Türkiye ekonomisi kısa notlar (Sanayi sektörü)



TÜRKİYE EKONOMİSİ KISA NOTLAR

Dar anlamda emek ve sermayeyi kullanarak hammadde ve yarı mamul maddeleri işleyerek mamul madde haline getiren tüm üretim faaliyetleridir.

Geniş anlamda müteşebbisin kurduğu, mal ve hizmet üreten ve gelir getiren faktörlerin bileşimidir.

Türkiye’de sanayi sektörü, DPT tarafından:

Madencilik          / İmalat sanayi  / Enerji olarak sınıflandırılmıştır.

Gelişmiş ekonomi bir anlamda sanayileşmiş ekonomi demektir.

Gelişmiş ülke aynı zamanda sanayileşmiş ülkedir

Ekonomik gelişme ile sanayileşme arasında çok yakın bir ilişki vardır

Milli iktisat dönemi : Birinci Dünya Savaşı’nın çıktığı yıla (1914) kadar olan süredir

1915 sayımına göre ise Osmanlı sanayisinde sermayedar ve işçi dağılımı.

                        Sermayedar               İşçi

Türkler                        % 15                            % 15

Rumlar                       % 50                            % 60

Ermeniler       % 20                            % 18

Yahudiler        % 95                            % 10

Cumhuriyet’in ilk yıllarında izlenen temel ekonomi politikası ilke olarak özel girişim eliyle serbest piyasa şartlarında sanayileşmeyi esas almaktadır

17 Şubat 1925 tarihinde tarımda Aşar Vergisi Birinci İktisat Kongresi’nin önerileri doğrultusunda kaldırıldı ( 1924 yılında devlet gelirlerinin % 25’ i aşar vergisinden sağlanmaktaydı)

Türkiye Cumhuriyeti’nde ilk defa sanayi sayımı 1927 yılında, yapılmıştır( sayıma göre üretilen değerin % 65’i tarım ve sanayi sektöründen kaynaklanmaktadır.)

Osmanlıda ilk enerji üretim birimi Adana’da ( 1902) kuruldu. Daha sonra 2. İstanbul’da (1913)

1924 yılında Türkiye İş Bankası, 1925 yılında Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur

Türkiye Cumhuriyeti’nde devletçilik ilkesini İsmet İnönü mutedil devletçilik ilkesi olarak açıklamıştır. Bu ilke 5 Şubat 1937 de Anayasaya konmuştur. Bu ilkeye göre memleketin tüm ihtiyaçlarını karşılama görevi özel sektörle devlet arasında paylaşılmalıdır

I.Beş Yıllık Sanayi Planı(1934-1938) kamu yatırımlarının tümünü kapsayan bir plandır. Amacı  ithal edilmekte olan tüketim malları üretiminde belli artışlar sağlamaktır. Etibank ve Sümerbank kuruldu

2.Beş Yıllık Sanayi Planı (1938-1942) tüketim mallarının yanı sıra yatırım mallarına ve ara mallarına yönelik öncelikler belirlenmiştir.2,Dünya savaşının başlaması nedeniyle uygulamaya konulamamıştır.

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda BBYKP (1963-1967): Daha çok sosyal içerikli olduğu için kırsal kesimin kalkınmasına yer verilmiştir.

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda İBYKP (1968-1972) :İlk plana göre sanayileşme daha ön plandadır. İki planında ortak noktası ithal ikameci sanayileşme modelinin benimsenmesidir.

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda ÜBYKP (1973-1975):Ara ve tarım mallarında ithal ikamesini kamu sektörü sağlamış, özel sektör ÜBYKP dayanıklı tüketim malları üretiminde yoğunlaşmıştır

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı’nda DBYKP (1975-1980) sınaî mal ihracatına önem verilmiş, fakat bu gelişme sanayileşmede strateji değişikliğine yol açmamıştır

1950-1960 dönemi alt yapı yatırımcılığı dönemi olarak bilinir. Önemli karayolları, su, liman, enerji projeleri bu dönemde gerçekleştirilmiştir.

1980 Tüketim malları içinde ilk sırayı %20 oranı ile gıda sanayi almıştır.

Ara mallarında petrol %10’luk bir yer tutmuş,

yatırım malları içinde ise en büyük pay %15 le madeni eşya sanayine aittir

Sanayi sektörünün büyüme hızı 2008 yılında % 1,1, 2009 yılında ise -% 6,9 olmuştur

Enerji alt sektörünün GSYH içindeki payı ortalama %2 civarındadır. 2003 yılında %1,9 olan pay, 2011’de %2,4’e çıkmıştır

2011 yılında ortalama net elektrik tüketiminin:

% 46’sı Sanayide

% 24’ü Meskenlerde

% 14’ü Ticarethanelerde

% 4’ü Resmi kurumlarda

% 12’i Diğer kesimlerde tüketilmektedir. Toplam tüketimin %14’ünü kayıplar oluşturmaktadır

Türkiye’de sanayinin %50’si Marmara, %20’si Ege Bölgesi’nde yoğunlaşmıştır

En çok patent başvurusu yapan ülkeler ABD, Japonya ve Almanya’dır.

Türkiye’de 2011 yılında patent başvuru sayısı 541’dir. (dijital iletişim teknolojileri (%7,1), elektrik ekipmanları (%6,9), tıbbi teknolojiler (%6,6) ve bilgisayar teknolojisi (%6,4) )

Dünya Ekonomik Forumu’nun hazırlamış olduğu Küresel Rekabet Raporu’nda ise Türkiye 2010 yılında 61’inci sırada (139 ülke arasında) iken, 2011 yılında 59’uncu sıraya (142 ülke içinde) yükselmiştir. Rapor’da 1.İsviçre, 2.Singapur, 3.sırada İsveç yer almaktadır

Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi ve Eylem Planı 2011-2014, Yüksek Planlama Kurulu’nun 7 Aralık 2010 tarih ve 2010/38 sayılı kararıyla onaylanmıştır.

-Türk sanayisinin rekabet edilebilirliğinin ve verimliliğinin yükseltilerek dünya ihracatından

  daha fazla pay alan

-Ağırlıklı olarak yüksek katma değerli ve ileri teknolojili ürünlerin üretildiği

-Nitelikli işgücüne sahip ve aynı zamanda çevreye ve topluma duyarlı bir sanayi yapısına

  dönüşümü hızlandırmayı amaçlamaktadır

Milli Korunma Kanunu : 18 Ocak 1940 yılında gıda zorluklarını gidermek üzere çıkarılmış olup hükümete üretim ve dağıtım ile ilgili özel yetkiler vermiştir.

1953 yılında sanayi sektöründeki % 19,2 lik büyümeye Cumhuriyet döneminde bir daha rastlanılmamıştır.

İthal ikamesi 1980 yılına kadar özellikle Dayanıklı tüketim malları sanayinde büyük ölçüde uygulanmıştır

Sınai mal ihracatına önem verilen, ancak bu gelişmenin sanayileşmede stratejik değişikliklere yol açmadığı plan Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planıdır

Cumhuriyetin ilk yıllarında hükümetin sanayicileri korumak için getirdiği uygulamalar

-İç vergilerden muaf tutmak

-Prim ödemek

-Ucuz kredi sağlayarak

-İthal mallar üzerine tüketim vergisi koymak

Sanayi sektörü içinde en önemli alt sektör imalat sektörüdür

1952-1957 döneminde sanayi sektörünün ortalama büyüme hızı % 12,5 dir

Savaş yıllarında stokçuluk ve spekülasyondan çok para kazananlardan vergi almak için 1942 yılında çıkarılan vergi Varlık Vergisi dir

İlgili Kategoriler

İktisat Ders Notları



Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir