Ticaret Hukuku 4-8.Üniteler Ders Notu

Cevapla
notcu
Mesajlar: 332
Kayıt: 10 Nis 2018 11:33
İletişim:

14 May 2018 21:11

Ticaret Hukuku Ders Notları 2
ÜNİTE 4 – TİCARET SİCİLİ

Ticaret Sicili; Ticari işletme ile ilgili kanunda öngörülen konuların, tacirin ve 3. kişilerin çıkarları yönünden açıklanmasına hizmet eden bir müessese olup, bilgilerin yazıldığı bir kütüktür.

Kanuna göre; Ticaret ve Sanayi Odası veya Ticaret Odası bulunan yerlerde bir Ticaret Sicili Memurluğu kurulur. Ticaret Sicili’nin yönetimi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın görüşü alınarak ilgili oda meclisi tarafından atanan sicil memuruna aittir. Ticaret Sicili, kamuya açık bir sicildir. Ticaret Sicilinin içeriğini ve belgelerini isteyen herkes inceleyebilir.
Tescil ve İlanı Gerekli Konular
Tescil: İlgili işletmenin bulunduğu yerin kaydı ticaret siciline yapılır.
İlan: Tüm Türkiye’de etkin olmak üzere, Ankara’da yayımlanan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile yapılır.

Tescil Yönetimi
Tescil, işlemin oluşmasından itibaren 15 gün içinde yapılmalıdır. Tescil edilmemiş konularda yapılacak değişikliklerde ve kayıttan silinme gibi durumlarda da bu 15 günlük süre geçerlidir.
Kural olarak tescil, ilgili kişilerin talebi üzerine yapılır. Bu talep, yazılı dilekçe verilerek ve dilekçeye gerekli belgeler eklenerek yapılır.

Ancak bazı kanunun öngördüğü durumlarda tescil, kendiliğinden (re’sen) ya da ilgili makamın bildirisi üzerine de yapılabilir.

Sicil Memurunun Görevleri;
• Tescili listelenen konuları tescil eder.
• Bir konunun tescili, var olan bir kaydın değiştirilmesi veya silinmesi gibi konuların kanuna uyumluluğunu inceler.
• Sicil memuru; tescil talebinde bulunan kişinin kimliğini, ehliyetini, yetkisini, talebin kanuni koşullara uyup uymadığını, gerekli belgelerin talebe ekli olup olmadığını, tescili talep edilen konunun kanunca tescili gerekli konulardan olup olmadığını inceler.

Sivil Memurun İnceleme Sonuçları;
• İnceleme sonucu talebe, kabul, red veya geçici tescil kararlarından birini verir. Kabul halinde tescil yapılır. Red halinde ilgililer 8 gün içerisinde mahkemeye başvurup itiraz edebilir.
Bu mahkemenin verdiği karara itiraz ise 15 gün içerisinde temyiz yoluna başvurularak yapılır.
Temyiz; İlk derece mahkemesinin kanuna aykırı karar vermesi, yetkili olmaması, yargılama yöntemine aykırı karar vermesi durumlarında kararın bozulması için yüksek dereceli mahkemeye başvurulmasıdır.

Çözümü mahkeme kararına bağlı konular geçici tescil olur. Ancak mahkemede 3 ay içinde sonuç alınamazsa geçici kayıt silinir.
Tescil Zorunu; Tescil zorunludur. Yapılmazsa yaptırımlar uygulanır ve kendiliğinden (re’sen) ilgili makamın emri ile tescil yapılır.
İlan; İlan, Ankara’da yayımlanan bütün Türkiye’deki sicil kayıtları, ilana özgü Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile yapılır. Tescil edilen her konunun aynı zamanda ilanı gerekmez. İlan 3. Kişilere karşı, ilanın çıkmasını izleyen ilk iş gününden itibaren geçerli olur.

TESCİLİN SONUÇLARI
1- Açıklayıcı Nitelik; Bir konu tescilinden önce doğmuş ve hüküm ifade etmişse, bu ticaret sicilinin açıklayıcı niteliğidir. Örneğin ticaret unvanı tescilden önce de vardır. Kanunlarımıza göre ticaret sicili açıklayıcı niteliktedir.
2- Yaratıcı Nitelik; Tescilden önceki hiçbir işlemin varlığını kabul etmeyen hüküm, ticaret sicilinin yaratıcı niteliğidir. Yani bir işlemin tescil ile doğması ve hüküm ifade etmesi tescilin yaratıcı niteliğinin bir sonucudur diyebiliriz.

Örneğin tescilden önce tüzel kişilik yoktur. Tescil ile oluşmuştur.
Tüzel kişi; başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları veya belli bir amaca özgülenmiş mal topluluklarıdır.
Ticaret Sicilinin Olumlu Etkisi
Ticaret siciline tescil edilmiş konularda 3. kişiler bu konuları bilmediklerini ileri süremezler. Yani ticaret siciline tescil 3. kişilerin iyi niyetini ortadan kaldırır.
Ticaret Sicilinin Olumsuz Etkisi
Tescil veya ilanı gerekmeyen konularda yapılan tescil ve ilanlarda, 3. kişiler iyi niyetli kabul edilir.

Tescili gerekip de tescil edilmemiş konularda da 3. kişiler iyi niyetli kabul edilmektedir.

ÜNİTE 5 – HAKSIZ REKABET


Haksız Rekabet; Aldatıcı hareket veya iyi niyet kurallarına aykırı başka davranışlarla ekonomik rekabetin her türlü kötüye kullanımıdır.
Haksız rekabet hükümleri ile korunmak istenen

Rekabet Hakkı’dır.
Bu tanımlamadan haksız rekabetin üç unsuru olduğu ortaya çıkar.
A) Ekonomik rekabet,
B) Aldatıcı davranış ve başkaca suretle dürüstlük kurallarına aykırı hareket,
C) Rekabet hakkının kötüye kullanılması.
Ekonomik Rekabet; ekonomik yaşamda müşteri çekmek için yapılan yarıştır.
Rekabet Hakkının Kötüye Kullanılması; sınırları dürüstlük kuralları ile belli olan rekabet özgürlüğünün sınırları aşılmış ise, burada kötüye kullanma vardır.

Aldatıcı Hareket ve Dürüstlük Kurallarına Aykırı Davranış; Rekabet bir haktır. Ancak kişilerin bu rekabette kullanacakları araçlar meşru olmalıdır. Rakibi kötülemek, müşteri çevresini aldatıcı davranışlarla kandırmak, haklarını ve borçlarını yerine getirirken dürüst olmamak gibi davranışlar meşru ve dürüst olmayan aldatıcı davranışlara örnektir.
Not: Haksız Rekabet hükümleri ile korunmak istenen Rekabet Hakkı’dır. Serbest rekabet hakkının sınırları Dürüstlük Kuralları ile belirlenmiştir.

Türk Ticaret Kanunumuza göre Özel Haksız Rekabet Halleri

• Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, yanlış yanıltıcı ya da gereksiz yere incitici beyanlarla kötülemek.
• Başkasının ahlaki veya mali gücü hakkında gerçeğe aykırı bilgi vermek.

• Kendi kişisel durumu, malları, iş ürünleri veya ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgiler vererek 3. kişiler karşısında kendisini rakiplerine oranla üstün duruma getirmek. Ör. Aldatıcı reklamlar.
• Yanlış unvan, meslek adı kullanmak. Derece, belge ya da ödül almadığı halde bunlara sahipmiş gibi göstermek.
• Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işletmesi ile karışıklık (iltibas) oluşturmaya çalışmak. Başkasının kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma araçlarını kullanmak gibi.

• Üçüncü kişilerin yardımcılarını, vekillerini görevlerini ihlale yönlendirmek suretiyle onlara vaatlerde bulunarak haksız çıkar sağlamak veya onlara ticaret sırlarını açıklatmak.
• Elde ettiği veya öğrendiği üretim ve ticaret sırlarından dürüstlük kurallarına aykırı olarak haksız yerde yararlanmak ve bunları yaymak.
• 3. Kişileri mağdur edebilecek gerçeğe aykırı iyi niyet ve yeterlilik belgeleri vermek.
• Rekabet piyasasındaki kanun, tüzük, sözleşmelere, mesleki ya da yerel adetlere göre belirlenmiş iş hayatı koşullarına uymamak.

HAKSIZ REKABETİN SONUÇLARI

Haksız rekabet nedeni ile açılabilecek hukuk davaları

• Ortada bir haksız rekabetin olup olmadığını belirlemek için açılan Tespit Davası
• Haksız rekabetin durdurulması ve önlenmesi için açılan Önleme Davası
• Haksız rekabet sonucu doğan maddi durumun ortadan kalkması ve haksız rekabette yanlış ve yanıltıcı beyanlar yapılmışsa bunların düzeltilmesi için Düzeltme Davası
• Haksız rekabette bulunanın kusurlu olması halinde, uğranılan zararın giderimi amacını taşıyan Maddi Giderim (Tazminat) Davası
• Kanundaki koşullar gerçekleşmiş ise Manevi

Giderim Davası
Davacı ve Davalı olma Ehliyeti
Davacı olma ehliyeti ; Haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi ve diğer ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalan rakip, tüm haksız rekabet davalarını açabilir.

Müşterilerin dava açabilmeleri, ancak fiilen zarar görmüş olmaları ile mümkündür.
Haksız rekabete uğrayanların dahil oldukları mesleki birlikler ve odalar (Borsalar, Ticaret ve Sanayi Odaları gibi) üyelerinin karşılaştığı haksız rekabet nedeniyle tespit, önleme ve maddi durumun düzeltilmesi davlarını açabilirler.
Davalı Olma Ehliyeti; Davalı haksız rekabette bulunan rakiptir. Haksız rekabet eylemine dolaylı ya da dolaysız olarak katılan 3. kişilerde davalı olabilir.

İşçilerin gerçekleştirdiği haksız rekabete karşı açılan dava, işveren aleyhine açılır.
Haksız rekabet basın yoluyla işlenmiş ise, dava yazı sahibine ya da ilanı verene karşı açılır.
Haksız rekabet sonucu mahkemece verilen hüküm, davalı ve davacıya etkili olabildiği gibi 3. şahıslara karşı da etkilidir.

Haksız rekabet sonucu oluşan hüküm, davacının isteği üzerine, gideri davalıya ait olmak üzere ilan da ettirilebilir.

Haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat davası açılabilmesi için, BK. m.49’daki koşulların gerçekleşmesi ve davalının kusurlu olması şarttır.

Zaman Aşımı; Kanunun belirlediği şartlar altında, belli bir zamanın geçmesi üzerine bir hak kazanma veya bir yükümlülükten kurtulma yoludur. Davaya hakkı olan tarafın aleyhine olan durumu öğrendikten sonra 1 yıl içinde dava açmaya hakkı vardır.

Ancak rekabeti meydana getiren durumun doğumundan itibaren 3 yıl geçmişse zaman aşımına uğramış demektir.
Haksız rekabete ilişkin cezai yaptırımlarda 1 yıla kadar hapis cezası verilebilir.

ÜNİTE 6 – TİCARİ DEFTERLER


Ticari defterler, ticaret kanununda düzenlenmiştir.
Ticari defter tutmak, tacir için hem sorumluluk hem de bir ihtiyaçtır.

Ticari Defter Tutmanın Faydaları;
• Ticari defterler verginin doğru bir şekilde saptanmasını sağlar.
• Kanıt olarak önem taşır.
• İflas halinde tacirin taksirli veya müflis olup olmadığını saptamaya yarar.
Müflis: Mahkemece hakkında iflas kararı verilen kişidir.

Defter tutma yükümü, tacir sıfatının doğduğu anda başlar, bu sıfatın yitirilmesi ile sona erer.

Ancak bu sıfat sona erse dahi, tutulan defterler 10 yıl saklanmalıdır.
Defter tutma yükümünü, tacir gruplarına göre ayrı ayrı ele almak gerekir.
Gerçek Kişi Tacirlerin Defter Tutma Zorunu:
Tutulması Zorunlu Defterler ve İsteğe Bağlı (ihtiyari) Defterler olmak üzere 2’ye ayrılmıştır. Tacirler, işletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği tüm defterleri tutmakla yükümlüdürler.
Kanunda İsmen Sayılmış (Onamaya tabi) Defterler
• Büyük Defter
• Yevmiye Defteri
• Envanter ve Bilanço Defteri

Bu defterler noterce veya ticaret sicili memurunca onaylanması gerekli olduğundan bu üç defter, onamaya tabi defterlerdir.
Kanunda İsmen Sayılmayan (Beyana Tabi) Defterler
Tacir, yukarıdaki 3 defterden başka, isteğe bağlı olarak kendisine gereken defterleri de tutabilir. Ek tuttuğu defterleri her yılbaşında ticaret siciline beyan eder. Bu nedenle bunlar beyana tabi defterlerdir. Bu nedenle bunlar beyana tabi defterlerdir. Örneğin; Senetler

Defteri, Stok Defteri
Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler
Kanun, bazı mesleklerde bazı özel defterlerin tutulmasını emreder. Örneğin; tellalların tutmak zorunda olduğu Tellal Günlük Defteri.
Saklanması Gerekli Evrak
Ticari işletme ile ilgili belgeler; tacirlerin ticari işletmeleri ile ilgili işler dolayısıyla aldıkları mektup, yazı, telgraf, fatura, senet gibi belge ve kağıtlarla, mahkeme ilamları gibi belgelerdir.

Gerçek Kişi Tacirlerin Tutmakla Yükümlü Oldukları Defterler
• Onamaya tabi defterler
• Beyana tabi defterler
• Özel Hükümlere göre tutulması zorunlu defterler

İsteğe Bağlı Defterler

Tacir, tutmakla yükümlü olduğu defterlerden başka defterler de tutabilir. Bu defterdeki kayıtların kanıt niteliği taşıması için ticaret siciline kaydı gereklidir. Ancak İsteğe bağlı defterlerin kanunen geçerli olabilmesinin bir diğer koşulu da, zorunlu defterlerin tümünün tutulmuş olmasıdır. İsteğe bağlı defterlere örnek olarak; Alacak Defteri, Borç Defteri gösterilebilir.

Tüzel kişi tacirlerin kanunen tutmak zorunda olduğu defterler; Yevmiye Defteri, Büyük Defter (Defteri Kebir) ve Envanter Defteri’dir.

DEFTER TUTMA USULÜ
Defterler usulüne uygun olarak tutulmamış ise, özellikle ispat hukuku yönünden tacir, bazı yaptırımlarla karşılaşabileceği gibi, iflas halinde taksirli müflis sayılabilir.
Taksirli Müflis; Kusuru nedeniyle iflas etmiş kişidir. TTK’ da öngörülen defterleri tutmama, kusurlu hareket olarak kabul edilmektedir.
Kanunda ismen bulunan tutulması zorunlu defterlerin açılışları noterce onaylanmalı, beyana tabi defterlerde iki nüsha beyanname ile ticaret siciline, her yılbaşında beyan edilmeli ve onaylanmalıdır.

Onama; Sicil memuru veya noter defterlerin kaç sayfadan ibaret bulunduğunu ilk ve son sayfaya yazarak resmi mühür ve imzası ile tasdik eder. Noterce tasdik edilen defterlerin mahiyet ve adetleri ve bunların kime ait olduğu en geç yedi gün içinde ilgili ticaret sicil memurluğuna bildirilir.

• Şirketlerin kullanılması zorunlu olan defterleri, vergi usul kanununun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerine göre tasdik olunur.
• Onamaya tabi defterlerin bazıları takvim veya iş yılı sonunda kapanış onamasına tabidir.
• Günlük Defterin, Ocak ayı sonuna kadar, Envanter Defterinin, iş yılını izleyen 3 ayın sonuna kadar, kapatılıp onanması gereklidir.
• Günlük Defter yıl içerisinde dolarsa, dolduğu tarihten itibaren en geç 10 gün içerisinde noterce kapanış onaması yapılması gerekir.
• Büyük Defterin kapanış onaması yoktur.
Beyan; Defterlerin her birinin türü, niteliği ve sayfa sayısı belirtilerek her yılbaşında, iki nüsha beyanname ile ticaret siciline beyan edilmeleri, usulüne uygun tutulmuş olmasını sağlar. Sicil memuru, beyannamenin bir nüshasını tacirin sicil dosyasına koyar, diğerini onaylayarak tacire geri verir.

DEFTERLERE GEÇİRİLECEK KAYITLAR
Yasamıza göre tacirler kendilerine en uygun gelen muhasebe sistemini seçmekte serbesttirler.
Ticari defterlere geçirilecek kayıtların dili Türkçe, işletme hesabı TL cinsinden olmalıdır.
Günlük Defter (yevmiye defteri) ; Belgelerden elde edilir. Kaydı gereken işlemler oluştuklarından itibaren 10 gün içinde yevmiye defterine geçirilmelidir.

Büyük Defter; Kayıtlar Yevmiye Defterinden, Büyük Deftere aktarılır. Buraya geçirilecek kayıtlar için bir süre yoktur.
Envanter Defteri; Envanter Defterine, işletmenin açılış gününde ve bundan sonraki her iş yılı sonunda çıkarılan envanter ve bilançoları kayıt olunur.

Karar Defteri; Karar defterini, tüzel kişi tacirler tutar. Bu deftere ortaklık organlarının yönetim haklarını kullanırken aldıkları kararlar geçirilir.

Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler; Hükümdeki kayıt ve şartlar uyarınca yapılması gereklidir. Örneğin, tellalın tutacağı Tellal Günlük Defteri’ne kayıtlar günü gününe geçirilmelidir.
İsteğe Bağlı Defterler; tacir bu defterleri, dilediği sistemle tutabilir.

TİCARİ DEFTERLERİN KANIT KUVVETİ
Anlaşmazlığın Niteliği; Taraflardan birisi tacir değil veya anlaşmazlık bir taraf için ticari iş niteliğinde değilse, ticari defterler Ticaret Kanunu anlamında kanıt niteliği kazanmaz.
Kanıt: Uyuşmazlığa yol açan eylem veya hukuki olayın ispatı için kullanılmasına usul hukukunun izin verdiği her türlü şeydir.
Ticari defterlerin sahibi lehine kanıt olabilmeleri için, usulüne uygun tutulmuş olması ve tüm kayıtların birbirini doğruluyor olması gerekir.

Ticari defterlerin sahibi aleyhine kanıt olabilmesi için; Bir kimsenin kendi hazırladığı belge veya yazının kendi aleyhine kanıt olarak kullanılması, usul hukuku kurallarına uygundur. Sadece onamanın yapılması yeterlidir.
Defterler usulüne uygun tutulmadığı takdirde sadece aleyhine olan kayıtlar dikkate alınır, lehine olan kayıtlara bakılmaz.

TİCARİ DEFTERLERİN TESLİM VE İBRAZI
Teslim (mahkeme emri ile); ticari defterlerin ve ilgili belgelerin tamamının, incelenme amacıyla mahkemeye verilmesi demektir. Çok ağır bir işlem olması nedeniyle ancak üç halde çıkan anlaşmazlıklarda kanunda öngörülmüştür. Bunlar; miras, iflas ve ortaklıktır.

İbraz; Ticari defterlerin kanıt kuvvetine sahip olduğu diğer anlaşmazlıklarda defterlerin tamamı teslim edilmez, sadece anlaşmazlık konusu kayıtların sureti çıkarılmak, veya sadece ilgili sayfalar üzerinde incelemeler yapılmak üzere defterler ibraz olunur.
Teslimi gereken haller dışında ibraz, tacir için zorunlu olamaz. Tacir isterse defterlerini ibraz eder, istemezse etmez.
Ticari Defterlerle kanıtlamada yemin; Ticari defterler yazılı kanıt niteliğinde olmakla beraber sahipleri lehine kanıt olacaklarsa, ayrıca bir yeminle kuvvetlendirilmeleri şarttır. İki tip yemin vardır. Tamamlayıcı Yemin, Kesin Yemin.

Tamamlayıcı Yemin: Ticari Defterlerin yazılı kanıt niteliğini kuvvetlendirmek için verilen yemindir.
Kesin Yemin: Hukuk davasında, taraflardan birinin asıl davanın çözümüne etkili olan bir eylemin ispatlanması için diğerine önerdiği yemindir.

TİCARİ DEFTERLERİN HİÇ VEYA GEREĞİ GİBİ
TUTULMAMASININ YAPTIRIMI
Hukuki Yaptırım; Defterlerin sahibi lehine kanıt niteliğini yitirmesi, aleyhine kanıt olmasıdır.
Cezai Yaptırımlar; Para cezası, vergi cezaları, iflas halinde tacirin taksirli veya hileli müflis sayılması.
Hileli Müflis: İflasından önce veya sonra alacaklarını zarara sokmak kastıyla hileli işler yapan kimsedir.

DEFTERLERİN SAKLANMASI VE YİTİRİLMESİ
Tacir, tüm ticari defterlerini ve saklanması zorunlu evraklarını son kayıt tarihinden sonra 10 yıl süre ile saklamakla yükümlüdür.
Eğer doğal bir afetle, ticari defter ve belgelerini yitirmişse 15 gün içerisinde işletmesinin bulunduğu yerin ticaret mahkemesinden zayi belgesi verilmesini istemelidir.

ÜNİTE 7 – TÜCCAR YARDIMCILARI
Ticari işletmenin başında, genellikle işletmeyi işleten ve tacir sıfatını kazanan kişi bulunur.
Ancak küçük ve kısıtlılarda, işletme kendi nam ve hesabına işletilmez. İşletme onların adına kanuni temsilcisi olma sıfatıyla veli ve vasilerce işletilir. Bu kanuni temsilci sıfatını taşımalarından dolayı, veli ve vasiler tüccar yardımcısı sıfatı taşımazlar.
İradi Temsil; Bir kimsenin diğer bir kimseye, kendi ad ve hesabına hukuki işlemler yapmak üzere yetki vermesine iradi temsil denir.

TÜCCAR YARDIMCILARI
Büyük işletmelerin tacirleri, iş büyük olduğundan kendilerine yardımcı seçmek zorundadır. Tacirin bu yardımcılarına Tüccar Yardımcıları denir. Tüccar Yardımcıları ikiye ayrılırlar: Bağımlı Tüccar Yardımcıları, Bağımsız Tüccar Yardımcıları.
Bağımlı Tüccar Yardımcıları; İşletme sahibinin verdiği talimata uymaya mecburdurlar, onun denetim ve gözetimi altındadırlar. Bağımlı Tüccar Yardımcıları, Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan üç gruba ayrılırlar.
• Ticari Mümessil
• Ticari Vekil
• Seyyar Tüccar Memuru

Ticari Mümessil: İşletmenin işlerini yürütmek ve işletme ile ilgili hukuki işlemleri ticaret unvanına vekaleten veya benzeri bir kelime ekleyerek, tacir yerine imza atmak suretiyle gerçekleştirmeye yetkili kılınan kişi olarak tanımlanır. Tüccar yardımcılarının en geniş yetkilisidir.

Tacir tarafından işletmeyi yönetmek veya temsil etmek üzere yetkili kılınmıştır. Geniş yetkilere sahiptir.
İşletme sahibi ile ticari mümessil arasındaki ilişki, hizmet veya vekalet sözleşmesinden kaynaklanır. Bu sözleşme iki taraflı olup 3. kişileri bağlamaz.
Ayrıca B.K.’nda Ticari Mümessil, işletme sahibine (tacire) karşı bir rekabet yasağı içindedir.

Ticari Mümessil, açık veya üstü kapalı (zımni) olarak atanabilir. Atanan ticari mümessilin Ticaret Sicili’ne tescili zorunludur.
Yasalı Sınırlamalar
Ticari Mümessilin yetkilerindeki sınırlama, ya kanun tarafından çizilmiş olmalı (yasal sınırlama) ya da tacirin iradesi ile çizilip tescil ve ilan ettirilmiş olmalıdır. (iradi sınırlama)
Ticari Mümessil işletmenin öz benliği ile ilgili temel işlemleri yapamaz. Örneğin; işletmeye ortak alamaz, işletmeyi devredemez, ticaret unvanını değiştiremez. İşletmenin konusu alım satım olmadıkça, işletmeye ait taşınmazları devredemez veya ayni bir hakla (eşya üzerindeki mutlak hak) sınırlandıramaz.
Tacir, ticari mümessili iki sebeple iradi olarak sınırlandırabilir:

1- Ticari Mümessilin temsil yetkisinin, bir şube veya merkez ile sınırlandırılması.
2- Birden çok kişiyi ticari mümessil atayarak, bunların birlikte atacakları imza ile taciri temsil edebilmesi.

Ticari Mümessilliğin Sona Ermesi; Ticari Mümessil her zaman istifa edebileceği gibi, işletme sahibi de kendisini her zaman azledebilir. Sebepsiz azil ve zamansız istifa bazı karşılıklı giderim talepleri gerektirebilir.
Azil: Verilen temsil yetkisinin geri alınması.
Ticari mümessil atanması tescil edilmemiş olsa bile, her koşulda temsil yetkisinin kaldırılması tescil ve ilan edilmelidir.

Aksi halde iyiniyet sahibi üçüncü kişilere bu yetki var sayılır.
Ticari Vekil; Ticari mümessil sıfatına sahip olmaksızın, tacir tarafından işletmenin bütün işleri veya belirli bazı işlemleri için temsil yetkisi verilen kişidir. Ticari Vekil, açık veya zımni irade beyanı ile ,tacir ya da ticari mümessil tarafından atanır. Ticaret siciline tescil olunmaz. Taraflar arasındaki ilişki genellikle hizmet sözleşmesidir. Ticari vekillerin işletmenin işyeri dışında temsil yetkisi yoktur.

Burada da işletme duvarına asılan ilanlardaki yetkilerle sınırlıdır.
Seyyar Tüccar Memuru; Bir ticari işletmenin merkez veya şubelerinin bulunduğu yerler dışındaki yerlerde, işletme adına iş yapan yardımcılara Seyyar Tüccar Yardımcıları denir.
Seyyar tüccar yardımcılarının yetkileri, tacir veya ticari mümessil tarafından düzenlenen bir yetki belgesinin imzalanıp, seyyar tüccar memuruna verilmesi ile belirlenir. Üçüncü kişiler bu belgeye bakıp yetkisini anlayabilirler. Bu belgeyi elinde tutan seyyar tüccar memurunun; makbuz vermek, satılan malın bedelini almak, borçluya belli bir süre tanımak yetkileri vardır.

BAĞIMSIZ (TABİ OLMAYAN) TÜCCAR YARDIMCILARI
Bağımsız tüccar yardımcıları, tacirin emir ve kumanda zincirinde yer almakla beraber, faaliyetinde ona yardımcı olan, ancak bu yardımları kendi bağımsız uğraşları içinde yerine getiren kişilerdir. Bağımsız tüccar yardımcıları üç gruba ayrılırlar:
• Acenta
• Komisyoncu
• Ticaret İşleri Tellalı

ACENTALIK; ikiye ayrılır.
1- Aracı Acentalık
2- Sözleşme Yetkisine Sahip Acentalık.
1-Aracı Acentalık;
Bağımlı sıfatı bulunmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belli bir yer veya bölgede, daimi surette bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi meslek edinen kimseye Aracı Acentalık denir.

Aracı acentalığın unsurları
• Bir sözleşmenin varlığı: Acentalık sözleşmesi tacir ile sözlü veya yazılı yapılır.
• Etkinlik alanı: Acentanın belli bir bölgesi olmalıdır.
• Etkinlikte süreklilik: Devamlı aracılık yapmalı, iş bağlamalıdır.
• Meslek edinme: Aracı acenta, acentalığı meslek edinmelidir.
• Tacire bağımlı olmama: Tacirin talimatlarına uymalı ancak onun denetimi ve gözetimi altında olmamalıdır.
Müvekkil: Bir başkasını kendisine vekil olarak seçen kimse.

İcazet: Temsil yetkisi bulunmadan başkası adına yapılan işlemi, adına işlem yapan kimsenin onaylamasıdır.

Aracı acentayı bağlayan özel hükümler; Aracı acenta, yetkisini aşıp müvekkili adına sözleşme yaparsa, müvekkil durumu öğrenince icazet vermediğini hemen karşı tarafa bildirmediği takdirde, icazet vermiş sayılır.

2-Sözleşme Yapma Yetkisine Sahip Acenta; Bağımlı bir sıfatı olmaksızın, yazılı bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölgede, daimi olarak işletmeyi ilgilendiren sözleşmeleri, o işletme adına yapmayı meslek haline getiren kimseye, sözleşme yetkisine sahip acenta denir.
Sözleşme yapma yetkisine sahip acentanın yetki sınırı tacir tarafından istenildiği gibi çizilebilir. Ancak bu sınırlamaların tescil ve ilanı gereklidir.

Her iki acentanın borç ve yükümleri

• Rekabet yasağı; Rekabet eden iki işletmenin acentalığını üstelenemez.
• Müvekkilin işlerini görme ve çıkarlarını korumadan sorumludur. Müvekkili adına sakladığı mal ve eşyalardan da sorumlu tutulur.
• Haber verme ve uyarma borcu vardır.
• Gerekli önlemleri almak zorundadır.
• Ödeme Yükümü; müvekkiline ait olup, kendi zilyetliğine geçmiş paranın teslim edilmesi gerektiği anda işlemi yapmakla yükümlüdür. (Zilyetlik: Bir şey üzerinde fiilen tasarruf yetkisine sahip olmaktır.)
• Üçüncü kişilerin beyanlarını kabul ve müvekkilini temsil borcu vardır.

Acentanın hakları
• Tekel Hakkı; Müvekkil, acentasının yazılı izni olmaksızın, bulunduğu bölgede başka bir acenta tayin edemez ve kendi başına satışta bulunamaz.
• Ücret İsteme Hakkı; Acentanın ücreti komisyon şeklinde ödenir. Bir ücret belirlenmemişse, mahkemece hizmetin önemine göre bir fiyat belirlenir. Ücretin ödenme zamanı taraflar arasında kararlaştırılmamışsa, üç ayda bir defa ve her halde yılsonunda veya acentalık sözleşmesi sona erdiğinde ödenmesi gereklidir.

• Hapis Hakkı; acenta alacaklarını alamazsa, hapis hakkını kullanabilir.
• Olağanüstü Giderler; Acentanın müvekkilinden faaliyet gideri için ödeme istemesi, yalnızca olağanüstü bir gider halinde ya da üçüncü kişilere avans vermesi gerçekleşebilir.
Not: Acentalık işini yapanlara ticari işletmelerde acenta, bayi, genel distribütör gibi isimler verilmektedir. Bunların gerçek niteliğini anlamak için sözleşme hükümleri incelenmelidir.

KOMİYONCU
Alım ve satım işlerinde komisyoncu, ücret karşılığında kendi adına veya müvekkili hesabına, kıymetli evrak ve taşınır eşya alım satımını gerçekleştiren kimsedir.
Komisyonculuk, komisyoncu ve müvekkil arasında tek bir iş için yapılan sözleşmelerdir.

Komisyoncu, kıymetli evrak veya taşınır eşyayı, kendi adına ve müvekkili hesabına satın alır ve satar. Bu nedenle komisyon sözleşmesinde üçlü bir ilişki vardır. Komisyoncu ve müvekkil arasındaki ilişkiye iç ilişki, komisyoncu ve üçüncü kişiler arasındaki ilişkiye de dış ilişki denir.

‘’Adına’’ ifadesi ilişkiden doğan hak ve yükümlülüklerin kim tarafından yerine getirileceğini, ‘’hesabına’’ deyimi ise yapılan sözleşmenin sonuçlarının kime ait olacağını gösterir. Komisyoncu işlemi kendi adına, müvekkili hesabına yapar. Yani sözleşme hükümleri gereği sözleşme, komisyoncu ve üçüncü kişi arasında doğar, ancak komisyoncu elde ettiklerini müvekkiline devretmek zorundadır.
Komisyoncunun borç ve yükümleri
• Sözleşmenin yapılması ve uygulanması
• Özen gösterme, talimata uyma, müvekkilin çıkarlarını koruma
• Hesap verme borcu

Komisyoncunun yaptığı sözleşmenin karşı tarafça uygulanmaması komisyoncuyu bağlamaz. Ancak bu durumda komisyoncu, komisyon sözleşmesinden doğan ücret isteme hakkını yitirir. Yani komisyoncunun para alması için, sözleşmeden sonra işin gerçekleşmesi gerekir.

Müvekkil yalnız iş bitiminde değil, her aşamasında hesap ve bilgi isteyebilir. Komisyoncu, müvekkiline ödemede geciktiği paranın faizini de vermek zorundadır.
Komisyoncunun Hakları

• Ücret; Ücretin miktarı ve ödeme şekli sözleşme ile kararlaştırılır. Önceden kararlaştırılmamışsa teamüle göre, o da yoksa mahkemece belirlenir.

Teamül: Ticari hayatta kullanılan, örf ve adet kuralı niteliğini kazanmış adetlerdir.
• Hapis Hakkı; Alacakları için hapis hakkı vardır.
• Malı açık arttırma ile sattırma; Müvekkil kendi hesabına satın alınan malı, uygun süre içinde komisyoncudan almazsa, komisyoncu; malı, bulunduğu yer mahkemesi aracılığı ile açık arttırma ile sattırabilir.

• Komisyon sözleşmesinin sona ermesi; Komisyon sözleşmesi, komisyoncuya verilen işin görülmesi ile sona erer. Azil veya istifa da sözleşmeyi bitirir. Ancak sebepsiz azil ve zamansız istifa karşılıklı giderim talepleri gerektirebilir.

TİCARET İŞLERİ TELLALLIĞI
Ticaret işleri tellallığı; taraflardan hiçbirisine tabi olmaksızın, ücret karşılığında, ticari işlere ilişkin sözleşmelerin yapılması konusunda taraflar arasında aracılığın meslek edinilmesidir.

Ticaret işleri tellallığının unsurları
• Ticari işlere ilişkin tacirler arası işlerde sözleşmenin yapılması konusunda aracılık yapmalıdır. Bir kişinin ticari işler tellalı sayılması için, aracılık ettiği işlerin ticari iş niteliğinde olması ve iki tacir arasında olması esastır.

Bu nedenle esnaflar arasında yapılan aracılık buna dahil değildir.
• Meslek edinmelidir.
• Bağımlı olmamalıdır; Taraflardan birisiyle devamlı sözleşmesi olmamalıdır.
• Ücret almalıdır.
Ticaret işleri tellalının borç ve yükümleri
• Aracılık; Tarafsız bir aracılık yapmalıdır. Taraflı olması halinde ücret hakkını kaybeder.
• Bordro düzenlenmesi; Ticaret işleri tellalı bordro düzenlemelidir. Bu bordroda taraflardan her birine, sözleşme yapıldıktan sonra tarafların ad ve soyadlarını, unvanlarını, sözleşmenin konu ve şartlarını, mal fiyatını, teslim zamanını gösterir bir bordro düzenler, imzalar ve verir.

• Tellal belgelerin örneklerini saklamalıdır.
• Tellal günlük defteri tutmalıdır. Buradaki kayıtları tarih sırasına göre yapmalıdır. Bunlar bordrolara geçirilen belgeleri de içermelidir. Anlaşmazlık halinde taraflardan biri bu defterin ibrazını isteyebilir. Ayrıca tellalın ölmesi halinde bu defter notere teslim edilir.

Tellalın Hakları
• Tellala ücret ödenmesi için yalnızca sözleşme yapılması yeterlidir, ayrıca sözleşmenin uygulanmasına gerek yoktur. Tellal tarafsızlıktan ayrılırsa ücret hakkını yitirir.

• Tellal yaptığı giderleri isteyemez.
Tellallığın sona ermesi; Tellallık, müvekkil tarafından verilen işin herhangi bir nedenle sona ermesi, müvekkil veya tellalın ölümü, medeni hakları kullanma ehliyetini yitirmesi, iflası, süre öngörülmüşse bu sürenin geçmesi ile son bulur. Azil ve istifa da olanaklı olup, gereksiz azil ve zamansız istifa karşılıklı giderim talebi gerektirir.

ÜNİTE 8 – CARİ HESAP

Aralarında devamlı ilişki bulunan iki kişi arasında alıcı ve satıcı sıfatları sık sık yer değiştirebilir. Bu gibi durumlarda alacakları takas etmek, belki gereksiz ödemelerin önüne geçebilecektir.

İşte ekonomik yönden cari hesap nakit para dolaşımını önleyen özel bir takas rejimidir. Bu rejimde taraflar alacaklarını karşılıklı olarak tek tek istemekten vazgeçip, bunları ortak bir hesaba kalem kalem kaydederler. Belirli süreler sonunda –ki bunlara hesap devresi denir- kaydedilen bu alacaklar takas edilir ve bakiye saptanır.
Takas: Karşılıklı, birbirine benzer ve muaccel olan iki alacağın (borcun) denkleştikleri oranda sona ermesidir.

Cari hesap: İki kimsenin para, hizmet ve diğer hususlardan dolayı birbirlerindeki alacakları ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem borç ve alacak şekline çevirerek, hesabın kesilmesinde çıkacak bakiyeyi isteyebileceklerine dair bulunan anlaşmadır.
Cari hesap sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması şarttır. Burada yazılı şekil geçerlilik şartıdır. Yani yazılı şekilde yapılmazsa hüküm ifade etmez.
Geçerlilik Şekli; Bir hukuki işlem kanunlarda öngörülen şekle uygun olarak yapılmadıkça geçerli olmayacak ise bu şekle geçerlilik şekli adı verilir.

Kambiyo Senedi; Poliçe, bono ve çekten oluşan ticari senetler için kullanılan bir diğer addır.
Paradan başka vadesi geldiğinde tahsil edilmesi koşuluyla kambiyo senetleri de (çek, poliçe, bono) cari hesaba geçirilebilir.

Cari hesaba geçirilmeyenler
• Takası olanaklı olmayan alacaklar
• Belli bir yere sarfedilmek veya emre amade tutulmak üzere teslim olunan para ve mallardan doğan alacaklar.

Alacağın yenilenmesi (yenilenme) : Eski borcun ortadan kalkması amacıyla yeni bir borç ilişkisinin kurulmasıdır. Yenileme de borçlu, alacaklı ile anlaşarak eski borcun yerine yeni bir borç altına girmekte, alacaklı da eski alacağından vazgeçerek yeni bir alacak kazanmaktadır.

Cari hesabın bölünmezliği, üçüncü kişilere devrinin olmamasıdır.
Cari hesapta takas; her hesap devresi sonunda, borç kalemleri ve alacak kalemlerinin tutarlarının karşılaştırılıp, yeni devreye ilk kalem olarak yazılması ile olur.

Cari hesapta faiz; Cari hesaba geçirilen
kalemler için faiz işler. Bu faiz borç ve alacak kalemleri için farklı olabilir. Taraflar, üç aydan az olmamak üzere, devreler saptayıp, her devre sonucu oluşan faizin, yeni kalem olarak cari hesaba alınmasını kararlaştırabilirler.
Cari Hesapta zaman aşımı; Hesap hataları, haksız olarak cari hesaba geçirilmiş kalemler, ikinci kez yapılan kayıtlara ilişkin davalar cari hesap sözleşmesinin sona erdiği tarihten 5 yıl sonra zaman aşımına uğrar.

Cari hesapta anlaşma süresi; cari hesap sözleşmesi süre belirterek, ya da süresiz yapılabilir. Cari hesap sözleşmesi boyunca borçlu-alacaklı ilişkisi olmaz. Bu ilişki sadece anlaşmanın sona ermesi ile gerçekleşir ve alacaklı alacağını talep edebilir.
Hesap devresi; Belirli devreler sonunda borç-alacak farkı belirlenir ve devreye tek kalem olarak geçirilir.

Hesap devresi günü sözleşmede belirtilmemiş ise 31 Aralık olarak kabul edilir.
Cari hesap anlaşması sonunda hesaplanan bakiyeyi taraflardan biri kabul etmezse 1 ay içerisinde noter, taahütlü mektup ya da telgraf aracılığı ile itirazda bulunmalıdır.

Cari hesap sözleşmesini sona erdiren haller
• Taraflardan birinin feshi ile
• Taraflardan birinin iflası ile
• Taraflardan biri ölür ya da kısıtlanırsa her iki taraf halefleri 10 gün önceden haber vererek feshedebilirler
• Taraflardan birine haciz gelirse, haciz gelen taraf 15 gün içinde haczi kaldırmalıdır. Yoksa diğer taraf sözleşmeyi feshedebilir.
ynsd
Mesajlar: 1
Kayıt: 25 May 2018 03:14
İletişim:

25 May 2018 03:17

[Local Link Removed for Guests] yazdı: [Local Link Removed for Guests]
14 May 2018 21:11
Ticaret Hukuku Ders Notları 2
ÜNİTE 4 – TİCARET SİCİLİ

Ticaret Sicili; Ticari işletme ile ilgili kanunda öngörülen konuların, tacirin ve 3. kişilerin çıkarları yönünden açıklanmasına hizmet eden bir müessese olup, bilgilerin yazıldığı bir kütüktür.

Kanuna göre; Ticaret ve Sanayi Odası veya Ticaret Odası bulunan yerlerde bir Ticaret Sicili Memurluğu kurulur. Ticaret Sicili’nin yönetimi, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı’nın görüşü alınarak ilgili oda meclisi tarafından atanan sicil memuruna aittir. Ticaret Sicili, kamuya açık bir sicildir. Ticaret Sicilinin içeriğini ve belgelerini isteyen herkes inceleyebilir.
Tescil ve İlanı Gerekli Konular
Tescil: İlgili işletmenin bulunduğu yerin kaydı ticaret siciline yapılır.
İlan: Tüm Türkiye’de etkin olmak üzere, Ankara’da yayımlanan Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile yapılır.

Tescil Yönetimi
Tescil, işlemin oluşmasından itibaren 15 gün içinde yapılmalıdır. Tescil edilmemiş konularda yapılacak değişikliklerde ve kayıttan silinme gibi durumlarda da bu 15 günlük süre geçerlidir.
Kural olarak tescil, ilgili kişilerin talebi üzerine yapılır. Bu talep, yazılı dilekçe verilerek ve dilekçeye gerekli belgeler eklenerek yapılır.

Ancak bazı kanunun öngördüğü durumlarda tescil, kendiliğinden (re’sen) ya da ilgili makamın bildirisi üzerine de yapılabilir.

Sicil Memurunun Görevleri;
• Tescili listelenen konuları tescil eder.
• Bir konunun tescili, var olan bir kaydın değiştirilmesi veya silinmesi gibi konuların kanuna uyumluluğunu inceler.
• Sicil memuru; tescil talebinde bulunan kişinin kimliğini, ehliyetini, yetkisini, talebin kanuni koşullara uyup uymadığını, gerekli belgelerin talebe ekli olup olmadığını, tescili talep edilen konunun kanunca tescili gerekli konulardan olup olmadığını inceler.

Sivil Memurun İnceleme Sonuçları;
• İnceleme sonucu talebe, kabul, red veya geçici tescil kararlarından birini verir. Kabul halinde tescil yapılır. Red halinde ilgililer 8 gün içerisinde mahkemeye başvurup itiraz edebilir.
Bu mahkemenin verdiği karara itiraz ise 15 gün içerisinde temyiz yoluna başvurularak yapılır.
Temyiz; İlk derece mahkemesinin kanuna aykırı karar vermesi, yetkili olmaması, yargılama yöntemine aykırı karar vermesi durumlarında kararın bozulması için yüksek dereceli mahkemeye başvurulmasıdır.

Çözümü mahkeme kararına bağlı konular geçici tescil olur. Ancak mahkemede 3 ay içinde sonuç alınamazsa geçici kayıt silinir.
Tescil Zorunu; Tescil zorunludur. Yapılmazsa yaptırımlar uygulanır ve kendiliğinden (re’sen) ilgili makamın emri ile tescil yapılır.
İlan; İlan, Ankara’da yayımlanan bütün Türkiye’deki sicil kayıtları, ilana özgü Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi ile yapılır. Tescil edilen her konunun aynı zamanda ilanı gerekmez. İlan 3. Kişilere karşı, ilanın çıkmasını izleyen ilk iş gününden itibaren geçerli olur.

TESCİLİN SONUÇLARI
1- Açıklayıcı Nitelik; Bir konu tescilinden önce doğmuş ve hüküm ifade etmişse, bu ticaret sicilinin açıklayıcı niteliğidir. Örneğin ticaret unvanı tescilden önce de vardır. Kanunlarımıza göre ticaret sicili açıklayıcı niteliktedir.
2- Yaratıcı Nitelik; Tescilden önceki hiçbir işlemin varlığını kabul etmeyen hüküm, ticaret sicilinin yaratıcı niteliğidir. Yani bir işlemin tescil ile doğması ve hüküm ifade etmesi tescilin yaratıcı niteliğinin bir sonucudur diyebiliriz.

Örneğin tescilden önce tüzel kişilik yoktur. Tescil ile oluşmuştur.
Tüzel kişi; başlı başına bir varlığı olmak üzere örgütlenmiş kişi toplulukları veya belli bir amaca özgülenmiş mal topluluklarıdır.
Ticaret Sicilinin Olumlu Etkisi
Ticaret siciline tescil edilmiş konularda 3. kişiler bu konuları bilmediklerini ileri süremezler. Yani ticaret siciline tescil 3. kişilerin iyi niyetini ortadan kaldırır.
Ticaret Sicilinin Olumsuz Etkisi
Tescil veya ilanı gerekmeyen konularda yapılan tescil ve ilanlarda, 3. kişiler iyi niyetli kabul edilir.

Tescili gerekip de tescil edilmemiş konularda da 3. kişiler iyi niyetli kabul edilmektedir.

ÜNİTE 5 – HAKSIZ REKABET


Haksız Rekabet; Aldatıcı hareket veya iyi niyet kurallarına aykırı başka davranışlarla ekonomik rekabetin her türlü kötüye kullanımıdır.
Haksız rekabet hükümleri ile korunmak istenen

Rekabet Hakkı’dır.
Bu tanımlamadan haksız rekabetin üç unsuru olduğu ortaya çıkar.
A) Ekonomik rekabet,
B) Aldatıcı davranış ve başkaca suretle dürüstlük kurallarına aykırı hareket,
C) Rekabet hakkının kötüye kullanılması.
Ekonomik Rekabet; ekonomik yaşamda müşteri çekmek için yapılan yarıştır.
Rekabet Hakkının Kötüye Kullanılması; sınırları dürüstlük kuralları ile belli olan rekabet özgürlüğünün sınırları aşılmış ise, burada kötüye kullanma vardır.

Aldatıcı Hareket ve Dürüstlük Kurallarına Aykırı Davranış; Rekabet bir haktır. Ancak kişilerin bu rekabette kullanacakları araçlar meşru olmalıdır. Rakibi kötülemek, müşteri çevresini aldatıcı davranışlarla kandırmak, haklarını ve borçlarını yerine getirirken dürüst olmamak gibi davranışlar meşru ve dürüst olmayan aldatıcı davranışlara örnektir.
Not: Haksız Rekabet hükümleri ile korunmak istenen Rekabet Hakkı’dır. Serbest rekabet hakkının sınırları Dürüstlük Kuralları ile belirlenmiştir.

Türk Ticaret Kanunumuza göre Özel Haksız Rekabet Halleri

• Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, yanlış yanıltıcı ya da gereksiz yere incitici beyanlarla kötülemek.
• Başkasının ahlaki veya mali gücü hakkında gerçeğe aykırı bilgi vermek.

• Kendi kişisel durumu, malları, iş ürünleri veya ticari işleri hakkında yanlış veya yanıltıcı bilgiler vererek 3. kişiler karşısında kendisini rakiplerine oranla üstün duruma getirmek. Ör. Aldatıcı reklamlar.
• Yanlış unvan, meslek adı kullanmak. Derece, belge ya da ödül almadığı halde bunlara sahipmiş gibi göstermek.
• Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işletmesi ile karışıklık (iltibas) oluşturmaya çalışmak. Başkasının kullandığı ad, unvan, marka, işaret gibi tanıtma araçlarını kullanmak gibi.

• Üçüncü kişilerin yardımcılarını, vekillerini görevlerini ihlale yönlendirmek suretiyle onlara vaatlerde bulunarak haksız çıkar sağlamak veya onlara ticaret sırlarını açıklatmak.
• Elde ettiği veya öğrendiği üretim ve ticaret sırlarından dürüstlük kurallarına aykırı olarak haksız yerde yararlanmak ve bunları yaymak.
• 3. Kişileri mağdur edebilecek gerçeğe aykırı iyi niyet ve yeterlilik belgeleri vermek.
• Rekabet piyasasındaki kanun, tüzük, sözleşmelere, mesleki ya da yerel adetlere göre belirlenmiş iş hayatı koşullarına uymamak.

HAKSIZ REKABETİN SONUÇLARI

Haksız rekabet nedeni ile açılabilecek hukuk davaları

• Ortada bir haksız rekabetin olup olmadığını belirlemek için açılan Tespit Davası
• Haksız rekabetin durdurulması ve önlenmesi için açılan Önleme Davası
• Haksız rekabet sonucu doğan maddi durumun ortadan kalkması ve haksız rekabette yanlış ve yanıltıcı beyanlar yapılmışsa bunların düzeltilmesi için Düzeltme Davası
• Haksız rekabette bulunanın kusurlu olması halinde, uğranılan zararın giderimi amacını taşıyan Maddi Giderim (Tazminat) Davası
• Kanundaki koşullar gerçekleşmiş ise Manevi

Giderim Davası
Davacı ve Davalı olma Ehliyeti
Davacı olma ehliyeti ; Haksız rekabet yüzünden müşterileri, kredisi, mesleki itibarı, ticari işletmesi ve diğer ekonomik çıkarları zarar gören veya böyle bir tehlike ile karşı karşıya kalan rakip, tüm haksız rekabet davalarını açabilir.

Müşterilerin dava açabilmeleri, ancak fiilen zarar görmüş olmaları ile mümkündür.
Haksız rekabete uğrayanların dahil oldukları mesleki birlikler ve odalar (Borsalar, Ticaret ve Sanayi Odaları gibi) üyelerinin karşılaştığı haksız rekabet nedeniyle tespit, önleme ve maddi durumun düzeltilmesi davlarını açabilirler.
Davalı Olma Ehliyeti; Davalı haksız rekabette bulunan rakiptir. Haksız rekabet eylemine dolaylı ya da dolaysız olarak katılan 3. kişilerde davalı olabilir.

İşçilerin gerçekleştirdiği haksız rekabete karşı açılan dava, işveren aleyhine açılır.
Haksız rekabet basın yoluyla işlenmiş ise, dava yazı sahibine ya da ilanı verene karşı açılır.
Haksız rekabet sonucu mahkemece verilen hüküm, davalı ve davacıya etkili olabildiği gibi 3. şahıslara karşı da etkilidir.

Haksız rekabet sonucu oluşan hüküm, davacının isteği üzerine, gideri davalıya ait olmak üzere ilan da ettirilebilir.

Haksız rekabet nedeniyle manevi tazminat davası açılabilmesi için, BK. m.49’daki koşulların gerçekleşmesi ve davalının kusurlu olması şarttır.

Zaman Aşımı; Kanunun belirlediği şartlar altında, belli bir zamanın geçmesi üzerine bir hak kazanma veya bir yükümlülükten kurtulma yoludur. Davaya hakkı olan tarafın aleyhine olan durumu öğrendikten sonra 1 yıl içinde dava açmaya hakkı vardır.

Ancak rekabeti meydana getiren durumun doğumundan itibaren 3 yıl geçmişse zaman aşımına uğramış demektir.
Haksız rekabete ilişkin cezai yaptırımlarda 1 yıla kadar hapis cezası verilebilir.

ÜNİTE 6 – TİCARİ DEFTERLER


Ticari defterler, ticaret kanununda düzenlenmiştir.
Ticari defter tutmak, tacir için hem sorumluluk hem de bir ihtiyaçtır.

Ticari Defter Tutmanın Faydaları;
• Ticari defterler verginin doğru bir şekilde saptanmasını sağlar.
• Kanıt olarak önem taşır.
• İflas halinde tacirin taksirli veya müflis olup olmadığını saptamaya yarar.
Müflis: Mahkemece hakkında iflas kararı verilen kişidir.

Defter tutma yükümü, tacir sıfatının doğduğu anda başlar, bu sıfatın yitirilmesi ile sona erer.

Ancak bu sıfat sona erse dahi, tutulan defterler 10 yıl saklanmalıdır.
Defter tutma yükümünü, tacir gruplarına göre ayrı ayrı ele almak gerekir.
Gerçek Kişi Tacirlerin Defter Tutma Zorunu:
Tutulması Zorunlu Defterler ve İsteğe Bağlı (ihtiyari) Defterler olmak üzere 2’ye ayrılmıştır. Tacirler, işletmenin nitelik ve öneminin gerektirdiği tüm defterleri tutmakla yükümlüdürler.
Kanunda İsmen Sayılmış (Onamaya tabi) Defterler
• Büyük Defter
• Yevmiye Defteri
• Envanter ve Bilanço Defteri

Bu defterler noterce veya ticaret sicili memurunca onaylanması gerekli olduğundan bu üç defter, onamaya tabi defterlerdir.
Kanunda İsmen Sayılmayan (Beyana Tabi) Defterler
Tacir, yukarıdaki 3 defterden başka, isteğe bağlı olarak kendisine gereken defterleri de tutabilir. Ek tuttuğu defterleri her yılbaşında ticaret siciline beyan eder. Bu nedenle bunlar beyana tabi defterlerdir. Bu nedenle bunlar beyana tabi defterlerdir. Örneğin; Senetler

Defteri, Stok Defteri
Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler
Kanun, bazı mesleklerde bazı özel defterlerin tutulmasını emreder. Örneğin; tellalların tutmak zorunda olduğu Tellal Günlük Defteri.
Saklanması Gerekli Evrak
Ticari işletme ile ilgili belgeler; tacirlerin ticari işletmeleri ile ilgili işler dolayısıyla aldıkları mektup, yazı, telgraf, fatura, senet gibi belge ve kağıtlarla, mahkeme ilamları gibi belgelerdir.

Gerçek Kişi Tacirlerin Tutmakla Yükümlü Oldukları Defterler
• Onamaya tabi defterler
• Beyana tabi defterler
• Özel Hükümlere göre tutulması zorunlu defterler

İsteğe Bağlı Defterler

Tacir, tutmakla yükümlü olduğu defterlerden başka defterler de tutabilir. Bu defterdeki kayıtların kanıt niteliği taşıması için ticaret siciline kaydı gereklidir. Ancak İsteğe bağlı defterlerin kanunen geçerli olabilmesinin bir diğer koşulu da, zorunlu defterlerin tümünün tutulmuş olmasıdır. İsteğe bağlı defterlere örnek olarak; Alacak Defteri, Borç Defteri gösterilebilir.

Tüzel kişi tacirlerin kanunen tutmak zorunda olduğu defterler; Yevmiye Defteri, Büyük Defter (Defteri Kebir) ve Envanter Defteri’dir.

DEFTER TUTMA USULÜ
Defterler usulüne uygun olarak tutulmamış ise, özellikle ispat hukuku yönünden tacir, bazı yaptırımlarla karşılaşabileceği gibi, iflas halinde taksirli müflis sayılabilir.
Taksirli Müflis; Kusuru nedeniyle iflas etmiş kişidir. TTK’ da öngörülen defterleri tutmama, kusurlu hareket olarak kabul edilmektedir.
Kanunda ismen bulunan tutulması zorunlu defterlerin açılışları noterce onaylanmalı, beyana tabi defterlerde iki nüsha beyanname ile ticaret siciline, her yılbaşında beyan edilmeli ve onaylanmalıdır.

Onama; Sicil memuru veya noter defterlerin kaç sayfadan ibaret bulunduğunu ilk ve son sayfaya yazarak resmi mühür ve imzası ile tasdik eder. Noterce tasdik edilen defterlerin mahiyet ve adetleri ve bunların kime ait olduğu en geç yedi gün içinde ilgili ticaret sicil memurluğuna bildirilir.

• Şirketlerin kullanılması zorunlu olan defterleri, vergi usul kanununun defterlerin tasdikine ilişkin hükümlerine göre tasdik olunur.
• Onamaya tabi defterlerin bazıları takvim veya iş yılı sonunda kapanış onamasına tabidir.
• Günlük Defterin, Ocak ayı sonuna kadar, Envanter Defterinin, iş yılını izleyen 3 ayın sonuna kadar, kapatılıp onanması gereklidir.
• Günlük Defter yıl içerisinde dolarsa, dolduğu tarihten itibaren en geç 10 gün içerisinde noterce kapanış onaması yapılması gerekir.
• Büyük Defterin kapanış onaması yoktur.
Beyan; Defterlerin her birinin türü, niteliği ve sayfa sayısı belirtilerek her yılbaşında, iki nüsha beyanname ile ticaret siciline beyan edilmeleri, usulüne uygun tutulmuş olmasını sağlar. Sicil memuru, beyannamenin bir nüshasını tacirin sicil dosyasına koyar, diğerini onaylayarak tacire geri verir.

DEFTERLERE GEÇİRİLECEK KAYITLAR
Yasamıza göre tacirler kendilerine en uygun gelen muhasebe sistemini seçmekte serbesttirler.
Ticari defterlere geçirilecek kayıtların dili Türkçe, işletme hesabı TL cinsinden olmalıdır.
Günlük Defter (yevmiye defteri) ; Belgelerden elde edilir. Kaydı gereken işlemler oluştuklarından itibaren 10 gün içinde yevmiye defterine geçirilmelidir.

Büyük Defter; Kayıtlar Yevmiye Defterinden, Büyük Deftere aktarılır. Buraya geçirilecek kayıtlar için bir süre yoktur.
Envanter Defteri; Envanter Defterine, işletmenin açılış gününde ve bundan sonraki her iş yılı sonunda çıkarılan envanter ve bilançoları kayıt olunur.

Karar Defteri; Karar defterini, tüzel kişi tacirler tutar. Bu deftere ortaklık organlarının yönetim haklarını kullanırken aldıkları kararlar geçirilir.

Özel Hükümlere Göre Tutulması Zorunlu Defterler; Hükümdeki kayıt ve şartlar uyarınca yapılması gereklidir. Örneğin, tellalın tutacağı Tellal Günlük Defteri’ne kayıtlar günü gününe geçirilmelidir.
İsteğe Bağlı Defterler; tacir bu defterleri, dilediği sistemle tutabilir.

TİCARİ DEFTERLERİN KANIT KUVVETİ
Anlaşmazlığın Niteliği; Taraflardan birisi tacir değil veya anlaşmazlık bir taraf için ticari iş niteliğinde değilse, ticari defterler Ticaret Kanunu anlamında kanıt niteliği kazanmaz.
Kanıt: Uyuşmazlığa yol açan eylem veya hukuki olayın ispatı için kullanılmasına usul hukukunun izin verdiği her türlü şeydir.
Ticari defterlerin sahibi lehine kanıt olabilmeleri için, usulüne uygun tutulmuş olması ve tüm kayıtların birbirini doğruluyor olması gerekir.

Ticari defterlerin sahibi aleyhine kanıt olabilmesi için; Bir kimsenin kendi hazırladığı belge veya yazının kendi aleyhine kanıt olarak kullanılması, usul hukuku kurallarına uygundur. Sadece onamanın yapılması yeterlidir.
Defterler usulüne uygun tutulmadığı takdirde sadece aleyhine olan kayıtlar dikkate alınır, lehine olan kayıtlara bakılmaz.

TİCARİ DEFTERLERİN TESLİM VE İBRAZI
Teslim (mahkeme emri ile); ticari defterlerin ve ilgili belgelerin tamamının, incelenme amacıyla mahkemeye verilmesi demektir. Çok ağır bir işlem olması nedeniyle ancak üç halde çıkan anlaşmazlıklarda kanunda öngörülmüştür. Bunlar; miras, iflas ve ortaklıktır.

İbraz; Ticari defterlerin kanıt kuvvetine sahip olduğu diğer anlaşmazlıklarda defterlerin tamamı teslim edilmez, sadece anlaşmazlık konusu kayıtların sureti çıkarılmak, veya sadece ilgili sayfalar üzerinde incelemeler yapılmak üzere defterler ibraz olunur.
Teslimi gereken haller dışında ibraz, tacir için zorunlu olamaz. Tacir isterse defterlerini ibraz eder, istemezse etmez.
Ticari Defterlerle kanıtlamada yemin; Ticari defterler yazılı kanıt niteliğinde olmakla beraber sahipleri lehine kanıt olacaklarsa, ayrıca bir yeminle kuvvetlendirilmeleri şarttır. İki tip yemin vardır. Tamamlayıcı Yemin, Kesin Yemin.

Tamamlayıcı Yemin: Ticari Defterlerin yazılı kanıt niteliğini kuvvetlendirmek için verilen yemindir.
Kesin Yemin: Hukuk davasında, taraflardan birinin asıl davanın çözümüne etkili olan bir eylemin ispatlanması için diğerine önerdiği yemindir.

TİCARİ DEFTERLERİN HİÇ VEYA GEREĞİ GİBİ
TUTULMAMASININ YAPTIRIMI
Hukuki Yaptırım; Defterlerin sahibi lehine kanıt niteliğini yitirmesi, aleyhine kanıt olmasıdır.
Cezai Yaptırımlar; Para cezası, vergi cezaları, iflas halinde tacirin taksirli veya hileli müflis sayılması.
Hileli Müflis: İflasından önce veya sonra alacaklarını zarara sokmak kastıyla hileli işler yapan kimsedir.

DEFTERLERİN SAKLANMASI VE YİTİRİLMESİ
Tacir, tüm ticari defterlerini ve saklanması zorunlu evraklarını son kayıt tarihinden sonra 10 yıl süre ile saklamakla yükümlüdür.
Eğer doğal bir afetle, ticari defter ve belgelerini yitirmişse 15 gün içerisinde işletmesinin bulunduğu yerin ticaret mahkemesinden zayi belgesi verilmesini istemelidir.

ÜNİTE 7 – TÜCCAR YARDIMCILARI
Ticari işletmenin başında, genellikle işletmeyi işleten ve tacir sıfatını kazanan kişi bulunur.
Ancak küçük ve kısıtlılarda, işletme kendi nam ve hesabına işletilmez. İşletme onların adına kanuni temsilcisi olma sıfatıyla veli ve vasilerce işletilir. Bu kanuni temsilci sıfatını taşımalarından dolayı, veli ve vasiler tüccar yardımcısı sıfatı taşımazlar.
İradi Temsil; Bir kimsenin diğer bir kimseye, kendi ad ve hesabına hukuki işlemler yapmak üzere yetki vermesine iradi temsil denir.

TÜCCAR YARDIMCILARI
Büyük işletmelerin tacirleri, iş büyük olduğundan kendilerine yardımcı seçmek zorundadır. Tacirin bu yardımcılarına Tüccar Yardımcıları denir. Tüccar Yardımcıları ikiye ayrılırlar: Bağımlı Tüccar Yardımcıları, Bağımsız Tüccar Yardımcıları.
Bağımlı Tüccar Yardımcıları; İşletme sahibinin verdiği talimata uymaya mecburdurlar, onun denetim ve gözetimi altındadırlar. Bağımlı Tüccar Yardımcıları, Borçlar Kanununda düzenlenmiş olan üç gruba ayrılırlar.
• Ticari Mümessil
• Ticari Vekil
• Seyyar Tüccar Memuru

Ticari Mümessil: İşletmenin işlerini yürütmek ve işletme ile ilgili hukuki işlemleri ticaret unvanına vekaleten veya benzeri bir kelime ekleyerek, tacir yerine imza atmak suretiyle gerçekleştirmeye yetkili kılınan kişi olarak tanımlanır. Tüccar yardımcılarının en geniş yetkilisidir.

Tacir tarafından işletmeyi yönetmek veya temsil etmek üzere yetkili kılınmıştır. Geniş yetkilere sahiptir.
İşletme sahibi ile ticari mümessil arasındaki ilişki, hizmet veya vekalet sözleşmesinden kaynaklanır. Bu sözleşme iki taraflı olup 3. kişileri bağlamaz.
Ayrıca B.K.’nda Ticari Mümessil, işletme sahibine (tacire) karşı bir rekabet yasağı içindedir.

Ticari Mümessil, açık veya üstü kapalı (zımni) olarak atanabilir. Atanan ticari mümessilin Ticaret Sicili’ne tescili zorunludur.
Yasalı Sınırlamalar
Ticari Mümessilin yetkilerindeki sınırlama, ya kanun tarafından çizilmiş olmalı (yasal sınırlama) ya da tacirin iradesi ile çizilip tescil ve ilan ettirilmiş olmalıdır. (iradi sınırlama)
Ticari Mümessil işletmenin öz benliği ile ilgili temel işlemleri yapamaz. Örneğin; işletmeye ortak alamaz, işletmeyi devredemez, ticaret unvanını değiştiremez. İşletmenin konusu alım satım olmadıkça, işletmeye ait taşınmazları devredemez veya ayni bir hakla (eşya üzerindeki mutlak hak) sınırlandıramaz.
Tacir, ticari mümessili iki sebeple iradi olarak sınırlandırabilir:

1- Ticari Mümessilin temsil yetkisinin, bir şube veya merkez ile sınırlandırılması.
2- Birden çok kişiyi ticari mümessil atayarak, bunların birlikte atacakları imza ile taciri temsil edebilmesi.

Ticari Mümessilliğin Sona Ermesi; Ticari Mümessil her zaman istifa edebileceği gibi, işletme sahibi de kendisini her zaman azledebilir. Sebepsiz azil ve zamansız istifa bazı karşılıklı giderim talepleri gerektirebilir.
Azil: Verilen temsil yetkisinin geri alınması.
Ticari mümessil atanması tescil edilmemiş olsa bile, her koşulda temsil yetkisinin kaldırılması tescil ve ilan edilmelidir.

Aksi halde iyiniyet sahibi üçüncü kişilere bu yetki var sayılır.
Ticari Vekil; Ticari mümessil sıfatına sahip olmaksızın, tacir tarafından işletmenin bütün işleri veya belirli bazı işlemleri için temsil yetkisi verilen kişidir. Ticari Vekil, açık veya zımni irade beyanı ile ,tacir ya da ticari mümessil tarafından atanır. Ticaret siciline tescil olunmaz. Taraflar arasındaki ilişki genellikle hizmet sözleşmesidir. Ticari vekillerin işletmenin işyeri dışında temsil yetkisi yoktur.

Burada da işletme duvarına asılan ilanlardaki yetkilerle sınırlıdır.
Seyyar Tüccar Memuru; Bir ticari işletmenin merkez veya şubelerinin bulunduğu yerler dışındaki yerlerde, işletme adına iş yapan yardımcılara Seyyar Tüccar Yardımcıları denir.
Seyyar tüccar yardımcılarının yetkileri, tacir veya ticari mümessil tarafından düzenlenen bir yetki belgesinin imzalanıp, seyyar tüccar memuruna verilmesi ile belirlenir. Üçüncü kişiler bu belgeye bakıp yetkisini anlayabilirler. Bu belgeyi elinde tutan seyyar tüccar memurunun; makbuz vermek, satılan malın bedelini almak, borçluya belli bir süre tanımak yetkileri vardır.

BAĞIMSIZ (TABİ OLMAYAN) TÜCCAR YARDIMCILARI
Bağımsız tüccar yardımcıları, tacirin emir ve kumanda zincirinde yer almakla beraber, faaliyetinde ona yardımcı olan, ancak bu yardımları kendi bağımsız uğraşları içinde yerine getiren kişilerdir. Bağımsız tüccar yardımcıları üç gruba ayrılırlar:
• Acenta
• Komisyoncu
• Ticaret İşleri Tellalı

ACENTALIK; ikiye ayrılır.
1- Aracı Acentalık
2- Sözleşme Yetkisine Sahip Acentalık.
1-Aracı Acentalık;
Bağımlı sıfatı bulunmaksızın, bir sözleşmeye dayanarak, belli bir yer veya bölgede, daimi surette bir işletmeyi ilgilendiren sözleşmelerde aracılık etmeyi meslek edinen kimseye Aracı Acentalık denir.

Aracı acentalığın unsurları
• Bir sözleşmenin varlığı: Acentalık sözleşmesi tacir ile sözlü veya yazılı yapılır.
• Etkinlik alanı: Acentanın belli bir bölgesi olmalıdır.
• Etkinlikte süreklilik: Devamlı aracılık yapmalı, iş bağlamalıdır.
• Meslek edinme: Aracı acenta, acentalığı meslek edinmelidir.
• Tacire bağımlı olmama: Tacirin talimatlarına uymalı ancak onun denetimi ve gözetimi altında olmamalıdır.
Müvekkil: Bir başkasını kendisine vekil olarak seçen kimse.

İcazet: Temsil yetkisi bulunmadan başkası adına yapılan işlemi, adına işlem yapan kimsenin onaylamasıdır.

Aracı acentayı bağlayan özel hükümler; Aracı acenta, yetkisini aşıp müvekkili adına sözleşme yaparsa, müvekkil durumu öğrenince icazet vermediğini hemen karşı tarafa bildirmediği takdirde, icazet vermiş sayılır.

2-Sözleşme Yapma Yetkisine Sahip Acenta; Bağımlı bir sıfatı olmaksızın, yazılı bir sözleşmeye dayanarak, belirli bir yer veya bölgede, daimi olarak işletmeyi ilgilendiren sözleşmeleri, o işletme adına yapmayı meslek haline getiren kimseye, sözleşme yetkisine sahip acenta denir.
Sözleşme yapma yetkisine sahip acentanın yetki sınırı tacir tarafından istenildiği gibi çizilebilir. Ancak bu sınırlamaların tescil ve ilanı gereklidir.

Her iki acentanın borç ve yükümleri

• Rekabet yasağı; Rekabet eden iki işletmenin acentalığını üstelenemez.
• Müvekkilin işlerini görme ve çıkarlarını korumadan sorumludur. Müvekkili adına sakladığı mal ve eşyalardan da sorumlu tutulur.
• Haber verme ve uyarma borcu vardır.
• Gerekli önlemleri almak zorundadır.
• Ödeme Yükümü; müvekkiline ait olup, kendi zilyetliğine geçmiş paranın teslim edilmesi gerektiği anda işlemi yapmakla yükümlüdür. (Zilyetlik: Bir şey üzerinde fiilen tasarruf yetkisine sahip olmaktır.)
• Üçüncü kişilerin beyanlarını kabul ve müvekkilini temsil borcu vardır.

Acentanın hakları
• Tekel Hakkı; Müvekkil, acentasının yazılı izni olmaksızın, bulunduğu bölgede başka bir acenta tayin edemez ve kendi başına satışta bulunamaz.
• Ücret İsteme Hakkı; Acentanın ücreti komisyon şeklinde ödenir. Bir ücret belirlenmemişse, mahkemece hizmetin önemine göre bir fiyat belirlenir. Ücretin ödenme zamanı taraflar arasında kararlaştırılmamışsa, üç ayda bir defa ve her halde yılsonunda veya acentalık sözleşmesi sona erdiğinde ödenmesi gereklidir.

• Hapis Hakkı; acenta alacaklarını alamazsa, hapis hakkını kullanabilir.
• Olağanüstü Giderler; Acentanın müvekkilinden faaliyet gideri için ödeme istemesi, yalnızca olağanüstü bir gider halinde ya da üçüncü kişilere avans vermesi gerçekleşebilir.
Not: Acentalık işini yapanlara ticari işletmelerde acenta, bayi, genel distribütör gibi isimler verilmektedir. Bunların gerçek niteliğini anlamak için sözleşme hükümleri incelenmelidir.

KOMİYONCU
Alım ve satım işlerinde komisyoncu, ücret karşılığında kendi adına veya müvekkili hesabına, kıymetli evrak ve taşınır eşya alım satımını gerçekleştiren kimsedir.
Komisyonculuk, komisyoncu ve müvekkil arasında tek bir iş için yapılan sözleşmelerdir.

Komisyoncu, kıymetli evrak veya taşınır eşyayı, kendi adına ve müvekkili hesabına satın alır ve satar. Bu nedenle komisyon sözleşmesinde üçlü bir ilişki vardır. Komisyoncu ve müvekkil arasındaki ilişkiye iç ilişki, komisyoncu ve üçüncü kişiler arasındaki ilişkiye de dış ilişki denir.

‘’Adına’’ ifadesi ilişkiden doğan hak ve yükümlülüklerin kim tarafından yerine getirileceğini, ‘’hesabına’’ deyimi ise yapılan sözleşmenin sonuçlarının kime ait olacağını gösterir. Komisyoncu işlemi kendi adına, müvekkili hesabına yapar. Yani sözleşme hükümleri gereği sözleşme, komisyoncu ve üçüncü kişi arasında doğar, ancak komisyoncu elde ettiklerini müvekkiline devretmek zorundadır.
Komisyoncunun borç ve yükümleri
• Sözleşmenin yapılması ve uygulanması
• Özen gösterme, talimata uyma, müvekkilin çıkarlarını koruma
• Hesap verme borcu

Komisyoncunun yaptığı sözleşmenin karşı tarafça uygulanmaması komisyoncuyu bağlamaz. Ancak bu durumda komisyoncu, komisyon sözleşmesinden doğan ücret isteme hakkını yitirir. Yani komisyoncunun para alması için, sözleşmeden sonra işin gerçekleşmesi gerekir.

Müvekkil yalnız iş bitiminde değil, her aşamasında hesap ve bilgi isteyebilir. Komisyoncu, müvekkiline ödemede geciktiği paranın faizini de vermek zorundadır.
Komisyoncunun Hakları

• Ücret; Ücretin miktarı ve ödeme şekli sözleşme ile kararlaştırılır. Önceden kararlaştırılmamışsa teamüle göre, o da yoksa mahkemece belirlenir.

Teamül: Ticari hayatta kullanılan, örf ve adet kuralı niteliğini kazanmış adetlerdir.
• Hapis Hakkı; Alacakları için hapis hakkı vardır.
• Malı açık arttırma ile sattırma; Müvekkil kendi hesabına satın alınan malı, uygun süre içinde komisyoncudan almazsa, komisyoncu; malı, bulunduğu yer mahkemesi aracılığı ile açık arttırma ile sattırabilir.

• Komisyon sözleşmesinin sona ermesi; Komisyon sözleşmesi, komisyoncuya verilen işin görülmesi ile sona erer. Azil veya istifa da sözleşmeyi bitirir. Ancak sebepsiz azil ve zamansız istifa karşılıklı giderim talepleri gerektirebilir.

TİCARET İŞLERİ TELLALLIĞI
Ticaret işleri tellallığı; taraflardan hiçbirisine tabi olmaksızın, ücret karşılığında, ticari işlere ilişkin sözleşmelerin yapılması konusunda taraflar arasında aracılığın meslek edinilmesidir.

Ticaret işleri tellallığının unsurları
• Ticari işlere ilişkin tacirler arası işlerde sözleşmenin yapılması konusunda aracılık yapmalıdır. Bir kişinin ticari işler tellalı sayılması için, aracılık ettiği işlerin ticari iş niteliğinde olması ve iki tacir arasında olması esastır.

Bu nedenle esnaflar arasında yapılan aracılık buna dahil değildir.
• Meslek edinmelidir.
• Bağımlı olmamalıdır; Taraflardan birisiyle devamlı sözleşmesi olmamalıdır.
• Ücret almalıdır.
Ticaret işleri tellalının borç ve yükümleri
• Aracılık; Tarafsız bir aracılık yapmalıdır. Taraflı olması halinde ücret hakkını kaybeder.
• Bordro düzenlenmesi; Ticaret işleri tellalı bordro düzenlemelidir. Bu bordroda taraflardan her birine, sözleşme yapıldıktan sonra tarafların ad ve soyadlarını, unvanlarını, sözleşmenin konu ve şartlarını, mal fiyatını, teslim zamanını gösterir bir bordro düzenler, imzalar ve verir.

• Tellal belgelerin örneklerini saklamalıdır.
• Tellal günlük defteri tutmalıdır. Buradaki kayıtları tarih sırasına göre yapmalıdır. Bunlar bordrolara geçirilen belgeleri de içermelidir. Anlaşmazlık halinde taraflardan biri bu defterin ibrazını isteyebilir. Ayrıca tellalın ölmesi halinde bu defter notere teslim edilir.

Tellalın Hakları
• Tellala ücret ödenmesi için yalnızca sözleşme yapılması yeterlidir, ayrıca sözleşmenin uygulanmasına gerek yoktur. Tellal tarafsızlıktan ayrılırsa ücret hakkını yitirir.

• Tellal yaptığı giderleri isteyemez.
Tellallığın sona ermesi; Tellallık, müvekkil tarafından verilen işin herhangi bir nedenle sona ermesi, müvekkil veya tellalın ölümü, medeni hakları kullanma ehliyetini yitirmesi, iflası, süre öngörülmüşse bu sürenin geçmesi ile son bulur. Azil ve istifa da olanaklı olup, gereksiz azil ve zamansız istifa karşılıklı giderim talebi gerektirir.

ÜNİTE 8 – CARİ HESAP

Aralarında devamlı ilişki bulunan iki kişi arasında alıcı ve satıcı sıfatları sık sık yer değiştirebilir. Bu gibi durumlarda alacakları takas etmek, belki gereksiz ödemelerin önüne geçebilecektir.

İşte ekonomik yönden cari hesap nakit para dolaşımını önleyen özel bir takas rejimidir. Bu rejimde taraflar alacaklarını karşılıklı olarak tek tek istemekten vazgeçip, bunları ortak bir hesaba kalem kalem kaydederler. Belirli süreler sonunda –ki bunlara hesap devresi denir- kaydedilen bu alacaklar takas edilir ve bakiye saptanır.
Takas: Karşılıklı, birbirine benzer ve muaccel olan iki alacağın (borcun) denkleştikleri oranda sona ermesidir.

Cari hesap: İki kimsenin para, hizmet ve diğer hususlardan dolayı birbirlerindeki alacakları ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem borç ve alacak şekline çevirerek, hesabın kesilmesinde çıkacak bakiyeyi isteyebileceklerine dair bulunan anlaşmadır.
Cari hesap sözleşmesinin yazılı bir şekilde yapılması şarttır. Burada yazılı şekil geçerlilik şartıdır. Yani yazılı şekilde yapılmazsa hüküm ifade etmez.
Geçerlilik Şekli; Bir hukuki işlem kanunlarda öngörülen şekle uygun olarak yapılmadıkça geçerli olmayacak ise bu şekle geçerlilik şekli adı verilir.

Kambiyo Senedi; Poliçe, bono ve çekten oluşan ticari senetler için kullanılan bir diğer addır.
Paradan başka vadesi geldiğinde tahsil edilmesi koşuluyla kambiyo senetleri de (çek, poliçe, bono) cari hesaba geçirilebilir.

Cari hesaba geçirilmeyenler
• Takası olanaklı olmayan alacaklar
• Belli bir yere sarfedilmek veya emre amade tutulmak üzere teslim olunan para ve mallardan doğan alacaklar.

Alacağın yenilenmesi (yenilenme) : Eski borcun ortadan kalkması amacıyla yeni bir borç ilişkisinin kurulmasıdır. Yenileme de borçlu, alacaklı ile anlaşarak eski borcun yerine yeni bir borç altına girmekte, alacaklı da eski alacağından vazgeçerek yeni bir alacak kazanmaktadır.

Cari hesabın bölünmezliği, üçüncü kişilere devrinin olmamasıdır.
Cari hesapta takas; her hesap devresi sonunda, borç kalemleri ve alacak kalemlerinin tutarlarının karşılaştırılıp, yeni devreye ilk kalem olarak yazılması ile olur.

Cari hesapta faiz; Cari hesaba geçirilen
kalemler için faiz işler. Bu faiz borç ve alacak kalemleri için farklı olabilir. Taraflar, üç aydan az olmamak üzere, devreler saptayıp, her devre sonucu oluşan faizin, yeni kalem olarak cari hesaba alınmasını kararlaştırabilirler.
Cari Hesapta zaman aşımı; Hesap hataları, haksız olarak cari hesaba geçirilmiş kalemler, ikinci kez yapılan kayıtlara ilişkin davalar cari hesap sözleşmesinin sona erdiği tarihten 5 yıl sonra zaman aşımına uğrar.

Cari hesapta anlaşma süresi; cari hesap sözleşmesi süre belirterek, ya da süresiz yapılabilir. Cari hesap sözleşmesi boyunca borçlu-alacaklı ilişkisi olmaz. Bu ilişki sadece anlaşmanın sona ermesi ile gerçekleşir ve alacaklı alacağını talep edebilir.
Hesap devresi; Belirli devreler sonunda borç-alacak farkı belirlenir ve devreye tek kalem olarak geçirilir.

Hesap devresi günü sözleşmede belirtilmemiş ise 31 Aralık olarak kabul edilir.
Cari hesap anlaşması sonunda hesaplanan bakiyeyi taraflardan biri kabul etmezse 1 ay içerisinde noter, taahütlü mektup ya da telgraf aracılığı ile itirazda bulunmalıdır.

Cari hesap sözleşmesini sona erdiren haller
• Taraflardan birinin feshi ile
• Taraflardan birinin iflası ile
• Taraflardan biri ölür ya da kısıtlanırsa her iki taraf halefleri 10 gün önceden haber vererek feshedebilirler
• Taraflardan birine haciz gelirse, haciz gelen taraf 15 gün içinde haczi kaldırmalıdır. Yoksa diğer taraf sözleşmeyi feshedebilir.
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 12 misafir