkını c den istemez a dan ister.
İstisnaları: kuvvetlendirilmiş şahsi haklar : tapuda şerh verilmiş şahsi haklardır. Şerh vermek bir hakkı 3. Kişiye ileri sürme hakkı verir.
Ör: a evini k ya kiraya vermiş ve sonra evini s ye satıp tescil ettirmiş. K kiracılık hakkını s ye karşı ileri süremez nisbilik ilkesine göre. Ancak k nin kira hakkı tapuda şerh verilseydi k kira hakkını s ye ileri sürebilirdi kuvvetlendirlmiş şahsi haklara göre
Hangi haklar tapuda şerh ettirilebilir?
Alım hakkı (iştira hk)
Geri alım hakkı (vefa hk)
Sözleşmeden doğan ön alım hakkı ( şufa hk)
Arsa pay karşılığı inşaat hk.
Kira hk
Rehinde boşalan dereceye ilerleme hk
Bağışlamada rücu hakkı
Yasal ön alımdan feragat hakkı
Paylı mülkiyette devir ve tasarruf kısıtlamaları
Taşınmaz satış vaadi
Bu haklar tapuda şerh ettirilerek 3. Kişiye ileri sürülebilir.
Ör: Arazim üzernde % 60 ile müteahhit ile anlaştım yani mütahit binayı yapacak ve % 60 ı mütahitin %40 benim. Sonra araziyi a kişisine sattım. Tescil yapıldı. Mütahit borç ilişkisni ozana ileri süremez. Ama tapuda şerh verilirse mütahit borcu ozana ileri sürebilir.
İstisna2: 3. Kişi lehine sözleşme: alacaklının edimi bir 3. Kişi lehine yerine getirmesi için sözleşme yapılmasıdır.
Ör: Ben matematik öğretmeni ile anlaşıyorum arkadaşıma mat öğretmesi için . bu durum arkadaşım adına yapılan 3. Kişi lehine yerine getirilmesi gereken bir edimdir. Sözleşmenin tarafları ben ve öğretmen sorun çıkarsa ben talep ederim arkadaşım talep edemez ama sözleşmede açık olarak dava ve talep haklarına benim arkadaşım da sahip dersek tam 3. Kişi lehine sözleşme var demektir. Ve arkadaşım sözleşmede dava açabilir ve talepte bulunabilir.
2. Kusur sorumluluğu ilkesi
Yapmış olduğumuz bir fiilden dolayı bir zarar doğuyorsa bu zarardan sorumlu olabilmemiz için kural olarak kusurlu olmamız gerekir. Kusursuzluğunu ispatlayan zarardan kaçınabilir.
3. İrade serbestliği ilkesi
İstediği ile istediği konuda istediği miktarda borç yaratabilir. Kanuna aykırı olmamalı. Ancak tekel halinde ve umuma açık br iş yapıyorsanız irade serbestliği söz konusu değildir. Ör: ilçede tek fırın sana ekmek satmıyorum diyemez.
4. Üçüncü kişi aleyhine borç yaratılamaması
A b ile sözleşme yapıyor c kişisi sınıfa kek yapıp getirmesi için.
5. Eşitlik ilkesi
Kamu borçları dışında taralar eşittir. Borç, Kamu borcuysa eğer devlet üstündür.
6. Dürüstlük ilkesi
Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüst olmalıdır. Dürüstlük amacına ve usulüne uygun hareket etmektir.
Ör: bir kişiye mücevher sattınız ve siz bunu kirli bir poşete koyup veremezsiniz. Dürüstlüğe amaca usulüne uygun davranmamışsınızdır ve alacaklı bunu kabul etmek zorunda değildir.
7. Borçlunun ikametgahında ifa ilkesi
Kanunda aksi belirtilmedikçe ve sözleşmede belirtilmedikçe para ve parça borcu dışındaki borçlar borçlunun ikamethahında ifa edilir.
Para borcunun nerede ifa edileceği kararlaştırılmamışsa ifa anında alacaklının ikametgahında ödenir. Para borçları borçlu tarafından götürülecek borçlardır.
Parça borcu özel niteliğine belirli borçtur. Evimdeki Vestel TV yi 1000 liraya satıyorum ve sizde ok verdiniz aksi belirtilmemişse sözleşme anında parçanın bulunduğu yerde ifa edilr.
8. Sınırsız sorumluluk ilkesi
Aksi kararlaştırılmamışsa bir kişi borcu için tüm mal varlığıyla şahsi sorumluluğuyla sorumludur. Kişiliğiyle sorumlu değildir. Vücuduyla sorumlu değildir.
İstisna: belli miktarda sorumlulukta sınırlayabilirsiniz. Otobüs yolculuğunda bagajınız kayboldu firma benim sorumluluğum bilet fiyatınızın 2 katını öderim der. Devlet mirasçıysa devlet kendne kalan mal kadar sorumludur fazlasını ödemez.
9. İvaz (karşılıklılık ) ilkesi
Kural olarak bir borç karşılıklı doğar. Bağışlama ve kefalet sözleşmesinden doğan borçlar da ivaz söz konusu değil.
Ör borçlu borcunu ödemezse borçlu alacağını keflden tahsil eder ama alacaklının kefile karşı bir sorumluluğu yoktur.
Borç ilişkisinden doğan haklar= 3. ders
1.asli haklar
2.feri haklar
3.tali haklar
1.asli haklar: borç ilişkisinden doğan asıl haklardır. borç ilişkisinden doğan ve alacaklıya borcun yerine getirilmesini talep etme imkanı sağlayan alacak hakkıdır. Alacak hakkı talep etme hakkını doğurur. Talep hakkı alacak hakkının sonucu olarak ortaya çıkar.
- alacak hakkının özü talep hakkına dayanır. Çünkü bir alacak hakkı ancak talep edlebildiğ halde önem arz eder.
- alacak hakkı ve talep hakkı aynı anda doğmayabilir. Ör: a kişisinden saat aldım ve borcum var ama 2 hafta sonra borcu ifa edeceğimi söyledim. Alacak hakkı şuan doğmuştur ama talep hakkı 2 hafta sonra doğar
- Alacak hakkı kişiye talep hakkı, dava hakkı, defi hakkı gibi hakları da sağlar
- alacak hakkı sona erdiğinde talep hakkı sona ermeyeblir.
- Alacak hakkı geçici ve nisbi bir haktır
2.feri haklar: alacak hakkını genişleten, ona güvence sağlayan veya alacak hakkını teminat altına alan haklardır. Faiz, cezai şart, tazminat gibi haklar feri haklara örnektir.
Ör: 1000 lira borcum var ve yıl sonra mayıs ayında ödeyeceğim ve eğer ödemezsem faiz ödemeyi kabul ediyorum. Faiz ödemeleri feri haktır. Asıl borç sona erdiğinde feri hakta sona erer.
İstisna: faiz işlemiş ve borç ödenmemişse feri borç sona ermez.
3. tali haklar: borç ilişkisinden doğan ikincil nitelikteki haklardır. Bunlar, a) yenilik doğuran haklar b) defi haklar
a) yenilik doğuran haklar: kullanılmasıyla yeni bir hukuki durum yaratan (kurucu) (ör:alım hk kabul hk, geri alım hk), var olan hukuki durumu ortadan kaldıran (bozucu); (ör:mirasın reddi takas istifa ve azil) veya değiştiren(değiştirici) seçimlik haklardır. Kanun size şu hkkı vermiştir ama onun yerine şunu da kullanabilirsiniz derse değiştrici hktır. Değiştirici haklar olarak üçe ayrılır. Kurucu, bozucu ve değiştirici.
Yenilik doğuran hakların özellikleri
- Tek taraflı irade açıklamasıyla kullanılırlar
- Kayıt ve şarta bağlanamazlar
- Bir kez kullanılmakla tüketilirler
- Dava yoluyla da kullanılabilirler. Kural olarak dava yoluyla kullanılmazlar ancak şufa hakkı mirasın reddi gibi haklar dava yoluyla kullanılırlar
- Kullanıldıktan sonra geri alınamazlar
- Zaman aşımına değil hak düşürücü süreye tabidirler
Zaman aşımı alacak takibinde söz konusu, hak düşürücü; hakkın kullanılmasında söz konusudur.
Defi haklar: kanundan yararlanarak sorumluluktan borçtan kaçınmaya defi denir. İtirazdan farkı kanundan doğması ve hak olmasıdır. Defi kullanılabilecek bir hktır ve hakim tarafından resen dikkate alınmaz.
Zaman aşımı defi, kesin defidir. 4 aylık kira bprcumu ödemeden evden çıktım. 6 yıl sonra ev sahibiyle karşılaştım ve ev sahibi borcunu istedi. Ödemem çünki kanunun sağladığı zaman aşımı defi söz konusu.
ödemezlik defi, karşılıklı borç söz konusu ancak taraflardan biri borcunu yerine getirmezse diğer tarafta borcunu yerine getirmez. Kanunun verdiği bir haktır. Geçicidir çünkü sözleşme devam ediyor.
takas defi gibi haklar örnek gösterilebilir.
Borç ilişkisinden doğan yükümlülükler= 3 e ayrılır
1.asli edim yükümlülükleri
Borç ilişkisinin esaslı unsurlarından doğan, yerine getirilmesi gereken asıl borçlara asli edim yükümlülüğü denir.
2. yan edim yükükümlülüğü
Sözleşmenn esaaslı olmayan ve kurulmasını etkilemeyen edimler yan edim yükümlülüğüdür. Alım satım masrafi, ölçme tartma paketleme yan yükümlülüktür.
Ör: araba satın aldım 10.000 tlye parayı ödemem ve diğer tarafın arabayı teslim etmesi aslidi yükümlülüktür. Noterde yaptığımız ve ödediğimiz masraflar yan yükümlülüktür.
Yan yükümlükler: borç ilişkisinde dikkat ve özen yükümlülüğüdür. Başka bir deyişle dürüstlük yükümlülüğüdür. Her borçlu borcunu dürüstlük çerçevesinde yerine getirmelidir. Aksi halde alıcı kabul etmek zorunda değildir.
Ör: 300 kilo pirinç sattım ve paramı aldım bu asli yükümlülüktür. 300 kiloyu tartıp paketlemesi yan edim yükümlülüğüdür. Kullandığı poşetin temiz olması ve nemli olmaması yan yükümlülüktür.
Eksik borçlar
Belli bir borcun mevcut olduğu ancak bu borçtan dolayı sorumluluğun olmadığı borçlardır. Talep ve dava edilebilmesine rağmen borçlunun davadan doğan sorumluluktan kaçınabileceği borçlardır.
- Zaman aşımına uğramış borçlar
- Kumar ve bahisten doğan borçlar
- Ahlaki ödevden doğan borçlar ( 80 yaşındaki teyzemize bakmamız)
- Evlenme tellalığından doğan borçlar (çöpçatanlık yapmak, eğer evlendirirsen beni biriyle sana para veririm der ama evlendikten sonra vermek zorunda değildir.
Bu borçları ödemekten kaçınabiliriz ama ödediysek geri alamayız. Ödemezsek karşı taraf talep edemez.
Uyarı: Hukuka ve ahlaka aykırı boçlar mutlak butlanla hükümsüzdür. Ancak bu borçlar eksik borçlar değildir. Bu borçlar hiçbir hüküm doğurmaz ve alınanların iadesi yasaktır.
Ör: a kişisi b kişisinden uyuşturucu satın alıyor. Bu sözleşme hukuka ve kanuna aykırıdır. Bu borç eksik borç değil çünkü burada borç hiç doğmamıştır. Bu borç butlanla hükümsüzdür. Ve taraflar borçları talep edemez. Parayı ödemişsek sebepsiz zenginleşme gereği geri istenemez. ifası gerekmeyen ifa edildiğinde geri alınamayan borçlardır.
Borç ilişkisinin kaynakları = 4. ders
Borcu doğuran üç unsur var. Bunlar; hukuki işlem, haksız fiil (birine zarar vermenizden kaynaklı) ve sebepsiz zenginleşme (haklı bir neden olmadan mal varlığınızın artması)dir.
A HUKUKİ İŞLEM
Kendisine hukuki sonuç bağlanan irade açıklamalarına hukuki işlem denir. Tek taraflı ve karşılıklı hukuki işlem olmak üzere 2 ye ayrılır. Tek taraflı hukuki işlemler tek tarafın irade açıklamasıyla hüküm ve sonuç doğurur. Ör: vasiyetname, temsilci atama, vakıf kurma…
Karşılıklı hukuki işlem birden çok kimsenin iradelerini birbirine uygun olarak açıklamasıyla sonuç doğuran işlemler ise karşılıklı hukuki işlemler yani sözleşmelerdir. Çok taraflı işlemler sözleşmeler ve kararlar olarak karşımıza çıkar. Kararsa birden çok kişinin ortak bir işin görüşülmesinde aynı yöne yönelmiş ve aynı konuda uzlaşmış olmalarına karar denir. Yönetim kurulu kararı, genel kurul kararı gibi..
Sözleşmeler tek tarafa borç yükleyen sözleşmeler ve karşılıklı borç yükleyen sözleşmeler olarak 2 ye ayrılır.
Bağışlama ve kefalet sözleşmeleri tek tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Ama bu ilişki tek taraflı hukuki işlem değil karşılıklı hukuki işlemdir ayrıca tek taraf borç altına girer, tek tarafın sorumluluğu vardır.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmeler, tam 2 tafara borç yükleyen ve eksik 2 tarafa borç yükleyen olmak üzere 2 ye ayrılır. Tam 2 tarafa borç yükleyen sözleşmelere satış, kira, trampa örnek verilebir. Burda 2 tarafta tam olarak borç altına girer. Eksik 2 tarafa borç yükleyen sözleşmelere ariyet(kullanım ödüncü), karz (tüketim ödüncü), vedia (emanet), vekalet sözleşmeleri örnek verilebilir. Taraflardan birisi bir edim yükümlülüğüne girerken diğer taraf geri iade etme, dürüstlük gibi sorumluluk yüklenir. Ör: saatimi ödünç verdim ve ödünç alan kişi dürüst bir şekilde saati temiz kullanıp geri iade eder.


Hukuki işlemin mal varlığına yaptığı etkiler
Kişinin mal varlığının pasif yanını (borçlarını) doğrudan etkileyen işlemlere taahhüt işlemleri denir. Bu işlemler aynı zamanda borçlandırıcı işlemler olarak da adlandırılır. Sözleşmeler en bilindik taahhüt işlemleridir. Çünkü 2 tarafı da borçlandırır.
Alacağın devri (temliki) ve ibra (borçtan kurtarma) sözleşmeleri dışındaki sözleşmeler genel itibariyle taahhüt işlemidir. çünkü bu sözleşmeler yapıldığında kişinin mal varlığı değerinin aktifi doğrudan etkilenmektedir. İbraya örnek vermek gerekirse A kişisinin B den 100 lira alacağı var ve a, b ye borcunu almaktan vazgeçtiğini belirtirse b borçtan kurtulur. Ve bu bir tasarruf işlemidir. Alacağın devri (temliki) ve ibra sözleşmeleri bir tasarruf işlemidir.
Kişinin mal varlığının doğrudan aktifini etkileyen işlemler ise tasarruf (harcama) işlemleridir. Teslim ve tescil tasarruf işlemidir. Ör: saatimi size sattım 10 tl karşılığında. Saati teslim etmem ve paramı almam her 2 tarafında mal varlığını arttıracağı için bu işlem bir tasarruf işlemidir.
Sözleşmenin kurulması= 5. Ders
Tarafların uyuşması
Bir sözleşmenin kurulabilmesi için en az 2 tane irade açıklaması gerekir ve bu iki iradenin karşılıklı uyuşması gerekir. Sözleşme, tarafların iradelerini birbirine açıklamaları ve bu iradelerin uyuşması sonucu kurulur. Buna göre taraflardan birinin sözleşme kurmaya yönelik ilk irade açıklamasının karşı tarafça onaylanması sonucu sözleşme ortaya çıkar. Onaylamanın da esaslı unsurlarda olması gerekir. Esaslı noktalarda uyuşmuyorsa sözleşme kurulmamış sayılır. Yani sözleşmenin kurulabilmesi için sözleşmenin birincil(kurucu- esaslı) noktalarında tarafların uyuşması gerekir. Esaslı noktalarda uyuşmuşlarsa ikincil noktalarda anlaşma yapılmamışsa sözleşme kurulmuş sayılır. Çünkü ikincil noktalar sonradan tamamlanabilir. Ayrıca 2.cil noktalar üzerine de konuşulmuş ve 2.cil noktalarda anlaşma sağlanmamışsa yine sözleşme kurulmuş sayılmaz.
Ör: A, saatini B ye satıyor ve B de kabul ediyor ancak fiyat belirtilmediği için sözleşme yok hükmündedir.
Cari fiyatı belli bir ürünü taraflardan biri diğerine satmak istedi ve karşı tarafta kabul ettiyse sözleşme kurulur. Ör: A, B ye 4 çeyrek altın satmak istiyor ve B kabul etti fiyat belirtmeseler de sözleşme kurulur.
Özetle sözleşmenin kurulabilmesi için karşılıklı iradeler açıklanmış olmalı ve bu iradeler uyuşmalı uyuşan iradelerin esaslı noktaları açıkça belirtilmelidir.
Sözleşmenin unsurları: 2 tanedir. Öneri (icap) ve Kabul
Öneri
Sözleşme kurmaya yönelik yapılan ilk irade açıklamasına öneri (icap) denir. Bu açıdan öneri bir sözleşme yapma çağrısıdır. Ancak her sözleşme yapma çağrısı öneri olarak nitelendirilemez.
Bir çağrının öneri olabilmesi için;
- Karşı tarafa yöneltilmiş olması gerekir
- Sözleşmenin esaslı unsurlarını içermelidir. Aksi halde bu öneri değil öneriye davet olur.
- Önerenin önerisiyle bağlı olma iradesi taşımalıdır.
Ör: mağazaya girdin ve bir tişört almak istiyorum dedin fiyat belirtmedin bu öneriye davet olur. Ama 40 tl ye tişört almak istiyorum derseniz bu bir öneridir. Yani esaslı unsurlar varsa bu bir öneridir esaslı unsurlar yoksa bu bir öneriye davettir.
Ör: saatimi 20 liraya sana satmak istiyorum 2 gün içinde bana kararını bildir dedik ve ben 2 gün önerimle bağlıyım öneriden geri dönemem. (Önerinin bağlayıcılığı)
Malların fiyatlarının sergilenmesi, tarife, fiyat listeleri yada benzerleri, karşı tarafa gönderilen kataloklar aksi açıkça anlaşılmadıkça birer öneridir. Ancak kataloğun üzerinde stoklarla sınırlıdır ibaresi varsa bu bir öneriye davet olur.
Önerinin bağlayıcılığı: süreli öneri ve süresiz öneri olarak 2 ye ayrılır.
Süreli öneri
Öneren, önerisinde karşı tarafa bağlı olacağı süreyi belirtmişse süreli öneri söz konusudur. Ve bu süre boyunca öneren önerisiyle bağlıdır, önerisinden geri dönemez. Yani kişi karşı tarafa önerisiyle ne kadar süre bağlı olacağını belirtmiş demektir. Süreli öneriye süresinden sonra gelen kabul cvbı kabul değildir yeni bir öneridir.
Ör :telefonumu sana 100 tl ye satmak istiyorum 3 gün içinde bana cvp ver dedim. 3 Gün boyunca önerimle bağlıyım ve bu süre içerisinde kabul cevabı gelirse sözleşme kurulur. Eğer öneriyi yapan kişi, kabul cevabı gelmişken telefonu satmazsa karşı tarafın zararını karşılamak zorundadır. Tek taraflı süre kısaltılamaz. Karşı tarafa telefonu alması için 3 gün süre verdim ve karşı taraf almayı kabul etmez reddederse bu sürenin bir bağlayıcılığı kalmaz. Yani süreli önerinin bağlayıcılığı kalmaz.
Süresiz öneri: hazır olanlar ve hazır olmayanlar şeklinde 2 ye ayrılır.
a)Hazır olanlar
Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan bir kişiye yapılan öneri, karşı taraf tarafından hemen kabul edilmezse; öneren önerisiyle bağlılıktan kurtulur. Yüz yüze, telefonla, bilgisayar ortamında, doğrudan iletişim halinde bulunabildiğimiz kişiler hazır kişilerdir. ÖR: arkadaşıma 100 tl ye telefonumu satmak istediğimi söyledim ve arkadaşım herhangi bir cevap vermedi. 4 saat sonra geldi telefonu 100 liraya alırım dedi fakat bu bir kabul değil yeni bir öneridir ve ben önerimle bağlı olmam artık.
b)hazır olmayanlar arasında
Posta kargo yoluyla ilişki kurduğumuz doğrudan ilişki kuramadığımız ilişkiler hazır olmayanlar arasında yapılmak istenen önerilerdir. Buna göre önerenin önerisiyle bağlılığı;
- Önerinin karşı tarafa ulaşıncaya kadar geçen süre boyunca
- Karşı tarafın makul düşünme süresi boyunca
- Kabul beyanının, önerene ulaşıncaya kadar geçen süre boyunca öneren önerisiyle bağlıdır.
Ör: A kişisi ankaradadır ve bursadan kumaş satın almak istiyor ve fiyat ve özelliklerini de belirtmiş ve kargoya vermiş. Kargo b ye 2 günde ulaşırsa ve b 2 gün düşünür ve kargoyla cevabını a ya 2 gün içinde ulaştırırsa bu durumda öneren önerisiyle bağlıdır.
Ölüm ve ehliyetsizliğin öneriye etkisi
Öneride bulunan, önerinin bağlayıcı olduğu süre içinde ölür veya medeni haklarını kullanma ehliyetini kaybederse öneri kendiliğnden geçersiz hale gelmez. Bu durumda önerenin mirasçıları, süresi içinde gelen kabul haberi sonucu sözleşme kurulursa borcu yerine getirmekle yükümlü olurlar.
Ör: A kişisi B kişisine telefonunu 100 tl ye satmak istediğini ve 3 gün içinde cvp vermesini söyler ve A kişisi 3 gün içinde ölürse mirasçıları borcu yerine getirmekle yükümlü. Fakat A kişisi öğretmen ve bir kurumla ders anlatma karşısında belli bir miktar parada belirterek önerisini karşı tarafa 3 günlüğüne sunmuş ve 3 gün içinde ölürse ve kabul cevabı da gelirse mirasçıları borcu yerine getirmekle yükümlü değil.
Yani maddi edimleri mirasçıları yerine getirmekle yükümlü iken şahsi edimleri yerine getirmekle yükümlü değildir.
KABUL= 6.DERS
Önerinin aynen olumlanması şeklinde yapılan irade açıklaması kabul olarak nitelendirilir. Sözleşme esaslı noktaları içeren önerinin kabulüyle kurulmuş sayılır. Kabul tek taraflı, karşı tarafa ulaşması gereken irade açıklamasıdır. Kabul, sözleşmenin kurulmasına sebep olduğundan aynı zamanda yenilik doğuran bir haktır. Kabul açık (salih) ve zımni(örtülü) de olabilir.
Ör: yayınevi a kişisine yeni çıkan hukuk kitaplarınızdan 3 er tane gönderin bana dedi. Bu öneriye davettir. A kişisi yeni kitap çıkardı ve fiyat bilgileriyle birlikte yayınevine göndermesi ise bir öneridir. Yayınevi kitapları raflarına dizerse bu bir örtülü kabuldür.
Not: ısmarlanmamış bir şeyin gönderilmesi öneri sayılmaz. Gönderilenleri alan taraf geri göndermekle yada korumakla görevli değildir. Alan kişi kullanırsa sebepsiz zenginleşme söz konusu olur.
Sözleşmenin kurulması – hüküm ve sonuç ifade etme anı
Hazırlar arasında sözleşmenin kurulma ve hüküm ifade etme anı kabul haberinin açıklandığı andır. Yani hazır olanlar arasında sözleşme, kabul beyanının açıklanmasıyla tamamlanır. Kabul beyanı açıklandığında sözleşme kurulmuş, hüküm ve sonuç doğurmuş demektir.
Hazır olamayanlar arasında kurulan sözleşmeler, kabulün gönderildiği andan başlayarak hüküm doğurur. Ancak kabul haberinin karşı tarafa ulaşmasıyla sözleşme kurulmuş sayılır. Yani sözleşmenin kurulma ve hükümlerini ifade etme anı birbirinden farklıdır.
Ör: A kişisi B kişisinden metresi 2 liradan 500 metre kumaş almak istediğni kargoyla B ye iletmiştir. B 20.05.2019 da kabul ettiğini göstern imzayı atmış ve kargoya vermiş kargoda A ya 25.05.209 da ulaşmıştır. Sözleşme 25inde kurulur ama hüküm doğurması 20 sinde başlar. Yani hüküm ifade etmesi gönderildiği an, sözleşmenin kurulması kargonun kişiye ulaşması ile başlar.
Ayrıca açık kabulün gerekli olmadığı durumlarda, sözleşme önerinin ulaşma anından başlayarak hüküm ve sonuç doğurur. Yani sözleşme kurulmuş sayılır. Ör: yayınevine gönderilen kitap bir öneriydi. Ve bu öneri, kitaplar kişinin eline ulaşınca sözleşme kurulur, hüküm ve sonuç doğurur.
Öneri ve kabulün geri alınması
- Öneri ve kabulün geri alınması, öneri ve kabul beyanından önce ulaşırsa
- öneri ve kabul beyanı karşı tarafa ulaşmış ancak dönme beyanı, öneri ve kabul beyanından önce öğrenilirse
- dönme bayanı ile kabul ve öneri beyanı aynı anda öğrenilirse
DÖNME ÜSTÜNDÜR, ÖNERİ VE KABUL BEYANINDAN DÖNÜLÜR. Bunların dışında öneri beyanı veya kabul beyanı dönmeden önce öğrenilirse sözleşme kurulur ve sözleşmeden dönülürse karşı tarafın zararı ödenmek zorundadır.



Sözleşmenin geçersizlik halleri= 7.ders
A. YOKLUK
Tarafların irade açıklamalarının karşılıklı olarak uyuşmaması halinde veya sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşulmadıysa sözleşme yok hükmündedir. Yani sözleşme hiç kurulmamıştır.
Ör: A kişisinin 4 katlı binası var. 2 dairesinin dışarıdan girişi var. B kişisi dışarıdan girişi olan daireyi 400 tl ye kiralamak istediğini söyler. A Bnin teklifini kabul eder. İfa anında A zemin kattaki daireyi verdiğini B ise 1. Kattaki daireyi kiraladığını belirtir. Yani sözleşmenin esaslı unsurunda anlaşma sağlanmadığı için sözleşme yok hükmündedir.
B. BUTLAN
Sözleşme İşleminin gerçekleşmesi ama geçerlik şartlarının sakatlanmasıdır. Butlanda işlem en baştan itibaren geçersizdir. Bir sözleşmenin butlanla hükümsüz olmasının başlıca sebepleri;
- ehliyetsizlik
- şekil eksikliği
- başlangıçtaki imkansızlık
- hukuka ve ahlaka aykırılık
+kişilik haklarına aykırılık
+emredici hukuk kurallarına aykırılık
- muvazaa (danışıklık
a.Ehliyetsizlik
Ayırt etme gücü olmayanların yapmış oldukları sözleşmeler butlanla hükümsüzdür.
Ör: ayırt etme gücü olmayan A saatini B ye 20 liraya satmıştır. Karşılıklı iradeler var, sözleşmenin esaslı unsurları var sözleşme geçerli ama ayırt etme gücü olmayanlar sözleşme yapamaz. sözleşmenin geçerlilik şartlarında bir sakatlık var. Sözleşme ehliyetsizlik sebebiyle butlanla hükümsüz olur.
Sınırlı ehliyetsizlerin yapmış olduğu işlemler geçersizdir ama borçlu altına sokan işlemler askıda geçersizdir. Yani Geçerli hale getirilebilir. Sınırlı ehliyetsizlerin bağışlama, kefil olma, vakıf kurma ve rekabet yasağı anlaşması yasak işlemleridir. Yani sınırlı ehliyetsizler bu işlemleri yapamaz yaparlarsa butlanla hükümsüzdür. Tam ehliyetsizlerin tüm işlemleri, sınırlı ehliyetsizlerin yasak işlemleri butlanla hükümsüzdür.


b.Şekil Eksikliği
Türk borçlar hukukunda kural olarak şekil serbestliği vardır. Yani sözleşmelerin geçerliliği kanunda aksi öngörülmedikçe hiçbir şekle bağlı değildir. Sözleşmelerde kanunda öngörülen şekil varsa o kural olarak geçerlilik şeklidir. Bu şekle uyarak sözleşme yapmak zorundasındır. Şekle uymazsan butlanla hükümsüzdür.
Kefalet yazılı yapılması gereken bir sözleşmedir. Yazılı yapılmazsa şekil eksikliği vardır ve butlanla geçersizdir.
Ödünç sözleşmesi yaptınız ama yazılı değil. Ve sözleşme geçerlidir çünkü yazılı yapılmak zorunda değildir.
Bazı sözleşmeler Sözlü, yazılı veya resmi yazılı şekilde yapılmak zorundadır.
Sözlü şekil
Sözlü şekilde birçok sözleşme yapılabilirken sözlü şekilde yapılması zorunlu olan tek sözleşme evlilik akdi’dir. Ör: evlilik anında taraflar evet dedi kadın imzayı attı ama erkek imzayı atmadan kalp krizi gçirip vefat etti. Bu durumda sözleşme geçerlidir.
Yazılı Şekil
Bazı sözleşmelerin yapılabilmesi için en az adi yazılı şekilde yapılması gerekir. Bu sözleşmelere örnek olarak şunlar verilebilir;
- kefalet sözleşmesi
- bağışlama vaadi sözleşmesi ( taşınır bağışta teslim edildiğinde yazılı olmasına gerek yoktur.)
- alacağın devri(temliki) sözleşmesi
- ön alım sözleşmesi ama alım (iştira) ve geri alım(vefa) hakkı sözleşmeleri noter şekliyle (resmi yazılı) yapılır.
- taksitli satış sözleşmesi
- yayım(neşir) sözleşmesi
- ömür boyu gelir ( kaydı hayatla irat) sözleşmesi
- miras paylaşım sözleşmesi
not: vasiyetname el yazısıyla olmalıdır
yazılı şekil için metin, imza ve irade gerekir. imza için ıslak imza yada güvenli elektronik imza yapılan yazılı şekil sözleşmeyi doğurur. İmzalı faks yazılı şekil unsurudur ama sms değildir.

Resmi şekil
Bir sözleşmenin resmi şekilde ypılması; Noterde, sulh hakimi önünde, veya tapu memuru önünde yapılmasına bağlıdır. Kanunun resmi şekilde yapılmasını şart kıldığı işlemler bu şekilde yapılmazsa butlanla hükümsüzdür.
Ör: taşınmaz devri, taşınmazın ayni hakla sınırlandırılması tapu memuru önünde yapılır. ayni hakla sınırlandırılması İpotek, intifa, sükna. Mal rejimi sözleşmesi( eşler arasında ), ölünceye kadar bakım sözleşmesi, taşınmaz satış vaad sözleşmesi, alım, geri alım, sözleşmeleri noterde resmi şekle tabidir.
8. DERS
c.Başlangıçtaki İmkansızlık
Bir sözleşmenin kurulduğu esnada sözleşme konusunun imkansız hale gelmesi sonucu sözleşme geçersiz olacaktır. Buna göre yapılan sözleşme hiçbir hüküm doğurmayacak ve alınanlar mevcutsa sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade edilecektir.
Ör: fırtına adlı yarış atımı 500 000 liraya satıyorum size ve sözleşmeyi yapıyoruz. Sözleşmeyi yapmamızdan önce 2 saat önce at ölmüş. Atın teslimi mümkün değil ve sözleşme geçersiz ve sözleşme yaptığımız andan itibaren geçersiz alınanlara sebepsiz zenginleşme gereği alınanlar iade edilir. Sözleşme butlanla imkansızdır. İfanın sözleşme kurulduktan sonra imkansız hale gelmesi sözleşmenin geçersizliğini doğurmaz. Sözleşmenin sonraki imkansızlık hali.
Atı sattım ve 2 gün sonra tesli edeceğim. At sözleşmenin kurulduğu ertesi gün ölüyor. Başlangıçtaki imkansızlık olmadığı için ve benimde kusurum olmadığı için sözleşme geçerlidir. Kusursuz sonraki imkansızlık halinde sözleşme geçerlidir ve kişinin borcu sona erer. Sizin bana para borcunuz sona erer sebepsiz zenginleşme gereği.
Özetle başlangıçtaki imkansızlıkta sözleşme geçersiz, butlanla hükümsüzdür. Sonraki imkansızlık(kusursuz sonraaki imkansızlık hali) halinde kişinin de kusuru yoksa sözleşme geçerlidir, kişinin borcu sona erer ama karşı tarafın da para borcu sona erer.
Kusurlu sonraki imkansızlık, ben atı size sattım ve kusurum sonucu atı size teslm edemeden öldü. Bu durumda sözleşme geçerlidir, borçta sona ermez. Borcu yerine getiremediğim için müspet zararınızı benden isteyebilirsiniz.
D hukuka ve ahlaka aykırılık
Bir hukuki işlemin, hukuka ve ahlaka aykırı olması durumunda o işlem butlanla hükümsüz olur ve hiçbir borç yaratmaz. Ancak hukuka ve ahlaka aykırılık halinde diğer butlanla hükümsüz hallerden farklı olarak verilenler sebepsiz zenginleşme gereği iade edilmez. Ör: uyuşturucu satın almak istedim ama hukuka aykırılık sebebiyle butlanla hükümsüzdür. Uyuşturucuya devlet el koyar. Para ödenmişse de geri iade edilmez.
E muvazaa (danışıklık)
İrade ile irade beyanı arasındaki karşılıklı ve bilerek ve isteyerek yaratılan uyuşmazlığa muvazaa denir. 2 kimsenin aanlaşarak gerçekte yapmadıkları bir şeyi yapmış gibi göstererek 3. Kişileri kandırmaya çalışmalarıdır muvazaa. Mutlak muvazaa ve nisbi muvazaa olarak 2 ye ayrılır.
Mutlak muvazaa
Kişilerin gerçekte yapmak istemedikleri bir işlemi 3. Kişileri aldatmak amacıyla yapmış gibi görünüyorlarsa mutlak muvazaa hali ortaya çıkar. Buna göre mutlak muvazaada kişilerin gizledikleri bir işlem mevcut değil.
Ör: evim ve arabam var hacizden kurtarmak için bunları üst komşuya satayım diyorum adam param yok diyor. Almayacaksın zaten bende sana satmıcam. Noterde devredicem noterde satmış gibi görünücem. Amaç 3. Kişileri aldatmak, yapmış gibi görünmek.
Nisbi muvazaa
Taraflar aralarında gerçek br işlem yaparlar ama bunu gizlerler. Bunun üzerini görünürdeki başka bir işlemle örterler buna da nisbi muvazaa denir. Yani tarafların gerçekte istedikleri ve yaptıkları bir işlemin üstünü 3. Kişilerden gizlemek amacıyla gerçekte yapmadıkları ve istemedikleri bir işlemle örtmeleri halinde nisbi muvazaa hali ortaya çıkar.
Ör: babanın 3 oğlu var ve en küçüğüne evi bağışlamak istiyor ama baba bağışlarsa diğer kardeşler dava açmasınlar diye evi satmış gibi gözükecekler ama gerçekte evi bağışlar. Bağış gizli işlem, satış görünürdeki işlem dir nisbi muvazaa soz konusu.
Özetle mutlak muvazaada sadece görünürdeki işlem vardır nisbi muvazaada görünürdeki işlem ve gizlem vardır. Her ikisinde de 3. Kşileri aldatmak söz konusudur.
Muvazaanın hükümleri
- mutlak muvazaada görünürdeki işlem butlanla hükümsüzdür. Dolayısıyla hiçbir borç yaratmaz. Bu halde yapılan işlemin geçersizliğini herkes ileri sürebilir, resen de dikkate alınabilir. İşlemin geçersizliğini ileri sürmek zaman aşımına bağlı değildir.
- Nisbi muvazaada görünürdeki işlem butlanla hükümsüzdür ancak gerçek işlem usulüne uygunsa (şekl şartlarına uygunsa) geçerlidir.
Ör: aynı binada bir kadın bir erkeğe cd vermek ister ama iyi karşılanmaz diye yaptığı bağışı satmış gibi gösteriyor. Görünürdeki işlem satış, gerçek işlem bağıştır. Bağış şekil şartları taşıdığı için geçerli, görünüşteki işlem satış butlanla hükümsüzdür.
Ör: baba evini satmış gibi göstererek bağışladı. Satış geçersiz, taşınmaz bağışıda tapuda resmi şekilde yapılması gerekir. Resmi şekilde yapılmamışsa bağışta butlanla hükümsüdür.
Bedelde muvazaa da şekil şartı uygunsa gizli bedel geçerlidir. Evimi 100 bine satmak istiyorum ama bu paranın vergi bedeli yüksek noterde 50 bine satmış gibi gözükelim dedim. 100 bin gerçek işlem tapuda satış yapıldıysa geçerlidir. 50 bin görünürdki işlem butlanla geçersizdir.
Muvazaanın ispatı
Kural olarak muvazaalı işlem butlanla hükümsüz olduğundan işlemin geçersiliği herkes tarafından ileri sürülebilir ve hakim de resen dikkate alabilir.
İşlemin tarafları muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilirler. Ancak işlemin geçerliliği resmi veya adi bir senede dayanıyorsa tarafların da işlemin geçersiz olduğu iddiası aancak resmi yada adi bir senede dayanabilir. Dikkat edilmelidir ki muvazaalı işlem resmi bir senetle yapılmış olsa bile muvazaanın ispatı adi yazılı şekle dayanabilir. 3. Kişilerse her türlü delille ispat edebilirler.
Ör: M nin evi var ve M ye yeğeni bakıyor. M de derki evi sana bağışlayayım ama satmış gibi gözükeyim kızım da dava açamasın sana diyor. Tapuda satış yapıldı gösterildikten sonra yeğeni m yi evden kovar ve kızıyla barışır. Tapu işlemi resmi senede dayandığı için işlemin tarafı m ispatını resmi delille yapmak zorunda kızı ise her türlü delille ispat edebilir. Hakimde herzaman resen dikkate alabilir.
Not: hatır senedi mutlak muvazaadır. Yazılı borç kabulünde iyi niyetli 3. Kişiye karşı muvazaa iddiası ileri sürülemez. Hatır senedinde taraflar muvazaa iddiasını ileri sürer ama iyi niyetli 3. Kişiye muvazaa iddiası ileri sürülemez.
Ör: a kişisi kredi alabilmek için b den senet alır sanki a ya borcu varmış gibi. A senedi bankaya rehin olarak verir ve kredi alır ama A borcu ödeyemez bu durumda banka borcu b den ister. B muvazaa yaptık diyemez. Ve b bankaya karşı muvazaa iddiasını ileri süremez ve bu borcu bankaya ödemek zorundadır.



MUVAZAA VE DİĞER İRADE İLE İRADE BEYANI ARASINDA BİLEREK YARATILAN UYUŞMAZLIK HALLERİ =9.ders
Zihni kayıt
Beyan sahibi olan kişinin gerçekte hiç istemediği bir beyanda bulunması halinde ortaya çıkar. Yani kişinin zihnindeki kayıtla irade açıklaması birbirinden farklı olarak ortaya çıkmaktadır. Ancak karşı taraf kural olarak kişinin zihnindeki kayıtla değil irade açıklamasıyla bağlıdır. Dolayısıyla kişinin irade beyanı sonucu oluşan işlem geçerli kabul edilir.
Muvazaa da karşılıklı anlaşma var , zihni kayıtta tek taraflı beyan var.
Ör: bir arkadaşım kefil olmamı istiyor aslında hiç istemiyorum ama kırmamak için tamam dedim. Ve irade beyanımla bağlıyım.
Ör: resim sergisinde a kişisi istemediği bir kişinin istediği tabloyu almaması için parayı arttırıyor sonrasında kimse arttırmadığı için tabloyu almak zorunda çünkü beyanıyla bağlı. İstemediği halde tabloyu alması zihni kayıttır. İşlem geçerlidir.
Latife beyanı
Kişinin gerçekte olmayan beyanını latife yoluyla karşı tarafa bildirmesidir. Bu nedenle kişi latife beyanıyla bağlı değildir. Ancak karşı taraf kişinin yaptığı latifeyi anlamıyor yada anlamamakta haklı ise kişi beyanıyla bağlıdır.
Ör: 10 şınav çekersen sana arabayı vereceğim dediğinde bunun latife olduğu bellidir ve araba verilmez ancak araba değil de 10 şınav çekersen yemek ismarlıcam derse ve karşı taraf bunun şaka olduğunu anlamazsa kişi beyanıyla bağlıdır.
İnançlı işlem
İnançlı temlik ve namı müstear şeklinde düzenlenebilir. İnançlı temlikte (devirde) hakkın karşı tarafça belli bir süre devredilmeyeceği ve hakkın tekrar kendisine iade edileceği düşüncesiyle bir hakkın devri şeklnde ortaya çıkar. Yani hakkı belli bir süreliğine karşı tarafa devrediyorsunuz kişi şartlar değiştiğinde o hakkın size devredileceği düşüncesiyle yaptığı işlemdir.
Ör: arkadaşıma evimi 100 bine sattım ama 100 bini ödediğimde evi geri alacağım düşüncesiyle yapıyorum. İşlemin bağlayıcılığı karşı tarafla yapılan sözleşmeye bağlıdır. Ve 3. Kişilere karşı ileri sürülemez.
Namı müstear ise kişi şartlar değiştiğinde hakkın kendisine iade edilebileceği düşüncesile araya bir paravan kişi sokmaktadır. Burada işlem geçerli ve kişiye alacak hakkı sağlar.
Ör: yakın arkadaşım benden borç istiyor bende vermek istemediğim için yok diyorum ve 2 gün sonra çok güzel bir daire görüyorum ucuza ama insanlar beni olumsuz eleştirmesin diye evi bir başka arkadaşına parayı sana vereyim sen al 3 ay sonra ben senden devralırım diyor. Fakat evi alan arkadaşım evi x kişisine satıyor. Mülkiyet arkadaşımda ama benim arkadaşıma karşı alacak hakkım var ve ispat edersem arkadaştan evi alırım ama x e karşı alacak hakkı ileri süremem.
İRADE SAKATLIĞI (İRADE BOZUKLUĞU ) HALLERİ > yanılma, aldatma,ve korkutma. Ortak özelliği bu 3 durumda da işlem geçerli olarak kurulur. Fakat yanılan, aldatılan ve korkutulan işleme bağlı değildir. Aldatan korkutan yanılmayan işleme bağlıdır. Tek taraflı bağlamazlık söz konusudur. Ve iptal edilebilir. Aldatılan yanılan korkutulan işlemi iptal edebilir.
1.Yanılma (hata)
Bir kimsenin iradesi ile beyanı arasında istemeyerek yaptığı yanılma sonucu uygunsuzluk hali varsa yanılmadan söz edilir. Yanılma işlemin iptal edilmesine sebebiyet verebilir. Yanılmanın öğrenilmesinden itibaren yanılan tarafından iptal ettirilebilir. 1 yıllık süre hak düşürücüdür. Yanılmanın iptale sebebiyet vermesi için şu unsurları taşıması gerekir. Esaslı yanılma olmalıdır. Sözleşme geçerlidir. Ama işlemi iptal hakkına sahiptir. Esaslı yanılma halleri şunlardır:
- Sözleşmenin niteliğinde yanılma: yanılan, kurulmasını istediği sözleşmeden başka bir sözleşme için iradesini açıklamışsa ör: satış yerine bağış sözleşme yapılması
- Konuda yanılma : yanılan, istediğinden başka bir konu için iradesini açıklamışsa
- Kişide yanılma: yanılan, sözleşme yapma iradesini, gerçekte sözleşme yapmak istediği kişiden başkasına açıklamışsa
- Kişide yanılma: yanılan, sözleşmeyi yaparken belirli nitelikleri olan bir kişiyi dikkate almasına karşın başka bir kişi için iradesini açıklamışsa
- Miktarda yanılma: Yanılan, gerçekte üstlenmek istediğinden önemli ölçüde fazla bir edim için yada gerçekte istediğinden önemli ölçüde az bir edm için iradesini açıklamışsa.
Sözleşmenin temel unsurlarında yanılma olabilir ve iptal edebilir yanılan taraf.
Ayrıca saik hatası (öncül hatası) basit hesap hatasında işlem iptal edilmez işlem geçerli kabul edilir.
Ör: bir kişi a malını almak isterken kiralıyorsa yanlış sözleşmedir nitelikte hata var.
Bir kişi a malını almak isterken b malını alırsa konuda yanılmadır.
Bir kişi a kişisiyle işlem yapmak isterken b kişisiyle işlem yaparsa kişide yanılma
Kişi 300 kilo almak isterken 500 kilo alması miktarda yanılma.
Not: yanılmadan dolayı sözleşmeyi iptal ediyorsunuz karşı tarafın menfi zararı olursa ödersiniz.
Not: Hata var ve karşı taraf hatayı düzeltici beyanda bulunursa sözleşmeyi iptal edemezsiniz.
Ör: Arazi satın aldınız inşaat yapacaksınız 2 gün sonra site alanı olduğunu anlıyorsunuz. Site alanı old bilseydiniz almazdım diyorsanız ve yapacağınız işlemin temelini etkiliyorsa temel unsurlarda yanılmadır.
Ör: öncül hatası: ankarada arazi değerlenir düşüncesiyle batı taraftan aldınız ama doğu taraf değerlendi. Ben hata yaptım işlemi iptal etmek istiyorum diyemezsin.
2.Aldatma = 10. Ders
Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa yanılması esaslı olmasa bile sözleşmeyle bağlı değildir. Aldatılan sözleşmeye bağlı değildir ama diğer taraf sözleşmeye bağlıdır. Aldatma, tek taraflı bağlamazlık hükmüne tabidir. İşlem geçerlidir sadece hileye uğrayan tarafından 1 yıl içinde ipta edilebilir. Bu süre hak düşürücüdür.
Ör: altın suyuna batırılmış saati 100 lira karşısında b ye satmıştır. B öğrenmeden itibaren 1 yıl içinde işlemi iptal edebilir. Ve işlem baştan geçersiz olur ve taraflar aldıklarını sebepsiz zenginleşme gereği iade ederler. Kişi işlemi iptal etmez beğendim derse işlem geçerli olur. Ayrıca hile haksız fiildir. Kişi iptal etmez , haksız fiil hükümlerine göre tazminat talep edebilir. Yada bedel ödememişse zarar yoksa defi yoluyla aradki farkı ödemez. Yani saatin değeri 10 lira ise aradaki farkı ödemez.
Not: reklam niteliğinde abartılmış sözler aldatma sayılmaz.
3. kişinin hilesinde karşı taraf hileyi biliyor veya bilmesi gerekiyorsa işlemi iptal edebilir. Ör: ben kuyumcu arkadaşıma gittim 22 ayar altını satmak istediğimi söyledim ve arkadaş olduğumuz için tartmadı aldı. Bir başka kişi benim sattığım altını aldı. Ama altın 22 ayar olmadığını farketti bu durumda kuyumcunun biliyor ve bilmesi gerektiği için iptal edeblir.
3.Korkutma (ikrah)
Bir kişinin yapmak istemediği bir hukuki işlemi, yapmadığı taktirde zarara uğrayacağı tehdidiyle yapması halinde ortaya çıkar. Korkutulan taraf sözleşmeyle bağlı değildir. Tehdit hukuka ahlaka aykırı olmalıdır. Tehdit zarar içermelidir. Tek taraflı bağlamazlık vardır. Korkutan taraf işlemle bağlıdır. Zararı doğan kişi ya iptal edebilir ya haksız fiil gereği tazminat davası açabilir yada zararı doğmamışsa defi yoluyla ifadan kaçınabilir. 3. Kişinin tehditinde ise kişi esnafa kardeşim gelecek sende kardeşime bu maalı vereceksin diye tehdit ederse ve kardeş tehditi bilse de bilmese de esnaf işlemi iptal edebilir.
Korkunun ortdan kalkmasından itibaren 1 yıl içinde iptal edebilir. Süre hak düşürücüdür.
Korkutmanın irade sakatlığı sayılabilmesi için;
- Sözleşmeyi yapan kimseye yaada yakınlarına yönelmiş bir tehlike olmalı
- Ağır veya yakın bir zarar tehlikesi olmalı
- Tehdit haksız olmalıdır.
AŞIRI YARARLANMA (GABİN)= irade sakatlığı değildir.
Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında aşırı dengesizlik, oransızlıktır. Başka bir deyişle bir kişinin bilgisizliğinden, deneyimsizliğinden yada zor durumundan aşırı yararlanılmasıdır.
Ör: hasta yakını kan arıyor bir kişi ben sana kan bulurum ama 20 binini alırım derse burada kişinin zor durumundan yararlanma vardır. Kişi iptal edebilir yani sözleşmeye bağlı olmadığını karşı tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini isteyebilir yada dengesizliğin giderilmesini isteyebilir. Durumun öğrenilmesinden itibaren 1 yıl ve herhalde sözleşmenin kurulmasından itibaren 5 yıl içinde işlem iptal edilebilir yada dengesizliğin giderilmesi istenebilir.
GENEL İŞLEM KOŞULLARI
Genel işlem koşulları; bir sözleşme yapılırken düzenleyenin, ileride çok sayıdaki benzer sözleşmede kullanmak amacıyla önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleridir.
Ör: bankanın müşterilerine hazırladığı sözleşmeler, GSM operatörünün müşterilerine hazırladığı sözleşmeler düzenleyinin önceden standart hükümlere göre hazırlayıp karşı tarafa sunduğu sözleşmelerdir. Hepsi benzer amacı taşımalıdır. Ama metinlerin punton un özdeş olmasına gereç yoktur. Sadece amaç aynı olmalı.
Karşı tarafın menfaatine aykırı hükümler karşı tarafa açıkça bildirilmek zorunda bildirilmemişse bunlar yazılmamış sayılır. Farklı yoruma açıksa karşı tarafın lehine hükümler geçerlidir. Sözleşmenin niteliğine ve işin özelliğine yabancı olan genel işlem koşulları da yazılmamış sayılır. Yazılmamış sayılan metinler hariç diğer hükümler geçerliliğini korur.
Tek yanlı olarak karşı taraf aleyhine konulan maddeler yazılmamış sayılır. Dürüstlük kuralına aykırı olarak karşı tarafın aleyhine ağırlaştırıcı hükümler konulamaz.

TEMSİL 11. DERS
Temsil, bir kişinin temsilci sıfatıyla bir diğer kişi hesabına işlem yapmasıdır. Temsilde 3lü ilişki vardır. Buna göre temsilci temsil olunan hesabına 3. Kişiyle işlem yapmaktadır. İşlem geçerl ise temsil olunan ile 3. Kişi arasında bağlayıcı yükümlükler meydana gelir. Temsil sadece hukuki işlemlerde olur. Haksız fiillerde temsilden söz edilemez. Haksız fiili yapan bizzat sorumlu olacaktır.
Temsil Yoluyla Yapılamayacak İşler
• Evlenme, Tanıma, Nişan, Vasiyetname, Evlat edinme, Miras sözleşmesi
• Boşanma davası avukatınıza temsil yetkisi vererek açtırabilirsiniz.
Temsilcinin reşit olması gerekmediği ancak, ayırt etme gücünün olması gerekir. Temsil olunan tam ehliyetli olması gerekir. Sınırlı ehliyetsizlerin kendilerine temsilci atamaları da mümkündür. Ancak sınırlı ehliyetsizler tek başlarına temsilci atayamazlar, böyle bir işlemin geçerli olması yasal temsilcilerinin onayına bağlıdır. Tam ehliyetsizler ne temsilci atayabilir ne temsilci olabilirler. Sınırlı ehliyetsizler tek başına temsilci olabilirler ama temsilci atayamazlar.

Dolaylı temsil;
Temsilci işlemi yaparken bu işlemi bir başkasının adına ve hesabına yaptığını söylememekte işlemi sanki kendisi yapıyormuş gibi davranmasıdır. Temsilci işlemi, kendi adına ancak temsil olunan hesabına 3. Kişiyle yapmasıdır. 3. Kişiye karşı temsilci sorumlu olduğundan Temsilci fiil ehliyeti ve ayırt etme gücüne sahip olmalı.
Doğrudan temsil;
Temsilcinin işlem yaparken bu işlemi başkasının adına veya hesabına yaptığını belirterek yapmasıdır. Sözleşmeden doğan tüm hak ve borçlar temsilciyi bağlamayıp doğrudan doğruya temsil olunanı bağlamaktadır. Ör: a kişisi b ye temsil yetkisi verir ve evimi c ye 400 e kirala der. B nin c ye karşı sorumluluğu yok, a nın c ye karşı sorumluluğu var. Temsilcinin fiil ehliyetinin olmasına gerek yoktur ayırt etme gücünün olması yeterlidir. Sınırlı ehliyetsizler sadece doğrudan temsilci olabilirler.
Yasal temsilci
Kanuni olarak temsilci olan kişilerdir. Veli, vasi, kayyum
İradi temsil
Kişinin kendi yetkisiyle atayacağı temsilcidir.

Yetkili temsil: kural olarak kişiye temsil konusunda temsil olunanın yetki vermesi halinde yetkili temsil ortaya çıkar. Burada verilen yetkinin genel veya özel yetki olup olmaması önemlidir. Kanuni ve iradi şekilde temsilci atanabilir. Kişi yetki bakımından kısıtlanmamışsa genel temsil yetkidir, kişi yetki bakımından kısıtlanmışsa özel temsil yetkilidir. Bazı işlemler için özel temsil yetkisi aranır eğer özel temsil yetkisi olmadan işlem gerçekleşirse işlem askıda geçersiz olacaktır. Askıda geçersiz, temsil oluna onay verirse geçerli vermezse geçersiz olacaktır. Kanunumuz aşağıdaki şu işlemlerin özel yetkiyle yapılabileceğini belirtmiştir. Buna göre; temsilci aşağıdakileri özel temsil yetkisi ile yapabilir.
• Dava açmak
• Sulh olmak
• Bağışlama yapmak
• Tahkim (hakeme başvurmak)
• Ana parayı almak
• Ödünç alıp vermek
• Kefil olmak
• Kambiyo taahhüdünde bulunmak
• İflas, iflasın ertelenmesi ve konkordato talep etmek
• Taşınmaz alım satımı ve taşınmazı ayni haklarla(ipotek, intifa,sükna)sınırlamak
• Taşınmazı devretmek
Yetkisiz Temsil: Temsilcinin, kendisine herhangi bir yetki verilmediği halde böyle bir yetkisi varmış gibi hareket etmesidir. Yani yetkisi olmadığı halde temsil olunan adına ve hesabına hareket etmesidir. Temsilcinin temsil yetkisi olmadan 3. Kişiyle işlem yapması halinde veya temsil yetkisinin sınırlarını aşması halinde yetkisiz temsil hali ortaya çıkar. Temsilci yetkileri aşıp işlem yaparsa 3. Kişinin zararını öder. Doğrudan temsilde yetkisiz temsil ortaya çıkar. Verilen temsil yetkisinin geri alınması ya da sona ermesine rağmen temsilcinin temsil olunan adına hukuki işlem yapmaya devam etmesi de yetkisiz temsildir.

Yetkisiz temsilin sonucu tek taraflı bağlamazlıktır.
Temsilci atamaya ilişkin bu irade açıklaması kurucu yenilik doğuran nitelikte bir beyandır.
Temsil İlişkisinin Sona Ermesi
1. temsilcinin Azli(yetkinin geri alınması):
Azil şekle tabi değildir. Ancak azil temsilcinin bunu öğrendiği andan itibaren sonuç doğurur. Bu nedenle eğer temsilci azledildiğini henüz bilmiyorsa, yetkinin sona erdiğini henüz öğrenmeden önce üçüncü kişilerle yapmış olduğu sözleşmeler temsil olunanı ve haleflerini bağlayacaktır. Fakat azilden temsilci haberdar olmasa bile diğer taraf haberdarsa buna rağmen azil geçerli sayılır.
2.: temsilcini istifası:
3. temsil Süresinin Sona Ermesi
4. temsil konusu İşlemin Yapılması
5. temsilcinin veya temsil olunanın ölümü, gaipliğine karar verilmesi veya fiil ehliyetini kaybetmesi
6. temsilcinin veya temsil olunanın iflası
7.Temsilkonusu işlemin imkansızlaaşması

Temsil Yetkisinin Sona Ermesinin Sonuçları
Temsil yetkisinin verildiği ilan edilmişse bu yetkinin geri alındığının da ilan edilmesi gerekir. Aksi halde yani azil ilan edilmemişse, yetkinin geri alındığı üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Yani temsil olunan üçüncü kişi ile yapılan sözleşmeyle bağlı olur. Ayrıca 3. Kişi azli öğrenmişse temsilcinin yaptığı işlemler temsil olunanı bağlaamaz.
Temsil yetkisinin geri alındığı hallerde geri alma beyanı temsilciye ulaşma anından itibaren hüküm ifade eder.
Temsilciye yetki belgesi verilmişse yetki belgesinin geri alınması gerekir. Temsilci belgeyi geri vermekle veya hakimin belirleyeceği yere bırakmakla yükümlüdür. Bunun için gerekirse belgenin hükümsüz sayılması için dava açılmalıdır.
Yetki belgesini almadığınızda 3. Kişilerle yapılan işlem onay vermezseniz geçerli değil fakat zararını ödemek zorundasınız.
HAKSIZ FİİL 12. DERS
Hukuka aykırı, kusurlu, zarar veren davranışlara haksız fiil denir. buna göre bir fiilin haksız fiil olması ve sonucunda doğan zararı karşılama borcu yaratabilmesi için aşağıdaki şartların varlığı aranır.
- Hukuka aykırı fiil
- Kusur
- Zarar
- İlliyet bağı
Kusurla zarar arasında bir neden sonuç bağı olması gerekir ve bu bağa da illiyet bağı denir.
Hukuka aykırı fiil :hukuk düzeninin kişilerin mal varlığını veya şahıs varlığını koruyan haklarına yönelmiş bulunan aykırı fiiller haksız fiil niteliği taşır. Ör: kırmızı ışıkta geçtiniz bu bir hukuka aykırı davranıştır. Ancak haksız fiil değildir. Haksız fiil olabilmesi için diğer maddeler de olmalı. Zarar ve illiyet bağı da olmalı. Hukuki işlemlerde yapılan hukuka aykırı davranışlar sözleşmeye aykırılık kurallarına zarar karşılanır haksız fiile göre değil. Bazı durumlarda kişinin yaptığı davranışlar zarar verse bile hukuka aykırı kabul edilmez bu haller hukuka uygunluk halleridir. Hukuka uygunluk halleri şunlardır:
- Haklı savuma (meşru müdafaa) (Kişiye, 3. Kişiye yada mal varlığına yönelik hukuka aykırı saldırıyı defetmek için verilen orantılı karşılıktır.
- Zorunluluk (zaruret-ıztırar) hali ( mevcut bir tehlike halinde 3. Kişiye zarar verilmesidir. Size gelecek zarar gerçekleşseydi, sizin verdiğiniz zarar size gelecek olan zarardan daha küçük olmalıdır. Ayıdan kaçarken bir kişinin evinin kapısını kırarak evine sığınmanız hukuka aykırı değil ama zararını karşılamanız gerek.)
- Kuvvet kullanma (hırsıza gasp edene karşı zilliyetliğinizi korumak için verilen orantılı karşılıktır. davranış orantılı ise hukuka aykırı değil ve zarar karşılanmaz)
- Kamu kudretinin kullanılması (bazı hallerde kamu yararı varsa, kamu yararını sağlamak amacıyla kamu kuvvetinin kullanılması hukuka aykırı değildir. Ör: kuş gribinde insanları hayvanları öldürülmesi hukuka aykırı değildir.)
- Özel hukuktan doğan bir hakkın kullanılması
- Üstün nitelikli özel yarar ( trafik kazasında yaralandınız ve hastahanede sizin rızanız olmadan hekimin müdahale etmesi üstün nitelikli özel yarardır)
- Zarar görenin rızası ( rıza kişilik hakları dışında verilmesi gerekir. Kişilk hakları dışında verilen rıza hukuka uygunluk halidir. Ör: saatimi kır dedim ve diğer kişi kırdı bu hukuka uygundur. Ama gel beni bıçakla bana küfür et dedim bu hukuka uygun değildir. Ayrıca rıza saldırıdan önce verilmelidir. Ör : yanlışlıkla kişinin telini düşürdüm ve canın saolsun diye rıza gösterirsem tazminat talep etme hakkını engeller ama hukuka uygun hale getirmez)
- Bilimsel eleştiriler
KUSUR
Kişinin haksız fiille başkasına zarar vermesi halinde doğacak zarardan sorumlu olması için kusurlu olması şartı aranır. Kusur gereken dikkat ve özenin gösterilmemesi halidir. Kusur kast ve ihmal olarak 2 ye ayrılır.
Kast: hukuka aykırı sonucun istenmesi haalinde kast hali ortaya çıkar.
İhmal: kişinin hukuka aykırı sonucu istememesine rağmen gereken önlemleri almamışsa, dikkat ve özen göstermemişse ihmal hali ortaya çıkar. Kast ve ihmal hukuka aykırıdır ve haksız fiildir. Cezai yaptırımı vardır. Normal bir insandan beklenen davranışın yapılmaması bekleniyorsa ağır ihmal, normal bir insandan beklenen dikkat ve özen gösterilmiş ama tedbirli bir insandan beklenen dikkat ve özen gösterilmemişse hafif ihmal vardır. Hafif ihmal tazminatta indirim sağlar.
ZARAR = 1.DERS
Zarar tazminatı doğurur. Maddi ve manevi zarar vardır. Maddi zarar: kişinin mal varlığının mevcut durumuyla haksız fiil olmasaydı olacak durum arasındaki farkı ifade eder. Bu durum mal varlığındaki fiili azalma yada elde edilecek kardan mahrumiyet olarak karşımıza çıkar maddi tazminat. Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Zarar kusur karinesine dayanıyorsa ispat yükü kalkar. Kusur karinesi, otobüs durağında beklerken araba durağa çarpıp bana da zarar verdi. Bu durumda arabayı kullananın kusurunu ispatlamak zorunda değiliz sadece zarımızı ispat ederiz.
Zararın aynen mi yoksa para ile mi tazmin edileceğini hakim belirler. Hakim tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini kusurun ağırlını dikkate alarak belirler. Tazminatın irat (gelir)biçimnde ödenmesine karar verilirse borçlu güvence göstermekle yükümlüdür.
Bazı durumlarda zararın aynen karşılanması mümkün değildir. Bu durumda zarar nakden karşılanır. (adam bıçaklanması) bazı hallerde hakim tazminatta indirime gdebilir. İndirime gidilecek hallere örnek verirsek;
- Hafif kusur
- Zarar görenin zarara rızası
- Zarar görenin ortak veya kişisel kusuru
- Zararın doğumuna veya artmasına yardım eden ortak kusur
- Umulmayan olaylar
- Zarar görenin bünyevi durumu (şeker hastası birine bıçakla küçük bir zarar verdin ölmesinden sorumlusun fakat indirim alırssın)
- Zarar görenin çok yüksek gelire sahip olması
- Ağır ihmal veya kast hali dışında kişinin mal varlığının çok düşük olması
- Zararın hatır işi esnasında doğması durumlarında hakim tazminatta indirime gidebilir.
Bir kişinin ölümü halinde öldürenden yada öldürmeye sebep olandan istenecek zararlar
- Cenaze giderleri
- Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ve çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplar
- Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar
- Ölen kişi bir a kişisiyle sözleşme imzalamış ve bu a kişisi zararlarını öldürenden talep edemez.
- Destekten yoksun kalma zararları gereği a kişisi destekten yoksun ve sgk dan her ay 700 lira alacak. Ayrıca kişisini öldüren kişinin 1000 lira ödemesine karar verildi a kişisine ödenecek. Eskiden 1000 tl den 700 çıkartılıyor ve öldüren 300 ödüyordu. Şimdi bu kaldırıldı. Yani zarar veya tazminattan indirim yapılamaz.
- Ölüm halinde yukarıdakiler dışında tazminat talep edemez.
Yaralama halinde istenecek zararlar
- Tedavi giderleri
- Kazanç kaybı
- Çalışma gücünün azalmasından yada yitirilmesinden doğan kayıplaar
- Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar ( oyuncu kadının yüzüne zarar verirseniz bundan doğan zararı ister)
- Geçici ödemeler ( kişiyi yaraladı ve dava süreci uzun hakim geçici ödeme yapılmasını isteyebilir.)
- Manevi zararlarını isteyebilir
Not: manevi tazminat zenginleşme aracı olarak görülemez.
Ceza hakimi ile hukuk hakimi arasındaki ilişki
Bir kişiyi bıçakladınız bu durumda hem tazminat davası hem hukuk davası açılabilir. Ceza hakiminin verdiği karar hukuk hakiminin verdiği kararı bağlamaz. Aksi yönde karar vermişse bu durumda hakim gerekçesini açıklamakla yükümlüdür.
İLLİYET BAĞI (NEDENSELLİK BAĞI) 14. Ders
Bir fiilin haksız fiil sayılması için aranan son şart, kusurlu davranışla zarar arasında sebep– sonuç ilişkisi olmalıdır. Gerçekten bir fiille zarar arasında sebep – sonuç ilişkisi yoksa haksız fiilden söz edilmez.
Ör: a kişisi b kişisini bıçakladı a hastaneye kaldırıldı ve hastanede fazla morfin vermesi sonucu öldü. Bu durumda a ölümden sorumlu değil çünkü ölümle illiyeti yoktur.
Haksız fiil nedeniyle zararı ancak doğrudan zarar görenler isteyebilir. Koruması istenen kişiler dışındaki 3. Kişiler gördükleri zarar nedeniyle tazminat talep edemezler.
Ör: yolda 2 araç birbirine girmiş ve diğer araçlar saatlerce beklemiş diğer araçtakiler uğradıkları zararı talep edemezler. Dolaylı zarar görenler illiyet bağı olmadığı için zararını isteyemez.
İlliyet bağı halleri
1. Ortak illiyet: zarara ortak sebebiyet verenlerden zarar istenir. Yani 2 kişi zarar verdi zarar gören zararını 2 den de ister. Müteselsil sorumluluk var mevcut fiil zararı doğuracakken birden çok kişinin fiili zararı gerçekleştirmesidir.
2. Yarışan (birlikte ) illiyet: mevcut fiil zararı doğurmayacakken birden çok kişinin fiili zarara sebebiyet veriyorsa yarışan illiyet var ve müteselsil sorumludurlar.
3. Önüne geçilen illiyet (farazi illiyet) zarar doğmadan başka bir şey zarara sebebiyet veriyorsa işte o başka bir şey gerçek illiyet, önüne geçilen fiil ise önüne geçilen illiyettir. Ör: a nın yemeğine zehir koydum. Yemek yerken b kişisi geldi adamı başından vurdu ve öldü bu durumda b kişisi ölümden sorumlu gerçek illiyet var. zehir adamı öldürmediği için zehir veren ölümden sorumlu değildir.
4. Seçimlik illiyet: birden çok kişi fiili gerçekleştiriyor ama fiili kimin yaptığı belli değil. Bu durumda kimse fiilden sorumlu değil. Ör: 4 kişi bana ateş açıyor ve tek mermi isabet ediyor ve ölüyorum. Kimin silahından çıktığı belli değil bu durumda 4 kişi fiilden sorumlu değil.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 1 misafir