AÖF Sosyal Psikoloji Konu Anlatımı

Cevapla
gecesun
Mesajlar: 1
Kayıt: 24 Mar 2019 09:35
İletişim:

24 Mar 2019 09:37

1. Ünite – Çatışma
ÇATIŞMA KAVRAMI
Çatışma: Bireyin kendiyle, bireyle grup, bireyle toplum, bireyle birey arasındaki
anlaşmazlıklardır.
Çatışma genelde dört durumda meydana gelebilir.
Bunlardan birincisi; özel amaç ve değerler karşılaştığında veya ilgili gruplar tarafından
çatışma olarak algılandığında ortaya çıkar. İkinci olarak; işletme içinde karşıt, baskıcı, tepki
oluşturabilecek davranışlar çatışma yaratır. Üçüncü olarak; karşılıklı çıkar çatışmaları
olduğunda ortaya çıkan çatışmalardır. Dördüncü çatışma şeklinde ise, karşılıklı olumlu
olmayan ilişkiler söz konusu olduğunda ortaya çıkar.
ÇATIŞMA DÜŞÜNCESiNDE GENEL YAKLAŞIMLAR
Çatışma konusuna farklı açılardan bakan üç farklı yaklaşım bulunmaktadır. Bunlar geleneksel
yaklaşım, insan ilişkileri yaklaşımı, etkileşimci yaklaşımdır.
Geleneksel Görüş
Çatışma konusunda yapılan ilk çalışmalar çatışmanın kötü bir durum olduğu üzerinedir.
Çatışma olumsuz bir durum olarak tanımlanmış ve bu olumsuz anlamı pekiştirmek için şiddet
zarar ve mantıksızlık gibi terimlerle eş anlamlı kullanılmıştır. Bu nedenle, çatışma
olumsuzluğu ifade ettiği için kaçınılması gereken bir durumdur.
İnsan ilişkileri Yaklaşımı
Bu yaklaşıma davranışçı felsefe de denilmektedir. Çatışmayı kabul etmekte ve karmaşık
örgütlerin yapıları gereği çatışma içinde bulunduklarını vurgulamaktadır. Bu düşünceyi
paylaşanlar çatışmaların genel olarak bireyler ve gruplar arası farklılıklardan doğduğunu;
çatışmanın yok edilmesinin de bu farklılıkların ortadan kaldırılması anlamına geldiğini öne
sürerek, bunun olanaksızlığını belirtmişler ve bireyler ve gruplar arasındaki çatışmaların
benimsenip, desteklenmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Etkileşimci Yaklaşım
Bu yaklaşım ise olumlu çatışmaları açıkça desteklemeye yönelir ve çatışma yönetimini,
güdüleme ve çözüm yöntemlerini de kapsayacak şekilde tanımlar. Etkileşimci yaklaşım aşırı
uyumlu, sakin-barışçıl ve işbirlikçi bir sosyal sistemin durağan, ilgisiz değişim ve yenilik
ihtiyaçlarına tepkisiz kalma eğiliminde olduğu mantığından hareketle düşük düzeyde bir
çatışmanın sosyal sistem liderince desteklenmesinin söz konusu sistemin, yaratıcılığını, öz
eleştiri yapma yeteneğini ve yaşamını sürdürebilirliğin, sağlayacağını öne sürer.
Organizasyon içindeki Pozisyona Göre Çatışmalar

Burada çatışmanın bir organizasyon içinde hangi konumda ortaya çıktığına göre
tanımlanmaktadır. Bunlarda dikey, yatay ve komuta-kurmay çatışmaları olmak üzere üç
grupta toplanır.
Komuta Kurmay Çatışmaları; Örgüttün emir-komuta sisteminde olan sorumlulukları ve görev
alanları belirlenmiş çalışanların yaşadıkları çeşitli nedenlerle oluşan (deneyim, çalışma süresi,
beceri çeşitliliği, farklı kültür gibi) anlaşmazlıklardır.
Dikey çatışmalar; örgütte farklı seviyelerdeki bireyler arasında meydana gelen
anlaşmazlıklardır.
Yatay Çatışmalar; Bir örgütte aynı seviyede bulunan bireyler arasındaki anlaşmazlık veya
uyumsuzluk olduğunda ortaya çıkan çatışmalardır.
Rol Çatışmaları
İki veya daha fazla kişi arasında meydana gelen çatışma türüdür. Amaç; tutum, değer ve
davranışlar arasında farklılıklar olduğunda ortaya çıkan bir çatışmadır. Kişinin kendisinden
kaynaklanan çatışmaların ve kişiler arası çatışmaların temel kaynaklarından bazıları ise rol
çatışmaları ve rol belirsizlikleridir
Taraflar Arası Çatışmalar
İnsanların yaşamlarında birey düzeyli çatışmaların yanı sıra, bireylerin birbirleriyle, bireylerin
gruplarla, ya da bireylerin içinde bulundukları sosyal yapılarla da çatışmaları ortaya çıkabilir
Gruplar Arası Çatışmalar
Grup içi Çatışmalar Grup içi çatışmalar tüm grup üyeleri veya bazıları arasında meydana
gelen uyuşmazlıkları ifade eder. Bu tür çatışmalar, grubun başarı ve etkinliğini olumsuz
etkiler.
Komuta-Kurmay Çatışmaları
Emir - komuta grupları ile kurmay personel arasında genelde otorite ilişkilerinden
kaynaklanan çatışmalardır. Çalışanlardan beklenen işin kapasitesinin çok üzerinde olması, rol
belirsizliği, aşırı iş yükü de çatışmaya neden olabilir.
ÇATIŞMA SÜRECi
Çatışmanın ana kaynakları farklı değer ve algılamalar, iş faaliyetlerinde karşılıklı dayanışmada
farklı amaçlar ve paylaşılan kaynaklardır. Çatışma, insanın olduğu her yerde doğal bir olgu
olarak ortaya çıkabilir. Genel olarak, çatışmanın ortaya çıkış süreci bir aşama izler. Bu
aşamaları dört başlık altında toplayabiliriz
Gizli Çatışma: iki veya daha fazla grup, bir amaç doğrultusunda çalıştıklarında potansiyel bir
çatışma ortaya çıkar. Bazı kaynakların kıt olması, rekabetin olması bireyler arasında etrafça
hissedilmeyen ancak Taraflarca hissedilen bir çatışma yaratır.
Algılanan Çatışma: Burada çatışma yaratan Taraflar çatışmanın nedenini açıklayamasalar da
çatışmanın farkındadırlar. Aralarında uyumsuzluk olduğunun farkındadırlar.

Hissedilen Çatışma: Algılanan çatışma, çalışanlar arasında paylaşıldığında çalışanlar arasında
görüş farklılıkları ortaya çıktığında artık çatışma hissedilmeye başlanmıştır.
Açık Çatışma: Bu durumda çatışmalar daha da belirginleşip hissedilir hale gelmiştir. Çatışma
çok belirginleşmiştir. Çatışmanın bu aşamada çözümlenmesi de zor bir hal almıştır
ÇATIŞMA NEDENLERi
Modern toplumsal yaşamın doğal bir uzantısı olarak meydana gelen çatışmaların ortaya
çıkmasında pek çok faktör rol oynamaktadır. Kişiler arası ilişkilerden başlayıp, bireyin
davranış, tutum, kişilik yapısından, içinde bulunduğu ortama kadar birçok neden sayılabilir.
Çatışmalara neden olan faktörler iletişim kaynaklı, sosyal ve yapısal kaynaklı ve kişisel
kaynaklı olmak üzere üç başlık altında toplanabilir.
İletişim Kaynaklı Çatışmalar
Çatışmaların en önemli nedenlerinin başında iletişim kaynaklı sorunlar yer almaktadır. Kişiler
veya gruplar arasındaki yetersiz bilgi alışverişlerinin olması, uzun iletişim kanallarının olması
ya da kültürel sosyal açıdan farklılıklardan kaynaklanan bireylerin birbirlerini anlamakta
güçlük çekmesi, iletişim kaynaklı sebepler arasında sayılabilir.
Yetersiz bilgi alışverişi; rol çatışması, rol belirsizliği ya da hatalı ve önyargılı davranışların yol
açtığı Taraflar arası çatışmaların pek çoğu bireyler (ya da gruplar) arasında yeterince bilgi
alışverişi olmamasının ve tanımamanın sonucu ortaya çıkar
Anlam güçlükleri; bireyler arasındaki sosyal, kültürel farklılıklar aynı dili konuşmaya rağmen,
bireylerin birbirlerini anlamamaktan kaynaklanan çatışmalara yol açmaktadır. Yaş, eğitim,
cinsiyet, etnik köken, meslek farklılıkları gibi unsurlar bireylerin birbirlerini anlamada güçlük
çekerek çatışmalarına neden olabilir.
Sosyal ve Yapısal Kaynaklı Nedenler
Sosyal ve yapısal kaynaklı çatışma nedenlerinin çok geniş bir şekilde kullanıldığı
görülmektedir. Grup üyelerine verilen görevlerde uzmanlaşma ve standartlaşma üyelerin
birbirinden farklı olması, liderlik biçimleri, ödül ve performans değerlendirme sistemleri, grup
bağlılığı gibi pek çok faktör sayılabilir
Kişiye ilişkin Nedenler
Bireylerin kişilik özelliklerine bağlı olarak çatışmalar değişebilir. Bireylerin demografik
özellikleri örneğin cinsiyet, geldiği sosyo ekonomik yapı, kültür bireylerin kişiliklerini etkilediği
için farklı çatışmalara neden olabilir.
ÇATIŞMA YÖNETiMi
Çatışmalar bazı ortam ve koşullarda istenilir olmakla beraber, genelde bireyler üzerinde yıkıcı
ve olumsuz etkilere yol açmaktadır. Bu gibi durumlarda çatışmanın olumsuz etkilerinin
önlenmesi veya yönetilmesi gerekmektedir. Genelde çatışmayı yönetmede iki yaklaşım
kullanılmaktadır
Çatışmanın çözümlenmesi için en uygun yöntemler seçilmesi gerekir. Çatışmayı çözmek için
hiçbir eylemde bulunmamak ya da görmemezlikten gelmek daha da büyük sorunların ortaya
çıkmasına neden olabilir. Bunun için çatışmayı çözümlemede değişik yöntemler kullanılabilir.
Genelde çatışmayı önlemede iki yaklaşım kullanılmaktadır. Bunlar davranışsal ve tutumsal
modellerdir. Davranışsal modeller daha çok çatışmaya geçici çözüm yolu bulan modellerken
tutumsal modeller, daha çok zaman alıcı ve masraşı modellerdir.
Davranışsal Yaklaşımlar
Çatışmalarla ilgili çözüm yolları bulunurken bu davranışsal yaklaşımlardan biri Kenneth
Thomas tarafından önerilmiştir. Burada beş yaklaşım bulunmaktadır: Rekabet, işbirliği,
kaçınma, uyum ve uzlaşmadır.
Tutumsal Yaklaşımlar
Tutumsal yaklaşım, çatışmaları çözümlemede sadece bireylerin davranışlarını değiştirmekle
kalmaz, aynı zamanda onların çatışma konusundaki düşüncelerini, duygularını da
değiştirmeye çalışır. Tutumsal yaklaşım, çatışmaya neden olan yolları ve sebepleri bulma
çabasındadır
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 16 misafir