Okuma Metinleri-Okuduğunu Anlama Metinleri

ZATEN İNECEKTİM 

O gün Nasrettin Hocanın acele bir işi vardı. Bu işe yetişmek için telaşla eşeğine bindi. Ardından da eşeği Karakaçan’ı hızla koşturmaya başladı. Tam çarşının ortasından geçerken Nasrettin Hoca dengesini kaybetti. Meraklı bakışlar arasında ”Güüüm!” diye yere düştü.
Nasrettin Hoca, çok komik bir durumdaydı. Büyükler gülmemek için kendilerini zor tutuyorlardı. Bunu gören çocuklar ise, kahkahalarla gülüyorlardı. Çocuk¬lar hemen Nasrettin Hocanın etrafında toplanarak:
– Aaa! Hoca eşekten düştü! diye dalga geçmeye başladı¬lar.
Nasrettin Hoca, gayet sakin bir tavırla:
– Çocuklar bunda gülecek ne var? Ben de zaten inecektim; der.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Nasrettin Hocanın eşeğinin ismi nedir?

2. Nasrettin Hoca, eşekten nerede düşmüştür?

3. Nasrettin Hocaya kahkahalarla gülenler kimlerdir?

4. Nasrettin Hoca, kendisine gülenlere ne demiştir?

5. Kimler hocayla dalga geçmeye başladı ?

6. Hoca nasıl düştü?

YENİ ŞEMSİYE

Sonbahar mevsimi gelmiş.Yağmur yağmaya başlamış.Melda’nın ninesi ona yeni bir şemsiye almış. Melda bu şemsiyeyi çok sevmiş.Sarı çizmesini giymiş.Kırmızı paltosunu giymiş.Mavi şapkasını takmış.Yeni şemsiyesini almış ve bahçeye çıkmış.Onu gören küçük ördek yanına gelmiş.Melda ,yeni şemsiyen çok güzel demiş.

SORULAR
1-Sonbahar mevsiminde ne yağmış?

2-Melda’ya yeni şemsiyeyi kim almış?

YAVRU FİL VE ARKADAŞLARI

Yavru fil ormanda yaşıyormuş.Ormanda pek çok arkadaşı varmış.Zürafalar,ceylanlar,karıncalar,
sincaplar.O yaz çok sıcak geçiyormuş.Hayvanlar sıcaktan hiç bir şey yapmak istemiyormuş.Yavru fil arkadaşlarını çağırmış.Birlikte derenin kenarına gitmişler.Yavru fil hortumuna su çekmiş.Sonra hızlıca
arkadaşlarına püskürtmüş.Hepsi serinlemişler.Bu oyun çok hoşlarına gitmiş.Akşama kadar oynamışlar.Çok eğlenmişler.

SORULAR
1.Yavru filin arkadaşları kimmiş?

2.Yavru fil ve arkadaşları nereye gitmiş?

3.Yavru fil arkadaşlarına ne püskürtmüş?

YARAMAZ ÇOCUK

Yaramaz bir çocuk varmış. Ormana gezmeye gitmiş. Bir yandan geziyor. bir yandan da elindeki kibritle oynuyormuş. Kibrit birden tutuşmuş. Çocuk yanan kibriti yere atmış. Kuru otlar. yapraklar yanmaya başlamış. Alevler dev gibi olmuş. Ormanda büyük bir yangın çıkmış.
Yaramaz çocuğun ayakları varmış. kaçabilmiş. Kuşların kanatları varmış. uçmuşlar, Diğer hayvanlar ise güçlükle de olsa kurtulmuşlar. Ama ağaçların ayakları toprağın içindeymiş. Onlar ne uçabilmişler ne de kaçabilmişler. Cayır cayır, ağlaya ağlaya yanmışlar.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Yaramaz çocuk nereye gitmiş?

2. Yaramaz çocuk ne ile oynuyormuş?

3. Kibritler tutuşmaya başlayınca çocuk ne yapmış?

4. Ormandaki alevler neye benziyormuş?

5. Çocuk ormandan nasıl kaçmış?

6. Kuşlar ormandan kaçmayı nasıl başarmışlar?

7. Ağaçlar ormandaki yangından neden kaçamamışlar?

8. Ağaçlar yanarken ne yapıyorlarmış?

YARALI KUŞ

Ayşe ile Hasan bahçede oynuyorlardı. “Cik cik cik” diye bir ses duydular. Ses ağaç arkasından geliyordu. Hasan hemen ağacın yanına koştu. Yaralı bir kuş buldu.Ayşe’yi yanına çağırdı.Yaralı kuşu ona da gösterdi.
Kuşu orada bırakamazlardı. Kuşu alıp eve götürdüler. Ayşe’nin annesi kuşa yem ve su verdi. Kuşa birkaç gün baktılar. Kuş iyileşince onu uçması için bahçeye bıraktılar. Kuş uçtu. Sanki Ayşe ile Hasan’a teşekkür eder gibi öttü.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Metnimizin başlığı nedir?

2. Bahçede oynayanlar kimdi?

3. Çocuklar bahçede oynarken ne buldular?

4. Çocuklar yaralı kuşu ne yaptılar?

5. Ayşe’nin annesi kuşa ne verdi?

UFUK İLE ELA

Ufuk ile Ela bahçede geziyorlardı. Bir elma ağacı gördüler. Elma ağacının yanına gittiler. Elmalardan bazıları yere düşmüştü.
Bu elmalardan Ufuk, dokuz elma topladı. Ela, altı elma topladı. Topladıkları elmaları bir sepete koydular. Eve dönüyorlardı. Yolda Elif’i gördüler. Elmalardan beş tanesini Elif’e verdiler. Elif, Ufuk ile Ela’ya teşekkür etti.
Minik kuşlarım metni en az üç kere okuyun. Evdekilere anlatın. Soruları, soru kalıbına uygun olarak yanıtlayın kuzucuklarım.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Hikayede kimler var ?

2. Ufuk ile Ela nerede geziyorlardı?

3. Ufuk ile Ela ne ağacı gördüler?

4. Ufuk kaç elma topladı?

5. Ela kaç elma topladı?

6. Sepetteki elmaların sayısı kaç elmadır?

7. Elif’e kaç elma verdiler?

TEMEL’İN KEDİSİ

Temel ,sokak çeşmesinin altında kedisini yıkıyormuş.Yoldan geçen biri,’’Kardeşim kedi hiç yıkanır mı? Hayvancağızı öldüreceksin. ’’demiş.Temel,’’Merak etme, ona hiçbir şey olmaz.’’demiş.Biraz sonra adam yine oradan geçmiş.Bakmış ki kedi ölmüş.Temel ağlıyor. Adam,’’ben sana hayvanı yıkama, ölür, demedim mi?’’ demiş.Temel cevap vermiş.İyi ama ‘’yıkarken ölmedi ki, sıkarken öldü.

1-Temel çeşmenin başında ne yapıyormuş?

2-Yoldan geçen adam Temel’e ne demiş?

3-Temel adamın sözünü dikkate almış mı?

4-Kediye yıkandıktan sonra ne olmuş?

5-Kedi niçin ölmüş?

ŞURUP ŞİŞESİ

O yıl kış çok sert geçiyordu. Her taraf karla kaplıydı. Sevil’in babası üşütüp hastalanmıştı. Sevil, babasına ilâç almak için çarşıya koştu. İlâçları aldı. Eve dönerken ayağı kaydı ve düştü. Elindeki şurup şişesi kırılmıştı. Ayağı da çok acıyordu. Sevil, hüngür hüngür ağlamaya başladı. Fakat o, acıyan ayağına değil, kırılan şurup şişesine ağlıyordu.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Parçada anlatılan olay hangi mevsimde yaşanmıştır?

2. Sevil’in babası niçin hastalanmıştır?

3. Sevil çarşıya neden çıktı?

4. Sevil’in düşmesinin nedeni nedir?

5. Sevil niçin ağlıyor?

İNEK

Bak işte bir inek,
Kuyruğunda pek çok sinek.
İn aşağı yaramaz çocuk,
İnek bize süt verecek.
Hiç ineğe binilir mi?
Hiç hayvanlar ezilir mi?
Senin gibi yaramazlar,
Acaba ki sevilir mi?

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Çocuk ineğe ne yapıyor ?

2. İneğin kuyruğunda neler varmış ?

3. Çocuğun yaptığı davranış sizce doğru mu ?

4. İnek bize ne veriyormuş ?

5. Hangi hayvanlara binilir ?

SARI KEDİ

Sarı Kedi o gün çok üzgündü. Çünkü en sevdiği arkadaşı Özge, onunla oynamaya gelmemişti. Özge birinci sınıfa gidiyordu. Dersleri çoktu. Ödevlerini bitirdikten sonra oynayacaktı. Okuldan gelince hemen ödevlerini yapıyordu.
Sarı Kedi ağlamak üzereydi. Sarı Kedi, Özge’yi beklerken biraz süt içti. Sarı Kedi süt içtikten sonra biraz uyudu. Özge, ödevlerini tamamladıktan sonra Sarı Kedi’yi uyandırdı. Özge artık Sarı Kediyle oynayabilirdi. Sarı Kedi çok mutlu oldu.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Sarı kedi niçin çok üzgündü?

2. Özge kaçıncı sınıfa gidiyordu?

3. Sarı Kedi, Özge’yi beklerken ne yaptı?

4. Sarı Kedi sütünü içtikten sonra ne yaptı?

5. Sarı Kedi’yi kim uyandırdı?

6. Özge, okuldan gelir gelmez neden Sarı Kedi ile oynamadı?

PİNOKYO OKULA GİDİYOR

Yaşlı kuklacı, günlerce uğraşarak tahtadan bir kukla yaptı. Kuklayı bitirdiğinde çok şaşırtıcı bir şey oldu. Bu kukla konuşuyordu. Kuklacı, ona Pinokyo adını verdi.
Fakat Pinokyo çok yaramaz bir kuklaydı. Bir gün sokakta oynarken ayaklarını kırdı.Yaşlı adam, onun kırık ayaklarını güzelce onardı. Pinokyo:
-Çok teşekkür ederim babacığım, dedi. Artık uslu bir kukla olacağım. İzin verirsen okula gitmek istiyorum.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Yaşlı adam kuklayı ne ile yapmış?

2. Kuklacı neden şaşırmış?

3. Pinokyo’nun ayakları neden kırılmış?

4. Pinokyo, nasıl biri olmaya karar vermiş?

5. Pinokyo, nereye gitmek için izin istemiş?

PINAR’IN HOROZU

Pınar ,her yaz okul kapanınca köye giderdi.Babaannesi ve dedesi köyde yaşıyordu.Pınar’ın halasının kızı Ceylin’de köye gelirdi.Ceylin ile Pınar aynı yaştaydılar .Çok iyi anlaşıyorlardı.
Her yaz tatilini köyde birlikte geçirirlerdi.Bu tatilde babaannesi Pınar’a bir horoz hediye etti.Kümesteki en alımlı ve güzel öten horoz buydu.Pınar horozuna Renkli adını verdi.Tatil boyunca her sabah Renkli’nin ötüşüyle uyandılar.
SORULAR:
1.Pınar her yaz okul kapanınca nereye giderdi?

2.Köyde kimler vardı?

3.Tatil boyunca Pınar’a eşlik eden kimdi?

4.Babaannesi ,Pınar’a ne hediye etti?

5.Pınar horozuna hangi ismi koydu?

6-Horozun özelliği neydi?

7-Kızlar köydeyken sabahları nasıl uyandılar?

8-Metinde kaç cümle vardır?

PİKNİK

Benim adım Ezgi. Ailemle birlikte her bahar havalar ısınınca pikniğe gideriz. Annem harika tatlılar ve yemekler yapar. Babam mangalını, kömürü ve eti alır. Yaşadığımız yerin yakınında bir gölet var. Göletin kıyısında bir piknik yeri. Ben ve kardeşim ip ve topumuzu hiç unutmayız. Babam ipten salıncak yapar, annemde bizim sallanmamıza yardım eder. Pikniği çok severiz, birlikte bir şeyler yapmak çok eğlencelidir. Hava kararmadan da eve döneriz. Banyomuzu yapar ve hemen yatarız.Yaşasın BAHAR , yaşasın PİKNİK…

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Ezgi ailesi ile pikniğe ne zaman gidermiş?

2. Ezgi’nin annesi neler hazırlarmış?

3. Ezgi ve kardeşi yanlarına nelerini alırlarmış?

4. Ezgi pikniği neden çok seviyor?

5. Piknikten dönünce ne yaparlarmış?

PASTA

İsmail ve arkadaşları bahçede oynuyorlardı. Annesi İsmail’i çağırdı. “ Bahçede kaç arkadaşın var? “dedi. İsmail beş arkadaşının olduğunu söyledi.
Annesi, İsmail’e bir tabak pasta verdi. “Al bu tabağı, her arkadaşına iki dilim pasta ver.” dedi. İsmail pastaları aldı. Her arkadaşına iki dilim pasta verdi. Üç dilim pasta da kendine kaldı. Boş tabağı annesine verdi.
İsmail ve arkadaşları pastaları yediler. İsmail’in annesine teşekkür ettiler.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. İsmail’i kim çağırdı?

2. İsmail’in kaç arkadaşı var?

3. İsmail arkadaşlarına kaçar dilim pasta verdi?

4. İsmail beş arkadaşına toplam kaç dilim pasta verdi?

5. İsmail’e kaç dilim pasta kaldı?

ÖKÜZ OLMAK İSTEYEN KURBAĞA

Kurbağanın biri, bir gün dere kenarına gelmiş. Keyifle çevresine bakınmaya başlamış. Tam o sırada çayırda otlayan öküzü görmüş. Öküzün büyüklüğüne hayran olmuş.
Kendi kendine;
– Ben de bu öküz gibi olabilirim, demiş. O zaman herkes benim büyüklüğüme hayran olur.
Bunun üzerine kurbağa kendini şişirmeye başlamış. Şiştikçe şişmiş, şiştikçe şişmiş, biraz daha biraz daha… Derken çaaaat diye çatlayıvermiş.
Öküz olmak isterken ölü bir kurbağa oluvermiş.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Kurbağa nereye gelmiş ?

2. Kurbağa çayırda ne görmüş ?

3. Öküz ne yapıyormuş ?

4. Kurbağa neden öküz gibi olmak istemiş ?

5. Kurbağa öküze benzemek için ne yapmış ?

6. Sizce kurbağanın yaptığı doğru mu ?

OKUMAK NE GÜZEL

Benim adım Oya. Bu yıl okula başladım. Öğretmenimiz bize okumayı, yazmayı öğretti.Eskiden kitapların resimlerine bakardım. Artık her şeyi okuyorum. Okumak ne güzel! Kitapları çok seviyorum. Kitaplardan yeni bilgiler öğreniyorum. Masal kitapları okuyorum. Fıkralar öğrenip arkadaşlarıma anlatıyorum.
Geçen gün, öğretmenim:
-Oya, seni kutlarım. Çok güzel okuyorsun, dedi.
Okumayı çok seviyorum!
Okulumu çok seviyorum!

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Oya’ya, okuma yazmayı kim öğretti?

2. Oya, kitaplardan neler öğreniyor?

3. Oya neleri çok seviyor?

4. Oya hangi kitapları okuyor?

5. Oya arkadaşlarına neler anlatıyor?

MEVSİMLER

Bir yılda dört mevsim var,
En güzeli ilkbahar.
Çok sıcak mevsimdir yaz,
Meyvesi eksik olmaz.

Sonbahara güz derler,
Sararır bütün yerler.
Kış soğuktur, yağar kar.
Bir yılda dört mevsim var.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Bir yılda kaç mevsim var?

2. Mevsimlerin isimlerini yazınız.

3. Şiire göre en güzel mevsim hangisidir?

4. Şiire göre yaz mevsiminin özellikleri nelerdir?

5. Bütün yerler hangi mevsimde sararırmış?

6. Şiire göre kış mevsiminin özellikleri nelerdir?

KÜÇÜK ELİF

Küçük Elif annesiyle birlikte sabah pazara gitmiş. Pazardan elma, armut, şeftali almışlar. Pazardan eve dönerken yolda yavru bir kedi ile karşılaşmışlar. Kedi çok hastaymış. Elif annesine kediyi alıp eve götürelim demiş. Annesi de tamam demiş. Elif ile annesi kediyi küçük bir sepetin içine koymuşlar ve eve götürmüşler. Sonra kediye süt vermişler. Kedi kısa sürede iyileşmiş. Elif kedinin iyileştiğini görünce onunla oynamaya başlamış. Kediye ise Boncuk adını vermişler.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Hikayede kimler var ?

2. Elif ile annesi nereye gitmiş ?

3. Elif ile annesi pazara ne zaman gitmiş ?

4. Elifgil pazardan ne almışlar ?

5. Elif ve annesi pazardan dönerken ne ile karşılaşmışlar ?

6. Elif ve annesi kediyi neyin içine koymuşlar ?

7. Elif ve annesi kediyi eve götürünce ona ne vermişler ?

8. Elif ve annesi kediye ne ismini koymuşlar ?

ÇİFTLİKTEKİ HAYAT

Çilli horoz her sabah Güneş doğmadan öterdi. Çiftlikteki tüm hayvanlar horozun sesiyle uyanırdı. Sadece tembel ördek Vakvak uyanmazdı. Vakvak, sağır olduğu için horozun sesini duyamıyordu. Onun için geç uyanıyordu. Vakvak’ın sağır olduğunu Doktor Gulugulu hindi söylemişti. Gulugulu hindi yanında sürekli kitap taşırdı. Gulugulu hindi çok bilgiliydi.

1.Çilli horoz her sabah ne zaman ötermiş?

2.Çiftlikteki tüm hayvanlar kimin sesiyle uyanırmış?

3.Vakvak nasıl bir ördekmiş?

4.Vakvak ördek sabahları horozun sesiyle niçin uyanamıyormuş?

5.Okuduğunuz metnin başlığı nedir?

6.Gulugulu hindi yanında ne taşırdı?

7. Gulugulu hindinin mesleği nedir?

KÜÇÜK RENKLİ BALIK

Mavi denizlerde renkli,küçük bir balık yaşarmış. Küçük balık çok mutsuzmuş. Çünkü onun bir adı yokmuş.Bir gün yanına Yunus balığı gelmiş:
-Neden mutsuzsun, minik balık ? demiş.
-Benim bir adım olsun istiyorum.
Mavi Yunus, demiş ki:
-Senin çok güzel renklerin, çizgilerin var. Bundan sonra senin adın “Çizi“ olsun demiş.
Minik balık çok mutlu olmuş. Artık onun da bir adı varmış. Çizi, sevinçle mavi sulara dalmış.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Mavi denizlerde kim yaşarmış?

2. Küçük balık nerede yaşarmış?

3. Küçük balık neden mutsuzmuş?

4. Minik balığın yanına kim gelmiş?

5. Yunus balığa hangi adı koymuş?

6- Yunus neden bu ismi koymuş?

7- Minik balık suya nasıl dalmış?

KİTAP SEVGİSİ

Ayşe kitap okumayı severdi. Ne zaman çarşıya çıksa, kitapçıya da uğrardı. Masal, öykü ve bilmece kitapları seçerdi. Onları zevkle okurdu.
Ayşe, kitaplarını temiz kullanırdı. Önce onları kaplar, sonra etiket yapıştırırdı. Şimdiden pek çok kitabı olmuştu.
Annesi ve babası, ona bir kitap dolabı aldılar. Ayşe, kitaplarını dolaba yerleştirdi. Artık aradığı kitabı kolayca bulacaktı.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Metnin başlığı nedir?

2. Ayşe çarşıya çıktığı zaman nereye uğrardı?

3. Ayşe hangi kitapları seçerdi?

4. Ayşe, kitaplarını nasıl kullanırdı?

5. Annesi ve babası Ayşe’ye ne aldılar?

6. Ayşe kitaplarını nereye yerleştirdi?

7- Ayşe aradığı kitapları neden kolayca buluyordu?

KIRMIZI BALIK

Kırmızı balık, küçük bir gölde yaşarmış. Bir gün canı sıkılmış. Gezmeye çıkmış. Kendini bir derenin içinde bulmuş. Dere onu almış, denize götürmüş. Deniz çok büyükmüş. Masmaviymiş. Üstelik suyu da tuzluymuş.
Kırmızı balık, “Bu kadar gezdim, gördüm. Şimdi gölüme döneyim.” demiş. Yolda birçok tehlike atlatmış. Çok yorulmuş.
Güçlükle küçük göle dönebilmiş. Gördüklerini arkadaşlarına anlatmış. “Bir daha bilmediğim yerlere gitmeyeceğim.“demiş.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Kırmızı balık nerede yaşarmış?

2. Kırmızı balık neden gezmeye çıkmış?

3. Kırmızı balık gezmeye çıkınca kendini nerede bulmuş?

4. Dere onu nereye götürmüş?

5. Deniz nasıl bir yermiş?

6. Kırmızı balık geri dönünce arkadaşlarına ne demiş?

KEREM ve DİDEM

Bahar gelmişti. Tüm çocuklar kırlara koşmuş, uçurtma uçuruyorlardı. Kerem ve Didem de bir uçurtma yapmaya karar verdiler. Uçurtma yapmak için annelerinden uçurtma malzemesi istediler.
Kerem mavi, Didem ise kırmızı bir uçurtma yapmak istiyordu. Hemen işe koyuldular. İki saat sonra uçurtmaları hazırdı. Fakat tüm çabalarına rağmen uçurtmaları uçmuyordu. Çünkü ona kuyruk yapmayı unutmuşlardı.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Çocuklar uçurtmayı hangi mevsimde yaptılar?

2. Çocuklar uçurtmaları görünce ne yapmaya karar verdiler?

3. Çocuklar kırlarda ne yapıyorlarmış?

4. Çocuklar uçurtma yapmak için kimden malzeme istemişler?

5. Çocuklar ne renk uçurtma yapacakmış?

6. Çocuklar uçurtmayı ne kadar zamanda hazırlamışlar?

7. Çocukların yaptıkları uçurtma neden uçmamış?

KARGA İLE KOYUN

Kartal süzülüp koyun sürüsüne dalmış. Bir koyunu kapıp havalanmış. Bu durumu gören karga, kartala özenmiş. “Bunu ben de yapabilirim.” diye düşünmüş. Kanatlarını açmış, pençelerini germiş. Kartal gibi süzülerek bir koyunun sırtına konmuş. Koyunu kaldırmak istemiş, başaramamış. Çabaladıkça pençeleri koyunun yünlerine dolanmış. Karga ayaklarını kurtarmak istemiş, fakat kurtaramamış. Durumu gören çoban, kargayı yakalamış, ama bırakmamış. Evine götürüp kafese koymuş. Çoluk çocuğa göstermiş.
Kartala özenen zavallı karga, hem özgürlüğünü yitirmiş hem de gülünecek duruma düşmüş.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1.Parçada hangi hayvanların adı geçmektedir?

2.Adı geçen hayvanlardan hangileri evcil değildir?

3.Kartal ne yapmış?

4.Karga kime özenmiş?

5.Karga koyunu yakalamak isteyince ne olmuş?

6.Çoban kargayıne yapmış?

7.Karga, kartala özenince ne olmuş?

8.Sen çobanın yerinde olsaydın nasıl davranırdın?

9.Karganın kartala özenmesi doğru mudur?

10.Sen karganın yerinde olsaydın nasıl davranırdın?

KARA KARGA

Bir gün Nasrettin Hoca ile karısı dere kıyısına gitmişler. Orada çamaşır yıkayacaklarmış.
Ateşi yakmışlar.Kazanı üstüne oturtmuşlar.Tam
o sırada bir karga gelmiş.Sabunu kapıp havalanmış. Hoca’nın karısı
üzgün üzgün:
-Yetiş Hoca! Sabun gidiyor,diye bağırmış.
Hoca, karganın arkasından bakmış:
-Üzülme hanım.Baksana,üstü başı kapkara. O bizden daha kirli. En
iyisi o temizlensin, demiş.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Hoca ile karısı çamaşırı nerede yıkayacaklarmış ?

2. Sabunu kim kapmış?

3. Karga sabunu neden kapmış olabilir?

4. Hoca, karganın arkasından bakarak ne söylemiş?

5. Hoca, karısına neden böyle bir cevap vermiş olabilir?

KAPIYA SAHİP OLMUŞ

Hoca, çocukken bir sabah annesi, onu yanına çağırmış…
“Oğlum, biz komşularla göl kıyısında çamaşır yıkayacağız. Bugünlerde hırsızlar çoğaldı. Sen burada kal da eve kapıya sahip ol, aman evladım, göreyim seni!” demiş.
Annesi gittikten bir süre sonra komşulardan biri gelerek :
“Annene söyle, akşama size geleceğiz.” demiş.
Küçük Nasreddin, ne etsin de bu haberi annesine ulaştırsın?.. Düşünmüş, taşınmış, sonra kapıyı yerinden söktüğü gibi sırtlanmış ve göl kenarına varmış. Annesi bu hali görünce şaşırakalmış…
“Ne oluyoruz, yaptığın nedir senin?” diye bağırmış.
O da şu cevabı vermiş.
“Sen bana ‘Kapıya sahip ol’ demedin mi? Ben de oldum işte ! Hem senin isteğini yerine getirdim, hem de komşunun !.. “

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Hocanın annesi nereye gitmiş?

2. Annesi, Hoca‘ya ne yapmasını söylemiş?

3. Komşusu, Hoca‘ya ne demiş?

4. Küçük Nasreddin, kime haber götürmüş?

5. Annesi Hoca‘ya niçin kızmış?
JALE BAYRAMDA

Jale bu yılki şehrin kurtuluş bayramı törenlerini izlemeye stada babası ve dedesi ile gitti. Yol boyunca çeşit çeşit rengarenk flamalar ve gösteri ekiplerinin geçitlerini izlediler. Statta jet uçaklarının gösterileri de göz kamaştırıcı idi. Askerlerde törene katılmışlardı. Jale ilk defa jandarmaları bu törende görmüştü. Tören çıkışında dedesi ona renkli jelibonlardan da almıştı. Ne güzel bir törendi. Hele de havada uçuşan jetleri Jale asla unutmayacaktı. “Umarım seneye tekrar gideriz“dedi dedesine. “Peki“ dedi dedesi gülümseyerek.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Jale törene kimlerle gitti ?

2. Jale ilk defa törende kimleri görmüştü ?

3. Tören çıkışında Jale’ye dedesi ne almıştı ?

4. Jale törendeki neleri unutmayacaktı ?

5. Jale töreni izlemeye nereye gitti ?

EVİMİZ

Benim adım İrem. Okulun yanındaki evde oturuyoruz. Evimiz iki katlı ve sarı boyalıdır. Biz, ikinci katta oturuyoruz Evde babam, annem, ağabeyim, ablam ve ben beş kişiyiz. Babam polis olarak çalışıyor. Annem ev hanımı. Evdeki işleri yapıyor. Ağabeyim ve ben okula gidiyoruz.Küçük kardeşim ise oyun oynuyor.Derslerimiz bittikten sonra, evde anneme yardım ediyoruz.
Biz bir aileyiz. Birbirimizi çok seviyoruz.
Soru-1: Okuduğunuz parçayı anlatan kimdir?

Soru-2: İrem ‘ in evi nerededir?

Soru-3: Ev kaç katlı ve ne renk boyalıdır?

İKİ ARKADAŞ

İki arkadaş ormanda yürüyorlardı. Birdenbire önlerine bir ayı çıktı. Birisi koşup, bir ağaca tırmandı,kendini gizledi.
Öbürü ise ortada kalakaldı. Ne yapabilirdi ki?Daha önce ayının ölülere dokunmadığını duymuştu.Ancak yüzükoyun yere yatıp ölü taklidi yaparsa belki kurtulurdu.
Düşündüğünü de yaptı.
Ayı gelip onu koklamaya başlayınca da soluğunu tuttu.Ayı çekip gidince,ağaca tırmanan arkadaşı ağaçtan indi.Yanına geldi.Gülerek,
“Söylesene“dedi, “Ayı senin kulağına ne fısıldadı ?“
“Ne mi fısıldadı? Bana,arkadaşları tehlikedeyken kaçıp giden kişilerden sakınmamı söyledi!”

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Ormanda yürüyen kişiler kimlerdir?

2. Ayıyı görünce ne yapıyorlar ?

3. Ortada kalan niçin yere yatıyor ?

4. Yere yatan kişi ne zaman soluğunu tutuyor ?

5. Ağaçtaki adam yere inince nasıl davranıyor ?

6. Yerdeki adam,arkadaşına nasıl karşılık veriyor ?

HIRÇIN TAY

Bir tüccarın çok huysuz bir tayı varmış. Bir gün tüccar onu başkasına satmış. Satarken de söylemiş:
– Ben tayı çok ucuza satıyorum. Çünkü pek huysuzdur, demiş.
Tayı alan Cemal’in babasıymış. Onu çiftliğe götürmüş. Cemal, babası bir tay aldığı için çok sevinmiş.
İlk günlerde tay, ne Cemal’i ne de babasını yanına yaklaştırmış. Her fırsatta kaçıyormuş. Onu yakalayıp ahıra götürmeleri bile zor oluyormuş. Ama Cemal taya her zaman sevgiyle yaklaşmış. Babası onu yakaladığı zaman ona ot vermiş. Başını okşamış. Ona sevgi dolu sözler söylemiş.
Günler geçtikçe tay, Cemal’e alışmış. Cemal’in sevgisi, atın huysuzluğunu yenmiş. Artık tay çok uysalmış. O eski huysuz halinden eser bile kalmamış.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Tay nasılmış?

2. Huysuz tayı kim satıyor?

3. Tayı satın alan kimdir?

4. Tayı nereye götürmeleri zor oluyormuş?

5. Cemal taya nasıl yaklaşıyormuş

6. Babası tayı yakaladığında ona ne veriyormuş?

GEYİK İLE ASMA

Bir gün avcılar, bir geyiği ormanda sıkıştırırlar. Geyik avcılardan kaçarken sık yapraklı bir asmaya rastlar. Hemen asmanın yaprakları arasına saklanır. Avcılar, geyiği görmeden uzaklaşırlar. Ancak çok geçmeden geyik saklandığı asmanın yapraklarını yemeye başlar. Bu arada asmanın yaprakları iyice seyrekleşir.
Avcılar, geyiğin asma yapraklarını yerken çıkardığı sesi duyup geri dönerler. Yapraklar iyice azaldığı için geyiği gizleyemez. Avcılar hemen orada geyiği yakalarlar. Geyik de açgözlülük ve ihanetin cezasını çeker.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Avcılar geyiği nerede sıkıştırdılar?

2. Geyik avcılardan nasıl gizlendi?

3. Avcılar biraz uzaklaşınca geyik ne yaptı?

4. Avcılar niçin geri döndüler?

5. Geyik neyin cezasını çekti?

GECİKEN ÖDEV

Esra, okuldan geldikten sonra çantasını atıp dışarı çıktı. Çünkü arkadaşları oyun için onu bekliyorlardı.
Annesi bir ara Esra’ya ödevlerini hatırlattı. Esra, nasıl olsa zaman var yaparım diye düşündü.Ama zaman farkında olmadan geçiyordu.
Esra, hava karardıktan sonra eve geldi.Yemekten sonra biraz televizyon seyredeyim,dedi.Ödevleri halâ duruyordu.
Esra odasına gitti. Ödevlerini çıkardı ama bir yandan da esniyordu. Galiba çok uykusu gelmişti. Uzanarak ödev yapayım, dedi. Ama yorgunluktan uyuyakaldı .

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Esra,okuldan gelince çantasını ne yapmış ?

2. Esra’ya ödevlerini hatırlatan kimdir ?

3. Esra, nerede oynamaya çıktı ?

4. Esra ödevlerini niçin geciktirdi ?

5. Esra, ne zaman eve geldi ?

6. Esra ,ödevlerini nasıl yapmayı düşündü ?

DUYGU’NUN DOĞUM GÜNÜ

Duygu evlerinde bir doğum günü partisi verdi. Partiye Ali annesiyle birlikte geldi. Ali’nin annesi, Duygu’ya bir atkı örmüştü. Ördüğü atkıyı doğum günü partisinde Duygu’ya verdi. Duygu atkıyı alınca Ali’nin annesine teşekkür etti. Onu yanağından öptü. Parti çok güzel geçti. Duygu, Ali ve arkadaşları çok eğlendi.
ne kadar kurnaz olurlarsa olsunlar, bir gün elbet yakayı ele verirler.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Doğum günü partisi nerede oldu ?

2. Ali partiye kiminle birlikte geldi ?

3. Ali’nin annesi ne ördü ?

4. Ali’nin annesi kime atkı ördü ?

5. Ali’nin annesi atkıyı ne zaman Duygu’ya verdi ?

6. Duygu atkıyı alınca ne yaptı?

7. Parti nasıl geçti ?

DOĞUM GÜNÜ

Ayşenur’un doğum günü vardı. Ayşenur babasından balon almasını istedi. Babası Ayşenur’a 17 tane balon aldı. Bu balonlardan 4 tanesi patlak çıktı.
Ayşenur’un annesi balonları şişirmeye başladı. Şişirirken 3 balon daha patladı. Annesi geriye kalan balonlarla odayı süsledi.
Arkadaşları geldi. Çok eğlendiler. Ayşenur herkese teşekkür etti. Çok mutlu olduğunu söyledi.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Ayşenur babasından niçin balon istedi?

2. Babası Ayşenur’a kaç tane balon aldı. ?

3. Balonlardan kaç tanesi patlak çıktı.?

4. Annesi kaç balonları patlattı?

5. Toplam kaç balon patladı ?

6. Patlamamış kaç balon kaldı?

DALGINLIK

Cemil, o gün çok dalgındı. Akşam geç saatlere kadar oturduğu için uykusunu alamamıştı. Sabah uyanamadığı için okul servisi gitmişti. Koşarak karşıya geçmek istedi. Etrafına bakınmadığı için gelen otomobili fark etmedi. Cemil yerde yatıyordu. Kazayı ucuz atlatmıştı. Çünkü şoför, Cemil’i fark ettiği için hızını azaltmıştı. Cemil, on gün ayağı alçılı olarak yattı. Okula gidemediği süre içinde başına gelenlerin sebebini düşündü ve bütün hataların kendinde olduğunu anladı.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Cemil, niçin uykusuz kalmıştı?

2. Karşıdan karşıya geçerken ne yapması gerekirdi?

3. Cemil, kazayı niçin ucuz atlatmıştı?

4. Cemil, kaç gün okula gidemedi?

5. Cemil’in yaptığı yanlışlar nelerdir?

ÇOMAR

Çomar Ali’nin köpeğiydi.Ufacık ,sevimli mi sevimli bir köpekti.Ali’nin babası, Çomar için küçük bir kulübe yaptı. Çomar kulübesini çok sevdi.Çomar için yemek tası aldılar.İçine yemek koydular.Kasaptan kemik aldılar.Çomar’a kemik verdiler.Çomar çok sevindi.Oturdu kemiğini yaladı

1.Çomar kimin köpeğiydi?

2.Çomar nasıl bir köpekti?

3.Ali’nin babası Çomar’a ne yaptı?

ÇOCUK PARKI

Salih’lerin evinin hemen arkasında kaydıraklı, kum havuzlu, salıncaklı güzel bir çocuk parkı varmış. Bu parkta çocuklar her gün neşeyle oynarlarmış. Günlerden Salı günü parkın önüne mahallenin kötü çocukları gelip parktaki tüm oyuncakları kırmaya çalışmışlar. İçlerinden bir tanesi sarı salıncağın iplerini kesmeye çalışırken birden sarı salıncak ona bu yaptığının yanlış olduğu söylemiş. Mahallenin kötü çocukları salıncağın konuştuğunu görünce korkup hemen kaçmışlar. Oysa konuşan salıncak değil, ağacın arkasında gizlenmiş olan Salih’miş.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Hikayemizin adı neymiş ?

2. Çocuk parkı neredeymiş ?

3. Çocuk parkında kaydıraktan başka neler varmış ?

4. Hangi gün kötü çocuklar parka gelmişler ?

5. Parkta ağacın arkasına saklanarak çocukları korkutan kimmiş ?

ÇOBAN İLE KURT

Kurt bir türlü sürüye yaklaşıp da karnını doyuramaz olmuş. Nasıl edip, ne yapayım da sürüye yaklaşayım diye düşünürken, aklına çoban olmak gelmiş. Hemen kendisine bir kepenek bulmuş, eline uzun bir değnek almış. Gerçek çobandan hiç farkı yokmuş.
‘’Kılığım gibi sesimi de benzetmeliyim.’’ demiş. Fakat çoban gibi seslenmeyi becerememiş. Seslenince sesi gümbür gümbür gümbürdemiş, kurdun sesini duyan çoban ve köpekler uyanmışlar. Üzerindeki kepeneğin ağırlığından hızlı kaçamayan kurdu yakalayıp, ağaca bağlamışlar. Kurdun haline gelen giden hayvanlar gülmüşler.
Sahtekârlar ne kadar kurnaz olurlarsa olsunlar, bir gün elbet yakayı ele verirler.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Kurt nereye yaklaşamamış ?

2. Kurt kime benzemek istemiş ?

3. Kurt hangi yönüyle çobana benzeyememiş ?

4. Çoban ve köpekler kurdu ne yapmışlar ?

5. Kurt üzerine ne giymişti ?

6. Çobanın yerinde sen olsaydın kurda ne yapardın?

ÇİRKİN ÖRDEK

Sıcak bir yaz günü Anne Ördek sabırla yumurtalarının kırılmasını bekliyordu. Vakit tamamlanınca ördek yavruları yumurtalarından çıkmaya başladılar. Fakat en son ve en büyük yumurta bir türlü kırılmıyordu. Sonunda yumurtanın beyaz kabuğu çatladı. Diğerlerinden daha siyah ve çirkin olan ördek yavrusunun küçük kafası göründü. Anne ördek yeni doğan yavruya bakarak ; “………………………………………………..” dedi. Zaman ilerliyordu ama ördek yavrusunun rengi hala siyahtı. Kümesteki hindi ve horoz onunla alay ediyorlardı. Ama Çilli Tavuk ona çok iyi davranıyordu.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Yumurtanın kırılmasını bekleyen kimdir?

2. En son kırılan yumurta nasıl bir yumurtadır?

3. Yumurtadan son çıkan yavru ördeğin diğer ördeklerden farkı nedir?

4. Metinde boş bırakılan noktalı yere sizce ne yazılması gerekir?

5. Çirkin ördek yavrusu nerede yaşıyormuş?

6. Anne ördek yumurtanın kırılmasını ne zaman bekliyormuş?

7. Yavru ördekle kimler alay ediyorlarmış?

ÇİL HOROZ

Küçük bir kümeste yalnız yaşayan benekli bir horoz varmış. Sahibi Hasan amca, ona beneklerinden dolayı ‘Çil Horoz’ adını vermiş.
Çil Horoz, kümeste yalnız yaşadığı için mutlu değilmiş. Evin küçük kızı Betül,horozun mutsuzluğunu fark etmiş.
Birgün, babaannesinin kümesinden getirdiği bir tavuk ve üç civcivi kümese bırakarak horoza sürpriz yapmış.
Ertesi sabah horozun üüürüüüüü sesiyle uyanan Betül, koşarak kümese gitmiş. Çil Horoz, Betül’ü görünce sanki mutluluğunu anlatmak ister gibi uzun uzun ötmüş. Betül, horozun mutluluğunu görünce hiçbir canlının yalnız yaşayamayacağını öğrenmiş.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Hikayenin başlığı nedir?

2. Çil Horoz niçin üzgünmüş?

3. Horozun mutsuzluğunu kim fark etmiş?

4. Betül, Çil Horoz’a nasıl bir sürpriz yapmış?

5. Betül neyi öğrenmiş?

ÇİÇEKLERİN DİLİ

Bir gece rüyamda kendimi yemyeşil, çiçekli bir kırda gördüm. Papatyalar, menekşeler, mosmor düğme çiçekleri daha adını bilmediğimiz bir sürü çiçekler arasındaydım. Hangisine bir arı konup kalksa, o daha da bir güzelleşiyordu. Yaprakları ışık saçmaya başlıyordu. Dünya kocaman bir bahçe ben de o bahçenin ortasındaydım. Yıldızlar ışıl ışıl kanatlı arılar gibi gözlerimin önünden uçuşuyordu.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Çocuk rüyasında kendisini nerede görmüş?

2. Çocuğun rüyasında gördüğü çiçeklerin isimlerini yazınız?

3. Öyküde geçen düğme çiçekleri ne renktir?

4. Öyküde geçen hayvanımızın adı nedir.?

5. Çocuk dünyayı neye benzetiyor?

6. Işıl ışıl kanatlı arılara benzetilen şeyler nelerdir?

BİLGİN

Bilgin, sürekli açıkgözlülüğü ile övünen bir çocuktu. Sinemada bilet alırken, otobüs, dolmuş beklerken, sıraya girmekten hiç hoşlanmazdı. Alışveriş yaptığı dükkanlarda da kasa önlerinde sıra beklemezdi. Hemen, bekleyenlerin arasına dalardı. Ne yapar eder, öne geçmenin, işini tezden bitirmenin yolunu bulurdu.
Onun küçüklüğünden beri “ Açıkgöz” olmaya özendiren ailesi de oğullarının bu özelliğiyle övünür dururlardı.
Bilgin, o yıl beşinci sınıfa geçiyordu. Okulunun kapanmasına az bir süre vardı. Bir gün, sınıfça Sirkeci’den trene binip Florya’ya geziye gittiler. Oradaki piknik yerine yayıldılar. Neşe içinde koştular, oynadılar. Sonra çıkanlarını açtılar. Güle oynaya azıklarını yemeğe başladılar.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Bilgin, ne ile övünürdü?

2. Bilgin, ne yapmaktan hoşlanmazdı?

3. Bilgin, ne zaman geziye gitti?

4. Bilgin, kimlerle geziye gitti?

5. Bilgin, nasıl bir çocuktu?

6. Bilgin’i “Açıkgöz” olmaya özendiren kimdi?

ARTIK OKUYORUM

Okumayı bilmiyordum. Yazı yazamıyordum. Sayıları tanımıyordum. Okula başladım. Okumayı öğrendim. Artık her şeyi yazıyorum. Sayıları tanıyorum. Okuyabilmek çok güzel. Her şeyi yazabilmek çok güzel. Okul daha da güzel.
Okumayı bana öğretmenim öğretti. Yazmayı öğretmenim öğretti. Ben okuyunca öğretmenim çok sevindi. Annem ve babam da çok sevindi. Ben de çok sevinçliyim. Artık okuyorum ve yazıyorum. Yaşasın okul!

Soru-1: Öğrenci okula gitmeden neleri yapamıyormuş?

Soru-2: Öğrenciye okumayı ve yazmayı kim öğretmiş?

Soru-3: Öğrenciye göre güzel olan şeyler nelermiş?

BİLGE İLE NESLİHAN

Bilge ile Neslihan bahçede geziyorlardı. Bir portakal ağacı gördüler. Portakal ağacının yanına gittiler. Portakallardan olgunlaşanlar yere düşmüştü.
Bu portakallardan Bilge, dokuz tane topladı. Neslihan altı tane topladı. Topladıkları portakalları bir sepete koydular. Eve dönüyorlardı. Yolda Saadet’i gördüler. Portakalların beş tanesini Saadet’e verdiler. Saadet Bilge ile Neslihan’a teşekkür etti.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Bilge ile Neslihan nerede geziyorlardı?

2. Bilge kaç portakal topladı?

3. Neslihan kaç portakal topladı?

4. Sepete kaç tane portakal koydular?

5. Saadet’e kaç portakal verdiler?

6. Geriye kaç portakalları kaldı?

BEYAZ SİNCAP

Dün yazlıktaki evin bahçesinde kendi kendime oturmuş karım Fatoş’un pişirdiği çayı yudumluyordum.
Dikkatimi ağaçtaki yuvasından hızla inip tekrar ürkek bir şekilde ağaçtaki yuvasına doğru çıkmaya çalışan küçük beyaz bir sincap çekti.
Ürkek olması onu daha bir şirin yapmıştı. Kızım Ayşegül ona doğru bir fındık attı. İşte bu fındıktan sonra beyaz sincap artık evimizin bir üyesi oldu.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Adam, bahçede ne yapıyormuş?

2. Adam, sincabı nerede görmüş?

3. Hikayedeki sincabın özelliği neymiş?

4. Ayşegül, sincaba ne atıyor?

5. Hikayedeki adamın karısının adı nedir?

BEN VE ATAKAN ABİM

Ben altı yaşında okula başladım. Atakan abim ise yedi yaşında başladı. Abim hasta olduğu için okula bir yıl geç başlamış. Ben büyüyünce öğretmen olacağım. Atakan abim ise bilgisayar mühendisi olmak istiyor.
Abim çok şişman. Bense çok zayıfım. Babam, abime zayıflaması için bisiklet aldı.
Biz köyde yaşıyoruz. Köyde bisiklet sürmek kolay olmuyor. Şehirdeki çocuklar köyü çok seviyorlarmış. Biz de şehri çok seviyoruz.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Atakan’ın kardeşi okula ne zaman başlamış?

2. Atakan’ın babası Atakan’a ne almış?

3. Atakan‘ın ailesi nerede yaşıyormuş?

4. Atakan okula niçin bir yıl geç başlamış?

5. Atakan’ın kardeşi nasıl bir çocukmuş?

6. Kim köyü çok seviyormuş?

7. Atakan, büyüyünce ne olmak istiyormuş?

BEN EĞİLMEM

Mustafa Kemal’in çocukluk arkadaşı Asaf İlbay, okula gittiği günlere ilişkin iki anısını şöyle anlatır : “Evimizin bahçesi büyüktü. Sık sık mahalle arkadaşları toplanır ve o zamanlar Selanik’te pek yaygın olan ‘mancık’ oyunu oynardık. Bu bir tür ‘birdirbir’ oyunuydu. Bir kişi eğiliyor, öbürleri sırayla onun üzerinden atlıyorlardı. Mustafa oyuna katılmazdı ancak izlemeye de bayılırdı. Bir gün kararlaştırdık. Mustafa’yı yaka paça zorla oyuna soktuk. Sırayla hepimizin üzerinden atladı. Eğilme sırası kendisine gelince de dimdik durarak “Haydi atlayın!” dedi. Biz başını yere eğmesi için ısrar ettikçe “Ben eğilmem. Böyle atlarsanız atlayın.” diyordu. Bir türlü başını eğdiremedik.

( Aşağıdaki soruları yukarıdaki parçaya göre yanıtlayınız.)
1. Atatürk’ün çocukluk arkadaşı kimdir?

2. Bu anı ne zaman yaşanmıştır?

3. Oyunu nerede oynamışlar?

4. Çocukların oynadıkları oyunun adı nedir?

5. Çocukların oynadıkları oyun nasıl oynanmaktadır?

6. Arkadaşları Mustafa’yı nasıl oyuna sokmuşlardır?

7. Eğilme sırası Mustafa Kemal’e gelince ne yaptı?

8. Israrla başını eğmesini isteyen arkadaşlarına ne söyledi?

9. Okuduğunuz yazının başlığı nedir?

BEDAVACI SİNCAP

Kuşlar cevizi çok severlermiş. Cevizleri kırmak için özel yöntemleri varmış. Önce dallardan birer ceviz koparıp gökyüzüne uçarlarmış. İyice yükseldikten sonra, gagalarındaki cevizi aşağı bırakırlarmış. Cevizler yere düşünce kırılır, onlar da iner, içini yerlermiş. Fakat bir gün, ortaya bir sincap çıkmış. Bu sincap, çalışmayı sevmezmiş. Kuşların yüksekten bıraktığı cevizleri, onlardan önce yermiş.
Çalışkan kuşlar, bedavacı sincaptan kurtulmanın yolunu bulmuşlar. Gagalarına acı bir meyve alıp havalanmışlar ve yere bırakmışlar. Bu meyveyi ceviz sanan sincap, hemen ağzına almış ve oracıkta bayılmış.
Bir zaman sonra aklı başına gelmiş. Bir daha başkalarının hakkına el uzatmamaya yemin etmiş.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Kuşlar, hangi meyveyi seviyormuş?

2. Kuşların kırdığı cevizi hangi hayvan kapıyormuş?

3. Kuşlar, ceviz kırma işini nasıl yapıyorlar?

4. Kuşlar, sincaba nasıl bir ceza vermişler?

5. Sincap acı meyveyi yiyince ne olmuş?

BATUHAN

Batuhan okul bahçesinde gezinirken yere atılmış boş bir bisküvi paketi gördü. Onu yerden alarak çöp kutusuna attı.
O sırada Fuat öğretmen okulun ikinci katındaki penceresinden bahçeye bakıyordu. Batuhan’ın bu davranışını çok beğendi.
Hemen pencereyi açarak yanına çağırdı.
– Aferin Batuhan ! Sen ne akıllı bir çocuksun Herkes senin gibi olsa okulumuz pırıl pırıl olurdu, dedi.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Batuhan nerede geziyordu ?

2. Batuhan bisküvi paketini ne yaptı ?

3. Batuhan’ı kim gördü ?

4. Öğretmen Batuhan’a ne dedi ?

BARIŞIN HATASI

Barış öğle yemeğini bitirmişti. Meyve tabağından bir elma ile mandalina aldı, balkona çıktı. O gün okulda çok bunalmıştı. Öğretmen, iki derste sürekli özet yazdırmış, teneffüse çıkarmamıştı. Bir yandan elmayı kemiriyor, bir yandan çevreye bakıyordu. Oturdukları yapı, on altı katlı, yetmiş daireliydi. Onlar on ikinci katta oturuyorlardı. Balkona çıkınca kendini uçmakta sayardı. Çevresinde ne varsa oyuncak gibi görüyordu. Bu ilginç görünüme dalarak, elmasını bitirdi, koçanını aşağıya attı, mandalina soymaya başladı.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Barış meyve tabağından hangi meyveleri aldı?

2. O gün okulda ne yaptılar?

3. Barışın oturduğu ev kaç katlıydı?

4. Barış kaçıncı katta oturuyordu?

5. Barış yediği elmanın koçanını ne yaptı?

HOCA NE ARIYOR?

Bir gece Nasrettin Hocayı uyku tutmamış. Kalkıp sokağa çıkmış. Gece yarısı Hoca’nın dolaştığını gören bekçi sormuş:

– Hayrola Hocam! Bu geç vakitte sokakta ne arıyorsun?

– Uykum kaçtı da, onu arıyorum, diye karşılık vermiş.

Soru-1: Nasrettin Hoca sokağa ne zaman çıkmış?

Soru-2: Hoca’yı sokakta kim görmüş?

Soru-3: Hoca sokakta ne arıyormuş?

Doğru tümceler için (D), yanlış tümceler için (Y) yazınız.
( ) Nasrettin Hoca’yı uyku tutmamış.
( ) Süt içmiş, uyumuş.
( ) Sokağa çıkıp dolaşmış.
( ) Bekçi, Hoca’yı görmüş.
( ) Hoca, bekçiden kaçmış.

AÇIL SUSAM AÇIL

Buse, okumayı yeni öğrenmişti. Artık her şeyi okuyabiliyordu. Annesi sokakta ona dükkanların, lokantaların adını soruyordu. O, okudukça seviniyor, sevindikçe daha çok okuyordu.
‘’Okumak ne güzel!’’ diye düşündü. Masallar, öyküler, şiirler daha neler neler… Hepsini okumak istiyordu. Okuyup öğrenecek, her şeyi bilecekti. Okumak, masaldaki ‘’ açıl susam açıl ‘’ sözü kadar sihirliydi. Yazılar dilleniyor, resimler canlanıyordu.

Soru-1: Buse neyi öğrenmiş?

Soru-2: Buse neleri okumak istiyor?

Soru-3: Buse, her şeyi nasıl öğrenecekmiş?

BALIKÇIL

Bir gün balıkçıl uzun bacakları üzerinde, akarsu kenarında dolaşıyordu. Beklemek hiç hoşuna gitmiyordu. Beğenmezdi öyle basit yemekleri. Kendi kendine:
‘’Sazana mı kaldı benim gibi kuşların beyi?’’
O böyle düşünürken, sazan da ortalıktan kayboldu. Bir kaya balığı belirdi suda. Balıkçıl burun büktü.
‘’Bu adi balığa mı kaldım? Onunla nasıl doyarım? Yerimden bile kıpırdamam. ‘’ dedi.
Kaya balığı da suyun içinde kaybolup gitti. Suda tek balık bile kalmamıştı. Balıkçılın karnı iyice acıkmıştı. Ne bulsa yiyecekti. Her balığa kendince bir kusur bulan balıkçıl, o günü aç karnına geçirdi. O günden sonra yiyecek seçmemeyi, elindekiyle yetinmeyi öğrendi.
Elimizdeki fırsatları küçük görmemeli ve iyi değerlendirmeliyiz.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Balıkçıl nerede dolaşıyordu ?

2. Balıkçıl neden bekliyordu ?

3. Balıkçıl önce hangi balığı beğenmedi ?

4. Balıkçılın beğenmediği ikinci balık neydi ?

5. Sen balıkçılın yerinde olsan nasıl davranırdın ?

AYŞE ve KİTAPLARI

Ayşe, kitap okumayı severdi. Ne zaman çarşıya çıksa kitapçıya da uğrardı. Masal, öykü ve bilmece kitapları seçerdi. Onları zevkle okurdu.
Ayşe, kitaplarını temiz kullanırdı. Önce onları kaplar, sonra etiket yapıştırırdı. Şimdiden seksen tane kitabı olmuştu.
Annesi ve babası, ona bir kitaplık aldılar. Ayşe, kitaplarını kitaplığa yerleştirdi. Ayşe kitaplığa önce bilmece kitaplarını yerleştirdi. Artık aradığı kitabı kolayca bulacaktı.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Ayşe ne yapmayı seviyordu?

2. Ayşe çarşıya çıktığında nereye uğrardı?

3. Ayşe kitapçıdan hangi kitapları seçerdi?

4. Ayşe kitapları nasıl kullanırdı?

5. Ayşe’nin kaç tane hikaye kitabı olmuştu?

6- Anne ve babası Ayşe’ye ne almıştı?

7- Ayşe kitaplarını nereye yerleştirdi?

AYŞE TEYZE

Ayşe teyze, akşama pişireceği mantının hazırlığı ile meşguldü. Odanın fazla ısındığını düşünerek:
__ Murat dedi. Yavrum ellerim hamurlu, şu sobayı kapatır mısın? Murat :
__ Tabi anneciğim, diye karşılık verdi. Elindeki kitabı köşe yastığının üzerine koydu. Sobaya doğru yürüdü. Yavaşça sobanın ağzını kapattı. Divana oturacağı sırada :
__ Anneciğim, köyümüze hiç böyle kar yağdığını görmedim. Dünkü tipiden sonra baksana hava nasıl da güneşli, dedi.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Ayşe teyze akşam için ne hazırlıyordu ?

2. Ayşe teyze, sobanın ağzını niçin kapattırdı ?

3. Ayşe teyze ve Murat nerede yaşamaktadırlar ?

4. O gün hava nasılmış ?

5. Sobanın ağzını kim kapattı ?

6. Tipi ne zaman olmuş ?

AYÇA PARA BİRİKTİRİYOR

Ayça’nın pek çok oyuncağı vardı. Ama hep yeni bir oyuncak daha istiyordu. Annesi bir gün ona kumbara verdi:
– Artık sana oyuncak almayacağım. Ama istersen bu kumbarayı al. Harçlığından artırdığın paraları biriktir. İstediğin oyuncağı al, dedi.
Ayça bu fikri sevdi. Kumbarayı aldı. Artan parasını her gün kumbarasına attı. İki hafta sonra kumbarasını açtı. Çıkan paraları alıp oyuncakçıya koştu. Pilli bir tren veya ağlayan bebek almak istiyordu.
Oyuncakçı, Ayça’ya:
– Bu paralarla sadece bir top alabilirsin, dedi.
Ayça, “Onca zaman para biriktirdim. Bir top için harcamaya kıyamam. “ diye düşündü. Paralarını alıp eve döndü. Para biriktirmeye devam etmeye karar verdi.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Hikayenin kahramanları kimlerdir?

2. Ayça hep ne istiyormuş?

3. Annesi, Ayça’ya ne veriyor?

4. Ayça kumbarasını ne kadar zaman sonra açtı?

5. Ayça, oyuncakçıdan ne almak istiyordu?

6. Oyuncakçı, Ayça’ya parasıyla ne alabileceğini söylüyor?

ASLANIN DAVETİ

Aslan ormandaki hayvanları sarayına davet etmiş. Hem onlarla tanışmak, hem de ormanın sorunlarını konuşmak istiyormuş.
İlk olarak içeri giren ayı, saraydaki kokuyu beğenmemiş. Eliyle burnunu tutup yüzünü buruşturmuş. Ağzından da “Öffff çok pis kokuyor.” Sözleri dökülmüş. Aslan bu işe çok kızmış. Sarayını kötüleyen ayıyı bir pençede yere serip öldürmüş.
İkinci olarak saraya giren maymun, olanları gördüğü için “Efendim sarayınız mis gibi kokuyor.” Demiş. Aslan maymuna da kızmış. Abartıyor, bana şirin görünmek istiyor diyerek, bir pençede maymunun da işini bitirmiş.
Bütün bu olayları gören tilki aslanın huzurunda tek bir söz bile söyleyememiş. Bu kez aslan sormuş.“Söyle bakalım sarayımı beğendin mi? Kokusu nasıl? Tilki işi kurnazlığa vurarak. “Sayın kralım ben bu günlerde nezle olmuşum da burnum koku almıyor. “ Demiş.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Aslan, sarayına kimleri davet etmiş ?

2. Aslan, neden davet düzenlemiş ?

3. Saraya ilk olarak giren ayı, ne yapmış ?

4. Ayının hareketi karşısında aslan, ne yapmış ?

5. Ayının başına gelenleri gören maymun, ne yapmış ?

6. Ayının ve maymunun başına gelenleri gören tilki, ne yapmış ?

AT ile KURT

Atın biri çayırda otlarken, uzaktan bir kurdun geldiğini görmüş. Kurdun kendisini yiyeceğini anlayınca yalancıktan topallamaya başlamış. Kurt iyice yaklaşmış:
-Ne oldu sana böyle, niçin topallıyorsun? diye sormuş.
At:
-Bir tarladan geçiyordum, ayağıma diken battı. Beni nasıl olsa yiyeceksin. Bari şu dikeni çıkar da ağzını acıtmasın, demiş.
Kurt, dikeni çıkarmak için atın ayağını kaldırmış. Dikeni aramaya başlamış. Tam o sırada at, kurdun ağzına bir çifte vurmuş. Kurdun dişlerini döküvermiş. At arkasına bakmadan oradan uzaklaşmış. Ağzı burnu kan içinde atın gidişini seyreden kurt:
-Oh olsun bana. Kasaplık dururken, doktorluk benim neyime, demiş.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Hikayede hangi hayvanlar var ?

2. At çayırda ne yapıyormuş ?

3. At niçin topallamış ?

4. At, kurdun neresine vurmuş ?

5. Atın kaçışını seyreden kurt ne demiş ?

ASLAN AYI BİR DE TİLKİ

Aslanla ayı bir ceylan avlamışlar, bir türlü ceylanı paylaşamıyorlarmış. Sen yiyeceksin ben yiyeceğim derken kıyasıya bir kavgaya tutuşmuşlar. Bir süre sonra ikisi de yorgunluktan bitkin düşmüşler. Derken, oradan geçmekte olan tilki, aslanla ayının bitkin bir şekilde yattığını görünce, ceylanı kaptığı gibi götürmesi bir olmuş.
Aslanla ayı avlarının göz göre göre ellerinden alındığını görmüşler ama yerlerinden doğrulacak güçleri yokmuş.
‘’Şu dünyanın işine bak, avlamak için biz yorulduk, paylaşmasını beceremeyince tilki alıp götürdü.’’ demişler.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1.Aslanla ayı ne avlamışlar?

2.Parçada kaç hayvandan söz edilmektedir?

3.Parçada hangi hayvanlar kavga etmektedir?

4.Aslan ile ayı neden kavga etmektedir?

5.Oradan hangi hayvan geçiyormuş?

6.Aslanla ayı ne durumdalarmış?

7.Tilki ne yapmış?

8.Aslanla ayının davranışını nasıl değerlendiriyorsun?

9.Tilkinin davranışını nasıl değerlendiriyorsun?

ASLAN İLE KURBAĞA

Yeşil kurbağa çok kendini beğenmişti.Her şeyi bildiğini sanırdı.Bir gün aslanla iddiaya girdi.
Aslan ona bir bilmece soracaktı.Cevabını bilemezse başına şapka giyecekti.Akşama kadar şapkayla dolaşacaktı.Aslan bilmeceyi sordu.Kurbağa doğru cevap veremedi.Akşama kadar şapkayla dolaştı.
Sorular:
1.Kendini beğenen hayvan hangisidir?

2.Kurbağa kiminle iddiaya girdi?

3.Kurbağa cevabı bilemezse cezası ne olacaktı?

4.Kurbağa bilmeceye doğru cevap verdi mi?

ASLAN İLE FARE

Aslanın biri uyuyormuş. Bir fare gelip vücudunun üzerinde dolaşmaya başlamış. Aslan uyanmış, fareyi yakalamış. Ama fare başlamış yalvarmaya:
_ Bırak beni. Gün olur, benim de sana bir iyiliğim dokunur, demiş. Aslan gülmüş bu söze. Gene de bırakmış fareyi.
Aradan zaman geçmiş. Bir gün aslan, avcıların kurduğu tuzağa düşmüş. Gelmişler, onu bir ağaca sımsıkı bağlamışlar.
Fare, aslanın inlemelerini duymuş, koşarak gelmiş. İpleri kemirip aslanı kurtarmış. Bunun üzerine de:
_ Vaktiyle sen bana gülmüştün. Benden bir hayır beklemiyordun. Ama gördün ya, fareler de iyilik bilir. Onların da bir yardımı dokunabilir, demiş.
Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Aslan fareye niçin kızmış?

2. Aslan fareyi yakalayınca, fare ne yapmış?

3. Aslan farenin sözüne neden gülmüş?

4. Fare aslanı nasıl kurtarmış?

5. Parçadaki son konuşmayı kim yapıyor?

6. Okuduğunuz hikayede kimler var ?

ARKADAŞLIK

Derya cumartesi günü annesinden izin alarak evlerinin karşısındaki parka gitti. Salıncakta sallanırken yanındaki salıncağa gelen sarışın kızı fark etti. Ona dönüp:
—Merhaba, benim adım Derya. Daha önce seni hiç buralarda görmedim. Bu mahalleye yeni mi taşındınız? dedi.
Sarışın kız:
—Evet. Benim adım Meltem. Yolun sonundaki bahçeli eve taşındık, dedi.
Meltem Derya’yı çok sevmişti. Ona bahçelerinde beslediği Karabaş’ı ve odasındaki akvaryumu anlattı. Derya da Meltem’e evde beslediği muhabbet kuşundan bahsetti. İki arkadaş çok iyi anlaştılar.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Derya parka hangi gün gitti?

2. Orada kiminle tanıştı?

3. Derya Meltem’e ne sordu?

4. Meltem evinde hangi hayvanları besliyormuş?

5. Evde beslenen başka hangi hayvanlar vardır ?

ALAGEYİK

Avcıyı gören alageyik bütün gücüyle kaçıyormuş. Alageyik asmalardan birinin altına saklanmış. Avcılar görmeyip gitmiş.
Alageyik tehlike geçince. Taze, yeşil asmaya dayanamamış, başlamış kemirmeye. Hatır hutur yerken, sesi avcının kulağına erişmiş.
-Yakında bir yerde bir av var galiba, demiş. Oklarını çıkarıp yayına geçirmiş gerip atmış. Ok alageyiğin yüreğine saplanmış ve yere yıkılmış.
Ölürken:
– Bunu hak ettim, demiş alageyik. Asmaya sığınıp canımı korudum, sonra onun iyiliğine karşılık yapraklarını, filizlerini yedim. İyiliğe karşı kötülük ettim.
İyiliğe iyilikle karşılık vermeliyiz.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Alageyik kimi görmüş ?

2. Avcıyı gören alageyik ne yapmış?

3. Alageyik kaçmak için nereye saklanmış?

4. Alageyik nasıl vurulmuş?

5. Alageyik yaptığı hata için pişman olmuş mu?

AKLIN VARSA GÖLE KOŞ

Hoca, bir gün kırlardan topladığı çalı çırpıyı eşeğine yükleyip evine götürürken :
-Acaba, yaş çırpı da kurusu gibi yanar mı? diye düşünür ve şeytana uyarak çakmağını çakar ve alevi çalı çırpıya dokundurur.Aralarında kuru-ları da bulunan çalı çırpı hemen alev alır.
Eşekte bir korku, bir telaş, huzursuzluktur başlar.Anıra anıra, çifte ata ata dört nala koşmağa başlar.Hoca da arkasından olanca gücüyle bağırır :
-Aklın varsa göle koş!

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Hoca, eşeğine ne yüklemiş?

2. Hoca, ateşi neden çalı çırpıya dokundurmuş?

3. Çalı çırpı neden tutuşmuş?

4. Eşek yanmaya başlayınca ne yapmış?

5. Hoca, eşeğe nereye koşmasını söylemiş?

İKİ EŞEK

Köylünün biri sahip olduğu iki eşekten birisine tuz, diğerine de sünger yükleyip pazarın yolunu tutmuş. Tuz yüklü eşek yükünün ağırlığı ile zor yürüyor, nerede ise yere düşecekmiş gibi oluyordu. Oysa sünger yüklü eşek rahatmış. Üzerinde efendisi olduğu halde zorluk çekmeden yürüyebiliyormuş. Diğer eşeğe de hiç acımıyormuş.
Dağlar tepeler aşıp sonunda bir nehre varmışlar. Tuz yüklü eşek yorgun olmasına rağmen nehri kolayca geçmiş. Çünkü suya girince üzerindeki tuzlar eriyip yok olmuş. Karşıya geçtiğinde ise keyfine diyecek yokmuş. Bunu gören sünger yüklü eşek de girmiş suya. Ama o da ne? Sırtındaki süngerler suyu çektikçe eşeğin yükü ağırlaşıyormuş.
Eşek giderek batmaya başlayınca üzerindeki efendisi “İmdaaat” diye bağırmaya başlamış. O sırada yoldan geçen birisinin yardımıyla eşek de, efendisi de zor kurtulmuşlar. Yolculuğun geri kalan bölümünde ise tuz yüklü eşek rahat rahat yürürken sünger yüklü eşek sıkıntı çekmiş.

SORULAR
1-Metinde geçen dört karakteri (kişi) yazar mısın?

2-Köylü eşeklerine ne yüklemiş?

3-Köylü nereye gidiyormuş?

4-Hangi eşek çok yorulmuş?

5-Nehri geçerken sünger yüklü eşek neden zorlanmış?

6-Köylüyü ve eşeği kim kurtarmış?

7-Yolculuğun geri kalanını hangi eşek rahat yürümüş? Neden?

GÖRMEYEN ADAM VE ÇOCUK

Bir akşam üstü çocuğun biri, köy yolunda gözleri görmeyen bir adama rastladı. Adamın sırtında kocaman bir çuval, elinde de yanan bir fener vardı.
Çocuk:“Senin gözlerin zaten görmüyor. Neden o feneri taşıyorsun” diye sordu. “Görmediğine göre ışık ne işine yarar ki?”
Görmeyen adam: “Ah sevgili çocuk, çok işime yarıyor” diye cevap verdi.
“Bu feneri taşıyorum ki, dikkatsiz insanlar ışığı görüp de gelip bana çarpmasınlar”.

SORULAR
1-Hikayede kimler geçiyor? Yazalım.

2-Çocuk kimle karşılaşıyor?

3-Çocuk görmeyen adama nerede rastlıyor?

4-Adamın elinde ne var?

5-Çocuk adama ne soruyor?

6-Adam feneri neden taşıyormuş?

KARINCA İLE GÜVERCİN

Bir karınca dereye düşmüştü. Su içen güvercin onu gördü. Hemen gagasıyla bir çöp uzattı, Karınca çöpe tutunup kıyıya çıktı. Tam o sırada oradan geçen bir avcı güvercini görüp nişan aldı, Karınca da avcının ayağını ısırdı. Adamın atışı boşa gitti. Böylece güvercin kurtuldu.

SORULAR
1.Hikayenin adı nedir?

2.Hikayede kimler geçiyor?

3.Hikayede geçen olay neden nerede oluyor?

4.Güvercin, karıncayı nasıl kur¬tarmış?
5.Karınca, güvercini nasıl kur¬tarmış?

6.Bu metinden hangi sonuç çı¬karılabilir?

7. Çevrende en yardımsever kişinin adını yazar mısın?

8. Sen en son kime yardım ettin?

9. En çok kimlere yardım etmeyi istedin?
SEMA KÖYDE

Semalar köye taşındı. Onun 5 tane arkadaşı oldu. Onların adları Gizem, Defne, Oya, Onur ve Ali idi.
Sema köyde en sevdiği şey tavuklara yem vermek ve onların yumurtalarını toplamaktı. Sema’ya köy işlerinde en çok dedesi yardımcı oluyordu. Sema da dedesine bahçe işlerinde yardımcı oluyordu.
Sorular
1.Sema nereye taşındı?

2.Sema’nın köyde kaç arkadaşı oldu?

3.Sema’nın köyde çok sevdiği iş neydi?

4.Sema’ya köy işlerinde kim yardımcı oluyor?

5.Sema dedesine hangi işlerde yardımcı oluyor?

BİSİKLET

Tuğba’nın babası ona yeni bir bisiklet aldı. Tuğba bunu arkadaşlarına da söyledi. Onlar Tuğba’nın evine gidip bisikleti gördü, ve çok beğendiler. Tuğba’ya güle güle kullan dediler. Daha sonra Tuğba ve arkadaşları bahçeye çıkıp bisiklet sürdüler. Bisiklet sürmeyi bilmeyen Ayşe’ ye bisiklet sürmesini öğrettiler.
Sorular
1.Tuğba’nın babası ona ne aldı?

2.Tuğba babasının aldığı hediyeyi kimlere söyledi?

3.Tuğba’nın arkadaşları bisikleti gördükten sonra ona ne dediler?

4.Kime bisiklet sürmeyi öğrettiler?

ALİ’NİN TOPU

Altan ve Ali çok iyi arkadaşlar. Ali’ye babası yeni bir top aldı. İki arkadaş yeni topla doyasıya oynadılar. Önce futbol oynadılar. Daha sonra yakar top. En sonunda da saydırmaca. Derken bir bakmışlar akşam olmuş. İkisi de yorgun bir şekilde evlerine dönmüşler.
SORULAR
1- Kimler çok iyi arkadaşlarmış?

2- Top kiminmiş?

3- Topu Ali’ye kim almış?

4- Ali ve Altan topla neler oynamışlar?

5- Ali ve Altan evlerine nasıl dönmüşler?

KUMDAN KALE

Umut üçüncü sınıfa giden yaramaz bir öğrencidir. Okulda en sevdiği oyun kumdan kaledir. Bu oyunu okulun bahçesindeki kum yığınında oynuyordu. Kumdan kale oyunu çok zevkliydi. Kalenin üstüne çıkan kalenin kralı oluyordu. Umut yaramazlığıyla kalenin krallığını kimseye bırakmıyordu.
SORULAR
1- Umut kaçıncı sınıf öğrencisidir?

2- Umut nasıl bir öğrencidir?

3- Umut’un en sevdiği oyun nedir?

4- Kumdan kalenin üstüne çıkan ne oluyordu?

5- Umut bu oyunu nerede oynuyordu?

DAYIM İLE DEDEM

Dedemle dayım Demre’de yalıda otururlar. Dayımın yalıdaki kedisi  kara mı kara. Salı oldu. Dedem olta aldı. Dereye de balık doldu. İkisi de balık tutmaya durdular. On tane tuttular.
Ninem balıkları aldı. Suda yıkadı. Kara kedi mırmır dedi. Ninem ona balık yok dedi. Dayım da ona süt aldı. Kara kedi mutlu oldu.

Sayın Veli; Bu metni beş defa okutunuz. Metin defterine yazdırınız. Daha sonra soruları öğrencinin cevaplamasını sağlayınız.

1. Dedemler nerde oturuyorlar?

2. Nerden balık tuttular?

3. Ne kadar balık yakaladılar?

4. Balıkları kim yıkadı?

5. Kara kedi ne istedi?

KAYISI AĞACI

Kayısı ağaçları ilkbaharı müjdeler. İlkbaharın ilk günlerinde çiçek açarlar. Çiçekleri bembeyaz ve miniciktir. Uzaktan bakınca kar yağdı zannedersiniz. Kayısı çiçekleri dökülünce yeşil yapraklarını çıkarmaya başlar. Yapraklarını çıkarınca anlarız ki yaz kapıda.

1- İlkbaharın müjdecisi nedir?

2- Kayısı ağacı ne zaman çiçek açar?

3-Kayısı ağacının çiçekleri nasıldır?

4-Çiçek açmış kayısı ağacı uzaktan nasıl görünür?

5-Kayısı ağacının yeşil yaprakları ne zaman çıkar?

YILDIRIM

O gün hava çok kapalıydı. Yağmur hiç durmadan yağıyordu. O sırada biz Türkçe dersi işliyorduk. Bir anda karanlık olan sınıfımızın içi aydınlandı. Arkasından felaket bir ses geldi. Sonra camlar titredi. Hepimiz masalarımızın altına gizlendik. En sonunda anladık ki bahçemizdeki ağaca yıldırım düşmüş.

1-O gün hava nasıldı?

2-Yağmur nasıl yağıyordu?

3-Yıldırım ne zaman düştü?

4-Yıldırım nereye düştü?

5-Sen yıldırımdan korkar mısın?

………………………………………………………

Betül, ağaçlara tırmanmayı çok seviyordu. Evlerinin bahçesinde birçok meyve ağacı vardı. Betül, en çok da kiraz ağacına çıkıp kiraz yemeyi seviyordu. Anne babası ise Betül’ün bu davranışından dolayı ona çok kızıyorlardı. Betül, bir pazar sabahı kiraz ağacına tırmandı. Kirazları iştahla yemeye başladı. Az ilerideki daldaki kocaman kirazları gördü. Onlara doğru uzanmaya çalıştı. Ama kolu bir türlü yetişmiyordu.
Birden ayağı kayıp tutunduğu daldan yere düştü. Kolu çok acıyordu. Ağlamaya başladı. Anne babası sesini duyup hemen koştular. Betül’ü doktora götürdüler. Doktor, kolunu alçıya aldı. İki yerden birden kırılmıştı. Betül, acıdan sürekli ağlıyordu. Artık ağaca tırmanmamaya karar verdi. Bu onun için iyi bir ders olmuştu

1- Betül neyi seviyordu?

2 – Anne ve babası Betül’e neden kızıyorlardı?

3- Betül kiraz ağacına ne zaman tırmandı?

4- Betül ağaçtan neden düştü?

5- Betül’ün neresi acıyordu?

6- Betül, ağaçtan düşünce ne yaptı?

7- Doktor, Betül’ün koluna ne yaptı?

8- Betül neye karar verdi?

………………………………………………………

Keloğlan’ın annesi salı günü Keloğlan’ı pazara göndermiş. Annesi keloğlan’a pazardan patates ve soğan almasını söylemiş. Keloğlan pazara giderken arkadaşlarından Emre ve Kemal’i görmüş. Arkadaşları ile parkta oyun oynamaya başlamış. Pazara gitmeyi unutmuş. Akşama kadar arkadaşları ile top oynamış, saklambaç oynamış. Saklambaç oynarken Emre ebe olmuş. Saklambaç oynadıktan sonra biraz dinlenmişler. Zamanın nasıl geçtiğini anlamamış. Akşam ezanı okunurken eve yorgun bir şekilde dönmüş. Annesi ona çok kızmış. Keloğlan yaptığına çok üzülmüş. Keloğlan hatasını anlamış. Annesinden özür dilemiş. Bir daha yapmayacağını söylemiş.

1- Annesi Keloğlan’ı ne zaman pazara göndermiş?

2 – Annesi Keloğlan’ın pazardan ne almasını istemiş?

3- Keloğlan arkadaşlarıyla nerede karşılaşmış?

4- Keloğlan hangi arkadaşlarıyla karşılaşmış?

5- Keloğlan arkadaşlarıyla hangi oyunları oynamış?

6- Saklambaç oynarken kim ebe olmuş?

7- Keloğlan eve ne zaman dönmüş?

8- Keloğlan annesinin istediklerini neden almamış?

DÖRT MEVSİM

Bir yıl dört mevsimdir. İlkbahar, yaz, sonbahar, kış. İlkbaharda ağaçlar çiçek açar. Yazın havalar sıcak olur, denize gireriz. Sonbaharda ağaçlar yapraklarını döker. Kışın kar yağar kardan adam yaparız. Ben en çok ilkbahar mevsimini severim.

1.Bir yılda kaç mevsim vardır?

2. Hangi mevsimde denize gireriz?

3. Hangi mevsimde kar yağar?

4. İlkbaharda neler olur?

5. Çocuk en çok hangi mevsimi sevmektedir?

6.Mevsimlerin adlarını yazınız

7. Bu okuma parçasının başlığı ne olabilir?

ALİ’NİN KÖPEĞİ

Ali köpeğini kaybetmiş, ağlıyormuş.
Arkadaşı :
-Ağlama, demiş. Gazeteye ilan verir buluruz.
Ali biraz düşünmüş. Sonra:
– Ama benim köpeğim okumayı bilmez ki, nasıl buluruz, demiş.
SORULAR
1-Fıkrada kimlerin adı geçiyor?

2-Ali neden ağlıyormuş?

3- Ali’nin arkadaşı köpeği bulmak için ne önermiş?

4- Ali, arkadaşının önerisini kabul etmiş mi? Niçin?

5-Ali, arkadaşının önerisini kabul etmemekle haklı mıdır? Neden?

6-Bu fıkrada kime güldün? Neden?

7- Okumayı bilmek önemli midir? Neden

8-Sen kaybolsan ne yaparsın?

9- Aşağıya kümeste yaşayan hayvanları yazar mısın?

YUVAMIZ

Bu ev, bu yuva bizim.
Evimizi çok severiz.
Bu eve yıllık kira öderiz.
Kaç yıldır bir arada yaşıyoruz.
Burası bizim neşeli yuvamız.

1) Tekerlemenin adı ne?

2) Evimiz aynı zamanda bizim neyimiz?

3) Eviniz kendi eviniz mi?

4) Evinize kira ödüyor musunuz?

5) Evinizde kaç yıldır oturuyorsunuz?

6) Evimizi temiz tutmalı mıyız?

7) Eviniz hangi mahallede?

USLU ESMA

Uslu Esma bize geldi.
İsmet, süt ve simit verdi.
Soğuk oldu, soba yandı.
Sıcak oldu, soba söndü.
Esma, eski çorapları söktü.
Basma elbise dikti.
İsmet küstü, Esma sustu.

1) Tekerlemenin adı ne?

2) Bize kim geldi?

3) İsmet ne verdi?

4) Sobalar ne zaman yanar?

5) Esma ne yapmış?

6) Basma elbiseyi kim dikti?

7) İsmet küsünce Esma ne yaptı?

USLU ŞULE

Şule ile Şaban kardeş.
Oyunlarda eş.
Şaban şişeleri dizdi.
Şule dolmuşa bindi.
Şoför yerler boş diyor.
Beş kişi bekliyor.
Şaban şarkı söylüyor.
Şükrü köşeyi dönüyor.

1) Tekerlemenin adı ne?
………………………………………………………………
2) Kimler kardeşmiş?
………………………………………………………………
3) Şişeleri kim dizdi?
………………………………………………………………
4) Şule ne yaptı?
………………………………………………………………
5) Şoför ne demiş?
………………………………………………………………
6) Şaban ne yapıyor?
…………………………………………………………………
7) Köşeyi kim dönüyor?
………………………………………………………………

TONTON

Benim adım Taner,
Tonton bir ninem var.
Bir de tonton dedem var.
Tonton ninem, tonton dedem,
Ben onları çok severim.
Onlar da beni torunum diyerek sever.

1) Tekerlemenin adı ne?
………………………………………………………………
2) Taner’in nasıl bir ninesi var?
………………………………………………………………
3) Taner’in dedesi nasıl?
………………………………………………………………
4) Taner kimleri çok sever?
………………………………………………………………
5) Onlar Taner’i ne diye severler?
………………………………………………………………
6) Senin ninen ve deden var mı?
…………………………………………………………………

TOMBİŞ

Benim adım Tombiş. Ben çok şişman bir çocuğum. Onun için bana bu ismi verdiler. Aslında benim adım Turan. Tombiş ismini bana teyzem verdi. O zaman ben birinci sınıfa başlamıştım. Okulda bana herkes Tombiş diyor.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Turan’a kim tombiş adını vermiş?

2. Tombiş nasıl bir çocukmuş?

3. Turan’a niçin tombiş ismini vermişler?

4. Turan’a ne zaman Tombiş ismini vermişler?

5. Turan’a başka nerede Tombiş diyorlarmış?

6. Tombiş’in gerçek adı neymiş?

TATLI

Tülay etli yemek sever.
Tuna tane tane nar yer.
Taha, tere ile turp sever.
Tekin tatlı sever.
Tatlı tatlı güler.

1) Tekerlemenin adı ne?
………………………………………………………………
2) Tülay nasıl yemek sever?
………………………………………………………………
3) Sen nasıl yemek seversin?
………………………………………………………………
4) Narı tane tane kim yermiş?
………………………………………………………………
5) Taha ne severmiş?
………………………………………………………………
6) Tatlıyı kim severmiş?
…………………………………………………………………
7) Sen hangi tatlıyı daha çok seversin?
………………………………………………………………
PİNOKYO

Pinokyo tahtadan yapılmış bir çocuktu. Babası ile birlikte yaşıyordu. En büyük hayali bir gün gerçek çocuk olmaktı.
Pinokyo çok yalan konuşuyordu. Yalan konuşunca burnu uzuyordu. Çocuk perisi ona yalan konuşmaktan vazgeçersen hayalini gerçekleştireceğim dedi.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Pinokyo neden yapılmıştı?

2. Pinokyo kim ile yaşıyordu.

3. Pinokyo’nun en büyük hayali neydi?

4. Pinokyo yalan konuşunca ne oluyordu?

5. Pinokyo nasıl gerçek çocuk olabilirdi?

6. Yalan söyleyince burnumuz uzasaydı ne olurdu?

MASAL DEDE

Masal Dede, beyaz saçlıydı. Boyu oldukça uzundu. Zayıftı. Bu ismi çocuklar ona vermişti. Asıl adı Uğur’du Uğur , çocuklara çok masal anlatırdı. Onun için çocuklar ona Masal Dede diyorlardı. Her akşam parkta masal anlatırdı.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Masal Dede’nin asıl adı nedir?

2. Masal Dede , nerede çocuklara masal anlatırmış?

3. Uğur’a niçin Masal Dede diyorlarmış?

4. Masal Dede nasıl birisiymiş?

5. Kim Uğur’a Masal Dede diyormuş?

6. Uğur ne zaman çocuklara masal anlatıyormuş?

LEYLA HASTA OLMUŞ

Leyla bugün hasta olduğu için okula gelmedi. Evde yatıp istirahat etti. Annesinin hazırladığı limonatayı, sıcak çayı içti. İlaçlarını düzenli olarak kullandı. Geri kaldığı derslerini arkadaşı Ebru’dan aldı. Leyla evde 3 gün istirahat etti iyileşince tekrar okula döndü.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Leyla okula neden gitmedi?

2. Leyla evde neler yaptı?

3. Leyla geri kaldığı derslerini kimden aldı?

4. Leyla evde kaç gün istirahat etti?

5. Annesi Leyla’ya neler yaptı?

KÜÇÜK ARI

Küçük bir ormanda Maya adında bir arı varmış. Arı Maya sadece güllere konarmış. Güllerden bal yapar, vız diye uçarmış. Bir gün iğnesi güle takılmış ve yardım edin diye bağırmış. Oradan geçen bir kuş, arı Mayayı gülden kurtarmış.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Hikâyemizin adı ne?

2. Hikâyede hangi hayvanlar var?

3. Arı’nın adı neymiş?

4. Arı Maya hangi çiçekten bal yaparmış?

5. Arı Maya’yı kim kurtarmış?

KEDİ İLE BAYKUŞ

Kedi ile baykuş arkadaş olmuş.Kedi şarkı söyler,baykuş saz çalarmış.Bir gün sandala binmişler.Denize açılmışlar.Gökte Ay varmış.Sonra yıldızlar çıkmış.Su ışıl ışıl olmuş.Baykuş saz çalmış.
Kedi şarkı söylemiş.Ay ve yıldızlar onları dinlemiş.

SORULAR
1-Kimler arkadaş olmuş?

2-Saz çalan kimmiş?

3-Gökte ne varmış?

KIŞ GELDİ

Kış geldi. Havalar iyice soğudu. Ninem bana kazak ördü. Babam da ayağım üşümesi diye bana bot aldı. Yarın okula yeni kazağım ve botum ile gideceğim.

Sorular
Soru 1. Ne geldi?

Soru 2. Ninem bana ne ördü?

Soru 3. Babam bana ne aldı?

Soru 4. Babam niçin bot aldı?

Soru 5. Yarın okula nasıl gideceğim?

İREM

Bir gün öğretmeni İrem’i koridorda ağlarken gördü. Niçin ağladığını sordu. İrem, arkadaşının kalemini izinsiz aldığını söyledi.
Öğretmeni Hasan’ı çağırdı. Onunla konuştu. Hasan, İrem’den özür diledi ve kalemini verdi.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. İrem nerede ağlıyordu?

2. İrem niçin ağlıyordu?

3. İrem’in kalemini kim almıştı?

4. Öğretmeni konuşunca Hasan ne yaptı?

5. Niçin izinsiz eşya almayalım?

AYÇİÇEĞİ

Küçük bir ayçiçeği vardı.Toprağın altında uyuyordu.Yağmur yağdı, onu besledi.Güneş onu ısıttı. Ayçiçeği tohumuna sığmadı. Toprağın üzerine çıktı.Güneş ile yağmura  teşekkür etti.Sizin sayenizde büyüyorum dedi.

1.Ayçiçeği nasıldı?

2.Ayçiçeği nerede uyuyordu?

3.Ayçiçeğini kim ısıttı?

4.Ayçiçeği kimlere teşekkür etti?

AYŞE PAZARDA

Ayşe dün pazara gitti. Pazardan portakal, mandalina, limon, elma, muz, lahana aldı. Ayşe pazardan eve dönerken arkadaşı Ali ile karşılaştı. Ali arkadaşı Ayşe’ye yardım etti. Birlikte Ayşelere gittiler.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Ayşe nereye gitti?

2. Ayşe pazara ne zaman gitti?

3. Ayşe pazardan neler aldı?

4. Ayşe eve dönerken kiminle karşılaştı?

5. Birlikte nereye gittiler?

CADI

Herkese kötülük eden bir cadı vardı. Bu cadının omzundan hiç inmeyen kendisi gibi çirkin bir kuşu da vardı. Bir de sihirli bir küresi vardı. Bir gün küresi kırıldı ve bir daha kötülük yapamadı.

Sorular
Soru 1. Cadının omzunda ne vardı?

Soru 2. Cadının başka neyi vardı?

Soru 3. Kötülüğünü ne ile yapıyordu?

Soru 4. Neyini kaybetti?

Soru 5.Niçin bir daha kötülük yapamadı?
CENK İLE YAVUZ

Cenk çok çalışkan bir öğrenciydi. Yavuz ise ders çalışmayı hiç sevmezdi. Bu iki arkadaş cumartesi günü sinemaya gitti. Hayvanların hayatı konulu film izlediler. Sinema Cenk’in evlerinin yanındaydı. Yavuz cumartesi gecesi Cenk’in evinde kaldı. Çünkü Pazar günü aynı filmi bir kez daha izleyeceklerdi.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.

1. Cenk nasıl bir öğrenciymiş?

2. Cenk ve yavuz sinemaya ne zaman gitmişler?

3. Yavuz niçin cumartesi Cenk’in evinde kalmış?

4. Sinema nereye yakınmış?

5. İki arkadaşın izlediği filmin konusu neymiş?

KURDELE

Ensar bugün çok mutluydu. Çünkü kırmızı kurdele takmıştı. Yavaş okuyordu ama; öğretmenine söz verdi.
– Çok çalışıp daha güzel okuyacağım ve yazacağım, dedi.
Öğretmeni çok mutlu oldu.

Sorular
Soru 1. Bugün mutlu olan kimdir?

Soru 2. Ensar niçin çok mutlu olmuştu?

Soru 3. Nasıl okuyordu?

Soru 4. Ensar öğretmenine ne söz vermişti?
ENES, GÜLNUR’UN CANINI ACITTI

Enes , Gülnur ile kartopu oynuyordu. Enes, Gülnur’un yüzüne kartopu attı. Gülnur, canı acıdığı için ağlamaya başladı. Enes, arkadaşına bir şey olduğunu sanarak, çok korktu. Arkadaşının yanına gitti ve istemeden olduğunu söyleyerek, ondan özür diledi. Gülnur da onu bağışladı ve oyunlarını sürdürdüler.

Soruları parçaya göre yanıtlayınız.
1. Kimler kartopu oynuyordu ?

2. Kim, Gülnur’un yüzüne kartopu attı ?

3. Yüzüne kartopu gelen Gülnur, ne yaptı ?

4. Gülnur’un ağladığını gören Enes ,korktu mu ?

5. Enes, özür diledi mi ?

İlgili Kategoriler

-3.Sınıf Ders Notları



Sayfayı Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir