Türk siyasal hayatı ünite1 özet

Cevapla
iremarslan
Mesajlar: 1
Kayıt: 15 Tem 2019 17:54
İletişim:

15 Tem 2019 17:56

ÜNİTE 1
Karşılaştırmalı Bir Perspektifte Demokrasiye Geçişler, Çöküşler ve Onarımlar
Türkiye’de 1945 ile 1950 yılları arasında demokrasiye geçiş sürecinin ne şekilde gerçekleştiğini açıklamak.
Türkiye’de 1945 ile 1950 yıllları arasındaki demokrasiye geçiş süreci, bir reform şeklinde olmuştur. Siyasal iktidarı elinde tutan otoriter Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) bir kopma olmadan, anayasal düzen içinde iktidarı Demokrat Partiye (DP) teslim etmiştir. Bu Türk örnek olayı yani reform yoluyla demokrasiye geçişin ancak hükümetin muhalefetten güçlü olduğu zamanlarda, muhalefet ve iktidar gruplarında ılımlıların aşırılardan güçlü olduğu yerlerde mümkün olabileceği hipotezlerini desteklemektedir.
Demokratikleşme sürecini kesintiye uğratan 1960, 1971 ve 1980 askeri müdahalelerinin nedenlerini ve aralarındaki farklılıkları saptayabilmek.
1960-1971 ve 1980 tarihlerinde üç kez demokratik süreç askeri müdahale ile kesintiye uğramıştır. 1960 ve 1980 askeri müdaheleleri var olan kurumsal düzenden tam bir kopuş içermesine karşılık 1971 askeri müdahalesi yarı darbe niteliği taşır. iki müdahele arasındaki en önemli fark 1960 darbesi anayasal krizi çözmeye yönelik arabulucu bir nitelik taşırken, 1980 MGK rejimi ise sosyal, ekonomik ve siyasal yapıları bütünüyle değiştirmeye yönelik bir müdahale olmasıdır. Dünyadaki demokratik çöküşleri açıklamak için iki hakim yaklaşım söz konusudur. Bir yaklaşım, toplumun yapısal niteliklerinin önemini vurgularken diğer yaklaşım ise bir rejimin istikrarı ve devamını sağlayan sosyal ve siyasal aktörlerin önemini vurgulamaktadır.
Demokratik yönetimin krizlerini 1960, 1971 ve 1980 yıllarında yaşayan askeri darbelere bağlı olarak açıklayabilmek.
Türkiye’nin ilk yaygın demokrasi girişimi (1946-1960) 27 Mayıs 1960 tarihindeki askeri darbeyle sona ermiştir. Dönemin iki büyük partisi olan DP ve CHP ideolojik olarak birbirinden büyük ayrılığı olmayan partilerdi. 1957 seçimlerinden sonra DP azalan oylarına tepki olarak “ince demokrasiye paydos” diyerek çeşitli alanlarda sert tedbirler almıştır. Nisan 1960 yılında olağan üstü yetkilerle donatılmış Meclis Araştırma Komisyonunun çalışmaya başlamasını ve ardından gelen öğrenci gösterileri sonunda, muhalefetin de desteğiyle 27 Mayıs 1960’ta ordu müdahele etmiştir. 1960 Anayasası’nın sağladığı liberal ortam sonucunda ise aşırı sağ ve sol grupları siyaset sahnesinde yer almıştır. Adalet Partisi hükümeti 1960’lı yılların sonuna doğru gittikçe kötüleşen siyasal ortamla baş edemez duruma gelmiştir. Bir grup radikal subay, radikal sosyal reformları yerine getirme görüntüsü altında uzun sürecek bir askeri rejim kurmayı hedeflemişlerdir. 12 Mart 1971 askeri memorandumu bu radikal hareketi engelleyen son dakika hareketidir. Bu ara yönetim, 1961 Anayasası’nı, yürütme oteritesinin güçlendirilmesi ve belirli temel özgürlüklerin kısıtlanması açısından elden geçirmiştir. 1973 sonlarında yapılan parlâmento seçimleriyle 1971 askeri darbesi son bulmuştur. 1975’den başlayarak 1980 yıllarına kadar; şiddet ve terörizm olayları artmış, hükümet ve meclis hareket edemez duruma gelmiş, ekonomik sıkıntılar ve uluslararası problemlerle birlikte rejim 1980’e gelindiğinde meşruluğunu kaybetmeye başlamıştır. 1980 çöküşüne yol açan yılların karakteristik bir özelliğide AP ve CHP’nin hükümete başkanlık yaptıklarında adaleti sağ ve sol teröristlere eşit bir şekilde uygulamadığı yönündeki yaygın kanaattır. Bu iki büyük partinin birlikte hükümet için işbirliğinde bulunmaması da demokrasinin çöküşünün önemli bir nedenini oluşturmuştur.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 2 misafir