AÖF Davranış bilimlerine giriş ders notu

Cevapla
ethem bakır
Mesajlar: 2
Kayıt: 08 Kas 2016 18:26
İletişim:

08 Kas 2016 23:09

AÖF DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ
________________________________________
İLK VE ORTA ÇAĞDA TOPLUMSAL DÜŞÜNCE

Toplumsal düşünce ilk filozofların felsefe sistemlerinde yer almıştır. Bu düşünce sonucunda sosyoloji bilim dalı olarak ortaya atılmıştır. İlk çağdaki düşünürler 2 gruba ayrılarak incelenmektedir.

1. Sokrat'tan Öncekiler
2. Sokrat'tan Sonrakiler
1. Sokrat'tan Önce Sofistlere Rastlıyoruz: Sofist yunanca bilen* bilgili kişidir.
• Onlara göre toplum yapay ve ulaşılmaz bir varlıktır
• İnsanlar tarafından oluşturulmuş suni bir yapıdır.
• Toplum insanların gizli uzlaşması ile oluşmuştur.
• Asıl olan tabiattır.

2. Sokrat'tan Sonra

PLATON'A GÖRE: (EFLATUN)
• Birey içinde yaşadığı devletin karakterini taşır.
• Toplum bir bütün ve sistemdir.
• Toplumsal düzen vücuda benzer.
• Tanrı tarafından kurulmuş düzendir.
• Başında yöneticiler vardır.
Eseri: Politikadır.

ARİSTO:

* Platon'un etkisi altındadır.
* İnsan toplum içinde yaşayan varlıktır.
* İnsanlık toplumunda Aristo 'ya göre ahlak ve hukuk esastır.
* Esas olan somut olandır.
* Bütün* parçaların toplamından fazla bir şeydir.

Hem Platon hem Aristo Toplum ve Devlet arasındaki farkı görememektedir.

Toplumla İlgilenen İslâmi Düşünürler:

FARABİ:
• Platon (Eflatun) ve Aristo'yu benimser.
• İnsaniyetçi düşünür.
Ona göre 2 Çeşit Site (Şehir Devleti) vardır.

1. Faziletli Şehir: Aydınlar yönetir.
2. Faziletsiz Şehir: Güçlü-Güçsüz
arasında savaş hakimdir.

İBN-İ RÜŞD:
• Devlet yaşlılar ve filozoflarla yönetilmelidir.
• İnsanlar böylece saadete ulaşır.
• Kadın-Erkek eşittir.

GAZALİ: Modern devlet anlayışını getirir.
İBN-İ HALDUN: * İnsan ir__ı:_i dışındaki sosyal olguyu açıkla¬maktadır.

Eseri: Mukaddime
Konuları: Sanat ve Eğitimdir.
DOĞAL HUKUK :
Toplumları idare eden kuralları birleştirme* ortak ve değişmez prensip¬ler bulma amacını taşıyan bir öğretidir.
Thomas Hobbes Jean Jacques Rousseau Jean Budin John Locke Yukarıda sayılan bütün düşünürler İdeal düzenden söz etmiştir.


SOSYOLOJİNİN ORTAYA ÇKKIŞI VE BUNU HAZIRLAYAN ETKENLER

1. 19. yy. ortasında Endüstri Devriminin yol açtığı hızlı toplumsal değişmeler.
2. 1789 Fransız devrimi
3. Emperyalist gelişmeler
4. Doğa Bilimlerinin gelişmesi

AUGUSTE COMTE (1789-1857) Sosyolojinin isim babasıdır. Comte'nin bilimsel yönetimi sosyal dünyaya uygulama fikri Pozivitizim olarak adlandırılır.

Konuları: Toplumsal Düzen (Toplumsal Statik)
Toplumsal Değişme (Toplumsal Dinamik)
Toplumsal değişmenin kaynağı insan düşüncesidir.
Düşünce 3 Aşamadan Geçerek Pozitif ya da Bilimsel Hale Gelir:
1. Teolojik ya da Hayali Hal: İnsan başına gelen olayları tanrı veya tanrılara bağlar.
2. ****fizik ya da Soyut Hal: İnsan olayları doğaüstü varlıklara bağlar.
3. Pozitif ya da Bilimsel Hal: İnsan düşüncesi salt gerçeği aramaktan vazgeçer ve bilgi edinmeyle yetinir.

KARL MARX VE MADDECİ GÖRÜŞ
Çatışma kuramının yaratıcısıdır. Sınıf yapısının temeli olarak üretim ilişkilerini görmüş* devlet ve düşünce sistemini toplumun üst yapısı olarak nitelendirmiştir.
Alt Yapı: Üretim Araçları* Üretim Güçleri* Üretim İlişkileri Ekonomik temeldir.
Üst Yapi: Din* Sanat *Bilim* Ahlak* Kültür kurumlarından oluşur.
Marx' a göre sosyal bilimcilerin görevi dünyayı açıklamak değil* değiştirmektir. Değişim ihtilalci bir yaklaşımla olur.
Eseri: Kapital

EMİLE DURKHEİM (1858-1917)
Toplumu bir arada tutan güçlerin toplumun üyelerince paylaşılan Toplumsal Gerçeğin Temelini; toplumsal bilinçte görmektedir.
İlgi Alanı: işbölümü ve bunun sonucudur.
İşbölümü; endüstriyel toplumların ortaya çıkardığı bir sorun* Anomi'dir.
Anomi: Kuralsızlık durumudur.
İntihar: intiharın nedeni bireysel değil* toplumsaldır görüşünü savunur. Durkheim'm iki amacı:
I. Bireysel davranışların toplumsal güçler tarafından ne şekilde etki¬lendiğini göstermek.
2. Toplumsal araştırmaları daha pratik hale getirmektir.
Sosyolojiye diğer katkısı da sosyolojik yaklaşımı insan davranışlarını
anlamada kullanmasıdır.

MAX WEBER
Max Weber'e göre sosyoloji toplumsal yaşamdaki önemli nedensel ilişkileri anlamalıdır. Sosyologlar olaylara ön yargılardan arınmış biçimde bakmalıdır.

Weber'in Anlama Süreci 3 Aşamalıdır:
1. Sosyolog olayları gözler ve bireylerin duygularını görmeye çalışır. 2. Bireylerin motifleri yani güdülerini keşfetmeye çalışır.
3. Bireyin duygu ve güdülerine ilişkin davranışlarını veya faaliyetlerini açıklamaya çalışır.
Teknikleri
• ideal Tip Analizi
• Tarih Analiz

SOSYOLOJİDE KURAMSAL YAKLAŞıMLAR
ı. Fonksiyonalist (Görevselci) Yaklaşım:
Kurucusu: TALCOT PARSONS
Makro konuları inceler. (Toplumsal Değişme* Toplumsal Sınıf* Düzen)
Toplum bir fonksiyonlar bütünüdür.
Kuramı: Toplum organize olmuş düzenli ilişkilerden meydana gelen ve her bireyin toplumun temel değerlerini paylaştığı bir sosyal sistemdir.

ROBERT MERTO

Kurama gizli ve açık fonksiyon kuramları eklemiştir. Açık fonksiyon* sistemin içinde bulunanlar tarafından arzulanan ve bilinen fonksiyonlardır. Gizli fonksiyonlar ise sistemin içinde bulunanlar tarafından ne bilinen nede arzulanan fonksiyonlardır. Fonksiyonel yaklaşımda grup birbiriyle ilişkisi olan parçaların fonksiyonel bir bütünüdür. Bütünün parçalarını ve dış fonksiyonlarını bilmek gerekir.
2. çatışma Yaklaşımı: Çatışma burjuva ile proleterya (işçi sınıfı) arasında yaşanır. Karl Marx rekabet* değişim ve gerginlik üzerinde durur.

3. Etkileşimcilik Yaklaşımı;
Toplumda yer alan bireylerin birbirlerini etkilemelerini* karşılıklı ilişkilerini ve bu ilişkileri nasıl gerçekleştirdiğini inceler. Bireyi odak alır.
William James William Thomas John Dewey Charles Horton Cooley George Herbert Mead
Etkileşim kuramcısı semboller üzerinde durur ve insanların semboller aracılığı ile etkileşimde bulunduğunu öne sürer. Kuramcılara Sembolik Etkileşim Kuramcısı denir.
Sembolik Etkileşim davranışlarımızın neye bağlı olduğunu* kendimizi ve başkalarını tanımlamamızın analizini yapmaktadır.
SOSYOLOJİ GELENEĞİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

İki kuram daha vardır:

1.Sosyal Alışveriş Kuramı: Değişim yaklaşımı genelde Ekonomist¬lerin* Antropologların ve Psikologların fikirlerine dayalıdır.
Kuram; etkileşimin Ödül ve Cezalara dayalı bir alışveriş olduğunu İleri sürer.
Kuramdaki Değişim toplumsal değişmeden çok karşılıklı bir alışveriş¬tir. Bu nedenle Sosyal Alışveriş Kuramı denir.

19. yy Ekonomistlerinden;
Adam Smith John Stuart Mill David Ricardo Jeremy Bentham İnsanı sırf kendini düşünen her zaman kar etmeyi amaçlayan ve akılcı olan bir varlık olarak düşünmüşlerdir.
Temsilcisi:
George C. "omans; İlkel ekonomi ve davranışsal psikolojiden geliş¬tirilen alışveriş kuramını tanıtır.

TÜRKİYE'DE SOSYOLOJİ

I. Dünya savaşı sırasında edebiyat fakültesinde okutulmaya başlanıldı. Osmanlı imparatorluğunda 2 Türlü Akım vardır.

1. Prens Sabahattin tarafından temsil edilen Leplay Okulu
2. Ziya Gökalp - Mehmet İzzet tarafından temsil edilen Comte ¬Durkheim Okuludur.

Ziya Gökalp; Pozitivizmden yola çıkar. Düşünce eksenini* ulus ve terakki konuları oluşturur.
Pozitivizm; salt gerçeği ve olayların nedenlerini aramaktan vazgeçer*
olaylar hakkında bilgi edinmekle yetinen ideolojidir.

KÜLTÜR NEDİR?

Kültür: İnanç, değer, norm, "davranışlar ve bir nesilden diğer bir nesile aktarılan maddi öğelerden oluşan bir bütündür. "
Toplumda yaşayanların öğrendikleri ve paylaştıkları her şeyi kapsar. Toplumda yaşayan insanlara rehberlik eder, insanlar arasındaki ilişkileri yönlendirir.
Kültür, Toplumdaki paylaşılan ortak ürünlerden oluşur.
Toplum ise, ortak kültürü paylaşan ve birbirleriyle etkileşimde bulunan insanlardan meydana gelir.
Toplumda Kültür Öğeleri
1. Maddi:
2. Manevi: Soyut

KULTURUN ÖZELLİKLERİ:
. Toplumsal bir üründür. :Öğrenilerek kazanılır.
. İnsanlar arası etkileşim sonucu doğup, gelişir. *Dil kullanabilme yeteneği
. Genetik bir faktör değildir. (kalıtsal olarak babadan oğula geçmez)
. Her toplumun kültürünün kendine özgü oluşudur. "

KÜLTÜREL FARKLILIKLAR VE KÜLTÜREL BİRLEŞME
Gelenekteki değişiklik diğer gelenekleri etkiler ve değişikliğe neden olur. Toplumbilimciler bu olaya Birleşme adını vermektedir.
. Kültürün bütün parçalarının herhangi bir biçimde birbirlerine bağlanmasına Kültürel Birleşme (Entegrasyon) denir.

DİL VE KÜLTÜR

Kültür, insanların toplumsal mirasıdır. Kültürün yaratıcısı ve aktarılışı sembollere dayanır.

Sembol, insanların iletişimde kullandıkları anlam ifade eden her şeydir.
Sosyologları kültürün manevi öğelerine bazen Sembolik Kültür adını verirler. .
Dil, insanlar için evrensel olmasına karşılık, her ülkenin kendine uygun bir lisanı vardır.
Dil, insanların birbirlerine deneyimlerini, fikirlerini, bilgilerini aktarımlarına yardımcı olan alettir. Kültür, dil yardımıyla varlığını sürdürür.
Edward Sapir ve Benjamin Whorf: "Dünya hakkındaki görüşlerimizi etkileyen şey, öğrenmiş olduğumuz dille bağlıdır ve gerçeklik hakkındaki algılarımızı tayin eden şey kullandığımız dilin gramer ve kelime yapısıdır." tezini savunurlar.

KÜLTÜRÜ OLUŞTURAN PARÇALAR (NORM-DEĞERLER)

NORM: Kültürün belirlediği yerleşik davranış kurallarıdır. Toplumsal düzeni sağlayan bireylere yol gösteren doğru ve yanlışı olumlu ve olumsuzu belirleyen kurallar, standartlar ve fikirlere NORM denir.
Yaptırımı olan kurallar sistemidir.
Ödül ve ceza ile güvence altına alınır. Resmi ve Gayri resmi olabilir. Bireyin toplumsallaşma sürecinde öğrenilir (Bilet alırken kuyrukta bekleme)
Toplumdan topluma farklılık gösterir.
Toplum içinde de zaman içinde değişir.
DEĞER: Bir toplumun kültürünü öğrenmek demek o kültürün değerlerini bilmektir. .
İnsanların iyiyi, doğruyu, güzeli ve çirkini tanımlamak için koymuş oldukları standartlardır.
Norm ve Değerler Arasındaki Temel Farklılık Değerlerin soyut ve genel kavramlardan meydana gelmesi, Normların ise belirgin ve yol gösterici oluşlarıdır. .
Değerler bizlere kültür yoluyla aşılamakta olduğu için onları saptamak ve tanımlamak normlar kadar kolay değildir.

Sosyolog Robin Williams ABD'de 15 Temel Değerin Varlığını Saptamıştır.

ı. Başarı ve Yükselme 9. Demokrasi
2. Bireyselcilik ıo. Eşitlik
3. Çalışma ve Aktif Olma 11. Eğitim
4. Pratiklik ve Yeterlilik 12. Dine Bağlılık
5. Bilim ve Teknoloji 13: Romantizm.
6. İyi bir hayat biçimi 14. Tek Eşle Evlilik
7. Humanistlik 15. Grup üstünlüğü ve Grup Başarısı
8. Özgürlük

Değerler zamanla değişebilir yerine yenileri gelebilir, eskiyen değerler atılabilir. Her Her Toplumun kendine özgü değerleri vardır.

Günümüzde Eklenen Değerler

1. Boş Zaman Etkinlikleri 3. Çevreye Saygılı Olma
2. Vücut Sağlığı ve Sağlıklı Yaşam 4. Kendi Kendine Yardımcı
Olma ve Kendini Gerçekleştirme

KÜLTÜRÜN KENDİ İÇİNDEKİ FARKLILIKLARI

Kültür, bir birleşmedir, her parçası birbirleriyle anlamlı bütünler oluşturur ve birbirini tamamlarlar.
Geleneksel endüstrileşmemiş toplumda kültür farklılıkları AZ Modern gelişmiş toplumda kültür faklılıkları ÇOKTUR
Popüler - Fakirlik Kültürleri
Popüler Kültür: Yaşadığımız günlük hayaI. hobilerimizi, TV. kitapları, sergileri kapsar. Bizi geçmişe bağlayan bir araçtır (Zeki Müren)
Fakirlik Kültürü: Antropolog Oscar Lewis öne sürmüştür. Fakirlerde başarılı olmak için gerekli istek, arzu ve disiplinin olmadığını ileri sürmektedir. Fakirlerin davranışlarının toplum tarafından sapkın olarak nitelendirildiğini savunmaktadır.
Hyman Radman: Bunu red ederek aşağı statü deki insanların toplumun temel başarı değerlerini red etmeden alternatif bir değer düzeni geliştirdiklerini öne sürmektedir.

İdeal- Gerçek Kültürler

İdeal Kültür: Toplumu bir arada tutan norm ve değerlerin sadece kurallarda geçerli olmasıdır.
Gerçek Kültür: Günlük yaşamdaki uygulanış veya bulunuş biçimidir. (Vergi kaçırma, Kopya çekme) Toplumda yaşayan insanlar ideal ve gerçek kültür ayrılığı üzerinde çok büyük bir önemle durmazlar. Bu tür zıtlıklar genelde gözardı edilerek görülmemeye çalışılır (Kendini budizme adamış bir rahip hayatımda kimseyi incitmeme, öldürmeme amacını güder ancak yaşaması için balık tutmalıdır ama balık tutmak da bir anlamda bir canlıyı öldürmektir.) . .
Demokratik hak ve özgürlükler üzerinde duran toplumda bireylerin seçme ve seçilme özgürlükleri Yoksa burada ideal ve gerçek kültür farklılığını görebiliriz.
Yüksek - Yaygın Kültürler: Toplum içinde özel bir yaşam biçimi, zevkleri alışkanlıkları olan küçük bir grubun sahip olduğu kültürdür.

Alt - Karşıt Kültür
Alt Kültür (subcultures): Toplumun temel kültürel değerlerini paylaşan ancak bunun dışında kendini diğer gruplardan ayıran değer, norm ve yaşam biçimi olan gruplardır.
Alt kültür üyelerinin diğer alt kültürlere Etnosentrik Tutumları vardır. Yani kendi alt kültürünü üstün görüp diğerlerini aşağılarlar.
Yaşlılar içinde yaşadığı baskın kültüre artık Etnosentrik duygularla Bağlanmışlardı.
Bir grubun değer ve normları üyesi oldukları toplumun değer ve normlarını yansıtıyorsa buna Alt Kültür denir. Gruplar arasında ki faklılıklar büyüdükçe, sosyal çatışmaların derecesi de artar.
Karşıt Kültür: Bir alt kültür olup, norm ve yaşam biçimleri açısından içinde yaşanılan kültüre ters düşen tutum ve davranışları içerir.
Toplumun sahip olduğu, gurur duyduğu norm ve değerleri red ederek,
karşıt tutum ve davranışlara sahiptirler. Gençler arasında yaygındır.
Grubun değer ve normları toplumun genel kültürüne ters düşecek
nitelikte ise buna Karşıt Kültür denir.


ETNOSENTRİZM VE KÜLTÜREL RELATİvİzM

Kültür taassubu veya ben merkeziyetçilik diye bilinen Etnosentrizm kişinin kendi kültürünü temel olarak alması ve diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirmesi demektir.
Boks ve güreşi en iyi spor, boğa güreşini vahşet olarak nitelendiren görüş Etnosentrik bir düşüncedir.
Etnosentrizmin hem olumlu, hem de olumsuz yönleri vardır. Bunlar: Olumlu Yönü : Grup bağlılığının artması
Olumsuz Yönü: Ayrımcılıklara neden olup, onları küçümsemeye ve dışlamaya iten davranışlara yol açmaktadır.


5 - Psikoloji Bilimine Giriş Konu Özeti

Psikoloji Bilimini, onu oluşturan öğeleri ve temel amaçlarını dikkate alarak tanımlamak Psikoloji canlı davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Sosyal bilimlerle biyolojik bilimler arasında yer alan, ancak matematik ve teknoloji gibi alanlardan da etkilenen psikoloji biliminin, araştırmaya ve uygulamaya yönelik dalları vardır. Psikolojinin temel amaçları, davranışları betimlemek, açıklamak, yordamak ve kontrol etmedir. Psikolojinin incelediği davranışlar üç grupta toplanabilir:

• Doğrudan doğruya, dolaysız olarak gözlenebilen davranışlar;
• Dolaylı olarak gözlenebilen davranışlar;
• Davranışların temelinde yatan sinir sistemi ve kas faaliyetleri ve fizyolojik süreçler. Psikolojinin diğer bilimler arasındaki yerini ve ilişkisini tartışacak; psikolojinin araştırmaya ve uygulamaya yönelik dallarını ve alt dallarıyla ayrıntılı açıklayabilmek, farklılıkları tartışabilmek Psikoloji, bir yandan organizmanın davranışlarını biyolojik temelinden anlayabilmek için biyoloji, biyoloji, fizyoloji, biyokimya gibi bilimlerle ilişki içindedir. Diğer yandan organizmayı sosyal bir varlık olarak ele aldığından sosyoloji, ekonomi gibi sosyal bilimlerle de çok yakın bir etkileşimdedir. Psikolojinin kendi içinde bazı dalları vardır. Bu dalların her birinde davranış farklı bir yönden veya farklı bir bağlam içinde ele alınır. Bu alt dallar, Deneysel Psikoloji, Sosyal Psikoloji, Gelişim Psikolojisi, Uygulamalı Psikoloji ve Psikometrik Psikoloji olarak sıralanabilir. Psikoloji araştırmalarında kullanılan yöntem ve teknikleri açıklayabilmek Psikoloji araştırmalarında çeşitli teknikler kullanılır. Bu tekniklerden bir grubu davranışların betimlenmesini sağlar. Deneysel araştırmalarda ise neden sonuç ilişkileri saptanmaya çalışılır. Deneysel çalışmaların bulguları davranışların betimlenmesi ve açıklanmasını sağlarken, bu bulgulardan hareketle, davranışların yordanması ve kontrol edilmesi de mümkün olur. Korelatif araştırmalarda doğada kendiliğinden mevcut olan değişkenlerin arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılır. Korelatif araştırmaların bulguları davranışların betimlenmesini sağlar. Bu bulgulardan hareketle, davranışların tahmin edilmesi de mümkün olur.
Sosyolojinin Ortaya Çıkışı ve Kuramsal Yaklaşımlar

İlk ve ortaçağdaki toplumsal düşüncenin temellerini incelemek. insanlar toplum olarak bir arada yaşamaya başladıklarından itibaren, içinde yaşadıkları düzeni anlamaya çalışmış ve çeşitli fikirler ileri sürmüşlerdir. Toplumsal düşünce ilk defa filozofların felsefe sistemlerinde yer almıştır. ilk çağda düşünürler Sokrat'tan önceki ve sonrakiler diye ikiye ayrılır. Sokrat'tan önce sofistlere rastlıyoruz. Sokrat'tan sonra önemli iki bilgin Platon ve Aristo'dur. Platon'a göre birey içinde yaşadığı devletin karakterini taşır. Aristo, Platon'a göre daha gerçekçidir. Hıristiyan düşünürler Rönesans ve Reforma değin mistik ve skolastik dünya görüşü altında büyük bir ilerleme sağlamazken, İslam dünyasında olumlu düşünce sistemlerini görüyoruz. Bu çağlarda toplumla ilgilenen düşünürler arasında ibn-i Rüşd, Gazzali, Farabi ve ibni Haldun en önemlileridir. Özellikle ibn-i Haldun'un Mukaddimesi bir sosyoloji kitabı niteliğindedir.
Sosyolojinin bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasında rol oynayan etkenleri açıklamak. Sosyolojinin ortaya çıkışında iki önemli toplumsal olgu yer alır. Bunlar: Endüstri Devrimi ve Fransız Devrimi'dir. Tarihe hiçbir değişme Endüstri Devrimi kadar uzun dönemli, etkili ve çarpıcı olmamıştır. Bu olgunun dışında doğa bilimlerindeki gelişmeler, bilimsel yöntemin kullanılışı ve yeni kıtaların keşfi de sosyolojik düşüncenin gelişiminde önemli bir yer tutar. İlk sosyologların toplum konusundaki düşüncelerini ve sosyolojinin üç temel yaklaşımı olanfonksiyonalist, çatışma ve etkileşimcilik yaklaşımlarını açıklamak. Sosyolojinin kurucuları arasında, adını koyan Auguste Comte'dur. Zamanın en özgün düşünürü olan Comte, doğa bilimlerinde kullanılan bilimsel yöntemin toplumsal olayları incelemede de kullanılabileceğini savunur. Daha sonra Herbert Spencer, biyolojik yaklaşımın kurucularındandır. Spencer, toplumu canlı bir organizmaya benzeterek incelemek ister. Karl Marx ise çatışma kuramının kurucusudur.
Düşüncelerinde bir diğer Alman düşünür olan Hegel'in etkisindedir. Marx'a göre toplumbilimcilerin görevi dünyayı açıklamak de¤il, değiştirmektir. Her şeyin birbiriyle çatışma içinde olduğunu savunan Marx, kuramını sınıf çatışması ile destekler.
Sosyolojinin bilimsel alanda gelişmesinde önemli bir kişi de Fransız Emile Durkheim'dir. Durkheim, toplumsal gerçeğin temelini toplumsal bilinçte görür. Durkheim'in bir diğer ilgi alanı toplumsal işbölümü ve sonuçlarıdır. Modern bir Alman düşünürü ise Max Weber'dir.
Weber, sosyolojide anlama üzerinde durarak, ideal tip ve tarihi analiz tekniklerini geliştirmiştir. Sosyolojide tarihsel gelişim içinde üç yaklaşım söz konusudur.
Bunlar;
• Fonksiyonalist yaklaşım,
• Çatışma yaklaşımı
• Etkileşimcilik yaklaşımıdır.
Sosyolojide yeni yaklaşımlardan sosyal alışveriş kuramı ve feminist kuramı tartışmaları ile inceleyebileceksiniz. İki modern kuram, Sosyal Alışveriş Kuramı ve Feminist kuramlar da giderek popüler hale gelen ve tartışılan kuramlar arasında yer almaktadır. Bu kuramlardan sosyal alışveriş kuramı, genelde ekonomistlerin, antropologların ve psikologların fikirlerine dayalıdır. Kuram, insan etkileşiminin ödül ve cezalara dayalı olarak gerçekleşen bir alışveriş ile oluştuğunu ileri sürer. Kuramda sözü edilen değişim kavramı toplumsal bir değişimden çok karşılıklı bir alışverişi ifade eden bir nitelik taşır. Bu nedenle kurama sosyal alışveriş kuramı da denilmektedir. Feminist kuram kadının odak olarak alındığı bir perspektiften bakarak toplumsal yaşamı ve buradaki farklı sistem ve fikirleri irdelemektedir. Feminist kuram kadını temel obje veya ilgi odağı olarak görür ve inceler. Feminist kuram, liberal, sosyalist ve radikal olmak üzere temel yaklaşıma sahiptir.

Sosyolojiye Giriş ve Yöntem
Bir disiplin olan sosyoloji yi tanımlamak.
• Sosyoloji insan ilişkileri konusunda çalışan ve bu ilişkileri inceleyen bir disiplindir. Sosyolojinin en önemli ayırıcı özelliği, onun bir bilim olmasıdır. Ancak sosyolojik incelemelerin hedefi insanlar arasındaki sosyal ilişkilerin yapısı üzerindedir. Toplumsal yaşamdaki yerini tartışabilecek; temel ilgi odağını, grup ilişkilerindeki önemini ve amacını açıklamak.
• Sosyoloji daha kısa bir biçimde, insan grubunu odak alır ve insanın grup içerisindeki davranışlarını inceler. Sosyologlar da toplumsal kurumlar ve insan ilişkileri üzerinde çalışan bilim adamlarıdır. Sosyoloji sadece normal davranışı değil, toplum içerisinde görülen anormal insan davranışlarını da inceler. Örneğin, sapkın bir davranış biçimi olan suçluluk, cürüm gibi. Ancak sosyolojinin konuya yaklaşım biçimi farklıdır. Sosyologlar (toplum bilimciler) suçluya değil, suçluluk konusuna eğilirler ve toplumsal şartların suç üzerindeki etkisini araştırırlar. Sosyologlar birbirinden izole olan insanlar üzerinde değil, birbirleriyle etkileşen diğer bir deyimle sosyal bir ortamda yaşayan insan gruplarıyla ilgili olarak çalışırlar. Bu nedenle ilgi sahası birey değil gruplardır. Sosyoloji on dokuzuncu yüzyılın başında bilimsel
yöntemin toplumsal olayları incelemede kullanılmaya başlanmasıyla bilimsel bir niteliğe kavuşmuştur. Bilimsel bilgi üretmede, belirli kurallara uyulması, belirli aşamalar takip edilmesi, bilgiyi kullanmada ve yorumlamada kolaylıklar sağlar ve başkalarının da kullanımına açar. Sosyolojinin alt dallarını tanımak.
• Sosyolojinin ilgi alanına giren konuya yaklaşım biçimi, onu diğer disiplinlerden ayrı kılar. Çünkü sosyologlar konuya, sahip oldukları değer ve önyargılardan arınarak olayların ve koşulların etkisinde kalmadan, objektif olarak bakarlar. Olaylar arasındaki neden ve sonuç ilişkilerini görmeye, anlamaya ve kuramlara ulaşmaya çabalarlar. Sosyolojinin üniversitelerde okutulan ve her biri ayrı bir ilgi sahasını oluşturan birçok alt dalı vardır. Bunlar arasında bilgi, ekonomik, sanayi, kent, köy, din, endüstri, hukuk ve siyaset sosyolojisi en yaygı n olanlarıdır. Bütün bilimler gibi toplumbilim de (sosyoloji de) araştırma ve değerlendirme teknikleriyle kavram ve kuramlar arasındaki yakın etkileşimle kendini yenileyerek gelişmektedir. Bu gelişme yakın zamanlarda ve hızlı bir gelişme temposuyla ortaya çıkan ve diğer bilimler arasındaki yerini almaya çalışan toplumbilimde de açıktır.
Sosyolojinin kullandığı yöntem ve bilimsel araştırmada takip edilmesi gerekli aşamaları tanımak ve örneklerle tartışabilmek. insan ilişkilerini inceleyen bir disiplin olarak sosyoloji de geniş uygulama sahasıyla, bu bilimsel yöntemi kullanmaktadır. Sosyoloji bu yöntemi, deney, gözlem ve saha araştırması teknikleriyle birlikte kuramlar geliştirmek, bilgi toplamak ve insan sistemini anlamak amacıyla kullanmaktadır. İnsanlar içinde bulundukları çevreyi tanımak ve meraklarını gidermek amacıyla araştırma yaparlar. Bilim, dünyadaki olayların niçin lerini bulmak amacıyla bilgi elde etme ve biriktirme yoludur.


Bilim birbiriyle ilgili iki çalışmayı içerir. Bunlar;
• Bilgiyi biriktirmek,
• Veri toplamaktır.
Bu iki çalışma bilimde kuram ve yöntem olarak adlandırılır. Kuramlar ilişkili oldukları konularda her zaman aynı biçimde ortaya çıkan gerçeklerdir. Kuramlar olayları daha iyi anlamamıza yardımcı olurlar ve niçin sorusunun açıklığa kavuşmasına yardımcı olurlar. Kuramın üç temel parçası vardır: Bunlar; önermeler, kavramlar ve tanımlardır. Önermeler, olaylar arasındaki ilişkileri ortaya koyarlar. Kavramlar ise, toplumsal olay ve olgularda karşılaşılan ortak bir niteliği ifade ederler. Kavramlar, tanımlar yoluyla üretilir. Eğer kavramlar açık bir biçimde tanımlanmazlarsa herkes tarafından farklı anlaşılırlar. Kuramları sınamak için bilimsel yöntemler geliştirilmiştir. Yöntem, kuramın tersine nasıl sorusuna cevap verir. Nesnel gerçeği en çok ve en iyi yansıtmayı amaçlayan her bilim, bilimsel yöntemi uygulamak
zorundadır.

Bilimsel yöntem birkaç aşamalı bir gelişim gösterir. Bu aşamalar:
• Araştırılması gereken sorunu ortaya koymak.
• Hipotez ve önermeleri formüle etmek.
• Araştırma planı ya da veri toplama tekniği geliştirmek.

• Verilerin analiz ve özetini yaparak hipotezin mümkün olabilirliğini göstermek.
• Hipotezin doğrulanması, yeniden formüle edilmesi veya yeniden gözden geçirilmesidir.

• Her bilimsel disiplinin araştırma yöntem ve teknikleri birbirinden farklıdır.
Sosyologlar araştırmalarda üç farklı teknik kullanırlar.
Bunlar:
• Deney,
• Gözlem
• Saha araştırmasıdır.
SOSYOLOJİNİN ALT DALLARI

1. Bilgi Sosyolojisi: Uygarlık, Kültür, Toplum, Sınıf, Grup tiplerine göre öncelikli bilgi türlerinin ve bilimlerinin araştırılmasıdır.

2. Ekonomi Sosyolojisi: Teknoloji, Gelir dağılımı, Tüketim ve farklı¬laşması, işbölümü, Ulusal düzeyde karar mekanizmaları ve yapısı konu¬larıyla ilgilenir.

3. Sanayi Sosyolojisi: Örgüt sosyolojisi, Psikoloji, Sosyal psikolôji, iş idaresi, Ekonomi gibi birçok sosyal bilimin ve bu bilimlerin özel dallarından bir çoğunun çeşitli düzeylerde kurdukları ilişkileri kapsamakta ve toplumsal gerçeğin bir bütünlüğü açısından bunları toplum yapısına göreceli olarak bir sentez haline getirmeye çalışmaktadır.

4. Kent Sosyolojisi: Kentlerin oluşumu, kent yaşamının insan ve toplum üzerindeki etkisi, kentlerin doğurduğu sorunlar, Kentlerin yerleşim düzeni,

5. Köy Sosyolojisi: tarım kesiminin sorunları, kırsal alanda toplumsaldeğişme ve bunun temelinde yatan teknolojik değişmenin yarattığı sorunlar, köy-şehir ilişkileri gibi konularla ilgilenir.

6. Din Sosyolojisi: din ve dinsel pratikler ile toplumsal faktörler ve kurumlar arasındaki ilişkileri inceleyen bir disiplinidir.

7. Hukuk Sosyolojisi: Hukuk; belirli bir toplumda birey grupların toplumsal ilişkileri ve eylemleri üzerinde normatif, emredici ve yaptırımcı bir etki yapar.

8. Siyaset Sosyolojisi: Devleti, onun kuruluş ve işleyişini inceler. Yönetme ve yönetilme olayının kurumsallaşma sürecini inceler. Top¬lumların yapılarıyla siyasal rejimleri arasındaki ilişkileri inceleyerek bir siyasal rejim tipolojisine ulaşmaktadır.

9. Eğitim Sosyolojisi: Ülkenin nüfus yapısının özelliklerine uygun

bir eğitim planlamasına duyulan ihtiyaç konularıyla ilgilenir.

10. Uygulamalı ve Klinik Sosyolojisi:
Uygulamalı: bilgilerin günlük yaşamda kullanılmasıdır.
Klinik Sosyolojisi; Sosyologların değişime bizzat katılarak çözümler üretmesidir.


BİLİMSEL ARAŞTIRMA İLKELERİ

1. Nesnellik (Objektiflik):

Araştırmada,araştırmacının kişisel inançları, çıkarları, alışkanlıkları, beklentileri yer almamalıdır.
Bulgular olduğu gibi yer almalıdır. Buna Bilim Ahlakı denir.
Araştırmacılar kendi düşüncelerini, beklentilerini işe karıştır¬mamalıdır.
• Araştırmacı kendi amaçlarını, alışkanlıklarını, inançlarım olduğu gibi açıkladıktan sonra değerlendirme yapmalıdır.





2. Doğruluk ve Tekrar:

Bilimde doğruluk; bilim adamının mutlak gerçeği göstermesi değil, ona mümkün olduğu kadar yaklaşmasıdır. Söylediğini en doğru, anlaşılır şekilde açıklamasıdır.
3. Basitlik ve Açıklık: Araştırmada basitlik ve açıklık esas alınmalıdır.
Basitlik ve açıklığın temelinde kavramların açıklanmış olması, kullanılan kavramların diğer kavramlardan farklı olan yönlerinin ortaya konulması gerekir.
4. Sınırlılık: Böylelikle konuların karmaşıklığı önlenmiş olur.

BİLİMSEL YÖNTEMDE TAKİP EDİLMESİ GEREKEN AŞAMALAR

1. Sorunu Ortaya Koyup Tanımlamak
2. Konu ile İlgili Bilgi Toplamak
3. Hipotezi Formüle Etme

Hipotezin Sınanması: Olaylar arasında öngörülen ilişkilerin varlığının yada yokluğunun araştırılması demektir. Olaylar arasındaki ilişki kurmak ve olayları bir nedene bağlamak amacıyla tasarlanan önermedir.

Hipotezde 2 türlü' değişken kullanılır.

1. Bağımlı Değişken: Bu bağımsız değişkene bağlı olarak değişir.

davranış Bilimlerinde bağımlı değişken davranıştır.

2. Bağımsız Değişken: Diğerini etkileyerek esas neden olan değişken demektir. Hipotezi belirler. davranış Bilimlerinde bağımsız değişken durumdur.

3.Sarhoş: Bağımsız Trafik Kazası: Bağımlı değişkendir.

4. Veri Toplama ve Verileri Analiz Etmek
a. Deney Tekniği: Yapay hazırlanmış bir durumdur.
b.Gözlem: Sosyolojide çok kullanılmaz. Doğa bilimlerinde kullanılması
meryem gün
Mesajlar: 27
Kayıt: 01 Ara 2017 10:19
İletişim:

01 Ara 2017 11:16

Davranış Bilimlerine Giriş.pdf
Dosyaları indirebilmeniz için BURADAN kayıt olmanız gerekiyor.
meryem gün
Mesajlar: 27
Kayıt: 01 Ara 2017 10:19
İletişim:

01 Ara 2017 11:16

Davranış Bilimleri 2 Ders Notları ve Soru&Cevap Çalışması Davranış Bilimleri Ders Notları ve Soru&Cevap Çalışması Davranış Bilimleri Ders Notları ve Soru&Cevap Çalışması
İLK VE ORTA ÇAĞDA TOPLUMSAL DÜŞÜNCE

Toplumsal düşünce ilk filozofların felsefe sistemlerinde yer almıştır. Bu düşünce sonucunda sosyoloji bilim dalı olarak ortaya atılmıştır. İlk çağdaki düşünürler 2 gruba ayrılarak incelenmektedir.

1. Sokrat'tan Öncekiler
2. Sokrat'tan Sonrakiler

1. Sokrat'tan Önce Sofistlere Rastlıyoruz: Sofist yunanca bilen* bilgili kişidir.
• Onlara göre toplum yapay ve ulaşılmaz bir varlıktır
• İnsanlar tarafından oluşturulmuş suni bir yapıdır.
• Toplum insanların gizli uzlaşması ile oluşmuştur.
• Asıl olan tabiattır.

2. Sokrat'tan Sonra

PLATON'A GÖRE: (EFLATUN)
• Birey içinde yaşadığı devletin karakterini taşır.
• Toplum bir bütün ve sistemdir.
• Toplumsal düzen vücuda benzer.
• Tanrı tarafından kurulmuş düzendir.
• Başında yöneticiler vardır.
Eseri: Politikadır.

ARİSTO:

* Platon'un etkisi altındadır.
* İnsan toplum içinde yaşayan varlıktır.
* İnsanlık toplumunda Aristo 'ya göre ahlak ve hukuk esastır.
* Esas olan somut olandır.
* Bütün* parçaların toplamından fazla bir şeydir.

Hem Platon hem Aristo Toplum ve Devlet arasındaki farkı görememektedir.

Toplumla İlgilenen İslâmi Düşünürler:

FARABİ:
• Platon (Eflatun) ve Aristo'yu benimser.
• İnsaniyetçi düşünür.
Ona göre 2 Çeşit Site (Şehir Devleti) vardır.

1. Faziletli Şehir: Aydınlar yönetir.
2. Faziletsiz Şehir: Güçlü-Güçsüz
arasında savaş hakimdir.

İBN-İ RÜŞD:
• Devlet yaşlılar ve filozoflarla yönetilmelidir.
• İnsanlar böylece saadete ulaşır.
• Kadın-Erkek eşittir.

GAZALİ: Modern devlet anlayışını getirir.
İBN-İ HALDUN: * İnsan ir__ı:_i dışındaki sosyal olguyu açıkla¬maktadır.

Eseri: Mukaddime
Konuları: Sanat ve Eğitimdir.
DOĞAL HUKUK :
Toplumları idare eden kuralları birleştirme* ortak ve değişmez prensip¬ler bulma amacını taşıyan bir öğretidir.
Thomas Hobbes Jean Jacques Rousseau Jean Budin John Locke Yukarıda sayılan bütün düşünürler İdeal düzenden söz etmiştir.


SOSYOLOJİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE BUNU HAZIRLAYAN ETKENLER

1. 19. yy. ortasında Endüstri Devriminin yol açtığı hızlı toplumsal değişmeler.
2. 1789 Fransız devrimi
3. Emperyalist gelişmeler
4. Doğa Bilimlerinin gelişmesi

AUGUSTE COMTE (1789-1857) Sosyolojinin isim babasıdır. Comte'nin bilimsel yönetimi sosyal dünyaya uygulama fikri Pozivitizim olarak adlandırılır.

Konuları: Toplumsal Düzen (Toplumsal Statik)
Toplumsal Değişme (Toplumsal Dinamik)
Toplumsal değişmenin kaynağı insan düşüncesidir.

Düşünce 3 Aşamadan Geçerek Pozitif ya da Bilimsel Hale Gelir:
1. Teolojik ya da Hayali Hal: İnsan başına gelen olayları tanrı veya tanrılara bağlar.
2. ****fizik ya da Soyut Hal: İnsan olayları doğaüstü varlıklara bağlar.
3. Pozitif ya da Bilimsel Hal: İnsan düşüncesi salt gerçeği aramaktan vazgeçer ve bilgi edinmeyle yetinir.

KARL MARX VE MADDECİ GÖRÜŞ
Çatışma kuramının yaratıcısıdır. Sınıf yapısının temeli olarak üretim ilişkilerini görmüş* devlet ve düşünce sistemini toplumun üst yapısı olarak nitelendirmiştir.
Alt Yapı: Üretim Araçları* Üretim Güçleri* Üretim İlişkileri Ekonomik temeldir.
Üst Yapi: Din* Sanat *Bilim* Ahlak* Kültür kurumlarından oluşur.
Marx' a göre sosyal bilimcilerin görevi dünyayı açıklamak değil* değiştirmektir. Değişim ihtilalci bir yaklaşımla olur.
Eseri: Kapital

EMİLE DURKHEİM (1858-1917)
Toplumu bir arada tutan güçlerin toplumun üyelerince paylaşılan Toplumsal Gerçeğin Temelini; toplumsal bilinçte görmektedir.
İlgi Alanı: işbölümü ve bunun sonucudur.
İşbölümü; endüstriyel toplumların ortaya çıkardığı bir sorun* Anomi'dir.
Anomi: Kuralsızlık durumudur.
İntihar: intiharın nedeni bireysel değil* toplumsaldır görüşünü savunur. Durkheim'm iki amacı:
I. Bireysel davranışların toplumsal güçler tarafından ne şekilde etki¬lendiğini göstermek.
2. Toplumsal araştırmaları daha pratik hale getirmektir.
Sosyolojiye diğer katkısı da sosyolojik yaklaşımı insan davranışlarını
anlamada kullanmasıdır.

MAX WEBER
Max Weber'e göre sosyoloji toplumsal yaşamdaki önemli nedensel ilişkileri anlamalıdır. Sosyologlar olaylara ön yargılardan arınmış biçimde bakmalıdır.

Weber'in Anlama Süreci 3 Aşamalıdır:
1. Sosyolog olayları gözler ve bireylerin duygularını görmeye çalışır. 2. Bireylerin motifleri yani güdülerini keşfetmeye çalışır.
3. Bireyin duygu ve güdülerine ilişkin davranışlarını veya faaliyetlerini açıklamaya çalışır.
Teknikleri
• ideal Tip Analizi
• Tarih Analiz

SOSYOLOJİDE KURAMSAL YAKLAŞIMLAR
ı. Fonksiyonalist (Görevselci) Yaklaşım:
Kurucusu: TALCOT PARSONS
Makro konuları inceler. (Toplumsal Değişme* Toplumsal Sınıf* Düzen)
Toplum bir fonksiyonlar bütünüdür.
Kuramı: Toplum organize olmuş düzenli ilişkilerden meydana gelen ve her bireyin toplumun temel değerlerini paylaştığı bir sosyal sistemdir.

ROBERT MERTO

Kurama gizli ve açık fonksiyon kuramları eklemiştir. Açık fonksiyon* sistemin içinde bulunanlar tarafından arzulanan ve bilinen fonksiyonlardır. Gizli fonksiyonlar ise sistemin içinde bulunanlar tarafından ne bilinen nede arzulanan fonksiyonlardır. Fonksiyonel yaklaşımda grup birbiriyle ilişkisi olan parçaların fonksiyonel bir bütünüdür. Bütünün parçalarını ve dış fonksiyonlarını bilmek gerekir.
2. çatışma Yaklaşımı: Çatışma burjuva ile proleterya (işçi sınıfı) arasında yaşanır. Karl Marx rekabet* değişim ve gerginlik üzerinde durur.

3. Etkileşimcilik Yaklaşımı;
Toplumda yer alan bireylerin birbirlerini etkilemelerini* karşılıklı ilişkilerini ve bu ilişkileri nasıl gerçekleştirdiğini inceler. Bireyi odak alır.
William James William Thomas John Dewey Charles Horton Cooley George Herbert Mead
Etkileşim kuramcısı semboller üzerinde durur ve insanların semboller aracılığı ile etkileşimde bulunduğunu öne sürer. Kuramcılara Sembolik Etkileşim Kuramcısı denir.
Sembolik Etkileşim davranışlarımızın neye bağlı olduğunu* kendimizi ve başkalarını tanımlamamızın analizini yapmaktadır.
SOSYOLOJİ GELENEĞİNDE YENİ YAKLAŞIMLAR

İki kuram daha vardır:

1.Sosyal Alışveriş Kuramı: Değişim yaklaşımı genelde Ekonomist¬lerin* Antropologların ve Psikologların fikirlerine dayalıdır.
Kuram; etkileşimin Ödül ve Cezalara dayalı bir alışveriş olduğunu İleri sürer.
Kuramdaki Değişim toplumsal değişmeden çok karşılıklı bir alışveriş¬tir. Bu nedenle Sosyal Alışveriş Kuramı denir.

19. yy Ekonomistlerinden;
Adam Smith John Stuart Mill David Ricardo Jeremy Bentham İnsanı sırf kendini düşünen her zaman kar etmeyi amaçlayan ve akılcı olan bir varlık olarak düşünmüşlerdir.
Temsilcisi:
George C. "omans; İlkel ekonomi ve davranışsal psikolojiden geliş¬tirilen alışveriş kuramını tanıtır.

TÜRKİYE'DE SOSYOLOJİ

I. Dünya savaşı sırasında edebiyat fakültesinde okutulmaya başlanıldı. Osmanlı imparatorluğunda 2 Türlü Akım vardır.

1. Prens Sabahattin tarafından temsil edilen Leplay Okulu
2. Ziya Gökalp - Mehmet İzzet tarafından temsil edilen Comte ¬Durkheim Okuludur.

Ziya Gökalp; Pozitivizmden yola çıkar. Düşünce eksenini* ulus ve terakki konuları oluşturur.
Pozitivizm; salt gerçeği ve olayların nedenlerini aramaktan vazgeçer*
olaylar hakkında bilgi edinmekle yetinen ideolojidir.

KÜLTÜR NEDİR?

Kültür: İnanç, değer, norm, "davranışlar ve bir nesilden diğer bir nesile aktarılan maddi öğelerden oluşan bir bütündür. "
Toplumda yaşayanların öğrendikleri ve paylaştıkları her şeyi kapsar. Toplumda yaşayan insanlara rehberlik eder, insanlar arasındaki ilişkileri yönlendirir.
Kültür, Toplumdaki paylaşılan ortak ürünlerden oluşur.
Toplum ise, ortak kültürü paylaşan ve birbirleriyle etkileşimde bulunan insanlardan meydana gelir.
Toplumda Kültür Öğeleri
1. Maddi:
2. Manevi: Soyut

KÜLTÜRÜN ÖZELLİKLERİ:
. Toplumsal bir üründür. :Öğrenilerek kazanılır.
. İnsanlar arası etkileşim sonucu doğup, gelişir. *Dil kullanabilme yeteneği
. Genetik bir faktör değildir. (kalıtsal olarak babadan oğula geçmez)
. Her toplumun kültürünün kendine özgü oluşudur. "

KÜLTÜREL FARKLILIKLAR VE KÜLTÜREL BİRLEŞME
Gelenekteki değişiklik diğer gelenekleri etkiler ve değişikliğe neden olur. Toplumbilimciler bu olaya Birleşme adını vermektedir.
. Kültürün bütün parçalarının herhangi bir biçimde birbirlerine bağlanmasına Kültürel Birleşme (Entegrasyon) denir.

DİL VE KÜLTÜR

Kültür, insanların toplumsal mirasıdır. Kültürün yaratıcısı ve aktarılışı sembollere dayanır.

Sembol, insanların iletişimde kullandıkları anlam ifade eden her şeydir.
Sosyologları kültürün manevi öğelerine bazen Sembolik Kültür adını verirler. .
Dil, insanlar için evrensel olmasına karşılık, her ülkenin kendine uygun bir lisanı vardır.
Dil, insanların birbirlerine deneyimlerini, fikirlerini, bilgilerini aktarımlarına yardımcı olan alettir. Kültür, dil yardımıyla varlığını sürdürür.
Edward Sapir ve Benjamin Whorf: "Dünya hakkındaki görüşlerimizi etkileyen şey, öğrenmiş olduğumuz dille bağlıdır ve gerçeklik hakkındaki algılarımızı tayin eden şey kullandığımız dilin gramer ve kelime yapısıdır." tezini savunurlar.

KÜLTÜRÜ OLUŞTURAN PARÇALAR (NORM-DEĞERLER)

NORM: Kültürün belirlediği yerleşik davranış kurallarıdır. Toplumsal düzeni sağlayan bireylere yol gösteren doğru ve yanlışı olumlu ve olumsuzu belirleyen kurallar, standartlar ve fikirlere NORM denir.
Yaptırımı olan kurallar sistemidir.
Ödül ve ceza ile güvence altına alınır. Resmi ve Gayri resmi olabilir. Bireyin toplumsallaşma sürecinde öğrenilir (Bilet alırken kuyrukta bekleme)
Toplumdan topluma farklılık gösterir.
Toplum içinde de zaman içinde değişir.
DEĞER: Bir toplumun kültürünü öğrenmek demek o kültürün değerlerini bilmektir. .
İnsanların iyiyi, doğruyu, güzeli ve çirkini tanımlamak için koymuş oldukları standartlardır.
Norm ve Değerler Arasındaki Temel Farklılık Değerlerin soyut ve genel kavramlardan meydana gelmesi, Normların ise belirgin ve yol gösterici oluşlarıdır. .
Değerler bizlere kültür yoluyla aşılamakta olduğu için onları saptamak ve tanımlamak normlar kadar kolay değildir.

Sosyolog Robin Williams ABD'de 15 Temel Değerin Varlığını Saptamıştır.

1. Başarı ve Yükselme 9. Demokrasi
2. Bireyselcilik ıo. Eşitlik
3. Çalışma ve Aktif Olma 11. Eğitim
4. Pratiklik ve Yeterlilik 12. Dine Bağlılık
5. Bilim ve Teknoloji 13: Romantizm.
6. İyi bir hayat biçimi 14. Tek Eşle Evlilik
7. Humanistlik 15. Grup üstünlüğü ve Grup Başarısı
8. Özgürlük

Değerler zamanla değişebilir yerine yenileri gelebilir, eskiyen değerler atılabilir. Her Her Toplumun kendine özgü değerleri vardır.

Günümüzde Eklenen Değerler

1. Boş Zaman Etkinlikleri 3. Çevreye Saygılı Olma
2. Vücut Sağlığı ve Sağlıklı Yaşam 4. Kendi Kendine Yardımcı
Olma ve Kendini Gerçekleştirme

KÜLTÜRÜN KENDİ İÇİNDEKİ FARKLILIKLARI

Kültür, bir birleşmedir, her parçası birbirleriyle anlamlı bütünler oluşturur ve birbirini tamamlarlar.
Geleneksel endüstrileşmemiş toplumda kültür farklılıkları AZ Modern gelişmiş toplumda kültür faklılıkları ÇOKTUR
Popüler - Fakirlik Kültürleri
Popüler Kültür: Yaşadığımız günlük hayaI. hobilerimizi, TV. kitapları, sergileri kapsar. Bizi geçmişe bağlayan bir araçtır (Zeki Müren)
Fakirlik Kültürü: Antropolog Oscar Lewis öne sürmüştür. Fakirlerde başarılı olmak için gerekli istek, arzu ve disiplinin olmadığını ileri sürmektedir. Fakirlerin davranışlarının toplum tarafından sapkın olarak nitelendirildiğini savunmaktadır.
Hyman Radman: Bunu red ederek aşağı statü deki insanların toplumun temel başarı değerlerini red etmeden alternatif bir değer düzeni geliştirdiklerini öne sürmektedir.

İdeal- Gerçek Kültürler

İdeal Kültür: Toplumu bir arada tutan norm ve değerlerin sadece kurallarda geçerli olmasıdır.
Gerçek Kültür: Günlük yaşamdaki uygulanış veya bulunuş biçimidir. (Vergi kaçırma, Kopya çekme) Toplumda yaşayan insanlar ideal ve gerçek kültür ayrılığı üzerinde çok büyük bir önemle durmazlar. Bu tür zıtlıklar genelde gözardı edilerek görülmemeye çalışılır (Kendini budizme adamış bir rahip hayatımda kimseyi incitmeme, öldürmeme amacını güder ancak yaşaması için balık tutmalıdır ama balık tutmak da bir anlamda bir canlıyı öldürmektir.) . .
Demokratik hak ve özgürlükler üzerinde duran toplumda bireylerin seçme ve seçilme özgürlükleri Yoksa burada ideal ve gerçek kültür farklılığını görebiliriz.
Yüksek - Yaygın Kültürler: Toplum içinde özel bir yaşam biçimi, zevkleri alışkanlıkları olan küçük bir grubun sahip olduğu kültürdür.

Alt - Karşıt Kültür
Alt Kültür (subcultures): Toplumun temel kültürel değerlerini paylaşan ancak bunun dışında kendini diğer gruplardan ayıran değer, norm ve yaşam biçimi olan gruplardır.
Alt kültür üyelerinin diğer alt kültürlere Etnosentrik Tutumları vardır. Yani kendi alt kültürünü üstün görüp diğerlerini aşağılarlar.
Yaşlılar içinde yaşadığı baskın kültüre artık Etnosentrik duygularla Bağlanmışlardı.
Bir grubun değer ve normları üyesi oldukları toplumun değer ve normlarını yansıtıyorsa buna Alt Kültür denir. Gruplar arasında ki faklılıklar büyüdükçe, sosyal çatışmaların derecesi de artar.
Karşıt Kültür: Bir alt kültür olup, norm ve yaşam biçimleri açısından içinde yaşanılan kültüre ters düşen tutum ve davranışları içerir.
Toplumun sahip olduğu, gurur duyduğu norm ve değerleri red ederek,
karşıt tutum ve davranışlara sahiptirler. Gençler arasında yaygındır.
Grubun değer ve normları toplumun genel kültürüne ters düşecek
nitelikte ise buna Karşıt Kültür denir.


ETNOSENTRİZM VE KÜLTÜREL RELATİVİZM

Kültür taassubu veya ben merkeziyetçilik diye bilinen Etnosentrizm kişinin kendi kültürünü temel olarak alması ve diğer kültürleri kendi kültürü açısından değerlendirmesi demektir.
Boks ve güreşi en iyi spor, boğa güreşini vahşet olarak nitelendiren görüş Etnosentrik bir düşüncedir.
Etnosentrizmin hem olumlu, hem de olumsuz yönleri vardır. Bunlar: Olumlu Yönü : Grup bağlılığının artması
Olumsuz Yönü: Ayrımcılıklara neden olup, onları küçümsemeye ve dışlamaya iten davranışlara yol açmaktadır.


5 - Psikoloji Bilimine Giriş Konu Özeti

Psikoloji Bilimini, onu oluşturan öğeleri ve temel amaçlarını dikkate alarak tanımlamak Psikoloji canlı davranışlarını inceleyen bir bilim dalıdır. Sosyal bilimlerle biyolojik bilimler arasında yer alan, ancak matematik ve teknoloji gibi alanlardan da etkilenen psikoloji biliminin, araştırmaya ve uygulamaya yönelik dalları vardır. Psikolojinin temel amaçları, davranışları betimlemek, açıklamak, yordamak ve kontrol etmedir. Psikolojinin incelediği davranışlar üç grupta toplanabilir:

• Doğrudan doğruya, dolaysız olarak gözlenebilen davranışlar;
• Dolaylı olarak gözlenebilen davranışlar;
• Davranışların temelinde yatan sinir sistemi ve kas faaliyetleri ve fizyolojik süreçler. Psikolojinin diğer bilimler arasındaki yerini ve ilişkisini tartışacak; psikolojinin araştırmaya ve uygulamaya yönelik dallarını ve alt dallarıyla ayrıntılı açıklayabilmek, farklılıkları tartışabilmek Psikoloji, bir yandan organizmanın davranışlarını biyolojik temelinden anlayabilmek için biyoloji, biyoloji, fizyoloji, biyokimya gibi bilimlerle ilişki içindedir. Diğer yandan organizmayı sosyal bir varlık olarak ele aldığından sosyoloji, ekonomi gibi sosyal bilimlerle de çok yakın bir etkileşimdedir. Psikolojinin kendi içinde bazı dalları vardır. Bu dalların her birinde davranış farklı bir yönden veya farklı bir bağlam içinde ele alınır. Bu alt dallar, Deneysel Psikoloji, Sosyal Psikoloji, Gelişim Psikolojisi, Uygulamalı Psikoloji ve Psikometrik Psikoloji olarak sıralanabilir. Psikoloji araştırmalarında kullanılan yöntem ve teknikleri açıklayabilmek Psikoloji araştırmalarında çeşitli teknikler kullanılır. Bu tekniklerden bir grubu davranışların betimlenmesini sağlar. Deneysel araştırmalarda ise neden sonuç ilişkileri saptanmaya çalışılır. Deneysel çalışmaların bulguları davranışların betimlenmesi ve açıklanmasını sağlarken, bu bulgulardan hareketle, davranışların yordanması ve kontrol edilmesi de mümkün olur. Korelatif araştırmalarda doğada kendiliğinden mevcut olan değişkenlerin arasındaki ilişkiler belirlenmeye çalışılır. Korelatif araştırmaların bulguları davranışların betimlenmesini sağlar. Bu bulgulardan hareketle, davranışların tahmin edilmesi de mümkün olur.
Sosyolojinin Ortaya Çıkışı ve Kuramsal Yaklaşımlar

İlk ve ortaçağdaki toplumsal düşüncenin temellerini incelemek. insanlar toplum olarak bir arada yaşamaya başladıklarından itibaren, içinde yaşadıkları düzeni anlamaya çalışmış ve çeşitli fikirler ileri sürmüşlerdir. Toplumsal düşünce ilk defa filozofların felsefe sistemlerinde yer almıştır. ilk çağda düşünürler Sokrat'tan önceki ve sonrakiler diye ikiye ayrılır. Sokrat'tan önce sofistlere rastlıyoruz. Sokrat'tan sonra önemli iki bilgin Platon ve Aristo'dur. Platon'a göre birey içinde yaşadığı devletin karakterini taşır. Aristo, Platon'a göre daha gerçekçidir. Hıristiyan düşünürler Rönesans ve Reforma değin mistik ve skolastik dünya görüşü altında büyük bir ilerleme sağlamazken, İslam dünyasında olumlu düşünce sistemlerini görüyoruz. Bu çağlarda toplumla ilgilenen düşünürler arasında ibn-i Rüşd, Gazzali, Farabi ve ibni Haldun en önemlileridir. Özellikle ibn-i Haldun'un Mukaddimesi bir sosyoloji kitabı niteliğindedir.
Sosyolojinin bir bilim dalı olarak ortaya çıkmasında rol oynayan etkenleri açıklamak. Sosyolojinin ortaya çıkışında iki önemli toplumsal olgu yer alır. Bunlar: Endüstri Devrimi ve Fransız Devrimi'dir. Tarihe hiçbir değişme Endüstri Devrimi kadar uzun dönemli, etkili ve çarpıcı olmamıştır. Bu olgunun dışında doğa bilimlerindeki gelişmeler, bilimsel yöntemin kullanılışı ve yeni kıtaların keşfi de sosyolojik düşüncenin gelişiminde önemli bir yer tutar. İlk sosyologların toplum konusundaki düşüncelerini ve sosyolojinin üç temel yaklaşımı olan fonksiyonalist, çatışma ve etkileşimcilik yaklaşımlarını açıklamak. Sosyolojinin kurucuları arasında, adını koyan Auguste Comte'dur. Zamanın en özgün düşünürü olan Comte, doğa bilimlerinde kullanılan bilimsel yöntemin toplumsal olayları incelemede de kullanılabileceğini savunur. Daha sonra Herbert Spencer, biyolojik yaklaşımın kurucularındandır. Spencer, toplumu canlı bir organizmaya benzeterek incelemek ister. Karl Marx ise çatışma kuramının kurucusudur.
Düşüncelerinde bir diğer Alman düşünür olan Hegel'in etkisindedir. Marx'a göre toplumbilimcilerin görevi dünyayı açıklamak de¤il, değiştirmektir. Her şeyin birbiriyle çatışma içinde olduğunu savunan Marx, kuramını sınıf çatışması ile destekler.
Sosyolojinin bilimsel alanda gelişmesinde önemli bir kişi de Fransız Emile Durkheim'dir. Durkheim, toplumsal gerçeğin temelini toplumsal bilinçte görür. Durkheim'in bir diğer ilgi alanı toplumsal işbölümü ve sonuçlarıdır. Modern bir Alman düşünürü ise Max Weber'dir.
Weber, sosyolojide anlama üzerinde durarak, ideal tip ve tarihi analiz tekniklerini geliştirmiştir. Sosyolojide tarihsel gelişim içinde üç yaklaşım söz konusudur.
Bunlar;
• Fonksiyonalist yaklaşım,
• Çatışma yaklaşımı
• Etkileşimcilik yaklaşımıdır.
Sosyolojide yeni yaklaşımlardan sosyal alışveriş kuramı ve feminist kuramı tartışmaları ile inceleyebileceksiniz. İki modern kuram, Sosyal Alışveriş Kuramı ve Feminist kuramlar da giderek popüler hale gelen ve tartışılan kuramlar arasında yer almaktadır. Bu kuramlardan sosyal alışveriş kuramı, genelde ekonomistlerin, antropologların ve psikologların fikirlerine dayalıdır. Kuram, insan etkileşiminin ödül ve cezalara dayalı olarak gerçekleşen bir alışveriş ile oluştuğunu ileri sürer. Kuramda sözü edilen değişim kavramı toplumsal bir değişimden çok karşılıklı bir alışverişi ifade eden bir nitelik taşır. Bu nedenle kurama sosyal alışveriş kuramı da denilmektedir. Feminist kuram kadının odak olarak alındığı bir perspektiften bakarak toplumsal yaşamı ve buradaki farklı sistem ve fikirleri irdelemektedir. Feminist kuram kadını temel obje veya ilgi odağı olarak görür ve inceler. Feminist kuram, liberal, sosyalist ve radikal olmak üzere temel yaklaşıma sahiptir.

Sosyolojiye Giriş ve Yöntem
Bir disiplin olan sosyoloji yi tanımlamak.
• Sosyoloji insan ilişkileri konusunda çalışan ve bu ilişkileri inceleyen bir disiplindir. Sosyolojinin en önemli ayırıcı özelliği, onun bir bilim olmasıdır. Ancak sosyolojik incelemelerin hedefi insanlar arasındaki sosyal ilişkilerin yapısı üzerindedir. Toplumsal yaşamdaki yerini tartışabilecek; temel ilgi odağını, grup ilişkilerindeki önemini ve amacını açıklamak.
• Sosyoloji daha kısa bir biçimde, insan grubunu odak alır ve insanın grup içerisindeki davranışlarını inceler. Sosyologlar da toplumsal kurumlar ve insan ilişkileri üzerinde çalışan bilim adamlarıdır. Sosyoloji sadece normal davranışı değil, toplum içerisinde görülen anormal insan davranışlarını da inceler. Örneğin, sapkın bir davranış biçimi olan suçluluk, cürüm gibi. Ancak sosyolojinin konuya yaklaşım biçimi farklıdır. Sosyologlar (toplum bilimciler) suçluya değil, suçluluk konusuna eğilirler ve toplumsal şartların suç üzerindeki etkisini araştırırlar. Sosyologlar birbirinden izole olan insanlar üzerinde değil, birbirleriyle etkileşen diğer bir deyimle sosyal bir ortamda yaşayan insan gruplarıyla ilgili olarak çalışırlar. Bu nedenle ilgi sahası birey değil gruplardır. Sosyoloji on dokuzuncu yüzyılın başında bilimsel
yöntemin toplumsal olayları incelemede kullanılmaya başlanmasıyla bilimsel bir niteliğe kavuşmuştur. Bilimsel bilgi üretmede, belirli kurallara uyulması, belirli aşamalar takip edilmesi, bilgiyi kullanmada ve yorumlamada kolaylıklar sağlar ve başkalarının da kullanımına açar. Sosyolojinin alt dallarını tanımak.
• Sosyolojinin ilgi alanına giren konuya yaklaşım biçimi, onu diğer disiplinlerden ayrı kılar. Çünkü sosyologlar konuya, sahip oldukları değer ve önyargılardan arınarak olayların ve koşulların etkisinde kalmadan, objektif olarak bakarlar. Olaylar arasındaki neden ve sonuç ilişkilerini görmeye, anlamaya ve kuramlara ulaşmaya çabalarlar. Sosyolojinin üniversitelerde okutulan ve her biri ayrı bir ilgi sahasını oluşturan birçok alt dalı vardır. Bunlar arasında bilgi, ekonomik, sanayi, kent, köy, din, endüstri, hukuk ve siyaset sosyolojisi en yaygı n olanlarıdır. Bütün bilimler gibi toplumbilim de (sosyoloji de) araştırma ve değerlendirme teknikleriyle kavram ve kuramlar arasındaki yakın etkileşimle kendini yenileyerek gelişmektedir. Bu gelişme yakın zamanlarda ve hızlı bir gelişme temposuyla ortaya çıkan ve diğer bilimler arasındaki yerini almaya çalışan toplumbilimde de açıktır.
Sosyolojinin kullandığı yöntem ve bilimsel araştırmada takip edilmesi gerekli aşamaları tanımak ve örneklerle tartışabilmek. insan ilişkilerini inceleyen bir disiplin olarak sosyoloji de geniş uygulama sahasıyla, bu bilimsel yöntemi kullanmaktadır. Sosyoloji bu yöntemi, deney, gözlem ve saha araştırması teknikleriyle birlikte kuramlar geliştirmek, bilgi toplamak ve insan sistemini anlamak amacıyla kullanmaktadır. İnsanlar içinde bulundukları çevreyi tanımak ve meraklarını gidermek amacıyla araştırma yaparlar. Bilim, dünyadaki olayların niçin lerini bulmak amacıyla bilgi elde etme ve biriktirme yoludur.


Bilim birbiriyle ilgili iki çalışmayı içerir. Bunlar;
• Bilgiyi biriktirmek,
• Veri toplamaktır.
Bu iki çalışma bilimde kuram ve yöntem olarak adlandırılır. Kuramlar ilişkili oldukları konularda her zaman aynı biçimde ortaya çıkan gerçeklerdir. Kuramlar olayları daha iyi anlamamıza yardımcı olurlar ve niçin sorusunun açıklığa kavuşmasına yardımcı olurlar. Kuramın üç temel parçası vardır: Bunlar; önermeler, kavramlar ve tanımlardır. Önermeler, olaylar arasındaki ilişkileri ortaya koyarlar. Kavramlar ise, toplumsal olay ve olgularda karşılaşılan ortak bir niteliği ifade ederler. Kavramlar, tanımlar yoluyla üretilir. Eğer kavramlar açık bir biçimde tanımlanmazlarsa herkes tarafından farklı anlaşılırlar. Kuramları sınamak için bilimsel yöntemler geliştirilmiştir. Yöntem, kuramın tersine nasıl sorusuna cevap verir. Nesnel gerçeği en çok ve en iyi yansıtmayı amaçlayan her bilim, bilimsel yöntemi uygulamak
zorundadır.

Bilimsel yöntem birkaç aşamalı bir gelişim gösterir. Bu aşamalar:
• Araştırılması gereken sorunu ortaya koymak.
• Hipotez ve önermeleri formüle etmek.
• Araştırma planı ya da veri toplama tekniği geliştirmek.
• Verilerin analiz ve özetini yaparak hipotezin mümkün olabilirliğini göstermek.
• Hipotezin doğrulanması, yeniden formüle edilmesi veya yeniden gözden geçirilmesidir.

• Her bilimsel disiplinin araştırma yöntem ve teknikleri birbirinden farklıdır.
Sosyologlar araştırmalarda üç farklı teknik kullanırlar.
Bunlar:
• Deney,
• Gözlem
• Saha araştırmasıdır.

SOSYOLOJİNİN ALT DALLARI

1. Bilgi Sosyolojisi: Uygarlık, Kültür, Toplum, Sınıf, Grup tiplerine göre öncelikli bilgi türlerinin ve bilimlerinin araştırılmasıdır.

2. Ekonomi Sosyolojisi: Teknoloji, Gelir dağılımı, Tüketim ve farklı¬laşması, işbölümü, Ulusal düzeyde karar mekanizmaları ve yapısı konu¬larıyla ilgilenir.

3. Sanayi Sosyolojisi: Örgüt sosyolojisi, Psikoloji, Sosyal psikolôji, iş idaresi, Ekonomi gibi birçok sosyal bilimin ve bu bilimlerin özel dallarından bir çoğunun çeşitli düzeylerde kurdukları ilişkileri kapsamakta ve toplumsal gerçeğin bir bütünlüğü açısından bunları toplum yapısına göreceli olarak bir sentez haline getirmeye çalışmaktadır.

4. Kent Sosyolojisi: Kentlerin oluşumu, kent yaşamının insan ve toplum üzerindeki etkisi, kentlerin doğurduğu sorunlar, Kentlerin yerleşim düzeni,

5. Köy Sosyolojisi: tarım kesiminin sorunları, kırsal alanda toplumsaldeğişme ve bunun temelinde yatan teknolojik değişmenin yarattığı sorunlar, köy-şehir ilişkileri gibi konularla ilgilenir.

6. Din Sosyolojisi: din ve dinsel pratikler ile toplumsal faktörler ve kurumlar arasındaki ilişkileri inceleyen bir disiplinidir.

7. Hukuk Sosyolojisi: Hukuk; belirli bir toplumda birey grupların toplumsal ilişkileri ve eylemleri üzerinde normatif, emredici ve yaptırımcı bir etki yapar.

8. Siyaset Sosyolojisi: Devleti, onun kuruluş ve işleyişini inceler. Yönetme ve yönetilme olayının kurumsallaşma sürecini inceler. Top¬lumların yapılarıyla siyasal rejimleri arasındaki ilişkileri inceleyerek bir siyasal rejim tipolojisine ulaşmaktadır.

9. Eğitim Sosyolojisi: Ülkenin nüfus yapısının özelliklerine uygun

bir eğitim planlamasına duyulan ihtiyaç konularıyla ilgilenir.

10. Uygulamalı ve Klinik Sosyolojisi:
Uygulamalı: bilgilerin günlük yaşamda kullanılmasıdır.
Klinik Sosyolojisi; Sosyologların değişime bizzat katılarak çözümler üretmesidir.


BİLİMSEL ARAŞTIRMA İLKELERİ

1. Nesnellik (Objektiflik):

Araştırmada,araştırmacının kişisel inançları, çıkarları, alışkanlıkları, beklentileri yer almamalıdır.
Bulgular olduğu gibi yer almalıdır. Buna Bilim Ahlakı denir.
Araştırmacılar kendi düşüncelerini, beklentilerini işe karıştır¬mamalıdır.
Araştırmacı kendi amaçlarını, alışkanlıklarını, inançlarım olduğu gibi açıkladıktan sonra değerlendirme yapmalıdır.

2. Doğruluk ve Tekrar:

Bilimde doğruluk; bilim adamının mutlak gerçeği göstermesi değil, ona mümkün olduğu kadar yaklaşmasıdır. Söylediğini en doğru, anlaşılır şekilde açıklamasıdır.
3. Basitlik ve Açıklık: Araştırmada basitlik ve açıklık esas alınmalıdır.
Basitlik ve açıklığın temelinde kavramların açıklanmış olması, kullanılan kavramların diğer kavramlardan farklı olan yönlerinin ortaya konulması gerekir.
4. Sınırlılık: Böylelikle konuların karmaşıklığı önlenmiş olur.

BİLİMSEL YÖNTEMDE TAKİP EDİLMESİ GEREKEN AŞAMALAR

1. Sorunu Ortaya Koyup Tanımlamak
2. Konu ile İlgili Bilgi Toplamak
3. Hipotezi Formüle Etme

Hipotezin Sınanması: Olaylar arasında öngörülen ilişkilerin varlığının yada yokluğunun araştırılması demektir. Olaylar arasındaki ilişki kurmak ve olayları bir nedene bağlamak amacıyla tasarlanan önermedir.

Hipotezde 2 türlü' değişken kullanılır.

1. Bağımlı Değişken: Bu bağımsız değişkene bağlı olarak değişir.

davranış Bilimlerinde bağımlı değişken davranıştır.

2. Bağımsız Değişken: Diğerini etkileyerek esas neden olan değişken demektir. Hipotezi belirler. davranış Bilimlerinde bağımsız değişken durumdur.

3.Sarhoş: Bağımsız Trafik Kazası: Bağımlı değişkendir.

4. Veri Toplama ve Verileri Analiz Etmek
a. Deney Tekniği: Yapay hazırlanmış bir durumdur.
b.Gözlem: Sosyolojide çok kullanılmaz. Doğa bilimlerinde kullanılması

DAVRANIŞ BİLİMLERİNE GİRİŞ

*** Çalışma ya da iş sosyolojisi anlamına gelen sanayi sosyolojisinin inceleme alanlarından biri verimliliktir.
*** Bilimsel araştırmanın sahip olması gereken özellikler: Nesnellik, Doğruluk ve tekrar, Basitlik ve açıklık, Sınırlılık
*** Platon'a göre birey, içinde yaşadığı devletin karakterini taşır. Politika, Platon'un en önemli çalışmasıdır.
*** Ziya Gökalp’ın görüşlerini benimsediği batılı düşünür E.Durkheim'dir.
*** Babalık kazanılmış bir statüdür.(Statü, bireyin toplum içindeki pozisyonudur.)
*** Avcı ve toplayıcı toplumların özellikleri: Politik kurumların olmaması, Bireylerin eşit olması, Kararların grup tartışmaları sonucunda alınması, Göç olgusunun yoğun olması, Zenginlik mal ve mülk sahipliğinin yok denecek kadar az olması.
*** Toplum içinde özel bir yaşam biçimi, Zevkleri ve alışkanlıkları olan küçük bir grubun sahip olduğu kültüre yüksek kültür denir.
*** İnsanların iletişimlerinin ve kültürü iletmelerinin kaynağı semboldür.
*** Toplumsallaşma bir etkileşim sürecidir. Birey ve toplum arasında bir bağ oluşturur. İnsanca davranışları öğrenme sürecidir. Belirli bir kişilik kazanma yöntemidir.
*** Bilim adamlarına göre yetiştirme yurtlarında yetişen çocuklarla normal aileler yanında yetişen çocuklar arsındaki farklılığın en temel nedeni sosyal iletişimsizliktir.
*** Yığın, birbirleriyle bir ilişkide bulunmayan ancak geçici bir nedenle yer işgal eden iki veya daha çok sayıdaki insanlardan oluşur.
*** Bir öğrenci kulübüne üye öğrenciler yığın değildir.
*** Sendikalar, şirketler, bankalar, birlikler ikincil gruba(resmi grup) örnektir.
*** Sosyologların aile ve evlilik biçimlerini incelerken belirledikleri temel kategoriler: Eş sayısı, grup ilişkileri, otorite ilişkileri, çiftlerin yerleşimi, soy ve şecere ilişkileridir.
***Mutlu bir evliliğin koşulları: Eşi bir birey olarak sevme, evliliğin kutsal olduğuna inanma, eşi kendine yakın bir arkadaşolarak görme, yaşanan krizleri olumlu yaklaşımlara bakma.
*** Kast sisteminin dayanağı dindir.
***Modern toplumların özellikleri: Düşük dini bağlılık düzeyi, kentsel yerleşim, küçük aile, düşük bebek ölüm oranı.
*** İnsanların grup içi davranışlarına ilişkin bilimsel çalışmalar yapan ve bireylerin davranışlarını etkileyen toplumsal güçleri inceleyen bilim dalı SOSYOLOJİ’DİR.
*** Bilim adamının; gerçeğe mümkün olduğu kadar yaklaşmaya çalışması, bulguları aslına uygun şekilde söylemesi, incelediği olayları koşullara uygun şekilde tanımlaması, bilimsel araştırma ilkelerinden DOĞRULUK ile ilgilidir.
*** Bir toplumda yer alan bireylerin birbirlerini etkilemelerini, karşılıklı ilişkilerini ve bu ilişkileri nasıl gerçekleştirdiğini inceleyen sosyolojik yaklaşım ETKİLEŞİMCİLİK yaklaşımıdır.
*** Toplumsal yapıyı oluşturan parçalar: Kültür, Toplumsal sınıf, Statü, Rol, Grup, Kurumlar
*** Başarılı bir evliliği sağlayan koşullar: Eşi kişi olarak sevmek, Eşi yakın bir arkadaş olarak görmek, Evliliğin kutsal olduğuna inanmak, Eşin düşünce ve amaçlarına saygılı olmak.
*** TALCOT PARSONS yapısal-fonksiyonel yaklaşımın en önemli temsilcilerinden biridir.
*** Kültürün temel özellikleri: Kültürün toplumsal bir ürün olması. Dil sayesinde aktarılması. Öğrenilerek kazanılması. Her toplumun kendine özgü olması.
*** Saklambaç oynayan arkadaşlar toplumsal bir GRUP oluşturur.
*** Toplum içinde arzulanan ve nadir olarak bulunan ödül, kaynak ve imtiyazlara ulaşma çabasına sosyoloji biliminde TOPLUMSAL TABAKALAŞMA adı verilir.
*** Toplumsal gruba ait özellikler: Sürekliliğe sahip olması. Üyeler arasında ilişkiler bulunması. Üyelerin ortak amaçlarının olması. Üyeler arasında etkileşim olması.
*** Toplumsallaşmayı en etkili ve verimli olarak sağlayan kurum EĞİTİM kurumudur.
*** Ana, baba, erkek çocuklarla, evlenmemiş kızlar ve evlenen oğlun eş ve çocuklarından oluşan, otoritenin en yaşlı erkekte olduğu aile biçimi BİRLEŞİK AİLE biçimidir.
*** Çok sayıda küçük, çekirdek ailenin aynı çatı altında oturmasıyla oluşan ve akrabalık bağlarının çok kuvvetli olduğu aile tipi GENİŞ ailedir.
*** Suçu insan varlığının normal bir parçası olarak gören ve hatta bu tür davranışların toplumun düzenliliği açısından olumlu sonuçları olduğunu savunan kuramsal yaklaşım YAPISAL BASKI KURAMIDIR.
*** Tabakalaşmanın toplumsal bir zorunluluk olduğunu öne süren kavram FONKSİYONALİST (Görevselci) kuramıdır.
*** 19.yüzyılın başlarında bazı insanların suça eğilimli olarak doğduklarını ileri sürerek, sosyal öğrenmenin sapkın davranışlar üzerinde etkili olduğunu savunan ve bunların biyolojik olarak dejenere olduğunu söyleyen kriminolog Cesare LAMBROSU'dur.
*** Ekolojinin kanunları: Her şey birbiriyle ilişkilidir. Hiçbir şey bedava değildir. Doğada hiçbir şey yok olmaz. Doğa, her şeyi iyi bilir ve iyi yapar.
*** TEKNOLOJİK BAĞLILIK kavramı, bilimde her teknolojinin kendinden önceki teknolojinin yarattığı sorunları çözümlerken, kendisinin de yeni sorunlara yol açtığını vurgular. (Alvin Weinberg)
*** Psikoloji biliminin temel amaçları: Betimleme, Açıklama, Kontrol, Yordama
*** Gelişim psikologları, öğrenme olmaksızın, kalıtsal olarak belirlenmiş büyüme örüntüsüne OLGUNLAŞMA adını verirler.
*** Deneysel psikolojinin önemli iki alt dalı: Karşılaştırmalı psikoloji, Fizyolojik Psikoloji.
*** Fizyolojik bir ihtiyacın psikolojik sonucuna DÜRTÜ denir.
*** Dikkati belirleyen uyarıcı özellikler: Kontrast, Hareket, Tekrar, Şiddet ve büyüklük.
*** Yaşantılar yoluyla davranışlarda meydana gelen oldukça uzun süreli değişmelere ÖĞRENME denir.
*** Nedeni belli olmayan korkulara KAYGI denir.
*** Bir kapıyı açarken hangi açıdan bakarsak bakalım dikdörtgen şeklinde görürüz. Bu durum algı özelliklerinden ŞEKİL DEĞİŞMEZLİĞİ'ne örnektir.
*** Yürüme davranışı, bir ayağıbiraz kaldırma, öne doğru uzatma, bu ayağıyere basma, sonra aynı hareketleri öteki ayakla yapma gibi küçük
birimlerden oluşur. Bu örnekte olduğu gibi bir davranışın küçük birimlerine DAVRANIM denir.
*** Bir tür uyma davranışıolan benimseme üzerinde araştırma yaparak, grup normlarının oluşmasını açıklayan bilim adamıMUZAFFER ŞERİF'tir.
*** Analık, Açlık, Cinsellik güdülerinin bilinen bir fizyolojik temeli vardır.
*** İnsan güdülerinin evrensel bir hiyerarşi olduğunu ilk öne süren bilim adamı MASLOW'dur.
*** Dağların puslu havalarda uzaktaymış, güneşli havalarda ise yakındaymış gibi görünmesi monoküler ipuçlarından AÇIKLIK ile ilgilidir.
*** Bilişsel öğrenme kuramının savunduğu görüşler: Öğrenme, amaca ulaşabilmek için gerekli yolları bulma, bir tür problem çözmedir. Öğrenme, bilgi işleme tarzında meydana gelen değişikliktir. Öğrenmeyi, uyarıcı-davranım ilişkisi şeklinde küçük parçalara ayırarak incelemek uygun değildir. Öğrenmeyi anlayabilmek zihinsel süreçlerin incelenmesiyle mümkündür.
*** Kişiliği tanımlarken dikkate alınan özellikler: Biriciklik, Tutarlılık, Psikolojik işlevsellik, Süreklilik.
*** Psikoanalitik kuramda, bilinçaltının kolayca hatırlanabilir kısmına BİLİNÇ ÖNCESİdenir.
*** Bireyin, aile ve yakınlarına herhangi bir bağlılığının olmaması, suçluluk ve ahlak duygularından yoksun olması, kendi çıkarlarına göre hareket etmesi, sebatsız ve sorumsuz olması, SOSYOPATİdavranış bozukluğuna örnektir.
*** Şizofreni türleri: Basit tip, Paranoid tip, Katatonid tip, Hebefrenik tip.
*** Uyma davranışını belirleyen bireysel özelliklerden uyumu olumlu yönde etkileyenler: Bağlanma ihtiyacının yüksek olması. Kendine güvenin az olması. Otoriter tutumlara sahip olunması. Grubun çekici bulunması.
*** Kendine yeni araba satın alan birey, diğer marka arabaların reklamlarına daha az duyarlı olur. Tutum değiştirme (Cari Hovland) ile ilgili anlatılan durum BAĞLANMA hedefinin özelliğine örnektir.
*** Edimsel koşullama, çağdaş öğrenme psikologlarından B.F.Skinner tarafından ortaya atılmıştır.
*** BANDURA, gözlem, taklit ve özdeşimin sosyal öğrenmedeki önemi üzerinde durmuştur.
*** Acil yardım gerektiren bir trafik kazasına çok sayıda insanın tanık olmasının, bireyin kaza geçiren insanlara yardım etme olasılığını azaltmasına TANIK ETKİSİ DENİR.
*** Tutumlarda, bir bilgi kaynağının güvenilir olarak algılanıp algılanmayacağını belirleyen en kritik faktör NİYET’TİR.
*** Hedefin özellikleri: Tutumun kuvvet derecesi. Bağlanma. Kendilik değeri. Zeka.
*** Psikolojik testlerde bulunması gereken en önemli iki teknik özellik: Geçerlilik ve güvenirlik.
*** Bir testin hatalardan arınık ve istikrarlı olarak ölçme yapabilme niteliğine GÜVENİRLİK denir.
1. İnsanları etkileyen gerçek kişiler bütününe ne ad verilir?
CEVAP: Toplum

2. Toplumsallaşma sonucu bireyin en temel kazanımı ?
CEVAP: Kişilik

3. Dürtü ne tür bir güdüleyicidir?
CEVAP: İçsel

4. Bilimsel bir araştırmada anket sorularının hazırlanmasından sonra soruların örnekleme çok benzeyen bir grupta sınanmasına ne ad verilir?
CEVAP: Pilot araştırma

5. Türkiye’de sosyoloji alanındaki çalışmalarda Ziya Gökalp’in etkilendiği sosyoloji akımı hangisidir?
CEVAP: Durkheim sosyolojisi

6. Başka bir toplumda yaşayan insanların giyim kuşamlarının evlilik biçimlerini, güzellik ve ahlak anlayışını o kültürün kendi yapısı içinde değer yargılarını kullanmadan anlamaya ne ad verilir?
CEVAP: Kültürel Relativizm

7. Toplumsal yapı kavramına ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
CEVAP: Toplumsal yapı birbirinden bağımsız parçalardan oluşur

8. Grup büyüklüğü ile ilgili aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır?
CEVAP: Grup büyüdükçe üyeler arasındaki sosyal etkileşim oranı artar

9. Aynı sosyal grup içinde yapılan evlenmelere ne ad verilir?
CEVAP: Endogami

10. Freud, çocuğun temel haz kaynağının cinsel organı olduğu ve kendi cinsindeki ebeveynler ile özdeşim kurarak cinsiyet rollerini kazanmaya başladığı döneme ne ad verilir?
CEVAP: Fallik dönem

11. Endüstrileşmiş toplumlara ilişkin hangisi yanlış bir ifadedir?
CEVAP: Edinilmiş statüler yaygındır

12. “Rorschech Testi” ne tür bir kişilik testidir?
CEVAP: Projektif

13. Tam karşıdan bakıldığında bir yemek tabağının yüzün ağ tabakasına düşen imgesi daire şeklindeyken, tabağa başka açılardan bakıldığında, bu imgenin giderek oval şekle dönüşmesine karşın tabağın hep daire biçiminde algılanmasına ne ad verilir?
CEVAP: Algıda değişmezlik

14. Bireyin tutum nesnesine ilişkin düşünce, bilgi ve inançlarından oluşan tutum bileşenine ne ad verilir?
CEVAP: Bilişsel bileşen

15. Freud’a göre psişik enerjinin kaynağını oluşturan haz ilkesine göre çalışan, mantıksız, bencil, bireysel olan en ilkel kişilik sistemi yapısı hangisidir?
CEVAP: ID

16. Normal ve sapmış davranışların oluşumunu çevresel etkenlere bağlayan gelişim kuramı aşağıdakilerden hangisidir?
CEVAP: Sosyal öğrenme kuramı


17. Organizmanın sinir uçlarına etki eden enerji değişikliklerine ne ad verilir?
CEVAP: Uyarıcı

18. Kültüre ilişkin aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
CEVAP: Kültür nesilden nesile kalıtımla geçer


19. Bireysel sporlarla uğraşan kişilerin seyirci önündeyken ya da diğer sporcularla yarışırken çoğu kez tek başlarına olduklarına oranla daha farklı sonuçlar almaları aşağıdakilerden hangisine örnektir?
CEVAP: Sosyal hızlandırma

20. Toplumsallaşma ile ilgili hangisi yanlıştır?
CEVAP: Bu süreç yetişkinlikle beraber sona erer

21. Çevrede meydana gelen bir olayı görmüş olan başka insanların bulunmasının bireyin acil yardım, gerektiren bir duruma müdahale etme olasılığını azaltmasına ne ad verilir?
CEVAP: Tanık etkisi

22. Kütüphaneden ödünç aldığı kitabı gününde teslim etmeyen bir kişinin geciktiği gün sayısı kadar kitap almaması nedeniyle gelecekte kitaplarını zamanında iade etmesi aşağıdakilerden hangisine bir örnektir?
CEVAP: Ceza

23. Tepkisel koşullanmanın gerçekleşmesi için aşağıdakilerden hangisi gereklidir?
CEVAP: Koşullu ve koşulsuz uyarıcı arasında bir bağ kurulması
Cevapla
  • Benzer Konular
    Cevaplar
    Görüntü
    Son mesaj
  • Bilgi
  • Kimler çevrimiçi

    Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 15 misafir