Yapısal Reform (Structural Reforms) nedir?



Yapısal Reform (Structural Reforms)

Bir sistemin daha verimli çalışabilmesi ve şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilebilmesi için o sistemin yeniden yapılandırılması olarak tanımlanabilir. Ekonomi dışından bir örnek vereyim. Diyelim ki İstanbul’u olası bir depreme karşı daha güçlü bir hale getirmek istiyorsunuz. O zaman eskiden depremlere dayanıklı olarak yapılmamış yapıları yıkıp depreme dayanıklı yapılar yapmanız gerekir. Bu, hem zaman alacak hem de pahalıya çıkacak bir dönüşümdür. Ama tamamlandığında hem kentin görünümü güzelleşecek hem de depremlere dayanıklılığı artacaktır. Ya da ağır çalışan adalet sistemini hızlandırmak için mahkeme sayısını artırmak hukuk alanında bir yapısal reform olarak değerlendirilebilir.

Diyelim ki sürekli açık veren bir sosyal güvenlik sistemi söz konusu. Örneğin her ay sisteme üye olanlardan 100 lira prim toplanıyor ve bu gelir faiz hesaplarında ya da tahvil getirisinde nemalandırılarak 110 liraya çıkarılıyor. Buna karşılık yine diyelim ki sistemden sağlık gideri ve emeklilik maaşı alanlara da ayda 130 lira ödeniyor. Bu durumda sistem her ay 20 lira açık veriyor demektir. Bu açığı kapamanın üç yolu var: (1) Üyelerden alınan primleri artırmak, (2) Emekli maaşlarını ve sağlık sigortası katkılarını düşürmek, (3) Borçlanmak. Borçlanmak geçici bir çözümdür ve bazen de sorunu ağırlaştırabilir. O halde kalıcı çözüm için ilk iki önlemi almak gerekecektir. Bu önlemler sıkıntı yaratacak önlemlerdir ama sosyal güvenlik sisteminin iflas etmemesi için alınması şarttır. Bu düzenlemelere “yapısal reform” diyoruz.

Türkiye’nin ihtiyacı olan ekonomik yapısal reformların en önemlileri üç başlıkta toplanabilir.

(1) Büyümenin ithalâta bağımlı yapıdan kurtarılması ve cari açığın düşürülmesi. Bunun iki yolu olabilir: İç tasarrufları artırmak veya üretimin ithalâta dayalı yapısını yerli girdilere yöneltmek. Her ikisi de zaman alıcı ve biraz can acıtıcı önlemleri gerektirse de tıpkı deprem önlemi gibi mutlaka yapılması gereken şeylerdir. Eğer bu iki önlem alınıp da yapısal reform yapılamıyorsa o zaman tek çare büyüme hızını potansiyel büyüme düzeyi olan yüzde 5’lere düşürmektir.

(2) Vergi sisteminin dolaylı vergilere dayalı olmaktan çıkarılıp dolaysız vergilere ağırlık veren bir yapıya dönüştürülmesi. Bu değişiklik öncelikle adil bir vergilemenin yerleştirilebilmesi için gereklidir. Çünkü dolaylı vergiler düşük gelirliden oransal olarak daha yüksek vergi alınmasına yol açar. Değişikliğin yapılması ayrıca ithalâta bağımlı vergi geliri artışlarından uzaklaşmamızı sağlayacağı için önemlidir. Bir başka yararı da kayıt dışılığı önlemesinde görülecektir.

(3) Enerji faturasının azaltılması için gerekli tasarruf önlemlerinin alınması. Enerjimizi dışarıdan ithal ettiğimiz için cari açığa olumsuz katkı yapan bu ithalât kalemini azaltıcı önlemleri almamız gerekiyor.

Bunlara daha birçok konu eklenebilir. Yalnız ekonomi alanında değil eğitimden adalete kadar birçok konuda yapısal reformlara ihtiyacımız var. Ama hemen başlamak için bu üç alan bence doğru bir başlangıç olabilir.

İlgili Kategoriler

Mülakat Kavramları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir