YDS some useful prepositional phrases



some useful prepositional phrases

at all events : her durumda

at all times : her zaman

at any rate: her nasılsa / her halde

at best: en iyimser görüşle

at fault: hatalı

at first sight: ilk bakışta

at hand: yakında. eli kulağında

at last: sonunda nihayet

at least: en azından

at leisure: boş zamanda

at sea: denizde

at times : zaman zaman

at length : en sonunda. ayrıntılarıyla

at a loss : saskın. ne yapacağını bilmez durumda

at the moment: şu anda

at most: en fazla

at once: derhal

at pains: zahmete girmek. istekli davranmak

at peace: barışça barışta

at work: işte

at present: simdl

at a profit: karla

at sight: görünürde

at times : zaman zaman

by accident: kazara

by all means: elbette

by birth : doğustan

by credit card: kredi kartıyla

by force: zorla

by heart: ezbere

by luck: şans eseri

by means of: yoluyla.vasıtasıyla

by virtue of: nedeniyle. sonucu olarak

by the way : sıras gelmişken

by aır way uçakla  / hava yoluyla

by no means : asla

by chance : raslantısal olarak

by degrees: derece derece

by hand: elle. mekanik olarak

by land: kara yoluyla

by marriage: evillik yoluyla

by virtue of; nedeniyle. sonucu olarak

by way of: yoluyla

for a change: değişiklik olsun diye

for ever: ilelebet

for sale satılık

for once: bir kez

in action: eylem halinde

in the end: sonunda

in addition: ek olarak

in fact: aslmda. gerçekte

in all: hepsi içinde. toplam olarak

in full: tam olarak

in any case: ne olursa olsun

in general: genel olarak

in brief: kısacası

in half: yarım halde

in business: işte

in a hurry: aceleyle

in case of: durumunuda

in ink: mürekkeple

in cash: nakit olarak

in love: aşık

in the circumstances: bu durumda

in a minute: hemen. bir dakika icinde

in comfort: rahat

in no time: çabucak

in comparison: karşılaştırıldığında

in order, düzenli

in conclusion: sonuç olarak

in pain : acı çekme

in control: denetimde

in person:bizzat.kendisi

In danger: tehlikede

in practice: uygulamada

in debt: borçlu

in public: açıkça

in demand: istenen.aranan

in return: karşılığında

in depth: derinliğine

in short: kısaca

in detail: ayrıntısıylaI

in tears: gözyaşları içinde

in doubt: kuşkulu

in view of: hesaba katınca. gözönüne ahnca

on account of: sebebiyle. yuzunden

on approval: onaya bağlı

on average: ortalama olarak

on behalf of: adına

on condition that: koşuluyla

on the contrary: tersine

on holiday: tatilde

on approval: onaya bağlı

on loan: ödünç verilmiş

on no acount: asla

on one’s own: kendi başına

on the hour: saat başı

on purpose: kasıtlı olarak

on sale: satılık

on strike: grevde

on time: vaktinde

on the way : yolda, giderken

on foot: yaya

on hand: hazır

on credit: taksitle

on demand: istendiğinde

on display: gösterimde

on duty: görevli

on fire: yanıyor

on guard: nöbetçi

out of breath: nefes nefese

out of the ordinary: olağan dışı

out of control: denetim dışı

out of pain: acısız ağrısız

out of danger: tehlikesiz

out of place: yersiz

out of date; modası gecmiş / eski

out of practice: idmansız

out of debt: borcsuz

out of reach: erişilemiyen

out of doors: dısarda

out of sight: görünmez

out of fashion: modasi geçmiş

out of stock: stok dışı. yok

out of favour: gözden düşmüş

out of style: yakışıksız biçimsiz

out of hand: derhal. düşünmeden

out of turn: sıra dışı

out of humour: mizahtan yoksun

out of use: kullanmayan kullanılamayan

out of luck: şanssız

out of work: işsiz

out of order: bozuk

with regard to: ile ilgili olarak

with respect to: …...konusunda

with the exception of: ..dışında

within the law: vasal olarak. Yasalar çerçevesinde

within reach: ulaşılabilir

without bothering: dikkate almadan

without ceremony: torensiz

without delay: gecikmesiz

without a doubt: kuşkusuz

without exception: istisnasız

without fail: başarısız olmadan

without prejudice: önyargısız

 

İlgili Kategoriler

YDS Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir