İLETİŞİM NEDİR?
İletişim hem özel yaşamdaki bir insanın, hem kurumlarda çalışan yöneticinin/personelin hem de
kurumların ta kendisinin varlıklarını sürdürme biçimlerinin bir ürünüdür. Ayrıca bu ürün (iletişim
becerisi, iletişim yaklaşımları) hem günlük yaşamda hem de iş yaşamında meydana gelen her türlü
gelişmeden ve değişimden kolayca etkilenen bir olgudur. İletişim hem bireysel bir kişilik olan insanlara,
hem de tüzel bir kişilik olan kurumlara özgü bir olgudur. Diğer bir deyişle, iletişim, hem insanların hem
de kurumların günlerini mutlu ve huzurlu geçirebilmeleri için gerekli olan bir beceridir.
İletişim en temel becerimiz olmasına rağmen, aynı zamanda neden
hakkında en çok şikayet ettiğimiz becerimizdir?
Ama bu noktada ortada bir çelişki var gibi düşünülebilir. En temel becerimiz iletişim becerimizdir
ama, hakkında en fazla şikayet ettiğimiz becerimiz de iletişim becerimiz değil mi? Bir bakın çevrenize,
evlerinize, işyerlerinize. Birçok insan benzer cümlelerle şikayet içindeler. Evde ya da işyerlerindeki
ilişkilerimizde bir iletişimsizlik yaşandığında da genellikle “insan ilişkilerinin çok zor olduğundan” ya da
“anlaşmamızın çok zor olduğundan” şikayet ediyoruz. Eşimizle, çocuğumuzla, ana babamızla ya da bir
Etkili İletişim ve Doğru
Anlamak
4
arkadaşımızla iletişimsizliğe sebep olan bir sorun yaşandığında da, genellikle o sorunun karşımızdaki
kişiden kaynaklandığını, iletişimsiz olanın o olduğunu, beceriksiz olanın o olduğunu, bizi anlamayanın o
olduğunu düşünürken; kendimizi de sütten çıkmış ak kaşık gibi görerek en iyi iletişimci olarak
nitelendiriyoruz. İşte bu tür bir düşüncenin var olduğu anda da hayatımızın hatasını yapmaya başlamış
oluyoruz. Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor: Ortada iletişimsizliğe sebep olan bir sorun varsa bu
sorunun yaşanmasında iki tarafın da katkısı vardır. İki tarafın da etkisi vardır. Eğer evlerde ve özel
yaşamımızdaki ilişkilerimizde MUTLU olmak istiyorsak aşağıdaki şu sloganı hiçbir zaman
unutmamamız gerekir:
İyi Bir İletişimin Temeli: SİZSİNİZ!
Wilbur Schramm “İnsan topluluğu ve davranışları ile ilgili her dalın iletişimle ilgilenmesi zorunludur”
biçiminde etkili bir saptama yaparak iletişim becerisinin sadece insanlar için önemli olmadığını; en az
insanlar kadar diğer bilim dalları ve insanın çabalarından yararlanarak amaçlarına ulaşmayı hedefleyen
işletmeler için de önemli olduğunu ifade etmeye çalışmıştır. Kurumlardaki iletişim ve yönetiminden
bahsetmeden önce iletişim kavramı üzerinde kısaca durmakta yarar vardır.
İnsanoğlu doğduğu ilk günden son gününe kadar bir yaşam mücadelesi sürdürmektedir. Bu yaşam
mücadelesi gün geçtikçe de zorlaşmaktadır. Söz konusu olan bu mücadelede başarılı olabilmek en temel
becerimiz olan iletişim becerilerimizin sürekli geliştirilmesini gerekli kılmaktadır. Çünkü yaşamak başlı
başına iletişim ağını, iletişim etkinliklerini içeren bir olaydır. Varolduğumuz anda çevreyle sürekli
iletişim, etkileşim içine gireriz. Bilmeden çevremizi etkilemeye, değiştirmeye, yine bilinçsizce
etkilenmeye, çevremize uyarlamaya başlarız. Bu iki yönlü alışveriş ömürboyu süregider. Kişiliğimizi
iletişim alışkanlıklarımızla, iletişim çabalarımızla ortaya koyarız. Bildiklerimiz, duyduklarımız,
yapabileceklerimiz iletişim tavrımızla belirlenir. Kişiler arası ilişkilerin aracı da iletişimdir: anlamak,
öğrenmek, anlatmak, başkalarına ulaşmak için iletişimi kullanırız (Usluata, 1995: 5).
İletişim sahnede Anouilh’in “Antigone’u, sinema perdesinde “Yurttaş Kane”dir. İletişim bazen
duymak, bazen görmek, bazen de dokunmaktır. İnsan etkinliklerinin ve ilişkilerinin tümü iletişimle
ilgilidir. Tüm etkinliklerimizle böylesine iç içe bir olguyu ayırt etmek, tanımlamak, işleyiş düzenini
kavramak ve incelemek oldukça zor (Zıllıoğlu, 1992: 2). Şunu da belirtmeden geçmek istemiyorum:
Bugün bir iletişim kitabını incelediğiniz zaman ya da herhangi bir iletişim fakültesi öğrencisi ile
görüştüğünüz zaman “iletişim konuşmaktır” tanımını çok basit bir iletişim tanımı olarak gördüklerini
ifade ederler. Aslında bu tanım, o kadar da basit bir iletişim tanımı değildir. Mesela, bir erkeğin
karşısındaki bir kadınla konuştuğunu düşünelim. Ayrıca konusu ne olursa olsun, konuşmanın başında,
ortasında ya da sonunda kadına “….. ama sen bir kadınsın!” dediğini varsayalım. Adam ne yaptı? Basitçe
konuştu değil mi? İşte bu basit konuşma, aynı zamanda, geçmişten bugüne kadar insanlık tarihinde kadın
ile erkek arasında yaşanan eşitsizliği gözler önüne seren toplumun öncü kültürünün de ne olduğunun bir
göstergesi değil midir? Adam karşısındaki kadınla konuşmakla kalmadı; bu önyargılı konuşma biçimiyle
aslında karşısındaki kadına, yani bir başka insana bakış açısını ortaya koydu. Diğer bir deyişle, adam bu
basit konuşmasıyla aslında kişiliğini gözler önüne serdi. Ama unutulmamalıdır ki, iletişim sadece
konuşmak değildir.
1994 yılında Zıllıoğlu tarafından yazılmış “İletişim Nedir?” kitabında 4560 tane iletişim tanımının
varlığından bahsedilmektedir. Herhalde 2010 yılında olduğumuz bugünlerde bu tanımların sayısı çok
daha da artmıştır. Bu tanımları tek tek saymaya çalışsak herhalde başlı başına bir kitap olur. Ama sadece
bu tanımlardan hareketle iletişim kavramını anlatmaya çalışmak da kendimizle çelişmemiz anlamına
gelir.
Peki iletişim nedir? İletişim kavramının ne olduğunu anlamak için iletişim alanında yazılmış olan
binlerce kitaba bakıp okumalar yapmak yeterlidir. Ama bu şekilde bir yöntemle iletişim kavramının ne
olduğunu anlamaya çalışmak demek öncelikle bizim kendi söylediklerimizle çelişmemiz anlamına gelir.
Çünkü yukarıdaki bölümlerde iletişimin sosyal bir varlık olan insana özgü bir olgu olduğunu söylemiştik;
ve biz bu insana özgü olguyu sadece kitaplara bakarak anlatmaya çalışırsak hata yapmış oluruz.
Dolayısıyla sizce (kitaplara göre değil) iletişim nedir?
İletişim aslında her şeydir.
İletişim televizyondur, gazetedir.
İletişim yazınsal bir eleştiridir.
5
İletişim mağara duvarlarındaki yazıdır. Mağara duvarlarına bakınca birkaç bin sene önce yaşamış bir
insan topluluğu hakkında bir mesaj alabiliyorsak, onların yaşam biçimleri hakkında bilgi sahibi
olabiliyorsak budur iletişim.
İletişim saç biçimimizdir, giyim tarzımızdır. İnsanların saç biçimlerine bakınca, giyim tarzlarına
bakınca hayata bakışları, yaşam biçimleri, dünya görüşleri hakkında mesaj alıyorsak budur iletişim.
Ama unutulmamalıdır ki, iletişim sadece konuşmak değildir. Birçok iletişimci ve birçok iletişim
kitabı, “iletişim konuşmaktır” tanımını çok basit bir iletişim tanımı olarak ifade ederler. Halbuki
konuşmak, o kadar da basit bir iletişim tanımı değildir. Mesela, bir erkek, karşısındaki konuşmakta
olduğu bir kadına, konuşmanın başında, ortasında ya da sonunda “ama sen bir kadınsın” dediğini
düşünelim. İşte bu basit konuşma, geçmişten bugüne kadın ile erkek arasındaki eşitsizliği, adaletsizliği
gösteren toplumun başat kültürünün ne olduğunun da bir göstergesidir aynı zamanda. Adam konuşmakla
kalmadı, adam karşısındaki bir insana nasıl baktığını ortaya koydu. Adam konuşmakla kalmadı, adam
kişiliğini ortaya koydu. Diğer bir deyişle, bizler iletişim kurarken, aslında kafamızdaki görüş ve
düşünceyi iletmenin öncesinde kendi kişiliğimizi ortaya koyuyoruz. Ama iletişim sadece konuşmak
demek değildir.
İletişim bazen araya mesafe koymaktır. Çünkü karşımızdaki herkesle aramızdaki mesafe aynı değildir.
Bazıları ile daha yakından bazıları ile ise daha uzak mesafeden iletişime geçeriz. Bu mesafeyi belirleyen
de o kişi ile aramızdaki ilişkinin biçimi ve düzeyidir.
İletişim bazen susmaktır. Susarak da mesaj verebiliriz. Mesela bazen ben evde eşimi kızdırırım ve
bana bir küser, 3 gün konuşmaz ve susar. Acayip mesaj verir.
İletişim bazen bakmaktır. Bakarak da mesaj veririz. Derler ki “Bir bakış bir bakışa neler anlatır, bir
bakış bir bakışı senelerce ağlatır.” Alın size iletişim kurma biçimi. Bazen uzun uzun cümlelerle
anlatamadığımız düşünce ve duygularımızı kısacık bir bakışla daha etkili anlatabiliriz.
İletişim bazen gülmektir. Gülerek de mesaj verebiliriz, hatta gülerek de kişiliğimizi ortaya koyarız.
Derler ki “Bir insanın neye güldüğü zekasını nasıl güldüğü ahlakını gösterir.” Alın size iletişim kurma
biçimi.
İletişim bazen yazmak’tır.
İletişim bazen Bilboard’lardaki reklam panolarıdır. Ne demekistediğimi size bir örnekle açıklayayım:
“çok iyi hatırlıyorum. 2004 yılının Şubat ayı idi. Eskişehir’de arabayı park ettik çarşıda yürüyoruz. Sağ
tarafımda eşim, sol tarafımda da Ali isimli arkadaşım var. Bu üç kişi; ben, eşim ve Ali birbirimize çok
benziyoruz. Aynı süreçlerden geçmiş, dünyaya aynı bakan algılaması aynı olan, aynı yaşlarda, aynı
beklentilerde olan ve birbirine çok benzeyen 3 insan düşününün. Yürürken üçümüzde karşı kaldırımdaki
bir reklam panosunda siyah bir zemin üzerine kırmızı yaldızlı harflarle yazılmış ve altında da birkaçtane
kırmızı gül resminin olduğu şöyle bir yazı okuduk: “Necla, evliliğimizin 25. yılında hala seni seviyorum.
Ahmet.” Çok şükür okuma yazmamız var. Aynı anda bu yazıyı okuduk. Sonrasında eşim sağ tarafdan
kulağıma fısıldadı Ali duymadan; “utan utan” dedi, “adama bak, adam 25
6
İletişim, insanın varolmasıyla ortaya çıkan bir gereksinimdir. Mağara duvarına çizilen resimler,
kızılderililerin ateş yakarak çıkardıkları dumanlar, Afrika yerlilerinin tam tam sesleri ilkel insanların
iletişim gereksinimlerini karşılamak için kullandıkları ilkel yöntemlerdir (Yüksel,1994: 9). İletişim
insanın ve toplumun varoluşunun zorunlu koşuludur. İletişim olmaksızın insanın kendi ve toplumsal
varlığını sürdürmesi olanaksızdır (Erdoğan, 2002: 17).
İletişim, insanın varlık sürdürme biçiminin bir ürünü ve insanın varlık sürdürme biçimindeki
gelişmelere göre değişimlere uğrayan insana özgü bir olgudur (Oskay, 1999: 7). İletişim, konuşma, işaret
(sinyal) veya yazı yoluyla mesaj veya düşüncelerin değişimidir (Kaya, 2003: 49).
Kendimizle, bir başkasıyla ya da başkalarıyla sürekli iletişim içinde olmanın dışında dinleyici,
okuyucu ya da izleyici olarak da iletişim ağının kapsamındayız. Bugün, artık milyonlarla iletişimi
paylaşma, başka bir deyişle, kitle iletişimi söz konusudur. İnsanlık tarihiyle başlayan iletişim konuşma,
yazma, basım ve elektronik kitle iletişimi araçlarıyla en son etkinliğe ulaşmış, uydular aracılığında yeni
hizmetler sunmaya başlamıştır. Elektronik iletişim ağları içinde ses çözümlemelerinin yapıldığı bir
dönemde yaşıyoruz, bilgi bankalarıyla, evlerimize giren bilgisayarlarla iletişim kuruyoruz (Usluata, 1995:
5).
İletişim gündelik yaşamımızda bize nesneleri, insanları tanımlar, işbölümü içinde değişik toplumsal
roller yüklenmiş insanlara bu rolleri yerine getirirken, bu rol dağılımından oluşan toplumun o tarih
dönemindeki hayat tarzını öğretir, olumlatır, yeniden-üretimi için gereken değerlendirme biçimlerini
aşılar. Toplumsal sistemin sürmesini, kendi kendini yeniden-üretmesini sağlar (Oskay, 1999: 8).
Bir benzeri bulunamayacak türlülükte anlamlar yüklü iletişim sözcüğünün kapsamına iletişim araçları
da, iletişim kurma etkinliği de, odada konuşulan bir söz de, uydu aracılığıyla gönderilen bir ileti de
girmektedir. Medya ya da başka bir deyişle gazete, kitap, dergi, radyo, televizyon gibi kitle iletişim
araçları; bilgisayar, telefon, uydu gibi iletişim teknolojileri; konferans, konser, tartışma gibi kişilerarası ya
da gruplararası iletişim; işaret, bakış, gözyaşı, gülümseme, mimikler, giyinme alışkanlıları gibi sözsüz
iletişim; dahası da sessizlik bile iletişim sözcüğünün anlamı içindedir (Usluata, 1995: 9).
Yakın zamana kadar, dilimize Fransızca’dan ve Fransızca söylenişi ile geçen komünikasyon
(communication) sözcüğü ile birlikte ve aynı anlamı karşılamak için haberleşme kavramı kullanılıyordu.
Günümüzde kullanımı yaygınlaşan iletişim sözcüğü ise haberleşmeyi de içeren daha geniş kapsamlı bir
ileti alış verişi anlayışını yansıtmaktadır (Zıllıoğlu, 1992: 2). Diğer bir deyişle, iletişim, yalın bir ileti
alışverişinden çok toplumsal nitelikli bir etkileşimi ve paylaşımı ifade eden bir olgu haline gelmiştir.
Bilgi paylaşma faaliyeti olan iletişim, kişilerin kendini ifade edebilme ve kendilerini dinletme
gereksinimleri sonucunda ortaya çıkar. Bu tanımlar doğrultusunda iletişim konusunda şunları
söyleyebiliriz (Tutar ve Yılmaz, 2003: 5):
• iletişim toplumun temelini oluşturan bir sistem,
• örgütsel ve yönetsel yapının düzenli işleyişini sağlayan bir araç,
• bireysel davranışları görüntüleyen ve etkileyen bir teknik,
• sosyal süreçler bakımından zorunlu bir bilim ve
• sosyal uyum için gerekli olan bir sanattır.
Görüldüğü gibi, iletişim insanın doğasını oluşturan bir beceridir. İnsanlar varoldukları günden bu yana
gruplar, topluluklar halinde yaşadılar. Doğanın acımasız gücü karşısında haytta kalabilmek için
yardımlaştılar, dayanışma içinde birbirlerine destek oldular ve işbölümü yaparak hayatın yükünü
hafiflettiler. İnsanlık serüveninin ilk günlerinde, bir topluluğun üyesi olmayan kişinin hayatta kalma şansı
hemen hemen yoktu. Bir topluluğa kabul edilme çabası, iletişim, paylaşma, yardım etme, destek olma
gibi “iyi geçinme” davranışlarının gelişmesine yol açtı. “İyi geçinmek”, ilişkileri kuran, geliştiren,
sürdüren, işbirliğini teşvik eden ve başkaları tarafından onaylanan davranışlar olarak tanımlanır. İletişim
ise iyi geçinme davranışlarının temelini oluşturur. Bu bağlamda, iletişimin temel özelliklerini şu şekilde
sıralayabiliriz:
7
• İletişim, iki tarafında aktif olduğu bir alışveriştir.
• İletişimde mesajlar sözlü ve sözsüz olarak iletilir.
• Bu mesajları ne şekilde aldığımız, algılarımız tarafından belirlenir.
• İletişim kişiye değil, kişiyle yapılır.
• İletişim, her zaman her yerdedir.
• İletişimde amaç çevre üzerinde etkin olmaktır.
• İletişim anlamların paylaşılmasıdır.
• İletişim değişik katmanlarda gerçekleşir
Özetle iletişim tarafların bilgi/sembol üreterek birbirlerine iletme ve bu iletileri anlama, yorumlama
sürecidir. Bu süreçte, iki sistem arasında duygu, düşünce ve bilgi alışverişi gerçekleşir. Alışveriş
sözünden anlaşılacağı gibi, iki taraf da bu süreçte aktif olmalıdır.
Etkili iletişim
-
- Bilgi
-
Kimler çevrimiçi
Bu forumu görüntüleyen kullanıcılar: Hiç bir kayıtlı kullanıcı yok ve 5 misafir