Adalet Meslek Etiği 1-5.Ünite Ders Notu

Cevapla
notcu
Mesajlar: 332
Kayıt: 10 Nis 2018 11:33
İletişim:

16 May 2018 00:22

ADALET MESLEKİ ETİĞİ
KAVRAMSAL TEMELLER
UNITE ( 1 )
AHLAK
AHLAKIN KONUSU: insanların bilinçli eylemleridir. Nesnesel olaylar, durumlar, ahlaka uygun veya ahlaka aykırı olarak nitelenemez. Aynı şekilde hayvanların hareketleri de ahlakla ilgili değildir.
ÖRN: uykusunda horlayan birisi ne kadar çok kişiyi rahatsız ederse etsin sırf horladığı için ahlaka aykırı davranmış olmaz. En fazla horladığının ve başka insanları rahatsız ettiğini bildiği halde tedavi olmak için hiçbir çaba sarf etmemesi ahlaka aykırı olur.
AHLAK: uyulması gereken davranış kurallarıdır. İyiye yönelmiş eylemi gerektirir.
AHLAKSIZLIK: ahlak eylemlere yüklenirken ahlaksızlık insanlara yüklenen bir niteliktir uyulması gereken kurallara uymamayı alışkanlık haline getirmiş olmayı kastederiz.
ERDEM: ahlaken değerli görünen bir durumun gerçekleştirilmesi için kişinin sahip olması gereken yetenek, beceri, kapasite ve yeterliklerdir. ERDEM kişilik özelliğidir. Ama bu özellik, ancak eylemler vasıtasıyla görülür hale gelir.
PRATİK AKIL VE AHLAKİ DÜŞÜNÜŞ
TEORİK AKIL: aklın nesne ve olgular hakkında neye inanılması gerektiğiyle ilgili yapılan düşünmeyi gerçekleştiren yönü
PRATİK AKIL: aklın eylemle ilgili düşünmeyi gerçekleştiren ne yapılması gerektiğine karar veren yönü.
DEGER YARGILARI
AHLAK VE TOPLUM
• Doğada yasalar vardır: olgular ve nesneler yasalara tabidir.( bir aslanın avını parçalaması ahlakla ilgili değildir. Doğanın ahlakı olmaz ).
• ahlak,insan ürünüdür yani beşeridir insan tarafından yaratılmıştır.
AHLAK VE ETİK
Etik düşünme : sadece filozoflara ait değildir. ‘’ Ne Yapmalıyım ‘’ sorusunun sorulduğu bir durumda, herkes etik düşünme gerçekleştirmek durumundadır.
AHLAKİ SORUMLULUK :ÖZGÜRLÜK,ÖZNELLİK VE GÖRELİLİK
• Ahlakın dili normatiftir: yasaklar,izin verir,buyurur.
• Belirlenimcilik: insan eylemlerinin,aynen doğa olaylarındaki gibi doğal süreçlerle belirlendiğini savunan görüş
• Öznelcilik: ahlaki yargıların kişilerin duygularına bağlı olduğu ,salt o kişiye ait olması nedeniyle doğru ve ya yanlış olmayacağını söyleyen görüş.
• Evrenselcilik:bazı ahlaki yargıların herkes için geçerli olduğunu savunan görüş.
• Kültürel görelilik: ahlaki yargıların kültürel temele sahip olması nedeniyle karşılaştırılamayacaklarını ve veya farklı kültürlerde birbiriyle çatışan ahlaki yargıların aynı anda geçerli doğru olabilmesi anlamına gelir. Kültüre görelilik toplumu ahlaki bir otorite haline getirir.
AHLAKİ EYLEMİN GAYESİ:İYİNİN GERÇEKLEŞTİRİLMESİ
EN YÜKSEK İYİ OLARAK MUTLULUK
* mutlulukçuluk: yaşamın anlamını mutlulukta bulan insan eylemlerinin son ereği olarak mutluluğu gören ahlak öğreticisi mutlulukçuluk.
*Hazcılık: duyusal hazlara bağlanan mutlulukçuluk.
* Faydacılık: özünde benci bir düşüncedir. Ancak kişilerin mutluluğunun toplumun genel mutluluğuna bağlı olduğunu savunduğundan ,toplumsal mutluluğu artırmayı ahlaki bir görev olarak görür.
** KANT: ahlak yasasını kendi ifadesiyle şu şekilde formüle etmiştir ‘’ öyle eyle ki,eyleminin dayandığı ilke ,aynı zamanda öbür insanların eylemleri içinde bil ilke ve yasa olabilsin ‘’.
ETİK GEREKÇELENDİRME
ETİK: ahlak hakkında yapılan derin düşünme , yani ahlak felsefesi olduğunu belirtmiştik.bu derin düşünme ‘’ NASIL DAVRANMALIYIM ‘’ sorusuna yanıt arar.ve bu soruya ‘’ NEDEN ‘’ sorusuyla karşılar.
BİRİNCİ DÜZEY GEREKÇELENDİRME: SOMUT DURUMDA EYLEM SEBEBİ BULMAK
Olguyla gerekçelendirme: eylemlerin olgularla ilişkilendirildiği durumlarda ,esasında muhatabın bildiği varsayılan ve benimsemesi gerektiği varsayılan bir ahlak kuralına gönderme yapmaktadır.
ÖRN: yaşlı bir adama otobüste yer veren bir gence neden diye sorulduğunda yaşlıydı ayakta duramıyordu cevabı verilir soruyu soranda zaten bu cevabın farkındadır.
Duygularla gerekçelendirme: tutarlı bir ahlak düşüncesi,salt duyguların eylem sebebi olarak ahlakilik iddiasında bulunmasına izin vermez.
ÖRN: yaşlıya yardım eden kişi o yaşlıyı gördüğünde dedesine benzetiyorsa bu ahlakiliği savunan bir görüş olmaz.
Olası sonuçlarla gerekçelendirme: eylemlerin ahlaki açıdan gerekçelendirmesinde sadece sonuçlara odaklanmak iyi sonuçlar uğruna ahlaken kabul edilebilmesi mümkün olamayan eylemlerin yapılmasına neden olabilir.
ÖRN:acil bir kan anonsunu duyarak önemli bir iş randevusunu iptal eden ve kan veren kişi—aksi takdirde o kişinin ölebileceğini söyleyebilir.
Ahlak kuralı ile gerekçelendirme:bir eylemin ahlak kuralı ile gerekçelendirilmesi,başka şekilde gerekçelendirilmesinden iyidir.ne var ki bu gerekçelendirme etik düşünme ile daha ileri düzeyde gerekçelendirilmemişse kişi farkında olmadan başkalarının ahlaki düşüncesine dayanmış olabilir ve benzer durumlarda farklı davranma riskiyle karşı karşıyadır
ÖRN: yaptığı alışveriş sonrasında aldığı para üstünün fazla olduğunu görerek fazla kısmı iade eden kişi bu eylemini dürüst olmak gerektiğini söyleyerek gerekçelendirebilir.
Ahlaki otoriteyle gerekçelendirme: eylem sebebini başka bir iradeye bağlamış kişi ,özgürlüğünden ve kişiliğinden vazgeçmiştir.
ÖRN: ister tekil olaylarda nasıl davranılacağı ile ilgili isterse kural şeklinde ifade edilmiş ahlaki yargılar olsun;baba,öğretmen,grup lideri,parti başkanı,din adamı yada dini bir örgüt,yüksek mahkeme v.b kişi ve kurumların görüşlerine ,eylemi ahlaken meşrulaştıran sebepler olarak başvurulabilir.
Vicdanla gerekçelendirme: vicdanın sesi olarak adlandırdığımız şey ,sorgulamaksızın kabul ettiğimiz otoritelerin yankısı yahut çıkarı peşinde koşan egomuzun aldatmacası olabilir.
ÖRN: insanlar vicdanlarının sesini dinleyerek karar verirler yahut vicdan azabı çekmektenkorkarak bazı eylemlerden kaçınırlar.hatta bazı zor kararların alınması arefesinde içinden gelen sesi dinle tavsiyesi oldukça iyi bir tavsiye gibi görünür.
İKİNCİ DÜZEY GEREKÇELENDİRME : KURALI GENELLEŞTİRMEK
Normatif etik : etik düşünmenin kurallar koyan,nasıl davranılmasını gerektiğini söyleyen,bir değer anlayışını savunan biçimi.
Kendi çıkarı peşinde koşmak:Bencillik
Kendi çıkarı : genelde buradaki çıkar ifadesi haz,mutluluk,maddi çıkar vs . gibi
Bencillik: kişinin kendi çıkarına uygun olanı yapması gerektiğini söyleyen etik kuramı.
Bencillik mantıken tutarsızdır.herkesin kendi çıkarına olan şeyi yapmasını söyleyemeyiz.zira çıkarlar çoğunca çatışır.
Özgeci: başkasını düşünen kuram.
Sonuçları dikkate almak : sonuççuluk
Sonuççuluk: bir eylemin ahlaki açıdan doğruluğunun.eylemin sonuçlarına bakılarak belirlenmesi gerektiğini söyleyen etik kuramlara verilen isim. Çıkarın sonuclanacağı değer e bakılır ve sonuca gidilir.
Faydacılık: bir eylemin ahlaken doğru olabilmesi için,eylemin sonuçlarının toplumdaki mümkün olan en fazla sayıdaki insanın mümkün olan en fazla sayıdaki insanın mümkün olan en büyük mutluluğunu sağlaması gerektiğini söyleyen etik kuram.
Kural faydacılığı : Bazı kuralların toplum için faydalı olduğundan hareketle,eylemlerin o andaki sonuçlarından çok çok,kuralın daima uygulanmakla ortaya çıkacak faydayı dikkate alan etik kuram.Hayatın karmaşıklığı çerçevesinde eylemlerin sonuçlarını sağlıklı bir şekilde hesablayabilmek mümkün değildir.sonuçcu açısından eylem sahibinin niyeti ,kişilik özellikleri,erdem sahibi olup olmaması çokda önemli değildir.
Ödeve uygun eylemde bulunmak: ödev etiği
Ödev etiği: kişilerin bazı kuralları sonuçları ne olursa olsun uygulamasının ahlaken ödevleri olduğunu söyleyen etik kuram.daima doğruyu söylemek gerekir ve adalet ilkesine hep uyulmayı gösterir. İsitsnai durumlar hariç zor anlar.
Erdemli olmak:Erdem etiği
Erdem : ahlakın övdüğü iyi olma ,alçak gönüllülük,yiğitlik,doğruluk vb. Kişiliğe ait niteliklerin genel adı,fazilet.söz gelimi cesaret ,akla uygun hareket etme,ölçülükük,iyilikseverlik gibi erdemler insanlara nasıl hareket edeceğini gösterir.erdemler doğuştan gelen değil sonradan kazanılan ,uygulamayla geliştirilen özelliklerdir. İyi insan olmak.
Erdem etiği: ahlaken doğru eylemin belirlenmesinde kişilerin eylemlerinden çok kişilik özelliklerine vurgu yapan etik kuram.
ÜÇÜNCÜ DÜZEY GEREKÇELENDİRME:KURAMIN DOĞRULUĞUNU SINAMA
Meta-etik:belli bir ahlaki anlayışın veya etik kuramın değil,genel olarak ahlaki yargıların doğası ve doğruluk/yanlışlığı hakkında yapılan felsefi düşünme.
Doğalcılık: ahlaki yargılarımızın bize olgulara karşılık gelen bir bilgi sağladığı,dolayısıylada bu yargıları rasyonel bir sınama imkanına sahip olduğumuzu söyleyen meta-etik kuram.
Sezgicilik: temel ahlaki ilkelerin ve değerlerin bilgisinin sezgi yoluyla bilinebileceğini ve kanıtlamak için başka bir araca gerek olmadığını söyleyen meta-etik kuram. Sezgicilik , gizemli bir sezgi yeteneği varsayımına dayanır.
Duyguculuk ve Öznelcilik
Duyguculuk: ahlaki yargıların sadece yargıda bulunan kişinin duygularını yansıttığı savunan meta-etik kuram.
Öznelcilik: ahlaki yargıların kişilerin duygularına bağlı olduğu, salt o kişiye ait olması nedeniyle doğru veya yanlış
olmayacağını söyleyen meta-etik kuram.
Hiççilik: uyulması gereken ahlak kurallarının varlığını inkar eden düşünce.Nihilizm.
Görelilikçilik
Görelilikçilik: ahlaki yargıların kültürel temele sahip olması nedeniyle karşılaştırılamayacaklarını ve/veya farklı kültürlerde birbirleriyle çatışan ahlaki yargıların aynı anda geçerli/doğru olabileceğini söyleyen meta-etik kuram. Ahlaki yargıların evrenseliğini iddia ederken ,belli bir ahlak anlayışının dayatılmasını reddetmek mümkündür.
DÖRDÜNCÜ DÜZEY GEREKÇELENDİRME:KURAMLARI KARŞILAŞTIRMA
Temelcilik: bir ahlak sisteminin bazı temel apaçık hakikatlerle gerekçelendirilebileceğini söyleyen meta-etik kuram.
Tutarlılıkçılık: bir ahlak sisteminin ,sistemi kuran önermelerin birbirleriyle tutarlı olmaları durumunda gerekçelendirilebileceğini söyleyen meta-etik kuram.

BEŞİNCİ DÜZEY GEREKÇELENDİRME:ETİK DÜŞÜNME EYLEMİNE AHLAK KAZANDIRMA
• Zorlamayla yapılan ve ahlaken doğru olduğu inancıyla yapılmayan eylem ,ahlaki bir eylem değildir.
• Ahlaki eylem,başka insanları dikkate alan,onların özgürlüğünü önemseyen önlemdir.
• Ahlaki eylem,başkalarının iyiliğini ister. Ama özgürlük , iyilikten önce gelir.
• Etik,ahlak kurallarının benzer olaylara benzer şekilde uygulanmasını talep eder.
• Etik,ahlak kurallarının benzer olaylarda benzer şekilde uygulanırken,eşitliği temel alan bir adalet anlayışını talep eder.
• Ahlaki yargılarda bulunurken, başkalarının görüşlerine de değer verilmelidir.sahip olunan ahlaki yargılar sürekli diğer görüşlerle karşılaştırılmalı ve değerlendirilmelidir.
KAMU ETİĞİ
Meslek etiği olarak kamu etiği
Kamu: genel olarak devlet organlarını anlatır.teknik anlamıyla,kamu idaresi anlamında,yasama ile yargı organları dışında,devletin yürütme erkini kullanan organlara karşılık gelir.
Kamu hizmeti: kamu idaresinin toplumun günlük yaşamını sürdürmek,dolayısıyla kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla yaptığı faaliyetlerdir.
Kamu yararı: tek tek kişilerin çıkarlarını değil ,toplumun genel çıkarını ifade eder.kamu yararı,toplumdaki çıkar çatışmalarında çoğunluğun azınlığa üstün tutulması gerektiğini kabul eder.
• Kağıt üstünde iyi görünen bir sistem ,iyi sonuçların alınacağının garantisi değildir.
Kamu etiği: dış denetim mekanizmalarının önüne iç denetim düşüncesini alır.
Etik kodlar: meslek örgütlerinin meslek üyelerine rehberlik etmek üzere,bazende disiplin uygulamalarında kullanılmak üzere hazırladıkları meslek ahlakı kuralları ve etik ilkeler metinleri.
• Kamu etiği,bir tür meslek etiğidir.

Kamuda ahlak sorunları ve etiğin önemi
• Yolsuzluk ,kamu görevlilerinin sahip oldukları ,kimi kamusal yetkiyi,kamu yararının dışında kendi kişisel çıkarları için kullanmasıdır.kamu etiğinin kapsamı,yolsuzluktan daha geniştir.
Kamu yönetiminde karşılaşılan ahlaka aykırı davranışlar şunlardır.
• Rüşvet: Kamu görevlisinin yapmaması gereken bir işi yapmak için menfaat sağlaması.
• irtikâp: Kamu görevlisinin konumundan meşru olmayan bir biçimde yararlanarak, kamu idaresiyle ilişkisi olanlardan haksız yararlar sağlaması; görevi gereği yapması gereken bir işi ancak menfaat karşılığı yapması.
• Zimmet (ihtilas): Kamu görevlisinin görevi gereği kendisine teslim edilen malı, kendi malı gibi kullanması veya başkasına devretmesi.
• Kaçakçılık: Vergi vermeden veya yasalarca alım satımı yasak edilen nesneleri yurda sokma, yurttan çıkarma, gizlice alıp satma ve bundan bir kazanç sağlama eylemi.
• Resmi ihaleye fesat karıştırma: Kamunun açtığı ihalelerin adalet ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde yapılmasını engelleyecek eylemlerde bulunma.
• Görevi kötüye kullanma: Kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı davranarak veya görevini yapmakta gecikmek suretiyle, vatandaşların mağduriyetine yol açması veya bazı kişilere kazanç sağlaması.
• Gücün istismar edilmesi: Kamu görevlisi olmanın verdiği gücü, işkence veya şiddet uygulama gibi eylemlerle kötüye kullanma.
• Kayırmacılık ve ayrımcılık: Kamu hizmetinin verilmesinde çeşitli nedenlerle bazı kişilere öncelik ve ayrıcalık tanıma; çeşitli nedenlerle bazı kişilerin kamu hizmeti almasını engelleme veya geciktirme.
• Hakaret ve kötü muamele: Kamu hizmeti sunumu sırasında vatandaşlarla girilen ilişkide hakaret etme, saygısız ve kaba davranma, azarlama vs.
• Dedikodu: Kamu görevlilerinin, görev yaptıkları birimde, çalışma arkadaşları veya üstleriyle ilgili olumsuz görüşler ile çalışma ortamıyla ilgili olmayan ve hakkında konuşulan kişi hakkında olumsuz düşüncelere neden olabilecek
Özel bilgileri paylaşması.
• Aracılık: Bir kamu hizmetinin sağlanmasında görevi olmadığı halde tanıdıklarının işlerinin yapılmasında diğer kamu görevlilerine ricacı olma, işlemleri bu suretle hızlandırma.
*Etiğin yokluğu,varlığından daha kolay fark edilir.
* Ahlaka aykırı faaliyetlerin yaygın olduğu bir ülkede ,bazı çıkar grupları ve kamu görevlileri ,geniş toplum kesimlerinin refahının azalması pahasına tatmin edilmiş olmaktadır.
* kamuda yolsuzluk ve ahlak sorunu sadece günümüze ait değildir.tarihin her döneminde kamu adına çalışanların ahlaka aykırı eylemleri tartışma konusu olmuştur.

Türk kamu yönetiminde yolsuzluk
Hukuk devleti ilkesi: devletin eylem ve işlemlerinin hukuka dayanması ve bu eylem ve işlemlerin bağımsız yargı organlarınca denetlenebilmesidir.
Saydamlık: devletin hedeflerini,bu hedeflere ulaşmak için hayata geçirdikleri politikaları ve bu politikaların yarattığı sonuçları izlemek için gerekli olan bilgiyi düzenli,anlaşılabilir,tutarlı ve güvenilir bir biçimde sunmasıdır.
OECD: ekonomik iş birliği ve kalkınma teşkilatı, türkiyeninde üyesi olduğu uluslar arası bir ekonomi örgütü.

KAMU ETİĞİ VE İNSAN HAKLARI
• İnsan hakları, kamu etiğinin çerçevesini oluşturur.
• insan haklarının samimi kabul edilmesi,etik gerekçelendirmeyle mümkündür.
• Toplumun,bütün üyeleri ,insan hakları düşüncesinin ahlaki taleplerinin muhattabıdır.
• İnsan haklarının dayanağı ,çıkış noktası,sebebi,insan onurunun gereği olmasıdır.
• İnsan haklarını tanımış ve koruma altına almış olmak ,bir devletin veya hukuk sisteminin ahlaken meşru sayılabilmesinin de asgari koşuludur.

İnsan haklarının temel özellikleri
Evrensellik: insan haklarının evrensel olması,bir kişinin insan haklarından yararlanabilmesi için zaman ve mekan (coğrafya ) sınırı veya koşulu aranamayacağı anlamına gelir. Farklı kültürler insan haklarının yorumlanmasında ve detaylandırılmasında farklılık gösterebilir,ancak özü ve ana yapısı itibariyle insan hakları evrenseldir.
Doğuştanlık: insanlar,insan haklarına doğuştan sahiptir.insan haklarının kazanılması ,toplumsal örgütlenme biçimlerinin veya devletin tanımasına bağlı değildir.
Mutlaklık: herhangi bir kayda ve şarta bağlanamamak anlamına gelir.insan hakları yukarda değindiğimiz gibi ırk,din,dil vb. gibi şartlara bağlanamayacağı. İyi insan olmaya,hak etmeye vs. de bağlanamaz.bu mutlaklığın anlamı ,herkesin her insan hakkını sınırsız kullanabilmesi değildir.
Vazgeçilemezlik: insan haklarının doğuştan kabul edilmiş olması bu haktan vazgeçilemeyeceği anlamına gelir. Ama rızası ile özgürlüğünü bir başkasına verip köle olmak isteyen kişi için yapacak bir şey yoktur ama böyle bir kişiyi bile köle olarak kullanmak insan hakkı ihlalidir.
Kamu etiği ve insan hakları
• Yaşam hakkının ,kişi özgürlüğünün,düşünce ve ifade özgürlüğünün en büyük tehdidi. DEVLET tir.

Adil yargılanma hakkı
Uluslar arası belgelerde adil yargılanma hakkı.
• 1948 tarihli BM insan hakları evrensel beyannamesinin ‘’ adil yargılanma hakkı ‘’ başlıklı 10 ,cu maddesine göre, herkes hakları ve yükümlülükleri ile hakkındaki bir suç isnadının karara bağlanmasında bağımsız ve tarafsız bir yargı yeri tarafından adil ve aleni olarak tam bir eşitlikle yargılanma hakkına sahiptir.
• 1966 ve 1976 tarihli BM kişisel ve siyasal haklar uluslar arası sözleşmesinin yine ‘’ adil yargılanma hakkı ‘’ başlıklı 14,cü maddesi biraz daha ayrıntılıdır.Maddenin ilk üç fıkrası söyledir
• Herkes mahkemeler ve yargı önünde eşittir.
• Hukuka göre suçluluğu kanıtlanıncaya kadar masum sayılma hakkına sahiptir.
• Hakkında bir suç isnadı bulunan bir kimsenin bu isnadın karara bağlanmasında tam bir eşitlik içinde şu haklara sahiptir.
1. Suçlandığı konuyla ilgili tüm açıklamarı o kişiye açık bir şekilde anlatma
2. Savunmasını hazırlamak için yeterli zamana ve kolaylıklara sahip olma kendi sectiği avukat ile görüşme
3. Sebebsiz yere geçikmeden yargılanma
4. Duruşmaya avukatı gelmemesi halinde sahip olduğu hakları belirtme yeni avukatlar sunma parası yoksa ücretsiz avukat temin etme.
5. Lehindeki tanıklarla ,Aleyhindeki tanıkların aynı koşullarda sorguya çekilmelerini sağlama.
6. Mahkemede konuşulan dili anlamıyor ve konuşamıyorsa ücretsiz bir tercüman dan yararlanma.
7. Kendisini suçlandırıcı tanıklık yapmaya veya bir suçu itirafa zorlamama.
Mahkemede yargılanma hakkı
Mahkemeye başvurma hakkı:bu hak mahkemeye ulaşma ,adalete ulaşma ,veya adaletten yararlanma hakkı,olarakda kabul edilir.mahkemeye başvuru hakkı sınırsız değildir.
Yasayla kurulmuş mahkeme : demokratik bir sistemde yargı teşkilatı yürütmeye bağlı değildir. Yargıyla ilgili kurucun düzenlemeler yasalarla,meclis tarafından yapılır.bu konuda ‘’ doğal hakim ilkesi ‘’ gecerlidir.bu ilkeye göre hiç kimse hukuken belirlenmiş yargı yerleri dışında yargılanamaz.olaya ve kişiye özgü olağan üstü mahkemeler kurulamaz.
Bağımsız ve tarafsız yargılama
Bağımsızlık : yargı bağımsızlığı ,hukuk devletinin ön koşulu ve adil yargılanmanın temel garantisidir. Bundan dolayı hakim hem bireysel hemde kurumsal yönleriyle yargı bağımsızlığını Temsil ve muhafaza etmelidir.
Tarafsızlık : yargı görevinin tam ve doğru bir şekilde yerine getirilmesinin esasıdır.bu prensip sadece bizatihi karar için değil aynı zamanda kararın oluşturulduğu süreç açısından da geçerlidir.
Doğruluk ve tutarlılık : yargı görevinin düzgün bir şekilde yerine getirilmesinde esastır.
Dürüstlük: dürüstlük ve dürüstlüğün görüntü olarak ortaya konuluşu bir hakimin tüm etkinliklerini icrada esaslı bir unsurdur.
Eşitlik: yargıçlık makamının gerektirdiği performans açısından asıl olan herkesin mahkemeler önünde eşit muameleye tabi tutulmasını sağlamaktır.
Ehliyet ve liyakat: yargıçlık makamının gerektirdiği performansın ön koşuludur.
Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı
Silahların eşitliği ve çelişmeli yargı: mahkeme önünde tarafların eşit imkanlara sahip olması gerekir. Silahların eşitliği adı verileyen bu ilke çerçevesinde,taraflar birbirlerine delillerin ortaya konmasında dezavantajlı olmamalıdır.
Çelişmeli yargı ilkesi ise, bir davada tarafların,karşı tarafın sunduğu delil ve mutalalar hakkında bilgi sahibi olma ve bunlar hakkında yorum yapma imkanına sahip olması anlamına gelir.
Duruşmada bulunma hakkı: kişinin kendi davasının duruşmasına bizzat katılma hakkıdır. Böylece duruşmada davasının seyrini izleyebilecek suçlamalara cevap verecek avukat talep edebilecek ve delil gösterebilecektir.
Susma hakkı: ceza davalarında sanığın kendi mahkumiyetine yardımcı olmamak için. Delil vermemek için susma hakkını kullanabilir. Görülmekte olan davanın koşullarına göre,mahkeme sanığın susmasından sanığın aleyhine bir sonuç çıkarabilir.
Delillere ilişkin haklar: ceza davalarındaki delillere ilişkin bir ilke,delillerin aleni olarak sanığın huzurunda mahkemeye sunulmasıdır. Böylece sanık aleyhinde bulunulan delilleri öğrenmesi değerlendirmesi ve savunma yapma imkanı sağlanmış olur.
Gerekçeli karar hakkı: hukukun gerçekten uygulanıp uygulanmadığı ,kararın adil olup,olmadığı uzman hukukçular dışındaki kişiler açısından ancak bu yolla görülebilir.
Avukat ile temsil hakkı: hakkında suç isnadı bulunanların kendisini bizzat veya seçeceği bir avukat aracılığıyla savunma avukata ödeme yapabilmek için gerekli imkanı yoksa ve adaletin yararını gerektiriyorsa ücretsiz hukuki yardım alma hakkını tanımaktır.
Yargıya müdahale edilmesi: adil yargılanma hakkının gerçekleşmesi açısından yargılamaların müdahalelerden arınmış olması gerekir. Burada temel kabul edilen ilke profesyonel hakimlerin bu müdahalelerden etkilenmeyecek olmasıdır. Müdahale konusunda asıl önemli olan kamu görevlilerinin beyan ve eylemleridir.
Aleniyet ilkesi
Aleniyet, duruşmaların kamuya ve medyaya açık bir şekilde yapılması anlamına gelir. Bu Aleniyet, karar duruşmasında kararın sesli okunması ile sağlanabilineceği gibi kararın kamunun ulaşabileceği şekilde mahkeme kalemine bırakılması suretiyle de gerçekleştirilebilir. Aleniyet ilkesinin haya geçirilmesi ile mahkemeler güven duyulması hedeflenmektedir.
Makul sürede yargılanma hakkı
Adil yargılanma hakkının gerçekleşmesi için aranılan en son unsurdur. Çokça duyduğumuz geç gelen adalet,adalet değildir. Sözünün de ifade ettiği gibi çok uzun süren yargılamalar adalete olan güveni sarsmaktadır.
ETİK MEVZUATI
Kamu etiği ile alakalı temel düzenlemeleri içeren kanun ve yönetmelikler şunlardır.
• Anayasa’nın 10’uncu, 129’uncu ve 137’nci maddesi
• 5176 sayılı Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması Hakkında Kanun
• 5176 sayılı kanuna dayanılarak çıkarılan Kamu Görevlileri Etik Davranış ilkeleri ile Başvuru Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik
• 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu
• 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu
• 2531 sayılı Kamu Görevlerinden Ayrılanların Yapamayacakları işlere Dair Kanun
• 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu
• 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu
• 1156 sayılı Kanuna Mugayir Tahakkuk ve Tediye Muamelatını ihbar Edenlere ikramiye itasına Dair Kanun
• 832 Sayılı Sayıştay Kanunu
• 2443 sayılı Devlet Denetleme Kurulu Kurulması Hakkında Kanun
• 5018 sayılı Kamu Mali Yönetim ve Kontrol Kanunu
Bu düzenlemelerin yanında, çeşitli kamu kurumlarını kendi faaliyet alanlarıyla İlgili çıkardığı pek çok yönetmelik bulunmaktadır
5176 SAYILI KANUNUN İÇERİĞİ VE KAPSAMI
• Kamu görevlileri etik kurulu,etik davranış ilkelerini belirler ve uygulamayı gözetir.
• 5176 sayılı kanun, yargı mensupları hakkında uygulanmamaktadır.yargı mensuplarında anlaşılması gereken hakim ve savcılardır. Bunun dışında,adalet bakanlığına bağlı olarak çalışan personel,kanun kapsamına dahil değildir.
• Etik ilke ihlali iddiaları için en az genel müdür veya eşitli seviyedeki kamu görevlileri hakkında etik kurula,diğer kamu görevlileri hakkında ise kurumların yetkili disiplin kurullarına başvurulur.
KAMU GÖREVLİLERİ ETİK DAVRANIŞ İLKELERİ İLE BAŞVURU USUL VE ESASLARI HAKKINDA YÖNETMELİĞİN İÇERİĞİ VE KAPSAMI
Amaç: kamuda etik kültürünü yerleştirmek ,kamu görevlilerinin görevlerini yürütürken uyulması gereken etik davranışları belirlemek,görevlerin yerine getirilirken adalet ilkesine zarar veren toplumda şüphe ve güvensizlik yaratan durumları ortadan kaldırmak ve adalete olan güveni artırmak.
Yönetmelikte kamu görevlilerinin tabi oldukları etik davranış ilkeleri olarak
Aşağıdaki hususlar sıralanmakta ve bunların bir kısmı Yönetmelikte tanımlanmaktadır:
• Görevin yerine getirilmesinde kamu hizmeti bilincine uygunluk • Halka hizmet bilinci
• Sonuca odaklılık • Saydamlık • Hesap verebilirlik • Hizmette yerindelik • Beyana güven
• Hizmet standartlarına uygunluk • Amaç ve misyona bağlılık • Dürüstlük • Tarafsızlık • Yasallık • Eşitlik
• Saygınlık ve güven • Saygı ve nezaket kurallarına bağlılık
• Çıkar çatışması durumlarında kamu menfaatini önde tutma
• Görev ve yetkinin menfaat sağlama amacıyla kullanılmaması • Hediye alma ve menfaat sağlama yasağı
• Kamu mallarını ve kaynaklarını kamu için kullanma • Savurganlıktan kaçınma
• Yetki dışında kurumu bağlayıcı açıklama yapma • Kurum adına gerçek dışı beyanda bulunma
• Bilgi verme • Katılımcılığı gözetme • Görev sonrası ilişkilerde de etik ilkelere uyma

KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU: YAPISI ,GÖREVLERİ VE YETKİLERİ
• Etik kurul üyeleri,bakanlar kurulu tarafından atanır 11 üyeden oluşur.
En az genel müdür veya eşiti seviyedeki kamu görevlileri hakkında kurula başvurulabilmektedir. Bu kamu görevlileri
• TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinde: Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı, Devlet Denetleme Kurulu Üyeleri.
• Başbakanlık ve Bakanlıklarda: Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Teftiş Kurulu Başkanı, Kurul Başkanı), Valiler, Kaymakamlar, Büyükelçiler, Daimi Temsilciler, Başbakan Baş müşaviri.
• Başbakanlık ve Bakanlıklara Bağlı ilgili ve ilişkili Kurum ve Kuruluşlarda:
Müsteşar; YÖK Başkanı, Yürütme Kurulu Üyeleri, Genel Sekreteri ve ÖSYM Başkanı; Müsteşar Yardımcısı; Genel Müdür; Teftiş Kurulu Başkanı Ve Diğer Denetim Kurullarının Başkanları; Genel Sekreter ve Genel Sekreter
Yardımcıları (ek göstergesi 6400 ve üzeri); Başkan (ek göstergesi 6400 ve üzeri olanlar); Düzenleyici ve denetleyici Kurum ve Kurul Başkan ve Yardımcıları; Kurul Üyeleri; Kurum ve Kuruluş Başkan Yardımcıları (ek göstergesi
6400 ve üzeri olanlar); Kamu iktisadi Teşekkülleri ve bağlı ortaklıklarının Genel Müdürü; Kamu iktisadi Teşekkülleri Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri.
• Mahalli idarelerde: Büyükşehir Belediye Başkanı; il ve ilçe Belediye Başkanları; Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Genel Sekreter Yardımcıları; Büyükşehir Belediyesi ve Bağlı Kuruluşları Genel Müdürü; Büyükşehir
Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanı; il Belediye ve il Özel idare Birlikleri ile Bunların Üst Birlik Başkanları; Büyükşehir Belediye şirketleri Genel Müdürleri, Yönetim ve Denetim Kurulu Üyeleri; Büyükşehir sınırları içindeki Belediye
Başkanları.
• Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında: Yönetim Kurulu Başkanı; Üst Birliklerde Başkan, Yönetim Kurulu Üyeleri ve Genel Sekreter.
• 5176 sayılı Kanun çerçevesinde; ilgili mevzuatında özlük hakları veya Emeklilik yönünden Müsteşar, Müsteşar yardımcısı, genel müdür statüsünde Olduğu belirtilenler, Kanun kapsamında bulunan kurum ve kuruluşlardaki
Diğer yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile teşkilat yapısı ve yürüttükleri Hizmetlerin niteliği dikkate alınarak Kurul tarafından en az genel müdür veya Eşiti sayılan diğer kamu görevlileri.
KAMU PERSONELİNE KARŞI ETİK İLKE İHLALİ BAŞVURU VE İNCELEME USULÜ
İHLAL BAŞVURUSU
Başvurunun yapılacağı yer: Etik davranış ihlâline ilişkin başvurular, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun inceleme
Yetkisi alanına giren personel için Kurul Başkanlığına, diğer görevliler için ise kurum yetkili disiplin kurullarına yöneltilmek üzere ilgili kurum amirliğine yapılır.
Başvuruda bulunabilecek kişiler: TC. vatandaşı yada TC. de oturan yabancı gerçek kişiler,etik davranış ilkelerine aykırı davrandıkları iddiasıyla başvuruda bulunabilirler.
Başvuru şekli: yazılı,dilekçe,elektronik posta veya tutanağa geçirilen sözlü başvuru yolları ile yapılır.
Başvurunun kabulü ve inceleme: ilke ihlâline dair başvuru dilekçeleri kaydedilerek başvuran hazır ise tarih ve sayı içeren alındı verilir. Kurum ve kuruluşların herhangi bir birimine yanlışlıkla ulaşan başvuru dilekçeleri, işleme konulmadan ilgisine göre yetkili disiplin kuruluna veya Kamu Görevlileri Etik Kurulu Başkanlığına gönderilir. Kurul raporu görüşerek gerekirse incelemeyi derinleştirmek suretiyle ilgili yerlerden gerekli bilgi ve belgelerin istenmesine karar verir. Başvurunun kabul edilebilir bulunması durumunda, şikâyet edilen kamu görevlisinin savunması alınır. Savunma süresi, istem yazısının kendisine bildirildiği tarihi izleyen günden itibaren 10 gündür. Sürenin son gününün resmi tatil gününe rastlaması durumunda, tatili izleyen çalışma günü sürenin son günü olarak kabul edilir
ETİK KOMİSYONLARI
Etik komisyon, kurum veya kuruluşun üst yöneticisi tarafından kurum içinden belirlenen en az üç kişiyle oluşturulur. Etik komisyonu üyelerinin ne kadar süreyle görev yapacağı ve diğer hususlar, kurum ve kuruluşun üst
Yöneticisince belirlenir. Etik komisyonu üyelerinin özgeçmişi ve iletişim bilgileri, üç ay içinde Kurul’a bildirilir. Etik komisyonu, Kurul ile işbirliği içinde çalışır. Etik komisyonun görevleri şunlardır:
– etik kültürünü yerleştirmek ve geliştirmek,
– personelin etik davranış ilkeleri konusunda karşılaştıkları sorunlarla ilgili olarak tavsiyelerde ve yönlendirmede bulunmak,
– etik uygulamaları değerlendirmek. Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun resmi internet sayfasında, bu komisyonlarla
İlgili şu değerlendirmeye yer verilmektedir:
“Etik Komisyonları; etik davranış ilkelerinin personele tanıtılması ve benimsetilmesine yönelik bilgilendirme ve bilinçlendirme toplantılarının yapılması, Kamu Görevlileri Etik Kurulu ile işbirliği içerisinde kurumsal mesleki etik ilkelerin tespit edilmesi, hizmet içi eğitim programlarına ve görevde yükselme e¤itim ve sınavları ile personel
Alımına yönelik sınav konularına etik ilkelerin eklenmesi ve uygulamasının gözetilmesi, “Kurumsal Etik Eğitimi Stratejisi”nin hazırlanması ile uygulanmasının koordinasyonu, kurumlarının yürüttüğü hizmetler açısından, merkez ve taşra teşkilatlarından üst düzey personelin katılımı etik sorun alanlarının tespit edilmesine yönelik
Çalış tayların düzenlenmesi gibi faaliyetlerde bulunmuşlardır. Ayrıca, Etik Komisyonlarının temel görevi olan etik kültürünün yerleştirilmesi çalışmalarına katkı sağlaması amacıyla Kurulumuz tarafından hazırlanan “Türkiye’de
Yolsuzlu¤un Önlenmesi için Etik Projesi” kapsamında, Etik Komisyonları ile işbirliği içerisinde bir eğitim paketi hazırlanmış ve 25 eğitici yetiştirilmiştir. Etik Komisyonları, yaptıkları faaliyetler ile ülkemiz bürokrasisi açısından Kamu Görevlileri Etik Kurulu kurulmasına ilişkin 5176 sayılı Kanun ile kamu hizmeti anlayışında hedeflenen değişime önemli katkı sağlamaktadırlar.
ETİK SÖZLEŞMESİ
Yönetmelik md. 23, “Kamu görevlilerinin, görevlerini yürütürken bu Yönetmelikle belirtilen etik davranış ilkelerine uymakla yükümlü” olduğunu belirttikten sonra, “Kanun kapsamındaki kamu Görevlileri”nin, bir ay içinde “Etik Sözleşme” belgesini imzalamakla yükümlü olduğunu söyler. Aynı maddeye göre, “bu belge, personelin özlük dosyasına konur. Kurum ve kuruluşların yetkili sicil amirleri, personelin sicil ve performansını, bu Yönetmelikte düzenlenen etik davranış ilkelerine uygunluk açısından da değerlendirirler”.
KAMU GÖREVLİLERİ ETİK SÖZLEŞMESİ
Kamu hizmetinin her türlü özel çıkarın üzerinde olduğu ve kamu görevlisinin halkın hizmetinde bulunduğu bilinç ve anlayışıyla;
• Halkın günlük yaşamını kolaylaştırmak, ihtiyaçlarını en etkin, hızlı ve verimli biçimde karşılamak, hizmet kalitesini yükseltmek ve toplumun memnuniyetini artırmak için çalışmayı,
• Görevimi insan haklarına saygı, saydamlık, katılımcılık, dürüstlük, hesap verebilirlik, kamu yararını gözetme ve hukukun üstünlüğü ilkeleri doğrultusunda yerine getirmeyi,
• Dil, din, felsefi inanç, siyasi düşünce, ırk, yaş, bedensel engelli ve cinsiyet ayrımı yapmadan, fırsat eşitliğini engelleyici davranış ve uygulamalara meydan vermeden tarafsızlık içerisinde hizmet gereklerine uygun davranmayı,
• Görevimi, görevle ilişkisi bulunan hiçbir gerçek veya tüzel kişiden hediye almadan, maddi ve manevi fayda veya bu nitelikte herhangi bir çıkar sağlamadan, herhangi bir özel menfaat beklentisi içinde olmadan yerine getirmeyi,
• Kamu malları ve kaynaklarını kamusal amaçlar ve hizmet gerekleri dışında kullanmamayı ve kullandırmamayı, bu mal ve kaynakları israf etmemeyi,
• Kişilerin dilekçe, bilgi edinme, şikâyet ve dava açma haklarına saygılı davranmayı, hizmetten yararlananlara, çalışma arkadaşlarıma ve diğer muhataplarıma karşı ilgili, nazik, ölçülü ve saygılı hareket etmeyi,
• Kamu Görevlileri Etik Kurulunca hazırlanan yönetmeliklerle belirlenen etik davranış ilke ve değerlerine bağlı olarak görev yapmayı ve hizmet sunmayı taahhüt ederim.


Ünite-5 Yargı Etiği: Bağımsızlık ve Tarafsızlık
Bağımsızlık: Yargı bağımsızlığı, hâkimlere verilmiş bir imtiyaz değil, sorumluluktur. Bağımsız olduğunun bilincindeki hâkimin bu bağımsızlığı güç veya yetki olarak görmesi değil, sorumluluk olarak kabul etmesi beklenir. Yargı bağımsızlığının anayasal güvencelerle ve diğer düzenlemelerle güvence altına alınması, bağımsız bir yargıyı kendiliğinden yaratmaz. Devletin bütün kurumlan yargı bağımsızlığını benimsemeli ama özellikle yargı da bağımsız olduğunun bilincinde olmalı ve hiçbir surette ne günün iktidarına ne de bireyin karşısında tasavvur ettiği bir kurum olarak devlete karşı sadakat, minnettarlık ve borçluluk duygusu içinde olmalıdır.
Tarafsızlık: Hâkimin taraflı davrandığı düşüncesi, kamunun yargıya güvenini zedeler. Hâkim, taraflardan birisiyle olan kişisel ilişkisi veya kararın sonucuna bağlı olarak çıkarının etkileneceği her türlü faaliyetten kaçınmalıdır. Hâkimin sahip olduğu değerler, dünya görüşü, hukuka bakışı vb. önyargı veya peşin hüküm oluşturmaz. Hukuka, ahlaka ve topluma ilişkin derin bir bakışı ve bu bakışın sonucu kanaatleri olmayan bir hâkim tarafsız bir hâkim değil, niteliksiz bir hâkimdir.

Ünite-6 İstikamet ve Mesleğe Yaraşırlık
İstikamet: ‘müstakim’ olma, dosdoğru olmayı karşılar. Hâkimin sadece yargısal görevlerini yerine getirirken değil aynı zamanda gündelik ilişkilerinde de her türlü yalan, kandırma, aldatma, ikiyüzlülük gibi davranışlardan uzak durmasını ifade eder.
Mesleğe yaraşırlık: Gerek özel yaşamında gerekse mesleki faaliyetlerinde hâkim, mesleğine yaraşır şekilde davranmalıdır. Mesleğe yaraşırlığın en önemli ölçütlerinden veya unsurlarından birisi, hâkimin davranışlarına şahit olanların da mesleğe yaraşırlığına dair olumlu görüşte bulunmasıdır. Bakmakta olduğu davanın taraflarından birisiyle özel olarak görüşen hâkim, bu konuşmanın konusu ve sonuçları davayla tümden ilgisiz bile olsa dışardan bakanların değerlendirmesini dikkate almak durumundadır. Yine herhangi bir hediye alan yahut herhangi bir davete icabet eden hâkim, bu durumun başkaları tarafından nasıl değerlendirilebileceğini önemsemek zorundadır.

Ünite-7 Yargı Etiği: Eşitlik, Yetkinlik ve Özen
Eşitlik: Hâkim taraflara muamelede bulunurken eşit davranacak, herhangi bir önyargıyla hareket etmeyecek, ayrımcılık yapmayacak, taraflar arasında denge bulunmasını gözetecek ve tarafların adil yargılanmasını garanti altına alacaktır. Hâkim, ayrımcı uygulamaların temelini oluşturan yaygın yanlış kanaatler, şehir efsaneleri, dedikodular, söylentiler gibi etkenlere karşı uyanık olmalıdır. Bu açılardan hâkim, toplumun en duyarlı kesiminde bulunmak durumundadır.
Yetkinlik ve Özen Yargısal görevlerin ifasında yetkinlik sahibi olabilmek, iyi bir hukuk bilgisi, becerisi, dikkat ve hazırlanma gerektirir. Hâkimın görevini yerine getirirken mesleki yetkinliğe sahip olduğu belli olmalıdır. Uyuşturucu veya alkol kullanımı veya diğer zihinsel veya fiziksel eksiklikler yetkinliğe olumsuz etki yapabilir. Öfke kontrolünde başarısızlık, deneyim eksikliği, olumsuz kişilik özellikleri de bazı davalarda yetkinliğin sorgulanmasına neden olabilir.
Ünite-8 Adalet Personelinin Meslek Etiği
Genel İlkeler: Adil yargılanma hakkının hayata geçirilebilmesi için, adalet personelinin tarafsızlığı temel bir niteliktir. Hâkim ve savcılarla ilgili tarafsızlıkla ilgili hükümler, ilgili oldukları kadarıyla adalet personeli için de geçerlidir. Mevzuatta zabıt kâtiplerinin ve icra ve iflas işlerine bakan memur ve müstahdemlerin tarafsızlığıyla ilgili özel düzenlemeler de bulunmaktadır. Bunun yanında adalet personelinin yaptıkları işlemlerde eşitlik uyarınca davranması ve ayırımcılık yasağını ihlal etmemesi de önemlidir. Adalet personelinin eylemleri belki davanın sonucuna etki etmeyebilir, hatta hâkimler veya savcılar personelin eylemlerinden haberdar bile olmayabilirler. Ancak bu durumda dahi kendisine eşit davranılmadığını ve ayırımcılığa uğradığını düşünen vatandaşlar daha ilk baştan yargıya olan güvenini kaybedecektir.
Görevin Yerine Getirilmesi ile ilgili ilkeler
Göreve bağlılık: Adalet personeli sahip olduğu resmî konumu ve bu konum nedeniyle kurmuş olduğu ilişkileri, kendileri veya başkaları için haksız imtiyazlar veya bağışıklıklar elde etmek üzere kullanmamalıdır. Personel adli süreçlerle ilgili vermiş olduğu tavsiye veya yol gösterme türünden yardımlar için hiçbir ücret alamaz. Adalet personeli, işinde kullanmak üzere kendisine teslim edilmiş kaynakları sadece görevinin gerektirdiği çerçevede ve ilgili hukuki düzenlemelere uygun bir şekilde kullanmalıdır. Gizliliğe riayet: Adalet personeli, görevinin başında iken ve görevi gereği vakıf olduğu bu mahrem bilgileri, bilgi ister yetkili ister yetkisiz kaynaklardan kendisine ulaşmış olsun, yetkisiz kişilerle paylaşmamalıdır. Adalet personelinin görevi nedeniyle vakıf olduğu mahrem bilgiler, hukuka aykırılık veya etik dışı unsurlara ilişkin ise personel bilgiyi ilgili yetkililerle paylaşmalıdır. Adalet personelinin mahkeme usulü ile ilgili sorulara cevap vermesi engellenemez ancak personelin işlevi hukuki danışmanlık düzeyinde de olmamalıdır.
Çıkar çatışmasından kaçınma: Çıkar çatışması, personelin görevini ifa ederken eylemleri sonucunda kendisinin ve yakın ailesinin veya kendisinin ve yakın ailesinin ticari ve mali çıkarlarının etkileneceği durumlarda bağımsız ve tarafsız işlem yapmasının zedeleneceği yahut zedelendiği görüntüsünün ortaya çıkabileceği durumları ifade eder. Personel çıkar çatışması riskini daima değerlendirmekle yükümlüdür. Çıkar çatışmalarını asgariye indirmenin bir güvencesi olarak, adli kurumlar adına sözleşme ve ihale yapma yetkisi olan adalet personelinin göreve başlamadan önce ve görevi sırasında yıllık olarak kendisine, eşine ve geçimini kendisi sağlamayan çocuklarına dair mal bildiriminde bulunması gerekir. Görevin ifasında mesleğe yaraşır davranma: Adalet personeli, her kamu görevlisi gibi, görevini yerine getirirken özenli olmalıdır. Kendisini, çalışma saatleri sırasında, görevinden kaynaklanan işlerine ve sorumluluklarına adamalıdır. Adalet personeli, bir kamu görevlisi olduğu bilinciyle, görevini yerine getirirken muhataplarına karşı nazik olmalıdır. Adalet personeli, sorumluluğu altındaki yazılı ve dijital kayıtlarda değişiklik veya tahrifat yapmamalı, kayıtları imha etmemeli, kayıtların tutulmasında azami dikkat ve özeni göstermelidir. Personel ne hâlihazırda adliyede dava takip etmek zorunda kalan taraflara ne de gelecekte bir davanın tarafı olacak kişilere avukat tavsiyesinde bulunmamalıdır. Adalet personeli, kuralları ve mahkemelerin yahut yetkililerin vermiş oldukları emir ve kararları süratle uygulamalıdır.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 8 misafir