AÖF Mahalli İdareler Maliyesi ders notu

Cevapla
sevgi
Mesajlar: 57
Kayıt: 25 Mar 2017 20:56
İletişim:

30 Kas 2017 00:29

AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
Devletlerin ekonomilerde var olması siyasal-sosyolojik-tarihsel nedenlerle açıklanabilmektedir. Devletlerin amaçları; belli bir toprak parçasında yaşayan insanların toplu ve ortak ihtiyaçlarını karşılamaktır. Tarihsel seyir içinde bu örgüte yasal bir nitelik de kazandırılmıştır. Böylece ekonomik, siyasal ve idari yapısı ne olursa olsun hemen her toplumda geleneksel olarak ortaya çıkan yerel yönetimler, toplumların yaşamındaki yerini tarihsel gelişme içinde de korumaya devam etmiştir. Yerel yönetimlerin varlığı için gerekçelere siyasi yaklaşım, yerel yönetimlerce üretilen mal ve hizmetlerin bileşiminin saptanabilmesinde oylamayla açıklanan ter-cihlerin daha etkin olduğunu ileri sürmektedir. Kamu ekonomisi üretim birimlerinin faaliyet alanları daraldıkça, o alan içindeki bireylerinin tercihlerini yansıtmaları daha mümkün hâle gelmektedir.
Yerel yönetimlerin varlığı için hukuki gerekçeler, siyasal bir örgütlenme olan devletin idari yapısı içinde nasıl bir hukuki yapıda bulunacağıyla ilgilidir. Devletin örgütlenmesinde iki yöntem vardır. Bunlardan ilki, merkeziyetçilik (merkezden yönetim), ikincisi de ade-mimerkeziyetçilik (yerinden yönetim)'dir. Siyasi yerinden yönetimlerin örnekleri, konfederasyonlar ve federasyonlardır. İdari yerinden yönetim iki türlüdür; hizmet yerinden yönetimi ve mahalli yerinden yönetim. Hizmet yerinden yönetiminde, teknik nedenlerle bir hizmetin daha etkin görülebilmesi için bir kısım kuru-kışlara (tabipler odası, ticaret odası, baro vb.) hizmet alanı ile sınırlı olarak özerklik tanınmaktadır. Mahalli yerinden yönetim ise ülkenin belli bir bölgesinde oturan bireylerin sadece o yerde yerleşmelerinden dolayı doğan ortak ve komşuca ihtiyaçlarını ve işlerini görebilmeleri için o beldeye tanınan bir yönetsel özerklik bulunmaktadır.
Yerel yönetimlerin varlığı için gerekçelere ekonomik yaklaşım ise devletlerin varlık gerekçeleriyle paralellik göstermektedir. Devletlerin varlığı için, piyasa başarı-sızlığına dayalı olarak üç görev verilmektedir; kaynak tahsisinde etkinliği sağlamak, gelir dağılımında adaleti sağlamak ve ekonomik istikrarı sağlamak. Ekonomik yaklaşımda yerel yönetimlerin bu görevleri başarmada merkezi otoriteye göre daha
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
iyi çalışıp çalışmaması incelenmektedir. Yerel yönetimlerin bu üç görevden en fazla kaynak tahsisinde etkinliği sağlamayla ilgili rolleri bulunmaktadır. Gelir dağılımını adil hâle getirmede, kısmen başarı sağlanırken ekonomik istikrarı sağlamada hemen hemen hiç üstünlükleri yoktur.
Merkezî yönetim ve yerel yönetimler arasında görev ve kaynak bölüşümü konusu literatürde mali tevzin kavramı ile ifade edilmektedir. Tevzin denkleştirme, dengele-me, mali tevzin ise mali denkleştirme anlamına gelmektedir. Kamu hizmetlerinin yerine getirilmesi için, yasa koyucunun anayasada belirtilen esaslar çerçevesinde, merkezî yönetim ve yerel yönetimler arasında, bir yandan hizmetlerin dolayısıyla bunların gerektirdiği harcamaların, öbür yandan da bu giderleri karşılayan gelirlerin sistematik bir tarzda bölüşülmesini ifade eden bir sistemdir. Mali tevzinin gerekçesini kamu maliyesinin ve ulusal ekonominin birliği ve bütünlüğü anlayışı oluşturur. Gerçekten de devletin kamusal, yarı kamusal ve özel mal ve hizmetlerin üretimine ilişkin tüm faaliyetlerin sürdürülebilmesindeki güçlük nedeniyle, yerel özelliklerin baskın olduğu bazı hizmetlerin yerel yönetimler tarafından yürütülmesi hem geleneksel hem siyasal hem de ekonomik nedenlerden ötürü daha rasyoneldir. Yerel yönetimlerin harcama sorumluluklarının saptanması idareler arası mali ilişkilerin ilk aşamasını oluşturmaktadır. Burada hangi hizmetin hangi yönetim düze-yince etkin bir biçimde yerine getirileceğinin saptanması gerekmektedir. Harcamaların yönetimler arasında bö-lüşümünde, yerel yönetimlere genel yetki verilmesi, görevlerin kanunlarda listeler hâlinde sayılması ve bu yöntemlerin karma bir biçimde uygulanması söz konusudur. Harcamaların yönetimler arasında bölüşümünde açıklık, yerindenlik, ölçek ekonomisi ve dışsallık gibi ekonomik faktörlerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Harcama sorumlulukları her bir yönetim düzeyi için hesap verebilirliği arttırmak ve yetki çatışmasını önlemek için mümkün olduğunca açık tanımlanmalıdır. Yerindenlik ilkesi, kamu sorumluluklarının genellikle ve tercihen vatandaşa en yakın olan makamlar
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
tarafından kullanılması şeklinde tanımlanmıştır. Ölçek ekonomilerinin varlığı durumunda ölçek ekonomilerini sağlayan bölgesel düzeydeki ara yönetim birimle-rince veya merkezî yönetimle birlikte üretilmesi daha doğru olabilecektir. Dışsallıkların varlığı, söz konusu kamusal mal veya hizmetler için etkin üretim ve sunum düzeylerinin sağlanamamasına ve yerel bütçelerin çok fazla zorlanmasına neden olmaktadır. Harcama sorumlulukları belirlendikten sonra bu sorumlukların nasıl finanse edileceği konusu önem kazanmaktadır. Bu nedenle, kamu yönetiminin harcamanın önceliği ilkesinden hareketle idareler arası mali sistemin ikinci önemli boyutunu özgelirlerin bölüşümü oluşturmaktadır. Bazı ülkelerde yerel yönetimlere sınırsız vergileme yetkisi verilmekte, bazılarında vergiler idareler arasında paylaştırılmakta, kimilerinde ise aynı vergi üzerinden merkezî ve mahalli idareler değişen oranlarda pay almaktadırlar. Etkin bir özgelir sistemi tasarlanırken iç piyasanın etkinliği, idari maliyetler, istikrarlılık ve esneklik, ulusal eşitlik ve fayda - maliyet ilişkisi gibi konuların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Yerel yönetimlerin bütçelerindeki dengesizlikler idareler arası mali aktarımlar ve/veya yerel yönetimlerin borçlanmasıyla giderilmektedir. İdareler arası mali aktarımlar çoğu gelişmekte olan ülkedeki yerel yönetimlerin ana gelir kaynağını oluşturmaktadır. İdareler arası aktarımlar temel olarak, gelir paylaşımı düzenle-meleri ve yardımlar şeklinde iki gruba ayrılmaktadır. Etkin bir idareler arası sistemin tasarlanabilmesi için, idareler arası mali aktarımlar düzenlenirken bazı ilkeler göz önünde bulundurulmalıdır. İdareler arası mali sistemde aktarımların, dikey ve yatay mali dengenin sağlanması, politikaların ulusal düzeyde uyumlaştırılması ve bölgeler arası dışsallıkların giderilmesi gibi kapsamlı amaçları gerçekleştirmesi gerekmektedir. Harcamaları yerel düzeyde sunmak etkinken gelirleri toplamak merkezî düzeyde etkin olabilir. Bu durumda oluşabilecek dikey dengesizliklerin idareler arası mali aktarımlarla giderilmesi kaçınılmazdır. Fakir bölgelerdeki yerel yönetimlere idareler arası mali aktarımlarla destek olunması gerekmektedir.
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
Yerel borçlanmanın düzenlenmesi mali yerelleşmenin dördüncü bileşenidir. Çoğu ülkede merkezî yönetimler yerel yönetimlerin borçlanmasını doğrudan kontrol yet-kisine sahiptirler. Bu kontroller yıllık toplam borç miktarına ya da sadece dış borçlanmaya sınırlamalar getirilmesi, borçlanmanın tümünün merkezileştirilmesi ve yerel yönetimlere ihtiyaçlarına göre borç verilmesi gibi şekiller alabilmektedir. Yerel yönetimler genel olarak, merkezî yönetimden, aracı finansal devlet kurumlarından ve doğrudan sermaye piyasalarından olmak üzere üç kaynaktan borçlanmaktadırlar. Yerel borçlanma, nesiller arası eşitleme, sermaye yatırımı harcamalarının finansmanı ile gelir ve gider akımlarının uyumlaştırılması amaçlarıyla kullanıldığında yerel yönetimler için uygun bir kamu maliyesi aracı sayılmaktadır. Prensip olarak yerel borçlanmayı yatırım amaçlarıyla kısıtlamak borçlanmanın olumsuz etkilerini azaltabilecektir. Ancak böyle bir altın kural kamu tasarruflarının eğitim sağlık gibi yatırımlara yönelmesini engelleyebilmektedir.
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
Üniter devlet siyasal yönden merkeziyetçiliği simgeler. Üniter devlet; devletin ülke, millet ve egemenlik unsurları ile yasama, yürütme ve yargı organları bakımından teklik özelliği gösteren devlet şeklidir. Bu tanıma göre, üniter devletlerde hem devletin unsurlarında hem de devletin organ ve yetkilerinde teklik söz konusudur. Üniter devletlerde idarenin bütünlüğü ilkesi hakimdir. Bu ilke çerçevesinde idari teşkilat, merkezî ve mahalli idareler olmak üzere ikiye ayrılır. Mahalli idareler ise belirli bir bölgede yaşayan insanların o bölgede yaşamalarından kaynaklanan ihtiyaçlarını karşılamak için oluşturulur. Yerel yönetimler ayrı bir tüzel kişiliğe ve bütçeye sahiptir, karar organları seçimle görev başına gelir ve merkezî idarenin yerel yönetimler üzerinde bir hiyerarşi yetkisi yoktur.
Federal devlet sistemi, uluslararası kişiliğe sahip olmayan bölgesel federe devletlerin aralarında anlaşma yaparak oluşturdukları, uluslararası kişiliğe sahip olan bir merkezî devletin yönetimindeki devletler topluluğudur. Federal sistemlerde, federe devletlerin yetkileri, görevleri ve sorumlulukları anayasalarla belirlenmiş ve ge-nellikle yerel yönetimler de federe devletlerin yetki ve sorumluluğuna bırakılmış idari birimlerdir. Bu nedenle yerel yönetimlerin görev ve yetkileri, mali ve idari özerklikleri eyaletten eyalete değişebilmektedir. Mahalli idare denildiği zaman akla gelen örneğin belediyeler, üni-ter devletlerde devlet içinde yer alan bir kamu tüzel kişisi olduğu hâlde federal devletlerde üye devletler içinde yer almış birer kamu tüzel kişisidirler. Fransa üniter yapıya sahip bir devlettir. Fransa, mahalli idare birimleri açısından temel olarak üç kademeye bölünmüştür. Fransız Cumhuriyeti Anayasası'na göre mahalli idareler; Belediyeler (Communes), İller (Departements) ve Bölgeler'den (Regions) oluşmaktadır. Fransız kamu yönetiminde özel statülü yerel yönetim birimleri de bulunmaktadır. Bunlardan en önemlisi de aynı zamanda başkent olan Paris'tir. Fransa'da sunulan hizmetler temelinde en çok harcamayı belediyelerin yaptığı ortaya çıkmaktadır. Ayrıca belediyelerin halkın spor, kültür ve boş vakitlerini değerlendirmeleri için sunduğu hizmetlerin oranının yüksek olduğu görülmektedir. Bölgelerin ise özellikle ulaşım alanında etkili olduğu son yıllarda
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
raylı ulaşım hizmetlerinin sunulmasında üstlendiği rollerin harcamaya da yansıdığı görülmektedir. İller ise merkezden gelen refah sübvansiyonlarının dağıtımında önemli bir role sahiptir. Fransa'da belediyeler ve iller benzer mali yapıya sahiptirler. Bölge idarelerinin gelirleri iller ve belediyelere oranla daha yetersizdir. Bu ülkede, vergi gelirleri daha çok belediyeler ve iller tarafından tahsil edilirken bölge idareleri merkezî hükümetçe bölgeye devredilen devlet vergi gelirleri, toplam vergi gelirlerinden kişi başına alınan pay, em-laktan ve hizmet karşılığı alınan gelirler ve bölge tarafından gerçekleştirilecek işler için mahalli idarelerden aldığı katkılardan gelir elde etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri (ABD), modern federalizmin kurucusu olarak kabul edilmektedir. Burada eyaletler ve federal devlet ayrı ayrı egemen kabul edilir. ABD federal bir devlet olarak egemenliği federal devletle, federe devletler (states) arasında paylaştırmıştır. Tipik olarak her bir eyalette; Vilayet'ler (County) ve bunların altında da Belediye (Municipality) ve Kasaba (Township) gibi alt yönetim birimleri kurulmuştur. Tablodan da görüleceği gibi ABD'de önemli sayıda özel amaçlı mahalli idare birimleri de bulunmaktadır. Özel amaçlı mahalli idareleri de kendi içinde Özel Bölgeler (Special Districts) ve Okul Bölgeleri (School Districts) olmak üzere ikiye ayırabiliriz. Yerel yönetimler tarafın-dan üstlenilmiş olan görevler bir federe devletten diğerine önemli ölçüde değişmekte ve görevlerin yönetimler arasında bölüşümü, o federe devletin anayasasında ve yasalarında yer alan hükümlere göre düzenlenmektedir. . Yerel yönetimlerin en önemli gelir kaynakları, emlak vergisi, satış vergileri, gelir vergisi gibi bazı yerel vergiler ile idarelerarası mali aktarımlar ve borçlanmadan oluşmaktadır.
Mahalli idarelerde gelir bölüşümü, idareler arasında, hizmetin gerektirdiği harcamayı yapabilecek gelirlerin belirli kurallara uygun olarak dağıtılması ve bölüşülme-sidir. Dar ve geniş anlamı olmak üzere iki anlamı bulunan gelir bölüşümü, idareler arasındaki özellikle mali alanda gerçekleşen eşitsizliği gidermek
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
ve ilişkileri dengeye oturtmak için yapılan düzenleyici ödemelerdir. Geniş anlamıyla gelir bölüşümü ise denge sağlayıcı faaliyetlerin dışında ayrıca vergi kaynak ve gelirlerinin de bu amaca uygun olarak bölüşülmesini ifade eder. Mahalli İdarelerin, hizmetleri gereği gibi yerine getirebilmeleri ve başarılı olmaları için yeterli mali kaynağa sahip olmaları gerekir. Gelir bölüşümünde temel hareket noktası, yerel yönetimlerin kendilerine verilen görevler dolayısıyla gelire ihtiyaç duymalarıdır. Merkezî ve Mahalli idarenin gelir bölüşümünde dört yöntemden söz etmemiz mümkündür:
• Bağımsız Vergileme Yetkisi Sistemi
• Bağımlılık Sistemi
• Ayırma Sistemi
• Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Sistemi Bağımsız Vergilendirme Yetkisi Sistemi: Bu yöntemde mahalli iidareler vergileme yetkisine sahiptirler. Bağımsız bir vergi yetkisinden anlaşılması gereken yerel yönetimin kendi başına verginin oranını, matrahını belirlemesi, vergi toplama ve vergilendirmeye ilişkin işlemleri yapmada merkezî idareden bağımsız olmasıdır. Bağımlılık Sistemi bu sistemde vergi gelirlerinin büyük bir kısmı merkezî yönetimde toplanmakta yerel yönetimlere sadece küçük bazı yerel vergiler ve harçlar bırakılmaktadır.
Ayırma Sistemi bu sistemde her idare kendi gelir kaynağına sahip olması nedeniyle farklı idareler aynı kaynağa başvuramaz. Vergilendirme yetkisinin bir idari ünite tarafından kullanılması çifte vergilendirmeyi de önler. Böylelikle yerel yönetimlerin mali özerkliği kuvvetlendirilmiş olmaktadır.
Vergi gelirlerinden pay verilmesi merkezî yönetim bütün vergileri tarh ve tahsil etmekte, tahsil olunan vergilerin bir kısmı belirli ölçütlere göre yerel idarelere pay edilmektedir. Asıl tahsilat işini üstlenen merkezî idarenin yetkili organlarıdır, toplanan hasılattan yerel yönetim payına düşeni transfer etme işlemini yine merkezî idare gerçekleştirir.
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
Vergiler Yoluyla Gelir Sağlama; gelir vergileri, tüketim vergileri, emlak vergisi, motorlu taşıtlar vergisi, meslek vergisi vergi payları şeklinde gerçekleşmektedir. Bunun yanında da harç, şerefiye, harcamalara katılma payı adı altında da gelir yaratmaktadırlar.
Yerel halka merkezî idareden daha yakın olan yerel yönetimler halkın ihtiyaçlarını da aynı şekilde tespit edebilmektedirler. Yerel yönetimler halkın bu ihtiyaçları doğrultusunda özel hukuk hükümlerine tabi olarak ekonomik faaliyette bulunurken aynı zamanda gelir de elde etmiş olmaktadır. Yerel yönetim bizzat kendisi iktisadi teşebbüs kurmak durumunda değildir, aynı zamanda var olan bir şirkete hisse senetlerini satın alarak ya da belirli hizmetlerin yerine getirilmesi için ortak giri-şimde bulunarak da yerel halkın ihtiyaçlarının karşılanması yoluna gidebilir. Burada yerel yönetimlerin şirket kurma, ortak olma ve ortak girişimde bulunmalarına en önemli kısıt yasalarda belirtilen faaliyetler olması ve yerel halkın ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olmasıdır. Borçlanma, gelecek kuşakları da borç yükü altına ko-yan ve bu yüzden daha dikkatli davranılarak başvurulması gerek bir finansman kaynağıdır. Yerel yönetimler borçlanma yoluyla elde ettikleri gelirleri geleceğe de faydası olabilecek sermaye yatırımlarına sarf etmeleri gerekmektedir. Emlak gelirleri, yerel yönetimlerin sahip olduğu gayrimenkullerin satılması veya kiraya verilmesinden elde edilen gelirlerdir. Gayrimenkulün özelliğinden dolayı esnek bir gelir kaynağı değildir. Para cezaları, kanunlara, yönetmeliklere aykırı hareket edil-mesi ve yasal sorumlulukların zamanında yerine getirilmemesi nedeniyle yerel yönetimler tarafından bu davranışlarda bulunan kişi ya da kurumlara ödettirilen yü-kümlülüklerdir. Para cezaları da yerel yönetimlerin geliri olur ancak burada amaç gelir elde etmek değil, kanunlara, yönetmeliklere yerel halkın uymasını sağlamaktır. Bağış ve yardımlar, geri ödeme zorunluluğu olmayan, merkezî yönetimin, yerel yönetimlere yaptığı fi-nansal transferlerdir.
Günümüzde gösteriyor ki kentleşme sorununu yeni birtakım yaklaşımlarla ele almak artık zorunlu hâle gelmiştir. Nitekim soruna bir yandan büyük kentleri hafif-
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
letmeyi öngören amenajman uygulaması ile yaklaşılırken, bir yandan da mahalli idare sorunlarını metropoliten alanlar adı altında daha geniş coğrafi üniteler içinde ele almak eğilimi ortaya çıkmıştır. Kentlerin pek çoğunda meydana gelen akıl almaz nüfus artışı nüfusun yoğunluğunu da yükselttiğinden bu kentleri âdeta kan hücumuna uğramış yerleşme merkezleri hâline getirmiştir. Kentleşmenin ulaştığı boyutlar ile bölgesel karakterdeki bazı hizmetlerin önem kazanması sonunda ortaya çıkan yeni birtakım kurumlar vardır. Mahalli idareler yönünden de ele alınmasında yarar bulunan bu kurumların en önemlileri metropoliten alanlar ile özel bölgelerdir. Metropoliten alan ile ilgili tanımlardan biri şöyledir: Geniş bir şehir ve onu çevreleyen, idari yönden ayrı olmakla beraber, doğal ve ekonomik bir ayniyet gösteren çok sayıda uydu kentsel topluluklar. Bu toplanma elbette ki fiziki ya da coğrafi anlamda değildir; idari anlamdadır. Bir başka söyleyişle metropoliten alanda bir çekirdek kent vardır. Bu çekirdek kent âdeta bir cazibe merkezîdir. Bunun etrafında yine birçok irili ufaklı kentler vardır. Ancak bu sonuncuların varlığı ve yaşamı aslında cazibe merkezî olan çekirdek kentten kaynaklanmaktadır. Uydu kentler diyebileceğimiz diğerleri ile bir arada ele alınır ve bunların tümü için ayrı bir yönetim tarzı benimsenirse karşımıza metropoliten alan kavramı ve idaresi çıkar. Özel bölgeler, ABD'de gerçekleştirilmiş tek bir hizmeti gerçekleştirme amacına yönelik bir mahalli idare birimidir. Bir tanıma göre özel bölge üye devletin sınırlı bir coğrafi bölgede sulama, su temini, taşkın kontrolü, sağlık veya okul sistemi gibi belirli bir kamu hizmetini sağlamak üzere kurulmuş bulunan siyasal bir alt bölümüdür. Özel bölgeler kurulması, bazı mahalli hizmetlerin gerçekleştirilmesinde gerçekten pratik ve yararlı bir buluştur. Çünkü belirli bir hizmet için optimal büyüklükteki bölgenin seçimi nispi olarak daha kolaydır. Bu durumda elbette ki gelişme de hızlı ve etkili bir biçimde gerçekleşecektir. Özellikle yakıt ve enerji, su, telefon ve ulaşım gibi hizmetlerde özel bölgeler başarılı sonuçlar almaktadırlar.
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
Yaptıklarıyla veya yapamadıklarıyla en çok gündemde yer alan mahalli idare kuruluşu belediyedir. Nüfusu 5.000 ve üzerinde olan yerleşim birimlerinde belediye kurulabilir. İl ve ilçe merkezlerinde belediye kurulması zorunludur. Bugünkü yasal düzenlemelere göre, dört ayrı belediye tipi görülmektedir. Bunlar; olağan (normal) belediyeler, büyükşehir belediyesi, büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyeleri, ilk kademe belediyesidir. 5747 sayılı Kanun'la ilk kademe belediyeleri kaldırılmış ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ve diğer kanunlarda ilk ka-deme belediyesine yapılan atıfların ilçe belediyesine yapılmış sayılacağı belirtilmiştir. Bu açıklamayla üç çeşit belediye vardır, diyebiliriz.
Belediyenin organları; belediye meclisi, belediye encümeni ve belediye başkanıdır. Belediyenin görevlerinin kanunlarda yer alması ile ilgili dört ilkeden söz edilebilir. Bu ilkeler; genellik ilkesi, yetki ilkesi, liste ilkesi ve karma sistem ilkesidir. Ülkemizde, Belediye Kanu-nu'nda, belediye görevlerinin liste ilkesine uygun dü-zenlendiği görülmektedir.
Belediyelerde iç ve dış denetim yapılmaktadır. Denetim, iş ve işlemlerin hukuka uygunluğu ile mali ve performans denetimini kapsar.
1982 Anayasası'nda bulunan "büyük yerleşim yerlerinde özel yönetim biçimleri oluşturulabilir" hükmünün gereği olarak, 1984 yılında 3 ilimizde büyükşehir bele-diyesi kurulmuştur. Bugün için toplam 16 büyükşehir belediyesi bulunmaktadır. Belediye sınırları içindeki ve bu sınırlara en fazla 10 km uzaklıktaki yerleşim birimle-rinin son nüfus sayımına göre toplam nüfusu 750.000'den fazla olan il belediyeleri, fiziki yerleşim durumları ve ekonomik gelişmişlik düzeyleri de dikkate alınarak, kanunla büyükşehir belediyesine dönüştürülebilmektedir. Sadece, İstanbul ve Kocaeli'nde büyükşehir belediye sınırları, il sınırlarıyla aynıdır. Büyükşehir belediyelerinin organları da diğer belediyelerle aynıdır. Sadece, çalışmaları ve görevleri doğal olarak farklılaştırılmıştır.
Büyükşehir belediyelerinin görev, yetki ve sorumlulukları da ilgili kanunda ayrıntılı bir şekilde sayılmıştır. Büyükşehir belediyeleri ile ilçe belediyeleri arasında çıka-
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
bilecek görev ve yetki çatışmalarının önlenmesi için ayrıntılı belirtilmiştir. Ayrıca, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünün kapatılması ile İstanbul ve Kocaeli Büyük-şehir Belediyelerine, daha önce kapatılan Genel Müdürlüğe verilmiş olan görev ve hizmetleri de yerine getirmesi görevi verilmiştir.
Büyükşehir ve ilçe belediyeleri arasında hizmetlerin yürütülmesiyle ilgili uyuşmazlık çıkması durumunda, büyükşehir belediye meclisi yönlendirici ve düzenleyici kararlar almaya yetkilidir. Büyükşehir belediyesi, ilçe belediyeleri ile ortak projeler geliştirebilir ve yatırım yapabilir. Büyükşehir belediyesi, kesinleşmiş en son yıl bütçe gelirlerinin %10'unu aşmamak ve bütçede ödeneği ayrılmış olmak şartıyla ilgili belediyenin yatırım programında yer alan projelerin finansmanı için büyükşehir belediye başkanının teklifi ve meclisin kararıyla ilçe belediyelerine mali ve ayni yardım yapabilir.
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
Belediyelerin görevlerini tam ve nitelikli bir şekilde yapabilmeleri, sağlayabileceği kaynakların yeterliliği ile mümkündür. Belediyelerin en önemli gelir kaynağı, genel bütçe vergi gelirlerinden nüfus ve gelişmişlik endeksine göre aldıkları paydır. Diğer gelirleri ise Belediye Gelirleri Kanunu'na göre elde ettikleri gelirler, taşınır ve taşınmaz malların kira ve satış gibi değerlendirilmesinden elde edilen gelirler, faiz ve ceza gelirleri, belirlenen tarifelere göre tahsil edilecek hizmet karşılığı ücretler, her türlü girişim ve faaliyetlerden elde edilen gelirlerdir. Belediye Gelirleri Kanunu, belediye vergileri, belediye harçları ve harcamalara katılma payları olarak üç tür ge-liri ayrıntılı ele almıştır. Belediye vergileri olarak belirtilen vergiler şunlardır: İlan ve reklam vergisi, eğlence vergisi, haberleşme vergisi, elektrik ve hava gazı tüketim vergisi, yangın sigortası vergisi ve çevre temizlik ver-gisidir. Belediye harçları ise işgal harcı, tellallık harcı, hayvan kesimi muayene ve denetleme harcı, ölçü ve tartı aletleri muayene harcı, kayıt ve suret harcı, imar ile ilgili harçlar, iş yeri açma izni harcı, muayene, ruhsat ve rapor harcı, sağlık belgesi harcıdır. Harcamalara katılma payları da üç tür olarak belirlenmiştir. Bu paylar da yol harcamalarına katılma payı, kanalizasyon harcamalarına katılma payı, su tesisleri harcamalarına katılma payıdır. Emlak vergisi ise bina ve arazi vergisi olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Emlak vergisinin mükellefleri, bina, arsa ve arazinin maliki varsa intifa hakkı sahibi, her ikisi de yoksa bina, arsa ve araziden malik gibi tasarruf edenlerdir. Emlak vergisinin oranı, meskenlerde binde bir, diğer binalarda binde iki dir. Arazilerde binde bir, arsalarda ise binde üç tür. Bu oranlar, büyükşe-hirlerde yüzde yüz artırımlı uygulanır. Genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden %2,85'i büyükşehir dışındaki belediyelere, %2,50'si bü-yükşehir ilçe belediyelerine ayrılır. Büyükşehir belediye sınırları içinde yapılan genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamının %5'i ile, büyükşehir ilçe belediyelerine ayrılan payların %30'u büyükşehir belediye payı olarak ayrılır. %5'lik büyükşehir belediyeleri payının %70'i doğrudan
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
ilgili büyükşehir belediyesi hesabına yatırılır. Kalan, %30'luk kısmı ise büyükşehir belediyeleri arasında nüfus esasına göre dağıtılır.
Belediyelerin arsa, arazi ve bina şeklindeki taşınmazlarını kiraya vererek veya satarak gelir elde etmeleri de mümkündür.
Belediyeler, harç veya katılma payı konusu yapılmayan ve ilgililerin isteğine bağlı olarak yapacakları her türlü hizmet için, belediye meclislerince düzenlenecek tarife-lere göre ücret almaya yetkilidir.
Belediye bütçe tasarısı, belediye başkanı tarafından hazırlanır ve Eylül ayının birinci gününden önce encümene sunulur. Encümen bütçeyi inceleyerek görüşüyle birlikte Kasım ayının birinci gününden önce belediye meclisine sunar. Meclis, bütçe tasarısını yılbaşından önce, aynen veya değiştirerek kabul eder. Belediye, görev ve hizmetlerinin gerektirdiği giderleri karşılamak amacıyla, Kanunda belirtilen usul ve esaslara göre borçlanma da yapabilir.
İlin kurulmasına dair kanunla kurulan ve ilin kalkması hâlinde tüzel kişiliği sona eren mahalli idare birimi olan il özel idaresinin görev alanı il sınırlarıdır. İl özel idaresinin yürütme organı olan vali, aynı zamanda il genel idaresinin de başıdır. İl özel idaresinin karar organı ise il genel meclisidir.
İl genel meclisinin kendi üyeleri arasından seçeceği beş üye ile valinin birim amirleri arasından seçeceği beş üye, il encümenini oluşturur. Valinin başkanlık ettiği encümen yürütme organı niteliğindedir. İl özel idaresi, Kanun'da belirtilen bazı hizmetleri il sınırları içinde, bazı hizmetleri de belediye sınırları dışında yapmakla görevli ve yetkilidir.
İl özel idaresinin gelirleri arasında, genel bütçe vergi gelirleri tahsilat toplamı üzerinden aktarılan paylar önemli bir yer tutar. Bu paylar, İller Bankası tarafından illerin nüfusu, yüz ölçümü, köy sayıları, kırsal alan nüfusu ve gelişmişlik endeksine göre dağıtılır. Faiz ve ceza gelirleri ile bağışlar diğer gelirlerden bazılarıdır. Vali tarafından hazırlanan il özel idare bütçesi, önce il encümeninde, daha sonra da il

AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
genel meclisinde görüşülerek kabul edilir. İl özel idaresi, görev ve hizmetlerinin gerektirdiği giderleri karşılamak amacıyla Kanun'da belirtilen usul ve esaslara göre borçlanma yapabilir ve tahvil ihraç edebilir.
İl özel idarelerinde; iş ve işlemlerin hukuka uygunluğu ile mali ve performans yapıları, iç ve dış denetime tabidir.
Sayıca çok ancak işlevleri itibarıyla zayıf olan bir mahalli idare birimi de köydür. Köy Kanunu nüfusun 150'den fazla olması gerektiğini belirtmiştir. Belediye olabilmek için en az 5000 nüfusa sahip olmak gerektiğine göre, tavan nüfus olarak bu sayı belirtilebilir. Ancak, nüfusu 5000'i geçse bile belediye olmadıkça, köy tüzel kişiliği devam eder.
Köyün organları; köy derneği, ihtiyar meclisi ve muhtardan oluşur. Hayli eski olan Köy Kanunu'nda köyün görevleri, zorunlu görevler ve isteğe bağlı görevler şeklinde ikiye ayrılmış ve sayılmıştır.
Son yasal düzenlemelerle İstanbul ve Kocaeli illerinde büyükşehir belediyesi, diğer illerde il özel idareleri, köye yönelik hizmetleri üstlenmiştir.
Köyün gelirleri, Köy Kanunu'nda belirtilmişse de her biri köy ile ilgili giderleri karşılamaktan uzaktır. Değişik zamanlarda bir çok köy kanunu tasarısı hazırlanmışsa da kanunlaşma şansı bulamamıştır.
İç göçlerin yarattığı hızlı kentleşme, mahalli idarelerle ilgili sorunların büyümesine ve medya organlarında daha sık ele alınmasına neden olmuştur. Mahalli idareler sorunlarının büyük bir kısmı geniş halk kitlelerine hizmet vermekte olan belediyelerle ilgili olsa da diğer mahalli idarelerin de kendine özgü sorunları vardır. Sorun olabilen konuları ve çözüm şekline ilişkin önerileri belli başlıklar altında incelemek mümkündür. 1982 Anayasası, mahalli idarelere karar organları seçmenler-ce seçilerek oluşturulan birer tüzel kişilik niteliği vermiştir. Özellikle, içişleri bakanının geçici görevden alma yetkisi uygulamalarında ve görevler ile

AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
orantılı gelir kaynakları sağlanır hükmünün uygulanmasında sorunlar gözükmektedir.
Mahalli idareler üzerinde idari vesayet uygulamalarının, Anayasada belirtilen gerekçelerle, mahalli idarelerin özerkliğini de olabildiğince koruyup gözeterek yapıl-ması gereklidir.
Dünyadaki örneklerine göre geçte olsa ülkemizde mahalli idare bankası olarak önce Belediyeler Bankası, bu Bankanın bir devamı olarak İller Bankası 1945 yılında kurulmuştur. Kısa adı İlbank olan İller Bankası, il özel idareleri, belediyeler ve bağlı kuruluşlarının, finansman, proje, danışmanlık ve teknik konulardaki ihtiyaçlarını karşılamak ve/veya yardımcı olmak işlevlerini yerine getirir.
Mahalli idare birimlerinin hizmet yaptığı alanların optimal büyüklükte olmaması durumunda, kıt olan kaynaklar verimli kullanılmayacak, fazla maliyetle düşük fayda yaratılacaktır. Bu nedenle hizmet alanının gelişigüzel yaklaşımlarla değil, iktisadi kriterlerle belirlenmesi önemlidir.
Merkezî idare ile mahalli idareler arasında gerek görevlerin gerekse gelirlerin bölüşümünde, çok dikkatli ve şeffaf olunması gereklidir. Özellikle görevlerle orantılı bir gelir yapısına mahalli idarelerin kavuşturulması gereklidir. Bu amaçla, mahalli idarelerin genel bütçeden aldıkları pay dağıtım esaslarının ihtiyaçlarla sık gözden geçirilmesi, merkezî idare payları dışında kendi tahsil ettikleri vergilerde gerekli değişikliklerin yapılması önemlidir.
Merkezî idare, politikalarında ülkemizdeki bölgeler arası eşitsizliği göz önüne alan bir yaklaşımı ihmal etmemelidir. Ayrıca, mahalli idarelerin kendi arasında veya mer-kezî idare ile olan ilişkilerinde, hizmetlerin görülmesi sırasında gözlenebilen koordinasyon eksikliğini giderecek yasal önlemler ve bu konuda ihmali olan kişilere uygulanacak yaptırımlar ivedilikle düzenlenmelidir. Mahalli idare seçimlerini beş yılda bir yapıp, arada demokratik olmayan davranışlar sergilenmesi de çağdaş demokratik bir yapıya uymayacağından, yerel demokrasiyi geliştirme yolları işletilmelidir. Belediye gelirlerinin önemli bir bölümünü oluşturan gelir türlerinin,
www.dersnotlarin.com
dersnotlarin.com
AÖF DERS ÖZETLERİ SERİSİ
MAHALLİ İDARELER MALİYESİ
DERSİ ÖZETİ
belediyeden alacaklı olanlarca hacz edilememesi de birey mülkiyet hakkı yönünden olumsuzluk yaratmaktadır. Tüm gelirlerinin hacze konu olması da, toplum yararı karşısında söz konusu olamayacağından, birey hakkı ile toplumsal yararın bir dengesinin bulunacağı düzenleme yapılabilir.
Merkezî düzeyde mali kural uygulamalarına gösterilen özenin mahalli idareler için getirilen mali kural uygulamasında örnek olacağı açıktır. Ancak, mali kurallara uy-mayanlar için de etkili ve yansız çalışan bir yaptırım uygulaması da gereklidir.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 14 misafir