AÖF Kamu ekonomisi 2 dersi 1.8.ünite notları

Cevapla
ahmet gnc
Mesajlar: 457
Kayıt: 01 Ara 2017 13:30
İletişim:

02 Ara 2017 00:09

Kamu ekonomisi ıı ünite 5 özet
è Asimetrik enformasyon kavramını ilk kez ortaya atan isim “ A. AKERLOF “ tur .( 1970 de )
è Rasyonel karar almanın güç olmasında en önemli faktör “ enformasyon yetersizliği “ dir
è 19. Yy dahakim olan klasik demokrasi teorisi şu koşullar üzerine kurulmuştur ;***
v Halk kamu işlerine saygı duyar.
v Halk olup biten her şeyden haberdardır.
v Halk akılcı çözümlere varır.
v Akılcı biçimde oluşan bireysel kanılar toplumun bütünü içinde geçerlidir
v Halk bir yargıya veya sonuca ulaştıktan sonra bunu seçimlerde ortaya koyar
v Halkın iradesi ya da hiç değilse çoğunluğun görüşleri yasalaştırılır.
v Toplumsal ahlak ve adalet ilkelerine dayalı bir kamu siyasetinin sürdürülmesini sağlar.
è “ siyasal talep “ ve “ siyasal arz “ siyasal süreçte enformasyonun yönleri arasında yer alır.
Not : “ siyasal görüş “ bunlar arasında yer almaz.
è Tam enformasyon genel olarak şu tür bilgileri kapsar;
v Ülkedeki tüm ekonomik, siyasi ve sosyal olaylar
v Tarih, egemenlik kavramı ve kullanım şekilleri
v Devletin hak ve yetkileri
v Ekonominin temel kavramları
v Ekonomi politika ve sonuçları
v Diğer ülkelerle olan ekonomik ilişkiler
v Sivil toplumun önemi
Not : “ vakıfların önemi “ bunlar arasında yer almaz
è Siyasal süreçte seçmen enformasyon gerektiren politik kararlararasında ;
v Seçmenin hangi partiye oy vereceği
v Hükümet politikalarının oluşumu üzerinde doğrudan etkiye sahip olan politikalar konusunda karar vermesi yer alır .
Not : “ seçimi hangi partinin kazanacağı “ yer almaz.
è Siyasal süreçte ortaya çıkan enformasyon sorunlardan bir kısmı süreçte rol oynayan birimlerin rasyonel davranmaları sonucunda ortaya çıkan sorunlardır.Bunlar ;
v Rasyonel bilgisizlik
v Rasyonel ilgisizlik
v Bürokrasinin bilgi hakimiyeti
v Gizlilik ve örtbas
v Yanlış ve aşırı enformasyon sorunları
v Mali aldanma sorunu
Not : seçmen bilgisizliği “ bunlar arasında yer almaz.
è Bazı enformasyon sorunları aktörlerin rasyonel davranışları dışındaki faktörlerden kaynaklanabilmektedir. Bunlar ;
v Doğal bilgisizlik
v Doğal ilgisizlik
v Seçmen unutkanlığı
v Seçmen miyopluğudur
è Seçmenin eksik enformasyona sahip olmasına “ seçmen bilgisizliği “ adı verilir.
è Bilginin kaynağı üzerine ileri sürülen felsefi öğretile şunlardır ;***
v Bilginin ustan geldiğini ileri süren bütün öğretiler usçuluk ( rasyonalizm )
v Bilginin duyumlarla geldiğini ileri süren bütün öğretiler duyumculuk ( sansüalizm)
v Bilginin doğuştan geldiğini, doğduğu anda bütün bilgilerin insanda mevcut bulunduğunu ileri süren bütün öğretiler doğuştancılık ( ineizim- nativizm)
v Bilginin sezgilerle elde edildiğini ileri süren bütün öğretiler sezgicilik (entüvizyonizm- miztisizm)
Not : “ bilginin teokrasiden geldiğini ileri süren öğreti( teokrasizm) “ bunlar arasında yer almaz.
è “ Tabularasa” deyimini ortaya atan isim “ johnlocke “ dur. Latince bir deyimdir.
è Bilgi, tamlığın doğrultusunda ilerleyen eksik ve tamamlanmamış bir süreçtir, her zaman da böyle kalacaktır. Çünkü değişme sürekli ve sonsuzdur, bilgide sürekli ve sonsuz olarak gelişecektir. Bu duruma “ doğal bilgisizlik “ adı verilir.
è Doğal bilgisizlik alanı, insanın yaşı ilerledikçe ve enformasyon toplandıkça küçültülür.
è Bireyin bir olgunun var olduğunu bilmekle birlikte bu olgunun detayları hakkında tamamen bilgisiz kalmayı tercih etmesine “ rasyonel bilgisizlik “ adı verilir.
è Seçmen bilgisizliğinin nedenleri;***
v Seçmenlerin siyasal etkinlik duygusunun düşük olması
v Kamusal kararların bir bohça şeklinde oylanması
v Enformasyonun temin etme isteksizliği
v Eğitim seviyesinin düşük olması
v Enformasyon toplama imkanın az olması.
è “Rasyonel seçmen bilgisizliği “ durumunu ilk kez “ A. Downs“ tarafından ele alınmıştır.***
è Kişinin siyasal süreçte yer alarak sonuca etkide bulunabileceği inancını taşıyıp taşımadığını ifade eden ve düşüklüğü siyasal bilgisizliğe ve siyasal ilgisizliğe neden olabilen kavram “ siyasal etkinlik duygusu” dur.
è Tam enformasyonun geçerli olduğu bir demokraside siyasal iktidarın sahip olduğu bilgiler arasında ;
v Seçimden beklediği olaylar
v Reel olaylar
v Muhalefetin stratejileri
v Hükümet faaliyetleri
v Faaliyetlerinden elde edilen bireysel faydalar
Not : “ muhalefetin oy oranı “ bunlar arasında yer almaz.
è Piyasa süreci ile siyasal süreç arasındaki farklar ;
v Piyasaya göre siyasal karar alma sürecinde seçmenlerin enformasyon temin etmek için daha az teşvike sahip olmasıdır.
v Siyasal tercihte seçmenlerin tercihte bulunacakları adayları değerlendirmeleri zor bi iştir.
v Siyasal süreçte enformasyon akışı doğrudan değildir.
è Downs a göre 3 tür en formasyon söz konusudur ;
v Tam enformasyon ( sıfır bilgisizlik ) : vatandaşların bütçede ki mevcut ve potansiyel maddeleri ve her maddenin tüm fayda ve maliyetlerini bilmesini ifade eder.***
v Kısmi bilgisizlik ( kısmı enformasyon ) halinde seçmenler bütçedeki tüm mevcut ve potansiyel maddeleri bilmekle birlikte , her maddeye ilişkin tüm fayda ve maliyetlerini bilmezler.
v Yüksek bilgisizlik durumunda vatandaşlar hem bütçedeki maddeler hem de bu maddelerin fayda ve maliyetleri konusunda bilgisizdirler.
è Bireysel tercihlerin siyasal karar alma süreci aracılığıyla toplumsal tercihlere ulaşımını önlemesine “siyasal bilgisizlik “ adı verilir.
è Amerikalı siyaset bilimci R. Dalh a göre siyasal katılımın boyutları şunlardır :
v İlgi
v Önemseme
v Bilgi
v Eylem
Not : “güç “ bunlar arasında yer almaz.
è R.Dalhın siyasal katılmayı arttırmak için toplumu 4 gruba ayırmıştır :
v Siyasal olmayan tabaka
v Siyasal tabaka
v İktidar peşinde koşanlar
v İktidar sahipleri
Not : muhalefet konumunda olanlar “ bunlar arasında yer almaz.
è Depolitizasyon : bilgiye ve siyasal katılıma olan ilginin yok edilmesidir.
è Politikacılar için uzun dönemde ekonomiye yararlı olabilecek politikaların yürürlüğe konulması yerine, kısa sürede sonuç alınabilecek politikaları yürürlüğe koyma çabalarına “ politik miyopluk “ denir.
è Kamuoyunun siyasal karar alma sürecinde olan bitenden haberdar olmasına “açıklık “denir.
è Mali aldanma kavramı ilk kez “ A. Puviani “ tarafından açıklanmıştır.
è Mali aldanma teorisine 1967 de yayınladığı “ demokratik süreçte kamu maliyesi- mali
kurumlar ve bireysel tercihler “ kitabıyla katkı da bulunan isim “ Buchanan “ dır
è Seçmenlerin federal bir sistemde eyaletler ve yerel yönetimlerin uygulamaları hakkında enformasyon sahibi olarak kendi çıkarlarına uygun bir bölgeye yerleşmeleri ve o bölge de oy kullanmaları esasına dayanan model “Tiebout modeli”dir
è Mali aldanma sorunun giderilmesi için yapılabilecek en önemli reform “ devletin küçültülmesidir “
è “ TabulaRasa “ öğretisinde insanın yeni doğduğu dönemdeki bilgi seviyesi “doğal bilgisizliktir “
è Eksik enformasyon nedeniyle , aynı zamanda birer yargı mükellefi olan seçmenlerin, bazı kamusal mal ve hizmetlerin kendilerine olan maliyetini tam olarak fark edememelerine “ mali aldanma “denir.
***İŞARETİ olan yerler çıkmış sorulardır…

BİR İNSANA VAZGEÇİLMEZ OLDUĞUNU HİSSETTİRDİĞİN AN;VAZGEÇECEĞİ İLK İNSAN SEN OLURSUN…
Kamu ekonomisi II ---- >6. Ünite özet
è Teorik bazda demokrasiye eleştiri yönelten düşünürlerin başında ;
v Arrow
v Downs
v Mosca
v Pareto
v Michels
v Hayek
v Buchanan
v Tullock
v Marksist düşünürler
Not : “ weber“ bunlar arasında yer almaz
è K .Arrowa göre demokratik bir yönetimde tutarlı toplumsal tercihlere ulaşmayı sağlayacak oylama kuralının karşılaması gereken koşullar şunlardır;
v Söz konusu toplumda diktatörlük yönetimi olmamalıdır.
v Bireysel tercihlerin sıralaması ne şekilde olursa olsun , geçerli olan karar alma kuralı bir sonuç üretebilmelidir.
v Tüm olası sonuçları sıralamak mümkün olabilmelidir.
v Karar alma kuralı bireylerin tercihlerine cevap verebilmelidir.
v Toplumda eğer A Bye , B de C ye tercih edilirse A da C ye tercih edilmelidir.
v Toplumun A ve B sıralaması, sadece A ve B sıralamasına bağlıdır.
è Arrow a göre demokratik sistemlerde uygulamada yağın kullanılan çoğunluk kuralı yetersiz kalmaktadır. Arrow un bu görüşleri “ arrow paradoksu ya da imkansızlık teoremi “ olarak adlandırılmaktadır .
è Seçmenin rasyonel davranarak bilgisiz kalmayı tercih etmesine “ rasyonel seçmen bilgisizliği “ adı verilir. Bu durumu ele alan ilk kişi “ Downs “ dur ***
è Eksik enformasyon sorunu en önemli etkisini “ devlet bütçesinde “ göstermektedir.
è Elitistteorisyenler ;
v G .Mosca
v V .Pareto
v R .Michels
è Elitist teorisyenlerden G. Mosca ya göre toplumu yöneten “ siyasal sınıftır. “
è “Siyasal elit “ kavramını ortaya koyan ve ilk kez kullan kişi “ V. Pareto “ dur
è Politik gücün toplumun küçük bir grubunun elinde olduğu yönetim şekli “ oligarşi”dir
è Demokrasinin önündeki en önemli engeli sınırsız demokrasi ve bunun sonucu olarak siyasal gücün kötüye kullanımı olarak gören 2 önemli düşünür ; “ Hayek – Buchanan “ dır
è Hayek e göre “ halk egemenliği fikri kanun hakimiyetini süratle 2. Plana itmiş ve Fransız devriminin ardından kanun hakimiyetiyle bağdaştırılamayacak talepler ve idealler yükselmiştir.
è Anayasa da bireylerin hak ve özgürlüklerinin açıkça tanımlandığı ve korunduğu, siyasal gücün hak ve yetkilerinin doğru bir biçimde tespit edildiği ve sınırlarının açık olarak belirlendiği demokrasi anlayışına “ anayasal demokrasi “ denir.
è “Kamu Tercihi Teorisi “nin temellerini atan isim “ Buchanan “dır
è Siyasal süreçteki aktörlerin davranışlarında hakim olan faktör “ fayda maksimizasyonu “ dur
è 1800 lü yıllarda ki demokrasiyi burjuvazinin egemen olduğu bir demokrasi olarak nitelendirmiş ve ideal demokrasiyi proletaryanın egemen olduğu bir demokrasi olarak tanımlayan “ Karl Marx “ tır .
è Marx a göre “ siyaset “ , yöneten- yönetilen ilişkisinde baskı , kabul veya iknayı sağlamada , kısacası hakim olmayı veya tabi olmayı belirleme de güce dayanan en önemli araçtır.
è Günümüzde uygulama yönünden geçerliliği olan demokrasi uygulaması “ temsili- katılımcı demokrasi “ dir .
è Parlamenter yönetim sisteminin geçerli olduğu demokratik yapıya “ parlamenter demokrasi “ adı verilir.
è Parlamenter sisteminin ayırt edici özelliği ; “ seçime dayalı ve temsil niteliği olan parlamentoya karşı sorumlu bir hükümetin bulunmasıdır.”
è Dahlın ideal demokrasi ölçütleri şunlardır ;
v Etkili katılım
v Oy kullanma eşitliği
v Aydınlanmış anlama
v Gündemin denetlenmesi
v Halkın kapsamı
Not : “ gündemin serbestliği “ ölçütü yoktur.
è Dahl a göre demokratik ölçütlere tatminkar düzeyde ulaşabilen ülke sistemlerine “ Poliarşi “ adı verilir.
è Çoğunluk ilkesini azınlık lehine sınırlayan araçlar ;
v Anayasacılık
v Anayasa yargısı
v Kuvvetler ayrılığı
v Denetim mekanizması
Not : “ yargısal bağımsızlık “ diye bir araç yoktur.
è Temsili- katılımcı demokrasiye en önemli eleştiri “ siyasal katılımın yetersizliğinden “ gelmektedir
è Çıkar ve baskı gruplarının siyasal iktidar ve bürokrasi üzerinde oluşturduğu baskı yöntemleri ;***
v İkna
v Lobicilik
v Seçim kampanyası yardımları
v Rüşvet
v Tehdit
v Sabotaj
v Toplu eylemler
v Medya
Not : “ sandık başına gitmeme “ bunlar arasında yer almaz
è Çıkar ve baskı gruplarını hakim olduğu demokratik yapıya “ plütokrasi “ denir
è Sivil toplumun demokrasi için tehlikeleriarasında ;
v Sivil toplumun faaliyeti i demokratik amaçlar gütmeyebilir
v Kötü bilgilendirilmiş veya yanıltılmış olan bir sivil toplum demokrasiyi azaltabilir.
v Sivil toplum, yetersiz temsil sorunu nedeniyle demokrasiye zarar verebilir.
v Sivil toplum kuruluşu , antidemokratik uygulamalardan zarar görebilir.
Not : sivil toplum faaliyetleri seçmenini seçim sürecine tam enformasyonu sahip olmasını engeller “ görüşü bunlar arasında yer almaz.
è “Demokrasilerde azınlığın hakimiyeti kaçınılmazdır “ görüşünü ileri süren “ Mosca “ dır***
è Pareto , toplumun tabakaları arasında aşağıdan yukarıya doğru devamlı bir hareket olduğunu, bu hareketin elit tabakasının iç yapısının değişmesi sonucunu doğurduğunu açıklayan kavram “ elit dolaşımı “ dır***
è Siyasal partilerin kendi çıkarları için anlaşarak toplumsal tercihlerde sapmaya yol açmasına “ negatif oy ticareti” adı verilir.***
***İŞARETİ olan yerler çıkmış sorulardır…

Annem hep: "Herkesin kaderini kendisinin çizdiğine inanırım. Yaradanın sana verdiğiyle en iyisini yapmalısın" derdi…
“ForrestGump” filminden
Kamu ekonomisi II -----> 7. Ünite özet
è Bireylerin karşı karşıya kaldıkları ikilemleri ortadan kaldırmak ya da çözmek için kullandıkları yöntemler ve oluşturdukları stratejiler “ oyun teorisinin “ temellerini oluşturur.
è Oyunların temsil ettiği durumlar ;
v İş birlikçi oyun
v İş birliksiz oyun
v Karma-güdülü oyun
è Sonucun oyuncuların hem kararlarının hem de çıkarlarının çakışmasına bağlı olduğu , oyunda oyuncuların diğer oyunculara kendi niyetlerini belirttiği oyunlara “ iş birlikçi oyun “ adı verılır
è Bir oyuncunun kazancının diğer oyuncunun kaybına eşit olduğu, bir oyuncu kazanırken diğerinin kaybettiği oyuna “ sıfır –toplamlı oyun” adı verilir.***
è Oyuncuların çıkarlarının eş zamanlı olarak kısmen zıt ve kısmen ortak olduğu oyunlara “ karma-güdülü oyun “ adı verilir.***
è Oyuncuların kendi kişisel stratejilerini ve netice fonksiyonlarını diğer oyuncular gibi bildikleri oyun “tümel bilgili oyun “ denir.
è 3 çeşit oyun sınıflandırması bulunmaktadır;
v Yetenek oyunları
v Şans oyunları
v Strateji oyunları
è Her oyuncunun stratejisinin diğer oyuncuların stratejilerine en uygun “Nash dengesi “ dir.( odak noktası dengesi)***
è Rakibin tercihi hakkında bilgi eksikliğine ve gelecekte etkileşimine ilişkin ilgisizliğe dayanan “ statik oyun “ dur.
è Bir oyuncunun diğer bütün stratejilerine baskın gelen strateji “ dominant strateji “ dir***
è “ Dinamik oyunlar da “ ; Bir oyunda daha sonra hareket eden oyuncu kendisinden önceki oyuncuların daha önce yaptıkları hamleleri bilmektedir .***
è Oyun teorisi kavramlarıylaiş birlikçe davranış kuralları 3 şekildesınıflandırılabilir ;
v Mahkum açmazı oyunları
v Korkak tavuk oyunları
v İtimat oyunları
è Bir oyun aynı oyuncular tarafından belirli bir dizi halinde tekrarlanarak oynanıyorsa bu tür oyunlara “ süper oyun “ adı verilir.
è Kamu kesiminde karar alma ve tercihleri analiz eden yeni ekonomi disiplini “ kamu tercihi “ dir.
è Kamu tercihinin ele aldığı temel problemler arasında ;
v Kollektif faaliyet sorunu
v Toplam tercihler sorunu
Not : “ ekonomik disiplin sorunu “ bunlar arasında yer almaz.
è “Oyun Teorisinin Gelişmesi ve Kamu Tercihi : Karşılıklı Etkileşim “ adlı çalışmasında ilk bakışta oyun teorisi ve kamu tercihi teorisinin birbirinden tamamen ayrı 2 disiplin gibi göründüğünü
belirten “ FORTE “ dir.
è Matematikteki olasılık teorisyle oyun teorisine ilişkin rasyonel teoriyi geliştiren “ PASCAL “ dır.
è 1883 de düopol oyunlarını geliştirerek iş birlikçi olmayan Nash dengesini ortaya koyan “ BERTRAND “ dır.
è Kamu ekonomisi paradigması “ Marco- Mazzola “ tarafından ortaya atılmıştır.
è Bir toplumda maksimum refahın nasıl elde edileceğini açıklayan “ Pareto “dur .
è Gündem kontrolü oyunları “ Mackay–Weaver “tarafından ortaya konulmuştur.
è “ Semiriyeli Çıkmazı “ adlı çalışma “ Buchanan “ ele alınmıştır.
è Kamusal yardım alanların ve yardımları verenlerin pazarlık ettiği ve yardımların istismar edildiği oyun türü “ Semiriyeli çıkmazı “dır***
è Bireysel menfaatlerle toplumsal menfaat ya da bireysel davranmakta iş birliği yapmak arasındaki muhtemel çelişkiyi ortaya koyan oyuna “ Mahkum Açmazı “ adı verilir.***
è Buchanan ın analitik olarak başlangıç noktası “Leviathan “ dır
è 1980 de yaymladığı “ rant kollayan toplumda reform “ adlı çalışmasında oyun teorsinikullanarak , rant kollamaya imkan sağlayan etkinsiz yasalardan , iyi sonuçlar alınabilecek etkili yasalara geçişin , özellikle rant kollamanın yaşandığı bir ekonomide zor olabileceğini ifade eden “ Buchanan “ dır.
è Anayasal yaklaşım ile oyun teorisi perspektifini beraber ele alarak ekonomi teorisine yeni bir dal kazandıran iktisatçılar “J.M.Buchanan – G. Tullock” durr.***
è 1987 de ortaya koyduğu çalışmasında makroekonomik politikaya ilişkin olarak 2 partili bir sistemde yaşanan seçimleri birer birer tekrarlayan oyun olarak ele alan ve her seçime ilişkin tek –atışlı Nash dengesini ortaya koyan “ A. Alesina “ dır***
è Oyuncuların yalnızca diğer oyuncuların ne yapacağını tahmin ederek , bir başka oyuncunun hamlesini bilmeden hareket ettiği oyun “ eksik bilgili oyun” dur.***
***İŞARETİ olan yerler çıkmış sorulardır…

“Hayatta asıl önemli olan; hala yaşıyorken, asla geç olmadığına inanmaktır.”
En son ahmet gnc tarafından 02 Ara 2017 00:17 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kere düzenlendi.
ahmet gnc
Mesajlar: 457
Kayıt: 01 Ara 2017 13:30
İletişim:

02 Ara 2017 00:16

• KAMU EKONOMİSİ
1. ÜNİTE
Kamu ekonomisinin incelediği konuların neler
olduğunu belirlemek.
Günümüzde tüm ülkelerde birçok mal ve hizmetin kâr amaçlı özel firmalar tarafından üretildiği ve pi-
yasada alınıp satıldığı, birçok mal ya da hizmetin de devlet kuruluşları tarafından üretildiği ve bedel-
siz olarak ya da maliyetinin çok altında bir bedelle sunulduğu görülmektedir. Kamu ekonomisi, devlet
tarafından piyasa mekanizması dışında üretilen ve sunulan mal ve hizmetlerin üretimini, arzını ve fi-
nansmanını konu almakta, devlet gelirlerinin ve harcamalarının belirlenme süreci ile etkilerini ve
sonuçlarını araştırmaktadır. Kamu ekonomisi ekonomi biliminin bir alt dalıdır.
Devletin kaynak ayırımı, gelir dağılımı ve istikrar gibi başlıca ekonomik fonksiyonlarını açıklamak.
Devletin ekonomideki fonksiyonları genel olarak
• 3 grupta toplanabilir:
. Kaynak ayırımı ile ilgili fonksiyon,
. Gelir ve servet dağılımı ile ilgili fonksiyon,
. istikrar ile ilgili fonksiyon.
Kaynak ayırımı fonksiyonundan özel ve sosyal ihtiyaçların etkin bir biçimde giderilebilmesi için kay-
nakların kamu ve özel sektör arasında bölüşülmesi anlaşılmaktadır. Gelir dağılımı fonksiyonu, reel ge-
lir ve servetin bireyler arasında adil bir biçimde paylaşılmasıdır. istikrarın sağlanması fonksiyonundan
ise, devletin tam istihdam ve fiyat istikrarını sağlaması ile makul bir büyüme hızını gerçekleştirmesi
anlaşılmaktadır.
Devletin ekonomik görevlerinin belirlenmesinde,pozitif ve normatif yaklaşımın anlamını açıklamak.
Devletin ekonomideki fonksiyonları ve görevleri belirlenirken ve değerlendirilirken iki yaklaşım söz
konusudur:
Pozitif yaklaşım neden-sonuç ilişkilerini araştırır,olabildiğince nesneldir.
Normatif yaklaşım ise değer yargılarına, dünya görüşüne, politik tercihlere bağlıdır, dolayısıyla
özneldir. Gerçek yaşamda devleten rolü belirlenirken her iki yaklaşım (duruma göre farklı öl-
çülerde) birlikte rol oynamaktadır. Devletin ekonomideki yerinin belirlenmesinde ne gibi ölçülerin kullanıldığını saptamak.
Devletin ekonomideki yerini görmek amacıyla çeşitli ölçüler kullanılır. Bu ölçülerin herbiri konunun
belirli bir yönünü aydınlatır. Devlet harcamalarının ekonomideki yeri açısından en çok Devlet Harca-
ması/GSMH oranı ile Devletin Gerçek Harcaması/GSMH oranı kullanılır. Devlet gelirlerinin göreli
önemi açısından ise Devlet Gelirleri/GSMH oranı ile Vergi Geliri/GSMH gibi oranlar kullanılmakta-
dır. Devletin ekonomideki yerini başka açılardan yansıtmak üzere .Devletin istihdamdaki Payı,
Devlet Yatırımları/Toplam Yatırımları gibi oranlar da kullanılmaktadır.
20. yüzyılda, özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra ve 1980 lere kadar devletin ekonomi içindeki yeri-
nin genişlediği görülmüştür. 1980 lerden itibaren bu artış duraklamış gözükmektedir. Az sayıda ülke-
de sınırlı bir gerileme gerçekleşmiştir. Günümüzde devlet harcamalarının ve devlet gelirlerinin
GSMH ye oranı gelişmiş ülkelerde belirgin ölçüde daha yüksektir. Ancak gelişmiş ülkelerin kendi ara-
larında da sosyal ve politik dengelere bağlı olarak önemli farklar görülebilmektedir.
Türkiye de devletin ekonomideki yerini belirlemek. Türkiye de ele alınan 1994-2001 döneminde gerek
devlet harcamalarının gerek devlet gelirlerinin GSMH ya oranında önemli bir artış olmuştur. An-
cak, harcamalardaki artış gelirdeki artıştan daha büyük olduğu için bütçe açığında ciddi bir genişleme meydana gelmiştir. Ayrıca, yine ele alınan dönemde transfer harcaması gerçek harcamanın hayli üs-
tüne çıkmış, hatta 2001 de iki katını aşmıştır. Burada önemli nokta, transfer harcamalarının büyük bö-
lümünü faizlerin oluşturmasıdır.

2.Özet
Ekonomi biliminin temel araştırma alanı olan kaynak ayırımında etkinlik ve gelir dağılımında ada-
let kavramlarını tanımlamak.ayırımında etkinlik, kaynakların en verimli oldukları alanlarda kullanılmasıdır. Neoklasik ekonomi teorisine göre, piyasa mekanizması tam rekabet koşulları altında ve ekonomik adam modeline göre, etkin kaynak ayırımını otomatik olarak gerçekleştirir.
Adalet ise iki temel yaklaşıma göre tanımlanabilir. Birinci temel yaklaşım, bir ekonomide, gelirlerin,
eşitlik veya hakkaniyet ilkelerine göre adil dağılımının sağlanmasını temel alırken, ikinci yaklaşım
bir ekonomide bütün bireylerin gelir elde etmek için eşit fırsatlara sahip olmalarını savunmaktadır.
Neoklasik ekonomi teorisi kapsamında, rekabetçi piyasaların nasıl çalıştığını ve bunun toplumsal
refaha ilişkin sonuçlarının neler olabileceğini saptamak.
Tam rekabetçi denge modelinde, piyasalarda tam rekabet koşulları egemendir ve tüm tüketici ve üre-
ticiler ekonomik adam modeline göre davranırlar.
Bunun sonucunda oluşan tüketici ve üretici dengeleri bütün piyasaların dengeye gelmesini sağlar.
Piyasa mekanizmasının işleyişi sonucunda ortaya çıkan kaynak ayırımının etkin olup olmadığına iliş-
kin temel kriter, Pareto optimallik kriteridir. Eğer,kaynakları yeniden dağıtarak, hiç kimsenin refahını
azaltmadan en az bir bireyin refahını artırmak mümkün değil ise, kaynak ayırımı Pareto optimaldir.
Pareto optimal noktalara varılması aşamasına kadar yapılan her iyileştirme Pareto iyileştirme olacaktır.
Refah ekonomisinin birinci temel teoremine göre,her rekabetçi denge bir Pareto optimum kaynak
ayırımını gösterir. ikinci temel teorem ise, herhangi bir Pareto optimumuna tam rekabetçi denge ile
ulaşabileceğini gösterir. Piyasa ekonomisinin işleyişi içinde ortaya çıkan gelir dağılımının toplum tarafından istenilen gelir dağılımı olmaması durumunda, bunun ne olması gerektiğine ilişkin kriterler ortaya koyan sosyal refah fonksiyonlarının dayandığı teorik temelleri açıklamak.
Pareto optimallik koğulları bir ekonomide kaynakların en verimli oldukları alanlarda kullanılmaları
gerektiğini gösterir. Ancak bunun sonucunda ortaya çıkacak olan gelir dağılımının adil olup olmaya-
cağı konusunda herhangi bir ipucu vermez. Sosyal refah fonksiyonları, Pareto optimal kaynak
dağılımı noktaları arasında hangisinin toplum tarafından en fazla tercih edileceğine ilişkin kriterler
ortaya koyarlar. Bu çerçevede başlıca iki tür sosyal refah fonksiyonu tanımlanmaktadır. Faydacı ve
Rawls çu sosyal refah fonksiyonları. Uzun yıllar boyunca refah ekonomisinin temel dayanağı olan
faydacı yaklaşım, toplumun refahını, tek tek bireylerin faydalarının toplamı olarak ele almaktadır.
Buna göre herhangi bir sosyal politika toplam faydayı artırıyorsa istenilir bir politika olmalıdır.Gü-
nümüzde en çok sözü edilen bir diğer sosyal refah fonksiyonu yaklaşımı ise Rawls çu yaklaşımdır. Bu-
na göre ise toplumun refahı, en fazla, toplumda en yoksul kesimlerin durumunun iyileştirilmesi ile sağlamaktadır.


3.ÜNİTE
Kamu maliyesinin önemli teorisyenlerinden R.Musgrave in devletin ekonomik fonksiyonlarına
ilişkin olarak yaptığı önemli üçlü sınıflandırma temel alınarak, devletin kaynak ayırımı, gelir dağılı-
mı ve istikrar fonksiyonlarını tanımlamak. Devletin ekonomik rolü üç düzeyde ortaya çıkar.
Birinci olarak devletin kaynak ayırımını sağlama rolü vardır. Kaynakları etkin dağıtan mekanizma
piyasa olsa da, bazı ihtiyaçların karşılanmasında piyasa aksar, bu durumda devlet, bu tür hizmetleri
merkezi ya da yerel düzeyde üreterek toplumsal refahın artmasını sağlar. Devletin ikinci ekonomik
fonksiyonu gelir dağılımı fonksiyonudur. Devlet vergi ve sübvansiyon gibi bazı araçlar ile gelir dağı-
lımını birincil ve ikincil düzeylerde değiştirebilir.
Bunların yanında, devletin bir de istikrar sağlama fonksiyonu vardır. Devlet, vergi ve kamu harcama-
ları ile toplam talebi etkileyerek ekonomik istikrarı sağlayıcı rol oynayabilir. Bir ekonomide ortaya çıkabilecek çeşitli piyasa aksaklıkları durumlarını, bu aksaklıklar ile birlikte ortaya çıkan devletin kaynak ayırımı üzerindeki rolünün önemini ve bu aksaklıkları ortadan kaldırmak amacıyla kullanılabilecek devletin müda hale araçlarının neler oldu¤unu açıklamak. Devletin kaynak ayırımına ilişkin rolü piyasa aksaklıklarına bağlı olarak ortaya çıkar. Başlıca dört tür piyasa aksaklığı tanımlanabilir. Bunlar ”şu şekilde sıralanabilir: Ortak tüketim konusu olduğu için fiyatlandırılamayan ve bu nedenle piyasanın hiç üretmediği kamusal mallar, özel fayda yanında top- lumsal faydanın veya özel maliyetler yanında toplumsal maliyetlerin de söz konusu olduğu dışsallıklar, üretim ölçeği boyunca marjinal ve ortalama maliyetlerin sürekli olarak azaldığı doğal tekeller, hizmet sunanların alıcılar hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları için riskleri doğru fiyatlandıramadıkları ve tüketiciler arasında ters seçişe neden oldukları eksik piyasalar. Devlet, merkezi yönetim veya yerel yönetimler düzeyinde örgütlenmeler ile bu aksaklıkları giderebilir. Örneğin, devlet, piyasa aksaklıkları durumunda; hizmeti bizzat kendisi üreterek veya özel kurumların ürettiği hizmetin finansmanını sağlayarak, vergi veya sübvansiyonlar yolu ile dışsallıkları
gidererek, yasal düzenlemeler yaparak veya standartlar koyarak piyasa aksaklıklarını giderici ve piyasaları düzenleyici rol oynayabilir.
Piyasa ekonomisinin bir ekonomide gelir dağılımına ilişkin sorunları çözemediği durumda, devletin gerek birincil gerekse ikincil gelir dağılımı aşamasında ortaya çıkan gelir dağılımı rolünü açıklamak. Gelir dağılımındaki adaletsizlikler de bir tür piyasa aksaklığı olarak kabul edilebilir. Bu durumda, devlet, asgari ücret yasaları gibi bazı yasal düzenlemeler ile piyasanın işleyişi sırasında müdahalede bulunabilir veya piyasada gelir dağılımı oluştuktan sonra, vergi, sübvansiyon veya bazı sosyal harcamalar ile gelirin yeniden dağılımını sağlayabilir.
4. ÜNİTE
Mal ve hizmetlerin, tüketimden mahrum bırakılıp bırakılmaması ve tüketimde rekabet olup olmaması
gibi iki kritere dayanarak, özel ya da kamusal mal olarak nasıl sınıflandırılabileceğini saptamak ve buna bağlı olarak değişik kamu malları kavramlarını tanımlamak.
Başlıca iki kriter malların niteliklerini saptamamız için yol gösterici olmaktadır. Bunlar, tüketimden
mahrum bırakabilme ve tüketimde rekabet olmaması kriterleridir.Tüketimden mahrum bırakma, be-
del ödemeyenlerin tüketim dışında bırakılabilmesidir. Tüketimde rekabet olması ise, bir bireyin bir
malı tüketmesinin diğer bireylerin aynı malı tüketemiyor olması anlamına gelmesidir. Bu kriterlere gö-
re bir sınıflandırma yaptığımız zaman, tüketimden mahrum bırakılamayan ve tüketimde rekabet olma-
yan mallar tam kamusal mal olarak sınıflandırılmaktadır. Bu kriterlerin bir tanesinin yerine getirilip, di-
¤erinin yerine getirilemediği yarı kamusal mal veya saf olmayan kamusal mal durumları da söz konusu-
dur. Ayrıca erdemli mallar, karma mallar, uluslararası kamusal mallar gibi farklı kamusal mal tanımla-
rı da yapılmaktadır. Kamu malları üretim sürecini piyasa süreci ile karşılaştırarak aradaki farkları belirlemek ve bu süreçlerin nasıl değerlendirildiğine ilişkin farklı yaklaşımları açıklamak. Piyasa süreci ile kamusal mal üretim süreci arasın bazı çok temel farklar vardır. ilk olarak, piyasada karar alıcılar tüketici ve üreticiler iken, kamusal
karar alma sürecinde talep yanında seçmenler ve arz yanında esas olarak politikacı ve bürokratlardan oluşan karar alıcılar söz konusudur. ikinci olarak, tercihler piyasada fiyat mekanizması ile bildirilirken, kamusal üretim sürecinde oylama mekanizması geçerlidir. Üçüncü olarak, piyasada fiyat faydalanma karşılığı olarak ortaya çıkarken, kamusal karar alma sürecinde bu bağlantı çoğu zaman kurulamaz. Bireylerin taleplerine dayanarak, kamu mallarının denge üretim miktarının nasıl belirlendiğine ili”kin iki önemli model olan Lindalh ve Samuelson modellerinin özelliklerini açıklamak. Kamu malları üretim sürecini piyasa benzeri bir süreç olarak modelleştiren ilk yaklaşım iki bireyli bir model olan Lindahl modeli dir. Aynı modelin çok sayıda birey için genişletilmesi ile Samuelson modeli ortaya çıkartılmıştır. Bu modele göre, bireylerin kamu mallarına olan taleplerinin bilindiği varsa- yımı ile bu taleplerin dikey olarak toplanması sonucunda toplumun kamu malı talebi oluşturulur. Toplumun kamu malı talebinin kamu malının mali- yet eğrisi ile çakıştığı noktada optimal kamu malı üretim miktarı belirlenecektir. Bu öyle bir miktardır ki, bu optimal miktarda bütün bireylerin ödemeye hazır oldukları vergi-fiyat, söz konusu kamu malının maliyetini tam olarak karşılamaktadır
ahmet gnc
Mesajlar: 457
Kayıt: 01 Ara 2017 13:30
İletişim:

02 Ara 2017 00:18

AÖF Kamu Ekonomisi Soruları ve Cevapları

1) Aşağıdakilerden hangisi, devletçe yürütülen hizmetlerden biri değildir?
A) Savunma
B) Diplomasi
C) Vakıflar
D) Sağlık
E) Eğitim

2) Devlet harcamalarının fonksiyonel ayrımında yaygın olarak kullanılan sınıflama, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Yönetsel, ekonomik ve sosyal harcamalar
B) Cari harcama ve yatırım harcaması
C) Gerçek harcama ve transfer harcaması
D) İç ve dış harcamalar
E) Verimli ve verimsiz harcamalar


3) Tam rekabet koşulunun en önemli unsuru, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Hiçbir firmanın piyasaya tek başına hakim olmaması
B) Fiyat üzerinde belirleyici olması
C) Pareto optimallik kriteri
D) Fiyatların, aşağıya ve yukarıya doğru esnek olması
E) Piyasa bilgilerinin tam olması

4) Kaynakların yeniden dağıtılarak, hiç kimsenin refahını azaltmadan, en az bir bireyin refahının arttırılmasını sağlayan değişime ne ad verilir?
A) Pareto İyileştirme
B) Pareto Etkinlik
C) Pareto Optimallik
D) Üretimde Etkinlik
E) Değişimde Etkinlik


5) Piyasa mekanizmasının hiç çalışmadığı veya optimal dışı sonuçları yarattığı durumlara neoklasik maliye teorisine ne ad verilir?
A) Piyasa Dengesizliği
B) Piyasa Başarısızlığı
C) Piyasa Aksaklıkları
D) Piyasa Sapmaları
E) Piyasa Dağılımı

6) Sigorta şirketleri veya kredi bankacılığı aşağıdakilerden hangisine örnek teşkil eder?
A) İçsel Piyasalar
B) Dışsal Piyasalar
C) Tam Piyasalar
D) Eksik Piyasalar
E) Yarı Piyasalar

7) İhtiyaçlar için gerekli olduğu halde çeşitli nedenlerle tüketilmediği için devletin müdahalede bulunduğu mal çeşidi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Fiyatlandırılabilir kamusal mallar
B) Uluslararası kamusal mallar
C) Erdemli mallar
D) Karma mallar
E) Kulüp mallar

8) Aşağıdakilerden hangisi, dış maliyetin kaynağıdır?
A) Üretim ve tüketim faaliyetleri
B) Fayda maksimizasyonu
C) Talep fonksiyonu
D) Aşırı üretim
E) Eksik üretim


9)
I. Seçmenler kısa vadeli çıkarlar doğrultusunda davranır.
II. Tekellerde rekabet olmadığı için etkinlik kaygısı yoktur.
III. Politikacıların hedef fonksiyonu oy maksimizasyonudur.
IV. Bürokratların hedef fonksiyonu etki alanlarını maksimum kılmaktır.
Yukarıda verilenlerden hangisi ya da hangileri kamu kesiminin etkinsiz çalıştığını ileri süren görüşün özelliklerinden biri değildir?
A) Yalnız I
B) I-II
C) Yalnız III
D) Yalnız II
E) III-IV

10)
I. Fayda ve maliyetlerin tanımlanması
II. Fayda ve maliyetlerin hesaplanması
III. Fayda ve maliyetlerin ölçülmesi
IV. Fayda ve maliyetlerin para birimiyle ifade edilmesi
Aşağıdakilerden hangisinde fayda maliyet analizinin aşamaları tam ve doğru olarak verilmiştir?
A) I-II
B) II-III-IV
C) I-III-IV
D) III-IV
E) I-II-IV

11) Aşağıdakilerden hangisi seçmen için kamu malı kullanım faydasını arttıran bir unsurdur?
A) Vergi fiyatı, toplam gelirden düşük ise
B) Marjinal gelir, ortalama gelirden yüksek ise
C) Marjinal fayda vergi fiyatından yüksek ise
D) Marjinal fayda, toplam gelirden yüksek ise
E) Vergi fiyatı, ortalama gelirden yüksek ise

12) Aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
A) Politik süreç, piyasa mekanizmasının kaynak ayrımı konusunda yetersiz kaldığı durumlarda ön plana geçer.
B) Bireyler politik süreçteki kararlarında yalnızca ülkeyi ve toplumu düşünmezler.
C) Politikacıların tam olarak dürüst olmaları durumunda bile yüzde yüz tarafsız olmaları mümkün değildir.
D) Politik sürecin aktörleri seçmenler, politikacılar ve bürokratlardır.
E) Politik süreçte tüketiciler maksimum fayda, firmalar maksimum kâr peşindedir.

13) Aşağıdakilerden hangisi, politik süreci belirleyen faktörlerden biri değildir?
A) Politikacılar
B) Çıkar grupları
C) Seçmenler
D) Medya
E) Esnaf


14) Üniversiteler ve devlet hastaneleri gibi kamu kuruluşlarının marjinal maliyet fiyatlaması yoluyla vatandaşlara sundukları hizmetler karşılığında elde ettikleri gelirler, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Katma Bütçeli Gelirler
B) Düzenleyici Gelirler
C) Döner Fon Gelirleri
D) Özel Fon Gelirleri
E) Konsolide Bütçe Gelirleri

15) Bireylerin yasalara aykırı davranışlarının cezalandırılması nedeniyle sağlanan gelirler, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Harçlar
B) Lisanslar
C) El Koyma
D) Para Cezaları
E) Şerefiye Gelirleri

16) Aşağıdakilerden hangisi, birim matrah üzerinden alınan verginin gelire oranıdır?
A) Yasal Vergi Oranı
B) Vergi Oranı
C) Efektif Vergi Oranı
D) Net Vergi Oranı
E) Marjinal Vergi Oranı

17) Aşağıdakilerden hangisi vergi matrahının gelirinin ekonomik tanımına uygun olarak saptanması yöntemidir?
A) Kapsamlı Gelir Vergisi Matrahı
B) Kapsamlı Vergileme
C) Adil Vergileme
D) İstikrarlı Gelir Vergisi Matrahı
E) Reel Gelir Vergisi Matrahı


18) Net gelirden bireysel muafiyet ve istisnalar çıkarıldıktan sonra bulunan değere, masraf sayılmayan giderler ve transfer ödemeleri ekleyip,masraf sayılan giderler çıkarıldıktan sonra kalan kısma ne denir?
A) Endeksleme
B) Vergi Matrahı
C) Yansıtma
D) Vergi Oranı
E) Brüt Vergi


19) Aşağıdakilerden hangisi kapsamlı gelir unsurlarından biri değildir?
A) Endekslenmemiş gelir
B) Gerçekleşmemiş gelir
C) Gerçekleşmiş gelir
D) Sosyal yardımlar ve transferler
E) Düzensiz olarak elde edilen gelirler


20) Mükellefin çifte vergileme durumundaki vergi yükü ile kurum kazancının sadece gelir vergisine tabi tutulduğu durumdaki vergi yükü arasındaki farka ne ad verilir?
A) Amortisman
B) Ek Vergi Yükü
C) Artan Oranlı Vergi
D) Çifte Artan Oranlı Vergi
E) Yükseklik Farkı

21) Aşağıdakilerden hangisi hızlandırılmış amortisman politikasında peşin değeri etkileyen faktörlerden biridir?
A) Politikalar
B) İndirimler
C) Geçmiş değerler
D) Cari faiz oranı
E) Mobilite


22) Firma yönünden en avantajlı olan alternatif amortisman yöntemi aşağıdakilerden hangisidir?
A) Normal Amortisman Yöntemi
B) Azalan Bakiyeler Yöntemi
C) Yılların Sayıları Toplamı Yöntemi
D) Olağanüstü Amortisman Yöntemi
E) Olağan Amortisman Yöntemi


23) Aşağıdakilerden hangisinden spesifik vergi alınmaz?
A) Alkol
B) Tütün
C) Akaryakıt
D) Doğalgaz
E) Gelir

24) Diğer tüketim vergilerine göre kamu ekonomisi fonksiyonları üzerinde daha olumlu etkiler yaratan vergi türü aşağıdakilerden hangisidir?
A) Kurumlar Vergisi
B) KDV
C) Perakende Satış Vergisi
D) Özel Tüketim Vergisi
E) Tekel Ürünleri Vergisi

25) Bireysel harcama vergisi uygulanırken, nasıl bir vergi tarifesi tasarlanmalıdır?
A) Azalan oranlı
B) Artan oranlı
C) Önce artan ve sonra azalan oranlı
D) Düz oranlı bir tarife
E) Önce azalan sonra artan vergi oranı

26) Hiperenflasyonu önlemek için uygulanan vergi, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gelir Vergisi
B) Kurumlar Vergisi
C) Bireysel Servet Vergisi
D) Sermaye Vergisi
E) Net Aktif Vergisi

27) Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye’de gelişmiş ülkelerdeki gibi bir servet vergisinin uygulanamamasının sonuçlarından biri değildir?
A) Vergi kaçakçılığı
B) Kayıt dışı ekonomi
C) Yüksek gelir grubundakilerin orta gelir grubundakilere göre daha az vergilendirilmesi
D) Orta gelir grubundakilerin yüksek gelir grubundakiler göre daha fazla vergilendirilmesi
E) Adil bir vergi sisteminin oluşturulması

28) İşveren tarafından ödenilen, ödeme gücü ilkesine uygun olarak alınan vergi türü, aşağıdakilerden hangisidir?
A) Gelir Vergisi
B) Veraset ve İntikal Vergisi
C) Net Gelir Vergisi
D) Sosyal Güvenlik Vergisi
E) Sosyal Sigorta Vergisi

29) Bir kamu kuruluşunun üretim kapasitesini arttıramadığı, talebin zirvede olduğu durumlarda, kaynak ayırımında etkinliği sağlayabilmek amacıyla uyguladığı en yüksek fiyat aşağıdakilerden hangisidir?
A) Monopol Fiyatlama
B) Marjinal Fiyatlama
C) Zirve Talep Fiyatlaması
D) Çoklu Tarifeler
E) Ortalama Maliyet Fiyatlaması


30) Aşağıdaki yarı özel mallarda fiyatlama yöntemlerinden hangisine göre, talebin zaman için değişmesi nedeniyle, sabit kapasiteyle sunulan hizmetler için düşük talep durumunda düşük fiyat yüksek talep durumunda ise yüksek fiyat politikası uygulanır?
A) Monopol Fiyatlaması
B) Marjinal Maliyet Fiyatlaması
C) Ortalama Maliyet Fiyatlaması
D) Çoklu Tarifeler
E) Zirvede Talep Fiyatlaması

Soruların Cevapları :

1 C
2 A
3 A
4 A
5 C
6 D
7 C
8 A
9 D
10 C
11 C
12 E
13 E
14 A
15 D
16 B
17 B
18 B
19 A
20 B
21 D
22 D
23 E
24 C
25 B
26 C
27 E
28 E
29 C
30 E
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 23 misafir