YDS do and make



do and make

do a favour: lütufta bulunmak

do the cooking: yemek pişirmek

do damage : zarar vermek. Yıkmak

do the gardening: bahçe işleri yapmak

do good: iyi gelmek. işine yaramak

do the shopping : alışveriş yapmak

do no good: işine yaramamak

do the washing up: bulaşık yıkamak

do harm: zarar vermek

do art: sanat işi yapmak

do an injury: incitmek

do an experiment : deney yapmak

do justice: hakkını vermek

do one s homework : ev ödevini yapmak

do a service : hizmette bulunmak

do research : araştırma yapmak

do business: iş yapmak

do the beds : yatakları yapmak

do a deal: alıveriş yapmak. iş yapmak

do the flowers : çiçeklere bakmak

do one’s duty: görevini yapmak

do the kitchen : mutfağı düzene sokmak

do a job: mesleği yerine getirmek

do one’s hair: saçını yapmak

do stg for a living: geçimini sağlamak

do one’s teeth : dişlerine bakmak icin bir iş yapmak

 

make an accusation: suçlamada bulunmak

make a discovery : keşif yapmak

make an agreement: anlaşma yapmak

make an effort:  çaba gostermek

make an apology: özür dilemek

make an excuse: mazeret bildirmek

make an application: başvuru yapmak

make a fortune: servet yapmak

make an attempt: girişimde bulunmak

make a guess: tahmin yapmak

make a bed: yatak yapmak

make a habit of stg: alışkanlık haline getirmek

make a phone call: telefon etmek

make an impression: izlenim bırakmak

make a change: değiştirmek

make an inquiry: soruşturma yapmak

make a choice: seçmek

make a journey: yolculuk yapmak

make a claim : bir iddiada bulunmak

make a law: yasa yapmak

make a comment: yorum yapmak

make a loss: zarar etmek

make a contribution: katkıda bulunmak

make love: sevişmek

make a criticism: eleştiri yapmak

make a mess: karmakanşık etmek

make a decision :karar vermek

make a mistake: yanlış yapmak

make a deduction: çıkarım yapmak

make money: para kazanmak

make a demand: talepte bulunmak

make name: isim yapmak tanınmak

make a profit: kar etmek

make a promise: söz vermek

make a progress: ilerlemek

make a record: rekor kırmak

make a proposal: öneride bulunmak

make a room: yer açmak

make a remark: bir noktayı belirtmek

make a will: vasiyetini yazmak

make sense of: anlamı olmak

İlgili Kategoriler

YDS Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir