Yapım planlama ders notları



20 yıla yakın bir süredir, okulumda katıldığım hemen her toplantıda bu cümleyi duyduğumu söyleyebilirim. Kendi adıma ben hiç kullanmadım. Sonuçta “meslek” dediğimiz şey, insanın yaşamını sürdürebilmek adına para kazanmak amacıyla içinde bulunduğu uğraşılara deniliyor.

İlk mezunlarını verdiği 1968 yılından bu yana bu binanın kapısından ellerinde diplomaları ile çıkan yüzlerce insan, saymakla bitmeyecek değişik işlere girişerek hayatlarını kazandılar, kazanıyorlar. Şimdi söyleyeceğim düşünceme katılırsınız katılmazsınız, size kalmış. Ama derslerin arasında öyleleri var ki, adları bile bir mesleği çağrıştırıyor. Elbette aklınızdan çıkarmamanız gereken bir dönemlik bir dersle yaşama atılamayacağınızdır. Başka derslere de ihtiyacınız olacak; çok çalışmanız ve detaylı düşünebilme yetisini kazanmanız gerekli.

Konuyu dağıtmayalım. Ders adları demiştik. Sözgelimi bu ders: YAPIM PLANLAMA.

Yani bu ders kapsamında sizlerden beklediğim, gerçekleştirmeseniz bile bir yapımı planlayabilmeniz. Ne kadar mükemmele yakın, yani olabildiğince eksiksiz, yani ayrıntıları atlamadan planlayabilirseniz notlarınız da mükemmele yakın olacaktır. Bu söylediklerim okul sıraları için geçerli. Okul sonrası ise bir yapımı olabildiğince eksiksiz yaşama geçirdiğiniz sürece para kazanabileceğiniz bir işiniz var demektir.

Yapım derken kastettiğimiz; sinema, televizyon, tanıtım ve reklam filmlerini, radyo ve televizyon programlarını, reklam spotlarını ve duyuruları var etme işleridir. Adı üzerinde iş… Sizler bu dönem para kazanabileceğiniz bir iş planlayacaksınız. Başka bir deyişle kafanızı nasıl bir yapımcı olabileceğiniz konusunda yoracaksınız. Yapımcı sözcüğü bu isimle çağırdığımız insanların mesleğidir aynı zamanda. Maaş karşılığı yapılabildiği gibi, bu amaçla kurduğunuz şirketinizin faaliyet alanı da olabilir.

Ortaya çıkardığınız işlere ise “yapım” adı verilir.

Az önce saydığımız film, program, reklam ve benzeri işleri gerçekleştirmek için gereken parayı bulursunuz. Çalışacak insanları bir araya getirirsiniz. Düşündüklerinizi gerçekleştirir, elde ettiğiniz ürünü satar, en sonunda da elinize geçen parayla neler yapacağınızı hayal edersiniz. Gördüğünüz gibi hayal etmekle başlayıp yine hayal etmekle biten bir süreç…

Siz hayal kurmaya başlayın. Ben, hayallerinizi gerçekleştirmenin yöntemlerini anlatayım. Son olarak sizler hayallerinizi nasıl yaşama geçirebileceğinizi bir kağıda yazıp verin. Sonra gelip notunuzu alın. Olabilecek en yüksek notu isteyin. Ben de ne kadar ediyorsa o kadarını vereyim. Anlayacağınız gibi benimle anlaşmak zorundasınız, yalnızca benimle. Ama gerçek yaşamda birden fazla “müşteriniz” olabilir. Bu konulara ileride değineceğim. Şimdilik tek müşteriniz benim ve unutmayın “Müşteri Daima Haklıdır.”

1960 yılında doğmuş birinin –ki bu ABD için yapılmış bir araştırma- bugüne değin yaşamının 5,5 yılını televizyon başında geçirdiği saptanmış. Bunun da çok büyük bir bölümü bilgi edinmek için değil yalnızca boş zaman geçirmek için. Dikkat ettiyseniz boş zamanları değerlendirmek demedim. Zaten değerlendirilmiş olsaydı boşa geçmemiş olurdu ve emin olun zaman boşa harcanmayacak kadar değerlidir. İsterseniz biz bunu TV başında geçirilen “dinlenme anı” olarak isimlendirelim. 50 yıllık ömrünün 5,5 yılını TV önünde dinlenerek geçiren insan, bu zaman diliminin önemli denilebilecek bölümünü bir türlü zamanında başlamak bilmeyen programı beklerken, azzz sonra vaatlerinden bunalırken, prime time’a yığıldıkları için neredeyse program süresi kadar uzayan reklam aralarını ailesiyle ilgilenmek için neler yapabileceğini planlarken geçirmiş olabileceği uzak ihtimal değil.

Ancak gözden kaçırmamanız gereken bir ayrıntı var. Bu durum artık değişiyor. Geleceğin yapımcılarından bazıları aranızdan çıkacaksa, bunlar bu ayrıntının farkına varanlar olacaktır.

İnsanlar giderek daha az boş zamanlarını TV karşısında harcar oldular. Dinlenmek için bulabildikleri zamanın bir bölümünü, teknolojinin kendileri için sunduğu seçenekleri kullanarak, başkalarını etkilemek için kullanır oldular. Bunu “sosyal ağlar” dediğimiz facebook, twitter, kurum içi ağlar vb. ile gerçekleştiriyorlar.

Teknoloji, dinlenme saatlerini değiştiriyor. Belli saatlerde TV karşısına geçme alışkanlığı farklılaşıyor.

Koltukların, kanepelerin aklı olsaydı o da karışacaktı eminim. Hatta isimlerinin yeni bir toplumsal oluşumu adlandırmak için kullanıldığını duyabilseler şaşıracaklardı.

“Sofalization” kavramından söz ediyorum. Yani koltuklarından kalkmadan, sosyal ağları kullanarak toplumsallaşma yolunu seçen yalnız bireylerden.

Yaşama müdahaleleri bir araya geldiklerinde küçümsenmeyecek boyutlara ulaşan bir yığın. Wikipedia denilen sanal ansiklopedide yer alan maddeleri oluşturmak ve bunlar için yaşanan tartışmalar için 100 milyon saatin üzerinde bir işgücü harcanması gerektiği saptanmış.

Çalışınca oluyormuş değil mi? Çalışma demişken giderek saatlerinin değiştiğini söyleyelim. Çoğu meslek için artık “9’dan 5’e yapılacak bir iş değildir” tanımlaması yapılabiliyor. Yapımcılıkta olduğu gibi. Ya da ‘esnek’ çalışma saatlerine uyum sağlayabilecek mesai arkadaşı arayanların sayısı artıyor. Üstelik bu son talep, “valla bu işi istiyorsan eşşek gibi çalışırsın kardeşim” anlamına da gelmiyor çoğu zaman. “İş ne zaman biterse evine o zaman gidersin”den tutun da; “işyerine gelmene gerek yok evinde de yapsan olur”a veya “herkesin dinlendiği saatlerde çalışır, onlar çalışırken dinlenirsin”e ve benzerlerine kadar.

Hal böyle olunca “saat ….da ekran başına” ve “tüm ülke ekrana kilitlendi” gibi sloganlar küflenmeye başlıyor.

PPTV-İnternet TV

 

Yapılan kimi araştırmalar gösteriyor ki, 2010 yılında en çok talep edilen 10 işin 4 tanesi 5-6 yıl öncesinde bilinmiyordu bile. 4 yıllık bir fakülteye kaydolan ve özellikle teknik eğitim alacak bir öğrencinin ilk yıl edindiği bilgilerin yaklaşık yarısı üçüncü yılın sonuna kadar güncelliğini, geçerliliğini yitiriyor. Anlayacağınız kendinizi çok kasmayın, asıl soru öğrendiklerinizin hangi yarısının çöpe gideceği.

Aslında eğitimin, öğrenmenin biçiminin değiştiği konusu yalnızca okullarla sınırlı değil. New York Times gazetesinde bir haftada yer alan bilgi toplamı, 1800’lü yıllardaki ortalama bir okurun hayatı boyunca öğrenebileceğinden daha fazla. Daha da gerilere gidersek, Leonardo Da Vinci’nin kendi zaman diliminde dünyada yazılan tüm kitapları okuduğunu görüyoruz. Günlük iletişimde kaçı kullanılıyor bilmiyorum ama kayıt altına alınan 540 bin kadar İngilizce sözcük var. Bu sayı Shakespeare zamanında kullanılanlardan tam 5 kat daha fazla.

70’li yılların futbol yıldızı şöhret sahibiydi ama öyle açılışlara davet edilen, magazin sayfalarında boy gösteren kişiler değillerdi. Bugünkü durum tamamen televizyonun eseri. 1970’ler kadar maç yayınları çok azdı. Örneğin İngiltere’de 1983’e kadar maçlar canlı yayınlanmazdı. Dünya kupalarındaki yayınlarda yakın planlar pek kullanılmazdı.

Yapım; sinema, televizyon, tanıtım ve reklam filmlerini, radyo ve televizyon programlarını, haber bültenlerini, reklam spotlarını ve duyuruları var etme işleridir.

Yapım aşamalarına karışmış olan herkes yapıma katkıda bulunuyor demektir. Her birinin nasıl katkı sağlayabileceklerini bilmeleri, anlamaları ve buna göre hareket etmeleri gereklidir. Medya sektöründe hangi dalda çalışırsanız çalışın ve her ne iş yapıyorsanız yapın, temel ilkeler pek fazla değişmez. Bu ilkeleri bilir ve anlarsanız, işinizi kolaylaştırma adına önemli bir adım atmış olacaksınız.

Yapımcılık, medya sektörünü oluşturan tüm kesimlerde olduğu gibi kesinlikle dokuzdan beşe bir iş değildir, çalışma sırasında nelerle karşılaşacağınız pek belli olmaz ve işlerin çoğunda da belirli bir süreklilik yoktur. Ama birkaç küçük farklılığa sahipseniz, ileride iyi bir yapımcı olarak anılmaya aday olabilirsiniz.

Öncelikle hızlı düşünebilmelisiniz, bunun için de çevreniz ve dünya ile ilgili şeyleri bilmeye, başkalarıyla iyi iletişim kurma becerisine ihtiyacınız vardır. Bu oluşturacağınız ekiple uyum içinde çalışma verimliliğinde en büyük yardımcınız olacaktır. İyi bir görüntüyü, sesi; iyi bir öyküyü neyin oluşturduğunu ve başkalarının neleri izleyip dinleyecekleri konusunda bilinçli olmak daha da faydalı olur.

Bu sektörde güçlü bir bellek kadar iyi bir yardımcıya asla sahip olamazsınız. En iyi dostlarınız ise not tutmak için kullandığınız defterler olacaktır. Tuttuğunuz notlar olabildiğince ayrıntılı olsa bile onlara başvuramayacağınız anlar olabilir. Dosyanız ne kadar iyi olursa olsun, önceleri yaptıklarınızı anımsamaya ihtiyacınız vardır ki, sonradan yapacaklarınızla bütünlük sağlanabilsin. İyi organize olmanız ve her şeyi zamanında yapmanız, kendi karar ve yetkilerinizle çalışabilmeniz ve sorumluluk üstlenebilmeniz gerekir. Bu gibi işlerde her şeyi bilen birini bulamazsınız. Hep öğrenmeye devam edeceksiniz. Sormalı ve araştırmalısınız. Okunacak pek çok kaynak bulabilirsiniz. Okuyun ama yapabileceğiniz bir başka şey daha var. Olabildiğince radyo, televizyon ve sinema yapımlarını dikkatle ve notlar alarak izleyin. Kendi programlarınızı yapabilecek duruma geldiğinizde bile, diğerlerinin yaptıklarını izlemeyi alışkanlık haline getirin ve tüm meslek yaşamınız boyunca sürdürün. Her seferinde de kendinize şunu sorun: Ben olsaydım nasıl yapardım?

Yapım; filmleri, programları, reklamları ve duyuruları var etme işidir demiştik. Amacı yaratıcı işlemi mümkün kılmaktır. Bunu yapabilmek için, yapımcı tüm dünyadan sanatçıları, teknik ekibi, sponsorları ve idari elemanları bir araya getirebilir. Yapımcı yetenek konusunda iyi bir seçici algıya sahip olmalıdır. O yeni fikirlerin yaratıcısıdır. Bir yapımcı doğru kişileri fikirlerine inandırır; program fikrine, reklamla ilgili fikirlerine, bir yeteneği değerlendirme fikrine. Bir yapımcının gösteri dünyasında, finans sektöründe geniş tecrübesi ve birçok bağlantıları olmalıdır. Devamlı yeni fikirler, yeni yetenekler ve yeni para kaynakları arar, bulur, değerlendirir.

Başarılı yapımcılar sürekli olarak izleyicilerini düşünürler. Her aşamada kendinize şunları sormalısınız:

Bu program ya da yapım kimi hedeflemektedir?

Bu programda sergilenecek olanlar onları ilgilendirecek mi?

Bu program ya da yapım dikkatlerini çekecek mi?

Programı izlemekten hoşlanacaklar mı?

Bu program ya da yapım; onlara vermek istediğiniz ve onların da almak istediği bilgileri, fikirleri ya da mesajları veriyor mu?

Kitle ne duymak ister?

Bir yapımcı bu sorulara yanıt aramalıdır. Hedef kitlenin özellikleri, yayın kanalı ve para kaynağınızın konumu yapmakta olduğunuz programın türünü ve biçimini belirleyecektir. Her ne türden program yapıyorsanız yapın, bunu daima başka insanların izlemesi için yapıyorsunuz. Kendiniz için değil. Unutmayın programdan para kazanacak olan sizsiniz, izleyecek olanlarsa başkaları.

Amerika’da büyük yapımevlerinin başındaki stüdyo başkanlarının yanında yapımla görevli başyapımcı bulunur. Başyapımcının emrinde, yapımevine bağlı 15–20 yapımcı vardır. Başyapımcı her yıl çekilecek filmlerle ilgili programı ve bütçeyi hazırlayıp yapımcılara dağıtır.

Yapımcılar bu programa ve yapım giderine göre filmin hazırlığına girişirler. Senaristi, oyuncuları, yönetmeni ve yapım ekibini seçer. Filmin çekim aşamasını başından sonuna değin gözler, kurguyu istediği gibi yaptırır, senaryoyu istediği gibi değiştirir. Filmin başarı ya da başarısızlığından yapımcı sorumludur. Görüldüğü gibi Hollywood’da yapımcı, filmin hazırlanmasından piyasaya sürülmesine kadar bütün aşamaları yöneten, bunlar üzerinde söz sahibi olan tek kişidir. Yönetmen ise, sadece verilen senaryoyu, değiştirme yetkisinden yoksun, kendi seçmediği oyuncular ve yapım ekibiyle çekmekle görevli, yapımevine sözleşmeyle bağlı bir çalışandır. Avrupa ülkelerinin birçoğunda ise yapımcı filmin sermayesini sağlar ve yerinde kullanılmasına dikkat eder. Yönetmen ve senariste de söz hakkı tanınır. Yapımcının tümüyle yönetmene teslim olduğu projeler de vardır.

Film yapımcısı; yapım sürecini başlatır, koordine eder, gidişatını izler, filmin bütçesine göre personeli, dağıtımı vs. ayarlar. Başlangıcından tamamlanmasına kadar yapım sürecinin tüm aşamalarıyla ilgilenir.

Film bütçesi, bir filmin yapımı için tüm giderlerin planlanmasıdır ve gerçekleştirilebilir olmalıdır.

Bütün girişimler bir miktar riski içinde taşımasına rağmen, yapımcı yatırımlar konusunda temkinli olmalıdır. Bunun için işinde başarılı ve güvenilir insanları yani başka bir deyişle “profesyonelleri” seçmelidir.

Olabildiğince yaklaşık olarak programın ya da reklamın yapım maliyetini hesaplar ki; müşteriler ve sponsorlar fikirleri kendi anlayabilecekleri dil ile değerlendirebilsinler. Böylelikle bekleme anı dâhil, yayının her dakikasının masrafları birileri tarafından karşılanır. Bu anlamda, her dakika biri için risk demektir. Yapımcı bu riski en aza indirgemeye çalışır. Bir yapımcı; sanatçı, reklam ajansı, birlikler ve kanal ya da istasyon yöneticileriyle çalışır ama bundan da önemlisi o araştırmaya eğilimlidir. Yapımcı hırslı bir istatistik okuyucusudur ve piyasanın analizini yapar. Bir yapımcı sanatçıyı doğrudan kiralayabilir ya da menajeri veya ajansıyla çalışabilir.

Yapımcı çoğu zaman uzun ve karmaşık olan sözleşmeleri müzakere eder. Bir sözleşme, program sunuşunda görevlinin hangi koşullarda çalışacağını ve bu işe karşılık kazanacağı parayı ayrıntılı bir şekilde belirtmektedir. Sözleşme hem yapımcıyı hem de işe talip olanı koruyan bir anlaşmadır. Bir yapımcı maaşlı ya da serbest çalışabilir. Program başına komisyon alabilir ya da dizilerin sonunda harcamaları ödenebilir. “Fark hakkı” isteyebilir, yani programın her yayınlanışında para alabilir ya da tümünü peşin olarak kanala satabilir.

Serbest çalışmak herkes için geçerli bir şey değildir. Çünkü güvenli değildir. Neyin üzerinde çalışacağınızı asla tahmin edemezsiniz. Bir günden diğerine işinizin olup olmadığını bilemezsiniz. Ne kadar fazla ya da ne kadar az kazanacağınızdan asla emin olamazsınız. Kurulu bir şirkette maaşla çalışan bir işçinin tersine tatil, sağlık sigortası ya da garanti edilmiş bir emeklilik hakkı alamazsınız. Kendinizi pazarlamanız ve bütün işlerinizi kendinizin yönetmesi gerekir. Bütün vergilerinizi ödemekten sorumlu olursunuz. Peki, bir kişi neden kendisini bu kadar eziyete soksun ki?

İnsanlar serbest çalışmaya birkaç nedenle karar verirler. Onların özel becerileri için sunulan pek az devamlı iş vardır. Bir işveren için sürekli olarak tamgün çalışmayı tercih etmiyor olabilirler. Tamgün bir çalışma sırasında işten çıkarılmış olabilirler ve iş pazarına geri dönmenin en iyi yolunun serbest çalışmak olduğunu düşünebilirler. Bu şekilde daha çeşitli ve ilginç bir iş kalıbına sahip olacaklarını ya da daha fazla kazanma fırsatına sahip olabileceklerini düşünürler.

BİR KONU GELİŞTİRMEK : “TRETMAN”

Tretman; bir yapım ya da program için var olan, önerilen veya bulduğunuz bir fikir, bir düşünce ya da bir konunun geliştirilerek kâğıt üzerine yazılması demektir. Dersimizin final sınavı öncesi temasını tretman hazırlamak oluşturuyor. Vize sınavını soracak olursanız; onun için bir program önerisi vermeniz gerekli. Basit bir anlatıma indirgemek gerekirse, yapımcının asıl uğraşısı programını oluşturacak fikri bulmak ve “program önerisi” haline getirmek diyebiliriz.

 

Program önerisi, gerçekleştirilmesi tasarlanan bir program ile ilgili bilgileri içerir. Bu bilgiler programın yapımını parasal yönden üstlenecek olan müşteri ya da sponsorların değerlendirmesine olanak sağlamak için hazırlanır. Bu işin evrensel bir formatı yoktur. Ancak her öneride mutlaka bulunması gereken kalemler şunlardır:

  • Programın Adı
  • Programın Konusu
  • Programın İşlevi
  • Hedef izleyici
  • Yayın Tarihi
  • Geçici (tahmini) Bütçe

Programın Adı: Kısa ve akılda kalan bir ad seçilmelidir.

Programın Konusu: Düşünülen programın konusu kısaca program önerisinde yerini almalıdır.

Programın İşlevi: Televizyon programlarının işlevleri haber verme, eğlendirme, eğitim, kültür ve inandırma ve harekete geçirme biçiminde sıralanabilir. Bunlardan programınıza uygun olanını seçip yazabilirsiniz.

Hedef İzleyici: Programın mesajının ulaşması istenen kesimler belirtilmelidir. Hedef izleyici, program mesajının oluşturulma ve geliştirilmesinde belirleyici etkenlerin başında gelir. Yaş, cinsiyet, sosyoekonomik statü, yaşanan yer gibi etkenler hedef izleyici kitlenizi belirleyen ölçütlerdir.

Yayın Tarihi: Programın tarih olarak (ay, gün, saat) en uygun zamanın belirtilmesi gerekir. Hedef kitlenin izleme alışkanlıkları göz önünde bulundurulacak temel etkenlerin başında gelmekle birlikte, toplumun genel ahlak anlayışı ve alışkanlıklar da etkenler arasındadır. İdeal yayın zamanı tespit ederken bu konu ile ilgili yapılmış araştırmalardan da yararlanmak mümkündür.

Tahmini Bütçe: Tahmini bütçe, bir program önerisinin kabul edilip edilmemesinde en önemli etkenlerin başında gelir. Televizyon programlarında kullanılan personel, araç-gereç ve diğer kalemler, çok pahalı “mallara” benzetilebilir. O bakımdan gelir-gider dengesini çok sağlıklı bir biçimde oluşturmak gerekir.

Peki, “fikri” nasıl bulacağız? Belirli bir kültürel altyapıya sahip olan yaratıcı, ön araştırma yapmayı ve düşünmesini bilen bir yapımcı için “program fikri” bulmak işi çok güç olmayacaktır. Program fikri, genelde çok basit veya ilginç bir konu üzerinden oluşturulur. Ancak nadiren de olsa, bir televizyon programı, hazır bir senaryo üzerinden de oluşabilir. Biraz düşünün bakalım medya endüstrisinin neye ihtiyacı var?

İzleyicinin gereksinimleriyle ilgilenmek; yapımcının temel sorumluluklarının önde gelenidir ve program fikirleri için temel kaynaklardan birini oluşturmaktadır.

Bulunan fikrin program haline dönüşmesinden önce bir “ön araştırma” gerekecektir. Konu ilgi çekicimidir, niçin? Program yayın süresince insanları sıkmadan ekran başında tutacak kadar dolu olabilir mi? Hangi tip izleyici hedef kitlesidir, yayın ne zaman olmalıdır. Düşünülen programın konusu ile ilgili arşiv malzemesi bulunabilecek midir? Biçim olarak nasıl sunulmalıdır?

Önemli noktalardan bir diğeri de program fikrini oluştururken, neyi amaçladığınızı, izleyicilere neyi sunacağınızı çok net bilmeniz gerekir. Geleceğin yapımcısı olarak yapacağınız programı bir bütün olarak düşünebilme bilgi ve becerisini edindiğiniz an, televizyonculuk mesleğine uzanan yolun büyük ve zahmetli bir bölümünü geride bırakmışsınız demektir.

Yapımlar tüketilmek üzere gerçekleştirilen kültürel ürünlerdir. Üstelik bu tüketme öyle günde bir-iki adet değil yığınlarladır. Şöyle bir düşünecek olursanız, Türkiye genelinde izleyicilerin, sizin özene bezene hazırladığınız bir programı izleme olasılığı ne kadardır? Hadi izlediklerini varsayalım. Sizce izleyicilerin ne kadarı izledikleri programları daha sonra net olarak hatırlayacaktır? İzleyicilerin sadece çok küçük bir kısmı izledikleri programları daha sonra hatırlarlar. Bir anlamda özelliği olan programlar hafızalarda yer alır. Yoksa büyük bir kısmı programın yayınlanmasından sadece birkaç saat sonra çoktan unutmuş ve hafızasını başka yeni görüntü ve bilgilerle doldurmuştur bile… Medya insanları durmadan yeni bilgi ve görüntü bombardımanına tutar.

Bütün programlar izleyiciler için yapılmaktadır. İzleyiciler ile yapımcı arasında ise müşteri bulunmaktadır. Müşteriniz bir TV kanalının sipariş yetkilisi, bir kamu ya da özel sektör kuruluşu, bir reklam ajansı, bir program editörü ya da bir eğitim kurumu olabilir.

Öncelikle bir program, bir fikir ve bu fikirden gelişen bir proje demektir. İsabetli bir fikir bulmak ya da seçmek başlı başına bir iştir, bu fikir sizin seçiminiz ya da düşünceniz olabileceği gibi müşterinizin isteği, talebi olabilir. Bir program; üzerinde düşünülürken, tartışırken ve maliyeti hesaplanırken sürekli gelişim halindedir. Bu bir fikre sahip olmanızı, bu fikri araştırmanızı, bu fikri izleyiciye nasıl yansıtacağınızı düşünmenizi, bir tretman yazmanızı, bir bütçe hazırlamanızı ve fikri müşterinize satmanızı içerecektir ki; dersimizin ağırlığını oluşturan bölüm de burasıdır. Ancak sağlıklı bir bütçe hazırlayabilmeniz için diğer aşamalardan ve birkaç teknik konudan da haberdar olmanız gerekecektir.

Her yapım bir fikirle başlar. Fikir bir kere kavrandıktan sonra, yayınlanmasının ne gibi bir değeri olacağını gösterecek kısa bir incelemeden geçirilir. Bu incelemeden olumlu sonuç alınırsa, fikir genişletilir, geliştirilir, yararlı bir düzende ve etkili görülebilen ve duyulabilen öğeler dizisi biçiminde oluşturulur. Bu ilk fikrin bir göze-kulağa seslenen öğeler olarak düzenlenmesine ve hazırlıklarına genellikle yapım evreleri, kısaca “yapım” denir.

Kısaca söylemek gerekirse; bir fikrin doğuşundan kitlelere iletimine değin geçirdiği aşamaların tümüne yapım diyoruz. Yapımı gerçekleştirebilmek için ilk atmanız gereken somut adım bir tretman yazmaktır ki, bitirdiğiniz anda dersimizin uygulamasını da bitirmişsiniz demektir.

Müşteriniz sizin düşüncenizi, ne yapmak istediğinizi, yapıma nasıl yaklaşacağınızı ve programınızın ekranda nasıl görüneceğini bilmek isteyecektir. Tretman işte bunun içindir. Bu bir satış belgesidir. Ama düşüncelerinizi kâğıt üzerinde ayıklamanıza da yardım eder. Çekime başlamadan önce bir tretman yazmanız konusunda mutlaka katı bir kural yoktur. Ama hiç kimse istemese de işin sağlığı için yazmaya değer. Tretman, yapım ya da programın konusunun gelişmesini önce bize gösterir.

Düşüncelerinizi ve fikirlerinizi birkaç başlık altında toplarsanız tretmanı yazmak çok daha kolay olacaktır.

Tretmanı oluşturan başlıklar şöyle sıralanabilir:

Konu ile ilgili fikir ya da konunun özeti,

Hedef kitle profili,

İşleniş biçimi veya bir başka deyişle yapım tarzı,

Yaratıcı yaklaşım,

Yapı ve içerik tanımlaması,

Storyboard,

Teknik ekipman,

Belgeler (izinler, proforma faturalar vb..)

Bütçe

Burada araya girip çizgi roman okuma alışkanlığını edinmenizi önereceğim. Çizgi roman sinemaya en yakın disiplindir. İkisinde de çerçeve, diyalog, senaryo, ışık ve kurgu vardır. Üstelik sinemaya göre kendinizi çok daha rahat ifade edersiniz. Çünkü tek başınıza çizebilirsiniz. Hayal gücünüz ve kaleminiz yeter. Sinemadaysa ekonomik şartlardan dolayı muhakkak kendinize sınırlar koymak zorunda kalırsınız.

Örnek:

Buğday bitkisinin tarihte ilk kez Anadolu`da geliştirildiğini ortaya koyan bir belgesel filmin tretmanı.

 

Özet Bilgi

Söz konusu filmin neyi başarmayı amaçladığını birkaç sözcük içinde ifade edin.

         Bu tretman önde gelen bir kamu kuruluşu adına yapılacak olan belgesel film için hazırlanmıştır. Bu film, Türkiye`nin tanıtımına katkıda bulunacak, kamu kuruluşunun prestijini pekiştirme girişimlerine destek olarak kullanılacaktır.

 

Hedef Kitle

Çekilecek olan filmi kim seyredecektir? Kimi etkilemesi düşünülmektedir ve onlara neyin anlatılması gerekmektedir? Bunu baştan itibaren açıklığa kavuşturmak çok önemlidir.

         Hedeflenen ana izleyiciler tarihe ve arkeolojik araştırmalara ilgi duyan kişilerdir. Bu kişiler ilgili kamu kuruluşunun çalışmaları konusunda bazı bilgilere sahiptirler, ama bunun da geliştirilmesi gerekir. Film, tarihi belgelere dayandırılarak, tamamen gerçek görüntülerden yararlanacak ve tarafsız olacaktır. Öne sürülen savlar, bu konudaki araştırmalarıyla dünyaca tanınmış yurtiçi ve yurtdışından bilim adamlarının görüşleriyle desteklenecektir.

    Aslında izleyicileri tanımlayarak filmin neyi göstermesi gerektiğini ve bunu hangi sıra içinde yapacağını tanımlamaya başladınız.

 

Tretmanı yazmaya başlamadan önce konu hakkında biraz araştırma yapmanız gerekecektir. Eğer size bir bilgi aktarımı yapıldıysa, bu sizin için yapılmış kısmi bir araştırma olabilir. Böyle olsa bile, aklınızda olan fikirlerin uygulamaya konulup konulmayacağını bilmek istersiniz. Özet bilginin anlamadığınız yanları olabilir. Çekmek istediğiniz şey fiilen mevcut mu? Kendileriyle röportaj yapabileceğiniz kişiler kimler?  Çekim yapabileceğimiz ne tür dış mekânlar ve kişiler var?

Mümkün olduğunda, gidip insanlarla konuşun, mekânı ve konunuz olacak kişileri hissetmeye çalışın. İki şey için gözlem yapmanız gerekecektir: İyi konuşan ve size röportaj verecek olan insanlar ve görsel açıdan ilginç olan konular. Dışarı çıkıp biraz araştırma yapmak; konuyla nasıl uğraşacağınız konusunda da size bazı fikirler verecektir. En iyi sonuç verecek bir program formatı konusunda kararı kesinleştirmenize yardımcı olacağı gibi düşüncenizin hayat bulması için size fikir verecektir.

Televizyonda araştırma sözcüğü, tıp ya da herhangi bir bilim dalında olduğu gibi insanlık için bütünüyle yeni bir şey getirmeyi amaçlamak anlamına gelmez. Yeni fikirler, yeni malzeme, yeni oyuncular, metinler vb. aramakla beraber asıl olan sınırlı süre içinde belli bir konu, kişi ya da olay hakkında edinilebilecek en çok bilgiyi toplamaktır.

Araştırma herhangi bir programın yaşam suyudur. Programcının, program fikrini aldıktan sonra programda kullanacağı her türlü veriyi belirleyebilmesi, programa katılacak kişileri saptayabilmesi, sunuş biçimini, yer ve zamanını kesinleştirebilmesi, teknik olanakların sağlanabilmesi, kesin bütçeyi ve her türlü yönetsel, bürokratik işlemleri tamamlayabilmesi için bu araştırma sonuçlarını alması gerekir. Araştırma pre-production (yapım öncesi) aşamasında başlar ve gerekirse production (yapım) aşamasında da sürdürülür.

Araştırma olmaksızın; programın yapılmaya değip değmeyeceği bilinmez. Program için ne kadar zaman ayırmak gerektiği, programda verilen bilginin doğru, yapımcının tarafsız olduğunun kanıtı araştırma sonuçlarına bağlıdır.

Yapımcının kendisinin bile, belirgin olarak bilmediği bir konuda izleyiciye açık seçik bir mesaj iletmesi olanaksızdır.

İzleyicinin zaten bildiklerini tekrarlamaktan öteye varmayan bir program seyretmeye değer mi? Örneğin, polisle ilgili bir film, yalnızca devriye gezen, denetimler yapan, trafik yöneten, masa başı işleri yürüten polislerin görüntüleriyle doluysa, yapımcının ya da metin yazarının tembel davrandığı ve konuyu hafife aldığı anlamı çıkarılabilir.

Bir TV programı için gerekli araştırmanın türü ve kapsamı değişiktir ve nasıl yapılması gerektiği konusundaki genellemelerde bu nedenle güçlüdür. Genel olarak, Oyun, Eğlence, Eğitsel ve Müzik Programlarıyla hemen bütün naklen yayınlar, araştırmadan çok iyi bir planlamayı gerektirirler. Okul ve yaygın öğretim programları araştırma ister ama böyle durumlarda uzmanlardan danışman olarak yararlanmak mümkündür. Genellikle, zaten var olan ve belirli kaynaklar el altındadır. Bu nedenle, güncel ve belge türü en çok araştırma isteyen ve derinliğine girildiğinde ise aynı oranda araştırmaya ağırlık kazandıran yapım çalışmasıdır. TV de en önemli sorun, yapımcının kitaplıkta değil günler, saatler geçirecek zamanı olmamasıdır. Aşağıdaki birkaç nokta, belki bu bilgilerin daha kısa zamanda ve doğrudan sağlanmasına yardımcı olacaktır.

Konuyu bilen ve doğrudan ilgili güvenilir bir kişiyle ilinti kurun ve onun düşüncelerini sahiplenin. Bugünkü görünüm nedir? İlgili kuruluşlar hangileridir? Sorunlar nelerdir? Sorunların kökeni nerede yatıyor? Çözüm için ne yapılmış, ne yapılmamış? Işık tutmaya değer sorunlar nelerdir? Hazır bilgiler ve veriler nereden sağlanabilir? Ve benzeri sorulara cevap bulduğunuzda hiç yoksa bir başlangıç noktası bulunmuş, röportaj yapılacak kişiler hemen hemen saptanmış ve konuyla ilgili öteki kişiler de bulunmuş olacaktır.

Bazı kurum ve kuruluşlar çok yararlı olabilir. Örneğin, üniversiteler. Bütün dünyada ve her ülkede mutlaka bir Tabipler Odası, bir Tarım Birliği, Kadın Dernekleri hatta Kanarya Sevenler Derneği bile bulunur. Doğru yoldan ilgi kurduğunuzda ve ne tür bilgi istediğinizi tam olarak bildirdiğinizde istenilen yardım ve bilgi rahatlıkla alınacaktır. Devlet kurumları da çok yararlı olabilir ama araştırmacı kendisini hükümet sözcüsü durumuna getirilmiş biçimde bulabilir ve hatta işgüzar birkaç memura programda yer bile ayrılabilir. Her durumda yalnızca bir araştırma yapıldığının söylenmesi gerekir. Bazı kişilerin programda çok iyi konuşabilecekleri belli olmasına karşın yapımcı bu aşamada ilgisini belli edecek şekilde davranmamalıdır.

Her zaman bir not defteri taşınıp konuşmalarda not alınmalıdır. Kaybolması olağan kâğıt parçacıklarına itibar etmemek gerekir. Her röportajdan sonra ilk fırsatta daha ayrıntılı notlar alınıp dosyalanması yoluna gidilmelidir. Belleğinize fazla güvenmeyin. Kısa zamanda kimin ne söylediği kolayca unutulur. Konu özü üstüne araştırmacının bilgisinin çok az olduğu durumlarda konuşmaları röportaj yapılan kişinin izniyle kaydetmek en doğru çözüm olacaktır. Daha sonra ses bandının çözülmesiyle kayıt dosyalanabilir nitelik kazanır. Ancak bilgi veren kişinin rahatlıkla konuşmasını sağlamak için bandın kesinlikle yayınlanmayacağı belirtilmelidir.

Basını bir yana bırakmak hiç olmaz. Medya mensuplarıyla arkadaşlık kurulmalıdır. Gazetecilerin kulağı deliktir; genellikle sohbet esnasında bazı konuların özüne ilişkin bilgileri almak mümkündür.

İlginçtir ama çoğu televizyon yapımcısı çoğunlukla aynı binada veya aynı örgütte bir haber bölümü olduğunu unuturlar. Radyodaki meslektaşları ya da kendi televizyon kuruluşlarındaki haberciler aynı konu üzerinde çalışmış olabilirler. Başka bir deyişle binadan çıkmadan kaynakların çoğuna ulaşılabilinir.

Genellikle zamanınızı zaman ayırmaya değmeyecek birisi yüzünden ziyan edebilirsiniz. Telefonda karşılıklı görüşme yapmamız gerekebilecek kişiye amaç açıklıkla anlatılırsa belki de “karşılıklı kişisel görüşme “ ye gerek kalmayacaktır. Zaman azsa, araştırmanın büyük bölümünü telefon başında geçirmeye değer.

Bilgi verenlerin doğruluğu şüphe götürmese bile resmi görüşlere ağırlık verilmelidir. Her düzeyden insanla –özellikle başlarında müdür ya da işverenleri yokken –konuşulmalıdır. Soruna her yönden bakılmalıdır. Örneğin, yeni bir yerleşme bölgesi ile ilgili program yapılacaksa, o yöre araştırmacı tarafından gezilmeli, konut sorununun en belirgin olduğu yer görülmeli, kahveye bir uğranmalı ve her düzeyden halkla görüşülmelidir. Araştırmacı kendi görüp duymalı ve atmosferi hissetmelidir.

Ancak, araştırmacı her “ gözü yaşlı “ ya da “dertli” kişinin söylediğine inanmaktan kaçınmalıdır. Her söyleyeni bir gerçekmiş gibi aktarmadan önce araştırıp soruşturmaya özellikle çaba göstermenin doğru ve yerinde bir davranış olduğunu bilmelidir. Her şeyden önce tarafsız olmak gerekir. İstatistiklerin her yöne çekilebileceği söylentisi yerindedir. İstemeden de olsa yapımcının elde ettiği verileri, kanıtlamak istediği bilgileri desteklemek için kullandığı kolaylıkla gözlenebilir.

Her zaman araştırma gezilerinde programımızın görsel yani sinematografik malzemesi de araştırılmalıdır.

Ön araştırma tamamlandığında konunun öncelik taşıyan yanlarının neler olduğu ve programda nasıl yer alacağı önemle düşünülmelidir. Biraz çabayla eldeki malzeme bir olaylar dizisi biçimine sokulabilir. Ancak, hemen her zaman eldeki malzeme anlatılmak istenenden fazladır; bu gibi durumlarda bir programa her şeyi katmak yanlışına düşülmemelidir. Sınırlı sürelerde en önemli noktalar, konunun bir ya da iki ilginç yanı ağırlık kazanmalıdır. Unutulmamalıdır ki araştırmacı günler ya da haftalardır belli bir fikri yoğurmaktadır ama seyirci konuyla belki de ilk kez karşılaşmaktadır. Seyirciye özümlemesi beklenerek çok şey verilirse, ağaçları göreyim derken koca ormanı gözden kaçırabileceklerdir.

Bazen yapımcılar zamandan kazanmak için birtakım verilerin sağlanmasında olayın genel boyutlarının ortaya çıkarılması gibi konularda zeki kişilerin hizmetlerinden yararlanabilir. Özellikle lisansüstü dâhil öğrenciler, boş zamanlarında, yayıncılığa olan ilgilerinden dolayı çok az bir ücret karşılığında bu tür araştırmaları yürütebilirler. Ancak araştırmacının seçiminde ve önceden güvenilir olduğunda kesin bir yargıya varmak ve titiz davranmak gerekir. Bu durumda bile, yapımcıya araştıracak ve konunun içine girmesi için yapacak çok şey kalır. Üst kademedeki kişiler nedense genç bir araştırmacıdan çok “ yapımcıyla” daha rahat konuşurlar.

Karşıtlıklara yol açabilecek konularda elinizdeki verilerin doğruluğunu tekrar tekrar denetleyin ve alıntıları sağlamlayın. Aksi halde çalıştığınız kurumun sizin yüzünüzden kovuşturmaya uğramasına neden olabilirsiniz.

Ayrıntılı araştırmalarda çalışırken konunun, ilginç olmakla birlikte, bütün içinde önemsiz kalan parçacıklarına kendinizi kaptırmamaya özen gösteriniz. Konunun bir yanına derinliğine girildiğinde, seyirciye çarpık ve dengesiz bir genel görünüm aktarmak gibi sakıncalar ortaya çıkabilir. Başka bir deyişle, ana çizgileri destekleyen görüntüler aşırı duygusal ve dramatik olmamalıdır.

Yayın sonrası araştırma ayrıntılı olarak ne varsa dosyalanmalıdır. İleride aynı kişi ve kaynaklardan yararlanmak fırsatı çıkabilir.

Son olarak şu noktaları da unutmamak gerek; gereğince yapılmış bir araştırma sonucu-kaçınılmaz olarak-hiçbir zaman işe yaramayacak bilgiler edinilecektir. Ancak, bu zamanın boşa harcandığı anlamına gelmemelidir. Seyircinin görüp işitmediği bilgi yığınları, konu hakkında yapımcıya köklü bir bilgi verirken programda da bir amaca yönelme ve bütünlük göze çarpacaktır. Bunları seyirci görmekle kalmayacak ayrıca takdir de edecektir.

Program yapımcılarının kitaplıklarda, v.b yerlerde saatler, günler harcamaya vakitleri yoktur. Programcı, bilgi elde etmek için daha hızlı ve doğrudan bir yöntem bulmak zorundadır:

Konuyla doğrudan ilişkisi olan, konuyu bilen birisiyle ilişki kurularak ondan bilgi koparılmalıdır.

Hangi kuruluşlar ve kimler konuyla ilgilidir? Araştırmada, çeşitli kuruluşların yardımcı olabilecekleri unutulmamalıdır. Bu kuruluşlara halkla ilişkiler birimi veya sekreterlik kanalıyla başvurmalı ve ne tür bilgiler elde etmek, ne yapılmak istendiği açık ve kesin olarak bildirilmelidir.

Tretman’ın Sunulması

Mümkün olan her yerde fikirlerinizi müşteriyle yüz yüze görüşerek satmak / sunmak en iyisidir. Eğer fikrinizi bir yayıncılık kuruluşuna satmak istiyorsanız, önce pazarınızı araştırın. Program saatlerini kontrol edin, önerdiğiniz şeyin onların program akışına uyup uymadığına bakın. Şimdiden üç tane yemek programı olması bir başkasını istemedikleri anlamına gelmez. Bu belki de yemek programlarının kanallarında çok başarılı olduğu ve izleyicilerinin bu konuda yeterince program izleyemedikleri anlamına da gelebilir. Yapmanız gereken farklı bir yemek programı ile birlikte ortaya çıkmaktır.

Bağlantı Kurmak

Bunu yaptıktan sonra yapmanız gereken yapmak istediğiniz türden programı kimin sipariş ettiğini öğrenmektir. Onlara telefonla ulaşmaya çalışın. Aklınızda ne olduğu konusunda onlara bir fikir verin. Eğer tepki olumluysa, tretmanınızı sunmak için gidip onları görmeye çalışın. Eğer bu başarısız olursa, tretmanı kendilerine göndermenizi isteyip istemediklerini sorun. Hala onu okumaları ve daha fazla tartışmak için sizi çağırma olasılığı vardır.

Bir Yapım Şirketinin Üzerinden Gitmek

Bütün bunları yaşamak istemiyor olabilirsiniz. Öncelikle bir programcı iseniz ve satıcı değilseniz, fikirlerinizi yayıncı kuruluşlarla güçlü bağlantıları olan bir yapım şirketine götürmek en iyisidir. Bu yaklaşımda bir risk unsuru vardır. Seçmiş olduğunuz şirketin güvenilir olup olmadığı ve fikirlerinizin üzerine oturup onları yerine getirmek için başkalarını tercih edip etmeyecekleri konusunda bir değerlendirme yapmanız gerekecektir.

Ön Toplantı

Önerilerinizi bir araya getirmeden önce müşterilerinizle bir toplantı yapmak isteyin. Bu iki şeyi başarmanızı sağlar. Bu projeyi ciddiye aldığınızı gösterir. Ayrıca müşterinin de projeyi ne kadar ciddiye aldığını öğrenirsiniz. Müşteri çok meşgul olduklarını söylerse, gerçekten bir program yapma amacında olmama olasılığı vardır ve sadece fiyat alarak kuruluştaki daha üst düzeydeki kişileri tatmin ediyor olabilirler. Ya da programı kimin yapacağına zaten karar vermişlerdir ve siz de sadece listedeki yapımcılardan birisinizdir. En kötü durum ise sizin işi alamamanız ve müşterinin sizin fikirlerinizi alıp onları başka birine yaptırmasıdır. Bu sıklıkla olur.

Müşterinin program konusunda ciddi olduğunu varsayarsak ve sizinle anlaşmayı ciddi olarak düşünüyorsa bir ön toplantı birçok şeyin başarılmasını sağlar. Müşteri sizi tanımıyorsa, toplantı tanışmanız için bir fırsattır. Müşteri sizden kişisel olarak hoşlanırsa ve sizi bir profesyonel olarak değerlendirirse, işin onda dokuzunu halletmişsiniz demektir. Müşterinin sizin birlikte çalışılabilecek bir kişi olduğunuzu hissetmeye ihtiyacı vardır.

Bir ön toplantı ayrıca size müşterinin düşüncesini anlama ve fikirlerinize karşı ilk tepkileri alma fırsatı sağlar. Ön toplantı onları iletişim açısından doğru yönlendirme fırsatı da olabilir.

Bütçe

Bunu en sona bırakmanız en iyisidir. Eğer müşteri bu ana kadar görmüş olduğu her şeyden memnun olmuşsa ve etkilenmişse, maliyetini kabul etmeleri daha da büyük olasılıktır.

Bütçe hazırlamak her yapımcının sahip olması gereken bir uzmanlıktır. Bütçe gerçekçi bir bakışla, piyasanın tüm yönlerine ilişkin eksiksiz bilgiyle ve aynı şekilde, yapım sürecine ilişkin kapsamlı bir bilgiyle hazırlanmalıdır. Bütçe yapım maliyetini oluşturan her kalemin tek tek yazıldığı bir listeden başka bir şey değildir.

Gerçekçi bir bütçe hazırlamak için, önce program projesini özenle ve ayrıntısıyla düşünüp geliştirmek, sonra bu proje için gerekli tüm masraf kategori ve kalemlerinin bir ana listesi üzerinde çalışmak gerekir.

Yaratıcı unsurlar ve yaratıcı olmayan unsurlara % 10 “görünmeyen giderler” kaleminin ilavesiyle bütçe oluşur.

Bütçeyi aşmamak için yapımcının yapıma dair her şeyi bütçeye dâhil ettiğinden emin olması gerekir. İçilen kahveden, konukların taşınması için kiralanacak arabaya, basit arızaların giderilmesi için gerekli “takım çantası”na kadar her şeyi düşünmek gerekir. Unutulan küçük kalemlerin toplamı öyle bir miktara ulaşabilir ki diğer yönlerden iyi hazırlanmış ve yürütülmüş bir projenin bütçe limitlerini çok fazla aşmasına neden olabilir.

Sunuş

Tretman’ı bir kez yazdıktan sonra onu sizin sunmanız ya da sadece göndermeniz istenebilir. Her iki durumda da, yazdıklarınızın veya dosyanızın mümkün olduğunca profesyonel görünmesini sağlayın. Sadece sayfaları zımbalamayın ya da onları bir kâğıt klipsiyle tutturarak göndermeyin. Plastik kapağı bulunan ve görüntüyü destekleyen bir belge çok daha iyi görünür.

Eğer sizin sunmanız istenmiyorsa, daima bunu yapıp yapamayacağınızı sormaya değer. Belki de rakipleriniz bunu yapıyorlardır. Eğer herkes istiyorsa, müşteri fikrini değiştirebilir ve herkesi çağırabilir. Herkes işini kendisi sunar.

Eğer tretman’ı kesinlikle kişisel olarak sunacaksanız, daha önce düşünmeniz gereken birkaç şey vardır. Onlarla daha önce yapmış olduğunuz işlerden örnekler gösterebilirsiniz. Bu nedenle bir lap top edinmeniz gerekebilir. Sunuşun kaç kopyası olacağına ihtiyaç duyulacağını öğrenin. Genel bir kural olarak, sunuşunuzu okumak ve daha sonra belgenin kopyalarını dağıtmak en iyisidir. Başlamadan önce; sunumun ardından soruları almayı önerin. Siz konuşurken önlerinde belge olduğunda ve sizi sorularıyla kestiklerinde akıcı bir sunuş yapamazsınız ve onların da ilgileri dağılır.

Müşterinin sorabileceği sorular için hazırlıklı olun. Özel sekansları nasıl çekebileceğinizi öğrenmek isteyebilirler. Fikirlerinizi nasıl oluşturduğunuzu test etmek isteyebilirler. Maliyet hesaplarınızı sorgulamak isteyebilirler. Çoğu durumda müşteri yapım süreci konusunda pek fazla şey bilmeyecektir. Bu nedenle bu süreci basit bir şekilde açıklamaya hazır olun.

Sunuşunuzun başında ve sonunda müşterinize size bu fırsatı verdiği için teşekkür etmeyi sakın ihmal etmeyin.

 

 

Her tür yapım için asgari gereken yedi ana rol vardır:

 

Yapımcı/Sorumlu yapımcı: Bir yapımın proje aşamasından gösterimine dek tüm bölümlerin işleyiş ve her tür gereksiniminden sorumlu bir kişi olacaktır. Yaratıcılık, iş yönetimi, lojistik, hukuki ve mali açılardan gerekli bilgiye sahip, ekibi toparlayan ve ekibin iş programına ve bütçeye uygun çalışarak yapımın tamamlanmasının bir numaralı sorumlusu, bir yapımla ilgili tüm yönetsel ve parasal hatta kimi zaman sanatsal işleri de üstlenen, yapımla ilgili giderleri karşılayan kimse…

Bir ya da daha fazla izlencenin ana konusunu bulan, izlencenin hazırlanması, gerçekleştirilmesi çalışmalarını yönetmenle ya da tek başına yöneten kimse…

Bütün bu işlerin tümüne yapım denir. Bu işi gerçekleştiren kurum ve ortaklıklara yapımevi, yapım işleriyle uğraşan kişilere yapımcı adı verilir.

Sinema yapımcısından farklı olarak televizyon yapımcısı, yapımın sanatsal yönünü de gözetir ve genellikle izlenceye bir kişilik, biçem kazandırmakta payı olur.

Yönetmen: Bir yapımı görsel, işitsel ve estetik bir bütün olarak ortaya çıkarır. Çekimlere öncülük ve başkanlık eder ve süpervizörlük yapar. Senaryoda ya da yazılı metinde bulunan, planlananın olmasını, iyi görünmesini sağlar. Çekimdeki her aşamadan sonuçta yönetmen sorumludur. Karar verir ve uygular.                 

 

Eğer ilk kez yönetmenlik yapıyorsanız, doğru sözcükleri kullanma konusunda kaygılanmanıza gerek yoktur. Önemli olan şey ekipteki herkesle mümkün olduğunca iyi bir iletişim kurmaktır. Her birinin de yönetmen olarak sizin ne istediğinizi ve neyi başarmak istediğinizi bilmeye ihtiyaçları vardır. Ses teknisyeninizi de kamera operatörünüz kadar bilgilendirmeniz gerekir. Eğer sesli bir genel çekim planlıyorsanız, ses teknisyeninin mikrofonlar çekimde görünmeden nasıl iyi sonuçlar alacağını belirlemek için bilgilendirilmeye ihtiyacı vardır. İyi bir kamera operatörü bir çekimin ötekiyle nasıl kurgulanacağını bilmeye ve çekimi buna göre yapmaya ihtiyacı vardır. Bu nedenle bir sekansı başından sonuna nasıl çekeceğinizi ekibinizle konuşmaya değer. Çoğu kez size yardımcı olacak öneriler yapacaklardır ve onların deneyimlerinden bir sürü şey öğrenebilirsiniz.

Pek az başarılı televizyon programı, çekime katılanların üst düzeyde bir ekip çalışması olmadan yapılmaktadır. Yönetmenin görevinin bir bölümü de herkesin tümüyle bilgilenmesini ve birlikte çalışılmasını sağlamaktır. Başarının ve sonuçların yolu da birlikte çalışmaktan geçer.

Senarist: Senaryo; belli bir teknik ve yeteneğe dayanan, sinema kurallarını ve o günün teknik koşullarını göz önünde bulundurarak hazırlanan metne verilen addır. Senarist, yapımın fikir ve konusunun ana hatlarının bulunmasından sonra belirlenmiş konsepti geliştirir. Temel yapıyı yaratır. Metni yazar. Yapımı görsel olarak kurar.

Kameraman: Çekimler sırasında kamerayı kullanır. Görüntülerin teknik kalitesinden sorumludur. Işık ekibini yönlendirir.

 

Işıkçı: Sinema filmi çekimlerinde ışık vazgeçilmez bir unsurdur. En azından temel ışık sistemlerine gereksinimiz olacaktır.

Ses Teknisyeni: Gereken tüm seslerin seçiminden, kaydından ve kalitesinden sorumludur.

Kurgucu: Prova ve yayın kurgularını yönetmenle birlikte gerçekleştirir. Efektleri ekler. Yayına hazır hale getirir.

YAPIM EKİBİ

Sorumlu Yapım Yönetmeni bütün yapımın idari ve finansal sorumlusudur. Bütün ekibin ve yapımın denetçisi ve gözlemcisidir. Genellikle pek az şey yapar. Ama her şeyi izler ve işin de detaylı raporunu alır. Orijinal fikirle ortaya çıkmış olabilir ya da büyük olasılıkla finansal çözümle ortaya çıkmıştır. Yapım şirketinin yönetici müdürü ya da birkaç yapımcı tarafından birlikte yapılan bir dizi programın editörü olabilir. Belki de yapımın nasıl gittiğini ve uzun süren öğle yemekleri arasında bütçeye uygun gidip gitmediğini gözlemliyordur. Yapım şirketine veya yönetim kuruluna karşı sorumludur.

Uygulayıcı Yapımcı bir yapımın her yönüyle gerçekleşmesinden ve işin yürütülmesinden; yaratıcı, yönetsel, lojistik, yasal ve finansal açılardan sorumludur. Öncelikle bir ekip oluşturucudur ve önemli teknik imkânları seçer ve kiralar. Sorumlu yapım yönetmenine karşı sorumludur.

Yapım Yönetmeni: Bu her şeyi düzenleyen, ayarlayan ve organize eden bir kişi için geniş kapsamlı bir unvandır. Uygulayıcı yapımcıya karşı sorumludur, ama yönetmenle yakın bir ilişki içinde çalışır. Bütün lojistik, seyahat, konaklama, beslenme ve su bulundurma işlerinden sorumludur. Serbest çalışan teknisyenleri, ekipmanı ve teknik ekipmanı kiralar, ücret oranlarının ve koşulların görüşmesini yapar. Uygulayıcı yapımcı adına bütçeyi hazırlamak ve gözlemlemekten sorumlu olabilir, yönetmen için ilk dış mekânların araştırmalarını yapabilir. İyi bir yapım yönetmeni sürekli olarak ilerisini düşünür, yapımcı ve yönetmenin neye ihtiyaç duyabileceğini tahmin etmeye çalışır ve çekim için istenilen her şeyi zamanında ve yerinde sağlamakla yükümlüdür. Kimi kurum ve yapımlarda genellikle uygulayıcı yapımcı, yapı yönetmenin yerini alır, kapsamlı işlerde ve büyük yapımlarda yapım yönetmenine kesinlikle ihtiyaç vardır.

Yönetmen bir yapımın her şeyidir. Yapımın estetik ve teknik yaratıcılık yanından sorumludur, bütün çekimi ve kurguyu olması gerektiği gibi yönetir, senaryoda yazılı yapılmasını gerekenin yapılmasını, çok iyi görünmesini ve başarılı olmasını sağlar. Yapımcıya ya da yapım şirketine karşı sorumludur, ama iyi bir seçim yapmış olan akıllı bir yapımcı her şeyi yönetmene bırakır.

Yönetmenin hangi ölçüde bir yapımın ‘yaratıcısı ve yazar’ı olduğu bir tartışma konusudur. Bu büyük ölçüde yapımın orijinal olarak nasıl düşünüldüğüne ve yönetmenin yapıma hangi aşamada katıldığına bağlı olacaktır. Programın ya da yapımın başarısı ya da başarısızlığı yönetmenden sorulur.

Yardımcı Yönetmen yönetmenin sağ koludur. Sürekli yönetmenle çalışır. Yönetmenin görevlendirmesi ile stüdyo dışındaki mekânlarda yapılan çekimlerde yönetmenin yerine geçer. Görevi çeşitlilik göstermektir ve dış mekânların seçilmesini, çekime hazırlanmasını, kostüm ve aksesuar seçimi ile kastingi de içerebilir. Kalabalık sahnelerde figüranları yönetebilir. Kurgu ve seslendirmeye de katılır. Sürekli yapım yönetmeni ile birlikte çalışır.

Yönetmen Yardımcısı ya da Asistanı yardımcı yönetmene işin uygulanmasında asistanlık yapar. Yapım yönetmeni ile set ve stüdyo arasındaki bütün programı uygular, çekim notları tutar.

Sanat Yönetmeni stüdyo çekimlerinde, dekor kullanılan bütün çekimlerde, müzik videolarında, tanıtım ve reklam filmlerinde –daha sonra yönetmen tarafından gerçekleştirilecek olan- konsept ve görsel fikirlerle ortaya çıkar. Bunları uygular, sanat-estetik ve renk bilgisi ile donanmış olmalıdır. Dekor, giysi ve aksesuarları tasarlar ve sorumlu olarak uygular.

Senarist herhangi bir fikirden, bir metinden, bir öyküden konuyu görselleştirerek hazırlar, program yapısını oluşturur, görsel içeriği önerir, diyalogu ve yorumu yazar. Genellikle yapımcıya bilgi verir ve ona karşı sorumludur. Yönetmenle yakın bir ilişki içinde çalışabilir ya da ikisi hiçbir araya gelmeyebilir.

Reklam filmlerinde ise senarist bir reklam şirketinde tam gün çalışan veya müşteri tarafından bilgilendirilen bir metin yazarı da olabilir. Yine reklam şirketinde tüm gün çalışan ve reklam kampanyalarının temel yaratıcılarından biri olan yaratıcı yönetmen ile birlikte ikisi ayrıntılı bir konsept oluşturacak ve bu konsepte uygun bir senaryoyu reklam filmini yapacak olan yapım şirketine iletecektir.

Yapım Yardımcısı çekim senaryosunun güncellenmesini ve senaryoya uyulmasını sağlar. Genellikle çekimin devamlılığından sorumludur ve çekimlerin birbirleriyle uyum içinde olmasını sağlar. Bütün çekimleri sıralar ve senaryoya göre işaretler. Sekreterlik görevlerini de yerine getirebilir ve yapım yönetmeninin görevlerini üstlenebilir. Sürekli yapım yönetmeni ve yönetmen yardımcısı ile birlikte çalışır.

TEKNİK EKİP

 

Görüntü Yönetmeni deneyimli, üstün teknik ve estetik bilgiyle donanımlı bir kameramandır. Kamera operatörünün ve ışıklandırma teknisyenlerinin çalışmalarını yönetir ve onları koordine ederek yönetmenin istenilen görsel etkileri oluşturmasına yardımcı olur. Yönetmenle doğrudan birlikte çalışır. Görüntüyü düzenler, hem ışıkçıya hem de kameramana yön verir.

 

Kameraman/ Kamera Operatörü kamerayı kullanır ve görüntülerin teknik kalitesinden sorumludur. Çoğu kez görüntü yönetmeninin yerine de görev yapar ve kendi ışıklarını hazırlayabilir. Kamerayı ve ışık tekniklerini iyi bilir. Görüntü yönetmenine asistanlık yapar.

Kamera Asistanı kamera ekipmanını taşır ve kurar. Kamera kasetine filmin takılması ve çıkarılması için ikinci bir kişiye ihtiyaç duyulan film çekimlerinde çok önemlidir. Kameramana asistanlık yapar.

Ses Kayıt Teknisyeni seslerin kaydedilmesinden sorumludur. Ses alıcısını kurar ve kullanır.

Ses Kayıt Teknisyeni Asistanı ses kayıt ekipmanının bir parçası olarak çalışır, boom mikrofonu kullanır ve gözlemler.

Elektrik Baş Teknisyeni görüntü yönetmenin ya da kamera operatörünün yönetimi altında ışıkları hazırlar ve ayarlar.

Kamerayı taşıyan ve kuran kişi setçi ya da set elemanı olarak da bilinir. Grip, kamera ekipmanını taşıyan ve kuran kişiler için kullanılan genel bir terimdir. Özellikle şaryo denilen mekanik kaydırma aracını kurar ve kullanır. Kamera vinçlerini de kurar ve kullanır.

Çok kameralı çekimlerde özellikle, stüdyo çekimlerinde görev alan diğer önemli personel şunlardır:

Resim Seçici farklı açılardan çekilmiş görüntülerin elde edildiği ve bir reji masasının kullanıldığı çok kameralı çekimlerde en son yayına verilecek resmi seçerek kameraların çıkışı arasında kesme yapar. Kuzey Amerika’da Switcher olarak bilinir. Kurguyu ve görüntü ölçeklerinin ritmini iyi bilmesi gerekmektedir.

Kamera Kontrol her bir kameranın çıkışının resim kalitesini gözlemler ve ayarlar. Aynı zamanda ‘ racks’ (kamera operatöründen bağımsız kamera kontrolörü) olarak da bilinir.

Ses Uzmanı ses montaj ve mix masasını kullanır ve ses ekibini yönetir.

Stüdyo Şefi stüdyonun çekim sırasındaki işleyiş ve düzeninden sorumludur. Stüdyo çekimlerinde stüdyo içindeki bütün hareket ve aktiviteyi kontrol eder. Stüdyo içinde çalışan herkese yönetmenin isteklerini iletir, sunucular, oyuncular ve kendileriyle röportaj yapılan kişiler arasındaki bağlantıyı kurar. Yönetmen ve yapım yönetmeni ile birlikte çalışır.

 

Bunlara ek olarak, bir yapımda görev alan bazı kişiler:

Rol Dağıtım Yönetmeni senaryoda yazılı role uygun olası oyuncuları önerir, yönetmenle birlikte seçer, seçme sınavlarını ve zamanını ayarlar.

Tasarımcı Güzel sanatlar eğitimi almıştır, sahne ve görsel sanatları bilir. Yönetmen ve sanat yönetmeninin istekleri ve senaryonun yönlendirmesi doğrultusunda dekorları tasarlar, uygulamasına katılır ve dekor yapımını denetler.

Grafik Tasarımcısı programın jeneriğini ve programda bulunan bütün grafikleri tasarlar ve yaratır. Bilgisayar ve Animasyon tekniklerini, görsel efektleri iyi bilmesi gerekir.

Satın Almacı ekim için gereken her türden malzemeyi seçen ve bir araya getiren kişidir. Dekorun parçası olmayan, ama kamerada görünecek olan her şey bir aksesuardır -bir kitap, kutu, fincan ya da tabak vs)- bunları bütçeye en uygun şekilde fiyatlandırır, piyasadan toplar ve alımını yapar.

Stilist senaryoya ve yönetmenin isteklerine uygun olarak giysi ve kostümleri, aksesuarları ya da ürün paketlerini en iyi görsel efekt alınacak şekilde ayarlar. Sanat yönetmeni ve tasarımcı ile birlikte çalışır.

Kostümcü kameranın karşısındaki sanatçıların giyeceği bütün giysileri seçer, kiralar ya da satın alır. Sanat yönetmeni ve stilist ile birlikte çalışır.

Makyaj Sanatçısı ekranda görünecek bir sunucu ya da haber spikerinden tutun da bir TV filminde rol alacak tüm oyuncuların senaryoya uygun olarak en doğru ve estetik görünümü için gerekli makyaj uygulamasını yapan kişidir. Işık, fotoğraf ve renk bilgisinin olması gerekir.

Saç Tasarımcısı/ Kuaför senaryoya ve sanat yönetmenin isteklerine göre oyuncuların saç görünümlerinden sorumludur. Saç biçimlerini tasarlar ve uygular, makyaj sanatçısı ve sanat yönetmeni ile birlikte çalışır.

Koşuşturmacı yönetmen yardımcısı ve yapımcı ile birlikte çalışır. Dış mekânlarda yapılan bir çekimde gereken bilgileri ya da malzemeyi iletir. Çekim yapılan dâhili bir mekân ise aynı şeyi yapar ayrıca müşterilerin pizza yemesini ya da kahve içmesini sağlar. Sektöre girmek için harika bir yoldur: “Koşuşturmacıya asla kalabalık etmeyin. Bir gün patronunuz olabilir.”

Bir program bir kez son-yapım aşamasına geldiğinde, önemli olan kişiler; prova kurgucusu, yayın kurgucusu ve ses mix teknisyenleridir.

‘Yapım’ sözcüğü, zihinlerde bir ürün oluşturan makineler ve ekipmanları akla getirmektedir.

Yayıncılık dünyası çok parçalı bir endüstridir. Tümü istekli binlerce çalışan ve bir sürü stüdyoyu içerir. Çok pahalı ekipmanlara yatırım yapmak gibi bir düşünce sizi korkutmasın. Kameradan ses kayıt cihazına ve bunları kullanabilecek elemanları kolaylıkla kiralayabilirsiniz.

 

Aslında pek az şirket ihtiyaç duyabilecekleri teknik olanakların hepsine sahip olabilir. Ayrıca programlarını yamak için tam-gün çalışan personel ve teknik kadroyu bulundurmaları da olası değildir. Kamera takımı ve kurgu ekipmanı pahalıdır. Maliyetlerini karşılamaları için sürekli olarak çalışmaları gerekir. Bu nedenle bağımsız yapımcıların çoğu profesyonel kuruluşlara giderler ve kameraları, stüdyoları, kurguyu, grafikleri ve seslendirme stüdyosunu kiralarlar. İhtiyaç duyulan kişiler ya ekipman ile gelirler ya da günlük çalışma esasına göre ya da proje bazında kiralanırlar. Yazarlar ya da yönetmenler de serbest çalışma esasına göre sözleşme yapma eğilimindedirler.

TEKNİK OLANAKLAR

Nerede olursanız olun genellikle yeterli son-yapım olanaklarını bulursunuz. Aynı şey kamera ekipleri ve ekipmanı için de geçerlidir. Dört bir yana dağılmış profesyoneller vardır ve yapımcılar dünyada çekim yapmayı planladıkları hemen her yerde yerel olarak çalışan ekipleri kiralayarak konaklama ve ulaşım giderlerini kısabilirler. Ama bu sahte bir tutumluluk olabilir. İlk kez birlikte çalıştığınız bir kamera operatörünün istediğiniz çekim tarzını başarması düşük bir olasılıktır. Bu kurgu için de geçerli olabilir. Herkes bir kamera operatörü, tasarımcı ya da kurgucu olduğunu ileri sürebilir. Pek az tanınmış diplomalar ya da sertifikalar vardır. Bu nedenle insanların daha önce neler yaptıklarını, deneyim düzeylerini ve adlarına çalıştıkları müşterileri kontrol etmeniz gerekir.

Doğru teknik olanakları bulmak bir deneme, yanılma ve söylenenlere kulak vermek meselesidir. Teknik olanaklara sahip olanlar kendilerini mesleki dergilere reklam vererek tanıtırlar ve mesleki rehberlerde listelenmişlerdir. Teknik olanaklara sahip kişi ya da kurumlara ulaşmak için Dergiler ve Rehberler iyi bir başlangıç noktasıdırlar, ama siz yine de ilk kez kullanmayı düşündüğünüz teknik imkânları daha önce kullanmış ve bir tecrübe yaşamış biri ile konuşun.

Teknik olanakları kiralamanın pek çok yolu vardır. Bir yapımcı bir stüdyoyu ya da ekipmanı personel olmadan kiralar ve daha sonra da kendi adamlarını ya da tercih ettiği serbest çalışanları getirir. Bu şekilde tam istediği ekibe sahip olabilirler, ama yapılması gereken daha fazla çalışma vardır; daha önceden daha fazla telefon görüşmesi, daha fazla defter tutma zahmeti ve daha sonra yazılması gereken çekler. Yapımcıların çoğunun paketleri yani bir kamera ekibiyle birlikte bir stüdyoyu ve gerekli tüm ekipmanları kullanacak insanları tercih etmeleri hiç de şaşırtıcı değildir. Alternatif olarak bir yapımcı dışarıdan bir veya iki tercih edilen kişi getirebilir ve geriye kalanları teknik imkânları sağlayana bırakabilir. Seçim onlara aittir.

İNSANLAR ve İŞLERİ

TV endüstrisinde çok çeşitli iş dalları bulunmaktadır. Bunlardan bazıları oldukça bilinen ve anlaşılır görevlerdir. Diğerleri ise dışarıdan bakan kimseler için akıl ermez niteliktedir. Genelleştirildiğinde, iki tür insana bölünmüştür     ( yapım ve teknik). Yapımcı kişiler asla bir klaket  ya da bir cep telefonundan daha ağır bir şey taşımazlar. Onların hepsi de Yapım Ekibi’nin üyeleridir ve geri kalanlara ne yapmaları gerektiğini söylerler. Kurgucular, dekorcular, yazarlar ve kompozitörlerin dışındaki herkese genellikle Ekip denilir.

Geçmişte, işler ve görevler arasında kesin sınırlar vardı. Bugün ise daha büyük bir esneklik görülür. Farklı yapımlarda, farklı kurum ve şirketlerde işlevler ve iş tanımları farklılık gösterebilir. Aşağıdaki liste insanların yerine getirdiği ana işler konusundaki bir genel rehberdir ve işlerin başlıklarıyla neyin anlaşıldığını gösterir.

Sinema için çekilenler dışında film endüstrisini iki ana başlıkta inceleyebiliriz. Birincisi broadcast yani televizyon için diğeri ise nonbroadcast yani televizyon için olmayan. Televizyon sektörü bildiğiniz üzere her gün evlerimizde oturup izlediğimiz yapımlardan oluşur. Bunlar belirli bir akışa göre planlanmış haber, spor, eğlence programlarıyla belgesel ve dramalar biçiminde sıralanabilir.

Televizyon dışı sektör ise daha çok video alanı ya da video sektörü olarak bilinir. Video tekniği kullanılarak eğitim, şirket içi iletişim, satış, pazarlama, reklam ve tanıtım için yapımlar üretilir. Kiralamak ya da satmak için üretilen konulu film ya da özel ilgi videoları da bu alan içinde sayılabilir. İki sektör arasında önemli ölçüde bir iç içe geçme durumu görülür. Bu sektörlerde yapımın oluşmasında dört önemli başlık vardır:

  1. programın yapılmasını isteyen ve programı yaptırmak için gereken paraya sahip olan ve siparişi veren kişi ya da kurum
  2. işi kotaracak olan yapımcı ya da yapım şirketi
  3. yapımcının işi yapmak için işe alacağı kişiler ya da kullanacağı ekipmanlar
  4. çekim, kurgu, ses için gerekli stüdyolar.

YAPIM SÜRECİ

Yapımın üç ana basamağı vardır. Yapım öncesi (hazırlık), yapım esnası (çekim-kayıt) ve yapım sonrası (tamamlama). Birinci evrede, program projesi bulmak ve geliştirmek, yani fikir, proje, bütçe hazırlamak yer alır. Senaryo yazılır, yönetmen ve teknik elemanlar bulunur, çalışma tablosu hazırlanır. Buna ön-yapım (Pre-Production) da denilir. İkinci evrede, programın stüdyo içinde ve dışında ya da farklı mekânlarda kaydı gerçekleştirilir (On-Production).  Üçüncü evrede (Son-yapım, Post-Production) çekilen filmin aktarımı, kurgusu, seslendirilmesi, çoğaltılması, dağıtımı gibi işlemler yer alır.

Bir yapımcı olarak, iyi bir yargılama yeteneğinde olmak gerekir. Neyin iyi, neyin kötü olduğunu bilmek, görevin başarıyla sonuçlanması için gereklidir. Bu bilgi de geniş ölçüde, görgü ve deneyime bağlıdır. Belirli bir gösteri malzemesiyle konuyu en ilgi çekici, inandırıcı ve etkileyici bir şekilde sunma yetenek ve yetkinliğinde olmak gerekir.

Fikri geliştirip proje haline, proje de program ve bütçe tasarımına ulaştığında, programın yapılmasına karar verilir ve ön-yapım aşamasına geçersiniz. Bu aşamada daha fazla araştırma yapıyor olursunuz. Çekim ekibini kurar ve ekipmanı hazırlatırsınız. Mekânları seçersiniz, programda yer alacak kişilerle konuşursunuz. Bir sunucu ya da oyuncuları belirlersiniz. Sözleşmeleri yaparsınız. Bir çekim senaryosu yazar veya yazdırır, storyboardlar çizer ve yapım takvimini planlarsınız. Ayrıca setleri tasarımlıyor, aksesuar ve kostümler seçiyor olabilir; arşivleri tarıyor ya da müzik üzerindeki telif hakkı konusunu çözümlüyor olabilirsiniz.

Her şeyi kendinizin yapması mümkün olmadığı için sizinle birlikte çalışacak ekibi de seçeceksiniz. Onlara gereksinim duyacağınız günleri belirlemeniz, nasıl besleneceklerini ve gidecekleri yerlere nasıl ulaşacaklarını belirlemeniz; yani bir takvim ve iş programı hazırlamanız gerekecektir. Titizlikle hazırlanmış bir ön yapım; programın başarısı için çok önemlidir. Bunu doğru yaparsanız, programınızı düzgün bir biçimde ve bütçeyi aşmadan tamamlayabilirsiniz.

Gerekli ön hazırlıklar eksiksiz olarak tamamlandığında; yapımı gerçekleştirmeye, yani on-production aşamasına geçmeye hazırsınızdır. Bu gerçekleştirme aşaması olarak da bilinir. İşe koyulursunuz ve tüm ekibinizle birlikte çekimleri/kayıtları yapmaya başlarsınız.

Çekimler tamamlandıktan sonra post-production/sonlandırma aşamasına sıra gelir. Genellikle önce prova kurguyu (offline) tamamlayarak kurguya başlarsınız. Bu müşteriniz tarafından onaylanınca, değişiklikleri ve düzeltmeleri yaparsınız. Program metninin son halini kaydedersiniz ve gerekiyorsa görsel/işitsel efektler ve müzik ekleyerek bütünlüğü sağlarsınız. Son olarak yüksek çözünürlüklü bir yayın kopyası haline getirirsiniz.

Bu iş de bittikten sonra, programın kopyalarına gereksinim duyuluyorsa çoğaltma için bir düzenleme yapmanız gerekebilir. Organize edilmesi gereken tanıtımlar, dağıtım ve pazarlama taktikleri geliştirmeniz, ödenmesi ya da tahsil edilmesi gereken paralar olabilir. Bir hesap çıkartacak, bütçenizin ne hale geldiğini göreceksiniz. Neyi çöpe atacağınıza, neyi dosyalayacağınıza karar vereceksiniz.

Bu aşamalar her tür yapım için geçerlidir ama süreleri değişebilir. Bir haber programı çoğu kez birkaç saat içinde planlanıp, çekilip, kaydedilip, kurgulanır ve yayınlanırken, dramatik bir dizinin ya da belgeselin sadece geliştirilmesi bile yıllar alabilir.

Ne tür bir yapım olursa olsun, aşamaların sırası aynıdır. Ama bir aşamanın bir sonrakine geçmeden tümüyle tamamlandığını da düşünmeyin. Bunların iç içe geçme alışkanlıkları vardır. Programın bir bölümünün çekimine/kaydına başlamadan önce bir diğer bölümün kurgulanması gereksinimi doğabilir. Bazen de senaryonun ya da metninizin süreç boyunca değiştiğini de görebilirsiniz.

 

 

 

YAPIM ÖRNEKLERİ

Televizyonun ana özelliklerinden biri herhangi bir başka iletişim aracından daha fazla disiplini içermesidir. Bunlar arasında gazetecilik, müzik, dram, spor, komedi ve benzeri şeyler vardır.

Televizyon birçok ustalığı uygulama ve birçok farklı ilgi alanını takip etme fırsatı sunar. Bu nedenle farklı yapım türlerine baktığımızda neler olabileceğini göreceğiz: bir haber programında, güncel olaylar programında, bir şirket videosunda ve bir dram yapımında işler nasıl yürür?

Haber Nedir?

Haber, olmakta olan ya da olmuş bir olaydır; yeterince önemli olan bir olaydır ya da potansiyel izleyicilerinizin en büyük bölümü için yeterince şok edici ya da onları heyecanlandıran bir olaydır.

Bir olayın bu ölçütleri karşılayıp karşılamadığına kim karar verecektir? Bu kişiler ilk anda bir haber programını yayımlayan yayın ekibidir. Ve bu işte olmalarının nedeni ‘haber hissi’ denilen şeye sahip olmalarıdır. Bir haberi neyin oluşturduğunu bilirler. Bu edinilen bir ustalıktan daha çok sezgiseldir. Eğer sezginiz yoksa kaygılanmayın. Bu bölümü atlayın ve devam edin. Haberler televizyonun sadece bir bölümüdür. Ama Isparta’daki uçak kazasında 90 kişinin ölmesinin Çin’deki kıtlıkta 2 milyon kişinin ölmesinden daha büyük bir haber olup olmadığının yanıtını biliyorsanız okumaya devam edin.

Ve yanıt da Isparta’daki uçak kazasıdır. Neden? Bu bir Türk haber bültenidir. Uzaklık ya da kültür açısından Çin’den daha yakındır. Uçakların kaza yapmaları alışılmış bir şey değildir. Sorulan sorular olacaktır. Ayrıca görüntüler de olacaktır.

Bütün bunlar biraz alaycı geliyorsa özür dilerim, ama habercilerin zihinleri bu şekilde çalışmalıdır, çünkü izleyicilerin zihinleri de bu şekilde çalışmaktadır. Bu Çin’deki kıtlığa değinmeyeceksiniz demek değildir. Ama uçak kazası bugün olduğu için onu bütün yanlarıyla işleyebilirsiniz, izleyicileriniz ne olduğunu bilmek isteyeceklerdir. Bu nedenle de flaş haber olarak yayınlayacaklardır.

 

Belgesel

İyi hazırlanmış ve meseleyi ortaya koyan belgesel tarzında hazırlanmış bir televizyon programı, mesajı direkt olarak yansıtacaktır. Bu mesaj, sizin kendi düşünceniz olabileceği gibi, ilgili bir grup veya organizasyonun da olabilir. Örnek olarak yaşanmakta olan çevre kirliliği ile ilgili hazırlayacağınız bir program düşünelim. Hazırlayacağınız program iyi düşünülmüş, çatısı sağlam oluşturulmuş ve mantıklı iddialar içermelidir. Sunum otoriter olmalıdır. Süre olarak 15–20 dakika ile sınırlı olması, izleyicinin dikkatinin dağılmaması açısında olumlu olacaktır. Sokak söyleşileri ve röportajlar var ise, kısaca ve tam anlamıyla meseleyi açıklar biçimde kullanılmalıdır. Küçük bir ekip halinde çalışmak ve fikirleri beraber oluşturup tartışmak, programın veya belgeselin daha sağlam ortaya çıkması bakımından çok yararlı olacaktır.

İnandırıcı bir program hazırlamanın püf noktası, hazırlayacağınız programın belli bir izleyici kitlesine hitap edecek olmasıdır. Bu tarz bir çalışma, sizin yaklaşımınızı daha çabuk tanımlayacaktır. Örneğin belgeselinizde çevre ile ilgili bir problemden bahsediyor ve çözüm için destek arıyorsanız, bu sorundan haberi olmayan kamuoyuna, ancak konu hakkında adım adım, uzun ve detaylı açıklamalarda bulunduktan sonra destek arayışlarına girebilirsiniz. Hâlbuki daha seçkin ve konudan haberdar bir izleyici kitlesine problemi daha genel olarak anlatıp, direkt olarak amaca geçebilirsiniz.

Belgesel üzerinde fikirler belirlenmeye başlar başlamaz, bütün bu düşünceleri kâğıda aktarmalısınız. Çalışmanızın tarzını, içeriğini ve amacını oluşturacak olan bu dağınık düşünceler ile belgeselinizin çatısını oluşturmalısınız. Ancak ana çatının kurulması ve yaratıcı ekip tarafından fikirlerin benimsenmesinden sonra detaylı bir araştırmaya başlanabilir. Bu araştırma sonunda konunun uzmanı olursunuz. Metni yazarken ve araştırmayı sürdürürken devamlı olarak işin görsel yanını düşününüz. Daha sonra metni ve bir çekim planı oluşturun. Montaj sırasında sekanslar birbirine metin yardımıyla veya söyleşilerle daha kolay bağlanabilir.

 

Çevre kirliliği konusunda hazırlanmış inandırıcı bir belgeselde, durumu basit ve mantıklı bir şekilde açıklamalısınız. Söyleminiz izleyicinin endişesini uyaracak biçimde olmalıdır. Açılışta problemi ortaya koyan görüntülerle başlamalı, kamuoyunun endişesini gösteren görüntülerle devam etmelisiniz. Daha sonra bu sorunun sebeplerini, söyleşiler veya metin yardımıyla ortaya koymalısınız. Sorunun çözümüne dönük neler yapılabileceğini belirten cümlelerle sonuca yönelmelisiniz. Bu sırada, kamuoyunun oynayacağı rolü eklemeyi unutmamalısınız.

İnandırıcı bir belgeselin açılış sekansı, seyircinin ilgisini bir “kanca” gibi konunun içine çekmelidir. Bu nedenle açılış görüntüleri konuyu kesin bir şekilde ortaya koyan, görsel olarak güçlü görüntüler olmalıdır. Kullanılacak uygun bir müzik sahneyi oturtur ve etkiyi pekiştirir. Problemin çatısını kısa ve öz bir şekilde çizmek için, bir anlatıcı (narrator) ve konu ile ilgili deneylerini anlatan tanıkların etkileyici söyleşilerini kullanın.

Harekete geçme gerekliliğini ön plana çıkartın. Yöre halkı ile yapılmış ayaküstü söyleşilerle (vox-pop) halkın konu ile ilgili duyarlılıklarını vurgulayın; Yöresel gazetelerden sorun ile ilgili başlıklar ve bağımsız bir uzmandan konu ile ilgili kaygılarını ifade ettiği bir söyleşiyi dâhil edin. Protesto gösterileri ve sorun hakkında yapılan toplantı görüntüleriyle birlikte, birtakım dernek başkanlarının görüşlerini eklemelisiniz.

Belgeselin gelişme kısmında görüşler ve iddialar üzerinde tek tek ve detaylı bir şekilde durulmalıdır. Anlatıcı ve söyleşisi yapılan kişiler tarafından yapılan açıklamalar, konuyla ilgili görüntüler eşliğinde yayınlanmalıdır. Bilgi akışının hızını, çok yoğun olmayacak bir şekilde ayarlayın. Unutmayın; aralıksız konuşma, bilgi aktarımı izleyici açısından çok sıkıcıdır. Teknik noktaları aydınlatmak için tablolar ve grafikler, süreç ve işlemleri açıklamak için ise basit animasyonlardan faydalanabilirsiniz.

Bütün ikna etme biçimlerinde olduğu gibi, karşı görüşleri de ele alın. Yapmış olduğunuz araştırmalar şu anki duruma neden olanların ya da destekleyenlerin hareket noktalarını açığa çıkartmış olmalıdır. Mali veya siyasi iddiaları ya da görüşleri ele almaktan kaçınmayın. Bu bölümün bir kısmını karşı görüşteki insanlarla yapılmış söyleşilere ayırın ve bu kesime söz hakkı tanıyın. Daha sonra kendi fikirlerinizle devam edin. Her konuşmacının isim ve statüsünü belirtmek için karakter jeneratörü ile isimleri görüntü üzerine bindirin. Arada olumlu ve olumsuz yönleri vererek, dramatik ve etkili bir sekans elde edebilirsiniz. Örneğin karşı taraf bir sorun olmadığını söylüyorsa, kirlenmiş bir nehir veya kaymış bir tepenin görüntüsüne geçin. Bu durumda hiç bir açıklamaya gerek kalmayacaktır…

Şimdi sıra sorunun çözümünü sunmaya geliyor. Mümkün olabilecek değişiklikler için olumlu bir izlenim yaratın ve bunu sunun. Acil iyileştirmelerin nasıl gerçekleştirilebileceğini gösterin. Benzer bir sorun ve çözümüne ilişkin örnekler verin. Görüntülerin kurgulanma hızı ve müziğin temposu ile bir “aciliyet hissi” yaratın.

İddianızı tekrarlayarak belgeseli sonlandırın. Ana noktaları sıralayan başlıkları gösterin. En etkileyici görüntülerinizi gerekiyorsa tekrarlayın ve izleyiciyi cesaretlendirecek müzik kullanın. İzleyicinizden ne yapmasını beklediğinizi, net bir şekilde belirtin. Mesajınızı sonu olmayan isimler listesi geçirerek bulandırmayın.

Güncel Olay Programları

Bir güncel olaylar programına yaklaşım tarzınız bir haber programına yaklaşım tarzınıza benzer olacaktır. Aradaki fark şudur: Bir konuya belki de daha fazla süre verecek ve bu konuyu biraz daha derinlemesine inceleyeceksiniz. Ama büyülenmeyin. On dakika içinde söylenebilecek pek çok şey yoktur ve bu süre içinde IMF’nin bütün karmaşık yanlarını açıklamanız pek olası değildir. Burada ustalık önemli yanları bir araya getirmek ve karmaşık konuyu ortalama izleyicinin anlayabileceği bir şekilde sunmaktır.

 

Kurum ya da Şirket Videosu

Şirketler ve kuruluşlar için yapılan şirket videoları değişik boyutta, biçimde, ölçüde ve çeşitli amaçlarla yapılır. Bunlar genellikle iki kategoriye ayrılır:

  1. Öncelikle şirketlerin, satış, pazarlama ve halkla ilişkiler bölümleri tarafından sipariş edilen ve kurum dışında kullanılmak için yapılan videolar
  2. Bir organizasyonun iç iletişimini ya da eğitim ihtiyaçlarını karşılamak üzere yapılan videolar

Şirket videoları için yaklaşım farklı olacaktır, ama temel ilkeler aynıdır. Fikirlerinizi daima programı sipariş edecek olan kişiye yüz yüze sunmaya çalışın. Şirket programları çoğu kez birkaç seçenek oluşturarak ve aralarından seçim yapmak suretiyle sipariş edilmektedir. Bir müşteri özel bir program için üç ya da dört yapımcıdan tretman ve maliyet raporu hazırlamalarını isteyebilir. Bazen bütçe sınırlarını özellikle belirtirler. Başka zamanlarda da özet bilgiyi özellikle belirtecekler, fikir isteyecekler ve gelip bunun kaça mal olacağını söylemenizi isteyeceklerdir.

Dram ya da Drama

Çoğu programcı için dram çok çaba gerektiren ve aynı zamanda televizyonun en doyurucu tarzlarından biridir. İyi drama yapmanın anahtarı iyi senaryo, iyi ekip çalışması, ayrıntılı planlama ve iyi oyuncuları seçmek ve onlardan üstün verim alabilmektir.

Üzerinde çalışmak üzere iyi bir senaryonuz olduğunu varsayacağız. Herkes kendilerinden ne yapmaları gerektiğini ve bunları ne zaman yapmaları gerektiğini bildiklerinde ekip çalışması oluşur. Eğer profesyonel iseler ve bu iki şey de kendilerine anlatılmış ise, bunu yapacaklardır. Ayrıntılı

Planlama gerçekçi bir çekim takvimi hazırlamak, çekim setlerine, makyaja, kostüme, aksesuarlara, araçlara ve istediğiniz başka şeylere istediğiniz zamanda sahip olmanız demektir. Başka bir deyimle, reçete her başarılı program için aynıdır. Tek fark çok daha fazla unsuru yönetiyor olmanızdır. Onun için bu bölümde iyi oyuncuları nasıl bulacağınıza ve en iyi sonuçları almak için onlarla nasıl çalışabileceğinize yoğunlaşacağız. İyi aktörler bulmanın en iyi yolu bir rol dağıtımı (casting) firmasının hizmetlerini kiralamaktır.

Küçük istasyon çalışmalarında yapım ve yönetim işleri, bazı ülkelerde Yapımcı-Yönetmen olarak görev yapan bir kişi tarafından yönetilir. Küçük istasyonlarda yapım ve yönetimle ilgili birçok işler birbirine girmiş olduğundan, bu birlikte yönetim, iyi sonuçlar vermektedir. Ancak bu iş bileşimi her görev üzerine fazladan bir yük bindirir.

Daha açıkça anlaşılması için yapımcı ve yönetmenin görevlerini ayrı ayrı ele almak yararlı olacaktır.

Televizyon yapımcısı bir gösteriyi ya da programı bütünüyle düzenleyen sorumlu kişidir. Çoğu zaman gösteriyle ilgili fikirleri bulur ve sonra da yapım için gereken malzemeyi hazırlar. Her türlü parasal işlerin, denetlemelerin ve malzeme izinlerinin sağlanmasını üzerine alır. Elindeki teknik olanakları ve bu olanakların sınırlarını bilir. Prova ve gösteri programlarını düzenler. Televizyon yapımcısının özel görevleri her gösteri fikrine göre değişir. Bazen basit bir konudan bir oyun ortaya konulması gerekir. Bazen de televizyon yapımcısına, programın ayrıntılarının çoğunun hazırlanmış olduğu bir senaryo gelebilir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ÖN YAPIM

Henüz düşünülen bir programın bölümlerini bir araya getirmenin iki yolu vardır:

Bu yollardan biri bir kamerayla fırlayıp çekime başlamaktır. Bu işin eğlenceli yanıdır ve bunu engellere yakalanmadan atlatabilirsiniz. Ama büyük bir olasılıkla bu bir felaket olacaktır ve hatta böyle olmasa bile, önemli ölçüde zamanı, parayı ve başka insanların iyi niyetini boşuna harcamış olacaksınız, çünkü çektiklerinizi kullanamayabilirsiniz!

Planlama ve masa başı çalışmasına öncelik vermeli ve biraz ofis mesaisine katlanmalısınız. Hemen bir yapım takvimi çizmeniz gerekecektir. Eğer programınız belirli bir zamanı hedef alarak yapılacaksa ne zaman neyi yapacağınızı o tarihten geriye doğru çalışarak belirlemek en iyisidir. Akıl ve mantık size bu yolu önerir.   

 

TAKVİMLER

Bir ay içinde teslim edilmesi gereken 10 dakikalık bir programı örnek olarak alırsak, takvim şu şekilde görünebilir:

    1.Hafta: Dış mekânların ön araştırmalarının senaryo haline getirilmesi

    2.Hafta: Grafiklerin çekilmesi

    3.Hafta: Prova Kurgu

    4.Hafta: Dış-sesin kaydı, yayın kurgusu, seslendirme, çoğaltma

     Dış görünüşe göre gayet rahat bir takvime benziyor ama aslında birinci haftada senaryo yazımı ve dış mekânların ön araştırması için fazla vakit vermiyor. Senaryolar pek ender olarak ilk seferinde hedefe ulaşırlar ve senarist bir ikinci ya da üçüncü taslak üzerinde çalışırken siz de dış mekânları arıyor olabilirsiniz. Bu arada, röportaj yapmak istediğiniz kişinin İkinci Hafta sırasında hazır olmadığını öğrenirsiniz ve bu nedenle değiştirmek zorunda kalırsınız. Üçüncü Haftada Kurgu yaparken bir günlük çekim yapmak zorunda olduğunuzu görebilirsiniz. Eğer bir şirket videosu yapıyorsanız, belki de müşteriniz çeşitli aşamalarda senaryoyu, prova kurguyu ve grafikleri onaylamak isteyecektir. Bu onaylama aşamalarını takviminizin içine yerleştirmeniz ve müşterilerinizin onaylama süresi ile size kaybettireceği zamanın farkına varmalarını sağlayarak ek süre istemelisiniz.

Genel bir kural olarak bir takvimin devamlı olması ve aşamalar arasında ve içinde uzun aralara izin verilmemesi daima en iyisidir. Bazen bu sizin kontrolünüzün dışında olur ve bazen de bir projeyi rafa kaldırmak ve ona daha sonraki bir tarihte dönmek zorunda kalabilirsiniz. Bu ideal bir çalışma yöntemi değildir, ama kabul edebileceğiniz bir yöntem de olabilir. İyi organize olmanın ve yaptığınız ve yapmayı planladığınız şeylerin kaydını tutmanızın nedenlerinden biri de budur. Mutlaka yapılan işi günü gününe ayrıntılı olarak bir yapım defterine yazdırın ya da yazın.

 

ÇEKİMLERİN PLANLANMASI

Ön yapımınızın ilk gününde ayrıntılı bir takvimi hazırlayabilmeniz pek mümkün değildir. Yapım konusunda hala bilmediğiniz pek çok şey vardır ve her şey değişmeye devam edecektir. Senaryonuz bir kez yazılınca ihtiyaç duyacağınız çekimleri yapmaya başlayabilirsiniz. Bu neleri çekmek zorunda olduğunuzu ve onları nerede ve ne zaman yapacağınız anlamına gelir. Bunu yapmanın en basit yolu senaryoyu incelemek ve çekim yapacağınız farklı mekânları not etmektir. Bunu bir kez yapınca, senaryoya geri dönün ve sekans ve çekim numaralarını referans olarak kullanarak her mekânın yanına orada ne çekeceğinizi yazın.

 

Çekim Süresinin Tahmin Edilmesi

Şimdi çekiminizin ne kadar süreceğini ve bu çekim için günün hangi saatinin en iyi zaman olacağını belirlemeye ihtiyacınız vardır. Belki mekânla ilgili olarak anımsanması gereken ilk şey araçlarınızı park edilecek hiçbir yer olmamasıdır. En iyi plan, aracınızı yakındaki bir parka bırakmak ve ekipmanı mekâna taşımak olabilir. Bu küçük operasyon yarım saatinizi alabilir. Bunu yapmaya saat 9.00’da başlarsanız belki de 09.45’e kadar çekime hazır olmazsınız. Sunucunun giriş ve kapanış bölümlerinin çekimi ne kadar sürecektir? Her birisi de 15 saniye uzunluğundadır ve bir promptera ihtiyacımız yoktur. Çekimleri tekrarlamak zorunda kalsak bile bunun 15 dakikayı geçmemesi gerekir, ama metni sunucuya daha önceden vermeniz ve söyleyeceklerini önceden öğrenmesini beklediğinizi de söylemeniz gerekir.

    Çekim takvimi şekillenmeye başlamaktadır. Saat 10.00’a kadar sunucunun taksiye binip inmesini çekmeye hazır olmanız gerekir. Yine, biraz şansınız varsa, bu da bir başka 15 dakikanızı alabilir. Çekim yapmak için ekipmanınızı daha önceden ayarladığınız beşinci kattaki ofise çıkarmak için taksinin yüksek açılarından yapacağınız çekimleri saat 10.30’a kaydırabilirsiniz. Sunucunun taksi içindeki röportajını çekmeye başlayacağınız saat 11.00 civarında tekrar binanın dışında olmayı bekleyebilirsiniz. Bunun sabahın kalan bölümünü alması mümkündür.

    Şimdi çekim takviminiz şu şekilde görünmektedir:

 

    Zaman        Yapılacak iş / Çekim                                 Çekim No

09.00            Kızılay’daki kamera ekipmanının                3

                       Güvenpark’a taşınması

   09.45          Sunucunun giriş çekimi

                          Taksinin gelişi                                                          4

                          Sunucunun kapanış anonsu                               51

    10.00          Sunucunun taksiye binişi                                     6

                          Sunucunun taksiden dışarı çıkışı                       50

    10.30           Taksinin üst açılardan çekimi                             9

    11.00           Taksinin içindeki röportaj çekimi                     7

    12.30           Yemek

Yemek saatlerinizi çekim takviminde göstermek daima iyi bir fikirdir. Yemekleri belirlenen saatte yemiyor ya da hiç yemiyor olabilirsiniz, ama yemek herkesin kendisini daha iyi hissetmesini sağlar.

Bu hazırlayacak olduğunuz tüm çekim takviminin sadece küçük bir parçasıdır. Zamanlama vermek kadar yapımdaki herkesin ve birlikte iş yapacağınız herkesin adının ve telefon numaralarının listelenmesini gerektirir. Buna ayrıca Call sheet yani arama dosyası da denilmektedir. Bu herkesin nerede bulanacağını ve randevu yerlerini açıklığa kavuşturmalıdır. Dış mekânlardaki adresleri mümkün olduğunca ayrıntılı yapın. Posta adresleri daima iyi sonuç vermez. Mekâna nasıl ulaşılacağı konusunda talimatlar verin, ama bundan da iyisi bir haritadır. Yönler konusunda size telefonda verilen bilgiler o kadar da doğru olamayabilir. Bir haritayla daha az hata yapma olasılığı vardır.

Bu çekim takvimi şu ana dek ekipteki herkese zamanlama ile ilgili her şeyi anlatmaktadır, ama dikkate alınması gereken birkaç başka şey daha vardır.

Çekim İzinleri  

Eğer büyük bir kentte çekim yapıyorsanız valiliği, polisi, itfaiyeyi vs. önceden bilgilendirmeniz gerekebilir. Normalde, iki ya da üç kişinin oluşturduğu küçük bir birimden rahatsızlık duymayacaklardır, ama kamuya açık yerleri ve yolları işgal ediyorsanız işinizi zorlaştırabilirler. Bakmakta olduğumuz örnekte sokakta yürüyemeyeceksiniz ve istediğiniz üst açı çekimleri yapamayacaksınız. Binanın sahibi ya da kiracıları ile önceden bir anlaşma yapmanız gerekir ve çekim için para isteyebilirler. Çekim için bürosunu kullanmanıza izin veren kişinin bunu kendi güvenlik elemanlarına söylediklerini sakın varsaymayın! Resepsiyoncu ya da güvenlik görevlisinin o gün geleceğiniz konusunda hiçbir şey bilmemesine hazırlıklı olun. Gerçekten en iyisi onlarla önceden konuşmaktır ki, rutin yaşamları içindeki bu küçük değişiklik onlarda bir şok etkisi yapmasın. Eğer bunu yapamıyorsanız, çekime geldiğinizde size çekim için izin veren kişinin adını unutmayın ve bu düzenlemeyi onaylayan bir yazıyı yanınızda bulundurun.

Güneşin Konumuna Dikkat

Yukarıdaki örnekte çekim yapmak istediğiniz binayı belki de çekimden önceki mekân araştırmasının sonucunda seçmiş bulunuyorsunuz. Mekân araştırmasını çekim yapmayı umduğunuz zaman diliminde yapın. Güneşin hangi yönden geldiği bilgisine ihtiyaç duyacaksınız. Keşif yaptığınızda güneşli değilse ya da çekim yapmayı planladığınız saatten farklıysa bir pusula alın ve ne olabileceğini kontrol edin. Eğer temel coğrafya bilgilerinizi unuttuysanız güneş doğudan doğar ve sürekli olarak yükselerek batıya geçer, gün ortasında güneye ulaşır ve ortadan kaybolana dek giderek alçalır. Asla kuzeyden parlamaz.

Bu nedenle üst açıdan sahneyi almak için çekimi yapacağınız en iyi yer, yüzü güneye dönük bir bina seçmektir. Işık kaynağı doğrudan kameranın arkasında olacaktır ve çekmekte olduğunuz alanı düzenli bir şekilde aydınlatacaktır. Güneş saat 11.00’ de en parlak noktasının yakınında olacaktır ve bu nedenle binanın gölgesinin sokağa düşmesi için daha az risk vardır.

İç Çekimler

Ayrıca iç çekim yapmakta olduğunuzda güneşin ne yapacağını da düşünmeniz gerekir. Eğer siz yapay ışıklarla çekim yapmaya çalışırken doğal gün ışığı pencerenin arasından süzülüyorsa, birçok probleminiz olacaktır. Bu iki ışık karışmayacaklardır. Eğer pencereleri ve dıştaki manzarayı arka plana alarak çekim yapmak isterseniz, bu belki de pencereler kuzeye ya da doğuya yönelik olduklarından olacaktır. Yoksa pencerelerin güneşlik ya da perdeyle kapalı olmasını sağlayın ya da başka açılardan çekim yapın.

Modern kameralarla çoğu kez kendi ışık kaynaklarınızı getirmek konusunda kaygılanmanıza gerek yoktur. İyi aydınlatılmış fabrikalarda ve ofislerde mevcut ışığı kullanarak çoğu kez genel çekimleri yapabilirsiniz. Ama yakın çekimlerde ve röportajlarda iyi sonuçlar alamazsınız. Eğer ışık getirmeniz gerekiyorsa, yeterli bir güç kaynağı olmasına dikkat edin. Belki de aküden tasarruf etmek için kamerayı da bu güç kaynağına bağlayabilirsiniz.

Eğer röportaj çekecekseniz, çekim yapmanız için hazır olan odayı ya da büroyu önceden görün. Başka bir kişinin çalışma ortamında onların ofislerini sürekli olarak kullanamayabilirsiniz. Size bir bekleme salonu ya da yedek bir ofis önerilebilir. Mümkün olduğunca geniş bir yerde çalışmayı tercih edin. Çalışmak için yere ihtiyacınız vardır ve çalışacağınız yeri iyi bir şekilde aydınlattığınızda ve kamerayla çekilen konu arasında belirli bir uzaklık olduğunda daha iyi sonuçlar alırsınız.

 Çekimlerin Tahmin Edilmesi

Var olmasını istediğimiz mükemmel bir dünyada çekim yapılacak dış mekânlar, yönetmen, görüntü yönetmeni, kamera operatörü ve yapım yönetmeni tarafından önceden araştırılır. Daha sonra da birlikte uzunca bir süre alan bir yemek yerler ve bu yemeğin beş dakikasını gelecek çekimi tartışmaya ve kalanını da dedikoduya ayırırlar. İçinde yaşadığımız gerçek dünyada ise belki de sadece yönetmen ya da yapım yönetmeni gidip bir mekânı araştıracaktır.

Bir yönetmenin bir mekânın ön araştırmasından isteyeceği şeylerden biri kameranın istenilen çekimleri çerçeveleyip çerçevelemeyeceğidir. Biraz deneyiminiz varsa bunu gözünüzle yapabilirsiniz. Ayrıca pahalı bir bakaç (vizör) satın alabilirsiniz ve insanların yapmacık tavırlar takınan bir kişi olduğunuzu düşünmelerinden rahatsız olmadığınız sürece çevrede dolanıp bakaç aracılığıyla kameranın vereceği görüntüyü önceden görmeye çalışabilirsiniz. Alternatif olarak, iki elinizle yaptığınız ve DIY denilen bir bakaçta vardır. Sağ elinizin başparmağını yukarı getirip işaret parmağını da sol elin işaret parmağına da dokunacak şekilde tutarsınız ve sol elin işaret parmağı sizin sağ elinizin baş parmağına dokunduğunda bir çerçeve oluşturursunuz. Tabi ki her iki elin öteki üç parmağını kıvırmak koşuluyla. Bir gözünüzü kapatarak çerçevenin arasından bakın ve onu uzaklaştırın ya da kendinize getirin. Bu kameranın neyi göstereceği konusunda size rehberlik eder. Bunun ilerlemiş versiyonuna otuz beş milimetre film ya da geniş ekran formatında çekim yaptığınız takdirde ihtiyaç duyarsınız. Ayrıntılı bir dış çekim yamak istediğinizde bir optik kaydırma objektifinin efektifinin nasıl olacağını görmek isteyebilirsiniz. Bir dürbün aracılığı ile elde edeceğiniz bir görünüm de size kabaca bir fikir verecektir.

Ulaşım

Eğer farklı mekânlarda çalışacaksanız, bir türden ulaşıma ihtiyacınız olacaktır. Kiralanan ekiplerin çoğu kendi ulaşım araçları ile normalde de küçük bir kamyonet ya da bir servis aracı ile birlikte gelirler. Eğer kendi çekiminizi yapıyorsanız benzer bir şeye ihtiyacınız olacaktır. Araç sayısının mümkün olduğunca az olmasını sağlamaya çalışın. Eğer herkes birlikte yolculuk yapabiliyorsa, insanların kaybolma olasılığı da azalır ve daha az park etme sorunu ile karşılaşırsınız. Çekimden önce park yerini ayarlamaya çalışın.

 

Yemek

Yemek saatlerini atlamamaya çalışın. Sonunda yorulursunuz, huysuzlaşırsınız ve bunun acısını da iş çeker. Eğer çalışma takviminiz bir öğünü atlamanızı gerektiriyorsa, herkesin bunu önceden bilmesini sağlama alın ki, önceden sandviç, sigara, çikolata, çay ya da kahve ya da işi yürütmelerini sağlayacaklarını sandıkları diğer şeylerin stokunu yapabilsinler. Gün boyu içmek için çay, kahve ya da meşrubat bulundurun. Dış mekânlarda çekim yaptığınızda yemek yiyebileceğiniz yerleri önceden kontrol edin. İnsanlar çekim sırasında fiziki ve zihni enerji harcarlar, bunların yenilenmesi gerekir. Unutmayın ekibinizi düşünmek ve onları korumak sonunda size yarar ve kazanç olarak geri döner.

DIŞ MEKÂNLARDA ÇEKİM – EKİPMAN

Bu bölümde ekipmanı kendinizin kullanmayacağı var sayılmaktadır. Bu nedenle teknik ayrıntıları en azda tutacağız. Yani neyin mevcut olduğunu, neyi yapıp neyi yapamayacağını anlamanızı sağlayacak yetecek düzeyde tutacağız. Ayrıca operatörlerinizin yaşamlarını mümkün olduğunca açık ve seçik kılmak için neyi düşünmeniz gerektiğine de yer vereceğiz.

Kamera

Eğer yerel bir kaydedici (camcorder) kullandıysanız, profesyonel bir video kameradaki temel kontrollerden o kadar da farklı olmadığını göreceksiniz.

Renklerin ve kaydırmanın kontrol edilmesi için kamera çıkışını gösteren küçük bir renkli monitöre ihtiyaç duyulacaktır. Elektronik kameralar oldukça ‘akıllıdırlar, ama çalışmaları için bilgiye de ihtiyaçları vardır. Bir setten ötekine geçerken, ışık ve renk koşulları farklı olacaktır. Her sette bir white balance (beyaz ayarı) yapmak yaşamsal önem taşır. Beyaz ayarı için kameraya beyaz bir kâğıt parçası gösterirseniz ve o da kendisini setteki renk ışık koşullarına otomatik olarak ayarlar. Bu ayarı kamerayı her açtığınızda yeniden yapmalısınız.

Kameralar ya da kameranın arka bölümüne iliştirilen yeniden doldurulabilen akülerle ya da şehir elektriği ile çalışırlar. Mümkün olan her yerde şehir elektrik şebekesini kullanmak en iyisidir. Bir röportaj giderek ilginçleşirken aküyü değiştirmek kadar insanı rahatsız eden ve konuyu bölen başka bir şey yoktur. Mutlaka dolu halde yedek akü bulundurun.

Kameraların çoğu kaydediciyle birlikte gelir. Hem ses hem de görüntü normalde 35 dakikalık kayıt yapılan kasetlere kaydedilirler. Daha uzun olan Beta SP bantlarını da kullanabilirsiniz, ama o zaman da ayrı bir kayıt makinesi kullanmanız gerekecektir. Günümüzde artık kamera üzerine kolayca eklenebilen hard disk driverler kullanılmaktadır. Bunlar, kurgu için bilgisayara aktarım gerektiğinde oldukça pahalı olan chapter kartlarına gereksinim duymazlar. Fire wire bağlantısıyla kısa sürede aktarım sağlarlar. Kameranın kenarındaki time code counterı ayrıca her bir çekimin başlangıç ve son bölümlerini okumak için de kullanabilirsiniz.

Zaman Kodu (Time Code)

Çekim ve kurgu işleminin her aşamasındaki her şeyi ölçmek ve belirlemek için time code’u kullanırsınız. Çekim esnasında kamera da uygun referans kodları olmadığında kurgu makinelerinizin çalışmaları için gereken referansları olmayacaktır. Bu nedenle birkaç sözcükle bir açıklama gereklidir.

Bant dakikalarla, saniyelerle ve karelerle ölçülmektedir. PAL sisteminde bandın standart hızı saniyede 25 karedir. Ayrıca bantlarınızın her birini numarayla belirlemelisiniz. Bu nedenle time code kaset sayısı olarak da ifade edilir: dakika: saniye: kare. Yeni bir bant yüklediğinizde, roll ( bobin) sayısını elle ayarlarsınız ve geri kalanını kaydedici yapar.

Eğer üçüncü bobinde, 20. dakika, 4. saniye ve 8. karedeyseniz, time code’unuz şu şekilde görülecektir: 03: 20: 04: 08. Kameranın kenarındaki time code sayıcısının üzerinde görülecek olan budur. Ayrıca kendisi de görülmez bir şekilde banda kaydedilmektedir. Time code’un günün belirli bir saatini göstermesini isteyeceğiniz anlar da olabilir: Örneğin bir olayı kesintisiz olarak baştan sona birçok kamerayla çektiğinizde. Kaydediciyi günün saatini gösterecek şekilde ayarlayabilirsiniz.

Ses                           

Kameranızın kendi mikrofonu olacaktır, ama doğal çevre sesi dışında kameranın üzerindeki mikrofona başka hiçbir şey için asla güvenmemelisiniz.

Hangi türden çekimler için hangi mikrofonu kullanacağınız konusuna kesin kurallar yoktur. Yönetmenler gibi ses kayıt teknisyenlerinin de kendi tercihleri olacaktır. Çoğu haber programı muhabirleri olay yerinden ellerindeki istasyonlarının kimliğini taşıyan mikrofonlarla görünmekten hoşlanırlar.

Minyatür personel mikrofonları (yaka mikrofonları) bir kravata ya da ceketin yakasına tutturulabilir. Çoğu kez bir gun ya da rifle (tüfek) mikrofonu görünen aksiyonun altında ya da üstünde tutulabilir. Ya da mikrofon bir boom’un ya da oltanın üzerinde olabilir. Bu ses teknisyeninin görüntüye girmeden aksiyonu ve sesleri yakından takip etmesini ve doğru kaydetmesini sağlar.

Hangi mikrofonu kullanıyorsanız kullanın, kabloları gizlemek için gereken bütün özen gösterilmelidir. Eğer bir sunucu ya da röportajcı bir yaka mikrofonu takıyorsa, kablo vücudun içine görülmeyecek biçimde gizlenmelidir. Ses teknisyenlerinin işlemin bu bölümünden zevk aldıkları görülmektedir. Eğer konu olan kişiler hareketli olarak çekilecek ise ve söyledikleri her şey yakalandığında emin olmak istiyorsanız belki de yanıt kablosuz mikrofonlar olacaktır. Mikrofondan alıcıya uzanan bir kablo yoktur, ama çekimi yapılan kişi vücuduna yerleştirilen küçük bir verici taşıyacaktır. Belgesel çekimlerde çok kötü sonuçlar verebilir ve yüzde yüz güvenilir değildirler.

Dış mekânlarda çekim yaptığınızda, ses kaydı için koşullar asla mükemmel değildir. Modern ofislerde havalandırmayı kapatmak isteyebilirsiniz. Bunu kulaklarınızla fark etmiyor olabilirsiniz, ama ses kuşağında orada olacaktır. Nerede çekim yaparsanız yapın o mekânın genel arka plan sesini kaydetmeniz daima tavsiye olunur. Bu kurguya geldiğinizde ses kuşağınızdaki çirkin olabilecek kesmeleri düzeltmek için kullanılabilir. Eğer konuşan bir kişinin sesini kaydediyorsanız ve güçlü bir arka plan sesi varsa, atmosfer sesi ile hiç olmazsa arka plandaki sesin tutarlı görünmesini sağlayabilirsiniz.

Sürekli olarak ortaya çıkabilecek ses problemlerini ve bir mekân araştırmasına gittiğinizde onları nasıl halledeceğinizi düşünün. Sesin yankılandığı geniş ve boş bir oda iyi olmayacaktır. Eğer kuşkunuz varsa, odanın ortasında durun ve ellerinizi şaklatın. Eğer yankılanıyorsa bir probleminiz olacak demektir.

AYDINLATMA

Dış mekânlarda çekim yaptığınızda aydınlatmaya ihtiyaç duyabilmeniz için iki ana neden vardır:

                 . Kamera’nın görmesine yardım etmek

                  .Bir estetik etki yaratmak.

    Elektronik kameraların görmek için film kameraları kadar yardıma ihtiyaçları yoktur, onun için aydınlatılmış iç mekânlarda özel ışıklar olmadan çekim yapabilirsiniz. Ama iç mekânda röportajlar çekiyorsanız daima biraz ışığa ihtiyacınız olacaktır. Çoğu kamera ekibinin bulundurduğu standart ekipman genellikle bunun için yeterlidir. Bir röportaj setinin aydınlatılması için geleneksel sistem üç ışık kullanmaya dayanır – anahtar, dolgu ışıkları, arka ışıkları- . Anahtar ışık röportaj yapılan kişinin yüzünü aydınlatır. Dolgu ışık daha az güçlü bir ışıktır ve anahtar ışığın yarattığı gölgeleri yumuşatmak için kullanılır. Arka ışık kaynağı ise röportaj yapılan kişinin arkasında ve çerçeve dışındadır ve röportaj yapılan kişiyi arka planından ayırma etkisi yaratır.

AYDINLATMA ÖN ARAŞTIRMASI İÇİN KONTROL LİSTESİ

Yeterli güç kaynağı var mı?

Özel ışıklandırma yapmadan yeterli mevcut ışık var mı? Bunun basit test yöntemi gözlerinizi kısarak bakmaktır. Bu size kameranın neyi görüp kaydedebileceği konusunda kabaca bir fikir verir.

Mekanın çok penceresi var mı? Eğer varsa kamera bakmak zorunda olmadan istediklerinizi çekebilir misiniz? Doğal gün ışığı yapay ışıktan çok daha yoğundur ve size sorun yaratabilir. Alternatif olarak, sorunu en aza indirmek için perdeler vs. var mı?

Aydınlık arka planlar ışığı yansıtırlar, koyu olanlar ise emerler. Eğer koyu renkli bir panelin önünden çekim yapıyorsanız fazladan ışığa ihtiyacınız olabilir. Aynı şekilde bir fabrika zeminindeki büyük siyah makine kümeleri ayrıntılarını göstermek için aydınlatmadığınız taktirde siyah kütleler halinde görüneceklerdir.

Bir teknisyene ihtiyacınız olacak mı? Eğer kamera operatörünüzün taşıdığı standart aydınlatma setinden daha fazlasına ihtiyacınız olacaksa ya da aynı gün çekim yapmanız gereken birkaç set varsa yanıt belki de ‘evet’tir. Fazladan bir çift uzman eli size çok zaman kazandırır. Eğer güç kaynağı soru işaretleri taşıyorsa ekibe kesinlikle bir tenkiyen dâhil etmeniz gerekir. Eğer birinin devrelerine fazla yükleme yaparsanız ve bilgisayarları çökerse hakkınızda iyi ve güzel sözler söylemezler.

Kamera Ekipmanını Taşıyan ve Kullanan Kişiler

Görsel olarak ilginç çekimler yapmanıza yardım etmesi ve çeşitli efektler yaratmak için kiralayabileceğiniz pek çok ekipman vardır. Kiralama yapan şirketler neleri olduklarını ve bunların neyi başaracaklarını söylerken çok mutlu olacaklardır. Kabaca bu tür ekipman dört kategoriye ayrılır:

  1. Crane (vinçler)
  2. Dollies (mekanik kaydırma araçları)
  3. Mounts (monte araçları)
  4. Steadicam (sallanmaz kamera)

 

 Prompter’lar

    Haber spikerleri ve sunucular bütün o sözcüklerini nasıl anımsarlar? Yanıtını biliyorsunuz. Anımsamazlar. Genellikle autocue (otomatik sinyal) denilen bir tele-prompt sistemi kullanırlar.

BÜTÇE HAZIRLAMAK

Programın yapımının neye mal olacağını erken bir aşamada hazırlamak zorundasınızdır. Size sabit bir bütçe verilmiş olabilir; neyin mevcut olduğu konusunda kabaca bir fikriniz olabilir; ya da size yapmanız gerekenler belirtilip sadece kaça mal olacağını söyleyin denilebilir.

Yapımcı; gerçekleştireceği yapımın tüm giderlerini ayrıntılı bir biçimde belirler. Müşteri ile karşı karşıya geldiğinde, tam ve eksiksiz bir bütçe hazırlamış olmalı, tüm kalemleri açık ve anlaşılır biçimde göstermelidir. Artık yapım bütçesini savunmaya hazırdır. Müşterisine veremeyeceği yanıtı yoktur.

    Durum ne olursa olsun, bütçenizi belirleyecek iki ana maliyet unsuru vardır. Bu unsurlar şunlardır:

    . Çekim günlerinin sayısı. ( Çekim süresi)

    . İhtiyaç duyacağınız kurgu süresi.( Sonlandırma süresi)

Bunun dışındaki hemen her şey bu iki unsurdan kaynaklanacaktır.

Çekim Günlerinin Tahmin Edilmesi

Eğer program büyük ölçüde dış mekânlarda çekilecekse, çekim günlerinin sayısı, çekim yapılacak mekânların sayısı, birbirlerinden uzaklıkları, her mekândaki set sayısı ve her set için ihtiyaç duyacağınızı umduğunuz süreye bağlı olacaktır. Eğer büyük ölçüde stüdyoda çekim yapacaksınız stüdyo günlerinin sayısını tahmin etmeniz gerekecektir.

Kurgu Süresinin Tahmin Edilmesi

İhtiyaç duyacağınız kurgu süresi bir ölçüde programın son uzunluğuna bağlı olacaktır. Kabaca bir tahminle, her gün bitmiş programın 6 ile 10 dakikasının prova kurgusunu yapabilirsiniz. Ama bu çok kabaca bir tahmindir. Müziğe göre kesimi yapılacak 30 saniyelik bir sekansın bir araya getirilmesi iki saati alabilir, oysa 30 saniyelik bir sesli röportaj bölümünün izlenip, seçilmesi ve programın içine kurgulanması sadece iki dakika alabilir. Bu nedenle ihtiyaç duyacağınız kurgu süresi programın karmaşıklığına bağlı olacaktır. Bu ayrıca kurguya geldiğinizde ne kadar iyi hazırlandığınıza da bağlı olacaktır. Yayın kurgusunu tahmin etmek daha kolaydır. Bu iki ana faktöre bağlıdır: Programın uzunluğu ve dâhil etmek istediğiniz görsel efektlerin karmaşıklığı.

Fiyat Almak

Eğer bu ilk yapımınızsa ve kendi imkânlarınıza sahip değilseniz, fiyat almak için telefonunuzun başında belirli bir süre geçirmek zorunda kalırsınız. Teknik imkânlara sahip kuruluşların çoğu size telefonda fiyat verirler, ama en iyisi size fiyat tarifelerini göndermelerini sağlamanızdır. Bu şekilde fiyata neyin dâhil edildiğini neyin dâhil edilmediğini görürsünüz. Bir kamera ekibi bir başka kamera ekibinden daha ucuz olabilir, ama standart paketlerine geniş açılı bir objektif dâhil olmayabilir. Öte yanda başkaları yapmazken standart olarak bazı mekanik kaydırma ekipmanına sahip olabilirler. Sadece prova kurgusu stüdyosunu personelsiz olarak kiralayıp kurguyu kendi adamınızla yapmaya da karar verebilirsiniz. Personelsiz olarak kiralama oranı ile kurgucu ile birlikte verdikleri fiyat arasında çok fazla fark yoksa personelsiz olarak kiralamak için sizden çok fazla fiyat istediklerini düşünebilirsiniz. Yayın kurgusu için sizden fiyat aldığınızda bir başkası onu ekstra olarak nitelerken, başka bir kuruluşun bir özel efekt işlemini hesaba dâhil ettiğini görebilirsiniz.

 Maliyetlerin Hesaplanması

 Bütçe yapmak amacıyla aldığınız fiyatları değerlendirerek son maliyetlerin ne olacağını ortaya koyabilirsiniz. Şöyle bir liste yapın:

. Kamera ekibi ve ekipmanı       Günlüğü: 1000 TL

. Prova kurgusu                    Günlüğü: 500 TL

 . Yayın kurgusu                    Saati:    150 TL Bunlar birim maliyetlerinizdir.

Temel Giderler Çizelgesi

Şimdi o birim maliyetlerini, ihtiyaç duyacağınızı düşündüğünüz gün ya da saat sayısıyla çarpabilirsiniz. Eğer bir bilgisayarınız varsa bunu yapmak için bir bilgisayar muhasebe programı kullanın. Sadece kalem ve kâğıdınız varsa yine prensip aynı olacaktır. Bir Temel Giderler Çizelgesi’nin bazı sütunları şöyle görünebilir:

  A B C D E
  Geçici Adı: Ankara      
  Müşteri: Bel      
  Yapım No: 9803      
  Parça  Sayısı Gün /Saat Birim Maliyeti Maliyeti
1 Kamera Ekibi    3  Gün 1000.00 3000.00
2 Prova Kurgusu        2 Gün   500.00 1000.00
3 Yayın Kurgusu        8 Saat   150.00 1200.00
4 Taksi Ücreti        1     100.00   100.00
           
16 Alt Toplam       5300.00
  Sigorta           53.00
           
  Toplam       5353.00

Temel Harcamalar Çizelgesi’nin üzerinde yapıma geçici bir isim verdik. Yapımın kimin için yapıldığını ve bir yapım numarasını gösterdik. Her bir yapıma geçici bir isim vermek ve baştan sona bu ismini kullanmak yaşamsal öneme sahiptir. Bir yapım numarası seçime tabidir, ama faydalı olabilir. Geçici ismin ve yapım numarasının bütün belgelerin ve bantların üzerinde olmasını sağlama alın. Buradaki geçici ismimiz “Ankara” dır, ama program “Başkent” ismiyle sona ermektedir. Karışıklığı önlemek için baştan sona geçici isme bağlı kalmak en iyisidir.

 A sütunu her bütçe kaleminin kısa bir tanımını içeriri. B sütununa bir bütçe kaleminin ihtiyaç duyabileceğiniz gün ya da saatlerini girersiniz ve C sütununda bunların kaç gün ya da saat olduğunu girersiniz. D sütununda ise her bütçe kaleminin günlük ya da saatlik maliyetini girersiniz. E sütunu ise bir hesabı içerir: Her bir birim kalemin kaç gün ya da saat kullanılacağının çarpımının toplamını, yani günlük ya da saatlik ücretin birim fiyatla çarpımını. Taksi kaleminin gün ya da saat göstermediğini göreceksiniz. Bu örnekte yapım için ayrıntılı bir tahsisat yaptık.

Şimdi bütün maliyetlerimiz birbirine ekleyerek alt toplamı 16. sırada gösterebilirsiniz.

Alt toplamın altında sigorta yer almaktadır. Bu örnekte satın alınanların maliyetinin yüzdesi olan alt toplam olarak hesaplanmaktadır. Yapımınızı, örneğin bantlarınızın kaybına ya da hasar görmelerine karşı daima sigorta ettirmeniz tavsiye olunur. Ayrıca kiralanan personelin ya da halktan kişilerin iddialarına karşı da sigorta olmanız gerekir. Örnekte sigorta ücretinin maliyetlerin %1’i olarak hesaplandığını varsaydık.

 

Karın Hesaplanması

Eğer programınız bir televizyon istasyonu ya da bir alıcı şirket tarafından sipariş edilmişse, şimdi Temel Harcamalar Çizelgenize bir sütun daha eklemeniz gerekir. Müşterinizden programı yapmak için isteyeceğiniz miktar, programı yapmak için harcayacağınız miktar değildir. Bir kar yapmanız gerekir.

 Karı hesaplamanı standart yolu giderlerini belirli bir yüzde ile çarpmaktır. Bu örnekte maliyetleri % 30 ile çarpacağız. Bu nedenle çizelgemiz şu şekilde görünecektir.

        A         B       C             D  E           E      F       F
  Geçici Adı: Ankara        
  Müşteri: Bel        
  Yapım No: 9803        
             
  Parça Sayısı Gün/ Saat Birim Maliyeti Maliyeti Fiyatı
             
1 Kamera Ekibi          3     Gün 1000.00 3000.00 3900.00
2 Prova Kurgusu          2     Gün   500.00 1000.00 1300.00
3 Yayın Ücreti          8     Saat   150.00 1200.00 1560.00
4 Taksi Ücreti          1     100.00   100.00  130.00
             
16 Alt Toplam       5300.00 6890.00
17 Sigorta           53.00     68.90
             
19 Toplam       5353.00 6958.90
            Tahmini     Net
22 Kar       1605.90  
23 Marjin       23.08 %  

 

                               Gerçek Maliyetler ve Kar 

    Şu ana kadar yapımdan önce hazırladığınız bütçeye baktık. Yapımı bir kez tamamlayınca aslında ne harcadığınızı ve fiili kar ve marjınızı bilmek isteyeceksiniz. Bu nedenle son giderler çizelgesi şöyle gözükebilir.

           A      B      C      D       E       F     G
  Geçici Adı: Ankara Turu          
  Müşteri: BTA          
  Yapım No: 9803          
               
  Parça Sayısı Gün/ Saat Birim Maliyeti Maliyeti Fiyatı Net Maliyet
1 Kamera Ekibi 3 Gün 1000.00 3000.00 3900.00 2800.00
2 Prova Kurgusu 2 Gün   500.00 1000.00 1300.00   550.00
3 Yayın Kurgusu 8 Saat   150.00 1200.00 1560.00 1050.00
4 Taksi Ücreti 1     100.00   100.00   130.00     98.00
               
16 Alt Toplam       5300.00 6890.00 4498.00
17             53.00     68.90     53.00
18              
19 Toplam       5353.00 6958.90 4551.00
20              
21           Tahmini Net
22 Kar         1605.90 2430.90
23 Marjin         23.08% 34.60%

    Buraya bir sütun daha eklenmiştir, G sütunu ve bu sütunda bütçenin her kalemi için fiilen harcanan toplam girilir. Görebileceğiniz gibi kamera ekibi maliyetleri sizin tahmin etmiş olduğunuz gibi 3000 TL değil, 2800 TL.dir. G sütununun 16. ve 23. satırlarının hepsi de hesaplanmış birimlerdir ve bu durumda da gösterdiği son sonuçlar lehinizedir. Ama her zaman böyle olmaz.

Bu liste ayrıntılı değildir ve bazı kalemleri daha fazla parçalara da ayırabilirsiniz. Örneğin, üç günlüğüne 2 kişilik bir ekibiniz ya da iki gün için bir kamera ekibiniz olabilir. Bu durumda belki de onları ayrı kalemler olarak düşünmek isteyebilirsiniz. Ekip oluşturmak bütçeye, bütçede senaryo ve yapım olanakları ile doğrudan ilişkilidir.

 

Bu noktada deneyimli excell kullanıcıları belki de kendilerine şöyle diyorlardır: “Ben bunu böyle yapmazdım.” Bunu yapmanın daha iyi yolunu görebiliyorsanız ki, mümkündür. Bildiğiniz gibi yapın.

Yine de aynı kuralları izlemek zorunda kalacaksınız ve bu kurallar şunlardır:

Her bütçe kalemi için doğru fiyat alın ve mutlaka kontrol edin.

Size materyal verenlerin sundukları şeylerde neyin dâhil olduğunu neyi olmadığını mutlaka kontrol edin.

Her bir bütçe kalemi için ihtiyaç duyacağınız gün ve saatlerin sayısı konusunda mümkün olduğunca doğru tahminde bulunun.

Harcamalarınızı yakından takip edin.

Eğer beklediğiniz şeyi alamıyorsanız, fatura gelene kadar beklemektense zamanında yaygara koparın.

Yazılı anlaşmalar yapmayı deneyin ve yapın. Kamera ekipleri çoğu kez günlük ücretlerinin beşle çarpılmasından daha küçük haftalı oranlar için çalışırlar. Bir dizi programın kurgusunu bir kuruluşta yapıyorsanız size özel bir fiyat verebilirler.

Bütçe taraflarca onaylandıktan sonra sözleşme noter tasdiki ile resmileşir. Sözleşmedeki hukuki yaptırımlar taraflarca kabul edilmiştir. Yapımcı, avans talep edecekse sözleşmede belirtilmiş olmalıdır.

Çekim ve diğer aşamaların son kontrolu yapılıp bitirildikten sonra yapım tam ve eksiksiz, önceden belirlenmiş süre ve koşullar dahilinde müşteriye teslim edilir. Müşteri de kendi sorumluluğunu yerine getirir yani ödemeleri yapar. Avans düşüldükten sonraki alacakları yapımcıya ödenir. Böylece sözleşme hukuki olarak sona erer.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir senaryo fikri bulduğunuzda yapmanız gereken ilk şey, hikâyenizi özetleyecek bir tretman yazmaktır. Tretman, ana olayların ve kilit önemli noktaların, kısa metraj için yaklaşık bir iki sayfalık taslağıdır. Tretmanı yazdığınızda, hikâyenizde hangi noktaların daha etkili olduğunu daha net görebileceksiniz.

Bütçe ve imkânlarınız doğrultusunda karakterleri ve mekanları sınırlayın. Çok fazla sayıda insanı günler boyunca planınıza uydurmanın kolay olmayacağını unutmayın.

Metro durakları, alışveriş merkezleri, tarihi yerler gibi çekim izni gerektirecek yerlerde, izin, mekân kirası gibi şeyleri hesaba katın. Mekânları daha özgür çekim yapabileceğiniz mekanlar arasından seçin. Hayal gücü sonsuzdur, imkânınız kısıtlı ise dilerseniz tek bir mekânda geçen uzun metraj film bile çekebilirsiniz.

Ne kadar hayal gücü sonsuz olsa da imkân da o derece kısıtlı oluyor kısa film dünyasında. İmkânlarınız doğrultusunda, nasıl çekeceğinizi de hesaba katarak senaryonuzu yazın. Örneğin dış mekanda gece çekimlerini yazarken, ışıklandırması daha zor ve pahalı olabileceğini veya çekeceğiniz sahnelerde hangi ekipmanların gerekeceğini öğrenin, çünkü senaryo kağıtta durduğu gibi durmaz.

Yazacağınız formatı önemseyip önemsememekte serbestsiniz. Sonuçta bu sizin senaryonuz ve maksat bunu yönetmenin ve oyuncuların anlaması. Ama bu işe profesyonelce başlamak istiyorsanız veya senaryolarınızı yapım şirketlerine, yarışmalara gönderiyorsanız, Amerikan veya Fransız tarzı senaryo formatlarından birini kullanmalısınız.

2 kişinin resimdeki gibi karşılıklı diyalog çekimini yaptığımızı düşünelim. İki oyuncunuzun arasına hayali bir çizgi çekin. Ve sahne boyunca kamera çizginin sadece bir tarafında olsun. Aks çizgisi dediğimiz bu çizginin diğer tarafına geçip kuralı ihlal ederseniz, montajda görüntüde bir gariplik olduğunu fark edersiniz. Aks kuralını yıkmak, izleyicinin mekân duygusunu yok eder, sahne de estetikten çok uzak olabilir.

Aynı çizgi sadece diyaloglarda değil, aşağı yukarı tüm çekimlerde geçerlidir. Örneğin kovalamacalı bir aksiyon sahnesinde aks kuralının önemsenmemesi, aksiyon ve akıcılığı düşürür. Yürüyen, koşan, arabayla giden, hatta hareketsiz bir oyuncuyu bile çekerken, oyuncunun burnu (!) yönünde bir çizgi çizin. Ve çizginin diğer tarafına geçmeyin.

Birçok kısa film prodüksiyonu, tek kamera ve master dediğimiz çekim tekniğiyle yapılır. Bu teknik, aynı sahnenin, birçok açıdan tüm diyaloglarıyla tekrar tekrar çekilmesi, sonradan bunların bilgisayarda sanki birkaç kamera aynı anda çekim yapmış gibi montajlanması şeklinde yapılır.

Dolayısıyla tüm oyuncuların, tekrar çekimlerde ilk çekimde yaptığı hareketlerin aynısını yapmaları gerekir. Yapmazsa devamlılık hatası ortaya çıkabilir. Bir örnek üzerinden gidelim:

Bir film izlediğimizi düşünelim. Filmde yakın çekimde elleri bağlı duran bir adamın, açı değişip geniş plana geçildiğinde ellerinin yanlarda olması bariz bir devamlılık hatasıdır. Bu hatalar çoğu zaman çekim esnasında gözden kaçar. Bunları takip eden bir asistanın (script supervisor) sette bulunması çok önemlidir. Bu hatayı yapmamak için bir arkadaşınızı bu işle görevlendirin. Montajda da bu hataların bir kısmı giderilebilir, ama en iyisi bu hatalara sette meydan vermemektir.

Aslında hayal gücüyle ve biraz akıllılıkla sıfır bütçeyle de çekim yapabilirsiniz. Hatta cep telefonunuzla bile çekebilirsiniz. Ama açıkçası günümüzde film ekipmanlarının çok ucuzlamasıyla, birkaç sene önce hayal bile edemeyeceğimiz kalitede kısa filmler çekilmeye başladı. Bu da, ister istemez bizi bir yarışa sokuyor. Size gerekecek şeyler:

Çekilebilir bir senaryo, mekânlar, oyuncular, birkaç teknik yardımcı…

Sizin kadar hevesli asla olmayacak olan ekibi organize edecek sabır,

Elbette bir kamera. Nasıl kamera almalıyım başlıklı videoyu izleyin.

Muhtemelen HD çekeceğiniz filmin kurgusunu yapmak için hızlı, bol RAM’li, iyi bir ekran kartına sahip bir bilgisayara ihtiyacınız olacak. Ve bu bilgisayara kurulu bir kurgu (montaj) programı. (Adobe Premiere, Sony Vegas, Final Cut Pro vs.)

Kameranızın el hareketlerinizden dolayı sallanıp , izleyende amatör bir film hissi uyandırmaması için bir tripod (üç ayak). Çok basit, çoğu sahnede kameranızı sabitlemeniz gerekecek. Kesinlikle bir tripod, shotgun mikrofon (evet sesli çekeceksek bu da günümüzde şart) ve gerekirse boom sopası.

Muhtemelen loş ışıkta kötü çekecek olan kameramız için gerektiği kadar ışık,

Aslında olay bu kadar. Bu kadarcık şeyle de çok kaliteli bir film çekebilirsiniz.

Eğer jimmy jib, şaryo gibi kamera hareketlerini profesyonelleştirecek bir iki aleti kiralama şansınız varsa kiralayın ve sahnelerin 2 kat profesyonelleşmesini seyredin. Ki senaryodaki bazı sahneler (koşma sahnesi, araba sahnesi gibi) ekstra bazı ekipmanlar gerektirebilir. Elbette şart değil, hatta ülkemizdeki kısa filmciler için lükse girer, ama en azından bu aletleri kendiniz yapmayı deneyebilirsiniz. Youtube, bu aletlerin çok ucuza evde yapılışını anlatan videolarla dolu. Ve bir şekilde fedakârlık edip, kiralayıp veya yapıp bu canavarları kullanırsanız, filminiz diğer filmlerden birkaç adım önde olur.

Önce bütçenizi belirleyin. Sıfıra yakın bir bütçeniz varsa bile üzülmeyin, okumaya devam edin…

İşe mekânları bularak başlayın. Sonra oyuncuları bulun. Ve kesinlikle en az birkaç kez oyuncularla prova yapmaya çalışın. Oyunculuğu ciddiye alın. Çok iyi bir oyunculukla, tek bir mekânda tek açıdan çekilmiş bir filminize bile ödül kazandırabilirsiniz.

Ekipmanları belirleyin. Örneğin küçük bir odada çekim yapabilmek için geniş açı lense ihtiyacınız olacak. Veya kamerayı kaydırma efekti için bir slider, şaryo. Gece şehirden uzak bir arazideyse ışık ve jeneratör. Bu ekipmanları belirleyin. Kameranız ve ekipmanınız yoksa uygun bir ekipman kiralayın. İnternet çok ucuza kamerasını kiralayan kısa filmcilerle dolu.

En küçük ayrıntıyı bile hesaba katın. Kameranın şarjı ne kadar dayanır, yedek batarya almalı mıyım?

Zamanı iyi organize edin. Gündüz dış mekanda çekmek zorunda olduğunuz bir sahnede, saatler ilerledikçe ışık değişecek ve sonunda hava kararacak. Işık değişimleri filminizde montajdan sonra çok belli olur. Ayrıca oyuncular, mekan ve teknik herhangi bir aksaklık zaten uzun süren çekiminizi daha da uzatır.

Rahatsızlık vermeyecek sayıda, elinizden geldiğince çok kişiyle sete gitmek bazen hayat kurtarıcı olabilir. Sette her zaman yardımcıya ihtiyaç duyulacağını unutmayın

Tretmanınızı yazdınız, şimdi bunu profesyonel bir senaryo haline getirmek istiyorsunuz. Profesyonel yazmaya alışın, karalamalarla dolu ciddiyetsiz bir senaryo tüm setin motivasyonunu düşürür. Hele uzun metraj yazdıysanız, film konusunda zaten inanılmaz derecede seçici olan yapım şirketleri, daha filminizin bir sayfasını okumadan iade eder.

Senaryonuzu profesyonel formatlarda yazmanız için, bilgisayarınıza yükleyebileceğiniz Celtx, Final Draft gibi senaryo yazma programları vardır. Bu programları yükleyerek, senaryo formatı ile ilgili teknik detaylarla uğraşmadan senaryonuzu yazabilirsiniz.

Eğer senaryo yazarıysanız, sadece senaryo yazın. Yönetmenin işine karışmayın. Kamera hareketleri gibi şeyler senaryoya yazılmaz, sonradan yönetmen ve görüntü yönetmeni tarafından senaryoya eklenir. Buna da çekim senaryosu denir.

En yaygın kullanılan tarz olan Amerikan tarzı senaryo üzerinden gidelim.

Senaryo sahnelerden oluşur. Her yeni sahne, zaman ve mekân bilgilerini içeren bir başlıkla başlar ve numaralandırılır. GÜNDÜZ mü GECE mi geçtiği, İÇ mekân mı DIŞ mekân mı olduğu yine bu başlıkta belirtilir.

Diyaloglarda, karakterlerin ismi ortaya büyük harfle yazılır. Altına karakterin diyalogu yazılır.

Geçen aksiyonlar, sahnedeki hareketler biraz daha dışarıdan başlayarak ortaya yazılır.

Senaryo, ekiple cast arasında iyi bir iletişim sağlayacak şekilde kolay anlaşılır bir düzende olmalıdır. Okuyucun zihninde, filmin perdede izleniyormuşçasına akmasını sağlamalıdır. Diyaloga yüklenerek anlatmayın, aksiyonu kullanarak gösterin.

 

  EKLER

 

 

TRT örneğinde sponsorluk sistemi

Program Desteklemesi (Sponsorluk); Yayına konu olan programların veya bu programlarda kullanılan görsel ve işitsel eserlerin üretimi dışında faaliyette bulunan gerçek veya tüzel kişilerin, kendi adını, markasını, logosunu veya faaliyetlerini tanıtmak amacıyla bir programın finansmanına doğrudan veya dolaylı olarak, ayni, nakdi veya sair suretlerle destek olmaları durumuna denir.

Bir firmanın televizyonda yayınlanacak bir programa mali destek sağlaması için öncelikle yayınlanacak programı benimsemeleri gerekir. Firmaların bu tip mali desteklerde öncelikli beklentileri kendi firmalarının, dolayısıyla kendi markalarının reklamıdır. Ancak her program firmaların beklentilerini karşılayamaz. Bu durumda “Ben bu kadar para veriyorum benim bu işten çıkarım nedir, ben bu parayı sokağa mı atıyorum” diye olaya girmemeli, desteklediği programın yayınlanmasıyla topluma bir hizmet vermiş olmaktan dolayı memnun olmalı ve hatta bu hizmetinde kendileri için bir “gurur kaynağı” olduğunu düşünmelidir. İzler kitleye kendileri için “Görüyor musun firma paraya acımamış,  programa destek olmuş bizde bu güzel etkinliği, programı izleyebiliyoruz” dedirtmelidirler. Firmaların, destekledikleri programın yayınlanması sonucundaki beklentisi “Bu destek bana olduğu gibi para olarak geri dönecek” olmamalıdır.

Mali destek sağlayacak olan firmanın elbette ki yayınlanacak program ile bir yakınlık hissetmesi gerekir. Yani nasıl bir margarin markasının bir motor sporları programını desteklemesi ne kadar zor ise, aynı durumda bir otomobil lastik firmasının da sabah kuşağı ev hanımlarının çoğunlukla izledikleri programları desteklemeleri de o kadar zordur. Firmaların kendi üretim alanlarına yakın hissettikleri programlara sponsor olmaları en sık rastlanan biçim olmakla birlikte, dolaylı olarak kendi yaptıkları bir hizmet türü için de destek veren firmalar bulunmaktadır. Örneğin Akbank kültür programlarına sponsor olmakta. Böyle bir sponsorluğa girmesinin sebebi ya Akbank olarak kültürel etkinliklerde bulunuyor olmalarıdır, ya da kendilerine bir alt imaj yaratmak gayretindedirler.

Sponsor olabilme ve sponsor olunabilecek program türleri RTÜK yönetmeliklerinde belirtilmiştir. Program süre olarak en az 5 dakika olmalıdır. Bu süreden kısa bir yapım ayrı bir kalemde değerlendirilir. Reklam veya özel tanıtıcı filmler gibi adlandırılabilir.

Kurum dışı mali destekle hazırlanacak yapımlar şunlardır:

  • Tamamı kurum tarafından gerçekleştirilen yapımlar.
  • Kurum dışı kuruluşlarla işbirliği veya ortaklık içinde hazırlanan yapımlar.
  • Tamamı kurum dışı kişi ve kuruluşlarca gerçekleştirilip, yayına hazır hale getirilen yapımlar.

TRT, tamamı kurum dışı kişi ve kuruluşlarca gerçekleştirilen yapımlarda yapımın konusunu, işleniş biçimini, tarihini, saatini, süresini, periyodunu, bölüm sayısını, programa katılanların adlarını, yayın için alınacak ücret gibi yapım ve yayın ile ilişkin her türlü hususunu tayin ve tespitte serbesttir.

Bir yapıma destek birçok değişik firmadan sağlanabilir. Bunu yasaklayan bir yasa yoktur. Sponsor firmalar hiçbir şekilde program içeriğine müdahale edemezler. TRT buna asla izin vermemektedir

Sponsor olunamayacak program türleri:

  • Haber programları, yorum ve analiz içeren siyasi, ekonomik, sosyal ve mali konularla ilgili açık oturumlar.
  • Dini yayınlar.
  • Ancak hava durumu, hava tahmin raporları, karayollarında son durum ve spor gibi bölümlere programdan ayrı sponsor olunabilir.

Sponsor olamayacak kişi ve kurumlar:

  • Siyasi partiler, politikacılar ve seçimle işbaşına gelenler, programları destekleyemezler. Belediye seçimlerinden önce TRT ye adayların birçok başvurusu olmuş.
  • Reklamı yasaklanan ürün ve hizmetleri üretenlerle bunları satanlar. (tütün, alkol ve ilaç mamulü üretenler) Eczacıbaşı ilaç olarak olamaz ama Selpak mendil olarak olabilir.

Destek verene sağlanacak haklar:

  • Tamamı kurum tarafından yapılan bir programa destek sağlanabilir. Bu durumda program maliyetinin en az %35 ine veya üstüne destek kabul edilebiliyor. Bu maliyet hem program yapım maliyeti ve hem de yayınlandığı saat kuşağının maliyeti olarak hesaplanıyor. TRT nin” kapalı gişe” sinema filmlerinin gösterildiği programın maliyeti 60 – 70 bin $ bulabiliyormuş. Bazı firmalar “10 Milyar verelim” diyorlarmış, ancak TRT bunu kabul etmiyormuş. Sponsorun adı ortaya çıkınca sanki maliyeti olduğu gibi yüklenmiş kabul ediliyor. Bu kadar az paraya da bu imajı satmak istemiyorlar

Destek verene, programın başında ve sonunda sağlanacak desteğe göre toplam 20 saniyeye kadar tanıtma duyuruları hakkı tanınır.    

  • Kurum dışı kuruluşlarla işbirliği veya ortaklık içinde hazırlanan programlar. Bu durumda belli oranlarda ve sözleşme ile belirtilmiş miktarda bir destek sağlanır.

  • Tamamı kurum dışı kuruluşlarca gerçekleştirilen yapımlarda, yine destek veren firmaya programın başında ve sonunda, sağlanacak desteğe göre toplam 20 saniyeye kadar tanıtma duyuruları hakkı tanınır.

  • Yapımlarda verilecek ödül, armağan ve bağışlarda, bu desteği sağlayan firmalara program içinde veya sonunda tanıtım duyurusu hakkı tanınır. Bu duyuru hiçbir şekilde 10 saniyeyi aşamaz.

 

 

Mali desteğin belirlenmesi

TRT dışı mali destekle hazırlanan yapım ve yayınlarda destek verenin adı, amblem, logo ve sinyali yapımın başında ve sonunda olmak üzere toplam 20 sn. yi aşamaz.

Sözleşmeye göre düzenlenecek olan belirlemelerle, destek veren kuruluşa ait tanıtıcı yazı, resim, söz ve müziklerin yapım ve yayınlarında ne şekilde ve ne kadar süre ile yer alacağı, yapımların arasına reklam alınması halinde bu kuruluşlara tanınacak önceliğin niteliği gibi konular her yapımın özelliğine göre tespit edilir.

Sponsorluk ile gerçekleştirilecek yapımlarda yer alan tanıtma duyuruları doğrudan destek verenin adının yer alabileceği yapımın başında “A firması sunar” ve sonunda “A firması sundu” gibi sunuşlardır. Bu ibare ortak yapımlarda  “TRT – B firması işbirliği ile hazırlanan” şeklinde sunulabilir. Bu sunuşlar hiçbir şekilde doğrudan reklam mesajı taşıyamazlar.

Sponsorluk olayını teşvik etmek amacıyla, mali destekle hazırlanacak yapımları duyuran “teaser” larında (yapımları tanıtan kısa spotlar) “A firmasının sunacağı” veya “TRT – B firmasının işbirliği ile hazırlanan” gibi mesajlara yer verilebilir.

Bu esaslar çerçevesinde hazırlanan yapımlar için destek sağlayanlara ait ürün veya hizmet yapımlarda ödül, armağan olarak verilebilir.

Sponsorlara destekledikleri yapımın arasında reklam verilmesi halinde kendilerine öncelik verilir. Reklam kuşaklarında ilk ve son reklamlar %10 daha pahalıdır. Bu bakımdan sponsor için bir avantaj sağlanmış olur.

Dünya kupası sırasında devre aralarında verilen reklamların saniyesi 600 $ idi. Bu durumda sponsor firmaya reklam yayınlama avantajının parasal değeri çok yüksek oluyor. Yine Portekiz Avrupa Futbol Şampiyonasının ana sponsoru Coca cola bu iş için 3 Milyon $ ayırmış. Coca cola bu sponsorluğu ile kendi markası dışında başka bir kolalı içeceğin reklamına asla izin vermemiş. Bu madde sözleşmelerle garanti altına alınmıştır.

 

Sponsor firmaya ait ürünler program sırasında gösterilemez. Özellikle özel televizyon kanallarında, bu maddeye pek uyulmadığını, hiçbir firmanın bu yasağa yanaşmadığını görmekteyiz. Örneğin Tefal in sponsor olduğu yemek tanıtım programında devamlı Tefal ürünleri kullanılmaktadır. Yine Koç grubunun sponsor olduğu bir başka yemek programında Koç grubunun ürettiği yiyecek maddeleri kullanılmakta ve açık açık gösterilmektedir. Özellikle haber yapımlarında sık sık bir başka durum ise de anchorman in veya sunucunun kullanımına sunulmuş bilgisayar veya dizüstü bilgisayarlardır. Modelleri ve markaları gayet net bir şekilde okunan bu cihazların masa üstünde durmaları da yasal değildir.

RTÜK yasaları reklamlar ve reklamların yerleştirilmesi konusunda bir takım düzenlemelere girmiştir. Buna göre:

  • Reklamlar program hizmetinin diğer unsurlardan açıkça ve kolaylıkla ayırt edilebilecek ve görsel ve işitsel bakımından ayrılığı fark edilecek biçimde düzenlenecek, bilinçaltı ile algılanan reklamlara izin verilmeyecektir.

  • Haber ve güncel programları düzenli olarak sunan kişilerin görüntü ve seslerine reklamda yer verilmeyecektir.

  • Bir program içinde reklam kuşağı kullanılacak ise, bunun biçimi ve süresi yasalar tarafından tespit edilmiştir. Reklamlar program arasına yerleştirilir. Programın bütünlüğü, değeri ve hak sahiplerinin haklarını zedelemeyecek bir şekilde bir program içine de yerleştirilebilir.

  • Hiçbir dini tören yayınına reklam alınamaz. Haber bültenleri, güncel programlar, çocuk programları otuz dakikadan kısa oldukları takdirde reklamla kesilemezler.30 dakikayı aşan haber programlarında ilk reklam kuşağı, 30 dakikanın sonunda yayınlanır. Onu takip eden reklam kuşağı ise her 20 dakikalık bölümlerin sonunda ve 5 dakikayı aşmayacak biçimde verilebilir.

Program Destekleme (Sponsorluk) Gelirlerinin Beyan Edilmesi

Program Destekleme (Sponsorluk) ve tanıtım hizmet gelirleri hesabına kaydedilen “Program Destekleme” (Sponsorluk) Gelirlerinin “Üst Kurul Payına Tabi Reklam Gelirleri Matrahı” içinde yer alıp almayacağı, bu gelirler üzerinden Üst Kurul Payı ve Eğitime Katkı Payının ayrılıp ayrılmayacağı konusunda yayın kuruluşlarından farklı görüş ve sorular Üst Kurulumuza ulaşmaktadır.

Kuruluşlar, her takvim ayı içinde yayınladıkları reklamlar nedeniyle tahakkuk ettirdikleri brüt reklam gelirlerinin %5 ini “Reklam Gelirleri Üst Kurul Payı” (aynı matrahın %5 ini Eğitime Katkı Payı) olarak, bu gelirlerin tahakkuk ettiği ayı izleyen ay içinde Reklam Gelirleri Üst Kurul Payı Beyannamesi ile beyan ederek aynı sürede Üst Kurul hesabına ödemekle yükümlüdürler. Avrupa Sınır ötesi Televizyon Sözleşmesi, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun ve bu Kanuna bağlı çıkarılan yönetmelikler ve tebliğlerde, Program Desteklemesi (Sponsorluk) ile Reklam kavramları birbirinden farklı olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımlardan, reklam yayınındaki amacın bir ürünün, hizmetin veya fikrin satışı veya kiralanmasını özendirmek olduğu anlaşılırken, Program desteklemesindeki (sponsorluk) temel amacın kaliteli programların yapımının teşvik edilmesi olduğu görülmektedir. Dolayısıyla program desteklemesi (sponsorluk) ve tanıtım hizmet gelirleri hesabına kaydedilen “Program Destekleme Gelirleri” “Üst Kurul Payına Tabi Reklam Gelirleri Matrahı”na dâhil değildir.

Ancak 15.5.1996 tarihli Reklam Gelirleri Üst Kurul Payları Genel Tebliğ Seri No:1 (c) bendinin “Reklam Gelirlerinin Elde Ediliş Şekli ve Kaynağını Gösteren Dökümlü Liste” başlıklı 2 nci paragrafının (d) bendinde, radyo ve televizyon kuruluşlarının “Reklam Gelirleri Üst Kurul Payı Beyannamelerine” eklenmesi istenen liste içerisinde “sponsorluk gelir tutarının” beyan edilmesine devam edilecektir. Çünkü yayıncı kuruluşların, Kanun ve Yönetmelikte açıklanan reklam kapsamına giren gelirlerini, Tebliğde düzenlendiği şekilde beyan etmekle yükümlüdürler. Bu düzenleme, program destekleme (sponsorluk) gelirlerinden Üst Kurul Payı alınmasını öngören bir düzenleme olmayıp, istatistikî ve bilgi amaçlı olarak beyan edilmesi gerekmektedir.

Diğer taraftan, Radyo ve Televizyon Yayınlarının Esas ve Usulleri Hakkında Yönetmeliğin “Program Desteklemesi” ile ilgili 20 nci maddesinde “Yayın kuruluşları, program, konulu film veya diziler için gerçek veya tüzel kişilerden tamamen veya kısmen mali destek alabilir. Yayınlanan herhangi bir programa tamamen veya kısmen mali destek sağlandığı takdirde, destek verenlerin kimliği programın başında ve/veya sonunda görsel ve/veya işitsel unsurlarla televizyonda yazıyla, radyoda ise sözle toplam en fazla 10 saniye, reklam kuşakları ile program tanıtımı kesintilerinin sonunda toplam en fazla 5 saniye süre ile belirtilebilir. Desteklenen programların tanıtımlarında destekleyen gerçek ve tüzel kişilere atıfta bulunulamaz ve destekleyen firma ismi program adının bir parçası olarak kullanılamaz (Değişik: 15.02.2005 gün ve 25728 sayılı Resmi Gazete Madde 3)…” hükmüne uygun olarak yayınlarda süreye dikkat edilmesi gerekmektedir.

TRT’DE YAPIM PLANLAMA YÖNTEMİ

KISA FİLM VEYA BELGESEL BİR YAPIM İÇİN

Yapım öncesi                                  

*Program fikri

*Konu ve Program isminin saptanması

*Sinopsis hazırlanması

                 (senaryo ve konu taslağı)

*Program öneri dosyasının yapılan bütçe ile yönetime arzı

(Kabul edildiği takdirde aşağıdaki         çalışmalara başlanması)

 

 DESTEKLEYİCİ yani SPONSOR TEMİNİ

*Program Danışmanı bulunması ve Kaynak araştırması

 *Ön araştırma: Yönetmen+Yapımcı+Gör. Yönetmeni+ belki Danışman önceden çekim bölgesine giderek, iklim, mevsim, gün ışığının doğru zamanlamasının tespiti. Coğrafya, yol durumu ve güzergâh. Çekim ekibinin konaklayabileceği otel vb. Yer saptanması. Gerektiğinde Yerel Yönetimlerden destek sağlanması.

*Metin hazırlığı

 *Senaryo hazırlığı

 Bitirilen program senaryosu veya metninin, Yayın Denetleme Kurulu’na gönderilip, metin denetiminin yaptırılması

 *İş takviminin ve çekim planının oluşturulması

*Kişilerin (SUNUCU – ANLATICI) ve mekânların belirlenmesi

 *Çekim için gerekli izinlerin alınması için       yazışmalar yapılması

 *Telif hakları : (Metin, Senaryo ve Özgün Müzik Bestecisi vb.)

*Yapım bütçesinin hazırlanması ve onaya        sunulması, kabul edildiği takdirde  “İŞ AVANSI”  alınması

*Program için SPONSOR temini gerçekleşmiş ve taraflarca kabul edilen harcamalar, tüm program giderlerini karşılıyorsa sorun yoktur.

Ama karşılamıyorsa, onaylanmış TRT bütçesinin açılması ve program bitimine kadar buradan da harcama yapılması gerekecektir. Yapımcı bu sorunu giderecek kişidir.

*Kamera ve çekim için gerekli olan tüm kamera aksesuarları

                               Ses ve aksesuarları

                               Işık ve aksesuarları

                               Dekor  ve Aksesuar ve

                               Makyaj ekipmanlarının temini

 *Gerekli çekim malzemesi olan Digital Betacam Video Bant materyalinin gerektiği sayıda temini

*Ulaşım için, eğer karayolu ile gidilecek ise şoförlü araç isteği. araç verilemiyorsa piyasadan araç kiralanması. Tüm ekip çalışanlarının sayısına yetecek kadar ekip minibüsü ve çekim malzemesi çok ise kamyon      veya kamyonet temini

*Personel harcırahının alınması (Her ekip elemanı kendisi alır)

Çekim                                    

*Önceden saptanan çekim bölgesine ulaşım

*Mahalli Mülki Amirin (Vali, Kaymakam gibi) çekim ekibinin kente gelişi hakkında   haberdar edilmesi ve gerekiyorsa güvenlik güçlerinden koruma talebi yapılması

* YAPIMCI tüm organizasyondan           sorumludur. Çekim ekibinin ve çekimlerin sağlıklı yürüyebilmesi için; otel, yemek, hatta sağlık ve gerekli mahalli mekan izinlerini çözmüş olmalıdır. Daha önce saptanmış olan otel ve misafirhane gibi kalınabilecek    mekana ekibin yerleştirilmesi.

*Çekim bölgesine gidiş ve çekime       başlama

 *İş takvimine ve senaryoya bağlı          kalınarak, iç / dış, gündüz / gece ve sesli veya sessiz olarak saptanan planların, çekimine başlanır.

 *Çekimlerde SUNUCU görev alıyor ise;            makyajcısı, kostümü ve aksesuarları çekim yerine götürülmüş olmalıdır

*Ekibin yöneticisi YÖNETMEN’dir ve çekim setinin mutlak hakimidir.

 Yanında görev alan her ekip elemanı, mesleki görevinin bilinci ve yeteneği ile yönetmene tam ve kusursuz hizmet vermekle yükümlüdür.

TRT Televizyonundaki  standart çekim ekibi :

 Yapımcı

Yapımcı asistanı

Yönetmen

Yönetmen asistanları

Görüntü yönetmeni

Kameraman

Kamera asistanları

Sesçi

Sesçi asistanları

Işıkçı

Işık asistanları

Dekoratör veya Sanat yönetmeni

                Dekor işçileri

                Aksesuarcılar

                Makyajcı

                Makyaj asistanı

                Ulaşım sorumlusu ve şoförler

Çekim Sonrası                  

 

*Senaryo’ya göre çekilen ve Time         Code’ları alınmış bantların tüm görüntü              dökümü sahne sahne listelenir. Çekim tekrarları varsa beğenilmeyen planlar ayrılır. Programda kullanılabilecek planların yeniden bir dökümü yapılır. Bu çalışmalara, gerek olursa Yönetmen de katılır.

* Senaryoda yer alan anlatım metni, TRT bünyesinde bulunan seslendirme stüdyolarında seslendirilmiş olmalıdır.

Bant kaydı yapılan metnin süresi saptanmış, her türlü teknik kontrolü yapılmıştır. Artık kurgu aşamasındaki bu materyal yerini alır

*Senaryo üzerinde döküpaj’ı  (sahne ayrımları) yapılmış olan planlar, kurgu planına göre sıralanır. Efektler ayrı bir liste olarak oluşturulur. Sunucu anonsları ve anlatımlar da ayrı bir sıralama listesi                 ile saptanıp, program içindeki yerini alır.

*Kaba kurgu diye adlandırılan ilk kurgu bu sıralamalar listesine göre şekillenir. Daha sonra yönetmen ince kurguya geçebilir

*Daha önce TRT bünyesinde yer alan Artistik Hizmetler Müdürlüğü,

Grafik Animasyon Servisi’ne siparişi verilmiş ve yaptırılmış olan jenerikler, program kuşağının ilk ve son jenerikleri olarak yerleştirilir. Kurgusu tamamlanan programın efekt ve müzikleri tamamlanır ve tüm röportajlar, sesler, efektler ve müzik, digital betacam bant üzerinde yer alan 1. ses kanalına mix yapılarak alınır.

*Son olarak yapım, görüntü denetimi için        Yayın Denetleme Kurulu’na Yollanır. TRT          yayın ilkelerine (Anayasa ve yasalara aykırı olamaz) uygun olarak yapılmış program “YAYINLANIR” onayı almış ise yayını için,

 *Bitirilen Programın yayın saati ve günü tespit edildikten sonra:

                Yayınlanır DENETİM formu

                Arşivlenmesi için hazırlanmış ARŞİV formu YAYIN formu hazırlanarak Yayın işletme şefliğine teslim edilir.

Son işlemler                                     

 *Yapımcı, çekimi, kurgusu vb. bitirilen             programın ilgili kişilere ödemelerini yapar ve harcamalar ile ilgili bütçesini                 kapatır ve onaya sunar.

 *Yapımcı, her işlemi bitirilmiş, kapanması için onay aldığı  program bütçe dosyasını arşivlenmek üzere Program Bütçe Müdürlüğü’ne teslim eder.

Yapım öncesi

 

1-Konunun saptanması

2-Ön araştırma

3-Film isminin bulunması

4-Kişilerin, mekanların belirlenmesi

5-Çekim için gerekli izinlerin alınması

6-Yazışmalar, Telif hakları

7-Sinopsis hazırlığı

8-Metin hazırlığı

9-Senaryo hazırlığı

10-Storyboard hazırlığı

Çekim öncesi

 

1-Ekip oluşturma

2-Malzeme tespiti

3-Çekim formatını belirleme

4-Çekim planı oluşturma

5-Seslerin tespit edilmesi

6-Müziklerin tespit edilmesi

7-Anlatıcı sesinin tespit edilmesi (gerekiyorsa)

8-Oyuncuların tespit edilmesi

9-Bütçe hazırlanması

10-Destek, Sponsor bulma, Yapımcı tespiti

11-Sözleşmeler

12-Deneme çekimi (gerekiyorsa)

Çekim

1-Çekim öncesi reji toplantısı

2-Çekim sırasında izleme ve değerlendirme

Standart Bütçe Kalemleri


Sorumlu yapımcı                                      

Uygulamacı yapımcı

Senaryo / Senarist       

Yönetmen   

Yardımcı yönetmen 

Yönetmen asistanı

Yapım yönetmeni  

Yapım asistanı   

Kamera ekibi ve ekipmanı

Aydınlatma teknisyeni

Işıklar            

Grip     

Kaydırma ekipmanı    

Bant stoku           

Stüdyo         

Sunucu              

Anlatıcı

Aktör /Aktris

Kostüm / Kostümcü

Makyaj yapımcısı

Rostrum kamera

Görsel efektler

Grafikler

Prova kurgusu

Yayın kurgusu                      

Ses kaydı / Seslendirme

Ulaşım giderleri: Araç kiralaması, Tren ve Uçak bilet ücretleri, Taksi, Kurye

Yemek ücretleri

Otel / Konaklama

Müzik

Sözleşme Giderleri

Havale Giderleri

 

 

 

KAYNAKÇA

 

Colin Hart/Televizyon Program Yapımcılığı

William Hawes/Producing and Directing

Herbert Zettle/TV Production Handbook

Roland Lewis/The Video Maker’s Handbook

Ünal Uyguç/Televizyon Programcılığı

Yavuz Sezer/Yapımcılık/Broadcasteringinfo

Yusuf Akçura/Ders Notları

Çetin İmir/Ders notları

Güner Sarıoğlu/Televizyon

Türk Dil Kurumu/Kitle İletişim Terimleri Sözlüğü

İlgili Kategoriler

İletişim Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir